POPULARITY
İlk bölümde (09.05) Kamu Hukuku uzmanı Prof. Dr. Levent Köker ile CHP İstanbul İl Örgütü'ne yönelik tartışmalı mahkeme kararını ve karanın hukuki ve siyasi muhtemel sonuçlarını konuşuyoruz. İkinci bölümde gazeteci -yazar Serdar Korucu 6-7 Eylül pogromunun 70. yıldönümünde kaleme aldığı "Akşam İstanbul'da Çok Fena Şeyler Oldu/ 6-7 Eylül 1955'i Son Tanıkları Anlatıyor" başlıklı çalışmayı anlatıyor. Son bölümde Agos'ta üç hafta boyunca yayınlanan "Yıkıntılar Arasında İnançlar" yazı dizisini kaleme alan Marta Sömek, 6 Şubat depremleri sonrasında ibadet yerleri açısından hâlâ sorun yaşayan Hıristiyan toplulukların durumunu aktarıyor. Bu hafta ağırlıklı olarak Diyarbakır, Malatya, Elazığ ve Adıyaman'daki duruma odaklanıyoruz.
İlk bölümde (09.05) Kamu Hukuku uzmanı Prof. Dr. Levent Köker ile CHP İstanbul İl Örgütü'ne yönelik tartışmalı mahkeme kararını ve karanın hukuki ve siyasi muhtemel sonuçlarını konuşuyoruz. İkinci bölümde gazeteci -yazar Serdar Korucu 6-7 Eylül pogromunun 70. yıldönümünde kaleme aldığı "Akşam İstanbul'da Çok Fena Şeyler Oldu/ 6-7 Eylül 1955'i Son Tanıkları Anlatıyor" başlıklı çalışmayı anlatıyor. Son bölümde Agos'ta üç hafta boyunca yayınlanan "Yıkıntılar Arasında İnançlar" yazı dizisini kaleme alan Marta Sömek, 6 Şubat depremleri sonrasında ibadet yerleri açısından hâlâ sorun yaşayan Hıristiyan toplulukların durumunu aktarıyor. Bu hafta ağırlıklı olarak Diyarbakır, Malatya, Elazığ ve Adıyaman'daki duruma odaklanıyoruz.
ABD Başkanı Donald Trump, Medvedev'in açıklamalarının ardından iki nükleer denizaltının harekete geçtiğini açıkladı. Elazığ'ın Palu ilçesindeki özel bir krom madeninde meydana gelen göçükte 1 işçi yaşamını yitirdi.Bu bölüm Mamosis hakkında reklam içermektedir. Meme kanserinde erken teşhisi yeniden tanımlayan Türkiye merkezli sağlık teknolojisi girişimi Mamosis, %90'ın üzerinde doğruluk oranıyla mamografi görüntülerini yalnızca 5 saniyede analiz ediyor. Pera Soft'un katkısıyla ticarileşen bu yapay zeka destekli sistem, özel hastanelerde test edilmeye başlandı. Mamosis ile buradan tanışabilirsiniz. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
İSTANBUL'da 23 Nisan günü yaşanan 6.2 büyüklüğündeki şiddetli deprem büyük korku yaşattı. İstanbulluların oldukça şiddetli hissettiği depremde can ve mal kaybı yaşanmazken, sarsıntı bir kez daha deprem gerçeğini hatırlattı. İstanbul'un ardından Kütahya ve Elazığ'da da peş peşe korkutan depremler meydana geldi.
Yerel Saat başlıyor, halkın gündemi Yerel Saat'te tartışılıyor… Van'dan Diyarbakır'a Trabzon'dan Antalya'ya neler konuşuluyor? Ceren Deniz'in moderatörlüğünde Gazete Duvar temsilcileri halkın gündemini Yerel Saat'te aktardı… Yerel Saat'te bu hafta siyasi gerginliklerin gölgesinde futbol, Vanspor'un Elazığ'da uğradığı saldırının yankıları ve Antalya'da kültür turizmine ayrılan aslan payı bütçeleri konuşuldu
Konuğumuz Prof. Dr. Okan Tüysüz ile Rize, Elazığ, Küba depremlerini ve Türkiye'de 24 il ve 110 ilçede yapılmış olan 'Aktif Fay Hattı Üzerindeki Kentler Araştırması'nı konuşuyoruz.
Çalar Saat Hafta Sonu, samimi ve dürüst habercilik anlayışıyla Türkiye'nin dört bir yanından derlediği haberleri izleyicilerle buluşturup ülkenin nabzını tutmaya devam ediyor. Türkiye'nin lider sabah haber programı Çalar Saat Hafta Sonu NOW'da! Bizi sosyal medyadan takip edin: Facebook: https://www.facebook.com/nowhaber Twitter: http://www.twitter.com/NOWhaber Instagram: https://www.instagram.com/nowhaber.tr/ Podcast: https://anchor.fm/now-haber
Çalar Saat Hafta Sonu, samimi ve dürüst habercilik anlayışıyla Türkiye'nin dört bir yanından derlediği haberleri izleyicilerle buluşturup ülkenin nabzını tutmaya devam ediyor. Türkiye'nin lider sabah haber programı Çalar Saat Hafta Sonu NOW'da! Bizi sosyal medyadan takip edin: Facebook: https://www.facebook.com/nowhaber Twitter: http://www.twitter.com/NOWhaber Instagram: https://www.instagram.com/nowhaber.tr/ Podcast: https://anchor.fm/now-haber
Bilindiği gibi BBP Lideri şehit Muhsin Yazıcıoğlu 25 Mart 2009 tarihinde seçim gezisi için kiralanan helikopterin F1 ve F16 savaş uçaklarını kullanan FETÖ'cü pilotların yarattığı türbülans ile düşürülmesi sonrasında helikopterde bulunan 5 kişi ile birlikte hayatını kaybetmişti. Ancak Yazıcıoğlu ile aynı helikopterde bulunan İHA muhabiri İsmail Güneş'in helikopter düştükten sonra sağ oldukları İsmail Güneş'in 112 acil servisini telefonla araması sonrasında yapılan konuşmalardan anlaşılmıştı. İHA muhabiri İsmail Güneş bu konuşmalarda bacağı ve kaburgalarının kırık olduğunu, helikopterde bulunanlardan sadece BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ'ın inlediğini, BBP Sivas İl Başkan Yardımcısı Murat Çetinkaya ve pilot Kaya İstektepe'den ses gelmediğini, Muhsin Yazıcıoğlu'nu ise göremediğini beyan etmişti. HELİKOPTERİ DÜŞÜREN FETÖ'CÜLER YAZICIOĞLU'NUN SAĞ OLDUĞUNU DUYDUKLARINDA SOĞUK BİR DUŞ ETKİSİ YAŞAMIŞLARDI! İsmail Güneş'in helikopter düştükten dört saat sonra kırık bacak ve kaburga ile 1metreyi aşkın karda 500-600 metre ileride tek başına düşen helikopterden aşağı inmesi ve ilerlemesi imkansız görünüyor. Kahramanmaraş Devlet Hastanesi'nde Güneş'e yapılan harici muayenede, kırık çene ile 112 servisiyle 27 dakika nasıl konuştuğu tartışma konusu olurken konuyla ilgili şüpheler üzerine özel yetkili Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı bilirkişi heyeti kurmuştu. Gazeteci İsmail Güneş'in düşen helikopter