POPULARITY
Bu tür istikrarsızlaştırma projeler uzun solukludur. Eğer Akdeniz çanağında bir dönüşüm projesi uygulamaya alındıysa ve örneğin adı Arap Baharı kondu ise gördük ki süre on yılı buldu ama henüz istikrarsızlıktan kurtulmak mümkün olmadı. Ne zaman sonuçlanır bilinmez. Zira sürekli başka istikrarsızlıklar peşi sıra birbirine eklenmektedir. Domino teorisi gibi! Afrika ve Orta Doğu istikrarsız alanlarına Orta ve Güney Asya da eklendi. ABD, Afganistan'da iken Orta ve Güney Asya'da bir denge var gibiydi, şimdi planlı bir güç boşluğu oluşturuldu, buraya başta terör ve çıkar örgütleri, pek çok yapı yerleşti. El bombasının pimi çekildi!
#NetBakış'a bu hafta Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, AK Parti MKYK Üyesi Mücahit Birinci, Gazeteci Yazar Nedim Şener ve Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz konuk oluyor. ◾ Pandemide yeni dönem ◾ Türkiye'nin salgın ile mücadelesi ◾ #2023'e hangi parti nasıl hazırlanıyor? ◾ Siyasette #seçim barajı tartışması ◾ #Afganistan'da istikrar sağlanır mı, iç savaş riski var mı? Serhat İbrahimoğlu ile #NetBakış her Pazartesi 20.45'de #TVNET'te.
Ömer ile İbrahim bu hafta Afganistan'daki bitmeyen savaşları ve Taliban'ın yükselişini konuştu. Afganistan'da neler oluyor? 20 yıllık Afgan iç savaşı bitti mi? Taliban kim? Örgüt nasıl ve ne amaçla kuruldu? Taliban'ın başarısının sırrı ne? Taliban Afganistan'ı yönetebilir mi? ABD neden başarısız oldu? Bundan sonra Afganistan'ı neler bekliyor? Sorularının ve daha fazlasının cevabı bu videoda. Keyifli seyirler...
DUVAR – Tuba Torun'un hazırladığı Bayan değil Kadın'ın yeni bölümüne Afgan Mültecilerle Dayanışma Derneği kurucularından Dr. Zakira Hekmat konuk oldu.
Süleyman Seyfi Öğün, Avni Özgürel ve Fahri Erenel'in konuk olduğu #AkılOdası'nda bu hafta: ◾ #ABD #Taliban'a yenildi mi? ◾ #Pakistan'a ne olacak? ◾ #Bağdat İşbirliği ve Ortaklık Konferansı yapıldı ◾ #İngiltere, Afganistan'da ne yapacak? ◾ #Almanya Dışişleri Bakanı Maas′tan Türkiye′ye ziyaret ◾ #Çin'in Afganistan'daki varlığı #siyaset #politika #analiz #haber #gündem #afganistan Nedret Ersanel ile #AkılOdası her Salı ve Perşembe 20.45'de #TVNET'te.
Türkiye Ekonomisi Yüzde 21,7 Büyüdü, İstanbul Merkezli FETÖ Operasyonu, İstanbul'da Sıcaklıkların Düşmesi Bekleniyor, Okula Uyum Eğitimleri Başladı, Kabil Havaalanı Görüntülendi, Afganistan'da İnsani Felaket Kapıda --- Send in a voice message: https://anchor.fm/haluk-kurtuncuoglu/message
Afganistan'da Kalanlar | Duygu Bozkurt Ile Odak by Artı TV
#NetBakış'a bu hafta Mete Yarar, Mücahit Birinci, Nedim Şener ve Ufuk Uras konuk oluyor. ◾ Büyük Zafer'in 99. yılı ◾ #Kabil'i 1 Eylül'den itibaren neler bekliyor? ◾ #AKINCI TİHA, TSK envanterinde ◾ #DEAŞ'ın #Afganista'daki hedefi ne? ◾ Türkiye Afganistan'da nasıl bir yol üstlenecek? ◾ #ABD'nin "Yeni Afganistan" planı ne? #30ağustos #taliban #tsk #bayraktar #akıncıtiha #gündem #habe Serhat İbrahimoğlu ile #NetBakış her Pazartesi 20.45'de #TVNET'te.
Taliban sözcüsü kontrolü ele geçirdikleri Afganistan'da yeni bir kabine oluşturmaya hazırlandıklarını açıklarken, Recep Tayyip Erdoğan verdiği demeçte “Taliban'ın kadınlara bakışı bana göre 20 yıl öncesi gibi olmayacaktır.” dedi. İyi haftalar !
Kabil Havaalanı işletme görevi ile ilgili görüşmeler sürüyor. Bu konuda çeşitli bilgiler yayımlanıyor. Batılı bazı kalemler Türkiye'nin Afganistan yolu ile bölgede başka amaçlarının olabileceğini yazıyor. Türkiye'de muhalefet ise ne işimiz var Afganistan'da demeye çalıştı, şimdi sessiz. İşte tam bu ortamda konu daha fazla önem kazanıyor.
Afganistan'da kaos büyüyor. ABD'nin çekilme kararının ardından korkulan oldu. Kabil havalimanı çevresinde binlerce kişinin bekleyişi sürerken ard arda intihar saldırıları gerçekleşti. En az 110 kişi hayatını kaybetti. Fail olarak DAEŞ gösteriliyor. Washington intikam alınacağını söylerken bir yandan da tahliye operasyonlarını sürdürüyor. Bu "çekiliş" sonrası ne olacak, Afganistan'ı nasıl bir gelecek bekliyor? Mete Çubukçu sordu, gazeteci Esedullah Oğuz ve Dr. Merve Seren yanıtladı.
Lauren Bohn, Ortadoğu üzerlerine haberleriyle takip ettiğim bir gazeteci. Dün kendi hesabından Pakistan'da Blackwater isimli güvenlik-anti terör şirketinin sahibi Erik Prince'in kişi başı 6 bin 500 dolara Kabil'den çıkış uçak bileti sattığını, 2017'de lityum, uranyum, fosfor ve nadir elementler bulunan Helmand bölgesindeki madenleri yağmalamayı önerdiğini yazdı. Ve bir dizi Erik Prince ve Afganistan'da yaptıklarına ilişkin yazı paylaştı.
Türk askeri TBMM yetkisiyle gittiği Afganistan, NATO (ISAF) ve Kabil, Hamit Karzai hava alanı işletme görevini başarıyla gerçekleştirdi ve bugün itibarıyla dönüşünü yapmaktadır. Sorular, bundan sonra Afganistan'da neler olur, şeklindedir.
“Bütün her şey boşuna mıydı? ABD, Afganistan'da uğradığı hezimetin ileride getireceği daha hangi sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalacak?” Uzun yıllardır dünya çapındaki savaşları yerinde izleyen, Afganistan'a da birçok kez giden Amerikalı ünlü gazeteci ve yazar Robin Wright, New Yorker dergisindeki analizinde işte böyle soruyordu. Wright'ın, -Haydutlar Yatağı Washington'ın hesabına yazılan- çarpıcı tespitlerinden bazılarına göz atalım: “ABD'nin Afganistan'da yirmi yıldır devam eden yanlış serüveni artık sona erdi. Afganistan, Amerikan halkının nezdinde, trilyon doları çöpe attıkları yer olarak hafızalara kazındı. Tüm bunlar yaşanırken Afganlar serbest düşüşe geçti ve yalnız bırakıldı. Bu vaziyet, ABD için sadece epik bir yenilgiden ibaret değildir. Kabil'in kaybedilmesi,
Afganistan'da Taliban Dönemi Nasıl Olacak? | Ezo Özer ile Odak by Artı TV
Yaz tatili sonrası ilk Gündem programında, 20 yıl sonra ABD'nin çekilmesiyle Afganistan'da yaşanan rejim değişikliğinin sebeplerini, Taliban'ın geçmişini ve ülkenin geleceğine yönelik olasılıkları Ortadoğu Haber haber müdürü Ömer Faruk Madanoğlu ile ele aldık. Keyifli dinlemeler!
