POPULARITY
California polisi UCLA'daki Filistin yanlısı kampı dağıttı, protestocuları tutukladı. VOA Türkçe New York Üniversitesi'nden canlı yayında protestolardaki son durumu anlattı. Başkan Biden şiddet içeren protestoların kesinlikle savunulamayacağını söyledi. New York'taki Rıza Sarraf davasında yeni gelişmeler. ABD'de haftalık işsizlik başvuruları değişmedi; işten çıkarmalar Nisan'da azaldı
Dünkü yazımızda, din anlayışımızda asırlardan beri var olagelen bir sorundan bahsetmiştik: Hukukun ahlâka; kuralların erdemlere; şeklin öze öncelenmesi. Bugünkü yazımızda, bu sorunu ve çözümü oruç ibadeti üzerinden anlatmaya çalışacağız. Öncelikle tüm samimiyetimizle, oruç ibadeti özelinde şu soruyu cevaplamaya çalışalım: Kendi oruçlarımıza ve çevremizdekilerin oruçlarına baktığımızda, “Oruç ibadeti; gerçekten manevî dünyamızda bize muazzam tecrübeler yaşatıyor, ahlâkımızı en yüksek seviyede güzelleştiriyor, nefsimizi terbiye etme noktasında bize çok büyük imkânlar sağlıyor.” diyebiliyor muyuz? Diyebiliyorsak, sorun yok. Diyemiyorsak, bunun sebepleri üzerinde düşünmemiz gerekmez mi? Kompleks bir varlık olan insanoğlunun eylemlerinin arka planını, tercihlerinde ve yönelimlerindeki temel sâikleri tek bir sebeple açıklayıvermek kolaycılık olacaktır. Dolayısıyla oruç ibadetinden lâyıkıyla manevî feyiz elde edemeyişimizin, onu bir nefs terbiyesi aracı haline yeterince getiremeyişimizin bütün sorumluluğunu fıkıh ilminin tahakkümüne ve fakihlere yüklemek, elbette insaflı olmayacaktır. Ancak meselenin, bir cihetten önemli ölçüde “din dilinin fıkıh dili hâline dönüşmesiyle” alâkalı olduğu da yadsınamaz bir hakikattir. Şöyle ki; dindarlığın özü, insanın Yüce Yaratan ile arasında kurduğu muhabbet bağıdır. Bu bağ ne kadar sağlamsa, dindarlık da o kadar sağlıklıdır. İslâm dininin öğretilerini, kul ile Allah arasındaki ilişkiyi, Müslümanın toplum içindeki vazife ve sorumluluklarını, zaman içerisinde çeşitli disiplinler kendilerine has bir dil ve yöntemle ele almışlardır. Bu konuda fıkıh ve tasavvuf, en önemli iki disiplin olarak karşımıza çıkmaktadır. Meseleleri ele alış yöntemleri ve kullandıkları dil, birbirlerinden oldukça farklıdır. Aslında sahaları farklı olduğu için; bunları, birbirlerinin alternatifi olarak değil, tamamlayıcı parçaları olarak düşünmek gerekir. Ezcümle; Fıkıh hukuktur, tasavvuf ahlâk. Fıkıh korkutur, tasavvuf sevdirir. Fıkıh zâhirî kuralı koyar, tasavvuf muhabbet bağı kurar. Şu halde, insanlara yalnız hukuku/fıkhı verir, ahlâkı/tasavvufu vermezseniz, aslında araç olan kuralı ve şekli, amaç haline getirmiş olursunuz. Yalnız hükmü öğretir, o hükmün hikmetini öğretmezseniz, hikmetsiz bir dindarlık üretmiş olursunuz.