içinde yaptığı konuşmalar Yazıcıoğlunu ortadan kaldırdığını düşünen FETÖ için soğuk bir duş etkisi yaratmıştı. FETÖ tarafından Yazıcıoğlu sağ kurtuldu, hastaneye götürülüyor yalanı ile helikopter enkazına ulaşılmasını engelleyen TSK'ya sızmış FETÖ ve Avrupa Gladyosu'na ait iki helikopter kısa süre içinde düşen helikopterin enkazına ulaşmış, bir ekip helikopter içindeki kara kutu diyebileceğimiz teknik parçaları sökerken diğer grup Yazıcıoğlu'nu ve gazeteci İsmail'i helikopter enkazından çıkararak işkence ile öldürmüş, bu durumu kamera ile görüntüledikleri sonradan anlaşılmıştı. Ancak gazeteci İsmail'in çenesi kırılmadan önce bir kez daha Yazıcıoğlu helikopterde mi sorusuna İsmail Güneş bu kez helikopterde ancak ölü cevabı verdirildikten sonra İsmail'de Yazıcıoğlu ile aynı kaderi paylaştı sanırım. Bu vesile ile örtülü de olsa siyah giyen adamların Türk ve AVRUPA Gladyolarına mensup FETÖ'cüler olduğu da açık bir şekilde ortaya çıktı sanırım. KAĞAN KOD ADLI GİZLİ TANIK X ŞAHSIN YAZICIOĞLU'NUN SON ANLARINDAKİ İŞKENCE GÖRÜNTÜLERİNİN OLDUĞU BİR FLASH BELLEK OLDUĞU İDDİASI? Ancak asıl bomba helikopter düştükten sonra Muhsin Yazıcıoğlu'nun sağ kurtulduğu iddiasıydı sanırım. Gizli tanık Kağan X şahsın kendisine Muhsin Yazıcıoğlu'nun görüntülerinin olduğu bir flash bellekten bahsettiğini iddia etmişti. Gizli tanığa göre bu bellekte Yazıcıoğlu'nun son anına kadar ki görüntüleri vardı. İzlemek istediğini ancak X şahsın kendisine ‘'Abi için kaldırmaz, ayrıca bu görüntüleri izlemeye sizin yetkiniz yok” dediğini belirtmiş. Ayrıca “Bu flash bellek birinin eline geçerse Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümü FETÖ'nün üzerine kalır” demişti. Bu ne anlama geliyordu Muhsin Yazıcıoğlu işkenceyle mi şehit edilmişti? Düşen helikopterde bulunan gazeteci İsmail Güneş”in işkence ile dövülerek öldürüldüğünü düşünürsek, Yazıcıoğlu'na kim bilir neler yapmışlardı? Flash belleğin X şahıs tarafından Elazığ il imamına ve il imamı tarafından 2015 tarihinde FETÖ elebaşına teslim edildiği belirtiliyor. İHA MUHABİRİ İSMAİL GÜNEŞ'İN EŞİ YASEMİN GÜNEŞ: BİZİM DOSYADAN 15 TEMMUZ DARBESİ VE CUMHURBAŞKANIMIZA SUİKAST ÇIKTI?
“Hocam, Emirgân'da üç tane villa, Ekrem Bey'in mal beyanında bildirilmemiş.” “Adam sen de! Ne var bunda? Şimdi ortaya çıktı işte. Listeye ekleyiverin gitsin! Kıyamet mi kopar?” “Ekleyelim de Hocam, öyle böyle değil. Tam bir buçuk milyar değerinde o villalar.” “Uzatma Çekirge! Ne çıkar bundan? Zenginin malı, züğürdün çenesini yoruyor. Dün bir vatandaş indirimden oğluna ayakkabı almış, tam bir buçuk milyar verdiğini söylüyordu. Sıfırlar milletin kafasını karıştırıyor, kimse etkilenmez.” “Vallahi ucuza almış. Ben de bizim kıza spor ayakkabı aldım. Tam üç milyon ödedim.” “Gördün mü bak, sen de sıfır virüsünü kapmışsın Çekirge! Milyonu milyarı karıştırdın. Haydi git işine!” MUHA NE? Ekrem Bey diyor ki: “Ben onu muhattap almıyorum, Sayın Cumhurbaşkanı beni muhattap alıyor. Gittiği her yerde benden bahsediyor.” Bir de kelimeyi düzgün söyleyebilse, ne iyi olacak. Muhattap değil, Sayın Başkan ‘muhatap'… Üç hece: Mu-ha-tap. DEPREME HAZIRLIK İÇİN Artık Mısır'daki sağır sultan bile duydu ki İstanbul'un iki büyük sorunu var. Biri deprem riski, diğeri trafik. Ekrem Bey 2019'daki seçim kampanyası sırasında depreme karşı hazırlık yapmak maksadıyla yüz bin konutu dönüştüreceğini vaat etmiş. Beş yıl içinde yapılan ise sadece beş bin konut. O sözünü bütünüyle yerine getirebilmesi için yirmi dönem seçilip İsanbul'u yönetmesi gerekir. Bu da yüz yıl demek. “Ölme eşeğim ölme, bahar gelince sana yonca vereceğim” sözü bile çok iyimser bir vaat. * Yüz bin konut vaadinde bulunmuş ama İstanbul'da acil dönüştürülmesi, yıkılıp yeniden yapılması gereken konut sayısı 600 bin. Bunlar bugün yarın gitti gidecek, yıkıldı yıkılacak cinsten olanlar. Orta vadede ise 1 milyon 500 bin konutun yenilenmesi şart. Acil dönüşüm ne demek? Vakit geçirmeden, bir an önce, bugün yarın, hemen… Ne derseniz deyin. İnsanlar diken üstünde. En ufak tıkırtıda yürekler ağza geliyor. Kedi bir saksıyı devirse, eyvah deprem oluyor diye paniğe kapılanlar var. Uzaktaki bir deprem haberi geldiğinde bile camdan atlayanlar gördük. Büyük deprem şart değil bu 600 bin konut için. Ufak bir sallantı bile büyük risk. * Murat Kurum ilk etapta 600 bin konutu dönüştüreceğini açıkladı. İmamoğlu ise “Yapılamaz” diye cevap yetiştirdi. Kendi açısından bakınca öyle görünmesi normal. Zaten yapılamaz diye düşündüğü için verdiği sözün ancak yirmide birini halledebildi. Murat Bey daha önce yaptığı binaları referans gösteriyor. Adıyaman, Elazığ, Kahramanmaraş ve diğer deprem yaşanan şehirlerde yaptıkları ortada. En önemli ayrıntılardan biri de çok büyük depreme rağmen TOKİ binalarının sapasağlam ayakta kalması. Ya tersi olsaydı? O zaman bir deprem daha yaşanırdı. Adına da TOKİ depremi derdik.
Balkan Futbolu yeni bölümüyle yayında! Bu bölümde konuğumuz Elazığspor'da sportif direktörlük görevini yapan Mehmet Deliorman. İlginize teşekkürler, iyi dinlemeler!
Elazığ'ın Palu ilçesindeki krom madeninde göçük meydana geldi. Göçük nedeniyle toprak altında kalan dört işçi saatler içinde kurtarıldı. Olaya ilişkin soruşturma başlatıldı. Bu bölüm Arçelik hakkında reklam içermektedir. Arçelik, bugün ilk otonom çamaşır makinesi Arçelik Neo'yu bizlerle buluşturmanın gururunu paylaşıyor. Yapay zekâ teknolojisinin çamaşır makinesine uyarlandığı Arçelik Neo'yu buradan inceleyebilirsiniz.
