POPULARITY
İp Perileri ormandaki kasabalarında yaşar, gündüzleri uyur dinlenir, geceleri insanların dileklerlerini gerçekleştirmek için çalışırmış. Serimizin ilk hikayesinde İp Perisi Aden'in bir gecesinin nasıl geçtiğini dinleyecek, peri arkadaşlarıyla tanışacak, çocukların birbirinden güzel dileklerinin gerçekleşmesine tanıklık ederken keyifliye bir uykuya dalacaksınız. Bu yumuşacık uyku hikayesi yaklaşık 35 dakika sürüyor ve uykuyu derinleştiren müziğiyle 45 dakikaya tamamlanıyor. Yazan ve Seslendiren: Psk. Dr. Gizem Toska Dilekleriyle bu hikayenin içeriğine katkıda bulunan dinleyicilerimiz, Alin, Selçuk, Türkü, Bilge, Mahinur, Destina, Eslem, Bal, Ata, Özgür, Miran Ali, Kevser, Çınar, ve Sena Su'ya ve perilerin isimlerine ilham olan dinleyicilerimiz Aden, Alya, Mina, Vera, Umay, Asel, Pera, Lara, Erva, Neva, Mislina ve Elida'ya sevgilerimizle.
Safer ayının ilk ve son çarşamba gecesi, gece yarısından sonra yeryüzüne inecek belâlardan Allâh (c.c.)'un izniyle korunmak için imsâkten önce dört rek‘at nâfile namâzı kılıp Fâtiha'dan sonra zamm-ı sûre olarak, birinci rek‘atte 17 “Kevser”; ikinci rek‘atte 5 “İhlâs”; üçüncü rek‘atte 1 “Felâk”; dördüncü rek‘atte 1 “Nâs” sûrelerini okuyup selâmdan sonra duâ edilecektir. Safer'in son çarşambasının gecesi veyâ gündüzü iki rek‘at namâz kılıp birinci ve ikinci rek‘atte Fâtiha'dan sonra 11'er “İhlâs” okunacak. Namâzdan sonra 7 def‘a istiğfâr edilecek ve el kaldırıp 11 def‘a Salât-ı Münciye ve sonlarında “inneke ‘alâ külli şey'in kadîr” okunacaktır. Bu duâlarda, “Allâhü Te‘âlâ'nın, kendimizi, âile fertlerimizi ve bütün Mü'minleri gökten inen, yerden gelen ve bütün belâlardan muhâfaza buyurması” için niyâz edilecektir. Yine Safer ayının son çarşamba gecesi veya gündüzü iki rek'ât namaz kılınıp, birinci rek'atta Fâtihâ'dan sonra 7 “Kadir” , ikinci rek'atta Fâtihâ'dan sonra 5 “Kevser” okunacaktır. SALÂT-I MÜNCİYE: “Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed. Salâten tüncînâ bihâ min cemî‘il ahvâl-i vel-‘âfât ve takdî lenâ bihâ cemî‘al hâcât ve tütahhirünâ bihâ min cemî‘i's-seyyiât ve terfe‘ûnâ bihâ a‘le'd-derecât ve tübelliğunâ bihâ aksal-gâyât min cemî‘i'l-hayrâti fi'l-hayâti ve ba‘de'l-memât.” SAFER AYININ İLK VE SON ÇARŞAMBA GÜNÜNDE OKUNACAK DUÂ: ”Bi'smi'llâhi'r-rahmâni'r-rahîm “Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve nebiyyike ve resûlike ve alâ âlihî ve bârik ve sellim. Alâhümme innî e'ûzü bike min şerri hâze'l yevmi ve min külli şirretin ve belâin ve beliyyetin-i'lletî fîhi ve yekûnü fî ‘ilmike yâ Dehru, yâ Deyhâru, yâ Keynânü, yâ Keynûnü, yâ Evvelü, yâ Ebedü, yâ Mübdiü, yâ Mu'îdü, yâ Ze'l-celâli ve ikrâm. Yâ Ze'l-arşi'l mecîdi ente tef'alü mâ türîdü. Allâhümma'hrüsnî bi-aynike'lletî lâ-tenâmü fî nefsî ve mâlî ve evlâdî ve dînî ve dünyâye'lletî'btelânî bi-suhbetihim bi-hurmeti'l ebrâri ve'l- ahyâri bi-rahmetike yâ Azîzü, yâ Ğaffâru, yâ Kerîmü, yâ Settâru, bi-rahmetike yâ Erhame'r Râhimîn. Allâhümme şedîdü'l kuvâ yâ Şedîdü, yâ Azîzü, yâ Kerîmü, yâ Kebîru, yâ Müteâlü! Zelleltü biızzetike, cemî'ı halkike yâ Muhsinü, yâ Mücmilü, yâ Mütefaddilü, yâ Mün'imü, yâ Mükrimü lâilâhe illâ ente. Allâhümme yâ Latîfü letafte bihalki's semâvâti ve'l-ardı ültuf binâ fî kadâike ve âfinâ min belâike ve lâ-havle ve lâ- kuvvete illâ bike bi-rahmetike yâ Erhame'r Râhimîne. Hasbüna'llâhü ve ni'mel vekîl lâhavle ve lâ-kuvvete illâ bi'llâhi'l Alîyyi'l Azîm. Ve sallallâhu alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.” (Ömer Muhammed Öztürk, Misvâk Neşriyât, İbâdet Takvimi ve Duâlar, s.31-35)
Safer ayının ilk ve son çarşamba gecesi, gece yarısından sonra yeryüzüne inecek belâlardan Allâh (c.c.)'un izniyle korunmak için imsâkten önce dört rek‘at nâfile namâzı kılıp Fâtiha'dan sonra zamm-ı sûre olarak, birinci rek‘atte 17 “Kevser”; ikinci rek‘atte 5 “İhlâs”; üçüncü rek‘atte 1 “Felâk”; dördüncü rek‘atte 1 “Nâs” sûrelerini okuyup selâmdan sonra duâ edilecektir. Safer'in son çarşambasının gecesi veyâ gündüzü iki rek‘at namâz kılıp birinci ve ikinci rek‘atte Fâtiha'dan sonra 11'er “İhlâs” okunacak. Namâzdan sonra 7 def‘a istiğfâr edilecek ve el kaldırıp 11 def‘a Salât-ı Münciye ve sonlarında “inneke ‘alâ külli şey'in kadîr” okunacaktır. Bu duâlarda, “Allâhü Te‘âlâ'nın, kendimizi, âile fertlerimizi ve bütün Mü'minleri gökten inen, yerden gelen ve bütün belâlardan muhâfaza buyurması” için niyâz edilecektir. Yine Safer ayının son çarşamba gecesi veya gündüzü iki rek'ât namaz kılınıp, birinci rek'atta Fâtihâ'dan sonra 7 “Kadir” , ikinci rek'atta Fâtihâ'dan sonra 5 “Kevser” okunacaktır. SALÂT-I MÜNCİYE: “Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed. Salâten tüncînâ bihâ min cemî‘il ahvâl-i vel-‘âfât ve takdî lenâ bihâ cemî‘al hâcât ve tütahhirünâ bihâ min cemî‘i's-seyyiât ve terfe‘ûnâ bihâ a‘le'd-derecât ve tübelliğunâ bihâ aksal-gâyât min cemî‘i'l-hayrâti fi'lhayâti ve ba‘de'l-memât.” SAFER AYININ İLK VE SON ÇARŞAMBA GÜNÜNDE OKUNACAK DU Bi'smi'llâhi'r-rahmâni'r-rahîm “Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve nebiyyike ve resûlike ve alâ âlihî ve bârik ve sellim. Alâhümme innî e'ûzü bike min şerri hâze'l yevmi ve min külli şirretin ve belâin ve beliyyetin-i'lletî fîhi ve yekûnü fî ‘ilmike yâ Dehru, yâ Deyhâru, yâ Keynânü, yâ Keynûnü, yâ Evvelü, yâ Ebedü, yâ Mübdiü, yâ Mu'îdü, yâ Ze'l-celâli ve ikrâm. Yâ Ze'l-arşi'l mecîdi ente tef'alü mâ türîdü. Allâhümma'hrüsnî bi-aynike'lletî lâ-tenâmü fî nefsî ve mâlî ve evlâdî ve dînî ve dünyâye'lletî'btelânî bi-suhbetihim bi-hurmeti'l ebrâri ve'l- ahyâri bi-rahmetike yâ Azîzü, yâ Ğaffâru, yâ Kerîmü, yâ Settâru, bi-rahmetike yâ Erhame'r Râhimîn. Allâhümme şedîdü'l kuvâ yâ Şedîdü, yâ Azîzü, yâ Kerîmü, yâ Kebîru, yâ Müteâlü! Zelleltü bi-ızzetike, cemî'ı halkike yâ Muhsinü, yâ Mücmilü, yâ Mütefaddilü, yâ Mün'imü, yâ Mükrimü lâilâhe illâ ente. Allâhümme yâ Latîfü letafte bi-halki's semâvâti ve'l-ardı ültuf binâ fî kadâike ve âfinâ min belâike ve lâ-havle ve lâ- kuvvete illâ bike bi-rahmetike yâ Erhame'r Râhimîne. Hasbüna'llâhü ve ni'mel vekîl lâhavle ve lâ-kuvvete illâ bi'llâhi'l Alîyyi'l Azîm. Ve sallallâhu alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.” (Ömer Muhammed Öztürk, Misvâk Neşriyât, İbâdet Takvimi ve Duâlar, s.31-35)
Kevser Erdogan-Altun (30) ontdekt op achttienjarige leeftijd dat ze MS heeft, een chronische ziekte in het zenuwstelsel. Ze moet abrupt stoppen met haar studie en werken zit er voor haar niet meer in. In de tussentijd ontmoet Kevser haar huidige partner waar ze twee kinderen mee heeft. Aan Spot On vertelt zij over de impact hiervan op haar relatie, moederschap en haar kijk op de toekomst.
