Podcasts about seninle

  • 26PODCASTS
  • 54EPISODES
  • 10mAVG DURATION
  • ?INFREQUENT EPISODES
  • Feb 1, 2025LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about seninle

Latest podcast episodes about seninle

Kendine Ait Bir Oda
İstemeden Aldığım 12 Kilo Yaratıcılığımı Engellemiş Olabilir Mi?

Kendine Ait Bir Oda

Play Episode Listen Later Feb 1, 2025 26:21


Doğumdan hemen sonra değil ama 6 ay sonra aniden hızla kilo almaya başladım. Tabii ki sebebi duygusal yeme ataklarımdı. Bu yolda bedenimle ilişkim bozuldu. Yaratıcılığımın da bedenimle ilişkide olduğum zamanlara göre azaldığını fark ettim. Şimdi o bağı yeniden kurmaya çalışıyorum. Seninle de bu süreci paylaşacağım. Hazır mıyız?

The Bırtcast
Niye Kimse Seninle Evlenmedi?! (#124)

The Bırtcast

Play Episode Listen Later Jul 26, 2024 38:38


Bu hafta 70li ünlüler gündemimizi meşgul etti. (Eğer 50 yaşında ben de bu kadar relevant olmazsam I'll kms sdjfdf.) Biraz da Linkedin canavarlarından ve onların mavi tikli Twitter hesaplarındaki 500 paragraflık deli saçması floodlarından konuştuk. Lüks markalar aslında orta/alt sınıfa hitap eder: https://sites.lsa.umich.edu/mje/2024/05/07/why-designer-brand-keep-the-middle-class-in-poverty-the-marketing-and-economics-behind-it/ https://www.youtube.com/watch?v=bUmQU40rzEg

Yeni Şafak Podcast
ÖZGÜR BAYRAM SOYLU - Seninle Başım Dertte

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 13, 2024 5:43


Enflasyon sadece ekonomik hayatın değil aynı zamanda toplumsal psikolojinin de iniş ve çıkışlarını etkileyen bir dertten kederden hallice bir olgu. Bir şarkının ritim ve melodileri gibi sürekli değişkenlik gösteren bu acı gerçek hüzün, neşe ve öfke gibi duygusal tepkilere gebe olmayı sürdürüyor. Haziran ayı enflasyon ayının beklenenin biraz altında gelmesi ile dikkatleri çeken TÜİK birinci ağızdan madde fiyatlarından bir zamanların prensi ENAG'a, aylık enflasyondaki düşüşten enflasyonun olası kaynağına kadar pek çok duruma açıklık getiriyor. Satır aralarında önemli mesajları da içeren TÜİK Başkanı'nın kamuoyuna yansıyan açıklamaları enflasyonla mücadelenin yol haritasına ışık tutuyor. Haziran ayında enflasyonun aşağı yönlü gelmesinin gıda fiyatlarındaki artışın yavaşlamasına, enerji fiyatlarındaki göreli düşüşe, kurdaki kısa vadeli istikrara dayandırılmasının yanı sıra özellikle akaryakıt zamlarının ertelenmesi nedeniyle olduğu gerçeği bir kez daha açıklığa kavuşuyor. Enflasyonun bundan sonraki seyri için gıda ve enerji fiyatları ile kur istikrarının yanı sıra yapısal reformlar başımızdaki derdin defi için önem arz ediyor. Tarım sektöründe verimlilik artırıcı yatırımlar ve destekler, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılması, döviz rezervlerindeki artışın sürdürülebilirlik kazanması, işgücü piyasasında esneklik sağlanması gibi orta ve uzun vadeli yapısal düzenlemeler enflasyonun kontrol altına alınabileceğini gösteriyor. Aynı zamanda ekonomik politikaların tutarlı ve tüm paydaşların iş birliği içinde kalıcı çözümler üretme beklentisi ekonomik istikrar ve refahımızın anahtarı olma özelliğini koruyor. YÜZDE 75 VEYA 45: FARK VAR MI HİÇ? TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya'nın madde fiyatları, verinin açıklanma tarihi, ölçümsüz ENAG ölçümü değerlendirmelerinin satır aralarında istediğini bulamayan bir kesim "enflasyonun yüzde 75 olmasıyla 45 olması arasında fark olmadığı" sözleri üzerinden bir algı oluşturarak kurumu yıpratmayı tercih ediyor. Talebin, beklentilerin ve maliyetlerin enflasyon üzerindeki etkilerini uzunca süredir hem konuşuyoruz hem de hissediyoruz. Daha açık bir ifadeyle, günlük yaşantımızda epeydir anlamlandıramadığımız yüksek fiyatlarla mücadele ediyoruz. Enflasyon oranı belirli bir eşiğin üzerine çıktığından beri 45 de olsa 75 de olsa bizim için ek bir stres ya da fark ortaya çıkarmıyor. Çünkü algımızdaki yüksek enflasyon eşiğini ve stresini aşmak için mücadeleye öncelik vermiş oluyoruz. Her ne kadar ücret artışları olsa da ortaya çıkan fiyat dalgalanmalarında gelirlerimizin değer kaybettiğinin ve alım gücümüzün azaldığının farkındayız. Enflasyon ister 45 olsun ister 75 yaşam standartımızda başlayan aşağı yönlü gidişat beraberinde sosyolojik yoksunluğu da getiriyor. Belirli bir süre sonra hayatımızın akışının bir parçası haline gelen yüksek enflasyona uyum sağlamaya çalışırken buluyoruz kendimizi. Psikolojik dayanıklığın ötesinde alternatif çözüm yolları ile enflasyon derdini aşmaya çalışıyoruz. Bazen her ay yeni bir bütçe ayarlaması ile, bazen harcamaları kısarak, bazen harcamaların önceliklerini değiştirerek bazen de Allah ne verdiyse topyekûn hücum ederek. Dolayısıyla uyum sağlamak zorunda kaldığımız bir ortamda belirli bir eşikten sonra enflasyonun yüzdesinden ziyade hayatımızda ortaya çıkardığı değişikliklerin neden olduğu stresle daha çok ilgileniyoruz. Başkan da büyük oranda aslında bunu kastediyor ve yaklaşık olarak bunu kastettiğini hepimiz anlıyoruz. Ekonomi politikalarının sadece matematiksel hedefler üzerine değil toplumsal psikolojinin iyi hali üzerine de odaklanması gerektiğinin altını bir kez daha bu vesile ile çizmiş oluyoruz.

Yeni Şafak Podcast
MEHMET METİNER - Siyasette Yumuşama Ve Müzakere Süreci

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 7, 2024 5:59


Yumuşama denilen şey şu: Bir araya gelme, karşılıklı konuşma, diyalog ve müzakere. Dilin bu anlayış temelinde kurgulanması. Bir başka deyişle, dilin, demokratik diyalog sürecinin inşasına hizmet edecek şekilde dizayn edilmesi. Sadece kendi doğruları üzerine kapananların dili sekter olur, suçlayıcı ve çatışmacı olur. Siyaseti demokratik rekabetin alanı olmaktan çıkartıp düşmanlaştırıcı bir alana dönüştürenler yani karşılarındakini rakip olarak değil de imha edilmesi gereken düşman olarak görenler toplumsal barışı ve uzlaşıyı darbelerler. Dahası demokratik siyaseti de zehirlerler. Birbirimizi gören gözlere ve duyan kulaklara ihtiyacımız var. Gayrısı devletimizin bekası ve milletimizin birliği için tehdit oluşturan muzır bir siyasetten ibarettir. Demokratik diyaloji yöntemi herkese kazandırır. Seçimden sonra bu sürecin başlaması elbette memnuniyet vericidir. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in AK Parti Genel Merkezi'ne yaptığı ziyaret siyaseten anlamlı ve değerlidir. Sonrasında ziyarete dair yapılan açıklamaların dili de bu süreci taçlandıran bir olgunlukta olmuştur. Şimdi sıra Cumhurbaşkanımızın iadeiziyaretinde. Görüşme öncesinde TV Net'teki “Konuşmak Lazım” programımızda da belirttiğim gibi. Cumhurbaşkanımızın/AK Parti Genel Başkanımızın CHP'yi ziyareti sembolik öneminin yanı sıra siyasette yeni bir dönemin açılmasına da çok büyük bir katkı sağlayacaktır. Şahsen bunun bir an önce olmasını yürekten diliyorum. Aslında olması gereken de bu değil midir? Bir araya gelip müzakere edebilmeyi över noktaya gelmişsek demek ki siyasetin insan ve anlayış kalitesinde kayda değer bir düşüş var. Müzakere yerine mücadele önerenler bilmiyorlarsa öğrensinler: Müzakere, mücadelenin bir parçasıdır. Birbirleriyle müzakere edenler gerçekte birbirleriyle mücadele etmekten vazgeçiyor değiller. Tersine mücadeleyi anlamlı ve gerekli bir zemine yani aslında olması gereken bir alana oturtmuş oluyorlar. “Seninle asla!” diyen bir zihniyet, ideolojik körlük ve sağırlıkla maluldür. Bu zihniyetten asla kimseye hayır gelmez. Hep başkalarını yanlışta gören zihniyet sahipleri aslında en başta kendilerini tüketirler. Mücadeleyi başkalarını imha edilecek düşman gibi gören siyasi bir zihin hiç kuşkusuz marazî/ hastalıklı bir zihindir. Ülkeyi bu zihinden kurtarmamız, her birimizin boynunun borcudur. SAP İLE SAMANI KARIŞTIRMAYALIM Müzakere masasında her şey konuşulur. Müzakere masası hem bilgilendirme masasıdır hem de çözüm.

Yeni Şafak Podcast
Mehmet Metiner - Gazze neyimizdir bizim?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Feb 2, 2024 5:01


Dün her günün her anı aklımızdaydın ey Gazze! Her günün her anında seni düşünürdük. Seninle ağlaşırdık ey Gazze! Seninle ölürdük. Seninle uyanır, seninle yatardık ey Gazze! Senin gibi uyuyamazdık. Uykularımız bölünür çığlıklarınla, feryatlarınla. Arş-ı alayı titreten o mazlumiyetin yüreğimizi lime lime ederdi. Dua etmenin dışında bir şey yapamamanın çaresizliği yaşayan ölüye dönüştürürdü bizi. Kahrederdi. Kendimizi sıkılı yumruklarımızla sokaklara vururduk. “Kahrolsun İsrail, Kahrolsun Amerika!” diye avazımız çıktığı kadar bağırırdık. Zaman geçti. Ölümü kanıksar olduk. Seni unutmadık elbet ama gündemimiz değişti bizim ey Gazze! Sen orada ölmeye ve her an acı çekmeye devam ederken biz kendi hayatımıza geri döndük. Sesimiz çıkmaz oldu. Sokaklarda yürümez olduk. Sloganlarımız artık arşa ulaşmıyor. Önceliğimiz olmaktan çıktın ey Gazze! Arada bir artık hatırlıyoruz gayrı seni. Biz buyuz işte! Biz böyleyiz işte! Bizim senden daha önemli hayatlarımız var bizim. Gelecek tasavvurlarımız var. İkbal arayışlarımız var. Siyasi istikbal arayışlarımız var bizim. Olması yanlış mı? Değil elbet. Seçim önemsiz mi? Onu mu diyorum ben ki bu soru aklından geçebiliyor senin. Elbette önemli. Hiç kuşkusuz buradaki başarı Gazze için de önemli. Ama herkes bilsin ki hiçbir şey Gazze'den önemli değildir. Gazzeli bir çocuğun hayatından daha değerli değildir. Gazze duyarlılığı bir belediye başkan adaylığının gerisinde olanlar oturup iman aynasında kendilerine baksınlar derim. Dahasını diyeyim de var gücünüzle kızın bana: Aday gösterilmediğinde kızılca kıyamet kopartanlar, hatta ihanet çizgisine kadar sapanlar şayet Gazze için bağırmayı kesmişlerse dönüp o aynadan kendilerine bir baksınlar derim. Bir belediye başkanlığı makamı için bütün imkanlarını seferber edenlerin sıra Gazze'ye gelince farklı davranmaları sorarım size hangi imanın ve duyarlılığın ifadesidir?

Yeni Şafak Podcast
ÖZGÜR BAYRAM SOYLU - AY IŞIĞINDA...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jan 16, 2024 4:19


12 Ocak 2024... Bir gece yarısı, kimimiz evladımıza sarılıyor, kimimiz hayat arkadaşımızın gözlerine bakıyor, elini tutuyor, kimimiz anamızın dizinin dibinde, babamızın gölgesinde varıyorduk anın tadına. Yarınlarımız için yarınlarından vazgeçenler vardı ne de olsa isimsiz nice kahramanlıkları ile. “Seninle gurur duyuyorum”, “Ağlamayacağım, dik duracağım” cümleleri dökülecekti dudaklardan bir kez daha bu kutlu dava için. Hayat bizim için otuz saniyeliğine duracak ve devam edecekti dün yaşanmamışçasına. Peki ya Hakanlar, Ahmetler, Muratlar, Muhammedler, Gökhanlar, Serkanlar, Müslümler, Kemaller, Emrullahlar... Nice yarım kalan sevdalar, buluşmalar, dualar, gerçekleşmeyen yarınlar... Gece başımızı yastığa koyarken geliyor mu aklımıza, gün ışıdığında yanı başımızda sevdiklerimizi her gördüğümüzde, seslerini her duyduğumuzda, gök kubbede ezan sesleri yükseldikçe, al bayrağın gölgesinde aldığımız her nefeste minnettar oluyor muyuz vatan evlatlarına. İtiraf etmeliyiz ki her şehit haberi düştüğü ocağı yakıp kavuruyor, bazen kerpiç bazen ahşap bazen taş, bazen sıvasız evleri...Hep aynı mısra yükseliyor zamansız ayrılıklardan sonra; “Tez geldi hicran ayrıldık hemen, ay ışığında, ay ışığında” SÖZDE MÜTTEFİKİZ Türkiye'yi hangi NATO müttefiklerinin kendi ulusal güvenliklerini ve dış politikalarını tehdit eden unsur olarak gördüklerini unutmayalım. Sınırımızda kurulması planlanan “teröristan”a karşı sinir uçlarımızla oynamaya devam edeceklerini dikkatlerden kaçırmayalım. Zulüm karşısında Elif gibi dimdik duran Türkiye ve Türk halkının motivasyonunu kırmaya yönelik nice oyunların oynandığını ve oynanacağını görmezden gelmeyelim. Terör örgütlerine dört mevsim eylem yapabilme kapasitesi kazandıranların oyunlarına yenik düşmeyelim. Kim olduklarını, maskeli balonun kostümlü figüranlarını iyi tanıyalım. NEDEN MİLLİ TEKNOLOJİ HAMLESİ? Milli savunma teknolojisinin güvenlik ve bağımsızlık için ne denli önemli olduğunu, savunma kapasitesini artırması açısından ne kadar kritik bir öneme sahip olduğunu daha güçlü hissediyoruz artık. Askeri operasyonların etkinliğinin, terörle mücadelenin yanı sıra ekonomik gelişim ve inovasyon, stratejik bağımsızlık, uluslararası saygınlık ve itibar misyonuna nasıl katkıda bulunduğunu tüm mazlum coğrafyalarda görüyoruz bugün. Savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar çalışmanın, durmadan çalışmanın bilincini iliklerimize kadar hissediyoruz. Teknolojik bağımsızlık ve güç ülküsünde, uluslararası rekabet gücü yüksek, yenilik ve ar-ge'ye dayalı, teknoloji transferi ve işbirliğine uyumlu, milli kimlik ve birlik odaklı teknoloji hamlesi önemli bir stratejik adım. Türkiye Yüzyılı'nın öncüsü olmaya aday, teknolojik bağımlığının risklerinin farkında, stratejik önemi yüksek seviyede olan bir sektörde on milyar dolar ihracatın hayal olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Kur'an-i Kerim Tefsiri
Hud Suresi 40-64 Tefsiri

