Podcasts about kendisinin

  • 69PODCASTS
  • 142EPISODES
  • 27mAVG DURATION
  • 1MONTHLY NEW EPISODE
  • Jan 21, 2025LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about kendisinin

Latest podcast episodes about kendisinin

T24 Podcast
Şans ve ruh burcunu biliyor musun? | 'Kısmet ve Niyet'in yazarı Hakan Kırkoğlu anlatıyor

T24 Podcast

Play Episode Listen Later Jan 21, 2025 58:56


Hayat, bir yolculuk ve bu yolculuk rastlantılara mı bağlı, yoksa görünmeyen iplerler mi şekilleniyor? Göklerin Bilgeliği Okulu'nun kurucusu Hakan Kırkoğlu, Alfa Yayınları'ndan yeni çıkan Kısmet ve Niyet adlı kitabında, astrolojiyi insanın içsel yolculuğunun rehberi olarak ele alıyor. Kendisinin geliştirdiği benzersiz yöntemlerle, doğum haritalarındaki semboller üzerinden insanın kısmet, niyet, şans ve ruh burçları gibi derin kavramlarla hayatını şekillendirme yollarını keşfetmemize yardımcı oluyor. Kırkoğlu, kitapta sadece astrolojik haritalara değil, aynı zamanda kısmetin, niyetin, şansın, ruhun ve doğru zamanda harekete geçmenin (Kairos) önemine değiniyor. Hayat yolculuğunda karşılaştığımız dönüm noktaları ve içsel rehberliğimizin nasıl şekillendiği üzerine derinlemesine bir bakış açısı sunuyor. Ayrıca, Hakan Kırkoğlu'nun astrolojiye ve tarihsel altyapıya dair derin bilgiye sahip bir uzman olarak, astrolojinin kökenlerini, evrimini ve psikolojik alt yapısını çok iyi bildiğini de vurgulamak gerek. Hakan Kırkoğlu ile buluştuk ve hayatımızdaki rastlantıların, zorunlulukların anlamlarını ve değiştirme gücümüzü konuştuk. Video

Kolay Değil
Başarılı İş İnsanı Ömer Barbaros Yiş'in İlham Veren Kariyer Hikayesi | Kolay mı? 006

Kolay Değil

Play Episode Listen Later Nov 24, 2024 31:57


Başarılı iş insanı Ömer Barbaros Yiş ile harika bir bölüm çektik. Kendisinin ilham veren eğlenceli hayat hikayesini ve dışarıdan başarılarla dolu gözüken kariyerindeki iniş çıkışları gözükmeyen yanlarını dinledik.

bir nevi defter
Toplumun ortasında tesettürlü bir kadın - Hatice Kübra Baylan @Dijiveyn

bir nevi defter

Play Episode Listen Later Nov 19, 2024 38:53


Toplumun tam ortasında bulunan tesettürlü kadınların hikayelerini, güzelliklerini, imtihanlarını dinlediğim bu podcastte ilk konuğum Uzm. Çocuk Gelişimci Hatice Kübra Baylan'dı.Kendisinin dijital ebeveynlik ve çocuk gelişimi podcastlerine “Dijiveyn” ismiyle ulașabilirsiniz. Ayrıca instagram: @dijiveyn

Kolay Değil
Kurumsal Hayatta Girişimci Olmak Mümkün Mü? | Sonat Kaymaz | Kolay mı? 005

Kolay Değil

Play Episode Listen Later Nov 17, 2024 33:59


Birçoğunuzun Yeni Nesil Kafası'ndan tanıdığı ekranların sevilen ismi girişimci Sonat Kaymaz ile harika bir bölüm çektik. ⚡️ Kendisinin hayat hikayesini ve değerli tecrübelerini dinledik. Birçok yerde anlatmadığı detayları bizlere anlattığı için çok teşekkür ederiz.

Kendi Yoluna Giden Adam
Dördüncü Sezon Beşinci Bölüm - Kendisinin Doktoru

Kendi Yoluna Giden Adam

Play Episode Listen Later Oct 13, 2024 9:30


Kaynağı ister senin hatandan isterse başkasının kötülüğünden olsa da bu hayatta sende açılan yaraların dermanı yalnızca sensin. Düşmek senin suçun olmasa da iyileşmek senin sorumluluğunda bunu asla aklında çıkarma. Seni üzen durumu değiştiremiyor musun o zaman kendini değiştireceksin. Kendi kendinin doktoru olmak hakkında konuştuk bu hafta. Ruhunda da bedeninde de bir yara açıldıysa bunu saracak olan sensin. Canının en çok yandığı anda dahi kafanı kaldırıp kimseden yardım beklememelisin. Çoğu zaman bulamayacaksın da. Kimisi anlayamayacak kimisi anlamak dâhi istemeyecek. Ne dedik kendi kendinin doktoru olmalı kendi yoluna çıkan herkes. Çünkü kendi yolunda olmak kendi yaralarını sarabilen olmaktır.

Kolay Değil
Kahve Ustası Sam Çeviköz Kahvenin ve Kahveciliğin Sırlarını Anlatıyor! | Kolay mı? 001

Kolay Değil

Play Episode Listen Later Sep 30, 2024 34:08


Bugün kahve ustası Sam Çeviköz'ü ağırladık. ⚡️ Kendisinin birçok yerde anlatmadığı hayat hikayesini ve tecrübelerini dinledik. İnanılmaz değerli bilgiler verdi. Bizim için çok keyifliydi. Kahve ile ilgili birçok şey öğrendik. Umarız sizler de izlerken keyif alırsınız.

Kolay Değil
İnternetin %96'sı Erişilebilir Değil! | Binclusive - Atakan Nalbant

Kolay Değil

Play Episode Listen Later Sep 13, 2024 27:30


VOA Türkçe
Harris'in adaylığına muhalefet edenler kendisinin yeterli liyakatı olmadığını savunuyor - Eylül 03, 2024

VOA Türkçe

Play Episode Listen Later Sep 3, 2024 2:47


ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in muhalifleri, Harris'in başkan olmak için gerekli nitelik ve becerilere sahip olmadığını iddia ediyor ve kendisinin Amerika'da iş hayatında çeşitliliği, eşitliği ve kapsayıcılığı arttırmayı amaçlayan politikalardan yararlandığını savunuyor. Ancak daha önce ötekileştirilmiş grupları kapsayan politikaların destekçileri, Harris'in yerini gerçekten hak ettiğini söylüyor.

Kolay Değil
Teknelerin Airbnb'si Teknevia'nın Hikayesi | Mert Güler | Biz Bize 050

Kolay Değil

Play Episode Listen Later Aug 21, 2024 37:18


Kolay Değil
Güvenli ve Hijyenik Suya Ulaşmanın En Kolay Yolu! | Step2water Kurucusu Elif Türker | Biz Bize 049

Kolay Değil

Play Episode Listen Later Jul 25, 2024 32:35


Kolay Değil
Basketboldan Girişimciliğe Uzanan Hikaye! | Sinan Güler | İşin Aslı 026

Kolay Değil

Play Episode Listen Later Jul 9, 2024 23:05


Kolay Değil
Basketbolcu Bir Ailede Büyümek Nasıldı? | Sinan Güler | İşin Aslı 025

Kolay Değil

Play Episode Listen Later Jul 9, 2024 30:58


Aposto! Altı Otuz
Aposto Altı Otuz | 12 Haziran Çarşamba - İade-i ziyaret, Azov kararı

Aposto! Altı Otuz

Play Episode Listen Later Jun 12, 2024 8:36


Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 yıl sonra CHP Genel Merkezi'ne adım attı. ABD, Ukrayna'nın tartışmalı Azov Taburu'na silah yasağını kaldırdı. Bu bölüm Tefal hakkında reklam içermektedir. Süper kahraman olsaydınız sihirli gücünüzün ne olmasını isterdiniz? Siz düşünürken kahramanımız Tefal Ultimate Power Pro buharlı ütü ile tanıştıralım. Kendisinin özel yeteneği; buhar kazanlı ütünün gücünü, buharlı el ütüsü rahatlığında sunması. Güçlü buharı ve akıllı teknolojisiyle Tefal Ultimate Power Pro her türlü kumaşı mükemmel ütülemek için göreve hazır. Aposto Gündem'e buradan ulaşabilirsiniz.

