POPULARITY
Dünyanın En Ölümcül Depremi Dünyanın en ölümcül depremi, Çin'in Tangshan şehrinde meydana geldi. Deprem bölgesinde oldukça düşük nüfusa sahip bu şehir, 28 Temmuz 1976 tarihinde saat 03:42'de gece yarısı, 7,8 şiddetindeki depremde 240 binden fazla insan hayatını kaybetti. Tangshan ve çevre bölgelerdeki bir milyondan fazla insan depreme uykuda yakalandı. Depremi hisseden insanlar, önlem almaya çalışsa da 14-16 saniye süren deprem yer sarsıntısı hale getirmişti. Depremde bmer hastaneler yıkılmış, yollar bozulmuş ve yaralılara yardım edecek sağlık personelinin çoğu ölmüştü. İnsanlar çaresizce bir şekilde yer yapmaya çalışıyor ve kendilerine uzanacak yardım ellerini bekliyorlardı. Kurtarma ekipleri her yılka var gücüyle enkaz altında kurtarılmayı bekleyen insanlara ulaşmaya çalışıyordu. Büyük bir artçı yaşanan Tangshan halkı daha gün içinde gelen sonra 7,1 büyüklüğünde bir deprem daha yaşadı. Bu depremde de enkaz altında kurtarılmayı bekleyen birçok insan öldü. Toplam ölü sayısı 242 bini, şurt sayısı 165 bini buldu. Deprem bölgesi olarak görülen Tangshan şehri, depreme hazırlıksız yakalanmıştı. Depremde ulaşım yolları, köprü, köprüler, demiryolları ve birçok yapının hasar görmesi canın daha da büyümesine sebep olmuştu. Yıkılan binalar yapılacak istenen yardımlara da zorlaştırıyordu. Büyük bir felaket yaşayan Tangshan şehri, bütün yiyecek, içecek, giyecek ve birçok tıbbi yardımlarla yardımına sarıldı. Yeniden inşa edilen şehir, bugün bir milyondan fazla insanın yaşadığı bir kent haline geldi ve "Çin'in Cesur Şehri" unvanını aldı.
Kart borcunu ödeyemeyenlerin sayısı geçen yılın aynı dönemindeki sayıyı neredeyse ikiye katladı. Depremde 44 kişinin ölümünden sorumlu tutulanlar, bilirkişi raporuyla serbest kaldı. Bu bölüm Sabancı Üniversitesi EDU hakkında reklam içermektedir. Financial Times tarafından ilan edilen Kuruma Özel Programlar 2024 dünya sıralamasında 34'üncü sırada yer alan Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi (EDU), Bireysel Katılıma Açık Eğitimler kapsamında sertifika programları sunmaya devam ediyor. Sertifika programlarını buradan keşfedebilirsiniz.
Bayramda sıla-i rahim yaptım. Kayseri'nin dağlarını tırmandım. Kokular, çiçekler, belki endemik türler, cıvıltılar, güneşin ışığı, efil efil esen rüzgâr… Kâinatın hiçbir gezegeninde bulunmayacak bir tat bıraktı bende. Bende derken bu tadın gelip ruhumun neresine yerleştiğini bilemediğimden öyle söyledim. Geçtiğim koyaklara, çıktığım kayalara baktım, dikkatli baktım. Sistemi anlamaya çalıştım. Sonra basit bir gerçeği gördüm; nerede bir üçgen varsa orada bir kuş, örümcek, tilki ya da başka bir canlı yuva yapmış. Sert dağlar en narin yavrulara sığınak olmuş da sanki madalya gibi bu yuvaları taşıyorlar. Depremde neden yaşam üçgenlerine vurgu yapıldığını da böylece doğada görmüş oldum. Teknik olarak üçgenin taşıma kapasitesi daha fazladır ya da başkaca izahları vardır ama taşların, kayaların yuvarlanıp çarpabileceği, rüzgârın söküp atabileceği, karın yağmurun basabileceği ortamlarda bu üçgenlerin yüksek güvenlik sağladığı kesin. Dünya karışırken Türkiye'nin yaşam üçgeninin kenarlarını yeniden düşündüm; enerji, savunma, finans… Bu üçü milli olmadan olmuyor, olmaz… Bu üçü milli olmadan olmuyor, olmaz. Kapitalizme kapılındı gidiliyorken Türkiye asıldı, 10-15 senelik hikâye, gemi bu üç yerden çekti, biri koptu ikisi duruyor. Bu arada gemini koparan finans, kopan gemi halatı gibi biçti gidiyor. Şimdi bakıyorum da o gün yapılan yanlışların hiçbirinden vazgeçilmemiş. Bakınız, ABD merkez bankası FED, tarihte belki ilk defa doları küresel rezerv olarak değil, ABD'nin milli parası olarak yönetiyor. Avrupa Birliği Euro Bölgesi merkez bankası ECB, FED'den önce faiz indirme cesareti gösteriyor. Mesele merkez bankaları değil, faiz de değil. Mesele küreselleşmenin kaynağı olan kurumların dahi milli politikalar geliştiriyor olması… Bu örnekler en çarpıcı olanları olduğu için verdim. Türkiye milli savunma, milli enerji başlıklarında kendisini kendi kamuoyuna başarıyla anlatırken finansta neden anlatamadı, anlamak mümkün değil. Mesele finanstan gemin kopmasına neden olan zihniyetin hiç değişmeden öylece duruyor olması. Çok temel bir örnek vereceğim; bu örneğin içinde bir kamyon iktisadi mesele var. Bunları açıp dağıtmayacağım. Örnek şu; hala Türkiye'de ithalatın finansmanı yapılıyor. Öyle hammaddenin, temel girdilerin ithalatı falan değil, bildiğiniz tüketim malı ithalatının…
Türkiye'nin ustalarına, inşaat malzemesi üreticilerine, beton şirketlerine, müteahhitlerine, konutu yatırım gören yaklaşımına, evlilik sayılarına, boşanma davalarına, öğrenci göçlerine, dünyada mekân ahirette iman düsturuna, Emlak Bankasına ve TOKİ'sine rağmen konut krizi yaşaması ve hatta yaşadığı krizden çıkamaması olağanüstü bir durum. Bir de tüm bunların ithal olduğunu düşünün… Ya da TOKİ'nin hiç olmadığını düşünün… TOKİ'nin bir çağrısına yastıkaltından tonlarca altın çıkar. Mübalağalı söylersem KKM'de kuruş kalmaz… Böylesine güçlü… Ama her şey zeytini olmayan Zeytinburnu'da (ya da Zeytinburnu'nda) tarihi yarımadanın silüetini bozan konutların yükselmesiyle başladı. O günden önce zaten inşaat ve beton yükselirken eleştirisi de yükselmeye başlamıştı da iyiden iyiye bir sektör düşmanlığına dönüşmesi o gün oldu. Tarihe ve şehre ve yeşile düşman bir iş koluna düşman olmak o gün tam meşrulaştı… Sektöre krediler kesildi. Müteahhitler ve TOKİ'nin kendi de aşağılandı, dayak yedi, lanetlendi. Konutun hangi amaca hizmet ettiği adeta herkes tarafından unutulmuştu. Bunu da ilk müteahhitler başlattı. Konutun barınma ihtiyacını gideren bir çözüm olduğunu hiç düşündürmediler. Konutu o denli tek tipleştirip kuraklaştırdılar ki kapitalizmin zaman mekân bağlamını koparmayı başarabilmesi için maşa oldular. Ve böylece başlayan bir süreç sonrasında bugün Türkiye'nin konut krizine düşmesi için gereken şartların her biri tek tek gerçekleşti… Son günlerde bu kriz çok hissedilmiyor olabilir ama taşınma sezonu gelmek üzere ve %25 kira artış sınırı uygulaması temmuzda dolacak. Hem böyle giderse kriz daha da derinleşecek. Elimizde ise çözüm olarak sadece TOKİ var. Ve eleştiriler sonrası kendine çekidüzen vermiş durumda. Depremde imal ettiği konutların dayanıklılığıyla takdir kazandı. Fakat, son güncel veriler üzerinden gidersek, teklif ettiği 250 bin yahut 500 bin gibi konut sayılarıyla çözümün tek adresi olduğu halde çözümsüzlüğün ortadan kaldırılmasında yetersiz kalıyor. Belli ki (seçim sonucunun dönüşümü göz ardı ettiği dikkate alınırsa) Türkiye'nin bir kısmı acil ve bir kısmı zamana yayılacak şekilde 1,5 ila 5 milyona kadar konut ihtiyacı olduğu söylenebilir. Bu tahmine ulaşırken yıllık bir milyonluk nüfus gelişimi ve deprem yönetmeliği öncesi üretilen konutları da matematiğe ekliyorum. İhtiyacın önemli bölümü sosyal konut. Özel kesim müteahhitlerin sosyal konut üretmeye niyeti yok, hiç olmadı. Olmasın sıkıntı yok. Zaten TOKİ'yi çözüm görüyor oluşumuz sosyal konut segmentini göz ardı etmemesi... TOKİ'nin kafasının arkasında yer etmiş olan “piyasada aşırı büyük oyuncu olup özel kesimi baltalamayalım,” hikayesinin bir karşılığı yoktur yani. Bu kadar sorun varken o kadar liberal olmaya da gerek yok hani. Liberallikse mesele şöyle söyleyeyim; bir memleketin TOKİ'si olacak ve o memlekette %25 kira artış sınırı uygulanacak… İroni işte bu… TOKİ yoğunlaştığı segment itibariyle müteahhitlerle rekabet içinde değil.
