Podcasts about tayvan'

  • 12PODCASTS
  • 28EPISODES
  • 17mAVG DURATION
  • 1MONTHLY NEW EPISODE
  • Jan 23, 2024LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about tayvan'

Latest podcast episodes about tayvan'

Yeni Şafak Podcast
ABDULLAH MURADOĞLU - "SAVAŞ" MI KAZANDI, "BARIŞ" MI?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jan 23, 2024 5:09


eklendiği gibi 13 Ocak'taki Tayvan'da Başkanlık seçimlerini iktidardaki “Demokratik İlerleme Partisi”nin(DPP) adayı Lai Ching-te kazandı. Bu sonuçtan Çin mutsuz, ABD ise mutlu oldu. Ne ki “DPP” Tayvan Meclisindeki çoğunluğunu kaybetti. 113 üyeli Mecliste 52 vekil kazanan “Kuomin-tang(KMT)” ise “DPP”nin önüne geçti. “KMT”ye yakın iki bağımsız aday da Meclis'e girdi. “DPP 51” vekille ikinci, “Tayvan Halk Partisi” ise 8 vekille üçüncü parti oldu. Diğer yandan Tayvanlı seçmenlerin yüzde 60'ının Lai'ye oy vermediğini belirtmek gerekiyor. Meclis'te değişen dengeler sebebiyle Lai'nin istediği yasaları çıkarması için her iki partiyle uzlaşması gerekiyor. Böylece “Tayvan Halk Partisi” Mecliste “anahtar parti” rolü kazandı. Pekin'in Başkanlık seçimlerini kazanmasını umduğu “Kuomintang” seçim kampanyasını “Barış istiyorsan KMT'yi, savaş istiyorsan DPP'yi seç” söylemiyle sürdürmüştü. Ancak Lai'nin Başkan Tsai Ing-Wen'in “Çin ile gerilimi yönetme, ABD ile bağları sıkılaştırma” politikasını devam ettirmesi bekleniyor. Mevcut durumda bile Tayvan-Pekin ilişkisi ziyadesiyle gergin. 13 Ocak seçimlerinden sonra bir gelişme daha yaşandı. Pasifik'teki ada ülkelerinden “Nauru” Tayvan ile diplomatik ilişkisini kestiğini açıkladı. Bu karar Pekin'in Tayvan'ı diplomatik olarak tecrit etme girişimlerinin yeni bir halkasıydı. Nauru hariç, 2016'dan bu yana 9 ülke Tayvan ile ilişkisini kesti. Halihazırda Vatikan dahil, sadece 12 ülke Tayvan'ı tanımaya devam ediyor. Çin ile rekabetinde Tayvan'ı sıçrama tahtası olarak gören ABD bile Tayvan'ı diplomatik olarak tanımıyor. “Soğuk Savaş” döneminde “Sovyetler Birliği”nin etrafındaki çemberi daraltmak için Pekin'le yakınlaşan ABD, 1971'de BM'den çıkarılan Tayvan'ı resmen ortada bırakmış idi. ABD'de Çin'in en erken 2027'de, en geç 2030'da Tayvan'ı işgal edeceğine dair bir kampanya yürütülüyor. Amerika'daki Çin karşıtı şahinler, Pekin'in Tayvan adasını işgal etmek için askerî gücünü ABD ile baş edebilecek düzeye getirmeye odaklandığını savunuyorlar. Şahinlere göre mevcut durumda bile Çin donanması ABD donanmasıyla savaşacak güce ulaşmış bulunuyor. Trump döneminde “Ulusal Güvenlik Danışmanı” olarak görev yapan Robert O'Brien 14 Aralık 2023'te “National Review”da yayınlanan bir yazısında “Amerikan Kongresi”ndeki iki partinin yeni donanma gemilerinin inşası için mutabakata varmalarını şiddetle tavsiye ediyordu. Çin'e kıyasla ABD donanmasının çok vahim durumda olduğuna dikkat çeken O'Brien şöyle diyordu: “Deniz gücü ve deniz güvenliği için kritik öneme sahip bir sektörde Çin'in dünya lideri olmasına izin verdik. ABD derhal kamu ve özel gemi inşa kapasitesini yeniden canlandırmalıdır. Eğer bunu yapmazsak, Çin hiç şüphesiz Tayvan'ı işgal etme tehdidini gerçekleştirecek, Çin Donanması Güney Çin Denizi'ni kontrol edecek, birinci ada zincirindeki sulara hakim olacak, ABD ve müttefiklerine meydan okuyacaktır.” ABD için mesele Tayvan değil. Tayvan, ABD'nin Çin ile “Büyük Güç Rekabeti”nde jeo-politik ve jeo-ekonomik unsurlardan sadece birisi. Asıl mesele, Çin'in ekonomik-askerî yükselişini durdurmak. ABD'nin temel politikası, küresel hegemonik konumunu tehlikeye atabilecek bir rakibin ortaya çıkmasını engellemek. Bu bağlamda Çin, ABD için ‘seçilmiş düşman' rolünde.

Yeni Şafak Podcast
Yusuf Dinç - Ekonomi kutuplaştı bile

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jan 23, 2024 3:41


dünyada kutuplaşma hareketi hızlandı. AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen'in Davos'ta verdiği “kutuplaşmanın değil, dayanışmanın hâkim olması gerektiği,” mesajına rağmen... İlk defa doğru bir cümle kurdu ama dediği başka yaptığı başka örneğinden ibaret. Von der Leyen'in çıkışına Çin delegasyo-nundan “çoktaraflı-lığın tanımı nedir?” sorusuyla cevap geldi. Açıkçası Avrupa ortada kaldık derken, Çin kaçınılmaza doğru ilerlediğini ikrar ediyor. Gerçeğin yüzeye çıkan kısmı bunlar. Askeri cepheler anlamında bariz bir kutuplaşma henüz görünmüyor olabilir. Sonuçta Çin mesela, İran ve Pakistan'ın ikisinin birden dost ülke olduğunu söyledi. Filistin'de iki ülkeli çözüm taraftarları ağırlıkta. Avrupa Birliği nihayet Kızıldeniz denkleminin hedefinin kendisi olduğunu anlayıp Husilere karşı 27 ülkesiyle bir ortak operasyon gücü kurguluyor. Hasılı herkes yalnız ve tarafsız görünüyor ama içten içe askeri kutuplaşma formülleri de gelişiyor. Ekonomik olaraksa kutuplaşma kendini gizlemiyor. İyiden iyiye görünürlük kazandı. Ortaya çıkan fotoğrafın genel görünümünden birtakım notlar paylaşmak istiyorum. Çin'den sene başından bu yana 12 milyar dolar yabancı sermaye çıktı. Nitelikli gayrimenkullerde %30'a kadar fiyat düşüşleri var. Hong Kong piyasaları 20 yılın en düşüğüne geriledi. Rusya, Suudi Arabistan'ı geçip Çin'in en büyük enerji tedarikçisi konumuna geldi. Avrupa ve ABD'nin Tayvan'dan geçtiği siparişler yavaşladı. İtalyan tahvil faizi ile Alman tahvil faizleri arasındaki fark kapanmaya başladı. Almanlar AB'den çıkmayı benimseyen bir siyasi açılımla tanıştı. ABD kur manipülasyonu gözlem listesine Çin, Singapur, Malezya, Vietnam ve Tayvan'ın yanı sıra Almanya'yı da yazdı. Hindistan borsası rekor kırdı. İsviçre Hindistan'la 16 yıl süren müzakerelerin ardından serbest ticaret anlaşması imzaladı. Modi, Hindu faşistler tarafından yıkılan tarihi caminin olduğu yere yapılan Hindu tapınağını “yeni bir çağ başlıyor,” sloganıyla açmaya hazırlanıyor. Vietnam rekor cari fazla verdi, Macaristan'la ikili işbirliği geliştiriyor. Bulgarlar Euro'yu resmi para olarak kullanmaya hazırlanıyor. Dünya faiz indirimini tartışırken borsası 33 yılın zirvesindeyken Japonlar faiz artırımına hazırlanıyor. Avrupa piyasaları en büyük haftalık düşüşünü yaşadı. İngiltere'de