Kuran'ın nüzulünün ve Resûl-i Ekrem'in (sav) sünnetinin tarihsel seyri dikkate alındığında; İslâmiyet'in, iman esasları ve ahlâk düsturları ile, bu ikisinin üzerine oturan bir hukuk düzeninden ibaret olduğunu görüyoruz. Mekke'de mümin bir fert ve mümin bir toplum oluştururken; vahyin, önce sağlam bir iman ve erdemli bir ahlâk üzerinde odaklandığını müşâhede ediyoruz. Medine'de ise; iman ve ahlâk temelleri sağlam atılmış mümin bir topluma, ihtiyaçlarını giderecek bir hukuk nizamının sunulduğunu görüyoruz. Kur'an, on üç yıl boyunca Mekke'de “tevhidî bir iman” ile birlikte “ahlâkî bir yaşam” sürmenin önemi üzerinde vurgular yapmıştır. İman ile birlikte “sâlih amel”in; yani ahlâkın önemi sürekli vurgulanmıştır. İlk inen âyetlerde; ebedî kurtuluşa ermek için zulmetmemek, fakirlere, kölelere ve yetimlere yardım etmek, dedikodu etmemek, yalan söylememek, iftira etmemek gibi ahlâkî erdemler şart koşulmuştur. İdeal Müslüman olarak örnek gösterilebilecek tek insan olan Hz. Muhammed Efendimiz (sav), “muazzam bir ahlâk üzere yaşayan” (Kalem 68/4) bir insan olarak tavsif edilmiştir. Resûl-i Ekrem (sav), pek çok hadis-i şerifinde, gerçek imanın ancak güzel bir ahlâk ile mümkün olacağına işaret buyurmuşlardır. Şu hadis-i şerifler, buna örnek verilebilir: “Müminlerin iman bakımından en iyileri, ahlâkı en güzel olanlardır” (Ebû Davud); “Mümin, güzel ahlâkı sayesinde gündüzleri sâim, geceleri kaim kişinin derecesine ulaşır” (Ebû Davud); “Kıyamet gününde, müminin mizanında, güzel ahlâktan daha kıymetli bir şey yoktur” (Tirmizî). Kur'ân-ı Kerîm'de hukukla ilgili yaklaşık üç yüz âyet varken, ahlâkla ilgili âyetler bundan kat kat fazladır. Hatta her âyetin, bir cihetten ahlâkla ilişkisi kurulabilir. Abdullah b. Zübeyr'in (ra) ifade ettiği gibi “Allah, Kur'an'ı insanların ahlâkı için indirmiştir (Mâ enzelellâhu illâ fî ahlâkı'n-nâs)” (Buhârî). Efendimiz (sav)'in mübarek sünnetine baktığımızda; O'nun (sav), dinin hem ibadetlerle hem de muamelâtla ilgili kurallarını tatbik ederken, şekle değil öze itibar ettiğini görüyoruz. Meselâ, namaz kılarken mübârek ellerini farklı şekillerde bağlamış, hatta bazen Mâlikî mezhebinde olduğu gibi bağlamadan aşağı salmışlardır. Kezâ cenaze namazında, neredeyse her seferinde farklı dualar okumuşlardır. Asr-ı saadette imsak vaktinin ne zaman başladığıyla alâkalı farklı rivayetler nakledilmiştir. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. “Allah sizin şekillerinize değil, kalplerinize ve amellerinize bakar” ve “Ameller, niyetlere göredir” hadis-i şeriflerini burada tekrar hatırlamakta fayda var. Efendimiz (sav)'in, muâmelâtla ilgili hükümlerde de duruma göre esnek ve mütesâhil davrandığını görmekteyiz. Zina yaptığını ikrar ederek kendisine recm cezasının uygulanmasını isteyen bir hanımı defalarca geri çevirmiş, bu cezayı uygulamak istememiştir. Yine bir keresinde hastalıktan bir deri bir kemik kalmış bir şahıs, bir cariyeye tecavüz ettiğini itiraf etmiştir. Ancak çok aşırı zayıf olduğu için Resûl-i Ekrem (sav), ona yüz değnek değil, yüz saplı bir hurma salkımıyla bir kere hafifçe vurulmasını emretmiştir. En çarpıcı örnek de şudur: Sahâbeden biri, Efendimiz (sav)'e gelerek, ramazanda oruçken, hanımıyla ilişkiye girdiğini itiraf etmiş ve ne yapması gerektiğini sormuştur. Efendimiz (sav), “Atmış gün keffâret orucu tutman gerekir” buyurunca, “Ya Resûlallah! Bir güne dayanamadım. Atmış güne nasıl dayanayım!” deyince, “Atmış fakiri doyur o zaman” buyurmuşlarıdır. Adam: “Ya Resûlallah! Ben garibanım tekiyim. Nasıl doyurayım atmış kişiyi!” deyince, etrafındakilerden bir sepet hurma istemişler ve onu o sahâbiye vererek “Hadi git! Bunu dağıt fakirlere!” buyurmuşlardır. Şahıs: “Ya Resûlallah! Medine'de benden fakiri mi var!” deyince,
Mehmet Efe Çaman | 17 Aralık ve hukukun kapsama alanı dışındaki iktidar by Tr724
