Podcasts about medine

  • 122PODCASTS
  • 431EPISODES
  • 26mAVG DURATION
  • 5WEEKLY NEW EPISODES
  • May 18, 2025LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about medine

Show all podcasts related to medine

Latest podcast episodes about medine

ONZMTL PODCAST
Medine nous parle de son nouvel album "Stentor"

ONZMTL PODCAST

Play Episode Listen Later May 18, 2025 74:12


En février, Médine était à Montréal pour tourner le clip de QI RAP, donner un concert acoustique et passer au Pod'Casque. Il en a profité pour faire écouter son nouvel album Stentor, Acte I à Jay Seven et Le Onze, avant sa sortie officielle. On a attendu que l'album soit disponible pour publier cet épisode.Dans cet échange, Médine revient sur son passage à Montréal, sa démarche artistique, sa volonté de transmission, son rapport aux nouvelles générations, à l'indépendance, à la censure et à la responsabilité de l'artiste face à l'époque. Entre réflexions personnelles et prises de position assumées, il nous offre une discussion lucide et essentielle.Abonnez vous à notre PATREON pour avoir accès à du contenu exclusif: www.patreon.com/podcasque Retrouvez tous les épisodes Pod'Casque sur cette playlist: https://www.patreon.com/c/Podcasque/home

First Mike Radio Show
Gazo, Hamza, Kery James, Medine - Le First Mike Radio Show du vendredi 16 mai 2025

First Mike Radio Show

Play Episode Listen Later May 16, 2025 118:07


durée : 01:58:07 - First Mike Radio Show - Chaque semaine, DJ First Mike vous fait découvrir pendant 2h, les nouveautés du rap français, des hits, des classiques, des remix et des sons inédits.

Yeni Şafak Podcast
Yaşar Süngü-Askıda hurma ile başladı o hikaye

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Mar 23, 2025 5:27


Günümüzde ekmekten simide, yemekten elbiseye farklı ürünlerle zenginleştirilen o meşhur yardımlaşma askıda kahvenin asıl hikayesi 1445 yıl önce askıda hurma ile Medine'de başladı. Tarihçilerin anlatmasına göre Medîne'de zengin ya da hurma bahçesi olan bazı insanlar hurma salkımlarını fakir ve muhtaç kimselerin alabileceği yerlere asarlardı. İhtiyaç sahipleri de asılı olan hurmaları ihtiyacı kadarını alarak evlerine götürürlerdi.

Yeni Şafak Podcast
YUSUF KAPLAN-Ramazan Medeniyeti-7: Oruç insanı tutar ve putları kırar

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Mar 21, 2025 4:25


İbadet, kişinin varlık sebebi ve varoluş şartıdır. Çünkü kişi ancak ibadetiyle yani Rabbine kul olmasıyla, kula ve paraya pula kul olmaktan kurtulur, özgürleşir ve kendine gelir. Ubûdiyetin / kulluğun harekete geçmesidir ibadet: Dikey eksen ve yatay eksen. Mekke süreci ve Medine süreci. Enfüs ve âfak'ta aynı ânda yolculuk... Bütün ibadetler, bu iki ekseni harekete geçirerek kişiyi kirlerden arındırır, temizler, kendine getirir: Namaz insanı, Hacc hayatı, Zekât maddeyi, Oruç ruhu kirlerden arındırır, temizler.

Mevlana Takvimi
İTİKÂFIN HÜKÜMLERİ NELERDİR? -20 MART 2025-MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Mar 20, 2025 2:10


İtikâf üç kısımdır. 1. Vacip: İki kısma ayrılır. Sözle adanarak vacip olan: “Allâh (c.c.) için bir gün veya bir ay oruç tutmak üzerime borç olsun” şeklinde mutlak veya “Allâh (c.c.) hastama şifa verirse bir gün oruç tutmak Allâh için üzerime borç olsun” şeklinde şarta bağlı olarak adanan itikâftır. Fiille vacip olan: Nafile bir itikâfa başladıktan sonra henüz tamamlamadan bozulmasıyla kişiye vacip olan itikâf. 2. Sünnet: Ramazan'ın son on gününde yapılan itikâftır. Hz. Aişe (r.anha)'dan şöyle rivayet edilmiştir: “Peygamber Efendimiz (s.a.v.) vefat edinceye kadar Ramazan'ın son on gününde itikâfta bulunurdu. Ondan sonra eşleri de itikâfta bulundular.” İmam ez-Zührî şöyle der: “Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir şeyi yapar ve onu terk ederdi. Medine'ye girdikten sonra vefatına kadar itikâfa girmeyi hiç terk etmedi. Bu, itikâfın vacip olmasını gerektirir. Fakat sahabe (r.a.e)'den itikâfa girmeyenlere hiçbir müdahalede bulunulmaması sünnet-i müekkede olmasını gerektirmiştir.” 3. Mendup: Zikredilen iki kısmın dışında herhangi bir zamanda itikâfa girmek. İtikafın asgari süresi vacip itikâfta süre, en az bir gün olmalıdır. Çünkü bu itikâfta oruç şarttır. Nafile itikâfta süre, İmam Ebu Hanife'ye (r.h.) göre; bir gün, İmam Ebu Yusuf'a (r.h.) göre; gündüzün yarısından çoğu, İmam Muhammed'e (r.h.) göre; az bir zaman ve daha fazlasıdır. (Sualli Cevaplı İslam Fıkhı,c.3 , s.395-396)

Genç Derneği
Peygamberin İkazına Sebep Olan Sahabe: Abdullah İbn Mektum (r.a) | Örnek Nesil B06

Genç Derneği

Play Episode Listen Later Mar 19, 2025 12:16


Peygamberin İkazına Sebep Olan Sahabe: Abdullah İbn Mektum Abdullah İbn Ümmü Mektûm (r.a.), İslam'ın ilk yıllarında Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) sohbetlerine katılmak için yanına gelen, ancak bu esnada yaşanan bir olayla Abese Suresi'nin inmesine vesile olan büyük bir sahabedir. Görme engelli olmasına rağmen, Kur'an'ı en güzel şekilde öğrenen ve Medine'de müezzinlik yapan bu kutlu sahabe, yalnızca ilmiyle değil, cesaretiyle de İslam tarihine damgasını vurmuştur. Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) vefatından sonra Müslüman ordularına katılan Abdullah İbn Mektum, engeline rağmen savaş meydanına çıkmaktan çekinmedi. Kadisiye Savaşı'nda İslam sancağını taşıyan ve "Beni önümden bırakın, ben körüm, geri çekilemem!" diyerek ordunun en önünde yer alan bu kahraman sahabe, sonunda şehadetle mükâfatlandırıldı. #İslamTarihi #Sahabeler #AbdullahİbnMektum #KadisiyeSavaşı #Peygamberimiz

Yeni Şafak Podcast
Mahmut Ay-Kur'ân Günlüğü -15. Cüz-

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Mar 15, 2025 8:18


Mağara arkadaşları: Ashâb-ı Kehf Hikmetli Kitab'ın en gizemli suresi, Kehf Suresi'dir. Bu mübarek surede, üç gizemli kıssa anlatılır: Ashâb-ı Kehf, Musa-Hızır ve Zülkarneyn kıssası. Üçü de temsilî/sembolik yönü çok güçlü olan mesaj yüklü kıssalardır. Bu kıssaların sebeb-i nüzulüne dair kaynaklarda şöyle bir bilgi yer alır: Resûl-i Ekrem'in (sav) kutlu mesajının Mekke'de dalga dalga yayılması ve ferdan ferdâ gönüllerde yer edinmesi üzerine müşrikler, iki kişiyi Medine'ye gönderir; oradaki Yahudilerle onun gerçek bir peygamber olup olmadığı hakkında istişare edip konuyla alâkalı onlardan yardım almalarını isterler. Zira Yahudiler, vahiy ve peygamberlik hakkında bilgili kimselerdir. Bu iki kişi Medine'ye gider ve Yahudilerle görüşürler. Yahudiler, kendilerine “Muhammed'e, geçmiş zamanlarda mağaraya sığınan gençleri, dünyanın doğusunu da batısını da dolaşmış olan adamı ve ruhun ne olduğunu sorun. Eğer bu konuda size cevap verirse o bir peygamberdir; ona uyun. Veremezse, bilin ki o bir falcıdır.” derler.

Genç Derneği
Yesrib'in İlk Muallimi, Uhud'un Sancaktarı: Mus'ab İbn Umeyr | Örnek Nesil B05

Genç Derneği

Play Episode Listen Later Mar 14, 2025 12:37


*Yesrib'in İlk Muallimi, Uhud'un Sancağı: Mus'ab ibn Umeyr* Örnek Nesil serimizin *beşinci bölümünde, İslam davasının öncülerinden **Mus'ab ibn Umeyr (r.a.)*'ın fedakârlık ve teslimiyet dolu hayatına yakından bakıyoruz. Mekke'nin en zengin ve asil ailelerinden birinde doğan Mus'ab (r.a.), İslam'la şereflenince her şeyini geride bıraktı. *Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tarafından Yesrib'e gönderilen ilk öğretmen ve davetçi* oldu. Orada İslam'ın hızla yayılmasına vesile oldu ve Medine'deki Müslümanları bir araya getirdi. Uhud Savaşı'nda ise Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) *sancaktarlık görevini üstlendi. Büyük bir cesaretle mücadele ederken şehit edildi. **Üzerindeki elbise kefen olarak yetmediği için ayakları otlarla örtüldü*. *Yesrib'in ilk muallimi, Uhud'un sancaktarı, zühd ve fedakârlığın timsali Mus'ab ibn Umeyr'in (r.a.) ilham veren hikâyesini keşfetmek için yeni bölümümüz yayında!*

Sözler Köşkü Kitaplığı
"Azrail İzin İstiyor!" Medinede Hüzün Vakti! - EY RESUL - Final Bölüm

Sözler Köşkü Kitaplığı

Play Episode Listen Later Mar 13, 2025 41:08


Yapay zeka ile hazırlanan Siyer podcast serimizin final bölümünde, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) son günlerini, hastalığını ve vefatını detaylı bir şekilde ele alıyoruz. Müslümanlar için derin anlam taşıyan bu dönemde yaşanan duygusal ve toplumsal olayları keşfedeceksiniz.Efendimizin son anları, ümmetine bıraktığı vasiyet ve vefatından sonra İslam toplumunda meydana gelen değişimler… Sahabelerin duyguları, Medine'de oluşan atmosfer ve İslam'ın bu kritik süreci nasıl yönettiği gibi önemli konulara değiniyoruz.Tarihî bir dönüm noktasına yakından şahit olmak için bu bölümü kaçırmayın! Dinlemeyi, takip etmeyi ve bildirimleri açmayı unutmayın!

Sözler Köşkü Kitaplığı
Hendek Savaşı Yapay Zeka Canlandırmalı - EY RESUL - Bölüm 8

Sözler Köşkü Kitaplığı

Play Episode Listen Later Mar 9, 2025 59:14


Yapay zeka ile hazırlanan Siyer podcast serimizin 8. bölümü yayında! Bu bölümde, Hz. Aişe Annemize atılan büyük iftira ve İfk Hadisesi'ni, münafıkların Medine'deki fitne girişimlerini ve Hendek Savaşı'nda Müslümanların gösterdiği azim ve stratejiyi detaylıca ele alıyoruz; kaçırmamak için dinlemeyi, takip etmeyi ve bildirimleri açmayı unutmayın!

Sözler Köşkü Kitaplığı
Hz Hamza'nın Şehadet Anı! En Hüzünlü Bölüm - EY RESUL - Bölüm 7

Sözler Köşkü Kitaplığı

Play Episode Listen Later Mar 8, 2025 53:57


Yapay zeka ile hazırlanan Siyer podcast serimizin 7. bölümü yayında! Bu bölümde, Uhud Savaşı'ndaki Müslümanların cesaret ve fedakârlıklarına, Beni Nadir kabilesinin Medine'den sürülüşüne ve Yahudi kabilelerinin fitne ve tahrip girişimlerine odaklandık. İslam'ın tarihindeki bu önemli dönüm noktalarındaki ilham verici detayları kaçırmayın! Bölümü dinlemeyi, takip etmeyi ve bildirimleri açmayı unutmayın.