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Jan 15, 2024 54:26


40- Nihâyet emrimiz gelip tandır da kaynayınca dedik ki: "Her birinden ikişer çift ve aileni ve iman edenleri (gemiye) yükle. Ancak aleyhinizde bulunanlar hariç. Zaten onunla birlikte çok az kişi iman etmişti. 41- (Nuh) dedi ki: "Binin onun içine. O'nun yüzmesi de, demir atması da Allah'ın adıyladır. Şüphesiz Rabbim bağışlayandır, esirgeyendir." 42- O (gemi) dağlar gibi dalgalar arasında onlarla birlikte yüzerken Nuh (a.s.) bir kenara çekilmiş olan oğlu (Kenan)'na seslendi: "Oğulcuğum, bizimle birlikte bin ve kâfirlerle beraber olma." 43- (Oğlu) dedi ki: "Ben dağa sığınırım. O beni sudan korur." (Nuh da) dedi ki: "Bu gün (Allah'ın) rahmet ettiklerinden başka, Allah'ın emrinden koruyacak/korunmuş kimseler yoktur." İkisinin arasına bir dalga girdi ve o, boğulanlardan oldu. 44- "Ey yeryüzü suyunu yut, ey gökyüzü, suyunu tut" denildi, su kesildi ve iş olup bitti. Gemi, Cûdi üzerinde durdu. “Zalimler topluluğuna da uzak olsunlar” denildi (ve helâk edildi.) 45- Nuh, Rabbine seslendi ve dedi ki: "Rabbim, şüphesiz oğlum benim ailemdendir. Şüphesiz Senin va'din hakdır, ve Sen hâkimlerin Hâkimisin." 46- (Allah) dedi ki: "Ey Nuh, (iman etmediği için) o, senin ailenden değildir. O yaramaz bir işdir. O halde hakkında bilgin olmayan şeyi benden isteme. Cahillerden olmayasın diye sana ben öğüt veriyorum." 47- (Nuh) dedi ki: "Rabbim, hakkında bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer Sen, beni bağışlamaz ve esirgemezsen ben kayba uğrayanlardan olurum." 48- Denildi ki: "Ey Nuh, sana ve seninle beraber olan ümmetlere bizden selâm ve bereketlerle (gemiden) in. (Seninle beraber olmayan diğer) ümmetleri de yararlandıracağız. Sonra bizden acıklı bir azap onlara dokunacaktır. 49- İşte bunlar sana vahy ettiğimiz ğayb haberlerindendir. Bundan önce bunları sen de, kavmin de bilmiyordun. O halde sabret; Şüphesiz sonuç muttakilerindir. 50- Ad kavmine de kardeşleri Hûd'u Peygamber olarak gönderdik. O, (kavmine) şöyle dedi: "Ey kavmim, Allah'a ibadet edin. Sizin için ondan başka ilâh yoktur. Siz iftiradan başka bir şey yapmıyorsunuz." 51- "Ey kavmim, ben buna karşılık sizden ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak beni yaratana aittir. Hala akıllanmayacak mısınız?" 52- "Ey kavmim, Rabbinizden mağfiret isteyin. Sonra O'na tevbe edin ki, gökyüzünden size bol yağmur göndersin. Kuvvetinize kuvvet katsın. Suçlular olarak yüz çevirmeyin." 53- Dediler ki: "Ey Hûd, sen bize açık bir mu'cize getirmedin. Biz de, senin sözün üzerine ilâhlarımızı terk etmeyiz ve biz sana iman etmeyiz." 54- "Biz, ancak ilâhlarımızdan bazısı seni fena çarpmış deriz." Hûd dedi ki: "Şüphesiz ben, Allah'ı şahit tutarım. Şahit olun ki ben sizin ortak koştuklarınızdan uzağım." 55- "O Allah'tan başka (ortak koştuklarınızdan uzağım.) Artık hepiniz bana tuzak kurun, sonra bana hiç göz açtırmayın." 56- Şüphesiz ben, benim de, sizin de Rabbiniz olan Allah'a dayandım. Kıpırdayan hiçbir canlı yoktur ki (Allah) onun perçeminden tutmuş olmasın. Benim Rabbim doğru bir yol üzeredir. 57- Eğer yüz çevirirseniz, artık ben kendisiyle gönderildiğim şeyi size tebliğ ettim. Rabbim sizden başka bir kavmi sizin yerinize getirir ve siz ona hiç bir şeyle zarar veremezsiniz. Şüphesiz Rabbim her şeyi koruyandır. 58- Emrimiz geldiğinde Hûd'u ve onunla beraber iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık ve onları büyük bir azaptan kurtardık. 59- İşte Âd kavmi, Rablerinin âyetlerini inkâr ettiler. O'nun elçilerine isyan ettiler ve inatçı her zorbanın ardından gittiler. 60- Onlar, bu dünyada da Kıyamet gününde de la'nete uğradılar. İyi bilin ki Âd kavmi Rablerini inkâr ettiler. İyi bilin ki Hûd'un kavmi olan Âd'a (Allah'tan) uzaklık vardır. 61- Semud (kavmine) de kardeşleri Salih'i Peygamber olarak gönderdik. Salih şöyle dedi: "Kavmim, Allah'a ibadet ediniz. Sizin için ondan başka ilâh yoktur. Sizi yeryüzünden yaratan ve orada ömür geçirmenizi isteyen O'dur. Ondan af dileyin. Sonra ona tevbe edin. Şüphesiz benim Rabbim çok yakındır, (duaları) kabul edendir."

EmreKaraman
Ümit Yaşar Oğuzcan - Her Gün Seninle v.2

EmreKaraman

Play Episode Listen Later Dec 4, 2023 3:58


Bayadır yoktum. Uzun soluklu bir şey yapmak istiyorum ama zamanım enerjim yok ne yazık ki.

Yeni Şafak Podcast
Yaşar Süngü - Ne seninle ne sensiz

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Sep 27, 2023 4:54


Avrupa ülkeleri bizim için hep en büyük pazar oldu bundan sonra da olacak. Ekonomik açıdan farklı sektörlerde hem ülke hem şirketler olarak yüzlerce stratejik ortaklığımız var. Yani hem müşterimiz hem de en çok alışveriş yaptığımız yer. Ne onların bizden vazgeçme lüksü var ne bizim. Avrupa ile ortak şarkımız; ne seninle ne sensiz.  Geçen yıl dünya genelindeki turizm hareketliliği, pandemi öncesi 2019'un yüzde 34 gerisinde kaldı. 2022'de dünya genelinde 963 milyon turist seyahat etmiş. Dünya turizminin 2022 yılı verilerine ilişkin UNWTO raporuna göre ülkelere göre sıralamada Fransa 80 milyon ziyaretçiyle birinci, İspanya 71 milyon 660 ile ikinci, ABD 50 milyon 870 bin ile üçüncü sırada yer aldı. Türkiye, ABD'nin ardından 50 milyon 450 bin turistle dördüncü oldu. 2023'ün ilk 6 ayında Türkiye'yi ziyaret eden yabancı sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19,88 artış göstererek 19 milyon 618 bin 196 kişiye çıktı. 2022'de dünyada turizm gelirleri toplamı 1 trilyon 12 milyar dolar. Kişi başı turist geliri ortalaması 1051 dolar. 2023 Ocak-Haziran döneminde en çok ziyaretçi gönderen ülke sıralamasında Rusya 2,6 milyon turist sayısı ile birinci, Almanya 2,2 milyon ikinci, İngiltere 1,4 milyon ile üçüncü sırada yer aldı. İngiltere'yi Bulgaristan ve İran takip etti. “Ülkenin her yanı Araplarla doldu” algısı cehaletten, kötü niyetten ve Arapların halkla iç içe olmalarından kaynaklanıyor. Gelenlerin çoğunluğu Avrupa ülkelerinden.  Züccaciye sektörü 2022'de toplam 6,12 milyar dolar ihracata karşılık 1,47 milyar dolar ithalat yaparak 4,65 milyar dolar dış ticaret fazlası verdi. Sektörün dış ticaret fazlası son 10 yılda yüzde 98, son 5 yılda yüzde 64 arttı. Bu yılki hedefleri 7 milyar dolar ihracat. Sektörün ihracat kilogram birim fiyatı son 5 yılda yüzde 13,8 artarak 2022'de 3,95 dolara yükselirken, en çok ihracat yaptığımız ülkeler sıralamasında Birleşik Krallık, Almanya, İtalya ve Fransa ilk 4 ihracat pazarı olarak başı geçiyor. Dünya ithalatçıları listesinde ilk sırada yer alan ABD, Türkiye ihracat pazarları içerisinde ortalama mesafenin en uzak olduğu ülkelerden biri. ABD'nin tedarikçileri arasında, ilk sırada Çin var. Türkiye, Avrupa'daki rakiplerden İtalya, Almanya ve Fransa'dan sonra ABD'nin 14. sıradaki tedarikçisi. Züccaciye sektörünün ihracatının yüzde 58'i de AB ülkelerine. 2022 yılında, 226 ülkeye toplamda 6,12 milyar dolarlık ihracatın yüzde 8,25 payı ve 505,6 milyon doları Birleşik Krallık'a yapıldı. Almanya, İtalya, Fransa ve İsrail de önemli ihracat yapılan ülkeler oldu. 139 ülkeden toplamda 1,4 milyar dolar değerindeki ithalatımızda, Çin yüzde 49,63 pay ve 731,4 milyon dolar ile ilk sırada yer alıyor.  Dünyanın en büyük 5 ihracatçısından biri olan endüstriyel mutfak sektörü, 6,5 milyar dolarlık ev ve mutfak eşyaları ihracatının yüzde 40'ını tek başına gerçekleştiriyor. Sektörde dış ticaret fazlası en üst seviyede. 150'nin üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Sektörün ana pazarları Avrupa, Orta Doğu, Balkanlar, BDT ve komşu ülkeler. Hedef pazarlar; Amerika Birleşik Devletleri, Afrika ve Yakın Doğu. Ev ve mutfak eşyaları ihracatında Çin 160 milyar dolar ile açık ara önde.

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Bu bölümde Onur ve Feyza ile beraber elektriğin olmadığı bir dünya hakkında konuştuk. Teknolojinin hayatımızdaki yerine ve önemine değindik. Elektriğe erişemediğimiz bir dünyada nasıl yaşayacağımız ve neler hissedeceğimiz hakkında beyin fırtınası yaptık. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Müzik Emin: [0:21] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Bu bölümümüzde artık Cihat'la beraber değiliz. Onur ve Feyza'yla beraberiz. Bundan sonraki Easy Turkish Podcast bölümlerinde konuklarımız sürekli olarak Easy Turkish üyeleri arasında değişiyor olacak. Bugünkü bölümümüzün konuğu da Onur ve Feyza. Hoş geldiniz öncelikle. Feyza: [0:44] Hoş bulduk. (Hoş bulduk.) Emin: [0:45] Evet, nasılsınız? Onur'la başlayalım. Onur: [0:47] İyiyim. Teşekkür ederim. Sen nasılsın Emin? Emin: [0:50] Ben de iyiyim, teşekkür ederim. Feyza sen nasılsın? Feyza: [0:52] Ben de iyiyim gayet. Bu benim üçüncü katılışım oldu galiba. Heyecanım azalarak devam edecek diye umuyorum. Emin: [1:00] Artık alışmış olmalısın ya. Feyza: [1:03] Evet, evet. Şu an daha rahatım. Emin: [1:04] Bence heyecanının olması... Bilmiyorum. Garip geliyor bana. Çünkü zaten kamera önünde yer alıyorsun videolarımızda. O yüzden podcasti çok daha rahat yapıyor olman lazım. Feyza: [1:13] Ya evet aslında. Ama burada bir sohbet... Bilmiyorum. Doğru söylüyorsun aslında. Neden heyecanlandım... Farklı bir konsept olduğu için belki de. Emin: [1:22] Olabilir, olabilir. Evet. Bugünkü bölümümüzün konusu Feyza'nın tavsiyesi üzerine "Elektrik olmadan yaşayabilir miydik?" ya da "Farklı olarak ne yapıyor olurduk?". Ben öncelikle söyleyeyim: Şu anki podcasti çekemiyor olurduk. Evet, Feyza. Seninle başlayalım. Fikir sene fikrindi. Sence elektrik olmadan yaşayabilir miydik? Ya da hayatımız şu anda nasıl olurdu? Aklına neler geliyor? Bizimle paylaşır mısın? Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Special Guests: Feyza and Onurhan.

