POPULARITY
AMERICA MUST PUT GOD FIRST-HIS GLORY SEARCH & RESCUETake Your Power Back Show Peak Performance Master Coach Kim Yeater speaks with Patriot TV & America First Java Chris Jacobson and His Glory Search & Rescue Randall Havard.These Freedom loving Patriots are equipping America and the World with what is necessary in providing the tactics, resources, and tools to equip 'WE THE PEOPLE" for such a time as this!!SUBSCRIBE & SHARE!! https://rumble.com/v5l8p0p-america-must-put-god-first-his-glory-search-and-rescue.html HIS GLORY SEARCH & RESCUE https://HGRF911.org SUPPORT RESCUE EFFORTS TO RAISE 10 MILLION https://GiveSendgo.com/HisGlory Randall Havard: Hgrf911@gmail.com AMERICA FIRST JAVAThe Take Your Power Back Show and TOBB have partnered with America First Java Funding Freedom™, Fighting Human Trafficking, & Saving America.20% of Purchases on this Site are paid to the Take Your Power Back Show and to Take Our Border Back.https://TOBBJAVA.COM DONATE AND KEEP FREEDOM ALIVE:https://www.TakeYourPowerBackShow.com
Boligbyggelag er hot! Folk strømmer til som aldri før, og i dag er nesten 1,3 millioner nordmenn medlem i et boligbyggelag slik som OBOS, Usbl, BOB, TOBB, Bori - eller en av de mange andre. Hilde Midsem, sjeføkonom i Norske Boligbyggelags Landsforbund (NBBL), forklarer hvorfor. Hosted on Acast. See acast.com/privacy for more information.
In the News with Mike Dakkakwww.itnshow.comKim Yeater joins ITN to discuss the Take Our Borde Back U.S., Mexico, and Canada alliance against illegal mass migration.Support the TOBB team at https://takeourborderback.com.Follow Kim's work at https://kimyeater.com.Shop Richardson Nutritional Center anti-cancer products now and save at https://rncstore.com/itn. Discount code for ITN viewers will be applied at checkout.Purchase Dr. Stella Immanuel's products at https://marketplace.drstellamd.com. Use promo code ITN and save.Your support allows me to cover the news the MSM tries to suppress. https://www.buymeacoffee.com/itnshowLiberate yourself from Big Tech at Liberation Technology at https://secure.liberationtek.com/aff.php?aff=79. Use promo code ITN and get 1 month free.
Hafta başında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin 80. Mali Genel Kurulu gerçekleştirildi. Genel kurul kapsamında gerçekleştirilen Hizmet Şeref Belgesi Ödül Töreni'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu da birer konuşma yaptı. TOBB Genel Kurulu'nda her zaman olduğu üzere iş insanlarını ilgilendiren konulara ilişkin kapsamlı değerlendirmeler yapıldı. Ancak ben bugün daha önce de sizlere yazılarımda aktardığım bir konunun TOBB Genel Kurulu'ndaki yansımalarını aktaracağım. Yazılarımı düzenli takip edenlerin hatırlayacağı üzere beklenen Marmara depremi ve olası ekonomi güvenliği risklerini birkaç kez ele almıştım. Bu kapsamda ayrıca benim de yazarları arasında olduğum ve Kalkınma Odaklı Stratejik Araştırmalar Merkezi (KOSAM) tarafından yayımlanan “Bir Ekonomi Güvenliği Meselesi, Marmara-Orta Anadolu Sanayi Dönüşümü” başlıklı raporumuzdan da bahsetmiştim. Tekrara düşmemek açısından burada rakamları yeniden paylaşmayacağım ancak İstanbul, Bursa ve Kocaeli'yi kapsayan Marmara Sanayi Bölgesi'nin Türkiye ekonomisi ve hatta Türkiye'nin ekonomi güvenliği açısından ne kadar önemli olduğu aşikar. Türkiye'de ödenen toplam vergiler, yapılan ihracat ve yapılan istihdamın içindeki bölge payı bölgenin önemini anlatmak için yeterli. Maalesef bu önem eşanlı olarak bazı riskler de içeriyor. Hatta olası Marmara depreminin tüm bu alt yapıya zarar vermesi ve Türkiye'nin ekonomi güvenliğini de tehdit edecek şekilde kalıcı hasar vermesi kuvvetle muhtemel. İşte bu ihtimali göz önümüzde bulundurarak, KOSAM olarak Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk'ün destekleri ile hazırladığımız raporda neden Marmara Sanayi Bölgesi'nin Orta Anadolu'ya taşınması gerektiğini teknik ve akademik gerekçelerle izah eden bir rapor hazırlayıp yayımlamıştık. Rapor yayımlanmadan önce de böyle bir ihtiyaca işaret ederek raporun entelektüel altyapısını oluşturan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu'nun KOSAM'ı ziyaretinde raporumuzu kendisinin bilgisine sunmuştuk. Hisarcıklıoğlu da TOBB'un son genel kurulundaki konuşma
Bu bölümde Karayipler'deki Virjin Adaları'na gidiyoruz ve 2 senedir orada yaşayan Nargiza konuğum. Aslında bu bölümün başlığı Virjin Adaları olsa da içinde göç içinde göç gibi bir sürpriz barındırıyor. Nargiza, Özbek asıllı ve Kırgızistan doğumlu. Türkiye'ye olan sevgisi ve ilgisiyle orada Türk dili ve edebiyatı okuyor ve değişim öğrencisi olarak da TOBB Üniversitesi'ne Ankara'ya gidiyor. O sırada TRT'nin Orta Asya, Balkanlar ve Kafkaslar'a yayın yapan kanalı TRT AVAZ'dan teklif almasıyla Türkiye'de çalışmaya başlıyor. Yaklaşık 7 sene Ankara'da çalıştıktan sonra İstanbul'a taşınıyor ve hepimizin bildiği bir kozmetik şirketinde pazarlama alanında çalışmaya başlıyor. Amerikalı eşiyle İstanbul'da tanışması ve evlenmeleri akabininde eşinin iş teklifi almasıyla ABD Virjin Adaları'na taşınıyorlar. Kristof Kolomb'un 15. yüzyılda keşfettiği ve İspanyollar, İngilizler, Felemenkler, Danimarkalılar gibi farklı Avrupalı devletlerin egemenliğinde kalan adaları 1917'de ABD, Danimarka'dan 25 milyon dolar karşılığı satın alıyor. Nargiza ile ilk 15 dakika Türkiye'ye taşınmasını ve Türkiye'deki yaşamını, sonra da Virjin Adaları'ndaki hayatını konuştuk. 2.7 Karayipler'de 20 Bin Nüfuslu Adada Bir Türk Restoranı 3.8 Küba'da Yaşamak Uygun kur ve düşük gönderim ücretiyle yurt dışı para transferlerinizi kolayca yapabileceğiniz TransferGo uygulamasını http://bit.ly/bigidenesoralim'dan indirip inceleyebilirsiniz.
Türkiye, jeopolitik konumu ve doğal kaynakları sayesinde doğalgaz hub'ı olma potansiyeline sahip bir ülke. Dünyanın en büyük doğalgaz üreticilerine komuş olan Türkiye, bu ülkeleri en büyük tüketicilerin bulunduğu Avrupa'ya bağlayan bir köprü konumunda.Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in de desteğiyle Türkiye'nin enerji ticaretinde merkez olma projesi her geçen gün ilerliyor. Enerji sektörü temsilcileri arasında ise konuyla ilgili bazı fikir ayrılıkları var…Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Türkiye Maden Meclisi Başkanı İbrahim Halil Kırşan, Limak Enerji CEO'su Birol Ergüven ve enerji iletişimi uzmanı Murat LeCompte "Türkiye doğalgaz ticaret merkezi olur mu?" sorusuna yanıt veriyor...
Özge Kartal'ın hazırlayıp sunduğu Özge Kartal ile Üretim Sanayi Bunu Konuşuyor programına Mutlu Metal Yön. Krl. Başk. Vekili Tobb/Torbalı KGK Başk. Tobb/İzmir KGK İcra Krl. Üyesi Gülesin Atalay konuk oldu.
Özge Kartal'ın hazırlayıp sunduğu Özge Kartal ile Üretim Sanayi Bunu Konuşuyor programına Mutlu Metal Yön. Krl. Başk. Vekili Tobb/Torbalı KGK Başk. Tobb/İzmir KGK İcra Krl. Üyesi Gülesin Atalay konuk oldu.