EVLERİMİZ VAR BİZİM / 12.02.2015 / Kerem Önder Evlerimiz var bizim, Eller değmemiş evler! Göklerde hazırlanmış, Tarif ediyor Rehber. İçinde binbir oda, Sanki sâkini devler. Döşekleri inciden, Kapıları mücevher. Ne açlık, ne tokluk var, Zevke bütün nimetler. Altından ırmak akar, Baldan, sütten nehirler. Çalışmak, yorulmak yok, Ne uyku, ne ölümler. Bütün sorgular bitmiş, Ne sınav, ne ödevler. Fatura ve hesap yok, Musluktan akan Kevser. Afetler öldü artık, Ne deprem, ne alevler. Ne hastalık yakalar, Ne de zorlu görevler. Mimarın vaadi var, Övgüler ve yeminler. Evlerimiz var bizim, Misafiri Peygamber... Kerem Önder
KEVSER SÛRESİ N015 M108 Mekke'de nâzil olmuştur, 3 âyettir. Namazı ve Kurbanı emreder. Bu dinin sonunu getirmek isteyenlerin hepsinin sonunun geldiğini bildirir. Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 1 Biz sana kevseri verdik. 2 Sende Rabbin için namaz kıl, kurban kes. 3 Şüphesiz sonu kesik olan sana kin tutandır. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/kevser-suresi-tefsiri-ali-kucuk
Safer ayının ilk ve son çarşamba gecesi, gece yarısından sonra yeryüzüne inecek belâlardan Allâh (c.c.)'un izniyle korunmak için imsâkten önce dört rek‘at nâfile namâzı kılıp Fâtiha'dan sonra zamm-ı sûre olarak, birinci rek‘atte 17 “Kevser”; ikinci rek‘atte 5 “İhlâs”; üçüncü rek‘atte 1 “Felâk”; dördüncü rek‘atte 1 “Nâs” sûrelerini okuyup selâmdan sonra duâ edilecektir. Safer'in son çarşambasının gecesi veyâ gündüzü iki rek‘at namâz kılıp birinci ve ikinci rek‘atte Fâtiha'dan sonra 11'er “İhlâs” okunacak. Namâzdan sonra 7 def‘a istiğfâr edilecek ve el kaldırıp 11 def‘a Salât-ı Münciye ve sonlarında “inneke ‘alâ külli şey'in kadîr” okunacaktır. Bu duâlarda, “Allâhü Te‘âlâ'nın, kendimizi, âile fertlerimizi ve bütün Mü'minleri gökten inen, yerden gelen ve bütün belâlardan muhâfaza buyurması” için niyâz edilecektir. Yine Safer ayının son çarşamba gecesi veya gündüzü iki rek'ât namaz kılınıp, birinci rek'atta Fâtihâ'dan sonra 7 “Kadir”, ikinci rek'atta Fâtihâ'dan sonra 5 “Kevser” okunacaktır. SALÂT-I MÜNCİYE: “Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed. Salâten tüncînâ bihâ min cemî‘il ahvâl-i vel-‘âfât ve takdî lenâ bihâ cemî‘al hâcât ve tütahhirünâ bihâ min cemî‘i's-seyyiât ve terfe‘ûnâ bihâ a‘le'd-derecât ve tübelliğunâ bihâ aksal-gâyât min cemî‘i'l-hayrâti fi'l-hayâti ve ba‘de'l-memât.” SAFER AYININ İLK VE SON ÇARŞAMBA GÜNÜNDE OKUNACAK DU Bi'smi'llâhi'r-rahmâni'r-rahîm “Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve nebiyyike ve resûlike ve alâ âlihî ve bârik ve sellim. Alâhümme innî e'ûzü bike min şerri hâze'l yevmi ve min külli şirretin ve belâin ve beliyyetin-i'lletî fîhi ve yekûnü fî ‘ilmike yâ Dehru, yâ Deyhâru, yâ Keynânü, yâ Keynûnü, yâ Evvelü, yâ Ebedü, yâ Mübdiü, yâ Mu'îdü, yâ Ze'l-celâli ve ikrâm. Yâ Ze'l-arşi'l mecîdi ente tef'alü mâ türîdü. Allâhümma'hrüsnî bi-aynike'lletî lâ-tenâmü fî nefsî ve mâlî ve evlâdî ve dînî ve dünyâye'lletî'btelânî bi-suhbetihim bi-hurmeti'l ebrâri ve'l- ahyâri bi-rahmetike yâ Azîzü, yâ Ğaffâru, yâ Kerîmü, yâ Settâru, bi-rahmetike yâ Erhame'r Râhimîn. Allâhümme şedîdü'l kuvâ yâ Şedîdü, yâ Azîzü, yâ Kerîmü, yâ Kebîru, yâ Müteâlü! Zelleltü bi-ızzetike, cemî'ı halkike yâ Muhsinü, yâ Mücmilü, yâ Mütefaddilü, yâ Mün'imü, yâ Mükrimü lâilâhe illâ ente. Allâhümme yâ Latîfü letafte bi-halki's semâvâti ve'l-ardı ültuf binâ fî kadâike ve âfinâ min belâike ve lâ-havle ve lâ- kuvvete illâ bike bi-rahmetike yâ Erhame'r Râhimîne. Hasbüna'llâhü ve ni'mel vekîl lâhavle ve lâ-kuvvete illâ bi'llâhi'l Alîyyi'l Azîm. Ve sallallâhu alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.” (Ömer Muhammed Öztürk, İbâdet Takvimi ve Duâlar, s.31-35)
Safer ayının ilk ve son çarşamba gecesi, gece yarısından sonra yeryüzüne inecek belâlardan Allâh (c.c.)'un izniyle korunmak için imsâkten önce dört rek‘at nâfile namâzı kılıp Fâtiha'dan sonra zamm-ı sûre olarak, birinci rek‘atte 17 “Kevser”; ikinci rek‘atte 5 “İhlâs”; üçüncü rek‘atte 1 “Felâk”; dördüncü rek‘atte 1 “Nâs” sûrelerini okuyup selâmdan sonra duâ edilecektir. Safer'in son çarşambasının gecesi veyâ gündüzü iki rek‘at namâz kılıp birinci ve ikinci rek‘atte Fâtiha'dan sonra 11'er “İhlâs” okunacak. Namâzdan sonra 7 def‘a istiğfâr edilecek ve el kaldırıp 11 def‘a Salât-ı Münciye ve sonlarında “inneke ‘alâ külli şey'in kadîr” okunacaktır. Bu duâlarda, “Allâhü Te‘âlâ'nın, kendimizi, âile fertlerimizi ve bütün Mü'minleri gökten inen, yerden gelen ve bütün belâlardan muhâfaza buyurması” için niyâz edilecektir. Yine Safer ayının son çarşamba gecesi veya gündüzü iki rek'ât namaz kılınıp, birinci rek'atta Fâtihâ'dan sonra 7 “Kadir”, ikinci rek'atta Fâtihâ'dan sonra 5 “Kevser” okunacaktır. SALÂT-I MÜNCİYE: “Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed. Salâten tüncînâ bihâ min cemî‘il ahvâl-i vel-‘âfât ve takdî lenâ bihâ cemî‘al hâcât ve tütahhirünâ bihâ min cemî‘i's-seyyiât ve terfe‘ûnâ bihâ a‘le'd-derecât ve tübelliğunâ bihâ aksal-gâyât min cemî‘i'l-hayrâti fi'l-hayâti ve ba‘de'l-memât.” SAFER AYININ İLK VE SON ÇARŞAMBA GÜNÜNDE OKUNACAK DU Bi'smi'llâhi'r-rahmâni'r-rahîm “Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve nebiyyike ve resûlike ve alâ âlihî ve bârik ve sellim. Alâhümme innî e'ûzü bike min şerri hâze'l yevmi ve min külli şirretin ve belâin ve beliyyetin-i'lletî fîhi ve yekûnü fî ‘ilmike yâ Dehru, yâ Deyhâru, yâ Keynânü, yâ Keynûnü, yâ Evvelü, yâ Ebedü, yâ Mübdiü, yâ Mu'îdü, yâ Ze'l-celâli ve ikrâm. Yâ Ze'l-arşi'l mecîdi ente tef'alü mâ türîdü. Allâhümma'hrüsnî bi-aynike'lletî lâ-tenâmü fî nefsî ve mâlî ve evlâdî ve dînî ve dünyâye'lletî'btelânî bi-suhbetihim bi-hurmeti'l ebrâri ve'l- ahyâri bi-rahmetike yâ Azîzü, yâ Ğaffâru, yâ Kerîmü, yâ Settâru, bi-rahmetike yâ Erhame'r Râhimîn. Allâhümme şedîdü'l kuvâ yâ Şedîdü, yâ Azîzü, yâ Kerîmü, yâ Kebîru, yâ Müteâlü! Zelleltü bi-ızzetike, cemî'ı halkike yâ Muhsinü, yâ Mücmilü, yâ Mütefaddilü, yâ Mün'imü, yâ Mükrimü lâilâhe illâ ente. Allâhümme yâ Latîfü letafte bi-halki's semâvâti ve'l-ardı ültuf binâ fî kadâike ve âfinâ min belâike ve lâ-havle ve lâ- kuvvete illâ bike bi-rahmetike yâ Erhame'r Râhimîne. Hasbüna'llâhü ve ni'mel vekîl lâhavle ve lâ-kuvvete illâ bi'llâhi'l Alîyyi'l Azîm. Ve sallallâhu alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.” (Ömer Muhammed Öztürk, İbâdet Takvimi ve Duâlar, s.31-35)
B Serisi olarak da bilinen bu soru cevap serisi, 1980 öncesinde Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin çoğunluğu üniversite gençliği ve farklı fikirlerdeki insanlardan oluşan muhataplarının her konuda sorduğu sorulara verdiği cevaplardan oluşmaktadır. Sorular, vaaz öncesi yazılarak soru kutusuna atılmakta, kürsüye çıkan Hocaefendi sorulardan rastgele seçerek cevaplamaktadır. Kevser suresinde emredildiği halde kurban kesmek neden vacip oluyor?
