Podcasts about bizde

  • 72PODCASTS
  • 237EPISODES
  • 12mAVG DURATION
  • 1EPISODE EVERY OTHER WEEK
  • May 2, 2025LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about bizde

Latest podcast episodes about bizde

Yeni Şafak Podcast
Aydın Ünal - 1 Mayıs'ın ardından

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 2, 2025 5:32


Bizde toplumsal tabakalar vardır ama sınıf ayrımı yoktur; sosyalistlerimiz, Yahudi Marx ve Hristiyan Hegel'in bu topraklar ve toplumsal yapıyla tamamen uyumsuz fikirlerini savunurken ülkeye ve millete de yabancılaşmışlardır. Sol ve sosyalizmden mezhepçilik makyajını sildiğinizde geriye ayakları yere basmayan üç-beş maceracı, taklitçi numuneden başka bir şey kalmaz. Türkiye'de 1 Mayıs'larda onun için Taksim Meydanı'nı zorlayan işçi göremezsiniz. İşçiye sınıf bilinci enjekte etmek için beyhude çabalayan 3-5 marjinal sol örgüt yıllık geleneksel polisle çatışma sporunu yapmak üzere meydanı işgal eder ve işçi istese de o meydana zaten giremez.

sol bizde taksim meydan
Yeni Şafak Podcast
Yaşar Süngü - Depremden korkmakta çok haklıyız

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Apr 27, 2025 5:40


Japonya da bizim gibi deprem ülkesi. Orada 6,2 büyüklüğünde deprem olduğunda herkes oturduğu yerde sallanmanın durmasını bekler ve sonra işine devam eder. Bizde 6,2 deprem olur, 151 kişi bulunduğu binadan evden ya da işyerinden kaçarken yaralanır. Neden?

Yeni Şafak Podcast
Selçuk Türkyılmaz-Dünyaya korku salan gizli örgütler

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Feb 20, 2025 5:26


ABD'de siyasî hayat üzerinde etkili olduğu düşünülen lobilerle ilgili yeni yayınlarda bilinen fikirlerin dışına çıkıldığını görüyoruz. Bizde birtakım kişi ve çevreler güya Türkiye adına bunlarla iş yapıyordu. Lobiler özellikle Soğuk Savaş döneminde çok fazla öne çıkmıştı ve ABD'de Yahudilerin gücü hakkında dışarıya çok güçlü mesajlar veriliyordu. O günkü anlayışa göre lobiler, siyasî sistemin merkezindeydi ve ABD siyasetine tesir etmek isteyenler bunlarla bağlantı kurmak zorundaydı. Lobilerin gücü kıskançlık yaratacak düzeydeydi.

Acı, tatlı, mayhoş
‘Yalan' yani ‘mafiş' tatlısı

Acı, tatlı, mayhoş

Play Episode Listen Later Feb 17, 2025 3:52


#acıtatlımayhoş İtalya'da karnaval zamanı yapılan incecik, kızarmış hamur tatlısının adı ‘buciyye' yani ‘yalan'! Bizde buna benzer tatlının adı ‘mafiş'. Aylin Öney Tan karnaval lezzetlerini anlatıyor.  

NTVRadyo
Acı Tatlı Mayhoş - ‘Yalan' yani ‘mafiş' tatlısı

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Feb 17, 2025 3:52


#acıtatlımayhoş İtalya'da karnaval zamanı yapılan incecik, kızarmış hamur tatlısının adı ‘Bugìe' yani ‘yalan'! Bizde buna benzer tatlının adı ‘mafiş'. Aylin Öney Tan karnaval lezzetlerini anlatıyor.

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Bu bölümü dinlemeniz için ısrar ediyoruz, çünkü bölümün konusu ısrar! Emin ve Onur ısrarcılık hakkında kendi düşüncelerini ve tutumlarını paylaşırken bir yandan Türkiye'de nasıl bir ısrar kültürüyle karşılaşabileceğinize dair eğlenceli örneklere değiniyorlar. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:24] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Onur'la beraberiz. Nasılsın Onur? Onur: [0:33] İyiyim Emin, sağ ol. Sen nasılsın? Emin: [0:35] Ben de iyiyim, teşekkür ederim. Bu bölümü çektiğimiz anda, şu anda benim bulunduğum yerde kar yağışı var. Yerler karlı, her yer bembeyaz. Sende durum nasıl? Onur: [0:45] Ah ya! Bizde yağmur yağıyor sadece. Yani kar, bir göstermelik yağdı geçen hafta ama bu tarafta şu anda kar yok. Ama hafta sonu bekleniyor. İnşallah diyelim. Çünkü ben biliyorsun kışı seven bir insanım, karı seven bir insanım. Emin: [1:01] Evet. Onur: [1:01] Bursa da geçen sene hiç kar görmedi. İki senedir hasretiz. Emin: [1:05] Evet İstanbul da geçen sene kar görmedi. Bu arada İstanbul'un merkezi hâlâ karlı değil. Gerçekten çok keskin bir geçiş yaşıyorum ben işten eve, evden işe giderken. Bir anda yolun tam belli bir noktasından itibaren yağmura dönüyor. Bu tarafa geliyorum kara dönüyor. Onur: [1:23] Oyunlarda şey olur ya... Hani yeni bölgeye geçersin, yükleme ekranı çıkar falan... Emin: [1:27] Gerçekten birebir aynısını yaşıyorum yani. Onur: [1:31] Güzel ama ya. Emin: [1:33] Evet karın mutlulukla bir alakası var kesinlikle. Onur: [1:36] Bence de. Bilmiyorum, huzur çöküyor insana ya birazcık bence. Emin: [1:40] Evet kesinlikle. Ne kadar ısrarcıyız? Emin: [1:42] Evet, bugünkü bölümümüzün konusuyla devam edelim Onur. Ne hakkında konuşacağız bugün? Onur: [1:47] Bugün sana çok ısrar ettim bu konuyu konuşalım diye. Sen çok direndin ama konumuz da ısrar olacak. Israr hakkında konuşacağız. Yani ısrar nasıl bir şey? Tutumumuz nasıl? Israra karşı yaklaşımımız. İyi bir şey mi? Kötü bir şey mi? Bunları ele alacağız. Biraz hani Türk kültüründe de çok şeyi olan, yaygınlığı olan bir şey. Bunlara değineceğiz. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Yeni Şafak Podcast
MUSTAFA KUTLU - Yalnız adam

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Feb 5, 2025 4:55


Bilhassa “kalabalık içinde yalnız” olan kimdir? Bu, “modern insan”dır. Kelimenin tam anlamı ile “yalnız”. Batılı, zengin ve yalnız insan. (Batı'da pek çok yalnızlık hikâyesi, romanı, filmi vardır. Bizde de benzer “çakma yalnızlık” hikâyeleri yapılmıştır). Bizim insanımız yalnız mı?

Yeni Şafak Podcast
MEHMET ŞEKER - İncil'e el basarak yemin

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jan 21, 2025 4:22


Tramp'ın yemin töreni sırasında İncil'e el basması hakkında yorum yapanlardan bazılarının ortak görüşü şu şekilde: “Bizde öyle bir şey olsa kıyamet kopar.” Hiç de değil. Yanlış bir yorum bu. Tam tersine bir manzara görürüz. Bizde seçilen cumhurbaşkanı İncil'e el basarak yemin etse, kıyamet koparacağı düşünülen kesimler bayram eder. Hepsi ayakta alkışlar, yere göğe sığdıramazlar.

Acı, tatlı, mayhoş
Makarna maceramız

Acı, tatlı, mayhoş

Play Episode Listen Later Jan 15, 2025 4:25


#acıtatlımayhoş Bizde, 1700'lü yılların sonundan itibaren makarna var. 1830'larda Selimiye Kışlası'nda saray ve ordu ihtiyacını karşılamak için “İtalyan usulü makarna” imalatı başlamış, artanı halka satılmış. Peki ABD'ye nasıl gitmiş? Aylin Öney Tan'dan dinleyin  

NTVRadyo
Acı Tatlı Mayhoş - Makarna maceramız

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Jan 13, 2025 4:25


#acıtatlımayhoş Bizde, 1700'lü yılların sonundan itibaren makarna var. 1830'larda Selimiye Kışlası'nda saray ve ordu ihtiyacını karşılamak için “İtalyan usulü makarna” imalatı başlamış, artanı halka satılmış. Peki ABD'ye nasıl gitmiş? Aylin Öney Tan'dan dinleyin

SBS Turkish - SBS Türkçe
Kanadalı senatör: Bizde SBS yok

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Jan 9, 2025 16:30


Avustralya ziyareti sırasında SBS'in Sydney stüdyolarına uğrayan Kanadalı Senatör Andrew Cardozo, ülkesi ile Avustralya arasındaki ortak yanlar ve farkları karşılaştırıp dünyanın en başarılı iki çokkültürlü ülkesinin daha yakın ilişkiler kurmasını istediğini belirtti.

Acı, tatlı, mayhoş
Hünnap içeceği

Acı, tatlı, mayhoş

Play Episode Listen Later Nov 13, 2024 4:07


#acıtatlımayhoş Bizde “hünnap”, Azerbaycan'da “innap” deniyor. Kelimenin kökü, Arapça “üzüm” anlamındaki “inab”dan geliyor. Latincesi “Ziziphus jujuba”. Aylin Öney Tan, hünnapın izini sürüyor, İtalya ve Kore'de hünnapla yapılan içeceğe kadar uzanıyor, Kore'den bir de tarif veriyor.  

NTVRadyo
Acı Tatlı Mayhoş - Hünnap içeceği

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Nov 13, 2024 4:07


#acıtatlımayhoş Bizde “hünnap”, Azerbaycan'da “innap” deniyor. Kelimenin kökü, Arapça “üzüm” anlamındaki “inab”dan geliyor. Latincesi “Ziziphus jujuba”. Aylin Öney Tan, hünnapın izini sürüyor, İtalya ve Kore'de hünnapla yapılan içeceğe kadar uzanıyor, Kore'den bir de tarif veriyor.

