Podcasts about sonunda

  • 156PODCASTS
  • 425EPISODES
  • 26mAVG DURATION
  • 1MONTHLY NEW EPISODE
  • Mar 15, 2025LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about sonunda

Latest podcast episodes about sonunda

Yeni Şafak Podcast
Ali Saydam-İletişimde Trump, Zelenski, İmamoğlu çizgisi…

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Mar 15, 2025 7:06


Allah selamet versin, Marka ajansının kurucu ve yöneticisi Hulusi Derici'nin o esprili yaklaşımıyla bazı meslekleri tanımlamasını hiç unutamam… “Sonunda ci-cu, çi-çu gibi ekler gelen mesleklerin diğerlerine oranla pek itibarı yoktur!” der ve devam ederdi; “Reklamcı, PR'cı, Tesisatçı, Ocakçı, Malzemeci şeklinde ifade edilen meslekleri düşün, bir de Mühendis, Hekim, Avukat, Subay dediklerinin algılanmasını… Hemen anlayacaksın aradaki farkı…”

Gerçek gazetesi
Filistin halkı emperyalizme ve Siyonizme yenilmedi, boyun eğmedi!

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Feb 12, 2025 5:37


Filistin halkı emperyalizme ve Siyonizme yenilmedi, boyun eğmedi!İsrail'in Gazze'ye yönelik bir yıldan uzun bir süre sürdürdüğü soykırım, bir ateşkes ile şimdilik sona erdi. Ateşkesin ilk aşamasında Filistinli örgütlerin ellerindeki rehinelerin, Filistinli bazı mahkûmların özgür bırakılması karşılığında salıverilmesi ve bu sırada kalıcı bir ateşkes için müzakereler yapılması, sonraki aşamalarında ise Gazze'nin yeniden inşasının sağlanması öngörülüyor.Siyonistlerin hezimeti, Filistinlilerin başarısıAteşkesin ardından Filistinliler sevinçle sokaklara dökülürken, Siyonist kanatta ise kafa karışıklığı hakimdi. Bunu İsrail'de Netanyahu'nun ultra Siyonist hükümet ortağı Ben Gvir ve bakanlarının hükümetten istifası izledi. Birçok Siyonist yorumcu, ABD aracılığı ile gelen ateşkesin İsrail için bir başarısızlık anlamına geldiğini savunuyordu.Bunun aksini iddia etmek gerçekten zor. İsrail ordusu 15 ay boyunca Gazze'de taş üstünde taş bırakmamasına, 50.000'e yakın Filistinliyi katletmesine, binden fazla asker ve yine buna yakın sayıda tank ve zırhlı araç kaybetmesine ve ABD'den aldığı 22 milyar dolara ek olarak kendisi de muazzam düzeyde askerî harcama yapmasına karşın, tek bir rehine dahi kurtaramadı. Hamas'ı yok edemedi. Gazze'yi ele geçirip kontrolü altında tutamadı. Gazzelilerin özsavunma için inşa ettikleri tünel sistemini yok edemedi. Sonunda da gelip, Hamas'ın yaklaşık bir yıldır “tamam” dediği bir ateşkes antlaşmasına imza atmak zorunda kaldı.Yani, ortada İsrail'in açık bir başarısızlığı söz konusu. Filistin açısından bakıldığında ise, daha önce gazetemizde defalarca kez belirttiğimiz üzere, El Aksa Tûfânı operasyonu, Filistin direniş örgütlerinin yok oluşa, yok edilmeye karşı kaçınılmaz olarak verdikleri bir tepkiydi. İsrail'den toprak almak ya da İsrail ordusunu mağlup etmek için değil, Filistinlilerin bölgeden silinemeyeceğini haykırmak için savaştılar. Bu yüzden, bu aşamada bir zaferden bahsedilemese de Filistinli örgütlerin emperyalizme ve Siyonizme karşı diz çökmemiş olması büyük bir başarıdır. 500 bin Filistinli Gazze'nin en güneyinden kuzeyine, bir zamanlar evlerinin olduğu bölgelere doğru yola çıktı; tüm dünya günlerdir İsrail hapishanelerinden salınan Filistinli tutsakların görüntülerini izliyor. Hamas, İsrailli rehineleri salıverdiği merasimlerde gövde gösterisi yapmayı sürdürüyor. Üstüne bir de ele geçirdiği İsrail özel kuvvetlerine ait silahları ve hatta araçları gibi unsurları da bu törenlerde sergileyerek düşmana moral bozukluğu yaşatıyor.Emperyalist / Siyonist tehdit sürüyorÖte yandan, Gazze'deki manzaranın umut vericiliğine karşın, Batı Şeria'da Siyonistlerin baskıları artıyor. Mahmud Abbas'ın liderliğindeki Filistin Özerk Yönetimi, saldırılarında Siyonistlere destek olmayı sürdürüyor. Cenin ve Tul Karim Siyonistlerin hedefinde.Güney Lübnan'da da halk, Gazzeliler gibi, İsrail ile Lübnan arasındaki ateşkes sonrasında köy ve kentlerine dönmeye başlamış durumda. İsrail bir aşamada burada evlerine dönen sivillere saldırarak 26'sını katletti. Ama Lübnan halkı büyük bir kararlılıkla, bazı bölgelerde İsrail güçlerinin halen bulunmasına da meydan okuyarak evlerine yürümeyi sürdürdü. Lübnan cephesinde Suriye'deki gelişmelerin etkisi büyük, yine de Hizbullah ve Emel hareketleri teslim olmuş değiller.Emperyalizme ve Siyonizme karşı mücadeleye devam edelimTrump'ın bu yeni “çılgın projesi”ne karşı Filistin halkının yanında olmamız şart. Öncelikle, Gazze ya da Batı Şeria'ya yönelik yeni bir Siyonist saldırganlık olmaması için Filistin halkının tüm dostları elinden geleni yapmalı. Aynı anda, İsrail ve Siyonist soykırımın sponsoru ABD'nin Gazze'deki tüm yıkımdan sorumlu tutulması ve Gazze'nin imarının ABD bütçesinden karşılanması sağlanmalı. Ardından, Gazze'nin yeniden inşası için, Gazze'nin siyonist yerleşimciler değil de Filistinliler için imarı için ne gerekiyorsa yapılmalı. Yani ateşkes sürse de sürmese de, emperyalizme ve Siyonizme karşı mücadele sürmeli.

Anlat Eren
Sihirli Tüy - Bölüm II

Anlat Eren

Play Episode Listen Later Feb 8, 2025 12:13


Ağanın aklı fikri Narin Hatunda'ymış. Derviş kılığına girip her yerde onu aramaya başlamış. Sonunda şehre gelmiş. Sormuş soruşturmuş ve sonunda şehzadenin güzeller güzeli bir kızla evli olduğu bilgisine ulaşmış. Bu olsa olsa Narin Hatun'dur diye düşünmüş ve bir şekilde Padişah'ın huzuruna çıkmış…

Kerem Önder
Ahmakların ticareti? - Mektubât 138 / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Jan 31, 2025 40:42


Bu mektûb, şeyh Behâeddîn-i Serhendîye yazılmışdır. Alçak dünyâyı kötülemekde ve dünyâya düşkün olanlardan kaçınmağı bildirmekdedir: “Akıllı oğlum! Allahü teâlânın sevmediği bu dünyânın arkasında koşmamalıdır! Gönlünü hep Allahü teâlâya bağlamak sermâyesini elden kaçırmamalıdır! Ne satdığını ve buna karşılık neyi aldığını düşünmelidir! Dünyâyı ele geçirmek için âhıreti vermek ve insanlara yaranmak için Allahü teâlâyı bırakmak alçaklık ve ahmaklıkdır. Dünyâ ile âhıret birbirinin zıddıdır, tersidir. İkisinin sevgisi bir kalbde toplanamaz. İkisi bir araya getirilemez. Arabî mısra' tercemesi: Din ve dünyâ bir araya gelirse, güzel olmaz! Bu iki zıddan dilediğini seç ve seçdiğine karşılık kendini sat, fedâ et! Âhıret azâbı sonsuzdur. Dünyâda olanlar çok azdır. Allahü teâlâ, dünyâyı sevmez, âhıreti sever. Arabî beyt tercemesi: İstediğin gibi yaşa, birgün öleceksin! İstediğini topla, birgün ayrılacaksın! Sonunda kadından ve çocuklardan ayrılacaksın. Bunların idâresini Allahü teâlâya bırak! Bugün, kendini ölmüş bilmelidir. Onların işlerini Allahü teâlâya bırakmalıdır. Tegâbün sûresinin onbeşinci ve Enfâl sûresinin yirmisekizinci âyetinde meâlen, (Mallarınız ve çocuklarınız sizlere kesin olarak düşmandır. Onlardan sakınınız) buyuruldu. Bunu iyi anlayınız! Tavşan gibi, gözleri açık uyku ne zemâna kadar sürecek! Bir gün gelip uyanılacak! Dünyâya düşkün olanlarla arkadaşlık etmek, onlarla görüşmek, öldürücü zehrdir. Bu zehrle öldürülen kimse, sonsuz olarak ölür. (Aklı olana bir işâret yetişir) demişlerdir. Biz ise, açıkca ve üzerine düşerek anlatıyoruz. Bunların yağlı, tatlı yemekleri, kalbin hastalığını artdırır. Kalbin iyiliği, hastalıkdan kurtulması nasıl düşünülebilir? Sakın! Sakın! Çok sakın! Fârisî beyt tercemesi: Bildirilmesi lâzım olanı söyledim sana, Yâ fâidelenirsin, yâ da çarpar kulağına. Onlarla görüşmekden, arslandan kaçar gibi, hattâ dahâ çok kaçmalıdır. Arslan insanın yalnız cânını alır. Bu da, âhıretde fâideli olur. Dünyâya düşkün olanlarla berâber olmak ise, insanı sonsuz felâkete ve zarara sürükler. Onlarla konuşmakdan, onların lokmalarını yemekden ve onları sevmekden ve onları görmekden sakınmalıdır. Sahîh olan hadîs-i şerîfde, (Zengine, zenginliği için alçaklık gösterenin dîninin üçde ikisi gider) buyuruldu. Onlara karşı yapılan bu alçalmalar ve yaltaklanmalar, onların malları ve makâmları için midir, yoksa değil midir? İyi düşünmek lâzımdır. Malları, mevkıleri için olduğunda hiç şübhe yokdur. Bunun sonu da, dînin üçde ikisinin gitmesidir. Artık müslimânlık nerede, kurtuluş nerededir? Yağlı lokmaların ve uygunsuz kimselerle düşüp kalkmanın, bu yavrunun kalbinde vaazları dinlemeğe ve nasîhatleri düşünmeğe yer bırakmadığını bildiğim için, bu kadar ağır ve sıkı yazıyorum. Hafîf sözlerle, yumuşak kelimelerle uyanmayacağını biliyorum. Sakın! Onların sohbetinden sakın! Onları görmekden sakın! Allahü teâlâ yardımcın olsun! Allahü teâlâ, bizi ve sizi, râzı olmadığı, beğenmediği şeylerden kurtarsın! Mi'râc gecesi, (Gözleri Allahü teâlâdan ayrılmadı) diyerek övülen insanların efendisi hurmetine “aleyhi ve alâ âlihi minessalevâti efdalühâ ve minetteslîmâti ekmelühâ” bu düâmızı kabûl buyursun! Âmîn.” Rabbani Abdullah b. Mes'ûd hazretleri şöyle demiştir: İyi olsun, kötü olsun, herkes için ölüm hayırlıdır. Çünkü, eğer insan iyi ise Yüce Allah böyleleri hakkında şöyle buyurmuştur: "Allah katındaki ni'metler, iyiler için daha hayırlıdır.” (Âl-i İmrân - 198) Eğer söz konusu olan kötü bir kimse ise, Yüce Allah böyleleri hakkında da şöyle buyuruyor: "Onlara mühlet vermemiz sadece daha çok günâha girmeleri içindir. Onlar için yüz kızartıcı bir azâb vardır" (Âl-i İmrân - 178) Allah, iki ruh yarattı. Birini dumanın içine koydu ve ona "Cin" dedi. Diğerini toprağın içine koydu ve ona "İnsan" dedi. Her ikisini de sınav etmeye devam ediyor... İyilikte kötülükte bulaşıcıdır. "İnsanlar için hak yolunu kapatan beş şey vardır: Cahillikten rahatsız olmamak, dünya hırsı, cimrilik, amelde riya, kendi fikrini beğenmek." Hz. Ali ra.

Mesele Ekonomi
Bu hikayenin sonu belli: Döviz politikası eninde sonunda patlar! & En büyük 3 hata ne? | Emre Alkin

Mesele Ekonomi

Play Episode Listen Later Dec 4, 2024 27:16


Akademisyen Prof. Dr. Emre Alkin ile ekonomi politikalarının başarı şansını, yapılan hataları ve bizleri bekleyen riskleri anlattı.

