Podcasts about uzunca

  • 27PODCASTS
  • 50EPISODES
  • 23mAVG DURATION
  • 1MONTHLY NEW EPISODE
  • May 5, 2025LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about uzunca

Latest podcast episodes about uzunca

Yeni Şafak Podcast
Turgay Yerlikaya - Türkiye'nin iletişim kapasitesi: İletişim Başkanlığı

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 5, 2025 6:20


Uzunca bir süredir dünyanın gündeminde olan sistem kaynaklı sorunlar ve bu sorunların uluslararası güvenliğe etkisi, yeni tartışmaların yapılmasını icbar etmektedir. 2. Dünya savaşı sonrası inşa edilen mevcut uluslararası düzenin, sınırlı birkaç ülkeyi koruma altına alarak dünyanın kalanı açısından yarattığı tedirginlik ortada.

Yeni Şafak Podcast
İbrahim Karagül-Türkiye Avrupa için kendini feda eder mi!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Feb 18, 2025 13:02


Tam da bugünlerde; Türkiye-ABD ilişkilerinin, Çin-ABD ilişkilerinin, Rusya-ABD ilişkilerinin geleceğini sorgulama, doğru tespitler için çaba harcama zamanı. Uzunca bir süredir küresel ölçekte “geleneksel yapı ve kurumlar” ciddi oranda aşınıyor. İşlevini kaybediyordu. Ama Trump'ın gelişiyle bu “aşınma ve yıkım” deprem etkisi göstermeye başladı. Özellikle ABD-Avrupa ilişkilerinin, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez bu denli yıkıcı bir hal alması, Avrupa için karanlık bir dönem başlatır mı sorusu anlamlı hale geldi. Beş yüz yıldır, geleneksel sömürgeci ülkeler için tarihin sonu gelmiş olabilir mi?

Mevlana Takvimi
CİHAN SIDDÎKI: HZ. EBÛBEKİR (R.A.)-09 ŞUBAT 2025-MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Feb 9, 2025 2:31


Allâh Resûlü (s.a.v.): “Ebûbekir dünyaya geldiği zaman göklerde bir şenlik olmuştur. Cenâb-ı Hâkk, Adn Cenneti'ne şöyle nida buyurmuştur: “Sende Ebûbekir ile onu sevenlerden başka kimse yerleşmez.” Cehenneme de nida edip buyurur ki: “Celâlim hakkı için sende Ebûbekir'in düşmanlarından başka kimseyi azablandırmam.” Kıyâmet koptuğu zaman Hz. Ebûbekir (r.a.)'a şöyle nida buyurur: “Ey Ebûbekir! Bugün sevdiklerine nasıl muamele etmemi istersen, onlara öyle muamele ederim.”Peygamberlerden sonra insanoğlunun en büyüğü olan Hz. Ebûbekir (r.a.)'dır. Peygamberimiz (s.a.v.)'den iki yaş küçüktür. Vefatı da Allâh Resûlü (s.a.v.)'in irtihalinden iki sene sonra vuku bulmuştur. Hz. Ebûbekir (r.a.), yaradılışı itibariyle tertemiz bir fıtrata sahipti. Cahiliyet devrinde bile asla putlara tapmamış ve kötü bir amelde bulunmamıştı. Hilm âlemi yüce sıddîk, etrafına ışıklar saçan bir güzelliğin de sahibi idi. Uzunca boylu, beyaz tenli, gür saçlı, seyrek sakallı, çukurca gözlü idi. Kendisi Kureyş arasında sayılan, sevilen, itimad edilen ve sözü her zaman dinlenilen bir insandı. Allâh Resûlü (s.a.v.)'in en samimi arkadaşı ve sırdaşıdır. Ve Allâh Resûlü (s.a.v.)'e risâlet geldiğinde erkekler arasında ilk imân edendir. Öyle bir imânın, öyle bir aşkın, öyle bir vecdin sahibi idi ki, gece sabahlara kadar başı kesik bir mum gibi yanar ve inci tanesi gibi gözyaşlarıyla yerleri ıslatırdı. Allâh'ın Resûlü (s.a.v.) buyurdular ki: “Bir peygamber olmak müstesna; Güneş, Ebû-bekir'den daha faziletli bir kimse üzerine ne doğmuş, ne batmıştır!” (Şemsüddin Ahmed Sivasi, Dört Büyük Halife, s.11)

Yeni Şafak Podcast
Turgay Yerlikaya - 'Trumpizm'in zaferi ve nedenleri üzerine

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Nov 7, 2024 5:06


Uzunca bir süredir tartışılan ve ilgiyle takip edilen ABD Başkanlık seçimlerinde ipi göğüsleyen Trump'ın, dünya ve Türkiye için ne anlam ifade edeceği üzerine tartışmayı bir önceki yazımızda anlatmıştık. Trump'ın, özellikle öngörülemez tavrının siyasete yansıması beklentisi, ABD müesses nizamı açısından bir sorun teşkil etse de Türkiye ölçeğindeki ülkeler açısından kısmi kazanımlar üretebilir.

Yeni Şafak Podcast
YUSUF KAPLAN - TUSAŞ saldırısı, Türkiye'nin bağımsızlığına saldırıdır!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Oct 24, 2024 4:34


Türkiye, önceki gün iğrenç bir terör saldırısına maruz kaldı. Ülkemizin savunma sanayisinde yaptığı devrimin BAYKAR'la birlikte öncülerinden TUSAŞ vuruldu. Uzunca süren bir silahlı çatışma bile yaşandı! 5 insanımız şehid oldu, 22 insanımız da yaralandı.

Yeni Şafak Podcast
TURGAY YERLİKAYA - Yeni anayasa ne kadar mümkün?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Oct 14, 2024 5:50


Uzunca bir süredir gündemde olan fakat son günlerdeki çalışma ve toplantılarla daha sıcak bir başlık haline gelen yeni anayasa konusu, önümüzdeki dönemin en tartışmalı alanlarından birisi olacak. İç siyasette yeni ve önemli açılımların da gündeme geldiği bu günlerde, yeni anayasa yapmaya dair konjonktürel zorluklar olduğu açık.

Yeni Şafak Podcast
Turgay Yerlikaya - Famagusta dizisi üzerinden yapılan tartışmalar

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Sep 9, 2024 5:49


Uzunca bir süredir egemenliğin sadece toprak ve sınırlarla ilgili olmadığı tartışılıyor. Özellikle dünya tarihindeki kırılmaları teknoloji üzerinden okuma eğiliminde olanlar, son dönemde teknik kapasite artışından ötürü egemenlik alanının yeni risk ve meydan okumalarla karşılaştığını ifade etmektedirler. Teknoloji şirketlerinin aşırı büyümesi ve devletlerin yasal düzenlemelerinden muaf olma isteklerinin yanı sıra yapay zeka teknolojilerindeki aşırı ivmelenme, sınırları muğlak ve esnek alanlar ortaya çıkartmaktadır. Bu sebeple devletler sınırlarının ötesinde kendileri açısından risk teşkil eden birçok duruma müdahale edememekte ve ciddi tehditlerle karşı karşıya gelmektedirler.

