POPULARITY
“Sinema Kulübü'müzün 21'inci buluşmasında Yorgos Lanthimos'un yönettiği, başrollerinde Emma Stone, Mark Ruffalo ve Willem Dafoe'nun yer aldığı, 2023 yılı yapımı, orijinal adı “Poor Things” olan, bizde “Zavallılar” adıyla gösterime giren filmi konuştuk.Filmde, Victoria dönemi atmosferinde, eksantrik bilim insanı Dr. Godwin Baxter tarafından yeniden hayata döndürülen Bella Baxter'ın, kendi kimliğini ve özgürlüğünü keşfetme yolculuğunu anlatılıyor. Bella, ilk başta dünyaya karşı tamamen masum ve bilgisiz bir şekilde yaklaşırken, zamanla hem bireysel arzularını hem de toplumsal baskıları sorgulamaya başlıyor.Victoria dönemi Kraliçe Viktoriya'nın hüküm sürdüğü 1837-1901 yıllarına karşılık geliyor ve bu dönem sanayi devrimi ile birlikte emek sömürüsü ve işçi hakları gibi toplumsal ve ekonomik konularla anılıyor. Günümüzde de iş hayatını ve toplumsal hayatı kökten değiştiren teknolojik ve siyasi bir atmosferden geçerken film yaşadıklarımıza bir anlamda ışık tutuyor.Film, büyüme, özgürleşme ve kişisel iradenin oluşumu temalarını, mizahi bir dille ve çarpıcı görselliklerle işliyor. Bella'nın hikâyesi, özellikle kadınların kendi hayatları üzerinde söz sahibi olabilmesi, toplumun dayattığı rollerin aşılması ve bireyin yeniden doğarak kendi yolunu çizmesi üzerine derinlikli bir anlatı sunuyor. Yorgos Lanthimos, seyirciyi hem görsel olarak büyülüyor hem de rahatsız edici derecede doğrudan sorular sormaya teşvik ediyor. Gerçekten üzerinde uzun uzun konuşabileceğimiz replikler var.Film, 96. Akademi Ödülleri'nde En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Uyarlama Senaryo'nun da aralarında olduğu 11 dalda Oscar'a aday gösterildi. En İyi Kadın Oyuncu (Emma Stone), En İyi Prodüksiyon Tasarımı, En İyi Kostüm Tasarımı ve En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı olmak üzere dört dalda Oscar ödülüne layık görüldü.Biz de oyunculukları çok beğendik, çünkü çok fantastik öğeler barındıran bir ortamda o karakterleri yaratmak bir ustalık işi. Filmi hem görsel nitelikleriyle hem de mesajlarıyla beğendik, size de önce izlemenizi sonra bizi dinlemenizi tavsiye ederiz.Bu bölümde görüşlerine yer verebildiğim arkadaşlarım(02:35) Suat Soy, (06:48) Elif Burcu Yılmaz, (08:55) Ebru Vural, (10:24) Olcay Çat, (11:35) Cem Çağatay Karaali, (14:54) Uğur İyidoğan ve (16:22) Gamze Şenfer.Support the show
Kitap Kulübü'müzün 48inci buluşmasında Haruki Murakami'nin “Ortadan Kaybolan Fil” adlı kitabını konuştuk.Murakami 1949 Kyoto doğumlu. Çocukluğundan itibaren Batı kültürünün etkisi altında bir yaşam sürüyor. Avrupalı yazar ve müzisyenleri takip ediyor, Rus edebiyatı ve müziği de dahil. Gençliğinde bir plak dükkanında çalışıyor, sonra eşiyle birlikte açtıkları “Peter Cat” adında bir kafe ve caz kulübü işletmeciliği yapıyor. 1986-1995 yılları arasında ise Amerika'da yaşıyor. Aynı zamanda bir koşu meraklısı, 1996'da Japonya'da 100kmlik ilk ultramaratonunu koşuyor.Yani oldukça sıra dışı bir kişilik. Ülkesinde, Amerikan kültürünün etkisi altında kaldığı ve aşırı Batıcı olduğu eleştirilerine maruz kalıyor, fakat yine de Japonya'nın XX. yüzyıldaki en büyük yazarlarından biri olarak kabul ediliyor. İsmi son on yıldır Nobel'le de anılıyor ama kendisinin ifadelerinden de ödüllere mesafeli olduğunu öğreniyoruz.Kitap yazarın erken dönem hikayelerinden bir seçki sunuyor. Hayal ile gerçeklik arasındaki sınırları bulanık üslubu ile Japon modern hayatından insan manzaralarını işliyor. Kendine has bir mizah anlayışı ve derinlikli bir anlatımı var. Ama açık söylemek gerekirse konuları işleyiş tarzı bazılarımız tarafından cinsiyetçi ve rahatsız edici bulunmuş. Cinsiyetçilik ve kadın düşmanlığı kendisine yöneltilen eleştirilerden. Murakami bunu reddediyor ve karakterlerini öykünün ihtiyaçlarına göre oluşturduğunu sosyal bir eleştiri amacı gütmediğini ifade ediyor röportajlarında.Benim de okuduğum ilk Murakami eseri, özellikle romanlarını okumuş olanların, yazar ve eserleri hakkında daha olumlu bir izlenime sahip olduklarını anlıyorum konuşmalarımızdan. Murakami okumaya başlamak için çok uygun bir eser olmayabilir doğrusu.Bu bölümde görüşlerine yer verebildiğim arkadaşlarım(02:24) Feyza Demir, (05:48) Elif Burcu Yılmaz, (07:18) Elif Ceylan, (09:22) Uğur İyidoğan, (11:11) Aydan İrem Sungur, (13:30) Olcay Çat, (16:07) Ömer Tural, (19:46) Halime Özben Hacı, (22:00) Olcay Çat, (23:20) Hatice Engin, (24:44) Mürsel Çavuş, (28:33) Suat Soy, (29:54) Mustafa Pancarcı, (31:30) Feyza Demir, (32:23) Mürsel Çavuş, (33:10) Mete YurtseverSupport the show
Fazla kurucu ortağı ve CEO'su Olcay Silahlı'yı medya sponsoru olduğumuz Startup Grind'da ağırladık.
