POPULARITY
Çetin Ünsalan'ın hazırlayıp sunduğu İşte Bunu Konuşalım programına Cratone Danışmanlık Kurucu Ortağı Sezer Taştemel Koyun konuk oldu.
Çetin Ünsalan'ın hazırlayıp sunduğu İşte Bunu Konuşalım programına Cratone Danışmanlık Kurucu Ortağı Sezer Taştemel Koyun konuk oldu.
Çetin Ünsalan'ın hazırlayıp sunduğu İşte Bunu Konuşalım programına Cratone Danışmanlık Kurucu Ortağı Sezer Taştemel Koyun konuk oldu.
Çetin Ünsalan'ın hazırlayıp sunduğu İşte Bunu Konuşalım programına Cratone Danışmanlık Kurucu Ortağı Sezer Taştemel Koyun konuk oldu.
Petermann, Anke www.deutschlandfunk.de, Wirtschaft am Mittag
Petermann, Anke www.deutschlandfunk.de, Wirtschaft am Mittag
In den Achtzigern reist Ismet Koyun mit 20 D-Mark in der Tasche als türkischer Einwanderer nach Deutschland. Heute leitet er mit Kobil einen Weltmarktführer für Sicherheitslösungen und nennt sich selbst "anatolischer Elon Musk". Deutschland brauche mutige Leute, die bereit sind, Risiken einzugehen und neue Wege zu beschreiten, erzählt er in der neuen Folge von "So techt Deutschland". Koyun kritisiert die Zögerlichkeit im deutschen Innovationsökosystem und plädiert für eine Kultur, die Unternehmertum und kreative Lösungsansätze fördert.Ein Schlüsselprojekt, die All-In-One-App, illustriert seine Vision einer Plattform, die nicht nur den direkten Kontakt zwischen Herstellern und Kunden stärkt, sondern auch sichere und einfache Handhabung für tägliche Bedürfnisse von Finanztransaktionen bis zu Stadtbürokratie bietet. In Istanbul hat die App bereits mit fünf Millionen Nutzer. In Deutschland soll sie demnächst in Worms starten und kommunale Verwaltungsdienstleistungen, das gesellschaftliche Leben und unternehmerische Angebote digital zusammenbringen.Koyun ist überzeugt, dass Deutschland das Potenzial hat, an der Spitze der technologischen Entwicklung zu stehen, fordert jedoch ein entschlossenes Umdenken bei Digitalisierung und dem Einsatz neuer Technologien. "Wir müssen von den alten Technologien loslassen und mutig in die Zukunft blicken", macht er seine Kritik deutlich. Seinen Optimismus habe er aber nicht verloren: "Ich liebe dieses Land und glaube an das deutsche Ingenieurwesen", bekräftigt Koyun. Für ihn steht fest: Mit dem richtigen Mindset und einer offenen Einstellung gegenüber Innovationen kann Deutschland seine Position im globalen Technologiewettbewerb entscheidend verbessern.Wie das funktionieren kann und wie Isemt Koyun die Zukunft der digitalen Verwaltung sieht, erzählt er in der neuen Folge von "So techt Deutschland."Alle Rabattcodes und Infos zu unseren Werbepartnern finden Sie hier: https://linktr.ee/sotechtdeutschlandSie haben Fragen für Frauke Holzmeier und Andreas Laukat? Dann schreiben Sie eine E-Mail an sotechtdeutschland@ntv.de.Unsere allgemeinen Datenschutzrichtlinien finden Sie unter https://datenschutz.ad-alliance.de/podcast.htmlUnsere allgemeinen Datenschutzrichtlinien finden Sie unter https://art19.com/privacy. Die Datenschutzrichtlinien für Kalifornien sind unter https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info abrufbar.