Murat Kurum'un İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterilmesi kadar, uzun istişareler sonucunda “neden tercih edildiğinin” sağlamasını, rakibinin cephesinde oluşan panikten anlayabiliriz. Önceki akşam, Murat Kurum'a İBB adaylığı tebliğ edildiği sosyal medyaya düşünce tepkilere baktım. Hatta nabız ölçmek için iki de paylaşım yaptım. Gerçekten bir panik var. Murat Kurum'un hiç çalışmadıkları bir yerden öne çıkacağını görmüş olmalılar ki; mevcut İBB yönetiminin beş yıldır göz ardı ettiği kentsel dönüşüm videoları paylaşıldı hemen. Açıkça görülüyor, psikolojik üstünlük AK Parti adayı Murat Kurum'da. Kendisini avantajlı hale getiren çok sayıda başlık var. İstanbul'un beş yıldır, kimi zaman uzaktan, çoğu zaman sosyal medyadan yönetilmesi ve “bir sıçrama tahtası” olarak kullanılmak istenmesi gerçeği, şehrin dağ gibi biriken sorunlarının tepesinde duruyor. İstanbul artık tamirat, tadilat ve yama kaldıracak bir şehir değil. İstanbul'un değişimle birlikte köklü dönüşümden başka bir seçeneği kalmadı. Bunun için de tüm birikimini, enerjisini, heyecanını, gayretini sadece ve sadece İstanbul'a harcayacak, gözü bu aziz şehirden başka bir noktayı görmeyecek, kendisini 16 milyona hizmet etmeye vakfedecek bir belediye başkanına ihtiyacımız var. Bu büyük beklenti herkesin malumu. Herkesin beklentisi. Murat Kurum'u, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı döneminde çok fazla sahada gördük. Kendisini birçok noktada yakından takip ettim. Birlikte köylere gittik. Elazığ depremi, Dereli sel felaketi, İzmir depremi, Manavgat yangınları, Bozkurt seli ve Kahramanmaraş deprem afetlerinde kesintisiz sahadaydı. Çalışkanlığı, hızlı çözümler üretmesi ve vatandaşlara güven veren duruşuyla dikkat çekti, öne çıktı. Bürokrasiden gelmesine rağmen halkla iletişimini çok hızlı geliştirdi. Bu özelliklerine gençliği, atikliği de eklenince İstanbul adaylığı aslında doğal olarak gelişti. Murat Kurum'un şehircilik alanındaki uzmanlığı ve alanlarda edindiği siyasi birikimi kadar bir büyük artısı daha var aslında. Ben buna “gizli özellik” diyorum. Siyasetin doğasında polemik, çatışma ve gerginlik herkesin malumu. Ancak bu gereklilik her siyasetçi için geçerli değil. Murat Kurum da izlediğim kadarıyla polemik siyasetini benimsemiyor, rakipleriyle atışarak dikkat çekmektense icraatlarıyla öne çıkıyor. Bence, İstanbul'u kazanma yolunda İstanbul halkını ikna edebilecek bir özellik bu. Murat Kurum İstanbul'a ve şehrin sorunlarına odaklanarak daha ilk günlerden farkını ortaya koyabilirse, sadece AK Parti ve Cumhur İttifakı seçmeninde değil tüm İstanbul halkında mutlaka karşılık bulacaktır. Murat Kurum, işine konsantre olma özelliğini öne çıkarır ve gereksiz tartışmalara girmekten itinayla uzak kalırsa, İstanbul'da seçim kazanmanın hikayesini de yeniden yazmış olur. Sandığa 83 gün var. Kollar sıvandı. Murat Kurum sahaya çıktıkça, sokak sokak gezerek sorunları işaret edip, çözüm yollarını anlattıkça ortaya çıkan farkı hep birlikte göreceğiz. Gerginlikler, polemikler, sataşmalar, sosyal medya algıları mutlaka olacak. Ancak şu 83 günde sabırlı olan, İstanbul'a, şehrin ruhuna ve icraatlarına odaklanan, hayal değil gerçekleri ve reçeteyi gösteren aday kazanacak. Bugünden görünen manzara budur. BIR ŞARKI BU KADAR MI ETKILI OLUR?
Diyojen, dördüncü sezonunu MARKAJ işbirliğiyle video podcast olarak açtı! İsmail Türküsev ve Turgut Uç, sezon açılışında Mauro Icardi'nin sıkan şortunu inceliyor, Arda Turan'la ekonomi öğreniyor ve Taylor Swift ile FM'de potansiyeli yüksek genç oyuncu kovalıyor. 100. yıl özel formaları, Pep Guardiola'nın Messi sevgisi, Sergen Yalçın'ın Elazığ deplasmanı, Tayfur Bingöl'ün babası, bahisçi futbolcular ve Real Madrid doktorları da gündemimizde… Yeni bölümleri her çarşamba MARKAJ YouTube kanalında, ertesi gün podcast platformlarında bulabilirsiniz. İzlemek için: https://youtu.be/8Mzdkan9Q7o
Önceki yazımızda “Hamas'ın cihadıyla ilgili kalbimiz değil ama aklımız neden karışık?” sorusunun sorulma nedenleri üzerinde ana hatlarıyla durarak, Filistin meselesi hakkında kalbimizin kararlılığını / netliğini iletmiş, buna mukabil aklımızdaki karışıklığın cevabını bulmaya yönelmiştik. Söz konusu karışıklık kendini “Hamas ablukayı yarmaya kalkışmasaydı Gazze'de bu vahşi yıkım ve soykırım olmazdı” şeklinde özetleyebileceğimiz bir soruyla belli ediyordu. Bu sorunun cevabını şu iki hususta aramayı düşünüyorduk: 1-İnancımızın merkezinde yer alan cihat ile dünya siyaset ve medyasına hâkim bulunan Batılılar tarafından terörist sayılma çekincesiyle ya da korkusuyla fiili, sekülerliğe meyledişimizle manevi yönden bir mesafenin açılmış olması; 2-Hamas'ın 7 Ekim 2023 tarihinde, Siyonistlerce Gazze özelinde ama Filistin'in tamamında uyguladıkları ablukayı yarma harekâtının, Filistin'in yüz yıllık direniş sürecindeki zorunluluklara tabi olduğunun; değil yarma harekâtı Gazze'den Filistin'in işgal edilmiş topraklarına doğru bir mantar tabancası patlatılmasının bile Siyonistler ve muhipleri tarafından orada zaten oldum olası sürdürmekte oldukları bir yıkıma ve katliama sıradan bir bahane oluşturacağının işgal tarihi esasında kavranması. Biz düşüncelerimizi bu iki husus etrafında şekillendirirken, katil Netanyahu'nun son açıklamasında, evvelinde Siyonist bir terör örgütün de lideri olarak, Tevrat'taki “Yeşaya kehaneti”ne vurgu yapmasının, bizim Filistin direnişi ve hassaten Hamas'ın cihadı konusunda kalpleri mutmain ama akılları karışık olan kardeşlerimizin hallerini açıklamada yeterli geleceği sonucuna götürdü. Şöyle ki, yukarıda da zikrettiğimiz gibi Hamas'ın ablukayı yarma harekatı Filistin direniş sürecine dâhildir ve Filistinliler Siyonistlerin şerrinden emin hale gelinceye ve özgür bir Filistin devleti kuruluncaya kadar da aralıklarla ama sonuçta kesintisiz olarak devam edecektir. Birçokları konuya Siyonistlerin soykırımı nedeniyle duygusal yönünden bakıyor ve “Filistinliler soykırımdan kurtulmak için Siyonistlere boyun bükerlerse savaş biter” anlayışıyla yaklaşıyor olsalar da meselenin ta 1897'den beri her geçen gün Filistinlileri de aşıp, Tevrat'taki Yeşu kehanetinin bir öznesi olarak Elazığ, Mersin, İskenderiye, Akka ve Basra Körfezi hatları arasında bir Yahudi hüküm-ranlığının kurulmasına yönelik olduğu aşikârdır. Görünen odur ki Yahudilerin 1897'de Dünya Siyonist Örgütü bünyesinde güncelledikleri bu amaç gerçek-leşmeden, velev ki gerçek-leştirilemese bile bu uğurda Siyonistler eliyle üretilecek vahşetle kıyameti kopartmadan yıkımları ve soykırımları son bulmayacaktır. Bu büyük fotoğraftan baktığımızda Hamas cihadının sadece Filistin direniş sürecinin bir gerçeği olmasının ötesinde, kehanetleriyle dünyayı yakmaya hazırlanan bir cinnet ehline karşı 1897'den beri gerçekleştirildiği ortaya çıkmakta ve bu uzun süreçte 7 Ekim 2023 tarihinin de daha öncekiler gibi hareketin akışı içinde silikleşeceği ve her an bir yenisinin daha başlayabileceği görülmektedir.