Sözler Köşkü Kitaplığı
Ebu Cehil'in Son Sözü ve Bedir Savaşı - EY RESUL - Bölüm 6

Sözler Köşkü Kitaplığı

Play Episode Listen Later Mar 7, 2025 48:44


Yapay zeka ile hazırlanan Siyer podcast serimizin 6. bölümü şimdi yayında! Bu bölümde, Bedir Savaşı'nın önemine, Yahudilerin Medine'deki fitne ve tahrip girişimlerine, Kaynukaoğulları'nın Medine'den sürülüşüne ve sahabelerin cesaret ve fedakârlıklarına değiniyoruz. İslam'ın ilk yıllarındaki bu zorlu mücadelenin detaylarını ve ilham verici dersleri kaçırmayın! Bölümü dinlemeyi, takip etmeyi ve bildirimleri açmayı unutmayın.

Sözler Köşkü Kitaplığı
Resulullah'a Suikast Kararı! - EY RESUL - Bölüm 5

Sözler Köşkü Kitaplığı

Play Episode Listen Later Mar 6, 2025 53:03


Yapay zeka ile hazırlanan Siyer podcast serimizin 5. bölümü yayında! Bu bölümde, Medine hicreti, Peygamber Efendimiz'e (s.a.v) düzenlenen suikast planları, Medine toplumunun yapısı, muhacir ve ensar kardeşliği ve Müslümanların ticaret atılımları ele alınıyor. Hayata tutunmak için başlayan bu yolculuk, kardeşlik, sadakat, fedakârlık ve sabır ile Müslümanları Medine'de söz sahibi bir güç hâline getirdi. Zorluklarla dolu bu dönemin ilham verici detaylarını kaçırmayın! Bölümü dinlemeyi, takip etmeyi ve bildirimleri açmayı unutmayın.

Life Radio Akademie
MS Hart Leonding (3c): Freundschaft / Beziehung

Life Radio Akademie

Play Episode Listen Later Mar 6, 2025 1:54


Gruppe 4: Lennox, Ilkon, Dominik, Nebahat, Medine

Sözler Köşkü Kitaplığı
Resulullah'ın En Zor Günü - EY RESUL - Bölüm 4

Sözler Köşkü Kitaplığı

Play Episode Listen Later Mar 5, 2025 48:37


Yapay zeka ile hazırlanan Siyer podcast serimizin 4. bölümü yayında. Bu bölümde, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) Taif'te karşılaştığı zorluklar, Miraç mucizesiyle gelen ilahi müjde, yeni bir yurt arayışı ve Akabe biatlarıyla Medine'de İslam'ın duyulmaya başlaması ele alınıyor. Zorlukların ardından gelen ilahi müjdeler ve İslam toplumunun temellerinin nasıl atıldığına dair etkileyici anlatımı kaçırmayın. Bölümü dinlemeyi, takip etmeyi ve bildirimleri açmayı unutmayın.

Yeni Şafak Podcast
MAHMUT AY - Kur'ân Günlüğü -2. Cüz-

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Mar 2, 2025 8:05


*Kıblenin değişimi Efendimiz (sav), Medine'yi teşrif ettikten sonra, on altı veya on yedi ay boyunca namazlarını Mescid-i Aksa'ya yönelerek kılmıştı. Ancak gönlü, Kâbe'yi kıble edinmekteydi. Nitekim onun arzusu, vahiyle yerine getirildi ve Kur'ân âyetleriyle Kâbe, yeni kıble edinilmiş oldu. Bakara Suresi'nin 142-150. âyetleri bu konuyu ihtiva etmektedir. Kıblenin değişimi, çok büyük bir olaydır. İmanı zayıf olanlar için savrulma nedeni olabilecek ciddi bir imtihan olmuştur. Medine'de yaşayan Yahudiler ve münafıklar, bu hadiseyi istismar ederek Efendimiz (sav) ile alay etmişlerdir. Ancak sağlam bir imanla ona bağlı olanların imanlarında asla bir zayıflama görülmemiştir. Yahudi ve münafıkların, “Bunlara ne oldu da şimdiye kadar yöneldikleri kıbleden vazgeçip yeni bir kıble edindiler!” şeklindeki alaylarına Kur'ân'ın verdiği cevap çok anlamlıdır: “Doğu da batı da Allah'ındır.” Yani; kıble sembolik bir şeydir. Allah, tek bir cihette değildir ki O'na yönelmek için tek bir cihet belirlensin. Başka bir âyette buyurulduğu üzere “Nereye yönelirseniz yönelin, O'nun zâtı oradadır.” (Bakara 2/115). Kıble gibi çok önemli bir şeyin değişimi bize şunu öğretir: Allah Teâlâ, iman esasları ve ahlâk ilkeleri dışında, yeni şartlar icabı dindeki her şeyi değiştirebilir/güncelleyebilir. Dinin sabitelerini ve değişkenlerini iyi anlamak gerekir. Bu nokta, dinin özünü ve ruhunu kavrayabilmek için üzerinde çok derin düşünülmesi gereken bir noktadır. Özellikle zahirî kuralların basit ayrıntılarına takılan ve dindarlığı daha çok zahirî kurallar çerçevesinde algılayanların, kıblenin değişimini iyi düşünüp bundan ders çıkarmaları gerekir.

First Mike Radio Show
Lune, Kossi, Ronisia, Medine - Le First Mike Radio Show du vendredi 28 février 2025

First Mike Radio Show

Play Episode Listen Later Feb 28, 2025 117:37


durée : 01:57:37 - First Mike Radio Show - Chaque semaine, DJ First Mike vous fait découvrir pendant 2h, les nouveautés du rap français, des hits, des classiques, des remix et des sons inédits.

radio lune vendredi 2025 medine kossi ronisia first mike radio show
Mevlana Takvimi
ÜMMETİN EMÎNİ: EBÛ UBEYDE B. CERRAH (R.A.)-27 ŞUBAT 2025-MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Feb 27, 2025 3:03


Ebû Ubeyde (r.a.) doğası gereği Allâh (c.c.)'a ortak koşmaktan ve putlara tapmaktan hoşlanmazdı. Bundan dolayıdır ki Hz. Ebû Bekir (r.a.) onu tek olan Allâh (c.c.)'a ibâdet etmeye, putlara tapmamaya, cahiliye ahlâkını terk etmeye davet eder etmez, hemen kâbul etti. Hz. Ebû Bekir (r.a.) onunla birlikte Resûlullâh (s.a.v.)'e gitti ve Ebû Ubeyde (r.a.) Resûlullâh (s.a.v.)'in huzurunda müslüman olduğunu ilan etti. Böylece ilk sıralarda müslüman olanlardan oldu. Ebû Ubeyde (r.a.) müşriklerin düşmanlığından çok çekti. Onların başında babası Abdullah b. Cerrah geliyordu. Babası ona saldırgan davranarak hayatını acıya boğdu ve güçleştirdi. Bu sebepten Ebû Ubeyde (r.a.) Habeşistan'a hicret ederek Hz. Peygamber (s.a.v.) Medine-i Münevvere'ye hicret edene kadar orada kaldı. Uhud savaşında Ebû Ubeyde (r.a.) vuruşanların ön safındaydı. Bir ara “Peygamber öldürüldü” denildiğini duydu ve hasret duyguları içinde Resûlullâh (s.a.v.)'in bulunduğu tarafa koştu. Ebû Bekir (r.a.) diyor ki: “Ben süratle Resûlullâh (s.a.v.)'in yanına doğru koşuyordum. Bir başka yandan da koşarak Ebû Ubeyde'nin geldiğini gördüm. Resûlullâh (s.a.v.)'in parçalanan miğferinden iki halkanın yanağına girmiş olduğunu gördüm. Ebû Ubeyde (r.a.) şöyle dedi: “Ey Resûlullâh'ın yakın arkadaşı! Allâh aşkına, senden bu miğfer parçalarını çıkarma işini bana bırakmanı istiyorum” dedi ve miğfer parçalarını dişleriyle tutarak çekti. Fakat bir de baktık ki Ebû Ubeyde'nin ağzı kan dolmuş, ön dişlerinden iki tanesi miğfer parçalarını çıkarırken düşmüş bulunuyordu.” Ebû Ubeyde (r.a.) hayatı boyunca ön dişerindeki bu eksikle yaşadı. O Uhud savaşında yaşadığı bu aziz hatıra ile iftihar ederdi. Enes (r.a.)'dan Resûlullâh (s.a.v.)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Muhakkak her ümmetin bir emîni, güvenilir adamı vardır. Muhakkâk ki bu ümmetin emîni, Ebû Ubeyde b. Cerrah'tır.” (Muhammed Mütevelli Şaravî, Cennetle Müjdelenen On Sahâbî, s.177-178)

Yeni Şafak Podcast
Taha Kılınç - Harameyn notları

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Feb 22, 2025 4:50


Geçtiğimiz hafta, bir arkadaş grubuyla birlikte Medine-i Münevvere ve Mekke-i Mükerreme'yi ziyaret nasip oldu. Sekiz günlük yoğun ibadet ve ziyaret programlarımız dolayısıyla gözüme, gönlüme ve zihnime takılan bazı noktaları paylaşmak istiyorum:

Yeni Şafak Podcast
Ömer Lekesiz - Tasavvufî izler, menziller ve yüzler

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Feb 15, 2025 5:18


Gazâlî'nin sâlik vasfıyla katettiği Şam, Kudüs ve el-Halil menzillerinden sonra eriştiği Mekke ile Medine'nin, “Hakka giden Yolu tutmak” anlamında (Süleyman Uludağ, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü) sülûk merkezli karşılıklarına gelince…

Mevlana Takvimi
KÖPEK SORUNU ÜZERİNE - 12 OCAK 2025 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Jan 12, 2025 2:25


Tarih boyunca Müslüman Türk, köpeğe, kedi kadar itibar etmemiştir. Kedi evin içinde rahatça gezerken, köpeğin yaladığı yer bile pis olur. Hatta bazı âlimlere göre biri topraklı suyla olmak üzere yedi defa yıkanması icab eder. Bu sebeple köpek, cemiyette ürkülen ve uzak durulan bir hayvan olmuştur. Hadîs-i şeriflerde, “Hiçbir ev halkı yok ki, evde köpek bağlasın da her gün sevabından bir kırat eksilmesin. Ancak av, bekçi veya koyun köpekleri hariç” buyuruldu. (Tirmizî) Bir ara vahiy kesilmişti. Bunun sebebi sorulduğunda Cebrail (a.s.), “Biz, suret ve köpek bulunan eve girmeyiz” dedi. Sonra küçük yaştaki Hz. Hasan (r.a.)'in oynadığı köpek yavrusunu eve getirdiği anlaşıldı. (Ebu Davud) Hadis-i şerifte, “Hayvanlardan zararlı olan şu beşi Harem-i Şerif'te bile öldürülebilir: Karga, çaylak, fare, akrep ve saldırgan köpek” buyuruluyor. Anlaşılıyor ki, çoğu zaman zarar veren köpekleri öldürmek câiz, hatta müstehap oluyor. Zararı kesin ise vacip oluyor. Nitekim İbn Ömer ve Cabir anlatır: “Resûlullâh (s.a.v.)'in talimatı üzerine Medine ve civarındaki başıboş köpekler itlâf edildi. Etraf temizlendikten sonra Resûlullâh artık bu işe lüzum kalmadığını bildirdi. Av, çoban ve bekçi köpekleri istisna edildi.” (Buhari, Müslim) Bütün mahlukât insanların istifadesi için yaratılmıştır. Hayvanların hayat hakkı insanların istifadesi ve emniyeti ile sınırlandırılmıştır. Etinden, yününden, derisinden istifade için nasıl hayvanlar boğazlanıyorsa, zarar sebebiyle de öldürülmesi dinen meşru kılınmıştır. Bu itlafın sebebi de hem insanların emniyetini hem de şehrin sıhhat ve temizliğini temindir. (Ekrem Buğra Ekinci, Türkiye Gazetesi, 2024)

Yeni Şafak Podcast
TAHA KILINÇ - Şeyh Sâriye'ye veda

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jan 8, 2025 5:33


“Ben hayatımda, babamla amcam kadar birbirine muhabbetle bağlı iki kardeş daha görmedim. Bollukta da darlıkta da birbirlerine eşlik ettiler. Yürüyüşleri ortaktı. 13 yıl boyunca hicret onları Medine-i Münevvere'de bir arada tuttu. Sonra yine 13 yıl, İstanbul hicretinde birlikteydiler. Şartlar ne kadar zorlu olursa olsun, hakka tutunmakta birbirlerini desteklediler. Böylece nice sıkıntıdan ve bekleyişten sonra zafer müyesser oldu.

