POPULARITY
T24 yazarı Prof. Dr. Ayşe Naz Bulamur ile T24 editörü Hazal Sipahi'nin dizi ve film gibi yapımları tartıştığı Ekran Aşkına'nın yeni bölümünde bu kez Eşref Rüya konuşuluyor.Eşref Rüya, aşkı yeniden tanımlamıyor; tam tersine, alışıldık ve tehlikeli kalıpları parlatıyor. Rüya'nın çaresizliği, Eşref'in sahiplenmeci şiddetiyle romantize edilirken; dizi, izleyiciyi toksik erkekliği aşkla karıştırmaya davet ediyor.Sevmek, korumak adı altında kontrol etmek midir?Video
Bugün arife, yarın bayram inşallah. Arife marifet, irfan, maruf, Arafat, arif… kelimeleriyle aynı köktendir. Yevmu ‘arafet: haccın ‘Arafat'ta vuku günüdür; Arafat ise vakfe mevkiinin adıdır. Ramazan Bayramı'ndan önceki gün son oruçlu güne de yevmu ‘arafet'a nispetle ve elbette Peygamberimiz Aleyhisselam'ın buyruğunca arife günü denmiştir.
Öncelikle bu haftalık sesim için özür dilerim. Toplum yolundakilerin bir sözüne itiraz etmek istiyorum bu hafta. Kimse beni sevmiyor. Hayır. Okulumuzda, iş yerlerimizde veya hayatımızın içinde bir yerlerde bizi seven insanlar hep varlar. Onlar sadece onları görmek istemiyorlar. Çünkü sevgisini istedikleri kişiler ne yazık ki onları seven kişiler değil. Bizler böyle değiliz. Böyle davranmamalıyız. Elinin tersiyle itmelisin insanları, sana hâl hatır sordu diye yüzünü düşürmemelisin. Çünkü kendi yolunda olmak kendisine değer vereni el üstünde tutan olmaktır.
Sevmediğimiz kötü yanlarımız, kendimizi birden fazla ruh halinde hissetmemiz, bir türlü bitmeyen içsel konuşmalarımız, hepsi bizim bir parçamız. Peki kafamızın içerisinde bu kadar ses olması normal mi? Buyurunuz... Canlı Podcast etkinliklerine bilet almak isterseniz: linktr.ee/bumuyanipodcast Hiwell'i keşfetmek için: https://hiwell.app/--bumuyani Dinleyicilerimize özel ilk seansta %50 indirim için kodumuz: bumu50 Videocast bölümlere https://www.youtube.com/@BuMuYani linkiyle youtube'dan erişebilirsiniz. Ayrıca "katıl" butonundan bize destek olarak üyelere özel içeriklere de göz atabilirsiniz. Instagram: https://www.instagram.com/bumuyanipodcast/ Twitter: https://twitter.com/bumuyanipodcast İletişim: bumuyanipodcast@gmail.com Bu podcast justwork stüdyolarında kaydedilmiştir. Bu podcast Hiwell hakkında reklam içermektedir.
“Seni çok seviyorum” diyen adama gülümseyerek cevap verdi; Emin misin? Adam şaşırdı. -“Ne demek istediğini anlamadım” dedi. -“Beni sevmek zordur, kaldıramazsın, tahammül edemezsin”.
Kristof Kolomb'un önüne Amerika'yı çıkaran kader, karşıma seni çıkardı. ~ •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim. Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz. ~ 11.4.1964 Saat 01 Kalbimi kelimelerle doldurdum. Mektuplarım onun için parmaklarını yakıyor. Dudaklarını da yakacak. Dudaklarını ve bütün varlığını. Ben pervane değil, ateşim. Kıskanıyorum kelimeleri. Birer kelebek gibi sana uçuyorlar. Kelimeler senin kokunla sarhoş. Saçlarını okşayan rüzgârı kıskanıyorum. Tenine sarılan entarini kıskanıyorum. Saçlarında dolaşan tarağı kıskanıyorum. Anlıyor musun? Aynanı kıskanıyorum. Yatağını kıskanıyorum. Yılları kıskanıyorum. Kimsin sen? Kadın veya serap. Tanrıyı kıskanıyorum: seni beraber yarattık. O başladı, ben tamamladım. Sevmek yaratmak demektir. Pigmalyon'un biçim verdiği heykel canlanacak mı? Kimsin sen? Azabım veya saadetim. Yahut hem azabım hem de saadetim. Pigmalyon'un yaptığı heykel canlanmış. Damarlarında kanımın dolaşmasını istiyorum, kanımın ve aşkımın. O zaman granit de olsan canlanırsın, balçık da olsan. Canlanmazsan kırarım seni! Yeniden biçim vermek için belki. Ama dış biçiminde kusur yok... Bu mektupları masal sanıyorsan aldanıyorsun. Kalemi aleve batırıyorum, gönlümün alevine. Ve sen yanardağ ile oynayan bir çılgınsın. Kırık bir sazda senfoni çalmak! Sevilen ses sazların en güzelidir. Kristof Kolomb'un önüne Amerika'yı çıkaran kader, karşıma seni çıkardı. Seni yani cehennemi. Ben herhangi bir insan değilim. Istırapta sonsuzluğa varmış ve susuzluktan dudakları çatlamış bir garip yolcu. Binbir gece, on binbir gece... Sana her gün yeni bir şarkı besteleyebilirim. Kaf Dağı'nın ardındaki bahçelerden hiçbir fâninin koklamadığı çiçekleri, hiçbir elin uzanmadığı meyveleri getirebilirim... Çiçek de, meyve de palavra. Seni boşluktan kurtarabilirim. Yolcu boş bir evin kapısını mı çalıyordu? Neden bu kapıyı seçmişti? Evin pencerelerinde ışık yoktu... Aşk İspanyol kervansaraylarına benzermiş. Onda kendi getirdiğimizi bulurmuşuz. Ben Ekvator'un güneşini, Akdeniz'in gecelerini, denizin sonsuzluğunu ve 18 yaşımın heyecanlarını getirdim bu kervansaraya. Kapıyı açacak mısın? Saat 1.30. Bu mektup belki de pencerene konan son güvercin. Gerçek incilerle Hollanda taşlarını ayıramıyor musun birbirinden? Gerçek inciler ummandan çıkar. Benim gönlüm uçsuz bucaksız bir ummandır. Orada incileşen sensin. Hayat tesadüfün eseri, protoplazma tesadüf. Kader