Yeni Şafak Podcast
TAHA KILINÇ - Yangın Ve Körük

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 24, 2024 4:37


Helikopter kazasında yaşamını yitiren İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisî, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir-Abdullahiyan ve diğer altı kişinin cenazeleri, İran'da günler süren tantanalı merasimlerin ardından toprağa verildi. İranlı General Kâsım Süleymânî'nin 2020'deki cenaze töreninde yaşanan izdihamlarda en az 56 kişinin öldüğü, 200'den fazla kişinin de yaralandığı hatırlandığında, Reisî ve beraberindekilerin çok daha sakin bir atmosferde uğurlandığı söylenebilir. Yine de cenazedeki mühim bir detay, tarihî ve güncel bağlamları çerçevesinde özellikle konuşulmaya değer: Tebriz'deki ilk törenlerin ardından sıra Tahran'a geldiğinde, İran rejiminin önde gelen ağıtçı ve meddahlarından Mansur Arzi sahne aldı ve -Şiî geleneklerine uygun biçimde- duygu tonu oldukça yüksek bir konuşma yaptı. Devlet televizyonlarının da canlı yayınladığı konuşmasında Arzi, Reisî'nin helikopter kazasında yanarak öldüğünü belirtip, “Fâtıma Annemiz de yanmıştı!” ifadesini kullandı. Aynı merasimde konuşan bir başka isim de “Bu azizler, Fâtıma Zehrâ'ya gönül verdiler. Ve bedeni kapıyla duvar arasında kalıp yanan anneleri [Hz. Fâtıma] gibi yanarak can verdiler!” dedi. (Bu detaylardan bizi haberdar eden sevgili kardeşim Âdem Yılmaz'a müteşekkirim. Kendisinin, Şiî inancında yas kültürü ve ağıtçıların rejim tarafından siyasî bir hoparlör olarak nasıl kullanıldığını anlattığı “Meddahlar” adlı kıymetli eserini de bu vesileyle yeniden tavsiye etmiş olayım. Ketebe Yayınları, 2023). Burada Hz. Fâtıma'nın “yanarak” vefat ettiğine dair vurgular mutlaka dikkatinizi çekmiş hatta sizi irkiltmiş olmalı. Gerçekten de hafızalarımızı yokladığımızda, Hz. Peygamber'den yaklaşık altı ay sonra ebedî âleme göçen Hz. Fâtıma'nın normal biçimde terk- i dünya ettiğinden başka bir bilgimiz yok. Elimizdeki bütün sahih tarih ve Siyer kaynaklarında bu şekilde kayıtlı. Ancak her tarihî hadisede kendi paralel anlatımını üreten Şiî inancı, süreci bambaşka biçimde aktarıyor. İddialarına göre: Hz. Ebûbekir'in halife seçilme sürecine nezaret eden Hz. Ömer, Hz. Ali'nin hilafete geçmesi için Hz. Fâtıma'nın evinde alternatif bir toplantı düzenlendiğini haber alır. Doğruca oraya gider, kapıyı zorla açar, Hz. Fâtıma'yı yumruklayıp kaburga kemiklerini kırar; çıkarken de evi ateşe vererek Hz. Fâtıma ve beraberindekilerin yanarak ölmesine neden olur. Yakın döneme kadar “Gulât” dediğimiz aşırı Şiî fırkaların fısıltı yoluyla yayageldiği bu deli saçması anlatı, bugün artık İran devletinin resmî himayesi altında kitlelere zerk ediliyor. Türkiye'deki İrancıların, bu türden rivayetlerin Şia nezdinde “asla ve kat'a” kabul görmediği, İran'ın mezhepçilikten uzak durduğu ve söz konusu söylentileri “İngilizlerin” yaydığı yönündeki gülünç ısrarına rağmen, Reisî'nin cenaze töreninde yaşanan sahneler, Hz. Ömer'e atılan bu korkunç iftirayı İran devletinin de resmen sahiplendiğini gözler önüne serdi. Dinî Lider Ali Hamaney'in özel ilgisine mazhar olan şöhretli bir ağıtçı vaizin söz konusu iftirayı

Anlat Eren
Keloğlan ile Nasreddin Hoca

Anlat Eren

Play Episode Listen Later May 18, 2024 11:06


Keloğlan pazara vardığında iki tavuğunu satmak için dolaşmaya başlamış. Bir adam Keloğlan'ın iki tavuğuna bir altın vermiş, ancak Keloğlan tavuk başına bir altın istemiş. Neyse... Fiyatta anlaşamamışlar. Aradan biraz zaman geçmiş. Bu sefer Keloğlan'ın yanına yaşlı bir adam yaklaşmış ve O'na ilginç bir takas önermiş. Cebinden bir kağıt parçası çıkarmış ve açmış. Bu bir hazine haritasıymış. Keloğlan'ın iki tavuğuna karşılık ona bu hazine haritasını teklif etmiş. Kendisinin yaşlı olduğunu, hazineyi arayacak gücü kuvveti olmadığını söylemiş. Bu teklif bizim maceracı Keloğlan'a cazip gelmiş ve teklifi kabul etmiş...

Hizmetten
Kırılmalar, darılmalar bizi meşgul ederse... | Mizan | M. Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Apr 23, 2024 5:58


*Kırılmalar, darılmalar bizi meşgul ederse, kırılmaya, darılmaya tahammülü olmayan işler yolda kalır. *“Cânımı cânan isterse minnet cânıma / Can nedir ki anı kurban etmeyeyim cânânıma!” (Fuzulî) *Zannediyorum Rasûl-ü Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz'e ve nübüvvetine yürekten inanmış bulunan ve kalbinde O'na karşı azıcık alaka duyan bir insan O'nun mübarek başının yarıldığını her hatırladığında “Keşke şu kaya gibi olan başım O'nun önünde olsaydı da kılıçlar ona inseydi!” heyecanıyla dolar. Hazreti Mus'ab bin Umeyr'in (radiyallahu anh) Uhud'daki hali bunun delilidir. *Mus'ab bin Umeyr (radıyallahu anh) hazretleri, Uhud gününde Allah Rasûlü'nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) önünde savaşırken, bir kolu koparılınca öbür kolunu, o da budanınca âdeta “Bir bu kaldı.” deyip, kin ve nefretle kalkan kılıçlara tereddüt etmeden boynunu uzatmıştı. Ebediyetlere yürürken de hayatına denk bir mahviyet duygusu içinde ve yüzü toprağa bulanmış vaziyette göçüp gitmişti. Bir rivayete göre, Nebiler Serveri (sallallâhu aleyhi ve sellem), Mus'ab'ının bu hâlini şöyle dile getirirler: “Hazreti Mus'ab hayatta olduğu sürece beni koruyacağına ve bana herhangi bir zarar dokundurmayacağına dair söz vermişti. Şimdi elleri ve kolları budandığı için ‘Ya Rasûlullah'a bir şey olursa?' diye hicabından yüzünü kapatmaktadır.” *Allah Rasûlü hiçbir zaman kırılmamıştı. Uhud'da savaş stratejisi konusunda ashabıyla istişare ettikten ve onların fikirlerine uyarak meydan muharebesine çıktıktan sonra pek çok şehit verilmiş ve Kendisinin de mübarek başı yarılıp dişi kırılmış olduğu halde kimseye gönül koymamıştı; atf-ı cürümde falan bulunmadan, hiçbir şey olmamış gibi yine ashabını toplayıp onlarla istişare yapmıştı.

Kolay Değil
Ümit Erdim Oyunculuğa Nasıl Başladı? I İşin Aslı 023

Kolay Değil

Play Episode Listen Later Apr 10, 2024 51:31


DEĞER YARATMANIN FORMÜLÜ
Dr.Aylin Löle ile Sadece Eşitlik

DEĞER YARATMANIN FORMÜLÜ

Play Episode Listen Later Mar 18, 2024 33:58


Bu bölümde konuğum Sosyal Fayda Projeleri Danışmanı Dr. Aylin Löle.Aylin Hocamla BÜYEM'deki görevi sayesinde tanışıyoruz. Yakın dönemde üçüncü dönemi tamamlanan Sağlığa Yön Verecek Kadın Liderler programında ve başka birçok projede birlikte çalışma imkanımız oldu. Kendisinin toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki gazetecilik döneminden hatta çocukluğundan bu yana biriktirdiği deneyim ve bilgileri çerçevesinde kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdik.Konuşmamız, kurucusu olduğu Awen For Us inisiyatifinin doğuş hikayesiyle devam etti. Awen Keltçe'de uyanış anlamına geliyor. Sembolü de kadın ve erkek enerjisi arasındaki dengeyi temsil ediyor. Awen For Us da toplumsal cinsiyet eşitliği için uyanış ve hayatın her alanında, evde, dilde ve işte denge için yola çıkmış.Kadının hayatın her alanında eşit yer bulması tüm dünya için de bir mesele. O nedenle objektif bir değerlendirme için her yıl Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayınlanan Global Eşitsizlik Endeksi'ne bakabiliyoruz. Ancak orada da maalesef Türkiye'nin durumu içler acısı. Ülkemizin bu alanda karşılaştığı zorlukları ve gelişim alanlarını tartıştık.Eşitlik konusu sadece bir “adil olma” meselesi veya talebi değil; toplumun veya bir organizasyonun gücünü bölmekten, tam kapasitesini kullanamamaktan bahsediyoruz. Zaten bu dengesizlik ne kadar belirginse o toplumun veya organizasyonun başarı ve refahına olumsuz yönde yansıyor, bunu endeksten veya iş hayatı üzerindeki akademik çalışmalardan görmek de çok kolay.Kadına yönelik şiddeti konuşuyoruz ama önemli bir farkındalık da bu şiddetin farklı biçimleri. Aylin Hoca, özellikle iş yerlerinde ve sosyal ortamlarda (mansplaining, manderstanding, hepeating, manterrupting, bropropriating gibi) kadınlara karşı sergilenen belirli davranış kalıplarının üstünden geçti. Evde, dilde ve iş yerinde eşitliğe odaklanmanın önemini vurgulayarak, bu alanlarda gerçekleştirilmesi gereken değişimleri ele aldı.Yakın zamanda yaşadığımız Merkez Başkanı değişikliği hakkında görüşlerini sordum, o da cam uçurum kavramından bahsetti ki, aşağıda bu konuda referans verdiği bir makalenin linkini bulabilirsiniz.Son olarak, görünmez emeğin ve toplumsal cinsiyetle ilgili yaygın yargıların üzerine giderek, bu konularda farkındalık yaratmanın ve değişim sağlamanın yollarını tartıştık.Bu konuya ilgi duyan herkes, ama özellikle de hemcinslerim ve şirketler için değerli içgörüler ve çözüm önerileri sunan bu söyleşiyi dinlemenizi ve Awen For Us'ı daha yakından takip etmenizi tavsiye ediyorum. (01:16) Eşitsizlikle ilgisinin kaynağı (03:56) Awen For Us nasıl doğdu? (06:26) Global Eşitsizlik Endeksi'nde Türkiye'nin karnesi (11:20) Kadına şiddetin farklı şekilleri (15:56) Sivil toplum kuruluşlarının rolü (18:17) Cam uçurum (22:14) Evde, dilde ve işte eşitliğe odaklanmak (25:55) Görünmez emek ve toplumsal cinsiyet hakkındaki yargılarımız (29:15) Dr.Aylin Löle'nin değer yaratma formülü Awen For Us'in Instagram hesabı: https://www.instagram.com/awen_for_usAwen For Us'ın web sitesi:https://www.awenforus.com/“Cam uçurum” konusunda bahsi geçen Menekşe Tokyay'ın makalesi:https://www.perspektif.online/cam-tavan-ile-cam-ucurum-arasi-yorgun-hayatlar/Support the show