171. Bölümde konuğum Hukuk Girişimcisi Cemal Araalan oldu. Cemal Araalan, akademik olarak Chicago'da Kent College-Illinois Institute of Technology'de Amerikan Ticaret Hukuku ve İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde Bilişim ve Teknoloji Hukuku alanında yüksek lisans derecelerine sahiptir. Yazmış olduğu “Elektronik Ödeme Sistemlerinde Siber Güvenlik” yüksek lisans tezi ile bilim unvanı sıfatını kazanmış olup bilişim ve teknoloji hukuku alanında hakemli makaleleri bulunmaktadır. ING Katkılarıyla... Bu bölüm ING MOBİL hakkında tanıtım içerir. https://www.ing.com.tr/tr/sizin-icin/ing-turuncu-hesap/e-turuncu?utm_source=awa_voice_media&utm_medium=podcast_cpm&utm_campaign=e_turuncu&utm_term=branding&utm_content=hemen_basvur (00:00) – Açılış (00:50) – Gelecekte avukatlık mesleği olacak mı? (02:40) - Cemal Araalan'ı tanıyoruz. Avukatweb nasıl başladı? (06:18) – Avukatweb nasıl işliyor? Bu bir platform mu? (6:55) – Yasal olarak böyle bir platform olabilir mi? (11:47) – Bu platformda yorumlama olacak mı? (13:30) – Nasıl bir fayda sağlayacak? Kimlere fayda sağlayacak? (14:28) – Görüntülü danışmanlık var mı? (16:00) – Hukuk teknolojileri nedir? (19:34) – Yapay Zeka Hukuk teknolojilerinde nasıl kullanıyor? https://en.wikipedia.org/wiki/DoNotPay https://www.youtube.com/watch?v=AmVdYPTdw2c (24:20) – Hangi alanlarda en çok etkili oldu hukuk teknolojileri? (26:45) – Sanal asistanlar gelişmeleri (27:40) – Hukuk teknolojilerinin güvenlik ve gizlilik konularında nasıl önlemler aldığı hakkında bize bilgi verebilir misiniz? (31:27) - Hukuk teknolojileri, hukuki danışmanlık hizmetlerini nasıl etkiliyor ve avukatların rolünü nasıl değiştiriyor? (33:41) – Son sözler ve kitap önerisi Robot Yargıçlar - https://yetkin.com.tr/robot-yargiclar-13236 Robo Danışmanların Hukuken Değerlendirilmesi - https://www.hukukmarket.com/robo-danismanarin-hukuken-degerlendirilmesi-adalet.html Avukatlık Mesleğinde Yapay Zeka Kullanımı - https://www.dr.com.tr/Kitap/Avukatlik-Mesleginde-Yapay-Zeka-Kullanimi/Egitim-Basvuru/is-Ekonomi-Hukuk/Hukuk/urunno=0001953654001 (36:28) - Kapanış Cemal Araalan - https://www.linkedin.com/in/cemal-araalan-ll-m-ph-d-cand-06a37211/ Sosyal Medya Hesaplarımız; Twitter - https://twitter.com/dunyatrendleri Instagram - https://www.instagram.com/dunya.trendleri/ Linkedin - https://www.linkedin.com/company/dunyatrendleri/ Youtube - https://www.youtube.com/c/aykutbalcitv Goodreads - https://www.goodreads.com/user/show/28342227-aykut-balc aykut@dunyatrendleri.com Bize bağış yapıp destek olmak için Patreon hesabımız - https://www.patreon.com/dunyatrendleri
Bugün Liberal Demokrat Parti eski başkanı Cem Toker'le beraberiz. Son 20 yılın siyasetinden ve Özal sonrasında Türk halkına liberalizmi anlatmanın zorluklarından konuştuk. Sohbetin akışı bizi daha çok Türkiye ile sınırladı ama en sonda evrensel temel gelir ile ilgili bir sorum da var..Konular:(00:10) Cem Toker kimdir.(01:15) "Ben dememiştim".(03:40) Erdoğanın eski sözleri.(06:20) Devlete tapmak.(07:25) Siyasi partiler kanunu.(08:57) Kendi vekilini seçebilmek.(11:15) Önümüzdeki 5 sene: Mısır ve Zimbabwe.(13:37) Sandıkta ne ektiysen onu biçersin.(15:50) Ortak değerlerin bitişi.(18:45) Seçimle gitmemek.(21:30) Türkiye'de liberalizmi savunmak.(26:22) Adalet olmazsa liberalizm olmaz.(30:35) Hukukun bağımsızlığında 117. sırada(32:25) 128 milyar nerede?(33:40) Dünyada liberalizm ve evrensel temel gelir.(35:30) Makasın açılması ve göçmenlik.(37:00) Patreon teşekkürleri.KaynakYazı: How to run for CongressSee Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Sezen Aksu ve Sedef Kabaş olayları ile birlikte ifade özgürlüğü, Türkiye'de gündemin yine en çok tartışılan meselesi haline geldi. “Refah İçin Hukuk” programının 23. bölümünde Av. Mehmet Gün, Türkiye'de ifade özgürlüğünü ve ifade özgürlüğünün hukuk devleti ile, bu ikisinin refah ile ilişkisini irdeliyor.
