POPULARITY
İSTANBUL'da 23 Nisan günü yaşanan 6.2 büyüklüğündeki şiddetli deprem büyük korku yaşattı. İstanbulluların oldukça şiddetli hissettiği depremde can ve mal kaybı yaşanmazken, sarsıntı bir kez daha deprem gerçeğini hatırlattı. İstanbul'un ardından Kütahya ve Elazığ'da da peş peşe korkutan depremler meydana geldi.
Yerel Saat başlıyor, halkın gündemi Yerel Saat'te tartışılıyor… Van'dan Diyarbakır'a Trabzon'dan Antalya'ya neler konuşuluyor? Ceren Deniz'in moderatörlüğünde Gazete Duvar temsilcileri halkın gündemini Yerel Saat'te aktardı… Yerel Saat'te bu hafta siyasi gerginliklerin gölgesinde futbol, Vanspor'un Elazığ'da uğradığı saldırının yankıları ve Antalya'da kültür turizmine ayrılan aslan payı bütçeleri konuşuldu
Konuğumuz Prof. Dr. Okan Tüysüz ile Rize, Elazığ, Küba depremlerini ve Türkiye'de 24 il ve 110 ilçede yapılmış olan 'Aktif Fay Hattı Üzerindeki Kentler Araştırması'nı konuşuyoruz.
Çalar Saat Hafta Sonu, samimi ve dürüst habercilik anlayışıyla Türkiye'nin dört bir yanından derlediği haberleri izleyicilerle buluşturup ülkenin nabzını tutmaya devam ediyor. Türkiye'nin lider sabah haber programı Çalar Saat Hafta Sonu NOW'da! Bizi sosyal medyadan takip edin: Facebook: https://www.facebook.com/nowhaber Twitter: http://www.twitter.com/NOWhaber Instagram: https://www.instagram.com/nowhaber.tr/ Podcast: https://anchor.fm/now-haber
Çalar Saat Hafta Sonu, samimi ve dürüst habercilik anlayışıyla Türkiye'nin dört bir yanından derlediği haberleri izleyicilerle buluşturup ülkenin nabzını tutmaya devam ediyor. Türkiye'nin lider sabah haber programı Çalar Saat Hafta Sonu NOW'da! Bizi sosyal medyadan takip edin: Facebook: https://www.facebook.com/nowhaber Twitter: http://www.twitter.com/NOWhaber Instagram: https://www.instagram.com/nowhaber.tr/ Podcast: https://anchor.fm/now-haber
Bilindiği gibi BBP Lideri şehit Muhsin Yazıcıoğlu 25 Mart 2009 tarihinde seçim gezisi için kiralanan helikopterin F1 ve F16 savaş uçaklarını kullanan FETÖ'cü pilotların yarattığı türbülans ile düşürülmesi sonrasında helikopterde bulunan 5 kişi ile birlikte hayatını kaybetmişti. Ancak Yazıcıoğlu ile aynı helikopterde bulunan İHA muhabiri İsmail Güneş'in helikopter düştükten sonra sağ oldukları İsmail Güneş'in 112 acil servisini telefonla araması sonrasında yapılan konuşmalardan anlaşılmıştı. İHA muhabiri İsmail Güneş bu konuşmalarda bacağı ve kaburgalarının kırık olduğunu, helikopterde bulunanlardan sadece BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ'ın inlediğini, BBP Sivas İl Başkan Yardımcısı Murat Çetinkaya ve pilot Kaya İstektepe'den ses gelmediğini, Muhsin Yazıcıoğlu'nu ise göremediğini beyan etmişti. HELİKOPTERİ DÜŞÜREN FETÖ'CÜLER YAZICIOĞLU'NUN SAĞ OLDUĞUNU DUYDUKLARINDA SOĞUK BİR DUŞ ETKİSİ YAŞAMIŞLARDI! İsmail Güneş'in helikopter düştükten dört saat sonra kırık bacak ve kaburga ile 1metreyi aşkın karda 500-600 metre ileride tek başına düşen helikopterden aşağı inmesi ve ilerlemesi imkansız görünüyor. Kahramanmaraş Devlet Hastanesi'nde Güneş'e yapılan harici muayenede, kırık çene ile 112 servisiyle 27 dakika nasıl konuştuğu tartışma konusu olurken konuyla ilgili şüpheler üzerine özel yetkili Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı bilirkişi heyeti kurmuştu. Gazeteci İsmail Güneş'in düşen helikopter içinde yaptığı konuşmalar Yazıcıoğlunu ortadan kaldırdığını düşünen FETÖ için soğuk bir duş etkisi yaratmıştı. FETÖ tarafından Yazıcıoğlu sağ kurtuldu, hastaneye götürülüyor yalanı ile helikopter enkazına ulaşılmasını engelleyen TSK'ya sızmış FETÖ ve Avrupa Gladyosu'na ait iki helikopter kısa süre içinde düşen helikopterin enkazına ulaşmış, bir ekip helikopter içindeki kara kutu diyebileceğimiz teknik parçaları sökerken diğer grup Yazıcıoğlu'nu ve gazeteci İsmail'i helikopter enkazından çıkararak işkence ile öldürmüş, bu durumu kamera ile görüntüledikleri sonradan anlaşılmıştı. Ancak gazeteci İsmail'in çenesi kırılmadan önce bir kez daha Yazıcıoğlu helikopterde mi sorusuna İsmail Güneş bu kez helikopterde ancak ölü cevabı verdirildikten sonra İsmail'de Yazıcıoğlu ile aynı kaderi paylaştı sanırım. Bu vesile ile örtülü de olsa siyah giyen adamların Türk ve AVRUPA Gladyolarına mensup FETÖ'cüler olduğu da açık bir şekilde ortaya çıktı sanırım. KAĞAN KOD ADLI GİZLİ TANIK X ŞAHSIN YAZICIOĞLU'NUN SON ANLARINDAKİ İŞKENCE GÖRÜNTÜLERİNİN OLDUĞU BİR FLASH BELLEK OLDUĞU İDDİASI? Ancak asıl bomba helikopter düştükten sonra Muhsin Yazıcıoğlu'nun sağ kurtulduğu iddiasıydı sanırım. Gizli tanık Kağan X şahsın kendisine Muhsin Yazıcıoğlu'nun görüntülerinin olduğu bir flash bellekten bahsettiğini iddia etmişti. Gizli tanığa göre bu bellekte Yazıcıoğlu'nun son anına kadar ki görüntüleri vardı. İzlemek istediğini ancak X şahsın kendisine ‘'Abi için kaldırmaz, ayrıca bu görüntüleri izlemeye sizin yetkiniz yok” dediğini belirtmiş. Ayrıca “Bu flash bellek birinin eline geçerse Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümü FETÖ'nün üzerine kalır” demişti. Bu ne anlama geliyordu Muhsin Yazıcıoğlu işkenceyle mi şehit edilmişti? Düşen helikopterde bulunan gazeteci İsmail Güneş”in işkence ile dövülerek öldürüldüğünü düşünürsek, Yazıcıoğlu'na kim bilir neler yapmışlardı? Flash belleğin X şahıs tarafından Elazığ il imamına ve il imamı tarafından 2015 tarihinde FETÖ elebaşına teslim edildiği belirtiliyor. İHA MUHABİRİ İSMAİL GÜNEŞ'İN EŞİ YASEMİN GÜNEŞ: BİZİM DOSYADAN 15 TEMMUZ DARBESİ VE CUMHURBAŞKANIMIZA SUİKAST ÇIKTI?
“Hocam, Emirgân'da üç tane villa, Ekrem Bey'in mal beyanında bildirilmemiş.” “Adam sen de! Ne var bunda? Şimdi ortaya çıktı işte. Listeye ekleyiverin gitsin! Kıyamet mi kopar?” “Ekleyelim de Hocam, öyle böyle değil. Tam bir buçuk milyar değerinde o villalar.” “Uzatma Çekirge! Ne çıkar bundan? Zenginin malı, züğürdün çenesini yoruyor. Dün bir vatandaş indirimden oğluna ayakkabı almış, tam bir buçuk milyar verdiğini söylüyordu. Sıfırlar milletin kafasını karıştırıyor, kimse etkilenmez.” “Vallahi ucuza almış. Ben de bizim kıza spor ayakkabı aldım. Tam üç milyon ödedim.” “Gördün mü bak, sen de sıfır virüsünü kapmışsın Çekirge! Milyonu milyarı karıştırdın. Haydi git işine!” MUHA NE? Ekrem Bey diyor ki: “Ben onu muhattap almıyorum, Sayın Cumhurbaşkanı beni muhattap alıyor. Gittiği her yerde benden bahsediyor.” Bir de kelimeyi düzgün söyleyebilse, ne iyi olacak. Muhattap değil, Sayın Başkan ‘muhatap'… Üç hece: Mu-ha-tap. DEPREME HAZIRLIK İÇİN Artık Mısır'daki sağır sultan bile duydu ki İstanbul'un iki büyük sorunu var. Biri deprem riski, diğeri trafik. Ekrem Bey 2019'daki seçim kampanyası sırasında depreme karşı hazırlık yapmak maksadıyla yüz bin konutu dönüştüreceğini vaat etmiş. Beş yıl içinde yapılan ise sadece beş bin konut. O sözünü bütünüyle yerine getirebilmesi için yirmi dönem seçilip İsanbul'u yönetmesi gerekir. Bu da yüz yıl demek. “Ölme eşeğim ölme, bahar gelince sana yonca vereceğim” sözü bile çok iyimser bir vaat. * Yüz bin konut vaadinde bulunmuş ama İstanbul'da acil dönüştürülmesi, yıkılıp yeniden yapılması gereken konut sayısı 600 bin. Bunlar bugün yarın gitti gidecek, yıkıldı yıkılacak cinsten olanlar. Orta vadede ise 1 milyon 500 bin konutun yenilenmesi şart. Acil dönüşüm ne demek? Vakit geçirmeden, bir an önce, bugün yarın, hemen… Ne derseniz deyin. İnsanlar diken üstünde. En ufak tıkırtıda yürekler ağza geliyor. Kedi bir saksıyı devirse, eyvah deprem oluyor diye paniğe kapılanlar var. Uzaktaki bir deprem haberi geldiğinde bile camdan atlayanlar gördük. Büyük deprem şart değil bu 600 bin konut için. Ufak bir sallantı bile büyük risk. * Murat Kurum ilk etapta 600 bin konutu dönüştüreceğini açıkladı. İmamoğlu ise “Yapılamaz” diye cevap yetiştirdi. Kendi açısından bakınca öyle görünmesi normal. Zaten yapılamaz diye düşündüğü için verdiği sözün ancak yirmide birini halledebildi. Murat Bey daha önce yaptığı binaları referans gösteriyor. Adıyaman, Elazığ, Kahramanmaraş ve diğer deprem yaşanan şehirlerde yaptıkları ortada. En önemli ayrıntılardan biri de çok büyük depreme rağmen TOKİ binalarının sapasağlam ayakta kalması. Ya tersi olsaydı? O zaman bir deprem daha yaşanırdı. Adına da TOKİ depremi derdik.
Balkan Futbolu yeni bölümüyle yayında! Bu bölümde konuğumuz Elazığspor'da sportif direktörlük görevini yapan Mehmet Deliorman. İlginize teşekkürler, iyi dinlemeler!