İYİ Parti Ankara 1. Bölge 3. sıra milletvekili adayı ve emekli Albay Kevser Ofluoğlu, Kısa Dalga'dan Esra Tokat'ın konuğu oldu. Ofluoğlu seçimlere ilişkin "14 Mayıs'ta Türkiye'nin her yerinde yeniden baharı yaşayacağız. Başaracağız kimsenin şüphesi olmasın” ifadelerine yer verdi.
Zeynep’in Okul Macerası Zeynep’in Okul Macerası Bölüm 1: Yeni Okul Yeni Arkadaşlar Zeynep, yeni bir okula başlamak üzereydi. Köy okuluna kaydolmuştu ve heyecanlıydı. İlk gün sınıfa girdiğinde sırasına oturdu. Yanına bir kız çocuğu geldi ve “Merhaba ben Kevser” dedi. Zeynep de “Ben Zeynep” dedi. İkisi de birbirini sevdi ve iyi arkadaş oldular. Okulda güzel zaman geçiren Zeynep, yavaş yavaş büyük öğrencilerin kendilerine sınıfta zorluk çıkardığını fark etmeye başladı. Bir gün sınıfta ders çalışırken, büyük öğrenciler sınıfa girdi ve Zeynep’in sırasını çevirip onunla dalga geçmeye başladılar. Zeynep ne yapacağını bilemedi ve çok korktu. Bölüm 2: Mustafa’nın Yardımı Zeynep, eve döndüğünde olayı ailesine anlattı. Babası Zeynep’i teselli etti ve ona yardımcı olmak için bir arkadaşı olduğunu söyledi. Arkadaşı Mustafa, büyük bir çocuktu ve Zeynep’in sorununu halletmek için ona yardımcı oldu. Ertesi gün, büyük öğrenciler Zeynep’in sırasına yine gelip dalga geçmeye başladılar. Ancak bu sefer Mustafa da Zeynep’in yanındaydı. Mustafa, büyük öğrencilerle konuştu ve onlara Zeynep’e dokunmamaları gerektiğini söyledi. Büyük öğrenciler başlarına buyruk tavırlarıyla Zeynep ve Mustafa’yı dinlemediler. Fakat Mustafa, kavgayı başlatmadı. Aksine, Zeynep’i yanına aldı ve onu korudu. Büyük öğrencilerin tavırları karşısında, Zeynep ve Mustafa sessizce sınıftan ayrıldı. Sınıftan çıktıklarında, Zeynep Mustafa’ya teşekkür etti. Bölüm 3: Ders Çalışmak ve Kavga Etmemek Zeynep ve Mustafa, büyük öğrencilerin Zeynep’e zorbalık yapmasına izin vermedi. Yakın arkadaş oldular ve okulda birçok aktiviteye katıldılar. Zeynep ve Kevser, birlikte ders çalışmaya başladılar ve birbirlerine destek oldular. Zeynep, Mustafa ve Kevser, okulda kavga etmek yerine barış içinde yaşamayı tercih ettiler. Büyük öğrenciler daha sonra özür diledi ve Zeynep ve arkadaşlarından özür kabul edildi. Arkadaşlık, yardımlaşma ve ders çalışmak, Zeynep için önemli derslerdi. Okulda herkesin birbirine saygı göstermesi gerektiğini öğrenmişti.
https://www.youtube.com/@Sifasanat
Kur'an-ı Kerim'in 108. suresidir ve 3 ayetten oluşur. Mekke döneminde inmiştir; ancak Medine döneminde indiği de rivayet edilir. Kevser suresi okunuşu sık sık yapılır; çünkü bu sure beş vakit namazda okunmasının yanı sıra faziletleri ve faydaları ...
“Mısır'da allâme sayılan ve vaktiyle bizde ders vekilliği etmiş olan Mehmed Zâhidü'l-Kevserî'ye gitmiştim. 17 Şubat'ta otele gelerek iade-i ziyarette bulunmuş, beni bulamayınca kartın arkasına şöyle yazmıştır: Büyük Üstad Süheyl Beyefendi, Biraz keyifsizliğim iâde-i ziyarete mani oldu. Affınızı beklerim. Sizinle şerefyâb olanların kalplerinde büyük ihtiram hissi bırakıyorsunuz. Âbide-i fazl u irfân olan zât-ı seniyyeleri milletimizin makamını yükseltmektedir. Vâr olunuz muazzez üstad. Sonsuz ihtirâmâtımı lütfen kabul buyurunuz efendim hazretleri.” Yakın tarihimizin en dikkate değer simalarından, tıp tarihçisi ve sanatkâr Prof. Dr. Ahmet Süheyl Ünver (1898-1986), dostu Esad Fuad Tugay'ın davetiyle 1951'de gerçekleştirdiği Mısır seyahatini –her zaman yaptığı gibi– bilgilendirici ve öğretici anekdotlarla beslediği ve kendi eseri çizimlerle süslediği bir “defter”e dönüştürmüş. Kubbealtı Neşriyat, söz konusu Mısır seyahatiyle birlikte, Irak (1952, İbn Sînâ'nın doğumunun 1000. yılı münasebetiyle, resmî davetli olarak) ve İran (1954, yine İbn Sînâ ile ilgili bir program dolayısıyla, Şah Muhammed Rıza Pehlevî'nin resmî davetlisi olarak) gezilerinde tutulan defterleri mükemmel bir baskı ile okurlara sundu. Yukarıdaki alıntıyı da serinin ilk kitabını teşkil eden “Süheyl Ünver'in Mısır Defteri - Mısırnâme”den yaptım. Üzeyir Karataş tarafından yayına hazırlanan Mısır Defteri, 367 sayfalık hacmiyle serinin en kalın kitabı. Ünver, eşi Müzehher Hanım'ın da eşlik ettiği 3 haftalık seyahati, adeta dakika dakika kayıt altına almış. Kahire ve İskenderiye'den mekân tasvirleri, tanışılan ve ziyaret edilen zatlarla ilgili ayrıntılar, hatta yemek menülerine ve sokak aralarındaki sıradan manzaralara kadar, her şey iki kapak arasında bir araya gelmiş. Mısır'da akademik ziyaretler yapan, müzeleri gezen, tarihî eserleri temaşa eyleyen, halkla bir araya gelen, Osmanlı dönemine ait eserlere mercek tutan ve güncel hayata dair gözlemler yapan Ünver, gördüklerini cömert bir biçimde okurla paylaşıyor. Milad Salmani'nin emek verdiği Irak Defteri–Bağdâdnâme, 300 sayfayı aşkın bir hacme sahip. Bu defterde okuru belki de en çok şaşırtacak olan notlar, Ünver'in Bağdat ve Kerbelâ'daki dinî mekânları ziyaret ederken hissettiklerini anlattığı satırlar. Buralarda duygulara hiçbir gem vurulmamış, hepsi de yürekten döküldüğü şekliyle sayfalara aksetmiş. Öte yandan, Irak'a ve Iraklılara dair pek çok izlenimin arasına sıkıştırılan bir not, hâlâ güncelliğini ve ehemmiyetini koruyor: “Arap memleketlerinde [ilmî] kongreler olursa, nutuklar ve tebliğleri Arapça söylemek muvafık. İran'da da Farsça. Nezaket icabı, gelenlerin anlamasını temin için lazım. Bizim Fransızca söylememiz, Garb'a dönmemizin bir ifadesi gibi geliyor.” Şu satırlar da keza, acı gerçekler: “Irak'tan güya İngilizler çekilmiş. Belki doğrudur. Fakat en asıl kuvveti içeride tutmuş. Siyaset âleminde birçok menfaatlerin dönüp dolaştığında şüphe yok. Şu ne bayağı bir dünya. Bir defa İngilizler Arabistan'ı birçok parçalara bölmüş ve hepsinin arasına da nifak sokmuş. İsrail diye bir bomba koymuş, artık Arap âlemi belini doğrultabilirse doğrultsun. Bir memlekette birbirine çıkar-menfaat düşkünlerini de karşı karşıya sürmüş. Kendisi 'gel keyfim gel'de ve oraları hâlâ sömürmekte.” Tarihî ve kültürel izlenimlerin yanı sıra siyasî vurguların da yer aldığı İran Defteri (Kapakta “Defterleri-1” denmiş. Demek ki devamı gelecek), yine Milad Salmani eliyle yayına hazırlanmış. Bu cildin ayırt edici özelliği, başına seyahat güzergâhını gösteren harika bir haritanın konmuş olması.