Yeni Şafak Podcast
Abdullah Muradoğlu - Ya Beyaz Saray, ya Netanyahu!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Mar 17, 2024 5:08


Biden Yönetimi'nin İsrail'e kayıtsız şartsız askeri, siyasi ve diplomatik desteği başının belası oldu. Bu politikanın Demokratlar'ın Kasım seçimlerinde Beyaz Saray'ı kaybetmeleriyle sonuçlanabileceğine dair güçlü işaretler var. Amerikan tarihinin bu anında Kasım 2024 seçimleri her iki taraf için de “varoluşsal” önemde. Demokratlar'ın göz ardı edilemeyecek nitelikte bir kesimiyse Biden Yönetimi'nin Gazze'de soykırım yapan İsrail'e kayıtsız şartsız destek vermekten vazgeçmesini istiyor. Kasım seçimleri tam anlamıyla bıçak sırtında ve ana akım Demokrat liderlik İsrail'e desteğin yol açacağı kayıpları iliklerine kadar hissediyorlar. Netanyahu ise Biden Yönetiminden gelen, hiçbir caydırıcılığı olmayan eleştirilere aldırmıyor. Kendisinin de tekrarladığı gibi Netanyahu'nun ABD'den istediği üç şey var: Mühimmat, mühimmat ve mühimmat. Netanyahu ABD'den silah akışının hiçbir gerekçeyle kesintiye uğramasını istemiyor. Biden Yönetimi de akışı kesmeye yönelik bir girişimde bulunmadı. Biden'ın Gazze'de ‘geçici ateşkes'e ihtiyacı var. Netanyahu'nun ise kendini kurtarmaya ihtiyacı var. Bu iki ihtiyaç birbiriyle çelişiyor, biri kazandığında diğeri kaybediyor. İkisinin birlikte kaybedeceği bir bahisten söz edilebilir tabii ama birlikte kazanacakları bir bahis yok.

Günün ve Güncelin Edebiyatı
Suat Derviş ve kendisinin Türkiye'deki kadın hareketi içindeki yeri

Günün ve Güncelin Edebiyatı

Play Episode Listen Later Mar 14, 2024 19:23


Konuğumuz Senem Timuroğlu ile Suat Derviş'i ve onun Türkiye'deki kadın hareketi içindeki yerini konuşuyoruz. 

Günün ve Güncelin Edebiyatı
Suat Derviş ve kendisinin Türkiye'deki kadın hareketi içindeki yeri

Günün ve Güncelin Edebiyatı

Play Episode Listen Later Mar 14, 2024 19:24


Konuğumuz Senem Timuroğlu ile Suat Derviş'i ve onun Türkiye'deki kadın hareketi içindeki yerini konuşuyoruz. 

radYU
Nereden Edebiyat #2 – Agatha Christie: Polisiye Edebiyatının Kraliçesi

radYU

Play Episode Listen Later Mar 4, 2024 7:36


Yaşar Üniversitesi Sound Cloud'da⁠⁠ Programın sunucu Sena Yeşil'in ikinci bölümünün “konuğu” dünya tarihinde özellikle polisiye romanlarının kraliçesi olarak adlandırabileceğimiz Agatha Christie oluyor. Kendisinin hayatına dair pek bilinmeyen anıları ve yarattığı karakterlerin dünyada sadece edebiyatta değil diğer sanat dallarında da nasıl yer bulduğunun anlatıldığı bu bölümü dinlemeye davet ediyoruz.

Kerem Önder
"Kıyameti gizleyecektim!" / Kerem Önder - TrabzonKıyameti gizleyecektim!'' / Kerem Önder - Trabzon

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Mar 1, 2024 46:43


Berat Gecesi “Kıyamet mutlaka gelecektir. Herkes işlediğinin karşılığını görsün diye, neredeyse onu gizleyecek (geleceğinden hiç söz etmeyecek)tim.” Taha 15 “Buna inanmayan ve nefsinin arzusuna uyan kimseler, seni ondan (ona hazırlanmaktan) sakın alıkoymasın, sonra helâk olursun!” Taha 16 “İşte Cenâb-ı Hak bundan ötürü, onun peşinden: "Hiç şüphesiz o kıyamet gelecektir" buyurmuştur. Çükü kıyamet mükâfaatlandırma ve cezalandırma zamanıdır. "Hiç şüphesiz saatin (kıyametin) bilgisi Allah katındadir" (Lokman 24) Ebu´l-Feth el-Mevsıli şöyle der: "Ayetteki bu tabir, "Ben onu neredeyse açıklayacağım" manasındadır. Bu ifadenin özü şudur. "Onun gizliliğini gidermem yakındır" Kıyametin ve ölüm vaktinin gizlenmesinin hikmeti nedir? Cevab: Çünkü Hak Teâlâ tövbelerini kabul edeceğini vadetmiştir. Kul şayet öleceği vakti bilebilseydi, bu vakit yaklaşıncaya kadar günahlarla meşgul olur, sonra tevbe eder ve günahlarının cezasından halas olup kurtulurdu. Böylece de ölümün zamanını bildirmek, günah işlemeye bir teşvik gibi olmuş olurdu ki, bu caiz değildir. Eğer kıyamet olmasaydı, itaatkâr, âsiden; iyilik yapan da kötülük yapandan ayırdedilemezdi. Bu ise caiz değildir. İşte Cenâb-ı Hak, "Yoksa Biz iman edip de güzel güzel amel edenleri, yeryüzünde fesad çıkaranlar gibi mi tutacağız? Yahut muttakileri, sapıklar gibi mi sayacağız?" (su, 28) ayetiyle kastetiği de budur. Ebu Müslim: Bunun, "Ona yani kıyamete inanmayan, seni ondan, yani sana emretiğimiz namazdan alıkoyup menetmesin" şeklindedir. Buna göre birinci zamir "namaza", ikincisi de kıyamete raci olmuş olur. Kâfirlerin alıkoymaları, insanın dini bakımdan gevşemesinin neticesidir. Bu tıpkı, insanın, birisini görmekten ve huzuruna gelmekten nehyetmek -aksadı ile, "seni burada görmeyeyim" demesi gibidir. İşte burada da böyledir. Sanki, "Gevşek olma. Dini hususlardan sebatlı, tavizsiz ve güçlü ol" denilmek denmiştir. Ayet, akaid ilmini öğrenmenin farz olduğuna delâlet eder. Çünkü ayetteki, "Seni alıkoymasınlar" ifadesi, o Peygamberin dini hususlarda taviz vermemesine vanp dayanır. Binâenaleyh bu salâbet-i diniyye ite, eğer takliden kastedilmiş olursa, o, bu hususta bâtıl yolda olan ile, hak yolda olanı birbirinden i. rdedemez. Binâenaleyh bununla, hasmı Kendisini dini bakımdan yanıltmayıp aksine Kendisinin, batılı savunanı batılından vazgeçirebilmesi için, delilleri ortaya koymada ve şüpheleri bertaraf etmede salâbetli {güçlü ve tavizsiz) olması kastedilmiştir.” Razi Tefsir "Allah'ın yaratmasını görüp durduğu halde. Allah'ın varlığından şüphe eden kimseye çok şaşarım; ilk yaratılmayı bildiği halde (kıyametin kopmasından sonraki) dirilmeyi inkâr edene şaşarım; her gün ve gece ölüyor ve tekrar diriİiyorken yani uyuyup tekrar uyanıyorken ölümden sonra tekrar dirilmeyi ve haşrı inkâr edene şaşarım. Cennete ve oradaki nimetlere inandığı halde, (sadece) aldanış yurdu olan bu dünya için koşuşturana şaşanm ve başlangıcının atılmış bir damla meni, sonunun da tiksindirici bir leş olduğunu bildiği halde kibirlenen ve övünen kimseye şaşarım." Hadis Ateistlerin her yerde ben ateistim diye belirtme ihtiyacı bir çığlıktır. Biri beni kurtarsın diyor! Mantıklı bir insan Allah'ın varlığına inanmalı. Eğer Allah varsa kazanacak çok şeyi var, eğer Allah yoksa kaybedecek hiç bir şeyi yok. Mantıksız olan bir insan Allaha inanmaz. Eğer Allah yoksa kazanıcak hiçbir şeyi olmaz. Ama eğer Allah varsa kaybedecek çoook şeyi var. “Cennet halkı kıyamet günü Âdem'in suretinde, otuz üç yaşında, bıyıklı, bedenleri kılsız ve karagözlü bir sima hâlinde haşr edilirler. Sonra cennette bulunan bir ağacın yanına götürülürler ve ondan elbise giyinirler, artık ne elbiseleri eskir ve ne de gençlikleri kaybolur.” (Kenzu'l-Ummal, H. No: 39383).

Yeni Şafak Podcast
Tamer Korkmaz - Atatürk, CHP'nin DEM'lenmesine ne diyor, acaba?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Mar 1, 2024 5:47


“Ayağa kalkın il başkanlarım, Türkiye'yi ayağa kaldırın: Atatürk, sizden partisini iktidar yapmanızı bekliyor! Atatürk, Sinop'a gidin, Erzurum'da çalışın diyor! Atatürk, Tekirdağ'ı kazanın, İstanbul'u kaybetmeyin, İzmir'de rekor kırın, Bilecik'i geri alın diyor!” *** Hususi Bey, işbu sözleri CHP'nin Meclis Grubu'nda sarf etti. Kendisinin sürrealist eğretilemesinden ilham alırsak, şöyle sormamız gerekiyor: “-Atatürk, partisinin yerel seçimlerde DEM Parti ile kent uzlaşısı yapmasına ne diyor, acaba?”