Yeni TCMB Başkanı'nın TBMM ile ilk interaktif buluşması TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda gerçekleşti. Katılımın yoğun olduğu komisyon toplantısında TCMB Başkanı Erkan'ın sunumu izlendi ve soru cevap şeklinde bir süreç ile toplantı son buldu. Bu sunumda öne çıkan bilgileri kaynaklarımız vasıtasıyla sizin için derledim. En baştan söyleyelim, TCMB Başkanı'nın sunumu kurumun internet sitesinde var o nedenle sunumun detaylarına girmeyeceğim. Öne çıkan konular; İhracatçılar için çok önemli olan reeskont kredilerindeki oranların maliyet unsurları gözetilerek yenileneceğini, avantajlı hale getirileceğini bu konuda TİM, DEİK, TESK, Bankalar Birliği ve TOBB ile iş birliği içinde olduklarını, OVP'de ortaya konan yapısal reformların gerçekleşmesi adına çalışmaları hızlandırdıklarını, Kademeli faiz artışlarının stres testi ile yürüme adına kademeli yapıldığını, Gelinen an itibariyle halen tüketim eğiliminin yüksek seyretmekte olduğu, arzın durağan, talebin canlı seyrettiği, Aşırı canlı iç talebin, cari dengeyi bozmakta olduğunu, Bunlara karşın; Miktarsal sıkılaştırma ile yaklaşık 700 milyar TL likidite sterilize edilerek kullanımdan çekildiğini, Seçici kredi sıkılaştırmasıyla talepte dengelenme hedeflediklerini ve bu nedenle kredi büyümesinde dengelenme ve normalleşmenin başlamış olduğunu, Bunların neticesinde risk priminin önemli ölçüde düştüğünü ve kurlarda oynaklığın azaldığını ifade etmiş. Sunumun ötesinde öne çıkan ana başlık Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ana önceliğinin dar kesimli vatandaşlara yük olan hayat pahalılığının önlenmesi talimatını verdiği cümledir. Soru cevap bölümünde sorulan sorular üzerine, Merkez Bankası Başkanı'nın cevabı net, aynen aktarmak istiyorum: Cumhurbaşkanı beni TCMB Başkanı olarak atarken, fiyat istikrarını sağlayın, hayat pahalılığını bu milletin gündeminden çıkarın şeklinde talimat verdi. Bu talimatı biz yerine getirmek doğrultusunda çalışmalara devam etmekteyiz. Başkan Erkan'ın yukarıdaki ifadesi yeni dönemin anahtarını bizlere sunuyor. Enflasyonun işleyişinde beklenti kanalı çok kuvvetlidir. Eğer enflasyonun artacağını düşünürse; esnaf, kiracı, iş adamı ve tüketici hep birlikte ileriye doğru adımlarını atarken yüksek bir marj ile atacaktır. Böylelikle düşecek enflasyon kendi kendine yükselmiş olur. Bu nedenle Erdoğan'ın iradesi, ifadesi kararlılığın göstergesi olarak çok önemlidir. Enflasyon en kötü alışkanlıktır. Öngörüyü bozar, milleti fakirleştirir, iç ve dış doğrudan yatırımın gelmesini engeller, ahlakı bozar, vs... İstediğiniz kadar teorilerle şunu bunu ifade edin, hepsini geçiniz! Bir varlığın adedi artarsa kıymeti azalır! Para için de bu denge geçerlidir, nettir. Yeryüzü altın ve elmas ile kaplı olsa yakacak bir çuval kömür en kıymetli maden olacaktır. Siz eğer üretilen maldan fazla, ister kredi yoluyla, ister emisyondaki para miktarını arttırmak vesilesi ile parayı bollaştırırsanız paranın değeri düşer, bu enflasyon yaratır. Bu nedenle üretimi arttırmayan, kredibilitesi olanlara verilen genel krediler üzerinden kredi desteği sağlanmamalı, projeyi, yatırımı merkeze alan kredi desteği sistemi ile teşvikler bütçeden yapılmalıdır. Aksi takdirde paranın hacmi ile artan tüketim, cari açığı bu da döviz kıtlığını ve enflasyonu getirecektir.
Enerji Günlüğü Haber Bülteni:Türkiye'nin ve Dünyanın Enerji Gündemienerjigunlugu.net
Enerji Günlüğü Haber Bülteni:Türkiye'nin ve Dünyanın Enerji Gündemienerjigunlugu.net
Enerji Günlüğü Haber Bülteni:Türkiye'nin ve Dünyanın Enerji Gündemienerjigunlugu.net
Kemal Güner'in hazırlayıp sunduğu Hibe ve Teşvikler programına TOBB İstanbul Genç Girişimciler Kurulu İcra Kurulu Başkanı Hasan Bünül konuk oldu.
Kemal Güner'in hazırlayıp sunduğu Hibe ve Teşvikler programına TOBB İstanbul Genç Girişimciler Kurulu İcra Kurulu Başkanı Hasan Bünül konuk oldu.
Çetin Ünsalan'ın hazırlayıp sunduğu İşte Bunu Konuşalım programına IdeaSoft Ceo'su ve TOBB e-ticaret Meclis Üyesi Seyhun Özkara konuk oldu.
Çetin Ünsalan'ın hazırlayıp sunduğu İşte Bunu Konuşalım programına IdeaSoft Ceo'su ve TOBB e-ticaret Meclis Üyesi Seyhun Özkara konuk oldu.
Enerji Günlüğü Haber Bülteni:Türkiye'nin ve Dünyanın Enerji Gündemienerjigunlugu.net
Enerji Günlüğü Haber Bülteni:Türkiye'nin ve Dünyanın Enerji Gündemienerjigunlugu.net
AKP iktidara geldikten sonra, 2003 yılında, önüne “2023 yılı Vizyonu” adı altında bir dizi hedef koymuştu. Bu hedefler arasında, sanayi üretiminde ve enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, ihracatta yüksek teknolojili ürünlerin payının artırılması, dünya ekonomisinden daha fazla pay almak, işsizlik oranının düşürülmesi, yoksulluk sınırı altındaki nüfusun azaltılması, yerli üretimin artırılması başta geliyordu. Ancak bu hedeflerin hemen hiçbiri gerçekleşmedi. Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu da “artık bundan sonra 2071 hedeflerimize odaklandık” (24.04.2022) diyerek bu gerçeği başka bir şekilde ifade etmiş oldu. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yılına girerken ve muhtemelen seçimlerin yaklaşmasının da etkisi altında Erdoğan ve AKP hükümeti bu sefer önlerine “Türkiye Yüzyılı” adını verdikleri bir “vizyon” koymuş durumda. Bu vizyonun bir parçası da Erdoğan'ın yıllardır bir “babayiğit” bulmaya çalıştığı, başlarda Türkiye burjuvazisinin önde gelen temsilcilerinin pek hayırhah bakmadıkları (Mustafa Koç'un 2011 yılında yaptığı “yerli oto intihar olur” açıklamasını hatırlayalım) “yerli ve milli” otomobil üretme sevdası idi. TOGG adı verilen o otomobilin üretim tesisinin açılışı geçen günlerde yapıldı. Söz konusu otomobil üretiminin ne ölçüde yerli ve milli olduğunu değerlendiren bir yazı elinizdeki gazetenin bu sayısında yer alıyor. Biz ise okuyucularımızın dikkatini farklı bir noktaya çekmek istiyoruz. Kanımızca “Türkiye Yüzyılı” vizyonu sadece Erdoğan ve yakın çevresine mal edilemez. İçinde TÜSİAD, MÜSİAD ve TOBB gibi büyük burjuvazinin çeşitli kesimlerinin yer aldığı bu “ortak girişim”in, devlet desteğiyle, dünya pazarından daha fazla pay kapmayı, “Avrupa'nın Çin'i olma”yı hedefleyen, bu doğrultuda ülkeyi ucuz emek cenneti haline getiren Türkiye büyük burjuvazisinin “atılım” özlemlerini de yansıttığı kanaatindeyiz. Nitekim açılışta bunlardan biri, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Türkiye'nin 100 yıllık hayalinin kendilerine nasip olduğunu” ve “Türkiye'nin kritik teknolojileri ithal eden değil, ihraç eden bir ülke haline geleceğini” belirtip, sözlerine şöyle devam etmiş: “Kararlarımızı alırken Paris'ten, Detroit'ten, Torino'dan izin almıyoruz. Kararlarımızı biz buradan, yani Gemlik'ten alıyoruz. Ezberleri bozmak kolay değil ama Türk girişimcileri olarak bizler ezber bozmak için buradayız ve ezberleri bozuyoruz ve bozmaya devam edeceğiz. İşte bu yüzden Türkiye'nin Otomobili, sadece yerli ve milli otomobil yapmak değildir. TOGG bir otomobilden daha fazlasıdır, TOGG bir meydan okumadır.” Hisarcıklıoğlu herhalde bu ifadesiyle, bir gerçekten ziyade, Türk burjuvazisinin bitmek tükenmek bilmeyen “atılım” özlemlerini yansıtıyor olsa gerek. Zira olgular tam tersini konuşuyor: AKP 2003'ten beri iktidarda, o zaman ekonominin ithalata bağımlılığı yüzde 60-70 arasındaydı; aradan 20 yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ aynı düzeyde! Ülkenin dış borç yükünü ifade eden toplam brüt dış borç stokunun milli gelir içindeki payı 2002 yılında yüzde 55,4 iken, 2021'de yüzde 56,8 olmuş. O kadar övgüler düzülen ihracat rekorlarına karşılık ithalat her yıl daha fazla arttığı için bu yıl sonunda dış ticaret açığının 100 milyar doları geçeceği öngörülüyor. Orta-yüksek teknolojili ürünlerin toplam ihracat içindeki payı son 30 senedir yüzde 3-4 düzeyini geçebilmiş değil. Ve nihayet 2002'de Türkiye ekonomisinin dünya ekonomisi içindeki payı yüzde 0,6 iken, 2013 yılında bir ara yüzde 1,2'ye yükselmesine rağmen 2022'de bu pay yüzde 0,8'e gerilemiş durumda. Türkiye'nin kapitalist temellerdeki gelişme biçiminin emekçiler açısından doğurduğu vahim sonuçları, onlara hiçbir fayda sağlamadığına bu gazetede ve köşe yazılarımızda sıklıkla yer verildiği için değinmiyoruz bile.