Kurban Bayramınız mübarek olsun. Hacc için mübarek beldede bulunan kardeşlerimizi de tebrik ediyor ve bayramlarını kutluyorum. Mikat (ihram), Beytullah (tavaf), Safa ile Merve (sa'y), Arafat ile Müzdelife (vakfe) ve Mina (cemerat; şeytan taşlama) mekanlarında ifa edilen Hacc, fiil ve mana cihetinden çok hareketli bir ibadettir. Kierkegaard'ın “Bütünlüğü keşfetmeyen temelde hiçbir şeyi keşfetmez” deyişindeki gibi, söz konusu hareketlilik içinde tefekküre ve amellere mahsus her şey tek bir bütün içindir: Kendini bilerek Allah'ı bilmek ve O'nu var'lık ile nitelemeyi de aşıp, doğrudan tenzihle kendi kulluğunu gerçekleştirmek! Yukarıda zikrettiğimiz mekanları bir daire dizilişine göre düşündüğümüzde, Mikat mahalline erişmek için çıkılan yoldan başlayarak, ilk cemrenin ardından bayram namazını kılıp, kurban keserek haccı tamamlamak ve bu sayede hem hayattaki yolculuğu şimdi hacı olma sorumluluğuyla sürdürmek, hem de hac mahallinden ikamet yerine dönmek üzere tekrar yola koyulmak anlamında, yine yola bağlanırız. Buna göre Hacc, doğumdan ölüme -ki bunlar da birer yolculuktur- menzillerinde yürüdüğümüz süreçlerden -kısaca ferdî hayatımızdan- bir süreçtir. Bu öyle bir süreçtir ki, bizzat -düşünme ve düşünmeyi düşünme istidadımıza tabi olarak- hayatımızı temsil ettiği kadar, bu temsili de Allah'tan başka hiçbir şeyin baki olmayışına dair imanımızda massederek yok eder. Nitekim bu temsilsizlik, Hacc'ın nihayet menzili, bayram namazını kılıp bayram etmede ve kurban kesmede tahakkuk eder. Peygamber Efendimiz (sav), “O halde, Rabbin için namaz kıl (fesalli), kurban kes (venhar)” (Kevser 108:2) mealindeki İlahi emri, “Bugün ilk işimiz, (bayram) namazı kılmak, sonra dönüp kurban kesmektir. Kim böyle yaparsa sünnetimize uymuş olur.” hadisi ile uygulamaya koyup, kurbanlık bir koçu kıbleye doğru yatırıp, besmele çekip, tekbir getirerek keserken buyurduğu şu hadisiyle de niyet ve uygulamasını Allah'a hasretmiştir: “Beni Hanîf (muvahhit, Hakk'a yönelmiş) olarak, yüzümü gökleri ve yeri yaratan (Allah'a) çevirdim ve ben müşriklerden değilim. Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. O'nun hiçbir ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve Müslümanların ilkiyim. Allah'ım (bu kurban) sendendir ve Muhammed ile ümmeti tarafından senin (rızan) için sunulmuştur.” Genelde Hacc'ın ve özelde kurbanın metafiziği artistik kelimelere takla attırarak anlamlandırılacak ve anlatacak bir şey değildir. Hüküm ve tefsir şâri''den hangi irab ve mana ile geliyorsa konunun metafiziği de ondan ibarettir. Edep de zaten Allah'ın ve Resulünün kelimelerini, önceliklerini gözeterek konuşmak ve işaret etmektir. Batılı felsefecilerin, ...e vasıtasıyla günahtan arınma / Günah Keçisi terimi ve gündelik dilimizdeki kurb / yakınlaşma kelimeleriyle kurbanın hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü Allah'ın hükmü altındaki kulun O'ndan uzaklığı söz konusu değildir ki, yakınlık nitelemesine ihtiyaç duyulsun; tenzih fikri vasıta kabul etmez ki, kurban O'na yaklaşmanın bir vesilesi olsun. Bu bakımdan, İmâm-ı Gazâlî'nin İhyâ'sındaki “Kurban kesmek ise, emre uymak ve Allah'a yaklaşmaktır.” cümlesini zahiri kurbiyetin ve Allah'a karşı mesafe izafe etmenin ötesine taşıyarak tefekkür etmek gerekir. El-Lüma' sahibi Ebû Nasr Serrâc, Peygamber Efendimizin kurbiyeti esasında şunları zikreder: “Rasûlüllah secdesinde şöyle buyururdu: ‘Gadabından rızâna sığınırım, cezândan affına sığınırım, Senden Sana sığınırım, Seni gereği gibi övemem, Sen kendini övdüğün gibisin.' Allah: ‘Secde et ve yaklaş!' buyurdu. Rasûlüllah secdesinde kurb/yakınlıktan bir mânâya ulaştı. Bunun üzerine: ‘Gadabından rızâna sığınırım, cezândan affına sığınırım.' buyurdu ve Allah'ın sıfatlarından yine O'nun sıfatlarına sığındı. Sonra kurbdan başka bir mânâ müşâhede etti ki, onda sıfat ve vasıfları müşâhede ettiği kurbun dereceleri vardı. Bunun üzerine: ‘Senden Sana sığınırım' buyurdu. Daha önce sıfatlarından sıfatlarına sığınmıştı; O'na sığınınca, O'ndan başka sığınılacak olmadığını anladı.
İktidar değişikliği için güç birliği yapmak ve iktidar değişikliğinden sonra güçlendirilmiş parlamenter sistemi hayata geçirmek üzere bir araya gelen altı muhalefet partisinin (CHP, İYİ Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti) liderleri 3 Temmuz'da beşinci kez bir araya gelecek. Öncesinde CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Elif Esen, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Habibe Çiftçioğlu ve İYİ Parti Kurucular Kurulu üyesi Kevser Selda Tandoğan femfikir'de buluştu. İlgezdi, Esen, Çiftçioğlu ve Tandoğan, iktidarın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik “cumhurbaşkanı adayını açıkla” baskısının altılı masayı yıpratma çabası olduğunda hemfikir. Türkiye'nin cumhuriyet tarihinin en derin krizini yaşamakta olduğunu vurgulayan dört siyasetçi, altılı masanın “bu karanlıktan çıkış” için “etkin ve katılımcı bir yasama, şeffaf ve hesap verebilir bir yürütme, tarafsız ve bağımsız bir yargı ile kuvvetler ayrılığının tesis edildiği, güçlü, özgürlükçü ve adil bir sistem” inşa etmeye kararlı olduğunu anlattı. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3OnlPGt
Hallo und schön, dass du da bist! ❤️ Heute teile ich eine meiner absoluten Lieblingsfolgen mit dir. Ich habe zwei beste Freundinnen zu Gast, die ein Abenteuer der ganz besonderen Art gemeinsam erlebt haben: Sara und Kevser. Die beiden haben im Oktober 2021 gemeinsam Freiwilligenarbeit in einer Station in Südafrika geleistet. Sie waren die ersten beiden Mädels, die ich offiziell über meine Organisation vermittelt habe, was für mich emotional etwas ganz Besonderes war. In diesem Interview erzählen die beiden: - wie sie auf das Thema Freiwilligenarbeit gekommen sind, - wieso sie sich entschieden haben, gemeinsam zu fliegen, - was sie vor Ort alles erlebt haben, in der Station und auch außerhalb, - wie das gemeinsame Abenteuer ihre Freundschaft verändert hat, - viele Tipps, die du auch umsetzen kannst. Wenn du nun Lust bekommen hast, selbst als Freiwilligenhelfer*in loszulegen, findest du hier Informationen zu allen unseren Stationen, in die wir derzeit Freiwilligenhelfer*innen vermitteln. Neben unseren 3 wundervollen Stationen in Südafrika und Simbabwe gibt es nun endlich auch die Möglichkeit, nach Kenia und Uganda zu reisen. Zudem sind wieder 2 Plätze für unsere Gruppenreisen freigeworden: · Gruppenreise Südafrika (hier waren Sara und Kevser) · Gruppenreise Simbabwe Unsere Soloprojekte findest Du hier: · Südafrika – Freiwilligenarbeit mit Meerkatzen · Südafrika – Freiwilligenarbeit mit Pavianen · Simbabwe – Freiwilligenarbeit mit Primaten und Wildtieren · Kenia – Freiwilligenarbeit direkt am Meer · Uganda – Freiwilligenarbeit mit Schimpansen Es ist eine Folge mit so viel Liebe, Ehrlichkeit und Echtheit, bei der ich so viel gelacht habe. Wenn du den beiden Mädels auf Instagram folgen möchtest: Instagram Sara: @sara.auf.safari Instagram Kevser: @bluemooxn Wenn dir die Podcastfolge gefallen hat, freue ich mich riesig, wenn du mir eine 5 Sterne-Bewertung bei iTunes hinterlässt, damit ich noch mehr Menschen erreichen kann. Welche Interviewgäste wünschst du dir denn zukünftig hier im Podcast? Ich freue mich sehr auf deine Vorschläge. Alles Liebe, Deine Michi
