POPULARITY
Bölüm içeriği ve zaman damgaları:00:00 Giriş | Takip Et, Bildirimleri Aç00:34 Temel Finansal Bilgilerinizi Güçlendirin01:00 Kendi Stratejinizi Belirleyin ve Sadık Kalın01:20 Yatırım Kulüplerine ve Telegram Gruplarına Dikkat Edin02:03 Bilgi Kaynaklarınızı Çeşitlendirin03:16 FOMO (Kaçırma Korkusu) ile Mücadele Edin04:53 Rasyonel ve Soğukkanlı Kalın05:34 Ters Psikolojiyi Kullanın06:03 Kendi Kararlarınızı Geriye Dönük Analiz Edin06:22 Yatırım Kararlarınızı Başkalarına Söylemeyin07:00 Kapanış | Bölümü PaylaşBir "Zorlu Ekonomilerde Servet Edinme ve Varlık Yönetimi" yayını olan Finans Podcasti, tüm sosyal ağlarda @finanspodcasti kullanıcı adıyla, tüm podcast platformlarında ise adıyla bulunabilir. Soru, öneri ve diğer iletişim ihtiyaçları için finanspodcasti@gmail.com e-posta adresinden bana ulaşabilirsiniz. Tüm önemli sayfaların bağlantıları https://linktr.ee/finanspodcasti adresinde.Bölümü bulmanızı kolaylaştıracak diğer ilgili konu başlıkları: Duygusal Yatırım Hatalarını Önlemek, Sürü Psikolojisinden Kaçınmak, Medyanın ve Sosyal Medyanın Yatırım Üzerindeki Etkileri, Rasyonel ve Veriye Dayalı Karar Alma, Bilgi Kirliliğinden Korunma Yolları, Uzun Vadeli Perspektif ve Sabırlı Yatırımcılık, Kendi Stratejinize Sadık Kalmak, Manipülasyonları ve Spekülasyonları Ayırt Etmek, FOMO (Kaçırma Korkusu) ile Başa Çıkmak, Bağımsız Düşünme ve Finansal Bilinç, Portföy Yönetiminde Kendi Kurallarınızı Belirlemek, Yatırım Günlüğü Tutmanın Önemi, Kendi Araştırmanı Yap (DYOR) Prensibi, Başkalarının Fikirlerine Karşı Eleştirel Bakış Açısı Geliştirmek, Piyasa Gürültüsünü Filtreleme, Dış Etkenlerden Bağımsız Olarak Stratejik Planlama, Kendi Risk Toleransını Belirleme ve Korkuların Yatırım Kararlarını Etkilemesini Önleme
Bu mektûb, Muhammed Ma'sûm-i Kâbilîye yazılmışdır. Sevenlerin sıkıntılara, üzüntülere dayanmaları lâzım geldiği bildirilmekdedir:“Fakîrleri seven kardeşim! Kalbinde sevgi taşıyanların sıkıntı ve üzüntü çekmeleri lâzımdır. Dervîşliği seçenlerin dertlere, sıkıntılara alışması lâzımdır.Fârisî beyt tercemesi: Seni sevmek, dert ve gam tatmak içindir, Yoksa, râhat etdirecek şeyler çokdur.Sevgili, sevenin çok üzülmesini ister. Böylece, kendinden başkasından büsbütün soğumasını, kesilmesini bekler. Sevenin râhatlığı, râhatsızlıkdadır. Âşıka en tatlı gelen şey, sevgili için yanmakdır. Sükûnet bulması çırpınmakdadır. Râhatı, yaralı olmakdadır. Bu yolda istirâhat aramak, kendini sıkıntıya atmakdır. Bütün varlığını sevgiliye vermek, ondan gelen herşeyi seve seve kapmak acısını, ekşisini, kaşları çatmadan almak lâzımdır. Aşk içinde yaşamak böyle olur. Elinizden geldiği kadar böyle olunuz! Yoksa, gevşeklik hâsıl olur. Sizin çalışmanız iyi idi. Bunun dahâ artmasını beklerken, azalıverdi. Fekat üzülmeyiniz. Eğer, kendinizi bu duraklamadan kurtarırsanız, eskisinden dahâ iyi olur. Sizi bu dağınıklığa sürükleyen şeylerin, toparlanmanıza da sebeb olacaklarını biliniz! Böylece, çalışmanız artar. Vesselâm.”146.“Oğlum Şerefeddîn Hüseynin mektûbu geldi. Allahü teâlâya hamd olsun ki, fakîrleri hâtırlamakla şereflenmekdesiniz. Aldığınız vazîfeyi çok yaparak zemânlarınızı kıymetlendiriniz! Fırsatı elden kaçırmayınız. Geçici olan şânlar, şerefler sizi aldatmasın. Dünyâ lezzetleri, hakîkî lezzetlerden mahrûm etmesin.Fârisî beyt tercemesi:Sana söyliyeceğim hep şudur: Çocuksun, yol ise korkuludur.Allahü teâlâ, bir kulunu gençlikde tevbe etmeğe kavuşdurursa ve bu tevbesini bozmakdan korursa, ne büyük ni'met olur. Diyebilirim ki, bütün dünyâ ni'metleri ve lezzetleri, bu ni'metin yanında, büyük deniz yanındaki bir damla su gibidir. Çünki bu ni'met, insanı Allahü teâlânın rızâsına, sevgisine kavuşdurur. Bu ise, dünyâ ve âhıret ni'metlerinin hepsinin üstündedir. Âl-i İmrân sûresinin onbeşinci ve Tevbe sûresinin yetmişüçüncü âyetinde meâlen, “Allah'ın râzı olması nimeti dahâ büyüktür” buyuruldu. Doğru yolda olanlara ve Muhammed Mustafâya “aleyhi ve alâ âlihissalevâtü vetteslîmâtü etemmühâ ve ekmelühâ” uymakla şereflenenlere selâm olsun!” RabbaniSahabîlerden biri şöyle dedi: Bir gün Peygamberimiz, aramızda gülüşürken çıkagelmişti. Bize, “Cehennem ardınızdayken nasıl gülersiniz? Vallahi, sizi gülerken görmemeliyim!" dedi ve yüzünü dönerek giti. Sanki başlarımıza birer kartal konmuş gibi olmuştuk. Fakat, az sonra yanımıza gelerek şu müjdeyi verdi: "Biraz önce Cebrail gelerek bana şöyle dedi. Yüce Allah buyuruyor ki: "Niçin kullarımın ümidini rahmetimden kesiyorsun? Kullarıma Benim affedici ve merhametli olduğumu, bunun yanında azabımın da ağır olduğunu bildir."ّدَاصرملابلّكَ برّنَ اBütün peygamberlerin ortak nasihati. Utanmadıktan sonra dilediğini yap.İyilikte kötülükte bulaşıcıdır."İnsanlar için hak yolunu kapatan beş şey vardır:Cahillikten rahatsız olmamak, dünya hırsı, cimrilik, amelde riya, kendi fikrini beğenmek." Hz. Ali ra.Bir vehabi yazdı sen ölünce cenaze namazına asla gelmicem. Hiç cevap vermem ama buna yazdım: Benim cenaze namazıma 1000 Peygamber gelecek, sen eksik kal nolur.“Güneşin Görevi Işık Saçmaktır! Yarasalar Rahatsız oluyor Diye, Güneş Bu Görevinden Vazgeçecek Değil Ya!” Şems-i TebriziŞeytan taşlamaktan tavaf yapamıyoruz!Başarı, en iyi intikamdır.Yiğit 1000 gün yaşar fırsat bir gün düşerBereket diye bişey var İslam'da. Kurtuluş savaşında Yunan nüfusu 10 milyon; Türkiye 10 milyon. Yıl 2025. Yunan yine 10 milyon; Türkiye 85 milyon.Korkularının üstüne git! Agresif ol ve yüzleş onlarla. Sert saldır! Vücudunda bir yer tutulup ağrıdığında, masör kişi o bölgeye sert bir masaj yapar, ödeme dönüşmüş olan kas yapını yumuşatır ve ağrı biter.Mülk Allahındır yazıyo apartmanda. Altında sahibinden satılık yazısı var!“Kendi ayıbı, insanların ayıbını görmekten alıkoyan kimseye müjdeler olsun." (Aclûnî, Keşfu'l-Hafa, II, 46)
Cesaret Korkunun Yokluğu Değil, Onunla Dans EtmektirHayatını Geri Al: Korkuların Seni YönetmesinÖlüm Döşeğinde Pişman Olmamak İçin Bugün Ne Yapmalısın?Freud'un Babası ve Kahramanlar: Kendi Kahramanın Olabilir misin?Amigdala Sizi Sabote Ediyor: Beyninizin Korku Mekanizmasını Nasıl Hacklersiniz?Başkalarının Senin Hakkında Ne Düşündüğünü Umursamaktan Vazgeç!Korkuların Seni Öldürmeden Önce Onları Nasıl Öldürürsün?İç Sesinle Barış: Seneca, Epiktetos ve Zihin KontrolüDenemekten Korkuyorsan, Cesaret Kasını Çalıştırmanın 5 YoluMarcus Aurelius'un Fısıldadığı Cesaret SırlarıHayallerine Ulaşmanın Tek Yolu: Korkuyu Yanına Al ve Yola ÇıkÖzgüven Eksikliği Mi? Cesaret Mi? Asıl İhtiyacın Olan Hangisi?Ya Şimdi Ya Asla: Geç Kalmadan Cesur Olmanın FormülüDüşünce Bol, İcraat Yok: Eyleme Geçemeyenler İçin Rehberİbn-i Sina'nın Kurt ve Kuzu Deneyi: Seni Öldüren Korkuların mı?Başarısız Olmaktan mı Korkuyorsun? Asıl Korkman Gereken Şey Bu!Kendi Hayatının Başrolü Ol: Figüranlıktan Çık, Cesurca YaşaKorkuların Seni Esir Tutuyor mu? İşte Zincirleri Kırmanın YoluBeynin Bahaneler Üretiyor, Sen de İnanıyor musun?10 Yıl Önceki Sen ile Bugünkü Sen: Aradaki Fark Ne?