Yeni Şafak Podcast
Abdullah Muradoğlu - Tayvan seçimlerinde Çin ve ABD yarışacak!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jan 9, 2024 4:51


ABD ve Çin arasındaki “Büyük Güç rekabeti”nin en kırılgan “jeopolitik” noktalarından birisi Tayvan. Bu yüzden 13 Ocak'taki Tayvan seçimleri ABD- Çin ilişkilerinin seyri açısından son derece önemli. Anketlere göre Tayvan'da iktidardaki “Demokratik İlerleme Partisi” önde gözüküyor. Muhalefetin en güçlü partisiyse, Tayvan'ın kurucu partisi “Kuomintang(KMT). 1949'dan itibaren Ana kara Çin'i ile Tayvan ayrı yaşıyorlar. “Çin Cumhuriyeti” adıyla yönetilen Tayvan'ın “BM”deki koltuğu 1971'de “Çin Halk Cumhuriyeti”ne devredildi. Bu karar ÇHC'yi ‘Çin'in BM'deki tek meşru temsilcisi olarak tanıyor. Tayvan ise dış dünya ile ilişkisini resmî olmayan yollarla sürdürüyor. ABD 1979'da Pekin rejimiyle yaptığı anlaşmalar sebebiyle “Tek Çin” ilkesini kabul ediyor, Tayvan'ı Çin'in parçası olarak görüyor. Ancak ABD, Tayvan'ın güç kullanılarak ilhâk edilmesine karşı. Çin “barışçıl yollarla birleşme”yi önceliyor, birleşmeyi sağlayacak koşulların zayıflaması halinde güç kullanımı seçeneğini ise dışlamıyor. Tayvan, Çin'in en zayıf karnı. Ekonomik, teknolojik ve askerî yükselişi sebebiyle Çin'i ‘varoluşsal' bir rakip, hasım veya tehdit olarak gören ABD, Pekin'le ilişkilerinde Tayvan'ı bir kaldıraç olarak görüyor. O kadar ki Tayvan artık ABD için “stratejik bir varlık” niteliği taşıyor. Uzun yıllar Tayvan'ı demir yumrukla yöneten “Kuomintang” kendisini Çin anakarasının da meşru hükümeti olarak sunuyordu. Şimdiyse Pekin ile daha yakın ekonomik ve siyasî bağların sürdürülmesinden yana. Eski hasmı Kuomintang'ın kazanmasını isteyen Pekin, “Demokratik İlerleme Partisi”ni ise dış güçlere güvenerek kırmızı çizgileri aşmaması için sık sık uyarıyor. Çin lideri Şi Cinping Tayvan ile Ana kara Çin'inin birleşmesinin gelecek nesillere bırakılmaması gerektiğini de söylüyor. Bu yaklaşım, ABD'nin Tayvan'ı giderek daha fazla silahlandırmasıyla, pekişmiş görünüyor. Çinliler Amerikalıların taahhütleriyle eylemlerinin tezat teşkil ettiğini, “Tek Çin” politikasını örselediklerini, Tayvan'ı bağımsızlık için teşvik ettiklerini düşünüyorlar. ABD, Tayvan'ın işgal edilmesi durumunda askerî müdahalede bulunup bulunmayacağı konusunda bir şey söylemiyor. Böylece alacağı pozisyonu muallâkta bırakıyor. Bu “Stratejik belirsizlik” Çin'i temkinli olmaya yöneltiyor. Küresel ekonominin en önemli bileşeni olan Çin, büyümesini tehlikeye atmak istemiyor. Küresel ekonomiden ayrışmanın geleceğe yönelik hedeflerini akamete uğratmasından endişe eden Çin “stratejik sabır” olarak da ifade edilen uzun vadeli bir politika yürütüyor. Uzmanlara göre ABD'nin taahhüt ve eylemleri arasındaki tezatlık Çin'in stratejik sabrını zorluyor ve bölgede bir savaş ihtimaliniyse giderek artırıyor.

Medyascope.tv Podcast
Selim Kuneralp ve Senem Görür ile Kordiplomatik (40): Çin'de Şi Cinping nasıl tek adam oldu? & Pekin, Tayvan'ı işgal mi edecek?

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Jan 10, 2023 54:47


Çin'de Şi Cinping nasıl tek adam oldu? Çin'deki ekonomik kriz, kimi-nasıl etkiliyor? Pekin, koronavirüs salgınını yönetmede neden başarısız kaldı? Türkiye, Uygur Türkleri konusunda nasıl politikalar izliyor? Şi Cinping, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinde kimin tarafında yer aldı, yer almaya devam edecek? Kordiplomatik'te Galatasaray Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı, Doktor Öğretim Üyesi Tolga Bilener, emekli Büyükelçi Selim Kuneralp ve Senem Görür değerlendirdi.

Medyascope.tv Podcast
Selim Kuneralp ve Senem Görür ile Kordiplomatik (34): Çin nasıl bu kadar yükseldi? & Pekin, Tayvan'ı işgal mi edecek?

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Oct 17, 2022 53:40


Çin Komünist Partisi'nin 20. Ulusal Kongresi başladı. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, şimdiye dek örneği görülmemiş şekilde üçüncü dönemine başlamak üzere. Cinping kongrenin açılışında yaptığı konuşmada daha hızlı askeri kalkınma çağrısında bulundu, Tayvan'ı yeniden birleştirme sözü verdi. Kordiplomatik'in bu bölümünde emekli Büyükelçi Selim Kuneralp ve Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Dr. Tolga Bilener ile tüm yönleriyle Çin'i ve politikalarını değerlendirdik.

Gerçek gazetesi
Yılmaz Tan: Çip savaşından askeri gerilime Tayvan'da ne oluyor?

