POPULARITY
Gospodarstevniki bodo na Forumu obrti in podjetništva vladi predstavili ključne zahteve, med njimi je davčna razbremenitev. V zbornici opozarjajo, da se manjša podjetja že selijo čez mejo. Druge teme: - Nemčija drvi v finančno nevzdržnost. Bo Bruselj spremenil pravila? - Slovenija ostala brez finala za pesem Evrovizije - Roglič na 5. etapo kolesarske dirke po Italiji s sedmimi sekundami zaostanka za rožnato majico
Geçtiğimiz salı günü Konya Sanayi Odası'nın düzenlediği 2. Konya Ekonomi Forumu gerçekleştirildi. Benim de konuşmacıları arasında bulunduğum forumda sadece Konya ekonomisi değil aynı zamanda küresel gelişmeler ve ülke ekonomisi de kapsamlı bir şekilde ele alındı.
CHP, 'Millet iradesine sahip çıkıyor' mitinglerine kurultayın ardından Samsun'dan başladı. Antalya Diplomasi Forumu'nda Hakan Fidan, Erdoğan-Trump görüşmesinin henüz netleşmediğini açıkladı. Bu bölüm CI BLOOM hakkında reklam içermektedir. Çağdaş sanat galerilerini, sanatçıları ve sanatseverleri bir araya getiren CI BLOOM, dördüncü edisyonuyla 16-20 Nisan tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı Rumeli Salonu'nda düzenleniyor. CI BLOOM ile buradan tanışabilirsiniz. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Antalya Diplomasi Forumu, Avrupa, Asya, Latin Amerika ve Afrika'dan katılımcıları bir araya getirerek, ABD-Çin rekabetinin gölgesinde kalan küresel siyasete farklı bir ses kazandırdı. Yazan: Samuel Doveri Vesterbye Seslendiren: Halil İbrahim Ciğer
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde ve Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı'nın ev sahipliğinde, 11-13 Nisan 2025 tarihlerinde yapılan Antalya Diplomasi Forumu bu yıl yine önemli isimleri ağırladı. Forum'da neler konuşuldu? Anadolu Türkiye Ajansı Dış Haberler Müdürü Gamze Türkoğlu Oğuz anlattı.
Dış politika ve ekonomi birbirinden ayrılmaz iki önemli husus olduğu gibi dış politika ve ekonomi arasında gerçekten iki yönlü bir ilişki bulunmaktadır. Yani ikisi de birbirini etkilemektedir. Dış politika, ticareti doğrudan belirlemektedir.
Ime tedna so Anja Petek, Patricija Verdev, Ana Baumgartner in Urša Kešar, alpinistke in članice ženske alpinistične odprave Lalung 2024, ki so v indijski Himalaji v odmaknjenih gorah nad dolino Lalung preplezale štiri prvenstvene smeri. Med njimi je tudi zahtevna, 2000-metrska smer Here comes the sun še neosvojenega šesttisočaka Lalung I.Kandidatke so bile tudi: Lea Ferjan, direktorica Zavoda za kulturo Bled, ki je na Forumu slovanskih kultur v Gabrovem v Bolgariji prejela nagrado živa za Blejski grad kot najboljši slovanski kulturni in naravni spomenik. Komisija je v njem prepoznala posebne vrednote slovanskega sveta z njegovimi zgodbami, tradicijami in dediščino ter ga razglasila za najboljše območje slovanske dediščine. Klavdija Kokol in Polona Selič Zupančič, onkološki bolnici, ki sta opozorili na več kot enoletno zamudo pri nadaljevanju graditve nove onkološke stolpnice v Mariboru in na nevzdržne razmere mariborskega oddelka za onkologijo, kjer bolniki kemoterapije prejemajo kar na hodnikih. Začeli sta tudi akcijo zbiranja denarja za odkup stanovanj na Masarykovi.
Çerçeve'nin yeni bölümünde Mert Söyler ve İlkan Dalkuç; EYT ile bütçe açığı ilişkisini ve Hindistan'da yapılan Asya Özgürlük Forumu üstünden Hindistan'ın siyasi, ekonomik durumunu konuşuyorlar.Become a supporter of this podcast: https://www.spreaker.com/podcast/daktilo1984--5970640/support.
Včeraj se je na Bledu začel dvodnevni 19. Blejski strateški forum, letos poteka pod naslovom Svet vzporednih realnosti. O današnjih izstopajočih temah je več povedal Aleš Kocjan.
Slovenski škofje bodo darovali sveto mašo za domovinoZačela se je predstavitev zbornika o Forumu za dialog in mir na BalkanuV Nadškofijski karitas Maribor s projektom Donirana hrana tedensko pomagajo približno 864 osebam.340 let posvetitve prve cerkve sv. Jožefa na Studencih
Nasıl bir dünya düzeniyle karşı karşıyayız... Tek kutuplu, iki kutuplu, çok kutuplu mu yoksa bir anarşiye doğru mu gidiyoruz? Kaliforniya Üniversitesi'nden siyaset bilimi profesörü David Wilkinson mevcut uluslararası sistemin, soğuk savaşın artık sona erdiğini varsaydığı 89 sonrası için tek kutuplu görünse de hegomonsuz olduğunu söylemişti. Katar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Muhammad al-Muhtar al-Shinqiti ise yaşadığımız süreci “jeopolitikanın geri dönüşü” olarak adlandırıyor. “Özellikle Ukrayna savaşının başlangıcından bu yana görmekte olduğumuz dönüşüm, eski jeopolitik fikirlerin yeniden gündeme geldiğidir” diyen Shinqiti, AK Parti'nin 2022'de düzenlediği 21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu'nda dikkat çekici bir konuşma yapmıştı. Bölgemiz için İngiliz jeopolitikçi James Fairgrieve'nin “ezilme bölgesi” terimini kullanmıştı: “Bu terim Doğu Avrupa için kullanılmış olsa da bizim bölgemiz için de iyi bir tanımlama olabilir. Burası bir ‘ezilme bölgesi' çünkü tarihsel olarak büyük kara güçleri, bu bölgede büyük deniz güçleriyle rekabet ediyor. Ve elimizde bir ya da iki seçenek var: Ya bu bölgeyi o büyük güçlerden koruyacak bir iç güç olmalı ya da bütün bölge büyük güçler tarafından yok edilip bölünecektir.” Küresel sistemde çok büyük bir dönüşüm yaşanırken bölgemiz de kritik bir dönemden geçiyor. Tam da bu noktada Hakan Fidan'ın Türk Dışişleri'ni güçlendirme, yeniden yapılandırma çalışmalarını çok önemli buluyorum. Bu doğrultuda Dışişleri Teşkilatı'nı Güçlendirme Vakfı'nın önemli bir adım olacağına inanıyorum. Başta dış politikada büyük başarılara imza atan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a ve Türk diplomasisine nitelik kazandıracak ufku ile Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan'a teşekkürü borç bilirim. Barışın kurmayları olacak Türk diplomatlarına da selam ediyorum. TERCÜME ODASI'NDAN DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NA…
Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson'ın başı yardım paketleri yüzünden dertte, partilileri öfkeli. Boeing'in son dönemde yaşadığı arızalar Kongre'de mercek altında. IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları için bulunduğu Washington'da Uluslararası Finans Enstitüsü'nün düzenlediği Küresel Görünüm Forumu'na katılan Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: "Enflasyonun düşeceği konusunda halkı ikna etmemiz gerekiyor" diye konuştu. FED Başkanı Powell'dan faiz indiriminin gecikeceği sinyali. AB liderleri Türkiye Raporu'nu görüştü. BM'den İsrail'e ‘Gazze yardımı' eleştirisi. Almanya'ya doktor göçü artışta
Tovrstno goriško združenje se ponaša z evropsko prestolnico kulture, ki jo bosta prihodnje leto skupaj pripravili Nova Gorica in Gorica. Zanima nas, kakšne priložnosti ta projekt (EPK Go2025) prinaša mladim, koliko so vključeni vanj in kaj pričakujejo. O tem so razpravljali tudi na Forumu idej. Fakultete na Reki krepijo sodelovanje z ljubljansko univerzo. Zanimanje za študij slovenščine je vse večje, zato ga skušajo še okrepiti in tako usposobiti tudi več učiteljev slovenščine na Hrvaškem. Teh namreč primanjkuje. Toda to so, pravi dr. Klemen Lah, sladke skrbi. K razvoju porabske literature pomembno prispevata knjižna zbirka Med Rabo in Muro in literat Štefan Kardoš. Njegov roman Stric Geza pripoveduje je najnovejše delo, ki je izšlo v tej zbirki, pri kateri sodeluje tudi Zveza Slovencev na Madžarskem. Povabimo pa vas tudi na razstavo del koroškega slovenskega umetnika Karla Vouka Skrito in razkrito, ki je na ogled v Ljubljani. Foto(zajem zaslona): Forum idej
Hafta sonunda Dışişleri Bakanlığı'nın düzenlediği Antalya Diplomasi Forumu'nu takip etme fırsatı buldum. Türkiye'nin dış politika önceliklerini içeren birçok meselenin ele alındığı forumda, bölgesel istikrarsızlık ve küresel meydan okumalar çağında uluslararası sistemin yeniden inşası sorunu benim için öne çıkan tema oldu. ABD'nin 2. Dünya Savaşı sonrası kurduğu ‘kurala dayalı' uluslararası sistemin ne sorunları çözebildiği ne de istikrarı sağlayabildiği bir dönemde yaşıyoruz. Bu temel soruna ilişkin farkındalığın öne çıktığı forumda, diplomasinin imkân ve sınırlarının gerçekçi bir şekilde tartışılması Türkiye'nin ayakları yere basan bir liderlik arayışında olduğunun göstergesiydi. Önceden belirlenmiş genel bir paradigmanın katılımcılara sunulması şeklinde gerçekleşen birçok uluslararası toplantının aksine, kavramsal çerçevenin bizzat katılımcıların katkılarıyla oluşturulmaya çalışıldığını gördük. Bu yaklaşım, Türkiye'nin güçlü liderliğinin aynı zamanda ne kadar mütevazi olduğuna ve meselelerin paydaşlarının katılımıyla çözümüne odaklandığına işaret ediyor. SİSTEM KRİZİ Uluslararası sistem krizinin sonuçlarının Forum'daki oturumların ortak teması haline geldiğini söylemek mümkün. Bu sistemsel krizin en somut, güncel ve yakıcı örneği elbette Gazze. Büyük güçlerin uluslararası sistemdeki veto haklarını kendi çıkarları doğrultusunda ve İsrail'i açıkça ayrıcalıklı bir yere koyarak kullandıklarını görüyoruz. Uluslararası sistemin evrensel olduğu iddia edilen normlarının tutarlı bir biçimde uygulanmasında ısrar etmek yerine İsrail gibi bazı ülkelerin ‘istisna' sayılması sistemin meşruiyetini ortadan kaldırıyor. Mevcut düzene olan inançsızlığın hesabını elbette ‘Batı'nın ikiyüzlülüğüne' kesmek mümkün. Ancak bunun yeni bir düzen oluşturmaya yetmemesi belki de bu krizin en can alıcı noktalarından biri olarak öne çıkıyor. Güçlü olanın istediğini yapabildiği hale gelen bir sistemde, paydaşların kendi ulusal çıkarlarına rağmen uluslararası barış ve istikrar için kurallara uyması gerektiği tezi anlamsız hale geliyor. Forum'da birçok kriz alanlarının çözümüne ilişkin oturumların yanında sistemsel krizi merkeze alan eleştirel ancak aynı zamanda yapıcı kavramsal arayışların olması önemliydi. Özellikle Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin (SAM) organize ettiği oturumlarda Batı merkezcilik, ırkçılık ve İslamofobi gibi meseleler üzerine gerçekleşen kavramsal tartışmaların yanı sıra garantörlük gibi diplomasi araçlarının Gazze bağlamında somut uygulama imkanlarının değerlendirildiğini gördük. Bu yaklaşım, Türkiye'nin uzun yıllardır kritik sistem eleştirisi yapmakla birlikte çözüm arayışlarına odaklanmasının bir yansıması. Bölgesel jeopolitiğin daha istikrarlı yeni bir düzen oluşana kadar beklemeye izin vermediği açık. Hem bölgesel krizlerin yakıcılığı hem de küresel meydan okumaların izdüşümleri, Türkiye'yi sürekli aktif liderliğe iten bir dinamik yaratıyor.
