Podcasts about orada

  • 137PODCASTS
  • 469EPISODES
  • 22mAVG DURATION
  • 1EPISODE EVERY OTHER WEEK
  • May 11, 2025LATEST
orada

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about orada

Show all podcasts related to orada

Latest podcast episodes about orada

Yeni Şafak Podcast
İsmail Kılıçarslan - Elif dersin ey hoca, manası ne demektir?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 11, 2025 5:07


Dervişe “dünya nimeti nedir?” diye sormuşlar, “elemin senden gitmesidir” diye cevap vermiş. “Bu da ne ola ki?” diye merak edip tekrar sormuşlar. O da “dünya nimeti mutlak değildir, hastayken iyileşmek, açken doymak, cahilken öğrenmektir. Elemin senden alınmasına dünya nimeti derler. Ahiretin nimeti öyle değildir. Orada aç olduğun için yemezsin. Hasta olduğun için iyileşmezsin. Orada nimet mutlak ve kesintisizdir” demiş.

Yeni Şafak Podcast
Yaşar Süngü - Depremden korkmakta çok haklıyız

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Apr 27, 2025 5:40


Japonya da bizim gibi deprem ülkesi. Orada 6,2 büyüklüğünde deprem olduğunda herkes oturduğu yerde sallanmanın durmasını bekler ve sonra işine devam eder. Bizde 6,2 deprem olur, 151 kişi bulunduğu binadan evden ya da işyerinden kaçarken yaralanır. Neden?

Yeni Şafak Podcast
Taha Kılınç - Bir akıncı beyi

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Apr 23, 2025 5:37


“1899'da İstanbul'da doğdum. Büyükbabam 150 sene önce Bolu'dan İstanbul'a gelmiş, büyükanne tarafım Isparta cihetinden. Onların İstanbul'a gelişleri ise 200 sene evveline rastlıyor. Yâni İstanbulluyum. Ama vaktiyle bir konferans vermiştim. Orada demiştim ki: Ben hem Bosnalıyım hem Budinliyim, hem Üsküplüyüm hem Atinalı hem Sofyalıyım, hem Erzurumlu hem Erzincanlıyım. Fakat İstanbulluyum. Hiç ayırmam.”

Infantas y Reinas
María de Portugal, la añorada hija de Leonor de Austria

Infantas y Reinas

Play Episode Listen Later Mar 31, 2025 12:15


María creció lejos de su madre, Leonor de Austria, que abandonó Portugal tras quedarse viuda de Manuel I el Afortunado para vivir cerca de su hermano el emperador Carlos. Recibió el título de duquesa de Viseu de manos de su hermano Juan III, y se convirtió de esa forma en la mujer más rica de Portugal y una de la mujeres más ricas de Europa. Quizá por eso todos los intentos de boda no fructificaron.En los últimos años de su vida, su madre Leonor intentó un acercamiento con María, pero todo fue en vano. Hoy os contamos su historia.

Mevlana Takvimi
İKİ ŞEHÎDİN DESTÂNI-18 MART 2025-MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Mar 18, 2025 2:20


Cihâd-ı mukaddes îlânını, tâ Avustralya'da duyan iki Osmânlı Türkü'nün iftihâr edilecek destanı: Bunlar Avustralya'nın “Silver City” şehrine yerleşmiş iki Osmânlı'dır. Orada çalışarak hayâtlarını kazanmaktadırlar. Günün birinde Halîfelerinin İngilizlere karşı Sancak-ı Şerîfi çıkardığını ve bütün müslümânları cihâda çağırdığını öğrenirler. Bu sırada Çanakkale Cephesi'ne gönderilmek üzere Avustralya'dan asker toplanmaktadır. Bu iki genç, şehrin vâlisinin huzûruna çıkarak şöyle derler: “Halîfemiz size karşı harp ilân etmiş. Bizim de buna icâbet etmek vâzifemizdir. Fakat biz sizin bu kadar zamândır ekmeğinizi yedik. Bırakın gidelim. Sizinle cephede savaşalım. Burada size karşı bir harekette bulunmayı nankörlük sayıyoruz.” Vâli gülmüş ve onları reddetmiş: “Bizi tehdid mi ediyorsunuz? Haddinizi bilin, edebinizle oturun yerinizde!” Bizimkiler de: “Eh ne yapalım, bizden günâh gitti” diye söylenerek uzaklaşmışlar. Hemen neleri varsa hepsini satmışlar. İki makinalı tüfekle bol cephane edinmişler. Sonra? Sonra da Çanakkale'ye gönderilmek üzere lîmânâ sevk edilecek olan Anzak askerlerini taşıyan trenin geçeceği dar bir boğaza gidip mevzilenmişler. Namâzlarını kılıp helâllaştıktan sonra, kazdıkları siperlere yerleşmişler. Üzerinde elde dikilmiş bir Osmânlı bayrağının dalgalandığı bu siperlerin hizâsına gelince, raylar üzerine yığılan taşlar treni durdurmuş ve o tren, yedi yüz Anzak askerini ölü ve yaralı olarak bırakmak zorunda kalmış. Etraftaki tepelerde kalabalık Osmânlı kuvveti arayan düşmân, bütün bu savaşı verenin sâdece iki şehîd kahraman olabileceğine çok zor inanmış. Neredeyse bizim bugünkü aydınlarımız kadar gâfil olan ve İslâm'ın gönüllerdeki hâkimiyetini bilemeyen İngiliz vâliye de o iki kahramanın mübârek naaşlarını selâmlamaktan başka yapacak bir şey kalmamış.(Basından Derleme)

Genç Derneği
Yesrib'in İlk Muallimi, Uhud'un Sancaktarı: Mus'ab İbn Umeyr | Örnek Nesil B05

Genç Derneği

Play Episode Listen Later Mar 14, 2025 12:37


*Yesrib'in İlk Muallimi, Uhud'un Sancağı: Mus'ab ibn Umeyr* Örnek Nesil serimizin *beşinci bölümünde, İslam davasının öncülerinden **Mus'ab ibn Umeyr (r.a.)*'ın fedakârlık ve teslimiyet dolu hayatına yakından bakıyoruz. Mekke'nin en zengin ve asil ailelerinden birinde doğan Mus'ab (r.a.), İslam'la şereflenince her şeyini geride bıraktı. *Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tarafından Yesrib'e gönderilen ilk öğretmen ve davetçi* oldu. Orada İslam'ın hızla yayılmasına vesile oldu ve Medine'deki Müslümanları bir araya getirdi. Uhud Savaşı'nda ise Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) *sancaktarlık görevini üstlendi. Büyük bir cesaretle mücadele ederken şehit edildi. **Üzerindeki elbise kefen olarak yetmediği için ayakları otlarla örtüldü*. *Yesrib'in ilk muallimi, Uhud'un sancaktarı, zühd ve fedakârlığın timsali Mus'ab ibn Umeyr'in (r.a.) ilham veren hikâyesini keşfetmek için yeni bölümümüz yayında!*

Yeni Şafak Podcast
Mahmut Ay-Kur'ân Günlüğü -11. Cüz-

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Mar 11, 2025 0:17


Cami görünümlü şer yuvası: Mescid-i Dırâr “Bir de şunlar var ki, müminlere zarar vermek, inkârcılığı yaymak, müminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resulü'ne savaş açmış kişi lehine fırsat kollamak üzere mescid (süsü verilmiş bir bina) yapmışlardır. Bir de (utanmadan) 'Amacımız sadece iyi bir şey yapmaktı.' diye yemin edeceklerdir. Allah şahittir ki, onlar kesinlikle yalancıdırlar. Orada asla namaz kılma! Daha ilk günden takvâ temeli üzerine kurulan mescid namaz kılman için elbette daha uygundur; burada gerçekten arınmak isteyen adamlar vardır. Allah da arınmaya çalışanları sever.

Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir Denge: Ruh, Beden & Zihin / Bölüm 1

Kendine Ait Bir Oda

Play Episode Listen Later Feb 12, 2025 18:09


Psikoterapist İpek Kerestecioğlu ile beraber kaydettiğimiz bu 5 bölümlük mini seri benim ve umarım sizlerin dengelenme yolculuğunuza destek olmak için tasarlanmıştır.Beraberinde bir önceki bölümde başlattığım kendi yolculuğumu anlatacağım bölümlerden ilki olan "İstemeden Aldığım 12 Kilo Yaratıcılığımı Engellemiş Olabilir Mi?" bölümünü de dinlemenizi tavsiye ederim. :)Sürecimi Instagram hesaplarımdan da paylaşıyorum. Orada yorumlarda, mesaj kutusunda buluşalım!

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Bu bölümde, bizi nelerin güldürdüğünü keşfe çıkıyoruz. İnternetin komediye etkisinden küfürün komiklikteki rolüne, yerli ve yabancı komedilerin karşılaştırılmasından günlük hayattaki mizaha kadar geniş bir yelpazede sohbet ediyoruz. Komediye dair düşündüren, eğlendiren ve bazen de şaşırtan tespitler yapıyoruz! Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:26] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Berkin'le beraberiz. Nasılsın Berkin? Berkin: [0:35] İyiyim Emin. Teşekkür ediyorum. Bir tık yorgunum. Sen nasılsın? Emin: [0:39] Ben de iyiyim. Yorgunluğunu tahmin edebiliyorum. Uzun bir süredir yoktun. Berkin: [0:43] Aynen. Emin: [0:44] Ne yaptın? Nerelerdeydin? Berkin: [0:45] Yokluğumu seyirciler çok hissetmiş midir sence? Emin: [0:48] Seyircilere çok çaktırmadık bence. Berkin: [0:50] Değil mi? Belki bir, iki podcast eksiktir böyle. Arada mesafe vardır. Onun dışında çok hissettiklerini düşünmüyorum. Yurt dışındaydım. Avrupa'daydım. Birkaç farklı ülkede yaklaşık otuz gündür... Benim için ilk kez bu kadar uzun bir yurt dışı seyahat serüvenim oldu. O yüzden biraz yorgunum. Emin: [1:09] Evet gerçekten uzun bir süre. Berkin: [1:10] Evet. Ya böyle çok tabii sürekli geze geze, yorucu bir 'gezgin' minvalinde bir şeyim olmadı ama... İnsan yattığı yeri özlüyor yani. İşin özü o bence. Emin: [1:23] Evet gerçekten öyle. Yani senin bundaki tecrüben neydi? Ülkenin gündemi de malum birazcık hızlı bir şekilde değişiyor. Berkin: [1:31] Ya tabii. Orada açıkçası Türkiye gündemini çok fazla takip etmedim. Yani o biraz bence akıl sağlığı sağladı bana. Biraz kafa sağlığımı toparlamış olabilir. Gelir gelmez ama bakıyorum yine bir sürü... Bir şeyler değişiyor. Olaylar oluyor vesaire... Kimi üzücü, kimi hoş. Yani ama bunda bir yabancılık çekmedim mesela. Emin: [1:54] O kadar uzun süre gitmedin. Berkin: [1:56] Aynen. Bir ay etkilememiş beni çok fazla. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Bu bölümde Emin ve Feyza, hepimizi çocukluk yıllarına götürüyor! Mahallede oynanan unutulmaz sokak oyunları, kahkaha dolu anılar ve eski günlerin sıcak sohbeti sizi bekliyor. Yakantop, saklambaç, körebe… Siz en çok hangisini severdiniz? Geçmişin o güzel günlerini birlikte hatırlamak için bu bölümü kaçırmayın! Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:24] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Feyza ile beraberiz. Nasılsın Feyza? Feyza: [0:34] Merhaba Emin. Biraz hastayım. Belki sesimden de anlaşılıyordur. Ama iyiyim. Sen nasılsın? Emin: [0:40] Ben de iyiyim. Teşekkür ederim. Geçmiş olsun. Neyin var? Feyza: [0:43] Galiba soğuk aldım bilmiyorum. Ben yurt dışındaydım yakın zamanda. Dönünce, hemen, döner dönmez hasta oldum. Herhâlde mevsim değişikliği mi artık... Hava değişikliği mi? Herkes öyle diyor. Hava değişikliği diyor. Ben de ona inandım herhâlde öyledir. Emin: [0:56] Orada mı hava soğuktu burada mı hava soğuktu? Feyza: [0:59] Orada hava çok soğuktu. Biraz zaten orada boğazımda bir şeyler hissetmeye başlamıştım. Allah'tan burada evimde oldum yani hasta. Daha güvenli bir alanda. Emin: [1:08] Evet yurt dışında hasta olmak biraz tatsız oluyor gerçekten. Feyza: [1:12] Evet ya. Evet. Emin: [1:14] Her ne kadar... Yani aslında bir şey olmasa da insan evinin konforunda bir hastalık geçirmeyi tercih eder herhâlde. Tabii hiç hasta olmak istemez insan ama olacaksa eğer evinin konforunda olmayı tercih eder yani. Feyza: [1:25] Aynen öyle. Bir de yazık yani kaç günlüğüne gidiyorum zaten... Can sıkıcı olur gerçekten. Emin: [1:31] Evet, geçmiş olsun diyelim o zaman. Feyza: [1:33] Sağ ol, sağ ol. Emin: [1:34] Bugünkü bölümümüzün konusu senden geldi. Biraz bahsetmek ister misin bugünkü bölümümüzde neler hakkında konuşacağız? Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