Konuşmacılar: Zakira Hekmat (Afgan Mülteciler Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği) Canan Şahin (Hepimiz Göçmeniz, Irkçılığa Hayır Platformu) Ozan Tekin (Antikapitalistler Platformu)
Nevin Erdem | Kadın hakimler: Afganistan'da ölüm, Türkiye'de hücre | 23.08.2021 by Tr724
Cumhurbaşkanı Erdoğan İngiltere Başbakanı Ve Michel İle Telefonda Görüştü, Fırat Kalkanı Bölgesinde 3 Terörist Etkisiz Hale Getirildi, Günlük Koronavirüs Tablosu, Sel Felaketinin Yaralarını Sarmak İçin Çalışmalar Devam Ediyor, Van Gölü'ne Sahil Güvenlik Komutanlığı Kuruldu, Afganistan'dan Tahliye Edilen 357 Yolcu İstanbul'da, Afganistan'da 3 İlçenin Kontrolü Taliban'dan Yerel Gruplara Geçti --- Send in a voice message: https://anchor.fm/haluk-kurtuncuoglu/message
Afganistan'da Son Durum Ne? | Mustafa Sağlamer Ile Artı Hafta Sonu by Artı TV
Siyasetbilimci Soli Özel ile ABD'nin Afganistan'dan çekilmesinin sonuçlarını konuştuk. Özel'e göre, 90'larda başlayan liberal ya da insani müdahalecilik dönemi artık tamamen sona erdi ve “ulus devletlerin ön plana çıktığı, hiçbir ülkenin diğerinin işine müdahale etmek istemediği bir döneme” girildi. Özel ABD'nin çekilmesinden Rusya ve Çin'in kazançlı çıktığını savunurken, Türkiye'nin Afganistan'da askeri varlık bulundurma ısrarının arkasındaki saikleri de sorguladı.
Bakan Akar, “Afganistan'da kalırız, risk görürsek 24 saatte çekiliriz” dedi. CHP, Afganistan halkıyla dayanışma çağrısı yaptı. Bu yıl Türkiye'de 250 bin futbol sahası büyüklüğünde alan yandı. Yoğun bakımda yatanlarda ilk sırada "aşısızlar" var. Memurların zam pazarlığında karar günü... ABD'de Henri Kasırgası, tropik fırtınaya dönüştü. 42 milyon kişiyi olumsuz etkileleyebilir... Bülten yayında...
Afganîlerin bugünkü durumları özelinde, Afganistan dışındaki Müslümanlardan yapılabilecek ilk yardımın güvenliğin sağlanmasına yönünde olabileceğini belirtmiştik. Güvenlik bahsinde öncelikle şu hususu akıldan çıkarmamak gerekmektedir: ABD'nin Afganistan'ı işgalindeki en görünür sebep, kendi güvenliğini sağlamasıdır. Irak'ın işgalinden de açıkça izlenebileceği gibi, Afganistan'da da ABD'nin güvenlik arayışı, Pakistan'ı da içine alan bir güvensizliğin tesisini beraberinde getirmiştir.
Sesli Köşe-Mehmet Ali Güller-'ABD Afganistan'da yenildi, nokta'
“Hafta Sonu Siyaset” programının 85. bölümünde araştırmacı-yazar Mustafa Akyol ile Taliban'ın 20 yıl sonra Afganistan'da iktidarı yeniden eline almasının ardından dünyanın gündemine gelen İslamcılık, Müslüman dünya ve radikal İslam'ın geleceğinin nasıl şekilleneceği sorularına cevap aradık.
Sesli Köşe - Güray ÖZ | Afganistan'da ölümün adı Taliban
Afganistan'da yaşanan gelişmeler, tesirleri çok farklı coğrafyalarda hissedilecek bir siklet merkezi değeri taşıyor. Meselâ Ortadoğu'da, Akdeniz'de ve Kafkaslarda bundan sonra meydana gelecek hâdiseler Afganistan‘da yaşananlar ihmâl edilerek anlaşılamayacak; bu ihmâl üzerine geliştirilecek siyâsetler de muhtemelen hatâlı olacaktır. Elbette bizi birinci derecede alâkadar eden mesele Türkiye'dir. Bir defâ şunu görelim: ABD'nin Afganistan'dan, üstelik çok savruk bir sûrette çekilmesini mutlak ve geri çevrilemez bir süreç olarak değerlendirmemek gerekiyor. Unutmamak gerekir ki, ABD'nin her an; süreçten pek de hoşnut olmayan AB'nin de desteğini alarak, belki de eskisinden çok daha kanlı bir şekilde Afganistan'a müdahale etmesi ihtimâli mevcuttur. Burada kritik olan, gidişâtın Doha'da, ABD ile Tâliban arasında sağlanmış olan mutabakata ne kadar sâdık işleyeceğidir. Akla gelen ilk senaryo, Tâliban'ın potansiyel olarak hem güneyden Rusya'yı, doğudan ise Çin'i istikrarsızlaştırıcı bir tesir doğurmasına dayanıyor. Şimdilik uyuyor gözüken ve Tâliban'ın kanatları altında olan el Kâide'nin uyandırılarak Rusya'ya ve onun hâkimiyet sahasına; Türkistan İslâm Ordusu'nun ise Çin'e karşı sürülecek taşlar olduğu pek çok çevre tarafından ifâde ediliyor. Doğrusu ben bu senaryoya tamamıyla
ABD'nin dünyanın parasını dökerek kurduğu orduların, kendisi fiilen aradan çekilir çekilmez çökmesini isteyen hâlâ onun gücünü ispatlayan bir örnek olarak okuyabilir. Yani birçok yerde kurulu müesseseleriyle işlemekte olan birçok rejimin varlıklarını ve hayatiyetlerini aslında ABD'nin fiili desteklerine borçlu olduklarını gösteren bir olay olarak. Arkadaşımız Abdullah Muradoğlu dünkü yazısında hatırlattı. Önceki ABD başkanı Trump Suudi Arabistan Kralı'na bütün nobranlığıyla “ey Kral, biz olmasak bir hafta ayakta duramazsın, bizim sayemizde hüküm sürüyorsun” diye seslendiğinde kastettiği tehdidin çok da boş olmadığı Afganistan'da ispatlanmış gibi oldu. Belki bu örnekten yola çıkarak İslâm dünyasındaki bazı rejimlere ABD'ye her şeye rağmen ne kadar çok şey borçlu olduğu hatırlatılmış oluyor. Doğrusu sanki bir yerden bu veya başka bazı hatırlatmalar yapılmış gibi ne İslâm dünyasında ne de Arap dünyasından Afganistan'da olup bitenlere dair doğru dürüst hiçbir resmî açıklama veya tutum görülmüyor. Herkeste bir bekle-gör tavrı hâkim. Oysa Filistin meselesini saymasak, çok az konu Afganistan'da
Afganistan'da Taliban, ülkenin yönetimini ele geçirdi. Ülkenin her yerine yerleşti. Amerikan yönetimi, askerlerini, ajanlarını, adamlarını, kuklalarını geri çekti güç belâ! Bütün dünyaya rezil oldu Amerika! Yaşananlar, dünyaya nizam veren süper güç Amerika'nın çöküşünün de göstergeleri aynı zamanda. Hem çekilme biçimine hem de Taliban yönetimine ülkeyi terk etme biçimine dikkatle bakıldığında bu gerçeği görebilmek zor olmasa gerek. AMERİKA, UYGAR BARBARLIĞIN TEMSİLCİSİ! 11 Eylül mührünün herkesin gözüne sokulduğu Amerikan uçağına binmek için uçak havalanmaya başladığında bile uçakla birlikte koşturan ve uçağın kanatlarına yapışan insanların uçak havalandıktan sonra patır patır düşüşlerini haz almak için tişörtlere taşıyan uygar barbar bir süper güç var karşımızda. Gerek Amerikan uçağının sadece Amerikalıları, önde gelen kuklalarını alması ama kullandığı ve Amerika'dan medet uman uşaklarını yerde, yüzüstü bırakması, gerekse uçak havalandıktan sonra uçağın kanatlarından düşen insanların bu “zavallı” hallerinin haz almak için kutlayan tişörtler üretilmesi, Amerikan
Bizim sekülerlere söyleyecek hiçbir şeyim, ama hiçbir şeyim yok bu hususta. Neticede bizim sekülerler iki başı açık-eteği dizinde kadınla bir ceket giymiş erkek fotoğrafı üzerinden “1979, Taliban gelmeden önce Kabil sokakları” yazılı tweetlere inanıp samimiyetle dehşete kaplıyorlar burka-cübbe kombinleri karşısında. Öyle dehşete kapılıyorlar ki Afganistan'ın tek, yegâne, biricik sorununu “kadın özgürleşmesi” olarak belirleyip “soyunma eylemi” yapıyorlar. Kendi içlerinde ve kendi koyu cehaletleri ile aşırı mutludur bizim sekülerler. Dolayısıyla o tam dibinde yaşadıkları cehalet kuyusunun başında ses çıkartıp da konforlarını bozmak olmaz. Bırakalım, cidden 1979 yılındaki Kabil'e dönebilmenin, o Kabil'in yeniden gerçek olabilmesinin önündeki tek engeli Taliban zannetsinler. Bizim sekülerlerden aradaki 42 yılda Afganistan'da ne olduğunu, neler yaşandığını bilmelerini beklemek onlara da büyük haksızlık. Neticede bence bunca yönlendirmeye iyi bile dayanıyorlar. Çin'den alınan aşının parasının Atatürk tarafından ödendiğine falan inanmışlardı samimiyetle. Çok da şey yapmayalım yani. Benim Afganistan meselesinde takıldığım yer başka, bambaşka bir yer. Amerika, itlerini alıp çekildi. İran itlerini alıp çekildi. Birleşik Arap Emirlikleri itlerini alıp çekildi. Görünmez, saklı itlerini bilmiyoruz tabii ki ama bildiğimiz şey dünyanın en stratejik coğrafyalarından biri olan Afganistan'da oyunun yeniden kuruluyor olduğu gerçeği. Ve yine belli ki bu oyunun içerdeki yegâne aktörü -en azından uzun bir süre- Taliban olacak. Durum böyleyken ne bekliyor insan İslâm ülkelerinden? İki şey. Birincisi Taliban'a peş peşe çağrılar yapıp Afgan halkının büyük oranda rahat, büyük oranda özgür bir ülkede yaşamalarını sağlamak için inisiyatif almalarını. Taliban'a “sertlikle, vahşetle, anlamsız kısıtlamalarla değil; paramparça olmuş Afgan halkının izzet ve şerefini onarıcı, geleceğe dair umut beslemelerini sağlayıcı, farklılıklara müsamaha göstermeyi başaran bir yönetim modeli” önermelerini. Belki de olmaz bu. Taliban belki de dinlemez bu önerileri. Ama İslâm ülkelerinin tarihî sorumluluğu Taliban'ı “makuliyete” davet etmektir. İkincisi ise İslâm ülkelerinin peş peşe ve zaman kaybetmeden “Afganistan'da muhatabımız Taliban'dır. Görüşmeye hazırız” açıklamaları yapmaları.