Türkiye'nin son dönemde çeşitlendirdiği dış politika adımlarına daha yakından bakıldığında, bu girişimin arkasında devasa bir diplomasi trafiğinin olduğu görülmektedir. Özellikle 2010'lar ve sonrasında yoğun biçimde ittifaklarını çeşitlendiren Türkiye'nin bölgesel gelişmelere dair geliştirdiği perspektif küresel diplomaside Türkiye'yi pozitif ayrıştıran bir husus. Son günlerde kamuoyunda sıklıkla tartışılan Avustralya merkezli Lowy Enstitüsü'nün raporu, Türkiye'nin diplomasi alanında kat ettiği mesafeyi somut biçimde göstermektedir. Küresel Diplomasi Endeksi başlıklı raporda Türkiye, dünyada diplomatik ağı Çin ve ABD'nin ardından en geniş 3. ülke konumunda. 2002'de 163 temsilciliği bulunan Türkiye'nin 2024 itibarıyla bu sayıyı 261'e yükseltmesi önemli bir başarı. Hiç kuşkusuz sayısal verilerle desteklenen bu tablo, Türkiye'nin dünyadaki farkındalığını artıran bir etki de yaratmaktadır. Son dönemde Rusya-Ukrayna savaşı, Libya iç savaşı ve Azerbaycan-Ermenistan gerginliğine kadar birçok konuda önemli roller üstlenen Türkiye'nin Gazze konusundaki hassasiyeti de önemli ölçüde sorun çözücü bir yaklaşım içermektedir. Garantörlük başta olmak üzere birçok konuda diplomatik kanalların işletilmesi gerektiğini ifade eden Türkiye'nin bu konudaki çabası, birçok kriz ve gerginliğe rağmen diplomasinin işletilmesi gerekliliğini savunmaktadır. Antalya Diplomasi Forumu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayesinde gerçekleşecek 3. Antalya Diplomasi Forumu başladı. 147 ülkeden üst düzey temsilcilerin katılacağı forumun ana başlığı “Krizler Döneminde Diplomasiyi Öne Çıkarmak” olacak. Peki forumda hangi meseleler ele alınacak? Tüm detayları Anadolu Ajansı Türkiye Dış Haberler Müdürü Gamze Türkoğlu Oğuz ile konuştuk.
Misijonar Pedro Opeke opozarja na težko stanje najrevnejših prebivalcev na Madagaskarju in poudarja potrebo po ukrepanju ter solidarnosti. Kritizira korupcijo, kopičenje bogastva ter spodbuja pravičnost, sočutje in medsebojno pomoč za boljši svet.
“Paylaşılan gelecekler inşa etmek”, geçtiğimiz hafta sonu Katar'da düzenlenen 23. Doha Forum'unun bu yıl için seçilen tema başlığı. İçinde bulunduğumuz yüzyılın başından beri düzenlenen forum başlarda Aljazeera TV'nin bir faaliyeti olarak Aljazeera Forum olarak düzenleniyordu. Bilahare Forum Katar Dışişleri Bakanlığının uhdesine alınarak küresel ölçekte bir diplomasi ve diyalog forumu olma iddiasını yüklendi. Her yıl dünyanın her yanından alanında siyasi temsil gücü de olan çok sayıda siyasetçi, diplomat, gazeteci ve entelektüeli bir araya getirerek dünyamızın karşı karşıya olduğu kritik zorlukları tartışmak ve yenilikçi ve eylem odaklı ağlar oluşturmak üzere küresel bir diyalog platformu tesis etmeye çalışıyor. ‘Diplomasi, Diyalog, Çeşitlilik' başlığı altında politika oluşturma ve eylem odaklı önerilere yönelik fikir ve söylem alışverişi için bir zemin oluşturma iddiası taşıyor. Ne de olsa, sınırların geçirgen olduğu bir dünyada karşılaştığımız zorluklar ve çözümlerimiz de birbiriyle bağlantılı. Aljazeera gibi bir yayın kuruluşuyla sadece Körfez'de veya hatta Arap ülkeleri arasında değil, küresel ölçekte etkili olan bir aktör haline gelmenin yolunu bulmuş olan Katar'ın Doha Forumu ile diplomasi ve uluslararası diyalog konusunda da ciddi bir fark oluşturma yolunda olduğunu söyleyebiliriz. Arap dünyasının ne yazık ki büyük ölçüde yoksun olduğu düşünce ve ifade özgürlüğü atmosferinde bir Arap-Körfez ülkesinin bu konuda aldığı mesafe her bakımdan üzerinde durulmaya değer bir konu. İslam dünyasında zihin olarak bağımsızlık elde edildiğinde neler yapılabileceğine dair önümüze çok önemli bir ufuk koyan örnekler bunlar. Üstelik demokrasi ve ifade özgürlüğü konusunda kendini referans olarak dayatmış olan batıda bile ifade özgürlüğünün aksadığı durumlarda Aljazeera da, Doha Forum da, her ikisini ortaya çıkarmış olan bir ülke olarak Katar da çok daha geniş bir ifade ve manevra alanı sunabiliyor. Nitekim İsrail konusunda içindeki bastırılmış faşizmi açığa çıkarıp olan teslim olan Batı dünyasının kayıtlarından bağımsız hareket edebilme ayrıcalığını yaşıyor Katar, bu platformlarıyla. Amerika'nın en saygın üniversitelerinin rektörlerinin sadece İsrail'e ve siyonizme yönelik eleştirilere kayıtsız kaldıkları gerekçesiyle istifaya zorlandığı bir durumu bugünlerde yaşıyoruz. Üniversite ideali üzerine bütün söylemlerin referans tecrübelerini yaşayan ABD'de üniversite ve ifade özgürlüğünün sınırlarının Siyonist faşizm olarak tescil etmesiyle birlikte artık Amerikan Üniversitesinin Sonundan da bahsedebiliriz. Oysa Doha Forum'da Filistin, Gazze, Aksa Tufanı ve İsrail üzerine birçok oturum yapıldı ve çoğunda tabii ki İsrail'in vahşi saldırıları apaçık bir insanlık suçu, bir soykırım olarak ifade edildi, anlatıldı ise de durumun hassasiyeti dolayısıyla ne kadar zor olsa da karşı görüşlere de yer verildi. BM Genel Sekreteri Antonia Gueterres, sorunun çözümüyle ilgili BM yapısının nasıl çaresiz kaldığını anlatırken bir nevi dünya düzeni eleştirisi yapmış oldu ve yeni bir düzen tesis edilmesinin zorunluluğuna vurgu yaptı. Filistin Başbakanı Muhammed Ştayyeh, İngiltere'deki Filistin misyonu başkanı Büyükelçi Husam Zomlot, Şark Forumu başkanı Wadah Khanfar ve daha birçok kişi İsrail zulmünü forumda en güçlü şekillerde ifade etti.