IPI Press Freedom Podcasts
Medyada İnovasyon 08 | Gökçer Tahincioğlu - Gazeteci

IPI Press Freedom Podcasts

Play Episode Listen Later Jan 17, 2025 47:29


IPI Medyada İnovasyon podcast serisinin 8. bölümü yayında! Medyada İnovasyon serisinin bu bölümünde Uraz Kaspar'ın konuğu gazeteci ve yazar Gökçer Tahincioğlu.  Geleneksel gazetecilik pratiklerinin, medyada yaşanan inovatif değişiklikler sonrası nasıl değiştiği ve dönüştüğünü değerlendirdiğimiz bölümde değinilen konu başlıklarından bazılarını şöyle özetleyebiliriz: Medya ve inovasyonun temelleri Gazeteci kime denir? Mesleğin tanım ve sınırları Habere gitmek: ‘Orada' olmamanın etkileri Yeni medya ve geleneksel gazetecilik arasındaki denge Kutuplaşma ve medyanın itibarsızlaşması Gazeteciliğin meslek değeri ve zorlukları Geleneksel gazetecinin yeni medya ekosistemine adaptasyonu Tahincioğlu'nun yayında bahsettiği içerikler ise şunlardır: T24 Duvar Cumhuriyet OdaTV Evrensel İsmail Saymaz Tolga Şardan Fikret Bila Murat Batı Eksik Mecaz Podcast

COSMO Köln Radyosu
İçimizden Biri: Bulaşıkçılıktan patronluğa Fazıl Bay

COSMO Köln Radyosu

Play Episode Listen Later Jan 16, 2025 22:43


O'nunkisi adeta bir rüya gibi bir hikaye. 1980'li yıllarda Almanya'ya işçi çocuğu olarak gelen Fazıl Bay, bir yandan meslek eğitim kurslarına giderken bir yandan da inşaatlarda çalışmış. Daha sonra yolu, Köln'ün eski şehir merkezindeki bir otel restoranına düşmüş. Orada önce bulaşıkçı olarak işe başlamış, ardından adım adım garsonluğa, başgarsonluğa ve yöneticiliğe kadar yükselmiş. Ama bu başarıyla yetinmemiş; restoranı ve oteli satın alarak kendi işinin sahibi olmuş. Fazıl Bay, başarıya yürüdüğü zorlu yolları ve unutulmaz anılarını COSMO Türkçe'ye anlattı. Mikrofonda ben, Ceyhun Kara. Von Ceyhun Kara.

Yeni Şafak Podcast
ERSİN ÇELİK: Ve perde aralandı: Bakın orada kimler var?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jan 13, 2025 7:58


İslami camiada tiyatro yapan benim bildiğim üç grup var. Aslında dört kişiler. Osman Doğan ile eşi Ayşe Şahinboy Doğan, Nurdan Albamya İnce ve Seyfullah Şenel. Bu arkadaşları yıllardan beri takip ediyorum ve gördüğüm şudur; tiyatro yapabilmek için didiniyorlar. Varları da yokları da oyun sergilemek. Hem yazıyor hem oynuyorlar. Bunun yanında provalar, ekip kurma, sahneleme, salon bulma, kostüm, dekor, bilet satışı ve tanıtımlarla da uğraşıyorlar. Emeklerinin karşılığını almaları bir yana henüz dişe dokunur kazançları olmuyor. Dertleri ne peki? Önce kendilerinden kısaca bahsedeceğim.

Mevlana Takvimi
CENNET'TE MÜ'MİNLERE VERİLEN RÛHÂNÎ NİMETLER - 11 ARALIK 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Dec 11, 2024 2:32


Allâh (c.c.) Kur'an-ı Kerim'de bütün nimetlere karşılaştırma yapmak üzere Cennet'teki nimeti anlayabilmemiz için bizlere bir görüntü sunmaktadır. Yiyecekler, içecekler, giyecekler ve de Cennet'te meydana gelecek olan rûhânî saadet. Tıpkı kâfirlerin ve günâhkârların Cehennem'de hem fiziksel hem de rûhânî azâp görecekleri gibi, hiç kuşkusuz mü'minlerde Cennet'te hem fiziksel hem de rûhânî olarak nimet ve huzur içerisinde yaşayacaklardır. Allâh (c.c.) şöyle buyurmaktadır: “Sabretmelerine karşılık onlara Cennet'i ve cennetteki ipekleri lütfeder. Orada koltuklara kurulmuş olarak bulunurlar; ne yakıcı sıcak görülür orada, ne de dondurucu soğuk. Cennet ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkar; kolayca koparılabilen meyveleri istifâdelerine sunulur.” (İnsan s. 12-14) Daha sonra Allâh (c.c.) şöyle buyuruyor: “Ne yana bakarsan bak, yığınla nimet ve ulu bir saltanat görürsün. Üzerlerinde yeşil ipekten ince ve kâim elbiseler vardır, gümüş bilezikler takınmışlardır. Râbleri onlara tertemiz bir içki içirir.” (İnsan s. 20-21) İşte bunlar Cennet'te mü'minlere vaat edilen bazı maddi nimetlerdir. Rûhânî nimetlere gelince bunun için Cennet'te Allâh (c.c.)'un cemâlini görmeleri ve onunla konuşmaları mü'minler için yeterlidir. Her ne kadar dünyada bulunan nimetleri Cennet'teki nimetlere kıyâslamış olsak da şüphesiz bunun ince ayrıntılarına asla giremeyiz. Çünkü insanın aklına gelen ve gelmeyen şeyler vardır ve bunlar çoktur hatta daha da fazlası ziyâdesiyle vardır. Şüphesiz Cennet'te geçirilecek bir an, dünyaya ve içindeki her şeye değer. (Muhammed Mütevelli Şaravî, Kuran'da Kıyâmet Sahneleri, s.190-191)

NTVRadyo
Dünya Hali - Nauru

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Dec 2, 2024 12:45


Yeni Şafak Podcast
Yasin Aktay - Yurtlarından zorla çıkarılan o çocuklar büyüdü evlerine döndü

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Dec 2, 2024 6:38


Suriyeli muhaliflerin Halep şehrini geri almak üzere giriştikleri operasyon öyle görünüyor ki kendilerinin dahi tahmin ettiklerinden çok daha hızlı ilerledi. Aylar değilse bile belki haftalar veya en azından günler sürmesi beklenen Halep operasyonu ikinci gününden itibaren rejim saflarının hızlı bir biçimde çözülmesiyle birlikte neredeyse şehir ve bütün etrafının kontrol altına alınmasıyla sonuçlandı. Orada da durmadı, Halep'ten sonra İdlib'in geri kalan bütün kısımları da aynı hızla kontrol altına alındı.

Mevlana Takvimi
RIZKI VEREN ALLÂH (C.C.)'DUR - 26 KASIM 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Nov 26, 2024 2:17


İnsanların, günlük yaşantılarını sürdürürken veya hayata dair planlar yaparken rızk endişesi taşımamaları gerekir. Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz, “Aslandan kaçar gibi rızkınızdan kaçsanız, o yine de gelir sizi bulur.” buyurmuşlardır. Bu böyle iken Türkiye'de maalesef “Ekmek aslanın ağzında”, “Ekmek aslanın midesinde” gibi ifadeler kullanılmaktadır. Bunlar son derece yanlış ifadelerdir. Her canlının rızkının ne olduğu Cenâb-ı Hâkk tarafından tayin edilmiş ve Levh-i Mahfuz'a yazılmıştır. Burada kişiye düşen kendisi için tayin edilen bu rızka helâl yoldan mı haram yoldan mı ulaşacağını belirlemektir. Bu konuda Hz. Ali (r.a.) Efendimiz'in yaşadığı şu hadise son derece yerinde bir misâl olacaktır: Hz. Ali (r.a.) Efendimiz Kûfe'de bulunduğu sırada bir câmiye gidiyor. Kapıda bekleyen bir kişiden kendisi namaz kılıp gelene kadar devesini tutmasını rica ediyor. Namazını bitirip dışarı çıkarken deveyi emânet ettiği kişiye bahşiş olarak vermek üzere iki dirhem hazırlıyor. Dışarı çıkınca devenin yularının emânet ettiği kişi tarafından çalındığını görüyor. Orada bulunan başka birine selâm veriyor ve iki dirhemi ona vererek o para ile çarşıdan bir yular almasını rica ediyor. O zât çarşıya giderek iki dirheme bir yular satın alıp Hz. Ali (r.a.) Efendimiz'e getiriyor. Hz. Ali (r.a.) Efendimiz bakıyor ki bu yular biraz evvel devesinden çalınan yuların ta kendisi. Bunun üzerine yuları getiren kişiye durumu anlatıyor ve “Ben sana verdiğim iki dirhemi deveme sahip çıktığı için o adama verecektim. Adamın nasibi iki dirhemmiş; ancak o helâl yoldan kazanmak yerine haram yoldan kazanmış oldu.” buyuruyor. (Ömer Muhammed Öztürk, Sohbetler-2, s.92-93)

Kur'an-i Kerim Tefsiri
Tevbe Sûresi 107-119 Tefsiri Ali Kucuk N113 M009

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Nov 25, 2024 61:20


*9 TEVBE SÛRESİ 107-119 MEALİ N113 M009 Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile 107 Zarar vermek, İnkârı yaymak, mü'minler arasında tefrika çıkarmak, daha önce Allah ve Rasülüne harp açanın (yolunu) beklemek üzere mescit edinenler var. Onlar: "Bizim iyilikten başka bir isteğimiz yoktu" diye yemin ederler. Allah şahittir ki onlar yalancıdırlar. 108 Hiç bir zaman onun (zararlı mescidin) içinde (namaza) durma. İlk günde temeli takva üzerine kurulan (Kuba) mescid içinde (namaza) durman elbette daha layıktır. Orada öyle erkekler vardır ki onlar temizlenmeyi severler. Allah da temizlenenleri sever. 109 Binasını Allah korkusu ve Allah rızası üzerine kuran mı hayırlı, yoksa binasını, yıkılmak üzere olan bir uçurumun kenarına kurup, onunla cehenneme yıkılan mı daha hayırlı? Allah zalim kavme hidayet vermez. 110 Yaptıkları bina (mescid) kalpleri parçalanıncaya kadar, kalplerinde bir şüphe olarak kalacaktır. Allah bilendir, hükmedendir. 111 Allah, cennet karşılığında mü'minlerden canlarını ve mallarını satın almıştır. Allah yolunda harp ederler, öldürürler, öldürülürler. Tevrat, İncil ve Kur'ân'da hak olarak yaptığı bir (cennet) va'didir. Allah'tan daha çok sözünü kim yerine getirir? O halde onunla yaptığınız bu alışverişte sevinin. İşte büyük başarı budur. 112 Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, seyahat edenler, (oruç tutanlar) rukü edenler, secde edenler, iyiliği emr edenler, kötülüğü engelleyenler, Allah'ın sınırlarını koruyanlar, (işte bu) mü'minleri müjdele. 113 Onların cehennem yaranı oldukları, onlara belli olduktan sonra, yakınları bile olsa peygamber ve mü'minlere, müşriklere istiğfar yapması yaraşmaz. 114 İbrahim'in babası için istiğfarı, babasına verdiği söz üzerinedir. O'nun, Allah düşmanı olduğu İbrahim'e belli olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesiz İbrahim yanık yürekli, yumuşak huyludur. 115 Allah, hidayete erdirdikten sonra, sakınacakları şeyleri açıklamadan, bir kavmi sapıtmaz. Şüphesiz Allah, her şeyi bilicidir. 116 Şüphesiz göklerin ve yerin mülkü Allah'a aittir. O diriltir, O öldürür. Sizin için ondan başka dost ve yardımcı yoktur. 117 Muhakkak Allah, peygamberi de afvetti; içlerinden bir kısmının kalpleri kaymak üzere iken, zor saatte ona uyan Muhacir ve Ensarı da afvetti. O, onlara çok şefkatlidir, merhametlidir. 118 (Harpten) geride kalan üç kişiyi de afvetti. Geniş olmasına rağmen yeryüzü onlara dar gelmişti. Canları kendilerini sıkmıştı da, Allah'tan yine Allah'a sığınmaktan başka çare olmadığını anladılar. Tevbe etmeleri için Allah onları afvetti. Şüphesiz Allah, tevbeleri çok kabul edendir, merhamet edendir. 119 Ey iman edenler, Allah'tan sakının ve sadıklarla beraber olun.