Yeni Şafak Podcast
GÖKHAN ÖZCAN -Kendini biriktirmeyen bir hayatın neresindeyiz?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Sep 4, 2024 4:35


Bugün yapmakta olduğumuz her şey suya yazı yazmak ya da havaya resim çizmek gibi… Değil birkaç gün sonraya, değil bir gün sonraya, bir birkaç saat sonraya bile ulaşmıyor neredeyse etkileri. İz bırakmıyorlar zamanın içinde; iz bırakacak bir muhtevaya da sahip değiller zaten. Dışa vurduğumuz şeyler, bu nitelemenin aksine içimizde biriktirdiğimiz şeyler değil… Şuradan alıp buraya koyduğumuz şeyler! Bizde yer etmiyorlar ki, başkalarına ulaşıp onlarda etsinler.

Yeni Şafak Podcast
ALİ SAYDAM - AK Parti ve ‘Beklenti Yönetimi'

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Sep 4, 2024 7:12


Bizde çok sık kullanılan sözdür… “Dağ fare doğurdu!”… Bu, yüksek düzeyde bir düş kırıklığının ifadesidir. Düş kırıklığının düzeyi, beklenti ile gerçekleşen arasındaki uçurumun derinliği ile düz orantılıdır… Derinlik ne kadar büyükse, düş kırıklığı da o kadar yüksek olur… İletişimin tek amacı vardır: İkna!.. İkna ise, yukarıdaki cümleden anlaşılabileceği gibi, ancak gerçekleşen ile ilgili algının beklentinin üzerinde tecelli etmesiyle mümkündür…

Yeni Şafak Podcast
GÖKHAN ÖZCAN - Kanıksamadan çözülmeye

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 28, 2024 5:20


Yaşanan acılarla bizim onlara bakışımız arasında ters orantı var; zamanla acılar azalmasa ve hatta artsa bile bizim onlarla ilgili hassasiyetlerimiz azalıyor. Gazze'deki zulüm her geçen gün daha da korkunçlaşarak devam ediyor. Siyonistlerin sınır tanımaz zulmü yakın zamanda ilk yılını tamamlayacak. İlk günlerdeki infial halinin yerini daha gevşek, daha az organize ve daha az ses getiren tepkilere bıraktığını herhalde kabul etmek durumundayız. Özellikle bizim ülkemizde böyle bu! Dünyada, özellikle Batılı toplumlarda gerçeklere uyanış diyebileceğimiz yeni bir tecrübe yaşanıyor, o sebeple daha canlı sokaklar. Bizde yaşanansa doz aşımına rağmen bilinen zulümlerin yeni bir çevrimi gibi algılanıyor yaşananlar daha çok. İnsanlarımızın büyük kısmı acılara bir şekilde alışıyor, istemese de olanları kanıksıyor. Gazze'den sonra vahşetin, zulmün, caniliğin dahi zamanla etki gücünü yitirmeye başladığını gördük. Medyatik süreçler bizi yaşanan acılardan haberdar ederken bunu o kadar sık tekrarlıyor ki, özünde son derece sıra dışı hadiseler bile zaman içinde -biz bunu istemesek de- sıradanlaşıyor, etki gücünü az ya da çok yitiriyor. Bunu kabul etmek zor ama bu hassasiyet körelmesinin yaşandığını görmemek imkansız. Bir halk çoluk çocuk demeden vahşice katledilirken, çağın en acımasız soykırımı gözlerimizin önünde gerçekleştirilirken buna nasıl alışabiliriz? Bu gerçekten oluyor mu? Kağıt üstünde bir çoğumuza kabul edilebilir gelmiyor muhtemelen bu durum. Ama göstergeler ortada. Gösteriler birkaç STK'nın gayretleriyle yürütülebilir hale geldi ve artık pek haber de olmuyor. Gazetelerde ve televizyonlarda Gazze ile ilgili haberlerin hem önceliği hem aldığı süre azaldı. Bazen hiç olmuyor hatta! Daha önce de burada yazdım; Gazze konulu yazıların, benimkiler de dahil olmak üzere sair konulardaki diğer yazılara göre okunurluğu, paylaşılırlığı üçte bir, hatta üçte iki daha az şu anda. Boykot istenen seviyede halka yayılabildi mi, ondan da emin değilim! Bunlara karşılık bu meseleye ters bakanların yaklaşımları, Arap ve mülteci karşıtlığı üzerinden ilk günlere göre daha fazla görünür hale geldi, geliyor.

Yeni Şafak Podcast
ÖZGÜR BAYRAM SOYLU - Bizde Her Yol Enflasyona Çıkar

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 7, 2024 5:34


Karmaşık ve anlaşılması güç bir oyun gibi görünen ekonominin enflasyon aşamasını henüz geçebilmiş değiliz. Tüketiciler, işletmeler, politika yapıcılar enflasyonla mücadelede çeşitli stratejiler geliştirseler de acı reçeteler yazsalar da günün sonunda enflasyonu hayatın bir parçası olarak kabul etmekten başka bir çaremiz kalmıyor artık. Bu çocuğun her şeyi değişmiş bir bakışları değişmemiş repliğindeki çocuk enflasyondan başkası değil aslında. Öyle ya da böyle her gecenin sabahında, her fırtınanın ardında o var. Her adımda her nefeste, her köşe başında, kırık dökük kaldırımlarda gözlerimiz hep onu aramasa da tüm sokaklar ona çıkıyor günün sonunda. Son bir yılda %39'u da gördü, % 75'i de, dolayısıyla yüzdelik olarak farklı görünüme sahip olsa da aynı derin mana ile bakışını sürdürüyor. TÜİK'in son verilerine göre, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) Temmuz 2024 itibarıyla yıllık %61,78, aylık ise %3,23 artmış. Yıllık olarak hızı kesilmiş olsa da aylık olarak varlığını sürdürüyor olması enflasyonun halen daha kaçınılmaz bir gerçek olduğunu gözler önüne seriyor. Bugün finansal okuryazarlık düzeyi en düşük olan hane halkı dahi yıllık enflasyonda meydana gelen düşüşün büyük oranda baz etkisinde gerçekleştiğini biliyor. Dolayısıyla dezenflasyon süreci işliyor ikna çabası biraz bu bilinç karşısında çaresiz kalıyor. 12 aylık ortalamanın %65,93 olması ise en çok kira sözleşmesi bu ay yenilenecek olan kiracıları yakından ilgilendiriyor. Yüzde %25'lik yasal sınırın ortadan kalkmasıyla bu ay sözleşme tavan oranı %65,93 olarak gerçekleşiyor. 81 il 227 ilçe 28.852 işyeri, 5246 konut, 12 harcama grubu, 406 madde, 913 madde çeşidi her ay yaklaşık 608.594 fiyattan oluşan bir veri imparatoru. OKULLAR AÇILMADI AMA ZİL SESİ GELİYOR TÜİK'in verilerine baktığımızda, bazı harcama gruplarında enflasyonun etkisinin yoğun olarak sürdüğü dikkatlerden kaçmıyor. Eğitim harcama grubunun aylık değişimi her ne kadar ortalamanın altında kalsa da yıllık değişiminin %104,5 olması eğitim maliyetlerinin sürdürülebilirliğinin ne kadar zorlaştığına işaret ediyor. Özellikle eylül ayında gerçekleşecek eğitim harcamalarının ortaya çıkaracağı fırsat enflasyonu da aylık bazda dramatik bir artışa gebe gibi duruyor. Dar ve orta gelirli aileler için bir sınav haftası olan okulların başlangıç haftası daha zil sesi çalmadan kendini hissettirmeye başlıyor. Ulaştırma ve gıda fiyatlarının artış potansiyelini sürdürüyor olması da eğitim sezonunun yüksek perdeden açılma ihtimalini maalesef artırıyor. Mevsimsel etki ile birlikte sezon sonu indirimlerinin yaşandığı giyim ve ayakkabı harcama grubu tıpkı bugünlerde Borsa İstanbul'un al sinyali vermesi gibi güçlü bir al sinyali veriyor. Panayırlar ve hafta sonu indirimleri ile yaz sezonunu boş geçmek istemeyen markaların çağrıları fırsat alımları için davetiye çıkarıyor. Güz sezonunun başlaması ile giyim ve ayakkabı da artış trendini deneyimleyen tüketici bir kez daha talebini öne çekmek için ayağına gelen fırsatı boş geçmiyor desek yanılmayız galiba.