Koyun yediklerini hazmediyor ve sonra bedeninde ot cinsinden yediği ne varsa hepsi bambaşka ve katma değeri çok yüksek bir ürün olan süte dönüşüyor. Ve yavrusunu o katma değeri yüksek olan sütle besliyor. Dikkat edin yediklerinin hiçbiri süte benzemiyor. Katma değeri yüksek ürün üretmek budur. Peki kuşlar ne yapıyor? Bulduğu bütün yiyecekleri çekirge, karınca, böcek vesaire hepsini çiğnemeden ağzıyla getiriyor sadece eziyor ve yavrusunun ağzının içine bırakıyor. Onların beslenme tarzı da böyle. Son yüzyılın en önemli bilgelerinden biri öğretmeni şöyle tarif ediyor; “Alim-i mürşid koyun olmalı kuş olmamalı, koyun yavrusuna süt, kuş yavrusuna kay verir.” Yani çiğne diyor. Neyi? Bilgiyi. Bilgiyi çiğnersen hazmedersin, hazmedersen ondan daha farklı bilgiler üretirsin. O farklı bilgiler de seni başkalarından ayırır ve daha farklı insana dönüştürür. Şimdi çiğnenmeden yutulan bilgi ile çiğnenmeden yutulan lokmaların moda olduğu ve çiğnenmeden kazanılan paranın bol keseden harcanmasının genel bir alışkanlığa dönüştüğü bir dönemdeyiz. Ne zararı var diyeceksiniz? Şu zararı var; Çiğnenmeden yutulan hazır bilgi düşünce tembelliğine yol açıyor. Düşünmeden, emek vermeden alınan hazır bilgiler de cahil bırakıyor bizi. Sosyal medya en büyük cehalet meydanımız. Mideler de gerekli gereksiz gıdalarla doldurulan en kirli kabımız. Zenginin de fakirin de orta hallinin de gelirinin üstünde harcama yaptığı israf ve gösteriş dünyasında ne kadar insan kalabiliriz?
Alper Ender Fırat | Millet koyun değil, siyaset çakal | 19.05.2023 by Tr724
Bu masallar yapay zekaya yazdırılıp seslendirilmiştir. Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://s.cagrisarigoz.com/masal Başlık: Duru ve Arkadaşlarının Kuşadası Macerası Bölüm 1: Kuşadası’na Yolculuk Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; develer tellal iken, pireler berber iken; ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, minik Duru adında bir kız çocuğu varmış. Duru, altı yaşında, çok meraklı ve enerjik bir kız çocuğuymuş. O, en çok arkadaşı Azra ile vakit geçirmeyi ve köpeği Karakız ile oynamayı severmiş. Bir yaz günü, Duru’nun annesi ve babası tatile gitme kararı almışlar ve ailecek Kuşadası’na gitmeye karar vermişler. Duru, bu tatil planından çok heyecanlanmış, hemen arkadaşı Azra’ya haber vermiş. Azra da ailesiyle konuşup, tatil için Duru’nun ailesiyle birlikte gitmeye karar vermiş. Ertesi gün, Duru ve ailesi, arkadaşı Azra ile birlikte Kuşadası’na doğru yola çıkmışlar. Yolculuk boyunca, Duru ve Azra’nın enerjisi hiç düşmemiş. Kuşadası’na yaklaştıkça, kızlar denizi ve güneşi hayal ederek daha da heyecanlanmışlar. Nihayet Kuşadası’na varmışlar ve yazlık evlerine yerleşmişler. Bölüm 2: Keşif ve Macera Başlasın İlk gün, Duru ve Azra denize gitmeye karar vermişler. Köpeği Karakız da onlara eşlik etmiş. Sahilde koşarak, suyla oynayarak ve kumdan kaleler yaparak çok eğlenmişler. Duru, bir süre sonra çevredeki kumsalı ve kayalıkları keşfetmeye karar vermiş. Azra ve Karakız da ona katılmışlar. Kayalıkların arasında ilerlerken, Duru ve Azra küçük bir mağara keşfetmişler. Mağaraya doğru yaklaştıkça, içeride gizemli bir şeyler olduğunu hissetmişler. Kızlar, mağaraya girmeye karar vermişler ve içeriye doğru ilerlemeye başlamışlar. Karakız da onların peşinden gelmiş. Mağaranın içinde, Duru ve Azra eski bir hazine haritası bulmuşlar. Haritada Kuşadası’nın gizli kalmış bir koyunu gösteren işaretler varmış. Kızlar, bu haritayı kullanarak koyu bulmaya ve hazineyi aramaya karar vermişler. Bölüm 3: Gizli Koy ve Hazine Ertesi gün, Duru ve Azra hazine haritasını incelemeye başlamışlar. Haritadaki işaretleri takip ederek, Kuşadası’nda gizli bir koy keşfetmişler. Koyun etrafı yemyeşil ağaçlar ve büyülü gibi duran kayalıklarla çevriliymiş. Kızlar, bu güzel koyda hazine arayışına başlamışlar. Karakız, Duru ve Azra’nın etrafında dolaşarak onları koruyormuş. Bu sırada, başka köpeklerin havlamalarını duymuşlar. Bu köpekler, Duru ve Azra’ya doğru koşarken, Karakız hemen harekete geçmiş. Karakız, diğer köpeklerle konuşarak onların niyetini öğrenmiş ve onları dostça bir şekilde uzaklaştırmış. Karakız’ın yardımıyla, kızlar hazine arayışına devam etmişler. Sonunda, haritada işaret edilen yerde gizli bir sandık bulmuşlar. Sandığı açtıklarında, içinde eski altın paralar, mücevherler ve değerli taşlar bulmuşlar. Duru ve Azra, bu hazineyi bulmanın heyecanı ve mutluluğu ile çığlık atmışlar. Duru ve Azra, bu macera sayesinde cesaretlerini ve arkadaşlıklarını daha da güçlendirmişler. Köpeği Karakız ise, onların sadık bir dostu ve koruyucusu olmuş. Kızlar, Kuşadası’ndaki tatillerini unutulmaz bir deneyimle taçlandırmışlar ve eve döndüklerinde hikayelerini anlatmak için sabırsızlanmışlar. Ve masal burada biter. Duru, Azra ve Karakız daha nice maceralara atılmışlar. Ama onların başka hikayeleri başka zamanlara kalmış. Şimdi siz sevgili çocuklar, kendi maceralarınızı keşfetmeye ve güzel anılar biriktirmeye devam edin.