Extra liefs voor alle marathonrenners!Luister naar de speciale ADE aflevering via Petje afZie het privacybeleid op https://art19.com/privacy en de privacyverklaring van Californië op https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Günün Önemi, Şamata Tadında Gündem, Günün Konusu (Hayatınızda 1 Kez Bile Olsa Yapmak İsteyeceğin Meslek Nedir), Yeni Çıkanlar (Kitap, Düş Peşime), Senin Hikayen,Ata'dan Söz, veda...
De eerste female leader van seizoen 2 is niemand minder dan Olcay Gulsen. In deze aflevering deelt ze alles over haar ondernemerschap, waarin ze onder andere bekend werd door SuperTrash, het succes van Olcay Gulsen Beauty, en haar vele tv-optredens. Olcay geeft ons een kijkje achter de schermen van haar ondernemerschap en vertelt over de uitdagingen en successen die ze onderweg heeft ervaren.Zie het privacybeleid op https://art19.com/privacy en de privacyverklaring van Californië op https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Send us a Text Message.Kitap Kulübü'müzün 41. buluşmasında Kai-Fu Lee ve Chen Qiufan'ın Yapay Zeka 2041 adlı kitabını konuştuk.Kitabın alışılmışın dışında bir yapısı var, yapay zeka sayesinde 2041 yılında gerçekleşebilecek 10 kurgu hikayeden ve her hikayenin ardından da günümüzde yapılan bu alandaki çalışmaların analiz edildiği bölümlerden oluşuyor. Kurgu hikayeleri zamanında Google ve Baidu'da çalışmış olan yazar Chen Qiufan yazmış. Teknik analizleri de bilgisayar mühendisi, teknoloji yatırımcısı ve iş insanı Kai-Fu Lee kaleme almış.Hikayeler sosyal ilişkiler, yapay zeka ile üretilen gerçek görünümlü videolar ve onun yaratacağı sorunlar, kişisel eğitim ve öğrenim, sağlık, oyun ve eğlence, otonom ulaşım, otonom silahlar, kariyer ve işgücü, mutluluk ve yine yapay zekanın yol açacağı düşünülen bolluk ve buna bağlı ekonomik düzen gibi oldukça kapsamlı ve farklı konular hakkında. Kitap ilk olarak 2021 sonunda yayınlanmış, geçen yıl Türkçe'ye kazandırılmış. Yapay zekada gelişmeler aylık hatta haftalık olarak değişim gösterebiliyor, ama kitabın sorduğu sorular bence halen geçerli. Hatta bana şöyle geliyor, gelişen sadece yapay zeka teknolojisi, biz sosyal, hukuki, politik olarak hemen hemen hiçbir telaş içinde gibi görünmüyoruz. Her büyük değişimde olduğu gibi sanırım burada da kayıplar yaşandığı zaman geriden gelip boşlukları doldurma yoluna gideceğiz. Kimse olacakları öngöremiyor, yaşayıp ona göre vaziyet alacağız.Açıkçası ben uzun vadede iyimserim, daha iyi bir planlamayla israfın azalması, doğayı korumada, enerji ve sağlık alanında temel bilimlerin daha iyi anlaşılarak bazı icatların yapılmasının mümkün olduğunu düşünüyorum. Ama kısa vadede özellikle iklim değişiklikleri ile de çakışacak insanı boşa çıkaracak yeniliklerin bir nevi “mükemmel kasırga” oluşturabileceğini ve insanlığın yine büyük bir sınav geçireceğine inanıyorum. İlginç zamanlarda yaşıyoruz, daha ilginç zamanlar önümüzde.Bu bölümde sözlerine yer verebildiğim arkadaşlarım(02:30) Yavuz Abut, (06:04) Müge İrfanoğlu, (09:18) Mustafa Pancarcı, (11:27) Müge İrfanoğlu, (12:26) Ömer Tural, (16:10) Olcay Çat, (18:55) Mete Yurtsever, (19:46) Suat Soy, (23:33) Yavuz Abut, (28:35) Halime Özben Hacı, (30:40) Mete Yurtsever, (31:43) Müge İrfanoğlu, (32:18) Suat Soy, (33:20) Mete Yurtsever ve (34:43) Özden KarakaşSupport the Show.