Yeni Şafak Podcast
TURGAY YERLİKAYA - Telegram: Rusya - Fransa Cephesinde Yeni Bir Kriz

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 28, 2024 5:17


Uzunca bir süredir teknoloji şirketleri ile devletler arasında ciddi bir çatışma söz konusu. Devletlerin egemenlik hakları gerekçesiyle sosyal medya şirketlerini regüle etme çabalarına karşın kendilerini herhangi bir yasal çerçeveden muaf tutmaya çalışan sosyal ağlar, çözülmesi zor sorunlara neden olmaktadırlar. Özellikle güvenlik açısından oluşan risk ve tehditler sadece devletler açısından değil bireyler açısından da telafisi zor durumlar yaratabilmektedir. Son on yıldaki bilançoya bakıldığında, devletlerin sosyal medya şirketleri karşısındaki tutumunun tedrici bir sertleşme eğilimi gösterdiği ve güncel koşullara göre kendisini yenileyen bir yasal mevzuatın varlığı dikkat çekmektedir. Son yıllarda başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın muhtelif yerlerinde seçimlere müdahale ve ulusal güvenlik açısından oluşan riskler, sosyal medya şirketlerine yönelik baskıyı da artırmaktadır. Rusya-Ukrayna Savaşının ardından Rusya menşeli konvansiyonel medya araçları ve sosyal ağlara yönelik ciddi kısıtlamaların uygulandığı bilinmektedir. Özellikle Avrupa'da Rusya'nın propagandasını yaptıkları gerekçesiyle Russia Today ve Sputnik'e yönelik kısıtlamalar söz konusu olmuş ve söz konusu platformların sosyal medyadaki kanallarına da erişim engeli getirilmiştir. Benzer bir durum 2017 Fransa Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen ardından yaşanmış ve seçimleri kazanan Macron, Rus medya platformlarının akreditasyonlarına sınırlandırmalar getirmiştir. Rus istihbaratının Cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahalelerde bulunduğu gerekçesi ile meşrulaştırılan bu durum, Avrupa'da son dönemde sıradan bir eğilim haline geldi. Telegram ve Fransa

Yeni Şafak Podcast
TURGAY YERLİKAYA - Kavramlar ve zihin dünyamız: Mavi Vatan

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 31, 2024 5:43


Kavramlar bizim dünyaya bakışımızdaki çerçevelerdir. Dünyayı okuma ve kategorize etme biçimleri olarak da tanımlayabileceğimiz kavramlar, zihnimizin işleyiş biçimini de göstermektedir. Bu nedenle her bir kavrama atfettiğimiz anlam ve onun zihnimizde uyandırdığı çağrışımlar vardır. Fakat siyasetin netameli dönemlerinde aynı kavramların farklı anlam ve çağrışımlara karşılık geldiği de açık. Bu nedenle aşırı politize dönemlerde karşımıza çıkan bu durum, kavramların kullanım ve karşılık geldiği anlamları da bulanıklaştırmaktadır. Son günlerde Mavi Vatan üzerinden gündeme gelen bu tartışma, zihinlerdeki karmaşayı anlama adına önemli. Türkiye'nin dış politikadaki otonomi arayışına paralel ilerleyen ve deniz yetki alanlarından kaynaklı sorunları çözme adına gündeme gelen mavi vatan, çağrıştırdığı anlam itibarıyla önemli ölçüde üzerinde mutabık kalınması gereken bir kavram. Esasında mavi vatan, Türkiye'nin Ege ve Akdeniz'deki güvenliği ve çıkarlarını imleyen ve bunun egemenlik ile ilişkisini tesis eden bir kavramsallaştırma. Uzunca bir süredir bu alandaki çalışmaları ile temayüz etmiş isimlerin teorize ettiği bu stratejik yaklaşım, aşırı politize edildiğinde bambaşka bir anlama da kavuşabilmektedir. Türkiye'nin tam da bir egemenlik mücadelesi olarak konumlandırdığı bu kavramı tahfif etmek, kavramın iddiası ve geleceği ile ilgili de bir tartışmaya yol açmaktadır. İçeride Güçlü Bir Cephe Siyasetin normalleşmesi sürecinde tartışılan dış tehditlere karşı içeride güçlü bir cephe kurulması çağrısı, bu tartışmalar üzerinden de ciddi zararlar görebilmektedir. Bu açıdan masal tartışması ile başlayan ve sonrasında bambaşka bir evreye taşınan bu süreç, Türkiye'nin dış politikası ile ilgili yeni tartışmaları beraberinde getirmektedir. Örneğin bu tartışmayı başlatan bir dönemin hariciyecisi, Türkiye'nin Somali'deki varlığını Wagnercilik ile eşitlemeye çalışmakta ve Türkiye'nin bu bölgedeki varlığını gayri meşru görmektedir. Otoriter emperyalizm kavramı üzerinden Türkiye'nin Afrika'daki varlığını bir tür tehdit olarak gören bu yaklaşım, dış politikadaki çeşitliliğe ilişkin de sorunsallaştırıcı bir dil benimsemektedir. Bu tür bir çeşitliliği Türkiye'nin Osmanlıyı diriltme çabası olarak okuma anlayışı ise bizim on yıl önce Batı basınında sıklıkla karşımıza çıkan bir yaklaşım aslında.

Yeni Şafak Podcast
TURGAY YERLİKAYA - ABD Başkanlık seçimleri ve siyasetin tıkanıklığı

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 25, 2024 4:38


ABD Başkanlık seçimleri hiç kuşkusuz, dünyanın birçok yerindeki seçimlerden daha fazla ilgiye mazhar olmakta. Bu durum, ABD'nin on yıllardır izlediği ulus aşırı politikalarla yakından ilgili. Örneğin Türkiye'de bu seçimler, Türkiye ile ilişkiler nasıl bir istikamete oturur sorusunun yanı sıra Türkiye'nin en önemli güvenlik tehditlerinden biri olan PYD-YPG'ye yönelik desteğin bitip bitmemesi üzerinden tartışılmaktadır. İkili ilişkilerin yanı sıra birçok devletle dolaylı bir ilişki ağına sahip olan ABD'de yapılacak olan seçimler bu yönüyle Türkiye'de de büyük bir ilgiyle takip edilmektedir. Nitekim Biden'ın adaylıktan çekildiğini duyurmasının ardından Türk medyasında canlı yayınlar doğrudan bu konuya yoğunlaşmış ve seçimler üzerine muhtelif akıl yürütmeleri söz konusu olmuştur. Siyasetin tıkanması Uzunca bir süredir ABD siyasetinin tıkandığı ve demokratik liberal değerlerden sapma olduğu yönünde kuvvetli eleştiriler söz konusu. Özellikle 7 Ekim sonrasında İsrail'e yönelik koşulsuz destek, söz konusu değerlerin sadece Batı için mümkün olabileceği gerçeğini tüm dünyaya göstermiş oldu. Hele Gazze konusunda, Trump'ın seçilmesi durumunda daha ağır bir bilanço oluşacağı gerçeği düşünüldüğünde, ABD siyasetinin nasıl bir tıkanma yaşadığı daha da net biçimde görülmektedir. Son günlerde Trump'a suikast ve