*UYARI: Yaşar Nuri Hoca Ölmeden Önce Yayınladığı Kevser Suresi Meali ile Buradaki Farklıdır. Güncel Kevser Suresi Meali: 1. Hiç kuşkusuz, biz verdik sana Kevser'i/iyilik, bereket, mutluluk, güzellik, soy ve aydınlığın tükenmezini. 2. O halde, sen de Rabbin için namaz kıl ve göğsünü gererek dimdik dur/sağ elini sol elinin üzerine koyup kıyam et/namazı vakti girer girmez kıl/kavrayışını bilgi ile derinleştir/eti yenecek hayvan kes! 3. Kuşkun olmasın ki ebter/soyu kesik, seni kötüleyenin ta kendisidir! - İniş Sırasına Göre 15. sure / Mekke Anlamı: İyilik, bereket, mutluluk, güzellik, soy ve aydınlığın tükenmezi (Cennette bir ırmak) --- Send in a voice message: https://anchor.fm/sirkkarsiti/message
Bu canı câna satarlar Cân Muhammed Mustafa. Cânâna canı katarlar (Cânânı cana katarlar) Cânânından Mustafa. Cânı candan aziz bilir Cân Muhammed Mustafa. Cânân O'na leziz gelir Hep varından Mustafa. Cânânına can verenler Cân Muhammed Mustafa. Anda Allah'a erenler Şu canından Mustafa. Bu cânlar candan geçerler Cân Muhammed Mustafa. Kevser şarabın içerler Cân elinden Mustafa? Cümle cânlar görmek ister Cân Muhammed Mustafa. Gül cemâlin bize göster Hayâlinden Mustafa. Cânânımdan gelir adım (Can Ahmet koymuşlar adım) Cân Muhammed Mustafa. Cânân arzular fuadım Her dem candan Mustafa. * * * Ahmet Kuloğlu
O (s.a.v.), öyle bir kıymeti haiz bulunur ki; ne dille ifade edilebilir, ne de çalışmakla elde edilir. Bu ancak, Yüce Allâh'ın bir vergisi ve tahsisidir. İşte Habibine bu cümleden olarak şunları ihsân etmiştir: Peygamberlik, elçilik, dostluk, muhabbet, seçilme (kendi tarafından), isra, cemâlini müşahede ettirmek, kendisine yaklaştırmak ve cemalini göstermek, vahiy, şefaat, vesile, fazîlet, yüksek derece, Makâm-ı Mahmud, Burak, Mi'rac, tüm insanlığa peygamber olarak gönderilişi, tüm peygamberlere imâmlık yapması, peygamberlerle tüm milletlerarası tanıklık yapması, Ademoğullarının seyyidi (efendisi) olması, Livaü'l-Hâmd vel-beşâre'nin kendisine verilmesi, tebşir etme, Arş sahibi olan Rabbinin nezdindeki yeri ve orada kendisine itaat edilmesi, emanet, hidayet vasıflarına sahip oluşu, âlemlere rahmet olarak gönderilişi, Kevser sahibi bulunması, nimetin kendi üzerinde tamamlanması, geçmiş ve gelecek günâhlarının afv edilmesi, sadrının açılması, şânının yükseltilmesi, zafere kavuşturulması, sükûnetin verilmesi, meleklerle desteklenmesi, kitab, hikmet, Seb'a mesâni ve Kur'ân-ı Azîm'in kendisine verilmesi, Allâh (c.c.)'un kendisine olan rahmeti, meleklerin kendisi için yaptıkları istiğfarına mazhar olması, insanlar arasında adâletle hükmetmesi, sayesinde insanlardan ağır ve yorucu manevî yüklerin kaldırılması, ismi ile yemin edilmesi, duâsının kabulü, bitki ve hayvanların kendisiyle konuşması, Allâh (c.c.)'un izni ile ölüleri diriltmesi, sağırları duyurması, parmaklarından suların fışkırması, azı çoğaltma yeteneği, Ay'ın inşikakı (ikiye bölünmesi), elindeki asanın bir anda kılıç kesilmesi, düşmanın kalbine korku verilmekle zafere kavuşturulması, Allâh (c.c.)'un inâyeti ile bilinmeyen bazı gizliliklere vukufiyeti, bulutun kendisini gölgelemesi, taşların tesbih etmesi, elemleri (kederleri) iyileştirmesi ve benzeri mucizeler ki, sayısını ancak bunları kendisine lutfeden bilir. Bütün bunların yanında âhirette de kendisine, yüksek rütbeler ve de kutsal dereceler, mutluluk veren mertebeler ve akılların idrâk edemeyeceği ve hayâl gücünün bile âciz kalacağı nice nimetler bahşedilecektir. (Kâdı ‘İyaz, Şifâ-i Şerîf, s.64)
Safer ayının ilk ve son çarşamba gecesi, gece yarısından sonra yeryüzüne inecek belâlardan Allâh (c.c.)'un izniyle korunmak için imsâkten önce dört rek‘at nâfile namâzı kılıp Fâtiha'dan sonra zamm-ı sûre olarak, birinci rek‘atte 17 “Kevser”; ikinci rek‘atte 5 “İhlâs”; üçüncü rek‘atte 1 “Felâk”; dördüncü rek‘atte 1 “Nâs” sûrelerini okuyup selâmdan sonra duâ edilecektir. Safer'in son çarşambasının gecesi veyâ gündüzü iki rek‘at namâz kılıp birinci ve ikinci rek‘atte Fâtiha'dan sonra 11'er “İhlâs” okunacak. Namâzdan sonra 7 def‘a istiğfâr edilecek ve el kaldırıp 11 def‘a Salât-ı Münciye ve sonlarında “inneke ‘alâ külli şey'in kadîr” okunacaktır. Bu duâlarda, “Allâhü Te‘âlâ'nın, kendimizi, âile fertlerimizi ve bütün Mü'minleri gökten inen, yerden gelen ve bütün belâlardan muhâfaza buyurması” için niyâz edilecektir. Yine Safer ayının son çarşamba gecesi veya gündüzü iki rek'ât namaz kılınıp, birinci rek'atta Fâtihâ'dan sonra 7 “Kadir” , ikinci rek'atta Fâtihâ'dan sonra 5 “Kevser” okunacaktır. SALÂT-I MÜNCİYE: “Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed. Salâten tüncînâ bihâ min cemî‘il ahvâl-i vel-‘âfât ve takdî lenâ bihâ cemî‘al hâcât ve tütahhirünâ bihâ min cemî‘i's-seyyiât ve terfe‘ûnâ bihâ a‘le'd-derecât ve tübelliğunâ bihâ aksal-gâyât min cemî‘i'l-hayrâti fi'l-hayâti ve ba‘de'l-memât.” SAFER AYININ İLK VE SON ÇARŞAMBA GÜNÜNDE OKUNACAK DU Bi'smi'llâhi'r-rahmâni'r-rahîm “Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve nebiyyike ve resûlike ve alâ âlihî ve bârik ve sellim. Alâhümme innî e'ûzü bike min şerri hâze'l yevmi ve min külli şirretin ve belâin ve beliyyetin-i'lletî fîhi ve yekûnü fî ‘ilmike yâ Dehru, yâ Deyhâru, yâ Keynânü, yâ Keynûnü, yâ Evvelü, yâ Ebedü, yâ Mübdiü, yâ Mu'îdü, yâ Ze'l-celâli ve ikrâm. Yâ Ze'l-arşi'l mecîdi ente tef'alü mâ türîdü. Allâhümma'hrüsnî bi-aynike'lletî lâ-tenâmü fî nefsî ve mâlî ve evlâdî ve dînî ve dünyâye'lletî'btelânî bi-suhbetihim bi-hurmeti'l ebrâri ve'l- ahyâri bi-rahmetike yâ Azîzü, yâ Ğaffâru, yâ Kerîmü, yâ Settâru, bi-rahmetike yâ Erhame'r Râhimîn. Allâhümme şedîdü'l kuvâ yâ Şedîdü, yâ Azîzü, yâ Kerîmü, yâ Kebîru, yâ Müteâlü! Zelleltü bi-ızzetike, cemî'ı halkike yâ Muhsinü, yâ Mücmilü, yâ Mütefaddilü, yâ Mün'imü, yâ Mükrimü lâilâhe illâ ente. Allâhümme yâ Latîfü letafte bi-halki's semâvâti ve'l-ardı ültuf binâ fî kadâike ve âfinâ min belâike ve lâ-havle ve lâ- kuvvete illâ bike bi-rahmetike yâ Erhame'r Râhimîne. Hasbüna'llâhü ve ni'mel vekîl lâhavle ve lâ-kuvvete illâ bi'llâhi'l Alîyyi'l Azîm. Ve sallallâhu alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.” (Ömer Muhammed Öztürk, İbâdet Takvimi ve Duâlar, s.31-35)