Türkiye Cumhuriyeti'nin 100 yaşına girmesine sayılı günler kaldı. Ancak son yıllarda yaşanan toplumsal ve siyasi dönüşüm, cumhuriyetin kuruluş felsefesinden geriye ne kaldığı sorusunu kamuoyunun odağına taşıdı. Üç milyon Türkiye kökenlinin yaşadığı Almanya'da ise 100. yıl bir dizi etkinlikle anılıyor. Bu sene 30. yılını dolduran Türkiye-Almanya Kültür Forumu'nun Köln'deki WDR Funkhaus'ta düzenlediği konferans ve gala, o etkinliklerden biri.COSMO Türkçe, Türkiye-Almanya Kültür Forumu'nun kurucusu Osman Okkan'ı ağırladı. Mikrofonda Gökçe Göksu ve Elmas Topcu var. Von Gökce Göksu.
„Māksla uz ekrāna. Pārejas” – urbānās kultūras un kino mākslas forums, kurā, izmantojot arhitektūras un kino mākslas darbus, iecerēts palūkoties uz aktuālajiem teritoriju revitalizācijas jautājumiem. Par paradigmām, kuras parrunās forumā, Kultūras rondo saruna ar foruma kuratoru un pilsētvides plānotāju Jāni Ķīnastu, mākslinieci Katrīnu Neiburgu un kino "Cēsis" producenti Aneti Goldmani. 15. un 16. septembrī koncertzāle “Cēsis” un “Cēsu Pluriversitāte” rīko divu dienu forumu "Art on Screen. Transitions/ Māksla uz ekrāna. Pārejas", kurā caur arhitektūru un kino mākslas darbiem centīsimies dziļāk palūkoties uz aktuālajiem teritoriju revitalizācijas jautājumiem un jaunajām ekonomikas paradigmām – cilvēki rada vietas, vietas pievelk cilvēkus vai abējādi. Foruma ietvaros notiks arhitekta Toma Kokina lekcija, pilsētplānotāju un mākslinieku diskusijas, ekskursija uz Līgatnes papīrfabriku, kā arī būs iespēja bez maksas noskatīties divas zviedru dokumentālās mākslas filmas. Forumu atklās 15. septembrī ar arhitekta Toma Kokina lekciju bijušajā Cēsu Neredzīgo biedrības ražošanas blokā jeb topošajā radošajā un digitālajā kvartālā “Rainis”. Turpinājums – Kino "Cēsis" ar Aleksandera Rinusa (Alexander Rynéus) filmu “Spīguļu rūpnīca” (The Glitter Factory, 2022), kā arī ievadlekciju un sarunām pirms seansa. Savukārt, 16. septembrī iecerēta ekskursija Līgatnes Papīrfabrika pēc kuras apmeklējuma plānota atgriešanās Cēsīs, lai kino "Cēsis" skatītos Terēzas Traores Dahlbergas (Theresa Traore Dahlberg) filmu “Mikrocements” (Microcement, 2021) ar ievadlekciju un sarunām pirms seansa.
27-28 Temmuz'da St. Petersburg'da düzenlenen Rusya-Afrika Ekonomik ve İnsani Forumu'nun ikinci zirvesine 54 Afrika ülkesinden 50'si katıldı. Zirveden hangi sonuçlar çıktı? Detayları, SETA Dış Politika Araştırmacısı Dr. Tunç Demirtaş ile konuştuk.
Danes pa o drobni novički, ki se je komaj opažena izgubila v splošni zmedi vsakdana. Eden izmed treh najbolj branih, ali bolje rečeno najbolj klikanih spletnih portalov v Sloveniji se je odločil, da pod novicami, ki jih objavlja, ukine komentiranje uporabnikov oziroma bralcev. Ker je eksperiment bolj kot ne svež, natančnih podatkov o posledicah takšne odločitve še ni, a po pisanju odgovornega urednika zmanjšanja uporabe portala ni zaznati. Majhen korak za medijsko krajino, velik korak za zdravo pamet. Vsi približno vemo, kako se je začelo. Ljudje so dobili glas in prva leta se je zdelo, da je svoboda govora prijezdila na belem konju. Da bodo pravice in svoboščine zdaj končno zadihale s polnimi pljuči, kar bo po nekaj tisoč let starem Helenskem receptu vodilo v boljšo in pravičnejšo družbo. Pa je šlo kmalu narobe; komentarji pod novicami so postajali vedno bolj nestrpni in ni malo raziskovalcev in analitikov, ki menijo, da so nestrpnost, netolerantnost in sovražni govor, ki prepredajo našo družbo in civilizacijo nasploh, doma prav v teh komentarjih. Ker je svet postal globalen, lahko razmišljujoči z nekaj pritiski na miško preveri, kakšno je stanje na drugih, tujerodnih spletiščih in brez pretiravanja ugotavljamo, da smo Slovenci v svetovnem vrhu nestrpnega komentiranja. Nekaj je vsajeno v uporno dušo našega naroda, kar mu preprečuje, da bi novinarjevo delo vzel kot dejstvo, ali da se ne bi iz medijskih napak norčevali, sploh pa, da naj ne bi imel drugega komentatorja za popolnega bedaka. Da podkrepimo, o čem govorimo, kot izziv preprečimo analizo slovenskih levičarjev in desničarjev, ki se dajejo v komentarjih. To bi bilo prelahko, saj so oboji v spletnih komentarjih tako ali tako na robu oboroženega konflikta. Gremo na področje, ki nam je v zadnjem tednu prineslo toliko veselja; poglejmo športno disciplino kolesarjenja skozi očala spletnih komentarjev. Slovenci imamo dva kolesarska šampiona. Športna genija. Kar je neverjetna redkost in le vesolju samemu ter Tadeju Pogačarju in Primožu Rogliču se imamo zahvaliti, da živimo v času njunih neverjetnih uspehov. Ampak za spletne komentatorje nič ne bi moglo biti dlje od resnice. V komentarjih sta se oblikovala dva sovražna tabora, ki eden drugega obmetavata s kolesarskim blatom, posledično pa zasmehujeta, celo žalita tudi oba športnika. Gre za popoln absurd, ki vsaj po našem skromnem vedenju nima primerjave nikjer na planetu. Hočemo reči, da bi se narod razdelil zato, ker ima noro srečo, da ima v istem športu dva šampiona. Spletni mediji, akoravno jim stroka prerokuje v nekaj naslednjih desetletjih popolno dominacijo, imajo velik problem. Ker so praviloma zastonj, si jih uporabniki lastijo. Ob tem pa je tudi oglaševanje okoli člankov bolj neokusno, kot je oglaševanje recimo na radiu. Pa ne trdimo, da smo nad reklamnimi bloki v našem mediju