İngiltere merkezli Ekonomist dergisi, Ağustos ayında Türkiye ile ilgili yayımladığı bir analiz haberinde, koronavirüs salgını ve sonrasında Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaşın, küresel tedarik zincirlerinin bozulmasına ve enerji kesintileri nedeniyle hayat pahalılığının yaşandığına dikkat çekerek, “Türkiye'de ise enflasyona rağmen ekonomik büyüme devam ediyor. Türkiye ekonomisinde ters giden bir şeyler var: Yükselen enflasyonun ortasında bile ekonomi büyüyor” tespitlerine yer verdi. Yine uluslararası İngiliz iş gazetesi Financial Times, Eylül ayında yayımladığı bir makalede Türkiye'ye sermeye akışına dikkat çekerek, “Gerçek şu ki, ‘net hata noksan' kalemini neyin harekete geçirdiğini bilmiyoruz. Bu kalem gerçekte altın satışları, döviz ve hizmet ticaretinin yanlış kaydedilmesi veya kaçakçılık gibi pek çok şeyi yansıtıyor olabilir. Ancak büyük bir sermaye akışı olduğunu tahmin ediyoruz. Neler olup bittiğini tam olarak bilmek zor ama bu kalemin bu yıl cari işlemler açığına önemli bir destek sağladığı açık” şeklinde değerlendirmelere yer verdi. CIA AJANLARI TÜRKİYE EKONOMİSİNİ ARAŞTIRIYOR! İngiliz yayın kuruluşlarında böyle şeyler yer alırken, ABD daha farklı çalışıyordu. ABD'nin elçilik ve konsolosluklarında diplomat kimliği ile görev yapan CIA elemanları, Türkiye'deki para trafiğinin peşine düştüler. Özellikle Kapalıçarşı'daki döviz-altın hareketliliğini merak eden ABD'li istihbarat elemanları, müşteri kılığına girip, Kapalıçarşı'da kimin ne alıp sattığının takibini yapıyordu. Hızını alamayan CIA elemanları, yabancılara konut satan şirketlerin de peşine düştü. ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu'nda görevli üst düzey CIA elemanı, görüştüğü kişilere özellikle Rusların ve İranlıların Türkiye'den ne kadar konut aldığını soruyor. Ve tabii Rusların ve İranlıların aldıkları konutların parasını nasıl ödediklerini merak ediyor. Amerika'nın istihbarat elemanları sahada bu faaliyetleri yürütürken, pat diye ABD Hazine Bakan Yardımcısı Wally Adeyemo Türkiye'de buluyor kendini. Çeşitli temas ve görüşmelerde bulunan Adeyemo, ülkesine döndükten sonra başta TÜSİAD, MÜSİAD ve TOBB olmak üzere iş dünyasının temsil edildiği kurumlara mektup göndererek, Ruslarla iş yapmamaları için tehdit ediyor. Bu arada Türkiye'de yasa dışı bahis konusunda büyük bir operasyon yürütülüyor. Emniyet Genel Müdürlüğü ve MASAK'ın koordinesinde yürütülen operasyonda Türkiye'de yasa dışı bahisle elde edilen 5 milyar liraya yakın paranın yurtdışına çıkarıldığı tespit edilmiş. TEMİZ PARAYI ‘TEMİZLENMİŞ PARA' İLE KARIŞTIRMAK
Kemal Güner'in hazırlayıp sunduğu Hibe ve Teşvikler programına TOBB İstanbul Genç Girişimciler Kurulu İcra Kurulu Başkanı Hasan Bünül konuk oldu.
Kemal Güner'in hazırlayıp sunduğu Hibe ve Teşvikler programına TOBB İstanbul Genç Girişimciler Kurulu İcra Kurulu Başkanı Hasan Bünül konuk oldu.
Son dönemde bürokrasiden muhalefete bilgi akışının hızlanması, adli ve idari yargının bazı kritik kararlarında gözlenen değişime paralel olarak iş dünyası da pozisyonunu gözden geçirmeye, konumunu değiştirmeye yöneliyor.
Son dönemde bürokrasiden muhalefete bilgi akışının hızlanması, adli ve idari yargının bazı kritik kararlarında gözlenen değişime paralel olarak iş dünyası da pozisyonunu gözden geçirmeye, konumunu değiştirmeye yöneliyor.
Üniversite Tercih Serisi'22'nin bu bölümünde TOBB ETÜ Yapay Zeka Mühendisliği hakkında konuşacağız. Bu dönem içerisinde kararlarınızı daha iyi vermeniz ve daha iyi seçimler yapabilmeniz adına sizleri Üniversite Tercih Serisi'22 serimizle buluşturuyoruz. Okulları ve bölümleri tüm şeffaflığıyla konuşacığımız bu seriyi kaçırma! Serinin diğer videolarına aşağıdaki linklerden erişebilirsin!