Safer ayının ilk ve son çarşamba gecesi, gece yarısından sonra yeryüzüne inecek belâlardan Allâh (c.c.)'un izniyle korunmak için imsâkten önce dört rek‘at nâfile namâzı kılıp Fâtiha'dan sonra zamm-ı sûre olarak, birinci rek‘atte 17 “Kevser”; ikinci rek‘atte 5 “İhlâs”; üçüncü rek‘atte 1 “Felâk”; dördüncü rek‘atte 1 “Nâs” sûrelerini okuyup selâmdan sonra duâ edilecektir. Safer'in son çarşambasının gecesi veyâ gündüzü iki rek‘at namâz kılıp birinci ve ikinci rek‘atte Fâtiha'dan sonra 11'er “İhlâs” okunacak. Namâzdan sonra 7 def‘a istiğfâr edilecek ve el kaldırıp 11 def‘a Salât-ı Münciye ve sonlarında “inneke ‘alâ külli şey'in kadîr” okunacaktır. Bu duâlarda, “Allâhü Te‘âlâ'nın, kendimizi, âile fertlerimizi ve bütün Mü'minleri gökten inen, yerden gelen ve bütün belâlardan muhâfaza buyurması” için niyâz edilecektir. Yine Safer ayının son çarşamba gecesi veya gündüzü iki rek'ât namaz kılınıp, birinci rek'atta Fâtihâ'dan sonra 7 “Kadir”, ikinci rek'atta Fâtihâ'dan sonra 5 “Kevser” okunacaktır. SALÂT-I MÜNCİYE: “Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed. Salâten tüncînâ bihâ min cemî‘il ahvâl-i vel-‘âfât ve takdî lenâ bihâ cemî‘al hâcât ve tütahhirünâ bihâ min cemî‘i's-seyyiât ve terfe‘ûnâ bihâ a‘le'd-derecât ve tübelliğunâ bihâ aksal-gâyât min cemî‘i'l-hayrâti fi'l-hayâti ve ba‘de'l-memât.” SAFER AYININ İLK VE SON ÇARŞAMBA GÜNÜNDE OKUNACAK DU Bi'smi'llâhi'r-rahmâni'r-rahîm “Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve nebiyyike ve resûlike ve alâ âlihî ve bârik ve sellim. Alâhümme innî e'ûzü bike min şerri hâze'l yevmi ve min külli şirretin ve belâin ve beliyyetin-i'lletî fîhi ve yekûnü fî ‘ilmike yâ Dehru, yâ Deyhâru, yâ Keynânü, yâ Keynûnü, yâ Evvelü, yâ Ebedü, yâ Mübdiü, yâ Mu'îdü, yâ Ze'l-celâli ve ikrâm. Yâ Ze'l-arşi'l mecîdi ente tef'alü mâ türîdü. Allâhümma'hrüsnî bi-aynike'lletî lâ-tenâmü fî nefsî ve mâlî ve evlâdî ve dînî ve dünyâye'lletî'btelânî bi-suhbetihim bi-hurmeti'l ebrâri ve'l- ahyâri bi-rahmetike yâ Azîzü, yâ Ğaffâru, yâ Kerîmü, yâ Settâru, bi-rahmetike yâ Erhame'r Râhimîn. Allâhümme şedîdü'l kuvâ yâ Şedîdü, yâ Azîzü, yâ Kerîmü, yâ Kebîru, yâ Müteâlü! Zelleltü bi-ızzetike, cemî'ı halkike yâ Muhsinü, yâ Mücmilü, yâ Mütefaddilü, yâ Mün'imü, yâ Mükrimü lâilâhe illâ ente. Allâhümme yâ Latîfü letafte bi-halki's semâvâti ve'l-ardı ültuf binâ fî kadâike ve âfinâ min belâike ve lâ-havle ve lâ- kuvvete illâ bike bi-rahmetike yâ Erhame'r Râhimîne. Hasbüna'llâhü ve ni'mel vekîl lâhavle ve lâ-kuvvete illâ bi'llâhi'l Alîyyi'l Azîm. Ve sallallâhu alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.” (Ömer Muhammed Öztürk, İbâdet Takvimi ve Duâlar, s.31-35)
Hz. Peygamber (s.a.v.)'e muhabbet, elbette ona derin bir ta'zîmi de gerektirir. Kur'ân bu konuda da detaya kadar inen ilginç atıflarda bulunmuştur. Bizzât Yüce Allâh, Hz. Peygamber (s.a.v.)'e ayrı bir önem ve değer verdiğini çeşitli vesîlelerle ortaya koymuştur. Bu cümleden olarak O'nun şanını yücelttiğini “Senin şânını da yükseltmedik mi!” (İnşirâh s. 4), kendisine pek çok nimetler verdiğini “Biz sana bol nimetler verdik.” (Kevser s. 1), onun dâima kendi gözünün önünde olduğunu “Şübhesiz ki sen bizim gözlerimizin önündesin.” (Tûr s. 48), ona dâima yardım edeceğini “Ve Allâh sana kuvvetli şekilde yardım edecektir.” (Fetih s. 3) ve onu insanlann her türlü düşmânlığından koruyacağını “Allâh Seni insanlardan koruyacaktır.” (Mâide s. 67) ona itâat etmenin kendisine itâat demek olduğunu “Kim Resûle itâat ederse Allâh'a itâat etmiş olur.” (Nisâ s. 80) ifâde etmiştir. Bundan başka Yüce Allâh Resûllulah (s.a.v.)'e ayrı bir yer ve değer verdiğini gösteren ve detaya kadar inen bazı hususlara da temas etmiştir. Bunlardan birisi Allâhü Te‘âlâ'nın, meleklerin ve Mü'mînlerin Resûlullâh (s.a.v.)'e salât etmesidir: Yüce Allâh, aşağıdaki âyette, kendisinin ve meleklerin Hz. Peygamber'e “salât” ettiğini yani onu hayırla yâd edip övdüklerini belirttikten sonra buna bütün Mü'mînleri de katılmaya ve ona içtenlikle esenlik dilemeye çağırmaktadır: “Şübhesiz ki Allâh ve melekleri, Peygambere salât etmekte (yani, onun şerefini gözetmekte ve şânını yüceltmekte) dirler; o hâlde siz de îmân edenler ona salât edin (yani, onun şânını yüceltmeye özen gösterin) ve ona içtenlikle selâm edin (esenlik dileyin).” (Ahzab s. 33) Yüce Allâh böylece Hz. Peygamber (s.a.v.)'e ne kadar müstesnâ olduğunu çok açık olarak bildirmektedir. Allâh (c.c.)'nün diğer peygamberlerden bu kadar istisnâ tutup O (s.a.v.)'i yücelttiği Nebîsi (s.a.v.)'e ta'zîmde bulunmak, onu incitmekten son derece sakınmak ve elbette Allâh (c.c.)'nun bu teşvîk edici ve açık emrine uyarak Hz. Peygamber (s.a.v.)'e dâima salât ve selâm etmek gerekir. (Diyânet İlmî Dergi, s.474-475)
Vel yevmil âhıri: Âhiret gününe inandım, demekdir. Bu zemânın başlangıcı, insanın öldüğü gündür. Kıyâmetin sonuna kadardır. Son gün denilmesi, arkasından gece gelmediği içindir. Yâhud dünyâdan sonra geldiği içindir. Kıyâmetin ne zemân kopacağı bildirilmedi. Fekat, Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” birçok alâmetlerini haber verdi. Hazreti Mehdî gelecek. Îsâ aleyhisselâm gökden Şâma inecek. Deccâl çıkacak. Ye'cüc ve Me'cüc denilen kimseler her yeri karışdıracak. Güneş batıdan doğacak. Büyük zelzeleler olacak. Din bilgileri unutulacak. Fısk, kötülük çoğalacak. Harâmlar her yerde işlenecek. Yemenden ateş çıkacak. Gökler ve dağlar parçalanacak. Güneş ve Ay kararacak... gibi. Kabr süâli vardır. Kabrde, Münker ve Nekîr meleklerine cevâb olarak şunları ezberlemelidir ve çocuklara da ezberletmelidir: (Rabbim, Allahü teâlâ, Peygamberim, Muhammed aleyhisselâm, dînim, islâm dîni, kitâbım, Kur'ân-ı kerîm, kıblem, Kâ'be-i şerîf, i'tikâdda mezhebim, Ehl-i sünnet vel-cemâ'at, amelde mezhebim, İmâm-ı a'zam Ebû Hanîfe mezhebi). Kıyâmet günü herkes dirilecek. Mahşer yerinde toplanacak. Sâlihlerin amel defterleri sağından, kötülerin arka veyâ sol tarafından verilecek. Şirkden, küfrden başka her günâhı, Allahü teâlâ dilerse afv edecek, dilerse küçük günâh için de cezâ, acı karşılıklar. Günahlar sebebiyle âhirette çekilecek cezâ. '> azâb edecekdir. Amellerin dartılması için (Mîzân) vardır. (Sırât köprüsü), Allahü teâlânın emri ile Cehennem üzerine kurulur. Muhammed Mustafâ “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimize mahsûs olan (Kevser havuzu) vardır. (Şefâ'at) hakdır. Tevbesiz ölen mü'minlerin küçük ve büyük günâhlarının afv edilmesi için Peygamberler, Velîler, sâlihler, âlimler, melekler, şehîdler ve Allahü teâlânın izn verdikleri şefâ'at edecek ve kabûl edilecekdir. Namâz Kitâbı | Sayfa : 28