Yapay Zekadan Masallar
Teoman ve Büyük Ormanda Arkadaşlık

Yapay Zekadan Masallar

Play Episode Listen Later Jun 22, 2023


Bu masallar yapay zekaya yazdırılıp seslendirilmiştir. Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://s.cagrisarigoz.com/masal Teoman ve Büyük Ormanda Arkadaşlık Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, devede kulak içinde, pire sıçamamış, kökünden düşmüş, yerde yuvarlanmış; yani uzun, uzun zaman önce yaşayan beş yaşında bir çocuk varmış. Adı Teoman’mış. Teoman, büyük ormanın kenarında ailesiyle yaşayan tatlı mı tatlı, zeki mi zeki bir çocukmuş. Gündüzleri ormanda dolaşarak hayvanlarla vakit geçirmeye bayılırmış. Koca ormanda her gün yeni bir macera yaşarmış. Fakat en sevdiği şey, yeni arkadaşlar edinmekmiş. Onun en iyi arkadaşları yavru ördek, haylaz kaz, kara kurbağası, dav salyangoz ve onları koruyan büyük orman avcısımış. Bir gün Teoman ormanda dolaşırken, gözleri alışılmadık bir şey fark etmiş: Mavi bir tavuk! Başta Teoman, gözlerine inanamamış. Bu ne tuhafmış! Fakat Teoman, tavuğun da arkadaşı olmak isteyince, onunla tanışmaya karar vermiş. Teoman tavuğa yaklaşıp, “Merhaba, ben Teoman. Senin adın ne?” diye sormuş. Mavi tavuk cevaplamış: “Merhaba Teoman, benim adım Maviş. Neden mavi olduğumu merak ediyor musun?” Teoman çok şaşırmış ve merakla “Evet, nasıl oldu?” demiş. Maviş, “Bir gün dolaşırken, bir kova mavi boya buldum. Kovanın içine bakarken, kova devrildi ve üzerime döküldü. İşte böylece mavi oldum!” diye anlatmış. Teoman, “Üzülme Maviş, her şeyin bir çözümü vardır. Seninle arkadaş olmak istiyorum, benim diğer arkadaşlarımla da tanışmak ister misin?” demiş. Maviş mutlu olmuş ve kabul etmiş. Teoman, Maviş’i önce yavru ördekle tanıştırmış. Yavru ördek, “Merhaba Maviş, benim adım Ördekçik. Seninle arkadaş olmak çok güzel. Benden daha renkli bir arkadaşımız olacak!” demiş ve gülmüş. Sonra haylaz kazla tanışmışlar. Haylaz kaz, “Merhaba Maviş, ben Haylaz. Seninle oyun oynamak için sabırsızlanıyorum!” demiş. Ardından kara kurbağası ve dav salyangozla tanışmışlar. Kara kurbağası, “Merhaba Maviş, benim adım Kürşat. Belki benim de bir gün yeşil olmam gerek. Çok eğlenceli görünüyor!” demiş. Dav salyangoz ise, “Merhaba Maviş, ben Dav. Seninle yavaşça dolaşmak istiyorum, umarım bana yetişebilirsin!” demiş ve herkes gülmüş. Sonunda büyük orman avcısıyla tanışmışlar. Büyük orman avcısı, “Merhaba Maviş, ben Ormanın Bekçisi. Burada herkesin güvende ve mutlu olduğundan emin olmam gerekiyor. Eğer başın belaya girerse, bana haber ver!” demiş. Teoman ve arkadaşları, Maviş’i ormanın derinliklerinde bir gölette götürmüşler. Maviş suya girdiğinde, tüm mavi boya yavaşça akmaya başlamış. Maviş’in gerçek rengi ortaya çıkmış – parlak sarı! Herkes şaşırmış ve alkışlamış. Maviş, “Teoman ve arkadaşlar, bana yardım ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Sizlerle arkadaş olmak ne kadar güzel!” demiş. Sonrasında herkes, gölette eğlenceli bir dans yapmış. Bu özel dans, arkadaşlıklarını kutlamak için yapılan güzel bir gösteriymiş. Dans bittikten sonra, herkes Maviş’e sarılmış ve onu aralarında görmekten ne kadar mutlu olduklarını söylemişler. Teoman ve arkadaşları, o günden sonra da birlikte çok macera yaşamışlar. Büyük ormanda her gün yeni arkadaşlar edinmişler ve hep birlikte eğlenmişler. Ne zaman başları belaya girse, hep birlikte çözüm bulmuşlar. Çünkü hata yapsalar bile, her şeyin bir çözümü olduğunu biliyorlarmış. Ve Teoman, Maviş ve diğer arkadaşları, hep birlikte güzel günler geçirerek, yaşamışlar. Tabii bunlar başka hikâyelerin konusu…

Yeni Şafak Podcast
Mehmet Metiner - Bu mu sizin ittifak anlayışınız, bu mu baba-oğul ilişkiniz?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 9, 2023 6:15


Erdoğan'ın başını çektiği ittifak karşısında yenilen Kılıçdaroğlu'nun liderlik ettiği ittifak oldu. O ittifakın resmi-gayrı resmi tüm bileşenleri yani. Kemal Bey şimdi neden yalnız? Mağlubiyet öksüz ve yetimdir de o yüzden. Galibiyetin sahibi çok olur ama mağlubiyet sahipsizdir. Kemal Beyin yaşadığı trajedinin tam olarak tanımı bu işte! Kemal Bey galip gelseydi ittifakın bilcümle unsurları başlarını uzatırlardı. Şimdi hepsinin başı kuma gömülü. Dilleri susmak nedir bilmezdi. Şimdi o diller suskun. Kemal Beyi sabah-akşam televizyon ekranlarında, gazete köşelerinde ve sosyal medya mecralarında öve öve bitiremeyenler şimdi zehir zemberek suçlamalarda bulunuyorlar, istifa çağrılarında bulunuyorlar. Sanki kendileri pir ü pakmış gibi. Sanki kendileri o yenilen ittifakın militan aparatları değilmiş gibi. Sanki bir tek yenilen Kemal Beyin kendisiymiş gibi. Oysa hep birlikte yenildiler. Kaffesi birden hezimete uğradı. Ama şimdi oturdukları yerden değişim diyorlar, istifa naraları atıyorlar. Öngörülerinin tümü boş çıkanlar, bir demokrasi kahramanı olarak ilan ettikleri Kemal Beyin mutlak galibiyetle sandıktan çıkacağını haykıranlar, hızlarını alamayıp devr-i sabık yaratacaklarını pervasızca ilan edenler şimdi kalkmış Kemal Beyi diktatör ilan ediyorlar. Kemal Bey için “Seninle olmaz, çek git!” diyorlar. O malum gazeteciler, televizyoncular, sanatçılar ve aydınları ağız birliği etmişçesine aynı nakaratı tekrarlıyorlar. Kemal Bey ise koltuğunu bırakmamakta kararlı. Hani demokrasi getirecektiniz? Hani tek adam rejimine son verecektiniz? İnsan kendi iddiaları üzerinden vurulurmuş. Apaçık görüldü.  Hiç kimse özeleştiri vermiyor. Ne Kemal Bey ne de dün en azılı destekçileri iken bugün Kemal Beyin karşısına dikilenler. Dünün militan destekçileri bugünün militan muhaliflerine dönüştüler. Dün Erdoğan gitsin Kemal Bey gelsin diyenler bugün Kemal Bey bırakıp gitsin diyorlar. Siyaset seçim öncesinde de sonrasında da ilginç savrulmalara ve hizalanmalara sahne oldu. Bu savrulmaların veya hizalanmaların merkezinde ilkenin olmaması önemle not edilmesi gereken hususların başında geliyor. İlkesizlik, siyaseti ahlaken de çürütüyor.  Hep birlikte yenilenlerin birlikte yenilgiyi omuzlayıp hesap vermeleri gerekirken, hiç kimsenin o yenilgide kendine düşen payı kabul etmeyip bir diğerini pişkince suçlamaya yönelmesi, sizce de pek bir manidar değil mi? Böyle mi olur yol arkadaşlığı, bu muydu yol arkadaşlığınız?

Yapay Zekadan Masallar
Zeynep Asya’nın Büyülü Dünya Macerası: Cesaretin Gücü

Yapay Zekadan Masallar

Play Episode Listen Later Apr 22, 2023


Zeynep Asya’nın Büyülü Dünya Macerası: Cesaretin Gücü Bölüm 1: Büyülü Dünyaya Yolculuk Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde… Develer tellâl, pireler berber iken, ben anemin beşiğini tıngır mıngır sallarıken… Minicik bir köyde, sevimli ve neşeli bir kız çocuğu yaşarmış. Adı Zeynep Asya’mış. Zeynep Asya’nın en büyük hayali, cesur bir kahraman olup maceralara atılmaktı. Bir gün oyun oynarken, karşısına sihirli bir peri çıktı ve ona cesaret dolu bir maceraya davet etti. Peri, Zeynep Asya’ya gülümseyerek, “Merhaba Zeynep Asya! Senin cesur bir kahraman olma hayalini biliyorum. Sana büyülü bir dünyaya gitme şansı sunuyorum. Bu dünyada yardıma muhtaç bir arkadaşın var, onu kurtaracak cesareti gösterirsen, hayallerine ulaşabileceksin.” dedi. Zeynep Asya heyecanla, “Gerçekten mi? Hemen oraya gitmek istiyorum!” dedi. Peri gülümseyerek, “Peki, Zeynep Asya, o zaman hazır ol! Şimdi sana büyülü dünyanın yolunu göstereceğim.” diyerek sihirli değneğini salladı ve aniden Zeynep Asya kendini büyülü bir dünyada buldu. Bölüm 2: Büyülü Dünyada Cesaret Sınavı Büyülü dünyada, Zeynep Asya etrafına şaşkın şaşkın bakındı. Sihirli ağaçlar, konuşan çiçekler, şarkı söyleyen kuşlar ve birbirinden güzel kelebeklerle dolu bu dünyada, Zeynep Asya kendini bir masalın içinde gibi hissetti. O sırada şirin bir kelebek yanına geldi ve ona yardımcı olacağını söyledi. Kelebek, Zeynep Asya’ya, “Merhaba! Ben Burcu. Bu büyülü dünyada senin rehberin olacağım! Yardıma muhtaç arkadaşının adı Muhammed. Muhammedi kurtarman için cesaretini toplamalı ve büyülü dünyanın tehlikelerine göğüs germelisin.” dedi. Zeynep Asya ve Burcu, büyülü dünyada ilerlerken, karşılarına devasa bir ağaç çıktı. Bu ağacın tepesinde, göz alıcı bir meyve bulunuyormuş ve bu meyve, Zeynep Asya’ya cesaret verecekmiş. Zeynep Asya, “Ben bu meyveyi almak için ağaca tırmanabilirim!” dedi ve cesaretle ağaca tırmanmaya başladı. Yorulsa da, pes etmedi ve sonunda meyveye ulaşarak onu aldı. Meyveyi yerken, Zeynep Asya’nın içinde büyük bir cesaret duygusu uyanır. Burcu kelebek, “Şimdi, Muhammedi bulup kurtarmanın zamanı!” dedi. Zeynep Asya ve Burcu, Muhammedi bulmak için yola koyuldu. Derken, bir ormanın içinde, kötü kalpli bir devle karşılaştılar. Dev, Muhammedi kaçırmış ve onu zorla çalıştırıyormuş. Zeynep Asya, cesaretini toplayarak devin karşısına çıktı ve cesurca, “Seninle savaşmak istemiyorum, ama Muhammedi bırakmazsan başka çarem kalmaz!” dedi. Bölüm 3: Muhammedi Kurtarma ve Dönüş Dev, Zeynep Asya’nın cesaretinden etkilenerek, “Pekala, küçük kız, senin cesaretini gördüm ve saygı duydum. Muhammedi serbest bırakıyorum.” dedi ve Muhammedi bıraktı. Zeynep Asya, Muhammed’e sarılarak ona, “Merak etme, artık güvendesin!” dedi. Muhammed, gözleri dolu dolu, “Çok teşekkür ederim, Zeynep Asya! Senin cesaretin sayesinde kurtuldum. Sen gerçekten büyük bir kahramansın!” dedi. Zeynep Asya, Burcu kelebek ve Muhammed, büyülü dünyadan dönmek için yola koyuldu. Yolda, periyle karşılaştılar ve peri, Zeynep Asya’ya, “Tebrik ederim Zeynep Asya! Cesaretin ve yardımseverliğin sayesinde Muhammedi kurtardın ve büyük bir kahraman oldun. Şimdi sana eve dönmenin yolunu göstereceğim.” dedi. Zeynep Asya, Muhammed ve Burcu, peri sayesinde eve döndüler. Zeynep Asya, geri döndüğünde annesine ve arkadaşlarına büyük bir heyecanla macerasını anlattı ve herkes onun cesaretini alkışladı. Artık Zeynep Asya, cesaret dolu bir kahraman olmanın hayalini değil, gerçeğini yaşıyordu. Ve onlar, hep birlikte mutlu mesut yaşadılar… İşte, masal burada bitti. Gökten üç elma düştü, biri Zeynep Asya’nın başına, biri Muhammed’in başına, biri de sizin başınıza. O elmanın tatlılığı ve cesaretin gücü, hep birlikte sizinle olsu

Yapay Zekadan Masallar
Berrak ve Güzeldeniz Sitesi’nin Sırrı: Arkadaşlık Öyküsü

Yapay Zekadan Masallar

Play Episode Listen Later Apr 22, 2023


Berrak ve Güzeldeniz Sitesi’nin Sırrı: Arkadaşlık Öyküsü Bölüm 1: Yeni Taşınan Arkadaş Bir zamanlar, güzel bir deniz kıyısında, Güzeldeniz Sitesi adında neşeli ve huzurlu bir yerleşim yeri vardı. Bu sitede Berrak adında sevimli ve enerjik bir kız yaşardı. Berrak, her zaman güler yüzlü ve yardımseverdi. Sitedeki herkes onu tanır ve severdi. Berrak, buradaki çocuklarla oldukça iyi anlaşırdı ve hep birlikte farklı maceralara atılırlardı. Bir gün, siteye yeni bir aile taşındı. Aile, Berrak’ın yaşlarında Aynurcuk adında bir kız çocuğuyla birlikte gelmişti. Berrak, yeni arkadaşı Aynurcuk’la tanışmak ve onu arkadaş grubuna dahil etmek istiyordu. Bu yüzden hemen yanına koşarak merhaba dedi: “Merhaba, ben Berrak. Sana hoş geldin demeye geldim. Seninle arkadaş olmak istiyorum.” Aynurcuk, Berrak’ın bu samimi ve sıcak tavrına çok sevindi. İkisi de hemen arkadaş oldular ve Aynurcuk, Berrak’ın arkadaşlarıyla da tanıştı. Böylece, Aynurcuk da Güzeldeniz Sitesi’ndeki çocukların arasına karışmış oldu. Bölüm 2: Göztepeli Bülent ve Kirpi ile Macera Bir hafta sonra, Berrak ve arkadaşları sitedeki parkta oyun oynarken, Göztepeli Bülent adında bir köpek ve onun en iyi arkadaşı olan bir kirpiyle karşılaştılar. Göztepeli Bülent ve kirpi, düşmüş bir kuş yuvasını yerine koymak için ağaca çıkmaya çalışıyorlardı. Fakat başıboş köpek ve kirpi için bu hiç de kolay değildi. Berrak ve arkadaşları, onların bu zor durumunu görünce yardım etmeye karar verdiler. İlk olarak, Berrak ve Aynurcuk kuş yuvasını alarak ağacın altındaki çimlere koydu. Ardından, sarı kedi sarman onlara ağaca tırmanma konusunda yardımcı oldu. Sonunda, Göztepeli Bülent ve kirpi, kuş yuvasını yeniden ağaca yerleştirdiler. Göztepeli Bülent ve kirpi, Berrak ve arkadaşlarının yardımları sayesinde kuşların evlerine kavuşmalarını sağlamış oldular. Bu sırada, Berrak ve arkadaşları da onlarla yeni dostluklar kurmuşlardı. Göztepeli Bülent ve kirpi, Güzeldeniz Sitesi’ndeki çocukların yeni macera arkadaşları olmuşlardı. Bölüm 3: Arkadaşlığın Gücü Aradan birkaç hafta geçtikten sonra, Güzeldeniz Sitesi’nde bir çevre temizliği etkinliği düzenlendi. Berrak ve arkadaşları da bu etkinliğe katılmak istediler. Göztepeli Bülent, kirpi ve sarı kedi sarman da onlara katılacaklardı. Böylece, tüm arkadaşlar bir arada siteyi temizlemeye karar verdiler. Etkinlik günü geldiğinde, Berrak ve arkadaşları temizlik malzemeleriyle donandılar ve sitedeki çöp ve atıkları toplamaya başladılar. Göztepeli Bülent, kirpi ve sarı kedi sarman da ellerinden geleni yapıyorlardı. Özellikle kirpi, sürekli atıkların üzerine düşerek onları yerden kaldırmaya çalışıyordu. Bu sayede, tüm atıklar hızlıca toplanmış oldu. Sonunda, tüm arkadaşlar Güzeldeniz Sitesi’ni tertemiz yapmayı başardılar. Bu başarıları, tüm sakinlerin takdirini kazandı. Böylece, Berrak, Göztepeli Bülent, kirpi ve sarı kedi sarman, arkadaşlık sayesinde hem siteyi temizlemiş, hem de güzel anılar biriktirmiş oldular. İşte bu masal, arkadaşlığın ve dayanışmanın gücünü anlatan, aynı zamanda çevre temizliği ve hayvan dostluğu konularında da farkındalık yaratan bir öyküydü. Berrak, Aynurcuk, Göztepeli Bülent, kirpi ve sarı kedi sarman, her zaman birlikte olacakları, birbirlerine yardım edecekleri ve daha nice maceralar yaşayacaklarına söz verdiler. Ve bu güzel arkadaşlık hikayesi, tüm çocuklara örnek olacak şekilde, Güzeldeniz Sitesi’nde sonsuza kadar sürecekti…