Yeni Şafak Podcast
Hayreddin Karaman-Kandillerde namaz ve oruç

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jan 5, 2025 4:56


Sevgili Peygamberimizin (s.a.), vazifesini yerine getirmek için gerekli bulunan hürriyeti elde edeceği Medine (daha önceki adı Yesrib) şehrine hicretinden (göçmesinden) günümüze kadar binden fazla yıl geçti, bugün (yazıyı yazdığım perşembe günü) itibariyle 2 Receb 1446 hicrî yıla ulaşmış olduk. Hicrî yılbaşından başlayacak olursak Muharrem ayının dinî ve tarihî yönlerden özellikleri var, bu sebeple oruçlar tutuluyor, anma toplantıları ve başkaca merasimler yapılıyor. Yapılanların dinde yerinin bulunup bulunmadığı konusu da hep tartışılıyor. Bu yazımızda yalnızca Muharrem ayının belli günlerini değil, özel olarak ibadet ve merasim yapılan diğer mübarek gün ve geceleri (bu arada Regâib kandilinde olduğumuz için kandilleri) ele almak, incelemek, dindeki yerlerini ortaya koymak istiyoruz.

Mevlana Takvimi
PEYGAMBER (S.A.V.)'İN MÜEZZİNLERİ - 09 ARALIK 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Dec 9, 2024 2:23


Fahr-i Âlem (s.a.v.)'in dört müezzini vardı. Bunlar Bilâl-i Habeşî, İbn- Ümmü Mektûm Kureşî, Ebû Mahzûre Semure ve Sa'dü'l-Karaz (r.a.e.)'dir. Hz. Bilâl-i Habeşî (r.a.) ilk müslüman olanlardan biridir. Köle iken İslâm olduğunu açıklayıp müşriklerin ezâ ve cefâlarına tahammül ederken, Hz. Ebû Bekir (r.a.) tarafından satın alınarak, Allâh (c.c.) rızası için azâd edilmişti. Sonra da Hz. Peygamber (s.a.v.)'in hizmetine devam etti. İlk olarak ezân okuyan ve kâmet getiren odur. İbn-i Ümmü Mektûm (r.a.), Hz. Hatice (r.anhâ)'nın dayısının oğludur. Bilâl-i Habeşî (r.a.) teheccüde kalkanları uyandırmak için fecir vaktinden evvel ezan okuduktan sonra İbn-i Ummu Mektûm (r.a.) de, sabah namazının kılınacağı zaman gelince ezân okurdu. Resûl-i Ekrem (s.a.v.)bir yere giderken, Bilâl-i Habeşî (r.a.) de kendisi ile birlikte gittiği için İbn Ümmü Mektûm (r.a.) mescidde kalırdı. Birkaç defa Hz. Peygamber (s.a.v.) onu Medine'de kaymakam bıraktı. Ebû Mahzure (r.a.), sesi güzel olduğu için pek tesirli ezân okurdu. Resûlullâh (s.a.v.), fetihten sonra onu Mekke'ye müezzin tayin etti. Soyu tükeninceye kadar evlât ve torunları müezzinlik vazifesini yapmış ve bu süre Harun Reşid zamanına kadar devam etmiştir. Sa'dü'l-Karaz (r.a.), Ammar bin Yasir (r.a)'in kölesiydi. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) onu Kuba'ya müezzin tayin etmişti. Bilâl-i Habeşi (r.a.) ayrıldıktan sonra Sa'd (r.a.), Medine-i Münevvere'ye Mescid-i Şerif müezzinliğine tayin edildi. Kendisinden sonra evlâdı da uzun zaman mescidde müezzinlik etmişlerdir. (Ahmet Cevdet Paşa, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, s.329-330)

Kur'an-i Kerim Tefsiri
Tevbe Sûresi 1-13 Tefsiri Ali Kucuk N113 M009

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Nov 25, 2024 57:39


*9 TEVBE SÛRESİ 1-13 MEALİ N113 M009 Hicretin 9 uncu yılında Medine'de nazil olmuştur. O yıl mevsiminde Mina'da Hz. Ali tarafından herkese ilan edilmiştir. Kâfirlerin münafıkların, hahamların, papazların psikolojileri bildirilmiş, müminlere kâfirlerden uzak durmaları istenmiş, antlaşmalara riayet emredilmiştir. 129 ayettir. بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile 1 Kendileriyle antlaşma yaptığınız müşriklere, Allah ve Rasülü'nden bir ültimatomdur. 2 Yeryüzünde dört ay daha dolaşınız; iyi bilin ki, siz Allah'ı aciz bırakamazsınız ve Allah kâfirleri rüsvay edecektir. 3 Allah ve Rasülü'nün, müşriklerden uzak olduğunun, haccı ekber günü insanlara bir duyurusudur. Eğer pişman olursanız, bu sizin için daha hayırlıdır. Eğer yüz çevirirseniz, iyi bilin ki siz Allah'ı aciz bırakamazsınız. Kâfirleri acıklı azapla müjdele. 4 Ancak kendileriyle antlaşma yaptığınız müşrikler, antlaşmadan bir şeyi eksiltmeyen ve sizin aleyhinize hiçbir kimseye yardım etmeyenlerin antlaşmalarını, müddetine kadar tamamlayın. Allah mûttakileri sever. 5 Haram aylar çıkınca, (antlaşmaya yanaşmayan ve harp açan) müşrikleri, bulduğunuz yerde öldürün. Onları yakalayın, hapsedin ve her gözetleme yerlerine onlar için oturun. Eğer tevbe ederler, namazlarını kılarlar ve Zekâtı verirlerse yollarını serbest bırakın. Şüphesiz Allah ğafur'dur, rahim'dir. 6 Eğer müşriklerden biri, senin yanına gelmek(yakınında olmak) isterse onu yanına al ki, Allah'ın sözünü işitsin. Sonra onu güven içinde olduğu yere ulaştır. Bu onların bilgisiz bir toplum olmalarındandır. 7 Mescidi Haram'da antlaşma yaptıklarınızın dışında, müşriklerin, Allah ve Rasülü katında nasıl antlaşması olur? Onlar sizlere doğru davrandıkça siz de onlara dürüst davranın. Çünkü Allah mûttakileri sever. 8 Nasıl olabilir? Eğer onlar size galip gelselerdi, sizin hakkınızda yakınlığı da gözetmezlerdi, antlaşmayı da gözetmezlerdi. Kalpleri kaçınırken ağızlarıyla sizi memnun etmeye çalışırlar. Onların çoğu fasıktır. 9 Allah'ın ayetlerini az bir paraya sattılar da Allah'ın yolundan alıkoydular. Gerçekten onların yaptıkları ne kötü şeylerdir. 10 Onlar, bir mü'min hakkında akrabalığı da antlaşmayı da gözetmezler. İşte asıl saldırgan onlardır. 11 Eğer pişman olurlar, namazı kılarlar ve Zekâtı verirlerse, dinde kardeşinizdirler. Bilen bir kavim için ayetleri açıklıyoruz. 12 Eğer antlaşmalarından sonra yeminlerinden dönerler ve dininize dil uzatırlarsa, küfrün önderleriyle savaşın. Çünkü onların yeminleri yoktur. Belki vaz geçerler. 13 Yeminlerini bozan, peygamberi sürgün etmeye çalışan toplumla savaşmaz mısınız ki, size karşı önce onlar başlamışlardı. Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Eğer iman ediyorsanız, kendisinden korkmanıza en layık olan Allah'tır. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/tevbe-suresi-1-13-tefsiri

Kur'an-i Kerim Tefsiri
Tevbe Sûresi 85 106 Tefsiri Ali Kucuk N113 M009

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Nov 25, 2024 60:34


*9 TEVBE SÛRESİ 85-106 85 Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Allah, onlarla(mal ve evlâtla) dünyada onlara azap etmek ve kâfir olarak canlarını almak ister. 86 "Allah'a iman edin ve Rasülü ile beraber cihat edin" diye bir sûre indiği zaman, onlardan servet sahibi olanlar senden izin isterler ve: "Bizi bırak, oturanlarla beraber olalım" derler. 87 Geride kalanlarla beraber olmaya razı oldular. Kalpleri üzerine mühür vuruldu. Onlar (leh ve aleyhlerine olanı) iyice anlamazlar. 88 Peygamber ve onunla beraber iman edenler ise malları ve canlarıyla cihat ettiler. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridirler. 89 Allah onlar için, içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırladı. İşte büyük başarı budur. 90 Bedevilerden özür dileyenler, kendilerine izin verilmesi için geldiler. Allah'a ve Rasülüne yalan söyleyenler oturdular. Onlardan inkâr edenlere yakında acıklı bir azap isabet edecektir. 91 Allah ve Rasülü için nasihat ettikleri takdirde zayıflara, hastalara, harcayarak bir şey bulamayanlara, (cihada çıkmadıkları için) bir günah yoktur. İyilik edenlerin aleyhine bir yol yoktur. Allah Ğafur'dur, Rahim'dir. 92 Kendilerini (bineğe) bindirmen için gelip de: "Sizi bindirecek bir şey bulamıyorum" dediğinde infak edecek bir şey bulamamanın üzüntüsünden gözlerinden yaş akıtarak geri dönenlere de (günah yoktur). 93 Ancak zengin oldukları halde senden izin isteyenlere (kınamak) için yol vardır. Geride kalanlarla beraber olmaya razı oldular. Allah da kalpleri üzerine mühür vurdu. Artık onlar neyin doğru olduğunu bilmezler. 94 Onlar, geri döndüğünüzde sizden özür dilerler. De ki: "Özür dilemeyin. Size hiç bir zaman inanmayacağız. Allah bize, sizin haberlerinizi bildirdi. Yakında Allah ve Rasülü amelinizi görecektir. Sonra gizli ve açığı bilene döndürüleceksiniz de, O size yaptıklarınızı haber verecektir." 95 Onların yanına döndüğünüzde, size kendilerinden (onları cezalandırmaktan) onlardan vazgeçmeniz için Allah'a yemin edecekler. Onlardan vazgeçin. Şüphesiz onlar pistir. Kazandıklarının cezası olarak varacakları yer cehennemdir. 96 Onlardan razı olmanız için size yemin ederler. Eğer onlardan razı olsanız da şüphesiz Allah fasık kavimden razı olmaz. 97 Bedeviler küfür ve nifakta daha şiddetli ve Allah'ın, Rasülü üzerine indirdiğininin hududunu bilmemeye daha uygundur. Allah her şeyi bilen ve hikmetle hükmedendir. 98 Bedevilerden öyleleri vardır ki infakı (hayrı) zarar sayar ve size musibetlerin gelmesini beklerler. O kötü musibet onlar üzerine olsun. Allah her şeyi işitendir, bilendir. 99 Bedevilerden öyleleri vardır ki, Allah'a ve âhiret gününe iman eder, infak ettiğini Allah'a yakınlık ve Rasülü"nün duasını vesile sayar. İyi bilinki bu, onlar için yakınlıktır. Allah onları rahmetine (cennetine) girdirecektir. Şüphesiz Allah ğafur'dur, rahim'dir. 100 Muhacirlerden ve Ensar'dan önde gidenler ve iyilikle onlara uyanlar, Allah onlardan razı olmuştur. Onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. Onlar için, içinde ebediyen kalacakları ve altından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük başarı budur. 101 Çevrenizdeki bedevilerden münafıklar vardır. Medine halkından münafıklar vardır. Medine halkından da nifaka alışkın olanlar vardır. Sen, onları bilemezsin. Onları biz biliriz. Onlara yakında iki defa azap edeceğiz. Sonra büyük bir azaba döndürülürler. 102 Diğerleri günahlarını i'tiraf ettiler. İyi amelle kötüsünü birbirine karıştırdılar. Belki Allah onların tevbesini kabul eder. Şüphesiz Allah mağfiret ve rahmet edicidir. 103 Mallarından sadaka al ki, onları temizleyip arındırasın ve onlara dua et. Muhakkak Senin duan onları yatıştırır. Allah işitendir, bilendir. 104 Bilmediler mi ki, Allah kullarından tevbeyi kabul eder, sadakaları alır ve Allah tevbeleri çok kabul edendir, merhamet edendir. 105 De ki: (dilediğinizi) yapın, Allah, Rasülü ve mü'minler amelinizi görecektir. Yakında gizli ve açığı bilene döndürüleceksiniz. O size, yaptıklarınızı haber verecektir. ...