Café Plus con Victoria Walsh y Bastián López Olcay, 16 de abril del 2024 by TXS Plus
Johan, Wilfred, René en Olcay Gulsen bespreken in razendsnel tempo de actualiteit: Gordon is toch niet te gast, Johan doet Olcay een huwelijksaanzoek en Merel Ek speelt dwarsfluit.See omnystudio.com/listener for privacy information.
Konuğum Ozan Orhon ile yeni teklisi Depresyon'u ve daha fazlasını konuştuk.
Johan, Wilfred, René en Olcay Gulsen bespreken in razendsnel tempo de actualiteit: het vertrek van Omtzigt van de onderhandelingstafel, het nieuws rondom Theo Maassen en de realityserie Ruud & Olcay.See omnystudio.com/listener for privacy information.
Yürümenin faydaları, sağlıklı yaşama katkısı, yürümeli miyiz, ne kadar yürümeliyiz? Kısa kısa bölümler senin için.
Bölüm konuğu Tufan Kayhan, Aşk Sabır İster yeni teklisini konuştuk.
Bölüm konuğu Reyhan Karaca, keyifli bir sohbetti. Bi'şey Olmaz'ı konuştuk.
Kitap Kulübü'müzde Kasım ayında 35'inci buluşmamızda Marshall Rosenberg'in “Şiddetsiz İletişim” adlı kitabını konuştuk. Bu bölümde her zaman olduğu gibi katılımcılarımızın kitaba ilişkin görüşlerine yer veriyorum.Rosenberg iletşimin empatiyle, samimiyetle ve açıklıkla yapılması gerektiğini anlatıyor. Bunun için önerdiği dört aşamalı bir teknik var kitabında anlattığı. Bunu gerçekten olabilecek en zorlu koşulların testine tabi tutmuş. Kan davası içindeki çetelerden, uluslararası çatışma içindeki gruplar gibi.Her bölümde küçük testler var, aktarılanları sindirip sindirmediğinizi anlayabileceğiniz. Ayrıca baştan sona uzun diyaloglar var, bu tekniği uyguladığı kişilerle yaptığı konuşmaları aktaran, dolayısıyla bir tiyatro sahnesi izler gibi takip edebiliyorsunuz, nasıl iletişim kurduğunu.Açıkçası kitaptaki bazı uyarıların önceden farkına vardığımı ve uyguladığımı düşünüyorum. İnsanlarla sinirlenmeden diyalog kurabilmek, veya akıl vermekten veya ironiden mümkün olduğunca kaçınmak gibi. Ama bazı konularda ne kadar gelişime açık olduğuma beni ikna etti. Hemen üç tanesini sayabilirim.“Duygularımızın sorumluluğunu alma”; başkalarını duygu durumumuzdan sorumlu tutmama. Yani bir kişiyi davranışlarını beğenmemiz nedeniyle suçlamanın kendi eksikliğimizden kaynaklandığını anlamak, ki bunu 189 ve 190 bölümde özetlediğim Duygusal Güçle liderlik etmenin sinirbilimi kitabında daha geniş değinmiştim.“İhtiyaçları dile getirme” bu en çok yaptığımız hatalardan, hep karşımızdakinin anlamasını bekliyoruz, kendimiz ihtiyaçlarımızı dile getirmiyoruz, o kadar boşa zaman harcanıyor ve yıpranıyoruz ki, bunu nasıl öğrenemediğimize inanamıyorum.Bir de “aile ile, kan bağı olanlarla empati kurmanın zorluğu”. Bu ne yaman çelişkidir. En yakın olduklarımızı kalben dinleyememek. Ama insanın kendisine bile şefkat göstermeyebileceğini düşünürsek o kadar da şaşırmamalı belki de.Sonuçta insanın küçüklüğünden beri maruz kaldığı iletişim tarzından kurtulmak kolay değil. Kitaptaki bazı yaklaşımları yadırgıyorsunuz. Bu bize uymaz diyebiliyorsunuz ama ben denemenin ve içselleştirmenin işe yarayacağına inanıyorum. En azından en yakınlarımızla, en kıymetlilerimizle. Bunun için hem okuyun hem okutun diyorum.Bu bölümde söz alan arkadaşlarım,(03:09) Yavuz Abut, (07:55) Aycan Acar Şahin, (10:58) Meral Kuzu, (14:11) Hatice Ergüven Doydum, (16:27) Cem Çağatay Karaali, (20:08) Elif Burcu Yılmaz, (24:55) Müge İrfanoğlu, (27:10) Aydan İrem Sungur, (30:55) Seda Diril Boyraz, (32:50) Belgin Elmas, (36:45) Hicran Şaşmaz, (40:46) Suat Soy, (43:45) Meral Kuzu, (46:06) Ersin Polat, (49:37) Olcay Çat, ve (51:05) Talha ÇelikSupport the show
Program konuğum Kübra Can oldu, yeni teklisi Gözyaşlarım Pıt'ı konuştuk. Keyifli sohbet oldu, çok içtendi cevaplar.