Yarına Kalan Sohbetler'de Elçin Poyrazlar'ın bu haftaki konuğu, hukukçu ve insan hakları aktivisti Nesibe Kırış. Kırış ile Poyrazlar İstanbul Sözleşmesi, kadının beyanının esas olduğu ilkesi, cinsel taciz ve cinsel saldırının hukuki tanımları, hukuksuzluğa alışmanın zararları, kadın ve LGBTİ+ mücadelesi üstüne sohbet etti. Hukukun sosyolojiden ayrılamayacağını söyleyen Kırış, yerleşmiş geleneklerin adalet anlayışına yansıdığını ve bu nedenle hukukun hem din hem de geleneklerden ayrılarak sekülerleşmesi gerektiğini söylüyor.
Haftanın son iş gününden günaydın! Gündemden öne çıkanlarla başlıyoruz:-ABD Savunma Bakanı Austin'le Hulusi Akar, G20 zirvesi öncesi görüşme yapacak.-Rusya, Azerbaycan ve Türkiye'nin öne sürdüğü 3+3 formatını destekliyor.-Merkel, Polonya için “Hukukun üstünlüğü, AB'nin merkezinde yer almaktadır” dedi.-Trump, TRUTH Social adını verdiği bir sosyal medya platformu kurdu. -Kara para aklama ve teröre destek veren ülkelerin listelendiği Gri Liste'ye Türkiye'de eklendi.-Hazine ve Maliye Bakanlığı açıklamasında; “Gri listeye alınma hak edilmeyen bir sonuçtur.”-Erdoğan, hazırlanan eylem planı doğrultusunda suya kademeli tarife getirileceğini duyurdu.-Galataport ile Karaköy sahili 200 yılın ardından tekrardan İstanbulluların kullanımına açıldı.-Dolar, 9.55'i görerek yeni bir rekor kırdı.Günün şarkı listesi sizi web sitesinde bekliyor. Keyifli bültenler.Devamını okumak ve bültene ömür boyu ücretsiz abone olmak için hemen: www.mundo.report
►Sosyal Medya Platformlarında, internet sitelerinde karşılaştığımız dijital şiddet ve zorbalık gibi konularda hukuken yapılabilecekler hakkında konuşacağımız yeni bölümümüzle karşınızdayız. Herkes İçin Hukuk serimizde Av. Büşra Resuloğlu'nun bu haftaki konuğu Avukat Şebnem Ahi bizlere dijital ortamlarda uğradığımız şiddet ve bununla hukuki olarak mücadele etmek için yapabileceklerimiz hakkında bilgilerini aktaracak. Hukukun korkutucu ve soğuk gelen imajını kıracak; samimi ve anlaşılır sohbetimize hepinizi bekliyoruz. #herkesiçinhukuk Not: Herkes İçin Hukuk serisi bir hukuki danışmanlık hizmeti değildir. Her olay kendine özgüdür. Karşılaşmış olduğunuz hukuki problemleriniz için başınıza gelen olayları açık ve detaylıca konuşacağınız bir avukata başvurmalısınız. ►Konuğumuz Av. Şebnem Ahi Kimdir? İstanbul'da serbest olarak avukatlık yapan Ahi, Ağırlıklı olarak Bilişim ve Ceza Hukuku, Sözleşmeler Hukuku, Dijital Telif Hakları alanlarında çalışıyor. İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Komisyonu Başkanlığı yapan Şebnem Ahi çeşitli iller ve kurumlarda bilişim hukuku alanında düzenlenen eğitimler vermiştir. Birçok yerde yayınlanmış yazıları ve makaleleri vardır. Sosyal Medya Hesapları: LinkedIn: https://www.linkedin.com/in/sebnemahi... Twitter: https://twitter.com/sebnemahi Instagram : https://www.instagram.com/sebnemahi/?... ►Hazırlayanlar: Podcast ► Emre Yalçın Sunucu/Konuk İletişim ► Büşra Resuloğlu Yayın Teknik/Reji ► Gamze Şahman Sosyal Medya ► Mert Çıkla ve Sosyal Medya Ekibi ► İçindekiler 00:00 - Açılış 02:05 - Dijital Şiddet Nedir? 05:27 - Dijital Şiddet Kimler Tarafından Kimlere Yönelik Olabilir? 10:55 - Dijital Şiddet Hangi Eylemlerle Yapılıyor Olabilir? 24:38 - Maruz Kaldım, Ne Yapmalıyım? 56:17 - Soru Cevap 01:14:57 - Kapanış ► Gelecek Bilimde kanalımızda, bilimin her alanından özgün canlı yayınlar bulabilirsiniz. Fizikten biyolojiye, yapay zekadan psikolojiye, müzik analizinden astronomiye, satrançtan teknoloji haberlerine kadar birçok içeriği her gün kaçırmamak için kanalımıza abone olun! ► https://youtube.com/gelecekbilimde?su... ► Bize destek olmak için: https://www.youtube.com/gelecekbilimd... ► Yayınlarımızı izlemek için: YouTube Kanalı ► https://youtube.com/gelecekbilimde Twitch Kanalı ► https://twitch.tv/gelecekbilimde Podcast ► https://podcast.gelecekbilimde.net ► Bizi takip edin! Twitter ► https://twitter.com/gelecekbilimde Instagram ► https://instagram.com/gelecekbilimde #hukuk #siberşiddet #dijitalzorbalık