Kur'an-i Kerim Tefsiri
Tevbe Sûresi 35-48 Tefsiri Ali Kucuk N113 M009

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Nov 25, 2024 61:55


*9 TEVBE SÛRESİ 35-48 MEALİ N113 M009 Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile 35 O gün, bunlar üzerinde cehennem ateşinde kızdırılır ve onlarla(topladıkları haram servetle) yüzleri, yan tarafları ve sırtları dağlanır. "İşte kendiniz için topladıklarınız; topladığınızı tadınız" (denir) 36 Gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah'ın kitabında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü (Recep, Zilka'de, Zilhicce ve Muharrem) haram aylardır. işte doğru (devamlı ve düzenleyici) din budur. Orada (o aylar içinde) kendinize zulüm etmeyin. Müşrikler sizinle topyekün harp ettiği gibi siz de müşriklerle topyekün harp edin. Bilin ki Allah mûttakilerle beraberdir. 37 Bu haram ayların hürmetini başka aylara geciktirmek, küfürde artış yapmaktır. Kâfirler onunla sapıtılır. Allah'ın haram kıldığını helal kılmak, Allah'ın haram kıldığı sayıyı çiğnemek için bir sene helal kılıyorlar, bir sene haram kılıyorlar. Yaptıklarının kötülüğü onlara süslendi. Allah kâfir topluma hidayet vermez. 38 Ey iman edenler, size ne oluyor ki, "Allah yolunda birlikte harbe katılın denildiğinde yere doğru ağırlaştınız. Ahirete karşılık dünya hayatına mı razı oldunuz? Dünya hayatının geçimliği, âhirete göre çok azdır. 39 Eğer birlikte harbe katılmazsanız, sizi acıklı bir azapla cezalandırır ve sizin yerinize bir başka toplumu getirir.Ona hiçbir şeyle zarar veremezsiniz.Allah her şeye gücü yetendir. 40 Eğer siz O'na (Rasüle) yardım etmezseniz, Allah ona yardım etmişti. Hani ikinin ikincisi iken kâfirler onu çıkarmıştı. O ikisi mağarada iken arkadaşına (Ebu Bekir'e) "Üzülme, Allah bizimle beraberdir" demişti. Allah da ona sekineyi (güveni) indirdi ve sizin görmediğiniz ordularla O'nu kuvvetlendirdi. Kâfirlerin (küfür) kelimesini alçalttı. Allah'ın kelimesi, işte o çok yücedir. Allah aziz'dir, hakim'dir. 41 Hafif ve ağır olarak topluca harbe katılın. Mallarınız ve canlarınızla Allah yolunda cihat yapın. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. 42 Eğer yakın bir menfaat ve orta bir yolculuk olsaydı sana uyarlardı. ancak meşakkat onlara uzak geldi. "Eğer gücümüz yetseydi sizinle beraber (harbe) çıkardık" diye yemin edecekler. Kendilerini helâk ediyorlar. Allah biliyor ki, şüphesiz onlar yalan söylüyorlar. 43 Allah seni afvetsin. Doğru söyleyenler sana açıklanıncaya kadar ve yalan söyleyenleri bilinceye kadar onlara niçin izin verdin? 44 Allah'a ve âhirete iman edenler, malları ve canları ile cihat etmemek için senden izin istemezler. Allah, mûttakileri bilir. 45 Ancak Allah'a ve âhirete iman etmeyen, kalpleri şüpheye düşen ve şüphe içinde bocalayıp duranlar senden izin isterler. 46 Eğer (cihada) çıkmak isteselerdi onun için hazırlık yaparlardı. Ancak Allah, onların katılmasını hoş görmedi, onları alıkoydu ve onlara: "Oturanlarla (çocuk,ihtiyar ve kadınlarla) beraber oturun" dendi. 47 Eğer sizin içinizde harbe çıksalardı, aranızda bozgunculuktan başka bir şeyi artırmazlardı ve sizin aranıza fitneyi sokmak için aranıza dalacaklardı. İçinizde onlara kulak verecekler vardır. Allah, zalimleri bilendir. 48 Onlar daha önce de fitne çıkarmak istemişler ve senin hakkında birçok işler çevirmişlerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemeseler de Allah'ın emri üstün geldi. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/tevbe-suresi-35-48-tefsiri

Kur'an-i Kerim Tefsiri
Tevbe Sûresi 14-27 Tefsiri Ali Kucuk N113 M009

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Nov 25, 2024 59:18


*9 TEVBE SÛRESİ 14-27 MEALİ N113 M009 Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile 14 Onlarla savaşın ki, Allah onlara sizin ellerinizle azap etsin; onları rezil etsin; onlara karşı size yardım etsin ve iman eden toplumların gönüllerini ferahlatsın. 15 Kalplerinin öfkesini gidersin. Allah, dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah, Alim'dir, Hakim'dir. 16 Yoksa sizin içinizden cihat edenleri, Allah'tan, Rasülü'nden ve mü'minlerden başkasını dost edinmeyenleri, Allah ayırt etmeden bırakılıvereceğinizi mi sandınız? Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 17 Müşriklere kendi küfürlerini görüp dururken Allah'ın mescitlerini onarmaları yaraşmaz. Onların amelleri boşa çıkmıştır. Ve onlar ebediyyen ateştedirler. 18 Allah'ın mescitlerini, ancak Allah'a ve âhiret gününe iman eden, namazı kılan, Zekâtı veren ve Allah'tan başka kimseden korkmayanlar onarır. İşte hidayete ermişlerden olması ümit edilenler bunlardır. 19 (Ey Müşrikler!) Siz, hacıları sulamayı Mescidi Haram'ı ta'mir etmeyi, Allah'a ve âhirete iman eden ve Allah yolunda cihat eden gibi mi kabul ediyorsunuz? Allah katında bunlar eşit değildir. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. 20 İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda malları ve canlarıyla cihat edenler, Allah katında derecesi en büyük olanlardır. İşte onlardır kurtuluşa erenler. 21 Onlara Rableri, bir rahmet, hoşnutluk ve içlerinde bol ve ebedi nimetler olan cennetleri müjdeler. 22 Orada sonsuza değin kalıcıdırlar. Muhakkak büyük mükâfat Allah katındadır. 23 Ey iman edenler, eğer babalarınız ve kardeşleriniz imana karşı küfrü severlerse onları dost edinmeyiniz. Sizden kim onlardan dost edinirse, onlar zalimlerin ta kendileridir. 24 De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, düşmesinden korktuğunuz ticaret ve hoşlandığınız evler, size Allah'tan Rasülü'nden ve O'nun yolunda cihattan, daha sevgili ise o halde Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah fasık topluluğa hidayet vermez. 25 Şüphesiz Allah, size birçok yerde ve Huneyn gününde, çokluğunuzla böbürlendiğiniz halde çokluğunuz size hiçbir fayda vermediğinde, yeryüzü geniş olduğu halde size dar geldiğinde ve arkanızı dönüp kaçtığınızda size yardım etti. 26 Sonra Allah, Rasülüne ve mü'minlere sekinetini (güveni) indirdi. Göremediğiniz ordular indirdi ve kâfirleri cezalandırdı. İşte kâfirlerin cezası budur. 27 Sonra Allah, bunun ardından dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah mağfiret ve rahmet edendir. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/tevbe-suresi-14-27-tefsiri

Mevlana Takvimi
HZ. MAHMUD SÂMİ RAMAZANOĞLU (K.S.)-7 - 14 KASIM 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Nov 14, 2024 3:07


İlk, orta ve lise tahsîlini Adana'da tamâmlayan Hz. Sâmî (k.s.), yüksek tahsîlini İstanbul'da yaparlar. Hukuk Fakültesini birincilikle bitiren Hz. Sâmî (k.s.), bu arada bir müddet Gümüşhâneli Dergâhı'na devâm ederler. Bu sırada Bâyezıd dersiâmlarından Rüşdü Efendi (Eski Beşiktaş müftüsü Merhûm Fuat Çamdibi Hocanın babası): “Sâmî Evlâdım, gel seni Şeyhülmeşâyih Es‘âd Erbilî Hazretlerine götüreyim.” der. Bu teklifi kabûl eden Efendi Hazretleri, Rüşdü Efendi ile berâber Kelâmî Dergâhı'na giderler. Bu ilk karşılaşmanın devâmını kendileri şöyle anlatıyorlar: “Üstâdımızın huzûruna varıp ellerini öptük. Rüşdü Efendi Hoca: “Üstâdım bu getirdiğim genç Gümüşhâneli Ahmed Ziyâeddin Efendi'nin evlâdlarından Adanalı Sâmî Efendi”, deyince; birden Üstâdımız Es‘âd Efendi Hazretleri: “Hayır! O bizim evlâdımız” buyurdular. Ve orada devâm ettiğim evrâdın ne olduğunu sordular. “Günde beşbin zikrullâh, bir cüz Kur'ân-ı Kerîm tilâveti, Delâil-i Hayrât” diye cevâb verdim. “Evlâdım hastalık nerede ise tedâviye oradan başlamak lâzım, bu yüzden şimdilik bunları terk edip kalbî zikre başlayacaksın” buyurdular ve Fakîre inâbe verdiler.” Akarsu deryâya kavuşmuş; su mecrâını bulmuştu. Cenâb-ı Hâkk'ın lûtfu inâyeti ile Hz. Sâmî Efendimiz bir kaç ayda seyr-u sülûkunu ikmâl buyurdular. Daha önce iki yıl devâm edilen dergâhta olmayan tecellî burada bir kaç ayda olmuştu el-hâmdü li'llâh. Kısa sürede icâzet ve mutlak hilâfet alan Efendimiz Hazretleri mürşid-i kâmilin görevine âid şu kıssaları naklediyorlar: “Gençliğimde dergâha devâm ediyordum. Orada vazîfesi müntesiblerin ayakkabılarının tozunu almak olan bir dervîş vardı. Bir gün onun elindeki bezi aldım, pertavsızın (mercek) altına tutarak bir müddet güneşin altında tuttum. Güneşin harâretinin pertavsız vasıtasıyla bezin üzerine teksîf edilmesi ile bez tutuştu ve yanmağa başladı. Dervîş hayretler içinde kaldı. İşte mürşid-i kâmil, iki cihânın Serveri ve Rahmet Güneşi Nebî salla'llâhu ‘aleyhi ve sellem Efendimiz'den aldığı nûru müntesiblerden müsâid kimselerin kalblerine teksîf edip, o nûr-ı Muhammedî (s.a.v.) ile kalbleri diriltip kemâle erdiren kişidir, bi-izni'llâh. Mürşid-i kâmil çobana benzer; çoban dağda koyunları otlatırken bacağı kırılanı orada bırakır mı? Sırtına atıp ağıla kadar getirir. Mürşid-i kâmil de hiç bir evlâdını bırakmaz ve terk etmez bi-izni'llâh.” (Ömer Muhammed Özt ür k, www.ramazanoglumahmudsamiks.com

Kur'an-i Kerim Tefsiri
Hacc Suresi 18-32 Tefsiri Ali Kucuk N108 M022

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Oct 22, 2024 55:58


HACC SÛRESİ 18-32 MEALİ N108 M022 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile. 18 Görmedin mi, göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldız, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan bir çoğu O'na, Allah'a secde ederler. (insanlardan) bir çoğunun üzerinde azap hak olmuştur. Allah kimi alçaltırsa ona ikram eden olmaz. Şüphesiz Allah dilediğini yapar. (Secde âyeti) 19 İşte şu ikisi (mü'minle kâfir) Rableri konusunda çekişen iki hasımdırlar. İnkâr edenlere ateşten elbise biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülür. 20 Onunla (kaynar su ile) onların karnındakiler ve derileri eritilir. 21 Onlar için demirden kamçılar vardır. 22 Oradan, o gamdan her kurtulmak isteyişlerinde oraya geri çevrilirler ve "Bu yakıcı azabı tadın" (denir). 23 Şüphe yok ki Allah iman edip ameli salih işleyenleri altından ırmaklar akan cennetlere kor. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenecekler. Orada elbiseleri de ipektir. 24 Sözün güzeline ulaştırıldılar ve çok övülenin (Allah'ın) yoluna kavuşturuldular. 25 Şüphesiz inkâr edenler ve Allah'ın yolundan ve insanlar için kıldığımız, kendisinde yerli ve misafirlerin eşit olduğu Mescidi Haram'dan alıkoyanlar... Kim orada zulüm ile sapmayı isterse ona acıklı azabı tattırırız. 26 Hani beytin (Ka'be'nin) yerini İbrahim'e hazırlamıştık (ve şöyle demiştik): "Bana hiç bir şeyi ortak koşma ve evimi tavaf edenler, kıyama duranlar, rukû ve secde edenler için temizle." 27 İnsanlar için de haccı i'lan et, uzun yollardan gelen yaya ve yorgun deve (çevik binek) üzerinde sana gelsinler. 28 Kendilerine ait menfaatlere şahit olsunlar ve kendilerine rızk olarak verdiği hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah'ın adını ansınlar. Onlardan yeyin ve yoksula, fakire de yedirin. 29 Sonra kirlerini gidersinler, (tıraş olup temizlensinler) adaklarını yerine getirsinler ve Beyti Atik'i (Kabe'yi) tavaf etsinler. 30 İşte (hac) budur. Kim Allah'ın hurmetlerine saygı gösterirse Rabbi katında bu onun için daha hayırlıdır. Size (Maide 3,En'am 145,A'raf 157) okunanların dışındaki hayvanlar helâl kılınmıştır. O halde putlardan olan pislikten ve yalan sözden kaçının. 31 Allah için hanifler olarak (Allah'tan başkasının ilahlığına gönülden dahi meyletmeden) ve Allah'a ortak koşmadan. Kim Allah'a ortak koşarsa, sanki gökyüzünden düşüyor da kuş onu kapıyor veya rüzgar onu uzak bir yere uçuruyor gibidir. (İmanın yüceliğinden inkârın uçurumuna düşer.) 32 İşte böyle. Kim Allah'ın şeairine (işaretlerine) saygı gösterirse bu saygı kalplerin takvasındandır. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/hacc-suresi-18-32-tefsiri