Elazığ'ın Palu ilçesindeki krom madeninde göçük meydana geldi. Göçük nedeniyle toprak altında kalan dört işçi saatler içinde kurtarıldı. Olaya ilişkin soruşturma başlatıldı. Bu bölüm Arçelik hakkında reklam içermektedir. Arçelik, bugün ilk otonom çamaşır makinesi Arçelik Neo'yu bizlerle buluşturmanın gururunu paylaşıyor. Yapay zekâ teknolojisinin çamaşır makinesine uyarlandığı Arçelik Neo'yu buradan inceleyebilirsiniz.
Murat Kurum'un İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterilmesi kadar, uzun istişareler sonucunda “neden tercih edildiğinin” sağlamasını, rakibinin cephesinde oluşan panikten anlayabiliriz. Önceki akşam, Murat Kurum'a İBB adaylığı tebliğ edildiği sosyal medyaya düşünce tepkilere baktım. Hatta nabız ölçmek için iki de paylaşım yaptım. Gerçekten bir panik var. Murat Kurum'un hiç çalışmadıkları bir yerden öne çıkacağını görmüş olmalılar ki; mevcut İBB yönetiminin beş yıldır göz ardı ettiği kentsel dönüşüm videoları paylaşıldı hemen. Açıkça görülüyor, psikolojik üstünlük AK Parti adayı Murat Kurum'da. Kendisini avantajlı hale getiren çok sayıda başlık var. İstanbul'un beş yıldır, kimi zaman uzaktan, çoğu zaman sosyal medyadan yönetilmesi ve “bir sıçrama tahtası” olarak kullanılmak istenmesi gerçeği, şehrin dağ gibi biriken sorunlarının tepesinde duruyor. İstanbul artık tamirat, tadilat ve yama kaldıracak bir şehir değil. İstanbul'un değişimle birlikte köklü dönüşümden başka bir seçeneği kalmadı. Bunun için de tüm birikimini, enerjisini, heyecanını, gayretini sadece ve sadece İstanbul'a harcayacak, gözü bu aziz şehirden başka bir noktayı görmeyecek, kendisini 16 milyona hizmet etmeye vakfedecek bir belediye başkanına ihtiyacımız var. Bu büyük beklenti herkesin malumu. Herkesin beklentisi. Murat Kurum'u, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı döneminde çok fazla sahada gördük. Kendisini birçok noktada yakından takip ettim. Birlikte köylere gittik. Elazığ depremi, Dereli sel felaketi, İzmir depremi, Manavgat yangınları, Bozkurt seli ve Kahramanmaraş deprem afetlerinde kesintisiz sahadaydı. Çalışkanlığı, hızlı çözümler üretmesi ve vatandaşlara güven veren duruşuyla dikkat çekti, öne çıktı. Bürokrasiden gelmesine rağmen halkla iletişimini çok hızlı geliştirdi. Bu özelliklerine gençliği, atikliği de eklenince İstanbul adaylığı aslında doğal olarak gelişti. Murat Kurum'un şehircilik alanındaki uzmanlığı ve alanlarda edindiği siyasi birikimi kadar bir büyük artısı daha var aslında. Ben buna “gizli özellik” diyorum. Siyasetin doğasında polemik, çatışma ve gerginlik herkesin malumu. Ancak bu gereklilik her siyasetçi için geçerli değil. Murat Kurum da izlediğim kadarıyla polemik siyasetini benimsemiyor, rakipleriyle atışarak dikkat çekmektense icraatlarıyla öne çıkıyor. Bence, İstanbul'u kazanma yolunda İstanbul halkını ikna edebilecek bir özellik bu. Murat Kurum İstanbul'a ve şehrin sorunlarına odaklanarak daha ilk günlerden farkını ortaya koyabilirse, sadece AK Parti ve Cumhur İttifakı seçmeninde değil tüm İstanbul halkında mutlaka karşılık bulacaktır. Murat Kurum, işine konsantre olma özelliğini öne çıkarır ve gereksiz tartışmalara girmekten itinayla uzak kalırsa, İstanbul'da seçim kazanmanın hikayesini de yeniden yazmış olur. Sandığa 83 gün var. Kollar sıvandı. Murat Kurum sahaya çıktıkça, sokak sokak gezerek sorunları işaret edip, çözüm yollarını anlattıkça ortaya çıkan farkı hep birlikte göreceğiz. Gerginlikler, polemikler, sataşmalar, sosyal medya algıları mutlaka olacak. Ancak şu 83 günde sabırlı olan, İstanbul'a, şehrin ruhuna ve icraatlarına odaklanan, hayal değil gerçekleri ve reçeteyi gösteren aday kazanacak. Bugünden görünen manzara budur. BIR ŞARKI BU KADAR MI ETKILI OLUR?
Diyojen, dördüncü sezonunu MARKAJ işbirliğiyle video podcast olarak açtı! İsmail Türküsev ve Turgut Uç, sezon açılışında Mauro Icardi'nin sıkan şortunu inceliyor, Arda Turan'la ekonomi öğreniyor ve Taylor Swift ile FM'de potansiyeli yüksek genç oyuncu kovalıyor. 100. yıl özel formaları, Pep Guardiola'nın Messi sevgisi, Sergen Yalçın'ın Elazığ deplasmanı, Tayfur Bingöl'ün babası, bahisçi futbolcular ve Real Madrid doktorları da gündemimizde… Yeni bölümleri her çarşamba MARKAJ YouTube kanalında, ertesi gün podcast platformlarında bulabilirsiniz. İzlemek için: https://youtu.be/8Mzdkan9Q7o
Önceki yazımızda “Hamas'ın cihadıyla ilgili kalbimiz değil ama aklımız neden karışık?” sorusunun sorulma nedenleri üzerinde ana hatlarıyla durarak, Filistin meselesi hakkında kalbimizin kararlılığını / netliğini iletmiş, buna mukabil aklımızdaki karışıklığın cevabını bulmaya yönelmiştik. Söz konusu karışıklık kendini “Hamas ablukayı yarmaya kalkışmasaydı Gazze'de bu vahşi yıkım ve soykırım olmazdı” şeklinde özetleyebileceğimiz bir soruyla belli ediyordu. Bu sorunun cevabını şu iki hususta aramayı düşünüyorduk: 1-İnancımızın merkezinde yer alan cihat ile dünya siyaset ve medyasına hâkim bulunan Batılılar tarafından terörist sayılma çekincesiyle ya da korkusuyla fiili, sekülerliğe meyledişimizle manevi yönden bir mesafenin açılmış olması; 2-Hamas'ın 7 Ekim 2023 tarihinde, Siyonistlerce Gazze özelinde ama Filistin'in tamamında uyguladıkları ablukayı yarma harekâtının, Filistin'in yüz yıllık direniş sürecindeki zorunluluklara tabi olduğunun; değil yarma harekâtı Gazze'den Filistin'in işgal edilmiş topraklarına doğru bir mantar tabancası patlatılmasının bile Siyonistler ve muhipleri tarafından orada zaten oldum olası sürdürmekte oldukları bir yıkıma ve katliama sıradan bir bahane oluşturacağının işgal tarihi esasında kavranması. Biz düşüncelerimizi bu iki husus etrafında şekillendirirken, katil Netanyahu'nun son açıklamasında, evvelinde Siyonist bir terör örgütün de lideri olarak, Tevrat'taki “Yeşaya kehaneti”ne vurgu yapmasının, bizim Filistin direnişi ve hassaten Hamas'ın cihadı konusunda kalpleri mutmain ama akılları karışık olan kardeşlerimizin hallerini açıklamada yeterli geleceği sonucuna götürdü. Şöyle ki, yukarıda da zikrettiğimiz gibi Hamas'ın ablukayı yarma harekatı Filistin direniş sürecine dâhildir ve Filistinliler Siyonistlerin şerrinden emin hale gelinceye ve özgür bir Filistin devleti kuruluncaya kadar da aralıklarla ama sonuçta kesintisiz olarak devam edecektir. Birçokları konuya Siyonistlerin soykırımı nedeniyle duygusal yönünden bakıyor ve “Filistinliler soykırımdan kurtulmak için Siyonistlere boyun bükerlerse savaş biter” anlayışıyla yaklaşıyor olsalar da meselenin ta 1897'den beri her geçen gün Filistinlileri de aşıp, Tevrat'taki Yeşu kehanetinin bir öznesi olarak Elazığ, Mersin, İskenderiye, Akka ve Basra Körfezi hatları arasında bir Yahudi hüküm-ranlığının kurulmasına yönelik olduğu aşikârdır. Görünen odur ki Yahudilerin 1897'de Dünya Siyonist Örgütü bünyesinde güncelledikleri bu amaç gerçek-leşmeden, velev ki gerçek-leştirilemese bile bu uğurda Siyonistler eliyle üretilecek vahşetle kıyameti kopartmadan yıkımları ve soykırımları son bulmayacaktır. Bu büyük fotoğraftan baktığımızda Hamas cihadının sadece Filistin direniş sürecinin bir gerçeği olmasının ötesinde, kehanetleriyle dünyayı yakmaya hazırlanan bir cinnet ehline karşı 1897'den beri gerçekleştirildiği ortaya çıkmakta ve bu uzun süreçte 7 Ekim 2023 tarihinin de daha öncekiler gibi hareketin akışı içinde silikleşeceği ve her an bir yenisinin daha başlayabileceği görülmektedir.