navdušeni. A na spletnem portalu, tudi pod resnim in pomembnim besedilom najprej pride na vrsto zdravilo proti prostatitisu, nato za glivice na nohtih, skoraj nikoli pa ne manjka nekaj za hujšanje. Zatem pa čudoviti svet komentarjev, ki kljub resnim naporom uredništva iz medija naredi posmeh novinarstvu. Dolgo časa smo se iz spletnih komentarjev zafrkavali. Posebej duhovito tudi na tem programu kolega Šalehar v "Forumu 69"! A nenadoma ni bilo več smešno. Usodni trenutek, ki je premaknil odločevalce, ki jih je še prej premaknil javni revolt, je najverjetneje streljanje na osnovni šoli v Beogradu. Ko so se tam dvignile množice, ne v političnem, ali gospodarskem, temveč v globoko človeškem protestu, je še največjim zagovornikom svobode govora postalo jasno, da je treba nekje potegniti črto. Da abotnost in pritlehnost ne sodita v javni prostor. Seveda se kritik takoj priduša, da gre za efekt Trnuljčice; če umaknemo vse spletne komentarje, bodo skrajna stališča, oziroma ljudje za njimi še vedno obstajali. "Problema ne bomo rešili, če bomo ugasnili njegovo manifestacijo," imajo kritiki odločitve močan argument. A to drži le do določene meje. Komentatorji, sploh tisti razdiralni, ki pa jih je velika večina, so v glavnem šleve. Ne le tisti, ki se skrivajo pod anonimnimi komentarji, tudi tisti, ki so podpisani, spadajo med šleve. Ker tudi na Twitterju, ki je tako zelo usodno zarezal v naša življenja, se uporabniki v glavnem prepirajo in trosijo neslanosti, pa gre za podpisane profile. S šlevami ne označujemo vsebine besedičenja, temveč dejanski prispevek komentatorjev k družbi. Gre za gobezdala, ki so znotraj same skupnosti marginalizirana. Če zelo natančno pogledate: nihče izmed odgovornih članov družbe, skoraj nihče tistih, ki na tak ali drugačen način gradijo svoje lokalno ali pa širše okolje, se ne prepira v spletnih komentarjih. Upajmo, da se čimprej obrne nam v prid. Kajti imeti stališče v spletnem komentarju je preživeto. Ne imeti spletnega komentarja, bodi stališče novega časa.
Na prvem forumu, ki ga pripravlja predsednica republike Nataša Pirc Musar, bodo danes strokovnjaki s področja zdravstva in politike ter predstavniki civilne družbe govorili o reformi zdravstva. Ministrstvo je doslej izvedlo dva pomembnejša ukrepa, a rezultati za zdaj niso spodbudni, opozarja svetovalec za zdravstvene sisteme Dorjan Marušič. V oddaji tudi: - Poslanke in poslance čaka splošna obravnava predloga novele zakona o zaščiti živali; nasprotujejo mu tako kmetje kot veterinarska stroka. - V ospredju srečanja obrambnih ministrov Evropske unije nadaljnja vojaška podpora Ukrajini, predvsem povečanje sredstev zanjo. - Slovenski hokejisti nastop na svetovnem prvenstvu elitne skupine v Latviji končali brez točk, Slovenija in Madžarska se vračata na nižjo kakovostno raven tekmovanja.
Posvečamo se novi pesniški zbirki Nine Dragičević z naslovom Ampak, kdo?, ki je izšla v zbirki Vizibilije založbe Škuc. Ocenjujemo predstavo Mario in čarodej, novo uprizoritev Slovenskega stalnega gledališča v Trstu, dramatizacijo ene od najznamenitejših novel Thomasa Manna v režiji Ivane Djilas. Oziramo se tudi v Rim, kjer so odprli nove muzejske prostore ob rimskem Forumu.
Politikada etik, kültür ve felsefe gibi geniş bir başlığı bir panel çerçevesinde konuşabilmek elbette mümkün değildi, ancak yıllar sonra 21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu'nda (PNP Forum) yeniden gördük ki, bunları konuşmaya bir yerlerden başlamak gerekiyormuş. Uluslararası ve Türk konuşmacıların bir arada olduğu felsefi tartışmalar sadece bizim için değil İslam dünyası için de ufuk açıyor. AK Parti tarafından Numan Kurtulmuş başkanlığında 21. yüzyılın değişen paradigmalarını ele alan Güney Afrika'dan İsrail'e, Ukrayna'ya, Amerika'ya, Rusya'ya, Gürcistan'a, Sırbistan'a, İngiltere'ye, İtalya'ya, Somali'ye, Azerbaycan'a pek çok uzmanın ve siyasinin konuşmacı olduğu dokuz başlığın yer aldığı uluslararası toplantı hepimiz için son derece ufuk açıcıydı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İngiltere temasları üçüncü gününde devam ediyor. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) iktidara gelişinin 20. yılı dolayısıyla 4-5 Kasım'da İstanbul'da “21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu” düzenleniyor. Forumun açılış konuşmasını, AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş yaptı. Türkiye, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğini sürüncemede bırakmaya devam ediyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in İstanbul'da temaslarına devam ettiği sırada Amerikan basınında dikkat çeken bir iddia ortaya atıldı: Ankara, Stokholm ve Helsinki'nin NATO'ya katılım protokollerini “TBMM'deki yoğun gündem” nedeniyle gelecek yıla bırakacak. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden siyasetbilimci ve Infakto Araştırma Şirketi kurucusu Prof. Dr. Emre Erdoğan ile muhalefette adaylık tartışmalarını, Medyascope Ankara Temsilcisi Hıdır Göktaş ile Kılıçdaroğlu'nun İngiltere temaslarının üçüncü gününü konuştuk. Editör: Egemen Gök
Uzun süredir çevre ve iklim konularındaki hassasiyeti ile dikkati çeken Anadolu Ajansı, 20 Ekim'de “Çevre Forumu” düzenliyor. Forumda kimler yer alacak? Neler konuşulacak? Etkinliğin amacı ne? AA Yeşilhat Editörü Hale Aydoğmuş ile konuştuk.