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Sep 21, 2022 7:07


Geçtiğimiz ay, ABD-NATO emperyalizminin asıl hedefinin Rusya'dan ziyade Çin'i kuşatarak zayıflatmak olduğunu ortaya koyması bakımından ilginç bir gelişme yaşandı. Açıkça Çin'i kışkırtma ve tehdit etmeye dönük bir adım olarak ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi Tayvan'ı ziyaret etti. Arkasından ABD Başkanı Biden Tayvan'a silah göndermeye devam edeceklerini açıkladı. Bu gelişme bir dünya savaşı olasılığını yeniden gündeme getirmek bakımından (Çin anakarasına 130 km mesafede, 24 milyonluk küçük bir ada olan) Tayvan'ı ABD-Çin geriliminin merkez üssü haline getirmiş durumda. Biz bu yazı kapsamında bu gerilimin ekonomikboyutlarına değinmek ve geleceğe dair politik sonuçlarını ortaya çıkarmaya çalışacağız. Tayvan'ın bölgedeki stratejik ve askeri öneminin yanı sıra dünya ekonomisi açısından önemi, dünya yarı iletken ya da çip imalatının adeta merkezi olmasından kaynaklanıyor. Çip deyip geçmek mümkün değil. Zira bilgisayarlardan akıllı telefonlara, uçaklardan elektrikli araçlara, otomobillerden savunma ve silah sanayisine kadar birçok alanda çipler temel girdi durumunda. Bu bakımdan sektörden “21. yüzyılın petrolü” olarak bahsediliyor olması abartı değil. Uluslararası burjuvazinin haber kaynağı The Economist dergisinin 2020 yılındaki bir sayısında Tayvan'ı, ABD-Çin arasındaki rekabetin savaş alanı olmasından hareketle, “dünya üzerindeki en tehlikeli yer” olarak tanımlaması da bir ölçüde bundan kaynaklanıyor. Teknolojik rekabet savaşında geride kalmama ve jeopolitik çatışmalar da düşünüldüğünde tek bir merkeze bu ölçüde bağımlı olmama hedefi, çip üretiminde tedarik zincirlerini kimin kontrol edeceği sorusunu emperyalist burjuva kesimlerinin gündemine dayatıyor. Bu çerçevede ABD Trump döneminden beri her türlü devlet desteği ile Çin'i teknolojik rekabette alt etmeye çalışıyor. ABD hükümeti küresel çip üretiminde Japonya, Güney Kore ve Tayvan ile işbirliği yapmak üzere girişimlerde bulunuyor (buna Çip Dörtlüsü İttifakı adını verdiler). Yanı sıra ABD Başkanı Biden “CHIPS (Çip ve Bilim) adı verilen ve yerli çip üreticisi firmaları Çinli firmalar ile daha iyi rekabet edebilmeleri için ülke içinde üretim yapmaya teşvik etmeyi hedefleyen, toplamda 280 milyar dolarlık yardımı öngören yasayı imzaladı. Buna “rekabette Çin'i engelle” yasası demek de mümkün. Bu yasanın geçmesi ne hikmetse tam da Pelosi'nin Tayvan'a ziyaretine denk geldi. Pelosi bu ziyarette TSMC firmasının yöneticisi Mark Liu ile de görüşmeyi ve muhtemelen Çin'le ilişkiler konusunda uyarmayı ihmal etmedi. BM Genel Sekreteri Guterres iklim krizi hakkında şöyle diyor: “Önümüzde tek bir seçenek var. Ya topluca işbirliği yapacağız ya da topluca intihar edeceğiz.” Ukrayna savaşı ve Tayvan çatışması ile birlikte tırmanan küresel gerilimlerden hareketle “insanlığın nükleer yok oluşu yalnızca bir yanlış anlamaya, bir hesap hatasına bakar” diye de uyarıyor. Üretimin artan toplumsallaşması, yeni teknolojilerin küresel ölçekte planlamayı, merkezi karar süreçlerini talep etmesi karşısında rekabet, üretimin anarşisi, bencilliğe dayalı parçalanmış karar süreçleri ve bütün bunların sonucunda akıldışı, toplumsal ihtiyaçları gözetmeyen bir üretim. Çip sektörü işte bu çelişkilerin günümüzde yoğunlaştığı somut bir örneğini oluşturuyor. Çip sektörünün gelişme dinamikleri sadece kapitalizmin akıldışı işleyişini değil, yeni teknolojilerin kâr mantığına tabi olduğunda, nasıl da halkları birbiriyle karşı karşıya getirerek intihara sürüklediğini ortaya koyması bakımından da çarpıcı. Burjuvazi “önce ben” diyor, tedarik zincirlerini kendi dar çıkarlarına göre parçalıyor, milliyetçiliği kışkırtarak toplumsal işbirliği olanaklarını ortadan kaldırıyor. O halde evet, önümüzde tek seçenek var: Toplumsal ihtiyaçları karşılamak, kaynakların ve yatırımların tahsisini küresel işbirliği ve merkezi planlama ile denetim altına almak üzere işçi sınıfı ve tüm emekçi halklar örgütleneceğiz, enternasyonal temelde dayanışma ve işbirliği için mücadele edeceğiz.

Aposto! Altı Otuz
Aposto Altı Otuz | 20 Eylül Salı - Büyükelçi ataması, "teyakkuz aşaması"

Aposto! Altı Otuz

Play Episode Listen Later Sep 20, 2022 9:15


Günaydın. Avrupa Komisyonu kriz yönetim sistemi teklifini sundu. İş Bankası Rusya'nın ödeme sisteminin kullanımını durdurdu. İsrail'in Ankara Büyükelçisi açıklandı. ABD Başkanı Biden Çin Tayvan'ı işgal ederse ABD askerlerinin savunacağını söyledi. Bugünün bülteni hop destekleriyle ulaşıyor. Fotoğraf: BBC News

VOA Türkçe
İngiltere Kraliçesi'ne Veda Etti - 19 Eylül - Eylül 19, 2022

VOA Türkçe

Play Episode Listen Later Sep 19, 2022 28:48


Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için New York'ta temaslarını sürdürüyor. Kraliçe 2. Elizabeth'in resmi cenaze törenine onlarca devlet ve hükümet başkanı, yüzbinlerce İngiliz katıldı. Londra'da hayat durma noktasına geldi. ABD Başkanı Biden'a olan kamuoyu desteği artmaya devam ediyor. Biden ABD medyasına verdiği söyleşide Çin'in işgali durumunda ülkesinin askeri güçlerinin Tayvan'ı savunacağını söyledi. Ayrıntılar Stüdyo VOA yayınında.

new york joe biden londra ayr voa birle abd ba tayvan' elizabeth'in krali biden'a
Yeni Şafak Podcast
Abdullah Muradoğlu - Washington'daki Anti-Çin Partisi atağa geçti!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Sep 17, 2022 4:40


ABD'de Kasım'da ara seçimler yapılacak. Amerikalılar bu seçimlere de derin bir bölünmüşlük duygusuyla hazırlanıyorlar. Amerika'nın politik kutuplaşmasının dışında kalan nadir uzlaşma başlıklarından biriyse “Çin”. İster Demokrat, isterse Cumhuriyetçi olsun, ABD'nin siyasi elitleri çoğunlukla Çin'in yükselişinin durdurulması konusunda fikir birliği içerisindeler. Çin'i ABD için ‘varoluşsal tehdit' olarak gören siyasi elitlerin bu birlikteliğini ifade etmek için “Anti-Çin Partisi” uygun bir niteleme. Bu ‘Parti', İhtiyatlı şahinler ile Acilci Şahinleri bir arada tutuyor. “Büyük güç rekabeti”nde “Tayvan krizi” ABD açısından çok önemli bir “kaldıraç” rolü oynuyor. Tayvan'ın Ana Kara Çin'iyle birleşmesiyse Pekin için mutlak olarak gerçekleşmesi gereken ulusal bir hedef. Pekin Tayvan ile birleşmenin barışçıl şekilde gerçekleşeceğini söylese de “askerî müdahale” seçeneğini dışlamıyor. Aslına bakılacak olur ise, ABD resmen söylemese bile Tayvan'ın Çin'le gönüllü

HABERTURK.COM
Çin'e ait 17 savaş uçağı Tayvan çevresinde

HABERTURK.COM

Play Episode Listen Later Aug 21, 2022 0:59


Çin ve Tayvan arasındaki gerginlik sürüyor. ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi'nin Tayvan'ı ziyaretinin ardından Çin ada çevresinde tatbikatlarını artırdı. Tayvan'ın açıklamasına göre bugün 17 Çin uçağı ada çevresinde görüldü.

Gündeme Dair Her Şey
Çin ve ABD'yi Karşı Karşıya Getiren Ülke: Tayvan

Gündeme Dair Her Şey

Play Episode Listen Later Aug 15, 2022 5:08


#Çin Halk Cumhuriyeti ile #Amerika Birleşik Devletleri arasında son günlerde oluşa gerilim dünyanın dikkatini bir noktaya çekti: #Tayvan. Resmi adı Çin Cumhuriyeti olan bu ada devleti nerede ve nasıl kuruldu? Neden kendisini asıl Çin devleti olarak tanımlıyor? Komünist ve Milliyetçi Çin Partisi ayrımı nasıl başladı? Formoza ismi nereden geliyor? Tayvan'ı kaç ülke tanıyor? Tayvan, hangi teknolojik üründe dünya lideri? Sun Yat-Sen ve Mao Zedung'un tarihi rolleri neydi? Bu ve buna benzer sorular "#Tayvan'ın kuruluş Hikayesi" içeriğinde.

