Podcasts about sizinle

  • 27PODCASTS
  • 45EPISODES
  • 18mAVG DURATION
  • 1MONTHLY NEW EPISODE
  • Mar 28, 2025LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about sizinle

Latest podcast episodes about sizinle

Yeni Şafak Podcast
Ersin Çelik - Maskeler düşüyor: ‘Çaldıysa, Tayyip'i devirmek için çaldı'

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Mar 28, 2025 5:48


Önce mesaj geldi. Instagram'dan yazmış: “Bugünkü yazınızdaki gençlere biricik kızım da dahil. Size gözlemlerimi aktarmak istiyorum” dedi. Uygulama üzerinden telefonlaştık. Bülent Ecevit'ten beri sosyal demokrat bir baba. “CHP'den kopalı çok oldu. Muharrem İnce'yi destekledim. Son seçimde sandığa gitmedim. Ben oy vermedim ama çevrem İmamoğlu seçmeni. Sizinle aynı görüşten değiliz. Hiç okumadım. Lakin son yazınıza fazlasıyla katılıyorum” dedi.

Mevlana Takvimi
İKİ ŞEHÎDİN DESTÂNI-18 MART 2025-MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Mar 18, 2025 2:20


Cihâd-ı mukaddes îlânını, tâ Avustralya'da duyan iki Osmânlı Türkü'nün iftihâr edilecek destanı: Bunlar Avustralya'nın “Silver City” şehrine yerleşmiş iki Osmânlı'dır. Orada çalışarak hayâtlarını kazanmaktadırlar. Günün birinde Halîfelerinin İngilizlere karşı Sancak-ı Şerîfi çıkardığını ve bütün müslümânları cihâda çağırdığını öğrenirler. Bu sırada Çanakkale Cephesi'ne gönderilmek üzere Avustralya'dan asker toplanmaktadır. Bu iki genç, şehrin vâlisinin huzûruna çıkarak şöyle derler: “Halîfemiz size karşı harp ilân etmiş. Bizim de buna icâbet etmek vâzifemizdir. Fakat biz sizin bu kadar zamândır ekmeğinizi yedik. Bırakın gidelim. Sizinle cephede savaşalım. Burada size karşı bir harekette bulunmayı nankörlük sayıyoruz.” Vâli gülmüş ve onları reddetmiş: “Bizi tehdid mi ediyorsunuz? Haddinizi bilin, edebinizle oturun yerinizde!” Bizimkiler de: “Eh ne yapalım, bizden günâh gitti” diye söylenerek uzaklaşmışlar. Hemen neleri varsa hepsini satmışlar. İki makinalı tüfekle bol cephane edinmişler. Sonra? Sonra da Çanakkale'ye gönderilmek üzere lîmânâ sevk edilecek olan Anzak askerlerini taşıyan trenin geçeceği dar bir boğaza gidip mevzilenmişler. Namâzlarını kılıp helâllaştıktan sonra, kazdıkları siperlere yerleşmişler. Üzerinde elde dikilmiş bir Osmânlı bayrağının dalgalandığı bu siperlerin hizâsına gelince, raylar üzerine yığılan taşlar treni durdurmuş ve o tren, yedi yüz Anzak askerini ölü ve yaralı olarak bırakmak zorunda kalmış. Etraftaki tepelerde kalabalık Osmânlı kuvveti arayan düşmân, bütün bu savaşı verenin sâdece iki şehîd kahraman olabileceğine çok zor inanmış. Neredeyse bizim bugünkü aydınlarımız kadar gâfil olan ve İslâm'ın gönüllerdeki hâkimiyetini bilemeyen İngiliz vâliye de o iki kahramanın mübârek naaşlarını selâmlamaktan başka yapacak bir şey kalmamış.(Basından Derleme)

Yeni Şafak Podcast
AYDIN ÜNAL - Siyasette Yumuşama: Mümkün Mü?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 5, 2024 5:38


CHP Genel Başkanı Özel'i kabulüne ilişkin, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan bir değerlendirme yaptı ve “Türkiye'nin, Türk siyasetinin buna ihtiyacı var… Türkiye'de siyasetin yumuşama dönemini başlatalım diyorum” ifadelerini kullandı. Erdoğan'ın da ifade ettiği gibi siyasetin yumuşamaya gerçekten ihtiyacı var. Erdoğan karşısında her seçimde yenilen, 14-28 Mayıs'ta “bu sefer kesin kazanıyoruz” havasıyla seçime girip tekrar kaybeden muhalif kitle yaşadığı hayal kırıklıklarıyla iyice umutsuzluğa boğulmuş, kendisini çaresiz hissetmeye başlamış, sağlıksız bir ruh haline bürünmüştü. 31 Mart seçimlerinde elde edilen yerel başarı bu hastalıklı ruh halinin dağılmasını da beraberinde getirdi. Bu, açıkçası, Cumhur İttifakı kitlesi açısından da “kaybetmenin” olumlu bir yanıdır. Keskin bir kutuplaşma sonucu biriken gerilim, muhalefet kitlesine zarar verdiği kadar iktidar seçmenine de zarar verir. Muhalefetin lokal başarısı, her iki kitleyi de gerçeklikle buluşturmuştur. İyi de, Erdoğan-Özel buluşması böyle bir yumuşamanın yolunu açabilir mi? Erdoğan-Özel buluşmasına büyük anlamlar yüklenmemesi gerektiğini savunanlardanım. Her ne kadar son 8 senedir olmadıysa da, Türkiye'de iktidar ve muhalefet liderleri ilk kez bir araya gelmiyor. İnönü-Menderes dâhil olmak üzere demokrasi tarihimizde en çetin ve en gergin zamanlarda bile iktidar-muhalefet buluştular, bir masa etrafında oturup konuşabildiler. Yani Erdoğan-Özel görüşmesinde olağanüstü bir durum yok. Görüşmeye ilişkin, Cumhur ittifakının dağılacağı, AK Parti'nin MHP ile yollarını ayıracağı, CHP ile ittifak kurulacağı, Ekrem İmamoğlu'nun devre dışı bırakılacağı yönündeki yorumların ayakları yere basmıyor. Hatta bir ya da birkaç buluşma dahi bir Anayasa değişikliğinin önünü açmaz. Yine de buluşma, siyasette yumuşamanın kapısını aralamıştır; burası gerçek. Lakin bu yumuşama süreci devam eder mi, edebilir mi? İşte orada umutlu olmamak gerekir. Muhalif kitle Türkiye'de kutuplaşmayı, gerginliği, kamplaşmayı Erdoğan ve AK Parti'nin ürettiğini iddia eder. Oysa tam tersidir. CHP, 14 Mayıs öncesinde, içerisindeki birbirine zıt kutupları bir arada ve dengede tutmak zorundaydı. Örneğin Alevilerle laikleri, ulusalcılarla solcuları, sosyalistlerle faşistleri ipteki cambaz kıvraklığı ve dikkatiyle avucunun içinde tutuyordu. CHP'nin her 1 Mayıs'ta sol örgütlere destek vermesi ama şiddet eylemleri başlayınca ortadan kaybolması da buna bir örnek. “Sizinle beraberiz ama şiddette ortadan kayboluruz” diyerek devleti de radikal solu da memnun edebiliyordu. İçerdeki tüm bu fraksiyonları bir arada ve dengede tutabilmenin yegâne yolu da bir düşman oluşturmak ve onunla kutuplaşmaktan geçiyordu.

Ne Düşünüyorum?
İlk regl oluşumun sancısı

Ne Düşünüyorum?

Play Episode Listen Later Apr 18, 2024 22:19


Merhaba sevgili dinleyenler, Bir genç kızın en önemli hikayelerinden biri ilk defa regl olma hikayesidir. Sizinle bugün ilk reglimi paylaştım. Dinlediğiniz için teşekkür ederim

Kur'an-i Kerim Tefsiri
Ahkaf Suresi 1-14 Tefsiri Ali Kucuk N066 M046

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Apr 3, 2024 56:58


*46 AHKÂF SÛRESİ 1-14 MEALİ N066 M046 Mekke döneminin ortalarına doğru nâzil oldu. İnkârda ısrar eden Mekke müşriklerinin de bildiği, tarihi kalıntılarını gördüğü, "Ad kavminin" yerleşim yeri olan Ahkâf'ın helâkini örnek verdiği için "Ahkâf sûresi" denmiştir. 35 âyettir. Allah'a iman, peygambere iman ve âhirete iman üzerinde dururken, toplumun çekirdeği olan ailenin iki direği anne ve babaya iyi davranılması anlatılır. İnkârcılardan inkârlarına ilmi kalıntı veya bir kitap getirmeleri istenir. Mü'minlerin yarının ne getireceğinden sorumlu olmadıklarını, ancak kitaba göre hayatlarını düzenlemeleri istenir. Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. 1 HâMîm. 2 Bu kitabın indirilmesi, aziz ve hakim olan Allah tarafındandır. 3 Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri hak ile, belirli bir sûre için yarattık. Kâfirler ise uyarıldıkları şeylerden yüz çeviriyorlar. De ki: "Şu Allah'tan başka çağırdıklarınızın ne olduğunu gördünüz mü? Onlar yeryüzünden neyi yaratmışlar bana gösterin. Yoksa onların ortaklığı gökyüzünde midir? Eğer doğru iseniz bundan önce (indirilmiş) bir kitap veya ilmi bir kalıntı getirin. 5 Allah'tan başka, kendilerine kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek olanlara çağıran/dua edenlerden, daha sapık kim var? Onlar, bunların dûalarından habersizdirler. 6 İnsanlar mahşerde toplandıklarında, (put adamlar) onlara (tapanlara) düşman olurlar ve onların ibadetlerini inkâr ederler. 7 Apaçık âyetlerimiz onlara okunduğunda, hak kendilerine geldiğinde kâfirler: "Bu apaçık bir sihirdir” dediler. 8 Veya "Onu o (Muhammed) uydurdu" derler. De ki: "Eğer onu (Kur'ân'ı) ben uydurmuşsam siz Allah'a karşı, bana hiçbir şeyle yardım edemezsiniz. O (Allah), sizin, hakkında yaygara yaptığınız şeyi daha iyi bilir. Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter. O günahları bağışlayandır, merhamet edendir. 9 De ki: "Ben peygamberler içinden bir türedi değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben ancak bana vahy olunana uyarım. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım." 10 De ki: "Görüşünüz nedir? Eğer O (Kur'ân) Allah katından ise ve sizde onu inkâr ediyorsanız, Beni İsrail'den de bir şahit, onun (Kur'ân'ın/Muhammed'in) benzerine şahitlik yapıp, iman etmişken, siz büyüklük taslamışsanız (haliniz ne olur?) Şüphesiz Allah zalim topluma hidâyet vermez. 11 Kâfirler, iman edenlere dediler: "Eğer o (Muhammed'in getirdiği din) hayırlı bir şey olsaydı, onlar ona doğru bizim önümüze geçemezlerdi (biz onlardan önce iman ederdik). Onunla doğru yolu bulamadıkları için: "Bu, eski bir yalandır" diyecekler. 12 Ondan (Kur'ân'dan) önce de önder ve rahmet olarak Musa'nın kitabı vardı. Bu, (Kur'ân) zalimleri korkutmak, iyilik yapanları müjdelemek, (geçmiş kitapları) tasdik etmek üzere Arap diliyle indirilmiş bir kitapdır. 13 Şüphesiz "Rabbimiz Allah" dedikten sonra, dosdoğru olanlara korku yoktur, onlar üzülmezler de. 14 Onlar Cennet yaranıdırlar. Yaptıklarının karşılığı olarak orada ebedi kalıcıdırlar. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/ahkaf-suresi-1-14-tefsiri-ali-kucuk https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/sets/ahkaf-suresi-tefsiri-ali-kucuk

Ne Düşünüyorum?
Teneke var kalbinin yerinde

Ne Düşünüyorum?

