POPULARITY
İmam Ahmed (r.âleyh), “Peygamber (s.a.v.)'in Ashâbı (r.a.e.)'e sövmeyiniz. Onlardan birinin bir saatlik kıyâmı sizden birinin ömür boyu amel etmesinden daha hayırlıdır.”Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki; “Ensarı ancak mümin sever ve onlara ancak münafık buğz eder. Kim onları severse Allâh da onu sever, kim onlara buğz ederse Allâh da ona buğz eder.”Süfyan es-Sevrî (r.âleyh)'in şöyle dediğini rivayet ediyor: “Selefe dil uzatma ki, selâmetle cennete girebilesin.” Ahmed Bin Hanbel (r.âleyh) şöyle rivayet ediyor: Babama Peygamber (s.a.v.)'in Ashabı (r.a.e.)'e dil uzatan bir kimse hakkında sordum. Dedi ki; “Onu müslüman görmem.” Birisi el-Firyabî (r.âleyh)'e Hz. Ebubekir (r.a.)'e söven kişi hakkında sordu. “Kâfirdir” dedi. “Cenaze namazı kılınır mı?” dedi. “Hayır” dedi.Kadı Iyaz (r.âleyh) der ki; “Peygamber (s.a.v.)'in Ashabı (r.a.e.)'e veya onlardan birine sövmek ve onlara kusur bulmak büyük günâhlardandır. Nitekim böyle yapana Peygamber (s.a.v.) lânet etmiştir. Ebu Bekir Abdulaziz el-Muknî (r.âleyh) de der ki: “Rafızi'ye gelince, eğer sövüyorsa (sahabeye) kâfir olmuştur, nikâhı caiz değildir.” Kadı Ebu Ya'lâ (r.âleyh) sahabeye dinleri ve adaletleri konusunda lekeleyici şekilde dil uzatanların kâfir olacağını belirtmiştir. Müslümana bu konuda vacip olan böyle inanması, bunu savunmasıdir.Bu konuda Peygamber (s.a.v.)'in Ashâbı (r.a.e.)'den, onlara güzellikle uyan tabiinden ve ehl-i sünnet ve'l-cemaatin diğer mensuplarından ilim ve fıkıh ehli arasında bir ayrılık bilmiyoruz. Onların hepsi de Sahabeler hakkında onları övmenin, onlar için bağışlanma dilemenin, onlara hürmet etmenin ve onlardan razı olmanın, onlara muhabbet etmenin, onları dost edinmenin ve onlar hakkında kötü konuşanların cezalandırılmasının vacip olduğunda icma etmişlerdir.”(İbnu Hacer el-Askalânî, el-İsabe (Seçkin Sahabeler), s.39-50)
Lübnan'ın başkenti Beyrut, geçtiğimiz pazar günü (23 Şubat 2025) yakın tarihinin en kalabalık cenaze törenlerinden birine sahne oldu. 27 Eylül 2024'te İsrail savaş uçaklarının düzenlediği saldırı sonucu öldürülen Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın na'şı, yaklaşık beş aylık bir gecikmenin ardından, yüz binlerce insanın katıldığı bir merasimle defnedildi. Nasrallah'la birlikte, yine İsrail tarafından 3 Ekim 2024'te öldürülen Hizbullah'ın sonraki lideri Hâşim Safiyyuddîn de uğurlandı. Nasrallah'ın anne tarafından kuzeni olan Safiyyuddîn, tıpkı Nasrallah gibi İran'la çok yakın bağlara sahipti. Hâşim Safiyyuddîn, 2020 yılında oğlu Rıza'yı İranlı meşhur komutan Kâsım Süleymanî'nin kızı Zeyneb'le evlendirmişti. Cenaze töreninde İran, Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi riyasetinde bir heyetle temsil edildi.
Enerji Günlüğü Haber Bülteni:Türkiye'nin ve Dünyanın Enerji Gündemienerjigunlugu.net
Yirmi yıl önce distopik bir hikâye yazılsaydı ve hikâyede kahramanlarının hiç tanımadıkları kişilerin cenazesine belki ünlü birini görürüm, görür de onunla resim çekilirim arzusuyla gittiği tasvir edilseydi, metin zihnimizde metalik bir tat bırakırdı. Oysa hayatımıza akıllı telefonlar ve sosyal medyanın girmesi ile birlikte distopik hikâyenin çok ötesine geçtik. Cenaze selfisi ile ilgili ilk şoku, rahmetli Necmettin Erbakan kabrine yerleştirilirken çekilen selfi dolayısıyla yaşadım. Şehit askerin cenazesinin götürüldüğü aracın içinde selfi çeken imam görüntüsü, aklımı başımdan alan ikinci görüntü oldu. Sonra arkası geldi. Cenaze töreninde, kabristanda selfi çeken insanlar haberleştirildikçe “Kötüyü ortaya getirmeyin, muhakkak bir alıcısı çıkar” sözü yerini muhkemleştirdi. Ünlü cenazelerinde selfi çeken kişilere bakıyorum. Genellikle orta yaşlarında kişiler. Yani hayatında ölümü görmüş, acıyı bir yakınında tatmış insanlar. Ateşin düştüğü yerde bulunmuş, o ateşin sıçradığı koru tatmış kişiler olmaları muhtemel. Peki nasıl oluyor da o gün o acılı insanı eline cep telefonu alarak “Hadi gülümse, buraya bak!” diye komut vererek, bazen çok yakınıymış gibi elini omzuna atarak selfisini çekiyor. Kayıtlara geçsin diye birkaç örnek vereyim: Oyuncu Açelya Akkoyun eski eşi Civan Canova'nın tabutunun başında iken orta yaşlı bir kadın yanına gelip “Gülümse!” diyerek Açelya Akkoyun ile selfi çekti. Birkaç gün önce Cihat Tamer oğlunu defnetti. Ünlülerin cenazesine ünlü kişiler gelir diye cenazeye hücum edenler, cenaze adabını hiçe sayarak selfi çektiler yine. Tabut başında yapılan selfi çekimlerine sıradan insanın arsız isteği, görgüsüzlüğü deyip geçmeli miyiz?
Hamas'ın Siyasi Büro Şefi İsmail Heniyye'yi uğurlamak için Katar'a akın edenler arasındaydım. Yeni Şafak, İnternet Servisi, TVNET, GZT ekipleri ve yabancı diller muhabirimiz ile Albayrak Medya'dan 7 arkadaş gittik. Açıkçası habercilik yapmakta zorlandık. Çünkü güvenlik önlemleri üst düzeydeydi ve gazetecileri cami içerisine hatta avluya kadar bile sokmadılar. Zaten bir tek Katar TV yayın yaptı. Ben ve muhabirimiz Burak Doğan ise bir yolunu bulup camiye girmeyi başardık. Sanırım içeride bizden başka gazeteci yoktu. Dünyanın en büyük camileri arasında gösterilen Doha'daki Muhammed bin Abdülvehhab Camisi'ni dolduran kalabalığın çok daha fazlası avludaydı. Sıcaklık dışarıda 45, hissedilen ise 50 dereceydi. İsmail Heniyye'nin cenazesi önceki gün öğleden sonra ulaşmıştı Katar'a. Aynı saatlerde dünyanın her tarafından Müslümanlar ülkeye akın ettiler. İsmail Heniyye'nin eşi, evlatları, torunları, dava arkadaşları, Hamas'ın üst düzey kadrosu ve neredeyse tüm teşkilatı cenaze namazında hazır bulundu. Filistin davasına gönül veren, ortak olan, Heniyye'nin mücadelesini omuzlayan tanıdık bildik kim varsa Abdülvehhab Camisi'ndeydi. Türkiye ise TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un öncülüğünde kalabalık bir heyetle katıldı cenazeye. Katar'ın ev sahipliği ve Türkiye'nin siyasi iradesi Şehit İsmail Heniyye'nin son yolculuğunda vücut bulmuştu. Bu vefa ve duruş dünyanın geri kalanına ve Filistin davasından sapanlara da açık mesajdı. Caminin içerisindeki havayı gözlemledim bir süre. Türkiye'den gelen heyetle konuştum. Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Görmez Hoca'yı gördüm, yanına gittim. Dünya Müslüman Âlimler Birliği heyetinin arasındaydı. Geceden gelmiş ve İsmail Heniyye'nin ailesi tarafından misafir edilmiş. TBMM Filistin Dostluk Grubu Başkanı Hasan Turan ile yan yana oturduk. Dostluk grubunun değişik partilerden 21 üyesi varmış, tamamını davet etmişler. Büyük çoğunluğu gelmiş. Cuma hutbesinde imam Filistin davasının önemine değindi. Katar Emiri Temim bin Hamed es-Sani ve TBMM Başkanı Kurtulmuş namazı en ön safta kıldılar. Namazdan sonra cemaate hitap eden Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadaği Hoca, Filistin davasını anlatırken dünyadaki bütün yöneticilerin, âlimlerin ve halkların sorumluluklarını hatırlattı. Cenaze namazından önce ise Hamas'ın dava arkadaşı halefi ve şimdi geçici selefi Halid Meşal, hem can yoldaşını toprağa vermenin hüznüyle hem de Filistin davasının omuzlarına yüklediği iradeyle kararlı ve zaman zaman hiddetli bir konuşma yaptı. Hamas'ın kurucuları Şeyh Ahmet Yasin ile Abdülaziz er-Rantisi'nin şehadetlerini hatırlattı ve İsrail'in suikastlarla kendilerini asla yıldıramayacağının altını bir kez daha çizdi. Meşal, şehadetlerin kendilerini yıldıramayacağını, davalarından geri alım attıramayacağını, tam tersine şehitlerin kanlarının Filistin'in özgürleşmesine vesile olacağını söyledi. Cenaze namazı kılınırken caminin havası büyük bir hüzne boğuldu. Sadece imamın tekbirleri ve cemaatin hıçkırıkları duyuluyordu. Ağlamayan yok gibiydi. Adlarının anılması dahi İsrail'e büyük korku salan Hamas'ın o dağ gibi liderlerini de ancak İsmail Heniyye gibi bir yoldaşın yoksunluğu böylesine ciğerden ağlatabilirdi. Sonra dakikalarca süren tekbirler. Arka saflardaki Filistinli gençler, öfkelerinin asla dinmeyeceğini uzun süre beyan ettiler.