Yeni Şafak Podcast
Taha Kılınç - Vâil'in mesajları

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Feb 24, 2024 4:34


Dünya onu sadece gazetecilik kariyeriyle değil, İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılar sırasında kaybettiği yakınları ve bu kayıplara karşı sergilediği metanetle de tanıdı. Eşi, kızı, iki oğlu ve çok sayıda akrabası rahmete kavuştu, ama o hiç yıkılmadı ve direniş azmini yitirmedi. Hatta ailesinin cenaze namazlarını bile bizzat kendisi kıldırdı. El Cezîre televizyonunun Gazze büro şefi Vâil Dahdûh'tan söz ediyorum. Son saldırılardan birinde sağ elinden yaralanınca ameliyat için Katar'a götürülen Dahdûh, El Cezîre'ye 1 saat 40 dakikalık uzun bir mülakat verdi ve yaşadıklarını anlattı. Sesinin Türkiye kamuoyunda da duyulması adına, Vâil'in altını çizdiğim bazı cümlelerini sizlere aktarmak istiyorum: “Gazze'de şu anda insan hayaline sığmayacak şeyler yaşanıyor. Bu, şimdiye kadarki hiçbir savaşa benzemiyor. İsrail vahşiliğinin ve sınır tanımazlığının bütün örnekleri sergileniyor.” “Bombardımanlar sırasında elektrikler kesildiği için, haber yapmak için gittiğimiz yerlerde ceset parçalarının üzerinden yürüdüğümüz de oluyordu, bunu sonradan fark ediyorduk. Şahit olduğumuz görüntülerin yüzde doksanı, yayınlanabilecek gibi değildi.” “Eşimin şehadet haberini akşam vakti canlı yayın yaparken aldım. Kendisinin ve diğer yakınlarımın bulunduğu bölgenin şiddetli biçimde bombalandığını anlatıyordum, meğer ailemin akıbetini dünyaya duyuruyormuşum. Yayın devam ederken telefonum çalmıştı. Yanımdaki arkadaşım hızlıca gömlek cebimden telefonumu çekip aldı ve kendisi açtı. İşte o anda, sıra dışı bir şey olduğunu anladım. Olayı öğrenince hemen bir arabaya atlayıp bölgeye gittik. Bütün bina yerle bir olmuştu…” “Saldırılar başladığı gün evden çıkıp göreve giderken, eşime, birkaç ay görüşmemeye kendisini hazırlamasını söylemiştim. Ondan sonra, ailemin ancak cenazelerini görebildim.” “İsrail savaş uçakları, oturduğum evi kasten ve hedef gözeterek bombaladı. Çocuklarımdan sağ kalanları telefonla arayarak tehdit ettiler. Bütün bunları, benim gazeteciliği bırakmam ve olayları aktarmayı durdurmam için yaptılar.” “Her kayıptan sonra, işime daha da sarıldım. Doğrusu, yaşamam gerekenden uzun yaşadığımı düşünüyordum zaten. İsrail bütün yakınlarımı teker teker şehit ederken, esas olarak beni hedef alıyordu.”

Kolay Değil
Magnolia Bakery Türkiye'ye Nasıl Geldi? | Mehmet Dinçerler | Biz Bize 043

Kolay Değil

Play Episode Listen Later Feb 19, 2024 37:29


Kolay Değil
Gloria Jean's Türkiye'ye Nasıl Geldi? | Mehmet Dinçerler | Biz Bize 042

Kolay Değil

Play Episode Listen Later Feb 6, 2024 25:20


Yeni Şafak Podcast
ÖMER LEKESİZ - MÜŞRİK YAHUDİLERİN İSLAM'A DÜŞMANLIKLARININ TEMELİNDE NE VAR?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Feb 5, 2024 4:54


Medine Yahudilerinin daha doğumundan Peygamberimiz Aleyhisselam'a yönelttikleri düşmanlık, onun risaleti konusunda bilgisizliklerinden değil bilakis doğru ve kesin bilgilerinden kaynaklanmıştır. Peygamberimiz Aleyhisselam'ın gelişiyle, Yahudilerin zillet içindeki yaşayışlarına son vermesini umutla bekledikleri Mesih'in gelişi ertelenmekle kalmamış; onları tevhit inancında ve ahlakta tekrar toplamak isteyen bir yeni teklif / şeriat gelmiştir. Bu manada Yahudiler sadece Peygamberimiz Aleyhiselam'ın nübüvvet alametlerini değil, kendi peygamberlerinin emirlerini de içine alan çift yönlü ve dolayısıyla teyitli bilginin ikisini birden kibir, azgınlık ve hasetleri nedeniyle reddetmişlerdir. Nitekim İslam tarihçilerinden bazıları, “Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Peygamberi) oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Böyle iken içlerinden birtakımı bile bile gerçeği gizlerler.” mealindeki ayetin (Bakara 2/146; Enam 6/20) tefsiri esasında başvurdukları şu bilgiyle onların söz konusu tutumlarına işaret etmişlerdir: “(Peygamberimiz Aleyhisselam'ın Mina panayırında kendisini korumalarına almaları talebiyle görüştüğü kabilelerden bir olan Abs kavmi de ona olumlu cevap vermemişlerdi ancak Fedek'teki Yahudilerden onun hakkında bilgi alma isteği de duyarak) Yahudilerin yurduna yönelip yanlarına vardılar.  Yahudiler Beni Abslere bir kitap çıkartıp ortaya koydular. Onda, Resûlullah Aleyhisselam'ın anıldığı yeri okudular:  ‘O Peygamber, ümmidir ve Arap'tır. Deveye, merkebe biner; ekmek kırıntılarını yemekle yetinir. Ne uzun ne de kısa boyludur. Ne kıvırcık ne de düz saçlıdır. Kendisinin gözlerinde hafif kırmızılık vardır. Teni pembedir.”  (Kitap'tan bunu okuduktan sonra, Yahudiler):  ‘Eğer O sizi getirdiği dine davet ederse, O'nun davetini kabul edin ve O'nun dinine girin!  Bizler ise, O'nu kıskanırız ve O'na tabi olmayız,  O'nun eliyle, bize birtakım savaşlarda büyük belalar gelecektir.  Araplardan da ona tabi olmayan, onunla çarpışmayan hiç kimse kalmayacaktır!  Siz, ona tabi olanlardan olun!” dediler.” (M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Ketebe Yayınları, İstanbul 2023) Belâzürî de (ö. 892) Yahudilerin, Medine Vesikası'ndan şaşmalarının “sebebi” olarak zikrettiğimiz tutumları şöyle nakletmiştir: “Resûlullah (sav) Bedir'de galip gelip Medine'ye sâlimen ve bol ganimet ile dönünce Yahudiler azgınlaşıp anlaşmayı bozdular. Resûlullah (sav) onları topladı ve dedi ki: ‘Ey Yahudi topluluğu! Müslüman olunuz! Allah'a yemin olsun ki benim Allah'ın peygamberi olduğumu bilmektesiniz. Aksi takdirde Allah, Kureyş'i düşürdüğü (durumun) daha kötüsüne sizi düşürecektir.' Onlar da dediler ki: ‘Karşılaştığın şey seni aldatmasın. Sen (savaşmayı bilmeyen) tecrübesiz bir kavmi yendin. Bizler ise harp insanıyız. Şayet bizimle savaşırsan, benzerimizle (daha önce) savaşmadığını anlarsın.” (Trc.: Mehmet Akbaş – Musa K. Yılmaz, TYEK Başkanlığı Yayınları, İstanbul 2020) Her savaşın bir sebebi bir de vesilesi vardır. Naklettiğimiz sebebe bağlı olarak hicretin 2. yılında yapılan Benî Kaynuka Gazvesi'nin “vesilesi” ise yine Belâzürî tarafından şöyle nakledilmiştir:

The WOPO
4:10 Sürekli mutlu olma isteği ne kadar gerçekçi? Psikoterapist Sevda Hasırcı cevaplıyor!

The WOPO

Play Episode Listen Later Feb 5, 2024 18:46


Değişen dünyada sürekli mutlu olma beklentisi ne kadar gerçekçi? Neden sürekli mutlu olmaya çalışıyor ama olamıyoruz? Özellikle kış aylarında artan mutsuzluk durumu bizi "mutluluk nedir" bölümü çekmeye itti. Bu hafta konuğumuz sevgili Psikoterapist Sevda Hasırcı. Kendisi ile konuştuğumuz konular: Mutluluk nedir? Sürekli mutlu olma beklentimiz doğru mu? Mutlu olmamayı neden kabullenemiyoruz? Bir yandanda dünya giderek daha mutsuzlaşıyor, bu şekilde bizimle paylaşabileceğiniz data var mı? Peki madem bu kadar mutlu olmak istiyoruz, ama mutsuz acaba biraz salmak mı lazım? Ne yapmalıyız? Kendini tanımak bu açıda ne gibi faydalar sağlıyor? Kendisinin instagram hesabına psksevdahasırcı'dan ulaşabilirsiniz. Ayrıca WOPO'nun podcastlerinin devamı için kendisine teşekkürlerimi borç bilirim!

Etki Altında Bir Kadın
"İstikbal Göklerdedir"

Etki Altında Bir Kadın

Play Episode Listen Later Jan 20, 2024 4:39


Türkiye'nin uzaya ilk kez insan gönderme projesi kapsamında pilot Alper Gezeravcı'nın içinde yer aldığı Dragon uzay aracı, ABD'deki Kennedy Uzay Merkezi'nden başarıyla fırlatıldı. Gezeravcı, 14 gün kalacağı Uluslararası Uzay İstasyonu'nda 13 farklı bilimsel deneye imza atacak. Kendisinin ilk sözleri ise ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ü andığı "İstikbal göklerdedir" oldu.