4th Down
#79 Savunmayı Toparlayan Seahawks, NFC South'ta zirve mücadelesinde kim daha çok ikna ediyor?

4th Down

Play Episode Listen Later Nov 28, 2024 49:37


Üst üste iki division rakibini yenerek NFC West'te tekrar liderliğe yükselen Seattle Seahawks'ta nihayet Mike Macdonald etkisini görmeye başladık mı? İki maçlık mağlubiyet serisindeki Atlanta Falcons'ın NFC South liderliğinin tatmin edicilik seviyesi ve savunmadaki problemler, Sonunda iyi oyununu galibiyete dönüştürmeyi başaran Tampa Bay Buccaneers'ın potansiyel playoff yürüyüşü, NFC South şampiyonluğu yolundaki iddiası ve tüm bunları mümkün kılan hücumdaki Liam Coen etkisi..

Mevlana Takvimi
KUR'AN'I TEFSİR EDEN SÜNNETTİR - 27 KASIM 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Nov 27, 2024 2:41


Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Yakında sizden biri çıkar ve şöyle der: “İşte Allâh (c.c.)'un kitabı. Onun içerisinde bulunan helâlleri helâl kabul ederiz, onda yer alan haramları da haram sayarız.” Haberiniz olsun! Kime benden bir hadis ulaşır da onu yalanlarsa, bu haliyle o Allâh'ı, Resûlü'nü ve o hadisi kendisine ulaştıranı yalanlamış olur.” (Taberânî) Mutarrif b. Abdillah b. eş-Şıhhîr (r.âleyh)'e: “Bize sadece Kur'ân'dan bahsedin” dendiği zaman şöyle demiştir: “Vallâhi biz hadis rivâyeti ile Kur'ân'a bir alternatif getirme arzusunda değiliz. Ancak bu halimizle biz, Kur'ân'ı bizden daha iyi bilen birinin (Resûlullâh (s.a.v.)'i kastetmektedir) olduğunu göstermek istiyoruz.” Evzâî (r.âleyh), Hassan b. Atıyye (r.a.)'den şöyle dediğini nakleder: “Vahiy Resûlullâh (s.a.v.)'e inerdi. Onu tefsir eden sünneti de ona Cibril getirirdi.” Ebû'd-Derdâ (r.a.): “Sizin hakkınızda endişe ettiklerimden biri de âlimin sürçmesi ve münâfığın Kur'ân ile tartışmaya girmesidir” demiştir. Bu mânâda daha başka sözler de vardır ki âlimler onları sünneti bir tarafa iterek Kur'ân'ı tevil etme ve reye başvurma konusuna yormuşlardır. Âlimlerden birçoğu, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in şu buyruğunu ve hadisleri bu mânâya anlamışlardır: “Yüce Allâh ilmi, insanların arasından bir çırpıda çekip çıkararak almaz. Aksine ilmi, âlimleri alarak alır. Sonunda hiçbir âlim bırakmayınca insanlar kendilerine câhil başlar edinirler, onlara sorular yöneltilir, onlar da bilgisizce fetvâ verirler. Böylece hem kendileri sapar, hem de başkalarını saptırırlar.” (Buhârî) Hakikaten bid'at sahiplerinin pek çoğu bu şekilde davranmışlar, hadisleri bir tarafa atmışlar ve Kur'ân'ı yersiz bir şekilde tevile yeltenmişler ve sonunda da hem kendileri sapmış, hem de başkalarını saptırmışlardır. (Şatıbi, el-Muvâfakât; İslâmi İlimler Metodolojisi, c.4, s.15-16)

TR724 Podcasts
Necip Bahadır | Sonunda ‘Atatürkçü' de oldu! | 12.11.2024

TR724 Podcasts

Play Episode Listen Later Nov 13, 2024 7:32


Necip Bahadır | Sonunda ‘Atatürkçü' de oldu! | 12.11.2024 by Tr724

MenEmen
SXSW Londra, Tyler, The Creator, Doğru Yanılt, Top Tarikatı bi de meleklerin dönüşü -177

MenEmen

Play Episode Listen Later Oct 25, 2024 42:26


Men-E-Men Stüdyo tarafından hazırlanan yüz yetmiş yedinci bölüm sizlerle. Giriş sohbetimizin ardından, bu bölüme özel hazırladığımız “Bi de Buna Bak” sepetini aktardık. Amerika'da gerçekleşen önemli bir konferans ve festivalin Avrupa'da başlayacak yeni versiyonunu anlattık. Sonrasında ilginç bulacağınız bir videoklipten, bir YouTube kanalından ve bir kitaptan bahsettik. Hepsinin linklerini açıklamamızın altında paylaşıyoruz. “Bi de Buna Bak” sepetimizin ardından yıllardır özlemle beklediğimiz Victoria's Secret Moda Şovu'nun geri dönüşünü kutladık. Hangi modellerin geri döndüklerini, hangilerinin bu şovda yer almadıklarını, marka hakkında yapılan eleştirileri anlattık. Sonunda da şovun müzikal performanslarına değindik.   Bi De Buna Bak Link'leri SXSW London  https://sxswlondon.com/ Doğru Yanılt www.youtube.com/@DoğruYanılt Tyler, The Creator - Noid https://www.youtube.com/watch?v=Qer3lwd5hyA Top Tarikatı - Bilgin Gökberk  https://kirmizikediyayinevi.com/product/top-tarikati/

Cortado
244. Rasta kültürü ve saçlar

Cortado

Play Episode Listen Later Oct 16, 2024 24:40


Bugün Selma ile birlikte rasta kültürünün önemi, kokunun ilişkilerdeki etkisi, saçın arkeolojik anlamı ve Afrika kıtasındaki yeri üzerine konuştu. Sonunda da olmazsa olmaz, keçi peyniri!

Yeni Şafak Podcast
MEHMET ŞEKER - Ne kurumlar gördük, zaten yoktular

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Oct 15, 2024 2:55


BM bitti. Farkında değil. Boşa dönüyor. Avara kasnak gibi. Sonunda bu da oldu denecek gündeyiz. İsrail BM karargâhına saldırdı.

Yeni Şafak Podcast
Selçuk Türkyılmaz - Bir yılın sonunda Filistin davası

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Oct 7, 2024 5:18


Gazze'de bir yılını dolduran İsrail saldırganlığı devam ettikçe İngiltere ve ABD soykırım suçunun ortağı olduklarını açıkça göstermeye başladılar. 7 Ekim'e kadar İsrail'in “kendini savunma hakkı” bahanesiyle yerleşimci müstemlekenin yayılmacı saldırganlığı muğlaklaş-tırılıyordu. Bu durum onlara daha fazla manevra alanı kazandırır, holokost söylemi ile Siyonizm ideolojisi arasında hayali bir sebep sonuç ilişki kurulmasına zemin hazırlanırdı.

Yeni Şafak Podcast
Yasin Aktay - Bir yılın sonunda Tufan yükselmeye devam ediyor

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Oct 7, 2024 6:46


Aksa Tufanı üzerinden bugün itibariyle bir yıl geçmiş oldu. Elbette İsrail'in zalim bombardımanı altında bu bir yıl içinde Günyüzü görmeyen Gazze halkı açısından çok daha uzun hissedilmiş bir yıl bu. Ama soykırımcı mücrim İsrail ve avanaleri açısından da çok kolay geçmiş olduğunu söyleyemeyeceğimiz bir yıl olmuştur. Bir yıl, ikiyüzyıldır insanlığa anlattıkları bütün hikayelerin ifşa olduğu, maskelerinin düştüğü o hümanist, ileri, modern, demokratik düzenlerinin altındaki kanların, cinayetlerin, ırkçılığın, sömürünün çırılçıplak meydana serildiği bir yıl oldu. Ama daha önemlisi bütün dünyayı esir almışken bir avuç Gazze'yi teslim alamamanın yaşattığı hüsran o bir yılın her saniyesini Gazzelilerin yaşadıklarından daha uzun bir zaman olarak hissettirdi.

NTVRadyo
Hiç Unutmam: İlginç Tıbbi Vakalar - 49.Bölüm - Aslan Yürekli anlatıyor

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Sep 27, 2024 17:19


#HiçUnutmam Şikayetleri nedeniyle doktor doktor gezen bir hasta... Teşhis koyuluyor ama hasta kabul etmiyor. Sonunda bir doktor onu ikna ediyor. Peki neydi hastanın bu kadar itiraz ettiği bu hastalık? Dermatoloji Uzmanı Doç.Dr. Aslan Yürekli ilginç vakayı anlatıyor.

Yeni Şafak Podcast
TAMER KORKMAZ - “Bana, riyakârlığın resmini yapabilir misin, Özgür?”

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Sep 17, 2024 5:41


Sonunda, bu da oldu: Hususi Bey, İzmir'de cami temeli attı. “Caminin üst kısmının Mescid-i Aksa modeline göre yapılacağını” söyledi.

Begumtells
9 Eylül Haftası Pek bi'şanslısın

Begumtells

Play Episode Listen Later Sep 8, 2024 13:34


Günlere göre anlattım. Sonunda güzel bir duyurum var lalala

Anadolu'nun Şifacı Kadınları
Sara Kızıldel - (Feminine Embodiment Eğitmeni, Tantra-Sinir Sistemi Regülasyonu- Jung Ekollü çalışmalar)

Anadolu'nun Şifacı Kadınları

Play Episode Listen Later Sep 7, 2024 55:32


Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nı konuk ettiğim programın bu haftaki konuğu Sara Kızıldel. 1976 yılında Londra'da doğan Sara, Ankara'da büyüdü ve Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümü'nü bitirdi. Ardından Paris'te Sorbonne Üniversitesi'nde Fransızca dili okudu. 1999-2015 yılları arasında, yeme içme sektöründe yöneticilik dahil farklı pozisyonlarda çalıştı. 2006 yılında içindeki sıkışıklık nedeniyle bir arayışa girdi ve kendini bir tantra çalışmasında buldu ve ruhunun çağrısının peşine düştü, daha sonra çeşitli çalışmalara katıldı. 2010 yılında yaşadığı kırılmayla arayışı daha da derinleşti ancak ruhunun çağrısına cevap vermeyip ters yöne koştuğu için sinir sistemi buna dayanamadı. Sonunda yörüngesini kendine çevirdi. Vahşi Kadın çember eğitimleri veren, aynı zamanda Jung Koçu ve Lineer Olmayan hareket Methodu ( Non Linear Movement Method) eğitmeni olan Sara'nın çalışmalarını ve paylaşımlarını https://www.instagram.com/sarakizildel/ Instagram adresinden takip edebilirsiniz. Keyifli dinlemeler :) ***** Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nı Desteklemek İster Misin? :) Hiçbir maddi destek almadan 4 yıldır gönüllü sürdürdüğüm bu programın içeriğini beğeniyor ve hayatına bir katkı sunduğuna inanıyorsan, beni ve programı maddi olarak da desteklemek istersen, https://kreosus.com/ask üzerinden ister aylık, ister tek seferlik katkı sunabilirsin :) ***** AŞK Buluşmasına Katılmak İster Misin? Ekim ayı AŞK Buluşmamız 16 Ekim Çarşamba saat 21:00'de. Konuklarım Raquel Habib ve Klinik Psikolog Prof. Dr. Hanna Nita Scherler. Raquel ile nefes ve meditasyon, Nita ile Farkındalık çalışması yapacağız. Detaylar ve katılım formu için https://forms.gle/wTgTSCDEeDtZnjgZ7 ***** Lütfen Youtube'da yeni bölümleri izlemek için kanala abone olmayı, bildirimleri açmayı unutma :) https://www.youtube.com/c/DidemMollaoglu ***** Yazılarımı ve yolculuklarımı takip etmek istersen; https://www.instagram.com/didemmollaoglu/ ***** Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nı aynı zamanda Spotify ve Apple Music'den podcast olarak dinleyebilirsin. https://open.spotify.com/show/312t5k7BqvGSv7c9l88Y6Z https://podcasts.apple.com/tr/podcast/anadolunun-şifacı-kadınları/id1519077215 ***** Ben Kimim? 2016'da tüm eşyalarını satarak çıktığı yolculukta henüz kendine doğru bir yolculukta olduğunu bilmiyordu. Ta ki yuvasından binlerce kilometre uzaklıkta Anadolu onu çağırana kadar. Yuvasına dönüşüyle birlikte kendi şifa yolculuğu başladı. Çünkü bir ağacın yeşermesi için önce köklerinin iyileşmesi gerektiğini biliyordu ve kökleri bu kadim topraklardaydı. Çıktığı bu yolculukta Maya Şamanizmden yogaya, yogadan tasavvufa uzanan farklı ilimlerin peşinden gitti, birçok eğitim aldı. Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nı konuk ettiği bir podcast yapan Didem kendi deyimiyle Aşk'ı arayan bir aciz kul, yolcu. ***** Light Of Daytime by Vlad Gluschenko | https://soundcloud.com/vgl9 Music promoted by https://www.free-stock-music.com Creative Commons / Attribution 3.0 Unported License (CC BY 3.0) https://creativecommons.org/licenses/by/3.0/deed.en_US