Medyascope yayınında Alphan Telek, konuğu Ankara Yıldım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Ömer Aslan ile Taliban'ın Afganistan'da gücü ele geçirişini, bunun komşu Pakistan'a yansımasını ve tüm bunlar arasında Türkiye'nin bölgeye yönelik politikasını konuştu.
Cuma sabahı, fuar alanında Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'la buluştuk. Ürünlerin sergilendiği stantları gezdikten sonra, kendisiyle sohbet ettik, gündemdeki konulara dair sorularımızı yönelttik. İşte Bakan Akar'ın açıklamaları... HAVALİMANINDA DURUM “Askeri birliklerimiz güven içinde, emniyetle görevlerini eksiksiz yapmaya çalışıyorlar. Birinci gün Taliban şehre girince yerli, sözleşmeli personel görev yerlerini terk ettiği için halk havaalanına girdi. Bu durum 24 saat sürdü. Daha sonra TSK unsurları, Almanlar, İngilizler ve ABD'lilerle birlikte yerel bazı Afgan unsurları ile pist uçuşlara hazır hale getirildi. Şu anda uçuşa açık, iniş kalkış yapılıyor. Temaslarımız devam ediyor.” MUHARİP GÖREVİMİZ YOK Türkiye'nin 20 yıldır Afganistan'da bulunduğunu hatırlatan Akar, son 6 yıldır da havalimanının işletmesinin Türkiye tarafından yürütüldüğünü ifade etti. Akar, Türkiye'nin Afganistan misyonunu şu cümlelerle anlatıyor: “Bizim yüzyıllardan beri Afganistan ile tarihi geçmişimiz, ortak değerlerimiz var. 20 yıldan beri oradayız, 6 yıldan beri de havaalanını işletiyoruz. Bizim herhangi bir muharip görevimiz olmadı. Tamamen teknik, idari, insani çalışma. Bizim çalışmamız bundan ibaret. Bunu yaptık. Biz 2002'den beri Afgan kardeşlerimizin yanında olmayı sürdürüyoruz. NATO o dönemde de tartışıyor, ‘Ne zaman çıkacaksınız' diyordu. Biz her seferinde dedik ki ‘Afgan kardeşlerimiz istediği sürece biz burada kalmaya devam edeceğiz'. Biz aynı noktadayız. Bizim Afgan kardeşlerimizle kültürel, ortak, tarihi değerlerimiz var. Bizim herhangi bir gizli gündemimiz yok.
ABD'nin Afganistan macerasının belli bir sona geleceği aslında bugün değil, çok önceden belli olmuştu. 2001 yılında başlayan bu maceranın hedefleri her ne idiyse bu hedefler için ödenmek zorunda kalınan bedel vakit geçtikçe daha da ağırlaşacaktı. Bu çok açık bir şekilde daha işin başında görünmeye başlanmıştı. O yüzden Biden'ın Afganistan'dan çekilme konusunda vermiş olduğu karar, zararın neresinden dönülürse kâr olduğu yönündeki gerçekçi politikaya çok geç de olsa başvurmaktan başka bir şey değil. Bu kararı aslında Biden'dan önce Trump, Trump'tan önce Obama da verebilirdi ve hepsi de vermeyi düşündü ama cesaret edemediler. Afganistan'da harcanan her dakika ABD'nin zararına olduğu halde bunu halka anlatmak o kadar kolay olmayacaktı çünkü. Oraya giderken halka o kadar çok yalanlar söylendi, o kadar büyük algı mühendislikleriyle o kadar milli bir mesele haline getirildi ki konu. Afganistan'dan geri çekilmek adeta bir vatan toprağını terk etmek anlamına gelmiş oldu ABD'de. Bu arada Taliban'ı şeytanlaştıran yoğun algı üretimi özellikle Afgan kadınının ABD'nin korumasına ve kurtarıcılığına duyduğu ihtiyaç konusunda ABD kamuoyunu çok fazla inandırmış durumda. O yüzden ABD'nin geri çekilmesi konusunda ABD kamuoyunda en fazla işlenen konu bugün bile Afgan kadınına ne olacağı sorununa indirgenmiş durumda. ABD halkının sanırsınız en büyük tasası bu. Aljazeera'nın Bilâ Hudud programının başarılı sunucusu Ahmed Mansur'un 2010 yılında Pakistan İstihbaratı'nın eski Başkanı Hamid Gul ile yaptığı bir mülakat var. Mülakatı izlediğinizde aslında ABD'nin Afganistan karşısındaki durumunun bir yenilgi veya çekilmeyi zorunlu kıldığını çok net görüyorsunuz. ABD'nin buradaki her bir askerinin kendisine en az 1 milyon dolarlık bir bedeli oluyor. Burada kurmaya çalıştığı orduya yaptığı yatırımlar, ülkenin yeniden inşası için harcadığı paralara hiç değinmeyelim. 11 sene önce şekli ve mahiyeti bile çok net öngörülen bu çekilmenin neden 11 sene geciktiğini sorabiliyorsunuz sadece. Açıkça görünüyor ki o günden beri ABD için Afganistan kendi halkına büyük maliyetleri olan son derece lüks bir maceradan başka bir şey değil. Diğerlerinin cesaret edemediğine Biden'ın cesaret etmesi, Biden'ın diğerlerinden daha cesur olduğunu mu gösteriyor?
Bugün de gündemimizin büyük çoğunluğunu Afganistan'da yaşananlarla ilgili yapılan açıklamalar oluşturuyor. Süregelen bu gündemin biraz da olsa dışına çıkmamızı sağlayan haber ise Çin'den geldi; Pekin yönetimi, Çince “gökleri çizmek” anlamına gelen Tienhui-2 yer gözlem uydularının ikinci grubunu uzaya gönderdi. Keyifli dinlemeler !
Medyascope yayınına konuk olan ilahiyatçı-yazar Mustafa İslamoğlu, Afganistan'da hakimiyet sağlayan Taliban örgütünün İslam dini anlayışını, örgütün fikri ve dini kökenlerini ve bundan sonra İslam dünyasında ne gibi bir etkisi olabileceğini değerlendirdi.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Ortadoğu ve Orta Asya Araştırmaları Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Hilmi Demir, Taliban'ın Afganistan'da yönetimi ele geçirmesinin küresel cihat hareketine etkilerini Medyascope'a değerlendirdi.
Konuşa Konuşa'da Gülten Sarı'nın konuğu Rusya uzmanı ve Medya Günlüğü yazarı Aydın Sezer. Sezer, Türkiye'nin Afganistan politikasını, Rusya'nın etkisini, Türkiye'ye yönelen Afgan göçünü ve AB ile yürütülen göçmen pazarlığını yorumladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün akşam "Taliban'ın yaptığı itidalli ve ılımlı açıklamaları memnuniyetle karşılıyoruz" dedi. Afganistan'da kadınlar hayatlarından endişe ediyor. Çin, gelir eşitsizliğiyle mücadele edecek. Bugünün bülteni Suzuki'nin destekleriyle ulaşıyor. Fotoğraf: Lynsey Addario, The Atlantic --- Send in a voice message: https://anchor.fm/aposto/message
Güne Bakış: Taha Akyol ile Taliban'ın Afganistan'da yönetimi ele geçirmesi ve İslamcı hareketler by Medyascope
Afganistan'da saha çalışmaları yapan, ülkedeki eğitim sistemi üzerine çalışan ODTÜ'de Ortadoğu Araştırmaları'nda “Peştunların Aşiret İlişkileri ve Modernleşmeyle İlişkisi” üzerine yüksek lisans ve ODTÜ'de Bölge Çalışmaları'nda “Afganistan'da Ulus Devlet Oluşum Süreci ve Eğitimin Rolü” üzerine doktora tezi yazan araştırmacı Dr. Zeynep Tuba Sungur, Agah Hazır'ın sorularını yanıtladı.Sungur, mücahitler döneminden günümüzdeki Taliban'a kadar Afganistan tarihini anlattı. Dr. Sungur, Taliban'ın temellerinin Mücahit medreselerine ABD'deki. Nebraska Üniversitesi'nden gönderilerin kitaplarla atıldığını söylüyor.