Kristof Kolomb'un karşısına Amerika'yı çıkarır. Dante'nin cehenneminde en korkunç azaplar, bahtiyar olabilirken olamayanları bekliyor. Bunu sana daha evvel söylemiştim. Bu gece yine uykusuzum. Yine kulaklarımda sen varsın, etimde sen varsın. Seni olduğun gibi kabul etmek! Tanımıyorum ki. Bir saatte dört mevsim. Toprak bile almadan vermez. Harikulade bir romanı beraber yazabiliriz. Yazabilmek ne kelime! Yaşıyabiliriz. Roman başladı mı? Bir dakika kendin ol. Bir dakika cemiyetten sıyrıl,, ezberlediklerini unut. Bırak varlığını. Bir rüyaya bırakır gibi bırak. Aşkın bir oyun olduğunu kabul etmiyorum. Aşk bir teslimiyettir, bir eriyiştir. Yeniden doğmak için uyanıştır. Aşkın bütün sırrı iki kelimede: varlığından soyunmak. Aşk için ya hep vardır, ya hiç. Sen hep misin, hiç misin? Bu iş ters başladı. Belki anlamadığın ve anlamayacağın bir dili konuşuyorum. Bu dili anlayan kaldı mı ki? ... 18.4.1964 Saat 1.30 https://twitter.com/MuhammetKalemm #CemilMeriç #Jurnal #Seslendirme
Ölüm bir müslüman için ne ifade eder, ölüm gerçekten korkulacak bir şey midir, bunlar gibi konular üzerine konuştuk. * Sözler/On Yedinci Söz Lâkin, zîruhların en eşrefi ve şu bayramlarda kemiyet ve keyfiyet cihetiyle en ziyade istifade eden insan, dünyaya pek çok meftun ve müptelâ olduğu halde, dünyadan nefret ve âlem-i bekàya geçmek için, eser-i rahmet olarak, iştiyak-engiz bir halet verir. Kendi insaniyeti dalâlette boğulmayan insan o haletten istifade eder, rahat-ı kalble gider. Şimdi, o haleti intaç eden vecihlerden, nümune olarak beşini beyan edeceğiz. Birincisi: İhtiyarlık mevsimiyle, dünyevî, güzel ve cazibedar şeyler üstünde fena ve zevâlin damgasını ve acı mânâsını göstererek o insanı dünyadan ürkütüp, o fâniye bedel, bir bâki matlubu arattırıyor. İkincisi: İnsanın alâka peyda ettiği bütün ahbaplardan yüzde doksan dokuzu dünyadan gidip diğer bir âleme yerleştikleri için, o ciddî muhabbet saikasıyla, o ahbabın gittiği yere bir iştiyak ihsan edip, mevt ve eceli mesrurâne karşılattırıyor. Üçüncüsü: İnsandaki nihayetsiz zayıflık ve âcizliği bazı şeylerle ihsas ettirip, hayat yükü ve yaşamak tekâlifi ne kadar ağır olduğunu anlattırıp, istirahate ciddî bir arzu ve bir diyar-ı âhara gitmeye samimî bir şevk veriyor. Dördüncüsü: İnsan-ı mü'mine nur-u imanla gösterir ki, mevt, idam değil, tebdil-i mekândır. Kabir ise, zulümatlı bir kuyu ağzı değil, nuraniyetli âlemlerin kapısıdır. Dünya ise, bütün şaşaasıyla, âhirete nisbeten bir zindan hükmündedir. Elbette zindan-ı dünyadan bostan-ı cinâna çıkmak ve müz'iç dağdağa-i hayat-ı cismaniyeden âlem-i rahata ve meydan-ı tayeran-ı ervâha geçmek ve mahlûkatın sıkıntılı gürültüsünden sıyrılıp huzur-u Rahmân'a gitmek, bin can ile arzu edilir bir seyahattir, belki bir saadettir. * Video Linki: https://youtu.be/IU57IhezhMo * Bölümler: 0:00 İntro 1:07 Allah'ın ölümü bize sevdirmesi 4:46 Kainattan en çok istifade eden insandır 9:43 İnsan dünyaya meftundur 13:48 İhtiyarlık mevsimi 17:10 Beyaz saçlar neyi ifade ediyor 19:16 Gençler ihtiyarlık mevsiminden nasıl hissedar olurlar 23:05 Ölümü gülerek karşılamak 25:13 Ölüm mümin için bir paydostur 28:12 Ölüm mekan değiştirmektir 31:50 “Dünya müminin zindanı, kâfirin cennetidir.” (Müslim) 34:04 “Uyku ölümün kardeşidir.” (Suyuti) 35:23 Cehennemin varlığına sevinen komünist 36:36 Bitiş * Harun Serkan Aktaş * Takip Etmeyi Unutma: Instagram: @maksat114bursa YouTube: @maksat114 Spotify: Maksat 114 X: @maksat114bursa
Yavuz Hakan Tok ile Yeter Ki Müzik Olsun programının bu haftaki konukları “Lounge” köşesinde Okan Barış, “ Yavuz Abi” köşesinde ise Melis Kar. Aynı zamanda bu hafta “Sevmek ve Ölmek Zamanı” filmi ve müzikleri, “Covermetre” bölümünde Sezen Aksu ‘Deliveren' albümü var. Ayrıca, “Ajda Devri” belgeseli 17. Bölüm (final) ve Kolay Değil şarkıları sizleri bekliyor.
Herkesi sevmek şart mı? Sevdiklerimizi mi seçeriz yoksa seçtiklerimizi mi severiz? Keyifli dinlemeler... organikbeyinlerpodcast@gmail.com https://www.instagram.com/organikbeyinlerpodcast/
Nedir bu Valentine günü? Nasıl sevgililer gününe evrilmiş olabilir? Kuşların bununla ilgisi ne? Aşk Çeşmesinin gerçek adı nedir? Neden Aşk Çeşmesi diye biliniyor? Sevgililer günü sevgi günü mü yoksa kapitalist düzenin para kaynaklarından biri mi? Sevgililer gününden başlayan sohbetimiz, günümüz aşk ve ilişkilerine nasıl evrildi? İlişki kurmak, ayrılmak neden zor? Yeni dünyada ilişki yaşamak üzerine keyifli sohbetimize Artı Bir olmak isterseniz bekleriz. #sevgi #aşk #sevgililergünü #artıbirpodcast #artıbir #sohbet #muhabbet #sevgililergünü #aşkçeşmesi #yeninesililişki
Podcast'imizin bu bölümünde Prof. Dr. Zeynep Cihangir Çankaya ve Psikolojik Danışman Serdar Çankaya "Sevmek, Sevilmek Öğrenilir mi?" üzerine konuştular. Umarım dinlerken keyif alırsınız.Instagram ve Youtube için: @birailemeselesi'ni takip etmeyi unutmayın.