Yeni Şafak Podcast
TURGAY YERLİKAYA - Crowdstrike Ve Milli Teknoloji Hamlesi Tartışmaları

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 21, 2024 4:58


Microsoft'a siber güvenlik hizmeti veren CrowdStrike'ın güncelleme prosedüründe yaşadığı iddia edilen bir sorun, küresel çapta karmaşaya yol açtı. Banka ve havalimanlarının yoğun biçimde etkilendiği bu dijital kaos, artan dijital bağımlılığın negatif yönlerini daha fazla gündeme getirdi. Uzunca bir süredir imkan ve kapasiteleri üzerinden tartışılan, hayatımızda yarattığı kolaylıklar üzerinden olumlanan ve politik değişimlere etkisi itibarıyla pozitif bir ön kabulle değerlendirilen teknolojik değişim algısı (cyberutopianism) yerini bambaşka bir tartışmaya bıraktı. Son yıllarda hem felsefi hem de popüler kültür düzeyinde ele alınan teknoloji eksenli distopya tartışmaları bu tür krizler sonrasında geniş kitleler ölçeğinde de yankı buldu ve tartışıldı. Hiç kuşkusuz modernleşmenin en önemli göstergelerinden birisi teknoloji alanında yaşanan değişimlerdir. Teknoloji alanında oluşan devinimle birlikte sosyal ve politik düzlemde radikal değişimler söz konusu olmuştur. Devlet aygıtının çalışma pratiğinden tutun da gündelik hayatımıza kadar sinen bu değişim son yıllarda önemli sorunların da yaşanmasına neden oldu. Sadece siber güvenlik ihlalleri ve saldırılar üzerinden bakıldığında bile son yirmi yılda dünya ölçeğinde büyük krizler meydana geldi. İran'ın nükleer programı ve (Stuxnet) Ukrayna'nın elektrik sistemlerini hedef alan siber saldırılarda görüldüğü üzere, devletler arası mücadelede teknoloji eksenli bir değişim olduğu görülmektedir. Diğer bir açıdan bakıldığında, dünyada daha fazla kişiyi etkileme imkanı olan devasa dijital platformların veri güvenliği ile ilgili sorunlar da yaşanabilmektedir. Örneğin 2014 yılında Yahoo'nun güvenlik açığından yararlanarak yapılan siber saldırı sonrasında, 500 milyon Yahoo kullanıcısının hesabı ile bilgiler riske atılmıştır. Finans alanında da çok yoğun biçimde karşımıza çıkan siber saldırılar sonrasında geniş çaplı maddi kayıplar ortaya çıkmakta, banka ve borsalarla ilgili güven kaybı söz konusu olmaktadır.

Yeni Şafak Podcast
AHMET ÜNLÜ - Sınavsız Atamalara Ve Sözlü Sınavlara Acilen Çözüm Üretilmeli

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 30, 2024 7:56


Bu köşeyi takip edenler sınavsız atamalar ve sözlü sınavlarla ilgili çok sayıda yazı kaleme aldığımızı hatırlayacaktır. Kalkınma Planına ve seçim beyannamelerine sözlü sınavlar ve sınavsız atamalar girmiş olmasına rağmen maalesef hala adım atılmadı. Bu yazımızda konuyu oluşturduğu sıkıntılar özelinde açıklamaya çalışacağız. Kalkınma Planına göre sözlü sınavlar istisnalar dışında kaldırılacaktı 2024-2028 yıllarını kapsayan 12. Kalkınma Planında sözlü sınavların oluşturduğu sıkıntılar dikkate alınarak düzenleme yapılacağı kararlaştırılmıştı. Palana göre Kamu Görevlerine ilk defa atanacaklar için mevcut sınav sistemi mevzuatta uygulama boyutlarıyla birlikte gözden geçirilerek sözlü sınavların atamaya konulan görevin niteliğinin gerekli kıldığı hallerle sınırlı olarak yapılması sağlanacak, sınav kurullarının tarafsızlığının korunması, şeffaflık, adalet ve hakkaniyet ilkelerini güçlendirecek düzenlemeler hayata geçilecekti. Uzunca bir süre geçmesine rağmen hiçbir adım atılmaması anlaşılabilir bir durum değildir. Genel Yönetmelik incelendiğinde sözlü sınavların yaygınlaştırıldığı görülecektir. Uygulamada sözlü sınavların amaçlanan işlevi yerine getirmediği açıkça görülmektedir. Bu nedenle yönetmelikte sözlü sınav sınavlara ilişkin maddelerin acilen masaya yatırılması gerekiyor. Aksi takdirde oluşan olumsuz algı İktidarı yıpratmaya devam edecektir. Aynı şekilde Planda görevde yükselmede yaşanan sorunlar dikkate alınarak gerekli adımların atılacağı ifade edilmişti. Palanda yer alan ifadelere göre görevde yükselme de uygulanan seçme yöntemleri liyakat esaslı teknikler gözetilerek geliştirilecekti. Ancak bu konuda da hiçbir adım atılmamıştır. Özellikle Kamu Görevlileri Etik Kurulu kararlarına ve Sayıştay raporlarına yansıyan ihlaller dikkate alındığında istisnalar kullanılarak görevde yükselme sınavlarının nasıl işlevsiz kılındığı görülecektir. Bu nedenle zaman kaybetmeden çözüm üretilmesi gerekmektedir. Seçim beyannamesinde de sözlü sınavların kısıtlanacağı açıklanmıştı AK Parti'nin Seçim Beyannamesi'nde; “Kamu görevine ilk defa yapılacak atamalarda, görevin niteliğinin gerektirdiği haller dışında mülakat usulünü kaldıracak, atamaları yazılı sınav sonuçlarına göre yapacağız.” ifadesine yer verilmişti. Cumhurbaşkanının seçimlerde verdiği her sözü yerine getirdiği konusunda seven sevmeyen her kesimin ittifakı olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim 3600 ek gösterge ve EYT konusunda verilen sözün yerine getirilmesi en somutlarından birisidir. Bu düzenlemelerin hazineye getirdiği yük ortadadır. Uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen hala hiçbir adım atılmaması sınavlara giren gençler arasında ciddi tepkilere sebep oluyor. Sözlü sınav denilince torpil algısı zihinleri kaplamıştır. Ne kadar adil yapılırsa yapılsın sözlü sınavlarla ilgili algı budur ve de değişmiyor. Daha önceki yazılarımızda sıklıkla ifade ettiğimiz üzere kamuya girişlerdeki mülakat uygulaması oldukça genişletilmiştir. Bu durum ise uygulamada ister istemez ciddi rahatsızlıklara ve mağduriyet algısına yol açmıştır. Özellikle sınavların kayıt altına alınmaması ve şeffaf yapılmaması adayları rahatsız etmektedir. Bu nedenle acilen mevzuat değişikliği yapılması gerekiyor. Mahalli idarelerdeki sözlü sınavlar ve sınavsız personel alımı endişe veriyor

Yeni Şafak Podcast
Turgay Yerlikaya - Sistem krizi ve Türkiye'nin Gazze diplomasisi

