POPULARITY
Razgovor sa braćom Kurtović, muzičarima koji su ostavili neizbrisiv trag na jugoslavenskoj rok sceni kroz grupu Drugi način (Lile su kiše, Carstvo samoće, Stari grad, Na mome dlanu...) ali i savremenoj bosanskoj muzičkoj sceni. Naime, oni su autori jedne od najljepših pjesama o Bosni - "Mojoj dragoj BiH", nastaloj početkom rata i koja se smatra neslužbenom bosanskom himnom. Govoreći o najsnažnijim stihovima poeme koju je napisao Fikret je pojasnio: "Naš osnovni koncept je Bosna, vjekovna, ne srednjovjekovna - već vjekovna, i zastupanje teorije da smo oduvijek ovdje... i to je kamen naš u srcu, to je naše srce - takva naša Bosna."
Fikret Zendeli shares the vision of Social Friday - an innovative global CSR initiative aimed at transforming unproductive Friday afternoons into opportunities for community service and team building. Fikret shares his journey repurposing Friday afternoons at his company into a movement that bridges the gap between businesses and their communities. Through engaging stories and insights, Fikret describes the impact of Social Friday on corporate culture, employee satisfaction, and societal well-being, highlighting the initiative's potential to redefine corporate social responsibility and foster a sense of togetherness and purpose within the workplace and beyond.Read the full transcript and show notesVisit People Helping PeopleVisit Social Friday
İki büyük usta, iki yeni tiyatro oyunu. Sanattan Masallar'da Okan Bayülgen ve Yıldırım Fikret Urağ ile tiyatro konuşuyoruz. Üzerinde çalıştıkları Otelde ve Evde, Parkta oyunları arasında nasıl bir benzerlik var? Günümüz tiyatrosu hakkında ne düşünüyorlar? Tiyatro seyircisini farklı kılan özelliklerinden, yeni dönem tiyatroların durumuna kadar birçok şeyi paylaştığımız bölümümüze hoş geldiniz. İyi dinlemeler.
Christian Historical Fiction Talk is listener supported. When you buy things through this site, we may earn an affiliate commission.Become a patron and enjoy special perks and bonus content.Darlene Bocek is my guest this week on the show, and she comes to us all the way from Turkey to discuss her book, Trunk of Scrolls. This novel is set during the Byzantine period, so she tells us what time period that was and what was going on then, what life is like for her in Turkey, and the unique way you can contribute to getting this book distributed to the Turkish people because they have no Christian fiction market there. Patrons get to hear about her children who are flung all over the globe. Trunk of Scrolls by Darlene Bocek"Trunk of Scrolls fell open and I fell in..."Dr. Michael S. Horton. A.D. 526 The earth shakes like a beast awakening. Now Antioch, once the glory of Rome, lies in ruins--a broken-backed man that cannot stand. Marcellus, a sixteen year old Byzantine nobleman, takes up sword and wits to protect his young neighbors against wild animals, wild men, and a wild God they do not understand. Bearing a cursed betrothal ring, a lucky tooth of an infant saint, and a neglected trunkful of Scripture scrolls, can they survive a seven hundred mile journey to Constantinople to find their missing father and restore their lost fortune? Or will Marcellus stop this fated journey before it is too late? Kyrie Eleison. God have mercy. Trunk of Scrolls is a "on the edge of your seat" survival story. If you like fast-paced adventures, spontaneous young heroes, suspense-filled plots, and a dash of romance, then you'll love Trunk of Scrolls! Good for the whole family! Great for a curl-up-on-the-bed read.BUY it today! Take and Read!Get your copy of Trunk of Scrolls by Darlene Bocek.Contribute to Darlene Bocek's Kickstarter campaign and help get the book into the hands of the Turkish people.Darlene Böcek and her family live in Izmir, Turkey. She and her family are Marvel MCU, early Star Wars, and Twilight Zone fans. Besides being a pastor's wife, Darlene is mom to four wonderful young adults: one skilled dentist, two hard-working dental students, and one high school student/Turkish TikTok influencer. The family lives on an olive farm overlooking the Aegean Sea. To date, they have twenty-four cats, three giant dogs, FOUR cute Havanese doggos and one African Grey parrot.A native of San Diego, California, she received a Bachelors Degree in Social Science with an Ancient Middle Eastern emphasis from Westmont College, and elementary and secondary teaching credentials from Southern California College. She is connected to Westminster Theological Seminary of California through her husband, Fikret.She spends “most” of her time in front of the washing machine and her spare time writing (or vice-versa).Visit Darlene Bocek's website.