Adını Koyalım'da Ayşe Çavdar, Burak Bilgehan Özpek, Kemal Can ve Ruşen Çakır, Taliban'ın Afganistan'da iktidarı kolaylıkla ele geçirmesinin neden ve muhtemel sonuçlarını, Türkiye'nin yeni süreçte etkili olma heyecanının nedenlerini konuştu.
Güne Bakış: Faruk Loğoğlu ile Afganistan'da yaşananlar ve Taliban'ın diplomasi arayışı by Medyascope
ABD'nin yirmi yılda inşa etmeye çalıştığı Afganistan'da sistemi bir çırpıda neden ve nasıl çöktü? Afganistan Devleti yöneticileri ve ordusu Taliban'a neden direnmedi? Bu noktadan bakarak dünyayı bekleyen nedir? Başlangıçta Afganistan'a var olan bir tablo vardı, yirmi yıllık ABD dönemi zamanında gelişenler oldu, şimdi bir yeni sayfa açılacak mı, dünya bunu merak ediyor.
Afganistan'da Neler Oluyor? | Ezo Özer Ile Odak by Artı TV
Taliban uzun süredir dünyanın ve Türkiye'nin gündeminde yer almaya devam ediyor. Afganistan'da yaşananlarla ilgili birçok ülkenin yetkilisi açıklama yaparken, Taliban ilk basın toplantısını bugün düzenledi. Keyifli dinlemeler !
Günün öne çıkan haberlerini tarafsız bir bakış açısıyla ve FOX Haber farkıyla dinleyin! Güvenilir, tarafsız ve kaliteli haberin adresi FOX Haber; podcast yayınlarıyla sizlerle. Türkiye'nin lider sabah haber programı Çalar Saat, podcast yayınlarıyla sizlerle! FOX Türkiye Resmi Web Sitesi: www.fox.com.tr Facebook: https://www.facebook.com/foxhaber Twitter: http://www.twitter.com/FOXhaber İnstagram: https://www.instagram.com/FOXhaber
Türkiye, stratejik açıdan kendisi için çok önem arz etmese de Afganistan konusunda rol oynamaya talip ve bunun için Taliban ile iyi ilişkiler kurmaya çalışıyor. Öte yandan Afganistan'dan, İran üzerinden mülteci akınının artarak sürmesi bekleniyor. Bu kişilerin kendi topraklarına gelmemesi için Batılı ülkelerin Ankara'ya bel bağladığı biliniyor. Ruşen Çakır yeni dönemde yaşanabilecekleri Galip Dalay ile konuştu.
Afganistan'da bir süredir bütün şehirleri ele geçirerek ilerleyen Taliban'ın bir yandan da ABD ve hükümet ile Doha'da müzakerelere devam ettiği biliniyordu. Bu müzakereler devam ederken Taliban'ın ilerleyişi ve en son Kabil'e de öngörülenden de hızlı bir biçimde girmesi ilk bakışta bir çelişkiydi. Bunun üzerine ABD ile ilgili bilinen bütün klişeler tekrar devreye girdi. Olayda yine işlemekte olan bir ABD planı olmalı. Afganistan'ı belli ki Taliban'a bırakmış ve bu terk edişle ilgili mutlaka çok daha derin ve çok daha sinsi hesaplar olmalı. Bu hesap ne olabilirdi mesela? Taliban'ın malum yaban görüntüsü, İslam ve şeriat adına bütün dünyada üreteceği bolca korkunç görüntülerle yeni İslamofobik savaşlara meşru bir atmosfer oluşturması? İyi de böyle bir senaryo için ABD'nin bütün dünyanın gözü önünde bırakın şeref ve haysiyetinin, kendi karizmasının, güvenilirliğinin, itibarının, imajının yerle bir olmasını göze almaya değer miydi? Kim ne derse desin ABD için çok açık bir hezimet görüntüsü oluştu. Amerikan efsanesinin tamamen çöktüğü bolca görsel manzara dünyanın zihnine kazındı. Sadece kendi askerleri değil, 20 yıllık süreç içinde kendisiyle iş birliği yapmış herkesin havaalanında, ülke sınırlarında verdiği görüntü ABD'ye güvenerek onunla kendi ülkesi aleyhine iş birliği yapmanın eninde sonunda feci bir şekilde ödenecek bir bedeli olduğunu da söyletti cümle aleme. Bu saatten sonra kendi ülkesinin aleyhine kim ABD ile iş birliği yapmayı göze alabilir? İşin çok çarpıcı ve önemli bir boyutu bu. Ama birileri hala ABD'nin çekilişi ve Taliban'ın açık zaferine hala ABD efsanesini daha da besleyecek yorumlarda bulunabiliyor. Oysa Biden aslında bu çekilişi ve Taliban'ın Kabil'e girişini çok daha makul ve çok daha inandırıcı bir biçimde açıkladı: “ABD Afgan hükümetine ihtiyacı olan her şeyi verdi. 300 bin Afgan askerini eğiterek düzenli bir ordu kurdurduk. Bunlar 75 bin Taliban gücüne karşı savaşabilirdi. Teslim olmaları veya savaşmadan kaçmaları kaçınılmaz değildi. Afgan siyasi liderleri teslim oldu ve ülkeden kaçtı ve Afgan ordusu savaşmayı reddetti. Amerikan kuvvetleri, Afgan kuvvetlerinin savaşmayı reddettiği bir savaşta savaşmamalı ve ölmemelidir.” Daha ne desin?
Alternatif başlığım da şu; ‘Bidencıların yüzüne tükürebilirsiniz'!.. Fena yapışmış ağzımıza.. ‘Kim kurtarır Afganistan'ı' dendiğinde hâlâ, ‘ABD ve NATO liderliğinde daha güçlü ‘koalisyon ordusu' diyenler var.. ‘Diyenler var' deyince ‘az' anlamayın, başkasını akıl eden zaten yok... Hoş, Afganistan'ı geçtik bölgeyi bilen ne kadar, tüm haber kanallarında bu vesileyle gördük.. Sabah gazetede ne okuduysa akşama TV'de pazarlayan, sabaha dediğinin tersine dönen dünyaya uyanan bir vasat. En ufak fikirleri yok... Sosyal medyayı yerden yere vuruyoruz ama dünya hallerine meraklı bir grup var orada ve feraseti ‘popüler Türk entelektüelini' fersah katlar... ‘Böyle bir güç yok'u anlayamadık. Çok zorlanıyoruz. Anlaşalım; ABD yenildi!. Anladınız?. Clear?. Bitti. Over! ABD, Afganistan'dan düştü. Hangi NATO hangi ABD ordusu hangi birleşik görev kuvveti gelip ‘kurtaracaksa' buyursun görelim... Önce Kafkasya'da yenildiler.. Az evvelinde Avrupa'da, ‘Atlantik İttifaktı'nda, hadi yenildiler demeyelim, ‘bozgun' uygundur.. Şimdi Afganistan ve arkası gelirse, Irak, Suriye nihayet, bizim güney sınırımızın tamamında... ««« Amerikan gücündeki çökmeyi görmek için bunlara ihtiyaç yok aslında.. Kabil'de kendisine hizmet edenleri kurtarmak için yırtınıyor hatta yalvarıyor ama bir-iki gerçekten siyasi/maddi desteğe muhtaç ülke dışında yüz veren yok. Afganistan sınırındaki ülkeleri denediler terslendiler, adres göstererek Türkiye'yi denediler terslendiler.. Neler teklif ediyorlar, duysanız siz utanırsınız. Amerikan basını haklarını veriyor doğrusu; Biden yönetimini, Dışişleri ve Savunma Bakanı dahil itin kulağına sokup çıkarıyorlar. Blinken'e canlı yayında, “Başkan Biden, ‘Afganistan'da Saygon'daki gibi elçilikten helikopterle kurtarılan insanları göremeyeceksiniz' demişti, buyrun görüntüler bunlar” dediler.. Yüzünü görmeliydiniz! Uçaktan insanlar düştü... Hani iki resim yayınlanıyor ya.. Biri Vietnam'da elçiliğin damından helikopterle kaçırılan Amerikalılar (1975), diğeri Afganistan'daki.. Yaklaşık 50 yıl diyelim.. Bizde 75 yıldır.. Amerika'nın bu ülkeye yaşattığı rezillik ne zaman başladı? 2001, 11 Eylül. 11 Eylül'ün tohumlarını eken de Amerika. (1979-89) Sonunda kadın, çoluk-çocuk, bebek milyon insanı katledip, tahliye uçaklarının tekerleklerinin altında sivilleri ezip, onursuzca kaçıp gittiler... Soru şu; neden ABD bu kadar ortadayken, sadece biz değil, tüm dünya peşinden gittik?..