Ekonomik özgürlüğünüzü kazanmak ve pasif gelir elde etmek için eBay dropshipping sistemini öğrenin. Para kazanma sistemlerinin işleyişini öğrenirken, müşteri odaklı bir işletme kurmanın ve belirli bir alanda uzmanlaşmanın önemini keşfedin. Apple ve Microsoft gibi devlerin başarı stratejilerinden ilham alın; AliExpress gibi platformlarla zahmetsiz kazanç yollarını öğrenin. Bu video, kapatılan şirket deneyimlerinden dersler çıkararak, sizi kendi iş modelinizi oluşturma ve sistemin sizin yerinize çalışmasını sağlama konusunda bilgilendiriyor. Maddi özgürlüğe ulaşıp hayatın tadını çıkarma yolculuğunuza bugün başlayın! Zaman Çizelgesi: 00:04 ✦ Ekonomik özgürlüğe giden yol: eBay dropshipping ile para kazanma 01:44 ✦ Ekonomik özgürlüğün kendini keşfetme ve eyleme geçirme ihtiyacına etkisi 03:32 ✦ Kapanan şirket deneyimlerinden çıkarılan dersler ve vizyonun önemi 05:52 ✦ Apple ve Microsoft'un rakiplerine üstün gelmek için uyguladığı satış stratejileri 07:33 ✦ Başarılı bir işletme için müşteri odaklılık ve eBay dropshipping'in etkisi 09:03 ✦ Para sisteminin sizin için çalışmasını sağlama gerekliliği 10:38 ✦ Başarı için eBay dropshipping'de uzmanlaşmanın rolü 12:09 ✦ AliExpress ile eBay üzerinden zahmetsiz kazanç elde etme yöntemleri 13:43 ✦ Maddi özgürlükle hayatın zevklerini keşfetmenin önemi
Bu bölümde arkadaş ve aile davetlerinin, birlikte çıkılan tatillerin çoğaldığı sezon olan Yeni Yıl sezonunda yeme bozukluklarımızı yönetme tüyolarını konuşuyoruz. Sağlıkla kalın, İrem
132. Bu mektûb, molla Muhammed Sıddîk-ı Bedahşîye yazılmışdır. Dünyâya düşkün olanlarla arkadaşlık etmemeli. Dünyânın ne olduğunu iyi bilenlerin sohbetine koşmak lâzım geldiği bildirilmekdedir: Kardeşim! Görünüşe bakılırsa, fakîrlerin sohbetinden sıkıldığınız, zenginlerle arkadaşlık kurduğunuz anlaşılıyor. Çok fenâ yapıyorsunuz. Bugün gözünüz kapalı ise de, yarın açılacakdır. Fekat o zemân, pişmânlıkdan başka ele birşey geçmiyecekdir. Haberleşmeliyiz. Ey şaşkın! Senin şu hâlin iki şey olabilir: Zenginlerin arasında iken gönlünü Allahü teâlâ ile yapabilirsin veyâ yapamazsın. Eğer yapabilirsen fenâdır. Eğer yapamazsan dahâ fenâdır. Eğer yaparsan fenâ olur dedik. Çünki istidrâcdır. İstidrâc iyi görünür. Fekat felâkete götürür. Böyle olmakdan Allahü teâlâya sığınırız. Onların arasında gönlünü Allahü teâlâya veremezsen, dahâ fenâ olur dedik. Çünki, Hac sûresinin, (Dünyâda ve âhıretde ziyân etdiler) meâlindeki onbirinci âyetinde bildirilenlerden olursun. Fakîr çöpçüler, koltukda oturan zenginlerden çok iyidir. Bu söze belki inanırsın. Belki de inanmaz, şaşarsın. Fekat, bir gün gelecek inanacaksın. Lâkin, o inanışın fâidesi olmıyacak. Yağlı, tatlı yemeklere ve süslü, modaya uygun elbiseye düşkünlük, seni bu belâya da sürükledi. Fırsat elden dahâ gitmemişdir. İşin doğrusunu düşününüz! Allahü teâlânın rızâsına, sevgisine engel olanları düşman biliniz! Onlardan kaçınız! Çok sakınınız! Tegâbün sûresinin, (Çok doğrudur ki, zevcelerinizden ve çocuklarınızdan size düşmân olanlar vardır. Onlardan sakınınız!) meâlindeki ondördüncü âyetini okuyarak gaflet uykusundan uyanmalıdır. Birlikde geçirdiğimiz günlerin haklarını göz önünde tutarak, size bir nasîhat yapıldı. İster dinleyiniz, ister dinlemeyiniz. Önceden de, sizin yersiz davranışlarınızı görerek bu yolda bulunamıyacağınızı anlamışdım. Korkduğum başımıza geldi. (İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci'ûn). Doğru yolda gidenlere ve Muhammed Mustafânın izinde bulunanlara selâm olsun “aleyhi ve alâ âlihissalevâtü vetteslîmâtü vettehıyyâtü etemmühâ ve ekmelühâ”! Yaradılışdaki iyiliği ve uygunluğu görerek, sizden başka şeyler umuyordum. Kıymetli cevherinizi çöplüğe atdınız. (İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci'ûn). 133. Bu mektûb, yine, molla Muhammed Sıddîka yazılmışdır. Fırsatı ganîmet bilmek, vakti kıymetlendirmek lâzım olduğu bildirilmekdedir: Gönderdiğiniz mektûb geldi. Fırsatı ganîmet bilmelidir. Vaktleri çok kıymetli ni'met bilmelidir. Modaya, âdetlere uymakla ele birşey geçmez. Yalan sözlerden, kaçamak davranışlardan ancak zarar ve ziyân ele geçer. Muhbir-i sâdık, ya'nî hep doğru söyleyici “aleyhi ve alâ âlihi minessalevâti etemmühâ ve minetteslîmâti ekmelühâ” (Helekel-müsevvifûn) buyurdu. Ya'nî sonra yaparım diyenler helâk oldular. Bugünkü ömrü vehm ve hayâl için harc etmek ve hayâl olan şeyleri ele geçirmek için, mevcûd olanları elden kaçırmak çok çirkin bir işdir. Elde bulunan şeyi, en ehemmiyyetli, en kıymetli şey için kullanmak gerekir. Karışık, pis, fâidesiz şeyler geriye bırakılmalıdır. Hak teâlâ, mâsivâsı ile ya'nî Ondan başka şeyler ile olan râhatlıkdan kurtarmak için, bir parça râhatsızlık versin! Dedikodu ile ele birşey geçmez. Kalbin selâmetini istemelidir. Asl lâzım olan işi düşünmeli, lüzûmsuz, fâidesiz şeylerden tâm kaçmalıdır. Fârisî beyt tercemesi: Her ne ki güzeldir, Allah sevgisinden başka, Hepsi câna zehrdir, şeker gibi de olsa. Habercinin ancak haber vermesi lâzımdır.” Rabbani Ebû Hamid Lifâf şöyle demiştir: Sık sık ölümü hatırına getiren kimseye şu üç şey bağışlanır: 1) Bir an önce tevbe etmek, 2) Asgarî miktarda rızıkla yetinmek, 3) Şevkle ibâdet edebilmek. Buna karşılık, ölümü unutan kimse de şu üç şeyle cezalandırılır: 1) Tevbe etmeyi ertelemek, 2) Asgarî miktardaki rızka râzı olmamak, 3) İbâdete karşı isteksizlik. Korkularının üstüne git! Agresif ol ve yüzleş onlarla. Sert saldır! Vücudunda bir yer tutulup ağrıdığında, masör kişi o bölgeye sert bir masaj yapar, ödeme dönüşmüş olan kas yapını yumuşatır ve ağrı biter.
Merhaba, uzun bir aradan sonra birlikteyiz. 5 Dakika Farkındalık Günlüğü ve diğer ürünleri satın almak için: https://www.shopier.com/ShowProductNew/storefront.php?shop=Bengilisular&sid=ek1vc1M1OGdoRWJIRFlwajBfLTFfIF8g Küçük Bir Mola podcastin artık kendi hesabı var! https://www.instagram.com/kucukbirmola.podcast/ İçeriklerime destek olmak isterseniz: https://www.patreon.com/bengisu Instagram/TikTok @bengilisular YouTube: Bengisu Başaran --- Support this podcast: https://podcasters.spotify.com/pod/show/kucukbirmola/support
“Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin. İçinizden kim onları dost edinirse, işte onlar, zalimlerin ta kendileridir.” (Tevbe 23) De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticaret ve beğendiğiniz meskenler size Allah'tan, peygamberinden ve O'nun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah, fasık topluluğu doğru yola erdirmez.” (Tevbe 24) “Bil ki bu ayet, Hak Teâlâ´nın bir önceki ayette zikrettiği cevabı izah etmektedir. Çünkü bazı mü´minler: "Ey Allah´ın Resulü, onlardan tamamen uzak durmamız nasıl mümkün olur? Bu uzak durma bizlerin, babalarımızdan, kardeşlerimizden ve akrabalarımızdan kopmamıza, ticaretimizin kesada uğramasına, mallarımızın yok olmasına, evlerimizin harab olmasına ve bizim, herşeyini kaybeden kimseler olarak kalmamıza sebeb olur" dediler. Bunun üzerine Allah Teâlâ, dinin ve imanın sapasağlam kalabilmesi için, böyle dünyevi zararlara katlanılmasının gerekli olduğunu beyan buyurmuş ve; "Eğer size göre, bu dünyevi menfaatları nazar-ı dikkate almak, Allah ve Resulüne itaat etmekten ve Allah yolunda cihaddan daha evla ve sevimli ise, Allah emrini, yani dünyevî ve uhrevî cezasını başınıza getirinceye kadar, sevdiğiniz o şeyleri nazar-ı dikkate almaya devam edin!" demek istemiştir. Bu hitabdan maksud, ilahi bir va´îd ve tehdiddir. Allah Teâlâ daha sonra "Allah fâsıklar (güruhunu) hidayete erdirmez" yani, "O´na itaattan çıkıp, O´na karşı günaha girenlere hidayet etmez" buyurmuştur ki bu da bir tehdiddir. Bu ayet, dinî meselelerden herhangi biri ile, dünyevî işlerin bütünü arasında bir çelişki meydana geldiğinde, müslümanın, dinini dünyasına tercih etmesinin farz olduğuna delalet eder. Vahidî şöyle demektedir: "Hak Teâlâ, "... aşiretiniz" buyurmuştur. İnsanın aşireti, onun en yakın ehl-ü iyâlidir ki bunlar onunla beraber yaşayan kimselerdir. Bil ki Allah Teâlâ, kâfirlerle içli-dışlı olmaya sevkeden şeyleri zikretmiş ve bunların da şu dört şey olduğunu belirtmiştir: Akrabalarla beraber olma. Allah Teâtâ, çok akraba arasında şu dört kısmı zikretmiştir: Babalar, oğullar, kardeşler ve eşler. Daha sonra da bunların hepsini içine alan, "aşiretiniz" lafzını getirmiştir. Kazanılmış mallan elde tutma temayülü. Ticaret yoluyla mal kazanma arzusu. Evlere bağlı olma arzusu. Bunun çok güzel bir sıralama olduğunda şüphe yok. Çünkü içli-dışlı olmaya sevkeden en büyük sebep arkabalıktır. Bundan dolayı olan içli-dışlı oluş ile, elde olan malları elde tutma ve muhafaza etme sağlanır. Daha sonra bu içli-dışlı oluştan, elde mevcut olmayan şeyleri kazanmaya ulaşılır. Bu sıralamanın en sonunda, yurtlarda ve diyarlarda, oturmak için yapılmış olan binalarla ığılı arzuya yer verilmiştir. Böylece Allah Teâlâ, bu şeyleri, gerekli bu tertibe göre zkretmiş ve en sonunda da, din ile imanı nazar-ı itibara almanın bütün bunları nazar-ı dikkate almaktan daha hayırlı olduğunu beyan buyurmuştur.” Ebû Hamid Lifâf şöyle demiştir: Sık sık ölümü hatırına getiren kimseye şu üç şey bağışlanır: 1) Bir an önce tevbe etmek, 2) Asgarî miktarda rızıkla yetinmek, 3) Şevkle ibâdet edebilmek. Buna karşılık, ölümü unutan kimse de şu üç şeyle cezalandırılır: 1) Tevbe etmeyi ertelemek, 2) Asgarî miktardaki rızka râzı olmamak, 3) İbâdete karşı isteksizlik. Korkularının üstüne git! Agresif ol ve yüzleş onlarla. Sert saldır! Vücudunda bir yer tutulup ağrıdığında, masör kişi o bölgeye sert bir masaj yapar, ödeme dönüşmüş olan kas yapını yumuşatır ve ağrı biter. Bütün peygamberlerin ortak nasihati. Utanmadıktan sonra dilediğini yap. İyilikte kötülükte bulaşıcıdır. Dinlenen aslan, ısıran sinekleri kendine çeker. Rahmetli babamın hikmetli bir sözü vardı: Oğlum, kırk – tırt! “Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selam edin.” (Ahzab 56) “Peygamber, müminlere nefislerinden evladır” (Ahzab 6)
Bu mektûb, molla Safer Ahmed-i Rûmîye yazılmışdır. Anaya babaya hizmet, her ne kadar sevâb ise de, hakîkî matlûba kavuşmak yanında, boşuna uğraşmak olur. Hattâ günâh olduğu bildirilmekdedir: Kıymetli mektûbunuz geldi. Buraya gelemediğinizin sebebini yazıyorsunuz. Doğrudur. Şimdiye kadar yapdığınızdan dahâ da çok yapınız. Lâzım olan hizmeti tâm yapamadığınızı düşününüz. Ahkâf sûresinin onbeşinci âyetinde, (İnsanlara, analarına babalarına ihsân etmelerini söyledik) buyuruldu. Lokmân sûresinin ondördüncü âyetinde, (Bana ve anana babana şükr et!) buyuruldu. Böyle olmakla berâber, bütün bu iyi işler, hakîkî varlığa kavuşmak yanında boş, fâidesiz kalırlar. Sülûk konaklarını geçmek yanında lüzûmsuz, boş şeylerdir. (Ebrârın iyilik olarak yapdıkları, mukarrebler yanında günâh olur) sözünü işitmişsinizdir. Fârisî beyt tercemesi: Her ne ki güzeldir, Allah sevgisinden başka, Hepsi câna zehrdir, şeker gibi de olsa! Allahü teâlânın hakkı, bütün mahlûkların haklarından dahâ önce gelir. Onların haklarını gözetmek de, Onun emri iledir. Yoksa, Onun hizmetini bırakıp da, başkalarına hizmet etmek kimin elinden gelebilir? Bunun için, başkalarına hizmet etmek, Ona olan hizmetlerden biri olur. Fekat, hizmetler arasında çok fark vardır. Tarlayı sürenler ve ekini biçenler de, pâdişâhlara hizmet etmekdedir. Fekat, serâyda olanların yapdıkları hizmetlerin şerefi başkadır. Bunların yanında, tarlayı sürmek ve ekini biçmek gibi şeyler söylemek, suç bile olur. Her işin karşılığı, o işin kıymetine göre ölçülür. Tarla sürenler, sabâhdan akşama kadar ter içinde çalışır. Buna karşılık, az birşey alır. Mukarrebler ya'nî sultâna yakın olanlar ise, her sâatde yüzlerce lira alırlar. Böyle olmakla berâber, bunların bu paralarda hiç gözleri yokdur. Gözleri, gönülleri hep sultândadır. Aralarındaki farkı düşününüz! Ferrûh Hüseyn, oldukça ilerlemekdedir. Onun için üzülmeyiniz! Dahâ ne yazayım. Vesselâm.” 128. mektup Bu mektûb, hâce Mukîme yazılmışdır. Çok yükseklere erişmeği istemelidir. Ele geçenle doymamak lâzım olduğu bildirilmekdedir: Kıymetli hâce Muhammed Mukîm! Bu uzakda kalmış olanları unutmayınız! Hattâ, uzakda sanmayınız! Hadîs-i şerîfde, (İnsan, sevdiği ile birlikdedir) buyuruldu. Bu yolun ucu çok uzundur. Aranılan sevgili, çok yüksekdir. Gücümüz, uğraşmamız ise, sonsuz olarak azdır. Erişilen konaklar, aranılanı andıran serâb gibidir. Allah korusun! Bu konakları, yolun sonu sanmakdan, yabancıları aranılan sevgili sanmakdan ve anlaşılabilen şeyleri, anlaşılamıyan sanarak, yarı yolda kalmakdan Allahü teâlâya sığınırız! Çok yüksekleri aramalı, ele geçenlere bağlanıp kalmamalıdır. Verâların verâsını, ötelerin ötesini aramalıdır. Böyle bir istek, böyle çok çalışmak, ancak vazîfe alınan büyüğün “kaddesallahü sirrehül'azîz” teveccühü, dilemesi ile elde edilebilir. Onun teveccühü de, mürîdinin ona olan sevgisi, bağlılığı kadar olur. Bu ise, Allahü teâlânın öyle bir ni'metidir ki, dilediğine verir. Onun ihsânı pekçokdur. Bir lokantada yemek çeşidi ne kadar fazlaysa kalite lezzet o kadar az olur. Çeşidi az olanın kalitesi fazladır. Korkularının üstüne git! Agresif ol ve yüzleş onlarla. Sert saldır! Vücudunda bir yer tutulup ağrıdığında, masör kişi o bölgeye sert bir masaj yapar, ödeme dönüşmüş olan kas yapını yumuşatır ve ağrı biter. Önce astar çekiyo kızlar, Üstüne alçıpan döşüyor! Bu nası makyaj? Şeriatın şahıtlık etmedıgı her hakıkat zındıklıktır! Ebû Zer (radıyallahü anh) hazretleri rivayet eder: Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Kabe'nin gölgesinde otururken yanına geldim. Beni görünce: "Kabe'nin Rabbine yemin olsun ki, onlar zarardadır" buyurdu. Ben: "Yâ Resulallah, anam babam sana feda olsun, onlar kimlerdir?" dedim.