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 17, 2024 5:19


Uzunca bir süredir uluslararası sistemin var olan krizlere çözüm üretemediği hatta yeni krizlerin oluşmasına da zemin hazırladığı yönünde eleştiriler söz konusu. Özellikle 2000'li yıllar itibarıyla Batı merkezli ekonomi-politik sorunların yanı sıra 2010'lardan bu yana sıklıkla ifade edilen ve 7 Ekim sonrasında da baskın bir şekilde gözlemlenen moral değerlerdeki kriz, yeni bir düzen için alternatifleri tartışmayı icbar etmektedir. Nitekim kriz anlarında hakim paradigmaya yönelik eleştiriler arttığı gibi alternatif paradigmalar da ortaya çıkmakta ve düşüncenin evreninde genişlemeler olmaktadır. 2. Dünya Savaşı sonrasında Birleşmiş Milletleri teşekkül ettiren paradigma bugün iflas etmiştir. Özellikle Batı'nın moral değerler açısından yaşadığı travma ve yeni çatışma alanlarının oluşumuna etkisi, 7 Ekim sonrasında çok daha belirgin bir biçimde kendisini gösterdi. İsrail'in ürettiği terör ve şiddete yönelik herhangi bir engelleyici karar almayı imkansız hale getiren Batılı devletler, Güney Afrikalı hukukçunun ifade ettiği gibi dünyanın canlı yayında bir soykırıma tanıklık etmesine neden olmaktadırlar. Sistemi inşa eden aktörlerin değişim ve revizyon taleplerine yönelik katı tavrı ise çözümsüzlüğün en önemli nedeni durumunda. Öyle olmasaydı Uluslararası Adalet Divanında (UAD) ortaya çıkan tedbir kararları uygulanır ve hiç olmazsa Gazze'de devam eden soykırım koşulları ortadan kaldırılabilirdi. Hatırlayacak olursak UAD, tedbir kararları içerisinde İsrail'in soykırımı engellemesi ve bölgede yaşayan halkın hayatlarını sürdürebilmeleri için yiyecek ve içecek noktasındaki tedariklerin temin edilmesini kararlaştırmıştır. Gelinen noktada İsrail devleti, bırakın bu koşulları sağlamayı Gazze'ye temel ihtiyaçları taşıyan tırların durdurulmasına ve yardım konvoylarının tahrip edilmesine müsaade etmektedir. Aynı İsrail, Nuseyrat kampına yaptığı saldırıda da olduğu gibi ABD'nin istihbari ve askeri desteğinden de istifade ederek rehine kurtarılması bahanesiyle yüzlerce insanı katledebilmektedir. Uluslararası hukukun hemen her ilkesini yoka sayan ve bütün kuralları ihlal etmekten imtina etmeyen İsrail'in nasıl durdurulacağı ise önemli bir soru işareti.

Yeni Şafak Podcast
FATMA BARBAROSOĞLU - Son Bayram

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 13, 2024 8:17


Birisinin kulakları duymuyor. Şaşkın şaşkın bakıyor işitemediği konuşmaların ardından. Ötekinin ayakları felçli. Torunları duyanı duymayanla karıştırıyor. Duymazlığa gelmek oyununu bozmak için. Ablasının, “Ben artık işitemiyorum,” diye kulağına doğru bağırmasına sessizce, “İşitecek ne kaldı ki?” diyor. Abla, kardeşinin duymadığı sözleri yerine onun yatağa bağlanışına dertlenerek, “O daha küçük. Benden on yaş küçük. Sekseninde ha var ha yok,” diyor. Demek ölüm kimselere yakışmıyor. Sekseninde bile küçük olabiliyor insan. Gözleri evin ahşap kirişlerine takılıyor. İsten kararmış kara kirişlerine. “Aha bunları kadınlar getirmiş dağdan. Her birini bir kadın. Şimdiki on kadın kaldıramaz yerinden. Şimdinin kadınları kadın mı?” Torunları kahkahalarla cevap veriyor. “Doğru, şimdinin kadınları kadın değil. Erkekleri de erkek değil. Zaten insanlık öleli çok oluyor. Devir yaratık devri. Bizler yaratığız. Uzaydan geldik. Hööö.” Bir cevap gelsin diye sormadığı sorusu böyle sulu sepken cevaplanınca, eliyle havada umutsuz bir daire çiziyor. Gözü dalıyor. Fındık bahçelerinden aşağılara doğru, ta denize kadar bir şey akıp gidiyor gözlerinden. Torunlar şimdi başka âleme doğru bakmakta olan yaşlı kadına karşı sebebini bilemedikleri bir ürperme geçiriyorlar. Korkutucu geliyor yaşlılık. Belki babalarının annelerinin dualarından. “Herkesten geriye kalmak.” Her neyse herkesten geriye kalmak?.. Korkuyorlar. Hayatın yarışa benzeyen çehresi gibi ölüm. Oysa bazen kızıyor büyükler, “Ne vardı erkenden terk-i diyar edecek,” diye. Sonra, “Vakti gelen gider,” diyorlardı. “Allah sıralı ölüm nasip etsin,” diyorlardı. Sıra... Sırası gelen gider. Seksen yaşındaki küçük kardeş, ablasının bakışlarında sanki maziyi seyrediyor. “Aç kaldık. Açık kaldık. Başımızın üstünde bir dam olmadı. Velakin bir gün kırmadık birbirimizi. Malın ardına düşmedik. Yokluğumuzu bölüştük. Olaydı paramız pulumuz, onu da bölüşürdük.” Biri hariç ötekiler kahkahalarla gülüyorken geveze olanı şamata şenlik bağıra bağıra itiraz ediyor: “En kolay bölüşülen yokluktur. Olaydı fındık bahçeleriniz, çaylıklarınız... Bakalım neyi ne kadar paylaşırdınız?” İki takıma ayrılıveriyor torunlar. “Yok benim ninem diye söylemiyorum, bizimki cömerttir. Sizin ninenizin hakkını elden geldiğince verirdi. Ama tam vereceği sıra Hakkı sizlere ömür. Meğer Hakkı ölmemiş mi?” Sarışın oğlanın Hakkı'yı öldürme esprisinin altında kalmayan yeşil gözlü kız, “Yok şimdi bu olmadı. Hakkı öldü diye hak vermemek olmaz. Bizim ninemiz sizin ninenizden daha cömerttir. Mesela olaydı mal mülk, fındık, çay; bir bir paylaşırdı hepsini. Bütün malı ortaya koyar, seninki benim, benimki de benim diye...” Uzunca bir süre kahkahaların ardı arkası kesilmiyor. Karşılıklı havan ateşine mevzilenmiş gibi sırayla ihtiyarların hak bilirlikleriyle ilgili espri patlatıyorlar.