beğenmeyi, paylaşmayı ve takip etmeyi unutmayın.
beğenmeyi, paylaşmayı ve takip etmeyi unutmayın.
beğenmeyi, paylaşmayı ve takip etmeyi unutmayın.
Pakrat Estukyan ile Türkiye'nin ve Ermeni toplumunun gündemini konuşuyoruz. İkinci bölümde avukat Fikret İlkiz ile gazeteciler üzerindeki baskıları ve Tolga Şardan'ın tutuklanmasına gerekçe gösterilen yasal düzenlemeyi ele alırken, son bölümde ise Parrhesia Kolektifi ile ayda bir kez gerçekleştirdiğimiz Ermenice edebiyat köşemiz var. Parrhesia'dan Sesil Artuç ile Khrimyan Hayrig'i merkeze alan bir sohbet gerçekleştiriyoruz.
Pakrat Estukyan ile Türkiye'nin ve Ermeni toplumunun gündemini konuşuyoruz. İkinci bölümde avukat Fikret İlkiz ile gazeteciler üzerindeki baskıları ve Tolga Şardan'ın tutuklanmasına gerekçe gösterilen yasal düzenlemeyi ele alırken, son bölümde ise Parrhesia Kolektifi ile ayda bir kez gerçekleştirdiğimiz Ermenice edebiyat köşemiz var. Parrhesia'dan Sesil Artuç ile Khrimyan Hayrig'i merkeze alan bir sohbet gerçekleştiriyoruz.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı gazeteci Tolga Şardan hakkında “MİT'in Cumhurbaşkanlığı'na sunduğu ‘yargı raporu'nda neler var?” başlıklı haberi nedeniyle “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla soruşturma başlattı. Şardan Ankara'daki evinden gözaltına alındı. T24'ün aktardığına göre polis ekipleri Şardan'ın evinde arama işlemi uyguladı. Şardan, Ankara Adliyesi'ne götürüldü. Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Kıvanç El değerlendirdi. Gezi Parkı davasından tutuklu bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay'ın Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) "hak ihlali" kararına rağmen tahliye edilmemesine tepkiler büyüyor. Mahkeme dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne gönderdi. Atalay'ın avukatları Evren İşler, Akçay Taşçı, Fikret İlkiz ve Deniz Özen bu gelişmenin ardından yazılı bir açıklama yayımladı. Avukatların açıklamasında, AYM kararını uygulayacak mahkeme arandığı söylendi, “AYM kararını uygulayacak mahkeme aranmaktadır. Ancak mahkeme kararı ile değil sadece bir mahkemenin başkanı tarafından imzalanmış bir yazıyla AYM kararını uygulayacak mahkeme aranıyorsa; hukuk devleti yok demektir. Hangi Mahkeme ne zaman karar verecek? AYM kararı mahkemesini arıyor” denildi. Can Atalay'ın avukatlarından Deniz Özen Medyascope'ta dava sürecini anlattı. İsrail-Hamas savaşında 26. Gün. İsrail hava saldırıları, Cibaliye Mülteci Kampı'nı hedef aldı. Hamas yetkilileri, 50'den fazla kişinin hayatını kaybettiğini ve yaklaşık 150 kişinin yaralandığını söyledi. Uluslararası Ceza Mahkemesi taraflara yaptırım uygulayabilir mi? Uluslararası Ceza Hukukçusu Timuçin Köprülü yanıtladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) gündem Gazze. Medyascope Ankara Haber Müdürü Senem Büyüktanır Ankara gündemini aktardı. Editör: Aliye Altınışık 01.11.2023