#sondakika #erdoğan #kılıçdaroğluTayyibistan'dan seçmeler. Nebati harikalar diyarında. Alin Ozinian, Erkam Tufan Aytav Tımarhanelik haberler. “Bu ürün size pahalı mı geldi? Erdoğan sayesinde.” Çıkartmalarını hazırlayan Mahir Akkoyun, yine “Erdoğan sayesinde” gözaltına alındı! “Türkiye ekonomisinin sorumlusu benim ben. Mahir Akkoyun Erdoğan'a hakaret' ve ‘seçim düzenini bozmak' suçlaması Mehmet Akif Ersoy: Neden bant daralttınız? Bakan Karaismailoğlu: Gerekli bir durum vardı ki yapıldı... Yapılması gereken bir konuydu. Sosyal medya üzerinden bir sürü olumsuzluklar yaşamıştık. Kızılay Başkanı Kerem Kınık oğlu Furkan Kınık Genç Kızılayın Genel Başkan Yardımcısı. Aynı zamanda bu Furkan TRT World'den aylık maaşı 50.000 lira maaş alıyor Fatıma Zehra Kınık, Yeşilay'da Haziran 2022'den bu yana 'uzman yardımcısı' Kızılay'da herkes ‘müdür': Hiç personeli olmayan bile var Müdürlere yaklaşık 50 bin TL maaş ödenen Kızılay'da bu unvan bol keseden dağıtılıyor. Kurumda yalnızca bir personeli olan müdür dahi var. Bazı birimlerde ise sadece müdür var. ABD "Basın kuruluşu değil, lobi şirketi" diyerek, TRT muhabirlerinin basın kartını iptal etti. ABD "Basın kuruluşu değil, lobi şirketi" diyerek, TRT muhabirlerinin basın kartını iptal etti. AKP Güroymak ilçe başkanı Fevzi Subaşı, Ramazan yardımı için belediyeye gelen kocası hapisteki N.A.'yı taciz ettiği suçlamasıyla tutuklandı Erdoğan: "Togg'un parasını Emine Hanım verdi. Kırmızı araba tereddütsüz onun. Diğeri makam aracımız.” Emine Erdoğan'dan Togg yorumu: Yağ gibi akıyor Emine Erdoğan'ın Togg'unun üzerinde takılı 34 EE 2071 nolu plakanın daha önce Opel markasının Astra modeli üzerine kayıt ettirildiği ve 4 adet kazaya karıştığı ortaya çıktı Bakan Nebati: “Türkiye'de damak tadı değişti. Koyun eti çok ucuz ama tercih edilmiyor, kokusundan dolayı. Çocuklarımız yemiyor, bunu da değiştirmek lazım Konya Çeltik'ten gece yola çıkan kuru soğan yüklü kamyonlar İstanbul'da... Soğanın kilosu 30 lira. #sondakika #kılıçdaroğlu #erdoğan
Çetin Ünsalan'ın hazırlayıp sunduğu Reel Piyasalar programına Cratone Danışmanlık CEO'su Sezer Taştemel Koyun konuk oldu.
Çetin Ünsalan'ın hazırlayıp sunduğu Reel Piyasalar programına Cratone Danışmanlık CEO'su Sezer Taştemel Koyun konuk oldu.