Yeni Şafak Podcast
Turgay Yerlikaya - Asimetrik savaş ve dezenformasyon

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Apr 1, 2024 6:14


Uzunca bir süredir tartışılan ve her seçim döneminde farklı veçheleri ile karşımıza çıkan dezenformasyon konusu, ülkeler açısından bir ulusal güvenlik sorununa dönüşmüş durumda. Özellikle istihbari açıdan ciddi sorunlar üreten dijital platformlar, espiyonaj faaliyetleri açısından kritik öneme sahiptir. Son dönemde ABD-Çin ve Rusya-Ukrayna gerginliği üzerinden uluslararası alanda sıklıkla tartışılan enformasyon savaşları konusu, savaşın doğasında yaşanan paradigmatik dönüşümü de göstermektedir. Doğrudan dijital platformların kullanımı yoluyla manipülatif içerikler üretilmesi hiç kuşkusuz farklı açılardan tahribatlara neden olmaktadır. Örneğin pandemi döneminde Koronavirüs başta olmak üzere sürecin yönetimine dair üretilen dezenformasyonlar, sağlık yönetimi açısından ciddi krizler üretmişti. Bahse konu dönemde, Çin'in Tayvan gerilimini kendi lehine şekillendirmek ve Rusya'nın Avrupa kamuoyunu yönlendirme girişimlerine yönelik iddialar, sıklıkla gündeme geliyordu. Tayvan Devlet Başkanı Tsai Ing-wen ve dönemin Slovakya Başbakanı Peter Pellegrini ile ilgili iddialar en başat gündemler arasında idi. Özellikle seçim dönemlerinde yoğun biçimde kullanılan dijital platformlar, seçmen davranışını etkileme adına önemli bir işlev üstlenmektedir. Araçsallaştırılan bu mecralar üzerinden gerçekçi olmayan veri ve iddialar politik ortamın zehirlenmesine neden olmaktadır. Örneğin son yıllarda ciddi bir itibar krizi ile karşı karşıya kalan kamuoyu araştırma şirketlerinin ürettiği manipülatif veriler, seçmenlerin tercihlerine doğrudan etki yapabilmektedir. Belirli bir amaca matuf olarak üretilen bu tür verilerin yarattığı tartışma, kısmen niyet edilmemiş sonuçlar ortaya çıkartsa da demokratik zeminin inşası açısından ciddi tahribatlar yaratmaktadır. 14 Mayıs seçimleri öncesinde ürettiği verilerle ciddi bir infiala neden olan bazı kişi ve kurumların benzer bir çabayı 31 Mart öncesinde gösterdikleri çok açık.

Yeni Şafak Podcast
Yusuf Kaplan - MTO Manifestosu: Umut ışığı; direniş, diriliş ve varoluş kıvılcımı; uzun soluklu...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Feb 18, 2024 5:12


Medeniyet Tasavvuru Okulu (MTO), 4 yaşında... Sonbaharda 5 yaşında olacak inşallah. 16-22 Şubat tarihleri arası Bahar Dönemi başvuru haftası. Şu an Türkiye'de ve dünya genelinde 49 bin talebemiz var. Türkiye'nin geleceğini inşa edecek vefakâr, cefakâr ve fedakâr öncü kuşakların tohumlarını ekiyoruz. O yüzden bu yeni başvuru haftası münasebetiyle bir MTO Manifestosu yayınlamak istedim. Uzunca bir süredir eğitim felsefesi dersleri veren biri olarak MTO'yu rahmet elçisi Peygamber Efendimiz'in (sav) geliştirdiği, üç kuşağın aynı anda yer aldığı, Hakikat talebesi olduğu, “yaş değil baş” ilkesini harekete geçiren Dârü'l-Erkâm ve Ashab-ı Suffa modellerinden yola çıkarak ilim / bilme, irfan / bulma ve hikmet / olma sütunları üzerine kurdum. Aldığımız sonuç, tek kelimeyle, muhteşem oldu: MTO'nun gelişiyle, ülke gençliğinde gözlenen savrulma durduruldu. İstikamet üzere uzun soluklu bir medeniyet tasavvuru yolculuğuna çıkıldı. Hakikat medeniyetini inşa edecek öncü kuşakların tohumları ekildi... Çok dua alıyoruz bu yüzden. Bu ülkede çok az gayret, bu kadar dua aldı. Rabbim lûtfetti, uykuları bize haram etti, bu yolculuğun hâdimi olarak kollarımızı sıvadık, ülkemizin ve mazlum medeniyet coğrafyamızın makûs talihini yenmemizi sağlayacak önümüzü açacak öncü kuşakların tohumlarını ekmek için gece gündüz demeden koşturup duruyoruz. Biz vazifemizi yapıyoruz. Ülkenin ve coğrafyamızın önünü açacak tohumları ekmeyi Rabbim bize nasip ederse, binlerce kez hamdederiz, bize nasip etmezse, vazifemizi yapmanın gönül rahatlığıyla şükrederiz... TÜRKİYE, ZİHNÎ İŞGAL ALTINDA... Anaokulundan lisesine ve üniversitesine kadar okullarımız, eğitim sistemimiz, benzeri görülmemiş bir banalliğin, sığlaşmanın, ezberciliğin, pozitivist ruhsuzluğun, ürpertici bir paganizmin ve putçuluğun pençeleri altında can çekişiyor... Bin yıl İslâm'ın bayraktarlığını yapan bu toprakların çocukları, canlı canlı toprağa gömülüyor kökü dışarıda laikçilik, idolperestlik gibi çağdışı pagan ideolojilerle, kariyerizm, hedonizm ve nihilizm gibi çocuklarımızın özgürlüklerini ellerinden alan, beyinlerini felçleştiren çağdaş putlar tarafından. Bu ülke iki asırdır fiilen işgal edilmedi ama zihnen işgal edildi, içeriden ele geçirildi küçük bir devşirmeler ve devşirmelerin devşirmeleri baronik-masonik şebekeler tarafından. Bu ülke, Tanpınar'ın yerinde tanımlamasıyla “kültürel inkâr” aymazlığına soyundu, kültürel intiharın eşiğine sürükleniyor şimdi hızla... Güle oynaya hem de! Gel de isyan etme bu toprakların çocuklarının ve ruhlarının gözümüzün içine baka baka yok edilmesine... Üniversiteler işgal altında: Tam da dünyaya sadece bizim sunacağımız bir medeniyet mefkûresine dünyanın ekmek kadar su kadar ihtiyaç duyduğu bir zaman diliminde mankurtlaşmış, metamorfoz yemiş, celladına âşık tasmalı çekirgeler yetiştirmekle meşgul bütün okullarımız! Emperyalistler, dünyanın ruhu'nu temsil eden bu ülkeyi tek kurşun atmadan içeriden ele geçirdikleri için ne kadar sevinseler azdır: Düşünsenize, ülkenin 18-25 yaş kuşağının % 71'i, bunlar içinde en zeki olanlarının ise % 95'i ülkeyi terk etmek istiyor! İki asırlık modernleşme, laikleşme, Batılılaşma projesiyle ülkenin tek kurşun atmadan içeriden teslim alınması değilse, nedir bu? Bu, bu ülkenin bağımsızlığının tehlikeye düşmesi demek değil midir?