Der türkische Musiker Fikret Kızılok gilt als Pionier des Anadolu Rock. Als er anfängt Musik zu machen, zählen weniger türkische Volkssänger, als Elvis zu seinen Vorbildern. In seiner Musik vermischen sich türkische Musiktraditionen mit westlichem Rock. Hier entlang geht's zu den Links unserer Werbepartner. Alle Takeover-Folgen mit Derya Yıldırım: Folge 1: Derya Yıldırım & Grup Şimşek – BAL >> Artikel zum Nachlesen: https://detektor.fm/musik/popfilter-takeover-woche-mit-derya-yildirim-fikret-kizilok-kerem-gibi
Der türkische Musiker Fikret Kızılok gilt als Pionier des Anadolu Rock. Als er anfängt Musik zu machen, zählen weniger türkische Volkssänger, als Elvis zu seinen Vorbildern. In seiner Musik vermischen sich türkische Musiktraditionen mit westlichem Rock. Hier entlang geht's zu den Links unserer Werbepartner. Alle Takeover-Folgen mit Derya Yıldırım: Folge 1: Derya Yıldırım & Grup Şimşek – BAL >> Artikel zum Nachlesen: https://detektor.fm/musik/popfilter-takeover-woche-mit-derya-yildirim-fikret-kizilok-kerem-gibi
Der türkische Musiker Fikret Kızılok gilt als Pionier des Anadolu Rock. Als er anfängt Musik zu machen, zählen weniger türkische Volkssänger, als Elvis zu seinen Vorbildern. In seiner Musik vermischen sich türkische Musiktraditionen mit westlichem Rock. Hier entlang geht's zu den Links unserer Werbepartner. Alle Takeover-Folgen mit Derya Yıldırım: Folge 1: Derya Yıldırım & Grup Şimşek – BAL Folge 2: Fikret Kızılok – Kerem Gibi Folge 3: Barış Manço – Gesi Bağları Folge 4: Arıf Sağ – Tek De Yavrum Folge 5: Ruhi Su – Ben Melamet Hırkasını Folge 6: Selda Bağcan – Tatlı Dilim Folge 7: Neşet Ertaş – Gel Sevelim >> Artikel zum Nachlesen: https://detektor.fm/musik/popfilter-takeover-woche-mit-derya-yildirim-fikret-kizilok-kerem-gibi
Der türkische Musiker Fikret Kızılok gilt als Pionier des Anadolu Rock. Als er anfängt Musik zu machen, zählen weniger türkische Volkssänger, als Elvis zu seinen Vorbildern. In seiner Musik vermischen sich türkische Musiktraditionen mit westlichem Rock. Hier entlang geht's zu den Links unserer Werbepartner. Alle Takeover-Folgen mit Derya Yıldırım: Folge 1: Derya Yıldırım & Grup Şimşek – BAL >> Artikel zum Nachlesen: https://detektor.fm/musik/popfilter-takeover-woche-mit-derya-yildirim-fikret-kizilok-kerem-gibi
Der türkische Musiker Fikret Kızılok gilt als Pionier des Anadolu Rock. Als er anfängt Musik zu machen, zählen weniger türkische Volkssänger, als Elvis zu seinen Vorbildern. In seiner Musik vermischen sich türkische Musiktraditionen mit westlichem Rock. Hier entlang geht's zu den Links unserer Werbepartner. Alle Takeover-Folgen mit Derya Yıldırım: Folge 1: Derya Yıldırım & Grup Şimşek – BAL >> Artikel zum Nachlesen: https://detektor.fm/musik/popfilter-takeover-woche-mit-derya-yildirim-fikret-kizilok-kerem-gibi
Bikem Öğünç Demir'in hazırlayıp sunduğu FESTO TÜRKİYE İLE OTOMASYON SOHBETLERİ programına Festo Türkiye Teknoloji Yönetimi Müdürü Fikret Akyüz konuk oldu.