Günaydın! Çarşamba sabahından herkese merhaba. Medyascope'un podcast'i Güne Başlarken'de günün öne çıkan haberlerine birlikte bakalım.
Reuters, BAE merkezli First Abu Dhabi Bank'in Koç Grubu'nun elindeki %61,2'lik Yapı Kredi hissesini satın almak için görüşme hâlinde olduğunu yazdı. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi için Tebriz, Kum ve Tahran'da cenaze törenleri düzenlendi. Bu bölüm Paribu hakkında reklam içermektedir. Paribu, Bitcoin tarihindeki ilk alışverişin yıl dönümünü bu yıl da Paribu Pizza Günü ile büyük bir kutlamaya dönüştürüyor. 19 - 22 Mayıs tarihleri arasında kullanıcılarına Yemeksepeti'nden 100 bin pizza hediye ediyor. Detaylı bilgi ve katılım koşulları için ParibuLog'u ziyaret edebilirsiniz. Aposto Gündem'e buradan ulaşabilirsiniz.
Reisi sonrası İran İran kazada ölen Cumhurbaşkanı'nı uğurluyor. Cenaze törenine milyonlar katıldı. Reisi sonrası İran siyaseti nasıl şekillenecek? Reisi'nin koltuğuna kim oturacak? Hamaney sonrası hesaplar bu ölümle nasıl yapılacak? İran Araştırmaları Merkezi Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Serhan Afacan 5'te Beş'te yanıtlıyor.
La 31e édition du Festival International du Film Fantastique de Gérardmer a eu lieu du 24 au 28 janvier 2024 et pile deux semaines après, nous enregistrions un épisode pour débriefer la vingtaine de projections auxquelles nous avons assisté. Bon, ok, le montage de l'épisode a pris un peu plus de temps que prévu, mais mieux vaut tard que jamais, non ? Cornelius and Zira – Ep#44 – Gérardmer 2023 (crossover avec VHS & Canapé feat. Creepers & Draven) Au programme de cet épisode, 10 longs métrages en compétition, 7 films hors-compétition (dont 1 documentaire), 2 films en rétrospective, 1 work in progress, 5 courts métrages et quelques digressions : 7:21 The Forbidden Play (titre original : 禁じられた遊び ou Kinjirareta Asobi) de Hideo Nakata 16:40 Retour d'expérience de festivaliers 18:42 Perpetrator de Jennifer Reeder 26:56 La Morsure (aka Bitten) de Romain de Saint-Blanquat 36:34 RoboCop de Paul Verhoeven 44:16 Amelia's Children (titre original : A Semente do Mal) de Gabriel Abrantes 54:28 The Funeral (titre original : Cenaze) de Orçun Behram 1:05:07 Resvrgis de Francesco Carnesecchi 1:11:30 Vampire Humaniste Cherche Suicidaire Consentant (aka Humanist Vampire Seeking Consenting Suicidal Person) de Ariane Louis-Seize 1:20:59 Door de Banmei Takahashi 1:27:33 Quelques mots sur les autres films projetés dans le cadre de la la rétrospective Retromania 1:28:31 Hommage à Gareth Edwards L'hommage rendu à Gareth Edwards en vidéo pas du tout officielle mais cool quand même 1:30:15 En Attendant la Nuit (aka For Night will Come) de Céline Rouzet 1:43:35 Quelques mots sur les film projetés dans le cadre de la Rétrospective Vampires 1:45:21 When Evil Lurks (titre original : Cuando Acecha la Maldad) de Demián Rugna 1:54:08 The Seeding de Barnaby Clay 2:01:04 Work in progress : Sous la Seine de Xavier Gens 2:06:35 Sharksploitation de Stephen Scarlata 2:15:09 It's a Wonderful Knife de Tyler MacIntyre 2:21:36 Le Mangeur d'Âmes de Julien Maury & Alexandre Bustillo 2:30:10 Courts métrages • Au Prix de la Chair de Tomas Palombi• Dark Cell de Jean-Michel Tari• Girls de Julien Hosmalin• La Croix de Joris Fleurot• Transylvanie de Rodrigue Huart 2:39:52 La damnée (aka The Curse) d'Abel Danan 2:45:04 Sleep (titre original : 잠 ou Jam) de Jason Yu 2:51:10 Quelques mots sur le ressenti général concernant cette 31è édition du Festival de Gérardmer 2:52:04 Concrete Utopia (titre original : 콘크리트 유토피아 ou Konkeuriteu yutopia) de Eom Tae-hwa 2:58:49 New Life de John Rosman 3:04:53 Conclusion Retrouvez Creepers dans VHS & Canapé, Pegi 18, dans VidéoClub et sur Twitch, Retrouvez Draven dans 24FPS, le podcast ciné avec ou sans spoilers, dans Galactifrak, le podcast francophone dédié à Battlestar Galactica, dans The Masters of Horror Show, dans Stranger Films et dans C'Tout Comme podCloud | Apple Podcast | YouTube | Spotify | BlueSky | Mastodon | Twitter | Facebook | Instagram | TikTok
ABD Başkanı Joe Biden eşiyle birlikte Ürdün'de İran yapımı bir insansız hava aracıyla düzenlenen saldırıda ölen üç Amerikan askerinin cenaze törenine katıldı. Gazze'de esir değişimi görüşmeleri sürerken Biden İsrailli yerleşimcilere yeni yaptırımları açıkladı. ABD'de tarım dışı istihdam geçen ay 353 bin kişi artarken Amerikalılar'ın ekonomiye güveni artıyor. Göçmen krizi derinleşiyor. Amerikalılar sınırımıza sahip çıkın sloganıyla kaçak göçmen girişlerini protesto için Meksika sınırına konvoylarla hareket ediyor. Almanya'nın iç istihbaratı, Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın eski başkanı Hans Georg Maassen'ı aşırı sağcılığa karıştığı iddialarıyla izlemeye aldı
Cenaze duası, Cenaze Namazında üçüncü tekbirden sonra okunur. Erkek cenazesi için ayrı, kadın cenazesi için ayrı, erkek çocuk ve kız çocuk cenazesi için ayrı dualar okunur. Yukarıda anılan bütün dualar seslendirilmiştir. Bu duaları ezberleyemeyenler ise Cenaze Namazında üçüncü tekbirden sonra Fatiha Suresi'ni okuyabilirler. Ancak bu duaları ezberlemek ve okumak; ölen kişi için dua olması hasebiyle elzemdir ve daha güzeldir. --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/mustafakaya/message
İstanbul'un tarihi hazirelerindeki hazineleri, yani buraları cennet bahçeleri haline getiren âlimleri, ârifleri ve bilumum büyük insanları ziyaret edip, onlarla ülfet ve ünsiyet tazelemekten az da olsa manevi bir zevk alıyorum. Bu maksatla, özellikle selatin camilerinin yanı başında bulunan hazirelere arada bir uğruyorum. Böylece “Dünya işlerinizden sıkıldığınız zaman kabristanları ziyaret ediniz” hadis-i şerifindeki tavsiye-i Peygamberiden belki hissedar olurum diye ümitleniyorum. Birkaç aydan beri Süleymaniye Camii'ni ve haziresini ihmal etmiştim. Dün, eski Diyanet İşleri başkanlarımızdan merhum Lütfü Doğan hocamızın, ikinci defa kılınacak olan cenaze namazına katılmak üzere yine bu tarihi mabede gittim. Merhumun namazı o koca avluyu dolduracak kadar kalabalık bir cemaatle kılındı ve okunan dualar eşliğinde ilahi rahmete tevdi edildi. İstanbul'un diğer hazirelerinde olduğu gibi, Süleymaniye Haziresi'nde de birçok tarihi şahsiyetin türbesi ve kabri bulunuyor. Fatih Sultan Mehmed'le oğlu Sultan İkinci Bayezid gibi, cihan hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman'ın türbesi de kendi camiinin hemen önündeki bu tarihi kabristanda yer alıyor. Osmanlı padişahları genellikle kıble tarafındaki bu türbeleriyle, bir bakıma her birisi muhteşem bir selatin camisi olan bu eserlerini mühürlemiş oluyorlar. Ulema ve mutasavvıf meşheri diyebileceğimiz bu tarihi hazirede en eski ve en çok ziyaret edilen türbe -tabii ki- karaların ve denizlerin hâkimi Kanuni Sultan Süleyman'ın türbesidir. Giriş kapısının üstünde Hacerü'l-Esved'den