Derin infaz girişimi. Elazığ 1 Nolu F Tipi Cezaevinde Yüksek Güvenlikli KHK'lı askerlere yönelik saldırı gerçekleşti. “Biz derin devletiz” diyen iki kişi, cezaevinde hükümlü olan askerlere saldırdı. Neler oluyor? Karanlık eller mi devredeye girdi? Neyi amaçlıyorlar? Adalet Bakanlığı neden susuyor? #sondakika #adaletbakanlığı #khklılar
İrritabl-huzursuz bağırsak sendromu (IBS), en sık teşhis edilen gastrointestinal durumdur.1 İngiltere'de yapılan 10 yıllık bir çalışmada her 5 kişiden birinde IBS ile uyumlu semptomlar bildirilmiştir.2 IBS; bu tür semptomlara neden olacak başka bir hastalığın yokluğunda, ishal ya da kabızlık gibi değişen bağırsak alışkanlıkları ile karın ağrısı veya rahatsızlığının varlığı ile tanımlanan semptom temelli bir durumdur. Kadınlarda daha yaygın olarak karın ağrısı ve kabızlık bildirilirken, erkeklerde daha yaygın olarak ishali bildirilmiştir.3 Prevalansın ise yaşla birlikte azaldığı görülmektedir. Kuzey Amerika'da, IBS'nin nüfus prevalansı yaklaşık %12'dir. IBS en yaygın olarak Güney Amerika'da (%21,0) ve en az Güneydoğu Asya'da görülür (%7,0).4 Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve İsrail'de IBS semptomları kadınlarda erkeklere göre 1,5 ila 2 kat daha yaygınken, Asya'da daha fazla parite var gibi görünmektedir. Ülkemizde İzmir, Diyarbakır, Sivas ve Elazığ'da yapılan çalışmalarda ise IBS prevalansı %6.2 ile %19.1 arasında değiştiği bildirilmiştir.5,6 Tanım Roma IV kriterlerine göre; İrritabl barsak sendromu (IBS), son üç ayda ortalama haftada en az bir gün, belirtilen semptomlardan iki veya daha fazlasıyla birlikte tekrarlayan karın ağrısı olarak tanımlanır.7 Bu semptomlar; defakasyon ile ilişkili (sonrasında rahatlama), dışkılama sıklığında değişiklik dışkının biçimindeki/görünüşündeki bir değişiklik IBS'nin alt tipleri şu şekilde tanımlanmıştır:8 Baskın kabızlık ile IBS (IBS-C) – Hasta, anormal bağırsak hareketlerinin genellikle kabızlık olduğunu bildirir (BSFS'de tip 1 ve 2) Baskın ishalli IBS (IBS-D) – Hasta, anormal bağırsak hareketlerinin genellikle ishal olduğunu bildirir (BSFS'de tip 6 ve 7) Karışık bağırsak alışkanlıklarına sahip IBS (IBS-M) – Hasta, anormal bağırsak hareketlerinin genellikle hem kabızlık hem de ishal olduğunu bildirir (tüm anormal bağırsak hareketlerinin dörtte birinden fazlası kabızlık ve dörtte birinden fazlası ishaldir) Sınıflandırılmamış IBS – IBS için tanı kriterlerini karşılayan ancak diğer üç alt tipten birine doğru bir şekilde kategorize edilemeyen hastalar. Klinik IBS, kronik karın ağrısı ve değişken bağırsak alışkanlıkları ile süren bir sendromdur.9 Karın ağrısı çoğunluklar değişken yoğunlukta, yerlerde ve alevlenmelerle gelir. Karın ağrısı bazı hastalarda dışkılama ile hafiflerken, bazılarında artabilir.9,10 Yeme-içme, duygusal stres ağrıyı şiddetlendirebilir. İshal hafif-orta şiddette ve gevşek dışkı ile karakterizedir. Hareketlenme sıklıkla sabah saatlerinde ve yemeklerden sonra ortaya çıkar. Hastalarda kramp şeklinde karın ağrısı ve tenesmus izlenir. Kabız hastalarda da tenesmus yaygındır. Dışkı sert ve küçük silindirler şeklindedir. Tanı araçları IBS tanısı için belirli bir laboratuvar testi yoktur. Yapılan testlerin amacı alternatif tanıları dışlamaktır. Tam kan sayımı dışında hastalardan çölyak hastalığı için serolojik testler; enfeksiyon ya da giardia için gaita tahlili istenebilir.11 Ayrıca yaşa uygun olarak kolorektal kanseri ya da iltihabi bağırsak hastalıklarını dışlamak için kolonoskopi önerilebilir. Kabızlık ya da şiddetli karın ağrısı tarifleyen hastalarda batın görüntülemesi istenebilir. Tedavi Günlük yaşam kalitesini bozmayan ve aralıklı semptomları olan hastalarda öncelikle yaşam tarzı değişikliği ve diyet uygulanırken ilerlemiş ve yaşam kalitesini bozan olgularda farmakolojik tedaviler tercih edilir. Non-farmakolojik tedavi Hasta öncelikle hastalığı hakkında bilgilendirilmelidir. Malignite riskini arttırmasa dahi bu hastalığın kronik bir hastalık olduğu bilincine varmalı ve tedavi sürecinde istikrar sağlamalıdır.12 Hasta diyetine mutlaka dikkat etmelidir. Genel olarak gaz yapan gıdalardan uzak durmak, hatta bazı vakalarda diyetten laktozu çıkarmak yardımcı olabilir. Geleneksel bir IBS diyetinde; düzenli yemek düzeni, büyük öğünlerden kaçınma, yağ, çözünmeyen lifler,
Tayyibistandan Seçmeler Soğan alamıyorsanız TOGG verelim. Numan Kurtulmuş: Biz Togg diyoruz adamlar soğan diyor MHP gen. başk. Yardı. Mustafa Kalaycı: ”Cumhur İttifakı, vatan, millet, bayrak derdinde, bunlar soğan derdinde” Erdoğan'ın danışmanı Prof. Yasin Aktay: “Hz. Musa'nın kavmi de ekmek elden su gölden yaşamaktayken bir süre sonra “hep bunları mı yiyeceğiz? Yok mu başka bir şey, hani soğan, hani sarımsak, mercimek?” diye söylenmeye başladı” DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, "inşallah 14 Mayıs'ta vatanımızı küffara teslim etmeyeceğiz." Hilal Kaplan kocasının arkadaşı ile evlendi. Boşandıktan 9 ay sonra evlendi. Çekmeköy'deki villasında aile arasında gerçekleşen törenle Hilal Kaplan, Milat Gazetesi'nde Emre Efser müstear ismi ile yazan Tevfik Emre Sarı ile hayatını birleştirdi. Devlet Bahçeli iyice dağıttı. Akit: Türkiye tarihinin en büyük rezervi bulundu! Altın, bakır, çinko ne ararsan var Maden Tetik ve Arama tarafından yapılan inceleme sonucunda Elazığ'da, bakır, altın, çinko, kobalt ve birçok maden bulundu. Rezerv, Türkiye tarihinin en büyük rezervi olarak kayıtlara geçti. AKParti Esenyurt Belediye Başkanı iken makam odasında kendisinden burs isteyen kız çocuklarına istismarda bulduğu video görüntülerinin yayınlanmasının ardından istifa eden Necmi Kadıoğlu, İstanbul 3. bölge 8. sıradan AKParti milletvekili adayı oldu. Kızılay kan stoklarının kritik seviyenin altına düşmesi nedeniyle kalp ameliyatlarının %30'unun ertelendiği, ameliyatların aciliyet sırasına göre gerçekleştirilmeye başladığı bildirildi. #sondakika #hilalkaplan #kılıçdaroğlu
Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Memleket Partisi Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ile bir araya geldi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı olmasına karşı çıkan İYİ Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, partisinden istifa etti. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bakanlara milletvekili adayı olmaları durumunda kabinedeki görevlerinden istifa etmeleri yönünde çağrıda bulundu. Akşener, konuşmasında Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'den de “Kayıp bakan Nemo” diye bahsetti. AKP Meclis Grup Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, elektrikte tüm abone gruplarında nisan ayından itibaren yüzde 15 indirim yapılacağını duyurdu. Kabinede görev alan bakanların 14 Mayıs seçimlerinde milletvekili adayı olacaklarını açıklayan Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçiminin kazanılması durumunda ise kabinede yeni isimlerin yer alacağını söyledi. AKP lideri, seçimde yarışacağı Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun “Sana Söz Baharlar Gelecek” başlığıyla başladığı kampanya sloganına da değindi. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, Medyascope Ankara Temsilcisi Hıdır Göktaş ile Kılıçdaroğlu-İnce görüşmesini, Toplumsal Etki Araştırmaları Merkezi (TEAM) Araştırma Koordinatörü Ulaş Tol ile İnce'nin seçimlere etkisini, Medyascope muhabirleri Cansu Timur, Dilek Şen, Özgecan Özgenç ve Murat Türsan ile Rize, Tunceli, Elazığ ve Muş'tan seçim izlenimlerini konuştuk. Editör: Egemen Gök
Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün Konya'daydı. Kılıçdaroğlu, vatandaş ve esnaf ile temaslarda bulundu, Mevlana Türbesi'ni ziyaret etti ve iftar buluşmasına katıldı. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhur İttifakı'na katılım teklifini Yüksek Seçim Kurulu'na ittifak belgelerinin sunulmasından dakikalar önce kabul eden ve cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilen Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan'ı ziyaret etti. Yeniden Refah'tan yapılan açıklamada ziyaretin “nezaket ziyareti” olduğu belirtildi. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, Medyascope Ankara Temsilcisi Hıdır Göktaş ile Kılıçdaroğlu'nun Konya temaslarını, gazeteci Sedat Bozkurt ile seçimlerde adaylık ve Meclis aritmetiği tartışmalarını, Medyascope muhabirleri Ayşegül Karagöz, Ufuk Çeri, Cansu Timur ve Özgecan Özgenç ile Kırklareli, Bursa, Gümüşhane ve Elazığ'dan seçim izlenimlerini konuştuk. Editör: Egemen Gök
Türkiye 6 Şubat Pazartesi günü saat 04:17'de merkez üssü Kahramanmaraş-Pazarcık olan 7,7 büyüklüğünde ve aynı gün 13:24'te merkez üssü Kahramanmaraş-Elbistan olan 7,6 büyüklüğünde iki büyük depremle sarsıldı. Depremler Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya, Elazığ ve Adana'da yoğun şekilde hissedildi. Yaşamını yitirenlerin sayısı ise 43 bini aştı. Enkaz kaldırma ve yardım çalışmaları sürüyor. Deprem felaketinin uzun ve kısa dönemde doğuracağı siyasi sonuçlar da tartışılmaya başlandı. Deprem sonrası iktidarın yardım ve yeniden yapılandırma konusundaki söylem ve hamlelerinin etkisi nasıl olacak? Seçimler ertelenebilir mi? Depremin seçim sonuçlarına etkisi ne olacak? Deprem sonrası muhalefetin takındığı tutum nasıl yorumlanmalı? Medyascope‘un 388. Açık Oturumu'nda Alphan Telek'in konukları eski CHP Milletvekili ve gazeteci Melda Onur ve akademisyenler Doç. Dr. Şebnem Yardımcı Geyikçi ve Prof. Dr. Vahap Coşkun'du.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) açıklamasına göre merkez üssü Kahramanmaraş-Pazarcık'ta 6 Şubat günü 04:17'de 7,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 04.26'da Gaziantep-Nurdağı'nda 6,4, saat 04.36'da ise Gaziantep-İslahiye'de 6,5 büyüklüğünde depremler yaşandı. Depremler Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya ve Adana'da yoğun şekilde hissedildi. Aynı gün Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde saat 13.24'te 7,6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. AFAD'tan yapılan son açıklamada “Alınan son bilgilere göre Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ illerinde 41 bin 156 vatandaşımız hayatını kaybetti” denildi. Senem Görür'ün sunduğu “Güne Bakış”ta, Reuters ABD Dışişleri Bakanlığı muhabiri Hümeyra Pamuk ile Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'ın Türkiye ziyaretini, gazeteci Murat Sabuncu ile deprem bölgesinden izlenimlerini, ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Soner Yıldırım ile üniversitelerdeki uzaktan eğitim kararını konuştuk. Editör: Egemen Gök
Deprem nedeniyle yaşanan can kaybı 35 bini geçti. Elazığ, afet bölgesine dahil edilen 11. il oldu. Bölgede 3 bin 858 adet artçı sarsıntı gerçekleşti. Bugünün bülteni TOÇEV ile birlikte ulaşıyor. Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Uzun yıllardır Doğu Anadolu Fay hattı üzerinde olabilecek bir depreme dair uyarılarda bulunan ve Elazığ depreminden sonra Maraş'ta 7,5 büyüklüğündeki bir deprem ihtimalinden söz eden Prof. Dr. Naci Görür 6 Şubat depremlerinin yarattığı yıkımı, öncesinde yaptığı uyarıları ve bundan sonrası için yapılması gerekenleri Serbestiyet'e anlattı. Görür'le Naman Bakaç konuştu.
Depremin vurduğu şehirlerden biri olan Adıyaman adeta kaderine terkedilmiş durumda. Şehirde bulunan gazeteci Zübeyde Sarı, kentin boşalmış durumda olduğunu ve 100 bin kişinin Elazığ'a geçtiğini bildiriyor. Gelen yardımlar ise koordinasyonun zayıflığı nedeniyle yerine ulaştırılamıyor. Von Aydin Isik.