31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlere bir tarafta AKP'nin diğer tarafta CHP'nin başını çektiği burjuva kamplarının rant kavgası damgasını vuruyor. Düzen siyaseti, emekçi halkı yine kimliklerine göre saflaştırıyor ve bu kimlik çatışmasından kendi rant kavgası için oy devşirmeye çalışıyor. İşçi sınıfı ve emekçi halk bu rant kavgasında taraf olmamalıdır. 6 Şubat depremiyle kapitalist sistem başımıza yıkıldı! Bu düzenin temsilcilerine tek oy yok! Düzenlerini başlarına yıkmak için örgütlenmeye ve mücadeleye! Bu seçim 6 Şubat depreminden sonraki ikinci seçimdir. Deprem dünün değil bugünün ve yarının gündemi olmaya devam etmektedir. Yerel seçimin de en önemli konularından biridir. Depremde rant kavgasına dayalı sistemin ölümcül yüzünü de gördük. Deprem sarstı, yıkan bu sistem oldu. En az 53 bin insanımız bu sistemin enkazının altında kalarak can verdi. Şehirlerin insan yaşamına değil ranta ve kâra öncelik verilerek inşa edilmesinin sonuçlarını en acı şekilde yaşadık. Sadece 6 Şubat'ın vurduğu 11 il değil tüm Türkiye deprem bölgesidir. İstibdad cephesiyle Amerikan muhalefetiyle birlikte bu sistem toptan alaşağı edilmeden ne yaralar sarılabilir ne yeni katliamlar engellenebilir. 31 Mart'taki rant kavgasına karşı tepkimizi gösterelim! 1 Nisan'dan sonra yükselecek sınıf kavgası için örgütlenme ve mücadele seferberliğine! Kayyımlara karşı işçilerin birliği ve halkların kardeşliği için mücadele! Kapitalistlerin, müteahhitlerin, para babalarının ve onların partilerinin rant kavgasına karşı protesto oyu! Sınıf mücadelesi doğrultusundaki adımları destekleyeceğiz! Devrimci İşçi Partisi sermayeden, emperyalizmden, devletten bağımsız sınıf siyasetine, örgütlenme ve mücadele seferberliğine çağırıyor! Rant kavgasına hayır! Sınıf işbirliğine karşı sınıf mücadelesi! Sermayenin saldırısına karşı örgütlü hazırlık! İş, aş, hürriyet için örgütlenme ve mücadele seferberliği!
Amerikayı düşünün, kocaman bir coğrafya. O kadar büyük ki, her yeri gsm kapsama alınamaz. Karlı kışlı fırtınalı yollar. Herkeste telsiz var, kamyoncusundan, benzin istasyonuna kadar. Dağda çiftçisinden gezginine. Neden bizde yok. Amatör telsizcilik ile ilgili videodan kestiğim kendi yorumumu podcast olarak yüklüyorum. --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/tonguc/message
6 Şubat Maraş depremlerinin üzerinden bir yıl geçti. Anmalarda acı, hüzün ve isyan vardı. Depremde göz göre göre sevdiklerini yitirenlerin adalet mücadelesi ise devletin ve yargının ördüğü cezasızlık duvarına çarpıyor. Banu Güven ve Kemal Göktaş, Akıntıya İnat'ta deprem davalarını ve geride kalanların adalet mücadelesi önüne çıkarılan engelleri konuşuyor.
Depremin birinci yılında depremde hayatını kaybedenleri anıyor, yakınlarına sabır ve dayanma gücü diliyoruz.Europa Nostra'nın 2024 yılı “Tehlike Altındaki 7 Kültürel Miras Alanı” programının 11'lik kısa aday listesine Antakya'da yer alan Demir Kapı ve Altınözü'nde yer alan Aziz Georgios Rum Ortodoks Kilisesi'nin dahil edildiği haberi geldi. Bu akşam biz de depremin yıldönümü vesilesiyle bu ortamda göreli olarak sevindirici bir gelişme olarak Europa Nostra'nın bu programına dahil edilmiş olmanın önemini, adaylık sürecinin nasıl geliştiğini, adaylık başvurularını yapan sivil toplum kuruluşları, uzmanlar ve yerel yetkililerle konuşuyoruz. Konuklarımız; Yiğit Ozar, Tuğçe Tezer, peder Yuvannah Abdullah Papasoğlu ve Yusuf İlyas Yılmazoğlu.
Depremin birinci yılında depremde hayatını kaybedenleri anıyor, yakınlarına sabır ve dayanma gücü diliyoruz.Europa Nostra'nın 2024 yılı “Tehlike Altındaki 7 Kültürel Miras Alanı” programının 11'lik kısa aday listesine Antakya'da yer alan Demir Kapı ve Altınözü'nde yer alan Aziz Georgios Rum Ortodoks Kilisesi'nin dahil edildiği haberi geldi. Bu akşam biz de depremin yıldönümü vesilesiyle bu ortamda göreli olarak sevindirici bir gelişme olarak Europa Nostra'nın bu programına dahil edilmiş olmanın önemini, adaylık sürecinin nasıl geliştiğini, adaylık başvurularını yapan sivil toplum kuruluşları, uzmanlar ve yerel yetkililerle konuşuyoruz. Konuklarımız; Yiğit Ozar, Tuğçe Tezer, peder Yuvannah Abdullah Papasoğlu ve Yusuf İlyas Yılmazoğlu.
Kahramanmaraş depreminin birinci yılı yaklaşırken bir çok aile kayıp çocuklarını aramaya devam ediyor. Afet sonrası oluşan kaos ortamı ile birlikte çeşitli söylentiler de ortaya çıkınca durumun vahameti dayanılmaz bir hal aldı. Bu duruma ses çıkaranlara destek amaçlı yaptığımız özel bölümümüz ile bu hafta karşınızdayız! #kaybolançocuklar3Support the showBize ulaşmak için: Twitter @hkbu_podcast İnstagram @hkbu.podcast Facebook hkbupodcast.com hkbu.podcast@gmail.com Bizimle yolculuğa devam ettiğin için teşekkürler!