Yeni Şafak Podcast
ÖMER LEKESİZ - Horasan Erenlerinin ‘Anadolu Mayası'nı hayatın içinde tutmak

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Nov 16, 2024 6:29


Câbirî'nin ”zaman dışı” terimi üzerinden mezhep ve tarikatların zamanın dışına itilerek ele alındıklarından söz etmiş ve son yazımızda da Horasan Er(en)lerinin, Medine'den gelen irfanı Horasan'dan Türkistan'a naklettiklerini, burada saf Türk potasında eritilip maya vasfını kazanmasından sonra onu yine Horasan üzerinden Anadolu'ya akıttıklarını söylemiştik.

ERKAM RADYO
Medine-i Münevvere: İslamı Aşkla Yaşamanın Merkezi

ERKAM RADYO

Play Episode Listen Later Nov 13, 2024


KÜLTÜRDEN İRFANA

ERKAM RADYO
02.11.2024 Tarihli Medine-i Münevvere Sohbeti

ERKAM RADYO

Play Episode Listen Later Nov 12, 2024


GÖNÜL BAHÇESİNDEN SOHBETLER

Mevlana Takvimi
ABDURRAHMAN B. AVF (R.A.)'İN CÖMERTLİĞİ - 11 KASIM 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Nov 11, 2024 2:15


Rivayet olunduğuna göre Abdurrahman b. Avf (r.a.)'a ait bir ticaret kervanı Şam'dan dönüyordu. Kafile Medine-i Münevvere'nin caddelerine ulaştığı zaman çarşıda bir kımıldama ve hareketlilik meydana geldi. Durumdan haberdar olan Hz. Âişe (r.anhâ) bunun ne olduğunu sorunca kendisine: “Abdurrahman b. Avf (r.a.)'in ticaret kervanının geldiğini” söylediler. Hz. Âişe (r.anhâ): “Bir ticaret kafilesi nasıl bu kadar gürültü koparabilir?” diye sordu. Hz. Âişe (r.anhâ)'ya: “Kafilenin 700 hayvan yükünden oluştuğu” söylendiği zaman Hz. Âişe (r.anhâ): “Hz. Peygamberin hakkında cennete malının hesabı dolayısıyla emekleyerek gireceğini haber verdiği Abdurrahman b. Avf (r.a.)'in 700 yükten oluşan kafilesi ha?” dedi. Bu söz kendisine ulaşınca Abdurrahman b. Avf (r.a.) hemen üzüntü ile harekete geçti ve: “Allâh (c.c.)'u şahit tutarak söylüyorum ki, bu kafilenin tamamı, her şeyi ile tüm müslümanlara tarafımdan hediye edilmiştir'” dedi. Abdurrahman b. Avf (r.a.)'ın cömertliği bu olaydan sonra da devam etmiştir. Rivayet olunduğuna göre servetinin çoğunu akrabası olan “Zühreoğulları” arasında taksim etmiş, Zühreoğulları'ndan kimin ne ihtiyacı varsa onun ihtiyacını gidermiştir. Hatta onun cömertliği konusunda şöyle bir şey söylenir: “Medine halkı Abdurrahman b. Avf (r.a.)'in çoluk çocuğu gibidir. Halkın üçte birinin borçlarını kendi malından öder, üçte birine armağanlar verir, diğer üçte birine de ihtiyaçları kadar ödünç para verirdi.” Allâh (c.c.)'un, Resûlullâh (s.a.v.)'in ve müslümanların hoşnutluğunu kazanmak için bu kadar bol dağıtmasına rağmen ticareti durmadan artmış, serveti çoğalmış ve kazancı ziyadeleşmiştir. (Muhammed Mütevelli Şaravî, Cennetle Müjdelenen On Sahâbî, s.188-189)

Kur'an-i Kerim Tefsiri
Munafikun Suresi Tefsiri Ali Kucuk N104 M063

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Oct 28, 2024 55:37


MÜNÂFİKÛN SÛRESİ MEALİ Medine'de, Beni müstalik / Müreysi gazvesinin ardından nâzil oldu. Onbir âyettir. Münafıkların röntgenini çekiverdiği için bu isim verilmiştir. İnsanların görüntüleri ve cazibeli konuşmalarına aldanmamamız istenir. Hiç bir şeyin bizi Allah'ın kitabından alıkoymaması istenir. Ekonomik baskılardan yılmamamız gerektiği, bütün hazinelerin Allah'a ait olduğu vurgulanır ve bizim insanlara yardım etmeye devam etmemiz istenir. بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيم Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 1 Münafıklar sana geldiğinde: "Biz şahitlik yaparız ki, sen şüphesiz Allah'ın Rasülü'sün." derler. Allah biliyor ki, şüphesiz sen O'nun Rasülü'sün. Allah şahitdir ki, şüphesiz münafıklar yalancıdırlar. 2 Yeminlerini kalkan edindiler de, Allah yolundan alıkoydular. Muhakkak onlar ne kötü şeyler yapıyorlar. 3 Bu, onların iman etmeleri, sonra da kâfir olmaları sebebiyledir. Artık onların kalplerine mühür vuruldu onlar anlamazlar. 4 Onları gördüğün zaman bedenleri hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Sanki onlar giydirilmiş keresteler gibidirler. Her bağırmayı kendi aleyhlerine zannederler. Onlar düşmandırlar. Onlardan sakın. Allah onları gebertsin. Nasıl da döndürülüyorlar? 5 Onlara: "Gelin Allah Rasülü size istiğfar etsin." denildiği zaman başlarını bükerler ve sen onları kibirlenerek yan çizerlerken görürsün. 6 Onlara istiğfar etsen de istiğfar etmesen de birdir. Allah onları ebediyen affetmeyecektir. Allah fasıklar topluluğuna hidâyet vermez. 7 Onlar: "Allah Rasülü'nün yanındakilere yardım etmeyin ki (onun yanından) dağılsınlar" diyenlerdir. Halbuki göklerin ve yerin hazineleri Allah'a aittir. Ancak münafıklar bunu anlamazlar. 8 (Münafıklar): "Medine'ye döndüğümüzde aziz olan zelil olanı çıkaracaktır." diyorlar. Halbuki asıl izzet, Allah'a, Rasûlü'ne ve mü'minlere aittir. Ancak münafıklar bilmiyorlar. 9 Ey iman edenler, mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ın zikrinden alıkoymasın. Kim bunu yaparsa, işte onlar zarara uğrayanlardır. 10 Herhangi birinize ölüm gelip de: "Rabbim, beni yakın bir zamana kadar geciktir de, sadaka vereyim ve salihlerden olayım" demeden önce, bizim size verdiğimiz rızktan infak ediniz. 11 Eceli geldiği zaman hiçbir kimseye Allah, (ecelini) geciktirmeyecektir. Allah yaptıklarınızdan haberdardır. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/munafikun-suresi-tefsiri 241027

Mevlana Takvimi
MESCİDE KOMŞU OLANLAR - 20 EKİM 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Oct 20, 2024 2:18


Ebû Hüreyre'den yaptığı diğer bir rivâyetinde Resûl-i Ekrem (s.a.v.): “Andolsun, gönlümden öyle geçiyor ki, kendi adamlarıma emredeyim, bana pek çok odun toplasınlar, sonra, hiçbir mazeretleri olmadıkları halde evlerinde namaz kılan kimselere gideyim, hanelerini başlarına yakıvereyim.” (Müslim) Bu sahih hadiste mazeretsiz cemaati terkedenler için pek ağır vaîdler vardır. İbn Abbas'dan şöyle rivâyet etmiştir: İbn Abbas (r.a.)'e: “Gündüz oruç tutan, gece ibâdetle meşgul olan, fakat cemaatle namaz kılmayan ve cumaya gitmeyen bir adamın durumu nedir” diye sorulunca İbn Abbas (r.a.): “O o halde ölürse cehennemdedir” cevâbını verir. (Tirmizî) Rivâyet edildiğine göre âmâ bir adam Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'e gelir ve: “Ya Resûlallah, elimden tutup beni mescide getirecek kimsem yoktur. Evimde namaz kılmam için bana ruhsat var mıdır?” Resûl-i Ekrem (s.a.v.) önce adama ruhsat verir. Âmâ adam geri dönüp giderken Resûlullah (s.a.v.) adamı geri çağırır ve: “Ezanı duyuyor musun?” diye sorar. “Evet duyuyorum.” cevâbını alınca; Peygamberimiz (s.a.v.): “Öyle ise icâbet et, cemaata devam et” buyurur. (Müslim) Rivayet edildiğine göre; iki gözü görmeyen İbn Ümmü Mektum (r.a.), Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in huzuruna geldi ve: “Yâ Resûlallâh Medine zehirli ve yırtıcı hayvanları çok olan bir yerdir. Halbuki benim gözlerim görmüyor, evimde namaz kılmam için bana ruhsat (izin) var mı?” Resûl-i Ekrem (s.a.v.): “Haydin namaza, yönelin felaha, sesini (ezânı) işitiyor musun?” “Evet duyuyorum.” Resûlullâh (s.a.v.): “Öyle ise icâbet et, cemaate gel” buyurdu. (Ebû Davud) Hz. Ali (k.v.) de şöyle diyor: “Mescide komşu olan için farz namaz ancak mescittedir.” Kendisine soruldu: “Kimler mescide komşu sayılır?” O: “Kim ezânı duyuyorsa” cevâbını verdi. (İmâm Şemsüddin ez-Zehebî, İslâm Şeriatinde Büyük Günâhlar, s.208)