This week's guest is Sarah Elaz! Sarah was introduced to Phish early in life through her older sister, but she never really dove into the music until her first show on 8/5/2010 in Berkeley. In this episode, we talk about why Sarah's favorite jam is 'Drowned' from 10/26/2013, Phish show etiquette, and why she would love to see Phish cover more of The Talking Heads. Sarah also plays bass in Sarah Elaz's Almost Phish, "SEAP". Keep an eye out for their upcoming shows and check them out! To be on a future episode shoot an email to sttf.weareeverywhere@gmail.com
Felaketler sonrası “sosyal medya kaosu” diye bir gerçeğimiz vardı. Kaos (chaos) Fransızca'da “mutlak düzensizlik hali” anlamına geliyor. Türk Dil Kurumu kaosu, “kargaşa ve karışıklık” olarak çeviriyor. Bu çeviri, sosyal medyadaki kargaşa ve karışıklığı tam olarak ifade ediyor diyebiliriz. 2020 yılında Elazığ'da meydana gelen depremden sonra sosyal medyada dolaşıma sokulan asılsız haberlerin esiri olmuştuk. Bir örnek var ki iletişim fakültelerinde ders olarak okutulmalı. Mert Özay diye biri, depremden dakikalar sonra Facebook sayfasından Elazığ merkeze 20 kilometre uzaklıktaki döküm fabrikasının kapılarını depremzedelere açtığını duyurdu: “Döküm üretim fabrikasında çorba, ekmek, çay, battaniye dağıtılmaktadır. İşyeri hekimimiz ihtiyaç duyan insanları muayene etmektedir. Değerli arkadaşlar fabrika alanımı büyük ve korunaklı. Şu an birçok insanın sığınacak bir yer aradığını öğrendim, lütfen yönlendirin.” Sahibi veya yöneticisi ağzıyla kaleme alınan davetle birlikte fabrikanın gerçek adresi de yayınlandı. Bu mesaj sosyal medyada hızla yayıldı. İnsanlara yardım olsun diye yüksek takipçili sayfalar paylaştı. Depremzedeleri döküm fabrikasına yönlendirme telaşı başladı. Fabrika sahiplerine fazlasıyla hal ettikleri methiyeler dizildi. Sonrasında ise tam bir kaos yaşandı. Çok sayıda depremzede fabrikaya gitti ancak kapıdan geri dönmek zorunda kaldı. Fabrika yöneticileri böyle bir davet yapmadıklarını ve zaten imkanlarının olmadığını açıklasa da “iyilik görünümlü” kaos mesajı paylaşılmaya devam etti. Fabrika seferberliği kısa
Bu hafta 15 Kasım 1937 günü Elazığ'ın Buğday Meydanı'nda idam edilen Dersim'in dinsel ve toplumsal lideri Seyit Rıza idamdan önce Atatürk'le görüşüp görüşmediğinin cevabını arayacağım. Şimdi biraz geriye gidelim ve Seyit Rıza'nın nasıl yakalandığını anımsayalım.
Elazığ'da bir kişi, oğlunun düğününde boşanma aşamasındaki eşini öldürdü, kızını da yaraladı. Kaçan katil zanlısını arama çalışmaları devam ediyor
Elazığ'da çöp toplama merkezi yakınlarında bir kadına ait cansız beden bulundu. Yapılan çalışma ile kadının Hüsniye Keskinbaş olduğu belirlendi. Olayla ilgili bir kişi tutuklandı
Elazığ'da, sürücüsünün kontrolünden çıkarak şarampole devrilen kamyonetteki 2'si ağır 5 kişi yaralandı
Elazığ'da, nisan ayında kayınvalidesi Zerife Doğan ve baldızı Gülay Doğan´ı öldürüp, diğer baldızının 10 yaşındaki oğlu Ali Tayyip Demirbağ'ı da yaralamaktan tutuklu Fırat Alan ile olay sırasında yanında bulunan oğlu Tunahan Alan'ın Elazığ 3´üncü ...
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üye olmayı hedeflediklerini açıkladı. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) katılım çağrısı yaptığı, Yesevi Alperenler Ocağı Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği'nin LGBTİ+'ları hedef alan “Büyük Aile Buluşması” 18 Eylül'de İstanbul-Saraçhane'de yapıldı. LGBTİ+'lara yönelik ayrımclılığı ve nefret söylemlerini körükleyen miting büyük tepki çekti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, salı günü (20 Eylül) partisinin grup toplantısını Elazığ'da yaptı. Kılıçdaroğlu kente gitmeden önce kente CHP alehine afişler asıldı. Kılıçdaroğlu, afişlerin önünde fotoğraf çektirerek tepki gösterdi. Merkez Bankası politika faizini 100 baz puan indirimle yüzde 12'ye düşürdü. Ruşen Çakır ve Kemal Can, Haftaya Bakış'ta yorumluyor.
Oysa birkaç aydır “Şu Kılıçdaroğlu'nun siyasi iletişim aksiyonlarında bir farklılık var. Acaba danışmanları mı değişti?...” diye düşünmeye başlamıştım... Farklı bir pozisyonlanma yapıyorlar gibi gelmişti bana... Son Elazığ 'İletişim Depremi' bütün bu düşüncelerimi bir kenara koymama neden oldu... Bu tür “İletişim 101” hatalarının daniskasını 1980 darbesinin 'sözde' lideri (sözde çünkü arkasında onlara 'bizim çocuklar' diyen birileri vardı) Kenan Evren yapardı... Nedir İletişim 101 Kuralı? Rekabetin iletişim araçlarını ve argümanlarını kullanarak, onu eleştirsen dahi, iletişim aksiyonu alma... Oysa Evren düzenlediği mitinglerde kürsüye çıkar, “Bakın bana nasıl bir faks göndermişler” deyip, o sıralara yeni yeni ortaya çıkan bir faks çıktısını elinde sallar, kalkar hedef kitlelere ulaşma şansı sıfır olan 'halkın bilmem nesi hareketinin' mesajlarını devlet TV'si ve radyolarından okur, ülkeye ve dünyaya duyururdu... Kılıçdaroğlu ve kendi tabanından hayli kopuk CHP üst yönetiminin yumuşak karnını oluşturan HDP ile organik iş birliği meselesini çok iyi kullananlar Elazığ'ı çarpıcı bir afişle donatmışlardı... Ne vardı afişte? Önce bir üst başlık: “Kılıçdaroğlu buna cevap verebilir mi?” Sonra Kılıçdaroğlu'nun daha önceki açıklamaları dikkate alınırsa kendisinden rahatlıkla beklenebilecek bir söz: ”Selahattin Demirtaş'ın göğsüne Şeref Madalyası takacağım!” Ve imza: Kemal Kılıçdaroğlu... CHP Genel Başkanı... Kendisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yaptıracağı bir okul nedeniyle Elazığ'ı teşrif etmişlerdi ya... (İstanbul'a hizmeti bitirdiler demek ki... Ekrem bey ülkemizin ihtiyaç sahibi diğer illerine de uzanıyor olmalı)... İşte o sırada asılıyor bu afiş kentin bazı yerlerine... Kemal bey görmezden gelse, yayılma oranı ve iletişim etkisi beklendiği kadar olmayacak... Ama hayır!.. Kemal bey afişin önüne geçip bir fotoğraf çektiriyor ve attığı bir tweet ile olayın herkese yayılmasını sağlıyor... Peki ne yazıyor tweet'te? “Bizim HDP ve Demirtaş'la işimiz olmaz!” falan mı? Hayır! Bakın nasıl bir eveleme geveleme mesajı içeriyor attığı tweet'ler: “Bay Kemal'in şehre ziyaretini provoke etmek için, her yeri bunlarla donatmışlar. İnanın genelde hiç umursamam Saray provokasyonlarını; ancak üzücü olan şey şu ki, bu ucuz provokasyonlar yapılırken, yurttaşlarımızın kırılan kalplerinin ne olacağını kimse düşünmüyor. Sizinle bizim aramızda bir temel fark var. Biz vatanseveriz, siz ise oy için her bir şeyin mübah olduğunu düşünen fırsatçılar. Vatanseverler oy için ülkesinin insanını devletine küstürmez. Neyleyim o oyları? Batsın bu ayrımcılık! Batsın bu diliniz! Biz barışacağız. Vallahi de billahi de barışacağız! İnadına can cana, yan yana olacağız. Başaracağız biz bunu. Bize nasip olacak göreceksiniz. İnadına et ile tırnak olmaya devam edeceğiz. İnadına helalleşeceğiz. İnadına hep beraber, hep beraber.” Ne demiş Genel Başkan? “Can cana, yan yana olacağız, etle tırnak olmaya devam edeceğiz, hep beraber, hep beraber...” derken neyi, kimi, kimleri kastetmiş dersiniz?.. Gözümüze takılanlar...