Yeni Şafak Podcast
NEDRET ERSANEL - Yeni alet çantası…

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Sep 7, 2024 6:42


‘BRICS'a başvurunun sonu da S400 gibi olacak' diyenler, S400'lerin sonunun BRICS olduğunu hâlâ anlamıyor… ‘S400'lerin sonu'nda bir şey yok ayrı konu ama Türkiye'ye uygulanan yaptırımlar ve daha bir ton başka rezillik yüzünden sonu BRICS oldu işte… Türkiye, ilişkilerinde en ağır haksızlıklara, saldırılara uğradığı zamanlarda dahi elini Batı'ya uzattı. Sonunda da tükendi işte…

Mevlana Takvimi
RESÛLULÂH (S.A.V.)'İN EBU EYYUB (R.A.)'İN EVİNİ ŞEREFLENDİRMELERİ - 06 EYLÜL 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Sep 6, 2024 2:28


Resûlullâh (s.a.v.) Medine'ye gelince devenin yularını boynunun üstüne bırakmıştı. Kendisi onu hiç tahrik etmiyordu. Deve Ebû Eyyub Ensarî (r.a.) Hazretlerinin evinin önüne çöktü. Resûlullâh (s.a.v.) de devenin üstünde duruyordu. Oradan yine kalkıp gitti, evvelki yerine çöktü ve bir ses çıkardı. Ondan sonra Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz üstünden indi ve: “Allâh dilerse konağımız burasıdır” dedi. Rivayet olunur ki, Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz Ebû Eyyub Hazretlerinin evlerine girdiği zaman yer evine konmayı ihtiyar etti. Onun üstünde olan çardağı istemedi. Ebu Eyyub (r.a.) hâtûnuna dedi ki: “Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'in aşağıda olması ona lâyık değildir. O (s.a.v.)'e Cebrâil (a.s.) gelir ve Kur'an nâzil olur, O (s.a.v.)'in yukarıda olması gerekir.” Velhasıl o gece kendisi ve hanımı ıstıraptan yatmadılar. Sonunda söylediler. Efendimiz (s.a.v.)'i yukarı çıkardılar, kendileri aşağı indi. Rivayete göre Ebû Eyyub (r.a.)'in evini eski zamanlarda Yemen padişahlarından biri Medine'ye geldiği zaman Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz için yapmıştı. Onun için Peygamberimiz (s.a.v.) Medine'yi şereflendirdiklerinde oraya konmuştu. O padişah Medine-i Münevvere'ye geldi. Orada bir ev yaptı ve âlimlerden dört yüz kişiyi bıraktı. Alimlerin reisinin eline bir mektup verip tenbih etti ki: “Ben bu evi Resûlullâh (s.a.v.) Hazretleri için yaptım. Zuhur edip bu diyara geldiği zaman evi teslim edip bu mektubu da ona ulaştırasınız” dedi. Ondan sonra günlerin geçmesiyle ev elden ele düştü. Nihavet Ebû Eyyub Hazretlerinin tasarrufunda iken Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz Hazretleri gelip saadetle kondu. Ebû Eyyub (r.a.), o âlimlerin reisinin evlâdından idi. Ensar topluluğu da orada kalan âlimlerin neslinden idiler. Sonradan Kâinatın Efendisi (s.a.v.)'in şerefli hizmetine yetişip nusretler ettiler. (İmâm Kastalâni, Mevahib-ü Ledünniye, s.103-104)

Mevlana Takvimi
ORGAN NAKLİ İLE İLGİLİ ÜRKÜTÜCÜ KEŞİF! - 23 AĞUSTOS 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Aug 23, 2024 2:25


Ürkütücü keşfin haberi, geçenlerde ABD›den geldi. Amerika Birleşik Devletleri›nde kemik iliği nakli yapılan kişinin sadece kanında değil, göğsü ve kılları hariç tüm bedeninde donörün (organ vericisinin) DNA'sı tespit edildi. Daha beteri… Alıcının sperminden alınan DNA da donöre ait çıktı.Anlayacağınız organ vermek Tıpkı sperm ve yumurta vermek gibi, nesebin de değişmesine neden oluyormuş. Buna facia denmezse ne denir? Felaket mi, afet mi? ABD'nin Nevada eyaletinde yaşayan Chris Long'a 2014 yılında Alman bir vericiden kemik iliği nakledilir. Adli tıp bölümünde çalışan mesai arkadaşları, bu operasyonun Long'un DNA'sını nasıl etkileyeceğini merak ederler ve düzenli olarak DNA örnekleri alınmaya başlar. Sadece 3 ay sonra Long'a ait kan DNA'sı, vericinin DNA'sına dönüşür. Nakledilen ilik, Long'un bütün genetik yapısını değiştirmektedir. Dördüncü yılın sonunda saç ve göğüs kılları hariç alıcının tüm DNA'sı değişmiştir. Sonunda en korkulan da olmuş; Long'un spermleri de vericinin DNA'sına dönüşmüştür. İki çocuk sahibi Long yapılan bir ameliyat sonucu artık çocuk sahibi olamayacaktır ama mesele sadece Long değildir. Sperm değiştiğine göre nakil sonrası doğacak çocuklar kimin çocuğu olacaktır? Alıcının mı, yoksa iliği verenin mi? Hadi buyurun, işin içinden çıkın da görelim! Allâh (c.c.)'un yaratma biçimi olan fıtratla oynarsanız, insanı kobay faresine çevirirseniz olacak bundan başkası değildir. Allah muhafaza! Kim bilir belki bu daha iyi günlerimizdir! Kimin anne, kimin baba; kim kimin çocuğu, kim kimin ebeveyni olduğunun bilinmediği karanlık bir çağ bizi bekliyor belki de!… Başkalarının spermlerini bankalardan alıp gebe kalanlar… Bedeni bozulmasın diye çocuğunu taşıyıcı anneye doğurtanlar… Rahim ve yumurtalık nakli yaptıranlar… Sahi, nereye gidiyoruz? (Kemal Özer, www.gercekhayat.com.tr)

Yeni Şafak Podcast
NEDRET ERSANEL - Kursk vakası: Rusya'nın Batı tarafından istilası!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 17, 2024 5:48


Bir kombin var; 7 Ekim meşru müdafaası ve günümüze varan devamı, Ukrayna'da tarafların hızla başlarını başka yöne çevirmelerine sebep olmuş, ellerindeki kartların yerleşimini baştan düzenletmişti… Şimdi bir başka kombin, Haniye suikastıyla-Ukrayna'nın Rusya- Kursk'a yönelttiği ‘beklenmeyen' atak eş zamanlı ve ‘uyumlu' gözüküyor… Sonunda hepsinin birden 5 Kasım'a bağlandığını göreceğiz… Kursk vakası askeri-teknik açıdan kurmay subayların çok ilgisini çekmiş olmalı. Öte yandan kayıtlarda şunu öne almak gerekiyor; Rusya'nın çuvalladığı utanç anlarından biridir. Hedeften gözünü ayırmanın/rahatlamanın, nöbette miğfer üzerinde kestirmenin sonucu olup-olmadığının tespiti, hesabının içeride sorulması gerekiyor. Ancak biz dışardayız ve söyleyebileceğimiz sadece Moskova'nın ağır hata yaptığıdır… Tabii şu da var; ‘Rusya nihayetinde bu durumun üstesinden gelecek ve kendi topraklarını temizleyecektir'.. Olabilir. Ama bu Wagner olayındaki kadar kolay, kısa ve ucuz olmayacak gibi duruyor… BATI CEPHESİNDE ‘ARTIK' YENİ BİR ŞEY VAR…

Kur'an-i Kerim Tefsiri
Ali Imran Suresi 186-191 Tefsiri Ali Kucuk N089 M003

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Aug 15, 2024 66:31


ÂLİ IMRÂN SÛRESİ 186-191 TEFSİRİ N089 M003 Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. 186 And olsun ki, mallarınız ve canlarınızla imtihan edileceksiniz ve sizden önce kitap verilenlerle Allah'a ortak koşanlardan birçok üzücü şeyler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve sakınırsanız şüphesiz bu işlere karşı bir azim (karar ve sebat alameti)dir. 187 Hani bir zamanlar, Allah, kendilerine kitap verilenlerden onu insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz diye söz almıştı. Onlar ise onu arkalarına attılar ve az bir para karşılığında sattılar. O satın aldıkları şey ne kötüdür. 188 Yaptıklarıyla sevinen, yapmadıklarıyla övülmeyi sevenleri, azaptan kurtulacak sanma. Onlar için acıklı azap vardır. 189 Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'a aittir. Allah, her şeye kadirdir. 190 Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardından gelişinde, akıl sahipleri için âyetler (ibretli deliller) vardır. 191 Onlar (akıl sahipleri) ayakta, otururken, yanları üstünde (yatar) iken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı hakkında düşünürler: "Ey Rabbimiz, sen bunları boşuna yaratmadın, sen münezzehsin, bizi ateşin azabından koru." (derler) 192 Ey Rabbimiz, şüphesiz sen kimi ateşe sokarsan onu rezil etmiş olursun. Zalimlerin hiçbir yardımcıları yoktur. 193 Ey Rabbimiz, gerçekten biz, "Rabbinize iman edin" diye imana çağıran çağırıcıyı işittik ve iman ettik. Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi iyilerle beraber öldür. 194 Ey Rabbimiz, rasüllerine karşı bize vadettiklerini bize ver ve bizi kıyamet gününde rüsvay etme. Şüphesiz sen sözünden dönmezsin. 195 Rableri onlara şöyle cevap verdi: "Sizden erkek ve kadından amel eden hiçbir kimsenin amelini boşa çıkarmayacağım. Siz birbirinizdensiniz. Hicret (göç) eden, yurtlarından çıkarılan, benim yolumda eziyet çeken, harbeden ve öldürülenlerin kötülüklerini mutlaka örteceğim ve mutlaka onları, Allah katından bir mükâfat olmak üzere, altından ırmaklar akan Cennetlere koyacağım. Mükâfatın güzeli, Allah katındadır." 196 Kâfirlerin ülkelerde refah içinde dolaşması sakın seni aldatmasın. 197 Az bir faydalanmadır. Sonunda sığınacakları yer Cehennemdir. O ne kötü bir yataktır. 198 Ancak Rablerinden sakınanlara (gelince), onlara Allah katından ziyafetler, içinde ebedi olarak kalacakları altından ırmaklar akan Cennetler vardır. Allah katında olanlar, iyiler için daha hayırlıdır. 199 Şüphesiz ehli kitaptan Allah'a büyük saygı göstererek, Allah'a, size indirilene ve kendilerine indirilene inananlar vardır. Onlar Allah'ın âyetlerini az bir para karşılığında satmazlar. İşte onların mükâfatı Rableri katındadır. Şüphesiz Allah hesabı çabuk görendir. 200 Ey iman edenler, sabredin, sabır yarışı edin, kenetlenip kuvvetlenin, Allah'tan sakının ki, kurtuluşa erişesiniz. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/ali-imran-suresi-186-191-tefsiri-ali-kucuk https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/sets/ali-imran-suresi-tefsiri-ali-kucuk

Yeni Şafak Podcast
YASİN AKTAY - İsmail Neyin Bedeliydi, Heniyye'nin Fidyesi Ne Olur?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 5, 2024 6:53