Play Episode Listen Later Apr 1, 2024 16:37


Merhaba sevgili dinleyenler, Herkesin yatakta iki seksen uzanıp podcast kaydettiği ortamda masa başında memur gibi aldığım kayıtlara bir değişiklik getirip ben de serildim yatağıma. Sizinle güzel bir muhabbet etmeye geldim. Dinlediğiniz için teşekkür ederim

Seni Ne Mutlu Eder?
#20 Aşırı Yorulduğun Zamanlarda Sana İyi Gelecek 4 Şey

Seni Ne Mutlu Eder?

Play Episode Listen Later Mar 26, 2024 11:39


Hani bazen her şey üst üste gelir ya. Tükenmiş hissedersin. Bir araya ihtiyacın vardır ama bir süre daha devam etmen gerekir. İşte öyle zamanlarda yola devam etmek için ne yapmalı? Sizinle bana iyi gelen bazı yöntemleri paylaşıyorum. Bu bölüm benim çok yoğun olduğum ve yorgun hissettiğim bir döneme geldi. Diğer bölümlerin aksine çok daha hazırlıksız, spontane ve akışına bir bölüm oldu. Umarım size iyi gelir. Not: Spotify'dan beni takip ederseniz, her yeni bölüm çıktığında haberdar olursunuz.

Ezber Bozan
S1 B0: Ezber Bozan'da Neler Var?

Ezber Bozan

Play Episode Listen Later Feb 18, 2024 0:45


Sizinle çıktığımız bu uzun yolculukta; - Anksiyeteyi,- Depresyonu,- Kronik bedensel hastalıkları,- Ömür boyu ilaç kullanılan bazı hastalıkları,- Bedenimiz ile bu hastalıklar arasındaki bağlantıyı,- Çocukluğumuzun şu anki sağlığımızı nasıl etkilediğini, ve daha fazlasını konuşacağız. Yanlış bilinen gerçekleri masaya yatırıp, sizi yeni bilgilerle tanıştırmayı ve bu bilgilerin hayatınızda bir dönüşüme yol açmasını umuyorum. Ben Deniz Şimşek, psikiyatr uzmanıyım. Her Pazar sabah 10'da burada yeni bir konuyla olacağım. Beni dinlerken zaman zaman duygulanacaksınız, zaman zaman ise çok şaşıracaksınız. Şimdi derin bir nefes alın, kulaklıklarınızı takın ve “ezber bozan” bir yolculuğa hazırlanın.Gelişmelerden haberdar olmak için, Dr. Deniz Şimşek'i Instagram'dan da takip edebilirsiniz: https://www.instagram.com/drdenizsimsek?igsh=dXdvcW9xNGVrZXpkDr. Deniz'in son yazdığı “Çocukluğuna İyi Bak” kitabına ulaşmak için: https://www.dr.com.tr/Kitap/cocuguna-iyi-Bak-Gecmis-Gelecektir-Bazen/Deniz-simsek/Basvuru/Psikoloji-Bilimi/urunno=0002085114001 "Bu bir Cheer Media ve Nebula ortak prodüksiyonudur."

Yeni Şafak Podcast
Ömer Lekesiz - Biz Kudüs'e mecburuz

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jan 13, 2024 5:25


Biz” diyorsam, kastım sadece Müslümanlar değildir, meali “Şüphesiz, iman edenler; Yahudilerden, Hıristiyanlardan ve Sâbiîler'den de Allah'a ve âhiret gününe inanıp sâlih amel işleyenler için rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur; onlar üzüntü de çekmeyecekler.” şeklindeki ayet (Bakara 2/62) gereğince muvahhitlerin tamamıdır. Zira Tevhit akidesinin peygamberler yoluyla akışında bir kesinti yoktur. Kur'an'da hem bu akış, hem de kitap ehlinin Peygamber Aleyhisselam'ın risaletini inkar etmelerinin sebepleriyle, onun kendisine vahyedilende kararlık göstermesi şu mealdeki ayetlerle teyit edilmiştir: “O, Nûh'a buyurduklarını, sana vahyettiklerimizi, İbrâhim'e, Mûsâ'ya ve Îsâ'ya buyurduklarımızı size din kıldı ki o dini ayakta tutasınız, o konuda ayrılığa düşmeyesiniz. Kendilerini davet ettiğin bu din müşriklere ağır geldi. Allah (dini tebliğ için) dilediğini seçer ve kendisine yöneleni doğruya iletir. Onlar (peygamberlerin muhatapları), özellikle kendilerine dine dair bilgi geldikten sonra aralarındaki kıskançlık yüzünden bölünüp parçalandılar. Rabbin tarafından belirli bir süre tanıma sözü verilmemiş olsaydı, aralarında hemen hüküm verilir, iş bitirilirdi. Onlardan sonra kitaba vâris kılınanlar da onun hakkında derin bir şüphe içine düşmüşlerdir. İşte bunun için sen çağrına devam et ve emrolunduğun gibi doğru çizgini sürdür. Onların arzularına uyma ve şöyle de: ‘Ben Allah'ın indirdiği bütün kitaplara iman ettim ve bana aranızda âdil davranmam emredildi. Allah bizim de rabbimiz, sizin de rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız size. Sizinle bizim aramızda mesele yok. Allah hepimizi bir araya getirecektir. Dönüş ancak O'nadır.' İşte böylece sana da kendi buyruğumuzla bir ruh (Kur'an) vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmiyordun; ama şimdi onu, dilediğimiz kullarımızı sayesinde doğruya eriştirdiğimiz bir ışık kıldık. Hiç şüphe yok ki sen doğru yolu, göklerin ve yerin yegâne sahibi olan Allah'ın yolunu göstermektesin. İyi bilinmeli ki bütün işler dönüp dolaşır Allah'a varır. (Şûrâ 42/13, 14, 15; 52-53)” Yahudilerin ve Hıristiyanların Peygamber Aleyhisselam'ın risaletini inkarlarında, kendi peygamberlerine verilmiş kitaplar esasındaki şeriatlarının değil, ahlaki zafiyetlerini gizleme, iktidar hırslarını ve inanlar üzerinden oluşturdukları din tanımlı çıkarlarını koruma kaygısının etkili olduğu malumdur. Nitekim, Ebu'l-Hasan el-Vâhidî “Esbab-ı Nüzûl”ünde “Kendilerine kitap verdiklerimiz onu kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Yine de içlerinden bir grup bile bile gerçeği saklıyorlar.” mealindeki ayetin (Bakara 2/146) nüzulünde, Yahudi alimi iken İslam'ı benimsemiş olan Abdullah b. Selam'ın şu sözlerini de naklederek zikrettiğimiz sebeplere vurgu yapmıştır: “Bu âyet Abdullah b. Selam ve arkadaşları gibi ehl-i kitabın inananları hakkında nazil oldu. Bu zatlar Rasûlullah'ı (sav) kitaplarında zikrolunan sıfatı, meziyeti ve peygamberliği ile tanırlardı. Tıpkı bir gün onlardan biri çocuklarla beraber gördüğünde, kendi çocuğunu tanıdığı gibi...

Kur'an-i Kerim Tefsiri
Yunus Suresi 019 029 Tefsiri Ali Kucuk

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Jan 6, 2024 63:08


YUNUS SURESİ 19-29 N051 M010 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 19- İnsanlar bir tek ümmet iken ihtilafa düştüler. Eğer Rabbinden bir söz geçmemiş olsaydı, ihtilafa düştükleri konuda aralarında hüküm verilirdi. 20- "Ona Rabbinden bir mucize indirilmeli değil mi?" diyorlar. De ki: "Gayb Allah'a aittir. Bekleyin. Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim. 21- Onlara dokunan bir zarardan sonra insanlara bir rahmeti tattırdığımızda, bir de bakarsın ki, ayetlerimize hile yapmaya çalışırlar. De ki: "Allah'ın tuzağı daha çabuktur." Elçilerimiz, sizin yaptığınız hileleri yazıyorlar. 22- Sizi karada ve denizde yürüten Odur. Hatta siz gemide olduğunuzda ve onlar (gemiler) içindekileri hoş bir rüzgarla alıp götürdüğü ve içindekilerin mutlu olduğu bir anda gemiye bir kasırga gelip de dalgalar her taraftan onlara geldiğinde ve onlar çepeçevre kuşatıldıklarını sandıklarında, dini yalnız ona halis kılarak Allah 'a dua ederler ve "Eğer bizi bundan kurtarırsan şükredenlerden olacağız" (derler.) 23- Onları kurtardığımız zaman bir de bakarsın Yeryüzünde haksız yere taşkınlık yaparlar. Ey insanlar, taşkınlığınız kendi aleyhinizedir. (Taşkınlığınız) alçak bir hayatın menfaati gibidir. Sonra dönüşünüz bizedir. Biz de, size yaptıklarınızı haber vereceğiz. 24- Bu alçak hayat, gökten indirdiğimiz bir suya benzer ki, onunla insanlar ve hayvanların yediği birbirine karışmıştır. Hatta yeryüzü süslenip püslendiğinde, onlar ona kadir olduklarını zannettiğinde, gecede veya gündüzde emrimiz ona gelir de, biz onu biçilmiş halde getiririz de dün hiç yokmuş gibi olur. Düşünen kavim için ayetlerimizi biz işte böyle açıklarız. 25- Allah, "Daru-s-selâm'a" (cennete) çağırır ve dilediğini doğru bir yola ulaştırır. 26- İhsanda bulunanlara daha güzeli (cennet) ve daha fazlası (Allah'ın cemaali) vardır. Onların yüzlerini karanlık da kaplamaz, alçaklık da. Onlar cennet yaranıdırlar ve orada ebedi kalıcıdırlar. 27- Kötülükleri yapanlara gelince, kötülüğün cezası misliyledir. Ve onları alçaklık kaplar. Onları Allah'tan kurtaracak kimse yoktur. Sanki yüzleri gece karanlığından parçalarla örtülmüştür. Onlar cehennem yaranıdırlar ve onlar orada ebedi kalıcıdırlar. 28- O gün hepsini toplarız. Sonra müşriklere : ‘Siz ve Allah'a ortak koştuklarınız, yerlerinize..." deriz. (Tapanlarla tapınılanların) aralarını açarız. Ortak koşulan (tapılan)lar: "Siz, yalnız bize tapmıyordunuz" derler. 29- "Sizinle bizim aramızda Allah şahittir. Bizim sizin tapmanızdan haberimiz yoktu." https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/yunus-suresi-19-29-tefsiri