İktidarın, beceriksizliği kadar öngörüsüzlüğü de ülkenin başına iş açıyor. Afganistan'da yaşananlar bunun son örneği... ve Erdoğan'ın 1 ay önce söylediği tek bir cümle ömrünün sonuna kadar peşini bırakmayacak artık...
Biden gibi düşünülürse savaş biter mi? Pardon, çatışma mı dediniz? Bu ayrı. Savaş sözcüğü rekabet ve mücadele gibi yumuşakça açıklanırken, çatışma, silahların patladığı yerler ise yerel alanların meselesi, bunlar ayrı açıklanıyor artık. Örneğin Afganistan'da terör (korku, şiddet, insan hakları konusu, örneğin söylendiği gibi kadınların durumu) devam ediyor. Afganistan'dan terör taşınır başka alanlara da taşınabilir. Amerika yine bitmeyen bu savaşını sürdürür. Gördüklerinin üstüne bomba yağdırabilir, Sıfır Kayıplı Savaş yöntemi dahilinde drone taarruzu gerçekleştirebilir, hayalet ordularla saldırılarda bulunur ve kimsenin ruhu duymaz. Ne için? İnsanlık idealleri için!
Afganistan'da son durum: Türkiye'nin pozisyonu - Cem Sey ile söyleşi by Medyascope
Türkiye'ye Bakış'ta Yaşar Yakış, Taliban'ın Afganistan'da kontrolü ele geçirmesini, Türkiye'nin üstleneceğini duyurduğu rolü, Pakistan'ın Afganistan üzerindeki etkisini ve bunun Ankara-İslamabat hattında bir krize neden olup olmayacağını yorumladı.
Önceki ABD Başkanı Donald Trump, Amerika'nın 20 yıllık Afgan savaşını sona erdirmek için Taliban ile Katar'ın başkenti Doha'da anlaşma imzalamıştı. Ne ki Amerikan askerlerinin Afganistan'dan çekilmesi Trump'a değil Biden yönetimine kısmet oldu. ABD Başkanı Joe Biden zerre kadar hoşlanmadığı Trump'ın Taliban anlaşmasını tamamına erdirdi. Biden'ın plânı, ABD askerlerinin Ağustos sonuna kadar Afganistan'dan çekilmesiydi. Artık Taliban ile ne yapacağına Afgan Hükümeti karar verecekti. Biden'a göre ABD tarafından eğitilmiş-donatılmış 300 binlik Afgan ordusu 75 bin Taliban savaşçısıyla baş etme yeteneğine sahipti. Biden Afganistan'dan çekilme kararının ABD'nin Çin ile stratejik rekabete odaklanmasıyla ilgili olduğunu da belirtiyordu. Biden yönetimi Afganistan'da harcanan para ve enerjiyi Çin'den gelen meydan okumayı karşılamak için kullanmak niyetinde. ABD, Çin askerî ve ekonomik olarak yükselirken Afganistan'da sonu gelmeyen savaşa daha fazla enerji ayırmak istemiyor. 8 Temmuz'da Beyaz Saray'da Afganistan'daki ABD kuvvetlerinin ayrılmasına İlişkin olarak düzenlediği basın toplantısında Biden, ABD çekildikten sonra Taliban'ın Kabil'in kontrolünü ele geçireceğinin kesin olmadığını öne sürmüştü. Biden ayrıca “Taliban'ın tüm ülkeye sahip olma ihtimali çok düşük” demişti. Oysa “ABD İstihbarat Topluluğu”ndan medyaya sızan bilgilere göre ABD'nin çekilmesinin ardından Afgan hükümeti altı ay içinde çökebilirdi.
Medyascope Gündem'de bu sabah Kare Portföy Genel Müdürü Ümit Kumcuoğlu, Taliban'ın Afganistan'da kontrolü ele geçirmesinin etkilerini, ülkemizde yaşanan afetlerin ekonomik boyutunu ve küresel piyasalardaki gelişmeleri değerlendirdi. KATIL butonuyla Medyascope'a destek olabilirsiniz → https://bit.ly/3fmHOfP PATREON'dan Medyascope'a destek olabilirsiniz → https://www.patreon.com/medyascopetv Teşekkürler!
İşte bu formül (rejim-terör-meşruiyet) bir büyük ülkenin stratejisi, diplomasisi ve politikası için örneklik etmektedir. 1990'dan bu yana görülen örnekler çoğaltılabilir, derinlemesine açıklanabilir, ama sonuçta durum belli; istikrarsızlık ve muhtaçlık yaratmak, ötekileştirmek ve düşmanlaştırmak, hedef göstermek, parçalamak bölmek… Demokrasi nerede ve kime, dememiz gerekiyor. Örneğin Irak'a demokrasi halen gelmedi. Suriye'de veya Libya'da olabilecek mi? Hayır, çünkü Irak örnektir. Afganistan'da yirmi yıl kalan ABD milyarlarca dolar harcadı, sonuç terörist dediği Taliban'a boyun eğmek mi olmalıydı? Bu kadar basit mi? Şimdi ABD yetkilileri (ki değişik zamanlarda Taliban ile pazarlık masasına oturdular) açıklamaya devam ediyorlar, "Şeriat devleti kurmaya çalışan Taliban kötüdür," diye. Paradoksu görebiliyoruz elbette, ama formül bu, paradoksal bir meşruiyet ve politika sürdürülüyor. Sonu gelmeyecek olan bir savaşın yeni bir cephesinin daha açıldığı belli. Sadece Afganistan'daki Taliban yetmeyebilir. Başka terör örgütleri de devreye konabilir. Bunları yakında öğreneceğiz.
Ankara'da sığınmacıların yaşadığı mahalleye saldıranlardan 76'sı gözaltına alındı. Emniyet, 38'inin suç kaydı olduğunu açıkladı. AKP, "provokasyon" uyarısı yaparken, CHP ve HDP'den de "sağduyu" çağrısı geldi. Sel felaketinde 11 kişi yaşamını yitirdi. Tüm uyarılara rağmen Türkiye'de ilk doz aşısını olmayan 19 milyon kişi var. Bakan Koca, net olarak "Okullar açılacak" dedi. Taliban, Afganistan'da 10 vilayet merkezini ele geçirmiş durumda... Kısa Dalga Bülten yayında...
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve NATO birliklerinin Afganistan'dan çekilmesiyle Taliban bölgedeki ilerleyişini sürdürüyor. Taliban son olarak dün (12 Ağustos) Herat, bugün (13 Ağustos) ise Kandahar'ı ele geçirdi. Taliban bölgedeki hakimiyetini genişletirken ABD ve İngiltere, ülkedeki büyükelçilik çalışanlarını ve vatandaşlarını tahliye etmek için asker göndereceğini duyurdu. Afganistan'dan herkes kaçmaya çalışırken, bir ülke gitmek istiyor: O da, Türkiye. Türkiye uzun bir zamandır Kabil Havalimanı'nın korunması ve işletilmesi konusunda ABD heyetleri ile görüşmelerini sürdürüyor. Görüşmelerdeki son durumu, Türkiye'yi Afganistan'da bekleyen geleceği ve bu zorlu görevin Türkiye-ABD ilişkilerine etkisini Reuters haber ajansının Vaşington muhabiri Hümeyra Pamuk ile konuştuk.
Transatlantik: New York Valisi Cuomo'nun istifası - Afganistan'da Taliban'ın ilerleyişi by Medyascope
Durum şu, Taliban sahayı ele geçirdi ve bazı merkezlerde Kabil Yönetimi ile Kuzey İttifakı Taliban'ın ilerleyişine karşı birlikte savaşma hazırlığı içerisinde, Doha'daki görüşmelerden bir barış anlaşması çıkmayacak. Bu dudumda, "Afganistan'da bir iç savaş çıktı çıkacak!" demek mümkündür. Peki, ABD neden burayı terk etmekte ısrarlı?