DOHA İnna lillahi ve inna ileyhi raciun. Hayatın bizim için ne anlama gelmesi gerektiğine dair hayatıyla, mücadelesiyle, felsefesiyle, neredeyse bütün yakınlarının ölümüne karşı sergilediği duruşla, metanet ve sabırla ve nihayetinde kendi ölümüyle şehadet ederek muhteşem dersler veren çağımızın İsmail'inin dergahındayız. Hz. İsmail kurban edileceğine dair buyruğu telakki ettiğinde babası İbrahim'e “sana emredileni yap, beni ancak sabredenlerden görürsün” diyerek teslimiyetin destanını yazmıştı. Hayatı veren Allah onu aldığında ondan çok daha değerlisini verecekti, buna yakin ile mümindi. Yaratılışın tabiatına vâkıf olanlar, Allah'ın yaratılıştaki sünnetine aşina olanlar için aslında bu o kadar da büyük bir sır değildir. Öbür türlüsü, hayatı bu dünyadan ibaret görenler için ölüm insanın bir şekilde yakalamış olduğu bu hayattan ibaret bütün nimetlerin sonudur. O yüzden zaferin şehadetlerle daha da yaklaşıyor olduğunu, toprağın şehit kanlarıyla sulanıp vatan olduğunu idrak etmeyenler ölümleri zayiat olarak görür. İsmail Heniyye aynı kişilikte hem İbrahim'in imtihanıyla hem de İsmail'in imtihanıyla sınandı ve her iki tavrın sadece geçmişe ait olmadığını çağımızın insanına muhteşem bir duruşla gösterdi. Çocukları, torunları, yeğenleri, gelinleri hepsi elinden alındığında Allah'ın hepsinin karşılığında ve hepsine daha iyisini vereceğine inandı. Sonunda kendi canı istendi, hiç tereddütsüz vereceğini söylemişti, verdi. İsmail her zaman İsrailoğullarının hedefindedir, temsil ettiği her şeyle birlikte. İsmail babasının üvey oğludur onlara göre. Yersiz ve zamansız gülmüştür: Kitab-ı Mukaddes'in Yaratılış bölümünde şöyle geçer olay: “Ve çocuk büyüdü, ve sütten kesildi [...] Ve Sara Mısırlı Hacer 'in İbrahim'den olma oğlu İsmail'in güldüğünü gördü ve İbrahim'e dedi: Bu cariyeyle oğlunu dışarı at; bu cariyenin oğlu benim oğlum İshak'ın mirasına ortak olmasın” (Yaratılış, 21: 9-10). Daha önce de yazmıştım, olayın tam olarak nasıl olduğuna dair İslâmî kaynaklarda bildiğimiz kadarıyla net anlatımlar yok. Ama Kitab-ı Mukaddes'teki bu anlatım İsrailoğulları için kategorik bir ayırım oluşturmuş. Yeni doğmuş bir çocuğun sırf güldü diye bu kadar büyük bir cezaya reva görülmesindeki adalet(sizlik) boyutu hiçbir zaman gündeme gelmemiştir. Oysa buradan Yahudi-Hıristiyan geleneği içinde biraz etik ve adalet kaygısı ne tartışmalar çıkarmış olurdu. Bu arada İshak, ismini annesinin yüz yaşındayken doğuracağı müjdesini aldığı için, bu müjdeyi bir şaka zannedip gülmesinden almıştır. İçinde sadece İshak'ın güleceği bir hikayedir İbrahim oğullarının hikayesi. Oysa İsmail'in gülüşü bu hikâyede bir sınır aşımıdır. İsmail'in gülmesi gerekmiyor, hatta hiçbir zaman gülmemeli. Onun veya onun neslinden gelenlerin gülüşü İsrail'in sinirini bozan, sınırı aşan bir eylemdir. Sadece bu değil tabii. İsmail üvey evlattır, Filistin'dir, hem gülme hakkına sahip değildir hem de bu topraklara vâris olma hakkı yoktur. Onun toprağı da evlatları da canı da malı da kendisine ait değildir. El konulabilir, öldürülebilir, yok sayılabilir. Oysa İsmail Allah'ın sevgili kuludur, kardeşi İshak ile birlikte. Ama bu imtihanda ona özel bir rol yüksek bir görev verilmiştir. Ödediği bedel, aslında onun için Allah'a ait olan canın Allah'a emanet olarak tam bir teslimiyetle tevdi edilmesidir. Bu şuurdur İsmail'i İsmail yapan. Kendisine verileni kendinden bilen cahiller ne bilsin bunu? İsmail'in fidyesini İbrahim'e ve bütün insanlığa onu o çetin imtihandan geçiren Allah bizzat gönderdiği koçla ödedi. Her şey Allah'a ait çünkü, can da O'nun, bedeli de fidyesi de. İsmail kurban edilmiş olsaydı dahi vereceği can ona değil Allah'a aitti.

Yeni Şafak Podcast
İSMAİL KILIÇARSLAN - Çağrını Duyduk, Kabul Ediyoruz

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 3, 2024 6:01


“Dini eğitimimi babamdan aldım” demişti katıldığı bir söyleşide. Babası bir şeyh, sufi ve müezzindi. Mülteciydi evet. Bir mülteci olarak, 1963'te, Gazze'deki Elşati Kampı'nda doğmuştu. Hamas kurucusu Şeyh Ahmet Yasin'in özel kalemi idi. Yasin'in şehadetinden sonra Hamas'ın kilit ismi olmuş, Gazze, Kudüs ve Filistin için onurla ve şerefle çalışmış, gayret etmişti. Siyasi hayatı boyunca tutuklamalara maruz kalmış, ailesinden pek çok kişi şehit edilmiş, kendisi de pek çok suikasttan kıl payı kurtulmuştu. Sonunda, tetiğin İran tarafından mı, İsrail tarafından mı çekildiği belli olmayan bir saldırıda şehit oldu. Emaneti Rabbimize teslim etti. Bana sorarsanız, şehadet, hak edilmesi gereken bir makamdır ve Rabbimiz, bu makamı sadece sorgudan ve sualden beri tutmak istediği güzel kullarına ihsan eder. Bu bakımdan, İsmail Heniyye'ye şehadetten gayrısını zaten yakıştıramazdım. Dolayısıyla Heniyye, yaşaması gerektiği gibi bir hayat yaşayıp, ölmesi gerektiği gibi bir ölümle ayrıldı aramızdan. Mekânı cennettir, makamı âlidir Allah'ın izniyle. Peki, bize ne kaldı bu şehadetten? Derin bir utançtan, daha da derinleşen bir öfkeden ve ondan da derin bir mahcubiyetten gayrı bize kalan ne oldu Heniyye'nin şehadetinden? Deniliyor ki “Heniyye suikastı, Gazze konusunda duyarlı, antisiyonist cepheyi umutsuzluğa sevk etti.” Hayır, hayır ve hayır. Tam tersine umutla doldu içimiz. İki bakımdan. Birincisi, İsmail Heniyye, “şehadetin tüm nesillere ve çağlara bir çağrı” olduğunu hatırlatarak ve bu leşleşmiş köpek soylu toplulukla mücadelenin en lezzetli meyvesinin şehit olmak olduğunu bize bir kez daha göstererek ayrıldı aramızdan. Bu mücadelenin sonunda ödüllerin en güzelinin, makamların en yükseğinin olduğunu işaret etti. İkincisi, İsrail denilen terör devletinin köşeye ne kadar sıkıştığını, bu sıkışıklığı ancak Gazze davasının en kilit ismini ortadan kaldırarak açmak ve aşmak istediğini gösterdi bize bu şehadet. İsrail, zavallılığını ve zevalinin yakın olduğunu bir kez daha izhar etti. Deniliyor ki “Heniyye suikastı, İslam dünyasının liderlerine bir ‘ayağınızı denk alın' mesajıydı. Bundan böyle bu liderler İsrail ile ilişkilerini gözden geçirmek zorundalar.” Açıkça yazacağım. İsrail isimli terör örgütü karşısında canından korkan hangi liderse Allah onun canını tez vakitte alıp yerine bu köpek soylu topluluk karşısında canını hiçe sayan liderler ihsan etsin ümmete. İsrail'den korkanın canı cehenneme olsun. Dolayısıyla doğru cümle şu: “İsrail'in Heniyye'yi şehit etmesinin ardından İslam dünyasının liderleri canlarından korkmaya devam ederlerse istisnasız hepsi birer tasmalı ittir nazarımızda. İslam ümmetinin bu mesajını doğru anlamayan liderlerin tamamının sonu yakındır.” Deniliyor ki “bu iş burada bitti.”

Yeni Şafak Podcast
İSMAİL KILIÇARSLAN - Mavzer

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 27, 2024 4:13


Ne gece kalkıp kıldığı teheccüd, ne cemaatle eda ettiği sabah namazı dindirebilmişti öfkesini. Rahmetli anasının öğrettiği gibi önüne bir bardak su koymuş, 19 kez sekine duası okumuş, her sekinenin ardından suya doğru üflemiş, dua bitince suyu üç yudumda içmişti ama çare bulamamıştı öfkesine. Hanımı “sabah ekmeği hazır” diye kapının eşiğine dikildiğinde “sen ye, benim içim almıyor bugün” deyip savmıştı onu başından. Boşa koydu dolmadı, doluya koydu almadı derken yekindi bağdaş kurduğu yerden. “Bu böyle olmaz, olmaz bu böyle” diye söylene söylene yüklük dolabını açtı. Yorganların, kadife kumaş toplarının, çarşafların ta en dibinden bulup çıkardı “emanet”i. Ağırlığını tartmak için şöyle bir yokladı. Omzuna koyup duvara doğru nişan aldı. Tetik düşürdü. Bir müddet, bir erkek uzunca süredir el değdirmediği silahına kavuştuğunda ne yaparsa onları yaptı anlayacağınız. Sonunda fısıldadı kendi kendine: “Yağ olacaktı bir yerlerde.” Hanımının şaşkın bakışları altında babadan kalma sekizli mavzeri bir iyice temizledi. Kundağından namlusuna, kayışından gezine kadar bir güzel aldı silahın yorgunluğunu üzerinden. Hanımı “ne olacak şimdi bu, durup dururken hacı bey? Nerden icap eti de çıktı tüfek yüklükten?” diye sormuştu sormasına ama dişe dokunur bir cevap alamamıştı Hacı Ömer efendiden. Mavzerin temizliği bitince birden hatırlamış gibi hoplayıp kalktı Hacı Ömer. Zaman zaman baston niyetine de kullanıp dayandığı şemşiyesini alıp çıktı evden. Öfkeliydi. Kasabanın av bayiine varıp “selamünaleyküm Hüseyin, sende sekizli mavzer mermisi var mı?” diye sordu yekten. Hüseyin, azıcık da şaşkın şekilde “ne edeceksin sekizli mavzer mermisini Ömer amca?” diye sormuş bulundu. Hacı Ömer Efendi, o saat ateş topuna döndü. “Ne edeceksem edecem, sana ne, sende mermi varsa iki yüz tane ver, uzun etme” dedi. Hüseyin anladı ki mesele ciddidir ve de gayetle naziktir. Esnaf oturmuşluğuyla geri vitese takıverdi: “Bana be tabii Ömer amcam, bana ne tabii. Yalnız bizde mavzer mermisi bulunmaz. Evvelden bulunurdu da sonrasında bu mavzerlere bir kanun mu çıkarttılar, bi düzenleme mi yaptılar ne, mermisi satılmaz oldu.”

Yeni Şafak Podcast
TAMER KORKMAZ - Trump vuruldu ama Biden öldü!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 23, 2024 3:30


Ayaklı Mumya Joe Biden sonunda havlu attı: Sarı Kovboy ile yardımcısı Kamala yarışacak. 5 Kasım'daki Başkanlık Seçimi için, kartlar yeniden dağıtılıyor! *** Biden, o “Kafa Gidik” haliyle… -Demokrat Parti için “taşınamaz bir bagaj” haline gelmişti. *** Donald J. Trump'a karşı ekrandaki münazarada rezil olduktan sonra… Nihayet… Partisindeki çokları, Joe Biden ile başkanlık yarışını götüremeyeceklerini anladılar. Ne var ki, Soykırımcı Joe “Adaylığa devam” diyordu! SUİKASTTAN SONRA Derin suikasttan kıl payı kurtulması ile birlikte Trump'ın anketlerdeki oyları adeta patladı… -Biden ise iyice geriledi. *** Buna rağmen: Ayaklı Mumya inadını sürdürdü, çekilmedi! *** Hal böyleyken; Demokrat Partililerin kendisine baskısı, dayanamayacağı bir hale geldi. Joe Biden'ın adaylığıyla 5 Kasım seçimini kaybedecekleri kesin gibiydi. Obama bile eski yardımcısı Biden'a desteğini çekti! *** Sonunda, beklenen gerçekleşti: Trump'a suikastın onuncu gününde Biden adaylıktan çekildiğini açıkladı. *** Trump vurulmuş, ama ölmemişti… Eski Başkan'a yönelik bu kurşunlar, Mevcut Başkan Ayaklı Mumya Joe'nun “siyasi ölümüne” yol açtı! YARIŞ “YENİDEN” BAŞLADI Joe Biden'ın yerini alacağı belli olan Kamala Harris, Umutsuz Demokratları bir anda yarışa “ortak” etti. *** Peki, Kamala Harris'in seçilme şansı nedir? Biden'ın desteğini alan Kamala'nın anketlerdeki oyları Uykucu Joe'dan bile daha az görünüyor. Trump “Kamala'yı yenmem; tarihin açık ara en kötü başkanı olan Biden'ı yenmemden bile daha kolay olacak” iddiasında! *** Buna mukabil, seçime üç buçuk ay var ve köprülerin ardından umulmadık sular akabilir! Trump'ı istemeyen, ancak Biden ile düne kadar çaresiz kalmış seçmenler için; pek benimsemeseler dahi Kamala bir “çıkış yolu” olarak görünebilir. *** Bunun böyle olup olamayacağı… -Şu an için, elbette belli değil. Kamala'nın adaylık koşusunda “ne yapacağına” bağlı; bekleyip göreceğiz. *** Formula 1'in lisanı ile söyleyecek olursak… Trump, şu anda pole pozisyonunda: “Adam öldürmeye tam teşebbüs” anlamındaki bir suikasta uğraması ise Donald Trump'ın en büyük şansı haline geldi! KAMALA'NIN “ŞAŞIRTAN” YANITI Sırası gelmişken, çoktan unutulmuş olan –yakın geçmişteki- bir diyaloğu hatırlayalım. *** CBS News'ün sunucusu Margaret Brennan, ABD'nin Başkan Yardımcısı Kamala Harris'e “Sizi endişelendiren ulusal güvenlik tehdidi nedir?” diye sormuştu. (27 Aralık 2021) Kamala'nın cevabı şuydu: “-Demokrasi!” *** Bu cevap için “gaf” denilip geçildi.