Trend Topic
156: Tayvan - Çin - ABD geriliminin anatomisi

Trend Topic

Play Episode Listen Later Aug 9, 2022 21:43


Üst düzey bir ABD yetkilisinin Tayvan ziyareti, bölgede ipleri germiş durumda. Çin durumdan rahatsız, Tayvan Boğazı ablukada. Bu bölümde Tayvan krizini masaya yatırdık. Neler oluyor? Yeni bir savaş mı kapıda? Çin ile Tayvan'ın arası neden gergin?----------------------------------------------------Bu podcast, Hiwell hakkında reklam içerir.Hiwell hakkında daha detaylı bilgi almak ve tt100 kodu ile %20 indirimden faydalanmak için tıklayın.----------------------------------------------------See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Yeni Şafak Podcast
ABDULLAH MURADOĞLU - ABD'nin “Tek Çin” politikası değişiyor mu?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 8, 2022 5:14


“Soğuk Savaş” döneminin ortasında(1972'de) ABD Başkanı Richard Nixon sürpriz şekilde Pekin'e giderek Çin Halk Cumhuriyeti(ÇHC)” Lideri Mao Zedung ile el sıkıştı. Mao, ABD ve ÇHC arasındaki ilişkileri geliştirmenin koşulu olarak ABD'nin Tayvan politikasını değiştirmesini öne sürmüştü. Washington 1979'da ABD-ÇHC ilişkilerinin normalleşmesinin bir parçası olarak Tayvan ile diplomatik ilişkisine son verdiği gibi askerî anlaşmasını da feshetti. ABD Tayvan'la ilişkisiniyse “1979-Tayvan İlişkileri Yasası” kapsamında yürütmeye başladı. Bu yasaya göre Tayvan'ın geleceğinin “barışçıl yollar” dışında belirlenmesini de ABD kabul etmiyordu. Yerleşik küresel kapitalizmin “neoliberal” bir forum içerisinde “finansiyal kapitalizm”e dönüşmesi Çin'i, sermaye birikimini sürdürme zorluğu yaşayan çok uluslu şirketler için cazibe merkezi haline getirdi. Çok uluslu şirketler üretimlerini ucuz emek arzeden Çin'e kaydırdılar. 1990'ların hemen başında Sovyetler Birliği'nin dağılması ve Soğuk Savaş'ın son bulmasıysa ABD'de yerleşik kapitalizmin emek dünyasıyla “mecburî işbirliği”ni zaten sona erdirmişti. Temeli daha fazla kâr etmeye dayanan kapitalist çok uluslu şirketler bağlarından kurtularak bir zamanlar Amerika'daki “altına hücum” dalgasını andırırcasına işlerini Çin'e taşıyorlardı.

Yeni Şafak Podcast
Abdullah Muradoğlu - Tayvan Boğazı'nda ‘yeni' durum..

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 7, 2022 4:23


ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan'ı ziyareti Washington ve Pekin arasındaki gerginliği derinleştirdi. Biden Yönetimi ABD'nin “Tek Çin” politikasına bağlı olduğunu savunurken, Pekin bu ilkenin ABD tarafından defalarca ihlâl edildiği görüşünde. ABD ve Çin arasındaki “büyük güç rekabeti”nde “Tayvan” merkezi rol oynuyor. Bu rol Tayvan'ın sadece küresel yarı iletken endüstrisinde ilk sırada yer almasıyla ilgili değil. Dünya deniz ticaret yollarında kritik bir kavşakta yer alan Tayvan jeopolitik ve jeoekonomik olarak ABD ve Çin için çok çok önemli. Bu yüzden ABD Tayvan'ın Çin kontrolüne girmesini istemez. Birkaç yıl içinde gelişen olaylar da, ABD'nin “Tek Çin” politikasını esnetmeye çalıştığını gösteriyor. Biden, Çin'in işgâl etmesi durumunda ABD'nin Tayvan'ı savunacağını defalarca ağzından kaçırdı(!). Çoğu gözlemciye göreyse bu ‘gaflar' Çin'e dolaylı mesaj rolü oynuyor. “Anti-Çin partisi” olarak nitelediğim Çin karşıtı şahinlere göre Çin'in ekonomik yükselişini devam ettirmesi ABD için en ciddi tehdittir. Şahinler Çin'in yükselişini, ‘ABD'nin düşüşü' olarak çerçeveliyorlar. Son kırk yıl içerisinde ABD'nin küresel ekonomi içindeki payı azalırken, Çin'in payı giderek artıyor. Çin'in ekonomik büyümesi askeri ve teknolojik gücünün büyümesi anlamına geliyor. Bu eğilimler küresel sistem içinde Çin'in rolünü ABD aleyhine büyüten çizgilerde ilerliyor. ABD ve Çin arasındaki “temel çelişki”yi bu şekilde özetlemek mümkün. “Tayvan krizi” tam olarak bu bağlamda derinleşiyor. ABD olası bir Çin işgaline karşı savunma kapasitesinin geliştirilmesi için Tayvan'a askerî destek veriyor. Askeri analizciler bu politikayı “kirpi stratejisi” olarak niteliyorlar. “Anti- Çin Partisi”nin “Acilciler” kanadıysa ABD'nin daha fazlasını yapmasını istiyorlar. “Acilciler” Çin'in Tayvan'ı işgali için zamanı “2030'dan önce” yerine “2025'den önce”ye çekiyorlar. Dolayısıyla ABD bütün gücünü Çin'e odaklamalıdır. Anti- Çin Partisi'nin“Acilciler” kanadının Çin politikasına ilişkin önerilerini “Politikleştirilmiş Askeri-Diplomatik- Jeoekonomik Savaş Stratejisi(PEDJASS)” olarak da niteleyebiliriz. Pekin'in gözleri de ABD'nin üzerinde. ABD'nin Tayvan'ı silahlandırması Pekin'deki şahinleri daha hızlı davranmaya sevk edebilir. Sorun, ekonomileri biribirine girmiş bulunan ABD ve Çin'in ayrışması halinde küresel ekonominin karşılaşabileceği zorluklarda düğümleniyor. Pelosi'nin Tayvan ziyareti sırasında Tayvan Boğazı'ndaki askerî tatbikatlarının sınırlarını genişletti. Tatbikatlarda birçok füze Tayvan yakınlarına düşerken 5 füzeyse Tokyo'nun “münhasır ekonomik bölge” ilân ettiği sulara düştü. Analizciler bu atışların ABD üslerine ev sahipliği yapan Japonya'ya bir mesaj olarak yorumluyorlar. Söz konusu analizciler bu atışların Japonya'da savunma harcamalarının artırılmasına yönelik eğilimi güçlendireceği kanısındalar. ABD, Hint Pasifik'te seyir halindeki “USS Ronald Reaagan” uçak gemisinin Tayvan Boğazı'nın girişinden uzak noktada konuşlandırdı. ABD Hint-Pasifikte “Minuteman III” füzesinin testini de erteledi. Erteleme Çin karşıtı şahinlerin tepkisine yol açtı. Cumhuriyetçi Senatör Tom Cotton, Biden Yönetimini ABD'nin füze testi takvimini Pekin'in dikte etmesine izin vermekle suçladı. Nancy Pelosi'yi taşıyan askeri uçak ise Malezya'dan Tayvan'a gitmek için dolambaçlı bir yol kullandı. Kuala Lumpur'dan kalkan Pelosi'nin uçağı Çin kuvvetlerinin hareket halinde olduğu Güney Çin Denizinden geçmek yerine rota değiştirerek Endonezya ve Doğu Filipinler üzerinden Tayvan'a gitti. Bu güzergâhı kullanmak Pelosi'ye fazladan üç saat kaybettirdi. Tabii ki tüm bu önlemler askerî karşılaşmaların yol açabileceği olası riskleri önlemeye matuf idi.