Bikem Öğünç Demir'in hazırlayıp sunduğu FESTO TÜRKİYE İLE OTOMASYON SOHBETLERİ programına Festo Türkiye Teknoloji Yönetimi Müdürü Fikret Akyüz konuk oldu.
Deniz Aktan Küçük ile 19. yüzyıl Türk edebiyatının öncü isimlerinden Tevfik Fikret, Fikret'in edebî dünyası ve modern Osmanlı şiiri üzerine konuşuyoruz.
On this program Shane talks with Fikret Bocek who currently serves as the pastor of a Christian church in Izmir, Turkey. Fikret was raised as a Sunni Muslim, and during this episode he tells the story of the time in which he began to question his faith. In this process he began to explore both the Koran and the Bible, and ultimately this led to his conversion to Christianity.SHOW NOTES• For more information about Fikret Bocek, click here. For information about Global Church Ministries, which he referenced at the end of this episode, click here.• To listen to Shane's interview with Sarabeth Kapusta referenced at the beginning of this episode, click here. You can also read her new essay, “Reconstructing My Faith.”• Related episodes: “Religion on Trial”, “Dealing with Doubt”, “Greg Koukl on Blind Faith”, “Is Faith Irrational?”, “Is Faith Blind?”, and “Is Faith a Feeling?”• Related articles by Shane Rosenthal: “What is Faith?”, “Why Should We Believe The Bible?”, “How to Detect Deception”, “On Faith & Doubt” and “On Faith & History.”• For information about The Humble Skeptic vision and how you can help, click here. To put something in the TIP JAR, click here, or consider upgrading to one of the paid subscription options via Substack by using the green button below. If you'd like your gift to be “tax-deductible,” click here for more information about this option.The Humble Skeptic is a listener-supported podcast. To support this work, consider becoming a paid subscriber. Get full access to The Humble Skeptic at shanerose.substack.com/subscribe
In August 1992, a shocking photograph of a starving, emaciated man behind a barbed wire fence of a Bosnian concentration camp stunned the world. The picture, taken from an ITN TV report was of Bosniak Muslim Fikret Alić. Reporter Ed Vulliamy was there when the photograph was taken. Ed reunites with Fikret and hears how the picture, which was published around the world, eventually helped Fikret flee to safety. This programme contains descriptions of sexual violence. It was produced by Anna Miles. (Photo: Fikret Alic in a Bosnian refugee camp. Credit: ITN/Shutterstock)
Time to hear from an authority of known integrity... TV DNA goes old school with the (L to the) OG line up as Adam, Damo and Neil share thoughts on the America Decides, the 8th episode of season 4. It's a big news night at ATN but how irrevocable are the revelations? We can't wait for you to hear our thoughts on the latest episode and for you to give us yours too. You can find and follow us on all the socials @tvdnapod You can also email us on tvdnapod@gmail.com And, if you listen on Spotify, check out our poll below. You can also catch-up on our Yellowjackets and Ted Lasso specials and regular spoiler-free Watchlist episodes covering what else we're watching and what's coming soon. Our back catalogue of shows includes The White Lotus, Better Call Saul and House of the Dragon. We're on Apple Podcasts, Spotify, Google Podcasts, Pocket Casts, Anchor, Breaker and Radio Public so be sure to subscribe to the pod and please leave us a review. Thanks as always to JComp for our logo and Roman Senyk Music for our theme. Adam, Grace, Neil, Chloe, Damo and Izzi
Sesli Köşe-Fikret Bila -'Akşener'in tarihi hatası'
Sesli Köşe-Fikret Bila -'Hırsızlık ve rüşvet düzeni'
Sesli Köşe-Fikret Bila -'Bundan sonraki yargı kararları için umutları artıran örnek'
Sesli Köşe-Fikret Bila -'Yasaklar altında seçim'
Sesli Köşe-Fikret Bila -“İktidarın sessizlik alanları”
Sesli Köşe-Fikret Bila -'Yeter söz milletin!'