Yapay Zekadan Masallar
Devin ve Sayın Ayı Bey

Yapay Zekadan Masallar

Play Episode Listen Later Apr 22, 2023


Devin ve Sayın Ayı Bey Devin ve Sayın Ayı Bey Bölüm 1 – Kaybolan Çocuk Parkı Bir gün, Devin ormanda yürüyüş yaparken, birdenbire kaybolduğunu fark etti. Önündeki yoldan çıkmıştı ve artık nerede olduğunu bilmiyordu. Çevresine baktı ve ormanın yemyeşil ağaçları arasında kaybolmuştu. Devin, yanında kocaman bir ayı olan Sayın Ayı Bey’i gördü ve onun yardımını istemeye karar verdi. “Merhaba Sayın Ayı Bey, ben Devin. Kayboldum ve ormandaki çocuk parkını bulamıyorum. Yardım eder misiniz?” dedi Devin. “Tabii Devin, seni bulmanda yardımcı olacağım. Ama önce, ormanın diğer hayvanlarını soralım. Onlar belki bize yardımcı olabilirler.” dedi Sayın Ayı Bey. Bölüm 2 – Diğer Hayvanlardan Yardım İsteme Devin ve Sayın Ayı Bey, ormanda diğer hayvanları aramaya başladılar. İlk olarak, karşılarına çıkan tavşanı sordular. “Merhaba tavşan, biz ormandaki çocuk parkını arıyoruz. Bize yardım edebilir misin?” dedi Devin. “Maalesef Devin, ben ormandaki çocuk parkını bilmiyorum. Ama belki tilki yardımcı olabilir.” dedi tavşan. Devin ve Sayın Ayı Bey, tavşandan sonra tilkiyle karşılaştılar. “Merhaba tilki, biz ormandaki çocuk parkını arıyoruz. Bize yardım eder misin?” dedi Devin. “Tabii Devin, ben ormanın her yerini geziyorum. Ama maalesef çocuk parkını bilmiyorum. Belki baykuş yardımcı olabilir.” dedi tilki. Bölüm 3 – Pes Etmeyen Devin Devin ve Sayın Ayı Bey, tilkiden sonra baykuşla karşılaştılar. “Merhaba baykuş, biz ormandaki çocuk parkını arıyoruz. Bize yardım edebilir misin?” dedi Devin. “Evet Devin, çocuk parkını biliyorum. Sana yardımcı olabilirim.” dedi baykuş. Baykuş, Devin ve Sayın Ayı Bey’e çocuk parkını gösterdi ve Devin çok mutlu oldu. “Teşekkür ederim Sayın Ayı Bey ve baykuş. Beni bulmamda yardımcı olduğunuz için minnettarım.” dedi Devin. “Asıl senin için sevindik Devin. Seninle yeni arkadaşlıklar kurmak ve hep birlikte oynamak için sabırsızlanıyoruz.” dedi Sayın Ayı Bey. Devin, yeni arkadaşlarıyla oynamaya başladı ve bu maceradan çok şey öğrendi. En önemlisi, pes etmemenin her zaman bir sonuca ulaşabileceğini gösterdi.

Yapay Zekadan Masallar
Bölüm 1: Ali K. ve Spider Man Evrenine Yolculuk

Yapay Zekadan Masallar

Play Episode Listen Later Apr 22, 2023


Bölüm 1: Ali K. ve Spider Man Evrenine Yolculuk Bir gün, 8 yaşındaki Ali K. evinde sıkıcı bir gün geçiriyordu. Okuldan eve döndükten sonra, arkadaşlarıyla oyun oynamak istemişti, ancak onlar başka planları vardı ve Ali yalnız kalmıştı. Bu durum onun moralini bozsa da, kahramanlarla dolu macera ve serüven düşkünü Ali, canının sıkılmasına izin vermemeye kararlıydı. İçinden, “Keşke gerçekten bir kahraman olsaydım ve dünyayı kötülüklerden kurtarabilseydim,” diye düşündü. Ali’nin odasında, bir köşede duran eski ve yıpranmış bir çizgi romanı gözüne çarptı. Bu çizgi roman, onun en sevdiği süper kahraman olan Spider Man’in maceralarını anlatıyordu. Ali, hemen kitabı eline alarak okumaya başladı ve kendini maceranın içinde hissetti. Tam o sırada, hayatının en büyük sürprizi gerçekleşti. Odasındaki ayna aniden büyümeye başladı ve içinden gizemli bir ışık çıktı. Bu ışık, Ali’yi başka bir dünyaya, yani Spider Man evrenine götürmek üzereydi. Bölüm 2: Cesaretin Gücü Bir anda, Ali kendini Spider Man evreninde buldu. Aynı anda, cebinden çıkan bir tüy, güzel ve renkli bir muhabbet kuşuna dönüştü. Ali şaşkınlıkla, “Sen kimsin?” diye sordu. Kuş gülümseyerek, “Ben Maşuk, sana yardım etmek için gönderildim. Bu yeni dünyada cesaretini kullanarak başarılı olabileceğini göstermelisin. Seninle birlikte, kötülüklerle savaşıp bu dünyayı güvende tutacağız.” dedi. Mutlulukla dolduran bu sözlerle, Ali ve Maşuk, iyi ve saf kalpleriyle kötülüklerle savaşmaya başladılar. Bu maceralar sırasında, Ali’nin cesur ve zeki olduğunu keşfetti. Örneğin, evrenin en tehlikeli kötü adamlarından biri olan Venom, şehrin güzelliğini yok etmeye çalışırken, Ali ve Maşuk onun planlarını bozmayı başardılar. Bu sayede, şehrin sakinleri onların kahramanlıklarını alkışladılar. Bu övgüler Ali’nin cesaretini daha da artırdı ve kendinde daha önce hiç keşfetmediği güçler buldu. Çıktıkları maceralar sırasında, Ali’nin ve Maşuk’un karşısına çıkan zorluklar onların arkadaşlığını ve güçlerini daha da pekiştirdi. Bölüm 3: Yalnızlık ve Başarı Ali ve Maşuk, birbirlerine güvenerek ve başarıyla birçok zorluğun üstesinden geldiler. Ancak, bir gün Ali, arkadaşlarının ve ailesinin bulunduğu dünyasını özlediğini fark etti. Maşuk’a, “Ne kadar güçlü ve cesur olsam da, bazen yalnız hissediyorum,” dedi. Maşuk, başını sallayarak, “Unutma ki, yalnız değilsin. Ben buradayım ve her zaman seninle olacağım. Ayrıca, özlediğin dünyaya geri dönebilir ve buradaki maceralarını oradaki arkadaşlarınla paylaşabilirsin.” dedi. Bu düşünce, Ali’nin içine yeni bir umut ve enerji kattı. Artık, yalnız hissetmediği için daha güçlü ve daha cesur oldu. Spider Man evrenindeki maceralarına devam ederken, arkadaşlarının ve ailesinin ona olan inancını ve sevgisini hatırlayarak, hiçbir zaman gerçekten yalnız olmadığını anladı. Sonunda, Ali ve Maşuk, Spider Man evrenindeki tüm kötülükleri yenmeyi başardılar. Bu başarı sayesinde, Ali’nin dünyasına geri dönebilme şansı doğdu. Ali, bir yandan geri dönmek ve ailesiyle, arkadaşlarıyla kavuşmak istese de, diğer yandan bu dünyadaki maceralarını özleyeceğini biliyordu. Ancak Maşuk, ona güvendi ve başarılarından dolayı gurur duyduğunu söyledi. Ali, bu sözlerle teselli buldu ve arkadaşlarının ve ailesinin yanına dönmeye karar verdi. Ali ve Maşuk, birbirlerine sarılıp vedalaştıktan sonra, Ali kendini tekrar odasında buldu. Çizgi romanı düşündü ve yaşadığı maceraları anımsadı. Bu maceralar, ona dostluğun, cesaretin ve asla yalnız olmadığını öğretti. Şimdi, arkadaşlarına ve ailesine döndüğünde, Ali daha güçlü ve daha cesur bir çocuk oldu ve yaşamayı daha çok sevdi. Ali K. ve Spider Man Evrenindeki Maceraları adında bu masalın öğretici bir yönü vardır: Hiçbir zaman yalnız değiliz. Her sorunun çözümünü buluruz. Yaşamayı seviyoruz.

Yapay Zekadan Masallar
Umut Erdem ve Paylaşmanın Güzel Yolu: Ayvalık Macerası

Yapay Zekadan Masallar

Play Episode Listen Later Apr 22, 2023


Umut Erdem ve Paylaşmanın Güzel Yolu: Ayvalık Macerası Bölüm 1: Ayvalık’a Tatil Başlangıcı Bir zamanlar, güzel bir sahil kasabası olan Ayvalık’ta küçük bir çocuk yaşardı. Adı Umut Erdem’di ve henüz dört yaşındaydı. Umut Erdem, sevimli mi sevimli, tatlı mı tatlı bir çocuktu. Annesi ve babası, Umut Erdem’in iyi bir insan olması için ona paylaşmanın önemini öğretmeye çalışıyorlardı. Aile, yaz tatilini Ayvalık’ta geçirmeye karar verdi. Umut Erdem, tatil için çok heyecanlıydı çünkü bu, deniz kenarında yaşayacağı ilk tatil deneyimi olacaktı. Ayvalık’a geldiklerinde, güzel bir kır evine yerleştiler. Umut Erdem, bahçede oyunlar oynamayı, plaja gitmeyi ve güzel tatil köyünün tadını çıkarmayı çok seviyordu. Bir gün, aile denize gitmeye karar verdi. Umut Erdem’in annesi ve babası, ona denizde nasıl davranması gerektiğiyle ilgili bazı talimatlar verdi ve güvenliğini sağlamak için yanında durdular. Denizde eğlenirken, Umut Erdem başka bir çocukla tanıştı. Adı Adem Eymen’di ve Umut Erdem’le aynı yaşlardaydı. İki çocuk hızla arkadaş oldu ve denizde birlikte oynamaya başladılar. Oyuncaklarını paylaşarak, daha da fazla eğlendiler ve aileleri onların ne kadar mutlu olduklarını görünce gülümseyerek izledi. Bölüm 2: Paylaşmanın Güçlüğü ve Öğrenme Süreci Birkaç gün sonra, Umut Erdem ve Adem Eymen plajda oynarken, Umut Erdem’in en sevdiği oyuncak kamyonunu Adem Eymen ile paylaşmaya karar vermedi. Umut Erdem, kamyonunu Adem Eymen’e vermediğinde, Adem Eymen üzüldü ve ağlamaya başladı. Umut Erdem’in annesi ve babası olan biteni gözlemliyorlardı ve oğullarının paylaşmadığını görünce şaşırdılar. Umut Erdem’in annesi, Umut Erdem’in yanına giderek onunla konuştu. “Umut Erdem, neden oyuncak kamyonunu Adem Eymen ile paylaşmadın? İkiniz de oyuncaklarınızı paylaşarak daha çok eğleniyordunuz.” dedi. Umut Erdem, “Ama anne, o benim en sevdiğim oyuncak kamyonum. Onu kaybedersem ne yaparım?” dedi endişeyle. Annesi, “Umut Erdem, paylaşmanın önemli olduğunu biliyorsun. Adem Eymen de oyuncaklarını seninle paylaşıyor. Hem onunla paylaşarak, arkadaşlığınızı güçlendirebilir ve daha çok eğlenebilirsiniz.” dedi ve ekledi “Üstelik, Adem Eymen’e güvenmelisin. O da senin gibi iyi bir çocuk ve oyuncaklarınıza dikkat edecektir.” Umut Erdem, annesinin sözlerini düşündü ve Adem Eymen’e dönerek, “Özür dilerim Adem Eymen, benimle kamyonumu paylaşmak ister misin?” dedi. Adem Eymen, hemen gülümsedi ve “Tabii, Umut Erdem! Teşekkür ederim!” dedi. Bölüm 3: Paylaşmanın Güzel Yolu ve Ayvalık’ta Mutlu Son Umut Erdem ve Adem Eymen, oyuncak kamyonlarını paylaşarak oynamaya devam ettiler ve daha önce hiç olmadığı kadar eğlendiler. İki çocuk, deniz kenarında kumdan kaleler yaparak ve suyla doldurarak saatlerce eğlendiler. Aileleri de onları izlemekten büyük mutluluk duydular. Ayvalık’taki tatil süresi sona erdiğinde, Umut Erdem ve Adem Eymen birbirlerine sarılarak vedalaştılar. Umut Erdem, “Adem Eymen, seninle tanıştığım için çok mutluyum. Umarım bir gün tekrar görüşürüz!” dedi. Adem Eymen de ona, “Umut Erdem, ben de seninle tanıştığım için çok mutluyum. Seninle paylaşmayı öğrendim ve bundan sonra hep paylaşacağım!” dedi. Umut Erdem ve ailesi, Ayvalık’tan ayrılırken, Umut Erdem yaşadığı güzel anıları ve arkadaşlığı asla unutmayacağına söz verdi. Annesi ve babası, Umut Erdem’in paylaşmayı öğrendiğine ve iyi bir arkadaş olduğuna çok mutlu oldular. Ayvalık’ta geçirdikleri harika tatilin, Umut Erdem’in hayatında önemli bir anı olarak kalacağını biliyorlardı. Ve masal burada biter, Umut Erdem ve Adem Eymen’in güzel arkadaşlığı ise sonsuza kadar devam eder…