Yeni Şafak Podcast
YAŞAR SÜNGÜ - ALIŞMAYACAĞIZ

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Dec 24, 2023 4:18


İsrail, soykırıma karşı çıkan ünlüleri kariyerleriyle tehdit ederken ABD'li rapçi Anees Mokhiber; “Artık susmayacağım! Eskiden Filistin hakkında konuşmaktan korkardım ama artık korkmuyorum. Bu insanlık dışı adaletsizlik kalbime ağır geliyor. Bu gece ağlarsam nedeni budur.”  Pulitzer ödüllü Amerikalı gazeteci Chris Hedges Gazzeli çocuklara mektup yazdı: Seni hayal kırıklığına uğrattık. Denedik ancak elimizden geleni yapmadık. Sesinizi duyurmanızı sağlayabilirsek belki bizleri affetmenizi isteyebiliriz.”  Belçika Milletvekili Marc Botenga: “UNICEF, İsrail'in Filistinli çocuklara katliam yaptığını açıkladı. Şimdilik 7700 çocuk katledildi. Ukrayna'da olurken soykırım diyordunuz, burada susuyorsunuz. Biliyor musunuz? Sizinle benim aramda siyasi görüş değil insanlık farkı var.”  İngiltere'nin başkenti Londra'da Filistin'e destek gösterilerinde konuşan İngiliz tarihçi bir akademisyen: “Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşı sırasında parçalanırken İngiltere, 1917'de Balfour deklarasyonuyla Filistin'i siyonistlere vermeye çalıştı. Ve o zamandan beri İsrail, Batı'nın Orta Doğu'daki çıkarları için bir köprübaşı olmuştur. Dolayısıyla önce İngiltere ve Fransa, daha sonra da Amerika, İsrail'in ana sponsorları haline gelmiştir. Ve İsrail'in bu yaptıklarını yapabilmesinin tek nedeni budur. Bu çok zalimce, buna dayanamayız. Ve bu zalimliğe karşı dünya çapında birlikte durmamız gerekiyor.”  Yahudi asıllı Harvard Üniversitesi Öğretim Görevlisi Jill Stein: “Başından beri mesele, etnik temizlik ve Filistinlilerin topraklarının gasp edilmesiydi. 2 milyon insanın ölüm nöbetindeyiz. Bu hesaplanmış bir etnik temizlik ve soykırımdan başka bir şey değildir.”  Hollanda - Rotterdam'da “Soykırımı durdurun” sloganı ile buluşan aktivistler, İsrail'in Gazze'de katlettiği çocuklar için dünyaya çağrıda bulundular ve meydanı 8 bin çocuk ayakkabısı ile doldurdular. Avustralya'nın Melbourne kentinde mağazaya gelen protestocular, ellerinde Zara'nın reklam kampanyasında yer verdiği, binlerce insanın katledildiği Gazze'de cesetlerin sarıldığı kefenleri andıran figürleri taşıyarak mağazanın önüne geldiler.

Mitolojik Hikayeler
Türklük ve Kurt Sembolizmi: Mitolojik Kökenler ve Derin Anlamlar

Mitolojik Hikayeler

Play Episode Listen Later Dec 17, 2023 8:48


Merhaba dostlar! Bu bölümde, Türklük ve kurt sembolizminin etkileyici dünyasına dalıyoruz. Türk kültüründen Roma mitolojisine, İskandinav mitolojisine kadar geniş bir yelpazede bu güçlü sembolün izini süreceğiz. Ergenekon Destanı'nın derinliklerinden başlayarak, kurt sembolünün Türk mitolojisindeki önemini keşfedeceğiz.    

Radyo D
Firdevs Akkaya ile Pozitif Enerji #03 | "Ruhunuz Sizinle İletişim Halinde"

Radyo D

Play Episode Listen Later Dec 5, 2023


Ruhumuz devamlı bizimle iletişim halindedir. Kendinizi her zaman ruhunuzla bir olarak hissetmeniz, sizi konforlu bir hataya iletilir. Bu bölümde, ruhsal yönümüzü beslemenin ve uyanışımızı desteklemenin metodlarından bahsediyoruz.

Hizmetten
Yiğit belli değil mert belli değil! | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Sep 4, 2023 9:42


iman, muameleyle belli olur. Yoksa nazarî olarak söylersiniz; en ileri seviyede “Ebubekrizm” diyebilirsiniz; ya da nisbet “ye”si ile söyleyelim, “Ebu Bekrî, Ömerî” diyebilirsiniz. “Bizim insanlığa takdim etmek, yaşamak ve yaşatmak istediğimiz bunlardır!” diyebilirsiniz. Fakat muâmelâtınızda bu hassasiyeti milimi milimine ortaya koymuyorsanız, yalancının, sahtekârın, dümencinin tekisiniz demektir. Özür dilerim, sözüm size değil, öyle olanlara. Günümüzde öyle olanların da emsali çok. *Âşık Ruhsati der ki: “Bir vakte erdi ki bizim günümüz / Yiğit belli değil mert belli değil / Herkes yarasına derman arıyor / Deva belli değil dert belli değil.” Bu sözü, biraz değiştirip şöyle diyeceğim: Bir vakte erdi ki bizim günümüz. Mü'min belli değil münafık belli değil. Herkes problemine çare arıyor. Dert belli değil derman belli değil. Yâr belli değil ağyâr belli değil. Dolayısıyla hadiselerin çok girift olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Sizinle camiye gelip namaz kılabilir ve size ait bazı şeyleri icra edebilir. Fakat belki de o, çok güzide, çok yüksek firasetli, üstün fetanet abidesi sayılan insanlardan bile kendisini saklayacak kadar münafıklıkta profesyonel olan Abdullah ibni Übeyy ibni Selül gibidir. İfk Hadisesi'nin Ardında da Münafıkların Reisi ve Nifak Ehli Vardı *Münafıkların önderi Abdullah İbn Übey İbni Selül, nifakta bir prototip idi. Peygamberimizin hicretinden önceki liderlik konumu sarsıldığı için, ömrünün sonuna kadar O'nu çekemedi. Her fırsatta mü'minler arasında fitne çıkarmaya çalışır, onların kuvve-i maneviyelerini kırmaya uğraşır, günümüzdeki moda tabirle sürekli algı operasyonları yapardı. “İfk hadisesi” olarak bilinen, Hazreti Aişe validemize iftira atılması olayında da bühtanı yaymada başı çeken Abdullah ibni Übeyy ibni Selûl'dü. Zift medyası gibi, propaganda yapmasını öyle biliyordu ki, ona bir kısım mü'minler bile inanmışlardı. *O Aişe validemiz ki, hafizanallah hayat-ı seniyyelerinde olumsuzluğun rüyasını dahi görmemiştir. Çünkü “ben benim, ben bir kadınım” dediği andan itibaren gözlerini Efendimiz'e açtı. Vahyin sağanak sağanak yağdığı yerde neşet etti ve Sahabe-i Kirâm'ın en çok hadis rivayet edenlerinden birisi oldu. Kadınlık âlemine dair problemleri çözen müşkilküşâ bir valide oldu. Olumsuzluğun rüyasını görmemiştir benim anam. Fakat hiç utanmadan, hayâ etmeden onun için de dediklerini dediler. Bu açıdan da size bir şey denmişse, çok görmeyin. Öteden beri nifak düşüncesi taşıyanlar hiç denmeyecek şeyleri demişlerdir. Aldırmayın!.. Bir gün Allah (celle celâluhu) hükmünü verecek, kimin ne olduğunu ortaya çıkaracaktır. Nitekim o mübarek validemizi de doğrudan doğruya semâvî beyan tezkiye etmişti; falanın filanın şahitliği değil; hatta Efendimiz'in yüksek fetânetinin müşâhedesi de değil. Allah adeta diyordu ki Peygamberimiz'e (sallallâhu aleyhi ve sellem): “Ya Muhammed, Rasûl-ü Zîşân'ım (aleyhissalatü vesselam) Ben onun tezkiyesini, tasfiyesini sana bırakmam; Ben vahyimle onu tezkiye ederim!” Bu video 13/09/2015 tarihinde yayınlanan “Fitneler Asrı ve Sulh Çizgisi” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Ne Düşünüyorum?
Ders: Hayat Bilgisi

Ne Düşünüyorum?

Play Episode Listen Later Aug 7, 2023 24:53


Merhaba sevgili dinleyenler, Kendimi kendimden çıkarsam sıfır kalmıyormuş ve en ağır ders hayat bilgisiymiş harbiden. Sizinle 20'li yaşlarımda öğrendiğim birkaç gerçeği paylaştım. Dinlediğiniz için teşekkür ederim bana sosyal medya hesaplarımdan ulaşabilirsiniz

AntidietFoody w/Irem Wlazlo
17. Hızlı İyileşen Danışanların Ortak Özellikleri

AntidietFoody w/Irem Wlazlo

Play Episode Listen Later Jul 8, 2023 30:59


Bu hafta kendi kendime düşündüm, hızlı iyileşen danışanlarımın ortak özellikleri ne diye ve karşıma çok net bir profil çıktı. Sizinle de paylaşmak istedim. Instagram @antidietfoody Websayfam www.iremwlazlo.com Email iremwlazlo@gmail.com

bu ortak sizinle
Yeni Şafak Podcast
Gökhan Özcan - Hangi kelimeye sığar bir hayat?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 6, 2023 3:25