Sesli Köşe-Oğuz Oyan-'Afgan göçü ve Afganistan'da taşeronluk'
Sığınmacılar üzerine tartışmalar Afgan düzensiz göçündeki yeni görüntülerle yeni bir ivme kazanırken, ülke olarak bu konuya, aslında bize gerçekliğin tanıdığı süre yeterince uzun hatta fazlasıyla uzun olduğu halde ne kadar hazırlıksız yakalandığımız da ortaya çıkmış oluyor. Düzensiz göç veya sığınmacı politikalarımız gelen göçmenlerin kendilerine biçtikleri süreye veya vizyona bağlı adeta. Ülkelerindeki çatışmalar veya huzursuzluklar dolayısıyla sığınanlar, çok kısa sürede evlerine döneceklerini varsayarak geliyorlar veya bir kısmı Avrupa'ya gitmek üzere bir ara uğrak yeri olarak geliyorlar Türkiye'ye. Oysa sözkonusu huzursuzluk hiçbir zaman öngörülen zamanda bitmiyor. Ne Afganistan ne Suriye ne Irak ne de diğer Orta Asya Türki Cumhuriyetlerinden gelenlerin ülkelerinde gelenlerin geri dönme yollarını kendilerine doğallıkla açacak bir iyileşme oluyor. O yüzden gelenlerin kalma süresi kaçınılmaz olarak uzuyor ve kalma süresi uzadıkça da toplumla bütünleşiyor. Buna mukabil bizim göçmenlere yönelik bakışımız, beklentilerimiz, politikalarımız bunların geçicilikleri üzerinden kuruluyor. Elbette gidebilecekleri şartlara uluslararası düzeyde katkı yapmak gerekiyor. Nitekim Türkiye'nin aslında hem Suriye'de oluşturduğu güvenli bölgelerle hem daha fazla göçmeni yerinde, ama ölüme veya açlığa terk etmeden durdurmuşluğu vardır hem de Afganistan'da şu anda aktif olmaya çalıştığı diplomasisinin bir amacı da Afgan göçünü yerinde durdurmaktır. Onu yerinde durdurmanın en etkili yolu Afganistan'ın kendi insanlarını dışarıya iten şartlarını iyileştirmekten geçiyor. Türkiye bunun için Taliban'la da hükümetin katılımcısı olan taraflarla da iyi ilişkiler içinde bunun çalışmaları içindedir. Bununla birlikte, konumuza dönersek, göçmen politikası göçmenin geri gideceği varsayılarak kurulmaz. Türkiye gibi tarihi boyunca sürekli göç almış bir ülkenin, sosyolog, psikolog, antropolog, siyaset bilimci ve diğer birçok bilim insanlarının katkılarıyla çok daha teşekküllü, kurumsal ve ciddi bir göçmen politikası geliştirmesi gerekiyor. Bu konuda göç idaresinin sadece ikamet vermek ve düzensiz göçü bir güvenlik sorunu olarak görüp kovalamaktan öte bir mantıkla yeniden yapılandırılması gerekiyor.
Transatlantik: Afganistan'da son durum ve mülteciler sorun, ABD Irak'tan da çekiliyor by Medyascope
AKP iktidarının Suriye ve mülteciler konusundaki politikalarını eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde Türkiye'de geçici koruma altında bulunan Suriyelileri iki yıl içinde güvenli bir şekilde evlerine geri göndereceklerini söyledi. Peki ama nasıl? CHP'nin mülteci politikası nasıl olacak? CHP Türkiye'nin askeri varlığının Afganistan'da sürdürülmesine neden karşı çıkıyor? Ankara'nın Libya politikası neden sürdürülebilir değil? CHP İstanbul milletvekili, Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun Dış Politika Baş Danışmanı ve emekli Büyükelçi Ünal Çeviköz sorularımızı yanıtladı.
Sade, net haberlerle Kısa Dalga Bülten yayında... AKP, sosyal medyada dezenformasyona hapis cezası önerdi. LGS, sonuçları açıklandı. Öğrencilerin en başarısız olduğu ders matematik oldu. Meteoroloji Karadeniz için sel, Marmara, Ege ve Akdeniz için aşırı sıcak uyarısı yaptı. Tunus'ta cumhurbaşkanı Meclis'in yetkilerini dondurdu. Afganistan'da bu yıl en az 1600 sivil öldürüldü. Uzmanlara göre, Türkiye'de vaka sayıları eylül başında 40 bini bulabilir...
CHP Sözcüsü Mister Faik Öztrak, hükümete şöyle seslendi. “Çok açıkça uyarıyoruz. Kabil yanlışından bir an evvel dönün! Mehmetçiğin ayağına değecek her taştan siz sorumlu olursunuz.” Asıl mevzu, öyle “Kabil Havalimanının korunması” falan değil: ABD'nin Türkiye'deki Siyasi Mümessili CHP, Türkiye'nin Afganistan'da nüfuz sahibi olmasının ihtimalinden bile nefret ediyor. Ayrıca... Mehmetçiğimizi düşündükleri de yok: Gerçekten düşünüyor olsalardı; ta 1984 yılından bu tarafa Mehmetçiğimizin kanlarını döken PKK terör örgütünün siyasi uzantısı HDPKK ile “Kardeş Parti” haline gelmezlerdi.
ABD'nin çekildiği Afganistan'ın başkenti Kabil'deki Hamid Karzai Havalimanı'nın güvenliğini Türkiye sağlamaya hazırlanıyor. 15 Temmuz itibariyle NATO'nun ülkedeki misyonu da tamamlandı. Halen ülkede bulunan az sayıda Amerikan askeri ve Türk birlikleri artık kendi ulusal ordularının emir konuta zincirine bağlı olarak görev yapacaklar. Uluslararası ilişkiler profesörü İlhan Uzgel, AKP yönetiminin Afganistan'da üstlenmeye talip olduğu görevi ve Afganistan üzerinden devam eden jeopolitik rekabeti değerlendirdi.
Küba ve Afganistan'da yaşananlar dünya basınında manşetleri süsledi. EURO 2020'de İtalya'ya finalde mağlup olan İngiltere'nin siyah futbolcuları ise sosyal medyada ırkçı suçlamalar tecrübe etti. İyi haftalar!
Beklenen soru geldi. “Afganistan'da ne işimiz var?” Yahu durun, az bekleyin. Hemen itiraz etmeyin. Henüz kesin değil. Görüşmeler sürüyor. Bakalım anlaşacak mıyız? Şartlarımız kabul görmezse, Kabil'e gitmek kabil değil. Fakat bizim itiraz kanadımız için, öyle de olsa, böyle de olsa karşı çıkmak şart. Ne demişti arkadaş? “Dünyanın en doğru işini yapsanız da...” « Nereden biliyorduk beklenen sorunun geleceğini? Tiplere bakarak karar veremeyiz. İhtisas sahibi elbette ona da muktedirdir ama biz
Afganistan'da işgal taşeronluğuna hayır! Erdoğan NATO zirvesinden elinde Afganistan ihalesiyle geri döndü. Erdoğan, ABD'nin Afganistan'dan askerlerini çekmesinin ardından oluşacak boşluğu doldurmak için öne atıldı. Türkiye'nin başkent Kâbil'deki Hamit Karzai havalimanının güvenliğini sağlamaya hazır olduğunu söyledi. Afganistan'daki NATO işgal gücü olan ISAF'a halihazırda 600 askerle katılan Türkiye eğer bu taşeron ihalesini alırsa asker sayısı daha da artacak. Sadece asker sayısı değil, tehlike de artacak. Afganistan'da bu zamana kadar muharip görev almayan TSK askerlerinin bu görev dolayısıyla Taliban ile çatışmalara girmesi kaçınılmaz olacak. Orası basit bir havalimanı değil NATO'nun işgal üssü İktidar yanlısı medya, bu çok vahim, tehlikeli girişimi basitleştirmeye çalışıyor. Havalimanı güvenliği sanki askerler yolcuların bavullarını kontrol edecekmiş gibi lanse ediliyor. Kâbil Havalimanı'ndan sivil uçuşlar da yapılıyor ama burası aynı zamanda NATO işgal güçlerinin ana komuta merkezi ve en büyük askeri üssü konumunda. Dolayısıyla işgal altındaki bir halka karşı emperyalist saldırı üssünü savunmak sadece tehlikeli değil aynı zamanda da utanç vericidir. NATO'nun Afganistan savaşı haksız bir savaştır. Taliban'ın siyasi ve ideolojik görüşlerinden bağımsız olarak Afganistan işgal altında bir ülkedir. NATO'nun savaşı haksız, Taliban'ın savaşı ise işgale karşı bir savaştır. Türkiye haksız bir savaşta baş oyuncu haline gelecektir. Bu, yüz kızartıcıdır. Taliban gelirseniz vururuz diyor İktidar yanlısı medya ayrıca Afganistan halkının ve Taliban güçlerinin Türkiye'yi “Müslüman” olduğu için dostça karşılayacağını öne sürüyor. Oysa Taliban bu haber çıkar çıkmaz, Türkiye'nin bu görevi üstlenmesi halinde, TSK askerlerinin hedef olarak kabul edileceklerini açıkladı. Dolayısıyla Afganistan'a asker göndermek demek, haksız bir savaşa gönderilen askerlerin tabutlarla dönmesi demek olacaktır. İşgal taşeronluğu neyin diyeti? Erdoğan, kendisini aylarca aramayan Biden'ı yatıştırmak, ABD'nin elindeki Halkbank davası, S-400 yaptırımları gibi kozları kullanmasını geciktirmek için NATO zirvesinde bu taşeron ihalesini üstlendi. Bunu herkes biliyor. Ayrıca Erdoğan, yine ABD-Türkiye ilişkilerinde bir gerilim konusu olan Ermeni soykırımı ile ilgili “hamdolsun gündeme gelmedi” diyerek korkusunu açık etmişti. Ancak sonraki sürece baktığımızda ABD'nin daha fazla taviz kopartmak için şantajlarına devam ettiğini görüyoruz. Şimdi de ortaya yeni bir Halkbank vakası olarak Sezgin Baran Korkmaz (SBK) davası çıktı. Dolayısıyla Afganistan ihalesinin yetmeyeceği, arkasından daha büyük teslimiyet ve taşeronlukların geleceği bellidir. Emperyalizme Turancı ve İslamcı kılıf Nitekim Erdoğan'ın bu ihalede yanına Macaristan ve Pakistan'ı almaya çalışması, ardından Hulusi Akar'ın Orta Asya turuna çıkması son derece manidardır. Macaristan'daki ön faşist rejimle Turancılık'ta; Pakistan'la ise İslamcılık'ta buluşan istibdad rejimi bu ideolojik ortaklıkları emperyalizmin hizmetine sunmaya hazırlanmaktadır. Mesele Taliban'a hoş gözükmek falan değildir. Rusya ve Çin'in arasında tam bir kavşak noktası olan Afganistan'dan başlayarak Orta Asya'ya ve Çin'in içinde Uygur Bölgesi'ne uzanan bir emperyalist kuşatma planı söz konusudur. Yani emperyalist ihale, bir havalimanından hatta Afganistan'dan dahi daha büyüktür. Kahrolsun istibdad! Kahrolsun emperyalizm! Yaşasın hürriyet! ABD bu kadar büyük ve tehlikeli bir ihaleyi kolay kolay üstlenecek taşeron bulamaz. Ama yolsuzluklarla, iç çatışmalarla ve iflas etmiş, dolara köle olmuş bir ekonomiyle yuları emperyalizme kaptırmış olan istibdad rejimi tam ABD'nin arayıp da bulamadığı bir fırsattır. İstibdad rejimi Türkiye'nin emperyalizme karşı zayıf karnı, istibdada karşı hürriyet mücadelesi anti-emperyalist mücadelenin kopmaz bir parçası olmaya devam ediyor.