News in Simple Turkish/Basit Türkçe ile Haberler

Basit Türkçe ile Haberler / News in Simple Turkish by skypeturkish.com Basit Türkçe ile Haberler'in yeni bölümüne hoş geldiniz. Bugün 2 Ağustos 2022 Salı. ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi Tayvan'da Pelosi, Asya turu kapsamında Singapur, Malezya, Güney Kore ve Japonya'yı ziyaret ediyor. Pelosi bu ziyaret sırasında Tayvan'a da gitmeye karar verdi. Pelosi'nin uçağı yerel saatle 22.45'te başkent Taipei'deki Songşan Havalimanı'na indi. Çin yanlısı küçük bir grup protesto için Pelosi'nin oteline geldi. Pelosi sosyal medya hesabından mesajlar paylaştı. "Ziyaretimiz, demokratik Tayvan'a olan desteğimizin göstergesi" dedi. Pelosi, yarın Tayvan Cumhurbaşkanı Tsai Ing-wen ile görüşecek. Çin, Pelosi'nin ziyareti öncesi Tayvan Boğazı'na savaş uçakları gönderdi. Çin Dışişleri Bakanlığı, ordunun ‘yüksek alarm' seviyesinde olduğunu belirtti. Çin Halk Kurtuluş Ordusu, yarından itibaren bölgede üç günlük askerî tatbikat yapacak. Bölgede Amerikan savaş uçakları da bulunuyor. Çin Tayvan'ı ayrı bir ülke olarak tanımıyor. ABD, hem Tayvan'ın bağımsızlığına hem de Çin'in Tayvan'ı işgal etmesine karşı çıkıyor. ABD, Tayvan hükûmeti ile gayriresmî ilişkilerini sürdürüyor. ABD'de Tayvan'a güçlü bir destek var. Dinlediğiniz için teşekkürler! Lütfen bu bölümü Türkçe öğrenen diğer kişilerle de paylaşın! Yeni bölümde görüşmek dileğiyle, hoşça kalın!

Yeni Şafak Podcast
ABDULLAH MURADOĞLU - Nancy Pelosi'nin ateşle dansı..

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 1, 2022 4:49


“Çin ordusu” veya resmi adıyla “Halk Kurtuluş Ordusu” Cumartesi günü Tayvan'dan yaklaşık 125 kilometre uzaklıktaki Pingtan'da askerî tatbikat yaptı. Çin medyasında Güney Çin Denizi'nde silahlarını ateşleyen bir Çin savaş gemisinin görüntüleri de yayınlandı. Halk Kurtuluş Ordusu'nun 2 Ağustos ve 3 Ağustos'ta Güney Çin Denizi'nin başka bir bölgesinde canlı atış tatbikatları yapacağı konusunda bölgedeki gemilerin uyarıldığı da söyleniyor. Diğer yandan ABD Donanması'na ait “USS Ronald Reagan” isimli uçak gemisi Singapur'da mola verdikten sonra Güney Çin denizine döndü. Geminin ‘serbest ve açık Hint-Pasifik'i' desteklemek için rutin devriyesinin parçası olarak faaliyetlerine devam ettiği açıklanıyordu. ‘Serbest ve açık Hint-Pasifik', ABD'nin bölgedeki askerî varlığını temellendiren bir terimdir. Bütün bu askerî hareketliliklerin sebebiyse, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan'a bir ziyaret planladığı iddiasıyla ilgiliydi. Pelosi ve Temsilciler Meclisi heyetinin ilk durağı Singapur oldu. Resmi açıklamaya göre Pelosi, Malezya, Güney Kore ve Japonya'yı da ziyaret edecek. Tayvan'ın Pelosi'nin resmi programında yer almamasıysa dikkat çekiciydi.

Medyascope.tv Podcast
Selim Kuneralp ve Senem Görür ile Kordiplomatik: Ukrayna'dan tahıl sevkiyatı, İtalya'da Türkiye karşıtı başbakan adayı & Çin, Tayvan'ı işgal eder mi?

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Aug 1, 2022 52:10


Rusya'nın Ukrayna'ya saldırıları devam ederken, Ukrayna'dan tahıl sevkiyatı bugün başlıyor. Milli Savunma Bakanlığı (MSB), mısır yüklü ilk geminin TSİ 08.30'da Odessa Limanı'ndan yola çıktığını duyurdu. 26 bin ton mısır taşıyan geminin yarın İstanbul'a varması bekleniyor. İtalya'da siyasi kriz sürüyor. Başbakan Mario Draghi'nin istifa etmesinin ardından ülke yeni bir kaosa sürüklendi. 25 Eylül'de düzenlenecek erken seçimlerde anketlere göre favori yüzde 23 oyla İtalya'nın Kardeşleri Partisi. Partinin genel başkanı Giorgia Meloni ise İtalya'nın ilk kadın başbakanı seçilebilir. Peki Türkiye Meloni'yi neden bu kadar seviyor? Senem Görür, Emekli Büyükelçi Selim Kuneralp ve hukukçu Yunus Emre Erdölen tartıştı. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3JprsT5

Yeni Şafak Podcast
Mehmet Akif Soysal - ABD yine tansiyon yükseltiyor!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 29, 2022 4:29


Rusya-Ukrayna savaşı henüz başlamışken atılan adımların esasen Doğu Blokunun direncini kırmak ve özelde Çin'in teknolojik, ekonomik ve askeri ilerlemesini engellemek olduğunu ifade etmiştik. Bu süreçte Ukrayna bir yem, Rusya ise yıpratılmak istenen doğu blokunun bir oyuncusudur. Esas hedef ise Çin'dir. Hindistan ve Orta Doğu ise yan unsurlardır ancak hepsi bir cephedir Batı Bloku için... Hatırlamakta fayda var. Biden yönetimi esnasında Çin ile ABD arasındaki tansiyon arttırılmış ve ABD'nin rahatsızlıkları gün yüzüne çıkartılmıştı. Bu süreçte ABD, Çin menşeli ürünlere ek gümrük vergisi koyarak ilk somut adımları atmıştı. Ötesinde Çin'in ve dünyanın en büyük ve önemli teknoloji firması Huawei'ye ABD tarafında kısıtlar getirilmişti. Daha ötesi iş bel altına vurmaya kadar gitmiş, Kanada polisi, daha sonra, ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarını atlatmak için dolandırıcılık ve sahtekarlık yapma suçlamasıyla Huawei şirketinin sahibinin kızını ABD'nin talebi üzerine tutuklatmıştı. 28 Ocak 2019'da ABD Adalet Bakanlığı, Meng aleyhindeki mali dolandırıcılık suçlamalarını resmen açıkladı. Huawei'nin kurucusunun kızı, Kanada'da üç yıllık ev hapsinden serbest bırakıldıktan sonra eve dönebildi. ABD savcılarıyla bir anlaşma(!) yaptıktan sonra aleyhindeki banka dolandırıcılığı suçlamaları reddedildi. Yaklaşık 150 Çinli şirket, daha sıkı kurallar altında Amerikan düzenleyicilerine denetim kayıtları sağlamazlarsa ABD borsalarından olası listeden çıkarılma ile karşı karşıya. Bu arada ABD'de enflasyona sebep olduğuna dair eleştiriler alınsa da 2019 yılından bu yana Çin'den ithal edilen 370 milyar dolarlık ürüne ek gümrük vergisi halen devam etmektedir. Spotlar Rusya Ukrayna savaşına çevrilmişken yakın zaman evvel ABD-Çin rekabetinde veya husumetinde artış yaşandı. Bu hafta Washington, Pekin'i Güney Çin Denizi'nde hak iddia eden diğer Asya ülkelerine karşı “provokasyonlar” yapmakla suçladı ve Çin gemilerinin ve uçaklarının tartışmalı bölgede “agresif ve sorumsuz davranışlarının” ciddi bir olayı tetikleyebileceği konusunda uyardı. Esasen son haftanın rahatsızlığı ABD sözcüsü Pelosi'nin Çin'in kendi ülke sınırı içinde gördüğü Tayvan'ı ziyaret etme planı sonrasında gelişti. Pelosi'nin ziyareti teyit edilmedi ancak önümüzdeki haftalarda gerçekleşebileceği yönünde spekülasyonlar var. Eğer gerçekleşirse Tayvan'ı 1997'den bu yana ziyaret eden en üst düzey ABD yetkilisi olacaktır. Çin hükümeti ve ordusu, tüm yabancı ziyaretlere veya Tayvan›a destek ifadelerine şiddetle karşı çıkıyor ve uzun süredir Çin hükümetini eleştiren Pelosi'nin ziyaretine artan tepkisi ile cevap veriyor; Çin savunma bakanlığı, «boş durmayacağını» söylemiş, Devlet medyası ise, “herhangi bir dış müdahaleyi ve 'Tayvan bağımsızlığı' ayrılıkçı girişimlerini engellemek” için askeri iması altında “güçlü önlemler” tehdidinde bulundu. 2019'da gün aleniyet kazanan haliyle ABD-Çin husumeti daha çok su kaldırır. Bu esnada kartlar yeniden dağıtılacaktır. Tek merkezli dünya idaresinden ziyade çok kutuplu yönetimler dünyada küresel dengeyi daha fazla sağlayabilir. Ancak bundan önemlisi Türkiye ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere artan yumuşak ve sert güçlerine paralel yeni hamleler yapma alanları açılacaktır.