“insanların çoğu, kendilerinin bir insan oldukları gerçeğine gereken önemi vermezler. Onun yerine, kafalarında kendi vasıflarının ve kimliklerinin birçok hayalî imajlarını oluştururlar. ‘Ben kimim?' sorusuna çoğu zaman: ‘Bir öğretmenim', ‘bir işçiyim' ya da ‘bir doktorum' şeklinde cevap verirler” diyor Erich Fromm ‘Hayatı Sevmek kitabında. Önemli bir mesele bu! Pek çoğumuz bu tedirgin edici soruya buna benzer cevaplar veriyoruz. Ne iş yaptığımızla, dünya görüşümüzün ne olduğuyla, hangi takımı tuttuğumuzla, doğduğumuz şehirle, kendimize biçtiğimiz imajla ilintili cevaplar... Sorunun derinliğiyle orantısız sığlıkta, düz cevaplar bunlar. Kendimizi gerçekten bu cevaplardaki kelimelerle sınırlı birer varlık olarak görüyorsak, her şeyi bir tarafa, ‘insan'lığımıza bir haksızlık olur bu! Gerçekten hayatımızın sadece küçücük bir parçasını öne çıkaran bu kelimeler bizi tarif ediyor olabilir mi, inanabilir miyiz buna? Peki ama kimiz gerçekte? Verdiğimiz cevapların bizi asla yeterince tarif edemeyeceğini, anlatamayacağını gayet iyi bildiğimiz halde, neden bu sığ cevaplara sığınıyor, sorunun hakkını verecek gerçek bir cevap arayışından bu kadar ısrarlı bir şekilde kaçınıyoruz? “Sizinle daha önce tanışmıştık değil mi?” diye sordu yolda karşılaşan iki kişiden biri. “Pek tanışmak sayılmazdı” dedi diğeri, “birbirimize isimlerimizi söylemiştik sadece!” Kim olduğumuz sorusu, varoluşumuzun önemli sorusudur aslında. Kendimize sorduğumuz, sormamız gereken diğer bütün soruların, bu soruya verebileceğimiz cevaptan kaynağını alacağı, oradan hayat bulacağı da söylenebilir rahatlıkla. Kimileri için bu sorunun cevabı, bütün bir ömür süren heyecan verici, sarsıcı ya da her halükârda sancılı arayışların neticesinde ortaya çıkar. Bu cevabı çok arayıp bulamayanlar da olur hatta. Herkes gibi bir kelimelik cevaplarla durumu idare etmek varken, kim böyle can yoran bir uğraşa girer? Pek kimse girmez, girmiyor zaten görünüşe göre. Doktorlar, mühendisler, filanca şehirliler, falancasporlular, sağcılar-solcular, esmerler-sarışınlar olarak yaşayıp gidiyoruz çoğumuz bu yüzden. Sıradanlaştırıcı imajlarımıza böyle sıkı sıkıya tutunuyor oluşumuz, bizi sarsıcı ve sancılı arayışlara girmekten kurtarıyor belki; ama insan olmanın beraberinde getirdiği engin potansiyele doğru yürümekten de alıkoyuyor aynı zamanda. Kendimizi, gerçek mana, potansiyel ve derinliklerimizle birlikte göremediğimizde, tasavvur edemediğimizde, düşünemediğimizde, dünyamız ilkokul hayat bilgisi kitaplarında göründüğünden daha gerçek olmuyor tabiatıyla. Yüzeysel yaşantıların karton karakterleri... Yetiyor mu gerçekten bu kadar hayat bize? Keşke yetmediğine dair işaretler bulup sıralayabilsem buraya!

Dünya Trendleri
Eğitimde Yeni Trend: Kişiselleştirilmiş Öğrenme - Konuklar: Yeni Nesil Eğitim Platformu Classest Kurucuları Fatih Koca ve Tuğba Bayraktar Koca

Dünya Trendleri

Play Episode Listen Later May 29, 2023 44:42


163. Bölümde konuklarım Classest Kurucuları Tuğba Bayraktar Koca ve Fatih Koca oldu. Classest, geleceğin eğitim dönüşümleri ve ihtiyaç analizleri neticesinde kuruldu. BU İNDİRİM KODU İLE https://classest.com/ ÜZERİNDEN %15 İNDİRİM İLE FAYDALANABİLİRSİNİZ. DÜNYATRENDLERİ2023 (00:00) – Açılış (01:08) - Classest'i incelediğimde hem teknolojisiyle hem de sunduğu değerlerle yeni nesil bir eğitim platformu olduğu kanısına vardım. Classest'in hikayesi nasıl başladı? Yola çıkma sebebiniz neydi? (03:04) - Classest'ın hedef kitlesi kimlerdir? Eğitim modelinin nasıl işlediğini anlatır mısınız? (04:21) – Online dersin konforu (05:40) - Öğrenciler için avantajları nelerdir? (11:09) - Veliler için avantajları nelerdir? (13:50) - Öğretmen kadronuzu oluştururken nelere dikkat ediyorsunuz? Sizinle çalışmak isteyen Öğretmenler nasıl Classest'lı olabilir? (15:39) - Dünya üzerinde trend haline gelen kişiselleştirilmiş eğitim modeli ile Türkiye'de ilkler arasında yer aldınız. Sizi farklılaştıran özellikler nelerdir? (19:23) - Kişiselleştirilmiş öğrenmenin kitlesel modele nazaran avantajları nelerdir? Birçok başarı elde eden istedikleri okulları kazanan öğrencileriniz var. Bu öğrencilerin hikayelerinden aklınızda kalanlardan varsa bahseder misiniz? (24:50) - Bir çok önemli kurumsal şirket ile önemli çalışmalar yapmışsınız. Burada şirketlerin sizden nasıl bir beklentisi oluyor? Onlara ne gibi avantajlar sağlanıyor? (27:15) - Classest eğitim sektöründe farklı ülkelerde de bir Türk girişimi olarak ismini duyurur mu? Yurtdışı için hedefleriniz var mı? (30:40) – Başka ülkelere girerken yasal zorluklarla karşılaşıyor musunuz? Bu konuda neler yapıyorsunuz? (31:57) - Bir startup olarak başlayan bir hikayeniz var. Startuplar finansa erişim sürecinde bazı kuruluşlardan aldıkları destek ve ödüllerle ilerlerler. Sizin de sanıyorum böyle kilometre taşlarınız vardır. Bunlardan da bahsedebilir misiniz? (34:47) - Şu an içinde bulunduğunuz yatırım süreci hakkında da biraz bilgi verir misiniz? (37:30) - Eğitimin insani ve sosyal yönü var. Classest'ın sosyal destekler yönünden çalışmaları var mı? BU İNDİRİM KODU İLE https://classest.com/ ÜZERİNDEN %15 İNDİRİM İLE FAYDALANABİLİRSİNİZ. DÜNYATRENDLERİ2023 (41:53) – Son sözler ve kitap önerileri Beyaz Zambaklar Ülkesinde - https://www.goodreads.com/book/show/7146457-beyaz-zambaklar-lkesinde?ac=1&from_search=true&qid=m19ebrP3nD&rank=1 Zengin Baba Yoksul Baba - https://www.goodreads.com/book/show/20428244-zengin-baba-yoksul-baba?ref=nav_sb_ss_1_11  Tuğba Bayraktar Koca - https://www.linkedin.com/in/tubayraktarkoca/  Fatih Koca - https://www.linkedin.com/in/fattihkoca/ Sosyal Medya Hesaplarımız; Twitter -  https://twitter.com/dunyatrendleri Instagram -  https://www.instagram.com/dunya.trendleri/ Linkedin -  https://www.linkedin.com/company/dunyatrendleri/ Youtube -  https://www.youtube.com/c/aykutbalcitv Goodreads -  https://www.goodreads.com/user/show/28342227-aykut-balc aykut@dunyatrendleri.com Bize Bağış Yapmak Patreon hesabımız -  https://www.patreon.com/dunyatrendleri

KALT'ın Podcast'i
KALT'ın Podcast'i / 34. Bölüm / Tersten ve Kuduz Gibi

KALT'ın Podcast'i

Play Episode Listen Later May 9, 2023 44:03


Sizinle başlayıp sizinle biten evrenimizin sonsuz ısı ve ışık yayıcısı tabi ki karşılıklı anlayış, empati ve rekor seviyelere ulaşan dostluğumuzdur. Farklı gezegenlerin suyuna, taşına, toprağına aşık olsak da tek bir karanlık boşluk bizi emip, bizi bizde bir edecektir: EMLAK DÜNYASINDAKİ FAHİŞ KİRA ARTIŞLARI... Podcast'imizin yeni bölümüne hoş geldiniz ve de hoşça kalın... Recorded @ Tatar Beyi Stüdyoları Mix & Mastering: Göksel "Magnum" Elbüken

Yapay Zekadan Masallar
Küçük Verâ ve Irmak Arkadaşları

Yapay Zekadan Masallar

Play Episode Listen Later May 6, 2023


Bu masallar yapay zekaya yazdırılıp seslendirilmiştir. Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://s.cagrisarigoz.com/masal Küçük Verâ ve Irmak Arkadaşları Büyülü Amasya Yeşilırmak kıyısında sevimli küçük bir kız yaşardı. Adı Verâ’ydı ve henüz bir yaşındaydı. Verâ, saçları güneş gibi parıldayan annesi ve güçlü, kahraman babasıyla birlikte, Yeşilırmak’ın kenarındaki güzel evlerinde yaşardı. Ailesi ve arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi çok severdi. Verâ’nın neşeli bir yaşamı vardı. Komşuları Sima Abla, Nida Abla, Nisa Abla ve Efnan Abla, ona her zaman şefkatle davranıyor ve onunla oyunlar oynayarak vakit geçiriyorlardı. Verâ, büyüklerini sayarak ve küçükleri severek büyümeyi öğreniyordu. Bir gün, Verâ ve arkadaşları Dursuncan, sıcak yaz gününde ağaçların gölgesinde Yeşilırmak’ın kıyısında piknik yapmaya karar verdiler. Verâ’nın annesi, herkes için lezzetli yiyecekler hazırladı ve babası da eğlenceli oyunlar planladı. Piknik günü geldiğinde, güneş parlak bir şekilde yüzünü gösterdi ve hafif bir rüzgar esiyordu. Verâ ve arkadaşları, ırmak kenarında mükemmel bir yer buldular ve piknik örtülerini serdiler. Herkes mutlu bir şekilde sohbet ederek, yiyeceklerin tadını çıkardı. Büyükler, küçük Verâ’ya nasıl saygı gösterilmesi gerektiğini öğretiyor ve onu her daim sevgiyle kucaklıyorlardı. Bir süre sonra, Verâ ve Dursuncan, ırmak kenarında oynamaya başladılar. Birdenbire, güzel bir peri kızı ortaya çıktı. Peri kızı, Verâ ve Dursuncan’ı görünce gülümsedi ve onlara yaklaştı. “Merhaba, küçük arkadaşlar!” dedi peri kızı neşeyle. “Ben Yeşilırmak Perisiyim ve bu güzel ırmakta yaşıyorum. Sizlerle tanışmak için sabırsızlanıyordum.” İki küçük arkadaş, peri kızının güzelliği ve nazik tavrı karşısında şaşkına döndüler. Peri kızı, “Sizi burada gördüğüme sevindim. Beni de pikniğinize davet eder misiniz?” diye sordu. Verâ ve Dursuncan, memnuniyetle kabul ettiler ve peri kızını piknik alanına götürdüler. Orada Sima Abla, Nida Abla, Nisa Abla ve Efnan Abla, peri kızını sıcak bir şekilde karşıladılar ve ona güzel yiyecekler sundular. Peri kızı, onlara bir hikâye anlattı: “Bir zamanlar, Yeşilırmak boyunca yaşayan mutlu insanlar ve masum hayvanlar vardı. Hepsi birbirine yardım eder ve birlikte eğlenirlerdi. Ama bir gün, ırmakta yaşayan kötü bir yaratık ortaya çıktı ve ırmakta huzur ve mutluluk bozuldu.” Hikâyenin bu kısmında, herkes peri kızını dikkatle dinliyordu. Peri kızı devam etti: “Kötü yaratık, insanların ve hayvanların yaşamlarını zorlaştırmaya başladı. O kadar korkunçtu ki, kimse onunla savaşmaya cesaret edemedi. Ama bir gün, bir grup cesur insan ve hayvan, kötü yaratığa karşı bir araya geldi ve onu yenmeyi başardılar. Bu sayede, Yeşilırmak ve çevresinde huzur ve mutluluk yeniden sağlandı.” Peri kızının hikâyesinden etkilenen Verâ ve arkadaşları, ona dua etmek, sevmek ve el ele tutuşarak nasıl başa çıkabileceklerini sordular. Peri kızı onlara güzel bir dua öğretti: “Sevgili ırmak, bize huzur ve mutluluk getir,Bizi koru ve kolla, gücünle hep destek ver.Birlikte, el ele, yaratığa karşı duracağız,Dua ve sevgiyle, huzuru yeniden yaratacağız.” Verâ ve arkadaşları, peri kızının öğrettiği duayı tekrarlamaya başladılar. Gözlerini kapadılar ve ellerini tuttular. Dua ederken, içlerinde büyüyen bir sevgi ve güç hissettiler. O anda, kötü yaratığın yeniden ortaya çıkabileceği korkusunu yendiler. Peri kızı, “Teşekkürler, küçük arkadaşlar,” dedi. “Sizinle tanıştığıma çok sevindim. Artık Yeşilırmak ve çevresinde huzur ve mutluluk hâkim olacak. Unutmayın, dua etmek, sevmek ve birlikte olmak en güçlü silahlardır.” Verâ ve arkadaşları, peri kızına teşekkür ettiler ve vedalaştılar. Peri kızı, ırmakta kayboldu ve onlar da evlerine döndüler. O günden sonra, Verâ ve arkadaşları her