Kitap Kulübümüzde Ekim ayında 34'üncü buluşmamızda Johann Hari'nin “Çalınan Dikkat” adlı kitabını konuştuk. Bu bölümde her zaman olduğu gibi katılımcılarımızın kitaba ilişkin görüşlerine yer veriyorum.Hepimizin hayatında hedefleri var. Bugünkü hayatımızdan daha iyi bir hayata geçmek istiyoruz. Dolayısıyla dikkatimizi, bizi olmak istediğimiz kişiye dönüştürecek uğraşılara yöneltmek, çağımızın en büyük zorluğu. Çünkü içinde bulunduğumuz sistem dikkatimizi çalma üstüne kurulu. Zaman gerçekten para demek ve bunu bizden daha iyi dikkatimizi çalanlar biliyor.8 Mayıs'ta yayınladığım 172'inci bölüm “Dikkatinizi Nasıl Kontrol Eder ve Hayatınızı Seçersiniz?” başlığını taşıyordu. Nir Eyal'ın Pür Dikkat adlı kitabıyla yine kitap kulübümüzde okuduğumuz Cal Newport'un aynı isimli kitabını karşılaştırmış ve özetlemiştim. Cal Newport dikkatimizi toplamamız için taktikler verirken sosyal medyayı şeytanlaştırıyordu, Nir Eyal ise bu sistemle daha barışık yaşamak ama teknolojiyi lehimize kullanmak gibi bir bakış açısı getiriyordu. Johann Hari ise eleştirilerini sisteme yöneltiyor ve sistemi sorgulamadan ve değiştirmeden sorunu çözemeyeceğimizi vurguluyor.Kitapta bu dertten muzdarip olan Johann Hari'nin kişisel arayışına eşlik ediyoruz, tıpkı bir gazetecinin bir vakayı incelemesi gibi bir akış var. Gerçekten de 12 ülkede onlarca şehirde bu alanda çalışan uzmanlarla konuşuyor. Hem içten hem sürükleyici bir anlatımı var.Bu buluşmaya dair güzel de bir sürpriz yaşadık. Üyelerimizden Sevgili Cem Çağatay Karaali kendisine bir mesaj atıp toplantımıza davet etmişti. Bu çağrımıza küçük bir notla ve bir video mesajıyla dönmesi ise bizi çok mutlu etti. Onun kitaptaki içten tavrının gerçek olduğunu görmek de çok güzeldi. Kitabı gönül rahatlığıyla tavsiye ediyoruz. Ve önce Johann Hari'nin bu kısa mesajıyla kayda başlıyoruz.Bu bölümde söz alan üyelerimiz ise sırasıyla (02:40) Johann Hari (03:37) Yavuz Abut, (07:41) Dilek Geçit, (11:13) Aycan Acar Şahin, (14:25) Müge İrfanoğlu, (18:04) Hatice Ergüven Doydum, (20:47) Alim Küçükpehlivan, (25:00) Suat Soy, (27:02) Halime Özben Hacı, (29:40) Cem Çağatay Karaali, (33:36) Elif Bahadır, (37:02) Elif Ceylan, (40:02) Ersin Polat, (44:25) Olcay Çat, (45:35) Ömer Tural, (47:52) Aydan İrem Sungur ve (50:44) Belgin ElmasSupport the show
İkilem grubunun solisti Serhat ile hem yeni şarkıları "bana sorma"yı hem de 100. Yıl konserini konuştuk.
Kitap kulübümüzün 33. buluşmasında Yaşadım Demek İçin Ne Yapmalı adlı kitabı konuştuk.Kitap bir nehir söyleşi aslında, Gazeteci Büşra Sanay, Sümerolog, bilim insanı Muazzez İlmiye Çığ'ın yüz yılı aşkın yaşamından süzdüğü hayatı güzelleştirme yolları hakkında bir röportaj yapıyor. Siz de kitabı okurken bu sıcak sohbeti izlediğinizi hayal ediyorsunuz.Kitap aslında bir çok yabancı kaynaklı kişisel gelişim kitabının doğal bir karışımı gibi. Sanıyorum bunda Muazzez Hanım'ın sadece yüz yaşını aşmış bir bilim insanı olmasının değil, aynı zamanda uygarlık tarihinin ilk örneklerini araştıran, onları anlamak için bugün yaşamayan dillerini öğrenen, hayatları ve kültürleri üzerinde düşünen biri olmasının da etkisi vardır.Kitabın bölümleri de bunu gösteriyor; Yaşama sebebimiz ve dünyadaki yerimiz, hayatın anlamı, kendini geliştirme yolları, insan ilişkileri, kariyer planlaması, yaşam kalitesi, güçlü bir kadın olmak gibi konulara değiniyor.Kitapta en ilgimizi çeken ve bizleri en çok duygulandıran yerler ise tanıklık ettiği Atatürk devrine dair anlattıkları. Cumhuriyet'imizin 100.yaşına erdiğimiz şu günlerde Atatürk'ümüzün Onuncu Yıl Nutku'nda gösterdiği hedef olan “muasır medeniyetler” seviyesine maalesef ulaşamadığımızın bir çok göstergesini bulabiliriz sanırım. Ama sadece gençlerimizin yurtdışına, bu ülkelere gitme çabasını saymak bile tek başına yeter diye düşünüyorum. Muazzez Hanım'ın Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki coşkuyu, ilerlemeyi yaşayan bir insan olarak bugün için karamsar olmaması bizi biraz umutlandırdı, biraz da hüzünlendirdi. Şüphesiz karamsarlığın kimseye faydası yok, açıkçası bugün çok daha fazla imkana sahibiz. Ülkemiz (en azından silahla) işgal altında değil, çok daha eğitimli bir nüfusa sahibiz.