Yeni Şafak Podcast
TAHA KILINÇ - Ürdün'de birkaç adım

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 24, 2024 8:27


Geçtiğimiz hafta sonu, cumadan itibaren üç günlük kısa ama yoğun bir ziyaret için Ürdün'deydim. Ortadoğu'nun bu küçük ve önemli ülkesini ara ara yoklamak, bölgemizde yaşanan gelişmeleri içeriden izlemek açısından epey öğretici bir tecrübe benim için. Bu defa da öyle oldu. Nüfusunun yüzde 70'e yakını Filistinlilerden oluşan Ürdün'de, elbette Gazze'de devam eden Siyonist soykırımın yansımalarını derinden hissettik. Sokaklarda görünürde herkes işinde-gücündeydi, ancak iki noktada Filistin gündemi çok bariz şekilde karşımıza çıktı: İsrail'i destekleyen küresel markalara yönelik boykotun yaygınlaşmaya başladığını gördüm evvela. Amman'ın merkezinde geleneksel Filistin kahvaltısı için gittiğimiz kalabalık bir mekân, ünlü meşrubat markalarının buzdolaplarını üst katta tenha bir köşeye kaldırmış, üstüne de “Boykotludur!” notunu yapıştırmıştı mesela. Ürdün'de üretilen ve halk tarafından hızlıca benimsenen bir soğuk içecek markası, ülkenin her köşesinde yaygın biçimde bulunabiliyordu. Hatta Amman Kraliçe Alyâ Uluslararası Havaalanı'nın özel yolcu salonunda bile, sadece bu yerel markanın ürünleri vardı. Bahsettiğim husus size detay gibi gelebilir, ancak Ürdün gibi kaynakları sınırlı ve ekonomik açıdan büyük ölçüde dışa bağımlı bir ülkede, boykotlu ürünlere karşı yerel alternatiflerin geliştirildiğini görmek beni sevindirdi açıkçası. (Türkiye'de boykotlu ürünleri servis eden bir mekâna gittiğim zaman, eğer muhatabım sözden ve halden anlayacak bir seviyedeyse, kibar bir şekilde itirazımı dile getiriyorum, hatta mümkünse muadil ürün rica ediyorum. Ancak bizde şahit olduğum bir durum var. Mekân sahipleri, “İnsanlar tercih etmiyor abi!” mazeretine çokça sığınıyor. Oysa günlük hayattaki birçok tercih alışkanlıklardan ibaret ve alışkanlıklar da kolaylıkla değişebilir. Dahası, İsrail'i açıktan destekleyen birçok marka, hem ekonomimizi esir alıyor hem de bizleri daha iyisini yapma noktasında tembelleştirip uyuşturuyor. Pek çok şeyin alternatifini, daha iyisini ve yerlisini üretmek mümkündür. İnsanlar da hepsine kolayca alışır. Yeter ki, “daha fazla kâr” hırsıyla, küresel markaların sunduğu kolay ekonomik fırsatlara tav olmayalım.) Ürdün'de Gazze'yi iliklerime kadar hissettiğim ikinci nokta, cami ve mescitlerde cemaatle kıldığımız namazlardı. Sabah, akşam ve yatsı namazlarının son rekâtlarında, rükûdan doğrulduktan sonra, imamlar ellerini açıp uzun uzun dua ediyor, cemaat de içtenlikle “âmin” diyor: Bin bir sıkıntıyla sınanan Gazze halkına sabır ve sebat yakarışı, direnişçi mücahitlere destek beyanı, düşmanlara beddua ve hepimiz adına zaaflarımız ve günahlarımız için tevbe-istiğfar… “Kunût” olarak bilinen bu uygulama, hem günlük rutin içinde Filistin'i ve Gazze'yi hiç gündemden düşürmemeyi sağlıyor hem de namazı organik biçimde hayatın tam merkezine yerleştiriyor. Türkiye'de unuttuğumuz (hatta belki de gerçek haliyle hiç bilmediğimiz) sünnetlerden biri, bu “kunût” tatbikatıdır. Hz. Peygamber, 625 yılında, bazı kabilelere İslâm'ı öğretmek için yolladığı heyetlerin Recî ve Bi'r-i Maûne mevkilerinde pusuya düşürülerek katledilmeleri üzerine büyük bir üzüntü ve öfke duymuş, kırk gün boyunca sabah namazlarının ikinci rekâtında -“beş vakit namazda” rivayetleri de vardır- rükûdan doğrulduktan sonra ellerini açarak, faillere isim isim beddua etmişti. Bizde “kunût duası”nın sadece vitir namazına sıradan bir ilave şeklinde iliştirilmiş olması, çok hazin bir kayıptır.

NTVRadyo
Doğa Takvimi - 11 Temmuz 2024 - Onlar ne görüyor?

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Jul 11, 2024 1:30


Bugün 11 Temmuz 2024 #doğatakvimi

Yeni Şafak Podcast
ÖZGÜR BAYRAM SOYLU - Merhametin Adı: Ay Yıldız

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 2, 2024 2:54


Türk, güçlü ve cesur ruhuyla destanlara konu olmuş, hakkaniyetin, adaletin ve merhametin sembolü. Coğrafyası ne olursa olsun, mazlumun yanında zalime karşı dimdik duran, Albayrağın gölgesinde özgürlük ve bağımsızlık aşkıyla yanan, mazlum coğrafyaların umudu, köklü bir medeniyetin gururlu evladı. Tarih boyunca zorda kalan tüm halklara yardım eli uzatmayı görev bilen bu aziz millet bugünlerde kritik bir eşikte. Suriye'de iç savaş nedeniyle yerlerinden yurtlarından edilen milyonlarca insana kucak açan bu millet, devletle el ele vermiş, mültecilerin/göçmenlerin barınma, eğitim, sağlık ve güvenlik hizmetlerinin sağlanması için fedakârlıklar göstermiştir. Türk halkı yanı başında yaşanan trajediye kayıtsız kalmamış, ekmeğini, merhametini, kardeşliğini ve yüreğini paylaşmaktan geri durmamıştır. Tüm dünya üç maymunu oynarken insanlık dersi vermiş, milyonlarca mazlumun umut ışığı olmuştur. Bu süreçte vatanı ateş içinde yanarken kaçanlara değil çocuk, kadın ve yaşlılara sonsuz hassasiyet göstermiştir. AÇIK PROVOKASYON Jeopolitik buhran çevresinde ayakta kalmaya çalışan Türkiye bir kez daha hedefe oturmuş durumda. Ekonomik ve siyasi olarak alternatif arayışı, bölgesel barış ve istikrarı sağlamaya liderlik etme çabası bir kez daha gölgelenmeye çalışılıyor. Bölgemizde yaşanan hiçbir gelişme tesadüfi olmadığı gibi Kayseri'de başlayan yurdun farklı bölgelerine taşınmaya çalışılan, sınır ötesinde harekete geçirilmeye çalışılan tüm eylemlerin Suriye ile normalleşme vurgusunun üzerine gelmesi bir kez daha düşünmeyi zorunlu kılıyor. Kayseri'de meydana gelen olaylar sonrası paylaşım yapan hesapların %37'sinin BOT hesap olması, paylaşımların %68'inin provakatif amaçlı olması bile sınır içinde ve ötesinde organize kötülüğün hedefi haline getirilmeye çalışıldığımızın işareti olarak dikkat çekiyor. Sınırımıza terör devleti kurma planları her geçen gün sekteye uğrayan istihbarat örgütlerinin toplumun dinamikleri ile oynama çabasını görmezden gelmemeli, sağduyumuzu korumalıyız. Tarih boyunca hoşgörü ve misafirperverliği ile tanınan Türk milletinin ve devletinin gerektiğinde Ay Yıldız uğruna demir yumruğunu saklamayacağını da kimsenin göz ardı etmemesi gerekiyor. Toplum genelinde karşıtlık iklimi oluşturan bu gerilimin sonlanması, Suriyelilerin evlerine dönmesi için somut adımlar atmaya hazırlanan devletin çabalarını provokatif eylemlere kapılıp, boşa çıkarmamamız gerekiyor. Sağduyu içerisinde artan çözüm beklentisine karşılık vermeye çalışan devlet anlayışının yanında durmalı, vatana, millete, devlete, Albayrağa her zamankinden daha sımsıkı sarılmalıyız. Bizde bayrağa uzanan eller kırılır.

Yeni Şafak Podcast
TURGAY YERLİKAYA - Bolivya darbe girişimi ve Türkiye modeli tartışmaları

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 1, 2024 5:53


Bolivya örneği, yüzlerce darbe girişimine muhatap olan Latin Amerika'da bir darbenin engellenebiliyor olması yönüyle tartışmaya değer. 27 Mayıs darbesi ile başlayan ve 15 Temmuz'a kadar farklı saiklerle mümkün hale getirilen darbe girişimleri, Bolivya örneğini bizler açısından daha fazla ilgi çekici hale getirdi. Özellikle Devlet Başkanı Luis Arce'nin hükümet sarayını basmaya çalışan darbeci General Jose Zuniga'ya karşı çıkması ve sonrasında halka çağrı yaparak yüzbinlerce insanın sokaklara çıkmasını sağlaması anlamlı idi. Demokratik usullerle seçilen bir Başkan'ın darbeye halkla birlikte mukavemet etmesi, mazisinde acı hatıraların olduğu Türkiye açısından da önemli bir deneyim. Nitekim 15 Temmuz günü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısı ile yüzbinlerce insan sokaklara inmiş ve olası bir işgal girişimine yönelik demokrasiyi savunmuşlardır. 15 Temmuz'u hem Türkiye hem de dünyadaki örnekleri açısından pozitif ayrıştıran bu mücadele ruhu, Bolivya örneğinde de görüleceği üzere bir model üzerinden tartışılabilmektedir. Darbeler ve Dış Destek Stephen Kinzer'in “Darbe” isimli kitabında açık biçimde görüldüğü üzere özellikle Latin Amerika tecrübesi, darbelerin bir dış destek olmadan yapılmasının mümkün olmadığını göstermektedir. Dış destek denildiğinde ilk aklan gelen ülke ise hiç kuşkusuz ABD. ABD, 1930'ların başında Küba'daki askeri darbeyi desteklerken, 1960'lar başında da birçok kez Fidel Castro'yu hedef almıştır. Özellikle siyasi ve ticari çıkarları tehdit altında olduğunda darbe seçeneğini gündeme alan ABD'nin Latin Amerika tecrübeleri Küba ile sınırlı değil. Nitekim komünizm tehdidi gerekçe gösterilerek Guetemala'da yapılan darbe, ABD'li şirketlerin bu bölgedeki çıkarlarını zedeleyen Başkan Arbenz'in toprak reformu kararıyla ilgiliydi. Benzer biçimde, ABD'nin 1963'te Güney Vietnam Devlet Başkanı Ngo Dinh Diem'e karşı düzenlenen darbeyi finanse ettiği Pentagon belgelerine yansıyan bir konu. ABD'nin Soğuk Savaş doktrini çerçevesinde Şili'de yaptığı darbe ise en çok konuşulan müdahaleler arasında. 1970 yılında Salvador Allende başkan seçildiğinde Richard Nixon Allende'in göreve gelmesini engellemek istemiş, başarılı olamayınca darbe seçeneğini masaya yatırmıştır. Nihayetinde 1973 yılında ABD destekli Augusto Pinochet, Allende'e darbe yapmış ve demokratik süreci kesintiye uğratmıştır. Türkiye Darbeleri ve Dış Destek Latin Amerika deneyimlerinin bizim coğrafyamızdaki karşılığı da darbelerdeki dış desteğin görülmesi açısından oldukça önemli. 27 Mayıs'ın hemen öncesinde İran'da Musaddık'a karşı yapılan darbenin amacı Sovyet saldırganlığının önlenmesi olarak ifade edilse de asıl gerekçe, Musaddık'ın İran petrollerini millileştirme çabalarıdır. İngiltere ve ABD'nin işbirliğinde sahneye konulan Ajax Operasyonu sonucunda Musaddık devrilmiş ve bahse konu ülkelerin ticari ve siyasi çıkarları korunmuştur. Bizde 27 Mayıs başta olmak üzere bütün darbe süreçlerinde, çok fazla odaklanılmasa da ciddi bir dış desteğin olduğu bilinmektedir.