5 Dakikada Diksiyon
Kendi Diksiyon Notlarımı Sizinle Paylaşmak İstiyorum- Tolga Günhan

5 Dakikada Diksiyon

Play Episode Listen Later Nov 19, 2022 4:59


Okuduğum kitaplardan ve gördüğüm eğitimlerden hazırladığım notlarımı bir tweet yapıp paylaşmıştım. Bunu Instagram'da paylaşınca insanlar çok ilgi gösterdiler. İnsanlar iletişime çok önem veriyorlar. Özellikle güçlü iletişim kurmak istiyorlar. Bu nedenle konuşmanızın daha güçlü olabilmesi için bu tweet serisini video haline getiriyorum. Bütün detaylarını inceliyorum. İyi dinlemeler.

Yeni Şafak Podcast
Ersin Çelik - Alın size filmi çekilmiş nefret eylemi!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Sep 25, 2022 4:42


Saraçhane Parkı'nda toplanan gençlerle sohbet ederken biri yanaştı ve “Ersin Bey, Abdülkadir abimiz burada. Sizinle de selamlaşmak ister” dedi. İşaret ettiği tarafa döndüm. En önde, tekerlekli sandalyesinde oturuyordu. Göz göze geldik. Yağmur da başlamıştı. O kalabalık içerisinde bir iki kelam ettik. Ankara'dan geldiğini söyleyince, hayretler içinde, “Yahu ne gerek vardı, bakın bu kadar insan gelmiş” desem de kararlı bir şekilde; “Benim bugün burada olmam gerekiyordu” dedi. Sarıldık. Fotoğraf çekildik. Elindeki dövizde, “Anne, Baba Evlatla Hep Mutlu Yarınlara” yazılıydı. Yanından ayrılırken arkamdan “Ersin Bey oğlum” diye seslendi. Döndüm, cebinden çıkardığı tükenmez kalemi elime tutuşturdu. Mesajımı almıştım. Bu arada yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu. O meydandan kimseler ayrılmadı. Büyük bir çoğunluğu sığınma ihtiyacı bile hissetmedi. Geçtiğimiz hafta, kaç anneden çocukların ateşlenip nezle olduğuna dair mesajlar aldım sayamadım. Anneler, babalar, çocuklar ve gençler... Herkes iliklerine kadar ıslandı. Abdülkadir amca da yerinden kıpırdamadı. Başının üstüne bir poşet geçirip, konuşmaları dinledi. Merak ettim tabii. Kimdir diye sordum öğrendim. Tanıyanı, seveni çokmuş. 80 yaşındaymış Abdülkadir amca. Ankara'da yaşıyormuş. Memleket sevdalısı, kendisini ilme, gençlere ve yayıncılığa adamış bir Allah dostu diyelim. Verdiği bir röportajı okuyunca derinliğine de vakıf oldum. O haliyle, 80 yaşıyla ta Ankara'dan gelmişti. Mahcup etti bizleri. Lakin Abdülkadir amcaya öyle bir kötülük yaptılar ki yürüyüş haftası. Hepimiz çok üzüldük. Öfkelendik. Sadece Abdülkadir amcaya değil Saraçhane'deki Büyük Aile Buluşması'na katılan herkese yapıldı aynı kötülük. Ali Demirel diye bir yönetmen var. İşinde çok iyi. Birçok ünlü markaya reklam filmleri çekiyor. Coca Cola, Lipton, Sunsilk, Elidor, Vodafone ve Turkcell çalıştığı markalar... Ali Demirel son filmini Saraçhane'ye toplanan ailelere çekti. Yürüyüşten servis edilen fotoğrafları değiştirerek aileleri, anneleri, babaları ve gençleri LGBT aktivisti yapmış. Yani montaj tekniği ile 'Büyük Aile Yürüyüşü'nü LGBT yürüyüşüne çevirmiş. Abdülkadir amcanın elindeki dövizi LGBT renklerine boyayıp, “Yeryüzü Aşkın Yüzü Olana Dek” yazmış. Kadınların ellerindeki aile temalı dövizlere, “Lezbiyenim Ayol” sloganını montajlamış mesela. Bir hanımefendi mesaj attı da öyle haberdar oldum. Yönetmen Ali Demirel'in, Saraçhane'deki insanlara duyduğu nefreti organize ve profesyonel kötülüğe dönüştürdüğünden. “Elimdeki dövize LGBT'li sloganları yazmışlar. Bunlar sosyal medyada dolanıyor. Bir başkası bunun montaj olduğunu anlamaz. Ne yapmam lazım?” diye soruyordu. Açıkçası yapacak bir şey yok. Sosyal medyaya düşen bir görüntü montaj da olsa yayılır gider. Ali Demirel kendi hesabından paylaştı ve LGBT örgütlerinin yönettiği çok sayıda hesap üzerinden yayıldı o montajlı kötülük. Adım gibi eminim ki bir süre sonra gerçekmiş gibi dolaşıma da sokulacaklar.

Yeni Şafak Podcast
Ali Saydam - Elazığ'da ‘İletişim Depremi'

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Sep 22, 2022 4:58


Oysa birkaç aydır “Şu Kılıçdaroğlu'nun siyasi iletişim aksiyonlarında bir farklılık var. Acaba danışmanları mı değişti?...” diye düşünmeye başlamıştım... Farklı bir pozisyonlanma yapıyorlar gibi gelmişti bana... Son Elazığ 'İletişim Depremi' bütün bu düşüncelerimi bir kenara koymama neden oldu... Bu tür “İletişim 101” hatalarının daniskasını 1980 darbesinin 'sözde' lideri (sözde çünkü arkasında onlara 'bizim çocuklar' diyen birileri vardı) Kenan Evren yapardı... Nedir İletişim 101 Kuralı? Rekabetin iletişim araçlarını ve argümanlarını kullanarak, onu eleştirsen dahi, iletişim aksiyonu alma... Oysa Evren düzenlediği mitinglerde kürsüye çıkar, “Bakın bana nasıl bir faks göndermişler” deyip, o sıralara yeni yeni ortaya çıkan bir faks çıktısını elinde sallar, kalkar hedef kitlelere ulaşma şansı sıfır olan 'halkın bilmem nesi hareketinin' mesajlarını devlet TV'si ve radyolarından okur, ülkeye ve dünyaya duyururdu... Kılıçdaroğlu ve kendi tabanından hayli kopuk CHP üst yönetiminin yumuşak karnını oluşturan HDP ile organik iş birliği meselesini çok iyi kullananlar Elazığ'ı çarpıcı bir afişle donatmışlardı... Ne vardı afişte? Önce bir üst başlık: “Kılıçdaroğlu buna cevap verebilir mi?” Sonra Kılıçdaroğlu'nun daha önceki açıklamaları dikkate alınırsa kendisinden rahatlıkla beklenebilecek bir söz: ”Selahattin Demirtaş'ın göğsüne Şeref Madalyası takacağım!” Ve imza: Kemal Kılıçdaroğlu... CHP Genel Başkanı... Kendisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yaptıracağı bir okul nedeniyle Elazığ'ı teşrif etmişlerdi ya... (İstanbul'a hizmeti bitirdiler demek ki... Ekrem bey ülkemizin ihtiyaç sahibi diğer illerine de uzanıyor olmalı)... İşte o sırada asılıyor bu afiş kentin bazı yerlerine... Kemal bey görmezden gelse, yayılma oranı ve iletişim etkisi beklendiği kadar olmayacak... Ama hayır!.. Kemal bey afişin önüne geçip bir fotoğraf çektiriyor ve attığı bir tweet ile olayın herkese yayılmasını sağlıyor... Peki ne yazıyor tweet'te? “Bizim HDP ve Demirtaş'la işimiz olmaz!” falan mı? Hayır! Bakın nasıl bir eveleme geveleme mesajı içeriyor attığı tweet'ler: “Bay Kemal'in şehre ziyaretini provoke etmek için, her yeri bunlarla donatmışlar. İnanın genelde hiç umursamam Saray provokasyonlarını; ancak üzücü olan şey şu ki, bu ucuz provokasyonlar yapılırken, yurttaşlarımızın kırılan kalplerinin ne olacağını kimse düşünmüyor. Sizinle bizim aramızda bir temel fark var. Biz vatanseveriz, siz ise oy için her bir şeyin mübah olduğunu düşünen fırsatçılar. Vatanseverler oy için ülkesinin insanını devletine küstürmez. Neyleyim o oyları? Batsın bu ayrımcılık! Batsın bu diliniz! Biz barışacağız. Vallahi de billahi de barışacağız! İnadına can cana, yan yana olacağız. Başaracağız biz bunu. Bize nasip olacak göreceksiniz. İnadına et ile tırnak olmaya devam edeceğiz. İnadına helalleşeceğiz. İnadına hep beraber, hep beraber.” Ne demiş Genel Başkan? “Can cana, yan yana olacağız, etle tırnak olmaya devam edeceğiz, hep beraber, hep beraber...” derken neyi, kimi, kimleri kastetmiş dersiniz?.. Gözümüze takılanlar...