Genel İş Sendikası raporu: Çalıştığı ve bir geliri olduğu halde yoksul olduğunu belirten çalışanların sayısı 3,7 milyon kişiye ulaştı... Bununla bağlantılı bir rapor da TOBB'dan geldi: Bir yılda kapanan şirket salısı ise yüzde 259 arttı. Maskesiz ve barajsız YKS bugün yapılacak.. Covid olanlar ayrı salonda sınava alınacak... Gündemin tüm gelişmeleri bültende
Enerji Günlüğü Haber Bülteni:Türkiye'nin ve Dünyanın Enerji Gündemienerjigunlugu.net
Güne Bakış: Mustafa Sönmez ile Kılıçdaroğlu'nun TOBB ziyareti, Hıdır Göktaş ile CHP grup toplantısı
Pankartlara, bayraklara, dağa, taşa “Hak verilmez alınır!” yazmanın zamanı Kasım'da mecliste bütçe tartışmaları… Aralık'ta asgari ücret pazarlıkları… İki perdeli tiyatro. Başı da sonu da belli. 3600 ek gösterge bu yılın bütçesinde yok. EYT'lilerde bilmem kaçıncı kez Erdoğan talimat verdi ama yine somut bir adım yok. Seçime kadar beklentileri yükseltmek derdindeler. Asgari ücrette de en fazla pansuman yaparlar. Gerçek enflasyonun yüzde 44 olduğu yerde TÜİK yüzde 19 resmi enflasyon açıklarken yapacakları zam oranının işçinin kaybını dahi karşılamayacağı belli. İktidardakilerin işçinin emekçinin derdine derman olmak gibi bir dertleri yok. Niyetleri olsa Demirören'den 750 milyon dolar kredi borcunu tahsil ederler, patronların vergi borçlarını silmekten vazgeçerler, devlet bütçesinden müteahhitlerin kasasına giden hortumu keserler. Yabancı sermayeye, gelin burada işçi çok ucuz diye reklam kampanyası yapmazlar. Erdoğan esiyor gürlüyor ama patronlara hiç dokunmuyor! Patronlar dokunsanız ağlayacak haldeler. İstanbul Sanayi Odası Başkanı bir demeç vermiş dokunmadan ağlamış: “Huzur ve sadakatle çalıştırdığımız işçiyle aramıza enflasyon girebiliyor. Son günlerde sanayicinin çok kazandığı ve bu kazancı da çalışanla paylaşması gerektiğine dair bir söylem dolaşıyor. Bu söylem çok tehlikeli.” Patronlar biliyor, Erdoğan zengini sever… Zenginin halinden anlar. Erdoğan ve iktidarı, ekonomide pansumanla, din ve inanç sömürüsüyle, hamasetle oy peşinde. Yıllarca halktan alıp patronları ve yandaşlarını besledi ve hâlâ halktan kendisine sadakat beklemekte. Sınıf mücadelesinin yükselmesi en büyük korkuları. Bu yüzden tüm söylem ve eylemleriyle kardeş kavgasını körüklemekte. Oysa kardeş kavgasını önlemenin tek yolu sınıf mücadelesini yükseltmekte. Patronlar da Erdoğan gibi işçiden emekçiden sadakat bekleme yüzsüzlüğünde. İşçi emekçi için ise artık bıçak kemikte. Yaraların pansumanla kapanacak durumu yok. Kimsenin iktidarın vaatlerine kanacak da patronların timsah gözyaşlarına acıyacak da hali yok. “Çalıştırdığımız işçiyle aramıza enflasyon girdi” diyen İSO başkanını korkutan dalga dipten yüzeye çıkıyor. Direnişlerden grevlerden yükselen sloganlar arşa çıkıyor: İşçiler açken patronlara huzur yok! Patronların iktidarı için de öyle… TÜSİAD'ı, MÜSİAD'ı TOBB'u hepsi bir yandan ağlıyor bir yandan da muhalefete mesaj verip Erdoğan'a aba altından sopa göstermeyi ihmal etmiyorlar. Kılıçdaroğlu da 29 Ekim filmi yayınlıyor. Vehbi Koç'un Ankara ahalisinin çatılarındaki kiremitleri ucuza toplayıp meclisi kazıklayarak zengin olma hikayesini milli kahramanlık olarak pazarlayıp selamını çakıyor. Değil mi ki onlar da zengini sevenlerden, zenginin halinden anlayanlardandır… Hem çalıyorlar hem de minnet bekliyorlar. İşçi ve emekçinin, patronlardan, patronların iktidarından ve dahası patronların muhalefetinden de bekleyeceği bir şey yoktur. İşçiden emekçiden patronlara da patron partilerine de sadakat beklemeyin boşuna. İşçi emekçi çoluğuna çocuğuna, ailesine, komşusuna, birlikte çalıştığı iş arkadaşına sadakat gösterecek! Sınıfını bilecek sınıfına sahip çıkacak. Sömürücüler, parababaları, asalaklar sizden bir şey bekleyen sizin gibi olsun! Pankartlara, bayraklara, dağa, taşa “Hak verilmez alınır!” yazmanın zamanıdır. Hakkımızı söke söke alacağız! Direnişse direniş! İşgalse işgal! Grevse grev! Siyasetse siyaset: Sınıf siyaseti!
Enerji Günlüğü Haber Bülteni:Türkiye'nin ve Dünyanın Enerji Gündemienerjigunlugu.net
Antalya'nın Manavgat ilçesine bağlı Gebece Köyü'nde evleri tamamen yangında hasar gören 20 ailenin gıda, eşyaları, hayvanları da evleriyle birlikte kül oldu. Ailelerin ev eşyaları ve temizlik gibi temel ihtiyaçlarını üstlenen Koruma Şirketler Grubu, 20 aileye buzdolabı, fırın, çamaşır makinesi, elektrik süpürgesi gibi her evde bulunması gereken ev eşyalarını ve ürettiği temel temizlik ürünlerini gönderdi. «« Yangının etkilerini azaltmak amacıyla daha önce Antalya Valiliği'ne 5 milyon lira bağışlayan ve üye odalarıyla birlikte 1.5 milyon fidan dikimi kampanyası yürüten TOBB, şimdi de 1 ay sürecek nakdi yardım kampanyası başlattı. «« İstanbul Ticaret Odası, orman yangınlarından zarar gören vatandaşların ihtiyaçlarının giderilmesi ve yaraların hızla sarılması için TOBB tarafından başlatılan kampanyaya ilk aşamada 4 milyon TL ile katkıda bulundu. «« Müzisyen Haluk Levent'in kurduğu ve hala başında bulunduğu Ahbap Derneği, Türkiye'nin birçok yerinde çıkan yangınlarda gönüllü ekibiyle birlikte erzak, ilk yardım müdahalesi ya da konakla gibi yardımlar sağladı. Orman yangınlarına havadan müdahale için helikopter kiraladı. «« SunExpress, AFAD, AKUT ve itfaiye uzman ekip ve personelini yangın bölgelerine ücretsiz ulaşım desteğinin yanısıra o bölgelere yapılacak yardımları da ücret talep etmeden taşıyacaklarını açıkladı. Carrefour yangın bölgelerinde yer alan kamu kurumlarına su, gıda ve hijyen malzemesi dağıtımı yaptı. Migros gereken yerlere ulaştırılmak üzere ihtiyaç malzemesi sevk etti. Pınar ve Metro Türkiye, Kızılay, AFAD ve yerel yönetimlerle koordine bir şekilde bölgeye yardım ve desteklerini ulaştırdı.
Sendikaların işi kısa çalışmayı ve ücretsiz izni uzatmak değil işçi mücadelesini savunmaktır! Pandemi dolayısıyla uygulanan kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin uygulamaları 1 Temmuz'da kalktı. Kısa çalışmada ve ücretsiz izinde olan toplam 2,5 milyona yakın işçi ve emekçi işsizler ordusuna katılmayı bekliyor. Patronlar işçi ücretlerini, İşsizlik Sigortası Fonu'na yıkarak, milyonlarca işçiyi ücretsiz izin adı altında kıdem ve ihbar tazminatsız işten çıkararak bu uygulamalardan epey faydalandılar. En çok da bu uygulamaları sendikalaşmayı kırmak, işyerlerinde hakkını arayan işçileri yıldırmak için kullandılar. En son TOBB'un nasıl Erdoğan'ın kapısına dayandığını ve son bir uzatma aldığını hatırlıyoruz. Ancak gelinen aşamada deniz bitti. Yağmaladıkları fonda nakit olarak geriye en son 17 milyardan daha az kaldı. Bu rakam da patronların bu fondan her yıl aldıkları teşvik ve destek ödemelerine anca yetiyor. Patronların üzüntüsünü anlamak gayet kolay. İyi de kısa çalışma ve ücretsiz izin bitti diye karalar bağlayan sendikalarımıza ne oluyor? Bir de “işten çıkartma yasağı” uzatılsın demiyorlar mı? Ne “işten çıkartma yasağı”! Öyle bir şey hiç olmadı. O işin etiketiydi. Milyonlarca işçi kıdemsiz, ihbarsız kapı önüne kondu. İşsizlik Sigortası Fonu'ndan günlük 47 lirayla yaşamaya mahkûm edildi. Pek çoğu dayanamadı. Kıdemini ihbarını yakıp daha kötü koşullarda da olsa tam maaş veren bir işe geçmek zorunda kaldı. Sendikalaşan işçileri kıydılar bu uygulamayla. Kalanlara gözdağı verdiler. 25/2 ve Kod29'dan iftirayla işten çıkartmalar zaten aynı hızla devam etti. Bu mu “işten çıkartma yasağı”? El insaf! Bugün Türkiye'de işten çıkartmakta caydırıcı olan tek yasa maddesi kıdem tazminatıdır. İşten çıkartmayı engelleyebilecek tek güç ise işçinin örgütlülüğüdür. Sendikalar kıdem tazminatına sahip çıkmakla, işçiyi örgütlemekle ve iş güvencesini fiili mücadele ile savunmakla mükelleftir. Hem mücadeleyle hak almalı hem de her kazanımla birlikte sınıf bilincini yükseltmeli, mücadeleyi yeni işyerlerine taşımalıyız. İşçi sendikaya üye oluyor, mahkemeleri yıllarca bekliyor, kapı önüne konduğunda direniyor. Kimse nerde o eski işçiler, 80 öncesi başkaydı falan demesin! Bu direnişlerde bir slogan atılıyor: “Açlıktan ölmeyiz biz bu yoldan dönmeyiz”! Bu slogan patrona “bizi açlıkla terbiye edemezsin” demek için atılıyor! Sendika maddi destek vermese de acı acına direniriz demek değil bu! Kaldı ki onu da yapıyor işçiler! Ama sendikanın görevi işçi aidatlarıyla oluşan grev, eğitim, örgütlenme fonlarını bu mücadelelere aktarmak, işçinin direncini hem maddi olarak ama daha önemlisi de manevi olarak arttırmaktır! Bu konuda Tek Gıda-İş'in gösterdiği pratiği olumlu bir örnek olarak zikretmek lazım. Bu örnekler artmalı. Bazı işkollarındaki sendikalarımızın maddi gücü yok. O işkollarında da konfederasyonlar devreye girmeli. Hatta konfederasyonlar arası dayanışma ve işbirliği mekanizmaları kurulmalı. Kimse bahane üretmesin. Hele ki işçiyi açlıkla sınamayı, yorulsun da direnişi kendisi bıraksın diye düşünen var ise iki elimiz yakasından düşmez, kusura bakmasın. Karar alın uygulayın. Tüzük elvermiyorsa tüzüğü değiştirin. İşçi verdiği mücadeleyi kazanacak; direnişini, grevini başarıya ulaştıracak, iş güvencesiyle fabrikasında çalışacak ki sendikaların milyonlar harcayıp yaptırdığı sosyal tesislerden faydalansın, tatilini yapsın, sendikal eğitimini görsün! Sendikalar heybetleriyle işçiye güven versin, patronun da dizlerini titretsin! Bildiğimiz yol budur, sınıf sendikacılığı yoludur!