Emi bu bölümde, yakın geçmişte yaşadığı bir olayı ele alarak, inanç sistemlerimizi, korkularımızı ve eğer bunların farkında olmazsak, hayatımızı nasıl ele geçirebileceklerinden bahsediyor. Doyunca Dur DedilerInstagram hesabı: Doyunca.dur.dediler Emi'yi Instagram'da takip etmek için: @emineuluchay Emi'yi YouTube'de takip etmek için: Emine Uluçay Emi'nin websitesine göz atmak için: www.emineuluchay.com Ayşe ile ortak hazırlanan 10 Gün Programı hakkında detaylı bilgi için: https://www.emineuluchay.com/10-gun-programi
Korkuları açığa çıkartan dürtüler ve arkasında yatan nedenler neler olabilir? Nasıl bir egzersiz yapabiliriz..?
Geçmiş gün. Ama unutturmuyorlar. Çünkü rahatsız oldular. Damarlarına bastı… Şu; 4 Şubat'ta Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, AHaber'de Murat Akgün'le röportaj yaptı. Söyleşinin bir yerinde, “Biz AB'ye üyelik konusunda olduğumuz yerde duruyoruz, bir yere gitmedik” dedikten sonra; “ama bu şu demek değil, bir büyük ülke olarak ciddi atmamız gereken adımlar var. Yani biz AB üyeliğimizi aldık almadık diye bekleyecek durumda değiliz. Başka alternatifleri, başka tarihi yolculukları ve özellikle ekonomik iş birliği alanlarında biz aramak zorundayız. Bu konuda da ciddi çalışmalar var”… Bunun üzerine gelişen ‘muhalif okumaların' özeti şu; “ne demek istiyorsun? ‘Başka alternatifler' ne demek? Hele başka tarihi yolculuklar' ne demek? Kamuoyuna izah edin! O yolculuğu yaptığınız yerlerin demokrasisi, insan hakları, vs nasıldır?” Aslında bu sorular, “müddei”nin durduğu ekseni gösteriyor. Korkuları şu değil, “eyvah, Doğu'ya mı gideriz demek istiyor”. Ödlerini koparan şu; “Batı'dan gidiyorlar”. Kavga bu… BOYNU KALIN ÜLKE… Oysa, sadece Fidan değil, Ak Parti döneminin ilgili tüm bakanları, halefleri-selefleri ve bizzat Cumhurbaşkanı, farklı tarihlerde ve şartlarda birden çok kez ifade etti ki, “eksenimiz Türk eksenidir”! Peki kastedilen nedir? “Dünyada her yerle', Türkiye'nin çıkarı olan ilişkiyi, başkalarına sormadan ve-dahi hesap vermeden kurmak, kuracak güce ulaşmak”… Sadece ‘boynu kalın Kurt' değil, aynı zamanda ve belirgin şekilde, “bağımsız” bir ülke!..
Philips'in sunduğu Meriç Aral ve Efe Tunçer ile Teras Noir'ın yeni bölümünün girişinde, uzayda olmanın iyi ve kötü yanları masaya yatırılıyor. Dünyanın kaderinin Efe'nin omuzlarına yüklendiği hayali bir senaryo üzerine çıkarımlar yapılırken, havacılık sektörüne dair gerçekliğinden şüphe edilmesi gereken birtakım bilgiler, umarsızca paylaşılıyor. Better Call Saul'dan David Beckham'a kadar uzanan sohbet yelpazesi, kitap tavsiyeleriyle son buluyor.
Philips'in sunduğu Meriç Aral ve Efe Tunçer ile Teras Noir'ın yeni bölümünün girişinde, uzayda olmanın iyi ve kötü yanları masaya yatırılıyor. Dünyanın kaderinin Efe'nin omuzlarına yüklendiği hayali bir senaryo üzerine çıkarımlar yapılırken, havacılık sektörüne dair gerçekliğinden şüphe edilmesi gereken birtakım bilgiler, umarsızca paylaşılıyor. Better Call Saul'dan David Beckham'a kadar uzanan sohbet yelpazesi, kitap tavsiyeleriyle son buluyor.
“Ki Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve Resûlüne itaat ederse, muhakkak büyük bir başarıya ulaşmıştır.” 71 Cenâb-ı Hak, daha sonra bu kimselere bu iki emrine karşılık şu iki vaadde bulunmuştur: Mü´minlerin hayır ve güzel olan işlerine karşılık, işlerinin iyiye götürülmesi... Çünkü kişi Allah´tan itikâ etiği için, amellerini düzeltir. Amel-i sâlih de göğe kaldırılır ve orada muhafaza edilir. Böylece de amel-i sâlih yapan, cennette ebedî bırakılır. Kişinin doğru söylemesine karşılık da günahlarının bağışlanması vaadedilmiştir. Daha sonra Cenâb-ı Allah, "Kim Allah´a ve Resulüne itaat ederse, muhakkak ki o, en büyük kurtuluşla kurtulmuştur" buyurmuştur. O halde Allah´a itaat, peygambere itaat demektir. Fakat Cenâb-ı Hak, bu iki itaati, itaat edenin fiilinin çok kıymetli olduğunu göstermek için birlikte zikretmiştir. Çünkü bu kimse, bu tek hareketiyle, Allah katında bir ahd, Resul katında da bir "el" edinmiştir. Allah Teâlâ, "Muhakkak ki o, en büyük kurtuluşla kurtulmuştur" buyurmuştur. Cenâb-ı Hak bu kurtuluşu şu iki sebebten dolayı "büyük" olarak nitelemiştir: a) Bu, büyük bir azabtan kurtuluştur. Azabtan kurtulma ise, azabın büyüklüğü nisbetinde büyük olur. Öyle ki bir kimse birisine bir kamçı vurmak istese ve o birisi bundan kurtulsa, bu hususta, "O, büyük bir kurtuluşa erdi" denilmez. Çünkü onun kurtulduğu bu azab, tahakkuk edecek olsaydı da, durum pek fazla farklı olmayacaktı. b) Bu kimse büyük bir mükâfaata ulaşmıştır. Bu da, ebedî olan bir mükâfaatır. Receb'in ilk cuma gecesine Regaib Gecesi denir. Her cuma gecesi kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, daha kıymetli oluyor. Allah Teâlâ, bu gecede, müminlere ragibetler (ihsanlar, ikramlar) yapar. Bu geceye hürmet edenleri affeder. Peygamberimiz (a.s.m)'ın Ramazan ayından sonra en çok oruç tuttuğu ay Receb ayıdır. "Allah'ım! Recep ve Şaban'ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/259) "Recep ayı Allah'ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır." (Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, 1/423) "Allah'ın yaratmasını görüp durduğu halde. Allah'ın varlığından şüphe eden kimseye çok şaşarım; ilk yaratılmayı bildiği halde (kıyametin kopmasından sonraki) dirilmeyi inkâr edene şaşarım; her gün ve gece ölüyor ve tekrar diriİiyorken yani uyuyup tekrar uyanıyorken ölümden sonra tekrar dirilmeyi ve haşrı inkâr edene şaşarım. Cennete ve oradaki nimetlere inandığı halde, (sadece) aldanış yurdu olan bu dünya için koşuşturana şaşanm ve başlangıcının atılmış bir damla meni, sonunun da tiksindirici bir leş olduğunu bildiği halde kibirlenen ve övünen kimseye şaşarım." Hadis Seni yücelten kalbindeki davadır. Bir genç bir kızı almak ister şiddetle sever. Kızı alamadığı için intihar eder. Bu davadır. Halbuki dünyada tek kız mı vardı ne bu saplantı? İslamı yüceltme davan kalbinde böyle olacak. İzmir'den sizi izlemeye gidiş geliş 8000 lira harcıyorum hocam benzin 6000 hgs 2000 lira Küfür hep varolacak. Bizim gibi milyon tane vaiz de olsa küfrü yok edemeyecek. Bünyamin gibi milyon tane soykırımcı olsa İslamı yokedemeyecek. Herşey zıddıyla bilinir ve anlaşılır. İslamın zıddı dünyada olmazsa İslamın kıymeti anlaşılmaz. Modası gecmeyen tek elbıse dıkıssız baskısız kefen. Buna hazır ol. Beyazidi Bistami: Gunah ısleme hastalıgına bı recetenız varmı. Tovbe ve nedamet atesıyle gunahları kavurmak. Uyuşturucu mübtelası oğlunu öldüren baba hapse atıldı! Cahil ölene acır; Alim öldürene acır. Cahil malını çaldırana acır; Alim malı çalana acır. Balıkları boyayan sahtekar balıkçı. Muskaya uyuşturucu saklayan adam. Aranamaz olduğu için uyuşturucu taşıyan avukat. Korkularının üstüne git! Agresif ol ve yüzleş onlarla. Sert saldır! Vücudunda bir yer tutulup ağrıdığında, masör kişi o bölgeye sert bir masaj yapar, ödeme dönüşmüş olan kas yapını yumuşatır ve ağrı biter. Hz. Ali'nin felçli gence Kabe'de dua etmesi.