Sahabe, müslüman olup, Resûlullâh (s.a.v.) ile arkadaşlık eden veya kısa da olsa, onu gören veya onu görüp imân üzere ölen kimsedir. Ehl-i Sünnet uleması, istisnasız bütün Ashâb (r.a.e.)'in adalet ve sadakâtine ittifâk etmiştir. Çünkü, Cenâb-ı Hâkk Kur'ân-ı Kerîm'in bir çok âyetinde Resulullah (s.a.v.)'in Ashâbı'nı övmüştür : “Ey Resûlüm! İyiliği emreder, fenalıktan alıkorsunuz ve Allâh'a imânınızda devam edersiniz.” (Al-i İmran s. 110) Bu âyetin açık delâletinden de anlaşılacağı üzere, Ashâb-ı Kiram'ın bu ümmetin en iyileri ve en hayırlıları olmasında şüphe yoktur. Çünkü bu ümmeti hayırlı kılan ve ona şeref bahşeden Resûlullâh (s.a.v)'dir. Onlar Resûlullâh (s.a.v.)'in huzurunda bulunmanın ve bizzat ondan terbiye almanın nuru ile nurlanmanın ve yüce dinine her şeylerini fedâ etmenin şerefine nail olmuş bahtiyar insanlardır. O (s.a.v.)'in sohbetinde bulunup, yüce İslâm dininin hakimiyeti için fedakarlıkların en güzelini gerçekleştiren Sahabe-i Kiram'ı sevmek gerekir. İslâm'ın pek çok hükmü onların gayretleriyle bizlere ulaşmıştır. “Ey müminler, böylece sizi seçkin ve şerefli bir ümmet kıldık ki, bütün insanlar üzerine adalet örneği ve hak şahidleri olasınız, peygamberler de sizin üzerinizde şahid olsun.” (Bakara s. 143) Resûlullâh (s.a.v.)'in mübarek dudaklarından çıkan bu âyete, Ashâb-ı Kiram'a muhatap olmuşlar. Cenâb-ı Hâkk, onların adil ve doğru şehâdet edeceklerini bildiği içindir ki, kıyâmet gününe kadar, onları diğer ümmetler üzerine şahid kılmıştır. Resûlullâh (s.a.v.) buyurmuşlardır ki: “Ümmetimin en hayırlıları, bana arkadaş kılınanlardır. Sonra onlardan sonra gelenler ve onlardan sonra gelenler ve onlardan sonra gelenlerdir.” (Müslim) “Sakın Ashâb'ıma küfür (hakaret) etmeyin. Sizden biriniz, Uhud dağı kadar altın sadaka olarak verse bile, bu sadakanız, Ashâb'dan birisinin iki veya üç hurma sadakasına erişemez. Hatta bunun yarısına da ulaşamaz.” (Buhari) Ashâb-ı Kiram (r.a.e.) hakkında toplu veya teker teker övücü hadislerin tamamını zikretmemize imkân yoktur. Ancak şu bilinmelidir ki, Ashâb (r.a.e.)'e dil uzatmamak, onları hedef almamak, onları sevmek ve tazimle anmak gereklidir. (Mehmet Çağlayan, Ehl-i Sünnet ve Akaidi, s.157-160)
Allah'ı ve Rasûlü'nü Sevmek ve Sevdirmek *Allah Rasûlü'nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) fazileti ve üstünlüğü için bir had, bir sınır yoktur. Olmadığından dolayı hiçbir nâtık kimse O'nu gerektiği gibi dillendiremez, ifade edemez; “Sen şu konumun insanısın!” diyemez. O, Cenâb-ı Hakk'ın yarattığı en mümtaz varlık ve insan-ı kâmildir. *Bize düşen de O'nu (sallallâhu aleyhi ve sellem) sevdirmek, dünyanın dört bir yanında takdirle yâd edilmesini sağlamaktır. *Hadis-i şerifte, “Allah'ı kullarına sevdirin ki Allah da sizi sevsin.” buyurulmaktadır. Meseleyi İnsanlığın İftihar Tablosu'na bağlayarak şöyle de diyebiliriz: “Peygamberi ümmetine/insanlığa sevdirin ki O da sizi sevsin.” O'nun sevdikleri hiçbir zaman dağidar ve perişan olmaz, dökülüp yollarda kalmaz ve katiyen derbederlik yaşamaz. Bu video 10/05/2015 tarihinde yayınlanan “Yakın Körlüğü ve Ebu Leheb” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...
Mail adresim: pelinhakyemez@hotmail.com evet hotmail açmak zorunda kaldım… Merhaba. Romantik ilişkilere dair sorularınızı cevapladığım bir bölüm… Çayınızı, kahvenizi aldıysanız ve hazırsanız keyifli dinlemeler!
“en önemli nokta, başkalarını da kendini sevdiğin gibi sevebilmek, en önemlisi bu ve aslında hepsi bu; başka hiçbir şeye gerek yok. Bunu yapar yapmaz geri kalan her şeyin nasıl oturtulacağını hemen anlayacaksın” diyor Fyodor Dostoyevski. Üstadın yüksek müsaadesi ve günümüz gerçeklerinin zorlamasıyla bu cümleyi tersine çevirmek durumundayım. Bendenizin aciz kanaati şudur: İnsan varoluşunun hikmetini azıcık bile olsa kavrayabilirse gerçek sahibi olmadığını bildiği hayatını sever, hikayesine ısınır, dolayısıyla aleme de bu ısınmışlık içinden bakar. Bugün bu olamadığı için, kendilerini sevmenin bir yolunu bulamayan insanlar başkalarını da sevemiyor. Sevmek, sevebilmek istisnai durumlar haricinde bir yönelişi, bir açıklığı gerektiriyor. İnsanın kendi ‘varoluş'uyla muhabbeti olmadan, gönüller tam manasıyla sevgiyle dolmuyor, yani hane mamur olmuyor. Arifler her şeyin başına aşkı koymuşlar, bunun manasına tam olarak ermekten aciziz. Ama şöyle bakabiliriz belki, sevgiyle bakabilmeye, belki daha vurgulu bir deyişle sevme yönelişiyle başlarsak kendimize ve etrafımıza bakmaya; o vakit içimizdeki sertlikler, öfkeler, nefretler, ihtiraslar, kendilerine mecburmuşuz gibi hissettiğimiz katılıklar yavaş yavaş çözülecektir. Kolay mı peki? Pek de sandığımız kadar zor değil bana kalırsa... Bunun örnekleri var hayatımızda... Birini ya da bir şeyi sevdiğimizde, bu çocuğumuz olabilir, eşimiz, sevgilimiz, şehrimiz, bir meşgalemiz, bir sanat, bir sosyal ya da ilmi alan olabilir, orada hep iyilik olsun, muvaffakiyet olsun isteriz. Bunların marazlı halleri, medyaya düşen ve her gün vahşiliği artan haberler akla gelebilir. Böyle oluyorsa sevgiyle ilgili pek bir şey bilmiyoruz demektir. Sevmek sahip olmaktan, yönetmekten, kontrol etmekten, yararlanmaktan, kullanmaktan daha farklı bir şeydir. Seven, sevdiği kişinin ya da şeyi neden başka bir şeye dönüştürmek istesin, o zaman sevdiği gibi olmaktan çıkmaz mı? Kişi sevdiği birine nasıl zarar versin, onun yokluğu, incinmişliği, yarası seveni nasıl memnun etsin; o ki bakınca görmek istediği yegane şey haline getirir aşkıyla onu. Kişi sevdiğinin karşısına bütün nefsaniyeti ve egosuyla nasıl kendini koyabilir? Onda Mecnun gibi fena bulması değil midir aşk? Gerçekten sevebilen bir kalp, neyi seviyor olursa olsun, sırf sevebildiği için, böyle bir kabiliyet kazanabildiği için değişir ve alemin hakikatiyle uyumlu hale gelir. Bunun tamamı güzelliktir. Çünkü sevgi güzelliğin neticesidir, güzellikse Allah'tandır. Belki buradan çıkarak aşkı insanın güzelliğin hakikatine kendini teslim etmesidir diyebiliriz. İnşallah teşbihte hata olmaz, aşkı incitecek bir şey söylemekten Allah'a sığınırız. Marcel Proust, sevgiye hangi açıyla bakmamız gerektiğine dair ufuk genişletici bir parantez açıyor: “Sevdiğimiz zaman, aşk o kadar büyüktür ki bir bütün olarak içimize sığmaz; sevdiğimiz insana doğru yayılır, onda kendisini durduran, başlangıç noktasına geri dönmeye zorlayan bir yüzey bulur; işte karşımızdakinin hisleri dediğimiz şey, kendi sevgimizin çarpıp geri dönüşüdür; bizi gidişten daha fazla etkilemesinin, büyülemesinin sebebiyse, kendimizden çıktığını fark etmeyişimizdir.” Bir şeyi gerçekten sevebilmek onun bize göründüğü haline ram oluşumuzla mümkün... Ona kendimizden sözler, davranışlar, değişimler, istikametler katmaya çalışırsak, hem sevdiğimizi hem sevgimizi hem de kalbimizi kaybederiz. “Kalbin varsa seversin” dedi meczup, “sevemiyorsan sineni yokla!”