Seçim Günlüğü programında her hafta siyasetin sıcak gündemini, haftanın önemli olaylarını ve tartışılanları Gülener Kırnalı soruyor, araştırmacı ve siyasi iletişimci Dr. İbrahim Uslu yorumluyor. CHP'nin Elazığ çıkartmasını yakından izleyen İbrahim Uslu, Doğu Anadolu'da muhalefete olan ilginin hiç olmadığı kadar yüksek olduğunu söyledi. CHP'nin meclis çoğunluğunu almak için yaptığı seçim simülasyonlarını anlatan Uslu, mevcut şartlara göre Erdoğan ve AKP'nin hem meclis çoğunluğunu hem de cumhurbaşkanlığı seçimini kaybedeceğini belirtti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bugün (20 Eylül) Elazığ'daki grup toplantısı öncesi kentin birçok noktasına Kılıçdaroğlu'nu ve CHP'li milletvekillerini hedef alan afişler asıldı. Afişlerin önünde poz vererek sosyal medya hesabından açıklama yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: “Bay Kemal'in şehre ziyaretini provoke etmek için, her yeri bunlarla donatmışlar. İnanın genelde hiç umursamam saray provokasyonlarını; ancak üzücü olan şey şu ki, bu ucuz provokasyonlar yapılırken, yurttaşlarımızın kırılan kalplerinin ne olacağını kimse düşünmüyor. Ne uğruna yapıyorsunuz bunları? Biraz daha çalmak çırpmak için. Yurttaşlarımıza hakaretler etmeye, ayrıştırmaya değer mi ey saray? Gözünüz ne zaman doyacak sizin? Batsın bu diliniz! Biz barışacağız. Vallahi de billahi de barışacağız! İnadına can cana, yan yana olacağız. Başaracağız biz bunu. Bize nasip olacak göreceksiniz. İnadına et ile tırnak olmaya devam edeceğiz. İnadına helalleşeceğiz. İnadına hep beraber, hep beraber.” Elazığlı olan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da sosyal medyadan “Elazığlı hemşerilerim başta olmak üzere tüm halkımız, sağduyulu davranacak ve bu provokasyonlara asla alet olmayacaktır” çağrısında bulundu. Ruşen Çakır, yaşananları değerlendirdi.
Editör: Egemen Gök Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün Elazığ'daydı. Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısını da Elazığ'da düzenledi. Cumhurbaşkanlığı adaylığı için adı geçen isimlerden İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na destek verdi. Kılıçdaroğlu Elazığ'a ulaşmadan önce şehrin sokaklarındaki bazı bilboardlara CHP'li yöneticilere ait olduğu iddia edilen sözlerin yer aldığı afişler asıldı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de Ankara'nın Pursaklar ve Keçiören ilçelerinde esnafı ziyaret etti. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 77. Birleşmiş Milletler Genel Kurul Çalışmaları için bulunduğu New York'ta PBS kanalına röportaj verdi. “Halkımızın bize olan bu teveccühü devam ettikçe bizi kimse tutamaz” diyen Erdoğan, Haziran 2023'te düzenlenmesi planlanan genel seçimleri kazanma konusunda endişeleri olmadığının altını çizdi. “Güne Bakış”ta Gamze Elvan‘ın konukları siyasetbilimci Burak Bilgehan Özpek, Medyascope Ankara muhabirleri Cansu Timur ve Dilek Şen‘di.
Elazığ'da yaşayan Hasan Yıldırım, eşiyle boşanma davası sürecinde mala konan tedbir sonucunda üzerinde bir evin daha olduğunu öğrendi. 17 yıl sonra ikinci bir evin sahibi olduğunu gören Yıldırım, hemen tapunun yolunu tuttu. İsim benzerliğinden dol...
Elazığ'da sokakta karşılaşan husumetli iki aile arasında çıkan tartışma kısa sürede büyüyerek, bıçak ve silahların kullanıldığı kavgaya dönüştü. Kavgada 1 kişi hayatını kaybederken 1 kişi yaralandı.
Ülkü Ocakları Başkanı'nın Devlet Bahçeli'ye hediye ettiği harita, Atina'yı fena korkuttu. Girit dâhil pek çok adanın Türkiye'ye ait olarak yer aldığı... “Denizlerdeki Misak-ı Millimiz” başlıklı harita, Miçotakis'e resmen “üç buçuk” attırdı! Ege'deki adaları uluslararası anlaşmalara aykırı olarak silahlandıran Yunanistan'ın... Şovmen Başbakanı, ikide bir Türkiye'ye “kabadayılık” taslıyordu. Miço, MHP liderine hediye edilen haritayı görünce kafayı yedi! Twitter'dan aynen şöyle zırladı, Miçotakis: “Bu harita, aşırılıkçıların ateşli rüyası mı, yoksa Türkiye'nin resmi politikası mı? Başka bir provokasyon mu, yoksa gerçek hedef mi? Erdoğan, küçük koalisyon ortağının son maskaralıklarına dair tutumunu netleştirmeli.” KONUŞAN HARİTA Devlet Bahçeli, bir süre önce Erdoğan'a bir harita hediye etmişti... Şimdi de kendisine hediye edilen manidar bir harita var... İkisini birlikte düşünmek gerekiyor. Bunlar fantastik işler değil: Derin anlamlar taşıyor! Mesela, Ege Haritası üzerinden... Batı'nın Şımarık Veledi Yunanistan'a, Bir G Günü'nde başlarına gelecek olanları haber veriyor, Bahçeli! EKREM TATİLOĞLU İstanbul'daki son selde, Mr.İmamson yine yoktu; Fethiye'de tatildeymiş... İstanbul'u uzaktan kumandayla yönetiyor! Başkan, vaktiyle “Müdafa” olan soyadını İmamoğlu'na çevirdiği için... Her falsosunda zaruri soyadı değişikliğine gidiyoruz! -Ekrem “Tatiloğlu” dememiz bundandır. BAŞKANLIK KARİYERİ İstanbul'daki son selde Fethiye tatilinde... Kar fırtınasında İngiliz büyükelçi ile balık ziyafetinde... Elazığ depreminde, Erzurum'da kayakta! Göreve başladığında, İstanbul'daki ilk sel felaketinde ise Bodrum tatilindeydi. Ezcümle: Üç yıllık İBB reisliğinde müthiş bir kariyer! Hal böyleyken... Bu akla ziyan kariyeri, tersinden tercüme etmek gerekiyor: “Dilek & Ekrem İmamson, İstanbul'umuzu o kadar beğendiler ki; bir dahaki tatilde yine ziyarete gelecekler!” ASPARAGAS RÜYA Ha, bu arada... “Millet İttifakının Cumhurbaşkanı Adayı” ilan edilme hayaliyle yanıp tutuşan Ekrem “Tatiloğlu” İmamson...