Kısa Dalga Podcast
Kadınlar ve Kurabiyeler - 6: Düşünmeye ve sorgulamaya iten Karga

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Jan 7, 2024 24:00


Bu bölümde konuğuma “bugün ne olmayı seçtin?” diye sorduğumda kendisinin ruh hayvanı olduğunu düşündüğü Karga'yı seçti ve nedenini şöyle açıkladı: “Çünkü karga, rahatsız edicidir. Doğruyu söyler. İnsanların kulaklarını tırmalar, onları düşünmeye, endişe etmeye ve sorgulamaya zorlar. Hoşlarını gitmeyecek şeyler, duymak istemeyecekler şeyler söyler…” Karga, 53 yaşında. Kendisinin ifadesiyle “iki başarısız evlilikten, beş başarılı çocuğu” var. 45 yaşından sonra çalışmaya hayatına başlıyor. Henüz ortaokuldayken, aile baskısıyla eğitim hayatından koparılıyor. Ancak okuma hevesi hiç bitmeyen Karga, dışardan ortaokul ve liseyi bitiriyor. 45 yaşından sonra da üniversite sınavını kazanarak Sanat Tarihi okuyor. Kendi deyimiyle, kampüste kendi çocuğu yaşındaki gençlerle eğitim görüyor. Unutmayın hikayeler bizi birbirimize bağlar. Gelin Karga'nın hikayesini birlikte dinleyelim.

Mevlana Takvimi
GAYR-İ MÜSLİMLERE MUHÂLEFET ETMEK - 30 ARALIK 2023 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Dec 30, 2023 2:38


İslâmiyet, diğer dinlerden farklıdır. İslâm dininin, başka din ve kültürlere uygun olması beklenemez. Aksi halde yeni bir dine gerek kalmazdı. Resûlullâh (s.a.v.)'in, gayr-i müslimlere muhâlefet edip yepyeni bir nizâm getirmesi, Yahudilerin de dikkatini çekmiş ve “Bu adam bize muhalefet etmedik hiçbir şey bırakmadı” demek zorunda kalmışlardır. O (s.a.v.), müslümanın kendine özgü olmasını istemiş, her alanda gayr-i müslimlere benzememeyi yeğlemiştir. “Bizden başkasına benzeyen bizden değildir. Yahudi ve Hristiyanlara benzemeyin” ölçüsünü koymuştur. Kendisinin de gayr-i müslimlere benzeyen bir davranışı olduğunda bunu değiştirirdi. Meselâ, cenâze kabre konuncaya kadar ayakta dururdu. Bir Yahudi'den, onların da öyle yaptıklarını öğrenince cenâze için ayakta durmayı bırakıp oturmuş ve ashâbı (r.a.e.)'e “Siz de oturunuz, Yahudilerden farklı olunuz (muhâlefet ediniz)” buyurmuştur. Bu suretle O (s.a.v.), yaptıklarının tam karşıtını tercih etmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.), tabiî olarak ibâdetlerde gayr-ı müslimlere muhâlefet etmiştir. Hatta bu konuda onlardan farklı olmaktan memnuniyet duyduğunu belirtmiştir. O (s.a.v.), en fazla cumartesi ve pazar günleri oruç tutar ve sebebini şöyle izâh ederdi: “Bu günler müşriklerin bayramıdır, onlardan farklı olmayı (muhâlafet etmeyi) severim.” Aynı tür ibâdetlerde ise İslâm farkına dikkat edilmesini isterdi. Bu sebeple “Bizim orucumuzla ehl-i kitabın orucu arasındaki fark sahurdur” buyurarak sahur yapmayı tavsiye etmiştir. Bazen başka dinlere benzememek gerektiğini belirterek çözüm aramıştır. Ezânın tespiti olayında bu durumu görmek mümkündür. Müslümanları namaza çağırmak için Resûlullâh (s.a.v.) ve ashâbı (r.a.e.), başka din mensuplarının yaptıklarını yapmamaya gayret göstermişlerdir. Hz. Peygamber (s.a.v.), ibâdetler dışında sakalları boyama, sakal şekli, kılık kıyâfet gibi birçok konuda ehl-i kitabın geleneklerini reddetmiş ve onlara muhâlefet edilmesini istemiştir. Aynı zamanda bu konuların müslümanlara uygun şeklini öğretmiştir. (Prof. Dr. Aynur Uraler, Sünnete Uymanın Engelleri, s.122-123)

Yeni Şafak Podcast
ERGİN ASLAN - MAVİ BONCUK BİTİNCE..

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Dec 18, 2023 3:52


Süper Lig'e süresiz verilen ara bir haftanın ardından sona erdi! Hakem Halil Umut Meler'e yapılan saldırı sonrası oluşan infialin etkileri de zaten gün geçtikçe soğuyacak ve bir süre sonra spor sahalarında yaşanan herhangi bir saldırı gibi sıradanlaştırılacak! Tıpkı, kalecinin kafasına bayrak direğiyle vurulması gibi, tıpkı karşı tribüne havai fişek atıp bir taraftarı ağır yaralamak gibi, tıpkı tribünden sahaya atlayıp rakip futbolcuyu ya da hakemi darp etmek gibi... Bakın ilk düdük çaldığında, ilk derbi oynandığında, geçen haftaki açıklamalar yaklaşımlar nasıl unutulacak. Bundan önce böyle oldu, bundan sonra da böyle olacaktır elbet! Bu asla temenni değil, tahmin... Hatta aynı şeyler olmasın diye üstüne basa basa hem yazılarda hem de yayınlarda bu olup bitenin sıradanlaştırılmaması ve kanıksanmaması için yazıp, konuşuyorum. Hakemlerin maçlara yeniden çıkmak için TFF'den talep ettiği isteklerine baktım; aslında zaten bu zamana kadar olması gereken, yani TFF ve kurullarının asli vazifesi olan şeyler o kadar yapılmıyor, ihmal ediliyormuş ki, görmüş olduk... Hakemler 4 maddede; 1- Saha içi ve seyahat güvenliği sağlanmalı, 2- Şiddet ve darp olaylarında özellikle alt liglerde mağdur olan hakemlerin sağlık ve hukuki ihtiyaçlarının TFF tarafından üstlenilmesi, 3- Disiplin talimatlarında daha caydırıcı düzenlemelerin yapılması, 4- TFF ve MHK arkamızda dursun, bizi savunsun... Bunlar aslında zaten olması gereken talepler değil mi? Hatta hakemlerin bunu talep etmesine bir gerek yokken, direkt asli vazife olarak yapılması gereken şeyler. Ancak yaşananlar, bu konulardaki ihmalleri gözler önüne seriyor. İhmale rağmen, bir yetkili bile görevinden istifa etmediği gibi, TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, saldırıdan saatler sonra kameralar önüne geçip kendilerinden başka herkesi suçluyor. Hakemlerin isteklerine bakarsanız, kimin aslında yapması gereken görevini yapmadığı aşikar. Herhalde bu durumu kapatmak için bağırıp çağırıp kendilerinden başka herkesi suçluyor TFF Başkanı. O yüzden bu işler bağırıp çağırmakla, koltuğu korumak için herkese mavi boncuk dağıtmakla olmaz. Bu işler, bütün kulüplere eşit mesafede durmakla, ikili ilişkileri değil hakkaniyeti ve yazılı kuralları öncelemekle, hakemleri kulüplere çerez etmemekle birlikte kulüplerin de bam teline basacak uygulamalar yapmamakla olur. Sayın başkan, göreve geldiğinde herkese mavi boncuk dağıtayım derken, sonunda kimseye yaranamaz ve herkesle kavga eder hale geldi! RIZA ÇALIMBAY Beşiktaş'ta teknik direktörlük meselesi gündemi meşgul ediyor. Elbette Rıza Çalımbay, Beşiktaşlılar için tartışılacak bir isim değil. Gerçi göreve geliş zamanı ve şekli bir önceki başkan Ahmet Nur Çebi'nin süreci hatalı yönetmesi nedeniyle karmaşık oldu ama atılan imzanın 2 aylık olması normaldi. Çünkü yeni bir başkan seçildi. Sayın Hasan Arat kongre tarihinin en fazla oyunu alarak başkan seçildi. Kendisinin hayalleri, planları vardır elbet. Bu planlarını hayata geçirmesi ve rahat hareket etmesi için teknik direktörlük konusunda kendisine baskı yapılmaması gerekiyor. Fikri, Rıza Çalımbay ile devam etmek ise saygı duyulmalı, yok farklı bir isimle çalışmak isterse ona da saygı duyulmalı. Sözün özü; Hasan Arat'a “Rıza Çalımbay Beşiktaş efsanesidir, onu gönderemezsiniz!” gibi bir baskı oluşturmak Beşiktaş'a iyilik yapmak demek değildir. Arat'ın bu konudaki her kararı saygı ile karşılanmalıdır.