Efendimiz (s.a.v.)'in bütün Ehl-i Beyt'ini, Ashâb'ını ve merhum ümmetini sevmek lüzumludur. Efendimiz (s.a.v.)'in Ehl-i Beyt'ine olan sevgileri, onun yüce cenâbına yakışır bir şekilde büyüktür. Ehl-i Beyt'in sevgisi hakkında birçok âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfler vardır. Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadîs-i şerîflerinde buyururlar ki: “Şüphesiz ki, ben yakında davet olunup buna icâbet edeceğim, (yani öleceğim) Size iki ağır emaneti bırakıyorum: Allâh (c.c.)'un kitabı ile akrabam. Allâh (c.c.)'un kitabı gökten yere uzanan bir ilâhi iptir. Akrabam ise Ehl-i Beyt'imdir. Lütufkâr ve her şeyden haberdar olan Allâh bana haber verdi ki; bu iki emanet benim havzıma gelinceye kadar birbirlerinden ayrılmayacaklardır. Artık bunlar hakkında ırzımda (bıraktığım emanette) bana nasıl halife olacağınızı siz düşünün.” Kur'ân-ı Kerîm'de, “Gerçekten Allâh ve melekleri Peygamber'e salat ederler. Ey imân edenler! Siz de ona salât edin ve gönülden teslim olun” (Ahzâb s. 56) buyrulmaktadır. Kaab bin Acere (r.a.) demiştir ki: “Bu âyet nazil olduğu zaman Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz'e: “Ey Allâh (c.c.)'un Resûlü, sana nasıl selâm vereceğimizi ve nasıl selavât getireceğimizi bilmiyoruz” dediğimde, buyurdular ki: “Allâhümme salli âlâ Muhammedin ve âlâ âli Muhammed...” Resûlullâh (s.a.v.)'in cevâbı, açık olarak gösteriyor ki, bu âyet-i kerîme de, Ehl-i Beyt'e de salavâtın getirilmesinin murad olduğuna açık delildir. Ashâb (r.a.e.)'in bu şekilde cevâp almaları, Resûlullâh (s.a.v.)'in âline de salavâtın getirilmesi emir olunduğuna delâlet eder. Hem de Resûlullâh (s.a.v.) bu konuda âlini de kendi nefsi yerine kâim etmiştir. Çünkü salavâttan maksat tazimdir. (Mehmet Çağlayan, Ehl-i Sünnet ve Akaidi, s.153-154)
Olduğum binlerce kadına övgü, ilişkilerde gerçeklik algısı, sevgide kalma tanımı ve Emory Hall'ın Made of Rivers kitabından şiiriyle, anın içine dalmak ve her şeye aynı mesafede durmanın korkunç özgürlüğüne alışmak üzerine bir kayıt.
Hasan Cömert ve Evrim Kaya, Kaç Seansı'nın yeni bölümünde Metin Erksan imzalı klasik Sevmek Zamanı'nı tartışıyor.
“Ey Habibim, o hicreti terk edenlere de ki; babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, karılarınız, soylarınız, kazândığınız mallar, geçersiz olmasından korktuğunuz bir ticaret, hoşunuza giden meskenler, size Allâh ve Resûlü'nden ve O'nun yolunda cihaddan daha sevgili ise artık Allâh'ın emri (azâbı) gelinceye kadar bekleyin. Allâh fâsıklar topluluğunu hidâyete erdirmez.” (Tevbe s. 24) Bu kadar tehdit, Resûlullâh (s.a.v.)'i sevmenin gerekli olduğuna, vacip olmasının kesinliğine, kadrinin yüceliğine ve Resûlullâh (s.a.v.)'in buna müstahâk olduğuna, teşvik, tembih, hüccet ve delil bakımından kâfidir. Çünkü, Allâhû Teâlâ: “Artık Allâh (c.c.)'un emri (azâbı) gelinceye kadar bekleyin.” sözü ile malı, akrabası, çoluk çocuğu kendisine Allâh (c.c.) ve Resûlü (s.a.v.)'den daha sevimli olanların halinin çirkin olduğunu, onlara azâp vereceğini beyân buyurdu. Sonra âyet-i kerimenin sonu ile onların fâsık olduklarını ve sapıklardan olup Allâh (c.c.)'un hidâyetine ulaşamadıklarını bildirdi. Ömer b. el-Hattab (r.a.) Resûlullâh (s.a.v.)'e: “Allâh (c.c.)'a yeminle söylerim ki ya Resûlallah, canım hariç, bana her şeyden sevgilisin.” Bunun üzerine Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurur: “Ben kendisine canından daha sevgili olmadıkça, sizden biriniz asla imân etmiş olmaz.” Hz. Ömer (r.a.): “Sana Kur'ân'ı gönderen Allâh (c.c.)'a yemin ederim ki, sen bana canımdan daha sevgilisin.” Resûlullâh (s.a.v.): “Ey Ömer şimdi tamam” buyurdu. Sehl b. Abdullah (r.âleyh) der ki: “Resûlullâh (s.a.v.)'in emir ve hükümlerini bütün işlerinde tatbik etmeyip, kendi nefsinin isteğine göre hareket ederse, o kimse Resûlullâh (s.a.v.)'in sünnetinin tadını tadamaz. Çünkü Resûlullâh (s.a.v.)'in buyuruyor ki: “Sizden biriniz, ben kendisine kendi canından daha sevgili olmadıkça imân etmiş olmaz.” (Kadı Iyâz, Şifâ-i Şerif, s.398-399)
Hayat çoğu zaman zor, beklenmedik ve tatsız olabiliyor. İşin aslı hayat bize hiçbir iyilik borçlu değil. Kendi iyilik halimizi kendimizin inşa etmesi ve elimizdeki bu hayati sevmek için sebeplerimizi bulmamız gerekiyor. Bu bölüm kendi yaşamımı sevme sebeplerimi sizlerle paylaştım. Umarım keyifle dinlersiniz :) Kitap Kulübüne Katıl : https://superpeer.com/bilgesen/collection/kitap-kulubu-felsefe-edebiyat-ve-psikoloji-uzerine-okumalar ******* Bana yazın: genelsesler@gmail.com INSTAGRAM: @genelseslerpodcast --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/bilge56/message
Allah'ı candan seven ve büyüklüğünü kavrayan dünyanın en etkili, en büyük gücü haline gelir. Kimse o insanı yenemez.
Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki! ~ •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim. Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz. ~ Ayrılık diye bir şey yok. Bu bizim yalanımız. Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var. Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun? Güneş çoktan doğdu. Uyanmış olmalısın. Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi? Öyleyse ayrılmadık. Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz. Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum. Önce beklemekten. Ömür boyunca ya bekliyor ya bekletiyor insan. İkisi de kötü, ikisi de hazin tarafı yaşantımızın. Bir çocuğun önce doğmasını bekliyorlar, Sonra yürümesini, konuşmasını, büyümesini... Zaman ilerliyor, bu defa para kazanmasını, Kanunlara saygı göstermesini, İnsanları sevmesini, aldanmasını, aldatmasını bekliyorlar. Ve sonra ölümü bekleniyor insanoğlunun. Ya o? Ya o? İnsanlardan dostluk bekliyor, sevgilisinden sadakat, Çocuklarından saygı ve bir parça huzur bekliyor, Saadet bekliyor yaşamaktan. Zaman ilerliyor, bir gün o da ölümü bekliyor artık. Aradıklarının çoğunu bulamamış, Beklediklerinin çoğu gelmemiş bir insan olarak Göçüp gidiyor bu dünyadan. İşte yaşamak maceramız bu. Yaşarken beklemek, beklerken yaşamak Ve yaşayıp beklerken ölmek! Özleme bir diyeceğim yok. O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası. O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı. O tek güzel yönü bekleyişlerimizin. İnsanlığımız özleyişlerimizle alımlı, Yaşantımız özlemlerle güzel. Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin. Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem. Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz. Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam; Seni özlediğim içindir. Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni; Seni özlediğim içindir. Yaşıyorsam; içimde umut varsa, Yine seni özlediğim içindir. Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki! Müzik: Volkan Gümüşlü: https://www.youtube.com/watch?v=iQT1n4D9BXw ~ Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a ~ Sosyal Medya Hesaplarım: https://facebook.com/muhammetkalemm https://instagram.com/MuhammetKalemm https://twitter.com/MuhammetKalemm
Suyun içinde susuz Dünya, duygularıyla yaşamayı göze alarak kendini savunmasız bırakanlar için imkanlarla arasına imkansızlıkları sokan bir yer... Hiç bir şeyin tamam olamadığı, tamamlanamadığı, sonuna kadar yaşanamadığı bir yer... Aşk mesela... Yani mecazi manada aşk, ilahi aşk bahsi diğer... İki kişi arasında mı yaşanır gerçekten, yoksa ortada iki kişi olsa bile herkes kendi içinde kendi aşkını mı yaşar? Aynı anda iki sevgili birbirine aşkla bağlanmış olsa bile bu hissiyatları ortak yaşadıkları bir şey midir? İki sevgili için de yaşadığı aynı şey midir, yoksa kendi içinde iki ayrı şey midir? İki sevgilinin aşkı aynı şekilde, aynı duygusal karakter ve derinlikte yaşamasına imkan var mıdır? Eğer yoksa, aşk dediğimiz şeyin aslında her insanın tek başına yaşadığı bir şey olduğunu, duygularının yöneldiği sevgilininse sadece bu duyguların ortaya çıkmasına bir vesile olduğunu kabul etmek zorundayız demektir. İnsanların birbirlerine doğru çekilmesi bir gerçek elbette, yaşayanlar aşkın bir adresi olduğunu biliyor. Ancak aşk deyince sadece fizyolojik çekimden bahsetmiyorsak eğer, içini sevgiliye yakıştırdığımız, yani kendi içimizde çattığımız bir şeyden söz ediyor olabiliriz büyük ölçüde. Vuslattan sonra yaşanan hayal kırıklıklarının buna bir delil, bir işaret olduğunu söylemek de çok acayip kaçmaz hatta. O vakit, aşkı cazibesine kapılmaya hazır olduğumuz bir imkan olarak görmekle birlikte, aslında bir imkansızlığın peşinde olduğumuzu görmemiz gerekiyor. Çünkü sevgiliyi içimizde gönlümüze göre şekillendiriyor olsak bile; dünyadaki gerçek halleriyle, huyu ve karakteriyle, duygusal ve zihinsel yönelimleriyle yaratan biz değiliz onu. Onun bizim tasavvur ve tahayyül ettiğimizle tam olarak örtüşemeyecek kendine özgü bir insanlığı var. İnsanın kendi gölgesini kovalaması gibi bir şey aslında bu, asla yakalayamayacağımız bir şeyin, bir hayalin, bir serabın peşinden gidiyoruz. Hem de şuursuzca... Peki neden oluyor bu, neden yapıyoruz bunu kendimize? Hakiki bir vuslat, bu dünyanın gerçekliği içinde böylesine imkansızken, neden gönüllü kaptırıyoruz kendimizi bu can hevesine? Sevmek sonsuzca
Merhaba sevgili dinleyiciler! "The Wopo" podcastinin bu bölümünde, kendini sevmek konusuna odaklanacağız. Belki de bazen kendinizi sevmeden geçirdiğiniz günler oluyor ve bu konuda ne yapmanız gerektiğini düşünüyorsunuz. Endişelenmeyin, çünkü bu bölümde size kendi kendinize sevgi yolculuğunuza nasıl başlayabileceğinizi göstereceğim. En son 2 sene önce bu dönemlerde yine sizler için benzer bir bölüm çekmiştim. Kendini sevmek bir süreç ve her günü aynı olmayan bir süreç. Kimi günler yataktan çıkartmayan, kimi günlerse gözlerinizi partlatan bir süreç. Öncelikle bunu kabul etmek gerek. Bu bölümde yaşadığım, yaptığım ve üstüne çalıştığım konulardan bahsettim. Bölümde adı geçen etkinlik şu şekilde: https://www.mindvalley.com/lifebook Unutmayın, evren çabayı ödüllendiriyor. Bu yolculukta pes etmeyin ve kendinize güvenin. Ve unutmayın yalnız değilsiniz!