DEĞER YARATMANIN FORMÜLÜ
der ya Sinema Kulübü ile Para Avcısı

DEĞER YARATMANIN FORMÜLÜ

Play Episode Listen Later Apr 1, 2024 24:26


Sinema Kulübümüzün sekizinci buluşmasında “Para Avcısı” ya da orijinal adıyla “Wolf of Wall Street” adlı filmi konuştuk.2013 yılında gösterime giren Martin Scorsese'in yönetmenliğini yaptığı başrolünde Leonardo Di Caprio, Jonah Hill ve Margot Robbie (Barbie filminden tanıyacağınız) yer alıyorlar. Film Jordan Belfort'un gerçek hikayesine dayanıyor, rezilcesine çılgın bir hayat yaşayan zengin bir borsacıya yükselişinden suç, yolsuzluk ve FBI tarafından tutuklanmasına uzanan hikayesi.Filmin meşhur sahnelerinden birinde Di Caprio'ya öğle yemeğinde Matthew McConaughey Wall Street'ten ve brokerların nasıl para kazandığından bahsediyor. Bu yaptığımız “Fugazi” diyor İtalyancadan Amerikan İngilizcesine geçmiş bir tabir, gerçekte var olmayan, bir hile anlamında. “Biz bir şey üretmiyoruz, müşteriye de para kazandırmıyoruz, yani kağıt üstünde kazanıyor ama eline bir şey geçmiyor, çünkü kazandığı paralarla sürekli yeni hisseler aldırıyoruz ama kendimiz komisyonlardan nakit para kazanıyoruz” diyor.Bu hile ve dolandırıcılık konusundan biz de ponzi şemalarını insanların nasıl olup da kandıklarını konuştuk filmden ziyade. Sürü psikolojisinden, insanların nasıl manipüle edildiklerinden konuştuk. Bir de nasıl olup da ülkedeki bunca dolandırıcılığa rağmen bunun gündemi sarsmadığını, kimsenin pek de üstünde durmadığını, hatta neden filmlere konu olmadığını da sorguladık.En sonda ise toplumdaki görüş ayrılıklarını nasıl karşılamamız gerektiğini tartıştık. Özden Bekir Karakaş üstad hem felsefe hem sosyoloji perspektifinden bu sohbeti yönlendirdi, biz de Seda Diril Boyraz ve Fatih Yavuz'la küçük katkılarda bulunduk. (02:14) Dolandırıcılığın psikolojisi (08:19) Sürüden ayrılan kara koyun (13:48) Bizde dolandırıcılık ve topluma yansımaları (17:51) Saygı duyma ve hoşgörü meselesi Support the show

NTVRadyo
İşe Giderken - 12 Şubat 2024

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Feb 12, 2024 77:39


Oyun Planı

Oyun Planı acil durum yayınıyla karşınızda! Bucks beklenmedik bir kararla head coach Adrian Griffin ile yolları ayırdı.. Bizde mikrofon başına geçtik! Peki Griffin neleri yanlış yaptı? Yeni koç Doc Rivers mı? Aynı zamanda Lowry-Rozier takası görüşlerimizde bu yayında.. Bekliyoruz..

MenEmen
Düello / Kış şarkıları. Az hüzünlü, dozunda süründüren, arada ters köşe 8 şarkı -153

MenEmen

Play Episode Listen Later Jan 18, 2024 47:57


Men-E-Men Stüdyo tarafından hazırlanan yüz elli üçüncü bölüm sizlerle. 135. bölümümüzde yaz parçaları, 144. bölümümüzde sonbahar parçaları derken artık kış mevsimine geçebiliriz herhalde. Bu bölümümüzde dört ayrı on yıldan kış parçaları seçtik. Karşılıklı masaya koyup, düello yaptık. Bu düellonun daha önceki iki düellodan daha sert geçtiğini söyleyebiliriz. Parçaları seçerken “hissiyat önemli” dedik. Bizde kış hisleri uyandıran parçaları anlattık ve yarıştırdık. Çok zorlanarak, aklımızdaki birçok şarkıyı elemek zorunda kaldık. Sona kalan 8 parçayı Spotify listemize de koyuyoruz. Link'i aşağıda. Bi de Buna Bak https://open.spotify.com/playlist/2kpxtFXYRFL3bt3Upv0bS0?si=394c64dc61c74525

Oyun Planı
Oyun Planı #180 | Erken All-Star Seçimlerimiz

Oyun Planı

Play Episode Listen Later Dec 15, 2023 53:07


NBA'de her senenin en iyi oyuncularının seçildiği All-Star organizasyonuna 2 ay kaldı. Bizde sezonun ilk çeyreğinde kimler bu unvanı haketti bunları konuştuk. Bizim seçimlerimiz kimler oldu? Garantiler kim? Dışarda kalma ihtimali olanlar kim? Girerse sevinip ya da üzüleceğimiz oyuncular kim? Hepsi bu yayında.. Bekliyoruz..

Acı, tatlı, mayhoş
Yenibaharlı 'Papaz Yahnisi'

Acı, tatlı, mayhoş

Play Episode Listen Later Oct 18, 2023 3:23


NTVRadyo
Acı Tatlı Mayhoş - Yenibaharlı 'Papaz Yahnisi'

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Oct 18, 2023 3:23


NTVRadyo
Acı Tatlı Mayhoş - Yenibahar - defne uyumu

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Oct 17, 2023 2:58


Oyun Planı
Oyun Planı #168 | 23-24 Yolu : Top 5 En iyi Oyuncular (Pozisyona Göre) & GM Anketleri

Oyun Planı

Play Episode Listen Later Oct 11, 2023 49:05


NBA'de yeni sezonun başlamasına sayılı gün kaldı! Bizde yeni sezona girerken pozisyonuna göre en iyi 5 oyuncuyu sıraladık. En iyi pivot, forvetler ve guardlar kimler? Listeye son anda girenler, giremeyenler hepsi ve çok daha fazlası bu yayında..

NTVRadyo
Acı Tatlı Mayhoş - Amish usulü turşu

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Oct 11, 2023 3:19


Acı, tatlı, mayhoş
Üzümler kuruyor

Acı, tatlı, mayhoş

Play Episode Listen Later Sep 8, 2023 3:10


Aylin Öney Tan, Sultani üzüm kurutma işleminde püf noktalarını anlatıyor. Bu arada, ıtır yaprağı ve karanfilin reçellere çok yakıştığının altını çiziyor. #AcıTatlıMayhoş - Sultaniye üzümüyle yapılan reçelin gizli parfümü ıtır yaprağı Girit adasında neredeyse her evde teneke içinde yetiştiriliyor. Girit'te ıtır bitkisine “arbaroriza” deniyor, Kıbrıs'ta ise “kiouli” olarak biliniyor. Bizde de özellikle kıyı bölgelerinde her evde bir teneke ıtır bulunur. Antalya mutfağında olduğu gibi bazı bölgelerde sütlü tatlılarda, domates reçeli gibi reçellerde veya şerbetli tatlıların şerbetine rayiha katmakta kullanılır. Sultaniye üzümünün kurutulması da incelikli bir iş. Üzüm salkımları itinayla toplanıp potasa yani potasyum karbonat ve yüksek asitli bir zeytinyağından oluşan özel bir çözelti içine batırılır ve sonra sabah çiyi almayan, iyi rüzgâr alan yerlerde sergilere yatırılır. Kuruyan altın gibi pul pul üzümler sonra saplarından tek tek ayrılır, sultanlara layık hale gelir.

NTVRadyo
Acı Tatlı Mayhoş - Üzümler kuruyor

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Sep 8, 2023 3:10


Aylin Öney Tan, Sultani üzüm kurutma işleminde püf noktalarını anlatıyor. Bu arada, ıtır yaprağı ve karanfilin reçellere çok yakıştığının altını çiziyor. #AcıTatlıMayhoş - Sultaniye üzümüyle yapılan reçelin gizli parfümü ıtır yaprağı Girit adasında neredeyse her evde teneke içinde yetiştiriliyor. Girit'te ıtır bitkisine “arbaroriza” deniyor, Kıbrıs'ta ise “kiouli” olarak biliniyor. Bizde de özellikle kıyı bölgelerinde her evde bir teneke ıtır bulunur. Antalya mutfağında olduğu gibi bazı bölgelerde sütlü tatlılarda, domates reçeli gibi reçellerde veya şerbetli tatlıların şerbetine rayiha katmakta kullanılır. Sultaniye üzümünün kurutulması da incelikli bir iş. Üzüm salkımları itinayla toplanıp potasa yani potasyum karbonat ve yüksek asitli bir zeytinyağından oluşan özel bir çözelti içine batırılır ve sonra sabah çiyi almayan, iyi rüzgâr alan yerlerde sergilere yatırılır. Kuruyan altın gibi pul pul üzümler sonra saplarından tek tek ayrılır, sultanlara layık hale gelir.

Acı, tatlı, mayhoş
İstanbul bostanları

Acı, tatlı, mayhoş

Play Episode Listen Later Aug 4, 2023 2:44


Aylin Öney Tan bugün İstanbul'un bostanlarını anlatıyor. #salatalık #acıtatlımayhoş  Bostan kelimesi bize Farsçadan geçmiş. Okunuşu “bûsitân” olan “bûstan” kelimesinden geçmiş. İran'da güzel kokulu çiçeklerin bulunduğu bahçe anlamına geliyormuş. Bizde ise sebze ve yeşillik yetiştirilen bahçeler için kullanılmış. Evliya Çelebi bostancılardan esnâfı-bâğbân ve esnaf-ı sebzevatçı olarak bahsetmiş. İstanbul'un pek çok semtinde bostanlar bulunurdu, bazıları ise özellikle ünlüydü. Langa ve Çengelköy bostanları hıyarı ile meşhur. Çengelköy hıyarı hafif pürtüklü, kısa ve tombul, rengi koyu olmayan, çekirdek yatağı küçük, kütür kütür bir salatalıkmış. Çengelköy kıyısındaki Pazar iskelesinden sabahın erken saatlerinde kalkan kayıklarla Eminönü'ne götürülür, orada meraklıları anında kapışırmış. Aynı kayıklar bu sefer Eminönü'nden Çengelköy pazarına gerekli malları alıp dönermiş.