Yeni Şafak Podcast
DURSUN GÜRLEK - AYASOFYA HEYECANI DEVAM EDİYOR

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Nov 26, 2023 8:54


Ayasofya'ya duyulan hayranlık bu hayranlığın tetiklediği heyecan, tarihi mabedin temellerinin atılışıyla başladı. Kostantin'in ahşap olarak yaptırdığı ilk Ayasofya çıkan bir yangında kül olunca, mâbed kısa süreli bir matem hayatı yaşadı. Jüstinyen tekrar kâgir olarak inşa ettirdiğinde ise, ona gösterilen ilgi zirveye çıktı. Adı geçen hükümdarın inşaatın bitiminde mabedi teftiş ederken galeyana gelip, “Ey Süleyman seni geçtim!” diye haykırması bu büyük alâkayı göstermektedir. Ayasofya en büyük heyecanı -hiç şüphe yok ki- 29 Mayıs 1453'te yaşadı. Fatih, bu kadim Bizans kilisesini camiye çevirince Ayasofya da Müslüman oldu, böylece küfür karanlığından kurtulup İslam'ın nuruyla aydınlandı ve tabii ki İslâm âlemini mutlu etti. Bu mutluluk 1934 yılına kadar sürekliliğini korudu. Ayasofya Camisi aslî kimliğinden koparılıp müzeye çevrilince de 86 yıllık bir fetret devrine girdi ve bu matemin bir an önce sevince dönüşeceği tarihi hasretle bekledi. Şükürler olsun ki, bu hasret Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himmetiyle sona erdi ve Ayasofya tekrar ilgi, alâka ve heyecan kaynağı haline geldi. Şimdilerde Müslüman halkımız Ayasofya'da namaz kılmak için can attığı gibi, ziyaret için gelen yerli ve yabancı turistlerin oluşturduğu kuyruklar da metrelerce uzuyor. Tarihçilerimiz ve edebiyatçılarımızın yanı sıra bazı mimarlarımızın da Ayasofya hakkında kaleme aldıkları yazılarda işte bu heyecan ve hasret duygusu dile getiriliyor. Sırf bu konuda yazılan şiirler bile, büyük hacimli bir “Ayasofya Şiirleri Antolojisi”ni doldurmak için yeterli olur. Bu söylediklerime Adnan Adıvar, İsmail Safa, Peyami Safa üçlüsünden bir örnek vermek istiyorum. Önce Abdülhak Adnan Adıvar'la başlayalım: Kendisinin, “Bilgi Cumhuriyeti Haberleri” isimli kitabında, “Hocamla Ben” başlığıyla yayımladığı bir yazıdan Ayasofya'nın o göz kamaştıran kubbeleriyle birlikte nasıl bir heyecan ve ilham kaynağı olduğunu öğrenmiş oluyoruz. Şöyle anlatayım: Adnan Adıvar ya bir bayram veya bir kandil gecesi Sultanahmed meydanına gidiyor. Meydana adını veren caminin minareleri ay aydınlığı ile giyinmiş, boyunlarına üç sıra pırlanta gerdanlık takmış altı narin gelin gibi göklere yükselmektedir. Onların arasında Ayasofya'nın minâreleri, -bu mabedin müze olması dolayısıyla- hiçbir anlam ifade etmiyordu. Bu minareler, tıpkı öksüz çocuklar gibi, bu bayramda da sevinmemişlerdi.

Mevlana Takvimi
İDRİS (A.S.)'IN PEYGAMBERLİĞİ, MÜCADELE VE MÜCÂHEDESİ - 17 KASIM 2023 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Nov 17, 2023 2:45


İdris (a.s.); Âdem (a.s.)'dan sonra, kalemle ilk kez yazı yazan, ilk kez yıldızlar ve hisâb ilmini gözden geçiren zat idi. Geçmiş devirlerin bütün ilimleri kendisinde toplanmıştı. Bütün ilimler kendisine öğretilmiş, Şit (a.s.)'dan sonra gizli ilimlerin mushâfı da ona teslim edilmişti. Kendisi terzi idi. İlk kez, iğne ile dikiş diken, ilk kez elbise dikip giyen de İdris (a.s.) idi. Hâlbuki ondan önceki insanlar, hayvanların derilerini giyerlerdi. İdris (a.s.), çok ibâdet edici bir zat idi. Kendisinin, bir günde yükselen âmeline, zamanındaki Âdemoğullarını bir ayda yükselen âmelleri denk gelmezdi. Âdem ve Şit (a.s.e.)'den sonra, Yüce Allâh tarafından İdris (a.s.)'a peygamberlik verildi. Ve kendisine otuz sahife indirildi. İdris (a.s.); kavmini, putlara tapmaktan men ve yüce Allâh'a ibâdete davet etti. Fakat onlar onu yalanladılar. İdris (a.s.); Şit oğullarından olan kavmini yanına çağırıp onlara, öğütler vermiş, Yüce Allâh'a itaat, Şeytân'a ise isyân etmelerini ve Kabil oğulları ile düşüp kalkmamalarını emretmiş ise de onlar dinlememişler. Kabil oğullarının yanına, birbiri ardınca, kafile kafile inmeğe başlamışlardı. İdris (a.s.)'ın dâvetine, ancak, bin kişi icâbet etmiştir. İdris (a.s.), ilk kez, Allâh (c.c.) yolunda Kabil oğulları ile savaşmış, onlardan esirler alıp âzad etmiştir. İdris (a.s.); göğe yükseltilmeden önce, oğlu Mettu Şelah'ı, kendisine halef ve ev halkına vasî tayin etti. Yüce Allâh'ın; Kabiloğullarını, onlarla düşüp kalkanları ve onlara meyledenleri azâba uğratacağını bildirdi ve kendilerini, onlarla düşüp kalkmaktan nehyetti. Allâh (c.c.)'a ibâdette ihlâslı olmalarını, doğruluk ve yakîn üzere âmel etmelerini tavsiye etti. Bundan sonra, Yüce Allâh, İdris (a.s.)'ı, pek yüce bir yere kaldırıp yükseltti. O zaman, kendisi, yüz altmış beş yaşında idi. (M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, c.1, s.80-81)

Yeni Şafak Podcast
Taha Kılınç - Sultâniye'den Alamut'a...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Oct 7, 2023 4:17


Geçtiğimiz pazar (1 Ekim), kuşluk vakti Tahran'dan çıkıp batıya doğru yöneldik. Şehrin daha güneş doğmadan başlayan ve sonraki birkaç saat boyunca devam eden kilit trafiğinden biraz olsun kurtulmayı amaçlamıştık, ancak yine de Kerac'a kadar yoğunluk sürdü. Hepimizin şikâyetçi olduğu İstanbul trafiği, Tahran'ınkiyle kıyas edildiğinde, bir Anadolu kasabasının telaşesi mesabesinde kalıyor. Gerçeğini varın siz düşünün. Üç buçuk saatlik bir yolculuğun sonunda, Sultâniye uzaktan göründü. Burası, İlhanlıların çılgın hükümdarı Olcaytu'nun (1282-1316) başkentiydi ve onun inşa ettirdiği devasa kümbetle meşhurdu. Budist bir babayla Hristiyan bir annenin oğlu olan Olcaytu 1291'e kadar Budist, 1295'e kadar da Hristiyan olarak yaşamıştı. Sonrasında “Muhammed Hüdâbende” adını alarak Sünnî Müslümanlığa geçiş yapan hükümdar, 1310'da Şiîliğe yönelmiş, ömrünü de müfrit bir Şiî olarak tamamlamıştı. Iraklı meşhur Şiî din adamı Allâme Hillî'nin (1250-1325) tesiri altında kalan Olcaytu, Şia'nın On İki İmam'ına ait kabirleri Sultâniye'ye taşıtıp hepsini aynı kubbe altına gömdürmek gibi fikirleri de olan sıra dışı bir yöneticiydi. 1304'ten itibaren 12 yıl tahtta kalan Olcaytu, Kuzey İran havalisine Şiîliğin yayılması için olağanüstü gayret sarf etmişti. 1302-1312 arasında inşa ettirilen Sultâniye Kümbeti, 49 metre yüksekliğinde 200 tonluk dev bir kubbeyi taşıyor. Floransa Katedrali ve Ayasofya'dan sonra dünyanın üçüncü büyük briket kubbesi olan yapının türbe kısmına 1316'daki ölümünden sonra Olcaytu da defnedilmiş. Ancak kabri bugün mevcut değil. Kendisinin ölümüyle başlayan kaos ve karmaşa ortamında, mezarı da bilinmeyen bir yere taşınmış. Vaktiyle Tebrîz'le yarışacak kadar gelişen ve büyüyen Sultâniye, bugün küçük bir kasaba görünümünde. Sultâniye'den sonra Kazvîn'e geçtik. Selçukluların imar ettiği bu güzel şehir, Şah Abbâs 1598'de devletin başkentini İsfahân'a nakledene kadar Safevî payitahtıydı. Semerkand tadı veren cuma camiinde namazlarımızı kıldık. Ancak bu ihtişamlı mekân, İran devlet aklının, ibadet hayatının merkezine türbeleri ve Hüseyniye adı verilen özel mabetleri yerleştirme siyasetinin doğrudan bir sonucu olarak, terk edilmiş haldeydi. Kazvîn'i Kadîm Tahran Kapısı'ndan terk ederek, kuzeye, Elbruz Dağları'na yöneldik. İstikametimiz, İslâm tarihinin en dehşetli terör örgütü Haşhâşîlerin vaktiyle yuvalandığı Alamut Kalesi'ydi.

Synergy Kendiyas
ÖZEL YAYIN GÜNDEM: METAFİZİK ATEŞKES, ELON MUSK TÜRKİYE, FIRAT'TAKİ ALTINLAR | Synergy Kendiyas |

Synergy Kendiyas

Play Episode Listen Later Sep 28, 2023 30:45


Synergy Kendiyas
DURSUN FAKİH HZ. SÖĞÜT BİLECİK 15.07.2023 | Synergy Kendiyas

Synergy Kendiyas

Play Episode Listen Later Jul 15, 2023 10:37


1- "Hayat zordur, aşılması zorunludur. Ümitsizliğe düşmemek, Allahu Teala'ya inanıp güvenip yola devam etmek lazım, haddi aşmamak lazım" "İnsanlar bunları dinler, kabul eder ama önüne engel çıkınca akledemez" 2-"Kul cüretkâr olur, çıkan engelleri haksızlık olarak düşünür. Kendisinin ulaşması gereken hedeflere merdiven olarak düşünemez. Hedefine çıkacağı basamakları kendi eliyle yıkar. Aşılması gereken bu basamaklar en yakınlarınızdan gelir bilesiniz." 3-Yaşamasını bilene bu alemde cennettir, yaşamasını ve anlamasını bilene gideceği alemde cennettir. Cennet aramaya ne hacet!Teslim olana, hikmeti bulana burası zaten cennettir. Teslim olmayıp hikmeti bulamayana her yer cehennemdir Bu nasihat bile anlarsanız sizi kurtuluşa götürür 4-Hayatın zorlukları, imtihanın koşulları, ümitsizliğe düşmeden yapılması gerekenler hakkında manevi komutanımızdan nasihatler. Hocamızdan Allah razı olsun ! #synergykendiyas #bileciktürbeler #türbeler Facebook : ⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠https://www.facebook.com/SynergyKendiyas⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠ İnstagram: ⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠https://instagram.com/synergykendiyas⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠ Youtube: ⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠https://www.youtube.com/channel/UC_xe-4OhrGjeQkX9dWA96fQ⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠ TikTok: https://www.tiktok.com/@synergykendys Yaay: https://yaay.com.tr/SynergyKendiyas Twitter: ⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠https://twitter.com/SynergyKendiyas?t=rF3t1yDh7eLgUg_Djh5khQ&s=0⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠

İstifade Ettiren Fikirler
ÖĞRENCİ BÜTÇESİ İLE E-TİCARETTE BAŞARILI OLDU

İstifade Ettiren Fikirler

Play Episode Listen Later Jul 7, 2023 15:41


Bugün sizleri çok özel bir konuğumuzla tanıştırmaktan mutluluk duyuyorum. İstifade Ettiren Fikirlere kanalında buluştuğumuz Berna Mısra, kendi kozmetik markasını kurarak adından söz ettiren genç bir girişimci. Bu videoyu izleyerek Berna'nın ilham verici hikayesini keşfedeceksiniz. Berna Mısra, yalnızca 21 yaşında olmasına rağmen, kendi kozmetik markasını başarıyla kurmuş bir vizyonerdir. Ar-Ge çalışmalarını kendisi yöneten Berna, küçük yaşlardan itibaren deneyler yapmaya ve oyun oynamaya meraklı bir çocuktu. Bu merak, onun büyüdüğünde kozmetik ürün üretimi konusunda odaklanmasını sağladı. Lise çağına geldiğinde, kendi kozmetik ürünlerini yapma hayaliyle yanıp tutuşan Berna, büyük bir cesaretle bu hayalini gerçekleştirmeye karar verdi. Kendi markasını oluşturmak için adımlar atmaya başladı ve emek vererek birbirinden özel ürünler yaratmaya başladı. Bugün Berna Mısra, başarı hikayesinin bir parçası olarak Teknopark İstanbul'dan da destek alarak kendi kozmetik markasını zirveye taşımak için çalışmalarını sürdürüyor. Yaratıcı fikirleri, özgün ürünleri ve yenilikçi yaklaşımıyla sektörde adından söz ettiren Berna, genç girişimcilere ilham kaynağı olmayı başarıyor. Bu videoyu izleyerek Berna Mısra'nın girişimcilik serüvenine tanıklık edeceksiniz. Kendisinin kozmetik ürünlerindeki araştırma ve geliştirme çalışmalarını, üretim süreçlerini ve pazarlama stratejilerini yakından göreceksiniz. Ayrıca, genç yaşta kendi markasını nasıl başarılı bir şekilde yönettiğine dair değerli ipuçları da alacaksınız. Eğer siz de kendi işinizi kurmayı düşünen bir girişimciyseniz, Berna Mısra'nın deneyimlerinden ve öğrendiklerinden ilham alabilirsiniz. Bu video, başarılı olmak isteyen herkese motivasyon ve rehberlik sağlayacak. İşte İstifade Ettiren Fikirlere kanalının bu özel bölümünde sizleri Berna Mısra'nın hikayesiyle buluşturuyoruz. Girişimcilik, kozmetik sektörü ve yaratıcılık konularında önemli bilgiler edinmek için bu videoyu kaçırmamanızı öneririm. Kanalımıza abone olmayı unutmayın ve Berna Mısra'nın başarı hikayesine ortak olun.

DEĞER YARATMANIN FORMÜLÜ
Cenk Caner ile Müşteri İlişkileri Sanatı

DEĞER YARATMANIN FORMÜLÜ

Play Episode Play 52 sec Highlight Listen Later Jun 12, 2023 46:22


Bu bölümde konuğum eğitmen ve konuşmacı Cenk Caner.Cenk Caner'i muhtemelen müzik ve sinema filmleri ile renklendirdiği hikayelerinden tanıyorsunuz. 20 yılı aşkın turizm alanında yöneticilik, eğitmenlik tecrübesine sahip Cenk'le önce müşteri daha doğrusu onun deyimiyle misafir ilişkileri hakkında konuştuk. Bu alanda özellikle hizmet sektöründe bir çok şirkete örnek olabilecek uygulamalardan ve anlayıştan bahsettik. Cenk, müşterilerle yüzyüze temas eden çalışanlara nasıl inisiyatif verildiğini ve hataların yönetim tarafından nasıl karşılandığını çok özel anekdotlarla bize anlattı.Kendisinin büyük ilgi gören nostaljik hikayelerini nasıl kurguladığını, ilham kaynaklarını öğrendik. Cenk otel endüstrisine eğitimler vermeye devam ederken bir yandan da firmalara atölyeler düzenliyor. İş dünyasının liderlik, yaratıcılık, çeşitlilik ve kapsayıcılık gibi konularını sinema filmleri üzerinden oyunlaştırarak işliyor. Benim de eğitimini aldığım yaratıcı dramada, katılımcılara herhangi bir bilgi veya davranış dayatılmadan, verilen temayı onların deneyimlemesini ve kendi yaşanmışlıklarıyla yorumlamaları beklenir. Cenk'in yaptığı da katılımcıların oyunculuk performansları ile değil sinema anlatımları üzerinden bu kazanımlara ulaşmak. Bu yüzden yaklaşımı hoşuma gitti ve orijinal buldum. Siz de firmanızda bunu deneyimlemek istiyorsanız onu nerede bulacağınızı biliyorsunuz.Cenk Caner'in Linkedin profilihttps://www.linkedin.com/in/cenkcaner/

Merak Listesi
Meraklı An #3 - Hülya Mutlu: "İnsanları Gözlemlemeye Aşığım"

Merak Listesi

Play Episode Listen Later Apr 15, 2023 2:28


Hülya Mutlu Kişisel Öğrenme Ağı Serimin ilk konuklarındandı. Kendisinin üreticiliği ve yaratıcılığı beni oldukça etkiliyor. Gözlem konusunda da süper gücü olduğuna inanıyorum. Bölümün tamamını dinlemek isterseniz: Hülya Mutlu ile Kişisel Öğrenme Ağı'na bakabilirsiniz. Merak ediyorsanız devamını dinlemeyi unutmayın. -- Destek olmak için->⁠⁠ https://www.patreon.com/meraklistesi⁠⁠ Merak bülteni:⁠⁠ https://www.getrevue.co/profile/meraklistesi⁠⁠ Instagram:⁠⁠ https://www.instagram.com/kupelicagri⁠ --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/meraklistesi/message

İslam Alimleri
İmam Tirmizi - İslam Alimleri 19. Bölüm

İslam Alimleri

Play Episode Listen Later Mar 26, 2023 4:36


Kütübi Sitteden hadis sahasında en doğru ve en meşhur altı kitaptan biri olan el-Camiu's Sahih'in yazarı ve büyük hadisçi olan İmam Tirmizi hicri 209 miladi 824 yılında bugün Özbekistan sınırları içinde bulunan Tirmiz de doğdu. Kendisinin belirttiğine göre Merden gelip Tirmize yerleşen bir aileye mensuptur. Asıl adı Ebu İsa Muhammed b. İsa b. Sevre el-Tirmizidir. #Tirmizi #DijitalYayınlar #Alim #Fakih #İslam #KütübiSitte #Hadis #CamiusSahih

Bloomberg HT Podcast
Kuruş Kuruş Hayatlar | Depremde Yıkılan Banka Şubelerindeki Kiralık Kasalar ve Mevduatlar Ne Olacak?

Bloomberg HT Podcast

Play Episode Listen Later Mar 7, 2023 26:30


Bankalar kiralık kasanın içindekilerden sorumlu mu? Kendisinin veya yakınlarının kiralık kasasına ve mevduatına ulaşmak isteyenler ne yapmalı? Sunucu: Fulya Öktem

Hizmetten
Kişi kendisinin küfre girdiğini düşünmeli mi? | Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jan 12, 2023 3:33


B Serisi olarak da bilinen bu soru cevap serisi, 1980 öncesinde Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin çoğunluğu üniversite gençliği ve farklı fikirlerdeki insanlardan oluşan muhataplarının her konuda sorduğu sorulara verdiği cevaplardan oluşmaktadır. Sorular, vaaz öncesi yazılarak soru kutusuna atılmakta, kürsüye çıkan Hocaefendi sorulardan rastgele seçerek cevaplamaktadır. Kişi kendisinin küfre girdiğini düşünmeli mi?

Ahval
Bülent Keneş: Keşke Deniz Feneri'ni daha fazla araştırsaymışım

Ahval

Play Episode Listen Later May 27, 2022 34:55


Türkiye'nin İsveç'ten iadesini istediği isimlerden biri olduğu iddia edilen gazeteci Bülent Keneş son süreçte yaşadıklarını Ali Abaday ile Gündem-Siz'de anlattı. Kendisinin iadesi için Şubat ayında ifadesinin alındığını belirten Keneş, 2011 yılından itibaren ile AKP ile görüş farklılıkları yaşadığını söyledi.