Kur'an-i Kerim Tefsiri
Beyyine Suresi Tefsiri - Ali Kucuk N100 M098

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Oct 14, 2024 56:04


*98 BEYYİNE SÛRESİ Medine'de nâzil olmuştur. 8 âyettir. Ehli kitap ve müşrik kâfirlerin, yaratılmışların en zararlısı olduğu, en yararlı/hayırlı insanların iman edip, ameli salih işleyenler olduğu, Kur'ân gelinceye kadar batıldan ayrılmayan, kitap gelince ayrılığa düşenlerin Cehennemlik olduğu bildirilir. بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيم Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 1 Ehli kitap ve müşriklerden olan kâfirler, kendilerine apaçık bir belge gelinceye kadar (tahrif edilmiş batıl dinlerinden) ayrılacak değillerdi. 2 Tertemiz sahifeler okuyan Allah'tan bir elçi (gelinceye kadar batıldan ayrılmadılar). 3 Orada (sahifelerde) en değerli/doğru kitaplar (yazılar) vardır. 4 Ehli kitap ancak kendilerine apaçık bir belge geldikten sonra ayrılığa düştüler. 5 Halbuki onlar, dini Allah'a halis kılarak, hanifler olarak (küfre meyil dahi etmeden) Allah'a ibadet etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekâtı vermekle emr olunmuştur. İşte değerli/doğru/devamlı din budur. 6 Şüphesiz ehli kitap ve müşriklerden olan kâfirler, cehennem ateşinin içindedirler ve ebedî olarak orada kalıcıdırlar. İşte onlar yaratılanların en şerlisi/kötüsüdürler. 7 Şüphesiz iman edip, ameli salih işleyenler, işte onlar yaratılanların en hayırlısı/iyisidirler. 8 Onların Rableri katındaki mükâfatı, altından ırmaklar akan adn Cennetleridir. Orada ebedi olarak kalıcıdırlar. Allah onlardan razı olmuştur. Onlar da ondan razı olmuşlardır. İşte bu (mükâfat), Rabbinden korkanlar içindir. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/beyyine-suresi-tefsiri

Kur'an-i Kerim Tefsiri
Maide Suresi 110-120 Tefsiri Ali Kucuk N112 M005

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Oct 12, 2024 52:32


MAİDE SÛRESİ 110-120 MEALİ N112 M005 Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile 110 Allah şöyle demişti: "Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Seni Ruhül Kudüs (Cebrail)le desteklemiştik. İnsanlara hem beşikte, hem de yetişkinken konuşuyordun. Sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettik. İznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyor sonra üflüyordun da iznimle kuş oluyordu. Anadan doğma körü ve abras (alaca) hastasını iznimle iyi ediyordun. İznimle ölüyü hayata çıkarıyordun. Onlara apaçık mucizeler getirdiğinde İsrail oğullarını Senden defetmiştik. Onlardan kâfir olanlar "Bu ancak apaçık bir sihirdir" dediler. 111 Hani havarilere: "Bana ve peygamberime iman ediniz" diye vahyetmiştim de onlar "Biz iman ettik, şüphesiz bizim Müslüman olduğumuza şahit ol" demişlerdi. 112 Havariler şöyle demişlerdi: "Ey Meryem oğlu İsa, Rabbin gökyüzünden bize sofra indirmeye gücü yeter mi?" O da "Eğer iman ediyorsanız Allah'tan sakının" dedi. 113 "Kalplerimizin kanaat getirmesini, Senin bize doğru söylediğini bilmek, ve onu (Sofrayı) görenlerden olmak için (gökten inen sofradan)yemek istiyoruz" dediler. 114 Meryem oğlu İsa: "Allah'ım, Ey Rabbimiz, gökyüzünden öyle bir sofra indir ki, öncekilerimiz ve sonrakilerimiz için bayram olsun, senden de bir mucize olsun. Bizi rızklandır, sen rızk verenlerin en hayırlısısın" dedi. 115 Allah buyurdu: "O'nu size indiririm, ancak ondan sonra sizden kim inkâr ederse onu âlemlerde hiç kimseye yapmadığım azapla azap ederim." 116 Allah: "Ey Meryem oğlu İsa, insanlara "Anamı ve beni Allah'tan başka iki ilâh edinin diye sen mi söyledin?" dediğinde, O, "Seni tesbih ederim, hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Eğer onu söylemişsem sen mutlaka bilirsin. Sen benim nefsimde olanı bilirsin, Ben ise Sende olanı bilmem. Gizli olanları bilen ancak sensin Sen" dedi. 117 Ben onlara ancak: "Benim Rabbim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a kulluk yapın" diye Bana emrettiğini söyledim. Onların arasında kaldıkça ben onlara şahit oldum. Sen beni vefat ettirince, onlar üzerinde gözetici Sen oldun. Sen her şeye şahitsin. 118 Eğer Sen onlara azap edersen, şüphesiz onlar, Senin kulların. Eğer onları afvedersen, şüphesiz Sen aziz'sin, hakim'sin. 119 Allah buyurur: "İşte bugün doğrulara, doğruluklarının fayda verdiği gündür. Onlara, altından ırmaklar akan cennetler vardır. Orada ebedi olarak kalıcıdırlar. Allah onlardan razıdır. Onlar da Allah'tan razıdırlar. İşte bu büyük bir başarıdır. 120 Göklerin, yerin ve bunlardakilerin hükümranlığı Allah'a aittir. O her şeye gücü yetendir. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/maide-suresi-110-120-tefsiri

Kur'an-i Kerim Tefsiri
Insan Suresi 8 - 31 Tefsiri Ali Kucuk N098 M076

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Oct 12, 2024 58:30


İNSAN SÛRESİ 8-31 MEALİ N098 M076 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 8 Sevmelerine rağmen, yemeklerini fakire, yetime ve esire yedirirler. 9 "Biz ancak Allah rızası için yediririz, sizden bir karşılık ve teşekkür istemeyiz" (derler). 10 "Çünkü biz, asık suratlı, katı günde Rabbimizden korkarız." 11 Allah onları bu günün şerrinden korudu ve onlara parlaklık ve sevinç verdi. 12 Sabretmeleri nedeniyle mükâfatları cennet ve ipektir. 13 Koltuklar üzerine yaslanırlar. Orada (yandırıcı) güneşi, (dondurucu) zemheriyi görmezler. 14 Gölgeleri üzerlerine sarkmış (meyvelerin) koparılması kolaylaştırılmıştır. 15 Etraflarında gümüşten kaplar, billûr bardaklar dolaştırılır. 16 Sayılarını belirledikleri gümüşten billûrlar. 17 Orada, karışımı zencefil olan bardakta içirilir. 18 Selsebil denilen bir pınar vardır orada. 19 Etraflarında ölümsüz çocuklar dolaşır. Sen onları görsen saçılmış inci sanırsın. 20 Art arda baktığın zaman orada nimet ve büyük saltanat görürsün. 21 Üzerlerinde ince ve kalın yeşil ipekten elbiseler vardır. Gümüşten bileziklerle süslenmişler. Rableri onlara tertemiz içecekler içirir. 22 (Onlara şöyle denir.) İşte bunlar sizin mükâfatınız oldu ve sizin çalışmanız kabul edildi. 23 Şüphesiz Kur'ân'ı parça parça, sana indiren biziz. 24 Rabbinin hükmüne sabret, onlardan günahkârlara veya inkârcılara itaat etme. 25 Sabah akşam Rabbinin adını zikret. 26 Geceleyin O'na secde et ve geceleyin uzun uzun O'nu tesbih et. 27 Şüphesiz onlar acele (Dünya) yi isterler. O ağır (âhiret) gününü arkalarına bırakırlar. 28 Onları biz yarattık, eklemlerini biz güçlendirdik. Dilesek onları benzerleriyle değiştiririz. 29 Şüphesiz bu bir uyarıdır.Artık kim dilerse Rabbine bir yol edinir. 30 Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Çünkü Allah her şeyi bilen, her şeye hükmedendir. 31 O, dilediğini rahmetine koyar. Zalimlere (gelince) onlara da acıklı bir azap hazırladı. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/insan-suresi-8-31-tefsiri

Kur'an-i Kerim Tefsiri
Muhammed Suresi 1-18 Tefsiri Ali Kucuk N095 M047

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Oct 5, 2024 57:16


MUHAMMED SÛRESİ 1-18 MEALİ - N095 M047 Medine'nin ilk yıllarında nâzil oldu. Bedir harbinden önce mü'minleri harbe hazırladığı için bir ismi de "Kıtal sûresi" olan bu sûre ikinci âyette Muhammed ismi geçtiği için "Muhammed sûresi" diye isimlendirilmiştir. 38 âyettir. Harp sözü geçince baygınlık geçiren münafıklardan, davar sürüsüne benzetilen kâfirlerden bahseder. Küfrün iktidar olması halinde yeryüzünün bozulacağı, aileler arasındaki bağların kopacağını da haber verir. Yardımlaşmayı teşvik eder. Cimriliğin zararını yine cimrinin çekeceğini bildirir. بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. 1 İnkâr edenlerin ve Allah yolundan alıkoyanların amellerini (Allah) boşa çıkardı. 2 İman edip, ameli salih işleyenlere ve hakkın ta kendisinin, Rablerinden Muhammed'e indirildiğine iman edenlere gelince, onların günahlarını afvetti ve durumlarını düzeltti. 3 Bu, kâfirlerin batıla uymaları, iman edenlerin de Rablerinden olan hakka uymaları sebebiyledir. İşte Allah insanlara bu gibi misaller verir. 4 Kâfirlerle (harpte) karşılaştığınız zaman, hemen boyunlarına vurun. Onları sindirdiğiniz zaman bağı sıkı bağlayın (esirleri yakalayın). Ondan sonra, ya karşılıksız salıverin veya fidye karşılığında salıverin. Harp bütün ağırlıklarını bırakıncaya (harp sona erinceye) kadar bu böyledir. Allah dileseydi onlardan intikam alırdı. Ancak bu bazınızı bazınızla denemek içindir. Allah, yolunda öldürülenlerin amellerini boşa çıkarmayacaktır. 5 Onlara yol gösterecek ve durumlarını düzeltecek. 6 Onları tarif ettiği Cennete koyacak. 7 Ey iman edenler, eğer siz Allah'a yardım ederseniz, O da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar. 8 Kâfirlere gelince, onlar için yıkım vardır ve amellerini boşa çıkarmıştır. 9 Bu, Allah'ın indirdiklerini beğenmemeleri sebebiyledir. (Allah) onların amellerini boşa çıkardı. 10 Yeryüzünde gezip, daha öncekilerin akıbetinin nasıl olduğuna bakmadılar mı? Allah onları yerle bir etti. Bu kâfirler içinde benzerleri vardır. 11 İşte böyle. Allah iman edenlerin mevlâsıdır. Kâfirlerin mevlâsı yoktur. 12 Şüphesiz Allah, iman edip ameli salih işleyenleri altından ırmaklar akan Cennetlere koyacaktır. Kâfirler ise (bu dünyada) faydalanırlar, davarların yediği gibi yerler. (Ahirette) Onların yeri ateştir. 13 Seni şehrinden çıkaranlardan daha kuvvetli olan nice şehirleri helâk ettik de, onları kurtaran olmadı. 14 Apaçık bir delil üzerine olan kişi, hevasına uyan, yaptığı kötülük kendisine güzel gösterilen gibi olur mu? 15 Müttakilere va'd olunan Cennetin durumu şudur: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere lezzet veren şarap ırmakları, süzülmüş bal ırmakları vardır. Onlar için orada her türlü meyve ve Rablerinden mağfiret vardır. Hiç bu (Cennettekiler), ateşde ebedi kalan, kaynar su içirilen ve bağırsakları parça parça edilen gibi olur mu? 16 Onlardan bir kısmı seni dinler. Yanından çıkınca kendilerine ilim verilenlere: "O, biraz önce ne söyledi?" dediler. Allah onların kalplerini mühürledi de onlar hevalarına uydular. 17 Doğru yolu bulanlara gelince, Allah onların hidâyetini artırdı ve onlara takvalarını verdi. 18 Onlar (kıyamet) saatinin ansızın gelmesini mi bekliyorlar? Şüphesiz onun şartları geldi. Onlara (saat) geldiğinde öğüt almaları neye yarar? https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/muhammed-suresi-1-18-tefsiri