Hizmetten
İstemez misiniz, Dünya onların olsun! | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jun 23, 2023 9:11


İstemez misiniz dünya onların olsun, ahiret de bizim?!. *Nebîler Serveri'nin eşleri de birer beşerdi; her insanda bulunan bazı duygular onlarda da zaman zaman hükmünü icra ediyordu. Hane-i Saadet'te vahiyle besleniyor olmalarına rağmen, dünya nimetlerine karşı tabii alâka onların içlerinde de bir ölçüde canlılığını koruyordu. Gerçi, o huzur atmosferinde, bugünkü evlerden yükselen şikâyet edalı sesler hiçbir zaman duyulmamıştı; fakat birkaç kere, onların da günde bir-iki öğün yemek yeme ve herkesin istifade ettiği kadar dünyadan istifade etme arzuları ve bu arzularını açığa vuran imaları olmuştu. Cenâb-ı Hakk'ın mü'minlere bol bol nimetler lütfettiğini görünce, Ezvâc-ı Tâhirât da kendilerine verilen nafakanın arttırılması hususunda Gönüllerin Efendisi'ne başvurmuşlardı. Fakat Ufuk İnsan (aleyhissalâtü vesselam) zevcelerinin bu müracaatından hiç memnuniyet duymamış; bilakis, oldukça üzülmüş ve hoşnutsuzluğunu belirtmişti. Hatta Habîb-i Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz, eşlerinin daha fazla nafaka talep etmelerinden dolayı o kadar hüzünlenmişti ki, hücre-i saadetine kapanmış ve bir süre hiç kimseyle görüşmek istememişti. Allah Rasûlü'nün eşlerine karşı bu şekilde tavır ayarlamasına ve hücre-i saadetine kapanmasına bir yönü itibarıyla “Îlâ Hâdisesi” denmiştir. *Rasûl-ü Ekrem Efendimiz'in (aleyhissalâtü vesselam) hasır üzerinde istirahat buyurması ve hasırın da vücudunda iz bırakması sebebiyle Hazreti Ömer'in gözleri dolu dolu, “Yâ Rasûlallah! Sasaniler şöyle, Romalılar böyle…” diyerek O'nun da dünya nimetlerinden biraz istifade etmesi gerektiğini ima etmesi üzerine, Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) “İstemez misin, yâ Ömer! Dünya onların olsun, ahiret de bizim olsun!” buyurmuştu. “Bir şem'a ki Mevla yaka, üflemekle sönmez!” Söndüremeyecekler, Allah'ın inayetiyle!.. *Önemli olan, Hazreti Pir'in ifadesiyle, dünyayı kalben terk etmektir, kesben değil. Çünkü ahiret adına dünyanın çok önemi vardır. Kârun kadar bile zengin olabilirsiniz. Fakat iktiza ettiği dönemde, hiç tereddüt etmeden, “Alın bunu, götürün, bir yerde üç-dört tane üniversite açın!” diyebiliyorsanız, bir yönüyle dünyayla Cennet'i peyliyorsunuz demektir. Gününüzde sizin zenginlerinizin çoğu bu felsefeye göre hareket ediyorlar; Allah adetlerini çoğaltsın, birlerini bin etsin. *Başkaları bundan rahatsızlık duyuyor, baskınlar yapıyor ve yapılan himmetlerin önünü almaya çalışıyorlar. Fakat “Takdir-i Hudâ kuvve-yi bâzû ile dönmez / Bir şem'a ki Mevla yaka, üflemekle sönmez!” (Ziya Paşa) Bu yol peygamber yoluysa, bu yol sahabe yoluysa, bu yol Hazreti Ebu Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazreti Ali yoluysa, bu yol Hazreti Hasan, Hazreti Hüseyin, Hazreti Fatıma yoluysa Allah bu yoldan bizi ayırmasın bunu değil öyle zayıf insanlar, Nemrutlar, Firavunlar, Şeddatlar, Amnofisler, İbnüşşemsler bile önleyemeyeceklerdir. *Hizmet Hareketi bir kere çağlamış gidiyor, Allah'ın izni ve inayetiyle. Dünya ve mâfîhâyı kafalarından silip atmış insanlar da kendilerini o çağlayana salmışlar. Deryaya, deryalara boşalacağı âna kadar da bu akıntı devam edecektir. Bunun önünü, falan yerdekiler de, filan yerdekiler de alamayacaklardır. *Sadece bir şeyden endişe ediyorum: Bahreyn'den gelen ganimetler oldukça çoktu. Dünya nimetleri Sahabenin gözünün önüne dökülünce, Allah Rasûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) mübarek parmaklarıyla ganimet mallarını işaret buyurdu; “Ben şu düşmandan, bu düşmandan, şundan bundan endişe duymuyorum; fakat bir gün bunun karşısında tenafüse girip birbirinizle rekabet etmenizden korkuyorum.” dedi. Evet, bu mübarek hareketin gönüllüleri, bu Peygamber yolunda yürüyenler, bu sahabe yolunda hizmet edenler, peylenemeyen bu insanlar peylenememeyi devam ettirirlerse, Allah'ın izni ve inayetiyle, bu iş de devam eder gider. Ama birileri dünyaya meylederlerse, dökülür yollarda kalırlar hafizanallah!.. Bu video 06/12/2015 tarihinde yayınlanan “Sıra Bizde” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Hizmetten
Mal mülk arzusu ve para hırsı! | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jun 22, 2023 8:03


Bugün peylenen kimseler de söz konusu marazlardan bir ya da birkaçına müptela olduklarından dolayı bir meta gibi alınıp satılmaktadırlar. Meselâ, bohemlik, makam tutkusu, açgözlülük, başkasının malına göz dikme, görünme hissi, bencillik duygusu, şöhret tutkusu ve para/mal düşkünlüğü tehlikeli birer marazdır; bunların yalnızca biri bile insanın iradesini felce uğratabilir. *Mal mülk arzusu ve para hırsı tarih boyu insanların büyük çoğunluğunun en büyük zaaflarından biri olmuştur. Allah Rasûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir hadis-i şeriflerinde bu hakikati şu ifadeleriyle beyan buyurur: “Âdemoğlunun bir (diğer rivayette iki) vadi dolusu altını olsa bir vadi daha ister, onun ağzını topraktan başka bir şey doldurmaz, gözünü doyurmaz. Şu kadar var ki, Allah tevbe edenin tevbesini kabul buyurur.” Evet, doyma bilmeyen bir hırsla sürekli daha fazlasını isteme ve her şeyi ele geçirme gayreti içine girme çoğunluğun zaafı olan bir husustur. Esasında toplumdaki pek çok kavga ve çatışmanın arkasında da böyle bir menfaat yarışı yer almaktadır. “Paranoya ne demek; toplumsal bir cinnet yaşanıyor!..” *Böylelerine “deli” nazarıyla bakabilir ve onların arkasından koşanlara da “deli” hükmünü verebilirsiniz. Genel manada bakar, görür, değerlendirirsiniz; eğer sonunda bir de kendi ülkenize bakacak olursanız, zannediyorum, yeryüzünde o ölçüdeki delileri istiâb edebilecek bir tımarhanenin olmadığı kanaatine varırsınız. On beş-yirmi sene evvel, Hizmet Hareketi için pozitif düşündüğünü zannetmediğim, sizin de bildiğiniz meşhur gazetecilerden bir tanesiyle aynı sofrada oturuyorduk. Bir aralık “Bu ülkede günümüzde korkunç bir paranoya yaşanıyor!” demiştim. O, “Hocam paranoya ne demek? Toplumsal bir cinnet yaşanıyor!” dedi. Şu uyumuşluğa ve uyuşmuşluğa bakılınca, sahiden bir cinnet hali müşahede ediliyor. *İnsanın zaafa açık noktalarından birisi de “tûl-i emel” duygusudur. Tûl-i emel; hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya bağlanmak; sonu gelmez isteklerin, bitmez tükenmez arzuların, önü alınamaz hırsların ve tamahın peşine düşmek demektir. Tûl-i emelin menşei ise tevehhüm-ü ebediyettir. Tevehhüm-ü ebediyet, insanın kendisini ebedî ve lâyemût (ölmeyecek) zannetmesi, hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya bağlanması, peşin zevk-safa ve ücretlerle avunarak sadece hâlihazırı yaşaması, geçmiş ve geleceği umursamaması demektir. *Efendimiz'in (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğu rivayet edilir: مَا لِي وَمَا لِلدُّنْيَا مَا أَنَا فِي الدُّنْيَا إِلَّا كَرَاكِبٍ اسْتَظَلَّ تَحْتَ شَجَرَةٍ ثُمَّ رَاحَ وَتَرَكَهَا “Benim dünya ile ne alâkam olabilir ki! Benim dünyadaki hâlim, bir ağacın altında gölgelenip azıcık dinlendikten sonra yoluna devam eden bir yolcunun hâline benzer.” Bu video 06/12/2015 tarihinde yayınlanan “Sıra Bizde” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Hizmetten
Bu yolu, sımsıkı tutun! | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jun 21, 2023 7:30