Bu bölümde sevmenin ne olduğunu, sevmekten uzak olmanın neler getirdiğini ve sevmenin hayat tarzına dönüşmesinin neler getirdiğini öğrenebilirsin. ~Beni aşağıdaki kanallardan takip edebilirsin: Instagram: @pedagogabla Facebook: @pedagogabla Spotify: Hayat Sevinci Soundcloud: Hayat Sevinci You Tube: Ebrar Demir
Amors Film Kulübü'nün üçüncü bölümünde Türk sinemasının en önemli filmlerinden 1965 yapımı Metin Erksan'ın yönetmenliğini yaptığı Sevmek Zamanı'nı konuştuk. Tabii sadece filmi değil, Türk sinemasını, Metin Erksan'ı ve döneme dair birçok konuyu da konuştuk. Keyifli dinlemeler! Amors Bülten'e abone olmak için https://www.amors.media/ - Başkanım Podcast'e ulaşmak için twitter.com/baskanimpodcast'i takip edebilirsiniz.
“Hasetle başlayan şükrana giden bir yolculuk içerisindeyiz bu hayatın içerisinde, varoluş içerisinde. O şükrana doğru giden yol benim sevgi dediğim şey.” İyi ki kitaplar var diyen Timaş'un sunduğu merak listesinin bu bölümünde konuğum yeni kitabı “Sevmek Cesurların İşidir” henüz çıkan psikoterapist ve psikodramatist Ayşe Melek. Melek Hanım ile yeni çıkan kitabını ve kitabı okurken ben de merak ettirdiği konuları konuştuk. Yorumlarınızı ve paylaşımlarınızı bizi etiketleyerek yapmayı unutmayın.Merakla kalın! Bu bölümde sorduğum soruyu yanıtlayan, @timasyayingrubu ve @kupelicagri hesaplarını etiketleyerek paylaşan ilk 3 kişiye Melek Hanım'ın kitabını hediye edeceğim. İndirim fırsatı: Merak10 kodu ile satinal.timas.com.tr ‘de kitapsiparis.com ‘da yıl sonuna kadar geçerli %10 indirim fırsatı meraklı insanları bekliyor. Bu indirimden yararlanmayı unutmayın! Kitabı hemen almak için: https://bit.ly/41ltFXY Bölüm Akışı: (0:53) Ayşe Melek kimdir? (2:05) Ayşe Melek'i arkadaşları hangi 5 kelime ile ifade ederler? (3:13) Kitabı yazdıktan sonra ilk yazma motivasyonuna baktığında ne düşündü? (5:56) “Toplumda iki durum sıklıkla karıştırılır. Birini sevmeyi ve saygı duymayı o kişiye karşı tüm sınırları kaldırmak olarak görürüz.” Bunu neden yapıyoruz? (09:03) Ruhsal doğumu yapmak için ne yapabiliriz? (10:15) Sosyal rahim - besleyici çevreyi seçmek (12:10) Bağlanma stiline dair farkındalık oluşmasına rağmen bir değişiklik oluşmuyor. Neden sizce? (16:37) Hem %10 indirim var hem de 3 Kitap hediye ediyorum. Nasıl mı? Tam burada açıkladım. (17:58) Kitabınızın ismi neden “Sevmek Cesurların İşidir”? (20:03) Aşık olmaktan neden korkuyoruz? (22:43) Birisi kitabınızdaki bölümlerden sadece birisini okuyacak olsa hangi bölümü okusun? (23:54) Haset duygusu neden bizim için oldukça negatif algılanıyor? (26:25) Kendimizi tanımak için başkasına ihtiyacımız var. (27:50) Bu bölümü dinleyenler bu bölümden nasıl ayrılsınlar? --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/meraklistesi/message
Education https://archive.org/download/sesvekitap/SevmekdegilNecatiMert.mp3 509 mbirgin@mbi
Hayırlı ramazanlar, mutlu paskalyalar, sizin için asla ölmesin diye tarlasıyla birlikte sökülmüş ve saç spreyiyle kaskatı edilmiş papatyalar... Recorded @ Tatarbeyi Stüdyoları Mix & Mastering: Göksel "Magnum" Elbüken
Sevmek ve sevilmek hepimizin ihtiyacı. Hayatta pek çok şey olmadan yaşayabiliriz ama sevgisiz yaşayamayız. En fazla mış gibi yaparız. Yaşıyor MUŞ gibi davranırız. Ama her insan özünde sevilemeyi, ait hissetmeyi, sarılıp sarmalanmayı arar. Peki sevgi nedir? Bu bölüm de sizlerle sağlıklı sevginin neye benzediğini ve ilişkilerimizi güçlendirmek için kullanabileceğimiz 5 sevgi dilini paylaştım. Şimdiden keyifli dinlemeler :) Kitap Kulübüne katılmak için: https://superpeer.com/dashboard/collections/list/scheduled 5 Sevgi Dili Testi: https://www.idrlabs.com/tr/sevgi-stilleri/testi.php ******* Bana yazın: genelsesler@gmail.com INSTAGRAM: genelseslerpodcast --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/bilge56/message
Resûlullâh (s.a.v.)'i ruhen ve itikâden sevmek lazımdır. Allâh (c.c.)'a gerçek kul olmak isteyenler, O (s.a.v.)'in muhabbetinde yarışmakta, en yüce makâmı onun sevgisinde bulmakta, bu aşkla ölmeyi, şehâdet mertebesinden üstün bilmektedirler. Bu sevgi, mü'min için ruhun gıdası, kalbin nuru ve hayatının gayesi ve bütün saadetin anahtarıdır. Bu hayati gıdadan mahrum olanlar, mânen ölüdürler. Kalplerinde bu muhabbet nuru yanmayanlar, mânen karanlıkta batmışlardır. O (s.a.v.)'in sevgisi, imâna kuvvet, basîrete nur, âmellere ihlâs, yüce hal ve makâmlara basamaktır. O (s.a.v.)'in sevgisi dünyada velilik, kabirde dirilik ve mahşerde gölgelik verir. O (s.a.v.)'in sevgisi ile cennet yolu açılır. Bu iksirden mahrum olanlar, bu dünyada ebter ve ahirette de erzeldirler. Allâh (c.c.), O (s.a.v.)'i sevmeyi yüce kitabında emretmiştir: “Ey Resûlüm, de ki: Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, karılarınız, soylarınız, kazândığınız mallar, geçersiz olmasından korktuğunuz bir ticaret, hoşunuza giden meskenler size Allâh ve Resûlünden ve onun yolunda cihaddan daha sevgili ise, artık Allâh (c.c.)'un emri (azâbı) gelinceye kadar bekleyin. Allâh fasıklar topluluğunu hidâyete erdirmez.” (Tevbe s. 