Mevlana Takvimi
ANA BABASINA LÂNET EDENE ALLÂH (C.C.) DA LÂNET EDER - 05 EKİM 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Oct 5, 2024 2:15


Ashâb-ı Kirâm (r.a.e.)'den Ebü't-Tufeyl Âmir ibni Vâsile el-Leysî (r.a.) şöyle dedi: “Bir kişi Hz. Ali (k.v.)'ye: “Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in diğer insanlara söylemeyip sadece size söylediği bir şey var mı?” diye sordu. O da şu cevabı verdi: “Resûlullah (s.a.v.)'in diğer insanlara söylemeyip sadece bize söylediği hiçbir şey yoktur. Ancak kılıcımın kınında sakladığım şu hadisler var.” Hz. Ali (k.v.) bunları söyledikten sonra, kılıcının kınında sakladığı bir sahife çıkardı. Orada şunlar yazılıydı: “Kestiği hayvanı Allâh (c.c.)'dan başkası adına kesene Allâh (c.c.) lânet etsin. Arâzideki sınır taşlarının yerlerini değiştirip de sınırları bozanlara Allâh (c.c.) lânet etsin. Ana babasına lânet edene Allâh (c.c.) da lânet etsin. Bir bid'atçıyı himâye edip barındırana da Allâh (c.c.) lânet etsin.” Kötü niyetli kimseler, her devirde, müslümanların kafasını karıştırmak için birtakım yalanlar uydurmuşlardır. Bu yalanlardan biri de Şiîlere aittir. Onlara göre, Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz , Hz. Ali (k.v.)'ye bazı özel sırlar söylemiştir. Hadis-i şerifte görüldüğü üzere, Hz. Ali (r.a.) bu iddiayı kesinlikle reddetmiştir. Bu sahîfede yazdığı üzere Peygamber (s.a.v.) Efendimiz “Ana babasına lânet edene Allâh (c.c.) da lânet etsin” buyurmuştur. Birine lânet etmek, o kimseye Allâh (c.c.) merhamet etmesin demektir. Bir kimse, kendi annesine ve babasına lânet edebiliyorsa, o terbiyesizin, vefâsızın, kadir kıymet bilmezin tekidir. Anna babaya lânet etmenin bir başka şekli daha vardır. Bunu Sultân-ı Enbiyâ (s.a.v.) Efendimiz şöyle dile getirmiştir: “Bir kimse birinin babasına sövüp lânet eder, o da onun babasına söver. Birinin anasına söver, o da onun anasına söver.” (İmâm Buhârî, Edebü'l-Müfred, c.1, s.36-38)

NTVRadyo
Herkese Sanat - 14. Bölüm - ‘Perilerin evi'ni geziyoruz

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Sep 16, 2024 24:53


#HerkeseSanat #müze “Müze demek, perilerin evi, demek. Orada gördüklerinizin taşıdığı ruhları aktaracak birikim vardır. Sizi bir ruhlar dünyasına, imajinasyon dünyasına götürürler. Hayatımızdan masallar gittikçe, ötekini sevmemeye, anlamamaya başladık, kültürel yabancılaşma başladı. İşte müzeler, kültürel yabancılaşmadan bizi bu tarafa çeker, gitme, sen yabancı değilsin, der.” ... Prof.Dr. Hüsamettin Koçan müzeyi anlatmaya bu sözlerle başlıyor, bizi müzeyle tanıştırıyor, müzeye davet ediyor. Türkiye'de müzecilik hareketinden, köyüne dönen gurbetçilerin getirdiği kültüre, zevklerine.... Parası olanların kültürel ortama katkıda bulunmak istemesinden Baksı Müzesi'ni neden kurduğuna... Etnoğrafya müzesinden çağdaş sanat müzesine... İstanbul Modern'den Eskişehir'deki Odun Pazarı Müzesi'ne, Bayburt'taki Baksı Müzesi'ne... Hüsamettin Koçan'ı, bu program için seçtiği Erik Satie'nin müziği eşliğinde dinleyin. (Gymnopédie No. 1 ve Gnossienne 1) Herkese Sanat Cumartesi saat 12.30'da NTVRadyo'da. Programın tekrarı Pazar 18.30'da. NTVRadyo'da yayınlandıktan sonra, kaçıranlar ve tekrar dinlemek isteyenler için podcast kaydı ntvradyo.com.tr adresinde, Spotify ve tüm podcast platformlarında. NEDEN HÜSAMETTİN KOÇAN? Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu resim bölümünden 1970 yılında mezun oldu. 1975'te, aynı okulda asistan olarak çalışmaya başladı. 1978 yılında Avusturya Hükûmet Bursu ile Salzburg'taki Uluslararası Güzel Sanatlar Yaz Akademisi'nde eğitim aldı. "Salzburg Şehir Onur Ödülü"ne layık görüldü. 1980 yılında Türk halk resimleri üzerine yaptığı araştırmasını tamamladı. Ertesi yıl öğretim görevlisi oldu. 1983 senesinde, Marmara Üniversitesi'nden sanatta yeterlik derecesini aldı. 1986'da doçent, 1993'te profesör oldu. 1997'den 2005'e kadar Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde dekanlık görevini sürdürdü. UNESCO'ya bağlı bir kuruluş olan Uluslararası Sanat Derneği'nin (AIAP) Türkiye ayağının kurulmasında rol oynayan Koçan, 1990-1995 yılları arasında bu dernekte yönetim kurulu başkanlığı yaptı. Avustralya'dan Almanya'ya, Belçika'dan Güney Kore'ye, İtalya'dan Fransa'ya, İngiltere'den Japonya'ya birçok ülkede çalışmalar yaptı, araştırmalarda bulundu. 1997 yılında Gezici TIR Sanat Galerisi Projesi'ni hazırlayıp hayata geçirdi, Bayburt, Erzurum, Van ve Diyarbakır'a götürdü. Doğduğu yer olan Bayburt'un eski adıyla Baksı, yeni adıyla Bayraktar köyünde müze kurma fikri 2000 yılında filizlendi. Bu fikri hayata geçirmek amacıyla 2005 yılında Baksı Kültür Sanat Vakfı'nı kurdu. Müze, başta sanatçılar olmak üzere çok sayıda gönüllünün katkısıyla yıllar içinde gerçek bir toplumsal projeye dönüştü. Müzenin ana binası, 2010 yılında zorlu bir serüvenin sonunda, devletten hiçbir maddi yardım almadan, tamamlandı. Baksı Müzesi'nin tanıtımı 2010 yılı Haziran ayında İstanbul Modern'de, açılışı ise Temmuz ayında yapıldı. Prof.Dr. Hüsamettin Koçan 2009 yılında, Okan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde dekan oldu. 2014 yılında TBMM Onur Ödülü'ne değer görüldü. Baksı Müzesi web sitesi https://baksi.org/tr/anasayfa NEDEN HERKESE SANAT? Uzak durduğumuz sanat dallarının seyircisi olmayı öğreniyoruz. Sizi, anlamayacağınızı düşündüğünüz sanat dalıyla, sanatçı, akademisyen, sanat tarihçisi, sanat eleştirmeni ve deneyimli seyirciler rehberliğinde tanıştırıyoruz. Çünkü anlamak için, sevmek için önce tanışmak gerekir! Opera, klasik bale, Picasso, heykel, sanat sineması, çağdaş dans, performans sanatı, dijital sanat... Her bölümde, o sanat dalından örnekler eşliğinde, en iyi bilenlerden dinliyoruz.

Söhbətgah
İkiqay | Stressiz həyatın resepti | Libraff | Söhbətgah

Söhbətgah

Play Episode Listen Later Apr 29, 2024 24:30


Bəlkə, hələ fərqinə varmırıq, amma hamımızın ikiqayı var. İkiqay “yaşamaq üçün səbəb” və ya “səhər yataqdan qalxmaq üçün səbəb” mənasını verir. Bu, ehtiyaclarınız, istəkləriniz, məqsədləriniz və məmnuniyyətinizin qovuşduğu yerdir: mükəmməl balans və tam məmnuniyyət nöqtəsi. Yaponiyanın Okinava adasında insanlar dünyanın hər yerində olduğundan daha çox yaşayırlar. Orada ikiqayınızı tapmaq uzunömürlülüyün və xoşbəxtliyin açarı hesab olunur.Siz də bu podkast və mövzu ilə bağlı öz fikirlərinizi yazın, müzakirə edək

Cualquier tiempo pasado fue anterior
Acontece que no es poco | Promulgada la Ley de Prensa franquista, añorada por MAR

Cualquier tiempo pasado fue anterior

Play Episode Listen Later Apr 25, 2024 17:46


Nieves Concostrina nos habla de la Ley de Prensa promulgada el 22 de abril de 1938.Ya puedes escuchar Polvo eres, exclusivo en Podimo: https://go.podimo.com/es/polvoeres

Acontece que no es poco con Nieves Concostrina
Acontece que no es poco | Promulgada la Ley de Prensa franquista, añorada por MAR

Acontece que no es poco con Nieves Concostrina

Play Episode Listen Later Apr 25, 2024 17:46


Nieves Concostrina nos habla de la Ley de Prensa promulgada el 22 de abril de 1938.Ya puedes escuchar Polvo eres, exclusivo en Podimo: https://go.podimo.com/es/polvoeres

La Ventana
Acontece que no es poco | Promulgada la Ley de Prensa franquista, añorada por MAR

La Ventana

Play Episode Listen Later Apr 25, 2024 17:46


Nieves Concostrina nos habla de la Ley de Prensa promulgada el 22 de abril de 1938.Ya puedes escuchar Polvo eres, exclusivo en Podimo: https://go.podimo.com/es/polvoeres

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Yüzüklerin Efendisi'ni bilmeyeniniz yoktur. Biz de sıkı hayranlarıyız, peki ne kadar iyi hatırlıyoruz? Yarışma temalı podcastlerimizin bu ilk bölümünde Feyza, Emin ve Onur'un Yüzüklerin Efendisi bilgilerini birbirinden ilginç sorularla ve repliklerle test ediyor. Bakalım kazanan kim olacak? Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:27] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin, bugün Feyza ve Onur'la beraberiz. Nasılsın Feyza? Feyza: [0:35] İyiyim Emin, çok heyecanlıyım. Farklı bir şey yapacağız çünkü. Sen nasılsın? Emin: [0:39] Ben de iyiyim, teşekkür ederim. Onur sen nasılsın? Onur: [0:42] Ben de iyiyim. Aynı sebepten ben de bayağı heyecanlıyım. Bakalım nasıl geçecek? Emin: [0:46] Evet aslında uzun bir bayram arası gibi bir şeyden çıktık. Bayağıdır beraber bölüm çekmiyorduk. Bunun üzerine konuşacaktık ama hepimiz biraz heyecanlandık şu anki bölümün konusuyla ilgili. Birazcık detay bir konu aslında. Çok fazla seveni de olabilir, sevmeyeni de olabilir... Yani sevmeyeni olmaz zannediyorum da bizim kadar seveni, ilgileneni var mıdır bilmiyorum. Feyza bize ne hazırladın bugün? Feyza: [1:09] Bugün Yüzüklerin Efendisi bilgilerinizi yarıştırabileceğiniz bir oyun, yarışma hazırladım. Kendimce birkaç soru buldum birkaç yerden. Zamanımız kalırsa bazı replikler de olacak. Onların kime ait olduğunu da bilmeye çalışacaksınız. İkinizin de Yüzüklerin Efendisi serisini sevdiğinizi bildiğim için bence çok keyifli olacak. Ben sonucu merakla bekliyorum. Siz nasıl hissediyorsunuz? Yüzüklerin Efendisi (Lord of the Rings) Özel Emin: [1:36] Ben şahsen kendimden bahsedecek olursam Yüzüklerin Efendisi üçlemesini baştan aşağı en az belki on - on beş kere izlemişimdir. Hobbit üçlemesini de üç - dört kere izlemişimdir. Ama kitap konusuna gelirsek kitapları hiç okumadım maalesef. Bu yüzden buradan kaçıracağım sorular olabilir. Onur: [1:53] Ben de filmleri epey izlemiş birisiyim. Üç filmi de defalarca izledim. Kitapları da tam hatırlamıyor olsam da, net şekilde hatırlamıyor olsam da okumuşluğum var. Ama Hobbit serisine çok hakim değilim film olarak. Orada bir dezavantajım var. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Hizmetten
İftar, Sahur ve İtikaf | Mizan | M. Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Apr 1, 2024 4:10