Yapay Zekadan Masallar
Büyülü Dünya’da Arkadaşlık: Masal ve Deren’in Macerası

Yapay Zekadan Masallar

Play Episode Listen Later Apr 19, 2023 5:51


Bölüm 1: Büyülü Dünya'ya Yolculuk Bir varmış, bir yokmuş. Yedi yaşındaki Masal, renkli hayalleri ve sınırsız merakıyla dolu bir çocukmuş. Her akşam, annesi ona yatağa gitmeden önce masallar anlatırmış. Masal, bu hikayelerdeki maceraları ve büyülü dünyaları hayal etmeye bayılırmış. Bir gece, annesi ona öyle güzel bir masal anlattı ki, Masal uyandığında kendini o masalın içinde buldu. Başını kaldırdığında, etrafında hiç görmediği renkler ve ışıklarla dolu büyülü bir dünyada olduğunu fark etti. Ağaçlar pembe ve mor, çiçekler ise altın ve gümüş rengindeymiş. Hemen ayaklandı ve bu büyülü dünyayı keşfetmeye başladı. Masal ilerledikçe, rüzgarın sesini değil, şarkılar söyleyen perilerin sesini duyuyormuş. Bu şarkılar o kadar güzelmiş ki, Masal şarkıya eşlik ederek dans etmeye başladı. Derken bir de baktı, önünde minik ve sevimli bir kedi duruyormuş. Kedinin kuyruğu gökkuşağı renklerindeymiş ve gözleri parıldıyormuş. Masal, kedinin başını okşadı ve birden kedi konuşmaya başladı. "Merhaba Masal, ben Deren! Seninle tanışmak için buraya geldim. Büyülü Dünya'ya hoş geldin!" dedi Deren. Masal önce şaşırdı, ama sonra bu dünyada her şeyin mümkün olduğunu düşündü ve korkmadan Deren'le konuşmaya devam etti. "Merhaba Deren! Bu büyülü dünyada neler yapabilirim?" diye sordu Masal. Deren gülümseyerek cevap verdi: "Burada arkadaşlık en önemli şeydir, Masal. Bu dünyada iyilik yapmak bulaşıcıdır. Sen de yapılan iyiliklerin karşılığını verip arkadaş edinebilirsin. Böylece, hepimiz birbirimize yardım eder ve güçlü bir dostluk bağı kurarız." Masal, Deren'in sözlerinden etkilenerek Büyülü Dünya'daki yeni arkadaşlarını bulmak için yola koyuldu. Bölüm 2: Arkadaşlık Bağını Güçlendiren İyilikler Masal ve Deren, Büyülü Dünya'da ilerledikçe pek çok yeni arkadaşlar edindiler. İlk olarak, yaralı bir kuşu buldular ve ona yardım ettiler. Masal, kuşun kanadını bandajla sardı ve ona su verdi. Kısa süre içinde kuş iyileşti ve Masal'a minnettarlıkla şarkı söylemeye başladı. Kuş, bundan sonra Masal ve Deren'le birlikte yolculuk etmeye karar verdi. İkinci olarak, yolda ağlayan küçük bir peri buldular. Peri, annesini kaybettiğini ve onu bulamadığını söyledi. Masal ve Deren, perinin annesini bulmak için ona yardım etmeye karar verdiler. Yaptıkları araştırmalar sonucunda, annenin büyük bir ağacın tepesinde olduğunu öğrendiler. Masal, kuşun yardımıyla ağaca tırmandı ve perinin annesini kurtardı. Peri ve annesi, Masal ve Deren'e minnettar kalarak, onlarla arkadaş olmak istediklerini söylediler. Son olarak, Büyülü Dünya'nın en güzel şelalesine vardıklarında, sudan korkan bir balıkla tanıştılar. Balık, şelaleden atlamaktan korktuğu için arkadaşlarıyla oyun oynayamıyormuş. Masal, balığa cesaretini toplaması için yardım etti ve onunla birlikte şelaleden atladı. Balık, bu deneyim sayesinde korkusunu yendi ve Masal ve Deren'le arkadaş oldu. Bölüm 3: Büyülü Dünya'da Veda Büyülü Dünya'da geçirdikleri günler boyunca, Masal ve Deren pek çok arkadaş edindiler ve iyilikler yaparak dostluk bağlarını güçlendirdiler. Güneşin batışında, perilerin şarkıları ve arkadaşlarının neşeli sohbetleri eşliğinde, hep birlikte piknik yaptılar ve oyunlar oynadılar. Yavaş yavaş, Masal'ın gerçek dünyaya dönme zamanı yaklaşıyordu. Deren, Masal'a bir hediye verdi: Gökkuşağı renkli bir dostluk bilekliği. "Bu bileklik, Büyülü Dünya'da edindiğin arkadaşları ve geçirdiğin unutulmaz günleri hatırlatacak," dedi Deren. Masal, gözleri dolu dolu Deren'e sarıldı ve tüm arkadaşlarına tek tek vedalaştı. "Size asla unutmayacağım ve her zaman kalbimde taşıyacağım. Umarım bir gün yeniden görüşürüz," dedi Masal. Arkadaşları da ona sarılarak, "Biz de seni unutmayacağız, Masal. Ne zaman istersen, Büyülü Dünya'ya dönebilirsin!" dediler. Masal, gözlerini kapadı ve gerçek dünyaya dönmek için bir di

Yapay Zekadan Masallar
Ejdiyar ve Türkan’ın Arkadaşlık Sırrı

Yapay Zekadan Masallar

Play Episode Listen Later Apr 13, 2023 4:52


Bu masallar ChatGPT ile yazılmıştır. Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://form.jotform.com/231022204606035 Ejdiyar ve Türkan adlı iki genç çocuğun, köylerinde başlarına gelen olaylarla karşılaşma ve arkadaşlık bağlarını güçlendirme hikayesi. Bölüm 1: Ejdiyar ve Türkan'ın Tanışması Bir zamanlar, güzel ve sakin bir köyde yaşayan Ejdiyar adında 15 yaşında bir çocuk vardı. Ejdiyar, köyün herkesi tarafından sevilen ve saygı gösterilen bir çocuktu. Zekası ve çalışkanlığıyla tanınırdı. Köyün tüm çocukları Ejdiyar'la arkadaş olmak isterdi ama o, daha çok yalnız kalmayı tercih ederdi. Bir gün, köye yeni bir aile taşındı. Bu aile, Türkan adında sevimli ve şirin bir kızla birlikte gelmişti. Türkan, yaşıtı diğer çocuklar gibi neşeli ve hareketliydi, ama biraz da utangaçtı. Yeni köyünde arkadaşlar edinmekte zorlanan Türkan, Ejdiyar'a merak salmıştı. Çünkü onun kimseyle arkadaşlık etmediğini gözlemlemişti ve bu durum onu şaşırtmıştı. Bir gün, köyün meydanında yapılan şenlikte Ejdiyar ve Türkan tesadüfen karşılaştılar. Türkan, Ejdiyar'a yaklaşarak "Merhaba, ben Türkan. Seninle arkadaş olmak istiyorum" dedi. Ejdiyar ise şaşkınlıkla "Neden benimle arkadaş olmak istiyorsun ki? Ben kimseyle arkadaşlık etmiyorum ve yalnız kalmayı tercih ediyorum" diye sordu. Türkan, gülümseyerek "Eğer kimseyle arkadaşlık etmiyorsan, belki de doğru arkadaşı bulamadığını düşünmeliyiz. Hem, köyde yeni olduğum için arkadaşlara ihtiyacım var ve senin gibi zeki ve çalışkan bir arkadaşla tanışmak benim için çok güzel olurdu" dedi. Ejdiyar bu cevaba şaşırsa da, Türkan'ın samimiyetine güvenerek arkadaş olmayı kabul etti. Böylece Ejdiyar ve Türkan, birbirlerine alışarak arkadaş oldular. İkisi de birbirlerini daha da yakından tanıdıkça, arkadaşlık bağları gün geçtikçe güçleniyordu. Bölüm 2: Köydeki Gizemli Olaylar Bir süre sonra, köyde tuhaf olaylar yaşanmaya başladı. Gece uyudukları sırada, köylülerin eşyaları ortadan kayboluyordu. Kimsenin göremediği bu hırsıza köyün yaşlıları "Gizemli Hırsız" adını takmıştı. Tüm köylüler bu durum karşısında endişeli ve korkak olmuştu. Hatta bazıları köyden taşınmayı bile düşünüyordu. Ejdiyar ve Türkan, bu duruma kayıtsız kalmayarak köylerinde yaşayanları korumaya karar verdiler. Çözüm yolu bulmak için kafa kafaya verdiler ve saatlerce düşündüler. Sonunda, Ejdiyar aklına gelen parlak bir fikirle Türkan'a şöyle dedi: "Gece gizlice köyün etrafını gezip, eski köy meydanında nöbet tutarak hırsızın kim olduğunu öğrenebiliriz." Türkan ise bu fikre heyecanla katıldı ve "Harika! Böylece köyümüzde yaşayan herkesi korumuş olur ve arkadaşlığımızın gücünü gösteririz" dedi. Ertesi gece, Ejdiyar ve Türkan gizlice köyün etrafında dolaşarak Gizemli Hırsız'ı bulmaya çalıştılar. Gece boyunca hiçbir şey bulamamalarına rağmen, bir türlü pes etmediler. Güneş doğmaya başladığında, Ejdiyar ve Türkan umutsuzca köy meydanında otururken, Türkan'ın dikkatini çeken gizemli bir iz buldular. İz, köyün dışında bulunan eski harabe evin etrafındaydı. Bölüm 3: Gizemli Hırsız'ın Sırrı ve Arkadaşlığın Gücü Ejdiyar ve Türkan, izi takip ederek harabe eve geldiler. Evin içinde dikkatli bir şekilde araştırma yaparken, Gizemli Hırsız'ı buldular. Hırsız, köyde yaşayan yaşlı ve yalnız bir adamdı. Eşyaları çalmaktansa, sadece köylülerin sevgisini ve ilgisini kazanmak istiyordu. Ejdiyar ve Türkan, yaşlı adamın yalnızlığından dolayı ne kadar üzgün olduğunu gördüklerinde, onu bağışladılar ve köy halkına durumu anlattılar. Köy halkı, yaşlı adamın aslında zararsız olduğunu öğrendiklerinde, ona kucak açarak hep birlikte yaşamaya başladılar. Gizemli Hırsız'ın sırrını ortaya çıkardıktan sonra, Ejdiyar ve Türkan'ın arkadaşlığ

No Life With out Music
Ferdi Ozbegen - Gunduzum Seninle ( DZ & Cosmos Remix )

No Life With out Music

Play Episode Listen Later Mar 25, 2023 5:51


Ferdi Ozbegen - Gunduzum Seninle ( DZ & Cosmos Remix ) by Cosmos

Sen Yabancı Değilsin
#47 - Aile Neydi? Vol. 1 - Erginlenme Yolculuğu - Podfresh'e Veda

Sen Yabancı Değilsin

Play Episode Listen Later Nov 10, 2022 5:54


Bu haftaya Elon Musk'ın Twitter'ı aldıktan sonra gönderdiği sabah maillerine benzer bir maille başladım. Bu durum ilginç bir şekilde 19 yaşında yaşadığım bir anımı hatırlattı. Seninle onu paylaşacağım

Mevlana Takvimi
ALLÂH DOSTLARININ ÖZELLİKLERİ - 25 EKİM 2022 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Oct 25, 2022 3:02


Ebû'd-Derdâ (r.a.) der ki: “Allâh'ın, peygamberlerin yerine geçen ebdâl adlı bazı kulları vardır ki, onlar, yeryüzünün sütunlarıdır. Peygamberlik sona erince Allâh (c.c.), Hz. Peygamber (s.a.v.)'in ümmetinden bazı kimseleri peygamberlerin yerine geçirmiştir. Bu kimseler, ne oruç ve namaz çokluğu ne de güzel görünüşleriyle insanlara üstün olmuşlardır. Lâkin onların bu üstünlükleri, samimi Allâh korkusu, iyi niyet, bütün Müslümanlar hakkında temiz kalpli olmak, Allâh (c.c.)'un rızasını kazanmak için ciddi bir sabırla yine bütün Müslümanların iyiliğini istemek ve kişilik kaybına uğramadan tevâzu göstermelerinden ötürüdür. Bunlar, Allâhü Teâlâ'nın, seçkin kılıp kendine bağladığı kimselerdir. Bunlar, kırk arkadaş olup otuzu erkektir. Kalpleri, Hz. İbrahim (a.s.)'ın kesin inancı derecesinde bir imân taşır. Onlardan biri ölür ölmez Allâh (c.c.), onun yerine geçecek birini hazırlar. Kardeşim, bir de şunu bilmen gerekir ki, onlar hiçbir şeyi lanetlemez, incitmez, hor görmez ve mağdur etmezler. Hiç kimseyi kıskanmaz ve dünya hakkında hırslı olmazlar. Onlar, insanların en faydalıları, en geçimlileri ve en cömertleridir. Alâmetleri cömertlik, karakterleri güler yüzlülük, vasıfları güven içinde olmaktır. Bugün korku, yarın ise gaflet içinde olmazlar. Lâkin onlar, göründükleri gibi olmaya devam ederler. Bir de kendileriyle Râbleri arasındaki durumları bakımından onları, hızlı rüzgarlar ve koşu atları dahi yakalayamaz. Kalpleri ise, Allâh (c.c.)'a yönelişle huzur bulur, O (c.c.)'a duydukları özlem ve hayırda yarış için yükselir.” Ravi der ki, ben Ebû'd-Derdâ (r.a.)'a: “Bana bu vasıf kadar zor gelen bir vasıf işitmedim. Şimdi ben bu vasfa nasıl ulaşabilirim” dedim. Ebû'd-Derdâ (r.a.) şöyle dedi: “Seninle bu vasfın en genişi arasındaki engeli ortadan kaldıracak olan yegâne husus, dünyayı sevmemendir. Çünkü sen dünyayı sevmediğin zaman, ahiret sevgisine yönelirsin. Ahirete olan sevgin nisbetinde de dünyaya az ilgi duyarsın.” (Resail-i İbni Abidin, s.430)