Yeni Şafak Podcast
Taha Kılınç - Süheyl Ünver'in defterleri

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 29, 2022 4:38


“Mısır'da allâme sayılan ve vaktiyle bizde ders vekilliği etmiş olan Mehmed Zâhidü'l-Kevserî'ye gitmiştim. 17 Şubat'ta otele gelerek iade-i ziyarette bulunmuş, beni bulamayınca kartın arkasına şöyle yazmıştır: Büyük Üstad Süheyl Beyefendi, Biraz keyifsizliğim iâde-i ziyarete mani oldu. Affınızı beklerim. Sizinle şerefyâb olanların kalplerinde büyük ihtiram hissi bırakıyorsunuz. Âbide-i fazl u irfân olan zât-ı seniyyeleri milletimizin makamını yükseltmektedir. Vâr olunuz muazzez üstad. Sonsuz ihtirâmâtımı lütfen kabul buyurunuz efendim hazretleri.” Yakın tarihimizin en dikkate değer simalarından, tıp tarihçisi ve sanatkâr Prof. Dr. Ahmet Süheyl Ünver (1898-1986), dostu Esad Fuad Tugay'ın davetiyle 1951'de gerçekleştirdiği Mısır seyahatini –her zaman yaptığı gibi– bilgilendirici ve öğretici anekdotlarla beslediği ve kendi eseri çizimlerle süslediği bir “defter”e dönüştürmüş. Kubbealtı Neşriyat, söz konusu Mısır seyahatiyle birlikte, Irak (1952, İbn Sînâ'nın doğumunun 1000. yılı münasebetiyle, resmî davetli olarak) ve İran (1954, yine İbn Sînâ ile ilgili bir program dolayısıyla, Şah Muhammed Rıza Pehlevî'nin resmî davetlisi olarak) gezilerinde tutulan defterleri mükemmel bir baskı ile okurlara sundu. Yukarıdaki alıntıyı da serinin ilk kitabını teşkil eden “Süheyl Ünver'in Mısır Defteri - Mısırnâme”den yaptım. Üzeyir Karataş tarafından yayına hazırlanan Mısır Defteri, 367 sayfalık hacmiyle serinin en kalın kitabı. Ünver, eşi Müzehher Hanım'ın da eşlik ettiği 3 haftalık seyahati, adeta dakika dakika kayıt altına almış. Kahire ve İskenderiye'den mekân tasvirleri, tanışılan ve ziyaret edilen zatlarla ilgili ayrıntılar, hatta yemek menülerine ve sokak aralarındaki sıradan manzaralara kadar, her şey iki kapak arasında bir araya gelmiş. Mısır'da akademik ziyaretler yapan, müzeleri gezen, tarihî eserleri temaşa eyleyen, halkla bir araya gelen, Osmanlı dönemine ait eserlere mercek tutan ve güncel hayata dair gözlemler yapan Ünver, gördüklerini cömert bir biçimde okurla paylaşıyor. Milad Salmani'nin emek verdiği Irak Defteri–Bağdâdnâme, 300 sayfayı aşkın bir hacme sahip. Bu defterde okuru belki de en çok şaşırtacak olan notlar, Ünver'in Bağdat ve Kerbelâ'daki dinî mekânları ziyaret ederken hissettiklerini anlattığı satırlar. Buralarda duygulara hiçbir gem vurulmamış, hepsi de yürekten döküldüğü şekliyle sayfalara aksetmiş. Öte yandan, Irak'a ve Iraklılara dair pek çok izlenimin arasına sıkıştırılan bir not, hâlâ güncelliğini ve ehemmiyetini koruyor: “Arap memleketlerinde [ilmî] kongreler olursa, nutuklar ve tebliğleri Arapça söylemek muvafık. İran'da da Farsça. Nezaket icabı, gelenlerin anlamasını temin için lazım. Bizim Fransızca söylememiz, Garb'a dönmemizin bir ifadesi gibi geliyor.” Şu satırlar da keza, acı gerçekler: “Irak'tan güya İngilizler çekilmiş. Belki doğrudur. Fakat en asıl kuvveti içeride tutmuş. Siyaset âleminde birçok menfaatlerin dönüp dolaştığında şüphe yok. Şu ne bayağı bir dünya. Bir defa İngilizler Arabistan'ı birçok parçalara bölmüş ve hepsinin arasına da nifak sokmuş. İsrail diye bir bomba koymuş, artık Arap âlemi belini doğrultabilirse doğrultsun. Bir memlekette birbirine çıkar-menfaat düşkünlerini de karşı karşıya sürmüş. Kendisi 'gel keyfim gel'de ve oraları hâlâ sömürmekte.” Tarihî ve kültürel izlenimlerin yanı sıra siyasî vurguların da yer aldığı İran Defteri (Kapakta “Defterleri-1” denmiş. Demek ki devamı gelecek), yine Milad Salmani eliyle yayına hazırlanmış. Bu cildin ayırt edici özelliği, başına seyahat güzergâhını gösteren harika bir haritanın konmuş olması.

Hizmetten
Bazılarına namaz kılma, abdest alma imkânı bile verilmiyor | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jul 14, 2022 6:51


Bu video 05/02/2017 tarihinde yayınlanan "MAHPUSLAR, MAZLUMLAR, MUHÂCİRLER VE HİMMET" isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel... Himmet, Allah'ın lütuf buyurduğu her türlü rızıktan infakta bulunarak dine/insanlığa hizmet etmektir; beşer onu kâmil manada İnsanlığın İftihar Tablosu'ndan öğrenmiştir. Himmete müracaat, esasen… Bir tanesi kalktı, ne dediğini bilmeyen, zil-zurna cahil… Bazen diplomalı cahiller, diplomasız cahillerden daha tehlikelidir; çünkü diplomalı cahil, diğer cahilleri inandırır, sürü gibi şeyin arkasına takılır yürürler. Himmet'i tenkit ediyor… İnsanlığın İftihar Tablosu, dini i'lâ adına himmete müracaat etti mi, etmedi mi?!. Hem de çent defa. Hatta insanların, O'nun o mevzudaki telkinine rağmen biraz alakasız kalmaları karşısında, teessür duydu mu, duymadı mı?!. O'nu, yüksek basiretiyle, firasetiyle keşfeden, O'ndaki insibağ ile duyguları uyanık olan, hüşyâr olan bir sahabi, evine koştu mu, koşmadı mı?!. Avuç dolusu bir himmet ile geldi mi, gelmedi mi?!. Meselenin öyle yapılması gerektiğini sahabe-i kiram, anladı mı, anlamadı mı?!. Ve sonra her biri evine koşup getireceği şeyi getirdi mi, getirmedi mi?!. Kimisi bütün varlığını getirip oraya döktü mü, dökmedi mi?!. “Himmet, milletin yaptığı yardımlar, suiistimal edilerek, bu türlü şeylerde…” Nede kullanılıyormuş?!. Dindar nesil yetiştirme okulları açmakta.. üniversiteye hazırlık kursları açmakta.. zalimin, hainin, hasetçinin çekemediği müesseseler açmakta.. dünyanın değişik yerlerinde cehalete karşı, fakirliğe karşı, ihtilafa karşı -üç tane, dört tane, beş tane yaygın maraza karşı- bir yönüyle, i'lân-ı harp etmekte… Bunları akıllıca bertaraf etme istikametinde himmete müracaat ediliyor. O zavallı, diplomalı cahil, “Himmet, falan yerlerde çar-çur edildi!” demek suretiyle… Zavallı!.. Cenâb-ı Hak, hidayet etsin; o da aklını başına alsın, aynı haltı bir daha yapmasın, sizinle beraber -inşaallah- cennete girsin! Hüsn-i zan ediyoruz. Geriye dönelim… Değişik yerlerde himmet organizasyonları yapmak suretiyle, yurt içinde ve yurt dışındaki muhtaçlara yardım etmeli. Malı mülkü zalimlerce gasp edilen, mağduriyetler sarmalında eziyet çeken ve zulümden kaçıp cebrî hicret yollarına düşen insanlara mutlaka maddî manevî yardım edilmeli!.. Hazreti Musa demişti ki: فَفَرَرْتُ مِنْكُمْ لَمَّا خِفْتُكُمْ “Sizinle beraber bulunmaktan korkup kaçtım.” (Şuarâ, 26/21) “Kaçtım sizden!..” Zindanlara girip bazıları ölüyor, kimsenin haberi yok; dövüle dövüle ölüyor. Bazıları işkenceye maruz kalıyor. Bazıları günlerce hücrede kalıyor. Bazılarına namaz kılma, abdest alma imkânı bile verilmiyor. Kafalar karıştırılmaya çalışılıyor. Ve aynı zamanda itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor o insanlar. Dolayısıyla onlar da فَفَرَرْتُ مِنْكُمْ لَمَّا خِفْتُكُمْ “Sizin şerrinizden korktuk, kaçtık!” diyor gidiyorlar. Ama her şeylerini arkada bırakıyorlar.

Kuran Time
Sizinle Şakalaşması | Efendimiz'le (s.a.v.) Tanışalım - B09

Kuran Time

Play Episode Listen Later Apr 11, 2022 7:26


Nasıl şaka yaptığınız, hakkınızda çok şey söyler, ve şaka yapmak etik olarak bizim gerçekten ciddiye almamız gereken bir şeydir, değil mi? Çünkü bazen şakalar birisini gerçekten aşağılayabilir. Bazen onurlandırabilir. Bazen de hakkımızda çok hoş olmayan şeyleri gösterebildiği için aramızdaki irtibatı zedeler. Ve bazen şakalar ortama neşe katmak için kullanılabilir. Yani aslında bütün bunlar, şakayı nasıl yaptığın, kiminle yaptığın ve şakanın niyetine bağlıdır.

Satori
Mükemmelden Yeterince İyiye Yolculuk

Satori

Play Episode Listen Later Apr 5, 2022 16:53


Merhaba, ilk bölüme  hoş geldin.. Bu bölüm mükemmeliyetçilere adandı. Ben de onlardan biriyim, daha doğrusu öyleydim. Bir noktada hayatım boyunca  mükemmel olmaya çalışarak kendime şiddet uyguladığımın  farkına vardım ve oyun değişti. Ben tam olarak değişmedim ama artık yola çıktım. Mükemmel olmaya çalışmaktan ‘yeterince iyi' ülkesine doğru bir yolculuk bu. Yaşadığımız zamanın ruhu bizi imkansız olan bir gerçekliğe çekiştiriyor. Bütün dünya muhteşem hayatlar ve pürüzsüz tenlerini dünyaya gösterirken, nasıl bir çamura bulaştıklarının farkında değiller. Bakın yanlışanlamayın ben de o çukurdayım. Gözlerimin altındaki halkaları değil onları bir dokunuşla yok eden filtreleri tercih ediyorum. en harika en şöyle en böyle  yani en mükemmel hallerimi paylaşmak istiyorum. Ama ne yazık ki, bu mesele bizi güzelleştiren filtrelerden ve hava attığımız tatil fotoğraflarımızdan çok daha derin ve karmaşık.Mükemmelliyetçiler buraya lütfen…Sizinle kendi sürecimde farkına vardığım önemli bir bilgiyi paylaşmak istiyorum. Dikkatinizi çekmek istediğim şey: mükemmel olsun'un arkasında saklanan o sinsi duygu: utanç! Mükemmelliyetçilikle savaşmayı bırakıp üstüne spot yakmamız gereken alan bu; utanç duygusu. Tamamiyle gerçek dışı bir arzu olan kusursuzluk arayışının temelinde utanç duymaktan korkmak yatıyor. Onunla nasıl çalışılacağını, nasıl bir bakış açısıyla ‘yeterince iyi' ülkesine yolculuk yapılacağını bölüm içinde canlı canlı gösterdim. Hazır olanlara ilham olması dileklerimle..