Sesli Köşe-Fikret Bila -'İktidarın muhalefeti kandırma girişimi'
Türkiye'de enflasyonu, faizi, Merkez Bankası kararlarını, doların ne olacağını konuşaduralım tüm dünyada iklim kriziyle mücadele ve sürdürülebilir ekonomi üzerine devasa boyutta tartışma ve çalışmalar yapılıyor. Gülener Kırnalı sürdürülebilir ekonomi ve sürdürülebilir kalkınmanın ne olduğunu, dünyada ve Türkiye'de neler yapıldığını bu konular üzerine çalışan, Boğaziçi Üniversitesi ve İstanbul Politikalar Merkezi'nden Prof. Dr. Fikret Adaman'a sordu. Adaman, sürdürülebilirliğin ne demek olduğunu, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere dünyada bu anlamda ne tür hedefler konulduğunu ve ne tür uygulamalar yapıldığını anlattı. Türkiye'de yanlış politikalar sebebiyle özellikle tarımın bitme noktasına geldiğini söyleyen Adaman, bunun maliyetinin çok ağır olacağını belirtti. İyi dinlemeler... #ekonomi #iklim #sürdürülebilirlik #unitednations
Sesli Köşe-Fikret Bila -'Kim alacak bu evleri?'
Sesli Köşe-Fikret Bila -'İbre Kılıçdaroğlu'ndan yana'
Sesli Köşe-Fikret Bila -'Kaybetme kaygısı her şeyi yaptırıyor'
Sesli Köşe-Fikret Bila -'Sandıktan döner'
Sesli Köşe-Fikret Bila -'Grup konuşmasının anlamı'
Kendi tasarımı ve üretimi olan Görçek marka makineleri ve Görçek aynalı çekim sistemini fotoğraf dünyamıza kazandıran Fikret Kaftanoğlu'nun yaşam öyküsüne kulak veriyoruz.
Sesli Köşe-Fikret Bila -'Yanıtı beklenen iddialar'
Sesli Köşe-Fikret Bila -'İnsan onuru'
Sesli Köşe-Fikret Bila -'Altılı Masa'nın Anayasa paketi'
E ski şairler şiirlerine isim vermezdi. İlk mısralarıyla bilinirdi yazdıkları. Şiire isim vermek, sonradan yaygınlaştı. Bütün divan şairlerinde olduğu gibi Yunus Emre'nin şiirleri de isimsizdir, Karacaoğlan'ın da diğerlerinin de. Son dönem şairlerinin pek azında isimsiz şiir bulunur. Sebepler muhtelif. Son beyitte (veya kıtada) ise kendi isim ya da mahlaslarını kullanırlardı. Mahlas kullanımına 13. yüzyıldan itibaren rastlanır. Bazen de isim/mahlas gizlenir. Okuyanların ferasetine, bilgisine, dikkatine bırakılır. Anlayan anlar. Anlamayansa başka birinden öğrenince “vay canına” der. « “Bende yok sabr u sükûn, sende vefadan zerre İki yoktan ne çıkar, fikredelim bir kerre” Bir şair böyle demiş. İyi demiş. Bu şairin ismi neymiş? Lisedeydik, hocamız bunu okumuş, şairin adını sormuştu. Bilemedik. Bilemeyince mahcup olduk. “Burada şair mahlasını kullanmış, dikkatli bakın” dedi. Dikkatli baktık, yetmedi dikkatimiz. Daha çok mahcubiyet duyduk. “Acaba şairin adı Sabri mi?” dedik, güldü. “Fikri olabilir mi?” dedik, daha çok güldü. “Belki de Fikret” dedik, keyiften dört köşe oldu. Biz bilmiyorduk, o biliyordu. Eh, öğretmen olmak da böyle bir