küçük bir parça bulunmaktadır. Unutmadan söyleyeyim ki bu padişahımızın biri Zigetvar'da, diğeri de Süleymaniye'de olmak üzere iki türbesi bulunuyor. Tarihçilerimiz büyük hükümdarın cenaze namazının ihtişamı ve defin merasimindeki heyecanı eserlerinde anlatırken o gün İstanbul'da yer yerinden oynadı, diyorlar. Mesela Reşad Ekrem Koçu, bu merasimi şöyle tasvir ediyor: “Cenaze Belgrad'dan yola çıkmış haberi geldi. İstanbul şöyle bir titredi. Edirne'yi geçmiş haberi gelince, şehir yavaş yavaş boşalmaya başladı. O tarihte İstanbul'un nüfusu sekiz yüz binle bir milyon arasında tahmin edilebilir. Şehirde yalnız kadınlar, sabiler, hastalar kaldı. Müslim, gayr-i müslim bütün İstanbullular, takatlerine göre, Çekmecelere, Silivri'ye kadar büyük padişahlarının mübarek nâşını karşılamak için yola döküldü. Şeyhülislam Ebussuud Efendi ile bütün ulema ve şeyhler Küçükçekmece'de karşılamıştı. Oradan İstanbul'a Kur'an ile tekbir ve tehlil ile gayet ağır bir vaziyette gelindi. Mevsim tam kış ağzı, 1566 yılı Kasım'ının 28. perşembe günü tabut Süleymaniye Camii'nin musalla taşına kondu. Ulema arasında kısa bir münakaşa oldu; bir cenaze namazı Zigetvar'da, ikinci cenaze namazı Belgrad'da kılınmıştı. İstanbul'da da namaz kılınacak mıydı? Cenaze namazının tekrarı caiz miydi? Şeyhülislam Efendi, hiç tereddüt etmedi, caizdir dedi ve hemen imamet mevkiine geçti. Büyük padişahın İstanbul'da üçüncü namazı kılındı.
Her ünlü ölümünden sonra Yunus Emre'nin şu dizelerinde donup kalıyorum bir müddet: Bir garip ölmüş diyeler/ Üç günden sonra duyalar/Soğuk su ile yuyalar/ Şöyle garip bencileyin. Postmodern zamanlarda hiçbirimiz ölümden ibret almaya, kendi sonumuzu görmeye talip değiliz. Ama en çok da ünlü cenazelerinde ölüm kendinden başka her şeyin hatırlatıcısı oluyor. Kalabalığın içinde kameranın görebileceği bir yere yerleşmek isteyenler, tabuta sarılıp kameralara el sallayanlar, cenaze arabasında selfi çeken imamlar vs. Geçen hafta Metin Uca'nın yakılmak istediğine dair vasiyetine rağmen cenaze namazının kılınması bazı dindarları, cenaze namazı kılınmasını protesto eden iki kişinin protestosu da bazı sekülerleri ÜZDÜ. Hâl böyle olunca bazı okuyucularım Aslında O Ölmedi kitabıma atıfla bu konuda yazıp yazmayacağımı sordu, sosyal medya üzerinden. “Modernlerin arzu ettiği cenaze törenine kavuşmasını engelleyen nedir?” diye soranlar olduğu gibi, son zamanlarda bazı kesimlerde “yakılma modası”nın neden yaygınlaştığını soranlar da oldu. “Yakılma modası” tabirini kullanacak kadar yaygın bir yakılma talebinin olup olmadığından haberdar değilim. Bütün değişimler dünden yarına olmuyor. Dindar halkın, “dini bütün olmayanların” cenaze törenlerine gönülsüzce katıldığına dair yakın çevremizde bile tanık olduğumuz hikâyeler vardır. Peki halkın modern cenaze törenlerine dair duygu ve düşünceleri nasıldı? Modern cenaze töreni deyince ne anlamamız gerekiyor? Bu sorunun cevabını bulabileceğimiz en iyi metinler şüphesiz edebî metinlerdir. Mesela Suat Derviş'in “Zengin Ölüsü” adlı hikâyesi, geleneksel ile “asri”nin, cenaze üzerinden konumlanışını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. 16 Şubat 1937'de Tan gazetesinde yayımlanmış olan hikâye, kocasının cenaze arabasının arkasından giden Şekûre'nin dilinden aktarılıyor: “Bana da zorla siyahlar giydirdiler ve başıma siyah tüllü bir şapka geçirdiler, cenaze arabasının arkasından giden otomofillerden birine oturttular. Sağımda karalar giymiş kaynanam, solumda kara tüllere bürünmüş büyük görümcem... Giden biz miyiz, bizim Rum terzi madam, kocasının cenazesinin peşine mi düşmüş farkında değilim.” Modern bir aileye gelin gitmiş olan Şekûre “Karı kısmı zangoç gibi, mortacı gibi cenaze arabasının arkasından gider mi?” diye şaşırsa da kibar sınıfın adetine uymaya mecbur tutulmuştur. Fakat bu mecburiyetten, Avrupalıları taklit etmekten hoşnut değildir Şekûre. En çok da kibarlar acısını göstermez hükmünden rahatsız olmakta, civan gibi kocasının ardından doya doya ağlayamadığına dertlenmektedir.
Alper Ender Fırat | Cenaze evinde halaya kalkanlar | 28.08.2023 by Tr724
Alper Ender Fırat | Siyasetin cenaze namazı | 13.07.2023 by Tr724
Bu bayramı, İstanbul'da geçiriyoruz. Şehir yine bomboş... En uzak mesafe 15-20 dakika sürüyor... Çocukluğumun İstanbul'u gibi... Hani “Dört tür namaz kılan vardır” derler ya... Beş vakit namaz kılanlar, Cumadan cumaya namaz kılanlar... Bayramdan bayrama namaz kılanlar... Cenaze namazı kılanlar... Bayramla ilgili de benzer bir durum söz konusu... Bayramı sadece tatille özdeşleştirenler... Bayramı aile büyüklerinin gönlünü alma, küçüklerini sevindirme, kabir ziyaretleriyle sevdiklerini anma vesilesi olarak görenler... Eşin, dostun (artık nasıl eş dostsa) bayramdan bayrama hatırını soranlar... Bir de “Deliye her gün bayram” bahanesine sığınıp hiçbir kültür ve değer tanımadan günü geçirenler... Dijital ortamda ‘kopyala-yapıştır' mesajlarla bayram kutlamalarının hiçbir kültür ve değere sığmadığını söylersek abartmış olmayız. Sekreter işi, hiçbir kişisel yanı olmayan, isme özel hitap dahi taşımayan, Whatsapp'tan toplu gönderimlerle sürdürülmeye çalışılan bayramlaşmalar ise herkes tarafından ‘yok hükmünde' algılanıyor. Hâlbuki, ziyaret mümkün değilse, “Sevgili Amcacığım (Kıymetli ... Kardeşim) bayramını kutlarım. En kısa zamanda görüşmek üzere” sadeliğinde bir mesaj, kısa bir telefon araması bayramın vesile olmasını umduğumuz o sıcaklığı, insani ilişkilerin tazelenmesini, büyüklerin çok ihtiyacı olan o ‘hatırnaz' (bu da ne güzel kelimedir, gönül okşayan anlamına gelir) tavrın sergilenmesi için yeter de artar bile... Kültür, değerler ve de gelenekler önemli midir?.. Evet önemlidir; hem de çok. Beraberliklerin bitiş nedenini, toplumsal anlaşmazlıkların ve çatışmaların büyük bir çoğunluğunu oluşturan sebeplerin kaynağı da burasıdır... Birliği, aileyi, toplumu bir arada tutan ‘ortak ruhi şekillenmenin' yapı taşları da ortak kültür, ortak değerler ve zamanla uzlaşılarak oluşturulmuş geleneklerden gelir. Millî kültür de bunların üzerine inşa edilir zaten... Bu bayram biraz da evde oturma süremizin artması nedeniyle eşimizin, dostumuzun sürekli tavsiye ettiği bir TV dizisine göz atma fırsatı bulduk: “Kızılcık Şerbeti”... İki farklı ‘dünya görüşü'nün, kültür ve değerlerin aileler içinde ve toplumda nasıl karşı karşıya geldiği ancak bu kadar etkili biçimde anlatılabilirdi. İtidal ve akıl, inanç ve anlayış nasıl dengelenir, barış içinde bir arada yaşama koşulları nasıl aranır ve daha pek çok toplumsal ve kültürel ‘okuma' bu dizi sayesinde mümkün olmuştur. Toplumsal çelişkilerimize yapıcı bir bakış açısı getirmek için bu ve benzeri ‘ciddi' popüler yapımların faydası olduğunu söyleyebiliriz. Günün sözü “Değeri olan tek asalet, yaşayan kültürdür.” Dr. Michael Dur, Alman yazar ve yönetim danışmanı Gözümüze takılanlar...