Hizmetten
"Kendimden bahsetmeyi bana kerih göster!” | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Sep 14, 2022 4:35


Bu video 20/11/2016 tarihinde yayınlanan " YOLDA DÖKÜLENLER VE İNSANÎ DAVRANIŞLAR MANZUMESİ" isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel... “Allah'ım, beni bana unuttur ve kendimden bahsetmeyi bana kerih göster!” Evet… O ki, Yaradan O'dur; O'na can kurban. Kalkıp öpesim geliyor da o mübarek ismi fakat âdet çıkarmış oluruz, bu defa herkes kalkar öper onu. Putperestlikler böyle doğmuştur. Ama o iştiyak, içinizde olmalı. Gerçekten o nâm-ı celil-i İlahî, ne zaman o levhada çıksa, böyle içimden “Yahu, kalkıp da bir öpsem onu!” geçiyor. İsim… İsim, müsemmânın ne aynıdır ne de gayrıdır. Bizimkinin gayrı olduğu bellidir; çünkü bizimkini anamız-babamız, konu-komşu koymuşlardır. Bazıları da hoca bildikleri adamlara sorarak, “Annesinin adı Fatma, bir kızı olacak, bunun adını ne koyalım?!” demişlerdir. Mesela, sen de diyorsun ki: Betül. Ne kadar isabetli, Allah bilir. Fakat O, Allah (celle celâluhu); O kendi diyor: Allah, er-Rahman, er-Rahim, Mâliki yevmi'd-din, Hayy, Kayyûm, Ehad, Samed; can kurban yâ Ehad, yâ Samed!.. “Allah'ım, beni bana unuttur. Ve kendimden bahsetmeyi, bana, kerih göster!” Vird-i zebân olsun. “Allah'ım, beni bana unuttur!” O ben miyim, ya ben O mu?!. “Öyle bilmezdim ben kendimi / O ben miyim ya ben O mu? / Âşıkların budur demi / Yandıkça yandım bir su ver!” (Gedâî) Ben O'ndan gelen tecellilerden başka bir şey değilsem, ayıptır yahu, benim kendimi takdis edercesine, “ben” demem. Ama -bir yönüyle- vücudunun gölgesinin, gölgesinin, gölgesinin, gölgesinin gölgesi.. ve sanatının eseri. O'ndan ötürü, Hak'tan ötürü. Yunus Emre demiş, değil mi? “Yaratılanı severiz, Yaratan'dan ötürü.” Her yaratık sevilir, Yaratan'dan ötürü. Sinek sevilir, karınca sevilir, bir yeşil yaprak sevilir, bir ağaç sevilir. Sizin gibi düşünmeyen bir insan sevilir. Sevmenin mertebeleri vardır. Seninle aynı safta duran, aynı Allah karşısında eğilen asâ gibi, yerlere kapanan, kalkıp kemerbeste-i ubudiyet içinde el-pençe divan duran, seninle aynı duyguyu, aynı düşünceyi paylaşan insanlara karşı alakan, O'ndan ötürü; onların O'nunla olan irtibatlarından ötürü. “Bütün bunlar -bir yönüyle- Sana müteveccihler. Senin hatırına, hepsini gönlümde derin bir alaka, derin bir sevgi ile alkışlıyorum! Ama bu, diğerlerini hakir görmemi gerektirmez; çünkü onlar da Senin fırçandan çıkmış, Senin vücudunun gölgelerinin gölgelerinin gölgeleri… Dolayısıyla Senin hatırına o sanatlara karşı da, o âbidelere karşı da saygılı olmaya çalışıyorum!” İşte bizim insanlığa bakış ufkumuz, zaviyemiz, gezimiz-gözümüz-arpacığımız bu. Siyasînin gezi-gözü-arpacığına gelince; “Benim partimde isen, Firdevs'e girersin. Yoksa, Peygamber'in partisinde bile olsan, giremezsin; onun için sen, lânetlenmeye kesb-i istihkak ediyorsun!” Bu da siyasînin felsefesi…

Acilci.Net Podcast
Acil Tıp Pratiğinde Geri Bildirim Önerileri

Acilci.Net Podcast

Play Episode Listen Later Aug 23, 2022 12:28


Yorucu geçen bir nöbetin 14. saatinde kırmızı alandasınız ve beş dakika olsun oturabilmiş değilsiniz. En son ne zaman su içtiniz veya yemek yediniz? Nöbete gelmeden önce mi, nöbetten önceki akşam mı? Artık bu tarz soruların aklınıza bile gelmediği o yorgunluk noktasındasınız ve aynı anda birçok işte (multi-tasking) hünerlerinizi göstermeye devam etmektesiniz. Bir hastanın tedavisini düzenlerken diğer hastanın görüntülemelerini planlıyor; bunlarla da kalmayıp bir diğer hasta hakkında konsültana bilgi vermekteyken, o sırada sevgili intörnlerimizin gelip "Abla/abi ben sondayı takamadım, kan gazı alamadım" dediği zaman dilimini yaşıyorsunuz. İşte tam o anda karşımızdaki kişiye; bu kişi çömeziniz, intörnünüz, alandaki konsültanlar, hemşire, personel veya hasta yakını da olabilir, agresif davrandığımızı düşünelim. Bu kırılma noktasından sonra nöbetin geri kalanını da agresif şekilde geçirmemiz çok olası. Bu gerginliği fark eden ve gerginlikle aldığınız kararların eksik ya da gecikmeli olduğunu gören kıdemliniz sizi uyardı. Uyarıdan memnun olur muyduk? Ne şekilde geri bildirim (Feedback) almak isterdik? Kıdemli olarak geri bildirim veren kişi biz isek, bunu nasıl yapmalıydık? Geçtiğimiz günlerde, "Geri bildirim nasıl olmalı?" konusunda Tessa Davis'in “Giving Feedback” adlı makalesini okudum. Bunun üzerine derlediğim bilgileri, sizlerle de paylaşmak istedim. Asistan olarak hep üst kıdemlerimizden ya da hocalarımızdan geri bildirimler almaktayız. Burada geri bildirimin amacı; özgüvenimizin kırılması veya daha üzgün hissetmemiz değil (veya olmamalı) elbette. Nasıl daha iyi bir performans sergileyebiliriz, öğrendiğimiz bilgileri nasıl daha etkili kullanabiliriz, kritik durumlarda nasıl sağlıklı karar verebiliriz? Geri bildirimin amacı temelde bunlardır. Resüsitasyon odasında etkili müdahaleler yapabilmek, iyi bir doktor olmanın parçası olduğu gibi; yapıcı ve duyarlı geribildirimlerde bulunabilmek ve verilen “feedbacklerin” hayata nasıl geçirilebileceğini anlayabilmek de işimizin sarsılmaz bir parçasıdır. Öyle bir iletişim kurulabilmeli ki, konuşmanın sonucunda o ortamdan motive olmuş durumda ve eksiklerin farkına vararak uzaklaşılmalıdır. Peki etkili geri bildirim nasıl olur? Bunu Tessa Davis 10 adımda kısaca şöyle özetlemiş: 1. Öncelikle bir konuşma başlatılmalı. Diğer adımlara göre en kolay kısım bu kısım. “Sena, birkaç dakikan var mı? Seninle biraz konuşmak isterim.” gibi cümleler ile konuşma başlatılır. 2. Zamanlama güzel olmalı. Konuşacağımız zamanı; yaşanan gergin bir olaydan veya eksik yapılan bir tetkikten hemen sonra, hem geç sayılmayacak, hem de karşımızdakinin yoğun duygular içinde olmadığı bir an olmasına da dikkat ederek seçmek doğru olacaktır. Yorucu geçen o nöbetin 24. saatine gelinmiştir ve yeni ekibe nöbet devredilmiştir. Artık siniriniz geçmiş sakinleşmişsinizdir. Artık kıdemlinizi dinlemek için uygun zamandasınızdır. 3. Konuşma özel olmalı. Konuşmanın sakin ve kesintiye uğranmayan bir yerde yapılması önemli. Sürekli birilerinin girip çıktığı ortamda ne kadar etkili konuşulabilir veya etkin bir dinleme sağlanabilir? Geri bildirim sırasında diğer iş arkadaşlarınıza mahcup olabileceğinizi de düşünerek, genelde birebir konuşmalar tercih edilir. 4. Pozitif geri bildirimler herkes içinde yapılabilir. Geribildirim denince akla hemen olumsuz dönüşler gelmemeli. Her geri bildirimin negatif olması gerekmez. Pozitif geri bildirimleri/övgüleri diğer iş arkadaşlarının yanında yapmak, dinleyen herkesi ve takdir edilen kişiyi daha da motive eder. 5. Açık ve spesifik olun. Yaşananların gerçekliğine bağlı kalarak örnekler verilmeli ve “her zaman” ya da “hiçbir zaman” gibi kesin ifadeleri kullanmamaya dikkat edilmeli. "Sena iş arkadaşlarına kaba davranma eğilimindesin" yerine, “Bugün acil servis diğer günlerde de olduğu gibi ne kadar yoğun geçtiğinin farkındayım ama iş arkadaşlarından etrafındakilere kırıcı davrandığına dair duyumlar aldım ” diyebilirsiniz.

Aramızda
Seninle Başlamadı

Aramızda

Play Episode Listen Later Aug 1, 2022 16:12


Yeni bölümde biraz Zeytin Ağacı, biraz Seninle Başlamadı, biraz ilişkilerden, biraz da terapilerden konuşuyoruz. Keyifli dinlemeler

Mevlana Takvimi
İNSANLARIN EN HAYIRLARI - 23 MAYIS 2022 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later May 23, 2022 2:31


Birisi Peygamber (s.a.v.)'e; “İnsanların en hayırlısı kimdir?” diye sordu. Buyurdu ki; “Ümmetimin en hayırlısı benim çağımda yaşayanlar (sahabe), sonra onları takip edenler (tabiin), sonra onları takip edenler (tebe-i tabiin) dir.” (Müslim) Resûlullâh (s.a.v.) buyurdu ki; “İnsanlar üzerine bir zaman gelir, bir grup insan savaşır ve onlara; “Aranızda Resûlullâh (s.a.v.)'e sahabelik eden kimse var mı?” denilir. Onlar da; “Evet” derler. Bunun üzerine kendilerine fetih müyesser kılınır. Sonra insanlar üzerine bir zaman gelir, insanlardan bir grup savaşır ve kendilerine; “İçinizde Resûlullâh (s.a.v.)'in ashâbına sahabelik eden var mı?” denilir. “Evet!” derler. Yine kendilerine fetih müyesser kılınır. Sonra insanlar üzerine bir zaman gelir, insanlardan bir grup savaşır ve kendilerine: “İçinizde Resûlullâh (s.a.v.)'in ashâbına sahabelik edenlere sahabelik eden kimse var mı?” denilir. Onlar da: “Evet!” derler. Bu sebeple kendilerine fetih müyesser kılınır.” (Buharî) Ebû Bürde (r.a.) dedi ki; Resûlullâh (s.a.v.) ile beraber akşam namazını kıldık. Sonra; “Oturalım da onunla beraber yatsıyı da kılalım” dedik ve oturduk. Derken yanımıza çıktı ve: “Siz hâlâ burada mısınız?” dedi. Biz şu cevâbı verdik: “Ey Allâh'ın Resûlü! Seninle birlikte akşam namazını kıldık. Sonra: “Oturalım da seninle birlikte yatsıyı da kılalım” dedik. “İyi ettiniz ve isâbet ettiniz!” buyurdu. Ardından başını semaya kaldırdı. Çokça başını semaya kaldırırdı ve: “Yıldızlar semanın güvencesidir. Yıldızlar gidince semaya vaad olunan gelir. Ben ashâbım için bir güvenceyim. Ben gidince, ashâbıma vaad olunanlar gelir. Ashâbım da ümmetim için bir güvencedir. Ashâbım gidince ümmetime vaad olunan şeyler gelir” buyurdu. (Müslim) (İbn Hacer el-Askalânî, el-İsâbe (Seçkin Sahabeler), s.15-16)

Muhammet KALEM
Güzellik Üstüne Çeşitlemeler • Ülkü Tamer

Muhammet KALEM

Play Episode Listen Later Feb 2, 2022 3:04


"Güzellik nerede?" diye sorma. Kendi yüreğine bak görmek istiyorsan güzelliği. Senin yüreğine baktığım gibi. Orada karşına çıkacak güzellik adına ne varsa. ~ •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim. Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz. ~ Güzellik nerededir? Bir kumrunun kanadına bak görmek istiyorsan güzelliği. Beyaz bir güvercinin gözlerine. Yapraklarına bak bir gülün. Bunları sen gösterdin sen öğrettin bana. O güzelliği yaratan nedir? Kanadı kanat yapan gözlere biçim veren yürektir. Toprağa inmen gerekir gülün rengini arıyorsan. Kim neşter vurabilir bir kelebeğe onu daha da güzelleştirmek için? Bunları bana bütün bunları sen gösterdin. Seninle duydum yağmurun sesini dalların hışırtısını bir bulutun savurduğu köpükleri gökyüzünde ve içimde gümbür gümbür patlamasını tomurcukların. Sen kanadısın bir kumrunun beyaz bir güvercinin ince gözleri bir gülün yaprağındaki tazeliksin sen. Havaya çizdiği şarkısın bir kelebeğin.. Yağmurun karanfilisin sen denizin ipek serçesi kar tanelerini saran sıcacık kuştüyüsün. Tohumun ayak sesi Başağın taze buğusu Çınar gölgesinin huzuru Dirilten serinliği vadinin Sensin Bütün bunları sen getirdin bana. Güzellik nerededir? Parmak uçlarındaki saçtadır güzellik kaşların arasındaki aşk yolundadır Islak karanlığın kaynağındadır Teri tere kavuşturan sevişmededir Can veren bitkinliğin sonunda. Bütün bunları sen getirdin bana. "Güzellik nerede?" diye sorma. Kendi yüreğine bak görmek istiyorsan güzelliği. Senin yüreğine baktığım gibi. Orada karşına çıkacak güzellik adına ne varsa. Şiir: Ülkü Tamer Müzik: https://youtu.be/QfFZl2Fho7I Görsel: edgar-chaparro @unsplash ~ Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a ~ Sosyal Medya Hesaplarım: https://facebook.com/muhammetkalemm https://instagram.com/MuhammetKalemm https://twitter.com/MuhammetKalemm #Şiir #ÜlküTamer #GüzellikÜstüneÇeşitlemeler

Damla Dönmez ile Yoga
Bhagavad Gita Sohbetleri -63- Seninle Aramızda Geçen Bu Konuşmayı Her Kim Okur, Söyler, Orada, Bana Bilgi Suretinde Aşk, Adanma, Teslimiyet Vardır

Damla Dönmez ile Yoga

Play Episode Listen Later Jan 3, 2022 28:40


"Seninle aramızda geçen, dharma'ya uyumlu olan bu konuşmamızı her kim ki çalışır, ya da kendi kendine tekrarlar (söyler, okur) bil ki orada Bana bilgi suretinde aşk, adanma, teslimiyet vardır. İşte böyle söylüyorum, iyi duy. (18.70) Her nerede Yoga'nın efendisi (yani) bir Krişna ve her nerede elinde ok taşıyan (yani) bir Arjuna varsa, işte orada bolluk, bereket, zafer, adalet ve aydınlık olacaktır. İşte benim çıkarttığım sonuç (son sözüm) budur. (18. 78)"

5 Dakikada Teknoloji Gündemi
200- 5DTG 200 bölümdür seninle ✨ Webrazzi Londra merkezli Tech.eu teknoloji medyasını satın aldı.