şeydi. Öğrenci olmak da bizimki gibi. Biri bilecek, diğerine öğretecek ki adı eğitim öğretim olsun. « Sonra iki olumsuz ekinden bahsetti değerli hocamız. Güzelce açıkladı. Biri “Na”, diğeri “Bi”. Kelimelerin başına gelince, olumsuzluk katar, yok anlamına gelir diye anlattı. Böyle olunca ikisini birleştiriyorsun, şairin adını Nabi olarak görüyorsun. Urfalı Nabi. Helal olsun. « İyi ama bunlardan hangisinin önce geleceğini nereden bileceksin? Ya “Bi” önce kullanılırsa? Ne de olsa ön ek. O zaman “Bina” çıkar. Orada da sayın başkanın dediği gibi saksıyı çalıştıracaksın ve bina diye şair ismi olmayacağını düşüneceksin. Düşünen düşünsün, ona aferin. Fakat olumsuzluk bildiren bir ek daha var. O da düşünülebilir, düşünmeye başlayınca: “La...” Nota olan değil, öteki. “La mekân”, “La tahzen”, “La ilahe illallah” kullanımlarında olduğu gibi. O zaman alternatifler çoğalıyor. Neler neler çıkıyor, insanın gülesi gelir. “Labi, Lana, Nala, Bina, Bila...” Ayrıca, her birinin iki defa kullanım şekli olabilir. “Nana, Bibi, Lala” gibi. Bunları iyi ki söylememişim. Hocanın ya hoşuna giderdi bu zayıf ihtimal, ya da fitne çıkarmakla, dersi kaynatmakla suçlanabilirdim. « Büyük şair Nabi'nin o şiirini “Bende yok sabrı sükûn...” diye okuyanlar da var ki anlam fena bozuluyor. Bu hâli “sükûnun sabrı”, diğeri “sabır ile sükûn” anlamında.
Sesli Köşe-Fikret Bila -'HDP'ye yönelik hamleler'
Sesli Köşe-Fikret Bila-'Yolsuzluk, rüşvet ve yoksullukla mücadele mi?'
Yaprak Dökümü Turkish Stories for Turkish Learners Kalabalık aile halkı ile Bağlarbaşı'ndaki evinde şimdi oldukça sıkıntılı bir hayat geçiren Ali Rıza Bey, emekli bir memurdur. Belli başlı bir öğrenim görmemiştir, ama çekirdekten yetişmiştir. Uzun yıllar mütevazı memurluklarda çalışıp Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında Suriye'de ve Anadolu'da oldukça önemli görevlerde bulunmuştur. En son Trabzon'da iken çevredeki bazı kimselerin hışmına uğramış, görevinden ayrılmıştır. Çoluk çocuğunu, eline geçen sınırlı bir para ile geçindirmekte zorluk çekmekte, bu yüzden bir iş aramaktadır. Bir gün, vaktiyle bir süre hocalığını yapmış olduğu Muzaffer Bey adında bir gence rastlar. Muzaffer Bey, şimdi hatırı sayılır bir şirketin müdürüdür. Ali Rıza Beyi hemen şirketinde göreve yerleştirir. Şirketteki görevi, iş hayatında az emretmeye alışmış bu eski memuru pek tatmin etmez; ama ister istemez buna katlanmaya çalışır. Ne var ki şirkette Ali Rıza Beyin eski bir arkadaşının kızı da çalışmaktadır ve Muzaffer Bey, makamından yararlanarak bu kızla ilgilenmek ister. Ali Rıza Bey, bu duruma dayanamaz, sonunda da işinden olur. Eski memur, yeniden sıkıntılı ve hüzünlüdür. Fakat çok kısa