Bu bölümde anneannemi ve onun aklıma getirdiklerini konuştuk.
KABİRDEKİ İLK GECE... / Kerem Önder ÖLDÜKTEN HEMEN SONRA RUHUMUZA NE OLUR? Soru: Hocam, ölüm korkumu yenebilmem için öldükten sonra ruhumuza ne olur söyleyebilir misin? Bu konuda rivayetler var mı? Cevap: En evvel gözleri açılır. Ahirete dair duyduğu veya okuduğu şeylerin doğru olduğunu o an anlar. (Ona) “Andolsun ki sen bundan gaflette idin. Şimdi gaflet perdeni açtık; Artık bugün gözün keskindir” (denir.) (Kâf 22) Sonra olacakları da son Peygamber Muhammed aleyhisselam anlatıyor: "Berâ b. Âzib (r.a) anlatıyor: Resûlullah ile (a.s.m.) birlikte Ensar'dan birisinin cenazesine katılmıştık. Cenaze defnedileceği sırada kabristana vardık. Resûlullah (a.s.m.) oturdu. Biz de, sanki başımızda bir kuş varmışcasına sessiz ve sakin bir şekilde oturduk. Peygamberimiz (a.s.m.) elindeki bir sopayla yeri çiziyordu. Başını kaldırdı. İki ve üç defa, “Kabir azabından Allah'a sığınırım.” dedikten sonra şöyle buyurdu: “Mü'min kabre konulduğunda, dostları dönüp gittiği ve onların ayak sesleri henüz işitildiği sırada iki melek gelir. Onu oturturlar ve aralarında şu konuşma geçer: ‘”Rabb'in kimdir?' “'Rabb'im Allah'tır.' “'Dinin nedir?' ‘”Dinim İslam'dır.' ‘”Size doğru yola çağırmak üzere Allah tarafından gönderilmiş olan zat kimdir?' ‘”O zat, Allah'ın Resûlüdür.' ‘”Bunu nereden öğrendin?' ‘”Allah'ın kitabını okuyup ona iman ettim ve onun doğruluğunu kabul ettim.' “İşte, Allah'ın, ‘Allah iman edenleri, dünya hayatında da ahirette de o sağlam Kelime-i Tevhid ile sabit kılar.' (İbrâhim Sûresi, 27) âyetinin manası budur. “Sonra gökten bir ses gelir: ‘Kulum doğru söyledi. Onu cennete layık bir şekilde yerleştirin. Ona cennet elbiseleri giydirin. Ona cennete bakan bir kapı açın!' “Ve ona cennetin rahatlığı ve güzelliği bahşedilir. Kabri, gözünün gördüğü mesafeye kadar genişletilir. “Eğer ölen kâfir veya münafık ise, kabre konulduğu zaman ruhu bedenine iade edilir. İki melek gelir, onu oturturlar ve aralarında şu konuşma geçer: ‘”Rabb'in kimdir?' ‘”Hı, hı? Bilmiyorum.' ‘”Dinin nedir?' ‘”Hı? Bilmiyorum.' ‘”Size, doğru yola çağırmak üzere Allah tarafından gönderilmiş olan zat kimdir?' ‘”Hı? Bilmiyorum.' ‘”Sonra gökten bir ses gelir: ‘Bu, yalan söyledi! Ona cehenneme yaraşır bir yer hazırlayın. Ona cehennem elbiseleri giydirin. Ve ona cehenneme bakan bir kapı açın!' “Sonra cehennem ateşinin sıcaklığı ve kavurucu rüzgârı gelir. Kaburga kemikleri birbirine geçinceye kadar kabri daraltılır. Daha sonra onun başına kör ve dilsiz bir zebani musallat edilir. Onun demirden bir tokmağı vardır ki, dağa vurulsa, dağı toz toprak hâline çevirir. Bu zebani ona bu tokmakla öyle bir darbe indirir ki, insan ve cinlerin dışında, doğuda, batıda, dünyanın her tarafında bulunan bütün varlıklar bu dehşetli darbeyi işitir. Ve o şahıs toprak hâline döner. Sonra ruhu tekrar iade edilir [bu şekilde işkence devam edip gider]." (Müslim, Cennet: 71.) * mezardaki ilk sorular. İlk gece kabir azabı var mı?
İngiliz belgesel ekibi için Kral Midas'ın cenaze yemeğini canlandırmak ciddi bir araştırma sürecine dayanıyordu. Özellikle laboratuvar analizlerinden gelen bilgilerden yararlanıldı. Öncelikle Prof. Rodney Young'ın olağanüstü öngörüsü çok önemli. Çünkü o dönemlerde, olağanüstü güzellikteki kap kacak bir an önce temizlenip müzeye kaldırılacakken, kazanların kapların içinde toprak moloz gibi görünen yiyecek artıklarını atmamış ve ABD'de Pennsylvania Üniversitesi'ne götürerek koruma altına almış. Uzun yıllar sonra analiz teknikleri gelişince bilim insanı Patrick McGovern tarafından analiz edilmiş. Belgesel için kendisi de ABD'den geldi. Yemeğin içindeki "glukonik asit" bal, "tartarik asit" sirke veya şarap, "oleik asit" ise zeytinyağı varlığına işaret ediyordu. Açık ateşte pişmiş koyun ve keçi eti de yahniye katılmış. Yahninin içindeki baharatlar ve diğer detaylar kayıtta…
To enjoy all 100+ episodes, please subscribe on https://anchor.fm/turkish-learners-network/subscribe We publish new episodes weekly! Basit Türkçe ile Haberler / News in Simple Turkish by Turkish Learners Network Basit Türkçe ile Haberler'in yeni bölümüne hoş geldiniz. Bugün 3 Ocak 2023 Salı. Please remember to support us by subscribing to our podcast using this link: https://anchor.fm/turkish-learners-network/subscribe. The three most recent episodes will be open to everyone. By subscribing, you can access our entire archive of more than 100 episodes. Doing so costs only 3 dollars a month; and motivates us to continue making this podcast. Pele Son Yolculuğuna Uğurlanıyor Pele, şimdiye kadar Dünya Kupası'nı üç kez kazanan tek futbolcu. O, Brezilya'nın futbol efsanesiydi. Pele, 29 Aralık'ta yaşamını yitirdi. 82 yaşındaydı ve bir süredir kanser tedavisi görüyordu. Brezilya hükûmeti Pele'nin ölümü nedeniyle üç günlük ulusal yas ilan etti. Pele'nin naaşı dün Sao Paulo'daki Urbano Caldeira Stadyumu'nda halkın ziyaretine açıldı. Naaş, 24 saat boyunca halkın ziyaret etmesi için açık kaldı. Naaşı görmek için pek çok futbolsever stadyuma geldi. 30 derece sıcakta saatlerce beklediler. Cenaze için bugün resmî geçit töreni yapılıyor. Törende binlerce kişi vardı. FIFA Başkanı Gianni Infantino da tören için Brezilya'ya gitti. “Her ülkeden, bir stadyumlarına Pele adını vermelerini isteyeceğiz” dedi. Geçit törenine Brezilya Devlet Başkanı Lula da katıldı. Dinlediğiniz için teşekkürler! Lütfen bu bölümü Türkçe öğrenen diğer kişilerle de paylaşın! Yeni bölümde görüşmek dileğiyle, hoşça kalın!