Başyazı: Sermayeye ve emperyalizme reform, emekçi halka acı reçete Aylardır Erdoğan'ın reform vaadi konuşuluyor. Bu vaadin içeriğini halk öğrenmiş değil. Çünkü adı “reform” konmuş olan bu politikalar dışarıda emperyalist merkezlerle içeride de sermayenin örgütleriyle müzakere ediliyor. Reform için AKP iktidarının görüşmediği patron örgütü kalmadı. Artık iyice ayıp olacağını düşünmüş olacaklar ki sonunda Türk-İş başkanını da saraya çağırdılar. Ergün Atalay o görüşmede bir rapor sunmuş, özellikle de ücretsiz izin uygulamasının sendikalaşmaya karşı suistimal edildiğini söylemiş. Erdoğan'ın ne dediğini açıklamıyorlar ama biz Karaman'da sendika üyesi oldukları için ücretsiz izne çıkarılan Türk-İş üyesi Döhler işçilerinin üzerine polisi salmasından ne yaptığını görüyoruz. İşçiye reva görülen bu muamele, Amerikan ve Avrupalı emperyalist sermayeye Türkiye'yi ucuz işçi cenneti olarak pazarlama vaadinin, yani ekonomide reform sürecinin bir parçası. Hâlihazırda yabancı sermayeli şirketler Systemair HSK (İsveç), Baldur (İspanya), Döhler (Almanya) Erdoğan'ın lütfu olarak ücretsiz izin saldırısını sürdürüyor. MESS'e bağlı General Electric (ABD) ve Schneider (Fransa) işçilere karşı Erdoğan'ın grev yasağı tehdidini arkasına alarak sefalet zamları dayatıyor. Cargill'de 1.000 gündür haklılıklarını mahkemelerde de kanıtlamış olan ülkenin işçilerine karşı Amerikan sermayesinin yanında yer alan iktidar bu tutumuna reform sürecinde de işçileri gözaltına aldırarak devam ediyor. Patronların, Erdoğan'ın istibdadını arkasına alarak işçi sınıfının örgütlenmesine yaptığı saldırılar, emekçi halkın geneline yönelik daha büyük saldırıların habercisidir. TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD ve TESK'ten oluşan patronlar koalisyonu ortak bildirilerinde “öncelik fiyat istikrarı olmalı” diyerek bu saldırının planını iktidarın eline veriyor. Kulağa hoş gelen “fiyat istikrarı” kavramı zehirli bir şekerdir. Nasıl patronlar “yapısal reform” dediğinde aslında “işçinin kıdem tazminatı hakkının gasp edilmesini” ve “esnek çalışma dayatmalarını” kastediyorsa, “fiyat istikrarı” da iktidara “yüksek faiz politikasına, borçlanmaya ve yerli yabancı tefecilere faiz ödemeye devam et, işsizlik sorunuyla uğraşma” demektir. Patronlar bunu ücretsiz izinlerle birlikte işsizler ordusunun 10 milyona dayandığı, çalışmaya hazır nüfus içinde dört kişiden birinin işsiz olduğu bir ortamda söylüyor. “Fiyat istikrarı” deyince hiç değilse pahalılık olmayacak diye düşünmeyin. Patronlar aynı bildirilerinde fiyatların piyasada serbestçe belirlenmesini şart koşuyor. Yani gıda fiyatları emekçi halkın mutfağını yangın yerine çevirmişken “bırak yansın” diyorlar! İşte Erdoğan ve AKP'nin sermayenin çıkarlarına ve emperyalizme hizmette reform siyasetinin iç yüzü budur. Reform dedikleri emekçi halka dayatılacak acı reçetenin renkli ambalajıdır. Oysa acı reçeteyi hak eden, krizin faturasını ödemesi gereken krizi yaratan patronlardır. Ekmek ve hürriyet isteyen emekçi halk kendi taleplerini kendi gücüyle elde etmek zorundadır. Bunun için mahallelerden okullara, iş yerlerine ve fabrikalara her düzeyde örgütlenmekten başka yol yok. İstibdadın sermaye ve emperyalizme dost, emekçi halka düşman reformlarına karşı işçi sınıfının öncülüğünde devrimci bir sınıf siyaseti gerek. Devrimci İşçi Partisi, ekmek ve hürriyet için işçileri, emekçileri, kadınları ve gençleri işte bu siyasete ve örgütlenmeye çağırıyor!
7 ŞUBAT 2021Tarihte bugün yaşanan olaylar arasında; Mustafa Kemal'in Balıkesir Hutbesi, Haiti Devlet Başkanının kaçması, Kral Hüseyin'in ölümü, Maastricht Antlaşması var…DÜNYA TARİHİNDE BUGÜN YAŞANALAR1941 - Britanyalılar, Bingazi'yi aldı.1942 - Hırvat Naziler, Banja Luka'da aralarında 551 çocuğun da bulunduğu 2 bin 300 sivil Sırpı katlettiler.1962 - ABD, Küba ile olan tüm ihracat ve ithalatını durdurdu.1964 - The Beatles müzik grubu, New York'un JFK Havaalanına indi ve böylece ilk ABD turneleri başlamış oldu.1971 - İsviçre'de kadınlara seçme hakkı verildi.1979 - Her iki gezegenin keşfinden bu yana; Plüton, ilk kez Neptün'nün yörüngesinin içine girdi.Haiti Devlet Başkanı Ülkesinden Kaçmak Zorunda KaldıTÜRKİYE TARİHİNDE BUGÜN YAŞANANLAR1727 - İbrahim Müteferrika, Osmanlı'da basılmak üzere ilk kitap baskı kalıpları hazırlattı.1921 - T.C. Resmî Gazete çıkmaya başladı.1929 - Hilâl-i Ahmer Cemiyeti (Kızılay) günü ilk kez kutlandı.1952 - Türkiye'de mevcut olan Oda ve Borsaların yetkilileri, bir araya gelerek teşkil ettikleri Genel Kurulla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) kuruldu. 1968 - Ağrı'da sıcaklık eksi 48 dereceye düştü; çevredeki göl ve ırmaklar dondu.1973 Maraş Şehrine Kahraman Ünvanı VerildiMilli mücadele döneminde Maraş halkı işgalci Fransız ve yanlarında ki Ermenilere karşı büyük bir direniş göstermişti. Bu direnişinden dolayı Maraş önce İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. Daha sonra 7 Şubat 1973 tarihinde TBMM tarafından Maraş şehrine ‘'Kahraman''ünvanı verildi. 1983 - Eski Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Turgut Özal, "Artık yeniden bürokrat olamam, müsteşarlık yapmam mümkün değil. Kendi programımı uygulayabilirsem parti kuracağım. Ancak ikinci, üçüncü adam olarak belirli işleri yapmak mümkün olmadığı için kendi programımı kendim yapacağım" dedi.BUGÜN DOĞANLAR1478 - İngiliz yazar ve devlet adam Thomas More, dünyaya geldi.1804 - Amerikalı sanayici John Deere doğdu.1812 - İngiliz yazar Charles Dickens dünyaya geldi.1904 - Arif Nihat Asya, Türk şair dünyaya geldi.BUGÜN ÖLENLER1958 - Osmanlı devlet adamı (İttihat ve Terakki'nin son Hariciye Nazırı) Ahmet Nesimi Sayman hayatını kaybetti. 1999 Ürdün kralı Hüseyin öldü.
Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılan İngiltere’nin “Brexit geçiş süreci” 31 Aralık’ta sona eriyor. AB ve Londra yönetimi henüz bu ayrılıktan sonra ilişkilerini nasıl devam ettirecekleri konusunda anlaşabilmiş değil. Bu durum ve her durumda İngiltere’nin AB’den çıkması Türkiye açısından önemli sonuçlara gebe. Konuyu, Türkiye’nin en kıdemli AB hukuku uzmanı, TOBB Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Sanem Baykal ile konuştuk.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Merkez Bankası Başkanı’nı değiştirip, istifa eden Hazine ve Maliye Bakanı’nın yerine yenisini atadıktan sonra, ekonomi ve demokraside yeni bir dönem başlatacaklarını duyurmuştu. Bunun üzerine başta Hazine ve Maliye Bakanı olmak üzere bir kısım bakan, geçen hafta TÜSİAD ve TOBB ile görüştü, bu hafta da MÜSİAD ile görüşecek. Ekonomi Tıkırında’nın 94. programında bu görüşmeleri değerlendiren Sedat Pişirici, Erdoğan’ın TÜSİAD’dan destek isteyerek başlayan siyasi yolculuğunda yine TÜSİAD’dan destek istenen bir aşamaya gelindiğine dikkat çekip, istişare ve diyalogun önemli olduğunu ama bunun işveren örgütleri ile kalmayıp işçi, çiftçi, memur, esnaf örgütlerine de yayılması gerektiğini söyledi. PATREON'dan Medyascope'a destek olabilirsiniz → https://www.patreon.com/medyascopetv Teşekkürler!
Yükseköğretim Kurulu‘nun aldığı kararla Avrupa Birliği (AB) Hukuku‘nun yeniden bilim alanı olmasına karar verildi. Gülçin Karabağ, konuğu TOBB Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sanem Baykal ile kararın anlamını, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri açısından önemini ve kararın Türkiye üniversite yapılanması ve bürokrasisindeki arka planını değerlendirdi.
Herkese Merhaba, 2. bölümümüzde ilk konuklarımızı davet ettik. Türkiye'nin önde gelen kurumlarında çalışan üç başarılı kadın ile projelerde ekip içi ve proje paydaşları ile olan iletişimin önemini konuştuk. TANAP, UNDP ve TOBB gibi üç önemli kurumun yürüttüğü projelerde iletişim yönetiminin nasıl yapıldığını konuklarımızın farklı tecrübeleri ile anlatmaya çalıştık. Konuklarımız: Gözde Bedirhanoğlu Gürtürk, UNDP, Proje Sorumlusu - Elif Köyatası, TOBB, Takım Lideri - Duygu Doğan, TANAP, Sosyal ve Çevresel Yatırım Programları Kıdemli Uzmanı - *PMI'ın Yetenek Üçgeni nedir ? Proje yöneticisinde olması gereken iletişim özellikleri nelerdir ? Bu teknik bilgileri vererek içeriğimizi zenginleştirmeye çalıştım. Herkese keyifli dinlemeler :) İletişim: pyoturkiye@gmail.com
Türkiye ve Ukrayna arasında 2019'un son etkinliğinde 400 aşkın katılımla Ukrayna Sanayi ve Ticaret Odası'nda DEİK, TOBB ve TUİD işbirliğiyle, Türkiye Cumhuriyeti Kiev Büyükelçimiz Yağmur Ahmet Güldere'nin de teşrifleriyle tarım, yenilenebilir enerji ve dış ticaret başta olmak üzere iki ülke ekonomik ilişkilerini değerlendirdik. Yaptığım açılış konuşmasında Ukrayna'nın son 6 yılının özetini yapmaya çalışırken, geleceğe dönük fırsatlara da dikkat çekmeye çalıştım.
On sekiz yıllık iktidarı boyunca AKP’yi “fabrika ayarlarına” döndürmeye çalışan pek çok girişim oldu. “Yeni Türkiye” hayalleri ve “tek Müslüman demokratik ülke” şiarıyla patronları ikna eden iktidarın artık bozulduğunu iddia eden yeni parti eski AKP’li Ali Babacan tarafından kuruldu. TKP’nin Sesi’nde bugün, TÜSİAD, TOBB, Doğan Holding, Sabancı Holding vb. patronların ve onların örgütlerinin desteklediği bir iktidarın yarattığı dertlere “deva” bulmanın düzen partileriyle değil, emekçi halkın örgütlü gücüyle mümkün olduğundan söz ediliyor.
Dünya'nın en büyük 3 iş insanları organizasyonundan biri olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) yönetim kurulu başkanı ve Eurochambers'ın Başkan Yardımcısı M.Rifat Hisarcıklıoğlu'nu Ukrayna Ticaret ve Sanayi Odasıyla birlikte Ukrayna'da misafirimizdi. Başkan Hisarcıklıoğlu'nun ve TOBB'un Türkiye Ukrayna ekonomik ilişkilerine ve Türkiye Ukrayna Serbest Ticaret Antlaşması'na güçlü ve sürekli destekleri oldu, oluyor. Etkinlikteki konuşmam
TOBB Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Doç. Dr. Burak Bilgehan Özpek Türkiye 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri'ni yorumluyor.
İPodcast yayınlarımda, o haftanın olan bitenlerini kısa başlıklarla değerlendirip paylaşacağım. Sizden gelen talebe göre bu seriyi devam ettireceğim. Abone olarak, bu motivasyonu artırabilirsiniz. İlk bölüm, yayında. Görüşlerinizi bekliyorum. İlk bölümdeki notlar şöyle; Podcast dünyasına uzun zamandır girmek istiyordum ama yeterli zaman bulamıyordum. ailevi sebeplerden dolayı, önemli bir yoğunluk geride kaldı ve bu işi deneyebiliriz artık. podcast dünyasında en önemli konu, devamlılık. bu da sizlerden gelecek geri dönüşlerle ilgili. takip edeni, beğeneni ve paylaşanı bol olduğu sürece bu işi devam ettireceğim. uzunluk, ses, müzik vs ,şimdi toparladığım notları sizlerle paylaşayım. Takip ettiğim kaynaklardan, ShiftDelete, Techinside, sosyal medya hesapları ve popüler yayınlardan aldım bu notları. Yapabilirsem, bu podcast'i bir de yazılı olarak paylaşmayı düşünüyorum. İlgili kaynakları da yazıda linklerle paylaşacağım. şimdi, geçelim notlara. Aston Martin Rapide E, resmi olarak gösterilmiş. Tamamen elektrikli iki motora sahip olacakmış bu araç. Dünya çapında155 adet üretilecen olan bu arkadaş, 602 beygir güç üretebilecek, 0’dan 100 kilometre hıza 4 saniyede ulaşabilecekmiş. Aston Martin Genel Müdür Yardımcısı ve Baş Yaratıcı Sorumlusu "herifin unvanının resmi türkçe karşılığı gerçekten bu" Marek Reichman Rapide E ile ilgili üretime hazır olduklarını söylemiş. Rapide E, 400V’luk ve 50 kW’lık bir şarj ile 1 saat içerisinde bataryalarını tamamen doldurabiliyormuş. Eğer şarj işlemi 800V ve 100 kW-saat’lik bir istasyon ile yapılırsa da araç 500 km’lik menzil değerine 1 saat içerisinde kavuşuyormuş. Hızlı arkadaşın, 2019 sonlarına doğru satışa çıkması planlanıyor. 155 kişiden biri Türkiye'de olursa, o zaman da fiyatını konuşuruz. 