24) Peygamber (s.a.v.)'de şöyle buyururlar: “Beni evlâdınızdan, babalarınızdan ve bütün insanlardan daha fazla sevmedikçe, hiçbiriniz imân etmiş sayılmaz.'' (Buhari) Yani kamil mümin olmaz. Resulullah (s.a.v.)'i sevmek, ancak O (s.a.v.)'i insanların en büyüğü olarak bilmek ve inanmakla, O (s.a.v.)'e en büyük tazim ve saygıyı beslemekle mümkündür. O (s.a.v.)'i sevmek, yolunda yürümek ve mübarek ruhlarına bol bol Salât-ü Selâmları okumakla, kabr-i şeriflerini her fırsatta ziyaret etmekle, mübarek isimlerini tazimle söylemek ve isminin geçtiği zamanlarda O (s.a.v.)'e salâvat getirmekle mümkündür. O (s.a.v.)'i sevmek, yasak ettiği şeylerden ölümden kaçar gibi sakınmakla, onun güzel ahlâkıyla ahlâklanma ve bu ahlâkı aile efrâdına da vermekle, iki cihana saadet kaynağı olan ve O (s.a.v.)'e nazil olan kitaba, Kur'ân'a sarılmakla mümkündür. (Mehmet Çağlayan, Ehl-i Sünnet ve Akaidi, s.149)
Seyyid Hacı Pervane hazretlerinin bizlere nasihatleri nelerdir? “Sevgi, hayranlıkla başlar” lafzının açılımı. “Yaratanı andıkça, yaratan da bizi zikretti” lafzının açılımı. Allah'u Teâlâ'ya hizmet için neye sahip olmalıyız? İmtihanlarımız karşısında nasıl davranmalıyız? Allah'u Teâlâ'yı sevmeli miyiz korkmalı mıyız? Önümüze çıkan engelleri aşmak için ne yapmalıyız? Seyyid Hacı Pervane hazretlerinin bizlere himmeti nedir? Seyyid Hacı Pervane hazretlerinin yanında kimler var? Bu ve buna benzer bir çok sorunun cevabını alacağınız ses kaydımızı sonuna kadar dinlemenizi tavsiye ediyoruz. #synergykendiyas #sevmek #hizmet #ilim Facebook: https://www.facebook.com/SynergyKendiyas İnstagram: https://instagram.com/synergykendiyas Youtube: https://www.youtube.com/channel/UC_xe-4OhrGjeQkX9dWA96fQ TikTok: https://www.tiktok.com/@synergykendys Yaay: https://yaay.com.tr/SynergyKendiyas Twitter: https://twitter.com/SynergyKendiyas?t=rF3t1yDh7eLgUg_Djh5khQ&s=0
Bu haftaki konu: Allah için Sevmek
ne kadınlar sevdim zaten yoktular böyle bir sevmek görülmemiştir ~ •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim. Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz. ~ ne kadınlar sevdim zaten yoktular yağmur giyerlerdi sonbaharla bir azıcık okşasam sanki çocuktular bıraksam korkudan gözleri sislenir ne kadınlar sevdim zaten yoktular böyle bir sevmek görülmemiştir hayır sanmayın ki beni unuttular hala arasıra mektupları gelir gerçek değildiler birer umuttular eski bir şarkı belki bir şiir ne kadınlar sevdim zaten yoktular böyle bir sevmek görülmemiştir yalnızlıklarımda elimden tuttular uzak fısıltıları içimi ürpertir sanki gökyüzünde bir buluttular nereye kayboldular şimdi kimbilir ne kadınlar sevdim zaten yoktular böyle bir sevmek görülmemiştir. Şiir: Atilla İlhan Müzik: ~ Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a ~ Sosyal Medya Hesaplarım: https://facebook.com/muhammetkalemm https://instagram.com/MuhammetKalemm https://twitter.com/MuhammetKalemm #Atillaİlhan #BöyleBirSevmek #Şiir
Ya sevmek ve sevilmek en korkutucu deneyimse? Katiller ve hırsızlar tarafından kalbimiz kırılmadı, sevdiklerimiz tarafından yaralandık. Şimdi her sevgi ihtimali doğduğunda, yas ve kayıp duygusunu da birlikte hissediyoruz. Emrah Aktan ve Esra Sert bu bölümde sevmeye cesaret ettiğimizde göze aldıklarımızı anlatıyor. “Esra Sert Podcast'ta yayınlanan içerik tıbbi tedavi veya terapi yerine geçmez. Sunucular ve katılımcılar, tıbbi hastalık ya da diğer fiziksel, ruhsal durumların teşhisini koymamaktadır. Programdaki bilgi ve tavsiyeleri uygulamak dinleyici ve izleyicilerin tamamen kendi özgür seçimidir ve uzman doktor ve psikologlara danışılmadan uygulanmamalıdır.”
Ahmet Karabay | Hem Akif'i, hem Abdülhamid'i sevmek | 29.12.2022 by Tr724
https://notesonfilm1.com/2022/11/21/thinking-aloud-about-film-a-time-to-love-sevmek-zamani-metin-erksan-turkey-1965/ We were so impressed by Metin Ersksan's Dry Summer (Susuz Yaz, 1964), that we decided to continue exploring his work. We've just seen A Time to Love/ Sevmek Zamani (1965), and remain impressed. This is the first in-house restoration by MUBI and fully understand why they chose this particular filmmaker and this particular film as a calling card for this new venture. Indeed we are grateful that they did so. A Time to Love is an easy film to parody: an artsy, philosophical film about love and art, distinctions between being and appearances, class and alienation, traditional and modernity; greatly influenced by the art cinema of its day, particularly the work of Antonioni. But, if one gives oneself over to the style and sensibility of the work, one finds it's a work of depth, texture and beauty as great as any produced in Western Europe in the same period. We talk about all of this and more in the accompanying podcast.
HTalks'ın Twitch ekranlarına verdiği 1 haftalık tatil arasında tüm HTalks hastalarına ilaç gibi gelecek HTalks Podcast'in 8. bölümü yayında! Sevmek-sevilmek, Z kuşağı, Zeynep Bastık - Dua Lipa, üst düzey sinefil sohbetleri ve çok daha fazlasına sizlerden gelen sorular sayesinde değinildi.