Derin infaz girişimi. Elazığ 1 Nolu F Tipi Cezaevinde Yüksek Güvenlikli KHK'lı askerlere yönelik saldırı gerçekleşti. “Biz derin devletiz” diyen iki kişi, cezaevinde hükümlü olan askerlere saldırdı. Neler oluyor? Karanlık eller mi devredeye girdi? Neyi amaçlıyorlar? Adalet Bakanlığı neden susuyor? #sondakika #adaletbakanlığı #khklılar
İrritabl-huzursuz bağırsak sendromu (IBS), en sık teşhis edilen gastrointestinal durumdur.1 İngiltere'de yapılan 10 yıllık bir çalışmada her 5 kişiden birinde IBS ile uyumlu semptomlar bildirilmiştir.2 IBS; bu tür semptomlara neden olacak başka bir hastalığın yokluğunda, ishal ya da kabızlık gibi değişen bağırsak alışkanlıkları ile karın ağrısı veya rahatsızlığının varlığı ile tanımlanan semptom temelli bir durumdur. Kadınlarda daha yaygın olarak karın ağrısı ve kabızlık bildirilirken, erkeklerde daha yaygın olarak ishali bildirilmiştir.3 Prevalansın ise yaşla birlikte azaldığı görülmektedir. Kuzey Amerika'da, IBS'nin nüfus prevalansı yaklaşık %12'dir. IBS en yaygın olarak Güney Amerika'da (%21,0) ve en az Güneydoğu Asya'da görülür (%7,0).4 Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve İsrail'de IBS semptomları kadınlarda erkeklere göre 1,5 ila 2 kat daha yaygınken, Asya'da daha fazla parite var gibi görünmektedir. Ülkemizde İzmir, Diyarbakır, Sivas ve Elazığ'da yapılan çalışmalarda ise IBS prevalansı %6.2 ile %19.1 arasında değiştiği bildirilmiştir.5,6 Tanım Roma IV kriterlerine göre; İrritabl barsak sendromu (IBS), son üç ayda ortalama haftada en az bir gün, belirtilen semptomlardan iki veya daha fazlasıyla birlikte tekrarlayan karın ağrısı olarak tanımlanır.7 Bu semptomlar; defakasyon ile ilişkili (sonrasında rahatlama), dışkılama sıklığında değişiklik dışkının biçimindeki/görünüşündeki bir değişiklik IBS'nin alt tipleri şu şekilde tanımlanmıştır:8 Baskın kabızlık ile IBS (IBS-C) – Hasta, anormal bağırsak hareketlerinin genellikle kabızlık olduğunu bildirir (BSFS'de tip 1 ve 2) Baskın ishalli IBS (IBS-D) – Hasta, anormal bağırsak hareketlerinin genellikle ishal olduğunu bildirir (BSFS'de tip 6 ve 7) Karışık bağırsak alışkanlıklarına sahip IBS (IBS-M) – Hasta, anormal bağırsak hareketlerinin genellikle hem kabızlık hem de ishal olduğunu bildirir (tüm anormal bağırsak hareketlerinin dörtte birinden fazlası kabızlık ve dörtte birinden fazlası ishaldir) Sınıflandırılmamış IBS – IBS için tanı kriterlerini karşılayan ancak diğer üç alt tipten birine doğru bir şekilde kategorize edilemeyen hastalar. Klinik IBS, kronik karın ağrısı ve değişken bağırsak alışkanlıkları ile süren bir sendromdur.9 Karın ağrısı çoğunluklar değişken yoğunlukta, yerlerde ve alevlenmelerle gelir. Karın ağrısı bazı hastalarda dışkılama ile hafiflerken, bazılarında artabilir.9,10 Yeme-içme, duygusal stres ağrıyı şiddetlendirebilir. İshal hafif-orta şiddette ve gevşek dışkı ile karakterizedir. Hareketlenme sıklıkla sabah saatlerinde ve yemeklerden sonra ortaya çıkar. Hastalarda kramp şeklinde karın ağrısı ve tenesmus izlenir. Kabız hastalarda da tenesmus yaygındır. Dışkı sert ve küçük silindirler şeklindedir. Tanı araçları IBS tanısı için belirli bir laboratuvar testi yoktur. Yapılan testlerin amacı alternatif tanıları dışlamaktır. Tam kan sayımı dışında hastalardan çölyak hastalığı için serolojik testler; enfeksiyon ya da giardia için gaita tahlili istenebilir.11 Ayrıca yaşa uygun olarak kolorektal kanseri ya da iltihabi bağırsak hastalıklarını dışlamak için kolonoskopi önerilebilir. Kabızlık ya da şiddetli karın ağrısı tarifleyen hastalarda batın görüntülemesi istenebilir. Tedavi Günlük yaşam kalitesini bozmayan ve aralıklı semptomları olan hastalarda öncelikle yaşam tarzı değişikliği ve diyet uygulanırken ilerlemiş ve yaşam kalitesini bozan olgularda farmakolojik tedaviler tercih edilir. Non-farmakolojik tedavi Hasta öncelikle hastalığı hakkında bilgilendirilmelidir. Malignite riskini arttırmasa dahi bu hastalığın kronik bir hastalık olduğu bilincine varmalı ve tedavi sürecinde istikrar sağlamalıdır.12 Hasta diyetine mutlaka dikkat etmelidir. Genel olarak gaz yapan gıdalardan uzak durmak, hatta bazı vakalarda diyetten laktozu çıkarmak yardımcı olabilir. Geleneksel bir IBS diyetinde; düzenli yemek düzeni, büyük öğünlerden kaçınma, yağ, çözünmeyen lifler,
Tayyibistandan Seçmeler Soğan alamıyorsanız TOGG verelim. Numan Kurtulmuş: Biz Togg diyoruz adamlar soğan diyor MHP gen. başk. Yardı. Mustafa Kalaycı: ”Cumhur İttifakı, vatan, millet, bayrak derdinde, bunlar soğan derdinde” Erdoğan'ın danışmanı Prof. Yasin Aktay: “Hz. Musa'nın kavmi de ekmek elden su gölden yaşamaktayken bir süre sonra “hep bunları mı yiyeceğiz? Yok mu başka bir şey, hani soğan, hani sarımsak, mercimek?” diye söylenmeye başladı” DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, "inşallah 14 Mayıs'ta vatanımızı küffara teslim etmeyeceğiz." Hilal Kaplan kocasının arkadaşı ile evlendi. Boşandıktan 9 ay sonra evlendi. Çekmeköy'deki villasında aile arasında gerçekleşen törenle Hilal Kaplan, Milat Gazetesi'nde Emre Efser müstear ismi ile yazan Tevfik Emre Sarı ile hayatını birleştirdi. Devlet Bahçeli iyice dağıttı. Akit: Türkiye tarihinin en büyük rezervi bulundu! Altın, bakır, çinko ne ararsan var Maden Tetik ve Arama tarafından yapılan inceleme sonucunda Elazığ'da, bakır, altın, çinko, kobalt ve birçok maden bulundu. Rezerv, Türkiye tarihinin en büyük rezervi olarak kayıtlara geçti. AKParti Esenyurt Belediye Başkanı iken makam odasında kendisinden burs isteyen kız çocuklarına istismarda bulduğu video görüntülerinin yayınlanmasının ardından istifa eden Necmi Kadıoğlu, İstanbul 3. bölge 8. sıradan AKParti milletvekili adayı oldu. Kızılay kan stoklarının kritik seviyenin altına düşmesi nedeniyle kalp ameliyatlarının %30'unun ertelendiği, ameliyatların aciliyet sırasına göre gerçekleştirilmeye başladığı bildirildi. #sondakika #hilalkaplan #kılıçdaroğlu
Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Memleket Partisi Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ile bir araya geldi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı olmasına karşı çıkan İYİ Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, partisinden istifa etti. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bakanlara milletvekili adayı olmaları durumunda kabinedeki görevlerinden istifa etmeleri yönünde çağrıda bulundu. Akşener, konuşmasında Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'den de “Kayıp bakan Nemo” diye bahsetti. AKP Meclis Grup Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, elektrikte tüm abone gruplarında nisan ayından itibaren yüzde 15 indirim yapılacağını duyurdu. Kabinede görev alan bakanların 14 Mayıs seçimlerinde milletvekili adayı olacaklarını açıklayan Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçiminin kazanılması durumunda ise kabinede yeni isimlerin yer alacağını söyledi. AKP lideri, seçimde yarışacağı Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun “Sana Söz Baharlar Gelecek” başlığıyla başladığı kampanya sloganına da değindi. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, Medyascope Ankara Temsilcisi Hıdır Göktaş ile Kılıçdaroğlu-İnce görüşmesini, Toplumsal Etki Araştırmaları Merkezi (TEAM) Araştırma Koordinatörü Ulaş Tol ile İnce'nin seçimlere etkisini, Medyascope muhabirleri Cansu Timur, Dilek Şen, Özgecan Özgenç ve Murat Türsan ile Rize, Tunceli, Elazığ ve Muş'tan seçim izlenimlerini konuştuk. Editör: Egemen Gök
Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün Konya'daydı. Kılıçdaroğlu, vatandaş ve esnaf ile temaslarda bulundu, Mevlana Türbesi'ni ziyaret etti ve iftar buluşmasına katıldı. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhur İttifakı'na katılım teklifini Yüksek Seçim Kurulu'na ittifak belgelerinin sunulmasından dakikalar önce kabul eden ve cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilen Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan'ı ziyaret etti. Yeniden Refah'tan yapılan açıklamada ziyaretin “nezaket ziyareti” olduğu belirtildi. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, Medyascope Ankara Temsilcisi Hıdır Göktaş ile Kılıçdaroğlu'nun Konya temaslarını, gazeteci Sedat Bozkurt ile seçimlerde adaylık ve Meclis aritmetiği tartışmalarını, Medyascope muhabirleri Ayşegül Karagöz, Ufuk Çeri, Cansu Timur ve Özgecan Özgenç ile Kırklareli, Bursa, Gümüşhane ve Elazığ'dan seçim izlenimlerini konuştuk. Editör: Egemen Gök
Türkiye 6 Şubat Pazartesi günü saat 04:17'de merkez üssü Kahramanmaraş-Pazarcık olan 7,7 büyüklüğünde ve aynı gün 13:24'te merkez üssü Kahramanmaraş-Elbistan olan 7,6 büyüklüğünde iki büyük depremle sarsıldı. Depremler Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya, Elazığ ve Adana'da yoğun şekilde hissedildi. Yaşamını yitirenlerin sayısı ise 43 bini aştı. Enkaz kaldırma ve yardım çalışmaları sürüyor. Deprem felaketinin uzun ve kısa dönemde doğuracağı siyasi sonuçlar da tartışılmaya başlandı. Deprem sonrası iktidarın yardım ve yeniden yapılandırma konusundaki söylem ve hamlelerinin etkisi nasıl olacak? Seçimler ertelenebilir mi? Depremin seçim sonuçlarına etkisi ne olacak? Deprem sonrası muhalefetin takındığı tutum nasıl yorumlanmalı? Medyascope‘un 388. Açık Oturumu'nda Alphan Telek'in konukları eski CHP Milletvekili ve gazeteci Melda Onur ve akademisyenler Doç. Dr. Şebnem Yardımcı Geyikçi ve Prof. Dr. Vahap Coşkun'du.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) açıklamasına göre merkez üssü Kahramanmaraş-Pazarcık'ta 6 Şubat günü 04:17'de 7,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 04.26'da Gaziantep-Nurdağı'nda 6,4, saat 04.36'da ise Gaziantep-İslahiye'de 6,5 büyüklüğünde depremler yaşandı. Depremler Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya ve Adana'da yoğun şekilde hissedildi. Aynı gün Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde saat 13.24'te 7,6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. AFAD'tan yapılan son açıklamada “Alınan son bilgilere göre Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ illerinde 41 bin 156 vatandaşımız hayatını kaybetti” denildi. Senem Görür'ün sunduğu “Güne Bakış”ta, Reuters ABD Dışişleri Bakanlığı muhabiri Hümeyra Pamuk ile Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'ın Türkiye ziyaretini, gazeteci Murat Sabuncu ile deprem bölgesinden izlenimlerini, ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Soner Yıldırım ile üniversitelerdeki uzaktan eğitim kararını konuştuk. Editör: Egemen Gök
Deprem nedeniyle yaşanan can kaybı 35 bini geçti. Elazığ, afet bölgesine dahil edilen 11. il oldu. Bölgede 3 bin 858 adet artçı sarsıntı gerçekleşti. Bugünün bülteni TOÇEV ile birlikte ulaşıyor. Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Uzun yıllardır Doğu Anadolu Fay hattı üzerinde olabilecek bir depreme dair uyarılarda bulunan ve Elazığ depreminden sonra Maraş'ta 7,5 büyüklüğündeki bir deprem ihtimalinden söz eden Prof. Dr. Naci Görür 6 Şubat depremlerinin yarattığı yıkımı, öncesinde yaptığı uyarıları ve bundan sonrası için yapılması gerekenleri Serbestiyet'e anlattı. Görür'le Naman Bakaç konuştu.
Depremin vurduğu şehirlerden biri olan Adıyaman adeta kaderine terkedilmiş durumda. Şehirde bulunan gazeteci Zübeyde Sarı, kentin boşalmış durumda olduğunu ve 100 bin kişinin Elazığ'a geçtiğini bildiriyor. Gelen yardımlar ise koordinasyonun zayıflığı nedeniyle yerine ulaştırılamıyor. Von Aydin Isik.