Konuğumuz Hayvan Hakları İzleme Komitesi'nden avukat Gizem Karataş ile Elazığ hayvan bakımevinde işlenen suçlarla ilgili kamu çalışanlarına verilen ceza kararı ve bu kararın anlamı üzerine konuşuyoruz.
QNB Finansbank ve Habitat Derneği iş birliğiyle düzenlenecek Scratch Cup 2022, 8-14 yaş arası öğrencilerin katılımıyla Scratch 3.0 üzerinden ‘Doğayı Kurtar' temasıyla gerçekleşecek. Düzenlenecek yarışma ile çocukların yaşadıkları dünya ve çevreye karşı sorumluluklarını hatırlama, bilinçlenme ve çözümün bir parçası olmaları hedefleniyor. Bugüne kadar Minik Eller Kod Yazıyor projesiyle yurt içi ve yurt dışı olmak üzere toplam 80 şehirde 43 binden fazla çocuğa ulaşılarak 345 bin saate yakın kodlama eğitimi verildi. Fiziki etkinlikler ve online/offline eğitimlerle yurt içinde Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bartın, Batman, Bilecik, Bitlis, Bolu, Bursa, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Edirne, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırklareli, Kilis, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Nevşehir, Niğde, Ordu, Osmaniye, Sakarya, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Şırnak, Tekirdağ, Tokat, Trabzon Uşak, Van, Yozgat; yurt dışında ise Amsterdam, Ashburn, Baku, Bern, Boardman, Catania, Columbus, Doha, Famagusta, Frankfurt, Lahore Latina, Lichtenvoorde, Los Angeles, Rotterdam, San Jose, Shanghai, Toronto, Vienna, Strasbourg şehirlerindeki çocuklara ulaştıldı.
QNB Finansbank ve Habitat Derneği iş birliğiyle düzenlenecek Scratch Cup 2022, 8-14 yaş arası öğrencilerin katılımıyla Scratch 3.0 üzerinden ‘Doğayı Kurtar' temasıyla gerçekleşecek. Düzenlenecek yarışma ile çocukların yaşadıkları dünya ve çevreye karşı sorumluluklarını hatırlama, bilinçlenme ve çözümün bir parçası olmaları hedefleniyor. Bugüne kadar Minik Eller Kod Yazıyor projesiyle yurt içi ve yurt dışı olmak üzere toplam 80 şehirde 43 binden fazla çocuğa ulaşılarak 345 bin saate yakın kodlama eğitimi verildi. Fiziki etkinlikler ve online/offline eğitimlerle yurt içinde Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bartın, Batman, Bilecik, Bitlis, Bolu, Bursa, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Edirne, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırklareli, Kilis, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Nevşehir, Niğde, Ordu, Osmaniye, Sakarya, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Şırnak, Tekirdağ, Tokat, Trabzon Uşak, Van, Yozgat; yurt dışında ise Amsterdam, Ashburn, Baku, Bern, Boardman, Catania, Columbus, Doha, Famagusta, Frankfurt, Lahore Latina, Lichtenvoorde, Los Angeles, Rotterdam, San Jose, Shanghai, Toronto, Vienna, Strasbourg şehirlerindeki çocuklara ulaştıldı.
Gomaşinen (59): Elazığ'dan iki portre: Sadi Baba ve Hacı Efraim
Hulusi ağabey, Hz. Üstad ile az görüşen talebelerdendir. Sayılı görüşmeleri için şu değerlendirmeyi yapar: “O anda öyle bir hâl içinegiriyordum ki tarif edemem. Üstad ile çok azgörüştüğümüz halde o kadar lezzet aldım kitarife sığmaz. İlk intibalarımı ömrüm oldukçaanlatsam yine de bitiremem. Beni öyle bir çektiçevirdi ki başka hiçbir şeye meylimiz kalmadı.Neyi vardıysa bana söyledi. O Allah vergisidir.Bazısı senelerce gider, bazısı kısa zaman içindegörüşür, fevkalâde alır. Cenab-ı Hak bize nasipetti. Hayatımda ilk defa birine, ‘Üstad' dedim,hata etmedim, isabet ettim.”“Barla'da, Üstad Hazretleri cehri okunannamazlarda, bilhassa sabah namazlarındaKur'ân-ı Kerimin ‘Elhamdülillah' ile başlayansurelerini okurdu. Kur'ân okuyuşu bambaşkaydı. Kur'ân'ın hakikatlerini duyarak ve yaşayarak okurdu. Kur'ân'ın İlahî sadası bütünruhunu kaplardı. Onun okuyuşu hafız ve hocalara hiç benzemezdi. Tecvid-i maneviye ile, yaniKur'ân'ın mânâsına uygun olarak okurdu.”Hulusi ağabey, bir mektubunda Üstad'a“Beni de Nur şakirtleri içinde Ashab-ı Kehf'inKıtmir'i gibi kabul buyurun” der. Cevabî mektubunda Üstad ise, “İnşallah sen bu zamandaAshab-ı Kehf'in birincilerindensin” der.İlk görüşmeden sonra Üstad'ın “Uzaklığınalameti olan mektuplaşmak âdetim değil, fakatsen yaz!” demesini bir emir telakki eden Hulusi ağabeyin sorulu mektupları Mektubat'ındoğmasına vesile olur. Bu hususta şöyle der:“Bazı sualleri başkaları bana sorardı. Ben deÜstad Hazretlerine sorardım. Mesela, ‘Ceddidûimânekün bi lâ ilâhe illallah' hadisini, Rüşdiyehocalarından Arapgirli İbrahim Efendi banasormuştu. Ben de 1932'de Elaziz'den Barla'yamektup yazarak Üstad'dan sormuştum.”Şimdi Tunceli ilinin bulunduğu bölgenineski adı olan Dersim'de bazı aşiret ağaları malve namuslarının tehlikede olduğunu ileri sürerek isyan etmişlerdi. 1935'lerde başlayan olaylar, hükümet tarafından çok kanlı bir şekildebastırılır. Bazılarının hatasıyla yüzlerce masumun hayatına kıyılır, dehşetli zulümler işlenir.O sırada Sivas'ta komuta kursunda bulunanHulusi ağabey, oradan Elazığ'a getirtilerek Tunceli'deki olayları bastırmaya memur edilir. Bugörevi almaktan büyük bir ıstırap duyan ağabeyimiz gelişen olayları şöyle anlatır: “1938'debizi Dersim İsyanını bastırmaya memur etmişlerdi. İsyan dedikleri de bazı dağ köylerinin oyıl vergilerini vermemiş olmalarıydı. Bize verilen emir tek kelimeyle ‘imha' idi. ‘Canlı bir şeybırakmayın. Genç ihtiyar, çocuk kadın demedenimha edin!' deniyordu. “Ben kıta komutanıydım. En çetin ve zor vazifeyi bize verdiler; ‘Senpiyadesin, seni topla takviye etmek gerekir'dediler. Âmirlerimiz ‘Bunları imha edin!' diyordu. Hâlbuki ben o zamana kadar bütün cephelerde, silahlı düşmanla savaşmıştım. Bir asker,silahsız masum insanları nasıl öldürebilir? Buyüzden müthiş bir hüzün ve ıstırap içindeydim.Çok üzüntülüydüm. Çünkü Çanakkale'de Fransız ve İngilizlerle, Kafkaslarda Ruslarla çarpıştık. Fakat bunlar kim? Çapulcu değil, muharipdeğil ki? Bunlarla yapacağımız muharebede ikitaraf için ölüm tehlikesi var. Bir yara alıp ölürsek ne sayılacağız?