Yeni Şafak Podcast
ÖZGÜR BAYRAM SOYLU - ENFLASYON RÜZGARINDA YEŞİL EKONOMİ

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Dec 8, 2023 5:21


Kasım ayında enflasyon aylık %3,28 yıllık ise %61,98 gerçekleşti. Enflasyondaki artış hızının yavaşladığını hissediyoruz. Ancak enflasyon hem aylık hem de yıllık olarak tabana yayılarak devam ediyor. Yıllık bazda özellikle vatandaşı ilgilendiren gıda ve alkolsüz içecekler, ulaştırma gibi ana harcama grupları artış trendini sürdürüyor. Aylık bazda ise enflasyonu harekete geçirenin konut ve tütün mamüllerinin fiyatlarının olduğu görülüyor. Enflasyon ateşi yerini her ne kadar Millet İttifakına bırakmış olsa da halen daha bir rüzgârda evlerimize kadar gelme potansiyelini koruyor. Özellikle konut ve ulaştırmayı önemli ölçüde etkileyen enerji fiyatlarının dinamikleri bu ateşi bir kova su ile söndürmeye yetmeyecek kadar hareketli görünüyor. SAYISAL VERİLERE GÜVEN Uzunca süredir TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamları ile vatandaşın hissettiği arasında bir temassızlık var. Evet, TÜİK gerçekten de uluslararası saygınlığı ve güvenilirliği olan bir kurum. Gelin görün ki yaptığı ölçüm pek çok vatandaş nezdinde bir türlü kabul görmüyor. Bunun öne çıkan iki nedeni var aslında. İlki enflasyonun nasıl ölçümlendiğine dair vatandaş olarak bizim zihnimizde bir şey canlanmıyor. İkincisi ise, vatandaşın sokakta, markette, pazarda karşılaştığı fiyat oynaklıklarına dayalı enflasyon algısı ile açıklanan enflasyon verisi örtüşmüyor. Örneğin Kasım 2023 yıllık enflasyon % 61,98 ama özellikle gıda enflasyonu % 67,16. En basitinden aslında vatandaşın hissettiği enflasyon gıda fiyatlarındaki artış düzeyinden başlıyor. Uzunca süredir gıda enflasyonun yıllık ortalama enflasyonun üzerinde seyretmesi de bu algıyı pekiştiriyor. Dolayısıyla vatandaş belirli harcama gruplarındaki fiyat artışlarını yaşanan enflasyon olarak ifade ediyor. FAİZ POLİTİKASI İŞE YARIYOR MU? Merkez Bankası Başkanı'nın “Enflasyonu daha yüksek bir maliyetle de olsa bu patikaya oturtmaya azimli ve kararlıyız” mesajı bir kararlılık vurgusu taşıyor belki. Ancak vatandaş ve firmaları sadece bir ekonomik karar birimi olarak görmek, onların davranışsal genetiklerini, sosyolojik varlıklarını görmezden gelmek de maliyeti yüksek olan sosyo-ekonomik ve sosyo-politik sorunlara doğru yol almamızın önünü açıyor. Vatandaşın mevcut ekonomik sorunların çözümünde uygulanan politikalara olmasa da Cumhurbaşkanı'na duyduğu güven şimdilik olası sorunların önünde bariyer görevi yapıyor. Enflasyonun ortaya çıkardığı satın alma gücündeki azalışların telafi edileceğine dair inanç 14 Mayıs seçimlerinden önce olduğu gibi bugün de vatandaş cephesinde kendini koruyor. Merkez Bankası her ne kadar enflasyonda normalleşme için Mayıs 2024 sonrasını işaret etse de vatandaş ve firmalar ocak ayındaki asgari ücret ve memur maaş düzenlemelerinden kayıplarını telafi, geleceklerini garanti altına alarak çıkmak istiyor. Hal böyle olunca Merkez karşısında çalışanların bugünkü sloganı: “Mayıslar sizin olsun biz ocakta şampiyonuz”.

Yeni Şafak Podcast
Turgay Yerlikaya - CHP ve değişimin anatomisi

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Nov 9, 2023 5:08


Demokratik rejimlerin idealize ettiği sosyo-politik koşulların oluşması, denge ve denetleme mekanizmala-rının sağlıklı işlemesi ile mümkündür. Son yıllarda demokrasilerin birçok meydan okuma ile yüzleşmesi dikkate alındığında, söz konusu mekanizmaların önemi daha da iyi anlaşılmaktadır. Türkiye'de, demokrasinin olgunlaşma evresinde başta askeri darbeler olmak üzere bürokratik yapılar aracılığıyla yapılan müdahalelerin ciddi tahribatlar ürettiği ortada. Süreç içerisinde yaşanan birçok soruna rağmen seçimlere katılımın halen önemli seviyelerde olduğu Türk toplumunda, iktidarın devredilme koşullarının sağlıklı biçimde işliyor oluşu önemli bir husus. Bu tür yapısal koşullara sahip olan bir ülkede muhalefetin hem bir denge unsuru hem de iktidara alternatifi olabilmesi bu anlamda oldukça önemli. CHP VE TÜRKIYE'DE MUHALEFET 14 Mayıs seçimleri sonrasında kapalı kapılar ardında başlayan, 28 Mayıs sonrasında ise daha fazla görünür olan değişim tartışmaları, CHP'de Genel Başkanın değişimi ile sonuçlandı. Uzunca bir süredir Kılıçdaroğlu'nun eksende olduğu bu tartışmalarda değişimden kastın ne olduğu ise henüz belirsizliğini koruyor. Değişimin sadece kişilerle mümkün olabileceği kanısı, bu belirsizliğin en temel nedenlerinden biri. Zira değişim talebiyle ortaya çıkan aktörlerin 14 ve 28 Mayıs öncesinde Kılıçdaroğlu'nun yanında oldukları ve seçim sürecinde aktif görev aldıkları düşünüldüğünde, değişim talebinde kendilerini neden paranteze aldıkları sorusu büyük önem kazanmaktadır. Özgür Özel'in Genel Başkanlığındaki CHP'de bir diğer belirsizlik de değişimin kim tarafından yönetileceği ile ilgili tartışmalar. Nitekim parti içerisindeki mücadelede öne çıkan İmamoğlu'nun Özel'den daha etkili bir aktör olduğuna yönelik somut göstergeler söz konusu. Bu göstergelere ek olarak İmamoğlu'na yakın isimlerin parti meclisindeki kazanımları da düşünüldüğünde, İmamoğlu'nun Özel'e karşı daha güçlü bir pozisyonda olduğu görülmektedir. Ek olarak İmamoğlu'nun İYİ Partiyle olan ilişkileri de hesaba katıldığında, denklemde İmamoğlu'nun ağırlığı daha fazla hissedilmektedir. Hatta CHP'nin yakın dönemde bir tür eş başkanlık ile yönetileceği ve bu durumun politika belirlemede ciddi sorunlara da neden olacağı öngörülmektedir. İmamoğlu açısından en önemli sorun ise kendisinin siyasi geçmişi ve CHP ile kurduğu inorganik ilişkinin parti örgütü içerisinde oluşturduğu huzursuzluk. 2028 seçimleri öncesinde yaşanacak Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmaları da muhtemel işbirlikleri ve ittifak tartışmalarını önemli oranda etkileyecektir.