SBS Turkish - SBS Türkçe
Wikileaks kurucusu sonunda serbest

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Jun 26, 2024 5:46


Julian Assange sonunda özgür. On yıldan fazla süredir devam eden hukuki süreçden sonra Wikileaks kurucusunun bu akşam 19:00'da Canberra'ya inmesi bekleniyor.

Yeni Şafak Podcast
İSMAİL KILIÇARSLAN - Tetikte

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 22, 2024 4:14


“Çok sevdiğim ama uzun süredir söylemediğim bir şarkının tüm sözlerini birden hatırlamışım da bağıra çağıra söylemişim gibi sevdim abi ben onu. Sonunda toprağını bulmuş solgun çiçeklerin birden şımarıverip çiçeklenmesi gibi sevdim. Ben onu abicim, çocukluğumda babamın verdiği işlemeli gümüş çakıyı öteberinin arasında birden bulmuşum gibi sevdim. Çocukların pamuk helvayı sevdiği, yaşlıların ziyaretine gelen gençleri sevdiği gibi sevdim.” Neredeyse şairin “azgın bir iştaha” dediği yerden anlatıyordu bana nasıl sevdiğini. İkimiz de başka başka açılardan dünyanın sıfır noktasında, gözlerimiz ufukta öylece “bir şey olmasını” bekliyorduk. Bilirsiniz ya. İnsanın hayatı bir şey olmasını bekleme haline geçmeyiversin. Umut, hem yaşatan hem de insanın ömrünü çürüten bir canavara dönüşür o saat. Yaşarsın ve ölürsün. Her gece ölürsün ve her sabah yaşamak için kendinde belli belirsiz de olsa bir güç daha kaldığını fark edersin. Şaşkınlıkla. İşte benimle birlikte gözünü ufka dikmiş bu gereğinden fazla yorgun delikanlı da tam olarak “bir şey olmasını bekleme” derdine tutulmuştu. Ve ona “bitmiş bu iş, boşuna zorlama” demenin, tedaviye hiçbir katkısı olmayacağını en çok kendimden biliyordum. “Ölümü ya da ölüme benzer bir kaybı, bütün gerçekliğiyle kabullendikten sonra başlıyor insan yas tutmaya. Yas uzun da sürse, kısa da sürse sonunda bitiyor. Yas tutmaya başlamanı öneririm” demeyi aklımdan geçirsem de elbette söylemedim ona bunu. Sadece, uzak bir dostun kendisine “nasılsın?” diye sorulduğunda verdiği o geniş zamanlı cevabı fısıldadım: “İyi olur inşallah.” Hâlbuki olmazdı. Daha doğrusu, iyi olmak için gereken şartların ne olduğunu tamamen bilse bile insan, iyi olmak tamamen mecal işidir, biliyorsunuz. Kötü olmak için gayret etmenize, emek sarf etmenize ihtiyaç yoktur. Zaten ve kendiliğinden gelişiverir her şey. Oysa iyi olmanın, iyi hissetmenin yolu pek zahmetlidir. Kimde işe yarayıp kimde işe yaramayacağını elbette bilmem ama bütün bir psikoloji külliyatının tam da bunun için var olduğunu bilirim. “Olur mu dersin abi?” diye sordu. Beklemiyordum bu soruyu. Afalladım bir anlığına. Cevabı bilmediğimden değil. Cevap “tabii ki olmaz.” Orası net. Ancak bu bir umuda tutunma duygusunu da nerde olsa tanırım. Kendisine haksız yere kurşuna dizilme kararı verilmiş bir askerin, üzerine tüfekler doğrulmuşken, o duvarın önünde, ölmeden önce hissettiği son sorudur o: “Olur mu?”

Yeni Şafak Podcast
YUSUF KAPLAN - Mankurtlaşan, canavarlaşan ve yok oluşun eşiğine sürüklenen bir toplum…

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 20, 2024 6:03


“İzmir'de 15 yaşındaki H.C.Ç., 15 yaşındaki eski sevgilisi tarafından 120 yerinden bıçaklanarak öldürüldü!” Haber bu! Nedir bu? Cinnet hâlidir! Ülkenin tımarhaneye dönüşmekte olduğunun resmidir! İyi de, bu hâle nasıl geldik; buraya, bu çıkmaz sokağa nasıl sürüklendik biz?  TOPLUMUN İNTİHARI: BU CİNNETİ DURDURUN!  Düşünsenize… Çocuk 15 yaşında! Ve eski sevgilisi var! Bu hâl nedir, neyin nesidir beyler, bayanlar? Toplumun çürümüşlüğünün, kokuşmuşluğunun ürpertici bir örneğidir, elbette ki! İslâmî değerleri bu kadar aşağılayan, genç kuşakları sadece egoizm, kariyerizm ve hedonizmin kölesi yapan bir eğitim sisteminin, mankurtlaştırılmış kuşakların zuhûr etmesini sağlayan metamorfoz yemiş yoz, banal, pespaye kültür sanat ve medya rejiminin eseridir bu! Hükümet hem soykırımcılara, emperyalistlere en zor şartlarda bile direnme ahlâkı ve iradesi kazandıran bizim asil değerlerimize sahip çıkacak hem de dünyanın birikimini aynı anda çocuklarımıza öğretecek, pergel metaforu ekseninde bütün dünyalara açılacak, bizim henüz anlaşılamamış ve aşılamamış medeniyet dinamiklerimizden beslenecek bir eğitim sistemini hayata geçirmezse, imajinatif ve bütün dünyalara açık evrensel bir kültür, sanat ve medya rejimini inşa edemezse, olacağı budur! Ve felâketin büyüğü kapıdadır…  HEGEL: “SEKÜLER DEVLET, BARBAR; BU BARBARLIĞI DİZGİNLEYEN, İSLÂM OLDU”  Günlerdir İslâmî değerlere, peygamberimize kuduz köpekler gibi saldırılıyor! Bir yerlerden düğmeye basılmış gibi! Bir toplumun intiharıdır bu! Kendi değerlerine sahip çıkamayan, kendi değerlerinin aşağılanmasına sessiz kalan, çocuklarının mankurtlaştırılmasını normal bir şeymiş gibi (özür dileyerek söyleyeceğim) “aval aval seyreden” toplumun kaçınılmaz sonu! Sonunda işin buraya varması kaçınılmazdı. Bu hâdise ürpertici ama bence şaşırtıcı değil. Şaşırtıcı değil çünkü toplumu toplum yapan temeller yok edilmiş, sütunlar yıkılmışsa o toplumun çatırdaması, büyük bir sarsıntı geçirmesi ve sonunda da çökmesi, paramparça olması kaçınılmazdır. Batı modernitesini kuran en başta gelen düşünürlerden Hegel, sekülerizmin, özellikle de seküler devlet'in “katı ve vahşî bir barbarlık biçimi” olduğunu görmüş, bunu açıkça şöyle telâffuz etmişti: "Seküler olan her şey, sonuçta, zâlimliğe ve ve kaprisli bir şiddete dönüşür. Doğu dünyasının aydınlanması olan İslâmî / Muhammedan ilke, bu barbarlığı ve şiddeti durduran ve dizginleyen ilk ilke'dir.”(Tarih Felsefesi, Külliyat, 2016: 199).  SEKÜLERİZM, NEDEN BARBARLIK BİÇİMİ'DİR?

Yeni Şafak Podcast
MEHMET ŞEKER - Seleme, Bunları Kimseye Söyleme

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 10, 2024 3:37


Öldü mü, yaşıyor mu, kaçırıldı mı, şimdi nerede, bilinmeyen biri var; 25 yıldan bu yana ABD'de. Bugünlerde nedamet denizinde yüzer görüntüsü veren ‘yeğen' Ebuseleme'nin kulağına iyice yaklaşmış. Dudakları yeğenin kulağına temas etmekteymiş. “Ebuseleme, bunları sakın kimseye söyleme” diyerek, yakın zamanda Türkiye'deki bütün kurumların el değiştireceğini haber vermiş. * ‘Yeğen' ayrıntısıyla anlatıyor. Yaklaşın dedi, dizinin dibine kadar girdik, kulağımıza eğildi “Arkadaşlar bir şey düşünmüş, yakında Türkiye'de bütün kurumlar el değiştirecek. Siz de çok önemli konumlara geleceksiniz. Sakın bu olduğunda bunu yapanların bizim arkadaşlar olduğunu belli etmeyin. Bulunduğunuz konumlarda mütevazı davranın, renk vermeyin. Müsaade sizin.” dedi. 15 Temmuz darbe teşebbüsünden bir süre öncesini anlatıyor ‘yeğen'. Biraz da renklendirelim. O sırada gramofondaki taş plakta Dalida'nın şarkısı çalmaktaymış: “Salma ya Seleme…” * Şarkı sözlerinin dilimize çevirisi şu şekilde: “Kumların, ağaçsız ovaların adamı / Kum yığınlarının ardında / Talihin peşinden koşarak / Ülkesinden gidiyor / Çünkü onun için cennet / Sadece yağmur altında bir bahçedir. Selam ey Seleme / Seni selamlıyorum ey Seleme / Seleme ile geri döneceğim. Fakat kumların adamının / Yolculuk yapmak için / Sadece kalbindeki umudu vardır / Bir gün gelir / Kıyıya ulaşır / Önünde çiçekleri ve / Büyük mutluluk ırmağını görür. Bu bir seraptı / Irmak yoktu ve / İyi, zengin ve yumuşak toprak / Sadece kumdu / Başka bir kaynağa doğru / Yeniden akmaya başlar / Sonunda özgürlük kuyusunu bulacak…” * Dalida, umut saçan o şarkıyı sanki bunlar için söylemiş. Şarkıları, rüyaları, planları hep dönmek üzerineydi ama kimse dönemedi. DARISI NETANYAHU'NUN BAŞINA İsrail'de soykırım kabinesinde istifalar başladı. Onlar kendilerine “Savaş kabinesi” dese de bizim gözümüzde katliam kabinesi, soykırım kabinesi. Kabinesi üyesi Benny Gantz'in istifasının ardından, eski Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot da kabineden ayrıldı. Tuğgeneral Avi Rosenfeld, Gazze sınırındaki bölgeleri koruma görevinde başarılı olamadığı için istifasını verdi. Askerî İstihbarat Dairesi Şefi Tümgeneral Aharon Haliva da bir buçuk ay önce istifa etmişti. Darısı Netanyahu'nun başına. Bu istifalar, izlenecek yol için iyi bir örnek. ÜFLESEN ÖTTÜREMEZSİN

Medyascope.tv Podcast
Bugün Ne Oldu? (14 Mayıs 2024): Yargıtay sonunda başkanını seçti

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later May 14, 2024 6:32


Prodüktör: Büşra Uygun İyi akşamlar! Medyascope'un podcast'i Bugün Ne Oldu?'dan herkese merhaba. Günün öne çıkan haberlerine birlikte bakalım.

NTVRadyo
Acı Tatlı Mayhoş - Pilav pişirme yöntemleri

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Mar 26, 2024 3:45


#acıtatlımayhoş Pilav pişirirken iki ana yöntem var: Haşlama ve süzme. Sonunda ise mutlaka demlenmesi gerekiyor. Ve tabii pirince göre suyunu, yağını ayarlamak gerekiyor. Aylin Öney Tan'la bir tutam tarif biraz da tarih

Farklı Kaydet.
Tottiler Messiler #295 - TSL | TS-FB, ASLAN SON NEFESTE, SAHA DIŞI, RASHICA & SANTOS, ATAN, KARAMAN

Farklı Kaydet.