DEĞER YARATMANIN FORMÜLÜ
Doç.Dr.Şebnem Özdemir ile Veri Bilimi ve Yapay Zeka

DEĞER YARATMANIN FORMÜLÜ

Play Episode Listen Later May 16, 2022 42:13


Bu bölümde konuğum İstinye Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölüm Başkanı Doç.Dr Şebnem Özdemir. Şebnem Hoca ile söyleşimize veri biliminin 1950'lerden bu yana geçirdiği aşamaları konuşarak başladık. İç içe geçmiş dijital teknoloji kavramlarını; dijitalleşme, algoritma, büyük veri, yapay zeka, makine öğrenmesini gelişim sürecinde aralarındaki ilişki üzerinden tanımladı. Sanıyorum bu yolculuğun hikayesini bu kadar derli toplu bir şekilde daha önce duymamışsınızdır. Yapay zeka ve gelecekte hayatımızda oynayacağı rolü hepimiz merak ediyoruz. Popüler kültürün en önde gelen konularından biri bu, Şebnem Hoca da iki film önerdi konuşması arasında. Kendisinin yapay zekanın insanlığın sonu değil kurtuluşunun bir aracı olacağı görüşüne katıldığımı söyleyebilirim. Türkiye ise gelişmiş dünyanın adımlarını takip ediyor, gideceği yol konusunda Şebnem Hoca'nın tavsiyelerini de dinleyebilirsiniz. (02:42) Dijital teknoloji tarihi ve kavramları (14:27) Teknolojik gelişmenin yol açtığı kaygı (16:43) Yapay zeka dünyayı ele geçirecek mi? (22:45) Yapay zeka üzerindeki sorumluluğumuz (29:19) Türkiye'deki durum (31:41) Veri bilimi kültürü (36:05) Şebnem Hoca'nın değer yaratma formülü Şebnem Özdemir'in Linkedin profili https://www.linkedin.com/in/sebnem-ozdemir-phd-9a93a936/ Şebnem Özdemir'in Instagram hesabı https://www.instagram.com/sozdemirs/

Turkish Stories
Yunus Diye Bir Çocuk

Turkish Stories

Play Episode Listen Later Mar 18, 2022 1:58


Turkish Stories for Learner Turkish Yunus Diye Bir Çocuk Yunus, Sarıköy'de dünyaya geldi. Zekâsı ve güzel ahlakıyla örnek bir çocuktu. Onun ağzından kötü söz çıktığını duyan olmamıştı. Kendisinin olmayan hiçbir şeyi almazdı. Bazı köylüler, yolda gördükleri zaman onun arkasından bakarak: – Allah nazardan saklasın! Şu çocuğun büyümüş de küçülmüş bir hâli var, derlerdi. Köyde herkes Yunus'u çok severdi. O da küçüklerini sever, büyüklerine saygı gösterirdi. Hayvanlara bile kötü davrandığını gören olmamıştı. Küçük Yunus, babasının yanından ayrılmaz, tarla işlerinde ona yardım ederdi. Ailesine karşı sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirirdi. Hayvanları çok sever, onları incitmezdi.  Yunus, öğrenim çağına geldiğinde köyün öğretmeninden ders aldı ve varlıkları sevmesi gerektiğini anladı. Büyüklerini saymanın, küçüklerini sevmenin önemini kavradı. Boş zamanlarında evlerinin yakınındaki ağacın altına otururdu. Kuş seslerini dinler, dağlara ve gökyüzüne bakardı. Çiçeklerin açmasını, kelebeklerin uçmasını, mevsimlerin değişmesini düşünürdü. Yunus, güzel düşünüyor ve her şeyi güzel görüyordu. En kötü günlerinde bile mutlu olmasını biliyordu.

Medyascope.tv Podcast
Şehir Hepimizin: Doğan Kuban'ın Evrenleri - Konuklar: Gülsün Tanyeli ve Yıldız Salman

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Sep 27, 2021 36:02


Mimarlık tarihçisi ve restorasyon uzmanı, “hocaların hocası” Doğan Kuban 22 Eylül 2021'de, 95 yaşında aramızdan ayrıldı. Kendisinin doktora öğrencileri ve çalışma arkadaşları olan, İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyeleri Gülsün Tanyeli ve Yıldız Salman bu programda konuklarımız. Doğan Kuban'ın farklı evrenlerine birlikte bir yolculuk yapıyoruz.

MyMecra Podcast
İnsan Nasıl Öğrenir? - Biri Bir Gün | Serdar Tuncer

MyMecra Podcast

Play Episode Listen Later Mar 4, 2021 18:19


Serdar Tuncer ile “Biri Bir Gün” kendine has üslubuyla kaldığı yerden devam ediyor. Bu bölümde Serdar Tuncer “1000 Akçeye 1 Söz” hikayesini anlatıyor. Her hafta birbirinden güzel ve birbirinden farklı hikayelerle izleyicilerini kıssadan hisse almaya davet eden Serdar Tuncer bu hafta “1000 Akçeye 1 Söz” hikayesini anlattı. İnsanoğlunun rızkını temin etme peşinde en az bugünkü kadar koştuğu devirlerden birinde, bir adamcağızın yolu gurbete düşmüş. Düğününün hemen sonrasında geldiği diyar-ı gurbette gece dememiş, gündüz dememiş, çalışmış. Geride bıraktığı yeni gelinin hayali ciğerini yaka dursun, bu ev parası, şu arsa parası, öbürü mal melal için derken, adamcağız tam on sekiz sene kalmış gurbet elde. O devrin parasıyla da üç bin akçe biriktirmiş. Cümle ihtiyaçları karşılayıp, ufaktan bir iş kurmaya da yeter bu para, diye düşünerek, memleketine gidecek ker-vanın yolunu gözlemeye başlamış. Nihayet vakit gelmiş, parasını koynuna saklayıp, aldığı hediyeleri devesine yüklemiş, bin bir hayalle kervana katılmış, düşmüş yollara. Üç beş gün gittikten sonra, kervanın konakladığı bir kasabada meşgale olur, hasretini dindirir diye çarşıyı dolaşmaya çıkmış. İnsan varacağı yere yaklaştıkça yollar uzamaya başlar ya... Zaman geçsin diye sağa sola bakıp dolanırken, biraz öteden gelen bir ses dikkatini çekmiş: - 1000 akçeye bir sööz, 1000 akçeye bir sööz… Yanlış mı duydum, diye bir daha kulak vermiş, hayır... Kendisinin canını dişine takıp altı senede kazandığı paraya bir tek sözü satıyorlar! Ne garip adamlar var şu dünyada, demiş kendi kendine, kim bir söze 1000 akçe verir ki?.. Önce üstünde durmamış adam. Lâkin kervana doğru yola koyulduğu sırada bir merak ateşi düşmüş içine, kafası karışmış: Acaba nasıl bir söz bu? 1000 akçe istediklerine göre kim bilir ne kadar kıymetlidir!.. Boşveer, söz değil mi hepsi hepsi? Altı sene çalıştım, dile kolay altı sene o para için ben... Müşterisi olmasa bu adam da bu işi yapmaz ki canım... Evi yapıp işi kurmaya 2000 akçe de yeter, toprağı biraz az alıveririm. Acaba bu söz ne ki?.. Böyle kendi kendine söylene söylene söz satan adamın yanma kadar gelmiş, 1000 akçeyi uzatıp, söyle demiş, o sözü ben alıyorum. 1000 akçeye bir söz satan adam yaklaşmış bizimkinin kulağına, kimselerin duyamayacağı bir sesle fısıldamış: - Kaderde ne varsa o olur... Sözü duyunca rengi atmış, benzi uçmuş garibin, ben bunu zaten biliyordum da diyememiş. Neyse... Hayal kırıklığına rağmen aldığı sözü bir mücevher gibi 2000 akçesinin yanma koymuş, kervana doğru yürüme ye koyulmuş. Adamcağız tam çarşıdan çıkacakken, birinin daha şöyle bağırdığını işitivermiş: - 1000 akçeye bir söööz, 1000 akçeye bir sööz... Kendine kızmayı bırakıp, bu kasabaya, bu çarşıya, bu adamlara söylenmeye başlamış. Başlamış ama merak bu kez ümitlerin bohçasına sarılarak düşmüş yüreğine. Kaybetmenin acısı kazanma arzusuyla birleş ince akıl terk eder sahibini. Bizimkinin aklı da, bu sebeple olsa gerek, terk etmiş onu. Belki bu defa bu paraya değecek bir sözdür... 1000 akçem gitti zaten... Oturduğumuz ev de fena değil aslında... Köy yerinde bin akçe neyimize yetmiyor... Derken, uzatmış parayı, söyle bakalım efendi, demiş, neymiş bu kadar değerli söz? Parayı alan adam, kimsenin dinleyip dinlemediğini kolaçan ettikten sonra sözünü söylemiş: - Beyim, gönül neyi severse güzel odur... Eski zaman hikâyelerine aşina iseniz, kalan 1000 akçenin de bir başka söze verildiğini tahmin etmekte güçlük çekmeyeceksiniz. Uzatmayalım, bizimkinin son 1000 akçesini de koynundan pır diye uçuran son söz de şöyleymiş: ... devamı podcastta

Çağlayan Dergisi
Yalnızlığın Acısı / 2019 Nisan

Çağlayan Dergisi

Play Episode Listen Later Apr 1, 2019 9:06


Enver Bey, hızlı ve telaşlı adımlarla içeriyegiren insanları seyretti bir süre. Sonra gözleriniiskeletler gibi kupkuru kalan dallarıyla eğribüğrü bir görüntü meydana getiren ağaçlaraçevirdi. Yazın bahçenin sakinleri olan, şakımalarıyladinleyenleri bambaşka âlemlere taşıyankuşlardan, ipek gibi kanatlarında olağanüstüdesenler ve renkler taşıyan kelebeklerden, telaşlıhareketlerle durup dinlenmeden yuvasınayiyecek taşıyan karıncalardan, her köşesindenhayat fışkıran bahçeden eser kalmamıştı.Bu sırada Enver Bey'in cep telefonu çaldı.Arayan oğluydu. Bu hafta işlerinin çok yoğunolduğunu söylüyor, özür dileyerek gelemeyeceğiniaçıklıyordu.Yaşlı adam, büyük bir hayal kırıklığı yaşamışolmasına rağmen incinmişliğini belli etmemeyegayret ederek oğlunu teselliyle etmeye çalıştı:“Olsun evladım. Biliyorum, geçerli bir mazeretinolmasa, bekletmez gelirdin.”Telefonu kapatırken içindeki ümit kırıntılarınıda yitirdiğini gören Enver Bey, hicransoluklayan gözler ve buruk bir kalple bahçeyidaha farklı bir gözle incelemeye başladı. Şimdikendi hâli ile bu ıssız mekânı özdeşleştiriyor,kalbindeki yarası daha da büyüyor, içini kanatıyordu.Kendisinin de bir zamanlar cıvıl cıvıl birhayatı yok muydu? Belli ki o zamanlar ömrününyaz mevsimini yaşamaktaydı. Çocuklarınıncıvıltılı sesleriyle odalarını doldurduğu yuvasındahuzur soluklar, evinin bacasından bilemutlu dumanlar tüttüğünü düşünür, dünyanınen talihli insanı olduğuna inanırdı.Keyi