Kur'an-i Kerim Tefsiri
Hasr Suresi Tefsiri Ali Kucuk

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Oct 15, 2024 55:15


*59 HAŞR SÛRESİ Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 1 Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ı tesbih etmektedir. O her şeye galip her şeye hükmedendir. 2 İlk sürgünde ehli kitap kâfirlerini (Beni Nadr) yurtlarından çıkaran O'dur. Siz çıkacaklarını zannetmiyordunuz. Onlar da kalelerinin kendilerini koruyacağını sanıyorlardı. Allah ('ın azabı) onlara hiç hesap etmedikleri yerden geldi. Kalplerine korku saldı. Evlerini kendi elleriyle ve mü'minlerin elleriyle yıkıyorlardı. Ey akıl sahipleri, ibret alınız. 3 Eğer Allah, onlara sürgünü yazmamış olsaydı, elbette onlara dünyada azap ederdi. Ahirette ise onlara ateş azabı vardır. 4 Bu (sürgün ve âhiretteki ceza) onların Allah'a ve Rasûlü'ne karşı gelmeleri sebebiyledir. Kim Allah'a karşı gelirse, şüphesiz Allah'ın azabı şiddetlidir. 5(Harp taktiği olarak) Değerli hurma ağaçlarından kestikleriniz de, (kesmeyip) kökleri üzerinde bıraktığınız da, hep Allah'ın izniyledir ve fasıkları rezil etmek içindir. 6 Allah'ın, onlardan Rasûlü'ne geri verdiği fey (harpsiz elde edilen ganimet) ki, siz ona at veya deve koşturmadınız. Ancak Allah, peygamberlerini dilediklerine musallat eder. Allah her şeye gücü yetendir. 7 Allah'ın şehirlerin halkından Rasûlü'ne geri verdiği fey'i (harpsiz elde edilen ganimet) Allah'a, Rasûlü'ne, yakınlara, yetimlere, fakirlere, yolda kalanlara aittir. Böylece (mal) içinizdeki zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın. Peygamber size neyi vermişse alınız. Size neyi yasakladıysa ondan vazgeçin. Allah'tan sakının. Şüphesiz Allah'ın azabı şiddetlidir. 8 (Bu ganimetler) Yurtlarından ve mallarından çıkarılan, Allah'ın lûtuf ve rızasını arayan, Allah ve Rasûlü'ne yardım eden fakir muhacirlere aittir. İşte onlar sâdıkların ta kendileridir. 9 Onlardan (muhacirlerden) önce yurda (Medine'ye) yerleşen ve iman sahibi olanlar (ensar) kendilerine hicret edenleri severler ve (muhacire) verilen (ganimet)ler konusunda yüreklerinde bir ihtiyaç duymazlar ve ihtiyaçları olsa bile onları (mühacirleri) kendilerine tercih ederler. Kim, nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. 10 Onlardan (Mühacir ve Ensar 'dan) sonra gelenler: "Rabbimiz, bizi ve bizden önce imanla geçip giden kardeşlerimizi bağışla. İman edenlere karşı gönlümüzde bir kin bırakma. Rabbimiz, şüphesiz sen şefkatlisin merhametlisin" derler. 11 Münafıkların, kitap ehli kâfir kardeşlerine: "Eğer siz (yurdunuzdan) çıkarılırsanız biz de çıkarız, sizin aleyhinizde ebediyen kimseye itaat etmeyiz, eğer savaşa tutuşursanız size elbette yardım ederiz." dediklerini görmedin mi? Allah onların yalancı olduklarına şahitlik eder. 12 Eğer onlar (Beni Nadr Yahûdîleri yurtlarından) çıkarılsalar onlarla beraber (münafıklar) çıkmazlar. Eğer harbe tutuşsalar onlara yardım etmezler. Yardım etseler bile sırtlarını dönüp kaçarlar. Sonra yardım olunmazlar. 13 Onların içlerinde size karşı duydukları korku, Allah korkusundan daha şiddetlidir. Bu onların anlayışsız bir toplum olmalarındandır. 14 Onlar sizinle ancak, sûrlarla çevrili şehirlerde veya duvarların arkasında savaşırlar. Onların kendi aralarındaki çatışmaları çetindir. Sen onları birlik sanırsın, kalpleri paramparçadır. İşte bu, onların akılsız bir toplum olmalarındandır. 15 Durumları, onlardan yakın bir zaman önce yaptıklarının cezasını tadanları (Bedir harbine katılan müşriklerin) nın durumu gibidir. Onlar için acıklı bir azap vardır. 16 (Münafıkların) durumu şeytanın durumuna benzer. O (Şeytan) insana: "Kâfir ol" demişti. (İnsan) kâfir olunca: "Ben senden uzağım. Ben alemlerin Rabbi Allah'tan korkarım" demişti. ...

Mevlana Takvimi
TERAZİNİN DİLİ DİLİMİN ÜSTÜNDE - 09 EKİM 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Oct 9, 2024 2:10


Allâhü Teâlâ buyurdu: “Ölçekde ve tartıda hile yapanların vay haline ki, onlar insanlardan ölçekle aldıkları zaman haklarını tastamam alanlardır. Onlar insanlara ölçekle yahud tartıyla verdikleri zaman ise ek-siltenlerdir.” (Mutaffifîn s. 1-2) Süddî (r.a.) diyor ki; Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Medine'ye hicret buyurduğunda Medine'de Ebû Cüheyne denilen bir adam vardı. Bu kişinin iki ölçeği vardı. Birisiyle alır ötekiyle de verirdi. Bunun üzerine Allâh (c.c.) bu âyeti indirdi. İbn Abbas (r.a.)'den, Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurdu, dediği rivâyet olunmuştur: “Şu beş günâh mukâbilinde beş nevi cezâ vardır: 1. Bir kavim ahdini bozduğu zaman Allâh onlara düşmanlarını musallat eder. 2. Allâh'ın indirdiğinden başkasıyla hükmettikleri vakit aralarında fakirlik baş gösterir. 3. İçlerinde hayâsızlık belirince çok ölüm zuhura gelir. 4. Ölçek ve tartıda hainlik yaptıkları zaman nebattan mahrum edilirler, yıllarca kuraklığa mâruz kalırlar 5. Zekât vermedikleri vakit de yağmurları kesilir.” Büyüklerden biri şöyle anlatıyor: “Bir hastayı ziyarete gitmiştim. Hasta ölmek üzere idi. Kendisine şehâdet kelimesini telkine başladım, fakat adam bir türlü şehâdet getiremiyordu. Adam biraz açılınca: “Kardeşim ne oluyor ki, sana telkin veriyorum da, şehâdet getiremiyorsun?” Adam: “Kardeşim terazinin dili, dilimin üzerinde şehadet getirmemi engelliyor” dedi. Ben: “Allâh aşkına söyle, eksik mi tartardın?” “Yo vallâhi. Fakat terazinin tam tarttığını anlamak için bir müddet beklemezdim” dedi.” (İmâm Şemsüddin ez-Zehebî, İslâm Şeriatinde Büyük Günâhlar, s.202-203)

Mevlana Takvimi
CENAZESİNİ MELEKLERİN TAŞIDIĞI SAHABİ: HZ. SA'D (R.A.) - 21 EYLÜL 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Sep 21, 2024 3:10


Nasıl ki Hz. Ebû Bekir (r.a.), Muhâcirlerin en önde gelen şahsiyeti ise, Hz. Sa‘d (r.a.) de Ensâr'ın en önde gelen sîmâsı idi. Bu azîz sahâbî, Fahr-i Âlem (s.a.v.) Efendimiz henüz Medine'yi şereflendirmeden önce Mus'ab ibni Umeyr (r.a.) vâsıtasıyla müslüman oldu. Sa‘d (r.a.), Abdüleşhel oğullarının başkanı olduğu için, o müslüman olunca bütün kabile İslâmiyet'i kabul etti. Kâinâtın Efendisi (s.a.v.) ile Bedir, Uhud ve Hendek gâzvelerinde bulundu. Hendek Gâzvesi'nde kolundan ağır şekilde yaralandı. Hicretin 5. yılında bu yara açıldı ve henüz otuz yedi yaşında iken kolundaki bu kanamadan dolayı vefât etti. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz'in haber verdiğine göre Sa‘d (r.a.) vefât edince, Cenâb-ı Hâkk'ın yüce arşı, onun rûhuna kavuşmanın sevinciyle titremiş, gök kapıları kendisi için açılmış ve cenâzesinde 70.000 melek bulunmuş ve bu aziz insanın nâşını melekler taşımıştır. Bizler arş cansız bir varlık olmalıdır; “Cansız bir şey nasıl sevinir?” diye düşünmemeliyiz. Zira bu husus akılla bilinecek bir şey değildir. İşte burada, Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz'in Uhud Dağı'nı göstererek: “Uhud bizi sever, biz de onu severiz.” hadîs-i şerîfi hatırlanmalıdır. Uhud nasıl seviyorsa, arş da öyle sevinebilir. Arş'ın canlı mı, yoksa cansız mı olduğunu bilmiyoruz ama cansız olduğunu zannettiğimiz dağların, taşların bile Allâh (c.c.) korkusundan parçalanacağı, yuvarlanıp düşeceği Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle belirtilmektedir: “Şâyet biz, bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, sen onu Allâh korkusundan baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün.” (Haşr s. 21) Yine Allâh (c.c.)'un kitabında Yahudilere hitâben de şöyle buyurulmaktadır: “Ama bundan sonra kalpleriniz yine katılaştı da taş kesildi, hattâ taştan da beter oldu. Çünkü öyle taşlar vardır ki, bağrından ırmaklar çağlar. Öylesi de vardır ki, çatlayıp arasından sular akar. Bazısı da, Allâh korkusundan yuvarlanıp düşer. Sizin yaptıklarınızdan ise Allâh habersiz değildir.” (Bakara s. 74) (İmâm Tirmizî, Şemâil-i Şerîf, c.1, s.106-107)

Kerem Önder
İlahi - Arayı arayı bulsam izini / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Mar 3, 2024 2:53


Arayı arayı bulsam izini / Kerem Önder 24.12.2016 Arayı arayı bulsam izini, İzinin tozuna sürsem yüzümü. Hak nasip eylese görsem yüzünü, Ya Muhammed canım arzular seni. Bir mübarek sefer olsada gitsem Kabe yollarında kumlara batsam Hup cemalin bir kez düşte seyretsem Ya Muhammed canım arzular seni. Zerrece kalmadı kalbimde hile Sıtk ile girmişim ben hak yola Ebu Bekir, Ömer, Osman'da bile Ya Muhammed canım arzular seni. Ali ile Hasan Hüseyin anda, Sevgisi gönülde, muhabbeti canda. Yarın mahşer gününde, ulu divanda Ya Muhammed canım arzular seni. Arafat dağıdır bizim dağımız Anda kabul olur bizim duamız Medine'de yatar Peygamberimiz Ya Muhammed canım arzular seni Yitirdim o dostu bilmem ne yanda? Sevgisi gönülde, muhabbet canda. Yarın mahşer günü ulu divanda, Ya Muhammed canım arzular seni. Yunus senin methin eder dillerde, Sevilirsin bütün bu gönüllerde. Ağlayı ağlayı gurbet ellerde, Ya Muhammed canım arzular seni. Yunus Emre

Anadolu'nun Şifacı Kadınları
Medine Erdem - (Mizaç Okuma Eğitmeni ve Terapisti)

Anadolu'nun Şifacı Kadınları

Play Episode Listen Later Jan 20, 2024 68:01


Anadolu'nun Şifacı Kadınlarını konuk ettiğim programın bu haftaki konuğu Medine Erdem. 1973 yılında Mardin'de doğan Medine'yi, 4.5 yaşında gözünde yaşadığı rahatsızlık nedeniyle babasını Ermeni bir doktora götürdü. Hastalık tekrarlayınca alternatif şifa yöntemleri araştırdılar. Ardından bir yıl karanlık odada yaşamak zorunda kaldı. 21 yaşına kadar 3 göz ameliyatı olan ve rahatsızlığı devam eden Medine, bu sırada bitkilerle çalışan Rus bir doktorla tanıştı ve üç sene süren doğal şifa yöntemleriyle şifasını buldu. Doğu Türkistan alimleriyle tanışarak Eski Uygur tababetini, İbn-i Sina tıbbını öğrenen aynı zamanda naturapat ve fitoterapist olan Medine'nin çalışmalarını ve paylaşımlarını https://www.instagram.com/medineerdem.fitohane/ Instagram adresinden takip edebilirsiniz. Keyifli izlemeler :) ***** Yeni bölümleri izlemek için kanala abone olabilir, bildirimleri açabilirsin :) https://www.youtube.com/c/DidemMollaoglu ***** Yazılarımı ve yolculuklarımı takip etmek istersen; https://www.instagram.com/didemmollaoglu/ ***** Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nı aynı zamanda Spotify ve Apple Music'den podcast olarak dinleyebilirsin. https://open.spotify.com/show/312t5k7BqvGSv7c9l88Y6Z https://podcasts.apple.com/tr/podcast/anadolunun-şifacı-kadınları/id1519077215 ***** Ben Kimim? 2016'da tüm eşyalarını satarak çıktığı yolculukta henüz kendine doğru bir yolculukta olduğunu bilmiyordu. Ta ki yuvasından binlerce kilometre uzaklıkta Anadolu onu çağırana kadar. Yuvasına dönüşüyle birlikte kendi şifa yolculuğu başladı. Çünkü bir ağacın yeşermesi için önce köklerinin iyileşmesi gerektiğini biliyordu ve kökleri bu kadim topraklardaydı. Çıktığı bu yolculukta Maya Şamanizmden yogaya, yogadan tasavvufa uzanan farklı ilimlerin peşinden gitti, birçok eğitim aldı. Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nı konuk ettiği bir podcast yapan Didem kendi deyimiyle Aşk'ı arayan bir aciz kul, yolcu. ***** Light Of Daytime by Vlad Gluschenko | https://soundcloud.com/vgl9 Music promoted by https://www.free-stock-music.com Creative Commons / Attribution 3.0 Unported License (CC BY 3.0) https://creativecommons.org/licenses/by/3.0/deed.en_US

Kerem Önder
Kalbinin ürpermesinin zamanı gelmedi mi? / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Dec 8, 2023 47:01