Sürü Psikolojisi neden olur?Sürü Psikolojisi neden kötüdür?Sürü psikolojisinden nasıl kurtulabiliriz?*Instagram: @oradanburadanbilgiTwitter: @oradanburadanb*Reklam ve İş birlikleri için: oradanburadan7@gmail.com
Bu video 16/10/2016 tarihinde yayınlanan " MEHDÎ, MESÎH VE KÂİNAT İMAMI (!)" isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel... Hırsızlıklarını, haramiliklerini, korkunç cürümlerini perdelemek için isnat ve iftiralarla Hizmet Hareketi'ni ve onun temsilcilerini/gönüllülerini karalamaya çalışıyorlar. Câmi'nin sözüyle ifade edildiği gibi, “Yâ Rasûlallah! Ashâb-ı Kehf'in köpeği, Ashâb-ı Kehf ile beraber, onların faziletlerinden dolayı Cennet'e girecekmiş. Ne olaydı, Ashâb-ı Kehf'in köpeği gibi, ben de Senin Ashâbının arasında Cennet'e girseydim. Onun Cennet'e, benim Cehennem'e gitmem nasıl revâ olur? O, Ashâb-ı Kehf'in köpeği ise, ben de Senin Ashâbının köpeğiyim!..” demişim. Hazreti Bediüzzaman da, Molla Câmi'den alarak bunu, kendisi için kullanmıştır. Başka büyükler de kendileri için kullanmışlardır: O devâsa, Everest Tepesi gibi insan Abdulkadir Geylâni hazretleri kendisi için kullanmıştır; Mustafa Bekrî Sıddikî hazretleri kendisi için kullanmıştır; Necmeddin-i Kübrâ hazretleri kendisi için kullanmıştır; Muhammed Bahâuddin Nakşibendi hazretleri kendisi için kullanmıştır. Bizim gibi o kapının halâıkı, kapıkulu, tasmalı kölelerinin başka şey söylemeleri mümkün değildir ve söylememişlerdir. Söylemek şöyle dursun, delaletin hiçbir veçhiyle, ne “dâll bi'd-dalâle” ile, ne “dâll bi'l-iktizâ” ile ne “dâll bi'iltizam” ile, ne “dâll bi'l-işâret” ile, delaletin hiçbir şekliyle o mevzuya imâ eder bir şeyde bulunmamışlardır. Dolayısıyla çok ciddî bir hıyanet içindeler: Bir hareketi karalama adına, bir yönüyle o hareketin içinde bulunan bir Kıtmîr'i karalamak suretiyle, genelde “dine hizmet hareketi”ni, “millî mefkûreye hizmet” hareketini, “geleneklerimizi dünyaya duyurma hareketi”ni, “dünyadan alacağımızı alma adına olan hareket”i, “dünyaya vereceğimiz şeyleri verme hareketi”ni karalama hesabına, onun içinde -bir yönüyle- ilk defa göze batan bir insanı karalamak -o suretle esasen hareketi karalamak- gibi bir “hıyanet”, bir “denâet”, bir “şenâet”, bir “aşağılık kompleksi” içindedirler. Nedir bunların arkasındaki dertleri? Hırsızlıkları ortaya çıktı; gündem değiştirmek suretiyle onu unuttursunlar. Diplomasız önemli makamları işgal ettiklerinden dolayı, gündemi değiştirmek için -esasen- bu türlü şeyleri ortaya attılar. Hatta ihtilal ve inkılap senaryoları yaptılar. Belliydi; bütün dünya -aynı zamanda- meseleyi görüyor. Nasıl bir ihtilal, nasıl bir inkılap, nasıl bir darbedir ki bu, evvela elde etmeleri gerekli olan insanlar yerine halkın üzerine yürüyorlar?!. Böyle ahmakça bir şey olamaz! Dünyada aklı başında olan insanlar, herkes, bu meselenin onların dediği şekilde kabul edilmesini akılsızlık gibi, cinnet gibi görüyorlar, bir yönüyle hezeyan olarak kabul ediyorlar. Dünyanın değişik yerlerinde bir sürü mecmuada, bir sürü gazetede de çıktı bu. Fakat dert nedir esasen? Kendi mesâvilerini, me'âsilerini unutturmak.