NUR SÛRESİ 47-64 N102 M024 47 "Allah'a ve Peygambere iman ettik ve itaat ettik" derler. Bundan sonra onlardan bir kısmı yüz çevirirler. İşte onlar mü'min değillerdir. 48 Aralarında hükmetmesi için, Allah'a ve Rasülüne çağırıldıklarında bir de bakmışsın ki onlardan bir kısmı yüz çevirirler. 49 Eğer hak onların(lehine) olursa, boyunlarını eğerek ona (Kur'ân'a) gelirler. 50 Kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa şüpheleniyorlar mı? Yoksa Allah ve Rasülünün zulmedeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, işte onlar zalimlerin ta kendileridir. 51 Aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Rasülü'ne davet edildiklerinde, mü'minlerin sözü ancak: "İşittik ve itaat ettik" demek olur. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. 52 Kim Allah'a ve Rasülü'ne itaat eder, Allah'tan korkar ve O'ndan sakınırsa, işte onlar kazananların ta kendileridir. 53 Eğer sen onlara emredersen, elbette (harbe) çıkacakları konusunda bütün güçleriyle yemin ettiler. De ki: "Yemin etmeyin" (sizden istenen) iyi bir itaattır. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 54 De ki: "Allah'a itaat ediniz, Peygambere de itaat ediniz.” Eğer yüz çevirirseniz, şüphesiz o, kendisine yüklenenden, siz de kendinize yüklenenden sorumlusunuz. Eğer ona itaat ederseniz hidâyete erersiniz. Peygambere düşen (görev) ancak apaçık tebliğdir. 55 Allah, içinizden iman edip, salih ameller işleyenlere şöyle va'detti: "Elbette biz onlardan öncekileri nasıl halife kılmışsak, onları da halife kılacağız ve onlar için razı olduğu dinlerini (tatbik edecekleri) mekana (ülkeye) yerleştireceğiz. Korkularının ardından güvene değiştireceğiz. Bana ibadet ederler, bana hiç bir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” 56 Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. Peygambere itaat edin ki merhamet olunasınız. 57 İnkâr edenler, (bizi) yeryüzünde aciz bırakacaklarını sanmasınlar. Onların yeri ateştir. Ne kötü bir dönüş yeridir. 58 Ey iman edenler, ellerinizin altındakiler, sizden ergenlik çağına gelmemiş çocuklar, sabah namazından önce, öğle vaktinde elbiselerinizi çıkardığınızda ve yatsı namazından sonra, sizden üç kere izin istesinler. Bu üç vakit sizin için mahrem vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında birbirinizin yanına girip çıkmada size de, onlara da günah yoktur. İşte Allah size âyetleri böyle açıklar. Allah alim'dir, hakim'dir. 59 Çocuklarınız ergenlik çağına geldiklerinde daha öncekilerin (çocukların) izin istediği gibi izin istesinler. İşte Allah size âyetlerini böylece açıklar. Allah alim'dir, hakim'dir. 60 Evlenme ümidi kalmayan, yaşlanıp oturmuş kadınlara ziynetleriyle gösteriş yapmaksızın elbiselerini çıkarmalarında bir günah yoktur. İffetli davranmaları onlar için daha hayırlıdır. Allah işitendir, bilendir. 61 Köre bir sorumluluk yoktur. Topala bir sorumluluk yoktur. Hastaya bir sorumluluk yoktur. Evlerinizde veya babalarınızın evlerinde veya annelerinizin evlerinde veya erkek kardeşlerinizin evlerinde veya kız kardeşlerinizin evlerinde veya amcalarınızın evlerinde veya halalarınızın evlerinde veya dayılarınızın evlerinde veya teyzelerinizin evlerinde veya anahtarına sahip olduğunuz (evlerde) veya arkadaşınızın evinde yemenizde bir sorumluluk yoktur. Size toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir sorumluluk yoktur. Herhangi bir eve girdiğinizde, Allah katından bereket ve iyi bir sağlık dileyerek kendinize selam veriniz. İşte Allah düşünesiniz diye âyetleri böyle açıklar. 62 Mü'minler ancak Allah'a ve Rasülüne iman edenlerdir. Onunla (Peygamberle) birlikte toplumu ilgilendiren bir iş üzerinde olduklarında, ondan izin almadan gitmezler. Senden izin isteyenler şüphesiz Allah'a ve Rasülüne iman edenlerdir. Bazı işleri için senden izin istediklerinde onlardan dilediğine izin ver. Onlar için Allah'a istiğfar et. Şüphesiz Allah ğafur'dur, rahîm 'dir.
Korku. Ne kadar güçlü bir kelime değil mi? Biz kısıtlayan, nefes almamızı zorlaştıran, hayatla bağımıza zarar veren bu yıkıcı duyguyla baş etmek mümkün mü? Korkularımızın üstesinden gelebilir miyiz? Bu yolda bize yardımcı olacak neler var? Bunların hepsini bölümde konuşuyoruz. Keyifli dinlemeler :) Duygusal Zeka Ve İlişkiler Atölyesine Katıl: https://superpeer.com/bilgesen/collection/duygusal-zeka-ve-iliskiler-atolyesi Kitap Kulübüne Katıl : https://superpeer.com/bilgesen/collection/kitap-kulubu-felsefe-edebiyat-ve-psikoloji-uzerine-okumalar ******* Bana yazın: genelsesler@gmail.com --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/bilge56/message
Podcastin sosyal hali Poddy'yi hemen denemelisin: www.poddy.net/indir Elvin ile Kadıköy'de bir kafede bir sohbete kulak misafiri olma vesilesiyle tesadüfen tanıştık. Onun porselen, benim de podcast yapıyor olmam birbirimizin ilgisini çekti ve güzelce muhabbete daldık. Ne kadar kararlılık ve bilgelik dolu bir hikayesi olduğunu o zamanlar bilmiyordum tabi.. Sonra beni şeytan dürttü ve Elvin'e yazdım. İyi ki yazmışım... Bu hikayede neler var? - Yetiştirilme şartlarımızın bakış açımızı nasıl etkilediği - Çıkış olmadığını düşündüğümüzde farklı seçeneklerimiz olduğunu görmek - Hayatı hangi tonda yaşamak istediğimizi bulmak - Korkularımızın hayatı yaşamaya engel olmaması için adım atabilmek - Sıfırdan hiç bilmediğimiz bir işi kurmak için cesaret toplamak Ve çok daha fazlası... Elvin'in Instagram Hesabı https://www.instagram.com/4sekizatelier/
Bu bölümde konuğum psikiyatrist Prof. Dr. Timuçin Oral.Hipnozu hep merak ederim; "Biri hipnozla cinayet işleyebilir mi?", "İnsan kendi kendini hipnotize edebilir mi?" ya da "Hipnozla neler yapılabilir?" gibi soruların yanıtlarını...Tıbbi Hipnoz Derneği Başkanlığı da yapmış olan Timuçin Bey'i bu gibi meraklarımı gidermek için aklıma not etmiştim.Ancak adaletsizlik duygumuzun artışı, seçim öncesi ve sonrasında, ekonomik sıkıntılarla, toplumsal karmaşalarla yaşadığımız ruhsal çalkantılar ve tabii ki "Nasıl İyi Psikiyatrist Olunur?" sorusunun yanıtı beni Timuçin Bey ile daha geniş bir yelpazede konuşmaya yöneltti.Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) genel başkanlığı da yapmış olan Oral ile birkaç bölüm olması gereken bir dolu konuyu bir bölümde konuşmaya çalıştık. Merak edene zihin açıcı başlıklardan-sorulardan bazıları şöyle... * Birey olmak nedir? Nasıl birey oluruz?* Siyasetin üzerimizdeki etkileri... Nasıl daha ümitvâr oluruz?* "Çocuğumun ihtiyaçlarından kendime zaman ayıramıyorum" diyen ebeveynlerin yapması gereken...* Korkularımız neleri, nasıl şekillendiriyor?* Adaletsizlik duygusuyla nasıl başa çıkarız?* Yalnızlıkla tek başınalığın farkı nedir?* İyi terapiste nasıl ulaşılır?* Bir insani terapiyle başka bir yaşa -gençliğine ya da çocukluğuna- götürmek mümkün müdür?* Bipolar bozukluk, manik depresif, duygu durum bozukluğu nedir?* Bellek tümseği nedir?* Bir kişi hipnozla başka birini öldürebilir mi?* Hipnozla kilo verilebilir mi, sigara bırakılır mı ya da neler yapılabilir?* Herkes hipnoza uygun mudur?* Psikiyatri nedir?
Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi'nden Uzman Klinik Psikolog Aybeniz Urhan, TRT Radyo 1 kanalında yayınlanan Ailece programına konuk oldu. Uzm. Kl. Psk Urhan, korkularımız ve bu korkuların sebepleri hakkında değerli bilgilerini dinleyicilerle paylaştı.
Bu masallar yapay zekaya yazdırılıp seslendirilmiştir. Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://s.cagrisarigoz.com/masal Kavel’in Seçim Macerası Bir güzel Pazar sabahıydı. Hava pırıl pırıl ve güneşliydi. Kavel, 18 yaşına yeni basmış genç bir delikanlıydı. Bu özel sabah onun için çok heyecanlıydı çünkü bugün ilk kez oy kullanacaktı. Bornova’da yaşayan Kavel, arkadaşları Diyar ve Serdar’la birlikte seçim sandığına gitmeye karar verdi. Kavel, Diyar ve Serdar, Türkiye İşçi Partisi’ne oy vermeye giden bir grup arkadaşlardı. Fakat Kavel, daha önceden SDP’li eski arkadaşlarının yanında da zaman geçiriyordu. Üç arkadaş, seçim günü geldiğinde, oy kullanacakları sandığa doğru yola çıktılar. Bornova’da bir seçim sandığına gelen Kavel, Diyar ve Serdar, heyecan içinde sıralarına geçtiler. Kavel, ilk kez oy kullanacak olmanın verdiği heyecanla, arkadaşlarıyla konuşurken gülümsüyordu. Diyar ve Serdar, Kavel’in bu heyecanına ortak oluyor ve ona nasıl oy kullanacağını anlatıyorlardı. Kavel, arkadaşlarının anlattıklarını dikkatle dinledi ve sırası geldiğinde, oy pusulasını alarak kabinde kararını vermeye başladı. Türkiye İşçi Partisi’ne oy vereceğine karar vermişti. Fakat işaretli kalemle oyu kullanırken, Diyar ve Serdar’ın uyarıları aklına geldi. Birden, yanlışlıkla Yeşil Sol Parti’ye oy verdiğini fark etti. Tam o sırada, Kavel’in gözleri karardı ve bir düş görmeye başladı. Rüyasında arkadaşı Serdar’ın yüzü, Erkan Baş’a dönüşmüştü. Kavel şaşkınlıkla ona bakarken, Diyar’ın yüzü de Barış Atay olmuştu. Kavel, rüyasında yaşadığı bu değişimi anlamlandırmaya çalışırken, birden gözlerini açtı. Kavel, ter içinde uyanmıştı ve gördüklerinin hepsi bir rüyaymış! Başını ellerinin arasına alarak düşündü. Arkadaşları Diyar ve Serdar, sandığa gitmeye hazırlanırken ona gülümsüyorlardı. Kavel, rüyasında yaşadığı korkuyu arkadaşlarına anlatmaya karar verdi. Diyar ve Serdar, Kavel’in rüyasını dinledikten sonra güldüler ve ona şöyle dediler: “Kavel, korkularınla yüzleşmeyi öğrenmelisin. Seçimler ve oy kullanmak önemli, ama hatalar yapmaktan korkmamalıyız. Başkalarının düşünceleriyle yaşamak yerine, kendimize güvenmeli ve doğru kararları vermeye çalışmalıyız.” Kavel, arkadaşlarının bu sözleri üzerine düşündü ve onlara hak verdi. Seçim sandığına yeniden gelen üç arkadaş, bu kez Kavel’in doğru partiye oy vermesine yardımcı oldular. O gün Kavel, yaşadığı korku ve rüya sayesinde önemli bir ders öğrenmişti: Korkularımızla yaşamayı öğrenmeli ve hatalar yapmaktan korkmamalıyız. Çünkü hayatta en önemli şey, kendimize ve kararlarımıza güvenmek ve doğru olanı yapmaktır. Seçim sonuçları geldiğinde Kavel, arkadaşları Diyar ve Serdar ile beraber yaşadıkları heyecanı paylaştı. Kavel’in verdiği oy, sonuçları değiştirmemiş olsa da, o gün yaşadığı deneyim sayesinde yaşamında önemli bir ders almıştı. Kavel, Diyar ve Serdar, bu deneyim sayesinde daha güçlü bir dostluk kurdu ve gelecekteki seçimlerde hep birlikte oy kullanmaya devam ettiler. Onlar için, artık yaşamlarında aldıkları en önemli kararların başında oy kullanmak ve kendilerine güvenmek vardı.