AK Parti adım adım adaylarını açıklıyor. Perşembe günü başta deprem bölgesi adayları olmak üzere büyükşehirlerin ve illerin adaylarını ilan etti. İstanbul gündemde olunca tek başına konuşulan şehir olur. İstanbul'un gündem olmadığı yerde Ankara, İzmir ve deprem bölgesi gündem oldu. AK Parti, deprem bölgesinde üç ilin adayını yeni isimlerden seçti. Kahramanmaraş, Malatya ve Adıyaman. Buna mukabil CHP, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş'ı yeniden aday gösterdi. AK Parti'nin her üç ilde de oy oranları çok yüksek ve belediye başkanları deprem öncesi başarılı idi. Deprem zamanında, AK Parti, hükümet, belediyeler, halk, sivil toplum örgütleri ve iş adamları hep birlikte seferber oldular. AK Parti bırakın depremden dolayı oy kaybetmeyi deprem bölgesinden beklenenin üzerinde oy aldı. Depremde şehirlerin büyük yıkıma uğraması ve belediye başkanlarının hâlihazırda muhatap olarak kalmaları onların kamuoyu desteğini azaltmıştır. Başkanların değiştirilmesi deprem öncesi başarı durumları ile ilgili değil depremin oluşturduğu olumsuzluklardır. Muhalefet partilerinin ortak beklentisi, hükümetin depremin yıkıcı etkilerinden dolayı büyük oranda oy kaybına uğraması. Depremden bir ay sonra yaptığımız araştırmada ülke genelinde AK Parti'nin oyları yüzde 42,7'ye yükselmişti. Bu sonuçlar, başta muhalefet partileri olmak üzere herkesi şaşırtmıştı. Çünkü seçmen hükümetin nasıl bir seferberlikle işe el attığını görmüş oldu. Depremde CHP'li büyükşehir belediyeleri bir varlık gösteremedi. İstanbul itfaiyesi Kadir Topbaş zamanından afetlerle mücadele için çok büyük oranda makine parkı oluşturmuş. Yetkililerin ifadesine göre İBB'nin elinde olan makine parkı ve yetişmiş insan gücü bütün büyükşehirlerin toplamı kadarmış. Peki, bu birikim nasıl kullanıldı? CHP tek başına Hatay'da bile varlık gösteremedi. AK Partili iki belediye Hatay'da efsaneleşti: Kocaeli ve Konya. Ankara: Bilindiği gibi Ankara milliyetçi bir şehir. AK Parti, Melih Gökçek'i görevden aldığında Mustafa Tuna kısa süre görev yaptı. İlginç bir şekilde Ankara Mustafa Tuna'yı benimsemişti. Seçmende ilginç bir sezgi ve ön kabul var ve bir yöneticiyi neden sevdiğini bir başkasını neden benimsemediğini fark edemiyorsunuz. Fakat halkın bilgeliği diye bir şey vardır. O dönemde AK Parti, kendi siyasi temsilini halktan uzak olmak ve kibirli olmakla eleştiriyordu. Belki de Tuna bu durumun zıddı bir yerde duruyordu. Sürecin geride kalmasına rağmen bu görevden alma olayının hâlâ parti içinde bir sahibi yoktur. Kimin aklına geldi, kim projelendirdi, kim sahiplendi bugün herkes bu sorulardan kaçmaktadır. Ve uygulama sahipsiz kalmıştır. Dillendirme işini o dönem kötüye kullanılan bir araştırma firmasına atfediliyor fakat bu büyük kayıp o kişinin akıl sınırlarını aşar. O dönem için Ankara'da AK Parti ve MHP'nin oy toplamı yüzde 60'a yakındı ve AK Parti'nin Ankara'yı kaybetme ihtimali hiç kimsenin aklına gelmemiştir. Seçim bittiğinde ilçeler toplamında ve il genel meclisinde AK Parti ve MHP kazanırken Millet İttifakı büyükşehir belediyesini almış oldu. Ankara'nın kaybı İstanbul'la birleşince AK Parti için ağır bir yenilgiye dönüştü. Bir yazıda 15 Temmuz'dan yerel seçimlere giden süreçte AK Parti'nin yaşadığı sorunları ele alabiliriz. Bir siyasal süreçte başarı ve başarısızlık kendiliğinden oluşmaz onu oluşturan sebepler vardır. Bugün iki milliyetçi aday var Ankara'da. Konuştuğum Ankaralıların kafası karışmış. Daha önce radikal düzeyde bir Mansur Yavaş desteği vardı.
Depremde Sivil Toplum - 2 | Deprem ve Medya #5 yayınımızda konuk İHH'den Ahmet Göksun.
Deprem ve Medya serimizin 4. bölümünde, Afra Teren Gürlüler, sosyal çalışmacı Esra Huri Bulduk ile konuşuyor.
Fas, 1960'tan bu yana en ölümcül depremini yaşadı. Depremde 2.000'den fazla insanın ölmesi, Kral 6'ncı Muhammed'in bundan sonra ne yapılacağını tartışmak üzere acil görüşmeler yapmasına neden oldu.
Bugün, 1999 Marmara depreminin 24. yıldönümü. Depremde dayanışmanın rolü ne oldu? Açık Radyo nasıl bir görev üstlendi? Altın Saatler programının kurucu yapımcısı Gürhan Ertür anlatıyor.