bir zaman sonra oğlu bir bankada iş bulur. Bu onun için iki defa sevinç kaynağı olmaktadır. Hem çocuğu bir iş sahibi olarak şahsiyetine doğru yönelmektedir; hem de evin geçimine katkıda bulunacaktır. Fakat umulan huzur ve mutluluk bir türlü gelmez, aksine evde şimdi yeni tedirginlikler belirmektedir. Ali Rıza Beyin kızlarından Necla ve Leyla yetişmişlerdir; gezmek, tozmak, giyinmek, eğlenmek istemektedirler. Oysa onların bu isteklerini karşılamak mümkün değildir. Bu iki kızın durup dinmeyen sızıltıları, hırçınlıkları ailede tat tuz bırakmamıştır. Hâl böyle devam ederken bankada çalışan Şevket evlenip, eve bir nüfus daha getirir. Gelin de, Necla ve Leyla'nın kafasında olduğu için, onlara katılır. Böylelikle Ali Rıza Beyin ailesi ikiye bölünmüştür. Yeniden çalışmaya karar veren Ali Rıza Bey, çalmadık kapı bırakmadıktan sonra -çaresiz- tekrar Muzaffer Beye başvurup yeniden iş ister; ama eski öğrencisi bu sefer kendisini çok soğuk karşılar ve adamcağız eli boş döner. Aile, bir yandan geçim sıkıntısı içerisinde kıvrana dursun, öte yandan iki genç kızla gelin, haftada sekiz, dokuz çay partileri düzenlemekte, sıkıntıyı büsbütün artırmaktadır. Ali Rıza Beyin eşi, kocasının için için eridiğini görerek, sürekli gelini ve kızlarıyla çekişip durur. Bu sırada en büyük kız Fikret, Adapazarı'nda oturan orta hâlli bir adamla evlenip evden ayrılır. Bu olaya bir yandan sevinen, bir yandan da üzülen Ali Rıza Bey'i yeni olay adamakıllı üzer. Şevket, bankadan bir miktar para çekmiş; fakat bunu vaktinde ödeyememiş, hapse atılmıştır. Bir gün zengin bir Suriyeli, Necla'yı ister. Ali Rıza Beyin ailesi, kızlarının ta Suriye'ye kadar gidip kendilerinden kopmasını istemezler; ama sonunda buna da razı olurlar. Fakat sonuç hiç de sandıkları gibi çıkmaz. Adam zengin mengin değildir ve Necla feci şekilde aldatılmıştır. Kızlarının elem, feryat dolu haberlerini alan aile ayrıca bu konu için de yanıp sızlanır. Fikret'in Adapazarı'na, Şevket'in hapishaneye, Necla'nın Suriye'ye gitmeleri Ali Rıza Beyin ailesinde bir çeşit yaprak dökümü manzarası göstermektedir. Ali Rıza Bey, yaprakları hayli eksilen bu aile ağacına fazla geliyor bahanesiyle, Bağlarbaşı'ndaki büyük evini satar, yerine daha küçüğünü alır. Ayrıca aradaki para farkı bir süre olsa da, geçimlerine yardımcı olacaktır. Reşat Nuri GÜNTEKİN
Fikret opens the word of God from Revelation 6:9-11. We learn that the christian life is a life of suffering. It is not just suffering for the sake of suffering, but suffering in a sin cursed world. Christ is present with us in the midst of the suffering. Christ will defend his people as we hear the saints throughout the ages crying out to Christ.