Bu video 03/05/2019 tarihinde yayınlanan “RAHMET, ÜMİT VE BEREKET AYI RAMAZAN” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel... İftar vaktinin ayrı bir neşvesi var. Aç-susuz duruyorsunuz; dudaklarınız kurumuş, bir yudum suya, “Bir olsa da!..” falan diyorsunuz. Sonra, iftar edeceğiniz zaman, Cenâb-ı Hakk'ın nimetinin kadr u kıymetini bilme söz konusu. لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَأَزِيدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ إِنَّ عَذَابِي لَشَدِيدٌ “Andolsun, eğer şükrederseniz gerçekten size arttırırım ve andolsun, eğer nankörlük ederseniz, şüphesiz, benim azabım pek şiddetlidir.” (İbrahim, 14/7) “Şükrederseniz, nimetimi artırırım Ben!” Şimdi Ramazan-ı şerifte, o bir bardak suyun kadri/kıymeti biliniyor. Orada öyle bir şükrediyorsunuz ki siz, hâlen en azından… “Elhamdülillah yâ Rabbi! Sen, bu suyu yaratmışsın.. su ile benim ağzımdaki münasebeti yaratmışsın.. yutağımdaki münasebeti yaratmışsın.. vücudumdaki münasebeti yaratmışsın.. vücudumda suya ihtiyacı yaratmışsın Sen.. ve ben, bütün bunları hissediyorum, onu yaratmışsın!..” İnsan bunları düşünmeyince zannediyorum gâfilâne yaşıyor demektir. İnsandaki tefekkür, tedebbür, tezekkür, taakkul meseleyi böyle ele almayı iktiza eder. Şayet, bir iftar vaktinde, iftar, bunları düşündürüyorsa sana, bu da çok önemli bir husustur. Sahura kalkıyorsun; gece, uykunu terk ediyorsun. Hele şimdiki dönemde, Terâvîh kılacaksın; yorgun-argın, vakit bulabilecek misin, bulamayacak mısın; iki saat uyuyacak mısın, uyumayacak mısın?!. Fakat o tatlı uykudan, yumuşak döşekten, sımsıcak yorganın altından sıyrılarak, sahura kalkacaksın, yemek yiyeceksin orada. Fakat senin kendi rahatını terk etmen, belki ailevî rahatını terk etmen, onlarla münasebetini terk etmen… Bunlar öyle fedakârlıklardır ki, Cenâb-ı Hak nezdinde neye tekâbül eder, bilemezsiniz. Bir de “itikâf” var; bu da Türkiye'de çok unutulan ibadetlerden birisi. Bunlar yapılıyor fakat büyük ölçüde kadavrası yapılıyor; işin hakikati ile yapılan şey arasında numara-drop uygunluğu yok. Bir de “itikâf” var; Ramazan'ın son on gününde, mescitlerde kalma şeklinde. Ama bugün bu ya hiç yok, ya o kadar azalmış ki, zannediyorum bunu değil başkaları imam da yapmıyor, müezzin de yapmıyor, Diyanet mensubu da yapmıyor, müftü efendi de yapmıyor, vaiz efendi de yapmıyor. “Oruç tutmak, yeter!” diyorlar; inşallah oruç tutuyorlardır, “Oruç tutmak, yeter!” falan diyorlar. Evet, bir de itikâf var; tamamen o Hak dostlarının halvet hayatları gibi bir şey, itikâf. Bütün dünya ve mâfîhâdan içindekilerden sıyrılmak.. tamamen “görülüyor olma” mülahazasına kendini salmak; o akıntıya kendini salmak.. “Acaba görüyor olma mülahazası nasıl bir şey? Mir'ât-ı ruhuma nasıl aksedecek benim?” Hep o sevda ile koşmak… İtikâfa da böyle bakmalı!.. Orada, az yeme, az içme, hayrete varma, fânî olma, O'nu (celle celâluhu) bulma… İtikâf… Bu da biraz daha fazla sıkıntılara katlanarak, meseleyi farklı şekilde değerlendirme…

Aramızda
Değersiz hissetmek değil ama orada kalmak senin hatan

Aramızda

Play Episode Listen Later Mar 18, 2024 14:37


Arada bir değerimizi başkalarının belirlemesine izin verip, buna izin verdiğimiz gibi de hayal kırıklığına uğruyoruz. Nasıl çözelim peki? işte bu, bu bölümün konusu. Keyifli dinlemeler

Diyojen
S4E14 Orada Bir Köy Var Uzakta

Diyojen

Play Episode Listen Later Mar 7, 2024 56:23


MARKAJ işbirliğiyle yayınladığımız Diyojen'in 14. bölümünde İsmail Türküsev ve Turgut Uç, gündeme derbi sonrası Beşiktaş ve Galatasaray'ın açıklamalarıyla dalıyorlar. Sinan Engin, Fernando Santos, Wilfried Zaha, İsmail Kartal, Emre Mor & Ezgjan Alioski, Diego Costa & N'Golo Kante, Sadio Mane'nin köyü, Ebru Gündeş, Hugo Lloris ve Damian Lillard da gündemimizde.  Yeni bölümleri her çarşamba MARKAJ YouTube kanalında, ertesi gün podcast platformlarında bulabilirsiniz. İzlemek için: https://youtu.be/hTJRHB0WdkE 

Özgür Mumcu ve Eray Özer'le Yeni Haller
Renkler ve hikayeleri...

Özgür Mumcu ve Eray Özer'le Yeni Haller

Play Episode Listen Later Jan 25, 2024 26:17


İnsanın görme duyusu neden kuşlar ve sürüngenler kadar gelişmiş değil?Herkül'ün köpeği Lübnan sahilinde deniz salyangozunu ısırınca ne oldu?Pembe neden dünyanın en eski rengi olabilir?Görme duyumuz içinde bulunduğumuz kültürden nasıl etkileniyor?Nesnelerin gerçekte bir rengi var mı?İnsan tarihte önce hangi renkleri kullanmaya başladı?Bu bölümde renklerin hikayesini ve insanın görme duyusunun gelişimini anlattım. Buyurun dinlemeye...Bir de "Olsun, O Da İyi" isminde bir podcast hazırlamaya başladım. Orada kişisel, komik hikayelerim üzerinden hayata dair konuşuyoruz."Olsun, O Da İyi" podcast'ini Poddy üzerinden ücretsiz olarak dinleyebilirsiniz. Poddy'yi ücretsiz olarak buradan indirebilirsiniz.Patreon'a özel bölümleri dinlemek ve Yeni Halller'e destek olmak için:www.patreon.com/yenihallerYeni Haller'in bir de Buy Me A Coffee hesabı var artık. Buradan destek olmak çoook daha kolay. Patreon'da sorun yaşayanlar için açtım efendim. Buyurun:https://www.buymeacoffee.com/yenihallerEray Özer'e ulaşmak için:https://www.instagram.com/eray_ozerhttps://twitter.com/ErayOzeryenihallerpodcast@gmail.com

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Bu bölümde, hayatımızda artık önemli bir yer kaplayan sosyal medya üzerine konuşuyoruz. Emin ve Emine, işimizin bir parçası olan sosyal medyayı neden kullandıklarından bahsediyorlar. Yararının mı, yoksa zararının mı daha fazla olduğu üzerine tartışıyorlar. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Show Notes '30 Day Challenge'a nasıl katılırım? (https://www.easyturkish.org/membership) '30 Day Challenge' hakkında detaylı bilgi (https://youtu.be/2WG7O2UsiGc?si=jGqelTw2I3EvgpFF) Transcript Intro Müzik Emin: [0:22] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in 71. bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Bu bölümümüzde iki kişiyiz. Emine ablamla beraberiz. Nasılsın Emine abla? Emine: [0:33] Teşekkür ederim, iyiyim Emin. Sen nasılsın? Emin: [0:36] Ben de iyiyim. Teşekkür ederim. Bugünkü bölümümüzde bizim de işimizin bir parçası olan sosyal medyayı konuşacağız. Evet, hayatımızın sadece bizim değil, herkesin hayatının çok büyük bir bölümünü kaplayan bir şey oldu artık sosyal medya. Birazcık bizim kendi kullanımımızdan bahsedeceğiz, insanların kullanış tarzından, şeklinden bahsedeceğiz. Sen hangi sosyal medya uygulamalarını kullanıyorsun? Hangi sosyal medya uygulamalarını kullanıyoruz? Emine: [0:58] Ben sosyal medyayı günlük hayatımda sıklıkla kullanıyorum. Çünkü dediğin gibi, işimizden dolayı YouTube, Instagram... Bunlara sıklıkla hem içerik yüklüyorum hem de girip başkaları neler yapmış diye bakıyorum. En çok YouTube ve Instagram kullanıyorum. Ara sıra Twitter'a bakıyorum. Bir de Pinterest uygulamasını kullanıyorum. Benim en çok kullandığım uygulamalar bunlar. Eğer WhatsApp'ı sosyal medya uygulaması olarak sayıyorsak... Ya ben çok o şekilde kullanmıyorum. Hani hikâye atma şeklinde değil. Daha çok iletişim, mesajlaşma uygulaması olarak kullanıyorum. Bir de o var. Onun dışında kullandığım bir sosyal medya uygulaması... Herhâlde son zamanlarda Discord kullanmaya birazcık daha başladım ve artık gene o da işimizin gereği dahil olacak daha çok. Emin: [1:45] Evet, bu arada Discord demişken Discord'u da kesinlikle sosyal medyadan sayabiliriz. Biz de hatta önümüzdeki yıldan itibaren bize abone olan kullanıcılarımızı Discord Server'ımıza alacağız. Hatta Ocak ayından itibaren başlayarak otuz günlük bir meydan okuma ya da mücadele, 30 günlük bir 'challenge' yapacağız. Orada 30 gün boyunca Türkçemizi ne kadar geliştirdiğimizi, ne kadar geliştirebileceğimizi göreceğiz. Eğer siz de bizimle beraber bu mücadelede bulunmak istiyorsanız, Easy Turkish üyesi olabilirsiniz Ben de açıkçası neleri çok kullanıyorum diye düşündüm. Discord'u kullanıyorum. Instagram'ı çok aktif kullanmıyorum eskisi kadar. En çok kullandığım Twitter şu anda benim ya da yeni adıyla X. Onun haricinde YouTube'u kullanıyorum, işimiz gereği senin de dediğin gibi. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Corriere Daily
Pensieri e parole maschili da abbandonare: Beppe Severgnini risponde ai vostri vocali

Corriere Daily

Play Episode Listen Later Nov 25, 2023 18:53


Nuova puntata dell'appuntamento domenicale di «Corriere Daily»: le repliche dell'editorialista alle domande e osservazioni che avete mandato via WhatsApp al 345 6125226.Per altri approfondimenti:Insieme contro la violenza: lo speciale di Corriere della Sera/La 27esima OraDa “amore” a “mostro”: il ruolo del linguaggio usato quando si parla di violenza di genereFemminicidi: il Codice rosso ha funzionato?

Hizmetten
''Cuma Namazı Bir Cemaat Namazıdır...''

Hizmetten

Play Episode Listen Later Nov 9, 2023 6:14


“Cuma namazı bir cemaat namazıdır. Yani Müslümanlar kendi kendilerine cemaat haline geldikten sonra cuma namazı kılmaya başlamışlardır. Fertler bir araya geldikleri zaman çok büyük farklı müşterekleri ile bütünleştikleri zaman onların ferdi namazlarının yanında bir de cemaat namazları olacaktır...Bunda bir bütünlük olurdu, dağılma olmazdı. Devlet politikası değil, fakat ehli sünnet ve cemaat düşüncesi ve solukları orada ifade edilirdi. Bir bütünlük olurdu. Cemaat namazı cemaatle eda edilirdi. Şimdi kısmen bu cumalarda eda ediliyor. Daha büyük çapta bayramlarda eda ediliyor. En büyüğü de bunun Hac'da eda ediliyor, Arafat'ta eda ediliyor...Orada rabbimin bize bir bakışı bir teveccühü vardı ki başka yerde onu bulamayız. O fırsatı o ganimeti kaçırmak istemedim... Bugün cemaat içinde kalacak, Ondan gelenlere katlanacak. Onların içinde birine bir şey anlatmaya çalışacak, bataklık içinde bulduğunu tutup çıkaracak ve katiyen cemaat içine iftirak tohumları saçmadan sakıncaksın.”