This week's guest is Sarah Elaz! Sarah was introduced to Phish early in life through her older sister, but she never really dove into the music until her first show on 8/5/2010 in Berkeley. In this episode, we talk about why Sarah's favorite jam is 'Drowned' from 10/26/2013, Phish show etiquette, and why she would love to see Phish cover more of The Talking Heads. Sarah also plays bass in Sarah Elaz's Almost Phish, "SEAP". Keep an eye out for their upcoming shows and check them out! To be on a future episode shoot an email to sttf.weareeverywhere@gmail.com
Felaketler sonrası “sosyal medya kaosu” diye bir gerçeğimiz vardı. Kaos (chaos) Fransızca'da “mutlak düzensizlik hali” anlamına geliyor. Türk Dil Kurumu kaosu, “kargaşa ve karışıklık” olarak çeviriyor. Bu çeviri, sosyal medyadaki kargaşa ve karışıklığı tam olarak ifade ediyor diyebiliriz. 2020 yılında Elazığ'da meydana gelen depremden sonra sosyal medyada dolaşıma sokulan asılsız haberlerin esiri olmuştuk. Bir örnek var ki iletişim fakültelerinde ders olarak okutulmalı. Mert Özay diye biri, depremden dakikalar sonra Facebook sayfasından Elazığ merkeze 20 kilometre uzaklıktaki döküm fabrikasının kapılarını depremzedelere açtığını duyurdu: “Döküm üretim fabrikasında çorba, ekmek, çay, battaniye dağıtılmaktadır. İşyeri hekimimiz ihtiyaç duyan insanları muayene etmektedir. Değerli arkadaşlar fabrika alanımı büyük ve korunaklı. Şu an birçok insanın sığınacak bir yer aradığını öğrendim, lütfen yönlendirin.” Sahibi veya yöneticisi ağzıyla kaleme alınan davetle birlikte fabrikanın gerçek adresi de yayınlandı. Bu mesaj sosyal medyada hızla yayıldı. İnsanlara yardım olsun diye yüksek takipçili sayfalar paylaştı. Depremzedeleri döküm fabrikasına yönlendirme telaşı başladı. Fabrika sahiplerine fazlasıyla hal ettikleri methiyeler dizildi. Sonrasında ise tam bir kaos yaşandı. Çok sayıda depremzede fabrikaya gitti ancak kapıdan geri dönmek zorunda kaldı. Fabrika yöneticileri böyle bir davet yapmadıklarını ve zaten imkanlarının olmadığını açıklasa da “iyilik görünümlü” kaos mesajı paylaşılmaya devam etti. Fabrika seferberliği kısa
Bu hafta 15 Kasım 1937 günü Elazığ'ın Buğday Meydanı'nda idam edilen Dersim'in dinsel ve toplumsal lideri Seyit Rıza idamdan önce Atatürk'le görüşüp görüşmediğinin cevabını arayacağım. Şimdi biraz geriye gidelim ve Seyit Rıza'nın nasıl yakalandığını anımsayalım.
Elazığ'da bir kişi, oğlunun düğününde boşanma aşamasındaki eşini öldürdü, kızını da yaraladı. Kaçan katil zanlısını arama çalışmaları devam ediyor
Elazığ'da çöp toplama merkezi yakınlarında bir kadına ait cansız beden bulundu. Yapılan çalışma ile kadının Hüsniye Keskinbaş olduğu belirlendi. Olayla ilgili bir kişi tutuklandı
Elazığ'da, sürücüsünün kontrolünden çıkarak şarampole devrilen kamyonetteki 2'si ağır 5 kişi yaralandı
Elazığ'da, nisan ayında kayınvalidesi Zerife Doğan ve baldızı Gülay Doğan´ı öldürüp, diğer baldızının 10 yaşındaki oğlu Ali Tayyip Demirbağ'ı da yaralamaktan tutuklu Fırat Alan ile olay sırasında yanında bulunan oğlu Tunahan Alan'ın Elazığ 3´üncü ...
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üye olmayı hedeflediklerini açıkladı. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) katılım çağrısı yaptığı, Yesevi Alperenler Ocağı Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği'nin LGBTİ+'ları hedef alan “Büyük Aile Buluşması” 18 Eylül'de İstanbul-Saraçhane'de yapıldı. LGBTİ+'lara yönelik ayrımclılığı ve nefret söylemlerini körükleyen miting büyük tepki çekti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, salı günü (20 Eylül) partisinin grup toplantısını Elazığ'da yaptı. Kılıçdaroğlu kente gitmeden önce kente CHP alehine afişler asıldı. Kılıçdaroğlu, afişlerin önünde fotoğraf çektirerek tepki gösterdi. Merkez Bankası politika faizini 100 baz puan indirimle yüzde 12'ye düşürdü. Ruşen Çakır ve Kemal Can, Haftaya Bakış'ta yorumluyor.
Oysa birkaç aydır “Şu Kılıçdaroğlu'nun siyasi iletişim aksiyonlarında bir farklılık var. Acaba danışmanları mı değişti?...” diye düşünmeye başlamıştım... Farklı bir pozisyonlanma yapıyorlar gibi gelmişti bana... Son Elazığ 'İletişim Depremi' bütün bu düşüncelerimi bir kenara koymama neden oldu... Bu tür “İletişim 101” hatalarının daniskasını 1980 darbesinin 'sözde' lideri (sözde çünkü arkasında onlara 'bizim çocuklar' diyen birileri vardı) Kenan Evren yapardı... Nedir İletişim 101 Kuralı? Rekabetin iletişim araçlarını ve argümanlarını kullanarak, onu eleştirsen dahi, iletişim aksiyonu alma... Oysa Evren düzenlediği mitinglerde kürsüye çıkar, “Bakın bana nasıl bir faks göndermişler” deyip, o sıralara yeni yeni ortaya çıkan bir faks çıktısını elinde sallar, kalkar hedef kitlelere ulaşma şansı sıfır olan 'halkın bilmem nesi hareketinin' mesajlarını devlet TV'si ve radyolarından okur, ülkeye ve dünyaya duyururdu... Kılıçdaroğlu ve kendi tabanından hayli kopuk CHP üst yönetiminin yumuşak karnını oluşturan HDP ile organik iş birliği meselesini çok iyi kullananlar Elazığ'ı çarpıcı bir afişle donatmışlardı... Ne vardı afişte? Önce bir üst başlık: “Kılıçdaroğlu buna cevap verebilir mi?” Sonra Kılıçdaroğlu'nun daha önceki açıklamaları dikkate alınırsa kendisinden rahatlıkla beklenebilecek bir söz: ”Selahattin Demirtaş'ın göğsüne Şeref Madalyası takacağım!” Ve imza: Kemal Kılıçdaroğlu... CHP Genel Başkanı... Kendisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yaptıracağı bir okul nedeniyle Elazığ'ı teşrif etmişlerdi ya... (İstanbul'a hizmeti bitirdiler demek ki... Ekrem bey ülkemizin ihtiyaç sahibi diğer illerine de uzanıyor olmalı)... İşte o sırada asılıyor bu afiş kentin bazı yerlerine... Kemal bey görmezden gelse, yayılma oranı ve iletişim etkisi beklendiği kadar olmayacak... Ama hayır!.. Kemal bey afişin önüne geçip bir fotoğraf çektiriyor ve attığı bir tweet ile olayın herkese yayılmasını sağlıyor... Peki ne yazıyor tweet'te? “Bizim HDP ve Demirtaş'la işimiz olmaz!” falan mı? Hayır! Bakın nasıl bir eveleme geveleme mesajı içeriyor attığı tweet'ler: “Bay Kemal'in şehre ziyaretini provoke etmek için, her yeri bunlarla donatmışlar. İnanın genelde hiç umursamam Saray provokasyonlarını; ancak üzücü olan şey şu ki, bu ucuz provokasyonlar yapılırken, yurttaşlarımızın kırılan kalplerinin ne olacağını kimse düşünmüyor. Sizinle bizim aramızda bir temel fark var. Biz vatanseveriz, siz ise oy için her bir şeyin mübah olduğunu düşünen fırsatçılar. Vatanseverler oy için ülkesinin insanını devletine küstürmez. Neyleyim o oyları? Batsın bu ayrımcılık! Batsın bu diliniz! Biz barışacağız. Vallahi de billahi de barışacağız! İnadına can cana, yan yana olacağız. Başaracağız biz bunu. Bize nasip olacak göreceksiniz. İnadına et ile tırnak olmaya devam edeceğiz. İnadına helalleşeceğiz. İnadına hep beraber, hep beraber.” Ne demiş Genel Başkan? “Can cana, yan yana olacağız, etle tırnak olmaya devam edeceğiz, hep beraber, hep beraber...” derken neyi, kimi, kimleri kastetmiş dersiniz?.. Gözümüze takılanlar...
Seçim Günlüğü programında her hafta siyasetin sıcak gündemini, haftanın önemli olaylarını ve tartışılanları Gülener Kırnalı soruyor, araştırmacı ve siyasi iletişimci Dr. İbrahim Uslu yorumluyor. CHP'nin Elazığ çıkartmasını yakından izleyen İbrahim Uslu, Doğu Anadolu'da muhalefete olan ilginin hiç olmadığı kadar yüksek olduğunu söyledi. CHP'nin meclis çoğunluğunu almak için yaptığı seçim simülasyonlarını anlatan Uslu, mevcut şartlara göre Erdoğan ve AKP'nin hem meclis çoğunluğunu hem de cumhurbaşkanlığı seçimini kaybedeceğini belirtti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bugün (20 Eylül) Elazığ'daki grup toplantısı öncesi kentin birçok noktasına Kılıçdaroğlu'nu ve CHP'li milletvekillerini hedef alan afişler asıldı. Afişlerin önünde poz vererek sosyal medya hesabından açıklama yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: “Bay Kemal'in şehre ziyaretini provoke etmek için, her yeri bunlarla donatmışlar. İnanın genelde hiç umursamam saray provokasyonlarını; ancak üzücü olan şey şu ki, bu ucuz provokasyonlar yapılırken, yurttaşlarımızın kırılan kalplerinin ne olacağını kimse düşünmüyor. Ne uğruna yapıyorsunuz bunları? Biraz daha çalmak çırpmak için. Yurttaşlarımıza hakaretler etmeye, ayrıştırmaya değer mi ey saray? Gözünüz ne zaman doyacak sizin? Batsın bu diliniz! Biz barışacağız. Vallahi de billahi de barışacağız! İnadına can cana, yan yana olacağız. Başaracağız biz bunu. Bize nasip olacak göreceksiniz. İnadına et ile tırnak olmaya devam edeceğiz. İnadına helalleşeceğiz. İnadına hep beraber, hep beraber.” Elazığlı olan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da sosyal medyadan “Elazığlı hemşerilerim başta olmak üzere tüm halkımız, sağduyulu davranacak ve bu provokasyonlara asla alet olmayacaktır” çağrısında bulundu. Ruşen Çakır, yaşananları değerlendirdi.
Editör: Egemen Gök Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün Elazığ'daydı. Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısını da Elazığ'da düzenledi. Cumhurbaşkanlığı adaylığı için adı geçen isimlerden İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na destek verdi. Kılıçdaroğlu Elazığ'a ulaşmadan önce şehrin sokaklarındaki bazı bilboardlara CHP'li yöneticilere ait olduğu iddia edilen sözlerin yer aldığı afişler asıldı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de Ankara'nın Pursaklar ve Keçiören ilçelerinde esnafı ziyaret etti. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 77. Birleşmiş Milletler Genel Kurul Çalışmaları için bulunduğu New York'ta PBS kanalına röportaj verdi. “Halkımızın bize olan bu teveccühü devam ettikçe bizi kimse tutamaz” diyen Erdoğan, Haziran 2023'te düzenlenmesi planlanan genel seçimleri kazanma konusunda endişeleri olmadığının altını çizdi. “Güne Bakış”ta Gamze Elvan‘ın konukları siyasetbilimci Burak Bilgehan Özpek, Medyascope Ankara muhabirleri Cansu Timur ve Dilek Şen‘di.