Ne Düşünüyorum?
Merhaba, ben geldim!

Ne Düşünüyorum?

Play Episode Listen Later Feb 12, 2022 1:47


Merhaba sevgili dinleyenler, Ne Düşünüyorum'a hoşgeldiniz! Ben Aybike. Sizinle bu Podcast kanalında düşüncelerimi, fikirlerimi paylaşacağım. Şimdiden herkese teşekkür ederim ☺️

ned merhaba sizinle
Yeni Şafak Podcast
Ersin Çelik - Kişi Başı 10 Bin Lira Ceza Ödettiren Yorumlar

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Dec 19, 2021 5:16


elefondaki ses, söze; “Merhaba Ersin Bey. Hukuk bürosundan arıyorum. Sizinle bir işbirliği yapmak istiyoruz” diye başladı. Nasıl ve neyin işbirliği? Hiç duraksamadan teklifini yaptı: “Size sosyal medya üzerinden yapılan hakaretlere dava açabiliriz. Davaların takibini yapalım. Çeşitli miktarlarda tazminatlar elde edebilirsiniz.” Ne münasebet dedim ve kapattım. Şaşkınlığım üzerimdeyken de araştırmaya başladım. Gördüm ki hukuk yoluyla yeni bir sektör icat edilmiş. Bu sektörde hakaretler paraya çevriliyor. Hatta bazı hukuk büroları sırf bu “iş” için çağrı merkezi bile kurmuşlar. Sosyal medyada biraz araştırma yapınca bir sürü feryat figan çıktı karşıma. On bin liraya kadar cezalar ödeyen mi dersiniz, ailesiyle ilişkisi bozulan mı? İşinden olan da var, sütten kesilen anneler de. Baştan söylüyorum hepsi hakaret suçunu işlemişler. Başını sonunu düşünmeden klavye başından tabir yerindeyse sallamışlar. Savunulacak hiçbir yanları yok. Savcı da mahkeme de hakaret ettiklerine hükmetmiş zaten. Gelelim hakaretlerin paraya çevrilme kısmına... Çevremdeki avukatlardan teknik bilgiler edindim. Bir kere toplum olarak sosyal medya kullanmayı bilmiyoruz. Birçok kişi sosyal medya paylaşımları ve anlık tepki yorumlarıyla suç işlediklerinin farkına bile varmıyor. Bu mecralarda en yaygın olan suç da hakaret zaten. Bilhassa ünlülere, futbol takımı taraftarlarına-yöneticilerine, siyasilere, gazetecilere ya da çok takipçili sosyal medya fenomenlerine hakarete varan yorumlar yapılıyor. Şu konuya özellikle dikkat çekmek istiyorum; ister sahte hesaptan, ister gizli profilden yazılmış olsun. Eğer suç unsuru varsa, o yorumu yazanın adı sanı, adresi anında tespit edilebiliyor. Sosyal medya şirketleri suç unsuru barındıran bütün paylaşım ve yorumları yazanların IP adreslerini mahkemelere bildiriyorlar. Ortada bir hakaret varsa, yasal haklar da doğmuş oluyor. Nasıl ki sosyal hayatta kimse kimseye hakaret edemiyorsa bu kural sosyal medyada da geçerli. Hakarete uğrayanlar, rencide edilenler, kişilik hakları ihlal edilenler de doğal olarak soluğu mahkemede alıyorlar. Peki, oturup sabahtan akşama kadar kendilerine yazılan yorumları mı okuyorlar? Eğer etkileşimi fazla olan bir kişiyse bu pek mümkün değil. Zahmetli bir iş. İşte bu zahmeti, avukatlar ya da hukuk büroları üstleniyor. Hatta artık onlar da yapmıyorlar. Yorumların takibi için istihdam ettikleri çalışanları, müvekkillerin sosyal medya paylaşımlarına gelen yorumları tek tek okuyup dava konusu olacakları ayıklıyorlar. Sonra da seri davalar açılıyor. Hele bir de hakarete uğrayan kişi; dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıkladığı, bunları değiştirdiği, yaymaya çalıştığı, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davrandığı için hakarete maruz kalmışsa cezada artırım da yapılıyor.

Politik Merkez - Robot Okuyucu Yayını
Yakın Dönem Batı Merkezli Yalan Politikası

Politik Merkez - Robot Okuyucu Yayını

Play Episode Listen Later Nov 4, 2021


Siyaset ve yalan konusu çokça yazılır. Daha çok Batılı siyasetçiler büyük gösterilerle dünyayı ilgilendiren konularda alenen yalan atarlar. Bazen bu yalanlar tarihe mal olan önemli konulardır. Ben de tanık oldum hem ülkemi ilgilendiren konularda. Sizinle paylaşmak isterim. Bugünün siyasetine bakarken bu sorunlu örnekleri size de hatırlatmak isterim.

Sezgin,ce ASMR
İYİ BİR UYKU İÇİN | TÜRKÇE ASMR | AĞIZ SESLERİ TIKIRTI SESİ | ASMR

Sezgin,ce ASMR

Play Episode Listen Later Oct 27, 2021 11:27


Stres dolu hayatınızın bir köşesinde Haftada 3 gün pazartesi, çarşamba, cuma, Sizinle burada olacağım. ASMR videolarımı kaçırmamak için kanalıma abone olmayı unutmayın !

Merak Listesi
95- Güven Oluşturan 7 Davranış

Merak Listesi

Play Episode Listen Later Oct 27, 2021 21:29


Güven sizce yeniden kazanılabilir mi? Bize güvenilsin istiyoruz ancak biz insanlara ne kadar güveniyoruz? Güven vermek, güvenli alanlar oluşturmak için neler yapabiliriz? Merak ettiğim bu soruların peşinden koştum ve güven oluşturmak için temel olan 7 davranışı buldum ve denedim. Sizinle de bunları paylaşmak istedim. Bu davranışların İngilizve kısaltması BRAVING. Bir de Papua Yeni Gine atasözünde olduğu gibi, “bilgi kemiklerde hissedilene kadar sadece söylentidir.” Bu nedenle bu davranışları nasıl hayatımıza katarız gelin birlikte bakalım.  Bölüm Akışı: (0:41) Güven ile ilgili sanrılar (4:11) “Bilgi kemiklerde hissedilene kadar sadece söylentidir.” (4:44) Güven nasıl oluşturulur? (5:51) Brene Brown – Netflix Belgesel (6:31) BRAVING – Güveni Sağlayan 7 Davranış (7:05) Boundaries – Sınırlar (7:25) Beklentilerimizi Sıfırlayalım mı? (8:29) Reliability – Güvenilirlik (10:02) Accountability – Sorumluluk – Hesap verilebilirlik (11:28) Vault - Mahremiyet     (12:51) Integrity – Bütünlük (13:58) Nonjugdement – Yargılayıcı olmamak (15:35) Güvenli alan yaratmak (16:29) Generosity – Cömertlik

Sezgin,ce ASMR
UYKU GARANTİLİ | TÜRKÇE ASMR | TIKI TIKI AĞIZ SESLERİ | ASMR

Sezgin,ce ASMR

Play Episode Listen Later Oct 25, 2021 11:08


Stres dolu hayatınızın bir köşesinde Haftada 3 gün pazartesi, çarşamba, cuma, Sizinle burada olacağım. ASMR videolarımı kaçırmamak için kanalıma abone olmayı unutmayın !

Tarhan Radio
Zamanın Kuramı & Hikayeler

Tarhan Radio

Play Episode Listen Later Oct 7, 2021 10:15


Bu bölümde zamanda yaşanan olaylar, zamanda yolculuk, islam dininde zaman yolculuk, zamanda yolcuk ile ilgili yalan dolan haberler hakkında sizinle bilgi paylaştım umarım hoşunuza gider. Sizinle böyle ilginç bilgileri paylaşmaya devam edeceğim. Eğer bu yayınlar sizin hoşunuza gidiyorsa beni desteklemeyi esirgemeyin. Sizin desteğiniz beni motive ediyor ve her bölümü hazırlarken sizin gibi heyecanla hazırlıyorum. --- Send in a voice message: https://anchor.fm/tarhanradiosy/message Support this podcast: https://anchor.fm/tarhanradiosy/support

Aramızda
Sizinle Aramızda 3: Sevgiliyle tatil bazen de pişmanlıktır

Aramızda

Play Episode Listen Later May 24, 2021 29:03


Aramızda'nın bu sezon tatili öncesi son programında yine çok güleceğiz. Keyifli dinlemeler!

Aramızda
Sizinle Aramızda 2: Cesarete hayran olup, mucizelerin varlığına inanacaksınız!

Aramızda

Play Episode Listen Later May 3, 2021 59:51


Sizinle Aramızda'nın bu haftaki konukları, geçen karantinadaki aşk hayatlarından bahsediyorlar. Bu hikayeler size hem ilham verecek hem de umut. Keyifli Dinlemeler!

Mevlana Takvimi
GÜNAHKÂR ANNE BABAYA İTAAT EDİLİR Mİ? - 21 NİSAN 2021 MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Apr 21, 2021 2:06


SUAL: Günahkâr olana anne, babaya karşı evlatlık görevimiz nasıl olmalı, onlara itaat etmek mecburiyetimiz var mı? CEVAP: Esma binti Ebû Bekir (r.anhâ) anlatıyor: “Henüz müşrik olan annem yanıma geldi; nasıl davranmam gerekeceği hususunda Hz. Peygamber (s.a.v.)'den sorarak: “Annem yanıma geldi, benimle görüşüp konuşmak arzu ediyor, anneme iyi davranayım mı?” dedim. “Evet, ona gereken hürmeti göster” dedi. (Buhârî) Hadîste zikri geçen, Esma (r.anhâ)'nın annesi hakkında birçok münakaşalar var. Bizim için hadîsin ifâde ettiği ahkâm mühimdir. Anne ve baba kafir olsa bile onlara karşı insanî vazifelerimizi, evlatlık alâka ve hürmetini göstermek gerektiği anlaşılmaktadır. Hatta bu hadîsten, kafir bile olsa anne ve babaya nafaka vermenin vacip olduğu hükmü çıkarılmıştır. Kafir bile olsa anne ve babaya karşı hürmet etmek ve nafaka vermek meselesinin ehemmiyeti şuradan anlaşılmaktadır ki, yukarıdaki hadis üzerine vahiy gelmiş ve mesele Kur'ân-ı Kerîm'de hükme bağlanmıştır. “Sizinle din husûsunda muharebe etmemiş, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış olanlara iyilik, onlara adâletle muamele etmenizden Allâh sizi men etmez. Çünkü Allâh, adâlet yapanları sever.” (Mümtahine s. 8) Müşrik bile olsa anne ve babaya hürmet hususunda şu ayet daha açıktır. Meâlen: “Eğer onlar (ebeveyn) sence ilimde yeni olmadık herhangi bir şeyi bana eş tutman üzerinde seni zorlarlarsa, kendilerine itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin. Bana dönenlerin yoluna uy...” (Lokman s. 15) (www.mevlanatakvimi.com)

Aramızda
Sizinle Aramızda

Aramızda

Play Episode Listen Later Apr 19, 2021 51:28


Yepyeni serimiz "Sizinle Aramızda"anın ilk bölümü karşınızda. Aramızda dinleyicilerinden Merve, Yağmur ve Ezgi ile anlatmak istedikleri konuları konuştuk, bol bol da güldük. Menüde karşı mahalle, seksten sevgililiğe geçemeyen ilişkiler ve narsist adamlar var. Keyifli dinlemeler!