Play Episode Listen Later Mar 19, 2024 102:38


Tottiler Messiler yeni bölümüyle yayında! Fritz Fassbender ve Koray Gök bu bölümde TSL'nin 30. bölümünü değerlendirdi, menümüz için buyrunuz: (1.00) TS-FB, bu maç neden sonuna kadar oynandı? Sonunda yaşananlar neden yaşandı? (39.00) Paşa-GS, GS'nin toplu oyunda sorunları, Zaha-Ziyech, Icardi şampiyon modunu açtı mı? (1.05.00) BJK-ANT, Gedson, Santos, Rashica, Antalya'nın ikinci yarılarda kontak kapatışı (1.11.00) Anadolu'dan notlar, Selçuk İnan, Hikmet Karaman, Youcef Atal, düşme potasına bakış, duran top ve penaltı istatistikleri (1.20.00) Soru-cevap-kapanış. İlginize teşekkürler, iyi dinlemeler!

Kerem Önder
Abdülkadir Geylani Sohbetleri 12 / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Dec 17, 2023 39:48


“Hakk'ı istiyorum, deyip başkasının peşinden koşan, isteğini iptal etmiş olur. Halk arasında dünyayı isteyen çoğaldı. Bu âlemin ötesini isteyen azdır. Tam ve doğru olarak Hakk'ı talep eden azdan daha azdır. Onların azlığı pahalı cevherin azlığından da ileridir. Her şey parçalanır ve tahlil edilirse, onların içinden belki bir tane çıkar. Her kabile o zatı kendine mal etmek ister. Onlar yer derinliğinde saklı olan değerli madene benzerler. Yeryüzünde onlar sultandır. Kulları ve bölgeleri onlar kucaklar. Onların hürmetine belâ kullara gelmez. Onların gönlü hoş olsun diye yağmur yağar. Sema onlar için bereket yağdırır. Yer onlar için nebat bitirir. Onlar bir çağlayan gibidir. İlk devirlerinde, bir dağdan öbürüne geçerler. Yerlerinde oturamazlar; coşar, taşarlar. Bir diyardan öbürüne; ondan da başka yana... Her nerede tanınacak olurlarsa hemen orayı bırakıp giderler. Bu durum onların devamlı hâlidir Tabiî, sebepsiz değildir; bu yaptıkları işle kötü şeylerin kendilerinden uzak durmasını temin ederler. Kalpleri çağlayan olur. Hak katından gelen askerler, onları muhafazası altına alır. Onların her biri Hakk tarafından esirgenir. Her çeşit ikramı görür; kötü şeylerden esirgenirler. Sonunda da halka gönderilirler. Yalnız kaldığın zaman, ülfetin kiminle. Tek olduğun zaman kim yoldaşın?.. Bunları iyi tanı; bilmiyorsan öğren. Yalan deme, sonra yüzüne vururlar. Yalancı, senin birlikte oturduğun kimse, şeytandır. Şeytanlıktan başka ne düşünebiliyorsun?.. Şahsî ve tabiî, sefil arzularından başka neyi biliyorsun ki?.. Düşündüğün dünyalık... Konuştukların hep insancıl şeytanlar ve kötü arkadaşlar, dedikodudan başka ne yaparsınız?.. Hep sağa sola söz atmakla meşgulsünüz. Yalan yere yemin etmekten kendinizi koruyunuz. Bu âdet, ülkeleri yıkar, harabeye çevirir. Malın bereketini götürür. Bunu âdet edinen, dâvasızlar ve dinsizler gibi olur. Yazık sana, yalan yeminle mal satmaktasın. İmanın çürüyor, haberin yok. Aklın bu durumu çabuk kavramıyor. Allah ismi üzerine yemin ediyorsun. Üzerine yemin etiğin şeyin değeri var mı ki? Şu ülken ve cümle cihan, o yüce isme nasıl karşılık olabilir?.. Bütün söylediklerin hata ile dolu. - Şu, şundan iyidir, derken bir de yalancı şahitlik yükleniyorsun. Bu, doğruca iflâstır. Halbuki kendini doğru sanıyorsun. Yakında gözlerine körlük gelir. Yerinden kalkamaz, kötürüm olursun. Ey dünya ile uğraşan, yakında hüsran başlıyor. Pişman olacaksın. Bu pişmanlık, önce dünyada başlayacak. Sonra öbür âlemde... Burada birse, öbür âlemde birkaç... Her şeyin kaybolur. Utanırsın. Utanırsın ve nihayet iflâs fermanını alır gidersin. Öbür âlem başlamadan nefsini hesaba çek. Allah'ın hilmine aldanma. O'nun kerem sofrası seni azdırmasın. O'nun hilmi ve keremi seni kapladı. Onun, yâni verilen nimetin hakikî mânasını ve niçin verildiğini öğrenmedin. Kötülük üzere kaldın. İsyan, hata, zulüm, aldı yürüdü. İsyan, küfrün habercisidir. Evvelâ Hakk'a isyan, peşinden küfür gelir. Nasıl ki, ateşli hastalık da ölümün habercisidir. Hayat parlak devam eder. Peşinden sıcak hastalık; hararet kırkı aşar, sonra ölüm... Ölmeden önce dön. Ölüm meleği gelmeden hatalarına pişman ol. Gençler! Tevbe ediniz. Hak Aziz ve Celildir. O'nun kuvvetini görmüyorsunuz; halbuki O, her an sizi tecrübe etmekte ve ayılmanız için size ufak yollu belâlar göndermekte... Bu, tevbe etmeniz ve O'na dönmeniz içindir. Halbuki aklınızı başınıza almıyor, hata üzerinde ısrar ediyorsunuz. İptilâ (düşkünlük) bir imtihandır; herkese nasib olmaz. Herkes iptilânın neden ve nereden geldiğini fark edemez, ancak binde bir kişi anlar. Anlayınca Hakk'a döner. İptilâ, zamanımızda yanlış anlaşılıyor gibi. Hataları yapanlara da mübtelâ diyorlar. Bu yanlıştır. Bu büyük bir hata sayılır. Meselâ: Yalan söylemeye alışık olanlar için mübtelâ denir mi? Büyük girdabın içine yuvarlanmış, felâket çukuruna düşmüş denir. İptilâ insanı ayıktırmak için gelir. Anlayan için iyi olur. Yalan gibi kötü itiyat, felâket getirir. Nimet ve iyilik getirmez. Derece artırıp şerefli kılmaz.

Kutsal Motor
İşte Şampiyon | Bizim Draft #6

Kutsal Motor

Play Episode Listen Later Nov 21, 2023 16:31


*Bu video MUBI reklamları içermektedir.NE İZLİYORSAK OYUZHarika filmler iz bırakır. İzledikten çok sonra bile. 30 gün ücretsiz dene.İzlemeye başla: https://mubi.com/kutsalmotorUzun bir aradan sonra Bizim Draft geri döndü. Yeni konseptimiz MUBI TOP 1000. Sonunda şampiyon belli oldu. Siz de favorilerinizi seçmeyi ve oy vermeyi unutmayın, MUBI'yle tanışma fırsatını da kaçırmayın!

Kutsal Motor
Büyük Final Karşılaşması, Pişmanlıklar, Yanlış Tercihler | Bizim Draft #5

Kutsal Motor

Play Episode Listen Later Nov 9, 2023 20:27


*Bu video MUBI reklamları içermektedir.NE İZLİYORSAK OYUZHarika filmler iz bırakır. İzledikten çok sonra bile. 30 gün ücretsiz dene.İzlemeye başla: https://mubi.com/kutsalmotorUzun bir aradan sonra Bizim Draft geri döndü. Yeni konseptimiz MUBI TOP 1000. Sonunda final karşılaşması belli oldu. Siz de favorilerinizi seçmeyi ve oy vermeyi unutmayın, MUBI'yle tanışma fırsatını da kaçırmayın!

Ahşaptan Betona, Mecidiyeden Jetona
19. yüzyılın sonunda İstanbul

Ahşaptan Betona, Mecidiyeden Jetona

Play Episode Listen Later Aug 29, 2023 21:25


19. yüzyıl sonu İstanbul'da İngiliz bir hanımın gözlemleri, 1894 depremi sırasında yaşananlar, Fehim Paşa'nın korkunçlukları ve başka şeyler...

Kutsal Motor
Bihter, En İyi 10 Türkçe Rock Albümü, Succession Finali (Sonunda), Sonbahar Takvimi | Kıraathane #86

Kutsal Motor

Play Episode Listen Later Aug 23, 2023 67:16


Kıraathane'de sinema ve ülke gündemini konuşuyoruz, bazen de gündem uyduruyoruz. 

Cevheri Güven
Sonunda itiraf etti; Yalanla da süsledi

Cevheri Güven

Play Episode Listen Later Aug 14, 2023 32:03


#ekonomikkriz #bilalerdoğan #yoksulluk Adem Yavuz Aralan gündemi Nöbetçi Editör'de değerlendiriyor. Erdoğan da pahalılıktan yakındı: Milletimizin bunaldığının farkındayız Yoksulluk artıyor: Maddi yardım yapılan hane sayısı 4 milyona yaklaştı 3 ayda şekere 'ufak ufak' 9. zam: Resmi sayfada duyurulmuyor Menemen Cezaevine gönderilen yatalak mahpus Mustafa Said Türk acile kaldırıldı Son infaz değişikliğiyle tahliye oldu: Cinayet işleyip kayıplara karıştı Jandarmaya seyyar tuvalet nöbeti Almanya Gazeteciler Birliği uyardı: "Gazeteciler iş ya da kişisel gezi amacıyla Türkiye'ye gitmesin"

Turkish Stories
Keloğlan ve Sihirli Tas / Turkish Stoires

Turkish Stories

Play Episode Listen Later Aug 2, 2023 4:39


Bir varmış, bir yokmuş. Allah'ın kulu çokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bir Keloğlan varmış. İhtiyar ve yoksul anası, bu biricik oğlunu “Kel oğlum, keleş oğlum...” diye severmiş. Günlerden bir gün Keloğlan anasından izin alıp balık tutmaya gitmiş. “Belki birkaç balık yakalarım. Anacığımla pişirir, yeriz. Aç karnımızı doyururuz.” diye düşünmüş. Irmağın kenarına gelip oltasını atmış. Öğleye doğru kocaman bir balık tutmuş. Pulları gümüş gibi parlak, gözleri cam gibi aydınlık, güzel mi güzel bir balıkmış bu. Keloğlan balığın pullarını kazımış, karnını temizlemek istemiş. Bir de ne görsün! Balığın karnında kocaman bir tas durmuyor mu? Keloğlan bir sevinmiş, bir sevinmiş ki sormayın. “Anama, hem balığı götürürüm hem de tası.” demiş. Tası su ile doldurup balığı yıkamak istemiş. Birden inanılmayacak bir şey olmuş. Tastan boşalttığı sular yere altın olarak dökülüyormuş. Keloğlan çok şaşırmış. Birkaç kere denemiş, tastan hep altın dökülüyormuş. “Bu, sihirli bir tas galiba. Hemen anama haber vereyim.” demiş. Evine koşmuş. Sihirli tasa küpler dolusu suyu doldurup doldurup boşaltmış. Suyu boşalan küplere de altınları koymuş. Artık ülkenin padişahı bile onun yanında fakir sayılırmış. Keloğlan, günler sonra büyük bir saray yaptırıp oraya taşınmış. Kendisine hizmetçiler tutmuş. Sevdiği ve istediği her şeyi alıyor, en güzel yemekleri yiyormuş. Sonunda altınlarının çokluğu onu şımartmaya başlamış. Gereksiz harcamalar yapmış. “Oğlum, bu işin sonu kötü olabilir.” diye öğüt vermeye çalışan anasını bile dinlememiş. “Sihirli tas elimde, ne istersem yapabilirim.” diyormuş. Keloğlan'ın böyle kendini beğenmesi, şımarması ve hırsa kapılması, insanların ona olan sevgisini azaltmış. Herkes “Eski hâli bundan daha iyiydi. Keloğlan'ın gözünü hırs bürüdü.” demeye başlamış. Keloğlan bir gün, daha çok altın elde etmek için sihirli tasını alıp ırmağın kenarına gelmiş. “Su tü­kenecek değil ya, bir saray da buraya yaptırayım.” demiş. Açgözlülükle tasını suya daldırmış. Kıyıda biriken altınlar hırsını artırıyormuş. Tası daha hızlı daldırmaya başlamış. Artık altınlardan başka bir şey düşünmüyormuş. Birden tas elinden kayıp suya düşmüş. Keloğlan, onu tutmak için eğilince kendisi de ırmağa yuvarlanmış. Yüzme bilmediği için ırmakta neredeyse boğulacakmış. Bin bir güçlükle kenara çıkmış. Kendisi suda çırpınıp dururken, biriktirdiği altınları hırsızlar çalıp götürmüşler. Tası bulamadığından ağlaya ağlaya anasının yanına dönmüş. Ona, başına gelenleri anlatmış. Yaşlı kadın: – Üzülme yavrum, demiş. Haydan gelen huya gider. Zaten, sen o tası alnının teri, elinin emeği ile kazanmamıştın. Üstelik zenginlik seni iyice şımartmıştı. Böylesi daha iyi oldu. Hiç olmazsa kendini baş­kalarından üstün görme hastalığından kurtulursun. Keloğlan, bu sözlerle teselli bulmuş. Anasına hak vermiş. O günden sonra da sihirli tası bir daha hiç anmamış. Ahmet Efe