Öte yandan bir çok zorluk da sayabiliriz. Fakat bugünden tatmin olmayanların yapabileceği şeyler ise hep var. Önce kendini tanımak ve olabileceğinin en iyi haline kendini yaklaştırmak sonra çocuklarına, ailesine, çevresine, iş arkadaşlarına örnek olmak… Bunlar gerçekleştirmek için kimseye ihtiyaç duymayacağımız şeyler bence. Bu kitabı okuyarak başlayabiliriz belki de.Daha güzel günler görmek dileğiyle Cumhuriyet'imizin 100. yılı kutlu olsun!Bu bölümde söz alan arkadaşlarım(03:00) Elif Ceylan, (06:30) Bengü İlhan, (09:25) Cem Çağatay Karaali, (11:16) Selim Uysal, (13:33) Dilek Sena Çekin, (16:10) Olcay Çat, (19:15) Banu Özsoy, (22:25) Aycan Acar Şahin, (25:39) Aydan İrem Sungur, (29:24) Suat Soy, (31:25) Elif Burcu Yılmaz, (33:56) Hatice Ergüven Doymuş, (35:26) Sena Taşcı, (37:27) Selim Uysal, (38:18) Nilüfer Karakaşlar ve (39:34) Mürsel ÇavuşSupport the show
Nilay Dorsa'nın, Aynen isimli teklisini konuştuk.
DYF Sinema Kulübü'nün ikinci buluşmasında 2003 yılında gösterime giren yönetmenliğini Lars von Trier'in yaptığı, başrolünde Nicole Kidman'ın yer aldığı Dogville adlı filmi konuştuk.Film 1930'larda bir Amerikan kasabasında geçiyor. Peşindeki mafyadan kaçan güzel bir kadın bu kasabaya sığınıyor. Kasaba halkı önce ona kucak açıyor ama ardından onu bir tehdit olarak görmeye başlıyorlar. Bir süre sonra kasabalıların karanlık yüzlerini, günden güne ağırlaşan bir tabloda görüyoruz.Filmde çok zengin bir metafor kullanımı var, sürekli acaba burada ne demek istiyor, neleri atladım diye düşündürüyor. Genel anlamda bir Hristiyanlık, Amerika, kapitalizm eleştirisinden bahsedebiliriz sanırım. Lars Von Trier'in kışkırtıcı bir tarzı olduğu malum, çok sansasyonel açıklamaları da olmuştu geçmişte. Bu filmin de gerçekten çok çarpıcı bir anlatımı var, hem mesajlar hem de görsellik anlamında. Her ne kadar çok sert sahneleri olsa da düşündürücü niteliğinden ötürü kulüp olarak tavsiye ettiğimizi söyleyebilirim. Tabii yorumlarımız sağlam spoiler içeriyor, filmi izledikten sonra dinlemenizi tavsiye ediyorum.Söz alan katılımcılarımız sırasıyla:(01:42) Olcay Çat, (04:08) Suat Soy, (07:55) Yelda Gürbüz Erdoğan, (10:34) Burcu Akbaş, (12:43) Suat Soy, (14:54) Işık Ceren Alpago, (19:28) Yavuz Abut, (23:47) Burcu Akbaş, (24:31) Yavuz Abut, (26:24) Yelda Gürbüz Erdoğan, (28:48) Olcay Çat-Yavuz Abut-Mete Yurtsever Support the show
In de podcast Strikt Privé bespreken Evert Santegoeds en Jordi Versteegden het leven van de sterren in minder dan 10 minuten. De hoofdredacteur van Privé is verbaasd over alle ophef rond het grapje van Hugo de Jonge over Lucille Werner. „Laten we het hebben over het echte verhaal over Lucille. Dat stinkt aan alle kanten!” Verder: Ruud en Olcay laten in het midden of ze ooit weer bij elkaar komen. Evert heeft daar zijn bedenkingen bij. En prinses Ariane is begonnen aan een nieuw avontuur op een bijzondere plek.See omnystudio.com/listener for privacy information.
Johan, Wilfred, René en Rutger Castricum bespreken in razendsnel tempo de actualiteit: de breuk tussen Ruud en Olcay, ophef over piemelkussens op kermissen en Roxane over de start van de Vuelta.See omnystudio.com/listener for privacy information.
De Nederlandse showbizzwereld is een bekend setje armer: Ruud de Wild en Olcay Gulsen zijn na een intense relatie van vier jaar uit elkaar. Hun veelbesproken realityserie heeft meer kapot gemaakt dan verwacht, stellen Evert Santegoeds en Jordi Versteegden in een nieuwe aflevering van Strikt Privé. Verder alles over het moment waarop het (voor de zoveelste keer) goedkwam tussen André Hazes en Monique. Een oplettend team van Privé blijkt daar onverwacht getuige van te zijn geweest! Eva Jinek was één van de grote afwezige sterren tijdens de seizoenspresentatie van de publieke omroep, terwijl haar naam vaak over de tong rolde bij haar collega's. En waarom werd er tijdens deze presentatie helemaal niets gezegd over de grote onderzoeken naar Matthijs van Nieuwkerk en Studio Sport?See omnystudio.com/listener for privacy information.