Alper Çelik, Ömür Okumuş ve Nuri Çetin ile varyantlı hususlara yolculuk
Kurban Bayramı'nın ikinci günü akşamı telefonuma Serdar Yeşil'den şöyle bir mesaj geldi; “Bugün bir koç kurban kestirdim. ‘Kurbanı yüzerken kasaba, aman dikkat et deriyi zedeleme' dedim gayri ihtiyari. Bana göre koyun derisi bir değer. Ayakkabı iç astarı olur, kürkünden yorgan olur, hiçbir şey olmazsa jelatin fabrikasına gider jelatin olur. Kasap şöyle dedi; “Abi bu koyun derilerini kimse almıyor toprağa gömüyoruz. Bugün 65 adet toprağa gömdüm.” İnanamadım. Gerede Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (Ersin Kaşka) dericilik işi yapan arkadaşı aradım, “İstanbul'da böyle bir sorun var, sorun inşallah bölgeseldir” deyince, “Hayır” dedi, tüm Türkiye'de böyle. Bütün koyun derileri toprağa gömülüyor. İşleyecek tesis yok. Ticari değeri kalmadı” dedi. Çok üzüldüm. Eskiden bu deriler kapışılırdı. Acaba sizin bölgelerde de koyun derileri çöpe mi atıldı? Çok merak ettim” Gerçekten önemli bir konu. Eğer doğruysa çok üzücü bir durum. Merak ettim Serdar Yeşil'in telefon numarasını gönderdiği Tuzla'da deri işi yapan Vedat Çubukçuoğlu'nu arayıp sordum. Çubukçuoğlu, kurbanlık koyun ve koç derilerinin çöpe atılmasının iki temel sebebi olduğunu söyledi. Birincisi kurbanlık koç ve koyunların derileri, kesenler ve toplayanlar tarafından iyi tuzlanmıyor, yeteri kadar korunmadığı için kullanılamaz hale geliyor. İkincisi küçük baş hayvan derilerinin işçilik, işleme gibi maliyeti yüksek olduğu için ekonomik değeri olmuyor. Daha kullanılabilir ve değeri yüksek olduğu için kuzu derisi tercih ediliyor. O da kurbanda kesilemediği için koyun ve koç gibi kurbanların derileri çöpe gidiyor. Çubukçuoğlu'na bu bayram kurbanlık kesiminde azalma olup olmadığını da sordum. Geçen yıl 500 ton deri toplayanların bu yıl 300-350 ton civarında deri toplayabildiklerini aktardı. Kurbanlık fiyatlarının geçen yıla göre epey pahalı olmasının kurban kesimini azalttığını söyledi. Kurbanlık olarak dişi hayvan kesiminin yasak olmasına rağmen kimsenin yasağı dinlemediğini bunun da hayvan sayısını azaltarak hayvancılık sektörünü olumsuz etkilediğine dikkat çekti ve bir de çözüm önerisinde bulundu. İki yıl Kurban Bayramı'nda büyük baş hayvan kesiminin yasaklanması ve vatandaşların küçük baş hayvan kesimine yönlendirilmesi halinde sektörün rahatlayacağını söyledi. Bunu da hayvancılık sektöründe gelecek yıla kadar tartışılabilecek bir öneri olarak bir kenara koyalım. Yıllardır deri işletmeciliği yaptığını bildiğim iş adamı Cem Nigiz'i aradım. Onun söyledikleri de şöyle: “Bu durum son beş yıldır sadece kurbanlık koyun ve koç derilerine mahsus. Özellikle Marmara bölgesinde küçük baş hayvan derileri, iyi tuzlanmadığı ve korunmadığı için zaten düşük olan ekonomik değeri daha da iniyor. Bu yıl için koyun derisi 10 lira sığır derisi 250 liraya alınıyor. İşçilik, toplama, koruma, tuzlama gibi giderlerle maliyeti daha yüksek hale geldiği için küçük kurbanlıkların derileri deri işi yapanlar tarafından tercih edilmiyor. Deri toplayanlar ekonomik değeri olmadığı gerekçesiyle bu derileri almayınca koyun ve koç derileri ya çöpe atılıyor ya da gömülüyor. Küçük baş kurbanlıkların derileri İstanbul, Kocaeli, İzmir, Bursa gibi büyük şehirlerin olduğu bölgelerde dericiler tarafından tercih edilmiyor. Trakya, Keşan, Çanakkale, Manisa, Uşak gibi illerin bulunduğu bölgelerde yani halkın daha çok küçük baş kurbanlık tercih ettiği il ve ilçelerde koyun derileri iyi korunduğu için talep görüyor. Koyun derisini işleyecek ülkede birçok tesis var ve işleniyor da, ayrıca bu derilerin ticari değeri de var. Çorlu'daki deri işletmelerine Yunanistan'dan her gün 10 TIR küçük baş hayvan derisi geliyor.”