Ankara Gündemi'nde bu hafta, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın açıklamalarını, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) kurucularından ve eski AKP Kırıkkale Milletvekilli Kemal Albayrak ile konuştuk. Erdoğan Bayraktar kamuoyunda 17-25 Aralık olarak bilinen soruşturma ile ilgili “Dosyamda ne varsa, hem tapeler hem teknik takip doğrudur hem de benim telefon konuşmalarım A'dan Z'ye kadar doğrudur” açıklamalarında bulunmuştu. Bayraktar'ın açıklamalarını Medyascope'a değerlendiren Kemal Albayrak, “AKP güç kaybediyor ve güç kaybettikçe itirafçıların sayısı artacak. Hukukun ve adaletin bağımsız olmadığı, demokratik toplumun olmadığı yerde bunlar maalesef yaşanıyor” dedi.
.(Generaller Kışlalarınıza Dönün başlıklı yazısından dolayı yapılan yargılamada) Sayın yargıç, Ben buraya yargılanmaya değil, bu ülkede eksikliği çok hissedilen bir şeyi, adaleti aramaya geldim. Ben generalleri eleştirdiğim için buradayım. Eleştirdiğim insanlar ise hukukun dışına çıksalar bile dokunulmaz olarak kalıyorlar. İnanıyorum ki, bir mahkeme o ülkenin bir yazarını yargılayabiliyorsa, o ülkenin suç işlemiş bir generalini de yargılayabilir. Ama ben mahkemelerde ve hapishanelerde yalnızca yazarları görüyorum. 28 Şubat dâhil dört darbe yapmış, Lockheed rüşvet skandalına bulaşmış, Susurluk sanıklarıyla ilişkileri devlet belgeleriyle saptanmış, yazarlara, milletvekillerine, insan hakları savunucularına iftiralar atmak için raporlar hazırlayıp kampanyalar başlatmış olan, isimleri bilinen generallerden hiç birinin yargı önüne çıkmamış olması biraz garip değil mi? Bunları yapanların değil de, bu yapılanlara karşı çıkan yazarların yargılanması adalete ve hukuka uygun mu sizce? Yirminci yüzyılı, kendi ülkesini, kendi insanlarını, kendi devletinin hazinesini soyan siyasetçilerin, asker ve sivil bürokratların egemenliğinde tam bir fiyaskoya dönüştürmüş, devletinin içinde çeteler üretmiş, kendi ekonomisini bile yönetmekten aciz olduğu için başkalarının denetimine muhtaç kalmış, dünya sıralamasında doksanıncı sıraya düşürülerek paryalaştırılmış bu ülkede, sanık sandalyesine yalnızca yazarlarla aydınların oturtulması; bilmiyorum, bu ülkenin vicdanı olmasını beklediğimiz hukukçuların ruhunda nasıl yankılanıyor. İkide bir de çalışmalarımdan, yazılarımdan, kitaplarımdan kopartılıp, bazen bizzat Genelkurmay'ın talebiyle bazen de savcının isteğiyle mahkeme salonlarına getirtilip yargılanıyorum. Kendi görev alanlarının dışına çıkan, demokrasinin gelişmesine müdahale eden, parlamentoyu küçümseyen hatta zaman zaman yok sayan generallerle ilgili eleştirilerimi, savcılar orduya hakaret olarak değerlendiriyorlar. Hukukun bakış açısını bozarak, bireyle kurumu özdeşleştiriyorlar. Eleştiriyi ise hakaret telakki ediyorlar. Böylece, hukukun izin verdiği eleştirilmez birer padişah konumuna sokuyorlar. Benim yasalara uygun eleştirilerimi suç kabul eden savcıların, suç işledikleri belirlenen bazı generallerle ilgili hiçbir dava açmamasını bu ülkenin hukuk sistemi hiç mi yadırgamıyor? Suçlu oldukları resmi belgelerle ortaya konmuş generallere dokunulmazken yalnızca yazarların yargılanması, o ülkenin