Kurbanın Kur'ân'dan delili, Kevser suresindeki “Fe salli lirabbike venhar (Rabbin için namaz kıl ve kurban kes)” emridir. Sünnetten birçok delillerinden birisi şudur: Müslim, Enes (r.a.)'dan rivâyet ediyor: “Resûlullâh (s.a.v.) güzel boynuzlu, beyazı siyahından fazla, alaca iki koç kurban etti. Besmele çekip tekbir getirdikten sonra, ayağını kurbanın iki yanına koyup ikisini de kendi elleriyle kesti.” Kurban, belli vakitte (Kurban bayramının ilk üç gününde) Allâh (c.c.)'a manevî yakınlık niyetiyle kesilen kurbanlık hayvandır. Kurbanda vâcib olan kan akıtmaktır. Onun için, kurbanı diri olarak tasadduk etmekle (sadaka olarak vermekle) Müslüman vâcib borcundan kurtulamaz. Efendimiz (s.a.v.), vefât senesinde yaptığı Vedâ Haccı'nda 100 deve kurban ettiler. Bunlardan, dünyada yaşadığı sene sayısınca olanını yani 63 tanesini bizzat kendi elleriyle kesmişler, kalan 37 tanesini de Hz. Alî (r.a.)'e havale edip ona kestirmişlerdir. İnsanların ihtiyaçları için her gün yeryüzünde yüzbinlerce hayvan kesiliyor. Fakat bunlardan yalnız halleri vakitleri yerinde olanlar istifade edebiliyor. Kurban bayramında ise Allâh (c.c.) rızâsı için bir kısım hayvanlar kesiliyor. Bunların etlerinden, derilerinden muhtaçlar da istifade ediyor. Şahsî menfaat yerine âmme menfaati oluyor. Dolayısıyla kurban kesilmesi müslümanlığa mahsus pek insanî bir fedakârlık demektir. Kurban kesilmekle kesilen hayvanların sayısı pek artmış olmaz, belki kurban kesildiği günlerde kasapların kestiği hayvanların sayısı azalır. Kendi zevkleri için her gün binlerce hayvanın kesilmesini görmeyenlerin senede bir defa Allâh (c.c.) rızâsı için bir kısım hayvanların fakirlerin faydalanması uğruna kurban olarak kesilmesini çok görmeleri doğrusu büyük bir düşüncesizliktir. (İbn-i Abidinzâde Muhammed Alaaddin, Üç Boyutuyla İslâm İlmihâli, s.487)
Sokaktan Kulağa Programı'nın 16.bölümünde konuğumuz, Sokak Bizim Derneği'nin kurucu üyesi ve akademisyen Kevser Üstündağ ile insan odaklı ulaşım, pandemi döneminde kentsel hareketlilik ve Sokak Bizim Derneği'nin kuruluş hikayesi üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Sokak Bizim Instagram: https://www.instagram.com/sokakbizim/?hl=tr Twitter: https://twitter.com/sokakbizim
Levent Üzümcü ile Artı Sanat - Kevser Ruhinin Edebiyat Yolculuğu by Artı TV
Kevser Suresi l Mustafa İsmail by Çınar Medya
- "İnnâ a'taynâkel..." sûresi Mekke'de nazil oldu ve nazil olduğu zaman kurban kesilmiyordu. - Kevser sûresinde geçen "venhar..." kelimesindeki "nhar" intihar kelimesiyle aynı köktendir, benliğini ortadan kaldır anlamındadır. - Kur'ân; Aminu Billâhi hitabı ile varlığındaki hakikatin, özün, orijinin olan Allâh'a iman et der. - "Fe salli li Rabbike venhar" Rabbin olan esma mertebesine yönel ve benliğini kurban et demektir. - Kurban kesme eylemi Hz. İbrahim (a.s.) sünnetidir dolayısı ile Hz. Muhammed'in (a.s.) sünnetidir. - Bayram Hac yapanların af olmasının bayramıdır, Kurban bayramı değildir.
Kevser Havuzu Nerdedir, Kimler İçindir? - Ahmed Hulusi - Lev enzelnâ hâzelKur'âne ‘alâ cebelin leraeytehu hâşi'an mutesaddi'an min haşyetillâh... (59.Haşr: 21) - Kur'ân, Bilgidir. Dağ kelimesi ile insandaki benlik anlatılır. Eğer Kurân'daki bilgi, bir beyinde açığa çıkarsa orda benlik dağı paramparça olur, yok olur. Benlik kalmaz, Allâh haşyeti yaşanır. - İnnâ a'taynâkel Kevser; Biz sana Kevser'i verdik. Fe salli li Rabbike; Rabbine yönel... Varlığını oluşturan Allâh esması mânâlarıyla Allâh'a yönel. venhar; kurban et benliğini, o yönelişin sonucunda benliğinin var olmadığını anla. (108.Kevser: 1-2) - Kıyamet günü, varlığındaki varlığın, Allâh'ın varlığı olduğuna iman etmiş olanlar, Aminü Billâhi âyetini çözmüş ve yaşamış olanlar Kevser'i değerlendirecek. - İnzâl kelimesi, senin hakikatinden zahirine çıkmayı anlatır.
Students from the Willem de Kooning Academy work together with Operator Radio in an elective to curate their own dedicated cultural subject and program this in a radio format.
Kureyş - Maun - Kevser - Kafirun Suresi anlamı ve fazileti üzerine yapılmış tevil ve tesfir içeren tasavvuf sohbetidir.
Kevser Suresi bize ne diyor? Kısa dinlemelerle öğreniyoruz.
Peygamberlik, elçilik, dostluk, muhabbet, seçilme (kendi tarafından), İsra, cemâlini müşahede ettirmek, kendisine yaklaştırmak ve cemalini göstermek, vahiy, şefaat, vesile, fazîlet, yüksek derece, Makâm-ı Mahmud, Burak, Mi'râc, tüm insanlığa peygamber olarak gönderilişi, tüm peygamberlere imâmlık yapması, peygamberlerle tüm milletlerarası tanıklık yapması, Ademoğullarının seyyidi (efendisi) olması, Livaü'l-Hamd (hamd sancağı) kendisine verilmesi, tebşir etme, azabtan korkutma vasfının kendisine ihsân edilmesi, Zi'l-Arş'ın (Arş sahibi olan Rabbinin) nezdindeki yeri ve orada kendisine itaat edilmesi, emanet, hidayet vasıflarına sahip oluşu, âlemlere râhmet olarak gönderilişi, Allâh (c.c.)'un rızasına ve istediğine nail olması, Kevser sahibi bulunması, sözünün dinlenmesi ve geçerli olması, nimetin kendi üzerinde tamamlanması, geçmiş ve gelecek günâhlarının afv edilmesi, sadrının açılması, günâh yükünün sırtından bertaraf edilmesi, şânının yükseltilmesi, zafere kavuşturulması, sükûnetin verilmesi, meleklerle desteklenmesi, Kitab, hikmet, Seb'i mesâni ve Kur'ân-ı Azîm'in kendisine verilmesi, ümmetin tezkiye yetkisi ve Allâh (c.c.)'a duâ etme yeteneğine sahip bulunması, Allâh (c.c.)'un kendisine olan râhmeti, meleklerin kendisi için yaptıkları istiğfarına mazhar olması, Allâh (c.c.)'un kendisine verdiği ilhâm ve kabiliyetle insanlar arasında adaletle hükmetmesi, sayesinde insanlardan ağır ve yorucu manevî yüklerin kaldırılması, ismi ile yemin edilmesi, duâsının kabulü, cemâdat ve hayvanatın kendisiyle konuşması, Allâh (c.c.)'un izni ile ölüleri diriltmesi, sağırları duyurması, parmaklarından suların fışkırması, azı çoğaltma yeteneği, ay'ın inşikakı (ikiye bölünmesi), (İsrâ gecesi) güneşin durdurulması, elindeki asanın bir anda kılıç kesilmesi, düşmanın kalbine korku verilmekle zafere kavuşturulması, Allâh (c.c.)'un inayeti ile bilinmeyen bazı gizliliklere vukufiyeti, bulutun kendisini gölgelemesi, taşların tesbih etmesi, elemleri (kederleri) iyileştirmesi, insanların şerrinden korunması ve benzeri mucizeler ki, sayısını ancak bunları kendisine lütfeden bilir. (Kadı İyaz, Şifâ-i Şerîf, 64.s.)