Elazığ'da yaşayan Hasan Yıldırım, eşiyle boşanma davası sürecinde mala konan tedbir sonucunda üzerinde bir evin daha olduğunu öğrendi. 17 yıl sonra ikinci bir evin sahibi olduğunu gören Yıldırım, hemen tapunun yolunu tuttu. İsim benzerliğinden dol...
Elazığ'da sokakta karşılaşan husumetli iki aile arasında çıkan tartışma kısa sürede büyüyerek, bıçak ve silahların kullanıldığı kavgaya dönüştü. Kavgada 1 kişi hayatını kaybederken 1 kişi yaralandı.
Ülkü Ocakları Başkanı'nın Devlet Bahçeli'ye hediye ettiği harita, Atina'yı fena korkuttu. Girit dâhil pek çok adanın Türkiye'ye ait olarak yer aldığı... “Denizlerdeki Misak-ı Millimiz” başlıklı harita, Miçotakis'e resmen “üç buçuk” attırdı! Ege'deki adaları uluslararası anlaşmalara aykırı olarak silahlandıran Yunanistan'ın... Şovmen Başbakanı, ikide bir Türkiye'ye “kabadayılık” taslıyordu. Miço, MHP liderine hediye edilen haritayı görünce kafayı yedi! Twitter'dan aynen şöyle zırladı, Miçotakis: “Bu harita, aşırılıkçıların ateşli rüyası mı, yoksa Türkiye'nin resmi politikası mı? Başka bir provokasyon mu, yoksa gerçek hedef mi? Erdoğan, küçük koalisyon ortağının son maskaralıklarına dair tutumunu netleştirmeli.” KONUŞAN HARİTA Devlet Bahçeli, bir süre önce Erdoğan'a bir harita hediye etmişti... Şimdi de kendisine hediye edilen manidar bir harita var... İkisini birlikte düşünmek gerekiyor. Bunlar fantastik işler değil: Derin anlamlar taşıyor! Mesela, Ege Haritası üzerinden... Batı'nın Şımarık Veledi Yunanistan'a, Bir G Günü'nde başlarına gelecek olanları haber veriyor, Bahçeli! EKREM TATİLOĞLU İstanbul'daki son selde, Mr.İmamson yine yoktu; Fethiye'de tatildeymiş... İstanbul'u uzaktan kumandayla yönetiyor! Başkan, vaktiyle “Müdafa” olan soyadını İmamoğlu'na çevirdiği için... Her falsosunda zaruri soyadı değişikliğine gidiyoruz! -Ekrem “Tatiloğlu” dememiz bundandır. BAŞKANLIK KARİYERİ İstanbul'daki son selde Fethiye tatilinde... Kar fırtınasında İngiliz büyükelçi ile balık ziyafetinde... Elazığ depreminde, Erzurum'da kayakta! Göreve başladığında, İstanbul'daki ilk sel felaketinde ise Bodrum tatilindeydi. Ezcümle: Üç yıllık İBB reisliğinde müthiş bir kariyer! Hal böyleyken... Bu akla ziyan kariyeri, tersinden tercüme etmek gerekiyor: “Dilek & Ekrem İmamson, İstanbul'umuzu o kadar beğendiler ki; bir dahaki tatilde yine ziyarete gelecekler!” ASPARAGAS RÜYA Ha, bu arada... “Millet İttifakının Cumhurbaşkanı Adayı” ilan edilme hayaliyle yanıp tutuşan Ekrem “Tatiloğlu” İmamson...
Konuğumuz Hayvan Hakları İzleme Komitesi'nden avukat Gizem Karataş ile Elazığ hayvan bakımevinde işlenen suçlarla ilgili kamu çalışanlarına verilen ceza kararı ve bu kararın anlamı üzerine konuşuyoruz.
QNB Finansbank ve Habitat Derneği iş birliğiyle düzenlenecek Scratch Cup 2022, 8-14 yaş arası öğrencilerin katılımıyla Scratch 3.0 üzerinden ‘Doğayı Kurtar' temasıyla gerçekleşecek. Düzenlenecek yarışma ile çocukların yaşadıkları dünya ve çevreye karşı sorumluluklarını hatırlama, bilinçlenme ve çözümün bir parçası olmaları hedefleniyor. Bugüne kadar Minik Eller Kod Yazıyor projesiyle yurt içi ve yurt dışı olmak üzere toplam 80 şehirde 43 binden fazla çocuğa ulaşılarak 345 bin saate yakın kodlama eğitimi verildi. Fiziki etkinlikler ve online/offline eğitimlerle yurt içinde Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bartın, Batman, Bilecik, Bitlis, Bolu, Bursa, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Edirne, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırklareli, Kilis, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Nevşehir, Niğde, Ordu, Osmaniye, Sakarya, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Şırnak, Tekirdağ, Tokat, Trabzon Uşak, Van, Yozgat; yurt dışında ise Amsterdam, Ashburn, Baku, Bern, Boardman, Catania, Columbus, Doha, Famagusta, Frankfurt, Lahore Latina, Lichtenvoorde, Los Angeles, Rotterdam, San Jose, Shanghai, Toronto, Vienna, Strasbourg şehirlerindeki çocuklara ulaştıldı.
QNB Finansbank ve Habitat Derneği iş birliğiyle düzenlenecek Scratch Cup 2022, 8-14 yaş arası öğrencilerin katılımıyla Scratch 3.0 üzerinden ‘Doğayı Kurtar' temasıyla gerçekleşecek. Düzenlenecek yarışma ile çocukların yaşadıkları dünya ve çevreye karşı sorumluluklarını hatırlama, bilinçlenme ve çözümün bir parçası olmaları hedefleniyor. Bugüne kadar Minik Eller Kod Yazıyor projesiyle yurt içi ve yurt dışı olmak üzere toplam 80 şehirde 43 binden fazla çocuğa ulaşılarak 345 bin saate yakın kodlama eğitimi verildi. Fiziki etkinlikler ve online/offline eğitimlerle yurt içinde Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bartın, Batman, Bilecik, Bitlis, Bolu, Bursa, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Edirne, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırklareli, Kilis, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Nevşehir, Niğde, Ordu, Osmaniye, Sakarya, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Şırnak, Tekirdağ, Tokat, Trabzon Uşak, Van, Yozgat; yurt dışında ise Amsterdam, Ashburn, Baku, Bern, Boardman, Catania, Columbus, Doha, Famagusta, Frankfurt, Lahore Latina, Lichtenvoorde, Los Angeles, Rotterdam, San Jose, Shanghai, Toronto, Vienna, Strasbourg şehirlerindeki çocuklara ulaştıldı.
QNB Finansbank ve Habitat Derneği iş birliğiyle düzenlenecek Scratch Cup 2022, 8-14 yaş arası öğrencilerin katılımıyla Scratch 3.0 üzerinden ‘Doğayı Kurtar' temasıyla gerçekleşecek. Düzenlenecek yarışma ile çocukların yaşadıkları dünya ve çevreye karşı sorumluluklarını hatırlama, bilinçlenme ve çözümün bir parçası olmaları hedefleniyor. Bugüne kadar Minik Eller Kod Yazıyor projesiyle yurt içi ve yurt dışı olmak üzere toplam 80 şehirde 43 binden fazla çocuğa ulaşılarak 345 bin saate yakın kodlama eğitimi verildi. Fiziki etkinlikler ve online/offline eğitimlerle yurt içinde Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bartın, Batman, Bilecik, Bitlis, Bolu, Bursa, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Edirne, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırklareli, Kilis, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Nevşehir, Niğde, Ordu, Osmaniye, Sakarya, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Şırnak, Tekirdağ, Tokat, Trabzon Uşak, Van, Yozgat; yurt dışında ise Amsterdam, Ashburn, Baku, Bern, Boardman, Catania, Columbus, Doha, Famagusta, Frankfurt, Lahore Latina, Lichtenvoorde, Los Angeles, Rotterdam, San Jose, Shanghai, Toronto, Vienna, Strasbourg şehirlerindeki çocuklara ulaştıldı.
QNB Finansbank ve Habitat Derneği iş birliğiyle düzenlenecek Scratch Cup 2022, 8-14 yaş arası öğrencilerin katılımıyla Scratch 3.0 üzerinden ‘Doğayı Kurtar' temasıyla gerçekleşecek. Düzenlenecek yarışma ile çocukların yaşadıkları dünya ve çevreye karşı sorumluluklarını hatırlama, bilinçlenme ve çözümün bir parçası olmaları hedefleniyor. Bugüne kadar Minik Eller Kod Yazıyor projesiyle yurt içi ve yurt dışı olmak üzere toplam 80 şehirde 43 binden fazla çocuğa ulaşılarak 345 bin saate yakın kodlama eğitimi verildi. Fiziki etkinlikler ve online/offline eğitimlerle yurt içinde Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bartın, Batman, Bilecik, Bitlis, Bolu, Bursa, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Edirne, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırklareli, Kilis, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Nevşehir, Niğde, Ordu, Osmaniye, Sakarya, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Şırnak, Tekirdağ, Tokat, Trabzon Uşak, Van, Yozgat; yurt dışında ise Amsterdam, Ashburn, Baku, Bern, Boardman, Catania, Columbus, Doha, Famagusta, Frankfurt, Lahore Latina, Lichtenvoorde, Los Angeles, Rotterdam, San Jose, Shanghai, Toronto, Vienna, Strasbourg şehirlerindeki çocuklara ulaştıldı.
Afetin yaşandığı ilk günden bu yana bölge vatandaşlarının yaraları sarıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinesinde Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından çalışmalar yürütüldü. Deprem konutları inşa edildi. Elazığ ve depremden en çok etkilenen Malatya'da son durum nedir? AA Elazığ muhabiri İsmail Şen ve AA Malatya muhabiri Volkan Kaşik anlattı.
Elazığ'da yolun karşısına geçmek isteyen yayaya hafif ticari araç çarptı. Kaza sonrası yapılan kontrolde şahsın olay yerinde hayatını kaybettiği belirlendi.