adaletine ve hukuk sistemine olan inancı zedelemez mi? Şu kaçınılmaz soru aklımıza gelmez mi?: Savcılar gerçek suçluları mı yoksa yalnızca güçlerinin yettiği insanları mı sanık sandalyesine oturtuyorlar? Ben bu mahkemeden sadece beni yargılanmasını değil, bu soruya da hukuk ve adalet adına cevap aramasını bekliyorum. Bakın, sayın savcı benim hangi satırlarımda suç unsuru bulduğu için hakkımda dava açmış: “Askerlerin Çankaya'ya çıkacak zatı tarif etmeleri, başbakanın bunu çok doğal bulması gazete köşelerinde istihbarat ajanlarının yerleştirilmiş olması, bu ajanların kimliklerinin açıklanmasına rağmen basının hiç ses çıkarmaması, medyanın çirkin bir suç ortaklığını sırtlanması, Ankara'dakilerin iktidarı ve parayı paylaşmak için birbirlerine ayak oyunları yapması. . . " "Hayatımıza her an her istediğinizde karışabileceğiniz inancı, eğer belinizdeki o silahtan kaynaklanmıyorsa nereden kaynaklanıyor? Neden bu ülkede yaşayan hiç kimsenin, kendi yaşadıkları topraklarda olacakları belirleme hakkı ve gücü olmadığını, bu güce yalnızca sizin sahip olduğunuzu yüzümüze vurmaktan böyle zevk alıyorsunuz?” “Hangi yasada yazıyor sizin Çankaya'ya çıkacak zati tarif etme yetkisine sahip olduğunuz? Böyle bir yasa yok. Bunu biliyorsunuz. Bizim korkumuza güveniyorsunuz. Ve bizi korkutuyorsunuz. Korkuyor ve susuyorsunuz. Bizi aşağılıyorsunuz. Bizi yönetmek istiyor, hiçbir konuda karar vermemize olanak tanımıyor, iplerimizi elinizde tutmak istiyorsunuz. Nereden alıyorsunuz bu hakkı? Burnuma bir silah dayanmasından ve ‘sizin konuşmaya hakkınız yok' denmesinden bı
Avrupa Parlamentosu (AP), hukuk devleti ilkesini ihlal eden ülkelerin cezalandırılmasını öngören düzeneği yürürlüğe koymadığı için Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'na dava açmaya hazırlanıyor. Komisyonun, Avrupa Birliği'nin (AB) en yüksek yargı organı Avrupa Adalet Divanı'na şikayet edilmesi gerektiği kararına, AP'deki 705 milletvekilinden 506'sı destek verdi. Kararda hukuk devletini ihlal eden Polonya ve Macaristan gibi ülkelere karşı komisyonun harekete geçmediği belirtildi. Bu kararın ne anlama geldiğini, birliğin içinde bulunduğu demokrasi krizini, Polonya ve Macaristan'ın birlik içindeki durumunu ve geleceklerini Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Selin Türkeş-Kılıç ile konuştuk.
►İşçilerin Haklarına odaklanacağımız ikinci bölümüyle Herkes İçin Hukuk karşınızda. Av. Büşra Resuloğlu'nun moderatörlüğünde iki haftada bir yayınlanan serimizin bu haftaki bölümünde konuğumuz Avukat Cem Acer bizlere işçilerin öne çıkan haklı fesih sebepleri hakkında bilgilerini aktaracak. Hukukun korkutucu ve soğuk gelen imajını kıracak; samimi ve anlaşılır sohbetimize hepinizi bekliyoruz. #herkesiçinhukuk Not: Herkes İçin Hukuk serisi bir hukuki danışmanlık hizmeti değildir. Her olay kendine özgüdür. Karşılaşmış olduğunuz hukuki problemleriniz için başınıza gelen olayları açık ve detaylıca konuşacağınız bir avukata başvurmalısınız. ►Konuğumuz Av. Cem Acer kimdir? Ankara Barosu'na kayıtlı bir serbest avukat olarak mesleki faaliyetlerini sürdüren Av. Cem Acer, ağırlıklı olarak iş hukuku alanında faaliyet göstermektedir. Bu kapsamda TBB'nin ve Ankara Barosu'nun çeşitli eğitimlerine de katılmış olan Acer'in bu alanda Üstad dergisinde yayınlanmış bir makalesi bulunmaktadır. Sosyal Medya Hesapları: Twitter: https://twitter.com/avcemacer1 Instagram: https://www.instagram.com/cemacer1/?h... LinkedIn: https://www.linkedin.com/in/cem-acer-... Hazırlayanlar: Sunucu/Konuk İletişim ► Büşra Resuloğlu Yayın Teknik/Reji ► Gamze Şahman Sosyal Medya ► Mert Çıkla ve Sosyal Medya Ekibi ► İçindekiler 00:00 - Açılış 01:45 - İş sözleşmesi, unsurları ve türleri 26:52 - İş Akdinin Feshi 31:32 - İhbar Tazminatı 33:24 - Feshin Geçerli Sebebe Dayandırılması 40:06 - İşçinin Haklı Nedenle Derhal Fesih Hakkı 58:07 - İkale 01:01:19 - İbraname 01:06:20 - İş Sözleşmesinin Feshi Süreci Ne Şekilde İşleyecek? 