Bu bölümde konuğum tiyatro ve sinema oyuncusu, ses sanatçısı Zuhal Olcay.Ailesindeki sanatçılardan ilhamla, 14 yaşında konservatuvar eğitimi almaya başlamış biri Zuhal Olcay. Tiyatrodan televizyona, sinemadan ses sanatçısı olarak çıktığı sahneye çok disiplinli bir sanatçı... İstanbullu bir gezgin, tekdüzelikten sıkılan bir ruh, işinin hakkını vermek için elinden geleni ardına koymayan çalışkan ve sabırlı biri.Olcay ile tiyatro ve sinema oyunculuğunun "nasıl olunur"larından ses sanatçılığına, güven duygusundan oyun kavramına, birlikte çalıştığı yönetmenlerden bugünün teknolojilerine pek çok konuyu masaya yatırdık.Oyun Atölyesi'ni birlikte kurduğu Haluk Bilginer ile 20 yıl sonra Kel Şarkıcı adlı oyununda bir araya gelecek olan sanatçıyla bu deneyimini, daha doğrusu "Böyle bir deneyim kaçar mı"yı da konuştuk.Zuhal Olcay ile "Hadi sohbet edelim" dememizden 3 sene sonra gerçekleşebilmiş bir söyleşi. Ama belki de tam zamanı...Tek üzüldüğüm, benim ilk gösterildiği yıl sinemada izleyip haftalarca etkisinden çıkamadığım, başrolünde de Zuhal Olcay'ın olduğu bir Tayfun Pirselimoğlu filminden, "Hiçbiryerde"den yayında bahsetmeyi unutmam...Bol kahkahalı, cümlelerin birbiri üzerine geldiği, birbirini tamamladığı, bol mimikli, çok gerçek bir sohbet sizleri bekliyor.
Yazarıyla Konuşanlar Kitap Kulübü tarafından hazırlanan podcast serisi. On İkinci Bölüm konuğumuz Gizem Olcay
Nükhet Işıkoğlu'nun hazırlayıp sunduğu Demiryolu Günlükleri programına CHS Konteyner Türkiye Satış Direktörü Nejat Olcay konuk oldu.
Nükhet Işıkoğlu'nun hazırlayıp sunduğu Demiryolu Günlükleri programına CHS Konteyner Türkiye Satış Direktörü Nejat Olcay konuk oldu.
Kitap Kulübümüzde Mayıs ayında 29'uncu buluşmamızda Jake Knapp ve John Zeratsky'nin “Zaman Yaratmak” adlı kitabını konuştuk. Bu bölümde katılımcılarımızın kitaba ilişkin görüşlerine yer veriyorum.Günümüzde bilgiye ulaşmak ve bizden uzakta insanlarla iletişim kurmak kolaylaşırken bunun bedelini o bilgileri filtreden geçirmek ve mesajları yönetmek için harcadığımız zaman ve eforla ödüyoruz.Her yeni uygulama bize bir kolaylık ve fayda getiriyormuş gibi görünse de asıl önemli olan şeylerden uzaklaştığımızı fark ediyoruz.Bu kitap son zamanlarda ortaya çıkan bir çok teknik ve metot gibi bize bir yol haritası ve bakış açısı vermeye çalışıyor. Bunu oldukça esnek, alçakgönüllü ve espirili bir dille yapması bize iyi geldi. Kitap 87 tane taktik öneriyor ve bunlara şans vererek işimize yarayıp yaramadığını denememizi salık veriyor.Biz kulüp olarak kitabı beğendik, bir çoğumuz hemen uygulamaya koyduğu ve fayda gördüğü taktikleri paylaştı ve herkese okumasını tavsiye ediyoruz. İçeride bir çok başka kitaptan ve uygulamadan da bahsedildi, kulak vermenizi öneririm. Sırayla söz alan arkadaşlarımız: (01:59) Hande Tonyalı, (05:15) Seda Diril Boyraz, (06:27) Aycan Acar Şahin, (09:24) Müge İrfanoğlu, (12:13) Samet Yıldırım, (14:23) Aydan İrem Sungur, (16:59) Cihat Özeray, (18:17) Olcay Çat, (21:18) Alim Küçükpehlivan, (23:29) Dilek Geçit, (26:50) Yavuz Abut, (31:11) Dilek Sena Çekin, (31:46) Ahmet Sarıtaş, (33:54) Mustafa Pancarcı, (37:03) Hacer Deniz, (37:54) Selim Uysal ve (40:36) Talha Çelik
Een eigen realitysoap krijgen is natuurlijk een eer, maar succes is niet gegarandeerd. Waarom lopen mensen al jarenlang weg met de Meilandjes terwijl Ruud en Olcay niet eens een tweede seizoen krijgen? Rob en Bridget analyseren erop los en bespreken ook een nieuwe serie die de kijker wél moet zien. Natuurlijk hebben ze het daarnaast over het circus rond Duncan Laurence. Hij en Mart Hoogkamer hebben allebei aangegeven er mentaal niet goed voor te staan. Mart heeft daarom 'Beste Zangers' afgezegd. Maar Duncan doet wél mee. Wie het gat dat Mart achterlaat moet opvullen? Nick Schilder. En die heeft toevallig net zijn solodebuut gemaakt. Een debuut dat hij volgens Bridget heel slim aanpakt.