Her hafta birbirinden farklı hikayelerle izleyicilerini kıssadan hisse almaya davet eden Serdar Tuncer, bu hafta Biri Bir Gün'de Eyüplü Meczup Arap Ali'nin hikayesini anlatıyor... Serdar Tuncer bu bölümde başlıca şunları anlattı: Selamın aleyküm erenler ve dahi erenlere gönül verenler hatta ve hatta Allah-u Teala'nın sevdiği kullarını daha çok sevmek için bahane aradığını bilenler. Bu ne demek? Allah-u Teala bir kulunu sevdiği zaman onu sevdikleriyle buluşturur ve bu suretle sevdiklerinden eyler imiş. Değişik vesileler arar Mevla. O Allahtır, biz kuluz. Hata ederiz, onun verdiği nimetlerle ona isyan ederiz ama o yinede bizi affetmeye bahane arar. Bizi daha çok sevmeye, bizi cennetine koymaya, bizi kusurlarımızdan arındırmaya, bizi daha güzel kul kılmaya bahane arar. Allah böyle bir Allahtır... Bir zat demiş ki; "Hiç bir sebep yoksa şunun için Allah-u Teala'yı çok ama çok sevmen lazım... Nedir efendim? Senin ne yaptığını, ne ettiğini bilmedikleri halde hakkında konuşurlar, atarlar tutarlar, dedikodunu ederler, gıybetini ederler, iftira filan... Allah-u Teala senin ne yaptığını bilir de ama sana nimet vermeye devam eder. Sevmek bu değilse, muhabbet bu değilse nedir? Şöyle bir düşünün; birbirimizin son bir haftasını, şöyle bir bakınca göğsümüzde bir ekran olsaydı ve geride kalan bir haftası buradan hızla akıp geçseydi film şeridi gibi kim kimin yüzüne bakabilirdi? Kim kime merhaba diyebilirdi? Kim kime iyi insancılık oynayabilirdi? Kamiller müstesna, salihler müstesna, salihalar müstesna ama bizim gibi insanlar avam öyle çok şey vardır ki bilinmesini istemediğimiz, görülmesini istemediğimiz, aman ya Rabbi ben ettim sen etme, Settar sıfatınla kapatıver dediğimiz değil mi?... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
Bibliyoterapi'nin on altıncı bölümünde Aslı ve Tuna, yeniden sev beni diyenlerin derdine derman arıyor.Aslı ve Tuna'ya bibliyoterapi@podbeemedia.com mail adresinden yazabilirsiniz.Amir Levine & Rachel Heller – Bağlanma: Aşkı Bulmanın ve Korumanın Bilimsel YollarıMichael Ondaatje – İngiliz HastaÇetin Balanuye – Spinoza'nın Sevinci Nereden Geliyor?Tuna Kiremitçi – Git Kendini Çok Sevdirmeden------- Podbee Sunar ------- Bu podcast, GetirAraç hakkında reklam içerir. GetirAraç'ı indirmek ve ilk kullanımda 500 TL indirimden faydalanmak için, tıklayın. Bu podcast, Hiwell hakkında reklam içerir. Hiwell'i indirmek ve "pod10" koduyla %10 indirimden faydalanmak için tıklayın. See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Bibliyoterapi'nin on beşinci bölümünde Aslı ve Tuna, sevilmiyorum diyenlerin derdine derman arıyor.Aslı ve Tuna'ya bibliyoterapi@podbeemedia.com mail adresinden yazabilirsiniz.Bölüm KünyesiZor Bir Ailede Büyümek: Geçmişi Onarmak ve Hayatı Geri Kazanmanın Yolları - Susan Forward & Craig BuckDönüşüm - Franz KafkaDurmadan Leyla - Aslı TohumcuPaçinko - Min Jin Lee------- Podbee Sunar ------- Bu podcast, GetirAraç hakkında reklam içerir. GetirAraç'ı indirmek ve ilk kullanımda 500 TL indirimden faydalanmak için, tıklayın. Bu podcast, Hiwell hakkında reklam içerir. Hiwell'i indirmek ve "pod10" koduyla %10 indirimden faydalanmak için tıklayın. See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Bibliyoterapi'nin bu bölümünde Aslı ve Tuna, artık İstanbul'u sevemeyenlere derman arıyor.Aslı ve Tuna'ya bibliyoterapi@podbeemedia.com mail adresinden yazabilirsiniz. Bölüm Künyesi:Orhan Pamuk - İstanbul Hatıralar ve ŞehirMurat Belge - İstanbul Gezi RehberiYahya Kemal Beyatlı - Aziz İstanbulRefik Halid Karay - SürgünBonus Kitap: Aslı Perker - Vakit Hazan------- Podbee Sunar ------- Bu podcast, GetirAraç hakkında reklam içerir. GetirAraç'ı indirmek ve ilk kullanımda 500 TL indirimden faydalanmak için, tıklayın. Bu podcast, Hiwell hakkında reklam içerir. Hiwell'i indirmek ve "pod10" koduyla %10 indirimden faydalanmak için tıklayın. See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Bilincimizin altını üstüne getirdiğimiz, benliğimizi parçalarına ayırıp geri toparlayamadığımız bir bölümle karşınızdayız. Her bölümde kaçınılmaz olarak değindiğimiz Öz-sevgi mevzusundan daha fazla kaçamadık ve konuya balıklama daldık. Hepsiburada'yı keşfetmek için: https://app.hps.im/d7ct/b034233d İnstagram: https://www.instagram.com/bumuyanipodcast/ Twitter: https://twitter.com/bumuyanipodcast Destek: https://patreon.com/bumuyani İletişim: bumuyanipodcast@gmail.com Website: https://bumuyanipodcast.com
https://www.youtube.com/watch?v=HhHM1f9upqo - - - 32.Söz 3.Mevkıf 2.Mebhas Mühim Bir Sual'a ait tüm dersler Emine Eroğlu ile Risale-i Nur derslerinin tamamı Reşit Haylamaz ile Siyer derslerinin tamamı Süleyman Eriş (sohbetler)
Bibliyoterapi'nin bu bölümünde Aslı ve Tuna, kadın erkek ilişkilerine derman arıyor.Aslı ve Tuna'ya bibliyoterapi@podbeemedia.com mail adresinden yazabilirsiniz. Bölüm Künyesi: Jane Austen- Emma, Sally Rooney - Normal İnsanlar, Christina Lauren - Josh ve Hazel'ın Sevgili Olmama Rehberi, Reşat Nuri Güntekin - Çalıkuşu.Bonus 1: Deepak Chopra - Total Meditation: Practices in Living the Awakened Life https://www.amazon.com.tr/Total-Meditation-Practices-Living-Awakened/dp/1984825313------- Podbee Sunar ------- Bu podcast, GetirAraç hakkında reklam içerir. GetirAraç'ı indirmek ve ilk kullanımda 500 TL indirimden faydalanmak için, tıklayın. Bu podcast, Hiwell hakkında reklam içerir. Hiwell'i indirmek ve "pod10" koduyla %10 indirimden faydalanmak için tıklayın. See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Sizlerden gelen en ilginç, hayata bakış açımızı değiştiren ve benzersiz yaşanmış gerçek hikayeleri animasyon videolara dönüştürüyor. Bu hikayeler şu ana kadar duyacağınız en garip, en duygusal, en eğlenceli, en üzgün ve hatta en utanç verici hikayeler olacak! Siz de bizimle iletişime geçmek veya hikayelerinizi paylaşmak isterseniz omgstoriesfromyou@gmail.com adresinden bize ulaşabilirsiniz.