Politik Merkez - Robot Okuyucu Yayını

Türkiye ve Rusya'nın da içinde olduğu coğrafyayı, ABD'nin geliştirdiği 5. nesil silah kabiliyetlerini esas alarak ve güncel olayları işaret ederek size Kitle Gücü Savaşı kavramını ileri sürmüştüm. Bu yazıyı Kitle Gücü Olan Sistemlerle Hava Hakimiyeti başlıklı yazıda okudunuz. Değerli görüşleri olan birkaç uzmanla görüştüğümde, bu konuyu pek anlamamış olabilirler, daha iyi vurgulamanda yarar var, şeklinde kritik aldım. Bu nedenle sizlere aynı konuyu bu kez ABD, Çin ve aralarında sorun olan Tayvan'ı örnekleyerek işlemek istiyorum.

Gerçek gazetesi
Sungur Savran: Bir toplumsal sistem bunuyor!

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Jun 2, 2022 4:12


Bir toplumsal sistem bunuyor! ABD, 2016 seçimlerinde başa gelen Donald Trump döneminde bir kâbus yaşadı. Bu “serseri mayın faşisti” burjuvazinin politikalarını hallaç pamuğu gibi salladı, 2020 seçimlerini kaybedince çetelerinin ülkenin parlamentosu olan Kongre'yi basması sayesinde iktidarda kalmaya çalıştı. Buna karşı kapitalist düzenin savunucusu sözde demokrasi yanlıları bugünkü başkan Biden'ı desteklediler. Yalnızca işçi sınıfı sosyalistleri, Trump faşizmine karşı görevin tabandan işçi sınıfı örgütlenmesini örgütlemek ve siyasi bağımsızlığını savunmak olduğunu, Biden'ı desteklemenin orta vadede faşizmi güçlendireceğini ısrarla söylediler. Biden 2021 başında iktidara geçince, uluslararası ticaret, göç, Çin düşmanlığı gibi çok önemli alanlarda Trump'ın politikalarını neredeyse olduğu gibi devraldı. Buna bir de Rusya düşmanlığını ekledi. Ukrayna savaşı konusunda baştan itibaren ABD'nin ve NATO'nun tek amacının savaşı durdurmak, insani acıları dindirmek, Ukrayna'nın bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü korumak olduğu söylendi. Ama savaşın başlamasından bir ay sonra, Mart sonunda Avrupa seyahatinde Biden Polonya'nın Rusya sınırına giderek kışkırtıcı bir konuşma yaptı ve Putin için “bu adam iktidarda kalmamalı” dedi! Yani ABD'nin asıl amacının Rusya'da “rejim değişikliği” olduğunu, kendisine kölece bağlı bir yönetim istediğini itiraf etmiş oldu. Bu, devlet politikası açısından bir skandaldı. Devlet kanalları hemen yadsıdı söylediklerini. Kullandığı cümlenin anlamı çok açık olduğu halde başka anlamlar yüklendi. Ama skandalı örtbas etmek zordu. Devletin başı, devletin resmî politikasının yalan olduğunu ifşa etmişti. Nezaketten kimse açıkça söyleyemedi ama Biden'ın bunama yaşadığı kuşkusu doğmuştu. Adam 78 yaşında seçilmişti. Seçildiğinde ABD tarihinin en yaşlı başkanı sıfatını haizdi. Bugün 80 yaşında. Bunamış olabilir. Ya da olmayabilir. Olmayabilir, zira Biden'dan bir ay sonra Ukrayna'yı ziyaret eden ABD Savunma Bakanı çok zinde bir yaşında ama ABD'nin Rus ordusunun belini kırmak istediğini açık açık söyledi! Geçtiğimiz günlerde Biden bu sefer de Çin'le uğraşmak için Asya'nın doğusuna bir ziyaret yaptı. Gerçek sayfalarında daha önce teşhir edilmiş olan Çin'e karşı savaş ittifakı QUAD örgütünün dört üyesi (ABD, Avustralya, Japonya, Hindistan) bir toplantı düzenledi. Biden işte bu gezide bir yeni skandal yarattı. Bir gazeteci, şayet Çin Tayvan'ı zora başvurarak geri almaya girişirse ABD'nin askerî müdahalede bulunup bulunmayacağını sordu. Biden'ın cevabı: “Taahhütümüz budur.” Tayvan Çin'in has toprağıdır. 1949'da Çin sosyalist devrim yaşadığında emperyalizmin himayesinde ülkenin geri kalanından koparılmıştır. Bu yüzden Çin, Tayvan ve Hong Kong gibi bölgelere ilişkin haklı bir “tek Çin” politikası sürdürmekte, ama şimdilik tarihin temposunu zorlamamaktadır. ABD devletinin 1970'li yıllarda Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanımasından sonra Tayvan konusundaki politikası “stratejik belirsizlik” olmuştur. Yani Çin'e “sen Tayvan'a saldırırsan, belli olmaz ben de sana saldırabilirim” demek. Ama asla bu konuda Tayvan'a taahhüt vermemek. İşte Biden, aynen Ukrayna konusunda Rusya'yı kışkırttığı gibi bu politikanın dışına çıkarak şimdi de Tayvan'ı kışkırtmış, Çin'i provoke etmiştir! Bunama mı? Olabilir. Ama olmayabilir de. Devlet yetkilileri yine derhal koşuşup durumu kurtarmaya çalıştılar. Yok şöyle yok böyle. Mırın kırın. Bunayan Biden değildir. Bir tarihsel sistemdir. Kapitalizmdir. Artık insanlığın önünde muazzam bir engel haline gelmiş olan emperyalist-kapitalist sistem, 20. yüzyılı iki dünya savaşı ile kana boyadıktan sonra şimdi de 21. yüzyılı bir Üçüncü Dünya Savaşı tehlikesi ile karşı karşıya bırakmış bulunuyor. Bu sistem yıkılmadıkça, dünya sosyalist devrimi yeryüzünü insanlığın işçi ve emekçilerin iktidarı altında sınıfsız, sınırsız, sömürüsüz bir dünyaya taşımadıkça, Rosa Luxemburg'un “Ya sosyalizm ya barbarlık!” ikilemi geçerli kalacaktır

Yeni Şafak Podcast
Abdullah Muradoğlu - NATO, Hint-Pasifik'e de genişleyecek mi?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 30, 2022 4:51


ABD'nin Çin ile Yeni Soğuk Savaşı'nın parlama noktası, “Tayvan”. Pekin, Tayvan'ı Çin'in parçası olarak görüyor ve zamanı geldiğinde ana kara topraklarına katılmasını sağlayacağını vurguluyor. ABD, Pekin'in “Tek Çin” politikasını resmen kabul ediyor, ancak Tayvan'ın zor kullanılarak ilhâk edilmesine karşı çıkıyor. ABD, Çin'i öfkelendirecek ölçeklerde, savunma kapasitesini güçlendirmesi için Tayvan'a yardım ediyor. “Kirpi Stratejisi” olarak nitelenen bu politika Tayvan'ın Çin işgalini bir hayli zorlaştıracak askeri-teknolojik araçların acilen temin edilmesini içeriyor. Tayvanlılar olası bir Çin işgalinde ABD'nin müdahil olacağına inanıyorlar. “Kirpi Stratejisi”ninse Tayvan'ın zaman kazanmasını sağlamaya yönelik olduğu düşünülüyor. ABD'nin Tayvan politikası daha çok “stratejik belirsizlik” olarak niteleniyor. “Stratejik belirsizlik”, Çin'in Tayvan'ı işgal etmesi durumunda ABD'nin askerî müdahaleye başvurmayacağını “söylememesi” anlamına geliyor. Özetlemek gerekirse, ABD Tayvan'ın savunmasını ne taahhüt ediyor, ne dışlıyor. Bu muğlaklık, Pekin için çok sıkıntılı bir durum. Öte yandan ABD ve Çin arasındaki “jeo-ekonomik rekabet” sebebiyle Tayvan ayrıca çok önemli. “Askerî teknoloji” dahil yeni teknolojiler