Mölln'de iki Neonazi tarafından ateşe verilen evden sağ kurtulan İbrahim Arslan, o günleri ve sonraki yıllarda yürüttüğü ırkçılık karşıtı çalışmaları podcast COSMO Türkçe'ye anlattı. 23 Kasım 1992'de meydana gelen kundaklamada Bahide Arslan (51) ile torunları Yeliz Arslan (10) ve Ayşe Yılmaz (14) hayatını kaybetti. Cenaze törenine zamanın başbakanı Kohl katılmadı. Mölln katliamı Almanya'nın tarihine kara bir leke olarak geçti. Von Gökce Göksu.
Podcastimizin yeni bölümünde sunucularımız Rafi Levi ve Erem Elmacı, tüm dünyada büyük bir coşkuyla kutlanan Cadılar Bayramı, Erem'in enteresan cenaze işlemi talepleri ve daha birçok dünya meselesi üzerine lezzetli bir sohbet yaptı.
Editör: Buket Topaktaş Bartın'ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğü'ne bağlı maden ocağında 14 Ekim Cuma günü akşam saatlerinde meydana gelen patlamada hayatını kaybeden Okan Akgül, Şaban Yıldırım ve Mehmet Bulut için Amasra'nın Ahatlar Köyü'nde cenaze töreni düzenlendi. Haber Hafta Sonu'nda bu akşam Medyascope muhabiri İbrahim Yayan, Bartın'da gün içinde yaşananları aktardı. Bültenin diğer bir konuğu da 263 madencinin yaşamını yitirdiği 1992 Kozlu kömür madeni patlamasında kurtarma mühendisi olarak görev yapan Ekrem Murat Zaman idi. Zaman, Türkiye'de madenciliğin tarihini ve iş güvenliğini anlattı.
Adana'da cenaze nakil aracında 144 kilo 550 gram esrar ele geçirildi. Uyuşturucuyla ilgili 3 şüpheli gözaltına alındı. İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) ait cenaze nakil aracında uyuşturucu ele geçirilmesi hakkında da, İBB Teftiş Kurulu Başka...
Malatya'da, dün TIR ile çarpışan hafif ticari araçta hayatını hayatını kaybeden aynı aileden 2'si çocuk 6 kişi yakınlarının gözyaşları arasında son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze namazına katılan yakınları, Yavuz ailesi fertlerinin Aydın'ın Kuşadas...
COVID-19, Kraliçe'nin cenaze törenini dünya çapında kaç kişinin izlediği, ve sınırların açılmasıyla Avustralya'ya gelen göçmen ve yabancı öğrenci rakamlarına ilişkin bölüm.
Günaydın, pazartesi sabahından herkese merhaba! Ben Sahra Atila, Medyascope'un podcast'i “Güne Başlarken” ile karşınızdayım. Türkiye ve dünyanın gündemini, hava durumunu, ekonomide son verileri, yani güne başlarken bilmeniz gereken her şeyi size aktaracağım. O zaman, başlayalım! Editör: Gamze Elvan
96 yaşında hayatını kaybeden İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'in cenaze töreni bugün düzenlendi. Dünya liderleri de törendeki yerlerini aldı. Törene Türkiye'yi temsilen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu katıldı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara'nın Etimesgut ilçesinde esnaf ziyaretinde bulundu. Akşener, “Uzun zamandır birbirine düşürülen, komşunun komşuya düşman edildiği, kardeşin kardeşten soğutulduğu, nerede doğduğumuz, neye inandığımız üzerinden kavga ettirildiğimiz bu düzenekten kurtulmanın yolu esnaf dükkanlarında gördüğümüz ‘Müşteri velnimettir' inancını siyasetçi cenahında ‘Seçmen velinimettir' inancı haline getirebilmektir. Esnafı bunun için gezdik ve bu dükkanların içinde bugüne kadar hiçbir siyasi partiyi yermedik, partimizi övmedik ve propaganda yapmadık. Sadece oradaki dertleri, talepleri dinledik, onu milletvekillerimiz aracılığıyla Meclis'e getirdik” açıklamasında bulundu. Yesevi Alperenler Ocağı Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği'ne bağlı Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu'nun LGBTİ+'ları hedef alan “Büyük Aile Buluşması” mitingi dün (18 Eylül) İstanbul-Saraçhane'de yapıldı. LGBTİ+ karşıtı mitingin iptali için Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD), İstanbul Valiliği ve Fatih Kaymakamlığı'na itiraz dilekçesi vermişti. İstanbul Valiliği'nin izin verdiği mitingde, 6284 sayılı kanun da hedef alındı. Mitinge siyasi partilerden sanatçılara kadar çok sayıda tepki geldi. “Güne Bakış“ta Buket Topaktaş‘ın konukları Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu, Medyascope yayıncısı Işın Eliçin, Medyascope muhabirleri Ufuk Çeri ve Özgecan Özgenç‘ti.
Kraliçe II. Elizabeth'in ölümünün ardından tahtın yeni sahibi III. Charles tarafından 1 hafta içerisinde Kraliçe'nin defin töreninin gerçekleştirileceği belirtilirken, ABD Başkanı Biden törene katılacağını açıkladı.
Veli Tanyeli, geçirdiği kalp krizi sonrası hayata veda eder. Cenaze işlemlerinin başlayıp, Tanyeli'nin defnedilmeden önce gasilhaneye getirilmesiyle birlikte, aile arasında gizli kalan tüm çatışmalar gün yüzüne çıkar. Nermin, içine hapsolduğu mutsuz evliliğinin ve geçmiş yılların hesaplaşmasını, eşinin ölümünden sonra gasilhanede yapmaya başlar. Acılı kadının kocası ile yüzleşmesi aslında yıllarca kaçtığı kendisiyle yüzleşmesidir.
Ülkemizin milli manevi değerleriyle bir türlü barışamayan ve her fırsatta laiklik elden gidiyor iddiasıyla milli iradeye saldıran 28 Şubat'çı zihniyet ve bu zihniyetin en önemli temsilcilerinden sayılan vesayetçi bir dernek olan Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) bu kez Mahmut Efendi Hazretleri'nin cenaze töreninde ‘laikliğe aykırı' faaliyetler olduğunu iddia ederek konuyu yargıya taşıyor. ADD, törende Anayasa'nın laiklik ilkesinin açıkça çiğnendiğini belirttiği açıklamada, “Laiklik ilkesinin ‘Anayasa'ya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağına' namusu ve şerefi üzerine ant içmiş Cumhurbaşkanı, bazı parti genel başkanları, bakanlar, iktidar ve muhalefet milletvekilleri ile Diyanet İşleri Başkanı ve devlet memurları tarafından alenen yok sayıldığını üzüntü ile gördük” denildi.
İsmailağa Cemaati lideri Mahmut Ustaosmanoğlu'nun cenaze namazı dün (25 Haziran) Fatih Camii'nde kılındı. 93 yaşında vefat eden Ustaosmanoğlu, cenaze merasiminin ardından Edirnekapı'ya defnedildi. Cenaze merasimine AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ve pek çok devlet erkanı katıldı. Cenaze töreninde İsmailağa Cemaati'nin yeni liderinin Hasan Kılıç olduğu açıklandı. Cumartesi Anneleri, 200 hafta sonra Galatasaray Meydanı'na çıkmak istedi. Zırhlı araçlar ve barikatlarla geniş güvenlik önlemleri alan polis Cumartesi Anneleri'nin açıklama yapmasına izin vermedi. Polis, Cumartesi Anneleri'ni ve hak savunucularını gözaltına aldı. Haber Hafta Sonu'nda Gamze Elvan'ın konukları Tayfun Atay ve Ufuk Çeri idi. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3A4jdsY
+ Mültecilerle ilgili İçişleri Bakanı Soylu'nun sözünü ettiği 'kısıt'ın detayları belli oldu. Suriye'ye gidenlere iki şartla izin verilecek. Ya cenaze, ya kesin dönüş... + Bakan'dan Kılıçdaroğlu'na abone sayısı yanıtı: 278 bin abonenin elektriği kesik + Akşener'in başbakanlığı için formül: Almanya modeli
Cenaze defnedilmiş, insanlar son vazifelerini yapıyor, Fatihalarını okuyup dağılacaklar birazdan. Hasan-ı Basri (r.a.) kalabalıktan birine yaklaşıyor ve bir soru soruyor: -Bu kişi şayet dirilecek olsaydı ne yapardı? Adamcağız şaşkın, ilk aklına geleni söylüyor ama cevap güzel, belli ki evvelden tefekkürü var: -Allah'ın emirlerine daha fazla riayetkâr davranır, yasaklananlardan kaçınma hususunda daha fazla ihtimam gösterir, daha çok ibadet eder, iyilik ve ihsanda bulunur, günahlarına tevbe ederdi. Hasan-ı Basrî (r.a.) her birimizin şu mübarek günlerde kulağına değil kalbine küpe yapması gereken muhteşem bir cevapla mukabele ediyor: -Bu söylediklerin ondan geçti; senden geçmeden dediklerini yap!