Bütün dünyayı iki yıldır korona hapishanesine tıktılar! Koyun gibi güttüler hepimizi! Bütün insanlığın insanî bağlarını, birbirleriyle kurdukları ilişki ve irtibatları kopardılar! Sonra bir anda “bitti bu iş” dediler. Bu işin faturasını daha sonra ödeyecek insanlık asıl, diye düşünüyorum: İnsanlığın genleriyle oynadılar, kısırlaştırma başta olmak üzere ürpertici operasyonlar yaptılar ve bitirdiler her şeyi. Şunu anlamış oldular: İstedikleri zaman insanlığın her şeyine müdahale edebileceklerine güvenleri arttı. O yüzden daha büyük felâketlere karşı hazırlıklı olmak gerekiyor. Tabiata, fıtrata müdahalenin götüreceği en tehlikeli sonuçlardan biri kıtlık olabilir, meselâ. Allah muhafaza! Ama şimdilik bitti bu oyun.
Yıllardır sabah alışkanlıklarımızdan birisi haline gelen Modern Sabahlar dinleyicileriyle birlikte doğaçlama akışıyla artık her Pazartesi, Çarşamba ve Cuma sabahı 09.00'da canlı olarak Onedio Twitter Spaces yayınında.
Hadisler bize ne diyor? Kısa dinlemelerle öğreniyoruz.
Büyük bir çiftlikte çeşit çeşit hayvan varmış. Bir gün çiftçi yurtdışından yün için koyun getirtmiş. Bu yerli olmayan besi koyunların birisi çok sıcaklamış. Yerli besi koyun ona destek olmuş.
Küçükbaş hayvanlardan koyun ve keçiler et, süt, kıl ve deri gibi ürünlere dönüştürülebilme yeteneğine sahipler. Yani her türlü fayda sağlıyorlar. Küçükbaş hayvancılık ne durumda, devlet tarafından sağlanan destekler sektöre nasıl yansıdı? Anadolu Ajansı muhabiri Mustafa Çalkaya anlattı.
Bilbo Baggins , Gandalf ve Thorin'in kafilesi için şimdi yolculuk zamanı. Bakalım ilk karşılaştıkları krizde neler yaşanacak? Troller, Bilbo'nun karışık kafası ve açlıkla mücadeleleri , hepsi bu bölümde. Herkese İyi Seyirler
Sesli Köşe-Barış Terkoğlu-'Terörle aranıza mesafe koyun!'
Koyun Masalı Sesli Kitap Sabahattin Ali
Koyun Masalı Sesli Kitap Sabahattin Ali --- Support this podcast: https://anchor.fm/ne-var-ne-yok/support
Bayramlarımızı da zehir ettiler emperyalistler! İnsanlığın başına bela ettikleri virüs belasıyla asıl kendilerinin virüs olduklarını, belâ olduklarını gösterdiler! Bütün dünyayı iki yıldır korona hapishanesine tıkadılar! Koyun gibi güdüyorlar hepimizi! Bütün insanlığın insanî bağlarını, birbirleriyle kurdukları ilişki ve irtibatları kopardılar! DÜNYAYI KOYUN GİBİ GÜDÜYORLAR! Virüs'ün Çin'de bir laboratuvarda kimyasal olarak üretildiği açıklandı İngiltere'deki bilim adamları tarafından. O gün bugündür, içimde bir kurt vardı; bu korona
Umay T. seslendirdi. Yalnız Yürümeyeceksin platformuna gönderildi. "Koyun gibi yaşamak mı aslan gibi ölmek mi?" hikayesinin seslendirilmesinden.