01:17:15 - Kod 29 01:20:57 - Kapanış ► Gelecek Bilimde kanalımızda, bilimin her alanından özgün canlı yayınlar bulabilirsiniz. Fizikten biyolojiye, yapay zekadan psikolojiye, müzik analizinden astronomiye, satrançtan teknoloji haberlerine kadar birçok içeriği her gün kaçırmamak için kanalımıza abone olun! ► https://youtube.com/gelecekbilimde?su... ► Bize destek olmak için: https://www.youtube.com/gelecekbilimd... ► Yayınlarımızı izlemek için: YouTube Kanalı ► https://youtube.com/gelecekbilimde Twitch Kanalı ► https://twitch.tv/gelecekbilimde Podcast ► https://podcast.gelecekbilimde.net ► Bizi takip edin! Twitter ► https://twitter.com/gelecekbilimde Instagram ► https://instagram.com/gelecekbilimde
- Yargılanan müteahhitin doğum günü partisindeki hakim- Peker ısrarlı; 'Korkmaz'ı yurt dışına çıkaran uyarıyı Soylu yaptı'- Baransu'nun kulakları çınlasın, Demirören-Arşimidis dosyası tekrar gündemde
Çetele Bölüm 2 - Kobane Davası Beştaş Hukukun Kırıntısı Yok by Artı TV
Erk Acarer ile Haber Peşinde Bölüm 1 - Hukukun Üstünlüğü Yerine Üstünlüğün Hukuku Var by Artı TV
Ahmet Altan'ın avukatı tahliyeyi yorumladı: ‘AİHM Türkiye’ye evrensel hukukun ne olduğunu gösterdi’ by Ahval
Morlu Yeşilli programının bu bölümünde Nilüfer Sayılan, Prof. Dr. Kadriye Bakırcı ile kadının ücretsiz emeğinin görünmezliğinin hukuktaki yansımasını konuşuyor.
Avukat Çiğdem Koç, Osman Kavala'nın yargılandığı casusluk davasının Gezi Parkı dosyasıyla birleştirilmesi sonrası yaptığı açıklamada, dosyada tek bir delil bulunmadığını ve bu davanın Türk hukukunda kara deliğin bir örneği olduğunu söyledi.
Vakfımızın çağdaş hukuk felsefesi ve hukuk sosyolojisi teorileri bağlamında hukuk ve norm belirleme ilişkisini tartışmak üzere gerçekleştirdiği ''Çağdaş Hukuk Düşüncesinde Hukuk Normunu Kim/Ne Belirler?'' başlıklı panelde, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Sercan Gürler'in 15 Nisan 2017 tarihli konuşmasıdır.
AKP Yargı reformu yapabilir mi? Son Tahlilde'de Onur Öncü'nün konuğu Avukat Efkan Bolaç. Bolaç: "AKP rejimi değiştirdi. İşin ilginç tarafı bunu yargı eliyle yaptılar. AKP gerçek anlamda bir reform yapabilir mi? Yapamaz. Neden? AKP şu an itibariyle, yaptıkları sebebiyle yargılanma ihtimali olan bir topluluk haline geldi. AKP iktidara muhtaç, iktidara zorunlu olan tek parti haline geldi. Reforma dediğimiz şey, hukuk devletinin inşasıdır, hukuk devletinin varlığıdır. Hukukun ve adaletin olmadığı yerde reform olmaz..”
Brüksel Kafası - Avrupa Birliği'nde Hukukun Üstünlüğü Krizi #37 by Medyascope
Türkiye & Avrupa 5.0: AB ile ilişkiler kapsamında hukukun üstünlüğü ve insan hakları by Medyascope
Prof Dr. Ekrem Buğra Ekinci'nin Hukukun Üstünlüğü Derneği ile birlikte yaptığı YouTube canlı yayını.
Mehmet Gün, Sedat Pişirici'nin sorularının yanıtlıyor
Mehmet Tahsin | Hukukun infazı! | 14.04.2020 by TR724 E-GAZETE
Konuşa Konuşa'da Gülten Sarı'nın konuğu Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Prof. Şebnem Korur Fincancı. Fincancı, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Evrensel Periyodik İnceleme Mekanizması (UPR) oturumunda, Türkiye'ye yönelik insan hakları ihlalleri eleştirilerini ve olası bir raporun içeriğini değerlendirdi.