Bir öykü bilirim, ey toprağın oğulları. Mecburen değinmeliyim ona ben. Dokuz ağacın nasıl hayat verdiğini Devlerin himayesindeki dünyalara. O ilk çağ idi, Ymir'in devri. Yoktu deniz ya da kara. Sadece yıldızsız bir boşluk, Yalnızdım ben iki karanlık arasında. Ta ki getirinceye dek Buri'nin oğulları Kaos'tan Düzen'i; Karanlıktan Işığı; ölümden yaşamı Ve geceden parıl parıl gündüzü. Aesir geldi. Ida Ovası'nda Kurdular yeni tanrılar krallıklarını. Oraya diktiler kalelerini, konaklarını, Bilgelik tahtlarını. Vardı altınları bol bol Aşağı Dünya ahalisinden, Şekillendirdiler fânilerin kaderlerini Ve çizdiler kendilerininkini, çok önceden. Gürgen'den ve Dişbudak'tan, Tahtadan yarattılar ilk Ahali'yi. Biri ruh verdi diğeri dil; Biri verdi kandaki ateşi. Tanırım kudretli bir dişbudak. Ygddrasil adında. Bâki durur, dökmez yaprak, Yetişir bilgeliğin kuyusunda. Şimdi bahsettiğim Efsuncu, Gullveig - Heid, üç kez yandı, üç kez doğdu, Falcı, Ateş'in hanımı. Kindar, içi arzuyla dolu Şimdi bahsettiğim savaş verildir Aesir'e karşı. Vanir, Gulveig'in soyundan İçti kız kardeşleri için öç andı. Çıkmıştır şimdi savaş. Odin fırlatır mızrağını. Galip gelir Ateş Halkı; Yıkılır Asgard'ın surları. Aesir verirler kafa kafaya. Fakat antlar bozulacaktır. Efsuncu yapmıştır işini. Kâhin ağzını açmıştır. Ama görürüm dahasını. İşte Heimdall'ın boynuzu Yatar kutsal ağacın altında. Mimir'in kuyusunda, Tanrılar Tanrısı'nın gözü Çıkmıştır. Verir misin kulak bana? Görürüm kaderinizi, ey toprağın oğulları. Duyarım cengin çağrısını. Odin'in ahalisi hazırlansın hücuma Çöken gölgelere karşı. Söylerim söylemem gerekeni. Onlardı öldüren iki oğlumu. intikamdır nedeni söndürmez yüreğimin ateşini. Bir dal ökse otu görürüm Kör bir adamın taşıdığı. İşte bu zehirli oktur öldürecek Asgard'ın en sevilen oğlunu. Cenaze ateşi Yollar duman kararan göğe, Frigg ağlar acı acı - çok geç! Oğlu oturur Hel'in yanında sessizce. Sarayın altında bağlı birini görürüm, Durur nehirler Kazanı'nda Gariban Loki'ye benzer. O eziyet çekerken. Bir tek karısı bekler yanında. Söylerim söylemem gerekeni, Üç nehir Tanrıların diyarlarında birleşir. Doğudan bir bıçak nehri; kuzeyden Ve güneydense buz ve ateş ikizleri gelir. Görürüm bir salon Ölüm'ün kıyılarında. Yılanlar ve çıyanlar üzerine gezinirler. Lanetliler Öbür dünya'da Hüküm zamanını beklerler Demirkoru'da uyanır Cadı. Kurt Fenris gününü gün edecek. Kardeşleri ulur göklere; Ay ve güneş avları olacak. Habis rüzgârlar uluyup esecek, Karanlık Çökecek Dünyalara. İki karanlık arasında bir boşluk- Daha ne bilmek ister Tanrılar tanrısı? --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/mitolojik-hikayeler00/message
https://www.youtube.com/watch?v=KC3A89n1cMg - Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'in cenaze namazının 17 kişi tarafından kılındığı iddiası - Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'in cenaze namazının kılınması ne kadar sürmüştür? - Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'in cenaze namazını kaç kişi kılmıştır?
Cezaevinden kaç cenaze çıktı sayabilen var mı [Bülent Korucu]
Bir yıl daha bitiyor. Bugüne yetişmeyip gidenler görmedi. Kalanlar mı memnun, gidenler mi belli değil. Koca bir yılı anlamlı-anlamsız tartışmalarla geçirdik. Felaketi, yalanı, ihaneti hiç eksik olmadı. Yenisinin ne kadar farklı olacağı da meçhul. Erken seçim talepleri ve adayın kim olacağına dair ileri sürülen iddialar hiç bitmedi. Kemal amcamız belediye başkanlarının göreve devam etmesi gerektiğinde ısrarcı olsa da Ekrem Bey kabullenecek gibi görünmüyor. Diyorlar ki “İmamoğlu, bir ilahi okuyup muhafazakâr kesimden oy aldı. Ama bu sefer başka. Genel seçim yerele benzemez.” Hak vermek lâzım. En az iki ilahi şart. Hem adaylık da çantada keklik değil. Zaten ortada keklik mi kaldı? « Soyadı bana pek itici gelen bir prof, asgari ücretin yüz bin lira olsa bile işe yaramayacağını söylemişti. “Önemli olan paranın miktarı değil, alım gücü.” Elbette öyle. Bir zamanlar bir milyon lira ödeyip sakız alıyorduk. Altı tane sıfır vardı paranın üstünde. Fakat bu bilineni söyleyip başka yere bağlamak ve hasım gördüğü yönetime yüklenmek haklı kılmıyor sözün sahibini. Asgari ücret tartışmaları sırasında, zatı muhteremin “4 bin liranın üstü enflasyona neden olur” iddiasını hatırlıyoruz. Neden olsun? Karşılıksız para basıldığını iddia etmek için de şöyle demişti: “Boş kâğıda fotokopi çekiyorlar.” Kendisi, dolu kâğıda mı fotokopi çekiyor, tam anlaşılmadı. « Kemal Bey, başörtüsü sorununu kendisinin çözdüğünü iddia ediyor. Kazara söylenmiş, arada kaynayıp gitmiş bir söz değil. Açıkça, çekinmeden tekrarlıyor. Öyle söylüyor ama inansak mı? Acaba günlerden bir gün, bir başörtüsünün düğümünü mü çözdü? Bilemiyoruz. Yarın “Doları düşüren de benim” diyecek. Yazın bir kenara. « Kefen parasını bozdurup dolar alanlar varmış da... Zarar marar etmişler de... Yahu başka işiniz mi yok? Kimin peşine takıldınız, kimlere inandınız? Yazıksa yazık elbet. Hem size, hem memlekete. Ya canı sıkılıyor bunların yahut uykuları gelmiş. Gidin yatın diyeceğim ama önce bir ufak hesap yapalım. Üç beş metre patiska kaç paradır? Cenaze hizmetlerinin, kefen dâhil, belediyeler tarafından karşılandığını bilmiyor musunuz? Her ne söylenirse söylensin, mutlaka yanlış anlayan birileri çıkacaktır.