Na Bledu se danes nadaljuje strateški forum, že 17-ti po vrsti. Dvodnevni dogodek vsako leto v Slovenijo privabi številne visoke goste iz sveta politike, gospodarstva in akademske sfere. Delovni naslov letošnjega foruma je Vladavina moči ali moč pravil, udeleženci pa iščejo odgovore na nekatera ključna vprašanja, ki jih odpira ruska agresija v Ukrajini. V oddaji tudi: - Pristojni parlamentarni odbor o spremembah zakona o varstvu pred naravnimi in drugimi nesrečami - Po lanski pozebi bo suša letos še dodatno zmanjšala pridelek jabolk - Slovenski odbojkarji drevi v Stožicah proti Nemcem
Na Bledu se z razpravami o prihodnosti Evrope in zlasti zahodnega Balkana končuje strateški forum s številnimi uglednimi gosti. Danes razpravljajo še o gospodarskih temah, varnosti preskrbe s hrano in podnebnih spremembah. Druge teme oddaje: - Unija bi urila ukrajinske vojake, nuklearka Zaporožje spet tarča napadov - Dodaten državni denar gasilcem, društvom bi ob naravnih nesrečah povrnili stroške intervencij - Na trasi drugega tira odkrili novo veliko kraško jamo, morda celo jamski sistem
Mihi brska po poljanah slovenske spletne inteligence in prebira modrosti anonimnežev. Iskrena digitalna anonimnost je tokrat argumentirano podvomila o dobrodelnih akcijah, ki otrokom omogočajo lepe dni na morju. Kakšni so alternativni predlogi, izveste v Forumu 69.
Davos Zirvesi olarak da bilinen Dünya Ekonomik Forumu, Kovid-19 salgını nedeniyle verilen 2 yıl aranın ardından İsviçre'nin Davos kasabasında başladı ve yarın sona eriyor. Forumu takip eden Anadolu Ajansı muhabiri Gökhan Kurtaran ile konuştuk.
No 17. līdz 20. maijam Hanoverē, Vācijā notika lielākais Eiropas klasiskās mūzikas industrijas forums "Classical:Next". Par tajā gūtajiem iespaidiem "Klasikai" stāsta mūzikas menedžere, žurnāliste, dzejniece Aleksandra Line un producente, kordiriģente, dziedātāja Antra Dreģe. Ik gadu šis forums pulcē vairāk nekā tūkstoti mākslinieku, menedžeru, orķestru, ierakstu producēšanas kompāniju, izglītotāju, mediju pārstāvju un nozares profesionāļu no vairāk kā 45 pasaules valstīm. Kopš foruma atklāšanas 2012. gadā Latvijas Mūzikas informācijas centrs ar Valsts Kultūrkapitāla fonda atbalstu nodrošina Latvijas pārstāvniecību šajā pasākumā, tādēļ arī šogad valsts delegācija bija devusies uz Hanoveri, lai darbotos pie sarkanbaltsarkana stenda ar uzrakstu Sound of Latvia ("Latvijas skaņa"). Classical:Next mērķis ir veidot vienotu platformu pasaules mūzikas industrijas mākslinieciskajām un menedžmenta struktūrām, lai palīdzētu tām sadarboties efektīvāk un radošāk, veicinot pozitīvu rezonansi arī sabiedrībā kopumā. Foruma ietvaros notiek izstāde, interaktīvā konference, projektu prezentācijas, dzīvās mūzikas koncerti, inovācijas balva un kontaktu apmaiņa. Īpaši vērtīgas šajā forumā ir konferences un paneļdiskusijas, kurās savā pieredzē dalās jomas vadošie speciālisti. To fokusā galvenie jautājumi ir kā padarīt klasisko mūziku pieejamāku jaunākajām paaudzēm, kā paaugstināt sociālo mediju lietošanas efektivitāti un kā veicināt komercpartneru sadarbību. Latvijas Mūzikas informācijas centra deleģējumā uz Hanoveri šogad bija devusies mūzikas menedžere, žurnāliste, dzejniece Aleksandra Line un producente, kordiriģente, dziedātāja Antra Dreģe. Uz vietas viņām pievienojās arī VEF Kultūras pils, Liepājas koncertzāles "Lielais dzintars", Valsts akadēmiskā kora "Latvija", Vidzemes koncertzāles "Cēsis" pārstāvji. Vairākus gadus pēc kārtas Latvijas mūzika tiek pārstāvēta arī lielākajā Eiropas džeza mūzikas gadatirgū jazzahead! un pasaules mūzikas forumā WOMEX, un šis ir pirmais gads, kad pēc ilgstošiem pandēmijas izraisītajiem ierobežojumiem klātienē notiek visi trīs pasaules līmeņa mūzikas pasākumi. Aprīļa beigās aizvadītais Jazzahead! uzskatāmi demonstrēja, ka cilvēki ir izsalkuši gan pēc dzīvās mūzikas, gan pēc klātienes komunikācijas – ārpus kontaktu dibināšanas un sadarbības veidošanas netruka arī vienkāršo sadzīves sarunu par mūzikas nozares ikdienu un kopīgo iedvesmas meklējumu. Latvijas Mūzikas centrs izveidojis arī skaņdarbu sarakstu, kas veidots par godu šim notikumam. Tajā apkopoti pēdēja laika spilgtākie latviešu klasiskās un laikmetīgās mūzikas ieraksti, tai skaitā Pētera Plakida "Mūžība", Jāņa Ivanova 15. simfonija, Mārtiņa Viļuma un Latvijas Radio kora Lux Aeterna, Liepājas simfoniskā orķestra Imanta Kalniņa 7. simfonijas ieskaņojums, Krista Auznieka un Sinfonietta Rīga kopdarbs un citi.