5 Ağustos'ta Müze Gazhane'de Onur Uğur ile gerçekleştirdiğimiz canlı podcast buluşmalarında dinleyicilerimizle beraber kaydımızı aldık. NOT: Ortamda bazen dinleyicilerin yorumları ve soruları mikrofona yansımadığı için kısık olduğu noktalar var. Bu durum dinlemeyi zorlaştırabilir. Bunun için kusura bakmayın. Müze Gazhane'de devam eden canlı podcastlere beklerim! Bölüm notları: (0:00) Giriş (02:45) Onur Uğur 5 Kelime ile kimdir (03:25) Neden farklı disiplinlerdeki bilgilerimizi başka yere aktaralım? (06:00) Savaş sanatları mı, savunma sanatları mı? (7:30) Dövüş sanatları yapmak sana nasıl bir bakış açısı sağladı? (10:00) Kitap: Tenisin İçsel Oyunları - W. Timothy Gallway (13:45) Serbest gezen akıl (16:20) Okichitaw - Dövüş Sporu (18:54) Bütün savaş sanatlarında ritüeller neden vardır? (20:30) İş hayatında mokso çalışması (25:00) Kurumsl hayatta kapı aralamak (29:00) Zaferler yeniyor bizi (32:10) Kontrol edebileceklerine odaklanmak (33:00) Kızıl Kraliçe Etkisi (36:10) Farklı disiplinlerden bakabilmek bize kör noktaları görmemizi nasıl sağlar? (38:00) Savaş sporlarındaki duruşların etkisi ve nedenleri (39:45) Farklı bir iş alanında yaşananların kendi sektörüne etkisi (43:00) Gucci'nin çocuklardan kurulu danışma kurulu (45:13) Thomas Kilmann çatışma modeli (46:10) Yapay zekanın etkisi (52:30) Depremde yaşadıkları ile savaş sanatlarından bakış (57:15) Şirketler ne zaman insanları odaklarına almaya başlayacak? (1:01:50) Bir gün önceki Onur'dan daha iyi olunca geliştim (1:03:50) Yapabileceklerimize dair 4R modeli (1:07:00) En son sadece sana ait olan düşünceyi düşündün? (1:08:30) Emeklemeden yürümemek lazım --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/meraklistesi/message
Ebeveynlerin yüzde 68'i çocuklarının resimlerini sosyal medyada paylaşıyor. En güzel resimlerini hem de! Ancak uzmanlar bu paylaşımların dijital suçlara imkan sağladığını söyleyerek ailelere bunu yapmamalarını öneriyorlar. ‘Çocuklarınızı yalnız tek başlarına paylaşmayın, üzgünken, ağlarken paylaşmayın, mayolu resimlerini paylaşmayın, onları cinsel obje haline getiren giysilerle paylaşmayın' diye özellikle uyarıyorlar. Bu uyarılara verilen örnekler arasında depremde paylaşılan çocuk fotoğrafları da var. Depremde en çok paylaşılan küçük bebek resmi üzerine yazılan mesajlar, aciz, yalnız çocuk fotoğraflarını sosyal medyada kullanmanın zararlarına dair bize yeterince kanıt sunuyor. İnternete düşen bir çocuk fotoğrafı mutlaka pedofili lobilerinin görüntüleri biriktirdiği büyük işlemecilere (server) düşüyor.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelene depremler sonrasında ortaya çıkan hukuksal sorunları ve çözüm önerilerini Avukat Cansen Erdoğan anlattı. 01:05 -Depremzede hak sahipliği nedir? 04:41 -Kimler afetzede hak sahipliği alabilir? 06:25 -Afetzede hak sahipliği başvurusu nereden yapılır? 10:19 -Hak sahiplerine hangi yöntemlerle konut yapılır? 14:20 -Depremzedelerin dava açma hakları ve gördükleri zararın tazminini isteme hakları nelerdir? 17:02 -Umumi hayata müessir ne demek? 18:59 -4123 ve 5902 sayılı kanunların içeriği nedir? 21:07 -Kimler hak sahibi olamaz, hak sahipliği şartları nelerdir? 25:26 -Evine DASK sigortası yaptıranlar, oluşan zarara göre kimden ne kadar para alabilir? Bunun için nasıl bir başvuru yolunu izlemesi gerekir? 26:34-Barınma desteği yardımının tamamı afetzedelere hemen verilmekte midir? 29:10-Depremzedelerin maddi zararları nasıl karşılanır? 30:09 -Depremzedeler ceza davalarına nasıl müdahil olabilir? 31:37 -Depremde evi yıkılanlar ve yakınlarını kaybedenler ceza davası yönünden kimler hakkında suç duyurusunda bulunabilir?
6 Şubat 2023 gecesi saat 4.17'de Malatya'da yakalandığım deprem ve sonrasında yaşadıklarım. Kahramanmaraş depremleri hepimizin hayatını ciddi manada etkiledi. Hayatımın dönüm noktalarından birini yaşadım. Bu süreçte yaşadıklarımı sizlerle paylaşmak istedim. Geçmişe bakıp bu kaydı dinledikçe depremde yaşadıklarımı hatırlamış olacağım. #UNUTMA
Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden 77 gün geçti. Depremde zarar gören illerin ayağa kaldırılması için çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. İnşası tamamlanan ilk konutlar da depremzedelere teslim edilmeye başlandı. Anadolu Ajansı Gaziantep Bölge Müdürü Kerem Kocalar deprem bölgesindeki son durumu anlattı.
Depremde kaybettiklerimizi 40'ıncı günde anmak için http://nehna.org ve istos yayınları tarafından düzenlenen etkinliği ve deprem bölgesindeki son durumu Ketrin Köprü ile ele alırken, Türkiye'nin ve Ermeni toplumunun gündemini de konuşuyoruz.
Depremde kaybettiklerimizi 40'ıncı günde anmak için http://nehna.org ve istos yayınları tarafından düzenlenen etkinliği ve deprem bölgesindeki son durumu Ketrin Köprü ile ele alırken, Türkiye'nin ve Ermeni toplumunun gündemini de konuşuyoruz.
6 Şubat depremlerinin ardından henüz depremden etkilenenlerin geçici konut sorunları çözülememişken AK Parti hükümeti OHAL kapsamında aldığı kararlarla TOKİ aracılığıyla hızla kalıcı konut inşaatlarına başladı. Moloz kaldırma süreci de aynı hız ve plansızlıkla, insan ve çevre sağlığı göz ardı edilerek devam ediyor. Bu yayında İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) gönüllüsü Aslı Odman ve kent hakkı, kültürel miras ve mimarlık politikası konularında üreten mimar Gül T. Köksal ile deprem bölgesindeki inşaat sürecinin nasıl işlediğine -geçmiş “kentsel dönüşüm” örneklerinden de yararlanarak- odaklandık.
Deprem çok şiddetliydi, sarsıntı büyüktü, şehirlerimizi yıkan, on binlerce insanımızın canını alan ise kârı ve rantı insan canının bile önüne koyan kapitalist düzen oldu. Nasıl işyerlerinde kâr için alınmayan önlemler yüzünden yaşanan kazalara iş cinayeti diyorsak, depremde yaşadığımız da bir katliamdı. Bu katliamın tetikçisi müteahhitler ise suç ortağı da sermaye düzeni ve iktidarıdır. Ve hepsi karşımıza çıkıp timsah gözyaşları dökerek “Türkiye tek yürek” yalanını söylemektedir. Tek yürek olan bir Türkiye varsa o emeğin Türkiyesi'dir! Deprem haberini alır almaz bölgeye koşan, can kurtarmak için en riskli yerlere dalan madencilerin, yardım toplamak için fabrikasında işyerinde seferber olan işçilerin, cebindeki son parayı depremzedelere gönderen yoksul emekçilerin Türkiyesi'dir. Bu Türkiye iktidar sahiplerini, sermayeyi, para babalarını, emperyalistleri korkutmaktadır. Diğer yandan Türkiye sermayenin elinde, düzen siyaseti aracılığıyla bin parçaya bölünmektedir. Bir kez daha milliyetçilik, ırkçılık, mezhepçilik sermaye düzeninin hizmetindedir. O kadar ki, deprem olalı beri bölgeye yardım için seferber olan Bursa halkını bir futbol maçında depremi yaşayan illerden Diyarbakır temsilcisine karşı ırkçı provokasyonlarla kışkırtmaya çalıştılar. Depremde katliamı yaşayan bir halka karşı NATO mahsulü kontrgerillanın işkence ve cinayetleriyle özdeşleşmiş katillerin-beyaz Torosların pankartlarını açtılar. Bursa'da Renault fabrikasında o arabaları Türk, Kürt, Laz, Çerkes, Alevi, Sünni işçiler birlikte üretti. O Toroslarla kaçırılıp işkence görenler ve katledilenler sadece Kürtler de değildi. Ekmek mücadelesinin öncüsü işçiler, sendika liderleri, hürriyet için mücadele eden gençler, kadınlar, Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Alevisiyle, Sünnisiyle bu barbarlığın hedefi oldular. Sınıf bilinçli metal işçileri bizim kavgamız din, dil, ırk kavgası değil ekmek kavgası diyor! Emperyalistler, patronlar, para babaları ve onun emrindeki istibdad rejimi ise “bu halk bölünmeli, parçalanmalı, birbirine düşman olmalı” diyor… Biliyorlar, birlik olan bir halka boyun eğdiremezler, işini, aşını, haklarını gasbedemezler. 1999 depreminden bir hafta sonra mezarda emeklilik yasasını meclisten geçiren aynı kapitalist barbarlıktır bu. Bugün depremin enkazını fırsat bilip kıdem tazminatına saldırmıyorlarsa iki ay sonra seçim olduğundandır. Emin olun saldıracaklar. 1999'da Ecevit, Bahçeli, Mesut Yılmaz vardı. Bugün Tayyip Erdoğan var. Yarın o ya da başkası olur. Yanına Bahçeli'yi ya da Akşener'i almış olur. Ya da bayrağı Kılıçdaroğlu ve Babacan devralmış olur. Saldıracaklar! Aşımıza, işimize, haklarımıza saldıracaklar! İstibdad grevleri yasaklayarak, patronlar işten atarak, Anayasa, yasa, hak, hukuk tanımadan sendikal hakları çiğneyerek bugünden başladılar. Metal işçisi grev yasağını grev yaparak yırttı attı. İnadına sendika diyerek. Birleşerek, mücadele ederek, fabrika işgalleri, grevler, direnişler örgütleyerek bu mücadeleyi daha da yükseltmeliyiz. MKS, Mata, Tüvtürk ve mücadeleye giren her işçiye sahip çıkmalı ve omuz vermeliyiz! İstibdada karşı ekmek mücadelesini hürriyet mücadelesiyle birleştirmeliyiz… Bizi bölen paramparça eden ırkçılığa, mezhepçiliğe, erkek egemenliğine prim vermemeliyiz! İşçilerin birliğini halkların kardeşliğiyle perçinlemeliyiz. Ve bu yolda etiketi ne olursa olsun sermayenin hiçbir partisine asla ama asla güvenmemeliyiz! Düzen siyasetinin bir günde depremi nasıl unutturduğunu, memleketin gündemini nasıl toza dumana katıp karıştırdığını, halkın bilincini provokasyonlarla nasıl zehirlediğini gördük. Devamını ve fazlasını da göreceğiz. Bölünmeyeceğiz! Unutmayacağız! Affetmeyeceğiz! Depremde yitirdiğimiz canların tek tek hesabı sorulmalı, sermayenin çakallarına en ufak bir hakkımız kaptırılmamalı! Düzen siyasetinin tüm masaları işçi sınıfının yumruğuyla dağıtılmalı. Ekmek ve hürriyet için tek kazanacak aday var o da işçi sınıfı!