Çocukluğunda ona “Ahtapot” lakabını takmışlar. Doğrusu, kehanet gibi bir lakap! ê Nasıl mı? Baronsal Gladyo'nun medya masasında yıllardır teknik direktörlük yapıyor. Bu gizli görevinin “Ahtapot'un Kolları” misali bir işlevi var! ê İşbirliği yaptıkları, devraldıkları, yetiştirdikleri ve devşirdikleri saymakla bitmez... Candaş'ın da, Truva Yandaş'ın da kuklacısıdır! Nagehan ile ROK'u pışpışlamadan duramaz. “Muhafazakâr” mahalleden ilk devşirdiği şahıs, günümüzde Hürriyet'i yönetiyor. Bir diğeri, vaktiyle Mister “Dedi Ki” rolündeydi; yatay geçiş sonucu “şanlı muhalif” takılan gazetenin köşe kadılığını yapıyor, epeydir... ê Ahtapot, kaçak vaziyetteki Paralel devşirmelerini bile boş bırakmaz... T24'teki röportajda “Londra'ya her gittiğimde görüşüyorum” dediği, Eyüp John Sağlık mesela... Hani şu, Doğan Medya'sında prenslik yaparken iki gazete birden batıran kifayetsiz muhteris! OMERTA YAHUT SUSKUNLUK YASASI Onun “aslında ne yaptığını” çözemeyen... Turkish Media'yı “doğru okuyamaz!” Hürriyet ile yollarının ayrılmış olması da, sizleri zinhar yanıltmasın... Şöyle ki... Tam 12 yıl önce Hürriyet'in yayın yönetmenliği görevinden alınması, asli vazifesinde bir değişikliğe yol açmamıştı! Tersine: Ahtapot'un Kolları daha ziyade yayıldı! “BEŞ YÜZ METREDE BİR ESPRESSO” İki haftadır ekranlarda “Cengiz ile Ahtapot” adlı programın Espresso'cu Ahtapot'u sıfatıyla boy gösteriyor. Mister Ahtapot, kendisini İnsan-at Bahçesi'ndeki “Bukalemun” olarak tanımlıyor... “Dansözlük yaptım ve bu gocunacak bir şey değil” cümlesi de ona ait! Ahtapot Bey, derin medya vazifesi gereği bazen Nesrin Topkapı'ya dönüşür; bazen de Cambaz Carl Wallenda olur! ONA HER YER ŞANZELİZE Hedonist Ahtapot, nereden koştuğunu şöyle anlatıyor: “Paris'te yaşarken, 1974'te 'Venedik'te Ölüm' filmini seyredince o gün karar verdim... Dedim ki: İzmir Kahramanlar'da bir matbaa işçisinin çocuğu olarak doğdum. Bir burjuva olarak ölmek istiyorum. Bunu başarabilirsem kendimle gurur duyacağım...” ê Peki, ne oldu? Mister Ahtapot, “hedeflerini bile aştı!” “Burjuva” ne kelime; gün geldi, Komprador Burjuvazi'nin medya karargâhını ona teslim ettiler. Daha doğrusu, gurusu Güneri Nicholson'dan devraldı! “Sonradan Görme” Burjuva, nihayetinde şu istasyona vardı: “Tansu'ya da söyledim. Cenaze törenimin Kilisede yapılmasını istiyorum...” Dahası: Papa Muhibbidir... Deistleri de çok seviyor... LGBTİ propagandasını ise günlük spor niyetine yapıyor.
#YanMasa'da ölüm ve ölüm ritüellerini konuştuk. Cenaze, defin, cenaze sonrası ne yaşadık? Yaşadıklarımız duygu dünyamızı nasıl şekillendiriyor ve hayatımızı nasıl etkiliyor? Neyi unutamadık, neyi anlamlandıramadık ve bize kendimizi iyi hissettiren şeyler oldu mu? Buyurun dinlemeye!
“Çok rahatlıkla 'Ben dansözlük yaptım' diyebiliyorum. Çünkü bu gocunacak bir şey değil, benim için...” ««« Lütfen, yazınızın ayarı ile oynamayınız: Bu sözler, Nesrin Topkapı'ya ait değil... Ya? Ekranda, Ertuğrul Özkök'ten fışkırdı! ««« Hürriyet'i yirmi yıl boyunca yönetirken dansözlük yaptığını itiraf etti ya: Şimdi “pek mutlu, mesut ve bahtiyar!” “Her devrin adamı olduğu için” gurur duyuyor. ««« Mayıs 2015'teki bir röportajda “Karıma da söyledim. Cenaze törenimi kilisede yapsınlar” demişti. Yarın bir gün: 007 Ertuğrul'dan şu akla ziyan lafı da duyarsak, hiç şaşırmayacağız: “Tansu'ya da söyledim: Mezar taşıma Hürriyet'in genel yayın dansözüydü, diye yazsınlar!” CAMBAZA BAK İşte bu Ertuğrul Öztopkapı, “İnsanat bahçesinin bir köşesinde rengârenk bir bukalemun olmayı tercih ettim” demişti, daha önce de... “Bak işte itiraf etti, artık dağılabilirsiniz” diye buradaki derin numarayı atlamayalım! ««« Medyada “Bukalemun” veya “Dansöz” olmayı güya “Başarı Apoleti” olarak omzuna takan Etki Ajanı Ertuğrul... Böyle yaparken asıl görevini perdelemiş oluyor. Yani, nedir? “Baronsal Gladyo'nun medya masasında teknik direktörlük” diye tanımlayabiliriz, bu derin ve “çok özel” vazifesini... ««« Hürriyet'ten kopması sizi yanıltmasın... Konvansiyonel Medya, dijital dönüşüm evresine geçmişken; Etki Ajanı 007 Ertuğrul kaybolup gitmeyecek, farklı atraksiyonlarla yeni medya gezegenindeki yerini alacaktır.
Bu bölümde konuştuğumuz konulara ait bağlantı ve videolar:Enflasyon oranında Türkiye dünyada 11'inci Avrupa'da birinci sıradaAmsterdam turistlere yönelik dükkanlara artık izin vermeyecek (İngilizce)Fransa'da gözde meslek: Cenaze danışmanlığıBelediye başkanları uzun dönemde pandemi bazlı ruhsal sorunlardan endişeliler (İngilizce)Yeni Zelanda'da 2008'den sonra doğanlar ömür boyu sigara satın alamayacakİnsanlık ne yemeli, ne yiyiyor? (İngilizce)The Atlantic: Senenin en iyi 25 haber fotoğrafıMarianna çukuru görüntülendiÇin'de sürücüsüz taksi uygulaması başlıyor
İsmail Kılıçarslan ile o gün telefonda yedi kez konuşmuşuz. Cenaze programı netleştikçe aradı; “Şehzadebaşı'ndan kaldırılacak. Namaz ikindi vakti kılınacak. Hazireye defnedilecek. Dünya Müslüman Alimler Birliği taziye yayınladı. İslam şehirlerinden de gelenler olacak. Her ilde gıyabi cenaze namaz kılınacak...” İsmail, kabuğuna sığmaz bir telaşla hem aradı hem mesaj yazdı. Son olarak geç vakit yine aradı İsmail ve “Biz Fındıkzade'deki evindeyiz. Sabah da burada olacağız. Tabutunu omuzlayıp Şehzedebaşı'na gideceğiz. Kalabalık olsa, gençler gelse iyi olur. Bunu da haber yapalım, duysun insanlar” dedi. Duyması gerekenler duymuştu. Sayısız Sezai Karakoç haberine imza atmış, çok özel anıları, hatıraları derleyip yayımlamış gazeteci Ayşe Olgun'dan okuduk geceden sabaha Fındıkzade'yi: “Dostları, okurları ve sevenleri gece sabaha kadar evinin önünde sessizce bekledi, dualar ise hiç susmadı.” Sezai Karakoç'un Fındıkzade'deki evinin olduğu sokak, İsmail'in ve Şaban Abak'ın arzuladıkları vefaya şahitlik etmişti. (Olur da ileride ihtiyaç duyulursa diye belirtiyorum; gazetemizin Yazı İşleri Müdürü İdris Saruhan fotoğrafladı Ahmet
Hep sen başkalarının cenazesinde bulunup, tabutlarını taşımazsın. Bir gün senin cenazende de hâzır olurlar, senin de tabutunu taşırlar. Cenaze namazının kılındığı saati düşün! Bağı, bahçeyi bırakıp, yüzünü kabristana çevirdiğin zamanı göz önüne getir. Seni kara toprağa ısmarladıkları günü düşün. Dostlarının, yakın akrabalarının, hiç ayrılmak istemediğin sevdiklerinin seni yalnız bırakıp dönecekleri günü aklına getir. Evinden musibet kaynaşmalarının yükseldiği günü düşün. Çoluk çocuğunun ağlayıp, feryâd ettikleri günü unutma! Ölüm çok zor bir haldir. İnsanlar da ondan çok gafildir. Faraza bin sene yaşasan ve dünyanın her ni'metini, her lezzetini, her zevkini tatsan, bunlardan elinde ne kalacaktır? Sonunda ölüm şerbetini tadacaksın ve can verme şiddetini göreceksin. Halbuki dünyada, sırf rahat bir hayat süren yok. Bu konuda Ebû Hazım Mekkî (r.âleyh): “Dünyâda sevindiğin hiçbir şey yoktur ki, altında üzüldüğün bir şey bulunmasın. Sıkıntısız bir neşeli gün bulunmaz. Bütün âlem senin olsa, ne çıkar” buyurdu. Ömür, onu dünyâ kırıntılarını toplamakla geçirmekten kıymetlidir. Birkaç altın ve gümüş toplamak için sermâye yapmaktan değerlidir. Bu biriktirdiğin paraları korkarak korur, hasretle bırakırsın. Hattâ onlardan faydalanmadan vârislerine kalır, kendin gidersin. Emîr-ül Mü'minîn Osman (r.a.) bir kabrin başında dursa, o kadar ağlardı ki, sakalı ıslanırdı. Kendisine, “Bu ne hâldir? Kıyamet ve Cehennemi hatırlarsın da, bu kadar ağlamazsın. Kabri görünce bu kadar çok ağlamanın sebebi nedir?” dediklerinde: “Kıyamette herkes bir arada bulunacak, Cehennemde de bir takım insanlar birlikte bulunacaktır. Kabirden daha zor ve korkunç yer yoktur. Çünkü kıyâmete kadar, burada yalnız bulunacaktır” buyurdu. (Muhammed Rebhami, Riyadü'n-Nasihin, s.246)
Seri katil Alex'in “sade ve sadece” Alex'e dönüşme hikayesi..