Bu masallar yapay zekaya yazdırılıp seslendirilmiştir. Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://s.cagrisarigoz.com/masal Müzik Şatosu’nda Cesaret Sınavı Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellal iken, pire berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, uzak bir diyarda, kimsenin cesaret edip adım atmadığı Müzik Şatosu’nda bir çocuk yaşarmış. Bu çocuğun adı Serdar’mış. Serdar, şatonun koruyucusu Gökçen ile birlikte yaşar ve büyürmüş. Şato, aslında oldukça güzel ve sıcak bir yer olsa da, etrafındaki devler yüzünden insanlar çevrede yaşamaktan korkarmış. Günlerden bir gün, Serdar’ın arkadaşı Diyar, şatonun etrafında dolaşırken korkunç bir devle karşılaşmış. Diyar, devin korkunç kükremesini duyup hemen kaçmış ve Serdar ile Gökçen’in yanına gelmiş. Diyar, nefes nefese Serdar ve Gökçen’e olanları anlatmış. Serdar, arkadaşı Diyar’ın yardımına koşmaya karar vermiş. Ama önce Gökçen’den kendine cesaret vermesini istemiş. Gökçen, Serdar’a güzel ve büyülü bir kavel vermiş. Bu kavel, ona zamanının en büyük cesaretini verecekmiş. Serdar ve Diyar, şatonun içinde kavelin nasıl kullanılacağını öğrenmek için uğraşırlarken, bir anda kapı çalmış. Kapıyı açan Gökçen, devin karşısında olduğunu farketmiş ve hemen içeri kaçmış. Dev, şatonun etrafında dolaşmaya başlamış ve her adımında şato sallanıyormuş. Serdar ve Diyar, devin şatonun etrafını sardığını görünce, büyülü kaveli kullanarak onu yenebileceklerine inanmışlar. Gökçen de onlara cesaret vermiş ve “Korkularınızın üzerine yürümelisiniz. Unutmayın, sizin cesaretiniz sayesinde bu devi yenebilirsiniz.” demiş. Serdar ve Diyar, şatonun dışına çıkmışlar ve devin karşısında durmuşlar. Dev, onları görünce kahkahalarla gülmeye başlamış. “Siz mi beni yeneceksiniz? Küçük çocuklar!” demiş alaycı bir şekilde. Ama Serdar ve Diyar, Gökçen’in sözlerini hatırlayarak, korkularının üzerine yürümeye karar vermişler. Serdar, kaveli devin üzerine fırlatmış ve Diyar da onun arkasından koşarak, kavelin etkisini göstermesine yardımcı olmuş. Kavel, devin üzerine düşünce, büyük bir gürültüyle patlamış ve dev, yere yığılmış. Serdar ve Diyar, büyük bir sevinçle Gökçen’in yanına koşmuşlar. Gökçen, gülümseyerek onlara sarılmış. “Siz korkularınızın üstesinden geldiniz ve cesaretinizle devi yendiniz. Artık şatomuz ve çevresi güvende olacak.” demiş. O günden sonra, Serdar ve Diyar cesaretlerini daha da güçlendirmeye karar vermişler ve Müzik Şatosu’ndaki maceralarına devam etmişler. Gökçen ise, onlara sürekli olarak cesaretlerinin ne kadar önemli olduğunu hatırlatmış ve şatonun korunmasına yardımcı olmuş. Serdar ve Diyar, cesaretlerinin sınırlarını zorlamaya devam ederken, Müzik Şatosu çevresinde yaşayan insanlar da korkularının üstesinden gelmeyi öğrenmişler ve şato etrafında yaşamaya başlamışlar. Serdar ve Diyar’ın öğrettiği bu ders sayesinde, çevre insanlar her zaman “Korkularımızın üzerine yürümelisiniz, çünkü cesaretinizle sadece siz korkularınızı yenebilirsiniz.” demişler ve bu sözler nesilden nesile aktarılmış. Serdar, Diyar ve Gökçen ise, Müzik Şatosu’nda mutlu bir hayat sürmüşler ve çevre insanlara cesaretlerini paylaşarak, onların da korkularını yenmelerine yardımcı olmuşlar. Ve eğer bu cesaretlerini yitirmedilerse, hala orada yaşıyorlar, şatonun sıcak ve neşeli ortamında, yeni korkular ve devlerle başa çıkarak…
Mina ve Buğlem’in Issız Adadaki Macerası Bölüm 1: Issız Adaya İlk Adım Bir varmış, bir yokmuş. Uzaklarda, büyük bir ormanın yanı başında küçük bir köyde yaşayan 11 yaşındaki sevimli bir kız çocuğu varmış. Adı Mina’mış. Mina’nın en iyi arkadaşı ise sürekli onun yanında olan ve maceralarına eşlik eden konuşabilen bir tavşan, Buğlem’ymiş. Mina ve Buğlem oldukça cesur ve maceraperest olmalarıyla tanınırlarmış. Bir gün Mina ve Buğlem, köydeki çocukların sürekli bahsettiği esrarengiz ada hakkında düşünürken, orayı keşfetmeye karar verirler. Issız ada olarak bilinen bu yer, köyün kıyısından biraz açıkta, sislerle örtülü gizemli bir adaymış. Köydeki büyükler, bu adadan uzak durulması gerektiğini ve orada kötü bir cadının yaşadığını söylerlermiş. Mina ve Buğlem, bu hikayelerin korku dolu olduğunu düşünseler de, cesaretlerine güvenirler ve bu maceraya atılmaya karar verirler. Ertesi gün erkenden kalkan Mina ve Buğlem, köyün kıyısında bulunan küçük bir sandalla denize açılırlar. Yaklaşık bir saat süren süratle ilerleyen yolculukları boyunca, sislerin içinden geçip nihayet adaya ulaşırlar. Ada, dışarıdan bakıldığında oldukça ürkütücü görünse de, Mina ve Buğlem’in cesaretleri hiç kırılmaz. Bölüm 2: Issız Adada Büyük Keşif Mina ve Buğlem, adaya ayak bastığında, etrafı büyük ağaçlar ve yemyeşil bitkilerle kaplı olduğunu görürler. Bu güzel manzaraya rağmen, hala içlerinde bir ürperti ve endişe hissederler. Adada bir süre dolaştıktan sonra, eski ve yıkık dökük bir kulübe bulurlar. İçinde yaşayan cadının bu olduğunu düşünerek, birbirlerine bakıp hafifçe gülümserler ve bu eski kulübeyi keşfe çıkmaya karar verirler. Kulübenin içine girdiklerinde, etraflarında tüyler ürpertici eşyalar ve türlü büyü malzemeleri görmeye başlarlar. Tam o sırada, ani bir hareketle kapı arkasından yaşlı ve ürkütücü görünümdeki cadı belirir ve ikili için korku dolu bir an yaşanır. Cadı, Buğlem’i yakalar ve onu esir alarak, bir kafese kilitler. Mina ise oradan kaçmayı başarır ve cadının gözünden kurtulur. Kendini dışarıda bulan Mina, arkadaşı Buğlem’i kurtarmak için ne yapacağını düşünmeye başlar. Cadının büyü kitabını ararken bulduğu gizli bir geçidin ardındaki odada, büyüyü bozabilecek ve Buğlem’i kurtarabilecek bir iksir bulabileceğini düşünür. Cesareti ve zekası sayesinde, Mina bu gizli odanın kapısını bulur ve içeriye gizlice girer. Bölüm 3: Cesaretin Gücü ve Korkuların Yenilmesi Mina, gizli odada bulunan iksirler ve büyülü eşyalar arasında kaybolmuş gibidir. Ancak, hiçbir zaman umudunu ve cesaretini yitirmez. Başarılı bir şekilde, arkadaşı Buğlem’i kurtarabilecek olan iksiri bulur ve hızla kulübenin içine geri döner. Kulübede cadıyı uyurken bulan Mina, sessizce ve dikkatlice içeri girer. Buğlem’in kafesine yaklaşarak, iksiri kafesin üzerine döker ve bir mucize gerçekleşir. Kafesin kilidi açılır ve Buğlem esaretten kurtulur. Arkadaşları, hızla kulübeden kaçarak dışarı çıkarlar. Cadı ise, uyandığında olanları anlamaya çalışırken, Mina ve Buğlem’in çoktan adayı terk ettiğini fark eder. Mina ve Buğlem, sandalla köye geri döndüklerinde, bu maceranın onlara cesaret, korkularla yüzleşme ve yardımlaşmanın gücünü öğrettiğini fark ederler. Artık ikisi de, korkularının üstüne giderek ve birbirlerine destek olarak daha güçlü birer birey olduklarının farkındadırlar. Issız ada macerası sayesinde, Mina ve Buğlem köydeki diğer çocuklara cesaret ve korkularla başa çıkmanın önemini anlatırlar. Ve böylece, arkadaşlıkları ve maceraları devam ederken, köydeki diğer çocuklar da onlardan öğrendikleri cesaretle kendi korkularıyla yüzleşmeye başlarlar. Ve hayatları boyunca Mina ve Buğlem, birlikte daha nice maceralara atılarak, sevgi dolu dostluklarını sürdürmüşler. İşte, bir gün, bu masalı anlatacak başka bir masalcı çıkana kadar, Mina ve Buğlem’in hikayesi böylece sonsuza dek yaşamış ve yaşatılmıştır.
Alin’in Cesaret Macerası – Türkçe Çocuk Masalı Alin’in Cesaret Macerası Bölüm 1: Yeni Bir Gezegen Bir gün Alin, Batraz ile birlikte uzayda gezi yapıyorlardı. Birden, karşılarında muhteşem bir gezegen belirdi. Alin, heyecanla: “Ne kadar güzel bir gezegen! Keşfedelim mi, Batraz?” Batraz, Alin’in heyecanına ortak oldu ve gezegeni keşfetmeye karar verdiler. Gezegenin adı Mezhure idi. Bölüm 2: Korkularımızla Yüzleşmek Alin ve Batraz, Mezhure’ye indiklerinde, İdil ve Sabahattin adında iki canlı yaratıkla karşılaştılar. İdil, çok tatlı bir yaratıktı ve Sabahattin ise korkutucu görünüyordu. Alin, cesaretini toplayarak Sabahattin’e yaklaştı ve onun aslında çok dost canlısı olduğunu keşfetti. Sabahattin, Alin’e şöyle söyledi: “İnsanlar genellikle farklı olanı korkutucu bulurlar. Ama aslında farklı olan da güzeldir.” Alin, Sabahattin’in sözlerine çok şaşırdı ve kendi korkularıyla yüzleşmenin ne kadar önemli olduğunu anladı. Bölüm 3: Dünyamıza İyi Bakalım Alin ve Batraz, Mezhure’yi keşfetmek için uzun bir yolculuk yaptılar. Yol boyunca, dünyalıların atıklarının evreni nasıl kirlettiğini gördüler. Alin, bu duruma çok üzüldü ve Batraz’a şöyle dedi: “Bizim dünyamız da çok güzel. Ona iyi bakmamız gerekiyor.” Alin, bu deneyimden sonra, dünya ile ilgili daha çok şey öğrenmeye ve ona iyi bakmaya karar verdi. Böylece, Alin’in cesaret macerası sona erdi. Ancak, o andan sonra Alin, her zaman cesaretli olacak ve dünya ile ilgili daha dikkatli olacaktı.