"DURAN KUYUMCULUK SUNAR" DİCLE OLCAY ŞARKISI "İKİ KİŞİLİK" VE KEYİFLİ SOHBETİ İLE 18 MAYIS PERŞEMBE SAAT 14:30'DA RADYOAKTİF GÜNEBAKAN'DA TUNCAY AKTAŞ'IN TELEFON KONUĞU OLDU... www.radyoaktif.com.tr #radyoaktif #radyoaktif926 #radyoaktifbursa #günebakan #tuncayaktaş #müzik #türkpop #bursa
'Ik heb spijt dat ik het heb gedaan. Vooral omdat ik zie hoe erg het jou gekwetst heeft. Dat raakt me het meest. Want ik zie wel dat jij het heel zwaar hebt met wat mensen zeggen en vinden.' Met Olcay Gulsen blik ik een half uur lang terug op ons avontuur in de realityserie 'Ruud & Olcay, in voor- en tegenspoed'.
Het stormt tussen Ruud de Wild en Gerard Joling. Eerder noemde Gerard aan tafel bij Jinek de radio-dj onfris en de zanger sprak negatief over de docuserie rond De Wild en zijn vriendin Olcay. In een audiofragment, wat te horen is in een nieuwe aflevering van de podcast Strikt Privé, valt te horen dat Ruud dit niet over zijn kant laat gaan. „Ruud laat zien dat hij slecht kan incasseren”, volgens Evert Santegoeds. Verder in de podcast: Koffietijd verdwijnt, kunnen Carlo en Irene in dit gat springen? En Nick Schilder heeft internationale aspiraties.See omnystudio.com/listener for privacy information.
Het vaste mediapanel is weer terug na een weekje meivakantie in april en de messen zijn geslepen. De gelijknamige nieuwe talkshow Nadia van Nadia Moussaid wordt besproken en het panel is niet enthousiast. Het is traag jaren '90, mist diepgang en urgentie en is VPRO-onwaardig. Angela de Jong is niet mals: 'Nadia?! Gooi er alsjeblieft herhalingen van Een huis vol in of Dokter Deen desnoods!' Het 'optreden' van Duncan Laurence bij Sophie (die van Khalid) wordt er en passant bij gehaald om aan te tonen dat NPO1 op het tijdstip van 19:00 uur een scherpe interviewer mist. Zou Jinek dat moeten doen? Verder heeft Angela zowaar naar De Verraders gekeken. Wat te doen met Rob Kemps en het laatste jaar van zijn 3-jarig contract? Hockeyvaders moet van Videoland naar RTL4, er is een ode aan Paul van Vliet, Even Tot Hier heeft de eerste nominaties op de longlist van de Nipkow-schijf binnen, de soap van Ruud de Wild & Olcay wordt zowel geliefd als afgebrand en is het wel zo verstandig dat Linda de Mol haar succesformule Ik Hou Van Holland nu weer gaat presenteren? Luisteren dus! Naar de wekelijkse AD Media Podcast, waarin TV-columniste Angela de Jong en verslaggevers Dennis Jansen en Mark den Blanken alle hoofd-, rand-, en bijzaken bespreken op het gebied van media. De presentatie is in handen van Manuel Venderbos.Support the show: https://krant.nlSee omnystudio.com/listener for privacy information.
Soms moet je als redacteur BN'ers naar je toe lokken. Het allerbeste lokaas: de namen van andere BN'ers. Terwijl we luisteraars uit het dierenrijk en uit Azië verwelkomen, bestookt de ene man na de andere ons met vragen. We proberen antwoord te geven en belanden zo in het mysterie dat Jeroen Overbeek heet. Wat is het verhaal van deze ondoorgrondelijke journaal-anchor? Ondertussen kiest Ruth Jacott radicaal voor zichzelf. Ook Jesse Klaver neemt het heft in eigen handen: hij verkocht zijn huisraad op de vrijmarkt. Eén product kwam opvallend vaak terug op zijn kleedje. Ruud en Olcay gaven een inkijkje in hun leven en wij namen contact op met Kefah Allush over zijn vermeende biefstukconsumptie. Jochem van Gelder werd 60, Albert Verlinde werd 62 en Femke Halsema werd 57, maar noemde dat het nieuwe 37. We kunnen maar één conclusie trekken: steeds meer BN'ers zijn jarig.Onze sponsor:
Spraakmakende interviews. Hoeveel zou Evert Santegoeds daarvoor betalen? James Corden stapt op bij de Late Late Show Waarom burgemeester Ahmed Aboutaleb "centjes" zegt Analyse: dankzij John de Mol is televisie nu slechter dan vroeger Olcay Gulsen is een C-ster: en dus kijkt er bijna niemand Tune van de week: Studio Sport 1974 Communicatiestrategieën onder de loep: hoe kun je het beste reageren op een beschuldiging van ongewenst gedrag? Alles over zwijgen, de vlucht naar voren, ontkennen, bagatelliseren, door het stof gaan, in de tegenaanval gaan en een effectieve cocktail van die strategieën. Debat: moet Ongehoord Nederland weg bij Publieke Omroep? Ja, betoogt Lars. Nee, betoogt Victor. Jip legt een dilemma voor over uiterlijk en intelligentie. Heb jij ook een vraag of idee voor de podcast? Mail ons op vraaghetvicenlars@gmail.com en we bespreken je vraag misschien tijdens de volgende podcast. Tijdsindeling: 2m16 betalen voor interviews, Corden & Aboutaleb | 12m24 tijdperk van middelmatigheid | 21m06 Olcay & Studio Sport | 29m49 beschuldigingen ongewenst gedrag | 48m07 debat Ongehoord Nederland | 66m15 uiterlijk & intelligentie