5 Dakikada Teknoloji Gündemi

Play Episode Listen Later Oct 7, 2021 6:47


Mail bültenimize abone olmak için tıklayın. Podcast Boş İşler'de Magnetiq'le gerçekleştirmiş olduğumuz podcast bölümümüze buradan ulaşabilirsin. 5 Dakikada Teknoloji Gündemi Tarih: 8 Ekim 2021 Avrupa'nın önde gelen teknoloji medyası Londra merkezli Tech.eu Webrazzi tarafından satın alındı. Cem Yılmaz, çizimleriyle NFT dünyasına adım attı. Twitch, büyük veri sızıntısı iddialarını doğruladı. AppLovin, MoPub'ı 1,05 milyar dolara satın aldı. https://www.bosislermedya.com/

Doe Raymee Podcast
DRP Bölüm 3

Doe Raymee Podcast

Play Episode Listen Later Sep 11, 2021 24:23


Selamlar, Bu, 1689 London Baptist İnanç İtirafını kullanarak İncil üzerinden yapılan bir çalışmanın başlangıcıdır. Tanrı'nın sözünde, İsa'ya iman ve Kutsal Ruh'un büyük yardımı aracılığıyla bizim için sahip olduğu pek çok iyi şey vardır. Seninle öğrenmek eğlenceli olacak.

EmreKaraman
Her Gün Seninle

EmreKaraman

Play Episode Listen Later Jun 17, 2021 3:44


Ümit Yaşar Oğuzcan

Tırnak ile, Diş ile: 1001 Şiir
Ondandır - Özdemir Asaf

Tırnak ile, Diş ile: 1001 Şiir

Play Episode Listen Later Feb 21, 2021 1:47


"Seninle ben değil. Seninle biz ikimiz, el ele, göz göze, baş başa, iyi şeyler düşündük."

Sesli Kitap (Canca Şeyler)
9. Mektup - Ümit Yaşar Oğuzcan - Sahibini Arayan Mektuplar

Sesli Kitap (Canca Şeyler)

Play Episode Listen Later Jan 31, 2021 2:26


"9. Mektup - Ümit Yaşar Oğuzcan - Sahibini Arayan Mektuplar" Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya Müzik: @can_atilla_official - Hamamda İlk Gözyaşları (Akustik Cover) "Kimdi o? Yanındaki kimdi? Ne konuşuyordunuz? İşte buna dayanamam. Kahrolurum. Dün gece ne yaptın? Nereye gittin? Ah otursaydın, beni düşünseydin ya? Eğlenebildin mi bari? Yatarken ne okudun? Sonra iyi uyuyabildin mi? Rüyanda neler gördün? Söylesene.. Anladım artık beni sevmiyorsun. Sevdiğini sanmakla yanılmışım. Zaten çirkin bir adamım ben, sinirliyim. kıskancım. fazla hisliyim. Daima beni seveceğini düşünmemeliydim. Suçluyum. Kendimi sevgilerimin bencilliğinden kurtaramadım. Zayıf, bencil bir adamım öyleyse. Sonra yalancıyım, İki yüzlüyüm. Seninle konuşurken seninle yatmayı düşünüyorum. Sevgiyle elini tuttuğum zaman, aslında kalçalarını tutuyorum, bilmiyorsun. Kendime göre hesaplarım var benim. Yanımda olman gurur veriyor, sevinç veriyor bana. Fakat sana kimse bakmasın istiyorum, kimse konuşmasın seninle. Hep benim ol. Günün her saatinde ve ölünceye kadar benim ol. Beni seviyor musun? Evet mi? Öyleyse söyle. Kimdi o? Yanındaki kimdi? Nereye gidiyordunuz? Seven zalimdir biliyorsun, aşk egoisttir. Sen zalim olma. Anlamıyorsun, anlamıyorsun.... Biraz anla beni. Sana sitem etmeyeceğim artık. Bütün suç benim. Seni bu kadar sevmemeliydim. Şu köhne ve utanmaz dünyada ne bir kimse bu kadar sevilmeye değer ne de bir kimsenin bu kadar sevilmeye hakkı var. Kendimizi ne sanıyoruz? Biz kimiz? Sus cevap verme. Teselliye ihtiyacım yok. Seni bu kadar sevmenin cezasını kendime ödeteceğim. Göreceksin...

IFLC
Gülü susuz seni aşksız bırakmam

IFLC

Play Episode Listen Later Jan 26, 2021 4:58


Seninle tattım ben her mutluluğu Bırakıp gidersen bil ki yaşamam Ömrümden canımdan ne istersen al Gülü susuz seni aşksız bırakmam

Hizmetten
Merhum Hüseyin Baydar Ağabey'e mektup | Ebubekir Sıddık Muhammed

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jan 15, 2021 13:31


Seyh Huseyin Baydar a mektup, Bugün sana bir saygı ibaresi olarak adının Türkçe yazılışını kullanmayı tercih ediyorum. Seninle hep Arapça konuştuğumuzdan dolayi, dünyada ki beraberliğimiz müddetinde hic ismini Turkce kullanma fırsatım olmadı, Hüseyin ve Hussein , iki telaffuz arasında bulanık bir farkti olan aslinda. Şu anda içinde bulunduğumuz hayatın doğasını algılamasam da, seni 'ölü' olarak da düşünmüyorum. Yaşadığına ve Rabbinin yanında rızıklandirildigindan eminim. (Bakara 154 ve Aali İmraan 169). Ancak bu güvence, aramizdan ayrılışının yüreklerimize verdigi acıyı yok etmeyecek; sadece kederi belki biraz azaltacaktır. Allah ölümsüzlüğü hiçbir ölümlüye nasip etmediği için ölümsüz olmadığını biliyorum. İnanıyorum ki hepimiz - teker teker - bu kaçınılmaz yoldan geçeceğiz ve zamanımız geldiğinde ne bir saat erteleyecek ne de ilerletebilecegiz; şüphesiz Allah'ın rızası dışında her şey mahvolacaktır. Emir O'nundur ve hepimiz O'na döndürüleceğiz. Devamı hizmetten.com'da

Sesli Kitap (Canca Şeyler)
1. Mektup - Ümit Yaşar Oğuzcan - Sahibini Arayan Mektuplar

Sesli Kitap (Canca Şeyler)

Play Episode Listen Later Dec 23, 2020 2:26


Ümit Yaşar Oğuzcan - Sahibini Arayan Mektuplar (BİRİNCİ MEKTUP) Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya Müzik: @can_atilla_official - Hamamda İlk Gözyaşları (Akustik Cover) "Geceydi...Bütün insanların çırılçıplak olduğu bir zamandı. Onları düşünüyordum; gümüş tepsilerdeki kristal kadehlerden zamanı yudumlayan insanları düşünüyordum. İrili ufaklı aynaların karşısında enseleri bembeyaz kadınlar boyanıyordu. Uzun uzun parmakları vardı kadınların ..Öpülmeye alışmış olgun dudakları vardı. Kocaman kocamandı kalçaları. O kadınları düşünüyordum. Bir kurt bir geyiği kovalıyordu yüreğimde. Geyik soluk soluğaydı, yorgundu, bitkindi. Karların üzerinde akıp giden bir yıldız gibiydi. Koşuyordu. Koşmak kurtuluş değildi belki, ama bir ümitti. Koşmalıydı. Oysa birer namlu ağzıydı kurdun gözleri. Avına güvenle, şehvetle yaklaşıyordu. Yeni bilenmiş, sedef saplı bıçaklara benziyordu dişleri , bütün dileği et ve kandı. İstese geyiğe hemen yetişebilirdi, ama uzasın istiyordu bu şehvetli koşu, bu bütün damarlarına yayılan sarhoşluk bitmesin istiyordu. Ben seni düşünüyordum. Çünkü geceydi. Sevişme zamanıydı insanların. Yalnızdım. Beni kuşatan duvarlar birer beyaz çarşaftı bu saatte. Kapılar tüylü, yumuşak battaniyelere benziyordu. Ben seni düşünüyordum. Kim bilir ne güzeldin soyunduğun zaman? Nasıl kadındın? Nasıl öpüşürdün kim bilir? Nasıl kadın kadın kokardı her yerin? Tutup avuçlarıma sığdırıyorum seni, gözlerime, dudaklarıma sığdırıyorum. Sensiz kahrolmak vardı. Seninle yaşamak vardı dolu dizgin. Seninle her gece birbirimizi yenilemek vardı odalarda. Odalara sığmamak vardı. Bir sel gibi taşmak vardı gecelerden. Elimi uzatsam tutabilirdim seni. öyle yakındın. Zamana kokun sinmişti. Belki de uzaktan günlerce koşsam yetişemezdim sana. Zamana kokun sinmişti. Tuttum resmini indirdim duvardan. Duvar ağlamaya başladı....."

Anlat Balım
Aile ile sınırlar

Anlat Balım

Play Episode Listen Later Oct 24, 2020 37:09


Seray & Melis aile ilişkilerinden, sınırlardan, öfke ile danstan ve acının güzelliğinden konuşuyor. Bahsi geçen kitaplar ; Öfke Dansı, Psikiyatrist Dr. Harriet G. Lerner. Seninle başlamadı, Psikolog, eğitmen ve yazar Mark Wolynn --- Send in a voice message: https://anchor.fm/anlatbalim11/message

EmreKaraman
İki Kişiye Bir Dünya - Seninle Kardeş Değiliz (Allegro)

EmreKaraman

Play Episode Listen Later Oct 23, 2020 7:10


Ümit Yaşar Oğuzcan

Yalnız Yürümeyeceksin
Şeytan seninle uğraşıyor - Mektuplar

Yalnız Yürümeyeceksin

Play Episode Listen Later Oct 11, 2020 4:58


Yalnız Yürümeyeceksin platformuna gönderildi "Şeytan seninle uğraşıyor" hikayesinin seslendirilmesinden.

Anlat Balım
Seninle başlamadı

Anlat Balım

Play Episode Listen Later Sep 25, 2020 13:19


Kitap okumaları #2 --- Send in a voice message: https://anchor.fm/anlatbalim11/message

Mevlana Takvimi
HZ. PEYGAMBER (S.A.V.)'İN ASHÂBI (R.A.E.) HAKKINDAKİ SÖZLERİ - 30 AĞUSTOS 2020 MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Aug 30, 2020 2:33


İbn Ömer (r.a.) rivayet etti: Peygamber (s.a.v.): “Kureyş'ten üç kişi vardır ki, yüzleri yönünden insanların en güzelleri olduğu gibi ahlâkları ve hayâları yönünden de insanların en sabit olanlarıdırlar. Seninle konuşurlarsa, yalan söylemezler. Kendileriyle konuşursan, seni yalanlamazlar. Onlar Ebûbekir, Osman b. Affan ve Ebû Ubeyde b. el-Cerrah (r.a.e.)'dir” dedi. Bir gün Allâh (c.c.)'un Resûlü (s.a.v.) kızının evine girdi. Kızı, kocası Hz. Osman (r.a.)'in başını yıkıyordu. Hz. Peygamber (s.a.v.): “Ey kızım! Ebû Abdullah'a (Hz. Osman'a) daima iyilikte bulun. Çünkü o Ashâbımın içinde, ahlâk bakımından, bana en çok benzeyendir” buyurdu. Resûlullâh (s.a.v.)'in kızı, Hz. Osman (r.a.)'in hanımı Hz. Rukiyye (r.ânhâ)'nın hanesine gittik; elinde bir tarak vardı. Bana: “Resûlullâh (s.a.v.) şimdi benim yanımdan çıktı. Onun başını taradım. Babam benden Hz. Osman (r.a.)'i sordu. Ben de: “Hayırlıdır, iyidir” dedim. Babam: “Ona ikrâm et! Çünkü o, ahlâk bakımından bana Ashâbım'ın hepsinden daha çok benzer” buyurdu” dedi. Hz. Alî (r.a.) şöyle anlatıyor: “Ben, Cafer ve Zeyd birlikte Resûlullâh (s.a.v.)'e vardık. Hz. Peygamber (s.a.v.), Zeyd (r.a.)'e: “Sen bizim kardeşimiz ve arkadaşımızsın” dedi. Bunun üzerine Zeyd (r.a.), sevincinden sıçrayarak çıktı. Sonra Hz. Peygamber (s.a.v.) Cafer (r.a.)'e “Sen şekil bakımından da, ahlâk bakımından da, bana benziyorsun!” dedi. Bunun üzerine Cafer (r.a.) de Zeyd (r.a.) gibi sıçrayarak sevincini gösterdi. Sonra bana: “Sen benden, ben de sendenim” dedi. Ben de sıçrayarak Cafer (r.a.)'in arkasından gittim. (Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayâtü's-Sahâbe, 3.c., 97.s.)