ataları/öndekileri körü körüne taklit etmek de sağlam imanın önündeki engellerden biridir. Kur'ân-ı Kerim pek çok yerde müşrik ve kâfirlerin bu tutumunun yanlışlığına dikkat çekmiştir. Mesela bir ayet-i kerimede şöyle buyurulmaktadır: “Onlara Allah'ın indirmiş olduğu şeye tâbi olun denildiğinde, ‘Hayır, biz atalarımızı hangi yol üzerinde bulmuş isek o yola uyar gideriz.' derler.” (Bakara, 2/170) Tarih boyu, inanmayanlar, inanmak istemeyenler kendilerine göre bir ata, bir tiran bulmuş ve kör bir taklitle onun arkasından gitmişlerdir. Bu mukallitlere göre, ataları taşa, ağaca, helvadan yapılmış putlara tapsa da onlar “lâyüs'el”dir; yani sorgulanamazlar. Onların söyledikleri ve yaptıklarında hiçbir zaman yanlışlık aranmaz. İşte bu da kaybettiren, imandan mahrum bırakan çok tehlikeli bir marazdır. *Taklit ve geçmişlerin izinde yürüme bütün bütün mezmum değildir, peygamberler ve hak dostları gibi taklit edilmesi faydalı hatta gerekli olan şahıslar da vardır. Bu, özleri sâfi, düşünceleri duru, kafaları Hak'la halk arasında büyük gerçeğin haliçesini ören müstesna insanları taklit doğruya yönlendirici ve maddî ma'nevî huzura erdiricidir. Kendisine, “Sen hep maziden bahsediyorsun; sürekli Osmanlı çeşmelerini, camilerini dile getiriyorsun; sen bir harabîsin, harabatîsin” diyenlere karşı Yahya Kemal, “Ne harabîyim ne harabatîyim / Kökü mazide olan âtîyim” diye cevap vermiştir. Evet, bugünü değerlendirmek için dünü bilmek iktiza etmektedir. Zararlı taklit ise, akl-ı selim kâle alınmadan, müspet fenlerin ortaya koyduğu neticeler düşünülmeden, insanın, yine kendisi gibi insanların düşüncelerini benimsemesi ve onların hareketlerini tekrarlamasından ibarettir. Böyle bir taklit, insanlık mânâsına hakarettir; insanı, iman-ı kâmilden uzak tutar ve kendi gibi aciz zayıf varlıklara köle yapar. *Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) din-i mübîn-i İslâm'ı bize emanet ederken, فَعَلَيْكُمْ بِسُنَّتيِ وَسُنَّةِ الْخُلَفَاءِ الرَّاشِدِينَ الْمَهْدِيِّينَ، عَضُّوا عَلَيْهَا بالنَّوَاجِذِ “Siz, Benim ve doğru yolda olan Raşid Halifelerin yolunu yol edinin. Bu yolu, azı dişlerinizle tutar gibi sımsıkı tutun.” (Ebû Davud, Sünnet 5) buyurmuştur. Hadis-i şerifteki “Azı dişleriyle tutma” Arapça'da kullanılan bir ifade tarzı, bir idyumdur. Dolayısıyla lafzî mânâdan ziyade Arapların bu sözü söylerken kastettiği mânâyı anlamaya çalışmak gerekir. Bu açıdan bakıldığında “Azı dişlerinizle tutun.” ifadesini “Dini hiçbir zaman bırakmayacak şekilde âdeta bir kerpetenle tutar gibi sımsıkı tutun.” şeklinde anlayabiliriz. *İnsanlığın İftihar Tablosu (aleyhissalâtü vesselâm), أَصْحَابِي كَالنُّجُومِ فَبِأَيِّهِمْ اِقْتَدَيْتُمْ اِهْتَدَيْتُمْ “Benim ashabım yıldızlar gibidir. Hangisine uysanız, hidayeti bulursunuz.” buyurarak, sahabe-i kiramın takip edilmesi gereken rehberler olduğuna ve ulaşılmaz konumlarına dikkat çekmiştir. Bu video 06/12/2015 tarihinde yayınlanan “Sıra Bizde” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Kısa Dalga Podcast
Rejenerasyon 8: Transfer II

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Jun 20, 2023 35:41


Prömiyerini Türkiye'de yapan dünya yıldızları, yıllar içinde bizden biri olanlar, takıma kim gelirse gelsin yeri dolmayanlar... Geçen bölümde açılan fakat kapanamayan transfer dosyası yeniden masada. Yalnız meseleyi sonlandırmadan evvel kısa bir hatırlatma yapmakta fayda var: "Bizde transfer bitmez"

Hizmetten
Bakış açısını doğru ayarlayamayanlar! | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jun 20, 2023 7:33


Bakış zaviyesindeki inhiraf ve meselelere yanlış açılardan bakma da bir küfür sebebi olagelmiştir. Bazen fizikî kıstaslarla metafiziği ölçme, bazen sadece metafiziğe ait mülahazalarla fiziği tartmaya kalkma insanı yanlış neticelere götürür. Rabb'i tanıma yolunda, bakış açısının çok iyi ayarlanması şarttır. Yoksa Firavun'un, yüksek kuleler yapıp, o kulelerin başından Allah'ı bulmaya çalışması; Nemrud'un gökyüzüne ok atarak O'nu vuracağını sanması hep yanlış bir bakış açısı ve niyet bozukluğunun sonucudur. 20. asırda, firavunca bir düşünceyi de Gagarin seslendirmiş ve dünyanın etrafında tur atıp geriye döndüğü zaman, “Allah'a rastlamadım” diyebilmiştir. O'nun bu hezeyanına karşılık Necip Fazıl'ın şu sözü çok manidardır: “A be ahmak! Allah'ın fezâda dolaşan bir balon olduğunu sana kim söyledi?” *Mekke müşrikleri, İnsanlığın İftihar Tabosu'na bakarken sadece Abdülmüttalip'ten Ebu Talib'in himayesine kalmış bir yetim görüyorlardı. (O yetime canlarımız kurban olsun!..) Onun maddeten fakirliğini haşa bir eksiklik sayıyorlardı. Mekke'de Velid b. Muğire'yi, Taif'te de Urve b. Mesud'u kastederek, “Bu Kur'ân, Mekke'de ‎veya Taif'teki iki şerefli insandan birine inmeli değil miydi?” diyorlardı. Evet, Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), maddî açıdan fakir ‎birisiydi. Ebû Talib'in himayesinde yetişmişti. Dolayısıyla O'nu, o günkü toplum telâkkisine takılarak ‎kabullenemiyor ve hazmedemiyorlardı. Günümüzde Sadece “Hücûmat-ı Sitte” Değil, Belki “Hücumât-ı Sittîn” Mevcut *Maddî virüsler için sürekli bir değişim söz konusu olduğu gibi, manevî hastalıklara sebep olan virüsler de zamana ve şahsa göre değişiklik arz edebilir. Nur Müellifi, “Hücumât-ı Sitte” adıyla meşhur risalesinde şeytanların en tehlikeli altı tuzağını nazara vermiş; “hubb-u cah, korku, tama', ırkçılık, enâniyet ve tenperverlik” olarak sıraladığı bir kısım şeytanî hücumlara karşı müdafaa yollarını göstermiştir. Günümüzde “hücumât-ı sittîn”den de bahsedilebilir; yani o altı asla irca edilebilecek belki altmış hastalık mevcuttur. Bu türlü virüs, zaaf ve boşlukların biri ya da birkaç tanesi her insanda bulunabilir. İnsan, Allah'ın rızasına ve ahiret saadetine yürüdüğü yol güzergâhını emniyete alabilmek için bu boşluklarının farkında olmalı ve her adımını dikkatle atmalıdır. Bu video 06/12/2015 tarihinde yayınlanan “Sıra Bizde” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Hizmetten
Kibir, kirli gönüllerin kiridir! | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jun 19, 2023 9:18


Tekebbür, kip itibarıyla büyüklendikçe büyüklenmek demektir; tabiatında büyüklük bulunmayan, zatında büyük olmayan, sıfır ibn-i sıfır, sıfır ibn-i sıfır birinin kibirlenmesidir. Aslında küçük olan insanlar bir aşağılık duygusunun gereği olarak büyük görünme kompleksine girerler. *Aslında kelam-ı kibâr olan ama hadis diye şâyi bulunan “Et-Tekebbürü ale'l-mütekebbiri sadakatün – Mütekebbire karşı tekebbür sadakadır.” sözü yanlış yorumlanmakta ve uygulanmaktadır. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz'in beyanları arasında böyle bir söz yoktur. Eğer bir büyük tarafından söylenmişse, ona da makul bir mahmil bulmak lazımdır: Şayet birisi seni hor hakir görüyor ve sana tepeden bakıyorsa, ona zillet göstermek insanlığına karşı saygısızlıktır. Fakat bu sözü haşa ve kellâ “Biri geldi, ayağını ayağının üstüne attı; o halde ben de atayım. Çünkü kibirlenen birine karşı kibir tavrı sergilemek sadaka sayılır!” deyip o şekilde davranmak doğru değildir. Rica ederim, dünyanın süper güçlerinden vezir seviyesinde elçiler, İnsanlığın İftihar Tablosu'nun huzuruna gelip kendilerine göre bir tavır aldıklarında O (aleyhissalâtü vesselam) Şah İsmail'in tahtı gibi bir tahta kurulup ayağını ayağının üstüne mi attı?!. Öyle yapmadığı gibi, dışarıdan gelen insanlar çoğu zaman O'nu cemaat içinde tefrik dahi edemiyorlardı. Allah Rasûlü, “taayyün-i evvel”in kahramanıydı ama insanlardan bir insan olarak yaşardı!.. *İnsanlığın İftihar Tablosu, büyüklüğüne ve faziletlerine rağmen (Hazreti Ali'nin dile getirdiği) كُنْ عِنْدَ النَّاسِ فَرْدًا مِنَ النَّاسِ “İnsanlar içinde insanlardan bir insan ol!” düsturunu haliyle temsil ediyordu. Belki çoğu kimselerde Abdullah İbn-i Selam'daki firaset yoktu; o, Efendimiz'i görür görmez, “Vallahi bu simada yalan yok!” deyivermişti. Doğrusu, Allah Rasûlü'nün güzellerden güzel cemalini gören bir ehl-i basiret O'nu hemen fark ederdi. Fakat o firasette olmayan, o ölçüde kıvamı bulunmayan kimseler İnsanlığın İftihar Tablosu'nu ilk bakışta tefrik edemezlerdi; zira O aralarında bulunduğu insanlardan farklı bir duruş ve hareket ortaya koymazdı. Mesela; Hicret esnasında Kubâ'da istirahat buyurduğu esnada Allah Rasûlü'nü ziyaret için koşan insanlar ancak Hazreti Ebu Bekir'in işaret etmesiyle Kendisine yöneliyorlardı; zira o farklılık ifade eden hiçbir tavır sergilemiyordu. *Ruh-u Seyyidi'l-Enâm (aleyhissalâtü vesselam) Efendimiz, tasavvufî ifadesiyle “taayyün-i evvel”in kahramanıdır; “Sen olmasaydın, şu âlemleri yaratmazdım” kudsî hadisinin mazharıdır. Bu hadis, hadis kriterleri açısından sahih olmasa bile mânâ itibarıyla doğrudur; çünkü o “Muarrif” olmasaydı, bu âlemlerden de, bu kitaptan da hiç kimse bir şey anlamayacaktı. O halde bu hadisin mânâsı şudur: “Ey Rasûlüm! Bu kitapların okunması da, mânâlarının şerhi de senin sayende oldu. Öyleyse sen elindeki Kur'ân'la her şeyin kavl-i şârihi, tefsir-i vâzıhısın.” *Kibir, kirli gönüllerin kiridir. Allah Rasûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) buyuyor ki: “Kalbinde zerre kadar kibir bulunan Cennet'e giremez!” Bu video 06/12/2015 tarihinde yayınlanan “Sıra Bizde” isimli bamtelinden alınmıştır.