Yeni Şafak Podcast
Turgay Yerlikaya - Yüzüncü yılında Cumhuriyet

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Oct 30, 2023 5:16


28 Ekim 1923'te Gazi Paşa'nın Çankaya'ya davet ettiği isimlerle yaptığı bir toplantıda “Efendiler yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” demesinin üzerinden bir asır geçti. Yüz yıllık sürecin muhasebesi açısından bir milat anlamına gelen bu çıkış, hiç kuşkusuz bir günde alınan bir karar değil. Son dönemde Şükrü Hanioğlu'nun “Atatürk: Entelektüel Biyografi” eseri üzerinden daha geniş bir düzleme oturan bu bağlam, Cumhuriyetin ilanı süreci ve kurucu felsefenin arka planını görmemize yardımcı olmaktadır. Bu açıdan Hanioğlu'nun, Atatürk'ün entelektüel kimliğinin oluşmasında Fransa tecrübesine yaptığı atıflar, Türkiye'nin yüz yıllık serüvenini anlamada önemli bir yer işgal etmektedir. Hanioğlu'na göre; Atatürk'ün askerlik dönemindeki Fransa gezisi ve Fransa'nın siyasi tecrübesi, Gazi Paşa'nın zihnindeki modern Türkiye'nin yol haritasını oluşturmasında oldukça etkili olmuştur. Öyle ki Atatürk'ün Fransız 3. Cumhuriyetine yönelik ilgisi ve rejimin pozitivist karakteri, Türkiye'de sosyo-politik alanın şekillendirilmesindeki ana amillerindendir. Bu nedenle, Cumhuriyet fikrini ortaya atan Atatürk'ün düşün dünyasını şekillendiren unsurların ne olduğunun anlaşılması, Türkiye'nin yakın tarihine ilişkin çözümlemelerin niteliği açısından önemlidir. ERKEN CUMHURIYET VE KAPSAYICILIK Erken Cumhuriyetin ilk yılları, yeni rejimin karakterinin anlaşılması açısından önemli bir laboratuvardır. Nitekim, yeni rejimin kendi meşruiyetini üretme çabasındaki en önemli ayrıntı, bir tür ancine-regime yaratılmasıdır. Eski ve yeni arasında katı bir dikotomi yaratarak eskiye dair olan her şeyi dışarıda bırakan kurucu felsefe, yeni olanı tanımlarken eski ile her zaman bir çatışma içerisinde olmuştur. Nihayetinde eskiye dair olan her şey ya da daha genel bir ifadeyle gelenek, modernin karşısında ve modernliğe engel olarak yorumlanmıştır. Bu açıdan geniş kitleleri temsil eden düşün ve inanç dünyasının yeni rejimdeki karşılığı çok da olumlu değildir. Özellikle rejimin ana bileşenlerinden biri olan laikliğin yorumlanma biçimi, özgürlükleri ön plana çıkartan bir anlayıştan daha ziyade dışlayıcı ve müdahaleci bir pratik üretmiştir. Benzer bir sorun alanı da rejimin karakteri ile yönetim pratiği arasındaki uyumsuzlukla ilgilidir. Monarşiye yani hanedanlığa karşı halkın kayıtsız şartız iktidarı olarak tarif edilen Cumhuriyetin pratikte bekleneni ortaya koyamadığı düşünülmüştür. Uzunca bir süre tek parti iktidarı ile yönetilen Türkiye'de, halkın iktidarının yeterince etkili olamadığı hatta halk olarak kabul edilen geniş toplumsal kesimlerin dışarıda tutulduğu bir siyaset benimsenmiştir. Merkez-çevre ikiliği olarak da okunabilecek bu yönelim, geniş kitleleri dışarıda bırakarak Cumhuriyet teorisini aşındıran bir pratiğin gündem olmasını beraberinde getirmiştir. Çevrenin merkeze doğru ilerlediği dönemlerde ise merkezi tutan kuvvetlerin mukavemeti söz konusu olmuş ve demokratikleşme süreci birçok kez kesintiye uğratılmıştır. Dolayısıyla Fransa Kralı 14. Louis'nin “devlet benim” fikrinde temellenen mutlak monarşiye karşı Cumhuriyeti savunan yeni rejimin siyasal alandaki karşılığı teori ve pratik arasında bir tenakuz yaratmıştır. Bu nedenle Cumhuriyetle birlikte “ümmetten millete, kuldan vatandaşa” geçildi söylemi, özellikle erken dönemde ancine regime temelinde şekillenen bir retorikten öteye gidememiştir.

Kulak Uleması
Bir Erkeğin Günlüğü

Kulak Uleması

Play Episode Listen Later Oct 13, 2023 22:50


Uzunca bir süredir yapmak isteyip tereddüt ettiğim bir teşebbüsü biraz da çekinerek vücuda getirdim. Hayatımın büyük bir kısmında kaleme aldığım ve bir deneme havasında kaleme aldığım günlüklerimden bir sayfayı seslendirdim. Amacım bu satırlarda dile getirdiğim duygularımın kendine yoldaş bulup sonsuzluğa akması. beğenilmesi temennisi ile

Yeni Şafak Podcast
Tamer Korkmaz - “Dış Hatlar yolcusu kalmasın!”

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 13, 2023 3:54


“Yurtta Aşk, Cihanda Aşk” adlı parçayı seslendiren ünlü laikçi Şen Şakrak Şarkıcı “Erdoğan kazanırsa, ülkeyi komple terk ederim” demişti.  Terk edip etmediğini bilmiyorum... Asıl merak ettiğim, bazı şöhretli derin isimlerin tüyüp tüymediği!  Kimileri, 28 Mayıs günü daha sandıklar kapanmadan yurtdışına uçmuş! Mesela, Baron Mister Simit'in mutemet adamı olan eski bir siyasi, soluğu Londra'da almış! Uzunca bir müddet Türkiye'ye dönmeyi düşünmüyormuş! Orada Akın İpek gibi Fetullahçı hainlere taktik falan veriyor mudur, acaba? INTERNATIONAL DEPARTURES Daha önce bu sütunda... NATO'da uzun yıllar görev yapan Albay rütbeli Jemre Birand için “Brüksel'e mi gider, yoksa Miami'ye mi?” diye yazmıştım.  Twitter'da “THY uçaklarının kuyrukları mavi olmuş” diye yakındığını görünce... “Sahi, Paralel Muhibbi Albay, yurt dışına topuklamış olabilir mi?” diye mırıldandım!

Drag Race Günlükleri
S15E16: Grand Finale

Drag Race Günlükleri

Play Episode Listen Later Apr 25, 2023 37:40


Uzunca bir süre sonra ilk kez dört finalistin onlara özel yazılmış şarkılarla sahneye çıktığı final bölümünde en sonunda kraliçemizi taçlandırıyoruz. Ayrıca kadrosu ve tarihi açıklanan All Stars 8'e dair ilk izlenimler de yine bu bölümde.

SEYİR HALİ
Ekonomist Ürkün: Politika faizinde değişiklik beklemiyoruz, uzun süre yüzde 14 seviyesinde tutulacak

SEYİR HALİ

Play Episode Listen Later Aug 18, 2022 109:36


Ahlatçı Yatırım Araştırma Müdürü Barış Ürkün, “Politika faizinde bir değişiklik beklemiyoruz. O tarafta heyecan kalmadı diyebiliriz. Uzunca zamandan beri yüzde 14 seviyesinde sabit tutulacak ve burada sabit tutulmaya devam edilecek” dedi.