Hayata Dair Notlar
Evren İşaretleri Aracılığıyla Seninle Konuşur

Hayata Dair Notlar

Play Episode Listen Later Jun 21, 2020 5:52


Küçük Bir Mola
Olaylara Verdiğin Tepki Sadece Seninle Alakalı

Küçük Bir Mola

Play Episode Listen Later May 23, 2020 7:43


Merhaba, bu bölümde yaşadığım 2 olay sonucunda insanların nasıl farklı tepkiler verdiğine şahit oldum. Eskiden olsa hatayı kendimde arardım. Ama artık farkediyorum ki insanların bize verdiği tepkiler sadece kendileriyle alakalı. Sen ne eksiksin ne de kotu. Sadece kendiyle tanışmayan bir insan var karşında. Bu bölüm kendiyle tanışmamış olan insanlara gelsin. --- Support this podcast: https://anchor.fm/kucukbirmola/support

Damla Dönmez ile Yoga
Bhagavad Gita - Özgürlük Yolunda Gerçek Terk Üzerine / 19 /Bilgi suretinde aşk, adanma, teslimiyet

Damla Dönmez ile Yoga

Play Episode Listen Later May 20, 2020 45:30


Bhagavad Gita kitabının 18. bölümünde konuştuğumuz 70. mısra işte böyleydi: Seninle aramızda geçen, dharma'ya uyumlu olan bu konuşmamızı her kim ki çalışır, ya da kendi kendine tekrarlar (söyler, okur) bil ki orada bana Bilgi suretinde aşk, adanma, teslimiyet vardır. İşte böyle söylüyorum, iyi duy. (70)

Çağlayan Dergisi
Münacat - Seninle Gönüller Dolsun Boşalsın

Çağlayan Dergisi

Play Episode Listen Later Feb 2, 2020 2:01


Sesli Kitap (Canca Şeyler)
Ümit Yaşar Oğuzcan - Her Gün Seninle

Sesli Kitap (Canca Şeyler)

Play Episode Listen Later Jan 31, 2020 4:01


Ümit Yaşar Oğuzcan - Her Gün Seninle Seslendirme: @cancaseyler

Çağlayan Dergisi
Müptela Gönüller / 2019 Kasım

Çağlayan Dergisi

Play Episode Listen Later Nov 3, 2019 2:41


Gönül bildiğinin müptelasıdır,Hak bilinenlerin tek âlâsıdır;Hak'tan koparan ilim, ilim değil,O ölü kalblerin baş belasıdır.Bir niyazım var ey Rab, lütfet dinle,Bir anlık olsun maiyyet Seninle;Ona denk gelemez Cennet'ler asla,Ulaşılsa da ona bin enînle…Sevdan bir kor gibi sinemi yaksa,Aşk kıvılcımları içime aksa;Gece-gündüz hep Seni hecelesem,Sevgin sinemde şimşek gibi çaksa…Ne olur bunları lütfet fakîre,Sağnak sağnaktır lütfun her hakîre;Vefasız olsam da kapı kulunum,Bir niyaz bu o Semî' u Basîr'e…Sensiz geçen dakikalar hep durgun,Kalbde aritmi var, ruh ise yorgun;O zirveler aşılmaz bu haliyle,Duygular hevâ-i nefsime vurgun…Hep bir sâkî aradım hayran hayran,Başkaldırıp ederek nefse isyan;Düşe-kalka yürüdüm hayli zaman,Gücüme güç kat ey Hannân u Mennân…Vurmasın düşman beni bir kemende,Meşîetin varken Senin dümende;Girmesin bir ağyâr eli araya,Kıtmîr'in olarak kalsın bu bende!..

Mevlana Takvimi
6 Kasım 2019 Mevlana Takvimi - İMÂM GAZÂLÎ HZ.'DEN ÖĞÜTLER

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Oct 30, 2019 2:30


Ey oğul! Dostunu iyi seç! İki çeşit dost ve kardeş vardır. Birisi, başına bir bela geldiği zaman seni korur; diğeri de mutluluk ve ikbal günlerinde senin dostundur. Belâ gelip ikbalden düştüğünde dostluk yüzünü gösteren kardeşi hakiki kardeş ve dost bil ve dostluğunu korumaya çalış. Saadet günlerindeki dosta pek güvenme. Sıkıntılı günlerinde dostluk bağını uzatmıyorsa, onu düşmanların düşmanı bil. Ey oğul! İnsanları iyi tanı! Heveslerine ve nefsine uyan aşağılık çukuruna yuvarlanır. Zarif görünümlü insanlar fazla ilgini çekmesin, dış görünüşe pek aldanma. Çünkü insan, kalbiyle, düşüncesiyle ve diliyle adamdır, kıyafetiyle değil. Benzi sarı, zayıf kimseleri hor görme. Çünkü insan iki küçük et parçasıyla ölçülür: Kalbi ve dili. Öyleyse insanların bu iki değerinden faydalanmaya çalış; gerisi et, kan ve kemiktir. Ey oğul! Fitneden sakın! Düşman ülkesinde de olsan fitne ve fesat çıkarmaktan sakın. Kendinden aşağı kimselere karşı çoluk çocuğunu, şeref ve itibarını yaygı yapma. Ey oğul! Malını kendinden fazla kıymetli ve üstün tutma. Fazla konuşma. Sonra bulunduğun toplulukta taşınması güç bir yük olursun. Seninle beraber oturana karşı alicenap davran. Yanına oturmak isteyene güzel, nazik, hareket et. Başkasının gözüne dikkatle bakıp durma. Fazla lügat parçalayıp yaldızlı söz söyleme. Çünkü bu sözlerin dış görünüşü belki güzel sayılabilir, fakat gerçekte güzel değildir. Ey oğul! Kendinden fazla söz etme! Çocuğunu çok beğendiğini başkalarına anlatma. Hizmetçinin çok hünerli olduğundan başkalarına söz etme. Atından ve kılıcından bahsetme. Gördüğün rüyaları her yerde anlatmaya kalkışma. Çünkü gördüğün rüyadan sevinç duyduğunu belirttiğin zaman beyinsiz ve seviyesiz insanlar bu konuda seni rahatsız etmeye başlarlar. **(İmâm Gazâlî, _Ey Oğul Risalesi_)**

Çağlayan Dergisi
Gel Bayram Yaşat / 2019 Ekim

Çağlayan Dergisi

Play Episode Listen Later Oct 4, 2019 1:50


Ne olur sevgin gelip gönlüme dolsun!..Dilde bütün fâniyât sararıp solsun;Görmesin gözlerim ağyâr çehresini,Kalbim yalnız Senin için çarpıp dursun…Silinmesin hayalin hiçbir an dilden,Kesilsin intizarım bütün âlemden,Mecâzî aşklardan ve yapmacık gülden;Seninle olma arzusunda bu benden.Böyle bir nevbaharda esmesin hazan,Benim için bu dayanılmaz bir hicran;Yakma beni kahreden hicranla ey Dost!..“Sen” demen benimçün bir ümid-i emân…Zaten deli gönlüm her yanıyla yara,Gel bırakma işi bir başka bahara;Uzayıp gitmesin, bitsin gamlı günler,Teşrif et, bir bayram yaşat bu naçara!..M. Fethullah Gülen

Çağlayan Dergisi
Gül Cemalini Görünce / 2019 Eylül

Çağlayan Dergisi

Play Episode Listen Later Sep 3, 2019 2:12


Sun şerbet-i la'lini ki sermestin olayım,Girmesin sevda-yı ağyâr asla bu gönlüme;Ebedü'l-âbâd meftun-i cemâlin kalayım,Gölge etmesin kimse Sen gibi emelime…Çok kez elemle geçti bugüne dek baharım,Fark etmeden belki de dünyadan umdum vefa;Karardı o Mah-ı tâbâna rağmen neharım,Vefa umduklarımdan çektim bir hayli cefa…Sencileyin günler geçti besten yarım kaldı,Kapıldık akıntıya ki, yok limanı onun;Kapılar kilitli, anahtar ağyâr elinde,Mırıldanmaya durdu ye'is: “Bu senin sonun!..”Ey Nebî, ancak Seninle yeşerir bu bağlar,Döner iç içe hâristanlar bir gülistana;O güne dek hep gönüller boş günlere ağlar,Hazanlarla geçen bahara baharistana…Gül açar, bülbüller öter Sen dönüp gelince,Yaşarız hayatımızı Seninle derince;Şafakları şafaklar takip eder sâyende,Tüllenir güzellikler gül cemalin görünce…

Çağlayan Dergisi
Diriliş İksiri / 2019 Mayıs

Çağlayan Dergisi

Play Episode Listen Later May 10, 2019 1:48


Sevgi bir diriliş iksiridir ölü canlara,Âb-ı hayat sunar Hakk'a müteveccih e�kâra.Bilmezdik aşkı, sevgiden mesajlar sundun bize“Leylî, Leylî!” deyip sevginle geldik kendimize.Gönül her zaman bekler o seher üstü seheri,Nurunla ziyadâr kıldığın o eski günleri.İç içe hazanlar yaşadık, canımız dudakta,İntizâr-ı subh-i didarla gözler hep bir şafakta.Acı geçti geçen yıllar, hicranı ruhu sardı,Bu hicran hissiyle gönlüm karardıkça karardı.“Sultana sultanlık…” de, acıyıver yandığıma,Vuslat teveccühü kıl gönül bahçeme-bağıma!..Nur hülyaların keşke her gece delse uykumu!..Ve sermest-i aşkınla unutsam ne olduğumu!..Atıversem dünya aşk u sevdasını içimden,Hep Seni duysam ve Seninle olsam en derinden!..

Çağlayan Dergisi
Aşkla Dirilme / 2019 Nisan

Çağlayan Dergisi

Play Episode Listen Later Apr 1, 2019 2:15


Öldür beni benliğimle, dirilsinŞahlanan gönlüm yalnız Sen'i sevsin;Ruh dünyamda hep cemâlin tüllensin,Ağyâr alakası silinip gitsin…Gönlümü hep teveccühlerle kuşat!..Ruh kapılarını ağyâra kapat!..Vicdan hep Seninle inlesin mutat,Sevda bilmeyenleri yokluğa at!..İsterim Mecnun gibi inlemeyi,Düşmesin dile hiç niçini-neyi;Ve duymasın âlem inleyen ney'i,İnletse bile ervâhı-meleği.Budur derman gönlümdeki yaraya,Girmesin ağyâr düşünce araya;Takılmasın ruhlar aka-karayaVe Cennet'teki müdebdeb saraya…Ferhat gibi “Şirin” desin inlesin,Ey Sevgili, o tek sevgili Sen'sin;Bir kısım nâdânlar ne derse desin,Sen Kıtmîr için en büyük emelsin.

Bizim Rock’çılar
Tarkan Çakır

Bizim Rock’çılar

Play Episode Listen Later Jan 15, 2019 0:55


Türk rock sevdalısı, şarkıcı, besteci ve gitarist Tarkan Çakır, NTV Radyo'da İrem Gökbudak'ın hazırlayıp sunduğu Bizim Rock'çılar programına katıldı. Tarkan Çakır gibi Türk rock müziğinin kilometre taşı bir ismi Bizim Rock'çılar programında ağırlamak heyecan vericiydi. Programda keyifli sohbetimizin yanında “Gündüzüm Seninle”, “Duble”, “Koşuyorum” ve “Üzme Kendini” adlı parçaları çaldık.   

Çağlayan Dergisi
Elmas Kalemli Sıddık Hattat / 2018 Eylül

Çağlayan Dergisi

Play Episode Listen Later Sep 11, 2018 12:14


Birinci Cihan Harbi başlayınca kendisi gönüllüolarak cepheye gitmek istiyor. Önce iyibir askeri eğitimden alıyor. Rüşdiye mezunuolduğu için yedek subaylık rütbesi kazanıyor.O zaman savaşa göndermiyorlar ama İstiklalHarbinde subay olarak savaşa katılıyor.Hüsrev Ağabey, İstanbul terbiyesi görmüşçiftliği, traktörü, faytonu olan bir beyefendi…Sanattan anlayan bir ûdî… Sonra Nakşî tarikatınaintisap ediyor. Kendisini ibadete veriyor.Mesela camiye sabah gidiyor, öğleye kadar zikirve ibadette bulunuyor. İkindi vaktinde gidiyor,akşama kadar… Böyle olunca, Isparta'nınileri gelenlerinden olan hanımı buna dayanamayarakkucağındaki kızıyla kendisini terkediyor. Hüsrev Ağabey de bundan sonra birnevi inzivaya çekiliyor; evden camiye, camideneve…Üstad Bediüzzaman'ın Barla'ya geldiğini duyunca,önce bir mektup yazıp üç soru soruyor:Altı kalın olan meshlere, mesh etmek câiz olurmu? Şehir hükmünde olmayan yerde Cuma namazıkılınabilir mi? Tesettürü tam sağlamayanpantolonlarla namaz kılmanın cevazı var mıdır?Üstad Hazretleri, bunlar hakkında mezheplerde,hatta aynı mezheplerin müçtehitleri arasındabile farklı görüşlerin olabileceğini, aslındaasıl meselenin iman olduğunu, iman ve Kur'anhakikatleri üzerinde durulmasının çok önemliolduğunu ifade eden bir cevap veriyor. Bununüzerine 1931 yılında bizzat ziyaretine gidip Üstad'lagörüşmek istiyor. “Böyle bir zatın huzurunaoruçlu ve yayan olarak gideyim,” diyerek yolaçıkıyor. Köyden köye yürüyerek Barla'ya ulaşıyor.Bir de bakıyor, Üstad Hazretleri de kendisinikarşılamak için yola çıkmış. İlk karşılaşmadaÜstad'ın elini öpmek istiyor, Üstad buna izinvermeyip geri çekilince kafaları birbirine çarpıyor.Üstad bundan hayırlı mânâlar çıkarıyor.“İnşallah kardeşim bu bir işarettir ki birbirimizefaydalı olacağız” diyor. Üstadımız, Hüsrevağabeyimize, ihtilaflı meselelerle şimdi uğraşmanınbir faydası olmayacağını, en büyükmeselenin ihlaslı iman olduğunu, esas bununiçin çalışılması lâzım geldiğini izah ediyor. Bununiçin de Risale-i Nurların yazılıp ümmet-iMuhammed'e ulaştırılmasının önemini anlatıyor.“Seninle âlem-i İslam'ın en büyük derdiiman ile ilgili meseleleri görüşelim” diyor.Böylece Gül Fabrikasının kâtipliğinetayin olunmuş olarak, bu mübarekdirektifle Isparta'ya dönüyor. “Artık yundum,yıkandım” diyor. Elmas kalemiyle hem Risale-iNurları, tevafuklara vesile olacak şekilde, hemde Kur'an-ı Kerim'i harika tevafukları ile yazmayabaşlıyor. 15 sene riyazet yapıyor ve biryüklüğe girip gizleniyor; pencereye de bir nöbetçidikerek yazı hizmetine devam ediyor.Erdoğan Bey'in ifadesiyle: “Hüsrev Ağabeyöyle bir salavat getirirdi ki, sanki canından kopargelirdi: “Aleyhi salavatü'r-Rahman!” derdi.Namaza başlarken öyle bir yalvardı ki tekrartekrar “Allah'ım! Allah'ım!” der, sonra tekbiralırdı. Sanki perde açılsın diye çırpınırdı. Arkasındanamaz kılarken mest olurduk. Savköyünün ilk zamanlar o kavgacı ve kaçakçıadamlarını bile terbiye edip eğiterek usul âdâböğretmişti. Yanına hiç ter kokan adam gelmezdive konuşmalarına da çok dikkat ederlerdi.Onları öyle güzel yetiştirmişti.”