Bu masallar yapay zekaya yazdırılıp seslendirilmiştir. Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://s.cagrisarigoz.com/masal Melike’nin Şaşırtıcı Rize Macerası: Anime Karakterlerle Tanışma Bölüm 1: Rize'de Başlayan Serüven Bir yaz günüydü ve 15 yaşındaki Melike, annesi ve babasıyla beraber Rize’ye tatile gitmeye karar verdi. Melike, tüm sene boyunca derslerine çok çalışmış ve yaz tatilini dört gözle beklemişti. Doğa ve yeşilliği seven Melike için Rize, tam da istediği tatil yeri gibiydi. Ailesinin ve en yakın arkadaşı Özge Rabia’nın da katılacağı bu tatil, tadından yenmezdi. Onlar Rize’ye doğru yola çıkarken, Melike’nin en sevdiği şeylerden biri olan anime dünyasında da büyük bir şaşırtıcı olay meydana geldi. Anime dünyasının en güçlü karakterleri, büyük bir savaşa hazırlanırken, bir anda Rize’ye, Melike’nin dünyasına gönderildiler. Bu şaşırtıcı olayın ne anlama geldiğini kimse bilmiyordu. Ancak bu olayın Melike’nin tatiliyle ilgisi olduğu da ortada değildi, henüz. Bölüm 2: Anime Karakterleriyle İlk Karşılaşma Melike ve ailesi Rize’ye vardıklarında her şey yolunda gibiydi. Özge Rabia da onlara kısa süre sonra katıldı. Rize’nin muhteşem doğası, çay bahçeleri ve tarihi yapıları onları büyülemişti. Bu güzellikler içinde dolaşırken, bir gün Melike ve Özge Rabia, ormanda kayboldular. Kaybolduklarını fark eden iki arkadaş, paniklememeye çalışarak birbirlerine destek oldular. İşte tam da bu sırada, başlarına inanılmaz bir olay geldi. Ormanın derinliklerinde karşılaştıkları büyülü bir kapı, Melike ve Özge Rabia’nın hayatlarını sonsuza kadar değiştirecekti. Bu kapıyı açtıklarında, karşılarında anime dünyasından gelen kahramanlar vardı. Başta Naruto, Goku ve Luffy olmak üzere birçok anime karakteri, Melike ve arkadaşının karşısındaydı. İki arkadaş, bu durum karşısında şaşkınlık ve korku içindeydiler. Korku dolu gözlerle anime karakterlerine bakan Melike ve Özge Rabia, neler olduğunu anlamaya çalışırken, kahramanlar onlara büyük bir savaşın yaklaştığını ve bu savaşta kendilerine yardım etmeleri gerektiğini anlattılar. Melike ve arkadaşı, başlarda bu düşünceye sıcak bakmasalar da, kahramanların samimiyetini görünce onlara yardım etmeye karar verdiler. Bölüm 3: Büyük Savaş ve Zafer Melike ve Özge Rabia, anime kahramanlarıyla beraber büyük bir savaşa hazırlanmaya başladılar. Savaş başlamadan önce, kahramanlar Melike ve arkadaşına güçlerini ve yeteneklerini gösterdiler. Her biri inanılmaz yeteneklere sahip olan bu kahramanlar, Melike ve Özge Rabia’nın da içinde bulunduğu büyük bir savaşa gireceklerdi. Savaş günü geldiğinde, Melike ve Özge Rabia, anime kahramanlarının yanında yer alarak onlara destek oldular. Savaş sırasında iki arkadaş, kahramanların güçlerini kullanarak düşmanlarını yendiler ve büyük bir zafer kazandılar. Bu zaferin ardından, anime kahramanları dünyalarına geri dönmeye karar verdiler. Onların bu kararı, Melike ve Özge Rabia için hem sevindirici hem de hüzünlüydü. Çünkü onlarla geçirdikleri zaman boyunca, kahramanlarla sıkı dostluklar kurmuşlardı. Anime kahramanları dünyalarına dönerken, Melike ve Özge Rabia’ya güzel anılar ve unutamayacakları deneyimler bıraktılar. İki arkadaş, bu maceranın ardından tatile devam ettiler ve Rize’deki güzelliklerin tadını çıkardılar. Anime dünyasındaki kahramanlarla yaşadıkları bu şaşırtıcı macera, onların hayatlarında unutulmaz bir anı olarak kaldı. Melike’nin Şaşırtıcı Rize Macerası: Anime Karakterlerle Tanışma adlı bu masal, çocuklara şu öğretici mesajları vermektedir: Korkuların üstesinden gelmek, arkadaşlık bağlarını güçlendirmek ve başkalarına yardım etmenin değeri. Ayrıca bu masal, çocukların hayal güçlerini kullanarak eğlenceli ve fantastik dünyalara dalabileceklerini de göstermektedir. Melike ve Özge Rabia’nın başından geçen bu şaşırtıcı serüven, çocukla
Korkular bizleri bir şeylerden alıkoyar. Sevdiğimiz işi yapmaktan, hoşlandığımız biriyle konuşmaktan, rahatsızlık duyabileceğimize inandığımız bir konu ile uğraşmaktan... Örneğin güzel bir resim asamayacağından korkup asamayan Oğuz Atay'ın kahramanı gibi... Kendi yoluna çıkmak isteyip bir adım atan ve gerisini getiremeyen herkesin bilmesi gereken bir durumdur bu. Bu hafta korkularla yüzleşmenin önemi hakkında konuştuk. Bu sayede kendi yolumuzda ilerleyebileceğiz... --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/kendi-yoluna-giden-adam/message
#122 - “Korkularımdan Korkuyorum” Sorununu Aşabilmen İçin Duygularını derin yaşayıp türkülere dökerek geleceğe taşıyan bir toplumun birer parçalarıyız biz. Bu sebeptendir ki “Arar bulur muydun beni, sahipsiz mezar olsaydım?” sorusunu sormak ancak bizlere has bir durumdur. Kaygıların gelmesinden korkulan durumların ele alındığı bu bölümde: - Korkuların ne işe yaradığını, - Korkuları dile getirmenin neden önemli olduğunu, - Neden korkularından korktuğunu, - Korkulardan korkmaman için neler yapabileceğini öğrenebilirsin. Hayırlı ve bereketli cumalar. ~Beni aşağıdaki kanallardan takip edebilirsin: Instagram: @pedagogabla Facebook: @pedagogabla Spotify: Hayat Sevinci Soundcloud: Hayat Sevinci You Tube: Ebrar Demir
Mükemmel olma çabasına girmeden, pürüzlerimizle barışarak, kabuğumuza sığınmadan yaşamak mümkün mü? Korkuların hükmettiği değil, hata yapmayı insan olmanın parçası olarak görmek, heyecanlanmak, sevinmek, üzülmek, hayal kırıklığı yaşamak, içten geleni olduğu gibi yaşamak mümkün mü?
Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan ile ekonomi gündemindeki son gelişmeleri konuştuk. Özcan, Adalet ve Kalkınma Partsi'nin seçim ekonomisi uygulayarak seçimde bahar yaşatamayacağını berlirterek muhalafet açısından korkunun yersiz olduğunu belirtti. Özcan ayrıca Türkiye'nin sosyal, siyasi ve ekonomik alanda neden yol alamadığını tartıştı ve Türkiye'nin yeni dünya ile rekabet etmesi için ne yapması gerektiğini anlattı.
Korkmak en temel duygularımızdan biri. Kurtulmamız gereken, olumsuz bir duyguymuş gibi görünse de, aslında hayatımızda çok önemli bir işleve sahip. Bu bölümde, korku hakkında konuşuyoruz. Neden korkuyoruz? Korkularımız olmasa ne olurdu? Neden bazen korkmaktan keyif alıyoruz?Sunan: Barış ÖzcanHazırlayan: Berkant GültekinSes Tasarım ve Kurgu: Metin BozkurtYapımcı: Podbee MediaBu podcast, çevrimiçi terapi platformu evimdekipsikolog.com hakkında reklam içerir.evimdekipsikolog.com'da herkes için, her yerde ve her zaman psikolojik destek sağlayan ruhunuza ve bütçenize uygun psikologlarla tanışmak, BARISOZCAN15 kodu ile ilk seansınızı %15 indirimle görüntülü veya mesajlaşarak dakikalar içerisinde başlatmak için tıklayın.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Korkular, kötü anlar, sevimsiz hisler bazen kapkara bulutlara dönüşüp içimizi karartır. Ama öyle bir an gelir ki, güneş gizlendiği yerden çıkıp bulutların arasından bize göz kırpar. İşte bu bölüm; hem o bulutların, hem de güneşin bölümü.
Merhaba arkadaşlar ben Akın Yılmaz . Ekibimle birlikte sizlere amazon kindle nasıl yapılır , ebay dropshipping nasıl yapılır , ebay'de satan ürün nasıl bulunur , amazon etsy shopify dropshipping ve print on demand nasıl yapılır gibi soruların çözümünü üretiyoruz . 2022 internetten para kazanma ile ilgileniyorsan bu kanaldaki içerikler tam sana göre . --- Support this podcast: https://anchor.fm/okyanusi-ltd-akin-yilmaz/support
Bu bölümde biraz gökyüzü enerjilerinden bahsettim. Korkularının nasıl değişime açilacak kapılar olabileceğini, ve parça parça özdeğerini yenilemenin nasıl olabileceğinden bahsettim.
Korkudan onu yok sayarak, bastırarak, inkar ederek veya kaçarak kurtulamayız. ‘Bir daha asla korkmayacağım' yemini de işe yaramaz.O halde biz bütün bu korkularla ne yapacağız?
Konfor alanımızdan çıkmak nelere mal olabilir? Korkularımızı yenebildiğimizde kendimize yeni ufuklar açmış olur muyuz? Kendi konfor alanı çıkış maceralarımızı değerlendirdik. KİY ekibi olarak erişilebilir terapiyi destekliyoruz! Bu bölümdeki destekçimiz, online terapi platformu Hiwell. Alanında uzman klinik psikologları danışanlarla buluşturan Hiwell ile terapiye başlamak isterseniz, "KIY15" indirim kodundan faydalanabilirsiniz! Bilgi almak için buraya tıklayın!
https://www.youtube.com/watch?v=c9l1sYqqPF4
AYŞEGÜL KARAHAN ERTUĞRUL #hayatınısenseç #eniyihalineyolculuk
Enerjinizi yükseltmek, hayata umutla bakmak, farkındalığınızı arttırmak isterseniz @aysegulkarahanertugrul instagram hesabımıza bekleriz. Buyrun gelin, gönlümüz açık.
Sınır koymak bazen çok zor olabilir. Uzm. Psikolog Tuğçe Duman ile beraber sizler için "Sınır" serisi hazırladık. Bu seride sınırların önemini, neden sınır oluşturmamız gerektiğini, neden sınır oluşturamadığımızı ve hissettiğimiz duyguları konuşacağız. Serimizin üçüncü bölümünde Tuğçe aşağıdaki soruları cevaplıyor; Sınır nasıl koyabiliriz? Davranış değişikliğini nasıl yapacağız? Kaygılarımızı nasıl engelliyebiliriz? Neden hayır demek bu kadar zor? Hayır derken neden kaygılanırız? Otomatik düşünceleri nasıl değiştiririz? Korkularımızı besleyen anıları nasıl değiştirebiliriz? Tuğçe'ye ulaşmak için http://dumanpsikolojikdanismanlik.com/dekstopindex.php sitesine göz atabilir ve ya instagram hesabından https://www.instagram.com/psk.tugceduman/ ulaşabilirisiniz. Podcastimizi editleyen ve düzenleyen https://www.instagram.com/fabrika_muzik/ ayrıca teşekkürler!
Uykuları kaçıyordur korkularından! | M.Fethullah Gülen Hocaefendi by
https://www.youtube.com/watch?v=6xf6dNehcvk
Berker'in çıkardığı yaşlı adam seslerinden ötürü özür dliemesiyle başlayan bu bölümde ekip, aralarında "en 'helikopter' kim?" sorusuna cevap ararken ne kadar sosyete olduklarını ve derinlerde sakladıkları gizli korkularını ele alıyor...
Bu hafta Ezgi ve Julia korkularımızın sebepleri ve neden zaman zaman korkulara teslim olduğumuzla ilgili sohbet ediyorlar. Belli bir girişim yapmak üzereyken ya da konfor alanımız dışına çıkacağımızda o ilk adımı atmaktan niçin korkuyoruz? Fobilerimizle ilgili olarak değiştirebileceğimiz şeyler var mı? gibi soruların cevaplarını bulacağınız bölüme bekliyoruz, sen de bizimle misin? Sosyal medyadan bizi takip etmek isterseniz @ezgiyildirimo ve @kayaerjulia hesaplarından ulaşabilirsiniz. Haftaya görüşmek üzere, hoşçakalın.
AYŞEGÜL KARAHAN ERTUĞRUL #hayatınısenseç #eniyihalineyolculuk
Enerjinizi yükseltmek, hayata umutla bakmak, farkındalığınızı arttırmak isterseniz hafta içi her sabah Türkiye saatiyle saat 8.00'da instagram canlı yayında buluşuyoruz. Buyrun gelin, gönlümüz açık.
"15. Mektup - Ümit Yaşar Oğuzcan - Sahibini Arayan Mektuplar" Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya Müzik: @can_atilla_official - Hamamda İlk Gözyaşları (Akustik Cover) "Gözlerine baktığım zaman susmanın bir sebebi olmalı. Bana kendini anlat. Korkularını, dileklerini söyle bana. Aşktan ne bekliyorsun? Dostluk mu? Al, istediğin kadar... Yüreğimi apaçık önüne seriyorum işte! Orada sevdiğin, istediğin ne varsa al, senin olsun. Sana arzularımın ötesinden sesleniyorum. Aydınlık! Sen en güzel aydınlık! Bizi bırakma. Kalplerimizde girmediğin köşe kalmasın. Çek, kurtar bizi insan yaratılışımızın korkunç karanlığından. içimizde, ta derinlerde kükreyen o vahşi hayvanı sustur. Düşüncemizi tırmalayan o kanlı pençelerden kurtar bizi. Unutulmuşların dünyasında biz unutmak istemiyoruz. Hadi sevdiğim sen de aç yüreğini. Dostluğun o ölümsüz ışığı dolsun içine. Saçlarımı okşadığın zaman, annemin eli sanmalıyım ellerini. Dudaklarından yalnız aşkın hazzını değil, dostluğun doyulmaz içkisini de içmeliyim. Bana önce insanlığımı öğret, bana unutmamayı öğret. Seni hiç unutmak istemiyorum. Bilinmeyen içkilerin en zevk dolu sarhoşluğunda yaşayalım seninle. Kurtulalım bu korkulardan, bu çaresizliklerden. Beni hiç unutmayacaksan sev, usanmayacaksan sev. Birlikte yaşayacağımız her dakika ömrümüzün bir yılına bedel olmalı. O dakikaları hatıraların sonsuz mezarlığına gömeceksek hiç yaşamayalım. Önce zamandan kurtulmalıyız öyleyse, önce zamandan kurtulmalıyız. Birbirini yenilemeli saatlerimiz. Yarın bu günü aratmamalı. Yerçekiminden kurtulurcasına aşmalıyız zamanı seninle. O dost zamanı, o dostça zamanları. Bana < gel > dediğin an; mesafeler de anlamını kaybetmeli. Yolları dakikalarla, günleri kilometrelerle ölçmemeliyiz. Beraberliğimiz, bütünlüğümüz hiç bitmemeli. O hiç sönmeyen dostluk ateşinin çevresinde hep böyle el ele, diz dize olalım. Ne yağmur söndürmeli o ateşi ne rüzgar. Yüreklerimiz hep böyle ışıl ışıl olmalı alevlerinde. Hadi sevdiğim, sen de aç yüreğini. Bana kendinden bahset. Hep ben ol, durmadan ben ol istiyorum. Dudaklarım kurudu bak! Bir yudum su ver güzelliğinin pınarından. Acıktım dersem iyiliğinle doyur beni. Üşüyorsam; yalnız dostluğunun ateşinde ısınsın ellerim. Benim olma demiyorum. Ama önce ben ol. inan, ben hep senin olacağım, baştanbaşa sen olduğum için. Aşkta kaybettiklerimizi dostlukta tamamlayalım. Gel aydınlık bizi bekliyor..." Ümit Yaşar Oğuzcan
Hazırladığım meditasyonları beğendiyseniz abone olup görüşlerinizi lütfen yazınız.