Midas’ın Kulakları
Tayvan'dan yaz kış hikayeleri - Bölüm 89

Midas’ın Kulakları

Play Episode Listen Later Jan 25, 2022 18:34


Tüm Türkiye'nin kışa teslim olduğu bu günlerde, Tayvan'dan kış hikayeleri ile karşınızdayım. Tayvan tropik ada değil mi, ne karı ne kışı, rutubet çok, rutubet olmasa o kadar kötü değil geyikleri, Tayvanda kalorifer olmaması olayı, Tayvan'ın havası nasıl gibi konulara değiniyoruz bu bölümde.

tayvan'
Yeni Şafak Podcast
Abdullah Muradoğlu - Amerikalı vekiller Çin'i kızdırdı..

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Nov 27, 2021 4:49


ABD ve Çin arasındaki ‘Yeni Soğuk Savaş'ın gerilim hatlarından birisi hiç şüphesiz Tayvan. Çin ana karası ile Tayvan Adası arasındaki 180 kilometrelik boğaz, uluslararası ticaret yolları açısından son derece stratejik konumda. Tayvan adasını Çin topraklarının parçası olarak gören Pekin resmi pozisyonunu “Tek Çin” söylemiyle sürdürüyor. ABD “Tek Çin” politikasını kabul ediyor, ancak mevcut durumun askerî güç kullanılarak bozulmasına karşı çıkıyor. ABD'nin Tayvan politikası “Stratejik Belirsizlik” olarak niteleniyor. Bu politika, Çin'in Tayvan'ı işgal etmesi durumunda ABD'nin müdahale edip etmeyeceği konusunu belirsiz bırakıyor. ABD'de Cumhuriyetçiler bu politikadan vazgeçilmesini ve Tayvan'ın savunması için daha güçlü bir politika izlenmesini istiyorlar. Cumhuriyetçiler'e göre Tayvan Çin tarafından işgal edilir ise

Yeni Şafak Podcast
ABDULLAH MURADOĞLU - Biden'ın Tayvan çelişkisi!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Oct 25, 2021 5:15


ABD Başkanı Joe Biden, Çin'in Tayvan'i işgal girişiminde bulunması halinde Tayvan'ı askeri olarak savunacaklarını söylemişti. Biden, ABD'nin Tayvan'ı savunmak için taahhüdü olduğunu da belirtmişti. Oysa ABD'nin Tayvan'ı askerî olarak savunma yönünde resmî bir taahhüdü bulunmuyor. ABD'nin halîhazırdaki Tayvan politikası ‘stratejik belirsizlik' olarak niteleniyor.

News in Simple Turkish/Basit Türkçe ile Haberler

Basit Türkçe ile Haberler / News in Simple Turkish by skypeturkish.com Bugün 22 Ekim 2021 Cuma. Basit Türkçe ile Haberler'in bu haftaki bölümüne hoş geldiniz. Güney Kore İlk Yerli Roketi Nuri'yi Uzaya Gönderdi Güney Kore, ilk yerli roketini başarıyla fırlattı ve uzaya gönderdi. Bu proje 12 yıl sürdü. Güney Kore proje için 2 milyar dolar harcadı. Roketin adı Nuri. Nuri Korece "Dünya" anlamına geliyor. Nuri, başkent Seul'ün 500 kilometre güneyindeki Goheung Üssü'nden fırlatıldı. Roketin ağırlığı 200 ton, uzunluğu 47 metre. Nuri, içinde 1 buçuk ton ağırlığında bir uydu taşıyor. Bu uydu uzayda deneyler yapacak. Nuri ve uydusu yerden 800 kilometre mesafede yörüngeye oturacak. Nuri'nin 6 adet motoru var. Güney Kore böylece Dünya'nın yörüngesine başarıyla roket gönderen 7. (yedinci) ülke oldu. Diğer ülkeler ABD, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, İsrail ve İran. Güney Kore, 2030 yılına kadar Ay'a gözlem aracı yollamayı hedefliyor. Alec Baldwin Film Setinde Görüntü Yönetmeninin Ölümüne Neden Oldu Ünlü aktör Alec Baldwin, bir kovboy filminde hem başroldeydi hem de filmin prodüktörüydü. Film çekimi sırasında yanlışlıkla ateş açtı. Olay, ABD'nin New Mexico eyaletindeki "Rust" filminin çekimlerinde meydana geldi. Bu olayda görüntü yönetmeni Halyna Hutchins hayatını kaybetti. Yönetmen Joel Souza yaralandı. Joel Souza'nın tedavisi yoğun bakımda sürüyor. Polisler olaydan sonra Baldwin'i sorguladı. Ancak polis sözcüsü, resmi bir suçlama olmadığını söyledi. Before we continue, here are our usual reminders: Please share our episodes with other Turkish learners and follow our show on your podcast platform. For the best private Turkish lessons out there that you can take literally anywhere in the world on Skype or Zoom, please visit skypeturkish.com. Maybe you already understand Turkish but you want to practice your conversational skills. Or maybe you can talk fluently, but you want to be able to understand the grammar behind it and write! We know that your needs are different, and the best way to improve your level can be an online private lesson. In any case, just take a look at skypeturkish.com! ABD, Tayvan'ı Savunacak ABD Başkanı Joe Biden, bir soru üzerine "ABD'nin bu yönde bir taahhüdü bulunuyor" dedi. Çin Tayvan'a saldırırsa Tayvan'ı savunacaklarını söyledi. Açıklamanın ardından konuşan bir Beyaz Saray sözcüsü, politikada bir değişim olmadığını belirtti. ABD yönetimi, bu konuda bilinçli olarak muğlak açıklamalar yapıyordu. Muğlak; belirsiz, kesin olmayan demek. ABD'nin bu politikasına "stratejik muğlaklık" deniyordu. Vikingler Amerika Kıtasına Kristof Kolomb'dan 471 Yıl Önce Gitti Yeni bir araştırmaya göre, Vikingler Kristof Kolomb'dan 471 yıl önce Kuzey Amerika'da bir yerleşim kurdu. Bilim insanları yeni tekniklerle ağaç halkalarını inceledi. Bu incelemeler sonucunda, Vikinglerin Kanada'daki Newfoundland'da 1021 yılında bir yerleşim kurduklarını anladılar. Aslında Avrupa'dan bazı grupların Amerika kıtasına Kristof Kolomb'dan çok daha önce gittikleri zaten biliniyordu. Fakat bu kez araştırmacılar tam tarihi verebiliyorlar. Araştırmacılar Norveç'ten gelen Vikinglerin kurduğu yerleşimde kullanılmış üç ağaç parçası üzerinde çalıştılar. Bu üç tahta parçasının 1021 yılında kesildiğini keşfettiler. Bu araştırmayı Nature adlı bilim dergisinde yayımladılar. Dinlediğiniz için teşekkürler! Lütfen bu bölümü Türkçe öğrenen diğer kişilerle de paylaşın! Yeni bölümde görüşmek dileğiyle, hoşça kalın!