Listen to Dr Olcay Muslu Gardner speak about musical traditions, sustainability and the scholarship she undertook at the School of Oriental and African Studies (SOAS). Dr Olcay is assistant professor at the Mustafa Kemal Hatay University, Turkey. She is the first recipient of the Visiting Scholars Scheme to be jointly supported by the British Institute at Ankara. Her work is concerned with identifying dimensions of sustainability for traditional music in the region of Sanlurfa, Turkey. The visiting scholarship enabled her to conduct research at UK academic libraries and to develop relationships with traditional Turkish music groups in and around London. For more information and to access the transcript: www.ucl.ac.uk/nahrein/achievements-2017-21/past-visiting-scholars/transcript-conversation-olcay-muslu-gardner Date of episode recording: 2019-10-01 Duration: 00:33:57 Language of episode: English Presenter: Mehiyar Kathem Guests: Olcay Muslu Gardner Producer: Mehiyar Kathem
Olcay Gulsen is een veelzijdige vrouw. Naast ondernemer is ze presentator en zet ze zich in om huiselijk geweld uit te bannen. Ze praat met Eus in deze podcast over het gearrangeerde huwelijk van haar ouders die als neef en nicht met elkaar moesten trouwen, haar tante die wel voor de liefde heeft gekozen en daardoor haar grote voorbeeld is, haar onveilige jeugd door haar schizofrene en verslaafde vader, vergeving en haar behoefte steeds meer in actie te komen voor maatschappelijke thema's.
Ağustos 1962. Brentwood, Los Angeles. 36 yaşındaki Norma Jean Baker yatağında ölü bulundu. 60 yıllık gizem, onlarca komplo teorisi ve tüm dünyanın tanıdığı bir yıldız: Marilyn Monroe'yu konuşuyoruz. Olcay anlatıyor, Deniz dinliyor.
Ağustos 1962. Brentwood, Los Angeles. 36 yaşındaki Norma Jean Baker yatağında ölü bulundu. 60 yıllık gizem, onlarca komplo teorisi ve tüm dünyanın tanıdığı bir yıldız: Marilyn Monroe'yu konuşuyoruz. Olcay anlatıyor, Deniz dinliyor.
Beklenen bölüm geldi: Dünya çapında en çok dinlenen ve kayıtları en çok satan sanatçılardan biri. Bir zamanların gözdesi; beyaz, güzel Amerikalı kadın imajının vücut bulmuş örneği. Britney Spears'ın çöküşünün hikâyesini, başarılı bir kadının mücadelesini irdeliyoruz. Deniz anlatıyor Olcay soruyor.
Beklenen bölüm geldi: Dünya çapında en çok dinlenen ve kayıtları en çok satan sanatçılardan biri. Bir zamanların gözdesi; beyaz, güzel Amerikalı kadın imajının vücut bulmuş örneği. Britney Spears'ın çöküşünün hikâyesini, başarılı bir kadının mücadelesini irdeliyoruz. Deniz anlatıyor Olcay soruyor.
Versicherungsbetrug verursacht pro Jahr Schäden in Höhe von vier bis fünf Milliarden Euro in Deutschland. In dieser Folge des Digital Insurance Podcast spricht Jonas Piela mit unserem Senior Project Manager Olcay Krandaoglu wie FRISS Softwarelösungen mittels KI und Daten aus vergangenen Betrugsfällen analysiert und somit Wahrscheinlichkeitsaussagen über aktuelle Betrugsversuche treffen können.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi ve LGBTİ+ hakları aktivisti Olcay Atik ile öğrencilerin ve LGBTİ+'ların barınma konuştuk. Editör: Gamze Elvan /Prodüktör: Özgün Özgül Katkı sağlayan: İlayda Öykü Biberoğlu / Reji: Meryem Melek Köse & Özge Elvan
Merhabalar biz Deniz ve Olcay. Sıkı bir True Crime takipçisiyiz. Bu Podcast'de ilgimizi çeken dosyaları kendi yorumlarımızla anlatacağız. İlk dosyamız: 2007 yılında Portekiz'de kaybolan 3 yaşındaki İngiliz Madeleine McCann.
Merhabalar biz Deniz ve Olcay. Sıkı bir True Crime takipçisiyiz. Bu Podcast'de ilgimizi çeken dosyaları kendi yorumlarımızla anlatacağız. İlk dosyamız: 2007 yılında Portekiz'de kaybolan 3 yaşındaki İngiliz Madeleine McCann.