Afet için Feminist Dayanışma'dan Sezen Yılmaz ve Kırkyama Kadın Dayanışması'ndan Tülay Korkutan, deprem bölgesindeki kadınların yaşadığı problemleri ve deneyimlerini anlatıyor. Bölgede yardımların toplumsal cinsiyet odaklı olmayışından mahremiyet sorununa kadar cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı problemler afet alanlarında da açığa çıkıyor.
İlk defa içimden gelenleri anlattığım bir bölüm oldu. Depremde kaybettiğimiz bütün canlara Allahtan Rahmet Diliyorum. Umarım ruhunuz huzurla uyur. Fıstık: https://drive.google.com/file/d/1079B2FjjDB9CNx1J2_IrDfI09k3Yxb8O/view?usp=drivesdk
Men-E-Men Stüdyo tarafından hazırlanan yüz yirmi birinci bölüm sizlerle. Kaydımızı gerçekleştirdiğimiz gün 8 Mart olduğu için Dünya Kadınlar Günü'nden (ya da Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nden) bahsederek başladık. Bu yıl Türkiye özelinde, depremzede kadınların sesini duyurmamız gerektiğine vurgu yaptık. Geçtiğimiz yılın sonlarına doğru gösterime giren, büyük beğeni toplayan ve ödül törenlerinde de çok başarılı olan “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” (“Im Westen Nichts Neues” – “All Quiet on the Western Front”) filmini değerlendirdik. Ardından, deprem sırasında yaşanan bir olaydan çıkışla markalarının sınavından bahsettik. Deprem sonrası bir açıklama yapmayınca şiddetli bir reaksiyonla karşı karşıya kalan ve bunun tam tersine deprem bölgesine yaptıkları yardımlarla öne çıkan ve büyük takdir kazanan markaları / şirketleri konuştuk. Yaş aldıkça ! markalar için hedef kitle olmaktan çıkıyor insan:) Ama şimdi işler değişiyor. Yeni Pazar, eski topraklardan mı oluşacak? Enteresan verilerimiz var. Bölümümüzün en sonunda bir podcast önerisi yaptık ve “bi de buna bak” dedik.
Türkiye'deki deprem bir kez daha gösterdi ki, her türlü afetten en çok kadınlar etkileniyor. Depremin ardından aşırı kalabalık çadır ve barınaklarda kalan kadınlar, kendilerinin ve çocuklarının güvenliğinden kaygı duyarak yaşıyor. Depremzede pek çok kadın, özel ihtiyaçlarını gideremediği gibi, çocukların, aile büyüklerinin hatta eşlerinin bakımını da üstlenmek zorunda kalıyor. Bu mağduriyet nasıl değişebilir? Von Gökce Göksu.
Bankalar kiralık kasanın içindekilerden sorumlu mu? Kendisinin veya yakınlarının kiralık kasasına ve mevduatına ulaşmak isteyenler ne yapmalı? Sunucu: Fulya Öktem
Depremde yıkılan İskenderun'daki Eda Apartmanı'nda ilk günler neler oldu? Yardım ne zaman geldi? Enkazın altında kalanların ve yardım etmek için çırpınarak dışında bekleyenlerin hikâyesini, o günleri ilk elden deneyimleyen ve tanıklığını yapan Arcan Okan Kurşun anlatacak.
Günün en sıcak ve çarpıcı gelişmelerini bulabileceğiniz FOX Ana Haber, deneyimli gazeteci Selçuk Tepeli'nin sunumuyla podcast yayınlarında sizlerle buluşuyor! FOX Türkiye Resmi Web Sitesi: www.fox.com.tr Facebook: https://www.facebook.com/foxhaber Twitter: http://www.twitter.com/FOXhaber Instagram: https://www.instagram.com/FOXhaber/
Depremde neden bu kadar çok öldük? Çıkarılan imar afları neden bir ölüm fermanı gibiydi? Felaketten sonra televizyon ekranlarından inmeyen o Deprem Haritası'nın gerçek anlamı neydi? O harita, bir gecede 35 milyon insanın yaşadığı birinci ve ikinci derece deprem bölgelerini nasıl bu risk alanlarının dışına çıkardı, insanları nasıl oldu da daha korunaksız hale getirdi? O haritanın 2018 seçimleri öncesinde Bakanlar Kurulu kararı olarak yayımlanmasının anlamı neydi? Nasıl Oldu'nun bu bölümünde bu soruların yanıtlarını bulacaksınız.
6 Şubat 2023'te, Kahramanmaraş merkezli depremde yaşananların üzüntüsünü derinden hissediyoruz. Depremde hayatını kaybedenleri saygıyla anıyor, aileleri ve sevdiklerine başsağlığı diliyoruz. Yaralı olan ve evini kaybeden tüm vatandaşlarımız için de acil şifalar temennisinde bulunuyoruz. Hepimize geçmiş olsun.Bilgisel'in bu bölümünde Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarından, Milli Mücadele'nin ilk dönemine yansıyan bir hikâyeye odaklanacağız. Ebubekir Hâzım Bey'in vefa ve sadakatle örülü öyküsünü birlikte inceleyeceğiz. Hazırsanız, başlayalım.------- Podbee Sunar ------- Bu podcast, GetirAraç hakkında reklam içerir. GetirAraç'ı indirmek ve ilk kullanımda 500 TL indirimden faydalanmak için, tıklayın. Bu podcast, Hiwell hakkında reklam içerir. Hiwell'i indirmek ve "pod10" koduyla %10 indirimden faydalanmak için tıklayın. See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, bölgedeki kültür varlıklarının hasar tespitleri de kayda alındı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Yahya Coşkun ile bu çalışmaların nasıl ilerlediğini ve sosyal medyada kültür varlıklarına yönelik bazı iddiaları konuştuk.