Buhârî Sahîh'inde, Resûl-i Ekrem'in (s.a.v.) şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: “Allâhü Te‘âlâ kadınlardan erkeklere benzemeye özenenlere, erkeklerden de kadınlara benzemeye özenenlere lânet etsin.” Başka bir rivâyette: “Allâhü Te‘âlâ kadınlardan erkekleşenlere lânet etsin” buyurulmuştur. Bir rivâyette Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Allâhü Te‘âlâ erkeklerden kadınlaşanlara, kadınlardan da erkekleşenlere lânet etti” Yâni giyinişlerinde, sözlerinde erkeklere benzemeye özenen kadınlarla, kadınlara benzemeye çalışan erkeklere lânet etsin. Ebû Hüreyre (r.a.)'dan Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in şöyle buyurdu dediği rivâyet olunmuştur: “Cenâb-ı Hâkk erkek giyinişi gibi giyinen kadına, kadın gibi giyinen erkeğe lânet etsin.” Kadın, erkeklerin kıyafetine büründüğü vakit Allâh (c.c.)'un ve Resûlü (s.a.v.)'in lânetine müstahik olur (hak kazanır). Kocası, kadının böyle giyinmesine imkân verdiği için o da lâneti hak etmiştir. Çünkü kocanın vazifesi hanımını Allâh (c.c.)'a taata yöneltmek, onun isyânına engel olmaktır. Nitekim Allâhü Te‘âlâ: “Ey îmân edenler, gerek kendilerinizi gerek âilelerinizi öyle bir ateşten koruyun ki, onun yakacağı insanla taştır” (Tahrîm s. 6) buyuruyor. Yâni, kendiniz hakkında vâcip olduğu gibi, onları da terbiye edin, onlara gerçekleri öğretin, Allâh (c.c)'a itaat etmelerini emredin, mâsiyetten (günâhtan, isyandan) sakındırın. Nâfi şöyle anlatıyor: İbn Ömer ve Abdullah b. Amr, Zübeyr b. Abdulmuttalib (r.a.e.)'in yanında bulunuyorlardı. Koyun güden bir kadın sırtında ok dağarcığı karşıdan çıka geldi. Abdullah b. Ömer (r.a.): “Sen kadın mısın, erkek misin?” “Kadınım” dedi. Bunun üzerine İbn Ömer (r.a.), İbn Amr (r.a.)'e döndü ve “Allâhü Te‘âlâ Peygamberi (s.a.v.) diliyle kadınlardan erkeklere, erkeklerden de kadınlara benzemeye özenenlere lânet etmiştir” buyurdu. (İmâm Şemsüddin ez-Zehebî, İslâm Şeriatinde Büyük Günâhlar, s.84-85)
Umay T. seslendirdi. Yalnız Yürümeyeceksin platformuna gönderildi. "Koyun gibi yaşamak mı aslan gibi ölmek mi?" hikayesinin seslendirilmesinden.
Koyun sürüsü gibi sürüklenip gittiler | M.Fethullah Gülen Hocaefendi by
Merhaba Küçük Arkadaşlarım ve Canım Anneler, Hikaye vakti için hazır mıyız? Herkes pijamalarını giydi mi? O halde annelerimiz çaylarını, kahvelerini alsınlar küçük arkadaşlarım yataklarına uzanıp, kendilerini sessiz moda alıp ışıklarını hafifçe kıssınlar; Hikayemiz Kırpılmak İstemeyen Koyun başlıyor. Bizi Youtube'da da takip edin https://www.youtube.com/channel/UCbKS1OwiKHpYdHzz3d0B1Qg #melikeilebirlikte #okuyoruzhayalkuruyoruz #iyigecelermasalları #kucukarkadaslarim #canımanneler #bedtimestories #iyigeceler #goodnight #hikayevakti #giyinpijamalarI #türkiye #dubai
Romatizma hastalığı sonucu yürüyemeyen yazar, aktivist Ali Haydar Koyun, kendisine hediye edilen tekerlekli sandalye ile değişen hayatını NTVRadyo’ya anlattı.
Hizmetten - Koyun sürüsü gibi sürüklenip gittiler | M.Fethullah Gülen Hocaefendi by Bahar Solukları
Merhaba Küçük Arkadaşlarım ve Canım Anneler, Hikaye vakti için hazır mıyız? Herkes pijamalarını giydi mi? O halde annelerimiz çaylarını, kahvelerini alsınlar küçük arkadaşlarım yataklarına uzanıp, kendilerini sessiz moda alıp ışıklarını hafifçe kıssınlar; Hikayemiz başlıyor.
Merhaba Küçük Arkadaşlarım ve Canım Anneler, Hikaye vakti için hazır mıyız? Herkes pijamalarını giydi mi? O halde annelerimiz çaylarını, kahvelerini alsınlar küçük arkadaşlarım yataklarına uzanıp, kendilerini sessiz moda alıp ışıklarını hafifçe kıssınlar; Hikayemiz başlıyor.
Gerçek Corona parçacıkları, Oxford Yazı Tura Enstitüsü ve çenesi 300 basan robot çoban köpeği...Gerçek haberler, gerçek balonlar.Videolu şekil için --> Youtube --> ORKA
Tarık Toros | Kasap et derdinde lakin koyun can derdinde mi? | 13.04.2020 by TR724 E-GAZETE
Hangi kurum en iyi eğitimi veriyor? Yetişkinlerin asla anlayamayacakları şeyler nelerdir? Vücut kimyamızdaki değişiklikler diyetimizle ilgili mi?