Cenâze namazının rükünleri: Tekbirler ve kıyam (ayakta durma) dır. Onda rükû, sücud, kıraat (Kur'ân okuma) ve ka'de (oturuş) yoktur. Duâ da rükünlerden değil sünnettir. Tekbirler dörttür. Birinci rekâtta el kaldırılıp bağlandıktan sonra (... ve celle senâüke... ilaveli) “Sübhâneke...” okunur. İkincisinde el kaldırmadan, salâvat ve üçüncüsünde duâlar okunup, dördüncüsünde selâm verilir. Bunlarda cemaatin imâmdan farkı yoktur. Tekbirlerde cemaat imâma uymuş bulunur. Selâm vaciptir. Okunacak dua şöyledir: “Allahümmağfir li-hayyinâ ve meyyitinâ ve şâhidinâ ve gâibinâ ve zekerinâ ve ünsânâ ve sağîrinâ ve kebîrinâ. Allahümme men ahyeytehu minnâ feahyihi ale'l-İs-lâmi ve men teveffeytehu minnâ feteveffehu alel-imân. Allahümme in kâne muhsinen fezid fi ihsânihi ve in kâne musîen fetecâvez an seyyiâtihi. Allâhümme lâ tuharrimnâ ecrehu ve lâ teftinâ ba'dehu.” Bunları okuyamayan: “Allahümmağfirli ve lehu ve lilmü'minîne ve'l-mü' minât (Allâhım, beni, onu, erkek müminlerle kadın müminleri bağışla)!” der. İlk tekbîrden başkasında el kaldırılmaz ve dördüncü tekbîrden sonra duâ edilmez. Tekbîrleri imâm açıktan söyler. Cenaze namazına sonradan gelip imâma iki tekbîr arasında yetişen kimse, namaza hemen katılmayıp imamın tekbîrini bekler. İmamın ilk tekbîrinde orada bulunduğu hâlde katılmakta gecikmiş olan kimse, imamın ikinci tekbirini beklemeyerek ona uyar ve tekbîrini alır. Dördüncü tekbîrden sonra gelen kimse, cenaze namazına yetişememiş olur. Cenaze namazında, namazın başına yetişemeyen kimse, imâmın selâmından sonra, cenaze hemen kaldırılmamışsa duâlar ile beraber, kaldırılmışsa yalnız tekbîrler ile namazı tamamlar. (Hacı Mehmed Zihni, Muhtasar Ni'met-i İslâm, s.144-147)
Monarşinin mihenk taşı Philip'in aramızdan ayrılışına dair konuştuğumuz 2. bölümümüz yayında! Meghan cenazeye gelmemekte doğru bir karar verdi mi? Harry'nin ailesi ile tek başına yüzleşmesi doğru mu? Cenaze töreninin detayları neler? Philip'in en sevdiği çocuğu kim? Dizi ve kitap önerileri gibi daha nice "royal" konunun tartışıldığı 8. bölümümüz "Türkçe Royal Sohbet"te zirveyi zorluyor:)
Yeşil senatör Lidia Thorpe, Prens için Aborijin bayraklarının yarıya indirilmesini kınadı.
Programda; ➤ AKP'nin pandemiye rağmen devam eden kongre ve düğünleri, ➤ AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak üzerinden başlayan tartışmalar, ➤ Yargının iktidarın sopası haline gelmesi, ➤ Fahrettin Altun'un açıklamaları, ➤ Kadir Topbaş'ın ardından yanıt bekleyen sorular ➤ 65 yaş üstüne koronavirüs yasakları, konuşuldu.
"4 Nikah 1 Cenaze", "Bridget Jones' un Günlüğü" ve "Notting Hill" filmleriyle beğeni toplayan İngiliz aktörün hayat hikayesi
"Sahaftaki Kuş, Metin Nart" Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya "Artık hayatta olmayan insanların yakalara iliştirilmiş fotoğrafları ellerimin altından akıyor. Birkaç saniye baktıktan sonra kutuya, kim bilir, kaç kez daha değişmiş yeni yerlerine koyuyorum. Hem içim ürperiyor hem duygulanıyorum. Cenaze yaka fotoğrafı koleksiyonu da oluyormuş. Sahafın yüzüne bakıyorum arada. Yaşamla ölüm arasındaki yolda, ölüme daha yakın duruyor. O kadar da sakin. Sahaf olmasından mı?"
Cenaze namazı farz-ı kifâyedir (kifaye olması belde halkı içindir, o esnada camide bulunan herkesin cenaze namazına katılması farzdır). Ölü için duâ mahiyetinde olup sevâbı ziyadedir. Cenaze namazında cemaat şart değildir. Müslüman ölünün yanında bulunan mükellef bir kişiden ibaret olursa, yıkanması ve kefenlenmesi gibi onun namazı da o mükellefe farz-ı ayn olur. Cemaat hâlinde kılındığı takdirde, imâmda imâmlık şartlarının bulunması gerekir. Bu hususta cenaze sahibi imâmete daha lâyıktır. Cenaze namazının şartları, diğer namazlarda şart olan taharet, avret yerlerini örtme, Kıble'ye yönelme ve niyetten başka altıdır: 1. Ölünün Müslüman olması, 2. Ölünün temiz ve avret yerlerinin örtülü olması, 3. Ölünün tamamının yahut bedeninin büyük bir kısmının veya hiç olmazsa başı ile beraber vücudunun yarısının mevcut olması, 4. Ölünün cemaatin önünde hazır olması, 5. Cenaze namazı kılan kimsenin; özürsüz, bir bineğe binmiş veya oturur hâlde olmaması, 6. Cenazenin yere konulmuş bulunması. Ölünün tahareti, abdestsizlikten ve pislikten temiz olmasıdır. Yıkanmadan kılınan namaz iade olunur (yeniden kılınır). Cenaze namazının vakti, üç mekruh vaktin gayrisidir. Doğan çocuk, ölü doğmuş olmadıkça ölümü, doğuşundan hemen sonra bile olsa isim verilerek yıkanır. Ve bir kefene sarılıp namazı kılınır. Düşüğe ve ölü doğan çocuğa namaz kılınmaz. İsim verilerek yıkanır ve bir beze sarılarak gömülür. Ölümü gerçekleşen cenazenin yıkama, kefenleme ve gömülmesinde acele etmek müstehap olduğundan Cuma sabahı hazırlanan cenazenin namazının, cemaatın çok olması için cuma namazından sonraya bırakmak mekruhtur. Namazı bozan şeyler cenaze namazını da bozar. (Hacı Mehmed Zihni, Muhtasar Ni'met-i İslâm, s.143-147)
Gorki - Ana (1.Kısım/2.Bölüm) Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya (@cancaseyler) "Fıtıktan öldü. Tam beş gün yatağında debelenip durdu. Yüzü mosmor kesilmişti. Gözleri kapalıydı. Dişlerini gıcırdatıyordu. Arada sırada: "Bana fare zehiri ver, zehir..." diyordu. Doktor lapa verdi, ama mutlaka ameliyat etmek gerektiğini, hastayı hemen hastaneye kaldırmalarını söyledi. Viasov dişleri arasından homurdandı: "Canı cehenneme... yalnız başıma da ölebilirim ben! Leş!" Doktor gidince, karısı, iki gözü iki çeşme, ameliyata razı olması için zorladı onu. Viasov yumruğuyla kadına gözdağı vererek: "Eğer iyileşirsem, çok çekersin elimden!.." dedi. Bir sabah, iş başı düdüğü çalarken öldü. Tabutun içinde ağzı açık yatıyordu. Fakat kaşları çatık, suratı öfkeliydi. Karısı, oğlu, köpeği, fabrikadan kapı dışarı edilmiş ayyaş hırsız Danilo Vesovşikov ile mahallenin birkaç fukarası, ölüyü gömdüler. Pavel'in gözünden bir damla yaş akmadı. Cenaze kortejine rastlayanlar duruyor, haç çıkarıyor ve yanındakilere şöyle diyordu: "Pelageya onun ölmesine sevinmiştir herhalde..." Ve hemen sözlerini düzeltiyorlardı: "Ölmesine değil, gebermesine!.." Tabut çukura indirildikten sonra herkes evine döndü. Ama köpek orada kaldı, taze atılmış toprağın üzerinde yattı, havlamaksızın uzun süre mezarı kokladı. Birkaç gün sonra öldürüldü. Kim öldürdü, bilinmez..."