Depremde kaybettiğimiz tüm herkesi rahmetle anıyorum. Yaralılara acil şifalar diliyorum. Hepimize geçmiş olsun.
Adaletin İş Yüzü'nde Çalışma Ekonomisi Doktoru Murat Özveri, depremin ardından ortaya çıkan mağduriyetlere dair soruları yanıtladı. Dr. Murat Özveri, depremlerde yakınlarını ve mallarını kaybeden yurttaşları nasıl bir hukuki sürecin beklediği, olası depremlerde can kaybı ve hak kaybı yaşanmaması için ne gibi düzenlemelerin yapılması gerektiğine dair Gözde Meydan'ın sorularını cevapladı. Adaletin İş Yüzü her salı Evrensel'de.
Ülkemizde art arda meydana gelen depremler nedeniyle büyük bir üzüntü içerisindeyiz. Depremde hayatını kaybeden tüm yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. ⌨️ Bölüm Özeti: 00:00 | Milletimizin başı sağ olsun 00:50 | Yapay zeka 05:00 | ChatGPT ile neler yapabilirsin? 06:40 | Elon Musk twitter'ı neden aldı? 14:39 | Yapay zekanın Türkiye'deki gelişimi nasıl olacak? 17:10 | Neuralink teknolojisi nedir? 17:24 | Film önerileri #yapayzeka #elonmusk #twitter #chatgpt ▸ Instagram:
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) açıklamasına göre merkez üssü Kahramanmaraş-Pazarcık'ta 6 Şubat günü 04:17'de 7,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 04.26'da Gaziantep-Nurdağı'nda 6,4, saat 04.36'da ise Gaziantep-İslahiye'de 6,5 büyüklüğünde artçı depremler oldu. Deprem; Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya ve Adana yoğun şekilde hissedildi. Aynı gün Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde saat 13.24'te 7,6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, depremlerde can kaybının 39 bin 672'ye, yükseldiğini açıkladı. Şükran Şençekiçer'in sunduğu “Güne Bakış”ta, Medyascope yorumcusu Ayşe Çavdar ile siyasilerin deprem gündemini ve yarın toplanacak Altılı Masa'yı, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası – İstanbul Şubesi Başkanı Füsun Sümer ile enkaz kaldırma çalışmalarını konuştuk. Editör: Egemen Gök
Sığınmacı Hakları Platformu sözcüsü Taha Elgazi Türkiye'de depremden etkilenen göçmenlerin durumunu ve depremin Suriye'nin kuzeyindeki etkisini anlattı.
Nihal İşcel ve ailesi, Gaziantep'de yıkılan iki evde kaybettikleri yakınlarının yasını tutuyor.
Dış politikanın nabzını tutan tek program, analizleriyle gündemi sarsmaya devam ediyor. Küresel bakış açısıyla dünyadaki gelişmeler masaya yatırılıyor, diplomasi analiz ediliyor. Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün, Prof. Dr. Hasan Köni ve Avni Özgürel'in konuk olduğu, 14 Şubat 2023 tarihli Akıl Odası'nda bu hafta: 00:00 Giriş 08:12 Türkiye'nin kalbi 10 kentte 33:22 Dünyada gündem Türkiye depremi 59:18 Büyük felaket nasıl yorumlanmalı? 1:05:47 Deprem ve sosyal medya yalanları! 1:45:56 '6 Şubat' Türkiye'nin büyük sınavı 2:08:20 ABD savaş gemisi neden Boğaz'da? 2:11:01 100 yılın en büyük afeti #deprem #hatay #antakya
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) açıklamasına göre merkez üssü Kahramanmaraş-Pazarcık'ta 6 Şubat günü 04:17'de 7,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 04.26'da Gaziantep-Nurdağı'nda 6,4, saat 04.36'da ise Gaziantep-İslahiye'de 6,5 büyüklüğünde depremler yaşandı. Depremler Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya ve Adana yoğun şekilde hissedildi. Aynı gün Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde saat 13.24'te 7,6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından konuştu. AFAD'da yapılan toplantı 4 saat 40 dakika sürdü. Türkiye'nin iki büyük depremle sarsıldığını söyleyen Erdoğan, 13,5 milyon insanın bu depremlerden etkilendiğini anlattı. Erdoğan, depremde 35 bin 418 vatandaşın hayatını kaybettiğini, 105 bin 505 kişinin ise yaralandığını bildirdi. Şükran Şençekiçer'ın sunduğu “Güne Bakış”ta, Medyascope muhabirleri Sahra Atila ve Murat Türsan ile Adıyaman'daki son durumu, siyasetbilimci Prof. Dr. Tanju Tosun ile Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını, İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı ile depremi konuştuk. Editör: Egemen Gök
SBS News Muhabiri Claudia Farhart, Osmaniye Devlet Hastanesi'nde hemşire ve yaralılarla konuştu.
Depremin vurduğu şehirlerden biri olan Adıyaman adeta kaderine terkedilmiş durumda. Şehirde bulunan gazeteci Zübeyde Sarı, kentin boşalmış durumda olduğunu ve 100 bin kişinin Elazığ'a geçtiğini bildiriyor. Gelen yardımlar ise koordinasyonun zayıflığı nedeniyle yerine ulaştırılamıyor. Von Aydin Isik.
Depremde yerini değiştirmek zorunda kalan çocuklar için psikolog Mehmet Teberin yazdığı hikaye kısmi ilavelerle seslendirildi.Masalın sonuna da Peygamber Efendimizin s.a.v bizlere tavsiye ettiği duayla çocuklarımızın kendilerini çok daha fazla güvende hissetmesi amacıyla eklendi.
Depremde hayatını kaybedenleri sessiz bir dakika ile anıyoruz. Support the showBize ulaşmak için: Twitter @hkbu_podcast İnstagram @hkbu.podcast Facebook hkbupodcast.com hkbu.podcast@gmail.com Bizimle yolculuğa devam ettiğin için teşekkürler!