“Uluslararası Model İslâm İşbirliği Teşkilâtı Liseler Zirvesi”nin üçüncüsü, 6-9 Mayıs günleri arasında İstanbul'da düzenlendi. Beyoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı (BEKV) ile İslâm İşbirliği Teşkilâtı'na (İİT) bağlı İslâm İşbirliği Gençlik Forumu'nun (İİGF) ortaklaşa organize ettiği program, dünyanın dört bir yanından Müslüman gençleri aynı çatı altında buluşturdu. BEKV Vakfı Başkanı Şaban Kurt ve İİGF Başkanı Taha Ayhan beylerin nazik davetiyle kapanış oturumuna katıldığım organizasyonda, bazılarını yakından tanıdığım gençlerin heyecanını ve mutluluğunu da bizzat müşahede ettim. “Daha Adil Bir Dünya İçin Barışın Tesisi” ana temasıyla düzenlenen zirveye, İİT'ye üye 56 ülkeden, toplam 224 temsilci katılmış. Arapça, İngilizce ve Fransızca müzakerelerin yapıldığı oturumlarda, liseli Müslüman öğrenciler hem tanışma hem de yeteneklerini sergileme imkânı bulmuşlar. Türkiye'nin çok farklı şehirlerinden 44 imam-hatip lisesinin iştirak ettiği organizasyona, yurtdışından katılımlar da epey çeşitlilik göstermiş. ABD'den Filipinler'e, Gambiya'dan Kırgızistan'a, Ürdün'den Özbekistan'a, Arnavutluk'tan Moritanya'ya... Programda müthiş bir renklilik gözlemleniyordu. Bir başka dikkat çekici nokta ise, geleneksel eğitimi sürdüren medrese talebeleriyle modern kolej öğrencilerinin zirve vesilesiyle aynı çatı altında buluşmuş olması... Sadece tartışılan konular (“Filistin'deki işgalin durdurulması için atılması gereken adımlar”, “Kültürel yozlaşmaya karşı, İslâm kültürünün inşası ve ihyası”, “”Gençleri hayatın her alanında güçlendirmek” vs.) yönüyle
Köln, sanatçı Zülfü Livaneli'nin de katılacağı iki günlük uluslar arası bir sempozyum ile yazar Yaşar Kemal'i anıyor. 6/7 Mayıs tarihlerinde yapılacak sempozyumu, aralarında WDR Cosmo Türkçe'nin de bulunduğu farklı kurumların desteği ile Türkiye Almanya Kültür Forumu düzenledi. Yazarın “Yer Demir Gök Bakır” kitabını filmleştiren Zülfü Livaneli ile Yaşar Kemal'i, dünya görüşünü, edebiyata katkısını ve güncel siyaseti konuştuk Von Fulya Cansen.
Doğaya, insana, barışa aşık bir yazar olan Yaşar Kemal, Köln'de adına verilen uluslararası bir sempozyum ile anılıyor. Türkiye-Almanya Kültür Forumu tarafından düzenlenen sempozyuma sanat, kültür ve siyaset dünyasından pek çok ünlü isim katılıyor. COSMO Türkçe'nin medya partnerliğini yaptığı etkinlik, Zülfü Livaneli'nin vereceği bir konser ile sona erecek. Podcastımızın bu bölümünde Yaşar Kemal'in dünyasına bir kapı açıyoruz. Von Hülya Topcu.
Mukavemet Dergi'nin düzenlediği, 1 Mayıs Nehir Forumunun ikincisi olan “Birleşik, Güçlü bir Emek Hareketi Arayışı: Olanaklar ve Zorluklar” nehir forumunun "Emek Mücadelesi" başlıklı üçüncü oturumunda Salim Çalık'ın moderatörlüğünde Birleşik Metal İş Sendikası Başkanı Adnan Serdaroğlu, KESK Genel Sekreteri Şenol Köksal, Nakliyat İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, Tüm Emekli Sen Genel Sekreteri İshak Kocabıyık, Enerji Sen Başkanı Süleyman Keskin konuştu. Nehir Forumun kapanış konuşmasını Salim Çalık yaptı. Sosyalist fikir ve dayanışma kolektifi ürünü olan Mukavemet TV'ye abone olmayı unutmayın Destek olmak için Mukavemet'e katılın: https://www.youtube.com/c/MukavemetTV
Mukavemet Dergi'nin düzenlediği, 1 Mayıs Nehir Forumunun ikincisi olan “Birleşik, Güçlü bir Emek Hareketi Arayışı: Olanaklar ve Zorluklar” nehir forumunun "Emek Siyaseti" başlıklı ikinci oturumunda Kamil Kartal'ın moderatörlüğünde TİP Genel Başkanı Erkan Baş, EMEP Genel Başkanı, Ercüment Akdeniz, Sol Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, HDP Milletvekili Musa Piroğlu, CHP Milletvekili Ali Şeker konuştu Sosyalist fikir ve dayanışma kolektifi ürünü olan Mukavemet TV'ye abone olmayı unutmayın Destek olmak için Mukavemet'e katılın: https://www.youtube.com/c/MukavemetTV
Mukavemet Dergi'nin düzenlediği, 1 Mayıs Nehir Forumunun ikincisi olan “Birleşik, Güçlü bir Emek Hareketi Arayışı: Olanaklar ve Zorluklar” nehir forumunun açılış konuşmasını Kamil Kartal gerçekleştirdi. "Emek Fikri" başlıklı ilk oturumunda Salim Çalık'ın moderatörlüğünde Kansu Yıldırım Sınıfın 'Açık' Yaraları ve Emek Rejimini, Dr. Denizcan Kutlu, Yoksulluk, Sosyal Yardımlar ve Toplumsal Proletaryayı ve Dr. Nevra Akdemir Emek Dünyasında Kadının Yerini anlattı Sosyalist fikir ve dayanışma kolektifi ürünü olan Mukavemet TV'ye abone olmayı unutmayın Destek olmak için Mukavemet'e katılın: https://www.youtube.com/c/MukavemetTV
Türkiye-Rusya-Ukrayna üçlü dışişleri bakanları toplantısı, Antalya Diplomasi Forumu ve İstanbul arabuluculuk konferansı ile art arda liderlerin ziyaretleri, Türkiye'yi dünyada diplomasinin nabzının attığı ülke konumuna getirdi. Antalya Diplomasi Forumu'nda neler yaşandı? Forumda dikkat çeken hangi görüşmeler oldu? Detayları AA muhabiri Nazlı Yüzbaşıoğlu'ndan alacağız.
Antalya Diplomasi Forumu bu yıl Rusya-Ukrayna krizinin gölgesinde bugün itibarıyla başladı. Forumu yerinde takip eden AA muhabiri Behlül Çetinkaya detayları aktardı.