Türkiye'nin Koronavirüsle Mücadelesi, Stokçuluğa Karşı Caydırıcılığın Artırılması, Dolardaki Rekor Sonrası Erdoğan'ın, Kavcıoğlu Ve Nebati İle Görüşmesi, Elazığ'da Art Arda Depremler, Çavuşoğlu'ndan Ermenistan İle Normalleşme Açıklaması, Kentucky Valisi: Can Kaybı 64 Oldu, İngiltere'de Evden Çalışma Uygulaması Yeniden Başladı
Türkiye'nin Koronavirüsle Mücadelesi, Stokçuluğa Karşı Caydırıcılığın Artırılması, Dolardaki Rekor Sonrası Erdoğan'ın, Kavcıoğlu Ve Nebati İle Görüşmesi, Elazığ'da Art Arda Depremler, Çavuşoğlu'ndan Ermenistan İle Normalleşme Açıklaması, Kentucky Valisi: Can Kaybı 64 Oldu, İngiltere'de Evden Çalışma Uygulaması Yeniden Başladı --- Send in a voice message: https://anchor.fm/haluk-kurtuncuoglu/message
Öncü kuşak ve medeniyet tasavvuru yolculuğumuzun I. Anadolu Seferi›ni Selçuklu medeniyetimizin kurucu şehirlerinden Sivas›tan başlatmış, oradan Elazığ ve Malatya'ya uzanmıştık. ANADOLU RUHU VE NECİP FAZIL'IN PALTOSU Anadolu ruhu, bir kıtanın, gönül coğrafyasının adıdır. Bu ruh, iki asırdır can çekişiyor, toparlanıp kendine gelmeyi bekliyor. Anadolu ruhunu, Anadolu kıtası olarak adlandırıp hayata döndüren, şahlandıran ilk kişi, ilk öncü Necip Fazıl Kısakürek üstadımız olmuştu. Onun yaktığı Büyük Doğu meş'alesi büyük doğum'un kıvılcımlarını çaktı. Anadolu Seferleri sırasında verdiğim konferanslarda da söylediğim gibi, bu toprakların ruh köklerine diriltici
Öncü kuşak ve medeniyet tasavvuru yolculuğumuzun I. Anadolu Seferinin Sivastan sonra ikinci ayağını oluşturan Elazığa sabah namazından hemen sonra çıktık. Selçuklu mayasının ruha dönüştürüldüğü Konya, Kayseri, Erzurum gibi medeniyet kurucu şehirlerimizden sabah ayrılmak için otelden çıkışımızı yaptırmak için danışmaya gittiğimizde karşımızda Sivas Gençlik / Bulma Temsilcimiz Sümeyye Bülbül ile eşi Halil Bülbül kardeşimizi görünce bir an çok şaşırdık. Kahvaltılık bile getirmişler! “Hocam sizi Sivas'ın çıkışına kadar uğurlayacağız” dediler. Çok verimli geçen bir ilk buluşmanın manevî havasını onlar da biz de iliklerimize kadar yaşıyorduk, üzerimizden atmakta zorlanıyorduk bu havayı. ELAZIĞ'DA TADIMLIK AMA GÜZEL BİR MTO RUHU VARDI... MTO ruhu, bir kardeşlik kıvılcımı çaktı Türkiye'nin 81 vilayetinde ve 40 küsur ülkede. Okuldan fazla bir şey MTO çünkü. Omurga bir gençlik ve fikir hareketi: Geleceğimizi inşa yolculuğu. Geleceğimizin elimizden kayıp gitmesi sorunu, Kangal'da yanımıza aldığımız Erdi Topuz kardeşimizle
“Siyasetin makamına değil çizmesine talip olunca yaşadığın topraklarda bıraktığın ayak izi imzan oluyor” diyerek başlamış Esra Elönü, Süleyman Soylu üzerine bir yazısına. Arka arkaya yaşanan Akdeniz'deki yangın felaketleri, ardından Karadeniz'deki sel felaketlerinde ortaya koyduğu yaklaşımı çok iyi tasvir eden sözler bunlar. Onun bundan önce Elazığ depremi esnasında sahada yaptığı çalışmaları da yakından izleme fırsatı bulmuştum da siyasette gerçek başarıların, gönüllerde sahih bir yer etmenin yolunun ne kadar meşakkatli ne çileler doldurmayı gerektirdiğini aynelyakin gördüğümü hissetmiştim.
Gomaşinen (59): Elazığ'dan iki portre: Sadi Baba ve Hacı Efraim
Dünya sıcaktan kavruluyor. Birçok ülkede yangın alevleri göğe yükseliyor. Ülkemizin ciğerleri yanıyor. Köyler ve kasabalar ateş altında. Ateş ve duman Anadolu'yu kuşatıyor. Birkaç gün önce Elazığ'da, benim çocukluğumun geçtiği dağlarda da ateş sabahlara kadar ağaçları, bitkileri, hayvanları yaktı. Vatanımız nefes almakta zorlanıyor. Ekilen, emek verilen, toprağı yeşile boyayan binlerce hektarlık yerler yanıyor. İnsanlarımız ölüyor. Hayvanlar ve bitkiler ölüyor. Cehennemin yeryüzüne düşen bir parçasına şahit oluyoruz. Hem ibretler hem de acılar içinden geçiyoruz. İbret de almak, acı da duymak bir duyarlılık ve nasip meselesi. Yangınlar kül olan ormanlarımız, hayatını kaybeden insanlarımız ve yok olan mahlûkatla sınırlı değil. Bu yangına ilişkin toplumsal refleksler çok daha önemli. Ona karşı üretilen algılar ve geliştirilen dil bir hayli düşündürücü. Yangın kadar önemli. Çünkü orman yangınları mahlûkatı ateşler içinde kavururken, yangınla ilgili verilen bazı tepkiler de toplumu, zihinleri, algıları ateşe veriyor. Türkiye'de yaşadığımız budur. Bu nedenle ormanı yakan ateş kadar tehdit edici.
Elazığ'da klasik araba tutkunu Alican Özen, 10 yıl önce Antalya'dan 1929 model bir araç aldı. Aldığı klasik otomobiline 100 bin lira masraf yapıp modifiyesini de gerçekleştiren Özen, aracına gözü gibi bakmaya başladı. Özen, görenlerin durdurup fot...
Normal Hayata Dönüşte Yeni Dönem, FETÖ'ye Yönelik Ankesör Soruşturması, Elazığ'da 4,3 Büyüklüğünde Deprem, Ertuğrul Gazi'ye İlk LNG Nakli Başladı, İstanbul'da Müsilaj Temizleme Çalışmaları, İSKİ'den 16 Saatlik Su Kesintisi, Türkiye'de 10 Kişiden 1'i Emekli
Normal Hayata Dönüşte Yeni Dönem, FETÖ'ye Yönelik Ankesör Soruşturması, Elazığ'da 4,3 Büyüklüğünde Deprem, Ertuğrul Gazi'ye İlk LNG Nakli Başladı, İstanbul'da Müsilaj Temizleme Çalışmaları, İSKİ'den 16 Saatlik Su Kesintisi, Türkiye'de 10 Kişiden 1'i Emekli --- Send in a voice message: https://anchor.fm/haluk-kurtuncuoglu/message
Elazığ'ın Sarıçubuk köyü yolunda, dün sürücü İngilizce öğretmeni Aziz Atay'ın (41) yanan otomobilinde ölü bulunduğu olayla ilgili bir gelişme daha yaşandı. Olay yerinde ele geçirilen ve 4 bombalama olayına ait itirafın yer aldığı not, yazının kime...
DASK Genel Sekreteri Serpil Öztürk'e sorduk: Zorunlu Deprem Sigortası nedir, ne değildir? DASK, Marmara depremine nasıl hazırlanıyor? Silivri, Elazığ, İzmir depremlerinden DASK ne yaptı?
15 Kasım 1937'de altı arkadaşıyla birlikte Elazığ'da idam edilen Seyit Rıza'nın 1921-1937 arasında devletle yazışmaları bize farklı bir hikâye anlatıyor... Ayşe Hür: "10 Eylül 1921 tarihli bu telgrafta, Seyid Rıza ve diğer reislerin TBMM Hükümeti’ne bağlı oldukları belirtilmekte, Koçgiri liderlerinden Alişan ve arkadaşlarının affedilmesi rica edilmektedir. TBMM Reisi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’ne diye başlayan 13 Kasım 1921 tarihli telgrafta Seyid Rıza, Koçgiri meselesini çözümek için gelecek tahkikat heyetinden beklediklerini dile getirerek tüm Dersim namına Mustafa Kemal’e teşekkür eder. İkinci Umumi Müfettişlik'ten Dahiliye Vekaleti’ne çekilen 8 Aralık 1928 tarihli şifreli telgrafta Seyit Rıza ve Baytar Nuri’nin Cumhuriyet hükümetine bağlı olduklarını belirttikleri ve haklarındaki şüphelerin giderilmesi için ovada iskanlarını rica ettikleri yazar..."
Si quieres saber más sobre lo que hago, visita mi página web www.luismiguelreal.es/ Allí encontrarás información sobre psicoterapia, mis especialidades, cómo pedir cita, o simplemente las cosillas que tengo en el blog. Aunque hay otra cosa... 👇 Lo mejor que puedes hacer en mi página web es suscribirte a mi lista email. Recibirás contenido bastante especial, y la oportunidades de meterte en mis formaciones online sobre psicología. Aquí abajo 👇 www.luismiguelreal.es
El gobierno de España ha hecho una campaña en contra del azúcar ... Seguir leyendo312. #Elazúcarmata La entrada 312. #Elazúcarmata se publicó primero en Mykdiet.
Türkiye 2020'nin ilk 100 gününde neler yaşadı, hangi felaketlere tanık oldu? Elazığ depremiden mültecilerin yaşadığı insanlık dramına ilk 100 günde yaşanan doğal ve beşeri felaketleri Ömer Baysan ve İrem Doğanışık konuşuyor. *** 01:26 Elazığ Depremi | 07:20 Van çığ felaketi | 08:50 Sabiha Gökçen uçak kazası | 11:25 Avustralya yangını | 13:20 İntiharlar | 18:25 Yunanistan sınırında sığınmacı krizi
Ayşe Hür: Bundan 95 yıl önce tam bugünlerde patlak veren veya verdirilen bir isyan Cumhuriyet tarihine damgasını vurdu. 13 Şubat 1925’te, Piran Köyü’nde Nakşibendi Zaza Şeyh Said’in kaldığı eve bir grup jandarmanın gelerek evdeki bazı firarileri istemeleri ve bu isteğe ateşle karşılık verilmesiyle başladığı iddia edilen isyan Cumhuriyet tarihine ve Türk-Kürt ilişkilerine damgasını vurdu. İsyanın arkasında bulunduğu düşünülen tam adı Hizbe Azadiya Kürdistan (Kürt İstiklal Komitesi, kısaca Azadi) olan örgütün kadrosu, Hamidiye Alayları geleneğinden gelen Kürt kökenli subaylardı. Piran, Çapakçur, Lice ve Hani dağlık bölgesindeki Sünni Zaza-Kürt aşiretlerinden gelen isyancılar 16 Şubat’tan itibaren Darahini, Hani, Lice, Çapakçur ve Palu’yu ele geçirdiler, 24 Şubat’ta Elazığ’ı girdilerse de halkın direnişi çekilmek zorunda kaldılar. 3 Mart 1925’te “Pasif” bulunan Ali Fethi (Okyar) Bey Hükümeti 60’a karşı 94 oyla düşürüldü, yerine “şahin” İsmet Paşa Hükümeti kuruldu.
Ahval yazarı Cafer Solgun, Yüzleşme’de Elazığ’da yaşanan deprem felaketini gündemde tutuyor.
Türkiye, bir deprem ülkesi. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nden bu yana geçen onca yılda ciddi anlamda tedbir alınmadığı eleştirileri ağırlıkta. Son olarak Elazığ ve Manisa'da gelen peş peşe depremler, bu kaygıyı bir kez daha güçlü bir şekilde açığa çıkardı. Bir yandan da Jeoloji profesörleri ve alanında uzman isimler, büyük bir İstanbul depremi için uyarıyorlar. Türkiye toplumunun önemli bir kesimi, uzmanları bir tarafa bırakıp dini kanaat önderleri ve "hoca" olarak nitelenen bazı isimlerin yorumlarına/görüşlerine itimat ediyor. Bu da "kadercilik" anlayışını tetikleyerek sorumluların hesap vermesinin önüne geçiyor. İşin diğer tarafında son dönemde deprem kâhinleri de ortaya çıkmaya başladı. Ahval editörleri Evren Dede ve Ali Aslangül, Türkiye'nin deprem gerçeğini din ve bilim etrafındaki şehir efsaneleri ve gerçekler ışığında halkın nabzını da tutarak Oltaya Takılanlar'da masaya yatırıyor.