Hangi kurum en iyi eğitimi veriyor? Yetişkinlerin asla anlayamayacakları şeyler nelerdir? Vücut kimyamızdaki değişiklikler diyetimizle ilgili mi?
Neden gizli hiçbir şey kalmadı? Küçük Prens ne istiyor? Depresyonun en belirgin fiziksel belirtileri nelerdir? ;
Neden gizli hiçbir şey kalmadı? Küçük Prens ne istiyor? Depresyonun en belirgin fiziksel belirtileri nelerdir? ;
Batı Trakya'nın Bilinmeyen Tarihi adlı programın 8'inci bölümünde psikiyatri uzmanı emekli doktor İbram Onsunoğlu, azınlığın en önemli kuruluşlarından sayılan Yüksek Kurulu kimin kurduğunu ve kimlerin kapattığını gazeteci Evren Dede'ye anlattı. - Batı Trakya'da Yüksek Kurulu kim kurmuştu?- İlk Yüksek Kurul Toplantısı iki azınlık milletvekilini hain ilan etmek için yapılmıştı- İskeçe dönüşü 'Bırak bakalım polis bize ne yapacak' diyordum- Batı Trakya'da azınlığı azınlık yönetmelidir- Koca Kapı'ya "azınlığı bu şekilde kullanmaya hakkınız yok" diyebilecek iki yüz kişi cezalandırıldı- Irkçı 19. madde kaldırılsın diye biz uğraşırken Batı Trakyalı Koca Kapı çalışanı "Türkiye'nin elinden bir kozu aldınız" demiştir- Koyun sürüsü gibi idare ediliyoruz- Hangi olayda azınlığa saygı var ki bunda olsun- Batı Trakya'da azınlık işine maaş girdi mertlik bozuldu- Azınlık sorunu elimizden çıktı, ben ona hayıflanıyorum
[ Dinle ]Ruby Türkiye Meetup #2Ruby releases2.2.82.3.52.4.2Ruby on Rails 5.0.6 and 5.1.4 releasesWrite first CLIShould write RoR?Strong migrations RubyGemDHH cancelled RubyTogether membershipImproving spec speedGrape the JSON frameworkAddressing in Ruby on Rails and PostgreSQLRuby refactoringHeroku updates RubyGems versionÖzgün KoyunLogPusher-RubyBurak DemirtaşFarmbotWebapp for Farmbot [Ruby]
Resûlullâh (s.a.v.) buyurdular ki: Kıyâmet günü (ehl-i Cennet, Cennet'e, Cehennemlikler de Cehennem'e ayrıldıktan sonra) ölüm, alaca bir koç suretinde getirilecek. Bir nidacı: ‘Ey Cennet halkı!' diye seslenecek. Cennettekiler hemen boyunlarını uzatıp başlarını kaldıracaklar ve (bulundukları yerden çıkarak) bakacaklar, Sonra nidacı: 'Bunu bilir misiniz?' diye sorar. Ehl-i Cennet'in hepsi onu görerek: 'Evet biliriz, bu ölümdür.' derler. Sonra nidacı: ‘Ey Cehennem halkı!' diye yüksek sesle seslenir. Onlar da boyunlarını uzatıp başlarını kaldırırlar. Ve (korku içinde) bakarlar. Nidacı: 'Bunu biliyor musunuz?' diye sorar. Hepsi onu görerek: ‘Evet biliriz, bu ölümdür.” derler. Bundan sonra koç suretindeki ölüm (Cennet'le Cehennem arasında) boğazlanır. Bundan sonra nidacı: "Ey Cennet halkı! Cennet'te ebedî yaşayacaksınız, artık ölüm yoktur. (Cehennem halkına da) Ey Cehennemlikler siz de cehennemde ebedîsiniz, size de ölüm yoktur" diyecek.
KOKU'da bu hafta: "Butun yollar Roma"'ya nasil cikar?; "Para" kokusuna ve "parali" kokusuna Roma'daki farkli tepkiler; Roma'da sarisin olmak? Allah gostermesin...; Roma fahiseleri: Nerelerde calisirlar, nasil "guzellesirler", nasil kokarlar?; Bir antik Roma cilt bakim kremi "Oesypum" (lanolin); Koyun yununden el kreminizin icine: Lanolin.