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) açıklamasına göre merkez üssü Kahramanmaraş-Pazarcık'ta 6 Şubat günü 04:17'de 7,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 04.26'da Gaziantep-Nurdağı'nda 6,4, saat 04.36'da ise Gaziantep-İslahiye'de 6,5 büyüklüğünde deprem gerçekleşti. Deprem, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya ve Adana yoğun şekilde hissedildi. Aynı gün Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde saat 13.24'te 7,6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Malatya'da açıklama yapan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaşamını yitirenlerin sayısının 19 bin 388, yaralı sayısının 77 bin 711 olduğunu açıkladı. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, gazeteci ve yazar Murat Yetkin ile liderlerin deprem bölgesine yaptığı ziyaretleri konuştuk. Editör: Egemen Gök
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) açıklamasına göre merkez üssü Kahramanmaraş-Pazarcık'ta 6 Şubat günü 04:17'de 7,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 04.26'da Gaziantep-Nurdağı'nda 6,4, saat 04.36'da ise Gaziantep-İslahiye'de 6,5 büyüklüğünde deprem gerçekleşti. Deprem, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya ve Adana yoğun şekilde hissedildi. Aynı gün Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde saat 13.24'te 7,6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kilis Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça Devlet Hastanesi'nde yaralı depremzedeleri ziyaretinin ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli depremlerde 16 bin 546 kişinin hayatını kaybettiğini, 66 bin 132 kişinin yaralandığını bildirdi. Depremin vurduğu 10 ili kapsayan OHAL tezkeresi TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. 10 ilde 3 ay süreyle OHAL uygulanacak. YÖK, tüm yükseköğretim kurumlarında bahar eğitim ve öğretim dönemi açılışının ikinci bir duyuruya kadar ertelendiğini açıkladı. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ''Yaşadığımız deprem felaketi nedeniyle eğitim öğretime verdiğimiz arayı tüm Türkiye'de 20 Şubat'a kadar uzatma kararı aldık" dedi. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Burak Dalgın, CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere ve HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ile bulundukları bölgede depremin tahribatını konuştuk. Editör: Egemen Gök
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) açıklamasına göre 6 Şubat Pazartesi günü 04:17'de merkez üssü Kahramanmaraş-Pazarcık olan 7,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 04.26'da Gaziantep-Nurdağı'nda 6,4, saat 04.36'da ise Gaziantep-İslahiye'de 6,5 büyüklüğünde depremler yaşandı. Depremler Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya ve Adana'da yoğun şekilde hissedildi. Aynı gün Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde saat 13.24'te 7,6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 13:50 sularında yaptığı açıklamaya göre 11 ilde toplam can kaybı 8 bin 574'e ulaştı. Erdoğan 49 bin 133 yaralı olduğunu söyledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından videolu açıklama yayınladı. Deprem bölgesinde yıkımın büyük olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, video notunda “Yaşananlara siyaset üstü bakmayı, iktidarla hizalanmayı reddediyorum” dedi. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu Güne Bakış'ta, Medyascope Ankara Temsilcisi Hıdır Göktaş ile Kılıçdaroğlu'nun Kahramanmaraş'taki temaslarını, siyasal danışman Dr. İbrahim Uslu ile Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını konuştuk. Editör: EgemenGök
Türkiye tarihindeki en ağır felaketlerden birini yaşıyor. Deprem bölgesinde arama-kurtarma çalışmaları devam ederken, 10 ilde üç ay boyunca OHAL ilan edildi. Almanya ve Avrupa'daki Türkiye kökenli vatandaşlar kaygılı. Yakınlarına ulaşamayan pek çok kişi yola çıktı. Çok sayıda dernek, kuruluş ve inisiyatif para ve yardım malzemesi topluyor. Almanya dahil bütün dünyadan arama-kurtarma ekipleri Türkiye'ye ulaştı. Von Tuba Tuncak.
Kalp ağrısının üstesinden gelmek zordur. Umut ve güç aramak için hepimizin kendimizden daha güçlü birine ihtiyacı var. Senin ve benim en büyük ihtiyaç anlarımızda İsa'ya bakmamızı istiyorum. İşler ve olaylar sorunsuz gidiyor gibi göründüğünde bile ona bakın. Ama sana çok uzaklardan sarılmak zor. Seni seviyorum. Oradaki deprem bölgesinin etrafındaki herkese sarılır, onları severdim. Rab İsa'ya sığınmaya devam edelim.
Tarih 13 Mart 1992 günlerden cumaydı. Saatler 19:08'i gösterdiğinde Erzincan'da bir büyük bir deprem meydana geldi. Deprem 6,8 şiddetinde idi. Bu deprem Erzincan'da meydana gelen altıncı büyük depremdi. Maalesef depremde 653 kişi öldü. 3850 kişi de yaralandı. Binlerce bina esi yıkıldı veya hasar gördü. Depremden hemen sonra kurtarma çalışmaları başladı. Depremden mucizevi şekilde kurtulanlar vardı. Bunlardan biri de Nurcan Eraslandı. Nurcan Eraslan o zaman 22 yaşındaydı. Bir hastanede hemşire olarak çalışıyordu. Deprem olduğunda hastanenin beşinci katındaydı. Depremde binlerce bina ile birlikte hastane de yıkıldı ve Nurcan enkaz altında kaldı. Depremden sonra arama kurtarma ekipleri Nurcan hemşireye tam 9 gün sonra enkaz altından çıkardı. Bu süre boyunca Nurcan sadece yağmur suyu içerek hayatta kalmayı başardı. Nurcan hemşireye hemen hastaneye götürdüler. Tedavisi günlerce sürdü. Böyle bir afetten ucuz kurtulmuştu. Hayat her şeye rağmen devam ediyordu.
İran'a bağlı Batı Azerbaycan eyaletinde dün meydana gelen deprem nedeniyle kırsaldaki 50 ev tamamen yıkıldı, yaklaşık 500 ev hasar gördü. Merkez üssü Hoy kenti olan depremde 1127 kişinin yaralandığı bildirildi
Duygusal rap parça islami rap parça dinlemeye doyamayacağınız rap parça dinleme rekorları kıran rap parça 2020 rap en çok dinlenen rap parçalar Söz & Kayıt : Oğuzhan Çağlayan Beat : Mert Doğan SÖZLER Hayat sanki Durdu birden, Arındı Kirden, Eridi bak kibirler, Kovuldu Kabeden, İnsanoğlu birden, Kovulduk Camiden, küçük bir Virüsten Öldü İnsanlar, Ölüyo hemde durmadan, Günahlarla kapladık bu evreni utanmadan Hiç de durmadan, Çoğaldı Zinalar Haramlar Günahlar her taraftayken,Unuttu İnsan, Yazıklar Olsun Bize, Koruyamadık Emaneti Müslümanlar öldürülürken kibardı hep dilin, Sapık bi zihniyete bak alet oldu her yerin, Kebair aldı başını gitti, Hiç Tak etmedi, Açamadın ki ellerini ve Ağlayamadı gözlerin Dağlar mı yıkılmalı ulan, bir tövbe etmen için Eğer ki bugün susarsan Allah'ın Felaketi, Eğer bugün gelirsen Allah'ın Selameti Bizi Affet Rabb, Senden Başka Kime Gidelim? Bizi Affet Rabb, Günahlarada Tövbeye Geldik. Bizi Affet Rabb, Gidecek hiç bir kapı yokken Bizi Affet Rabb, Kapındayız Secdeye Geldik! İstemedik, Namaz kılmak istemedik aldı Rabbimizde Elimizden Bak Camilerini Aldı mescidini, Aldı İstemediklerimizi , Mutlu musun şimdi ! Söyle!, Konuş susma Dertlisin, Hesabı Nasıl Verirsin, Karşında Peygamberimizin Günaha İsteyerek Girdin, Sen İstedin! , İstediğin Oldu mu Şimdi! Konuş ve Söyle!! Utanmadın mı isyan etmeye, Zinaya girmeye, Faizden Evlere, Söyle! Utanmadın mı? Günler geçti her şey başladı daha da kötüye gitmeye Sakın ha üzülme, Tövbe kapısı yerinde! Depremde selde kurak virüste hepsi bir mesajda gizlidir be, nolur bekleme Gel artık tövbeye, bırak şu haramları lütfen, Ne olur dinle! Şansın olmayacak ölünce, dirilmeye, yeniden gelmeye, Vaktin vardır hala dönmeye, Haydi aç ellerini iste şimdi iste! Şüphesiz Merhametli Rabbe, Umudu Yitirme! YİTİRME! Bizi Affet Rabb, Senden Başka Kime Gidelim? Bizi Affet Rabb, Günahlarada Tövbeye Geldik. Bizi Affet Rabb, Gidecek hiç bir kapı yokken Bizi Affet Rabb, Kapındayız Secdeye Geldik Abone olmak için tıklayın ► http://goo.gl/g7eq9L
30 Ekim 2020'de İzmir'de meydana gelen 6,9 büyüklüğündeki depremin üzerinden yedi ay geçti. 250 binden fazla kişinin etkilendiği depremde 119 kişi hayatını kaybetmiş ve yaklaşık 80 bin yerleşim yeri boşaltılmıştı. Depremde evlerini kaybeden Türkan Değirmencioğlu, Nurcan Candaş ve Suna Özgündüz ile deprem sonrasında yaşadıklarını, karşılaştıkları problemleri ve yapılması gerekenleri konuştuk.