Sevgili hanımım Enel Eren ile muhabbetlerimiz yine gişe rekorları kıracak türden cereyan etti! 00:13 İzmir'de Kış Sevinci 01:31 Cennette Bir Gün 06:38 Korkular, Arabalar , Tanrılar 09:44 Kedilerin İnstagramı Olsaydı 15:12 Kadınlar ve temizlik hastalığı
Kutsal Motor'un yeni formatı Muz Kabuğu'nda Kıraathane dörtlüsü bu kez gündemi değil özelini konuşuyor. İlk bölüme korkularla tüyler ürpertici bir başlangıç yapıyor; en büyük korkularını, yendikleri korkularını, yıllardır duydukları korku hikayelerini, en çok korktukları filmleri… Korkuya dair her şey Muz Kabuğu'nun ilk bölümünde!
Korku ve tedirginlik dolu bir bölüm kaydetmek istedik, dünyanın en nadir ve absürt korkuları yüzünden birbirimizle dalga geçtik. Maskeden ekrandaki takılmaya, gotik kiliseden karanlığa, davulcudan yüksekliğe... Klişe ve ilginç korkularıyla Rafet ve Çağatay, fobilerinden sonra korkularını da açıklıyorlar. Fobilerimizden bahsettiğimiz Saçma Takıntılarımız bölümümüze buradan ulaşabilirsiniz. Scary Movie (Korkunç Bir Film) serisi tadında, korkularla eğlendiğimiz bölümümüzü keyifle dinlemeniz dileğimizle! Kimiz Ki Biz, bir Podfresh orijinal serisidir. Sosyal medya üzerinden kimizkibizpod adresinden bize ulaşabilirsiniz. https://linktr.ee/kimizkibiz adresinde podcast dinleme platformlarından ve sosyal medya hesaplarımıza erişebilirsiniz. Spotify, Google Podcasts, Apple Podcasts, Castbox, Pocket Casts, Deezer, Megaphone ve diğer podcast dinleme platformlarında bizi dinleyebilirsiniz.
Geçen hafta size anons ettigim üzere, her ay aranızdan bir dinleyicimi podcast'ime konuk etmek istiyorum. Bu hafta Ceren Hanım konuğum. Başarısızlık korkularımızdan ve kendi psikolojimize etkilerine dair güzel bir sohbet bölümü.
bu bölümde, orantısız abartı ve çocukluk korkularından söz ediyoruz. Artık abartma huyunuzdan vazgeçme ve korkularınızla yüzleşme vakti geldi. Devamı: https://zorcast.github.io/ep8.
Yalan söylemek, hedeflerine ulaşma yolunda insanın kendine yalan söylemesi. Hayatımızda, ailemizde, arkadaşlarımız ve ilişkilerimizde yalanlar. Miktar olarak ne kadar yalan söylenmeli (zaman/yalan) ve en önemlisi yalan nasıl söylenir derken anılar anlatılıyor konu uzayıp gidiyor iyi dinlemeler.
Korkularını ve Takıntılarını Yenmenin 6 Yolu Nedir? by Uzm. Psk. Cem Gümüş
En derin korkularımız neler, korkularımızı nasıl yeneriz falan tam konuşacakken köpekler havlamaya başlıyor yine geliyoruz bir yerlere.
Kanal komediden çıktı net:) Her gün onlarca mesaj, mail alıyorum. Konu başlığı aydınlanma yolculuğu... Mesajlara cevap vermeyeceğimi düşünen ve cevap gelince şaşıran da çok. Neden vermeyeyim? Değer verip dinlemişssiniz, soru sormuşsunuz. Benim severek yaptığım işim bu. Kaytarmam, sevgiyle destek atıyorum bana ulaşanlara. Evet soru neydi? Dinleyiniz.arkafonhikayeleri.podcast@gmail.comhttps://www.instagram.com/nilufer_sasmaz/ Support the show (https://open.spotify.com/show/7y3wrODRJ3L9ZxctFV84zC)
Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’ne bağlı Gütersloh ve Warendorf’ta vakaa sayısının artması üzerine yeniden kısıtlayıcı önlemler alınması, Koronavirürüs‘ün Almanya geneline yayılacağı endişesini de beraberinde getirdi. Nitekim, Berlin ve Magdeburg kentleri ile Oldenburg bölgesindeki rakkamlar sınırda. Robert Koch Enstitüsü ikinci bir dalganın gelmeyeceği tahmininde bulunurken, ünlü virolog Christian Drosden ise virüs yokmuş gibi yaşamaya devam edilirse iki ay içinde bir başka dalganın geleceği görüşünde. Dünya Sağlık Örgütü de bu yönde uyarılar yapıyor.
Vİctoria'da 8 gündür yeni COVID-19 vaka sayısı çift hanelerde. NSW'de ise bugün 10 yeni vaka tespit edildi. Tüm ülkeyi, ikinci dalga korkusu sardı.
"İmrendiğiniz insanlara bakın, neyse imrendiğiniz şey, potansiyeliniz orada yatıyor. İçeride bir bilge var ve çok iyi biliyor aslında neyi yapabileceğinizi, neyi yapmak istediğinizi. Korkularımızla, kaygılarımızla o sesi susturuyoruz sadece..." Evrim Yerli, Türkiye'nin ilk kurumsal koçu. Ayrıca Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsü Kıdemli Öğretim Görevlisi, EMCC (European Mentoring & Coaching Council) Türkiye'nin başkanı ve Evolve Leadership & Coaching'in kurucusu. Bunlar sahip olduğu etiketlerden sadece bir kaçı. Ama bana göre Evrim eski çalışma arkadaşım, sevgili dostum, kalbi güzel, ruhu dingin, neyse o, dürüst, zeki mi zeki ve dünya tatlısı bir insan.Evrim, kendimizi gerçekleştirme yolunda işimize yarayabilecek ve ilham alabileceğimiz bir çok keyifli hikaye ve tecrübe aktardı. Koçluk, mentorluk diye başlayıp içsel yolculuk, potansiyelini kullanma, sınırları zorlama üzerine konuşurken bulduk kendimizi. İlgiyle dinleyen, soru soran, yorumlarını ileten katılımcılarımıza ve Evrim'e sonsuz teşekkürler...
sakral. çakra. nefs-i levvame. kısa kısa. on iki dakika ile aydınlanamayacağımızı bilerek tüketelim. bağlandığımız şeyler. kopamadıklarımız. korkularımız. ne gelebilecekse elinden, engelleyenin korkuların. onların içinden geçmelisin.
22.05.2020 | Dijital Hayat Bölüm276 - TRT Radyo1 | "5G Teknolojisi Sağlığa Zararlı mı?" Bilal Eren'in hazırlayıp, sunduğu Dijital Hayat programımızda bu hafta Fütüristler Derneği Başkanı ve Akademisyen Dr. Mustafa Aykut ile; - 5G Nedir? - Diğer 1G, 3G, 2G, 4G Nedir? Farkları Nelerdir? - 5G ile Diğer G'ler Arasında Teknoloji Farkı Nedir? - 5G Teknolojilerinin Çalışma Prensipleri ve Topolojisi Nasıl? - 5G Teknolojilerini En Çok Hangi Ülkeler Geliştiriyor? - 5G Teknolojileri Hangi Alanlarda İşe Yarayacak? - 5G Teknolojileri Hayatlarımızı Ne Kadar Kolaylaştıracak? - 5G Teknolojilerinin İnsan Sağlığına Zararı Var mı? İspatlanmış mı? - 5G Teknolojilerinin İnsan Sağlığına Hiç mi Zararı Yok? - 5G Teknolojileriyle İlgili Korkularımız Nereden Geliyor? - 5G Teknolojileriyle İlgili Komplo Teorileri - 5G ile İlgili Teorileri Kimler/Neden Çıkartıyor? Başlıklarını konuştuk. Dijital Hayat, her cuma saat 15:30'da TRT Radyo1 mikrofonlarında canlı yayında.. Tüm geçmiş ve gelecek yayınlarımız için; YouTube: https://www.youtube.com/dijitalhayattv Facebook: https://www.facebook.com/dijitalhayattv Twitter: https://www.twitter.com/dijitalhayattv SoundCloud: https://soundcloud.com/dijitalhayattv TikTok: https://www.tiktok.com/@dijitalhayattv Web: https://www.dijitalhayat.tv
Hakan Zafer - Ya Korkularımız Kalıcı Hale Gelirse! – 11 Nisan 2020 by Bahar Solukları
Korkularımız dualarımızın sebebi midir? Ödül nasıl elde edilir? Umut bulmamıza ve tutmamıza ne yardım eder?
Korkularımız dualarımızın sebebi midir? Ödül nasıl elde edilir? Umut bulmamıza ve tutmamıza ne yardım eder?
Evrim Kuran'ın anlatımı ve Gül Çetin'in illüstrasyonları ile... "Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp gitmek mi; yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?" Samed Behrengî – Küçük Kara Balık Samed Behrengî 1939’un yazında Tebriz’de beş çocuklu yoksul bir Azerî işçi ailesinin oğlu olarak dünyaya gelir. Kısacık yaşamı boyunca öğretmenlik, çocuk hikâyeleri ve halk masalları yazarlığı, derleyicilik, çevirmenlik yapar. Tüm zamanlarda sansürle mücadele eden her düşünce insanının payına düşen, alegori sanatının ustası olmaktır. Kısa yaşamının İran’da Şah yönetiminin en gerici uygulamaları dönemine denk gelişinin ona armağanı da belki budur. Baskıcı rejim ve sansür olgusu Behrengî’nin başka bir yaşamın mümkün olduğunu anlatmasını engellemez, bilakis sembollerini güçlendirir, düş gücünün sınırlarını geliştirir ve Behrengî’nin sözcükleri mücadelenin, cesaretin ve özgürlüğün en yalın hali olur. 1968’de, 29 yaşındayken, Aras Irmağı’nda ölüsü bulunduğunda, yüzerken boğulduğu söylendiyse de, bu pek inandırıcı değildir; şahı eleştiren yazıları nedeniyle suikaste uğradığı düşünülür. Behrengî’nin çok sayıda masal kitabı 70’ten fazla dile çevrilir, dünyanın dört bir yanında yayınlanır. Bu masalların içinde biri var ki, açık denizleri merak eden cesur çocukların kalbinde kazılıdır sözleri… O masal dünyanın en devrimci balığını, Küçük Kara Balık’ı anlatır… Bir zamanlar küçük bir kara balık vardır. Küçük kara balık bir sabah erkenden uyanır ve annesini uyandırır. Ona, yuvasına uzak olan bir yere gitmek istediğini söyler. Çünkü ona göre balıkların çoğu yaşlandıkları zaman ömürlerini boşu boşuna geçirdiklerinden yakınırlar; sürekli sızlanır, lanet okur, her şeyden şikayet ederler. Küçük kara balık bilmek ister; bu dünyada başka şekilde yaşamak da mümkün müdür? Annesi yavrusunun bu fikirden vazgeçmesini ister. Oysa o çok kararlıdır; vazgeçmez. Küçük kara balığın fikrini duyan komşular da kızar. Farklı akarsuları, denizleri, okyanusları keşfetmek de neyin nesidir. Bilinmeyen yerlere gitmemek gerekir. “Siz gereğinden fazla düşünüyorsunuz. Ama yalnızca düşünmek olmaz ki!” der küçük kara balık; “Yola koyulursak korkularımız tümden kaybolur gider.” Ve küçük kara balık her şeye rağmen yola çıkar. Bu dünyada demleme çay, sıcak çorba, anne şefkati, baba evi, memleket hasretine rağmen yola çıkanlar vardır. Dişlerini geçirirler kalplerine, yürürler. Bir göletten hiç dışarı çıkmayanlara anlatılacak hal değildir bu. Bu dünyada her şeye rağmen yola çıkanlar vardır. Gidip, o derenin nerede bittiğini öğrenmeleri gerekir. Korkuları da vardır elbet; ama korkunun hiç bir türü, denizleri hiç düşünmemiş balıklarla yaşamaktan daha kötü değildir. Bilirler ki, ileriye her adım attıklarında, korku da o kadar eksilecektir.
En eski korkumuz: Salgınlar. Jung ve kolektif bilinçaltımız. Salgınların insanlık tarihini sarsan tarihi. Özgür ve Eray iki bölüm sürecek serinin ilkinde tüm bu konuları, koronavirüs salgınından dünyanın ders çıkarmayı başarıp başaramayacağını konuşuyor. "İnsanlık birleşmeyi başarabilecek mi" sorusuna cevap arıyor.