"İman edenlerin Allah'ı zikretmekten ve inen haktan dolayı kalplerinin saygı ile ürpermesinin zamanı gelmedi mi? Daha önce kendilerine kitap verilip de üzerinden uzun zaman geçen, böylece kalpleri katılaşanlar gibi olmasınlar. Onlardan birçoğu fasık kimselerdir." (Hadid 16) “Müminler o kimselerdir ki, Allah'ın adı anıldığında yürekleri titrer, kendilerine Allah'ın âyetleri okunduğunda bu onların imanlarını arttırır.” Enfal 2 “Belki de, bir kavmin içinde, ileri derecede huşu sahibi kimseler bulunuyordu. Daha sonra bu kimselerden, o mükemmel huşu zail olup silindi de, böylece onlar, bu ayetle o huşûyu yeniden elde etmeye teşvik edildiler. Çünkü A'meş, şöyle demektedir: "Sahabe, Medine'ye gelince, bolluk ve refaha kavuştular. Böylece de, daha önce üzerinde bulundukları dinî hal ve tavırlar konusunda bir gevşeklik gösterdiler. Bu sebeple de, bu ayetle kınandılar." Hz. Ebû Bekir (r.a)'in de şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Bu ayet, Resûlüllah'ın huzurunda okundu. O sırada, onun yanında Yemâmeliler'den bir grup bulunuyordu. Bunun üzerine onlar, adamakıllı ağladılar. Bunun üzerine de Ebû Bekir onlara baktı da, "Biz de böyleydik; ama kalblerimiz katılaştı artık..." dedi. Onların, Tevrat ve İncil'i duyup dinlemelerinden sonra, aradan çok uzun zaman geçti. Böylece de, Tevrat ve İncil'in saygınlığı onların kalblerinden zail oldu. Derken de, kaçınılmaz olarak kalbleri katılaştı" demektir. Böylece Cenâb-ı Hakk adeta mü'minleri, böyle olmaktan men etmiştir. Daha sonra Cenâb-ı Hak, "Onlardan birçoğu fasıklardır" buyurmuştur. Bu, "Onlar dinlerinden çıkmışlar ve her iki kitabta olan şeyi terketmişlerdir" demektir. Bu adeta, işin başında huşû'un bulunmamasının, neticede, fıska götüreceğine dair bir işarettir.” Razi Reisi cumhur, birini saraya davet ettiğinde, davetiyede lütfen cevap veriniz yazmaz! Bu davet bir emirdir. Onun yönetiminde yaşayan herkes bu davete gitmek zorundadır. Allah bize bu daveti her gün beş kez yapıyor ve bizi muhatab alıyor. Allah'ın davetiyesi Kuran'dır. Bu davetiyede de l.c.v. Yazmıyor! Namaz davetine gelmeyenin, ateşin davetine gideceğini yazıyor. Tavuk bile insana hizmet ediyor. Bir kadın hayatında ortalama iki üç çocuk doğurur. Tavuksa hergün yumurta doğuruyor. Bu yüksek miktardaki acıya hergün insan için katlanıyor ve vazifesini yapıyor. Vazifesini yapmayan bir tek insan görünüyor! “Ben cehennemden korkuyorum” cümlesi benim ateşten korktuğumu isbat eder mi? Yanmaktan korktuğumu delillendiren işler yapmalıyım Size verdiğim tüm nimetleri geçici olarak verdim. Ev verdim, araba verdim, sağlık verdim, çocuk verdim, para verdim. Bu verdiklerimi bana geri vermeniz gerekiyordu ama siz onları sahiplendiniz! Ölümü kendıne yakıştıramıyor kimse. Babam nüktedan bir adamdı. Kardeşim rüyasında ön dişinin düştüğünü görmüş. Babam tabir yapmış; amcana söyle ölecek, hazırlık yapsın kızım. Çöpçüler, sokakları temiz tutmaları sebebiyle halkı bulaşıcı hastalıklardan korudukları için en az doktorlar kadar sevap kazanırlar Cenâb-ı Hakk, "zikr" ile elde edilen bir huşûyu, nazil olan Kur'ân'la elde edilen huşû'dan önce getirmiştir. Çünkü, "huşu" ve haşyet ancak Allah anıldığı zaman elde edilir. Bunların, Kur'ân dinlenirken elde edilmelerine gelince, bu, Kur'ân'ın da yine, "Allah'ın zikr"ini şâmil olması sebebiyledir. "Allah'ın yaratmasını görüp durduğu halde. Allah'ın varlığından şüphe eden kimseye çok şaşarım; ilk yaratılmayı bildiği halde (kıyametin kopmasından sonraki) dirilmeyi inkâr edene şaşarım; her gün ve gece ölüyor ve tekrar diriİiyorken yani uyuyup tekrar uyanıyorken ölümden sonra tekrar dirilmeyi ve haşrı inkâr edene şaşarım. Cennete ve oradaki nimetlere inandığı halde, (sadece) aldanış yurdu olan bu dünya için koşuşturana şaşanm ve başlangıcının atılmış bir damla meni, sonunun da tiksindirici bir leş olduğunu bildiği halde kibirlenen ve övünen kimseye şaşarım." Hadi

Hizmetten
Münafıklar Her Zaman Zelildir! | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Nov 6, 2023 7:37


Zulme Uğrayıp Ezilirken Dahi Aziz ve Üstünsünüz!.. *Ayet-i kerimede ifade edildiği gibi; {وَلَا تَهِنُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَأَنْتُمُ الْأَعْلَوْنَ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ} “Gevşeklik göstermeyin, tasalanmayın; eğer iman ediyorsanız üstünsünüz.” (Âl-i Imrân, 3/139) Tasalanmayın, gevşekliğe kendinizi salmayın! Allah'a imanınız tamsa, üstün sayılırsınız. Ezilirken dahi, başına basılırken dahi, zulme uğrarken dahi, gadir yaşarken dahi, nefyedilirken dahi, istintaka tabi tutulurken dahi, mahkemeye gönderilirken dahi, tahkim emirleri verilirken dahi, olmadık şeylere muhatap olurken dahi, sen azizsin. Esas, senin başına basan Nemrutlar, Şeddadlar, Sezarlar, Napolyonlar, zelil olanlar onlardır. Zillet Allah karşısında zillettir. Allah karşısında O'na kul olma şeref ve itibarını koruyabiliyorsanız, O'na kulluk sayesinde değişik şeylere kulluktan sıyrılabiliyorsanız, zilletten sıyrılmış ve izzeti ihraz etmiş sayılırsınız. İzzet Allah'a aittir, Rasûlullah'a aittir ve O'na intisab etmiş mü'minlere aittir. İzzet Allah'ın, Rasûlünün ve Mü'minlerindir; Münafıklar Her Zaman Zelildir *Kur'an-ı Kerim, kendilerini aziz, mü'minleri zelil sayan münafıkları şöyle anlatır: {يَقُولُونَ لَئِنْ رَجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الْأَعَزُّ مِنْهَا الْأَذَلَّ وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَلَكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَعْلَمُونَ} “Hem derler ki: ‘Medine'ye bir dönelim; göreceksiniz aziz olan, zelil olanı oradan dışarı atacaktır.' Oysa, izzet, Allah'ın, Rasûlünün ve mü'minlerindir. Ne var ki münafıklar bunu bilmezler.” (Münâfikûn, 63/8) *Mü'minler azizdir; çünkü değişik kulluklardan sıyrılmışlardır; makama kulluktan, imkâna kulluktan, güce kulluktan, rahata kulluktan, korkuya kulluktan, dünyada ebedi kalmak gibi tul-i emele kapılma duygusundan sıyrılmışlardır. Allah'a gerçek kulluk, bütün kulluklardan sıyrılmaya bağlıdır. Bu türlü kulluklardan sıyrılmayanlar “Ene Abdullah – Ben Allah'ın kuluyum!” dedikleri zaman bile hafizanallah başka bir yalan söylüyorlardır. *Cenâb-ı Allah sizi böyle bir izzetle aziz ve payidar kılmışsa bence alacağınız bir şey kalmamıştır. Allah'a intisaptan daha büyük paye, Hazreti Rasûl-ü Zişan'a intisaptan daha büyük bir mansıp yoktur. Varsın bu uğurda Cenâb-ı Allah sizi bir imtihandan başka bir imtihana, bir sürgünden başka bir sürgüne, Amerika'dan Çin'e, Çin'den Maçin'e.. nereye sürgün ederse etsin!.. Bu intisabı devam ettiriyorsanız, hep kazanma kuşağında yaşıyorsunuz demektir. Bu video 31/05/2015 tarihinde yayınlanan “Nifakın Güdümündeki Marazlı Kalbler” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Hizmetten
Zulme Uğrayıp Ezilirken Dahi Aziz ve Üstünsünüz! | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Nov 3, 2023 4:35


Zulme Uğrayıp Ezilirken Dahi Aziz ve Üstünsünüz!.. *Ayet-i kerimede ifade edildiği gibi; {وَلَا تَهِنُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَأَنْتُمُ الْأَعْلَوْنَ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ} “Gevşeklik göstermeyin, tasalanmayın; eğer iman ediyorsanız üstünsünüz.” (Âl-i Imrân, 3/139) Tasalanmayın, gevşekliğe kendinizi salmayın! Allah'a imanınız tamsa, üstün sayılırsınız. Ezilirken dahi, başına basılırken dahi, zulme uğrarken dahi, gadir yaşarken dahi, nefyedilirken dahi, istintaka tabi tutulurken dahi, mahkemeye gönderilirken dahi, tahkim emirleri verilirken dahi, olmadık şeylere muhatap olurken dahi, sen azizsin. Esas, senin başına basan Nemrutlar, Şeddadlar, Sezarlar, Napolyonlar, zelil olanlar onlardır. Zillet Allah karşısında zillettir. Allah karşısında O'na kul olma şeref ve itibarını koruyabiliyorsanız, O'na kulluk sayesinde değişik şeylere kulluktan sıyrılabiliyorsanız, zilletten sıyrılmış ve izzeti ihraz etmiş sayılırsınız. İzzet Allah'a aittir, Rasûlullah'a aittir ve O'na intisab etmiş mü'minlere aittir. İzzet Allah'ın, Rasûlünün ve Mü'minlerindir; Münafıklar Her Zaman Zelildir *Kur'an-ı Kerim, kendilerini aziz, mü'minleri zelil sayan münafıkları şöyle anlatır: {يَقُولُونَ لَئِنْ رَجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الْأَعَزُّ مِنْهَا الْأَذَلَّ وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَلَكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَعْلَمُونَ} “Hem derler ki: ‘Medine'ye bir dönelim; göreceksiniz aziz olan, zelil olanı oradan dışarı atacaktır.' Oysa, izzet, Allah'ın, Rasûlünün ve mü'minlerindir. Ne var ki münafıklar bunu bilmezler.” (Münâfikûn, 63/8) *Mü'minler azizdir; çünkü değişik kulluklardan sıyrılmışlardır; makama kulluktan, imkâna kulluktan, güce kulluktan, rahata kulluktan, korkuya kulluktan, dünyada ebedi kalmak gibi tul-i emele kapılma duygusundan sıyrılmışlardır. Allah'a gerçek kulluk, bütün kulluklardan sıyrılmaya bağlıdır. Bu türlü kulluklardan sıyrılmayanlar “Ene Abdullah – Ben Allah'ın kuluyum!” dedikleri zaman bile hafizanallah başka bir yalan söylüyorlardır. *Cenâb-ı Allah sizi böyle bir izzetle aziz ve payidar kılmışsa bence alacağınız bir şey kalmamıştır. Allah'a intisaptan daha büyük paye, Hazreti Rasûl-ü Zişan'a intisaptan daha büyük bir mansıp yoktur. Varsın bu uğurda Cenâb-ı Allah sizi bir imtihandan başka bir imtihana, bir sürgünden başka bir sürgüne, Amerika'dan Çin'e, Çin'den Maçin'e.. nereye sürgün ederse etsin!.. Bu intisabı devam ettiriyorsanız, hep kazanma kuşağında yaşıyorsunuz demektir. Bu video 31/05/2015 tarihinde yayınlanan “Nifakın Güdümündeki Marazlı Kalbler” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Kuran Time
Medine'nin Büyük Müctehidi: İmam Malik | Peygamber Varisleri | 3. Bölüm

Kuran Time

Play Episode Listen Later Oct 13, 2023 12:49


Peygamber Varisleri, İslam Alimlerinin Hayatları serisinde bugünkü konuğumuz İmam Malik hazretleri. İslam hukukunun kurucularından biri olan İmam Malik, hayatı boyunca pek çok zorluğa göğüs germiştir. İlim öğrenmek için seyahat etmiş, hadis rivayet ettiği için hapse atılmış, farklı mezheplerden alimlerle görüş alışverişinde bulunmuştur. İmam Malik'in ilim yolculuğunu, zulüm ve baskılara karşı direnişini, fikirlerinin kaynaklarını ve etkilerini videomuzda izleyebilirsiniz