Safer ayının ilk ve son çarşamba gecesi, gece yarısından sonra yeryüzüne inecek belâlardan Allâh (c.c.)'un izniyle korunmak için imsâkten önce dört rek‘at nâfile namâzı kılıp Fâtiha'dan sonra zamm-ı sûre olarak, birinci rek‘atte 17 “Kevser”; ikinci rek‘atte 5 “İhlâs”; üçüncü rek‘atte 1 “Felâk”; dördüncü rek‘atte 1 “Nâs” sûrelerini okuyup selâmdan sonra duâ edilecektir. Safer'in son Çarşambası'nın gecesi veyâ gündüzü iki rek‘at namâz kılıp birinci ve ikinci rek‘atte Fâtiha'dan sonra 11'er “İhlâs” okunacak. Namâzdan sonra 7 def‘a istiğfâr edilecek ve el kaldırıp 11 def‘a Salât-ı Münciye ve sonlarında “inneke ‘alâ külli şey'in kadîr” okunacaktır. Bu duâlarda, “Allâhü Te‘âlâ'nın, kendimizi, âile fertlerimizi ve bütün mü'minleri gökten inen, yerden gelen ve bütün belâlardan muhâfaza buyurması” için niyâz edilecektir. Yine Safer ayının son çarşamba gecesi veya gündüzü iki rek'ât namaz kılınıp, birinci rek'atta Fâtihâ'dan sonra 7 “Kadir” , ikinci rek'atta Fâtihâ'dan sonra 5 “Kevser” okunacaktır. SALÂT-I MÜNCİYE: “Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed. Salâten tüncînâ bihâ min cemî‘il ahvâl-i vel-‘âfât ve takdî lenâ bihâ cemî‘al hâcât ve tütahhirünâ bihâ min cemî‘i's-seyyiât ve terfe‘ûnâ bihâ a‘le'd-derecât ve tübelliğunâ bihâ aksal-gâyât min cemî‘i'l-hayrâti fi'l-hayâti ve ba‘de'l-memât.” SAFER AYININ İLK VE SON ÇARŞAMBA GÜNÜNDE OKUNACAK DU Bi'smi'llâhi'r-rahmâni'r-rahîm “Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve nebiyyike ve resûlike ve alâ âlihî ve bârik ve sellim. Alâhümme innî e'ûzü bike min şerri hâze'l yevmi ve min külli şirretin ve belâin ve beliyyetin-i'lletî fîhi ve yekûnü fî ‘ilmike yâ Dehru, yâ Deyhâru, yâ Keynânü, yâ Keynûnü, yâ Evvelü, yâ Ebedü, yâ Mübdiü, yâ Mu'îdü, yâ Ze'l-celâli ve ikrâm. Yâ Ze'l-arşi'l mecîdi ente tef'alü mâ türîdü. Allâhümma'hrüsnî bi-aynike'lletî lâ-tenâmü fî nefsî ve mâlî ve evlâdî ve dînî ve dünyâye'lletî'btelânî bi-suhbetihim bi-hurmeti'l ebrâri ve'l- ahyâri bi-rahmetike yâ Azîzü, yâ Ğaffâru, yâ Kerîmü, yâ Settâru, bi-rahmetike yâ Erhame'r Râhimîn. Allâhümme şedîdü'l kuvâ yâ Şedîdü, yâ Azîzü, yâ Kerîmü, yâ Kebîru, yâ Müteâlü! Zelleltü bi-ızzetike, cemî'ı halkike yâ Muhsinü, yâ Mücmilü, yâ Mütefaddilü, yâ Mün'imü, yâ Mükrimü lâilâhe illâ ente. Allâhümme yâ Latîfü letafte bi-halki's semâvâti ve'l-ardı ültuf binâ fî kadâike ve âfinâ min belâike ve lâ-havle ve lâ- kuvvete illâ bike bi-rahmetike yâ Erhame'r Râhimîne. Hasbüna'llâhü ve ni'mel vekîl lâhavle ve lâ-kuvvete illâ bi'llâhi'l Alîyyi'l Azîm. Ve sallallâhu alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.” (Ömer Muhammed Öztürk, İbâdet Takvimi ve Duâlar, 31-35.s.)
My friend and an experienced English teacher Kevser shares her experiences and story on learning English.
Safer ayının ilk ve son çarşamba gecesi, gece yarısından sonra yeryüzüne inecek belâlardan Allâh (c.c.)'un izniyle korunmak için imsâkten önce dört rek‘at nâfile namâzı kılıp Fâtiha'dan sonra zamm-ı sûre olarak, birinci rek‘atte 17 “Kevser”; ikinci rek‘atte 5 “İhlâs”; üçüncü rek‘atte 1 “Felâk”; dördüncü rek‘atte 1 “Nâs” sûrelerini okuyup selâmdan sonra duâ edilecektir. Safer'in son Çarşambası'nın gecesi veyâ gündüzü iki rek‘at namâz kılıp birinci ve ikinci rek‘atte Fâtiha'dan sonra 11'er “İhlâs” okunacak. Namâzdan sonra 7 def‘a istiğfâr edilecek ve el kaldırıp 11 def‘a Salât-ı Münciye ve sonlarında “İnneke ‘alâ külli şey'in kadîr” okunacaktır. Bu duâlarda, “Allâhü Te‘âlâ'nın, kendimizi, âile fertlerimizi ve bütün mü'minleri gökten inen, yerden gelen ve bütün belâlardan muhâfaza buyurması” için niyâz edilecektir. Yine Safer ayının son Çarşamba gecesi veya gündüzü iki rek'ât namaz kılınıp, birinci rek'atta Fâtihâ'dan sonra 7 “Kadir”, ikinci rek'atta Fâtihâ'dan sonra 5 “Kevser” okunacaktır. SALÂT-I MÜNCİYE: “Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed. Salâten tüncînâ bihâ min cemî‘il ahvâl-i vel-‘âfât ve takdî lenâ bihâ cemî‘al hâcât ve tütahhirünâ bihâ min cemî‘i's-seyyiât ve terfe‘ûnâ bihâ a‘le'd-derecât ve tübelliğunâ bihâ aksal-gâyât min cemî‘i'l-hayrâti fi'l-hayâti ve ba‘de'l-memât.” SAFER AYININ İLK VE SON ÇARŞAMBA GÜNÜNDE OKUNACAK DU Bi'smi'llâhi'r-rahmâni'r-rahîm “Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve nebiyyike ve resûlike ve alâ âlihî ve bârik ve sellim. Alâhümme innî e'ûzü bike min şerri hâze'l yevmi ve min külli şirretin ve belâin ve beliyyetin-i'lletî fîhi ve yekûnü fî ‘ilmike yâ Dehru, yâ Deyhâru, yâ Keynânü, yâ Keynûnü, yâ Evvelü, yâ Ebedü, yâ Mübdiü, yâ Mu'îdü, yâ Ze'l-celâli ve ikrâm. Yâ Ze'l-arşi'l mecîdi ente tef'alü mâ türîdü. Allâhümma'hrüsnî bi-aynike'lletî lâ-tenâmü fî nefsî ve mâlî ve evlâdî ve dînî ve dünyâye'lletî'btelânî bi-suhbetihim bi-hurmeti'l ebrâri ve'l- ahyâri bi-rahmetike yâ Azîzü, yâ Ğaffâru, yâ Kerîmü, yâ Settâru, bi-rahmetike yâ Erhame'r Râhimîn. Allâhümme şedîdü'l kuvâ yâ Şedîdü, yâ Azîzü, yâ Kerîmü, yâ Kebîru, yâ Müteâlü! Zelleltü bi-ızzetike, cemî'ı halkike yâ Muhsinü, yâ Mücmilü, yâ Mütefaddilü, yâ Mün'imü, yâ Mükrimü lâilâhe illâ ente. Allâhümme yâ Latîfü letafte bi-halki's semâvâti ve'l-ardı ültuf binâ fî kadâike ve âfinâ min belâike ve lâ-havle ve lâ- kuvvete illâ bike bi-rahmetike yâ Erhame'r Râhimîne. Hasbüna'llâhü ve ni'mel vekîl lâhavle ve lâ-kuvvete illâ bi'llâhi'l Alîyyi'l Azîm. Ve sallallâhu alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.” (Ömer Muhammed Öztürk, İbâdet Takvimi ve Duâlar, 31-35.s.)
Kısa Sureler Tefsiri'mize bugun Kevser Suresi ile devam ediyoruz.
14 *108- KEVSER SÛRESİ Mekke'de nâzil olmuştur, 3 âyettir. Namazı ve Kurbanı emreder. Bu dinin sonunu getirmek isteyenlerin hepsinin sonunun geldiğini bildirir. بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيم Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 1- Biz sana kevseri verdik. 2- Sende Rabbin için namaz kıl, kurban kes. 3- Şüphesiz sonu kesik olan sana kin tutandır. *102- TEKÂSÜR SÛRESİ Mekke'de nâzil olmuştur. 8 âyettir. Çoğunluğun yanında değil, doğrunun yanında olmamız ve her nimetten hesaba çekileceğimiz bildirilmekte. بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيم Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 1- Çoklukta yarış sizi oyaladı. 2- Hatta kabirleri ziyaret ettiniz. 3- Hayır, yakında bileceksiniz. 4- Sonra yine hayır, yakında bileceksiniz. 5- Hayır eğer ilme-l- yakîn (kesin bir bilgi ile) bilseydiniz. 6- Elbette cahimi (Cehennemi) göreceksiniz. 7- Sonra elbette onu (cahimi) aynel-yakin göreceksiniz. 8- Sonra o gün, bütün nimetlerden elbette sorulacaksınız. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/14-kevser-ve-tekasur-suresi-tefsiri
108. Kevser Suresi - Kuran Meali Dinle
108. Kevser Suresi - Kuran Dinle - İshak Danış
Göç etmek zorunda kaldığı Mısır'daki evinde birçok tanınmış öğrenci yetiştiren, fıkıh ve hadis ilmindeki yetkinliği onu tenkit edenlerce bile kabul edilen bir isim: 20. asrın en önemli alimlerinden Muhammed Zâhid Kevserî.
Vegan Diyetisyen / Beslenme Uzmanı Kevser Başkara ile veganlığın sağlık boyutunu ve vegan beslenmeye sağlıklı bir geçiş yapmayı konuştuk. Ne yaparsak sağlıklı, ne yaparsak sağlıksız bir geçiş yaparız? Vegan beslenme herkese uygun bir beslenme şekli mi? Peki veganlık, sadece bir beslenme şekli mi?