AhvalPod’un ekoloji podcasti Mavi Yeşil’in bu haftaki bölümünde, ekoloji aktivisti Cemil Aksu ve gazeteci Mustafa Alp Dağıstanlı, Elazığ'da yaşanan felaketle birlikte yeniden Türkiye gündemine oturan deprem ve hükümetin deprem konusundaki ihmallerini değerlendirdi.
Prof. Dr. Haluk Eyidoğan ile Elazığ depremini, deprem güvenliğini ve Kanal İstanbul Projesi'ni konuştuk
Günün öne çıkan haberlerini tarafsız bir bakış açısıyla ve FOX Haber farkıyla dinleyin! Güvenilir, tarafsız ve kaliteli haberin adresi FOX Haber; podcast yayınlarıyla sizlerle. Türkiye'den ve dünyadan en sıcak gelişmeler, İlker Karagöz ile Çalar Saat Hafta Sonu podcast yayınlarıyla sizlerle! FOX Türkiye Resmi Web Sitesi: www.fox.com.tr Facebook: https://www.facebook.com/foxhaber Twitter: http://www.twitter.com/FOXhaber Instagram: https://www.instagram.com/FOXhaber/
t cetveli bu bölümünde Elazığ ve Manisa depremleri sırasında yine gündeme gelen deprem kahini Dyson Lin'i ele alıyor. Depremler sırasında yanlış bilgiyle mücadelede ne yapmalı? Deprem kahinlerinin yaptığı tahminlere karşı nasıl yaklaşmalı?Bölümde adı geçen içerikler:Doğal afetlerde yanlış bilgiden korunmak için ipuçları - https://bit.ly/2S3QhcTDeprem tahmincileri korkulardan beslenerek fayda sağlıyor - https://bit.ly/2u0rPRK Elazığ Tabip Odası'nın depremde hayatını kaybedenlerin sayısını açıkladığı iddiası - https://bit.ly/2O9lLgT HAARP - https://bit.ly/38Q3Svd
Günün öne çıkan haberlerini tarafsız bir bakış açısıyla ve FOX Haber farkıyla dinleyin! Güvenilir, tarafsız ve kaliteli haberin adresi FOX Haber; podcast yayınlarıyla sizlerle. Türkiye'nin lider sabah haber programı İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat, podcast yayınlarıyla sizlerle! FOX Türkiye Resmi Web Sitesi: www.fox.com.tr Facebook: https://www.facebook.com/foxhaber Twitter: http://www.twitter.com/FOXhaber Instagram: https://www.instagram.com/FOXhaber
Öneri podcasimiz 2020'nin felaketleri ile başlıyor. Elazığ depremi, Kobe Bryant'ın acı bir şekilde hayatını kaybetmesini konuştuktan sonra haftalık önerilerinde Rise of Empire: Ottoman konuşuyor ve spotify playlist önerileri ile devam ediyor.
Elazığ depreminin ardından akıllarda en çok kalan söz sanırım Enerji Bakanı Fatih Dönmez'in "Her şeyi devletten beklemeyin" cümlesi olmuştur. O zaman gelin şu devlet- vatandaş işbirliğini konuşalım biraz... Bu ilişkide kime, hangi görevler düştüğünü...
Elazığ’ın Sivrice ilçesinde 24 Ocak gecesi meydana gelen ve Malatya’da da yıkıma neden olan 6.8 şiddetindeki depremde 41 kişi hayatını kaybetti, 1607 de kişi yaralandı. Arama çalışmalarının 27 Ocak 2020 tarihinde tamamlandığı Elazığ ve Malatya’da enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Deprem bölgesinden gelişmeler Gazete Fersude’nin gündem özel podcastinde.
27.01.2020 -Elazığ'da son durum -Gazeteci Akinan'dan depremzede iddiası -Deprem vergileri tartışması sürüyor -Coronavirüs yayılmaya devam ediyor -Basın kartı iptalinde geri adım
27.01.2020 -Kanal İstanbul'a kaynak önerisi geldi -Deprem bölgesinde neler oluyor? -Elazığ depremi ardından ortaya çıkan tablo ve tartışmalarda son durum -Kanal İstanbul için para arayışı için konuşulan öneri işçinin kırmızı çizgisine denk geliyor
Elazığ depremindeki kurtarma çalışmalar sırasında yaşanan ve tüm yurttaşların kanını donduran olay gündemde kalmaya devam ediyor. Gazeteci Serdar Akinan’ın iddiasına göre, AFAD tarafından yürütülen kurtarma çalışmalarında enkazın altında yaklaşık bir saat bekletilen bir yurttaş Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olay yerine geldiği sırada enkazdan çıkarıldı. TKP’nin Sesi’nde bugün, AFAD tarafından yalanlanan bu iddianın tüm boyutları, düzenin insanı çürüten ideolojik saldırısı ve yaşananların gözden kaçırılmaması gereken siyasal yönleri ele alınıyor.
Öncelikle Elazığ ve Malatya çok geçmiş olsun! Faydasızlarımız bu bölümde kötü giden bir haftanın ardından önce Çin (Corona) virüsünü tartışıyor, ardından son zamanların popüler olaylarından sokak röportajlarını ve garip sosyal deneyleri konuşuyor.
- Depremde hayat kurtaran uygulama AKUT-Güvendeyim. - Reklamverenler Derneği’nin farkındalık kampanyası: Reklamlar değişir, toplum değişir - Yeni sosyal medya uygulaması Byte - Sıfırıncı sıradaki (Feature snippet’taki) içerikleri etkileyen güncelleme -Snapchat CEO’sunun hayranı olduğu uygulama: TikTok - 2019’un e-ticaret verileri, ortalama sipariş tutarı, web sitesinde geçirilen süre, mobil kullanım - Turna.com'un istatistiklerine göre 2019 seyahat alışkanlıklar - Netflix’ten yeni yapım, Rise of Empires: Ottoman - Ve son olarak HBR’dan bir makale: Liderlikte Metafor Sanatı Dijital hayattaki haberleri takip etmek zor, bu sebeple haftanın gelişmelerini hap şeklinde kolay bir biçimde sizlere sunmak en önemli amacımız. Bu sebeple Haftalık Dijital Gündemi oluşturduk. Dinlediğiniz için teşekkürler! Yorumlarınızı ve geri dönüşlerinizi bekliyoruz.Bizlere info@netvent.com adresinden ya da sosyal medya hesaplarımızdan ulaşabilirsiniz. https://instagram.com/netvent/ https://twitter.com/netvent/ https://facebook.com/netvent/ https://linkedin.com/company/netvent-/ https://netvent.com/
24 Ocak’ta gerçekleşen Elazığ depremiyle tüm Türkiye derinden etkilendi. 5.7 şiddetindeki İstanbul depreminin yarattıkları henüz geçmemişken; bilgisizlik, eksiklikler ve hatalar halka hâkim olan panik ve çaresizlik duygusunu daha da katmerlendirdi. TKP’nin Sesi’nde bugün, depremden en çok etkilenenlerin her zaman doğru düzgün konutlarda barınma hakkından mahrum insanlar olduğu vurgulanırken, yok edilmeye çalışılan dayanışma kültürünün, örgütlülüğün altı çiziliyor.
Geçtiğimiz hafta içinde Manisa’da yaşanan depremin İzmir’den Bursa ve Çanakkale’ye İstanbul’a kadar uzanan sarsıntısı, can kaybı ve büyük bir yıkım olmadan atlatıldı. Ancak yeniden gündeme oturan deprem riski ile birlikte öncelikli olarak İstanbul tartışılırken, Türkiye acı haberi 24 Ocak Cuma günü Elazığ’dan aldı.Elazığ’ın Hazar gölü kıyısındaki ilçesi Sivrice’nin merkez üssü olduğu 6,8 şiddetindeki deprem, tüm Türkiye’yi derinden sarstı. Ankara Rüzgârı’nda son gelişmeleri ele alan Zülfikar Doğan, Elazığ’ın dışında Malatya ve Adıyaman’ı da etkileyen sarsıntının şimdilik geri planda tutulmaya gayret edilen siyaset alanında da bir süre sonra depreme neden olabileceği görüşünde.Profesör Naci Görür’ün adeta yer ve saat vererek geçtiğimiz yıl Ekim ayında Elazığ ve Sivrice’de deprem için uyardığının ancak dikkate alınmadığının ortaya çıkmasıyla birlikte, Türkiye’nin her an gerçekleşebilecek bir büyük depreme ne kadar hazırlıklı olduğu sorularının gündemin ilk sırasına taşındığını dile getiren Doğan, “Naci Görür Elazığ depremi ve Doğu Anadolu Fay hattının harekete geçebileceği, acil önlem ve hazırlık yapılmasına yönelik rapor ve önerilerini çok önceden TÜBİTAK ve DPT’ye ilettiklerini ancak reddedildiğini açıkladı. Bu durum, başta İstanbul olmak üzere bilim insanlarının, meslek odalarının hazırladıkları bilimsel öngörülerin ciddiye alınmamasının nelere yol açtığını da gözler önüne serdi. Dolayısıyla iktidarda 18’inci yılına giren AKP’nin bugüne kadar ne yaptığı soruları sorulmaya başlandı. 17 Ağustos 1999’daki Marmara Depremi’nden sonra uygulamaya konulan deprem vergileri, özel iletişim vergisinden elde edilecek kaynakların depreme hazırlık, yerleşimlerin güçlendirilmesi, dayanaksız binaların yıkılması, kentsel dönüşüm için harcanması söz konusuydu. Ancak Elazığ depreminin acıları henüz taze iken bu soruların sorulmasına sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu soruların ve paylaşılan mesajların ahlaksızca olduğunu söyledi.” dedi. Yapılan hesaplamalara göre bugüne kadar deprem vergilerinden sağlanan kaynağın TL olarak 66 milyar lira, dolar bazında 36 milyar dolar olduğunu söyleyen Zülfikar Doğan bu paraların harcandığı yerler konusunda da iktidardan gelen yanıtların çelişkili olduğuna dikkat çekiyor. Eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bu paralarla duble yol yapıldığını söylediğini aktaran Doğan, iktidara yakın medyada ise deprem vergileriyle TOKİ’nin ev yaptığının savunulduğunu, geçen yıl Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yanıtlaması için verilen soru önergesine ise ‘bu konuyu İçişleri Bakanlığına sorun’ karşılığının verildiğini dile getiriyor. Yaşanan felaketin acıları biraz azaldıktan sonra deprem vergileri ve 18 yıl boyunca ne önlemler alındığının iktidar ile muhalefet arasında siyasetin öncelikli tartışma başlıklarından birisi olmasını beklediğini söylüyor.AKP tarafından Çarşı ve Mahalle Bekçilerine yeni yetkiler verilmesi yönündeki yasa değişikliği teklifinin bu hafta tatili bitip çalışmalarına başlayacak olan Meclis’te ele alınacağını, muhalefetin bu değişikliğe tepkili olduğunu ifade eden Zülfikar Doğan’ın iç ve dış politika ile ekonomide haftanın gündemine yönelik değerlendirmelerini buradan dinleyebilirsiniz.