“Trump ve başkanlık yarışındaki rakiplerinden Ben Carson CNN'de bir araya geldi. Carson beyin cerrahı. Sunucu bir anda Carson'a diyor ki: Donald Trump kamu önünde defalarca çocukluk çağı aşılarının otizme neden olduğunu dile getirdi ki bildiğiniz üzere bu, tıp dünyasının kati olarak itiraz ettiği bir iddia. Carson'ın bilimsel cevabına karşın Trump öyle bir şey söylüyor ki ülkede hem aşı karşıtlığını artmasına hem de kendi oyunu yükseltmesine neden oluyor.” -- Destek olmak için-> https://www.patreon.com/meraklistesi Merak bülteni: https://www.getrevue.co/profile/meraklistesi Instagram: https://www.instagram.com/kupelicagri
“Trump ve başkanlık yarışındaki rakiplerinden Ben Carson CNN’de bir araya geldi. Carson beyin cerrahı. Sunucu bir anda Carson’a diyor ki: Donald Trump kamu önünde defalarca çocukluk çağı aşılarının otizme neden olduğunu dile getirdi ki bildiğiniz üzere bu, tıp dünyasının kati olarak itiraz ettiği bir iddia. Carson’ın bilimsel cevabına karşın Trump öyle bir şey söylüyor ki ülkede hem aşı karşıtlığını artmasına hem de kendi oyunu yükseltmesine neden oluyor.”⚡Bu program Friedrich Ebert Stiftung'un katkılarıyla hazırlanmaktadır. Yayınların sorumluluğu yayıncılara aittir.
Selahattin Demirtaş’ın kitaplarının hedef alınmasını, Dipnot Yayınları genel yayın yönetmeni Emirali Türkmen, Mercek programında değerlendirdi: Bu coğrafyada dönem dönem kitap yazan, okumayı yazmayı teşvik eden insanlar tehlikeli görülüp yasaklanmışlardır. Teknoloji çağında basılı kitapları yasaklayarak düşüncenin önüne geçmek mümkün değil. Dipnot yayınları olarak #Demirtaş’ın kitaplarını yayımlamaktan mutluluk duyuyoruz çünkü eleştirel düşünceye inanıyoruz. #Demirtaş’ın kitaplarını satmak istemeyenler olacaktır; duyuyoruz. Ama dayanışma göstermek isteyen pek çok yayıncı da var. Türkiye’yi yöneten otoritelerin kitaplara böyle davrandığı dönemde endişe etmemek mümkün değil. Korkularımız, endişelerimizle ama aynı zamanda inadımız ve cesaretimizle birlikte yaşamayı öğreneceğiz. Leylan’da sürprizler var; kitabın içerisinde bir kare kod var. Kare kodun içinden ne çıkacağını okuyucularımız kitabı alınca görecek. #Demirtaş’ın fikirlerine, bir fikirle itiraz edemeyenler otoriter yöntemlere başvuruyor. #Demirtaş’ın kitabının iyiliğine ve başarısına eleştirmenler ve okuyucular karar verecek. #Demirtaş’ın seher kitabı 250 binin üzerinde satış yaptı.
Korkularınız size ait olmayabilir!
Korkular yerini güven, yas tutma yerini sevgiye bıraksın ❤️❤️
Korku bir düşünce ve sen istersen o düşünceyi inançla dönüştürebilirsin. Her şey kötü olacak düşüncelerine nispet yaparcasına her şey iyi olacak
Her insanda korku ve kaygı duygusu doğum ile birlikte oluşur. Eğer korku ve kaygı duygusu bulunmasaydı insan ilkel çağlarda hayatta kalamazdı. Uzman çocuk ergen psikoloğu Leyla Arslan korku ve kaygının belli bir dozunun kişiliğimizi korumak için önemli olduğunu ama korku ve kaygı üst düzeyde hissedildiği zaman baş edilmesi gereken bir durum olduğunu söyledi. Arslan, çocuğun hissettiği korkular için ailenin küçümsememesi gerektiğini, çocuğun hissettiği korkunun boyutunu tanımlatılması gerektiğini ifade etti. Doç. Dr. Emel Sarı Gökten ise çocukların hissettikleri yoğun kaygı ve korku bozukluklarını 3 alana ayırdıklarını açıkladı. Birincisinin çocuklarda yoğun duygu halinin hissedildiği zaman olduğunu söyledi. Örneklerinin ise ağlama, anne-babaya yapışma, yüz kızarması olarak dile getirdi. İkincisi gözle görülemeyen yani çocuğun zihninde kurduğu ‘anneme bir şey olacak’, ‘bana bir şey olacak’ gibi korkuların olduğunu ve terapilerde saptamaya çalıştıklarını söyleyen Gökten, üçüncü olarak da çocuğun korku ve kaygı durumunda gösterdiği bedensel tepkiler olduğunu söyledi. Buna örnek olarak ise karın ağrıması, terleme, titreme gibi belirtiler olduğuna değindi. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL BEYİN Hastanesinden Uzm. Psikolog Leyla Arslan ve Doç. Dr. Emel Sarı Gökten ÜLKE TV'de yayınlanan Uğur Canbolat'ın sunduğuu BİLİMDEN SAĞLIĞA programının konuğu oldu. Arslan ve Gökten, Çocuklarda Kaygı ve Korkular konularına ilişkin değerlendirmelerde bulundular. Detaylı bilgi için: https://www.e-psikiyatri.com/Kaygili-Cocuklar
Korku iki temel duygumuzdan biri. sevginin karşıtı olan bu duygudan kaçabilir miyiz? Adını andığımızda bile çevresini soğutabilen korkularımız acaba hayatımıza nasıl yön veriyor? Dünyada insanların korktuğu en ilginç şeylerden, kendi korkularımızdan, kaygılardan ve korkularımıza karşı mücadelemizden konuştuğumuz yeni bölümümüz yayında.
Tuhafiye'de bu hafta Hale Akay ve Alin Ozinian, "Türkiye yine korkularının esiri oldu" diyor ve iktidarın klasikleşen yaftalama ve hezeyan çıkışlarını konuştu.“Ümmet bölünüyor!”, “Türk Edebiyatı elden gidiyor!” ve “Sorosçular aramıza sızıyor!”
Kimden; Aziz Giorgi, Ege, Sinem, Görkem, MerterKonu; Hurafeler, korku ögeleri ve korku hikayeleri, İmamoğlu'ndan beklentiler, Yoga ve Pilates.//Gönder//
Başına gelen her şeyin sebebi sensin. Korkular, ağzından çıkan kelimeler senin geleceğini şekillendiriyor. Elbette bu sistemi beynine ilk nakşeden ailendi. “Koştuğunda terleyip sonra da hasta olacağının tohumlarını” bir başına başka türlü nasıl ekebilirsin ki bünyemize. Deniz Değerli ile sohbetimizde tüm bu konuları konuştuk ve düşüncelerde saflaşma çalışmasını anlattık. Böylece gelen negatif düşünceleri duygu olarak bünyede yer etmeden arınmanı sağlamış olacaksın. Yine kısacık zamana çok şeyler sığdırdık. Seni tekrar tekrar dinleyeceğin bir başucu podcast’i ile baş başa bırakıyorum. arkafonhikayeleri.podcast@gmail.comhttps://www.instagram.com/nilufer_sasmaz/Support the show (https://open.spotify.com/show/7y3wrODRJ3L9ZxctFV84zC)
Bir fırsat gördüğümüzde iki şey oluyor: Bir yanımız başarmak, o işi kurmak, patron olmak istiyor; diğer yanımızsa riskleri, kaybedebileceklerimizi hesap ediyor. “Eğer korku seni tümden ele geçirirse yapamıyorsun” diyor Nanu Bedtime kurucusu Nazmiye Sabuncuoğlu Arslantürk. Korkularıyla yüzleşip çıkıyor kendi yoluna ve hayalindeki global markaya Avusturya’da çok yakında açacağı şubesi ile yaklaşıyor. Zor, biri onu başarana kadar zor. İmkansız gibi görünenin yapılabildiği bir #kadıngirişimci hikayesi geliyor. Bölümde marka kimliği nasıl yaratılır üzerine konuştuk, sizler için derlediğimiz pratik notları blogumuzda topladık: http://bit.ly/gjk_marka_kimligi_insasi
Ece bu bölümde insanın kendi içinde verdiği savaşlardan bahsetti. Hangi duygular senin, hangi duyguları başkasından sahiplendin? Sen özünde kimsin, bunu nasıl bulabilirsin? Düşüncelerin, tepkilerin, inançların ne demek oluyor? Ruhuna nasıl köklenebilirsin? Kendine yazdığın hikayeyi fark et çünkü neye inanıyorsan kendine o hayatı yaratıyorsun. Ve bu hayatı yaşarken korkma, büyük oyna. Sen parla ki, etrafın aydınlansın. İham ver, ilham al. Gelecek bölümleri kaçırmamak için abone olmayı unutmayın!Airbnb indirimi için tıkla.Ece'yi Instagram'da takip et
Korkularınla nasıl başa çıkabilirsin? Korkularımız birer engel mi yoksa bizi güçlendiren olgular mıdır? Bu bölümde Ece, stres ve korkuların nasıl atlatılabileceğini ve paylaşmanın öneminden bahsetti. Ağlamanın aslında sağlıklı olduğunu, "yapamıyorsun" sözcüğünün yerine ve zamanına göre nasıl değişiklik yaratabileceğini anlattı. Airbnb indirimi için tıkla.Ece'yi Instagram'da takip et
Anksiyete, Kaygı, Fobi ve Bilişsel Davranışçı Terapi Korkularınız hayatınıza ciddi oranda engel oluyorsa fobi adını alırlar. Oysa fobiler sandığınızdan daha kolay tedavi olur. Yıllarca korkuyla beklediğinize, hayatı ertelediğinize değmediğini görme fırsatınız var. Terapiye bir şans verin ve değişimi yakalayın. Üstelik terapide öğrendiğiniz yöntemleri yaşam boyu pek çok alanda uygulayabilir, çoğu durumda kendi kendinizin terapisti olabilirsiniz. Korkularınızın üstüne gitmeniz gerektiğini söyledi herkes! Nasıl yapılacağını bilmiyordunuz. Denediniz ama olmadı. O nedenle hep kaçmayı seçtiniz. Kaçmak kısa dönemde rahatlatsa da uzun dönemde işe yaramadı. Korkularınız daha da büyüdü, üstelik belki başka korkular ve sorunlar da eklendi. Uygun yöntemleri öğrenerek korkunuzun üstüne gitmeyi ve yaşamını korkuların değil özgür kararlarınızın belirlemesini istiyorsanız kendinize bir şans daha verin!Psikiyatrist Arzu Erkan Yüce
TRT Haber - Korkuları Nasıl Yeneriz? Fobi Terapi ve Tedavisi* Korkularımızı nasıl yeneriz?* Korku nedir ve hangi tür korkularımız var?* Korkuların üstüne gitmek ne kadar doğrudur?* Korku tedavisi nasıl olmalı?* Günlük hayatımızda korkunun yeri* Fobiler kalıtımsal mıdır?* Özgül fobiler nelerdir?* Korku tedavisinde ilaç kullanımı uygun mudur?* Hangi korkulardan korkulmalı?* Korkular hayatınızı olumsuz etkiliyorsa mutlaka bir terapiste görünmeniz gerekiyor mu?Yükseklik korkusu, böcek korkusu, karanlık korkusu, yabancı kişilerden korkma, asansör korkusu vb. gibi
Korkular, Özgül Fobi, Kaçınmalar, Otobüse, metroya, vapura, binememe, asansör korkusu, uçak fobisi, bayılma korkusu, kan fobisi, iğne korkusu, diş hekimi korkusu, açık alan korkusu, yalnız kalma korkusu, karanlık korkusu, okul korkusu, böcek fobisi, yükseklik korkusu, agorafobi,
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesinden Uzm. Psk. Ahmet Yılmaz ve Yrd. Doç. Dr. Alptekin Çetin CNNTÜRK'te Leyla Ataman ile Sağlık Kontrolü programına sanal gerçeklikle korku ve bağımlılık tedavisini anlattı.
[post_authors_post_link] Korkularımız: Biz Korkmayız Ondan Bundan Bu hafta hem insani hem kültürel hem de devrimize ait korkular üstüne konuştuk. Global bakışın korku ve korku kültürüne yaklaşımı, bu yaklaşımın coğrafyamızdaki yansımalarını sohbetimizin merkezine oturttuk. H.P. Lovecraft, E. A. Poe ve Stephen King’den örneklerle batılı yaklaşımı incelerken, Anadolu’ya baktığımızda Alkarısı, Kayışbaldırı, İtbarak ve daha pek çokları sohbetimize konuk […] The post Gerisi Hikaye Sezon 1 Bölüm 19 – Korkularımız appeared first on Gerisi Hikaye Korku Konuşmaları.
Çocuklarda korkular en çok hangi dönemlerde görülür? Korkuların nedenleri nelerdir? Korku oluşumunda ebeveyn etkisi nedir? Korkularla nasıl bas edebiliriz? Korku türleri nelerdir?