13 OCAK 2021DÜNYA TARİHİNDE BUGÜN YAŞANANLAR 1399-Timur Hindistan Seferini Tamamladı.1840 - Lexington adlı buharlı gemi, Long Island (New York) açıklarında yandı ve battı: 139 kişi öldü.1915 - Avezzano'da (İtalya) deprem: 29800 kişi öldü.1957 - Wham-O Şirketi, ilk frizbi'yi üretti.1958 - Amerika Birleşik Devletleri, uzay uydusu Explorer 1'i fırlattı.1990 - Amerika Birleşik Devletleri'nin ilk siyahi valisi L. Douglas Wilder, Virginia'da görevine başladı. 2010-Haiti'de 7 büyüklüğünde bir deprem yaşandı. . Depremde elli bine yakın insanın hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir. TÜRKİYE TARİHİNDE YAŞANANLAR 1919 Fahrettin Paşa Teslim Olmak Zorunda KaldıMondros Ateşkes Antlaşmasına rağmen Fahrettin Paşa Medine'yi İngilizlere teslim etmeyi reddetti. Defalarca teslim olması yönündeki baskılara karşı koydu ve 72 gün boyunca Medine'yi tüm imkansızlıklara rağmen savundu. Sonunda İstanbul'dan subaylarına gönderilen bir emirle tutuklandı. Bunun üzerine Fahrettin Paşa şehri İngilizlere değil isyancı Müslüman Araplara 13 Ocak 1919'da teslim ettirdi.1920 - Sultanahmet Meydanı'nda 150 bin kişinin katıldığı büyük bir miting yapıldı. 1942- Ekmek Karnesi Uygulaması Başladı.Türkiye II.Dünya savaşına girmediği halde savaşın sıkıntılarını yakından hissetti. Savaş çıkma ihtimaline karşı erkek nüfusun büyük bir bölümünün silah altına alınması ülkedeki buğday üretimini düşürdü. Bu nedenle un tüketimini kontrol altına almak için ekmek karnesi uygulamasına karar verildi.1986. Savunma Sanayii Müsteşarlığı kuruldu.1993 - Irak'a karşı başlatılan ikinci harekata, İncirlik Üssü'nden kalkan "Çekiç Güç" uçakları da katıldı. BUGÜN DOĞANLAR1921-Türk yazar Necati Cumalı dünyaya geldi.1977- İngiliz sinema oyuncusu Orlando Bloom doğdu.BUGÜN ÖLENLER1944- İrlandalı yazar James Joyce hayata veda etti.1973-Türk sanat tarihçisi, yazar, eleştirmen Sabahattin Eyüboğlu, vefat etti.
Web Sitemiz: http://www.egitimveegitim.com Twitter: https://twitter.com/EgitimveEgitim İnstagram: https://www.instagram.com/egitimveegitim Facebook: https://twitter.com/EgitimveEgitim
t cetveli bu bölümünde, 30 Ekim İzmir depreminden yola çıkarak kriz anlarında yanlış bilginin yayılma nedenlerini tartışıyor. Doğal afetlerde nelere dikkat etmeliyiz? Deprem kahinleri ve yanlış bilgilerden korunmak için nasıl bir yol izlemeliyiz? soruları programın odağını oluşturuyor.(1:48) Depremde yayılan yanlış ve şüpheli bilgiler(3:38) Kriz anlarında yanlış bilgiyi yardım çağrısı niyetiyle de paylaşabiliyoruz(6:00) Belirsizliğin içinde doğru bilgi arayışı.(6:57) Deprem tahmincileri, müneccimler, kahinler ana akım medyada yer buluyor.(14:37) Depremle ilgili görüntüler nasıl doğrulanır?(17:43) Yanlış bilgiye inanmanın arkasındaki unsurlar(20:47) Depremde yanlış bilgiden nasıl korunuruz?Bölümde adı geçen içerikler:Teyit Yolu - Kriz anlarında şüpheli görüntülere nasıl yaklaşmalıyız? https://bit.ly/3kYDjdODoğal afetlerde yanlış bilgiden korunmak için ipuçları https://bit.ly/3k1AS97Teknik masa: Selahattin Çolak
Marmara Denizi, İstanbul, Silivri açıklarında 4.6 şiddetinde deprem meydana geldi. İstanbul'da meydana gelen deprem vatandaşları korkuturken, 'deprem anında ne yapılmalı?' sorusu bir kez daha gündeme geldi. GZT ekibi, TEKNOFEST İstanbul'da depremi test etmişti. Deprem simülasyonuna katılan GZT editörleri, yapay deprem yaşadı ve risk altındaki bölgelerde yaşayan vatandaşların deprem anında neler yapmaları gerektiğini deneyimledi. İşte madde madde İstanbul depremine ilişkin son yaşanan gelişmeler: -Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Türkiye saati ile 11.00'de merkez üssü Marmara Denizi Silivri açıkları olan 4.6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. -İstanbul ve çevre illerde hissedilen yerin 5,36 kilometre derininde oluşan depremin en yakın yerleşim birimi olan Silivri'ye bağlı Muratköy'e uzaklığının 20 kilometre 52 metre olduğu belirlendi. -İstanbul Valiliğinden Silivri açıklarında meydana gelen depreme ilişkin açıklama yapıldı. Açıklamada,"Marmara Denizi Silivri Marmara Ereğlisi açıklarında, bugün saat 11.00'de 4.6 Mw şiddetinde bir deprem meydana gelmiştir. Deprem sonrasında ilimizdeki AFAD, AKOM, 112, 155, 156 ihbar hatlarına şu ana kadar herhangi bir hasar ihbarı yapılmamıştır" denildi. -İstanbul genelinde ve çevre illerde de hissedilen deprem nedeniyle vatandaşlar panik yaşadı. Deprem nedeni ile okullarda bulunan öğrencilerin okulların bahçelerine çıkarıldı. #Deprem #İstanbul #Marmara
Bireysel Deprem İletişimi Önerileri | #50 - 26.09.2019 Bilal Eren ve Cem Sünbül ile dijitalleşmenin hayatımıza etkilerini her perşembe 20.30'ta bir başka konuyla ele alan DijitalHayatTV YouTube/Facebook/Periscope canlı yayınımızda bugün; - Tokyo Belediyesi'nin Afete Hazırlık Tokyo Belgesi'nde "Bireysel Deprem İletişimi Önerileri" üzerinden bugünkü ve olası İstanbul depremi sırasında neler yapılabilir? - Depremde Telefon ve İnterneti Nasıl Kullanmalıyız? - Depremde Sesli İletişim Nasıl/Ne Zaman Kullanılmalı? - Depremde SMS Nasıl Kullanılmalı? - Depremde Mesajlaşma Uygulamaları Nasıl Kullanılmalı? (WhatsApp, Telegram, BiP gibi) - Depremde İnternet Kesintisinde Neler Yapılabilir? - Depremde Telefon Kesintisinde Neler Yapılabilir? - Deprem Sırasında Oyun, Film, Video gibi İnternet Kapasitesini Zorlayacak Faaliyetleri Bırakmak Gerekir mi? - Depremde Herkese Gerekli Akıllı Telefon Uygulamaları Neler? gibi konuları konuştuk. Ekim 2019 itibariyle her salı 22.30'da görüşmek üzere.. Hem canlı hem de geçmiş yayınlarımız için tıklayın; YouTube: https://www.youtube.com/dijitalhayattv Facebook: https://www.facebook.com/dijitalhayattv Twitter: https://www.twitter.com/dijitalhayattv Web: https://www.dijitalhayat.tv