Kısa Dalga Podcast
Bülten | Orada bir İstanbul var, uzakta...!

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Oct 24, 2023 12:03


Gündemin öne çıkan gelişmeleri Demet Bilge Erkasap'ın hazırlayıp sunduğu Kısa Dalga Bülten'de…

Hizmetten
Dünden bu güne “doğru” dediğiniz şeyde elif gibi dimdik durun! | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Oct 9, 2023 6:22


Adanmış ruhlar, aldırmazlar tezvirlere ve hep elif gibi dimdik dururlar!.. *Elin-âlemin şöyle böyle demesine bakmayın, aldırmayın. Bir tanesi paranoyanın gereği kalkmış “paralel” demiş, “haşhâşî” demiş… “Âlemi nasıl bilirsin? Kendin gibi!” Bunlara aldırmamak lazım. Aldırılması ve üzerinde kemal-i hassasiyetle, ölesiye durulması gerekli olan husus, mefkûre kaymasına maruz kalmamaktır. *Bu açıdan da zalimin zulmü karşısında eğilmeden, cebbarın cebbariyeti karşısında yol yön değiştirmeden ve “Giderken şunu bırakalım, bunu bırakalım!” mülahazasına girmeden Allah'ın izni ve inayetiyle hizmetlerimize yoğunlaşmalıyız. “İlla geride bir şey bırakacaksam, canım dâhil her şeyimi o mübarek milletim, Anadolu insanı için bırakmalıyım. Yüreğim atıyorsa, hep onun için atmalı, onun dışında bir şey düşünmemeliyim. Orada teşekkül eden o ruh ve manayı bütün dünyaya duyurmaya çalışmalıyım. Bir de ahir zaman herc ü mercini elden geldiğince önlemeye gayret göstermeliyim!..” mülahazalarına bağlı bulunmalıyız. *Evet, hakkınızda denen şeylere bakmayın. Çünkü diyenler bile onların yalan ve iftira olduğunu biliyorlar. Kendi kendilerine konuştuklarında, kendi dediklerine kendileri de gülüyorlardır. Komik duruma düştüklerinin farkındalar. Önemli olan aynı duruma sizin düşmemenizdir; dünden bu güne “doğru” dediğiniz şeyde elif gibi dimdik durmanız, dosdoğru hareket etmeniz ve bu halinizi her şeye rağmen devam ettirmenizdir. Bu video 02/08/2015 tarihinde yayınlanan “Yürekler Acısı Dünya ve Diriltici Ruh” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

TR724 Podcasts
Tarık Toros | BİRİLERİ ONU ORADA TUTUYOR! | 07.06.2023

TR724 Podcasts

Play Episode Listen Later Sep 6, 2023 4:24


Tarık Toros | BİRİLERİ ONU ORADA TUTUYOR! | 07.06.2023 by Tr724

Hizmetten
Şu saray senin, bu saray benim! diyenler... | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Aug 24, 2023 5:24


Müslümanlık adına öyle bir fakr u zaruret yaşıyoruz ki hiç sormayın! Müslümanlık açısından dilencilerden daha fazla dilenciyiz. Maalesef böyle bir ortamda neşet ettik! Buna rağmen Allah'ın verdiğine hamd u sena olsun! Binlerce hamd u sena olsun ki küfür gayyasına yuvarlanmadık, rüşvet almadık, haram yemedik, saraylara dilbeste olmadık; evlatlarımızı, eşlerimizi, çoluk çocuklarımızı, torunlarımızı kayırma ve yakınlarımızı kollama sevdasına düşmedik!.. *Hazreti Esved, ruhunun ufkuna yürüdükten sonra rüyada görüyorlar; “Orada ne muamele gördün, nasıl karşılandın?” diye soruyorlar; “Vallahi, nübüvvetle aramda dört parmak bir mesafe kalmış gibi muamele ettiler.” cevabını veriyor. *Hakiki kulluğu Esved bin Yezid gibi büyüklerin anlayışında aramak lazım!.. Şeklî Müslümanlıkla iktifa etmemek lazım!.. Şekilde, surette ve kültür Müslümanlığında takılıp kalmamak, marifet adına hep “Daha yok mu?” demek ve sürekli derinleşme peşinde olmak lazım. *Bir kudsî hadiste “İki korkuyu cem etmem, iki emniyeti de birden vermem” buyuruyor Allah (celle celalühu). Korkusunu dünyada yaşamış, burada o hissesini kullanmış insanlar, öbür tarafta öyle bir şeye maruz kalmazlar. Burada sere serpe, hep emniyet ve güven içinde yaşayan, “Şu villa senin, bu villa benim; şu saray senin, bu saray benim!” deyip ömrünü hep bohemce zevk u safada geçiren insanlar, korkuyu ötede duyarlar. “Keşke falanı dost, rehber, serkar edinmeseydim!” deyip inleyecekler!.. *Korkuyu ötede yaşayacak olan insanlar “keşke”lerle inleyecekler. İnleyecek, parmaklarını ısıracak ve şöyle diyecekler: “Eyvah! Keşke o Peygamberle birlikte bir yol tutsaydım! Eyvah! Keşke falanı dost edinmeseydim! Vallahi bana gelen öğütten (Kur'ân'dan) beni o uzaklaştırdı.” (Furkan, 25/27-29) *Evet böyle feryat edecekler: “Keşke falanların arkasına düşmeseydik, filanları desteklemeseydik, falanların yalanlarına, iftiralarına inanmasaydık; hiç olmazsa medenice, entelektüelce başkaldırsaydık, ‘Yeter artık!' deseydik, nankörlük yapmasaydık…” Böyle diyecekler ama bu yakarışları bir fayda vermeyecek. *Ne acıdır ötede böyle bir nedamete düşmek: “Beni yoldan çıkardılar: Villalar verdiler, insanlığımı satın aldılar. Paralar verdiler, ahsen-i takvime mazhariyetimi satın aldılar, Allah'la münasebetimi satın aldılar, Efendimiz'le münasebetimi satın aldılar. Yalanlarla beni kandırdılar, vadettikleri şeylerle başımı döndürdüler, bakışımı bulandırdılar da doğru yolu bıraktım ve ben de onların arkasına düştüm; yanlışlarında bile onları alkışladım, baştacı ve serkar yaptım, arkalarından gittim; gittim ama kendime ettim!..” Böyle inleyecekler ama oradaki pişmanlık hiç fayda vermeyecek. Bu video 20/09/2015 tarihinde yayınlanan “Yüce Hedefe Kilitli Ruhlar” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Hizmetten
Yürüdüğünüz yolda Allah sizi sabit-kadem kılsın! | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Aug 17, 2023 6:01


Mesajlarınız insanlarda yeni bir dünya görüşü ve hayat felsefesi oluşturacak Allah'ın izni ve inayetiyle. İşte bunun hatırına, cihan sulhu ve salahı, umum insanların birbirini sevmesi, herkesin birbirine kucak açması ve topun tüfeğin susması adına her türlü musibete katlanılır. *Arzulanan bu neticeler bütünüyle hâsıl olur mu olmaz mı, bu bizi alakadar etmez. Bizim o yolda olmamız önemlidir. O hayır yolunda atacağımız her adımla Allah (celle celaluhu) neticede lütfedeceği şeyleri lütfeder. Çünkü müminin niyeti, amelinden hayırlıdır. Niyetin amelle desteklenmesi, mücerret niyetten de hayırlıdır. O amelin ihlasla desteklenmesi, rızayla enginleştirilmesi, halis aşk u iştiyak talebiyle derinleştirilmesi ondan da hayırlıdır. Allah'ın cemalini müşahede yanında Cennet bal-kaymağı biber gibi kalır ve onun için her şeye katlanılır!.. *Allah uzun ömür versin, hizmetinizi katlayarak devam ettirmeye muvaffak kılsın; fakat siz bütün zorluklarına rağmen bu yolda olursanız, öbür âleme gittiğinizde bir de bakarsınız Cebrail (aleyhisselam) yanınıza geliyor ve size hitap ediyor: “Kardeşim nasılsın? Orada biraz sıkıntı çektiniz ama görüyorsunuz ya buraya adımınızı atar atmaz o günleri bütünüyle unuttunuz. Kafanızı silktiniz, o levsiyât bütünüyle döküldü. Dupduru duygularınızla şimdi burada Cenâb-ı Hakk'ı müşahedeye doğru yürüyorsunuz; Firdevs'e gideceksiniz, Cuma yamaçlarına yükseleceksiniz; Zat-ı ulûhiyeti perdesiz, hâilsiz müşahede edeceksiniz ve O, kelam-ı mübîniyle ‘Ben sizden razıyım!..' diyecek. İliklerinize kadar öyle bir zevk zemzemesi içinde kendinizi duyacak ve hissedeceksiniz ki, balı-kaymağı dudağınıza değdirdiğiniz zaman ‘Allah Allah!.. Bu biber de ne oluyor O'nun cemalini müşahede etmenin yanında?!.' diyeceksiniz!..” *Evet, o zulümler, o gadirler, o tagallüpler, o tahakkümler, o esaretler, o zindanlara atmalar… Bunlar bütünüyle unutulur gider ve öbür tarafta hakkınızda birer hayra inkılap eder Allah'ın izni ve inayetiyle. Öyleyse, doğru tercihte bulunmak lazım; O'nu mu öbürünü mü?!.. *Cenâb-ı Hak, bugüne kadar size istikamet içinde önemli hizmetler gördürdü, gördürüyor. Allah'ın size şimdiye kadar gördürdüğü hizmetler ileride gördüreceklerinin de en inandırıcı referansıdır. İlahi adet öyledir. Bugüne kadar dünyada yüz yetmiş küsur ülkeye girip kendinizi ifade etme imkânını size veren Allah'ın, gelecekte kısa zamanda bin dört yüz okulunuzu iki bin sekiz yüz yapmayacağını ne biliyorsunuz!.. *Bakmayın şunun bunun çelmelerine. Onlar zavallı insanların çelmeleri. Şimdiye kadar hazımsızlar, hased girdabına düşmüş ve hemz u lemz akıntısına kendisini kaptırmış kimseler binlercesine bunları yaptılar fakat her şey netice itibarıyla aleyhlerine döndü. Yaptıklarına bin pişman oldular ama fayda vermedi. *Yürüdüğünüz yolda Allah sizi sabit-kadem kılsın. Bu video 27/09/2015 tarihinde yayınlanan “Terakki Rampası Tazyikler” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Turkish Stories
Bremen Mızıkacıları / Turkish Stories

Turkish Stories

Play Episode Listen Later Aug 9, 2023 4:17


Bir zamanlar uzak bir çiftlikte yaşayan çalışkan bir eşek varmış. Bu eşek yıllarca çuvalları değirmene götürüp getirmiş. Yıllar geçmiş. Eşek artık yaşlanmış ve çuval taşıyacak gücü kalmamış. Sahibi onu beslemek istemiyormuş. Eşek, “En iyisi buralardan gitmeli.” diyerek sahibinden ayrılmış. Bremen'e doğru yola çıkmış. Orada çalgıcı olabileceğini düşünüyormuş. Biraz gittikten sonra yolda koşmaktan yorulmuş bir köpekle karşılaşmış. Köpek, “Ben çok yaşlandım. Sahibim beni öldürmek istedi. Canımı zor kurtardım.” demiş. Eşek de “Üzülme! Benimle Bremen'e gel. Beraber şarkı söyleriz.” demiş. Köpek, bu teklife çok sevinmiş ve yola beraber devam etmişler. Yolda bir kediye rastlamışlar. “Burada ne yapıyorsun kedi kardeş? Çok üzgün bir hâlin var.” demişler. Kedi, “Yaşlandım ve artık fare yakalayamıyorum. Evin hanımı bu yüzden beni öldürmek istedi.” demiş. Eşek ve köpek, “Bizimle Bremen'e gel. Beraber şarkı söyleriz.” demiş. Bu teklif kedinin hoşuna gitmiş. Üçü beraber yola devam etmişler. Bir çiftliğin yakınından geçerken karşılarına bir horoz çıkmış. Horoz, çok üzgün görünüyormuş. Eşek, “Horoz kardeş! Niçin bu kadar üzgünsün?” diye sormuş. Horoz, “Akşam sahibimin misafirleri gelecek. Sahibim beni kesip misafirlerine ikram edecek.” demiş. Onlar da “Öyleyse bizimle gel. Bremen'de şarkı söyleriz.” demişler. Horoz da onlara katılmış. Akşam hepsi çok yorulmuş. Bir şeyler yemek ve uyumak için bir yer aramaya başlamışlar. İleride penceresinden ışık süzülen bir ev görmüşler. Eve yaklaşmışlar. Bir de ne görsünler! Hırsızlar nefis yemeklerle dolu bir sofranın başında yemek yiyorlarmış. Bizimkilerin ağzı sulanmış. Hırsızları evden kaçırmak için bir plan yapmışlar. Birbirlerinin sırtına tırmanmışlar. En altta eşek, onun üstünde köpek, sonra kedi ve en üstte de horoz varmış. Pencereye yaklaşıp bütün güçleriyle bağırmaya başlamışlar. Onları duyan hırsızlar arkalarına bakmadan evden kaçmışlar. Dört arkadaş da sofrada karınlarını doyurmuşlar. Hırsızlar gece eve gelip neler olduğunu anlamak istemişler. İçlerinden birini eve göndermişler. Adam, içeri girince kedi, adamın yüzünü tırmalamış. Adam, kaçmak isterken köpek bacağından ısırmış. Eşek, arka bacaklarıyla tekmelemiş. Horoz da bütün gücüyle ötmeye başlamış. Hırsızlar, arkadaşlarına olanlardan sonra hemen oradan kaçmışlar. Bu ev dört arkadaşın hoşuna gitmiş. Dört arkadaş, Bremen'e gitmekten vazgeçmişler. Orada mutluluk içinde yaşamışlar. Grimm Kardeşler