155 diyince, "wallah ararın 155'i diyesim geldi" Huawe'in kardeş markası HONOR var biliyorsunuz Böyle kardeşlik olur mu onu da çözemedim. Bir kişi, bir telefon kullanacak. Huawei değil de Honor kullanacaksa, kardeşlik bunun neresinde bilemedim. Neyse bu Honor, Türkiye’deki birinci yaşını Türkiye Başkanı Kevin Kong’un ev sahipliğinde düzenlenen özel bir parti ile kutlamış. Etkinlikte, HONOR’un yeni logosu da gösterilmiş. hedef çok ilginç bu arada HONOR, Türkiye’deki ikinci yılında, ilk akla gelen en iyi 4 akıllı telefon markası arasında yer almayı hedefliyor. Satış değil de akla gelen de ilginç hedef. aklıma geldin ama seni almadım, nolaca mesela? neyse.. Geçtiğimiz günlerde, türkiye'de olmayan ama tüm dünyada ç.o sevilen bir dünya deviyle görüşmelerimiz başarıya ulaştı. Demo ürün gönderme kararı aldılar ve bu beni çok sevindirdi. Ama sevincim kursağımda kaldı çünkü gönderilen demo ürün, gümrüğe takıldı. Gümrük'ten telefonu çekemedim. Nasıl çekebilirim dedim "1 telefon için ithalataçı belgesi alırsanız olur" dediler. Durumu bakanın twitter'ına da yazdım ama kimse beni sallamadı. Telefon geri gidecek, ben de bir şekilde yurt dışından telefonu alıp çantada getireceğim. kendimi ihabr etmiş gibi oldum sanırım, yine de aramızda kalsın. hazır, kendimdem bilgi vermişken biraz daha reklamımı yapayım. yeni vlog yayınladım havalimanı için, ama kimseye yaranamadım. yorumlar gerçekten bombaydı arkadaşlar. thy virali diyen var, atatürk adını geçirdiğim için hakaret eden var. youtuber olmak, gerçekten çelikten sinir gerektiriyor. o nedenle sizden gelen yorumları kafaya takıyorum, pozitif yorumlar için şimdiden teşekkürler. Teknolojide Kadın Derneği kuruldu. ben de şahsım adına bu oluşumu destekliyorum. Pembe Tekbnoloji girişimimiz, ülkede bu amaca hizmet eden sitelerden biri. Şimdi bahsettiğim dernek, 25 Nisan Bilişimde Kızlar Günü kapsamında, lise ve üniversitelerden başarılı kız öğrencileri Türkiye’nin önemli teknoloji şirketlerinin yöneticileriyle bir araya getirerek sektörü tanıtmış. Bilişim alanında kariyer yapmaları için motivasyon ve destek sözü vermiş. Bu alanda keşke daha fazla kadın olsa. Bizim ekipte, Seda, Hilal, Baldan, Hazal, Melike olmak üzere, güçlü bir çetemiz var. Umarım bu çete, daha da güçlenir. Girişimlere destek olan kurumlara ben de destek olmak istiyorum. bu kapsamda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından organize edilen “Enerjide Arama Buluşmaları - Start-up’lar (Yeni Nesil Girişimler)” yapılmış. Peki, ne yapılmış bu konuda? “enerji” konusunda yeni nesil girişimler masaya yatırılmış. Bu arada hangi girişimler var bilmiyorum, gerçekten destek olmak isterim onlara. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın belirlediği startup’lar için dört aşamalı yol haritası açıklanmış. Konuyu bir şekilde takip etmeye çalışacağım. Bu ara efsane dizi ve filmler izliyorum. Sezonu bitirdiğim dizilerden biri de Alman orijinal dizisi DARK idi. Dizi, ikinci sezonu ile 21 Haziran’da geri dönüyormuş. Yeni sezonda katılan yeni isimler de var. Tanımıyorum ama gittim stalkladım. Girişimlere destek olana destek olmaya devam. KoçSistem’in girişimcilik platformu TechSquare, birinci yaşını “T-Day Yılın Girişimi Ödülleri” etkinliğiyle kutlamış. Yarışmada, makine öğrenimi odaklı veri analizi yaparak tahmin algoritmaları geliştiren Enhencer ekibi 100 bin TL’lik “T-Day Yılın Girişimi Ödülü”ne layık görülmüş. Finalist ekipler, KoçSistem’in ulusal ve uluslararası bilgi birikiminin yanı sıra Türkiye’nin en güçlü teknoloji ağından faydalanabilecekmiş. Koç Sistem'i en son 3 sene önce ziyaret etmiştim. Genel müdür değiştiğinden bu yana ziyaret edemedim ama Türkiye'ye dönünce, bir görüşme gerçekleştirip bu konuyu da takip edip, sizi bilgilendireceğim. Akıllı telefon pazarı da hareketli. Samsung "daha önce bunlar neden yoktu kardeşim" dedirten telefonlarını duyurdu. Hedefte çinliler var. Samsung’un “Galaxy A Serisinden bahsediyorum. Bu arada telefonlar, Yenilmezler (Avengers) serisinin dördüncü filmi olan “Oyunun Sonu (Endgame)” için düzenlenen özel sinema gösterimi etkinliği ile birlikte tanıtılmış. Gidemediğim için üzüldüm amk. Hangi modellerden bahsediyoruz, anlatayım. Galaxy J Serisininde yerini alacak olan uygun fiyatlı A10, A20'den bahsediyorum. Bitti mi? Hayır! orta üst segmente yakın olan A30, A50 ve A70 de var. Bitti mi? Hayır! Yakında tüketicilerle buluşacak A80 modeli ile Galaxy A serisi Voltran'ı oluşturuyor. TOBB E-ticaret Meclisi ilginç bir rapor hazırlamış. Raporun başlığı E-ihracatta Ne Yapmamalı? Bu ihracat meselesi önemli. Hele de e-ihracat. Şimdi meclis, bu alanda yapılan yanlışları bir araya getirmiş. Bakın listeye; Yanlış dilde reklam vermek. Yanlış para birimi ile ödeme seçeneği. Ödeme sistemlerini ayarlamadan dünyaya açılmak. Gümrük vergisini yanlış hesaplamak. Yanlış kargo firması seçimi. Her ürünü her ülkeye satmaya çalışmak. Bu konu gerçekten önemli. Bence Türkiye pazarı değil de, bu saatten sonra dışarısı hedeflenmeli. Hatta bizim gibi yayıncılar için de bu durum geçerli. ben de bu konuda bir şeyler yapıyorum şu anda. Bu arada bana gelen maillerden birisi ilginçti. şöyle diyor kişi (ismini yayınlama konusunda izin almadım) 4-5 senedir devam eden ve şiddetini giderek artıran hakaret ve küfürlerden dolayı Kargom Nerde programını Türkiye App Store'dan kaldırdım. Kayıtlı kullanıcılar haricinde Türk kargo şirketlerinin takibini de kaldırdım. Hem App Store üzerinden hem de email ile demediğini bırakmayan insanlardan artık yoruldum. Bir girişimciyi nasıl bu hale getirdiler bilemiyorum ama ülkede iş yapmak gerçekten çok zor. Bu konuyu da takip edeceğim, ilginç geldi bana. Bir de oyun haberim var. Bend Studio tarafından PlayStation®4’e özel olarak geliştirilen Days Gone, satışa sunuldu. Hikaye de şöyle; dünya çapında gizemli bir salgının, dünyanın büyük bir kısmını yok etmesi ve öldüremediklerini de yaratıklara dönüştürmesinin 2 yıl sonrasını konu alıyor. Oyuncular, şiddet dolu yeni dünyada hayatta kalmaya çalışacaklar. Türkçe altyazı ve menü seçeneği de bulunan oyunun özel ve koleksiyoncu sürümleri de lansman tarihi ile birlikte ilgili teknoloji mağazalarında satışa çıkmış haberiniz olsun. İnanılmaz bir telefon serisi geliyor. Oneplus 7 serisinden bahsediyorum. Bend e heyecanla bekliyorum. Firma, 14 mayısta yeni telefonu New York'ta tanıtacak. Garip bir şey öğrendim, bu tanıtımı yerinde izlemek isteyenlerden e 30 dolar alacakmış. Baktım, gerçekten de biletler satışta. San Diego'da geçen günlerde Türk mühendislerle de görüştüm. Apple'ın silikon vadisindeki devasa kampüsünden sonra ikinci üssünü San Diego'ya yapacağı resmen duyurulmuştu. Burada yetenekleri toplamaya başladığını da ben duyurayım. Hedefte Qualcomm mühendisleri var. Her ne kadar iki firma, son davada anlaşsa da, Apple, Qualcomm'un kuyusunu kazmaya niyetli. 