Mitote
Kadın

Mitote

Play Episode Listen Later Mar 18, 2021 52:02


Kadınlar iyi ki varsınız. Çok değerlisiniz. Sizinle ilgili içimizde ne varsa buraya döktük. Sizinle gurur duyuyor ve çok seviyoruz.

kad sizinle
101 Konsept Sesli Kitap
Okurluktan Yazarlığa Atılan İlk Adım ve İkinci Adım

101 Konsept Sesli Kitap

Play Episode Listen Later Mar 8, 2021 3:49


Sizinle blogumda yazdığım bir yazıyı ilk defa bu yayında paylaşıyorum. Yazılı metini okumak için https://rizayildirim.de/okurluktan-yazarliga-atilan-ilk-adim-ve-ikinci-adim/ linkini kullanabilirsiniz. Diğer yazılarımı da ilerleyen zamanlarda tekrar paylaşıyor olacağım. --- Send in a voice message: https://anchor.fm/101konsept/message Support this podcast: https://anchor.fm/101konsept/support

yaz yazarl sizinle
SOTE
S1B4 / Sizinle daha önce yatmış mıydık ?

SOTE

Play Episode Listen Later May 15, 2020 27:03


Birbiri ile bağlantılı olan her şey birbirinden bağımsız ilerleyebilir ve bu oldukça normal bir şeydir. Aksi olan aynı ilerlemesidir.

daha aksi sizinle
Çağlayan Dergisi
Bir Sevgi Meşalesi Olarak Kültür Festivalleri / 2019 Mayıs

Çağlayan Dergisi

Play Episode Listen Later May 10, 2019 6:43


estivaller birer eğlence programı olmasının ötesinde onlarca yılgözyaşlarıyla sulana sulana büyütülen �idanların dal budak salması, gelen baharın müjde si Hıdırellez kutlamasıdır.Yeryüzünü cennetlere çevirecek �ikir işçilerinin bütün dünyaya tanıtıldığı bir vitrindir.Fransa'daki festivallerden sonra Fransız misa�irlerin yaptığı şu tespitler,bu mayanın tuttuğunun bir delilidir:Piyanist Cyril Diard: “Çok güzel bir gösteriydi. Bir müzisyen olarak hayran kaldım. Davetinizle beni onurlandırdınız. Gördüğüm kadarıyla programda çok ciddi bir emek var. Bu muhteşem organizasyonun gönüllülerİsmet Macit Toplumestivaller birer eğlence programı olmasının ötesinde onlarca yılgözyaşlarıyla sulana sulana büyütülen �idanların dal budak salması, gelen baharın müjde si Hıdırellez kutlamasıdır.ya tanıtıldığı bir vitrindir.FBu insanlıkprojesininkültür ve sanatsancağı düşmedi,düşmeyecek...16 ÇAĞLAYAN | MAYIS 2019tarafından yapılması ve samimiyetleri beni çoketkiledi. Bu festival, birkaç saat içinde dünyakültürlerine seyahat imkânı veriyor. Bundansonraki organizasyonlarda gönüllü olarak bulunmak istiyorum.”Paris'teki bir dernekte gönüllü çalışan Fransız gençler: “Bu ağabey ve ablaların bilmedikleri bir konu yok sanki. Ne yaparlarsa mükemmel yapıyorlar. Adeta nefes almadan izledik.Bu kadar ağabey ve ablayı bir arada görmekbizi çok sevindirdi. Biz de bir gün onlar gibi olmak istiyoruz.”Fransız bir aile: “Böyle program beklemiyorduk. Ailecek çok memnun kaldık. Alkışlamaktan ellerimiz yoruldu.”Müzisyen ve eğitimci Bayan Florise: “Bu çocukların bu kadar etkileyici olmasını sağlayanbu motivasyon keşke her birimizde olsa. Böylece hayat çok daha kolay ve sevimli olurdu.”Programa ilk defa katılan, Fransız KomünistPartisi üyesi Marie-Françoise Hanım: “Adanmışlığın bariz olarak hissedildiği bir gösteriydi. Gelecek yıllarda, bu çorbada tuzumuz olabilecekse, seve seve hizmet etmeye hazırım.”Programa üçüncü defa katılan, gazeteci veöğretmen Marie-Laure Hanım: “Bu Festival diğerine göre çok daha günceldi ve barış mesajlarıdaha netti. Çocukların performansı mükemmeldi. Sizinle gönüllü olarak çalışmayı çok isterim.”Dünya genelindeki dostların da ifade ettiğigibi, insanlığın hakiki insaniyet u�kuna yürüyeceği köprülerin sahneye taşınmasıdır bu festivaller.Bitmeyecek, bitirilmeyecek bir barış ve birlikte yaşama projesinin ekrana yansımış kesitidir.Seyredenlerin gözyaşlarına boğulduğu birsahne var ki gelecek adına bir ümit tomurcuğugibidir. Renkleri, dilleri ve dinleri farklı olan,dünyanın dört bir tarafından festival için gelençocukların; farklı iklimlerin çiçekleri gibi birbirlerine sarılarak sevgiden bir buket halindedöktükleri gözyaşları; kin, nefret ve ö�ke çöllerini cennetlere çevirecektir.Artık bu kadar kini ve ö�keyi taşıyamayanyaşlı dünyamızın ümit çiçeklerinin bahçesidirfestivaller.Türkiye'de toprağa düşmüş, rüşeym olup�iliz �iliz dünyaya mal olmuş; şimdilerde binbir çile ile inleyen cefakâr Anadolu insanının,“Aman bu rüyayı yarım bırakmayın” sözlerineverdiği cevaptır festivaller.Festivaller insanlık düşmanlarının, “Bitirdikbunları” dedikleri anda, “Bitmedik!” diye haykıran ümidin, azmin ve kararlılığın sesi soluğudur.Uhud'da alınan yaradan bir gün sonra bitmedik/bitmeyeceğiz mesajı için Hamrâu‘l-Esed'de yakılan yedi yüz ateştir, Mevla'nın yaktığı, ü�lemekle söndürülmeyecek meşaledir.Allah Rasûlü (aleyhissalâtü vesselâm), Hicret'inyedinci yılında, Kaza Umre'si için 1600 arkadaşıyla Mekke'ye gelmişti. Müşrikler bir öncügönderip Müslümanların hallerini öğrenmekistemişlerdi. Gözcü Mekke'ye dönüp Müslümanların hallerini Kureyş'in ulularına alayederek anlatmıştı: “Müslümanlar zayıf, bitkin,hasta, yorgun ve perişan haldeler.” Kureyş uluları ise, “Çıkalım Darü'n-Nedve'nin damına veMüslümanların perişan hallerine gülelim” demişlerdi. Cebrail bu durumu Efendimize haberverince Allah Rasûlü, Mescid-i Haram'a girerken şöyle buyurmuştu: “Ey mümin erkekler!İhramlarınızı sağ kollarınızın altından alın (ızdıba) ve kısa adımlarla canlı canlı yürüyün (remel) ki bugün heybetli görünüp bu şekilde yürüyene Allah ahirette merhamet edecek.” İşteböyle bir yürüyüşün, canlılığın, ümidin, aşkın,şevkin adıdır festivaller.Bugün bu meşaleyi yıllar önce tutuşturanlar, çile ve ızdırabın pençesinde inim iniminliyorlar. Analar rahat rahat emzirirken yavrularını, anne sütünden mahrum bırakılanyavrular akıllarına gelince, gözyaşları damlıyor yavrularının yüzüne. Her şeye rağmen, birolimpiyat meşalesinin taşınması gibi elden eleulaşan bu emaneti uzatırken bütün dünyayaAnadolu'nun vefakâr, cefakâr ve çilekeş insanları; “Alın bu meşaleyi, sakın düşürmeyin, zirabiz bu çileyi ömrümüzü vakfettiğimiz ışıktanyarınlar için çekiyoruz” diyorlar.“Kıyamet kopuyor da olsa elinizdeki �idanıdikin” buyuran Allah Rasûlü'nün (aleyhissalâtüvesselâm) kutlu emrine binaen, geleceğin ümittohumlarını, kızılca kıyamete rağmen dünyanın dört bir tarafındaki mümbit topraklara saçmaya devam edenlere, bu işi Anadolu'da başlatıp bu meşaleyi dünyaya taşıyan ve şimdilerde“akrebin kıskacında yoğrulan” binlerce vicdanişçisine selam olsun!Bu insanlık projesinin kültür ve sanat sancağı düşmedi, düşmeyecek...

English Hour (İngilizce Saati)
39 – Eğitim İhraç Ederek Ülkeye Döviz Kazandırmak

English Hour (İngilizce Saati)

Play Episode Listen Later Aug 12, 2018 8:43


Döviz kurundaki aşırı dalgalanmalar ülkenin geleceğini düşünen pek çok insana "ülkeye nasıl dolar kazandırabiliriz", "ülkeye döviz kazandırmak için nasıl adımlar atılabilir" gibi sorular sorduruyor. Ben de kendi uzmanlık alanım olan İngilizce eğitiminde neler yapabileceğimi düşünürken aslında pek çok alana uygulanabilecek bir model fark ettim. Sizinle de paylaşayım dedim.Etiketler: nasıl dolar kazanılır, nasıl döviz kazanılır, ülkeye döviz nasıl getirilir

Virgin Radio - Modern Sabahlar
Modern Sabahlar 641 B: 17.07.2018 Salı | İyi kalpli insanlara soruyoruz: ‘Filmlerden dizilerden televizyondan tanıdığınız hangi ünlü hayvan, yakın dostunuz olsun, sizinle takılsın isterdiniz? Titlek, Atılgan ve Hayvan Adam... ‘Gez Dünyay

Virgin Radio - Modern Sabahlar

Play Episode Listen Later Jul 17, 2018 30:37


Virgin Radio - Modern Sabahlar
Modern Sabahlar 425 B: 11.09.2017 Pazartesi | Kitap okuma alışkanlıklarımız, keşke daha çok okusak... İyi kalpli insanları daha iyi tanımak istiyoruz, yine, soruyoruz: 'Üzerinizde bir uyarı etiketi olsa sizinle ilgili ne yazardı?..'

Virgin Radio - Modern Sabahlar

Play Episode Listen Later Sep 11, 2017 37:01