Hizmetten
Allah ve Rasûlü için hicret edenler... | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jul 12, 2023 9:45


Kayıp gibi gördüğünüz şeylerde bile yemin ederek söyleyebilirim, hep kazanıyorsunuz. Hep kazanıyorsunuz çünkü mü'minin niyeti amelinden hayırlıdır. *İnsan yüce bir gaye-i hayale bağlanmalı; yüksek hedeflerin peşinden koşmalı ve himmetini hep âli tutmalıdır. Öyle ki, mefkûre muhacirleri bir anda dünyanın çehresini değiştirebilecek kadar yüksek gaye-i hayaller peşinde olmalıdırlar. Zira himmetler âli ise, davranışlarla ona yetişilemediği durumlarda bile Allah, niyetlerle o boşluğu doldurur ve kişiyi hayalinde kurguladığı hedefe göre mükâfatlandırır. Yani insan, realize edilemeyen güzel niyetlerinin bile sevabını alır. *Hakk'ı anlatmak ve i'lâ-yı kelimetullah mülahazası içinde yaşamak gibi bir mefkûre ve gâye-i hayal, insanın kendi benliğinden uzaklaşması ve bencilliğinden kurtulması için de çok önemlidir. Çünkü insan, bir gâyeyi bütün varlığıyla sahiplenirse, artık hareket, tavır ve davranışlarını o gâye istikametinde değerlendirmeye çalışır. Üstad Hazretleri bu hakikati şöyle ifade eder “Gâye-i hayâl olmazsa veyahut nisyan veya tenâsi edilse, ezhan enelere dönüp etrafında gezerler.” Demek ki, benlikten tecerrüt etmenin, her şeyi bencilliğe bağlamaktan kurtulmanın yolu, O'na bağlanmak ve her şeyi O'nunla alakalı bir hususa bağlamaktır. Allah ve Rasûlü için hicret edenler, gittikleri yerde mutlaka Rabbimizin rızasını ve Efendimiz'in hoşnutluğunu bulurlar!.. *İmam Buhari Hazretleri'nin Sahih'inde ilk hadis şu mübarek beyandır: إِنَّمَا اْلاَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ وَإِنَّمَا لِكُلِّ امْرِئٍ مَا نَوَى فَمَنْ كَانَتْ هِجْرَتُهُ إِلَى اللهِ وَرَسُولِهِ فَهِجْرَتُهُ إِلَى اللهِ وَرَسُولِهِ وَ مَنْ كَانَتْ هِجْرَتُهُ لِدُنْيَا يُصِيبُهَا أَوِ امْرَأَةٍ يَنْكِحُهَا فَهِجْرَتُهُ إِلَى مَا هَاجَرَ إِلَيْهِ “Ameller (başka değil) ancak niyetlere göredir ve kişinin niyeti neyse, karşılık olarak onu bulur. Dolayısıyla kimin hicreti, Allah ve Rasûlü'nün rızasını kazanma istikametindeyse, onun hicreti Allah ve Rasûlü'ne olmuş demektir. Yine kim nâil olacağı bir dünyalık veya nikâhlanacağı bir kadına ulaşma uğruna hicret etmişse, onun hicreti de hedeflediği şeye olmuştur (orada onu bulur).” *Tavsiye ederim; gidin Afrika'da yatırım yapın. Oralarda belli zeminler oluşturun. Türkiye'nin zenginliğine zenginlik katın. Dünyanın zenginleri haline gelin. Ve gittiğiniz yerlerde kendi irfan dünyanızı takviyeye bakın. Orada isterseniz okullar yapın, üniversiteler açın, talebelere bakacağınız yurtlar açın. *Enaniyetten uzaklaşmanın, kendine takılmamanın, Allah'la arasındaki şeylerde hüsufa-küsufa sebebiyet vermemenin tek yolu vardır. Altından, zebercetten, zümrütten döşeli bir yolu vardır o da budur, yüksek bir gaye-i hayale dilbeste olmak, gönlünü kaptırmak. Bu video 15/11/2015 tarihinde yayınlanan “Ey İnsan!..” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada:https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Hizmetten
Her türlü şerrin anahtarı kibirdir! | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jul 6, 2023 6:04


İkinci Halife devrinde bir ara Mekke ve Medine kuraklıkla kavruluyor ve günler geçmesine rağmen bir türlü yağmur yağmıyordu. Hazreti Ömer çok zaman, başını yere koyar, gizli-açık, sesli-sessiz münacaat ve tazarruda bulunurdu. Yanından ayırmadığı Eslem onun halini anlatırken diyor ki, “Hazreti Ömer'i çok defa secdede hıçkırıklarla kıvranırken ve tir-tir titrerken görüyordum; şöyle niyaz ediyordu: Öyle zannediyorum yağmursuzluk benim günahlarım sebebiyle! Allahım! Ümmet-i Muhammedi benim günahlarımdan dolayı mahvetme!..” *Evet, kuraklık ve kıtlık uzayınca, halk Hazreti Ömer'e müracaat etti. Yağmur duasına çıkmasını istediler. Hazreti Ömer birden, bir şey hatırlamış gibi koştu. Gitti, Hazreti Abbas'ın evine vardı. Kapısını vurdu. “Gel benimle” dedi. O'nu bir tepeye çıkardı. Orada, Hazreti Abbas'ın ellerini tutup, yukarıya kaldırdı. Sonra dudaklarından şu sözler döküldü: “Allahım! Bu Senin Habibinin amcasının elidir. Bu el hürmetine bize yağmur ver.” Sahabi diyor ki, “O el, daha aşağıya inmeden yağmur yağmaya başladı. Biz yağmurla, selle birlikte evlerimize döndük.” İşte Hazreti Ömer'in bu tavrı, öncelikle mahviyet ve tevazuundan kaynaklanmaktaydı; sonra da Hazreti Abbas'a karşı hüsn-ü zannının, onu Hakk'ın muradı görmesinin neticesiydi. Mütekebbir, herkesi tasmalı köle gördüğünden en küçük muhalefeti ihanet sayar!.. *Her türlü şerrin anahtarı kibir, her türlü hayrın anahtarı da tevazudur. Hazreti Pir-i Muğan'ın ifadesiyle, büyüklerde büyüklüğün emaresi tevazu ve mahviyettir; küçüklüğün emaresi de tekebbürdür, burnunu dikmektir, kendini kast sistemine göre en üst basamakta saymak ve başkalarını da halayık gibi, kapıkulu gibi, tasmalı köleler gibi görmektir. Dolayısıyla da mütekebbir, kendisine muhalif bir şey söylenince veya yanlış bir davranışı yüzüne vurulunca, onu ihanet saymak suretiyle intikamkârâne bir duygu ve bir düşünceye kapılır; ifrit gibi o insanların üzerine saldırır. Allah parçalayıcı bir diş verse onu bile kullanmak suretiyle, bir salya verse onu da yüzlere atmak suretiyle intikam almak ister; bu hisle çok ciddi bir gerilime geçip yürür. Bu da kibrin, büyüklenmenin, egoizmin, egosantrizmin, narsisizmin dışa vurmasıdır. Bu video 22/11/2015 tarihinde yayınlanan “Hakkın Hatırı Âlîdir!..” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Turkish Stories
Türkçemiz / Turkish Stories

Turkish Stories

Play Episode Listen Later Jun 21, 2023 4:21


Türkçemiz Türkçe, çok geniş bir alanda konuşulan bir dildir. Gittiğim birçok ülkede Türkçe sayesinde kurduğum ilişkilerin sıcaklığını hâlâ içimde duyarım. Örneğin, 1988 yılında New York'tan Minneapolis'e uçuyordum. Yanımdaki koltuğa müzik dinleyen bir genç oturdu. Bir ara bana dönerek “Hi! How are you?” (Merhaba. Nasılsın?) diyerek konuşmaya başladı. Türk olduğumu öğrenince “Yeah, ben de Türküm yahu.” diyerek omzuma bir tokat atmaz mı? Türkçeyi az biliyordu. “Türkiye ile ilgili ne biliyorsun?” deyince “Tahin pekmez, tahin pekmez” diye haykırdı. İkimiz de kendimizi tutamayarak kahkahayı basmıştık. 1993 yılında bir davet üzerine gittiğim Sidney'de bir alışveriş merkezini geziyordum. Oradan geçen Türklerle tanışmış, saatlerce tatlı tatlı sohbet etmiştik. Sadece Sidney'de mi? Hiç unutmam, 1995 yılında trenle Berlin'e gidiyordum. Karşımda yaşlı bir şahıs oturuyordu. “Yakın zamana kadar Gürcistan'da oturuyordum.” diye söze başlamıştı. Gürcistan'da asırlardır yaşayan Alman azınlıklardanmış. Almancanın yanında hangi dilleri konuştuğunu sorunca Gürcüce, Azerice, Kazakça ve Rusça diye sıralamıştı. Şaşırdı­ğımı görünce bana açıklamak zorunda kaldı: “İkinci Dünya Savaşı'na kadar Gürcistan'da kendi köyümüzde yaşıyorduk. Çevremizde hep Azeri köyleri olduğu için Gürcücenin yanında Azerice de öğrenmiştim. Ancak savaştan sonra tüm köy Kazakistan'a göç etti. Orada da Kazakçayı öğrendim. Yıllar sonra tekrar köyü­ müze dönmemize izin verdiler.” Almancayı bırakıp, konuşmamıza Türkçe olarak devam ettik. Yaşlı şahıs, “Aslında Kazakça da Türkçedir. ‘Yumurta' yerine ‘cumurta' dersen olur biter.” dedi. Ben “Oralardan bir şey özlüyor musunuz?” diye sorunca yaşlı adamın gözleri doldu. “Özlemem mi heç, kadim dostluk özlemi­şem men.” demişti. Berlin'e gelince birbirimize baba oğul gibi sarılıp ayrılmıştık. Son zamanlarda üniversitemize Kazakistan'dan, Özbekistan'dan öğrenciler gelmeye başladı. Türkçe ile çok güzel ilişkiler kuruyoruz. Özbek öğrencimiz Hamburg'a staja gitmişti. Stajını tamamladıktan sonra beni ziyaret ettiğinde: “Hocam, ne güzel. Hamburg hep kardeşlerimizle dolu, kendimi hiç yabancı gibi hissetmedim.” demişti. Hollandacayı ve Türkçeyi ana dili gibi konuşan binlerce gencimiz var. Son yapılan araştırmalar, göç­men çocuklarının üniversite ve yüksek okullara gitme oranının arttığını gösteriyor. Birçok dil uzmanı da ana dilin kişinin gelişmesi için çok önemli olduğu görüşündedir. Türkçe bilmek, Avrupa Birliği'nin Türkiye ile gelişen ticari ilişkilerinde önemli bir rol oynayabilir. Avrupa'da yetişen gençler, Avrupa ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerde bir köprü vazifesi görebilirler. Üstelik Türkçe bilmek, şirketlerin Orta Asya ülkeleri ile ilişkilerinde de yararlı olabilir. Geçenlerde bir öğretmen dostum anlatmıştı: Türkiye ile büyük ticari ilişkileri olan bir şirkete yönetici alınacakmış. Birçok başvurunun içinden Türkiye ile olan ilişkileri sebebiyle Türk adayı seçmişler. Mehmet Akşit