5G'de bir başka marka ile çalışacak olan firma, 6g'de kendisi modemini yapmak istiyor. O nedenle Qualcomm mühendisleri önemli. Bu arada bu haber hiçbir yerde yok. Yine Amerika'dan aldığım bazı özel haberleri paylaşayım. Apple'ın satın aldığı binalar çok konuşulmaya başlandı. Silikon vadisinde satın alınan binalar, apple'ın yeni projeleri için kullanılıyor. Firma, her ne kadar aracı şirketler kullanarak satın alma yapsa da, bina sahipleri kimin alacağını kısa zamanda öğreniyor ve fiyatlar zıplıyor. Satın alınan binalar arasında Amerika'da Türklere ait olan binalar olduğunu da duydum. Bu binalarda yapılacak projelerden biri de Apple'ın otonom araçları. Hazır, Apple'dan bahsetmişken devam edeyim. Yeni ktiap satın aldım. Amazon'dan ön siparişe çıkan ve Tim Cook'un vizyonunu anlatan kitabı okumaya başladım. Her yerde bulamayacağımız inanılmaz detaylar var. Her ne kadar efsanevi CEO Steve Jobs'tan sonra beklentiler azalsa da, firmayı trilyon dolar yapan ve apple watch, airpods gibi yeni ürünleri markaya kazandıran CEO'dan bahsediyoruz. Kitap, ne zaman türkiye'ye gelir ve ne zaman çevrilir bilemiyorum. Bir güzel haber vereyim. Google i/o'ya davet edildim ve gerçekten çok heyecanlıyım. 5-9 mayıs tarihlerinde silikon vadisinde, Google'ın köyü olan Mountain View!de gerçekleşecek etkinlikte, boöba haberler gelecek. Google servisleri, yapay zeka, yeni Android sürümü, yeni telefonlar, uygulamalar, ve daha fazlası. ShiftDelete.Net adına olan biteni anında sizlerle paylaşacağım. Aldığım bir diğer davet de Lenovo'dan. Orlando'da gerçekleştirilecek olan Transform 3.0 @ Accelerate 2019 etkinliğini yerinde izleyeceğim. Burada paylaşılacak konular arasında: veri merkezi ekonomisinde devrim yapmak, İş yükünün hızlanması ve esnekliği, Veri yönetiminizi dönüştürme, Cloud ile esnek altyapıların elde edilmesi, Yapay zekanın, veri merkezi stratejilerini ve önceliklerini nasıl değiştiriyor ve yeni ürün duyuruları var. Bu bilgileri de diğer girişimimiz Techinside.com üzerinden paylaşacağız. Amerika'da edindiğim bazı izlenimler var. Onlardan biri de mantar gibi çoğalan e-scooter'lar. sokaklar, bu cihazlardan geçilmiyor. hem de en ücra yerlerde. bizim ülkemizde de martım adlı bir uygulama var ama gelen yorumlar ve paylaşılan deneyimler moral bozucu. İstanbul BB bu konuda kendi çözümünü sağlayacakmış. Keşke belediye değil de, özel girişimler bu planı hayata geçirseler. Bitaksi'ye rakip olarak iTaksi çıkmıştı. Ama özel sektörden de ses yok. O nedenle yapılsın da kim yaparsa yapsın modundayım. Bir de teknoloji şriketlerimiz: Vestel, Arçelik, Casper vs neden bu e-scooter'ı üretmez anlamıyorum. Yakında sokaklar dolacak ve bu cihazları yurt dışından mı ithal edeceğiz? yerli otomobili geciktirdik, bari bu cihazları türkiye'de üretelim. Geçen sene, Apple ve Google, bağımlılıkla mücadele planı hayata geçirmişti. Apple'ın ekran süresi özelliği bu amaca hizmet ediyor. hangi uygulamaya ne kdar zaman ayırdım falan hepsini görüyoruz. Daha doğrusu "Instagram'ın ne kadar kölesiyiz, bunu görebiliyorsunuz". Neyse, Apple, benzer hizmetleri sunan uygulamaları store'dan kaldırmış. Gelirinin %80'ini App Store'dan kazanan Ourpact isimli uygulama da bunlardan biri. Adamların sitesinde sadece Android robotu var. Herifler bitmiş resmen. Geçen, ShiftDelete.Net'te e yayınlanan bir haber vardı. United Airlines, uçak içi eğlence sistemine kamera ekletmiş. Koltuk arkalarına bırakılan bu ekrandaki kamera da birsürü insanı rahatsız etmiş. Kameralar, Panasonic'ten alınmış. Panasonic yöneticileri, kameraların bir gün koltuğa video gibi gelişmiş eğlence özellikleri sağlayabileceğini iddia ediyor. Bence bu kameralardan rahatsız olan yolcular için kamera önüne bir kapak konulmalı. Bakalım THY'de durum ne olacak, yakında görürürüz. Bu arada THY'deki cihazlara iPhone şarj etmek istediğimizde, bu bilgisayara güveniyor musunuz diye bir ibare çıkıyordu önceden şimdi durum nedir bilmiyorum. Evet derseniz, galeride ne kadar resim var, uçaktaki bilgisayar telefonunuza bağlanabiliyordu. Neyse sizi fazla korkutmayayım. Tesla tarafında ilginç yenilikler var. yaklaşık 600 km giden yeni sistem duyuruldu. hatta mesafe olarak da yine buralardan "san francisco'dan los angeles" örneği verildi. Bununla beraber uzunca bir yolu şoföre ihtiyaç duymadan aracın kendisinin gittiği bir de video paylaşıldı. Bir diğer yenilik de yeni firmanın Tesla otomobillerde kullandığı bilgisayardan geldi. Yeni FSD (Full Self Driving) çipi 6 milyar transistör barındırıyormuş. Saniyede 2300 kare işleyebiliyor. Önceki nesil donanıma göre 21 kat daha fazla geliştirme varmış. Firmadan gelen yenilik haberleri iyi ama finansal durum çok iyi değil. Tesla, ciddi anlamda para yakıyor ve yatırımcıları bir an önce kar elde etmesini bekliyor. Otonom sistemlerden konu açılmışken, Akınsoft'un yeni robotundan da bahsedelim. Firma, Boston Dynamics modellerine benzer bir nodel geliştirmiş. Yerli üretimi destekliyorum ama bu iletişimin çok iyi yapılması lazım. Daha önce üretilen robotlardan biri devrilmişti. Devrilen robotu hastaneye kaldırdılar, diğer robotlar çiğ köfte falan yapmıştı odada. Bana sorarsanız, böyle kurulmaz iletişim. Neyse, bu firmanın yeniliklerini duyurmya devam edeceğim yine. Amazon yeni müzik hizmeti ile Spotify’a rakip olacakmış! Amazon Music uygulamasının Alexa özellikli cihazlar için ücretsiz müzik hizmeti sunmasının ardından şirket, yeni bir streaming (Spotify gibi) ile karşımıza çıkmayı planlıyor. Şirketin henüz Amazon Music uygulaması üzerinde mi yoksa yepyeni bir uygulama üzerinde mi çalıştığı net değil. Fakat raporlara göre şirket, ABD için 15 dolara yayınlayacağı bir hizmet sunacak. bu müzik akış hizmeti ile daha yüksek kaliteli müzik ve daha büyük bir müzik kütüphanesi sunmayı planlıyormuş. Hi-Fi kulaklığınız varsa ilgilenin derim ama yoksa Spotify, Apple Music ve Fizy gibi ürünlere devam edin. Huawei, telefonlarında kullandığı arabirim olan EMUI için istatistik paylaşmış. Apple paylaşıyor, adamlar niye paylaşmasın. Neyse, kullanıcı sayısı günde 470 milyonu geçmiş. Dünyanın 216 ülkesinde ve 77 farklı dilde bu arayüzün kullanılıyormuş. Türkiye'de büyük sükse yaparak başlayan Sinemia, ABD pazarından çekilmiş. Başlarda ben de severek kullandım hatta video çekerek destek oldum ama şu anda sunduğu deneyim gerçekten kötü. Her ne olursa olsun, ABD pazarında rekabet eden bir Türk girişime destek olmak için kendimi zorluyorum ama bu da bir yere kadar sürüyor. Bakalım bu saatten sonra Türkiye'de küstürdüğü kullanıcılar için plan ne olacak? Bir sonraki podcast'te görüşmek üzere, hoşça kalın.
En nok så småforsinket episode er ute! Her er det bare å samle familien rundt middagsbordet mens Fredd'n og Tobb mater dere med fotball
Libcast'in ilk bölümünde TOBB Üniversitesi'nden Doç. Dr. Burak Bilgehan Özpek ile görüştük. Yayın Türk Dış Politikasındaki güncel meseleleri ve bunun iç politikaya olası etkilerinin değerlendirilmesiyle başlıyor ve hocamızın piyasaya çıkan son kitabı üzerinden çözüm sürecinin değerlendirilmesi ile son buluyor.
Bringing good news toBB