Antalya Diplomasi Forumu bu yıl Rusya-Ukrayna savaşının gölgesinde 11-13 Mart'ta Antalya'da gerçekleştirilecek. Katılımcılar, gündem, oturum başlıkları ve daha fazlasını forumu takip eden AA Muhabiri Nazlı Yüzbaşıoğlu ile konuştuk.
Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, Prof Samim Akgönül ile Fransa'da ilk kez düzenlenen İslam Forumu'nu konuştu.
Pred novim letom je mož s prijatelji kadil hašiš. Kaj poreče moralno razsodišče digitalnih dobrav domačih, izveste v Forumu 69. Mihi brska po poljanah slovenske spletne inteligence in prebira modrosti anonimnežev.
Dış politikanın nabzını tutan tek program, analizleriyle gündemi sarsmaya devam ediyor. Küresel bakış açısıyla dünyadaki gelişmeler masaya yatırılıyor, diplomasi analiz ediliyor. Süleyman Seyfi Öğün, Avni Özgürel ve Fahri Erenel'in konuk olduğu #AkılOdası'nda bu hafta: ◾ #Belarus sınırında dikkat çeken zirve... ◾ #Letonya'da #NATO ve #Avrupa'dan #Rusya'ya karşı dayanışma ◾Bakan #Çavuşoğlu, NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'na katıldı ◾#Putin'den NATO'ya sert Ukrayna uyarısı: Kırmızı çizgimiz! ◾#Dedeağaç'a dev ABD sevkiyatı ◾#Erdoğan: #BAE'den sonra #İsrail ve #Mısır ile de benzer adımlar atacağız ◾Çerkes Forumu'ndan Alman #DW kanalına yanıt: Bizden hain çıkmaz! #siyaset #politika #analiz #haber #gündem Nedret Ersanel ile #AkılOdası her Salı ve Perşembe 20.45'te #TVNET'te.
V sredo, 10. 11. 2021, je v Cankarjevem domu v okviru Zlatega abonmaja nastopil Orkester Mozarteum Salzburg, ki je seveda izvajal glasbo Mozarta (prvo simfonijo in Koncert za violino v D-duru,) ter Franza Schuberta, dan zatem pa je v SNG Opera in Balet Ljubljana potekala premiera baletnega triptiha Strune koreografov Ena Peçija, Jacopa Godanija in Lea Mujića. Orkester Slovenske filharmonije je prejšnji teden pod taktirko Jamesa Tuggla izvedel koncert cikla SMS z naslovom Globina teme, na katerem sta nastopila še Zbor Slovenske filharmonije in Mešani pevski zbor Glasbene matice Ljubljana, v Mariboru pa je potekal 5. koncert cikla Carpe artem z naslovom Iskrenost in pristnost, na katerem je zvenela glasba Ravela, Debussyja in Francka. Poleg tega bomo nekaj minut namenili še Forumu nove glasbe, ki se je začel v petek in bo trajal skoraj do konca novembra, omenili pa bomo tudi prispevek Slovenskega mladinskega orkestra na konferenci ZN o podnebnih spremembah, ki je prejšnji teden potekala v Glasgowu.
V sredo, 10. 11. 2021, je v Cankarjevem domu v okviru Zlatega abonmaja nastopil Orkester Mozarteum Salzburg, ki je seveda izvajal glasbo Mozarta (prvo simfonijo in Koncert za violino v D-duru,) ter Franza Schuberta, dan zatem pa je v SNG Opera in Balet Ljubljana potekala premiera baletnega triptiha Strune koreografov Ena Peçija, Jacopa Godanija in Lea Mujića. Orkester Slovenske filharmonije je prejšnji teden pod taktirko Jamesa Tuggla izvedel koncert cikla SMS z naslovom Globina teme, na katerem sta nastopila še Zbor Slovenske filharmonije in Mešani pevski zbor Glasbene matice Ljubljana, v Mariboru pa je potekal 5. koncert cikla Carpe artem z naslovom Iskrenost in pristnost, na katerem je zvenela glasba Ravela, Debussyja in Francka. Poleg tega bomo nekaj minut namenili še Forumu nove glasbe, ki se je začel v petek in bo trajal skoraj do konca novembra, omenili pa bomo tudi prispevek Slovenskega mladinskega orkestra na konferenci ZN o podnebnih spremembah, ki je prejšnji teden potekala v Glasgowu.
“Sağduyu” programının 26. bölümünde yazar Tarık Çelenk, davetlisi olduğu 4-6 Kasım 2021'de Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenen Küresel Bakü Forumu 2021'den izlenimlerini anlattı. En son 2006 yılında Azerbaycan'da bulunan Çelenk, aradan geçen 15 yılda nelerin değiştiği konusunda kendi gözlemlerini dile getirirken Kafkasya ve Balkan ülkelerinin Avrupa Birliği'nden, Rusya'dan, ABD'den ve Türkiye'den beklentilerini sıraladı ve demokrasi, sivil toplum ve insan haklarının bölge ülkeleri için neden önemli olduğunu değerlendirdi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın dört gün sürecek Afrika ziyareti dün (17 Ekim) başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika ziyareti kapsamında Angola, Togo ve Nijerya'da bir dizi temasta bulunacak. Bölgeye ilk gezisini 2004 yılında düzenleyen Erdoğan'ın bu gezisiyle birlikte cumhurbaşkanlığı ve başbakanlığı döneminde Afrika'da ziyaret ettiği ülke sayısı 30'a ulaşacak. Erdoğan'ın bu ziyareti hem dış politikada arka arkaya gelen başarısız hamleler hem de 21-22 Ekim tarihlerinde İstanbul'da düzenlenecek Türkiye-Afrika III. Ekonomi ve İş Forumu'nun öncesine denk gelmesi açısından önem taşıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu ziyaretinin ne anlama geldiğini, neler beklenildiğini ve Türkiye-Afrika ilişkilerinin geleceğini Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Elem Eyrice Tepeciklioğlu ile konuştuk.
Medyascope'un gençlik forumlarının altıncısında İzmir'den , Ankara ve İstanbul'dan gençler, barınamama sorunu yaşayan üniversite öğrencilerinin parklardaki eylemlerini ve gençliğin girdiği ekonomik darboğazı Şükran Şençekiçer'e anlattı.