Süleyman Seyfi Öğün, Avni Özgürel, Fahri Erenel ve Taşansu Türker'in konuk olduğu #AkılOdası'nda bu hafta: ◾ #Astana görüşmelerinin 16.sı yapıldı ◾ #Rusya, #ABD ve #Türkiye'nin #Suriye'den çıkmasını istiyor ◾ #Taliban ve #Afgan hükümeti bir araya geldi ◾ #Afganistan'da anlaşma sağlandı mı? ◾ #BM Güvenlik Konseyi'nde Suriye konusu ortalığı karıştırdı #siyaset #politika #analiz #haber #gündem #ortadoğu Nedret Ersanel ile #AkılOdası her Salı ve Perşembe 21.00'da #TVNET'te.
ABD, Afganistan'dan neden çekildi? Türk askeri Afganistan'da ne yapacak? Taliban, Türk askerinin Kabil görevi için bir risk mi? ABD sonrası Afganistan'ı ne bekliyor? Mete Çubukçu soruyor, Dr. Murat Aslan ve Doç. Bahadır Kaynak yanıtlıyor.
Medyascope'un her hafta dünya gündemini meşgul eden bir konunun enine boyuna incelendiği podcast programı Spektrum'un 13. bölümünde bu hafta, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve NATO güçlerinin çekilme sürecinin devam ettiği Afganistan'daki son durumu inceledik. Geçmişten geleceğe Afganistan'da neler yaşandı? ABD, Afganistan'ı neden işgal etti? 31 Ağustos 2021'de tüm askerler bölgeden çekilecek mi? Bölgeden tüm askerler çekildiğinde Kabil Havalimanı'nın korunması nasıl sağlanacak? Türkiye'nin bölgede üstlenmeye çalıştığı rol, ABD ile ikili ilişkileri geliştirmeye yardımcı olacak mı? Bu bölümümüzde bu sorulara yanıt aradık.
Afganistan'da stratejik boşluğu kim dolduracak? Son günlerde bir yandan ABD, diğer yandan Rusya, Afganistan politikaları gereği trafiği artırıyor. Bunların anlamı ne? Türkiye bu konunun neresinde?
- Gazeteci Erk Acarer'e sınır ötesi saldırı!- Alin Ozinian'ın kaleminden, "Türkiye'nin girmekten korkmadığı Afganistan'da son durum"
Taliban, ABD'nin Afganistan'dan çekilmesiyle oluşan güç boşluğunu dolduruyor. Türk lirasının reel değeri, tarihî düşük seviyelerde seyrediyor. Bugünün bülteni HUB21'in destekleriyle ulaşıyor. Fotoğraf: John Moore/Getty Images
Abone olmak için www.mundo.report adresini ziyaret edebilirsiniz.Mundo olarak çocukların zarar görmediği bir ülke istiyoruz. Adaletin yerini bulduğu bir ülke istiyoruz. Günün aydın olduğu bir ülke istiyoruz. Ve inanıyoruz ki Ankara'da hakimler var. Elmalı davası ile ilgili HSK'nın inceleme başlattığını belirtelim ve gündemden kısa kısa ile gelin güne başlayalım;Sputnik V'nin BAE'de 81 bin kişi üzerinde yapılan çalışma sonuçlarına göre yüzde 97,8 oranında koruma sağladığı bildirildi.Trump‘ın Beyaz Saray'dan ayrılmasının ardından sağ medya yüzde 44, sol medya ise yüzde 27 reyting kaybı yaşadı.Almanya‘da devlet kurumlarına ait tüm Facebook hesaplarının bir an önce kapatılması istendi.Kanada'nın batı eyaletlerinde etkili olan aşırı sıcak hava dalgası 63 kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı.Almanya Savunma Bakanı, Afganistan'da bulunan son Alman askerlerinin ülkeden ayrıldığını duyurdu.Günün şarkı listesi seni bültende bekliyor. Keyifli bültenler…
Brüksel'deki NATO Liderler Zirvesine gitmeden önce düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Türkiye Afganistan'daki durumu düzgün bir şekilde yönetebilecek tek güvenilir ülkedir” şeklinde bir ifade kullandı. Bu ifadenin mevcut durumu çok iyi yansıttığı çok açık. Afganistan'da neresinden bakılırsa herkes açısından yönetilmesi gereken bir durum var. NATO orada kalsa da çekilse de ABD NATO'yu bırakıp çekilse de kalmak istese de yönetilmesi gereken bir durum var ve mevcut uluslararası aktörler arasında bu durumu idare etmeye daha yakın kimse yok. Birçok ülkenin Afganistan'la sınırı veya ilişkisi var, ama ülkenin sadece bir kesimiyle kurulan bu ilişkinin başka kesimler nezdinde bir gerilim ve uzlaşmazlık konusu olduğu da bir gerçek. Açıkçası şu anda Afganistan'daki mevcut durumun en açık, en belirgin gerçeği Taliban. Kimse Taliban'ı yok sayarak Afganistan'ın geleceğini nasıl yöneteceğine dair bir plan ortaya koyamıyor, koyamaz. Bu gerçekliğin 20 yıl sonra NATO tarafından bu kadar açık bir şekilde görülmesi aslında NATO açısından geçen 20 yılın bir fiyasko olduğunun da itirafından başka bir şey değildir. NATO'nun Afganistan'daki varlık sebebi,
Abone olmak için www.mundo.report adresini ziyaret edebilirsiniz.Dünya'dan ipuçlarını size ulaştırdığımız 100. bültenimizden günaydın! 22 Mart'ta başladığımız bu yeni nesil yayıncılık serüveninde bizimle birlikte olan herkese çok teşekkür ederiz! Daha fazla kişinin güne bizimle başlaması için Mundo deneyiminizi arkadaşlarınızla paylaşmayı unutmayın! Gündemden kısa kısa ile hemen başlıyoruz:İngiltere‘de canlı müzik ve eğlence mekanları çalışanları Covid-19 kısıtlamalarını protesto etti.İran, ABD yaptırımları yüzünden edinemediği aşıya yerli çözüm getirdi. Devrim Muhafızları Komutanı “Amerika'ya aşı verme vakti geldi” dedi.Avustralya‘da Delta varyantı nedeniyle Sydney kenti 2 haftalığına kapandı.Kuzey Kore‘de devlet televizyonu Kim Jong-un zayıflamasının “herkesi ağlattığı” söyledi.İngiltere‘de Savunma Bakanlığına ait gizli belgeler ve Afganistan'da olası bir İngiliz askeri varlığına ilişkin planlar bir otobüs durağında bulundu.Pazartesi gününe başlama şarkı listen seni web sitesindeki bültende bekliyor. Keyifli haftalar, bültenler…
Süleyman Seyfi Öğün, Avni Özgürel ve Taşansu Türker'in konuk olduğu #AkılOdası'nda bu hafta: ◾#Afganistan konusu nereye evriliyor? ◾#Libya'daki güçler çekiliyor mu? ◾#AvrupaBirliği Zirvesi'nde konu #Türkiye olacak ◾#Avusturya Türkiye'yi hedef almaya devam ediyor ◾#Karadeniz'de kriz: Rus savaş gemileri İngiliz savaş gemisine ateş açtı ◾#Erdoğan ve #Putin telefonda ne görüştü? ◾Türkiye Afganistan'da ne hedefliyor?