Hizmetten
“Küfür devam eder ama zulüm devam etmez!” | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jun 13, 2023 6:18


Hased, böyle bir tahribata vesile olabilecek bir maraz-ı ruhîdir ve her devirde olmuştur. Firavun, Hazreti Musa'yı çekememiştir. Bilmem hangi mel'un, Hazreti Nuh'u çekememiştir. Nemrut, Hazreti İbrahim'i çekememiştir. Daha başkaları başka enbiya-ı izâmı çekememiş, onları değişik eza ve cefaya maruz bırakmışlardır. Hazreti Zekeriyya'nın başına erre koyanlar, vücudunu testereyle ikiye biçenler, o zatı şehit etmişlerdir. Hased, küfür ve zulüm kıyamete kadar da ilahî adet olarak, tarihî tekerrürler devr-i daimi içinde hep kendisini gösterecektir; doğru yolda olan insanların başına çekiç ya da balyoz şeklinde inecek, gelip onların sinelerine mızrak gibi saplanacak, sürekli onlarla uğraşacak, onları incitecek ve o yoldan döndürmek için her şeyi yapacaktır. Eğer bu türlü musibetler sizin başınıza da geliyorsa, O'nun yolunda yürüdüğünüzden emin olabilirsiniz. Allahım, bize dünyada ve ahirette hasene ver; kalblerimizi dininde perçinle!.. *İmanda sâbit-kadem olma ve yol yön değiştirmeme mevzuunda sürekli Cenâb-ı Hakk'a tazarru ve niyazda bulunmak ve O'nun himayesine sığınmak lazımdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (aleyhi ekmelü't-tehâyâ), اَللَّهُمَّ يَا مُقَلِّبَ الْقُلُوبِ ثَبِّتْ قَلْبِي عَلَي دِينِكَ “Ey kalbleri evirip çeviren Allahım! Benim kalbimi dininde sabitleyip perçinle!”, اَللَّهُمَّ يَا مُصَرِّفَ الْقُلُوبِ صَرِّفْ قُلُوبَنَا اِلَي طَاعَتِكَ “Ey kalbleri halden hale koyan Rabbim, kalblerimizi ibadet ü tâatine yönlendir!” dualarını dilinden hiç düşürmemiştir. *Allah'tan bela ve musibet istenmez, hep O'nun afv ve afiyeti, mağfiret ve merhameti, dünya ve ahiret selameti talep edilir. Bu konuda Kur'an ve Sünnet'te zikredilen dualar yapılır ve kul olmanın icabı, zorluklara karşı gerekli tedbirler alınır. Fakat eğer her şeye rağmen musibet gelirse, ona da sabredilir ve ilahî takdire rıza gösterilir. *Evet, her zaman hem dünya hem de ahiret için “hasene” niyaz ederiz; şu kadar var ki, başımıza bela ve musibet geldiğinde de onu yürüdüğümüz yolun kaderi ve hakkaniyetine emare sayarız. İnanırız ki, bela ve musibetler, geldikleri gibi bir gün mutlaka gidecekler. Onları getirenlerle, başımıza musallat edenlerle beraber onlar da savrulup gidecekler, Allah'ın izni ve inayetiyle. Çünkü küfür devam etse de zulüm sürekli olmaz. Binlerce insanı sürgün etme, binlerce insanın hukukunu çiğneme, binlerce insana karşı adaletsizlik yapma ve binlerce insanı haklarından mahrum etme gibi zulümlerin hiçbiri devam etmez. Zulüm, bir gün geldiği gibi, yarın, öbür gün veya iki gün ya da bir hafta sonra gidecektir Allah'ın izni ve inayetiyle; onu getirenleri çıldırtsa bile gidecektir, hiç tereddüdünüz olmasın. *Ehl-i tahkik, “Küfür devam eder ama zulüm devam etmez!” demiştir. Küfür, mahkeme-i kübrâya kalır; Allah kendi huzur-u kibriyâsında onu cezalandırır; fakat zulüm, umumun hukukunu çiğneme ve masum insanların hukukuna tecavüz olduğundan dolayı er-geç dünyada cezasını bulur. Evet, zulmedenler burada da az çok onun karşılığını bulurlar. Bu video 06/12/2015 tarihinde yayınlanan “Sıra Bizde” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Hizmetten
Tut elimizden... | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jun 12, 2023 7:53


Hased Kanserine Yenilmişlerin Prototipi Ebu Cehil *Bir de hased, inançsızlığa inzimam ederse, tehlikeyi muzaaf, hatta muk'ap hale getirir; iki buutlu, üç buutlu, dört buutlu düşmanlığa sebebiyet verir. Bunun prototipi Ebu Cehil'dir; onun için kendisine devr-i risalet-penahide, ışık çağında, gül asrında “cehaletin babası” denmiştir. *Hased, kıskançlık ve hazımsızlık gibi hastalıkların “takdîr-i ilâhîye rıza göstermeme” ile çok yakın irtibatı vardır. Hased, olumsuzluklara sebebiyet verme açısından bazen küfrün önüne geçer ve ondan daha fazla negatif tesir icra eder. Nitekim Ebu Cehil, Allah Rasûlü'nün emin olduğuna gönülden inanıyordu fakat hasedini bir türlü aşamıyordu. Hatta bir gün şöyle diyordu: “Aslında biliyorum ki, O peygamberdir. Fakat Hâşimîlerle eskiden beri aramızda bir rekabet var. Onlar, ‘Rifâde (Mekke'ye gelen hacıların fakir olanlarını doyurup onlara ikramda bulunmak) bizde, sikâye (hacca gelenler için su/zemzem temin etmek) bizde, hicâbe (Ka'be'nin anahtarlarını taşıma ve muhafızlığı) bizde!..' diye övünüp duruyorlar. Bir de ‘Peygamber de bizden' derlerse, işte ben buna dayanamam.” *Hased, böyle bir tahribata vesile olabilecek bir maraz-ı ruhîdir ve her devirde olmuştur. Firavun, Hazreti Musa'yı çekememiştir. Bilmem hangi mel'un, Hazreti Nuh'u çekememiştir. Nemrut, Hazreti İbrahim'i çekememiştir. Daha başkaları başka enbiya-ı izâmı çekememiş, onları değişik eza ve cefaya maruz bırakmışlardır. Hazreti Zekeriyya'nın başına erre koyanlar, vücudunu testereyle ikiye biçenler, o zatı şehit etmişlerdir. Hased, küfür ve zulüm kıyamete kadar da ilahî adet olarak, tarihî tekerrürler devr-i daimi içinde hep kendisini gösterecektir; doğru yolda olan insanların başına çekiç ya da balyoz şeklinde inecek, gelip onların sinelerine mızrak gibi saplanacak, sürekli onlarla uğraşacak, onları incitecek ve o yoldan döndürmek için her şeyi yapacaktır. Eğer bu türlü musibetler sizin başınıza da geliyorsa, O'nun yolunda yürüdüğünüzden emin olabilirsiniz. Bu video 06/12/2015 tarihinde yayınlanan “Sıra Bizde” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Hizmetten
“Acaba bize ne zaman sıra gelir?” | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jun 9, 2023 8:18


Mü'minlerden öyle yiğitler vardır ki Allah'a verdikleri sözü yerine getirip sadâkatlerini ispat ettiler. Onlardan kimi adağını ödedi, canını verdi; kimi de şehitliği (sıranın kendisine gelmesini) gözlemektedir. Onlar verdikleri sözü asla değiştirmediler.” (Ahzâb, 33/23) *Evet, bazıları verdikleri sözün gereğini yerine getirdi, bazıları da beklemeye durdular: “Acaba bize ne zaman sıra gelir?!.” Ashâb-ı Kirâm dönemi itibarıyla, insanlar, Mus'ab bin Umeyr, Abdullah ibn-i Cahş, Sa'd ibn-i Rebi', Mikdat bin Amr gibi sahabîlerin, atlarını mahmuzlayıp adeta ateşin üzerine sürüyor gibi yiğitçe gittiklerini görünce “Acaba bize ne zaman sıra gelir?” dediler. Bu “Bize ne zaman sıra gelir?!.” düşüncesi, kıyamete kadar, o rehberlerin arkasında yürüdüğüne inanan insanların genel mülahazasıdır. Mazluma En Çok Benzeyen Zalim *Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir hadis-i şeriflerinde, إيَّاكُمْ وَالْحَسَدَ فَإِنَّ الْحَسَدَ يَأْكُلُ الْحَسَنَاتِ كَمَا تَأْكُلُ النَّارُ الْحَطَبَ “Hased etmekten sakının! Zira ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi hased de iyilikleri yer bitirir.” buyurur. Evet, hased insanın amelini, hatta emellerini, beklentilerini cayır cayır yakar, yok eder; tıpkı ateşin odunu yakıp kül ettiği gibi. *“Hased”, bir kimsenin, başkalarının mazhariyetlerini çekemeyip, onlara nasip olan nimet ve faziletler karşısında hazımsızlık göstermesi, diğer insanlardaki nimetlerin ve iyi hallerin yok olmasını ve hepsinin kendine verilmesini arzu etmesi demektir. Bu, insanı batıran, mahveden bir duygudur. Hasan Basrî hazretleri, “Ben hased edenden daha ziyade mazluma benzeyen bir zalim görmedim!” der. Hazreti Pir de şöyle söyler: “Hased, evvela hâsidi yakar bitirir, mahsûd hakkında zararı varsa da çok azdır.” Hased Kanserine Yenilmişlerin Prototipi Ebu Cehil *Bir de hased, inançsızlığa inzimam ederse, tehlikeyi muzaaf, hatta muk'ap hale getirir; iki buutlu, üç buutlu, dört buutlu düşmanlığa sebebiyet verir. Bunun prototipi Ebu Cehil'dir; onun için kendisine devr-i risalet-penahide, ışık çağında, gül asrında “cehaletin babası” denmiştir. *Hased, kıskançlık ve hazımsızlık gibi hastalıkların “takdîr-i ilâhîye rıza göstermeme” ile çok yakın irtibatı vardır. Hased, olumsuzluklara sebebiyet verme açısından bazen küfrün önüne geçer ve ondan daha fazla negatif tesir icra eder. Nitekim Ebu Cehil, Allah Rasûlü'nün emin olduğuna gönülden inanıyordu fakat hasedini bir türlü aşamıyordu. Hatta bir gün şöyle diyordu: “Aslında biliyorum ki, O peygamberdir. Fakat Hâşimîlerle eskiden beri aramızda bir rekabet var. Onlar, ‘Rifâde (Mekke'ye gelen hacıların fakir olanlarını doyurup onlara ikramda bulunmak) bizde, sikâye (hacca gelenler için su/zemzem temin etmek) bizde, hicâbe (Ka'be'nin anahtarlarını taşıma ve muhafızlığı) bizde!..' diye övünüp duruyorlar. Bir de ‘Peygamber de bizden' derlerse, işte ben buna dayanamam.” Bu video 06/12/2015 tarihinde yayınlanan “Sıra Bizde” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Hizmetten
Bu musibetler onları yollarından alıkoyamadı! | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jun 8, 2023 6:52