Mesele Ekonomi
Borsada dolar etkisi! & Yıl sonunda dolar 30'u görebilir! | Serdar Pazı

Mesele Ekonomi

Play Episode Listen Later Jul 6, 2023 19:50


Dolar ve Borsa İstanbul rekor kırmaya devam ediyor. Piyasalardaki hareketlilik ne anlama geliyor? Global Mental Değerler Grup Araştırma Direktörü Serdar Pazı ile piyasalardaki son hareketleri konuştuk. Borsa İstanbul, döviz piyasası ve küresele piyasalara ilişkin son gelişmeleri değerlendirdik.İyi dinlemeler...#ekonomi #borsa #dolar #faiz #enflasyon

Kerem Önder
Günün sonunda biz galip geleceğiz! / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Apr 21, 2023 47:48


Allah'a ve peygamberine düşman olanlar var ya, işte onlar en aşağı kimselerin arasındadırlar.” “Allah, “Şüphesiz ben ve peygamberlerim galip geleceğiz” diye yazmıştır. Şüphe yok ki, Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” (Mücadele 21) “Yani, "Bu kimseler, mahlûkatın en zelilleri cümlesindendir. Çünkü, iki rakibten birisinin zilleti, ikinci hasmının izzetine göredir. Binâenaleyh, Allah'ın izzeti nihayetsiz olunca, O'nunla nizâlaşanın zilleti de nihayetsiz olur." demektir. Cenâb-ı Allah, bu münafıkların zilletini beyân edince, mü'minlerin izzetini de açıklayarak, "Allah şöyle yazmıştır: Celâlim hakkı için, Ben ve peygamberlerim galip gelecektir" buyurmuştur. Bu ayetle ilgili iki mesele vardır: Dinin Üstünlüğü Delildeki Kuvvet Bütün peygamberlerin hüccet ile galip gelmeleri, ki üstünlük ve iftihar vesilesidir. Şu kadar var ki, bazı peygamberler, hüccet ile galibiyete kılıç ile galibiyeti eklemişlerdir; bazıları ise böyle olmamıştır. Cenâb-ı Allah daha sonra, "Allah dostlarına yardımda güç kuvvet sahibidir, azizdir, yani, galibtir, hiç kimse O'nu, murâd ettiği şeyden çeviremez. Çünkü O'nun dışındaki her şey, zâtı bakımından mümkinü'l-vücûd'dur. Zâtı bakımından vâcibü'l-vücûd olan, zâtı bakımından mümkün olana galip gelir" buyurmuştur. Nüzul: Mukâtil şöyle demiştir: "Müslümanlar: "Biz, Fars ve Roma'ya karşı, Allah'ın bize yardım edeceğini umuyoruz" dediler. Bunun üzerine, münafıkların reisi olan Abdullah Ibn Übeyy, "Siz, Fars ve Roma'nın, yendiğiniz bazı memleketler gibi mi olduğunu zannediyorsunuz?! Hayır, vallahi onlar, sayıca ve güç bakımından çok büyüktürler" dedi. Bunun üzerine Allah Teâlâ bu ayet-i kerimeyi inzal buyurdu.” Razi Tefsir 5 mi büyük 1 mi? 1 yumruk olursan 5 parmaktan büyük ve güçlü olursun. Parmaklarım ne kadar ince ve kırılgan! Elmasların oluşmasını sağlayan baskıdır. Sarılmak değil. Kömüre sarılırsanız ne olur? Noel süslerini tatlı bulup Ramazanla ilgili süslere "laik bir ülkeyiz" diye laf atanlara İslamafobik denince kavga Sahtekarlık her yerde. Hayatında ilk baklavacı açıyo. Tarihi mehmed efendi baklavası yazıyo. Oraya takkeli bi amca da koyuyo tabelaya. Kimi zaman sayıları yüzbinlere ulaşan beraber uçan onbinlerce sığırcık kuşu Çok az sayıda uçak bile böyle bir arada uçamaz uçmaya çalışsa ne olur facia Bilim ve akıl bunu açıklamakta aciz kalıyor Sığırcık isminde güzel ve küçük binlerce kuş ama tek bir çarpışma olmuyor Kuşlardan yere düşen tek bir tane bulamıyoruz. Nasıl oluyor da bu şekilde koordineli uçabiliyorlar? Domatesi soğanı biberi Allah yarattı Muhammet Mustafa (sav) onlardan bize yemek yaptı Sahabeler soframızı serdi, Alimler sofraya yemekleri dizdi Hocalar kaşık çatalları elimize verdi Bize birtek yemeği yemek düştü. Bu kadar zahmete rağmen o yemeği yiyemiyorsak vayyy halimize İmam Şafi'ye soruldu; "Allah'a karşı kötü zan nasıl olur?” Şöyle cevap verdi: "Vesveseli olmak, her an bir musibet gelecek gibi bir korku içine girmek ve elinde bulunan nimetin yok olacağını beklemek, Allah'a karşı kötü zandır." “Kim inanarak ve karşılığını sadece Allah'tan umarak Kadir Gecesini ihya edip ibadetle geçirirse, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari, İman: 35; Tirmizî, Savm: 1) Kul hastalandığı zaman ona üç melek gelir. 1- Bir melek gelerek ağzının tadını alır. 2- Bir melek de kuvvetini alır. 3- Bir melek de gelip günâhlarını alır. Hasta iyi olunca, ağzının tadını alan melek, yavaş yavaş geriye verir. Kuvvetini alan melek de, geriye verir. Günâhlarını alan meleğe gelince, bu, Allah teâlâya sorar. “Bu günâhı ne yapayım?” Allahü teâlâ, buyurur ki: “Benim rahmetim gazabıma sebkat etmişdir. Hasta kulumun günâhını af eyledim!” İnsanın eceli geldiği zaman, sahip oldukları şöyle taksîm edilir: Ruhunu Azrail alır. Malı mirasçılarına kalır. Bedeni toprağa kalır. İyilikleri de hakkını çiğnediği kullara dağıtılır. Îmam Gazalî r.a Sadece İstanbul'da günde 200 cenaze kaldırılıyor pandemiden sonra.

Medyascope.tv Podcast
Alper Kaliber ile Avrupa Günlüğü (107): Yunanistan'da tren kazasının yankıları | Britanya ve AB sonunda anlaştı

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Mar 11, 2023 20:17


-Yunanistan'da tren kazasının yankıları sürüyor -Britanya ve Avrupa Birliği (AB) sonunda anlaştılar -Macaristan'dan AB ödeneği karşılığında İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine onay çıktı Alper Kaliber Avrupa Günlüğü'nde yorumluyor.

SBS Turkish - SBS Türkçe
Türk Pazar Festivali hafta sonunda Melbourne'da

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Mar 8, 2023 13:25


Melbourne'daki Türkçe konuşan toplum için yılın en önemli kültürel etkinliklerinden olan Turkish Pazar Festival 11 ve 12 Mart'ta, her zaman olduğu gibi Queen Victoria Market'ta. Festivalin organizatörü Cemal Akdeniz ile konuştuk.

Cevheri Güven
Sonunda Ağar'la Peker'in derdini çözdüm Raund-3

Cevheri Güven

Play Episode Listen Later Dec 27, 2022 47:20


Sonunda Ağar'la Peker'in derdini çözdüm Raund-3

Esra Sert Podcast
Spiritüel Ebeveynlik

Esra Sert Podcast

Play Episode Listen Later Nov 14, 2022 26:07


Spiritüel ebeveynliği takdimimizdir. Bizim nesil çocukları yaralamamak için büyük hırs yaptı. Sonunda insan üstü bir rol üstlenip altında kaldık. Esra Sert ve Emrah Aktan, Esra Sert Podcast'in bu bölümünde spiritüel ebeveynlik hakkında konuşuyor.   Esra Sert Podcast'ta yayınlanan içerik tıbbi tedavi veya terapi yerine geçmez. Sunucular ve katılımcılar, tıbbi hastalık ya da diğer fiziksel, ruhsal durumların teşhisini koymamaktadır. Programdaki bilgi ve tavsiyeleri uygulamak dinleyici ve izleyicilerin tamamen kendi özgür seçimidir ve uzman doktor ve psikologlara danışılmadan uygulanmamalıdır. 

Medyascope.tv Podcast
Bülent Somay ile Akıntıya Karşı (56): Uyuşturucu uyuşturur mu?

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Nov 7, 2022 33:54


Bülent Somay, Akıntıya Karşı'da bu hafta CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun “Türkiye'de metamfetamin salgını var” çıkışıyla başlayan uyuşturucu tartışmasını ele alıyor. “Türkiye'de farklı etkileri olan keyif verici, halüsinojen ve uyuşturucu maddelerin hepsine birden ‘uyuşturucu' diyoruz. Hepsini birden aynı yasalarla yasaklıyoruz, ama bunları üreten, dağıtan, ülkeye sokan ya da ülkeden çıkaran mekanizmalarla mücadelede başarılı olamıyoruz bir türlü. Sonunda da dönüp, asında kurban olan son kullanıcıyı cezalandırıyor, şeytanlaştırıyoruz. Oysa yapmamız gereken, ‘uyuşturucu' ile başa çıkmak için şeffaf, kamu denetimine açık mekanizmalar geliştirmek. Bu, birilerinin işine gelmiyor olabilir tabii. Ama başka çarenin olmadığını görmek için daha fazla ölümün olmasını bekleyemeyiz.”

Turkish Stories
Kapadokya Gezisi / Turkish Stories C1

Turkish Stories

Play Episode Listen Later Oct 20, 2022 5:46


Kapadokya Gezisi Karın beyazlığı asfaltı aydınlatırken gökyüzünü delerek doğan ay turuncu bir mandalina şekerlemesi gibi gökte asılı kalıyor. O her hâlimi bilen ay ile birlikte en keyifli gece yolculuklarımdan birini yaparak sabah gün ışıdıktan bir süre sonra Nevşehir'e varıyorum. Damat İbrahim Paşa'nın şehridir, Nevşehir. Lale Devri'nin bu ünlü sadrazamının doğduğu kentten tek dileğim karla kaplı vadilerinde dolaştırdığı rüzgârın balonla uçmamıza izin vermesi. Ama önce karlı vadileri, peri bacalarını, yokuşlu yolları yürümeliyim. Kar güvercinlerle birlikte benim de üzerime yağmalı. Yol kenarında beyaz atkısını sarınmış kayısı ağaçlarını görmeli, karın ezilen sesinin rüzgârın sesine karışmasını dinlemeli, yağan karın oluşturduğu siste kaybolmalıyım. İliklerimde karın sevinci, kara gömülerek yürüyorum. Kar farklı şekillere bürüyor ortalığı. Üzeri bembeyaz kaplanmış peri bacalarına bakıyorum. Hepsi de bir şeye benziyor. Kimi kremalı pastaya, kimi iki gözü, ağzı ve burnuyla kukuletalı bir adama benziyor. Paşa bağları bir başka güzel olmuş yine. Şapkalarına kar düşmüş kayalar diyarıdır orası. Saçlarına nazar boncukları takılmış kadınlara benzer ağaçları. Dallarında kem gözlerden sakınmak için asılmış mavi beyaz şans topları vardır. Peribacalarının dibindeki üzüm bağları kar altındadır şimdi. Kırk odalı saraylara benzeyen Uçhisar Kalesi, üzerindeki karla daha da etkileyici. Karın tül gibi örttüğü kalesinin tepesine çıkanlar güvercinlerin gözüyle görürler tüm vadiyi. Kaleye tırmanan üç kişi yukarıdan el sallıyor bana. Ben de göremediğim güneşin peşinden giden güne... Kapadokya'nın en güzel saatleridir gün batımları ve gün doğumları. Buna bir de kar eklendi mi bir başka büyü kaplar ortalığı. Bir yandan karın üzerinde parlayan ay, bir yandan kayaların oluşturduğu gölgeler, göz göz güvercin yuvaları ve bir de ara sıra duyulan bir güvercinin kanat çırpması. Ortahisar'ın sokak araları dardır. Kara bata çıka yaptığım yürüyüş, karlı pencereler, üşümüş güvercinler, tüten bacaların hissettirdiği sıcak yuvalar ruhuma iyi geliyor. Evlerin arasından vadiyi görebileceğim bir aralığa çıkıyorum. Aşağıda uzayıp giden buğulu bir manzara var. Vadinin içerisinde ip gibi kıvrılan nehir donmuş, akmıyor, kıyısında kavak ağaçları; boyları güvercin yuvalarını geçmiş. Yuvaların ağzına kar birikmiş. Karın sessizliği her yerde. Anlıyorum... Karda sessizce uyur vadiler... Karlı Kapadokya'nın en etkileyici görüntüsü nedir diye düşündüğümde, aklım, hayalim aynı cevabı verir hep; Sinasos... Bir başka yağar Sinasos'a kar, bir başka tutar yerleri. İnsanların hâli de başkadır kar altında. Evlerin cephelerini süsleyen taş oyuntularında minicik yığınlar yapar kar. Tepeleri basan sis, ani bastıran karın etkisiyle aşağılara inince vadilerde göz gözü görmez olur. Sonunda sabah uyandığımda omzuma dokunan güneş balonla uçabileceğimizi müjdeliyor. Mevsim kış, dışarıda kar var bu nedenle de balon uçuşu için sabahın karanlığında uyanmamız gerekmiyor. Oysa yaz mevsiminde hava ısınmadan balon uçuşu yapmak gerekiyor. Uçuş için uygun zaman ve uygun yer ayarlandıktan sonra balonları şişiriyoruz. Sonra gezi ekibimizle balonda karın kristalleri arasında yükseliyoruz. Kuş bakışı evler, kıvrım kıvrım yollar, ağaçlar olağanüstü ince bir işçilik ürünü sanki. Kar bütün fazlalıkları örtmüş, yalnızca güzellikleri bırakmıştır ortada. Dantel gibi işlemiştir Ürgüp'ü, Göreme'yi, Avanos'u, Zelve'yi... Güneşin önünü incecik bulutlar kaplıyor aniden. Girintili çıkıntılı vadilere, ağaçlara, karlara uzanan güneşin kolları gittikçe zayıflıyor. İnce ince yağan kar bir perde gibi iniyor güvercin yuvalarının, ağaçların, evlerin üstlerine. İster yaz, ister kış, Kapadokya bölgesinin tüm güzelliklerini güvercinlerin gözüyle görmek için yavaşça gökyüzüne yükselen balonun içinde olmanız yeterli. Şansınız varsa çevrenizde sizinle uçan birkaç balon daha vardır ve kaya tepelerinin ardından çıkıverir bir başka balon, oyun oynarcasına. Güvercinler uçan balonları görünce, zavallı bir baloncunun sıkı sıkıya tuttuğu balonların iplerini elinden kaçırdığını düşünürler mi bilmem; ama siz bir gün mutlaka, gökyüzünde süzülen o balonlardan birinde olun ve güvercinlerin gözüyle görün Kapadokya'yı, ister yaz güneşinde, ister kar yağışında.