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının üçüncü dalgasının yaşandığı Afganistan'da, ABD Büyükelçiliğinde 159 vaka tespit edildi.
Süleyman Seyfi Öğün, Avni Özgürel ve Fahri Erenel'in konuk olduğu #AkılOdası'nda bu hafta: ◾AB #LiderlerZirvesi'nde masada Türkiye var ◾#Fransa ve #Almanya #Türkiye'den vazgeçebilecek mi? ◾#İsrail, #İran ve #Ermenistan seçimini yaptı ◾#Afganistan'da sular durulmuyor #siyaset #politika #analiz #haber #gündem Nedret Ersanel ile #AkılOdası her Salı ve Perşembe 21.00'da #TVNET'te.
Aym'den Hdp Kararı, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Bugün Toplanacak, Ermenistan'daki Erken Parlamento Seçimi, Havalimanlarında Yeni Kovid-19 Tedbiri, İstanbul'da Müsilaj Temizleme Çalışmaları, Afganistan'da 4 İlçe Daha Taliban'ın Kontrolüne Geçti, Esed Rejimi İdlib'de Yine Sivilleri Vurdu
Aym'den Hdp Kararı, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Bugün Toplanacak, Ermenistan'daki Erken Parlamento Seçimi, Havalimanlarında Yeni Kovid-19 Tedbiri, İstanbul'da Müsilaj Temizleme Çalışmaları, Afganistan'da 4 İlçe Daha Taliban'ın Kontrolüne Geçti, Esed Rejimi İdlib'de Yine Sivilleri Vurdu --- Send in a voice message: https://anchor.fm/haluk-kurtuncuoglu/message
Ruşen Çakır yorumluyor: Herkesin terk ettiği Afganistan'da kalmak istemenin anlamı by Medyascope
NATO çekildikten sonra Türkiye Afganistan'da kalmalı mı? Konuk: Metin Gürcan by Medyascope
Süleyman Seyfi Öğün, Avni Özgürel ve Taşansu Türker'in konuk olduğu #AkılOdası'nda bu hafta: ◾ #ABD hangi konularda #Türkiye ile çalışmak istiyor? ◾ 2030'da nasıl bir #NATO olacak? ◾ #Afganistan'da neler oluyor? ◾ Peşmerge #PKK'ya karşı harekete geçti, savaş ilan etti ◾ #İngiltere Dışişleri Bakanı: Kürt halkına desteğimiz sürecek ◾ #Rusya İngiltere'ye neden tepki gösterdi? #siyaset #politika #analiz #haber #gündem Nedret Ersanel ile #AkılOdası her Salı ve Perşembe 21.00'da #TVNET'te.
Bu hafta İslam dünyasında; Fransız Senatosu'nun Müslümanlara ve özellikle başörtülü kadınlara yönelik yasakları genişletmesi, Ultra Ortodoks Yahudilerin Kudüs'te İsrail bayrağını ateşe vererek Filistin bayrağı açması, Kudüs'ün eski şehir bölgesinin ramazan dolayısıyla rengarenk ışıklar ve kandillerle donatılması, İdlib'deki kamplarda bir ramazana daha evlerinden uzakta yoksulluk içinde giren Suriyeli siviller, ABD'nin 11 Eylül 2021'e kadar Afganistan'da kalan askerlerini tamamen geri çekecek olması, Mandalay şehrinde bir caminin bağış paralarını yağmalayan Myanmar ordusu ve ramazan ayının ilk cuma namazında Mescid-i Aksa'yı hıncahınç dolduran Filistinliler haberleri öne çıktı.
Bu hafta İslam coğrafyasında; UNICEF'in açıkladığı Suriye'deki savaşın çocuklara etkisinin bilançosu, BAE tarafından desteklenen firari Muhammed Dahlan'ın, Filistin seçimleri öncesi aşı kozunu kullanması, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun BAE'nin İsrail'e 10 milyar dolar yatırım yapacağına dair açıklaması, Senegal'de sokak eylemlerine karşı tarikatlardan 'sükunet' çağrısı, İsrail Yerleşim Birimleri Bakanı'ndan 'Batı Şeria'nın bazı kısımlarını ilhak edeceğiz' açıklaması, Papa'nın Şiilerin en büyük dini mercisi Sistani ziyaretine dönük değerlendirmeleri ve Afganistan'da kadın gazetecilerin artan suikastlar nedeniyle görevlerini terk etmesi haberleri öne çıktı.
Dünyada Yaşananlar1297 - Monako bağımsızlığını kazandı. 1835 - ABD'nin ulusal borcu ilk ve son kez olarak 0 (sıfır) oldu. 1918-ABD Başkanı Woodrow Wilson, Avrupa'da kalıcı barışın sağlanması için kendi adıyla anılacak 14 prensibi (Wilson İlkeleri) açıkladı. 2003- Amerika Birleşik Devletleri, Afganistan'da askeri üsler kurmaya başladı.Türkiye'de Yaşananlar 1784 - Osmanlı Devleti, Rusya'nın Kırım'ı ilhakını bir "sened" ile resmen tanıdı.1916 - İtilaf Devletleri, Osmanlı Ordusu'nun Çanakkale direnişini kıramadılar. Yenilgiye uğrayarak Gelibolu Yarımadası'ndan çekilmeye başladılar. Başarısızlığı nedeniyle İngiliz Deniz Kuvvetleri Komutanı, Amiral Winston Churchill görevinden istifa etti. 1933 - Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı kabul edildi.1943 - Yoksullara ucuz ekmek verilmesine ilişkin kararname yayımlandı.1980 - Akaryakıt yokluğu nedeniyle fabrikaların %80'i üretimi durdurdu.1988 - Bülent Ersoy'un sahneye çıkma yasağı kaldırıldı. Operasyonla cinsiyet değiştiren Bülent Ersoy'un sahneye çıkmasına, Emniyet Genel Müdürlüğü 7 yıldır izin vermiyordu.1992 - Ankara'da bir depoda kilitli tutulan "yasak" kitaplar Kültür Bakanlığı'nda sergilenmeye başladı. Kitaplar ileride oluşturulacak Demokrasi ve İnsan Hakları Müzesi'ne konulacak.1998: Karşıyaka Müftüsü Nadir Kuru'nun, İzmir'de Dr. Tibet Kızılcan'ın cenaze namazını kıldırırken, "isteyen hanımlar namaza gelebilir" sözleri üzerine, kadınlar da erkeklerle saf tutarak cenaze namazı kıldı.2010 - Halep ile Gaziantep arasında konulan yolcu treni ilk seferini yaptı. 2016- Başbakanlık tarafından, cuma günleri ile öğle tatilinin ibadet hürriyetini engellemeyecek şekilde kullanılabilmesine olanak sağlayan genelge, Resmi Gazete'de yayımlandı. Bugün Doğanlar1564 Modern fiziğin ve teleskopik astronominin kurucularından olan İtalyan bilim adamı Galileo Galilei İtalya'nın Pisa şehrinde, dünyaya geldi.1935: Rock şarkıcısı Elvis Presley doğdu.1942: Patlayan kara delikler teorisiyle görelilik teorisi ve kuantum mekaniğinde çığır açan İngiliz teorik fizikçi Stephen Hawking doğdu. Bugün Ölenler1329: İtalyan gezgin Marco Polo Venedik'te yaşama veda etti.1642: İtalyan fizikçi, matematikçi ve astronom Galileo Galilei vefat etti.
Ekim ayında, “Afganistan'da Toplumsal Erkeklik: Beççe Pûş Uygulaması” başlıklı bir yazı yazmıştım. Yazıda, Afganistan'da, erkek çocukların bir statü göstergesi olduğundan, bu sebeple erkek çocuğu olmayan bazı ailelerin kız çocuklarından birini ergenliğe girene kadar erkek gibi giydirdiklerinden, ona erkek çocuklara tanıdıkları özgürlüğü tanıdıklarından, ondan erkek gibi davranmasını beklediklerinden ve onu çevrelerine de erkek olarak tanıttıklarından bahsetmiştim. Yazıda bahsetmediğim husus Afganistan'da bunun tersine bir uygulamanın da var olmasıydı. Bahsetmedim çünkü bu uygulama bambaşka bir “karanlığı”, Afganistan ve belki de diğer Ortadoğu ülkelerinde sık görülmese de var olan “karanlık bir eğlence hayatını” temsil ediyordu.