Bir cefâkeş aşıkem, ey Yâr, Senden dönmezem!..” *Unutmamamız gereken husus: Her zaman “Gelse Celâlinden cefa / Yahut Cemâlinden vefa / İkisi de cana safa.. / Lütfun da hoş, kahrın da hoş!..” deyip ilahî takdîri rıza ile karşılamak, ciddi bir metafizik gerilimle iradenin hakkını vermek, kavlî-fiilî duada ısrar etmek ve aktif sabrın gereğini sergilemektir. *Nahoş bir şey varsa, o da O'ndan gelen musibetlere karşı şikâyet tavrı içinde olmaktır. O, tecellileriyle esse savursa, ateşlere atsa kavursa, yine “Senden dönmezem!..” demelidir. “Bir cefâkeş aşıkem, ey Yâr Senden dönmezem / Hançer ile yüreğimi yar Senden dönmezem / Ger Zekeriya tek beni baştan ayağa yarsalar / Başıma koy erre Neccâr Senden dönmezem / Ger beni yandırsalar, toprağımı savursalar / Külüm oddan çağırsalar Settâr Senden dönmezem.” (Nesîmî) *Hakk'ın makbul ibâdı, Allah'la münasebetlerini başlarına gelen bela ve musibetlerle değerlendirmişlerdir. Nitekim Peygamberlik semasının güneşi Efendiler Efendisi de أَشَدُّ النَّاسِ بَلَاءً اَلْأَنْبِيَاءُ ثُمَّ الْأَمْثَلُ فَالْأَمْثَلُ “Belânın en zorlusuna maruz peygamberlerdir; sonra da derecesine göre diğer makbul insanlar.” buyurmuşlardır. *Bazen küfür, bazen ilhad, bazen zulüm, bazen makam tutkusu, bazen dünya sevgisi ve bazen de küfre eşdeğer hased ve kıskançlık sebebiyle muzır mahlûklar gerçekten inanmış insanlara musallat olurlar. “Allah bize yeter. O ne güzel vekildir!” *Kur'an-ı Kerim'de, iman kuvveti ve Allah'a teslimiyet sayesinde asla sarsıntı yaşamayan mü'minler sena edilmekte, ezcümle şöyle denmektedir: الَّذِينَ قَالَ لَهُمُ النَّاسُ إِنَّ النَّاسَ قَدْ جَمَعُوا لَكُمْ فَاخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ إِيمَانًا وَقَالُوا حَسْبُنَا اللَّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ “Onlar öyle kimselerdir ki halk kendilerine, ‘Düşmanlarınız olan insanlar size karşı ordu hazırladılar, aman onlardan kendinizi koruyun!' dediklerinde, bu tehdit onların imanlarını artırmış ve ‘Hasbunallahu ve ni'me'l-vekil – Allah bize yeter. O ne güzel vekildir!' demişlerdir.” (Âl-i İmrân, 3/173) *Sonraki ayet-i kerimede de şöyle buyurulmaktadır: فَانْقَلَبُوا بِنِعْمَةٍ مِنَ اللّهِ وَفَضْلٍ لَمْ يَمْسَسْهُمْ سُوءٌ وَاتَّبَعُوا رِضْوَانَ اللّهِ وَاللّهُ ذُو فَضْلٍ عَظِيمٍ “Sonra da, kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan, Allah'tan (önemli sonuçlara açık) bir nimet ve fazladan lütuflarla döndüler; Allah'ın rızası istikametinde hareket etti onlar. Allah, çok büyük fazl sahibidir (karşılıksız lütf u ihsanda bulunmada pek cömerttir).” (Âl-i İmrân, 3/174) *O mü'minler bela ve musibetlerin çehresinde, Cenâb-ı Hakk'ın kendilerine bakışını okudular. Sağanak sağanak musibetlerin çehresinde Allah maiyyetini, inâyetini, riâyetini, kilâetini okudular ve teselli oldular. Bu açıdan da ne bela ve musibetlerin şiddeti, dehşeti, ürperticiliği ne de bazılarının çekememezliği, hazımsızlığı, sindirememesi onları yürüdükleri yoldan alıkoyabildi. Bu musibetler onları yollarından alıkoyamadı, günümüzün mü'minlerini de alıkoyamamalıdır. Bu video 06/12/2015 tarihinde yayınlanan “Sıra Bizde” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

AntidietFoody w/Irem Wlazlo
9. Yeme Bozuklukları Alarm Çanları

AntidietFoody w/Irem Wlazlo

Play Episode Listen Later Apr 26, 2023 23:34


Bizde yada çocuğumuz gibi sevdiğimiz birinde yeme bozukluğu var mı, ilk alarm sinyalleri nelerdir bu bölümde bunları konuşuyoruz. Instagram @antidietfoody Webpage www.iremwlazlo.com Email iremwlazlo@gmail.com

Medyascope.tv Podcast
Bülent Somay ile Akıntıya Karşı (64): Steve Bannon ve demokrasinin bağırsaklarındaki diğer parazitler

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Jan 18, 2023 32:49


Bülent Somay Akıntıya Karşı'da bu hafta, Brezilya'daki kongre baskınını değerlendiriyor: “2021 ve 2023 Ocak aylarında, ilki ABD'de ikincisi Brezilya'da olmak üzere, seçimi kaybeden iki popülist ‘önder' bu sonucu kabul etmeyerek ortalığı karıştırdı. İki ülkede de, kara kalabalık temsili demokrasinin başlıca kurumu olan meclis binalarına saldırıp ortalığı yakıp yıktı, ama sonunda başarısız oldu neyse ki. İki olayın da akıl hocası, Trump'ın danışmanı Steve Bannon'dı. Yakında seçim var Türkiye'de de. Bizde de popülist bir önder giriyor seçime, o da kendisini ‘halk' zannediyor. O yüzden Steve Bannon'ı (ya da ruhunu) Ankara sokaklarında dolaşırken görürsek şaşırmayalım, ama gerekeni de yapalım lütfen.”

Para Sohbetleri - Mehmet Hamdi Bol
#137 Bu Yazıyı ChatGPT Yazmadı! Hala Kontrol Bizde...

Para Sohbetleri - Mehmet Hamdi Bol

Play Episode Listen Later Jan 2, 2023 5:44


Kayıtlı eğitimler, birebir danışmanlık vb. için Superpeer profilimi takip etmenizi rica ederim: https://superpeer.com/mehmethamdibol Paranızın ve zamanınızın kontrolünü geri almanızı sağlayacak eğitimler... Mehmet Hamdi Bol resmi Instagram hesabı: https://www.instagram.com/mehmethamdibolofficial/ İnternet sitem: https://linktr.ee/mehmethamdibol Birebir danışmanlık için: https://superpeer.com/mehmethamdibol/-/birebir-danismanlik?s=d E-posta listeme ücretsiz abone olup son bilgi, haber, eğitim, kitap ve indirimlerden haberdar olmak için: https://paranette.us12.list-manage.com/subscribe?u=2a3717259181988e712013bb5&id=d9f3e84a01 Mehmet Hamdi Bol iletişim: https://us12.list-manage.com/contact-form?u=2a3717259181988e712013bb5&form_id=54ee29445e230e2f36951b19751ff563 Tüm yayınlarda ana fikrimiz ve amacımız: Herkes çok para kazanmaz ama nerdeyse herkes daha çok para kazanabilir. Mehmet Hamdi Bol Para Nette - Para Sohbetleri - Para Kazanma Eğitimleri Finansal özgürlük gerçekten mümkün!

Trend Topic
172: Monarşiyi tartışmak (1): Vahdettin ve bizdeki monarşi

Trend Topic

Play Episode Listen Later Sep 18, 2022 19:13


Kraliçe'nin cenazesinin planlandığı günlerde, Türkiye Vahdettin'in hain olup olmadığını tartışıyordu. Bunu fırsat bilerek, Trend Topic'te monarşiyi masaya yatırıyoruz. İki bölümlük bu mini serinin ilk bölümü "Bizde monarşi neden böyle?" sorusuna cevap arıyor.----------------------------------------------------Bu podcast, Disney+ hakkında reklam içerir.Disney+ hakkında detaylı bilgi almak ve Disney+ Day'e özel %30 indirimle 23.99 TL'ye üye olmak için tıklayınız.----------------------------------------------------Bu podcast TurkNet hakkında reklam içerir.TurkNet hakkında daha detaylı bilgi almak ve 1 ay ücretsiz üyelik yapmak için tıklayın----------------------------------------------------See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.