Hakkında 5. kez yakalama kararı verilen Ferhat Tunç suçlamaları değerlendiriyor: ''Her ay mutlaka benimle ilgili bir suçlama çıkabiliyor. Bugünkü toplantı benim sürgün hayatı yaşıyor olmamla ilgiliydi. Ben 80'leri de yaşadım ve sürgün yaşamak zorunda kalan birçok insanımız oldu ve ne demek olduğunu biliyorum. Ben Yılmaz Güney'i tanıdım ve onun bu sürecine tanıklık etmiş bir insanım. Sanatçılar sizi eleştirebilir, açığınızı gördükleri zaman dile getirebilir. Sanatın doğasında bu var ancak yapamıyorsanız başka bir şey. Bu iktidar kendi durumunu da zorlaştırıyor. Senden farklı insanların üzerine bu kadar çullanırsanız kötü olur.''
Bu derste konumuz "hukukun kaynakları".
Hukukun ahlak ve örf ve adet kuralları ile olan ilişkisi üzerinde konuşuyoruz.
Çevre ve ekoloji mücadelelerinde hukukun yerini konuşuyoruz. Bu hafta Utku Zırığ'ın konuğu Avukat Mehmet Horuş. 15 Mart tarihli Yeşil Bülten'den öne çıkan notlar ve başlıklar şöyle; ** Bakanlık ve firma 13 Mart'ta görülen duruşmadan çıkacak kararı bekliyor. Yeni bir Çevresek Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu kararı ile çalışmalara devam edecekleri endişesini taşıyoruz ** Maden sahası tarım ve mera arazilerinin yanıbaşında. Ayrıca Bakırtepe tescilli bir "somut olmayan kültür mirası" yani bir ibadet mekanı, kutsal mekan. ** Bakırtepe'de maden yapılıp yapılamayacağına dair tartışma 2014'te yargı kararıyla bitti. Lakin 2009/7 genelgesi kapsamında yeni ÇED kararı alınıyor ve maden faaliyete devam ediyor. Defalarca ÇED'i iptal edilmiş bir proje nedeniyle Bakırtepe'de doğa ve canlı yaşam zarar gördü. Bilirkişiler de bunu tespit ediyor. Artık maden projesi bir ceza davasının konusu olabilir. ** Bakırtepe, Türkiye'deki ÇED davaları için çok kritik bir aşamayı temsil ediyor. ÇED davalarının artık hiç bir hükmü kalmıyor. Çevre Bakanlığı, özellikle son 4-5 yıldır mahkemelerin ÇED davalarında verdiği tüm yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarına karşı 2009/7 genelgesiyle yeni ÇED süreci başlatıyor. ** Anayasa'nın 138. maddesinde yer alan yargı kararlarının bağlayıcılığı ilkesi 2009/7 genelgesi çerçevesinde geçersiz hale getiriliyor. Demir Export'un Bakırtepe'deki altın madeni yanı sıra aynı bölgede köylülere arsenikli su içirilmesiyle ilgili yargılandığı bir de demir madeni var. 2009/7 Genelgesi aslen Anayasa'ya aykırı ama Anayasa Mahkemesi bu topa girmek istemiyor. ** Üç tane uygulanmayan yargı kararı varken AYM bize 4. kez işlevsiz bir yargı yolunu işaret ediyor. Bergama'da çeyrek asrı geçmiş bir hukuk mücadelesi var. Altın cevheri bitti, doğal varlıkların tümü ortadan kalktı ama yargı yolu bir sonuca ulaşamadı. ** Gelinen noktada çevre davalarında artık teknik tartışmalar değil hukukun üstünlüğünü tartışmaları veriyoruz. Mücadelemiz yargı kararlarının tanınması için.
Bu bölümde, çalışmalarına yeni başlayan “Kamu Denetçiliği Kurumunun Kurumsal Kapasitesinin Güçlendirilmesi” projesinden bahsediyoruz. #YeniUfuklar Konuk: Seher Alacacı Kaygan, İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü Küme Lideri, UNDP Türkiye
2014 - 2015 Güz Dönemi Final Sınav.
2014 - 2015 Güz Dönemi Final Sınav.
2014 - 2015 Güz Dönemi Ara Sınav.
2014 - 2015 Güz Dönemi Ara Sınav.
5 Mart 2014 Açık Yeşil'de bu hafta, Atatürk Orman Çiftliği'nde yapılmakta olan Başbakanlık Hizmet Binası'nın inşaatına dair çıkan iptal kararını ele aldık ve Mimarlar Odası Ankara Şb. tarafından yapılan basın açıklmasını dinledik. Hukukun ve doğanın katledilmesinin elele yürüyüşünün bir başka örneği olarak değerlendiriyoruz.