Yeni Şafak Podcast
Süleyman Seyfi Öğün - Paralel NATO Ve Türkiye

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Oct 20, 2021 4:48


Târihte hiçbir şey toptan yok olmuyor; olsa olsa metamorfoza uğruyor, yeni bileşenlerle, farklı bir şekillenmeye kavuşuyor. Yâni târihte süreklilik esas. Soğuk Savaş mahsulü olan NATO'nun başına gelenler de bu sûretle anlaşılabilir. Evvelemirde artık kabûl etmeliyiz ki, şu aşamaya kadar yaşananlar NATO'nun metamorfozunda Türkiye'nin kesin bir şekilde dışlandığına işâret ediyor. Yeni NATO'ya uyumlu bir Türkiye'ye dayatılan tek bir şart var: Güneyinde bir PKK devletinin kurulmasını kabûl etmesi ve ardından kaçınılmaz olarak parçalanmayı göze alması. 1990'ların başından, bilhassa Irak'ın işgalinden ve Suriye'nin dağıtılmasından îtibâren Türkiye'ye dayatılan da zâten bu. Türkiye buna direndikçe NATO'nun kapsama alanının dışına itiliyor. Yunanistan, Bulgaristan, Romanya; son olarak da Ukrayna ve Gürcistan, Türkiye'nin bu coğrafyada II. Genel Savaş sonrasında oynadığı rolü üstleniyor. Bahsi geçen coğrafyanın Doğu Akdeniz, Karadeniz ve Hazar coğrafyasını kapsayan büyük bir coğrafya olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekiyor. Bu manzara ilk bakışta Rusya ile ABD gerilimi üzerinden temellendirilebilir. Evet, manzara sanki öyle. Ama derinliklerinde çok başka işlerin döndüğünü hesâba katmak gerekiyor. Atlantik güçlerinin, yâni ABD ve Birleşik Krallığın çekirdekte yer aldığı, Birleşik Krallığa bağlı Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve son olarak da Hindistan'ın katıldığı; Japonya, Güney Kore, Filipinler, Tayvan'ın daha alt bileşenlerini oluşturan bir büyük oluşumdan bahsediyoruz. Bu oluşum Fransa ve Almanya'yı dışlayan bir büyük Atlantik-Pasifik NATO'su artık gündemde. Buna isterseniz PANATO da diyebilirsiniz. Billurlaştığı coğrafya tabiî ki Pasifik. Hedefte de Çin'in olduğu muhakkak.

Kariyer Sohbetleri
Elektrik Elektronik mi, Bilgisayar mı? - Berfin Şimşek & Hikmet Demir

Kariyer Sohbetleri

Play Episode Listen Later Jun 29, 2020 72:05


Berfin Şimşek Kimdir? Berfin Şimşek, 2013 senesinde İzmir Fen lisesinden mezun oldu. Lise hayatı boyunca matematik olimpiyatlarında oldukça aktif olan Berfin pek çok başarılara imza attı. Avrupa Kız Matematik olimpiyatlarında iki kere altın madalya (2012,2013) ve Uluslararası Matematik Olimpiyatlarında(IMO) 2 kere bronz madalya kazandı (2012,2013). Eğitim hayatına Koç üniversitesinde devam etmeye karar veren Berfin, 2018 senesinde Koç Elektrik ve Elektronik mühendisliğinden ve Matematik bölümünden aynı zamanda mezun oldu. Üniversite hayatı boyunca IEEE kulübünde aktif görev aldı ve pek çok ödüle layık görüldü. 2017 senesinde değişim öğrencisi olarak University of California, Los Angeles (UCLA) eğitim aldı. Berfin, 2016'da Vodafone'da veri analist stajyeri olarak çalıştı, 2017 senesinde Araştırma asistanı olarak Helen Wills Neuroscience Institute at UC Berkeley'de çalıştı. Şu anda Ecole Polytechnique Fédérale de Lausanne (EPFL) üniversitesinde doktora çalışmalarını yürüten Berfin, nöral ağların teorisini üzerine araştırmalarını yürütmektedir. Kesişen Yollar derneğinde uzun süreler gönüllü olarak çalışmış ve Kariyer Koçum programının koordinasyonunu sağlamıştır. Hobi olarak Tango ile ilgilenmektedir. Linkedin: https://www.linkedin.com/in/berfin-simsek-b9ba0287/ Hikmet Demir Kimdir? Hikmet Demir, 2016 senesinde Gazi Kolejinden mezun oldu. İlkokul ve lise hayatı boyunca matematik & bilgisayar olimpiyatlarıyla ilgilendi. Pek çok farklı yarışmada çeşitli dereceleri oldu. Türkiye Zeka Vakfı‘nın düzenlediği OYUN maratonunda 2. oldu( 2012), Tübitak Bilim olimpiyatlarında matematik alanında altın madalya kazandı(2015). Hikmet, 2016 yılında Bilkent Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği okumaya başladı ve 1 sene sonra Bilgisayar mühendisliğine geçiş yaptı. 2018 yılında Belçika'da Showpad şirketinde ve 2019 yılında Almanya'da Yelp şirketinde 3'er ay staj yaptı. Öğrenci değişim programıyla 2019 yılında 6 ay boyunca Tayvan'ın Taipei şehrinde yaşadı ve National Taiwan University'de eğitimine devam etti. 2020 Haziran'da mezun olan Hikmet 6 aydır Orientis.ai şirketinde Veri Bilimci olarak çalışmaktadır. 2020 Ağustos ayında Facebook İrlanda ofisinde Solution Engineer olarak işe başlayacaktır. Hikmet, Kesişen Yollar derneğinde 2 yıldır gönüllü olarak çalışmaktadır, Kariyer sohbetleri ve Medium blog postlarıyla ilgilenmektedir. Hobi olarak Dağ yürüyüşü ve squash ile ilgilenmektedir. Linkedin: https://www.linkedin.com/in/hikmet-demir/

Kariyer Sohbetleri
Yurtdışında Yaşam Bölüm 2: Uzak Doğu - Avrupa ve KKTC

Kariyer Sohbetleri

Play Episode Listen Later Oct 27, 2019 72:58


Hikmet Demir Kimdir? Hikmet 1997 yılında Zonguldak'ta doğdu. Eğitim hayatı boyunca Ankara'da yaşadı. 2016 yılında Bilkent Üniversitesi Elektrik Elektronik mühendisliği bölümünde okumaya başladı. 2017 yılında Bilgisayar mühendisliği bölümüne geçiş yaptı. 2018 yazında Belçika'nın Gent şehrine staj yapmak için gitti ve 3 ay Belçika'da yaşadı. 2019 ilkbaharında değişim öğrencisi olarak bir dönem okumak üzere Tayvan'ın Taipei şehrine gitti. 5 ay boyunca burada yaşadı, National Taiwan University'de bilgisayar mühendisliği eğitimine devam etti. 2019 yazında Almanya'nın Hamburg şehrine staj yapmak için gitti ve burada 3 ay boyunca yaşadı. Hikmet Bilkent'te eğitimine devam etmektedir aynı zamanda Kesişen Yollar Derneği'nde blog editörü ve Kariyer Sohbetleri programı gönüllüsü olarak çalışmaktadır. Linkedin: https://www.linkedin.com/in/hikmet-demir/ Emre Yiğit Kimdir? Emre 1993 yılında İstanbul'da doğdu. İlk okuldan sonra okuldan ayrılmak zorunda kaldı. Daha sonra programlama öğrenerek 16 yaşında geliştirici olarak İstanbul'da çalışmaya başladı. Çalışma hayatı sırasında açık öğretimden orta okul ve liseyi tamamlayarak 2014 yılında ODTÜ KKK'de Bilgisayar Mühendisliği programına başladı ve 2019 yılında mezun oldu. Okulda bölgenin altyapısına uygun yemek siparişi sistemi modelleyerek KALTEV girişimcilik kuluçka programını kazanan ekipte yer aldı. Öğrenimi sırasında çalışma hayatına uzaktan ve part time olarak devam eden Emre bir çok farklı pozisyonda ve projede çalışmıştır. Bunun yanı sıra 2016 yılından beri KAÇUV'da gönüllü olarak vakfın web sitesini yönetmekte ve 2019 yılında katıldığı Kesişen Yollar'da Kariyer Konuşmaları ve Burs programlarında gönüllü olarak çalışmaktadır. Şu an yarı zamanlı geliştirici olarak çalışmaktadır. LinkedIn: https://www.linkedin.com/in/emre-yigit/