Alper Çelik, Ömür Okumuş ve Nuri Çetin ile varyantlı hususlara yolculuk
Bu haftaki konuğum WP Okulu kurucusu, eğitimci Fikret Tozak. İster bir iş yeri veya girişim sahibi olalım, ister hobimizi, tutkumuzu paylaşmak isteyen bir insan olalım bir web sitesi sahibi olmak kaçınılmaz hale geldi. Sosyal medya kanalları büyük bir trafiğe sahip ancak Amerikan Başkanı bile olsanız oradaki varlığınız sizin kontrolünüzde değil. Ayrıca bir web sitesine sahip olmak, fiziki bir eve veya ofise sahip olmak gibi, içerisinin görünümü, “doluluğu”, kalitesi sizin hakkınızda insanların edindiği izlenim için en önemli veri. Fikret Hoca ile web sitesi yapmanın yollarını, sitenin yapımı ve sonrasında dikkat edilmesi gereken noktaları konuştuk. Genelde bir web sitesi yapmak isteyen insanların görünüme takıldığını ama içeriğin ve onun verilme biçiminin çok daha önemli olduğunun altını çiziyor. Bu söyleşide insan odaklılık ve deneyim tasarımı bir kez daha gündeme geldi, hedefimizi ne kadar iyi seçebiliyorsak onlara ulaşmamızın yolu da o kadar net beliriyor. Günde 5 milyarın üzerinde arama yapılan Google'dan pay almanın yolu da buradan geçiyor. Örnekler ve daha fazlası söyleşimizde. (02:05) Kimlerin bir websitesi olmalı? (05:17) Websitesini nasıl yapmalı? (11:52) Neden wordpress? (14:00) Bir web sitesinin gereksinimleri (19:34) Web sitesinin tutundurulması (23:20) Bir örnek vaka (25:56) Google'da görünür olmak (36:18) Sosyal medyanın site tanıtımındaki rolü (37:53) Fikret Tozak'ın değer yaratma formülü Fikret Tozak'ın Linkedin profili https://www.linkedin.com/in/fikret-tozak/ WP Okulu web sayfası https://wpokulu.co/
In this episode we explore two issues that are frequently ignored in discussions about the climate crisis: first, how the impacts of climate change will be unequally felt around the world, and second, the negative side of the politics of the climate movement in the global North. Our guests include: Betsy Hartmann, author of “The America Syndrome: Apocalypse, War, and Our Call to Greatness” (2017, Seven Stories Press), Anne Hendrixson, senior policy analyst at Challenging Population Control; Max Ajl, author of “A People's Green New Deal” (2021, Pluto Press); Fikret Adaman, professor of economics at Boğaziçi University; and Kasia Paprocki, author of “Threatening Dystopias: The Global Politics of Climate Change Adaptation in Bangladesh” (2021, Cornell Press). In addition to these interviews, the episode includes some excerpts from Jame K. Boyce's lecture titled “Climate Change in an Unequal World,” available on Security in Context's YouTube channel. James K. Boyce is the author of books, such as “The Case for Carbon Dividends” (2019, Polity Press) and “Economics for People and the Planet: Inequality in the Era of Climate Change” (2019, Anthem Press).
İngiliz Haftası'nın 49. bölümünde yine özel bir konukla karşınızdayız! Çetin Cem Yılmaz ve Arhan Ata Pilavoğlu, hafta içi fikstürünün ortasında Berlin'e bağlandılar ve Old Trafford'da açılan Ralf Rangnick dönemini Fikret Özer'le beraber değerlendirdiler. Rangnick'in oyun felsefesini, Almanya'da yarattığı etkiyi ve Manchester United'a sunduklarını konuştuktan sonra, Klopp ve Tuchel'e de değiniyoruz. Son olarak, StatsBomb verileriyle hafta içi fikstüründeki Aston Villa-Manchester City maçından notlarımızı paylaşıyoruz. / Ses Tasarımı: Vadi Sound (00:40) Ralf Rangnick (35:25) Aston Villa-Man City (41:35) Doğal Sayılar
Editör: Şükran Şençekiçer & Senem Görür Haber Hafta Sonu'nda bu akşam eski Vaşington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu ile AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden arasındaki görüşmeyi, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Mercator/İPM kıdemli araştırmacısı Prof. Dr. Fikret Adaman ile G-20 Liderler Zirvesi'nde öne çıkanları ve Medyascope muhabiri Doğu Eroğlu ile Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi'ni konuştuk.