Hizmetten
Sen mi yoksa ümidin mi yüreksiz! | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Sep 21, 2023 9:15


Ashab-ı Kirâm'ın İman ve Ümidi *Allah Rasûlü'nün hayat-ı seniyyeleri ümit tablolarıyla doludur. Mesela, Hendek Müdafaası. Mü'minler karşısında teker teker tutunamayacaklarını anlayan kavim ve kabileler, Hicret'in 5. senesinde bir araya gelip tek vücut olmaya ve bu defa bütün güçlerini bir merkezde toplayıp Medine'ye öyle hücum etmeye karar vermişlerdi. Rasûl-ü Ekrem (aleyhissalâtü vesselam) Efendimiz, durumdan haberdar olunca, ashabını toplamış, harp tekniği hakkında onlarla istişare etmiş, değişik teklifler arasında Hazreti Selman-ı Farisî'nin fikri Peygamber Efendimiz'in düşüncesine muvafık gelince düşmanın taarruz etmesinin muhtemel olduğu yerlere hendekler kazılmasına ve böylece müdafaa harbi yapılmasına karar verilmişti. *Rehber-i Ekmel Efendimiz, ashabıyla beraber hendek kazmaya başlamıştı. Bir aralık büyükçe bir kaya çıkmıştı karşılarına; Ashab-ı Kiram'dan güçlü kuvvetli insanlar bile o kayayı parçalayamamışlardı. Onlar, en küçük dertlerini dahi Allah Rasûlü'ne söylerlerdi; bu büyük kayayı da O'na haber verdiler. İnsanlığın İftihar Tablosu, manivelası elinde geldi ve onunla taşı parçalamaya başladı. O, manivelasını indirdikçe taştan kıvılcımlar fışkırıyor.. ve sanki aynı esnada Allah Rasûlü'nde de vahiy ve ilham kıvılcımları çakıyordu. Her vuruşta bir müjde veriyordu: “Bana şu anda Bizans'ın anahtarları verildi. İran'ın anahtarlarının bana verildiğini müşâhede ediyorum… Bana Yemen'in anahtarları verildi; şu anda bulunduğum yerden San'â'nın kapılarını görüyorum.” *Hazreti Sâdık u Masdûk Efendimiz, asla parçalanmaz gibi görülen büyük devletlerin fethini müjdelediği o esnada karşısındaki 24.000 kişilik tam donanımlı düşman ordusuna karşı sadece 3.000 Müslümanla müdafaa harbine hazırlanıyordu. Fakat dünyevi ölçüler açısından insanı dehşete düşürmesi beklenen o anki şartlar Peygamber Efendimiz'i tesiri altına alamadığı gibi, mü'minlerin de ancak imanlarını artırıyordu. İman ve ümit idi bu. Böyle bir atmosfer içerisinde, İnsanlığın İftihar Tablosu, dünyanın iki süper gücünün tarumar olacağı bişaretini veriyordu, Allah'ın bildirmesiyle. O yüksek imanıyla, o bütün insanlığa dağıtılsa herkesin Firdevs'e girmesine yetecek kadar mükemmel imanıyla bişaret veriyor ve sahabe-i kiram efendilerimiz de o iman ve ümitle şahlanıyorlardı. Sen mi yoksa ümidin mi yüreksiz!.. *Ümitle uzun yollar aşılır; ümitle kandan irinden deryalar geçilir ve ancak ümitle dirliğe ve düzene erilir. Ümit dünyasında mağlup olanlar, pratikte de yenilmiş sayılırlar. Kim bilir, belki de hasımlarınız sizi ye'se atıp ellerinizi kollarınızı bağlamak için uğraşıyorlardır. İnşaallah, siz Kur'an'ın ve evrensel insanî değerlerin elmas düsturlarına sarılarak, insanların gönüllerini fethetme mevzuunda sarsılmayan bir ümitle, hep ileriye doğru yürüyeceksiniz. Allah'ın izni ve inayetiyle, içteki hasetçileri aşacaksınız; dıştaki muhtemel tehlikelere ve badirelere de takılmadan yol alacaksınız. *Merhum M. Akif'in ifadeleriyle noktalayalım: “Ey dipdiri meyyit! ‘İki el bir baş içindir.' Davransana… Eller de senin, baş da senindir! Kurtulmaya azmin, niye bilmem ki süreksiz? Kendin mi senin, yoksa ümidin mi yüreksiz?” Bu video 23/08/2015 tarihinde yayınlanan “Hal ve Ümit” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Hizmetten
İMAMLARIMIZA NASIL ISINABİLİRİZ

Hizmetten

Play Episode Listen Later Sep 10, 2023 3:18


İmamlarımıza nasıl ısınabiliriz? 0:50 Bir yerde üç kişi bulunursa biri imam olsun. 2:27 Müminin mümini gıybet etmesi düşünülemez! 5:12 İmama düşen vazife birlikte hizmet ettiği kimselerin her meselede düşüncelerini almasıdır. 8:12 Medine'de taş taşın üstünde kalmayacağını bilmeseydi dahi çıkacaktı. 9:09 İmam bunu yapmıyorsa vazifesini suistimal ediyor. Allah'a hesap verir. Yakasını kurtaramaz! 10:54 Seyyidül kavmi hadimühüm: İnsanların efendisi onlara hizmet edendir. 11:23 Her iki taraf çok makul davranırsa işlerimiz ahenkle yürür. 13:27 Bu hizmetin hatırına birbirimizin ayaklarını niye öpmeyelim ki! 17:16 Bizler boş bir dönemin çocuklarıyız.

Hizmetten
Tebliğin Temsil ile Derinleştirilmesi | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Sep 8, 2023 7:18


Peygamber Efendimiz'in Fetanetinin Bir Buudu: İnsanları Doğru Yerde İstihdam *Rasûl-i Ekrem Efendimiz'in (sallallâhu aleyhi ve sellem) fetanetinin farklı bir derinliği de kimi nerede istihdam ettiyse o mevzuda milimi milimine isabet buyurmasıdır. Evet, O, tayin ve tavzifte bulunduğu insanlardan hiçbirini değiştirme lüzumu duymamıştır. Çünkü kimi nereye tayin etmişse o orada başarılı olmuştur. Bu da vazife verirken insanları çok iyi okumaya, çok iyi test etmeye ve karakterlerini çok iyi keşfetmeye bağlıdır. Günümüz şartları içinde kabiliyetlerin doğru okunması ve onların yerli yerinde istihdam edilmesi ise bir yönüyle müşterek akla ve kolektif şuura vâbeste bir durumdur. *Evet, Allah Rasûlü'nün gönderdiği insanlar hep başarıyla dönmüşlerdir. Bir kısım muvakkat hezimet türü sarsıntılar ve sürçmeler yaşanmışsa, O'nun dediğinin hilafına hareket edildiğinden dolayıdır. Örnek olarak, Uhud Savaşı'nda okçular tepesini terk eden insanların durumunu düşünebilirsiniz. Şu kadar var ki, Kur'an-ı Kerim'de ilahi af, mağfiret ve rahmete mazhar olduklarına işaret edilen o insanları suçlamaya kalkmamalısınız; onların zellelerini bir içtihad hatası olarak kabul etmelisiniz. *Allah Rasûlü, Yemen halkının İslam'a büyük hayırları dokunacağını biliyor; onlara ihtimam gösteriyordu. Bir gün Rasûl-i Ekrem Efendimizin meclisinde herkes yerini almış otururken Cerîr İbni Abdullah el-Becelî hazretleri içeri girmişti. Hazreti Cerîr, kavminden 200 kişiyle birlikte Yemen'den Medine'ye gelerek müslüman olmuş saygıdeğer bir insandı. Genç, heybetli, güzel yüzlü ve imrendirici bir hâli vardı. Peygamberimizin huzuruna kim önce gelmiş ve nereye oturmuşsa orası onun hakkı idi; günümüzün nakil vasıtalarındaki numarasız koltuklarda olduğu gibi önce gelen arzu ettiği yere otururdu. Cerîr İbni Abdullah (radıyallahu anh) içeri girince oturacak yer bulamamıştı ve kendisine yer gösteren de olmamıştı. Bu durumu farkeden Peygamber Efendimiz, hemen cübbesini çıkarmış, künyesiyle ona seslenmiş “Ey Ebû Amr, al onu, üzerine otur!” demişti. Sonra da, çevresindekilere dönerek, “Bir topluluğun kerem ve şeref sahibi büyüğü yanınıza geldiği zaman, ona ikramda bulunun ve hürmet edin.” buyurmuştu. *İnsanlığın İftihar Tablosu, değişik dönemlerde Yemen'in farklı bölgelerine çok büyük sahabileri vazifelendirmişti. Onlardan biri de Muaz bin Cebel (radıyallahu anh) olmuştu. Sahiden onun Yemen'e gidişiyle alakalı hadisler dikkatlice mütalaa edildiğinde özellikle dört vasfın öne çıktığı görülür: Temsil, merak uyarma, meraka cevap verecek donanım ve üslupta tedricîlik.

Sur le fil
En Arabie saoudite, les droits des femmes progressent... doucement (rediff)

Sur le fil

Play Episode Listen Later Aug 15, 2023 6:15


Série : “Des femmes résistantes” - Episode 3/5Elles sont 32 femmes à avoir été sélectionnées par les chemins de fer saoudiens pour conduire le train à grande vitesse qui sépare les villes saintes de Medine et la Mecque, le Al Haramain Express. Depuis son arrivée au pouvoir en 2015, Mohammed Ben Salmane (MBS), le prince héritier, enchaîne les réformes en faveur des droits des femmes. La mise sous tutelle masculine ayant été allégée, elles sont désormais plus nombreuses à pouvoir travailler. MBS est vu comme le “libérateur” par une jeunesse qui se sent étouffée par les ultra-conservateurs. Mais MBS mène aussi en parallèle une lourde répression contre les dissidents politiques, y compris les militantes féministes. Sur le Fil est le podcast quotidien de l'AFP. Vous avez des commentaires ? Ecrivez-nous à podcast@afp.com ou sur notre compte Instagram. Vous pouvez aussi nous envoyer une note vocale par Whatsapp au + 33 6 79 77 38 45. Si vous aimez, abonnez-vous, parlez de nous autour de vous et laissez-nous plein d'étoiles sur votre plateforme de podcasts préférée pour mieux faire connaître notre programme ! Hébergé par Acast. Visitez acast.com/privacy pour plus d'informations.