Okan Kaya, Uğurcan Altunay ve Halil Said Cankurtaran'ın yer aldığı bu bölümümüzde 24 Ocak Cuma günü yaşanan üzücü Elazığ depremi hakkında konuşulmuştur. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz. Giriş müziği, yaşadığımız bu üzücü olay nedeni ile dahil edilmemiştir. http://tapirlab.com
Günün öne çıkan haberlerini tarafsız bir bakış açısıyla ve FOX Haber farkıyla dinleyin! Güvenilir, tarafsız ve kaliteli haberin adresi FOX Haber; podcast yayınlarıyla sizlerle. Türkiye'nin lider sabah haber programı Çalar Saat Hafta Sonu, podcast yayınlarıyla sizlerle! FOX Türkiye Resmi Web Sitesi: www.fox.com.tr Facebook: https://www.facebook.com/foxhaber Twitter: http://www.twitter.com/FOXhaber Instagram: https://www.instagram.com/FOXhaber
Pod 360'da bu hafta Zeynepgül alp Elazığ Sivrice'de saat 20.55'de 6,8 büyüklüğünde meydana gelen depremin detaylarını sıcağıyla aktarıyor. Podcastin bu bölümünde Kandilli Rasathanesi'nden yapılan açıklamanın tamamına yer veriliyor. Detaylar Pod 360 2'inci sezon 5'inci bölümünde.⚡Bu program Friedrich Ebert Stiftung'un katkılarıyla hazırlanmaktadır. Yayınların sorumluluğu yayıncılara aittir.
Liseli bir yatırımcının eğlenceli yolculuğu. Alp Onur 2000 yılında Elazığ’da doğdu. İlköğrenimi sonrası İstanbul’da eğitimine devam etti. Bir girişimcilik kampında elde ettiği birincilik sonrası bu alanda çalışmalarını yoğunlaştırdı. 2016 yılında liselilerin girişimcilik ekosistemindeki eksikliğini göz önünde bulundurarak liseli girişimcilik takımı Lookater’ı kurdu. Geliştirmiş olduğu Alzheimer Çipi Looky projesi ile birlikte Türkiye’yi Prag ve Lizbon’da temsil etti. Looky ile birlikte lisede 56 kez ulusal basında ve 4 kez TV yayınlarında yer alan Alp Onur; Türkiye’ye ilham veren 5 gençten biri olarak gösterildi. necozsem.com’un da kurucu ortağı olan Alp Onur; lise öğrenimine halen Uğur Okulları’nda devam etmektedir.
Hulusi ağabey, Hz. Üstad ile az görüşen talebelerdendir. Sayılı görüşmeleri için şu değerlendirmeyi yapar: “O anda öyle bir hâl içinegiriyordum ki tarif edemem. Üstad ile çok azgörüştüğümüz halde o kadar lezzet aldım kitarife sığmaz. İlk intibalarımı ömrüm oldukçaanlatsam yine de bitiremem. Beni öyle bir çektiçevirdi ki başka hiçbir şeye meylimiz kalmadı.Neyi vardıysa bana söyledi. O Allah vergisidir.Bazısı senelerce gider, bazısı kısa zaman içindegörüşür, fevkalâde alır. Cenab-ı Hak bize nasipetti. Hayatımda ilk defa birine, ‘Üstad' dedim,hata etmedim, isabet ettim.”“Barla'da, Üstad Hazretleri cehri okunannamazlarda, bilhassa sabah namazlarındaKur'ân-ı Kerimin ‘Elhamdülillah' ile başlayansurelerini okurdu. Kur'ân okuyuşu bambaşkaydı. Kur'ân'ın hakikatlerini duyarak ve yaşayarak okurdu. Kur'ân'ın İlahî sadası bütünruhunu kaplardı. Onun okuyuşu hafız ve hocalara hiç benzemezdi. Tecvid-i maneviye ile, yaniKur'ân'ın mânâsına uygun olarak okurdu.”Hulusi ağabey, bir mektubunda Üstad'a“Beni de Nur şakirtleri içinde Ashab-ı Kehf'inKıtmir'i gibi kabul buyurun” der. Cevabî mektubunda Üstad ise, “İnşallah sen bu zamandaAshab-ı Kehf'in birincilerindensin” der.İlk görüşmeden sonra Üstad'ın “Uzaklığınalameti olan mektuplaşmak âdetim değil, fakatsen yaz!” demesini bir emir telakki eden Hulusi ağabeyin sorulu mektupları Mektubat'ındoğmasına vesile olur. Bu hususta şöyle der:“Bazı sualleri başkaları bana sorardı. Ben deÜstad Hazretlerine sorardım. Mesela, ‘Ceddidûimânekün bi lâ ilâhe illallah' hadisini, Rüşdiyehocalarından Arapgirli İbrahim Efendi banasormuştu. Ben de 1932'de Elaziz'den Barla'yamektup yazarak Üstad'dan sormuştum.”Şimdi Tunceli ilinin bulunduğu bölgenineski adı olan Dersim'de bazı aşiret ağaları malve namuslarının tehlikede olduğunu ileri sürerek isyan etmişlerdi. 1935'lerde başlayan olaylar, hükümet tarafından çok kanlı bir şekildebastırılır. Bazılarının hatasıyla yüzlerce masumun hayatına kıyılır, dehşetli zulümler işlenir.O sırada Sivas'ta komuta kursunda bulunanHulusi ağabey, oradan Elazığ'a getirtilerek Tunceli'deki olayları bastırmaya memur edilir. Bugörevi almaktan büyük bir ıstırap duyan ağabeyimiz gelişen olayları şöyle anlatır: “1938'debizi Dersim İsyanını bastırmaya memur etmişlerdi. İsyan dedikleri de bazı dağ köylerinin oyıl vergilerini vermemiş olmalarıydı. Bize verilen emir tek kelimeyle ‘imha' idi. ‘Canlı bir şeybırakmayın. Genç ihtiyar, çocuk kadın demedenimha edin!' deniyordu. “Ben kıta komutanıydım. En çetin ve zor vazifeyi bize verdiler; ‘Senpiyadesin, seni topla takviye etmek gerekir'dediler. Âmirlerimiz ‘Bunları imha edin!' diyordu. Hâlbuki ben o zamana kadar bütün cephelerde, silahlı düşmanla savaşmıştım. Bir asker,silahsız masum insanları nasıl öldürebilir? Buyüzden müthiş bir hüzün ve ıstırap içindeydim.Çok üzüntülüydüm. Çünkü Çanakkale'de Fransız ve İngilizlerle, Kafkaslarda Ruslarla çarpıştık. Fakat bunlar kim? Çapulcu değil, muharipdeğil ki? Bunlarla yapacağımız muharebede ikitaraf için ölüm tehlikesi var. Bir yara alıp ölürsek ne sayılacağız?
Ankara Rüzgârı’nda haftanın siyasi, ekonomik ve dış politika gelişmelerini değerlendiren Zülfikar Doğan, yeni parti kurma çalışmaları yürüten eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Elazığ’da yaptığı açıklamalarla AKP ile ipleri koparttığını, gemileri yaktığını söyledi.
Türkiye’nin en kaliteli şaraplık üzümleri arasındadır aslında. Oldukça yüksek bir tanen miktarına sahiptir, hatta kaba diyebiliriz tanenleri için. Çoğunlukla gençken içmek zordur, olgunlaştıkça tanenler çok daha yumuşar, aromalar da çok daha fazla bir kompleksiteye sahip olur. Doğduğu bölge Diyarbakır ama bir miktar Elazığ’da var, bir miktar Malatya’da var, hatta Denizli’de de ve Manisa’da da mevcut şu an. Fırat ve Dicle Irmakları arasındaki bölgede yaşamını sürdürür diyebiliriz. Hala özellikle Çermik-Çüngüş bölgesinde yabani Boğazkere asmalarına rastlamak mümkün. Dediğim gibi oldukça yüksek tanenlere sahip, asiditesi orta düzeyde. Öküzgözüne göre çok daha koyu renkte şaraplar yapan, yıllanmaya uygun, meşe fıçılarla uyumlu. Karadut ve karabiber aromaları yani hem koyu meyve hem baharatsı aromalar taşıyan oldukça güçlü şaraplar yapan; sıkça da bu yoğun tanenli yapısını yumuşatmak için Öküzgözü ile kupaja giren şaraplar var.
Öküzgözü Türkiye’nin en kıymetli kırmızı şaraplık üzümlerinden bir tanesidir. Doğduğu bölge Elazığ ama Elazığ dışında da Malatya, Diyarbakır, Tunceli, Erzincan vb. yerlerde bulunuyor. Tabii ki batıda da mevcut; Kapadokya, Denizli, Manisa gibi bölgelerde şu an Öküzgözü bulunuyor. Eylül sonu, Ekim sonuna kadar olgunlaşan, tanen miktarı yüksek bir üzüm. Çoğunlukla çok koyu renkli şaraplar vermez ama bir Pinot Noir kadar da, bir Kalecik Karası kadar da açık şaraplar yapmaz. Orta koyulukta bir rengi vardır diyebiliriz. Oldukça dengeli ve meyvemsi şaraplar yapar. Türk şarapçılığında bir klasik olan Öküzgözü- Boğazkere kupajında kullanıldığı gibi tek başına da şarap üretimine uygundur. Orta ile tam gövdeli diyebiliriz şaraplar için, bolca siyah kiraz, vişne ve karadut aromaları taşıyan şaraplar karşımıza çıkarır.
Türkiye kuzey yarım kürede yer alıyor. Kuzey yarım kürede bağ bozumu genellikle Ağustos ortası gibi başlar, Ekim ortası gibi sona erer. Elbette ki her yıl aynı gün aynı saatte başlayıp, her yıl aynı gün aynı saatte sona ermez. Başta da söylediğimiz gibi iklimin daha doğrusu hava şartlarının gidişatına göre bu günler birazcık daha öne ya da daha geçe kayabilir ama genellikle sıkı bir takiple bu günleri doğru olarak belirler winemaker’lar ve ziraat mühendisleri. Tabii ki bu hasat üzümler olgunlaştığında başlar. Mart gibi üzümler uyanır, gözler açılmaya başlar, Mayıs civarında taneler oluşur, çiçeklenir ve arkasından taneler, salkımlar oluşmaya başlar, o zaman koruk dediğimiz dönemdir. Sonra yavaş yavaş Temmuz ortası gibi, Ağustos gibi siyah üzümlerin renkleri koyulaşmaya, bütün üzümlerin de asitleri yavaş yavaş düşmeye, şeker oranları artmaya başlar. Sizin yapacağınız şarabın türü ne ise bölgenizin de bulunduğu konuma göre, yapmak istediğiniz şaraba göre şarabı toplayacağınız zamana karar verirsiniz. Genel olarak toplama zamanı sonbahar diyebiliriz. Çoğunlukla Türkiye’nin en batısından başlar yani Trakya, Ege civarından başlar hasat. En son Elazığ, Diyarbakır, Türkiye’nin en doğusundaki iki bağ bölgesi bunlar olduğu için en son Elazığ, Diyarbakır’da bitecek şekilde sürer. Her sene üç aşağı beş yukarı aynı zamanda yapılır. Çoğunlukla, aslında bütün dünyada tabii ki sadece Türkiye’de değil, sabah erken saatte yani ısıları düşükken, üzümler serinken toplanması tercih edilir.
Ekoloji Hareketleri Gündemi: 20 Haziran 2013 Ekoloji Hareketleri Gündemi'nde, Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatları'ndan (ÇEHAV) Avukat Barış Yıldırım'la Bingöl, Elazığ ve Tunceli il sınırları içinde bulunan Peri Vadisi üzerinde projelendirilen dokuz hidroelektrik santralin yol açtığı ekolojik kıyım hakkında konuştuk. Projelere karşı yürütülen hukuki sürece dair bilgi aldık.
Konuğumuz Prof. Dr. Okan Tüysüz ile Rize, Elazığ, Küba depremlerini ve Türkiye'de 24 il ve 110 ilçede yapılmış olan 'Aktif Fay Hattı Üzerindeki Kentler Araştırması'nı konuşuyoruz.