Medyascope.tv Podcast
Bundesliga 101 22/23 Sezonu 6.Hafta | Yeni Lider Union Berlin | Stuttgart da Bayern'e Çelme Taktı | Wolfsburg Sonunda Kazandı | Rose Dortmund'dan İntikamını Aldı | Leverkusen Yine Puan Kaybetti

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Sep 13, 2022 35:31


Program Adı: Bundesliga 101 Bölüm: 6 Program İçeriği: 22/23 Sezonu 6.Hafta Maçlarının Değerlendirmeleri Ana Başlık: Bundesliga 101 22/23 Sezonu 6.Hafta | Yeni Lider Union Berlin | Stuttgart da Bayern'e Çelme Taktı | Wolfsburg Sonunda Kazandı | Rose Dortmund'dan İntikamını Aldı | Leverkusen Yine Puan Kaybetti Program Detayı: -Haftanın önemli maçlarını değerlendirdik. -Mavropanos ve Guirassy önderliğinde Stuttgart'ın performansını masaya yatırdık. -Marco Rose'nin Edin Terzic'i taktiksel anlamda nasıl mat ettiğini konuştuk. -Thomas Reis'in Bochum'dan kovulduğundan bahsettik. Konuşmacılar: Öner Tavtay - Gencer Konur #Bundesliga101 #Bundesliga #UnionBerlin #Stuttgart #BayernMünih #Wolfsburg #RBLeipzig #MarcoRose #Dortmund #BayerLeverkusen

Turkish Stories
Gözyaşı / Refik Halit KARAY / Turkish Stories C1

Turkish Stories

Play Episode Listen Later Sep 1, 2022 9:13


Gözyaşı Turkish Stories for Turkish Learners   Yeni tuttuğu hizmetçi kadına dedi ki: - Dilin Anadolu'ya benziyor. Rumelili misin sen? - Erfiçe köylerindenim. Alnımın yazısı imiş, buralara düştüm. Anlıyor ki, vaktiyle sarışın imiş, mavi gözlü imiş. Şimdi saçları küçük aktar dükkânı bebeklerinin ne kıla, ne de ota benzeyen, dokunsanız hışırdayacağını sandığınız cansız, kuru, soluk rengini, şeklini almış. Gözleri eski şekerlenmiş şuruplar kadar donuk, fersiz, katı, suyu çekilmiş... Dibe çökmüş bir gam tortusu. Bu kadar kuru, kabuğa benzeyen göze hiç rastlamamıştı. Belli ki bu kadın akşam vakti, onun zevkini kaçıracak içinden: - Bir başkasını bulunca savarım, dedi. Fakat hikâyesini dinledikten sonra savamadı: Balkan savaşı çıkınca, sınıra çok yakın olan köyde, bir akşamüstü şu korku yayılmış: Düşman geliyor! Bu gelen, o zamanki düşman, din ve ırz düşmanıdır da... Erkekleri süngüleyecek ve kadınları kirletecek. Bütün köy halkı mal mülk ne varsa bırakıp kaçmaya karar veriyor; bir anda at, öküz, araba... kaçmak için ne varsa hepsi hazır oluyor. Dul Ayşe de hazırdır; bir atın üstündedir. Terkisinde beş yaşındaki oğlu, belinden sımsıkı sarılmış, önünde üç yaşındaki kızı bir kuşakla dizlerinden eğere bağlı, kucağında bir yaşına basmayan yavrusu uykuda... Tepelerden, ara vermeyen, soluk aldırmayan bir yağmur iniyor, kış başlangıcı yağmuru... Bilmiyorlar ki bu böylece sürerse ovayı su basacaktır; çaylar kabaracak, nehirler taşacak, köprüler çökecek, yol iz kalmayacaktır. Islak gece içerisinde, sırılsıklam bir kafile. Kimi yaya, kimi atla koşuyor, kaçıyor. Öndeki ümit, ordumuza yetişmek; arkadaki korku, düşman ordularına çiğnenmek. Öne bakıyorlar: Çamur, yağmur, karanlık... Şimşek bile çakmayan koyu, değişmez bir karanlık. Arkaya bakıyorlar: Yine öyle bataklıklar, su tabakaları, gece... Dinliyorlar: Uzaklarda kabaran derenin yüklü uğultusu ve yakınlarda çamura batıp çıkan ayakların boğuk hışırtısı... Ayşe, beline dolanan ufak kolların ara sıra gevşediğini duyuyor. - Uyuma Ali, diyor, uyuma! Önündeki baş yavaş yavaş dikliğini kaybediyor, dizine doğru eğiliyor: -Uyuma Eminem, diyor, uyuma! Sonra kucağında kıpırdanmalar başlayıp hafif ağlamalar işitince: -Uyu ciğerim, diyor, uyu Osmanım! At ikide bir sürçüyor, kapanıyor, soluyor, kendisini toparlıyor; gömülüyor, yine silkiniyor, yine ilerlemeye çabalıyor. O, yaşlı, romatizmalı bir beygirdir. Toprak ise gittikçe vıcık bir hâle gelmektedir. Yağmur kesilmek bilmediğinden saplanıp kalmaları veya taşan bir ırmağın akıntısına kapılarak boğulmaları ihtimali çoğalıyor. Ayşe, yavrularına sarılarak ölmeyi, artık atın ve kendisinin güçsüzlüğüne bakarak fena bulmaktadır. İçindeki en dehşetli korku şimdi bu- dur: Atından ayrılarak üç canlı yükü ile beraber kalmak. Sonunda bu oluyor. Önce çöken, sonra da başını uzatıp yan üstü uzanan, bir türlü ayağa kalkamayan attan iniyorlar; çarçabuk iniyorlar, zira durmadan ilerleyen felâketin büyüklüğünden ayrı düşmek Ayşe'ye hepsinden daha korkunç geliyor. Fakat geride kaldığını anlayıp bir müddet yürüyünce artık kendinde bu üç çocuğu birden taşımak, sürüklemek imkânı kalmadığını görüyor. Hem koşuyor, hem düşünüyor: ikisini olsun kurtarmak için birini feda etmek, hafifletmek gerekir. Hangisini? Ayşe, yanında diz kapaklarına kadar çamurlara bata çıka yürümeye çalışan Ali'nin mini mini elini bırakmak istemiyor. Boynuna dolanan mecalsiz kolları da çözmeye cesareti yoktur. Kucağındaki ıslak, hareketsiz, sessiz bohça ona zaten cansız gibi görünüyor. Belki kendiliğinden, soğuktan, sudan, havasızlıktan, ezilmekten ölmüştür. Ananın bir ümidi budur: Yaşamadığını anlayarak, azapsız, kundağı bir tarafa en az çamurlu, en batak yere bırakıvermek... Bütün o kıyamet içerisinde, elinden tuttuğunu ve omuzlarında taşıdığını sürüklerken kucağındakine eğiliyor, dinliyor... Ses işitmemek, hareket duymamak ümidiyle dinliyor ve yavrusunun kısık kısık, ılık ılık ağladığını duyuyor, "eyvah!" diyor. Bu sırada, ilerleyen kafile, selin batıra çıkara, vura çarpa sürüklediği bir enkazdan başka bir şey değildir. Karanlığın içerisinde, düşerek çamurlara gömülenler, üstüne basılarak ezilenler çoktur. Ayşe, hâlâ yükünü atmaya razı olamıyor. Yüzü ve vücudu belki de, yağmurdan fazla döktüğü soğuk terle ıslanmıştır. Soluk soluğadır. Dizlerinde, ayaklarını çamurdan çekebilecek kuvvet gittikçe azalıyor. Kollarında ve boynunda öyle bir kesiklik, bir uyuşma, bir karıncalanma, nihayet bir duymayış var ki... Gözlerini kapıyor, sol kolunun açılıp yükünü kendiliğinden bıraktığını ancak yarı anlayabiliyor: Şimdi göğsünün üstünde başka bir yük, daha ağır fakat daha sıcak, daha canlı, soluyan ve sarılan birini hissediyor: Ali, gemi azıya almış, bir atın arkasından, üzengiye takılı çekilen bir ceset gibiydi, yürümüyordu, yüzükoyun, elinden anasına bağlı sürükleniyordu. İşte o şimdi, bağrının üzerindedir. Uzun bir hasretten sonra birbirlerine kavuşmuşlar gibi sokuluyorlar, belki seviniyorlar. Kaçma, hâlâ devam ediyor, yağmur ve çamur da beraber ... Böyle birkaç saat mi, yoksa birkaç dakika mı yine koşuyorlar; koşuyoruz sanıyorlar. Ayşe tükeniyor, demin yolda bıraktıkları at gibi, yere uzanıvereceğini anlayarak, haykırmaya çalışıyor. Birini imdadına çağırmak istiyordu. Yine koşuyor ve birden, acayip bir hafiflik, bir canlılık duyuyordu, ileriye hamle atıyor. Neden sonra anlıyor ki boynundan sarılan zayıf, ufak kollar artık yoktur: Emine de dökülmüştür. -Çık sırtıma Ali, diyor, iyice sarıl, sıkı sarıl, sakın gevşeme! Ve böyle, kanının son ateşini yakarak, kayıp düşerek, yine kalkarak, yine yuvarlanarak yağmur, ter, gözyaşı yüzünü yıkaya yıkaya, mola vermeden yürüyor. Ali'sini kurtarmış olmak sevinciyle, öbür felâketlere katlanıp ümit içerisinde yürüyor, kafileye yetişiyor önüne geçiyor. Seher vakti ay yıldızlı bir ıslak bayrak çekili küçük bir kasabaya varıyor. Yükünü bir cephane sandığının üstüne indiriyor: Kurtulduk Ali, diyor. Kalk Ali! Ali kalkmıyor, kımıldamıyor. Ayşe saatlerden beri bir ceset taşıdığını anlamıyor, anlamak istemiyor, hâlâ: -Kalk Ali, kurtulduk Ali, diyor, gülümsüyor, sürekli geceki yağmur gibi dökülen coşkun gözyaşları içerisinde gülümsüyor... Hizmetçi donuk, fersiz, katı, suyu çekilmiş kuru böcek kabuğu gözlerini işaret etti: -Bey, dedi, işte o günden beri ben, ağlamak istesem de ağlayamam. Bilmem ki neden, gözlerimden yaş gelmiyor. Refik Halit KARAY