Mosquée Mirail Toulouse
De la Mecque à Medine, péripéties et leçons

Mosquée Mirail Toulouse

Play Episode Listen Later Aug 14, 2023 96:48


De la Mecque à Medine, péripéties et leçons La Hijra (l'hégire), la quête du bonheur - Episode 4 Replay de l'émission live du samedi 12 août 2023 ____________________________________________

Hizmetten
Her türlü şerrin anahtarı kibirdir! | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jul 6, 2023 6:04


İkinci Halife devrinde bir ara Mekke ve Medine kuraklıkla kavruluyor ve günler geçmesine rağmen bir türlü yağmur yağmıyordu. Hazreti Ömer çok zaman, başını yere koyar, gizli-açık, sesli-sessiz münacaat ve tazarruda bulunurdu. Yanından ayırmadığı Eslem onun halini anlatırken diyor ki, “Hazreti Ömer'i çok defa secdede hıçkırıklarla kıvranırken ve tir-tir titrerken görüyordum; şöyle niyaz ediyordu: Öyle zannediyorum yağmursuzluk benim günahlarım sebebiyle! Allahım! Ümmet-i Muhammedi benim günahlarımdan dolayı mahvetme!..” *Evet, kuraklık ve kıtlık uzayınca, halk Hazreti Ömer'e müracaat etti. Yağmur duasına çıkmasını istediler. Hazreti Ömer birden, bir şey hatırlamış gibi koştu. Gitti, Hazreti Abbas'ın evine vardı. Kapısını vurdu. “Gel benimle” dedi. O'nu bir tepeye çıkardı. Orada, Hazreti Abbas'ın ellerini tutup, yukarıya kaldırdı. Sonra dudaklarından şu sözler döküldü: “Allahım! Bu Senin Habibinin amcasının elidir. Bu el hürmetine bize yağmur ver.” Sahabi diyor ki, “O el, daha aşağıya inmeden yağmur yağmaya başladı. Biz yağmurla, selle birlikte evlerimize döndük.” İşte Hazreti Ömer'in bu tavrı, öncelikle mahviyet ve tevazuundan kaynaklanmaktaydı; sonra da Hazreti Abbas'a karşı hüsn-ü zannının, onu Hakk'ın muradı görmesinin neticesiydi. Mütekebbir, herkesi tasmalı köle gördüğünden en küçük muhalefeti ihanet sayar!.. *Her türlü şerrin anahtarı kibir, her türlü hayrın anahtarı da tevazudur. Hazreti Pir-i Muğan'ın ifadesiyle, büyüklerde büyüklüğün emaresi tevazu ve mahviyettir; küçüklüğün emaresi de tekebbürdür, burnunu dikmektir, kendini kast sistemine göre en üst basamakta saymak ve başkalarını da halayık gibi, kapıkulu gibi, tasmalı köleler gibi görmektir. Dolayısıyla da mütekebbir, kendisine muhalif bir şey söylenince veya yanlış bir davranışı yüzüne vurulunca, onu ihanet saymak suretiyle intikamkârâne bir duygu ve bir düşünceye kapılır; ifrit gibi o insanların üzerine saldırır. Allah parçalayıcı bir diş verse onu bile kullanmak suretiyle, bir salya verse onu da yüzlere atmak suretiyle intikam almak ister; bu hisle çok ciddi bir gerilime geçip yürür. Bu da kibrin, büyüklenmenin, egoizmin, egosantrizmin, narsisizmin dışa vurmasıdır. Bu video 22/11/2015 tarihinde yayınlanan “Hakkın Hatırı Âlîdir!..” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Hizmetten
Mü'min, doğru karşısında geri adım atabilmelidir! | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jul 4, 2023 6:03


İzafi bir sarsıntının her şeyi allak bullak ettiği, bir insan olması yönüyle kalb-i nebevînin inkisara uğrayabileceği, pek çok gönlün de rencide olduğu esnada Allah (celle celâluhu) çok yumuşak bir emirle meselenin yeniden meşveret edilmesini emretmişti: Habib-i Edibim! Sen zaten katı kalbli, hırçın ve haşin olamazsın, değilsin. Öyle olsaydın bu insanlar zaten Senin etrafında kümelenip savaş meydanına kadar gelmez, etrafında hiç toplanmaz ve dağılır giderlerdi. Ey Habib-i Edibim! Bir de onların içtihat hataları oldu. Dolayısıyla فَاعْفُ عَنْهُمْ Sen affet onları! وَاسْتَغْفِرْ لَهُمْ Ve onların affedilmeleri için Allah'tan mağfiret dile! *Kur'ân-ı Kerim'in, إِنَّمَا اسْتَزَلَّهُمُ الشَّيْطَانُ بِبَعْضِ مَا كَسَبُوا “Yaptıkları bazı şeylerden dolayı şeytan onların ayağını kaydırdı.” (Âl-i İmrân, 3/155) ifadelerinden de anlaşılacağı üzere, Efendimiz'in çevresindeki o seçkin sahabî topluluğu yaptıkları içtihatta hata etmişlerdi. Âyet-i kerimede, yapılan hata için “iktisap” değil de, “kesp” tabirinin kullanılması da, hatanın bir içtihat hatası olduğunu göstermektedir. Evet, okçular tepesindeki sahabe efendilerimiz, emre itaatteki inceliği kavrayamamışlardı ve neticede muvakkat bir hezimet yaşanmıştı. Fakat, her şeye rağmen Cenâb-ı Hak istişareyi emretmişti: وَشَاوِرْهُمْ فِي الْأَمْرِ Meseleyi bir kere daha meşveret masasına yatır, müzakereye arz et ve yapılması gerekeni etrafındaki insanlarla bir kere daha görüş!.. *Allah Rasûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem), yaşanan bu muvakkat hezimeti zafere çevirmişti. Düşünün ki, Uhud'un hemen akabinde Ebû Süfyan, ordusunu toplamış ve Mekke'ye doğru yola koyulmuştu. Fakat bir ara müşrik ordusu içerisinde Müslümanları tamamen yok etmek için Medine'ye yeniden hücum fikri ortaya atılmıştı. Bu esnada Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) ilahi emir gereği ashabıyla yine meşverette bulunmuş, onların gönüllerinin itminanla dolmasına vesile olmuş ve Uhud'a katılan ashabıyla müşrik ordusunu takibe koyulmuştu. Arkadan yara-bere içinde Müslümanların geldiğini gören Ebû Süfyan ise, “Geriye dönüp de yeniden başımıza iş açmayalım. Elde ettiğimiz bu zafer gibi bir şeyle gidip Mekkelileri sevindirelim.” diyerek tekrar Müslümanların karşısına çıkmaya cesaret edememişti de Mekke'nin yolunu tutmuştu. Mü'min kendisinin rağmına olsa da mutlaka hakka boyun eğmeli ve doğru karşısında geri adım atabilmelidir!.. *Görüleceği üzere, İnsanlığın İftihar Tablosu meşverete riayet ederek kendi düşüncesinden tabiri caizse geriye adım atıyor. Bize ne olmuş ki bir kısım doğrularımızdan geriye adım atmayalım?!. Bu, başka insanlara saygı göstermenin, onların da doğru düşünebileceğini ve o düşüncelerin de bir işe yarayabileceğini kabul etmenin ifadesidir. Bu video 22/11/2015 tarihinde yayınlanan “Hakkın Hatırı Âlîdir!..” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Hizmetten
Fazîlet hissi Allah korkusundandır! | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jul 3, 2023 10:26


Fazîlet hissi Allah korkusundandır!” *Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Hikmetin başı Allah korkusu, Allah saygısıdır.” M. Akif bu hakikati nazmen dile getirir: “Ne irfandır veren ahlâka yükseklik, ne vicdandır / Fazîlet hissi insanlarda Allah korkusundandır / Yüreklerden çekilmiş farzedilsin havfı Yezdân'ın / Ne irfanın kalır te'sîri kat'iyyen, ne vicdanın.” *İnsanı a'lâ-yı illiyyîn-i kemâlâta çıkaracak olan vesile onun her zaman Allah'la münasebet halinde bulunmasıdır; her zaman O'nun huzurunda bulunuyor olma mehabetiyle, mehafetiyle oturup kalkma derinliği sergilemesidir. *Mehâfetullah, mehâbetullah, Allah saygısıdır ki insanı gerçekten zirveleştirir ve kâmil bir insan haline getirir. Hareketlerde denge istiyorsanız o sayede olur. O sayede insan yanlışından geriye döner. O sayede insan hakka saygılı olur. O sayede insan âdil olur; hak ve adaleti her şeyin üstünde tutar; “Hakkın hatırı âlîdir, hiçbir hatıra feda edilemez!” der. Kolektif şuura ve istişare ruhuna saygılı olma, peygamberlerin ahlakıdır *Allah ile irtibatı olan insan da zaman zaman yanlış yapabilir. Fakat o bir yanlış yaptığı zaman hemen geriye adım atmasını bilir. Hatta o, şayet heyet-i İslamiye-i ictimaiyeye, heyet-i İslamiyeye ve insaniyeye zarar verme meselesi söz konusu değilse, kendi doğrularından geriye adım atmasını bilir. “Ben böyle doğru biliyordum bunu; Kitab'ı, Sünnet'i de böyle anlamıştım. Ama kalbine, düşüncelerine, ufkuna inandığım bir insan bana şöyle dedi. Bu benim kabulüme göre doğru değil gibi ama insaniyete ve İslamiyete çok ciddi bir zarar olmadığına göre, ben burada geri adım atmalıyım.” demesini bilir. Zira başkalarının fikrine, hususiyle kolektif şuura, istişare şuuruna saygılı olma, peygamberlerin ahlakıdır. *Allah Teâlâ, Âl-i İmran Suresi'nin 159. ayet-i kerimesinde şöyle buyuruyor: فَبِمَا رَحْمَةٍ مِنَ اللهِ لِنْتَ لَهُمْ وَلَوْ كُنْتَ فَظًّا غَلِيظَ الْقَلْبِ لاَنْفَضُّوا مِنْ حَوْلِكَ فَاعْفُ عَنْهُمْ وَاسْتَغْفِرْ لَهُمْ وَشَاوِرْهُمْ فِي اْلأَمْرِ فَإِذَا عَزَمْتَ فَتَوَكَّلْ عَلَى اللهِ إِنَّ اللهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكِّلِينَ “İnsanlara yumuşak davranman da Allah'ın merhametinin eseridir. Eğer katı yürekli, kaba biri olsaydın, insanlar senin etrafından dağılıverirlerdi. Öyleyse onların kusurlarını affet, onlar için mağfiret dile ve işleri onlarla müşavere et. Bir kere de azmettin mi, yalnız Allah'a tevekkül et. Allah muhakkak ki kendisine dayanıp güvenenleri sever.” (Al-i İmran, 3/159) *Bu âyet-i kerime Uhud Savaşı esnasında yaşanan geçici bir sarsıntı sonrası en kritik bir anda şeref-nüzul olmuştur. Şöyle ki: Allah Rasûlü, her meseleyi ashabıyla istişare ederek onların düşünce ve görüşlerini alıyor, planladığı her işi mâşerî vicdana mâl ediyor ve onun hissiyat, duygu ve temayüllerini âdeta blokaj gibi kullanarak, karar verdiği işlere mukavemet açısından ayrı bir güç kazandırıyordu. Yani yapılması planlanan işlere, herkesin ruhen ve fikren iştirakini sağlayarak projelerini en sağlam statikler üzerinde gerçekleştiriyordu. *Hatta Allah Rasûlü'nün (aleyhissalâtü vesselam) ashabının görüşünü kendi fikrinin önüne alıp onlara göre hareket ettiği de az değildi. Mesela, Uhud Savaşı öncesi ashabı ile meşveret etmişti; kendi görüşü, Medine'de kalıp müdafaa harbi yapma istikametindeydi. Ancak, yapılan istişare sonucu, Medine'nin dışına çıkılarak taarruz harbi yapılmasına karar verilmişti. İşte ashabından özellikle gençlerin ısrarı neticesinde Uhud'a çıkan Allah Rasûlü'nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) yaralandığı, yüzünden mübarek kanlarının aktığı, yetmişe yakın sahabe-i kiramın da (radıyallâhu anhüm) şehit edildiği bir zamanda Cenâb-ı Hak yukarıda zikredilen âyet-i kerimeyi indirmişti. Bu video 22/11/2015 tarihinde yayınlanan “Hakkın Hatırı Âlîdir!..” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Mother's Quest Podcast
Throwback Thursday: Being Seen and The Power of Reflection with Leslie Medine In Honor of our Great Coach Edd Conboy

Mother's Quest Podcast

Play Episode Listen Later Dec 15, 2022 91:25


I'm honored to share this throwback episode with a mentor and coach who has had a tremendous impact on the person and parent I am today, Leslie Medine. I released this episode on December 21st, 2020, on the winter solstice, the darkest day of the year in the northern hemisphere, in honor of a great coach Leslie and I had in common, Edd Conboy, who passed away in March of the same year. You'll notice it's longer than my usual ones and I also hope you'll find tremendous value in listening. Find a cozy spot and a cup of tea and settle in. Or if you are more limited in your time, listen for some while, and then press pause and come back when you're ready. Make sure not to listen with your little ones present as there is some colorful language. Seize the time and space for yourself. And let the light in. Much appreciation, — Full Episode Show Notes Check out the full show notes from the original episode here: www.mothersquest.com/80    Mother's Quest is a podcast for moms who are ready to live a truly E.P.I.C. life. Join in for intimate conversations with a diverse group of inspiring mothers as they share how they are living an E.P.I.C. life, Engaging mindfully with their children (E), Passionately and Purposefully making a difference beyond their family (P), Investing in themselves (I), and Connecting to a strong support network (C). Join our community of mothers to light the wAay and sustain you on your quest at https://www.facebook.com/groups/mothersquest/