Politik Merkez - Robot Okuyucu Yayını

Uzunca süredir Suriye'nin kuzeyindeki Tel Rıfat ve Menbiç'in PKK/YPG terör örgütünden arındırılması ve buraya güvenli bölge inşa edilmesi hakkındaki yetkililerin açıklamalarını duyuyoruz. Peki neden operasyon yapılmadı? Yapılacaksa ne bekleniyor? Cevap şöyle, operasyon yapılacaktır, çünkü hedef CB Erdoğan'ın işaret ettiği gibi sınırımızdan 30-32 km güneyde güvenli bölge adım adım tamamlanacak. O halde operasyon nasıl olacak, acaba bu kez içerikte bir farklılık mı olacak?

Yeni Şafak Podcast
Taha Kılınç - İhvân'ın rotası

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 13, 2022 5:00


Mısır'ın İsmâiliyye şehrinde, 1928'in Mart ayında temelleri atılan Müslüman Kardeşler Teşkîlatı (kısaca: İhvân), kuruluşunun üzerinden henüz dört yıl geçmişken, genel merkezini başkent Kahire'ye taşımıştı. Teşkilâtın karizmatik kurucu lideri Hasan el Bennâ, Kahire'ye yerleşmeyi sadece teşkilâtının daha hızlı büyümesi adına istememişti, aynı zamanda kraliyet yönetimiyle de temas kurmayı hedefliyordu. Kral Fuâd'ın 1936'daki ölümüne dek, Âbidin Sarayı'yla herhangi bir iletişim kanalı bulunamadı. Bu süreçte elbette İngiliz istihbaratı da İhvân'ı ve onun genç liderini yakından izliyordu. Kahire'de bir yandan davet ve irşad çalışmalarına ağırlık veren Hasan el Bennâ, diğer yandan da dergi ve kitap yayınıyla ilgileniyordu. İhvân'ın aylık dergisi “Nezîr”, bu dönemde yayına başladı. Nezîr'in 1938'de piyasaya çıkan bir sayısında, Hasan el Bennâ, Kral Fuâd'ın henüz iki yıl önce tahta çıkan genç oğlu Faruk'a doğrudan hitap ediyordu. “Kral Faruk Hazretleri'nin Makamına” diye başlayan ve Kral'a –oldukça saygılı bir dille– Mısır'ın birliğe ihtiyacının olduğunu hatırlatan açık mektup, birinci sayfanın tamamını kaplıyordu. Hasan el Bennâ'nın satırlarının en dikkat çekici kısmı, Kral Faruk'u “İslâmî açıdan bütün topluma örnek bir şahsiyet” şeklinde tanımlamasıydı. Uzunca bir zaman Kral Faruk'la bire bir görüşebilme fırsatı arayan Hasan el Bennâ, İhvân'ın sonraki düzenli yayını “Cerîdetu'l-İhvân”ı (İhvân Dergisi) da bunun için bir vesile olarak kullandı. 1942, 1945 ve 1948'de Kral Faruk, dergiye üç kez kapak yapıldı. Hepsinde de Kral'ın dindarlığı, Mısır halkına yakınlığı ve kendisinin taht için ne kadar uygun bir isim olduğuna dair özenli vurgular yer aldı. Bu dönemde, Kral Faruk, sınırsız ve sorumsuz bir biçimde gece hayatına savrulmuş, Mısır devleti, paşaların ve güçlü bürokratların elinde oyuncağa dönmüştü. Hasan el Bennâ'nın 12 Şubat 1949'da Kahire'de şüpheli bir suikasta kurban gitmesinden sonra, iki yıllık bir bocalama devresinin ardından İhvân'ın dümenini ele alan Hasan el Hudaybî, oldukça farklı bir tercihte bulunarak, Kral Faruk'u deviren Hür Subaylar cuntasına destek verdi. 23 Temmuz 1952 darbesinin başarıya ulaşmasında, İhvân'ın Mısır toplumunun her katmanına yayılan uzantılarının büyük tesiri vardı. Nitekim Hür Subaylar, darbeden sonra kurulan yeni yönetimde İhvân'a bazı makamlar bahşederek borçlarını ödediler. Mısır'ın yeni hâkimi Cemal Abdunnâsır'a 1954'te İskenderiye'de düzenlenen bir suikast girişimi, rejimle İhvân arasındaki balayını sona erdirdi. Abdunnâsır, İhvân'a kelimenin tam anlamıyla savaş ilân etti. Bürokrasi ve siyaseti İhvân'dan tümüyle arındırdı. 1970'te cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Muhammed Enver Sedat, “komünizm tehlikesi”ne karşı “İslâmcılık”ı desteklemeye karar verince, İhvân'ın uzun yıllar yaşadığı baskılar da sona erdi. Binlerce İhvân mensubu hapishanelerden salıverildi, teşkilât üyelerinin siyaset ve kamuda boy göstermelerine göz yumuldu. İhvân, 1979'da Mısır'la İsrail arasında imzalanan barış anlaşmasına karşıydı ve Sedat'a bu yüzden tepki göstermişti. Yine de, 1973'ten 1986'ya kadar İhvân genel mürşidliği (genel başkan) görevini yürüten Ömer Tilmsânî, Enver Sedat 6 Ekim 1981'de öldürüldüğünde şu açıklamayı yapacaktı: “Sedat, tıpkı Hz. Osman gibi mazlum olarak katledilmiştir!” Hüsnü Mübarek dönemi, Mısır yönetiminin İhvân'a “göz yumduğu” bir başka zaman dilimi olarak kayıtlara geçti. Teşkilâtın resmen siyaset yapması yasak olsa da, çok sayıda İhvân mensubu, farklı partilerin listelerinden milletvekili seçildi, bürokraside görev aldı, sivil toplum çalışmalarına katıldı. 2004-2010 arasında İhvân genel mürşidliği yapan Muhammed Mehdî Âkif'in 2005'te Mısır basınına yaptığı “Hüsnü Mübarek ‘ulu'l-emr'dir. Kendisine itaat vaciptir” şeklindeki açıklama, İhvân'la iktidar arasındaki münasebetlerin de özeti gibiydi.

Kısa Dalga Podcast
ADİL VE GÜVENLİ BİR SEÇİM MÜMKÜN MÜ?

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Jul 26, 2022 30:04


Uzunca bir süredir devam eden adaylık tartışmaları ve baskın bir seçimin olup olmayacağı tartışmalarının odağında 2023 genel seçimlerine gidiyoruz. Peki nasıl bir ortamda seçime gidiyoruz, seçim güvenliği nasıl sağlanacak? Halk seçim güvenliği konusunda ne düşünüyor? Yeşim Özdemir, bu araştırma dosyasında seçim güvenliğini Anayasa Hukukçusu Gözde Atasayan ve Seçim Güvenliği Platformu'ndan Önder Algedik'le konuşuyor

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Easy Turkish Podcast'in ilk bölümü! "İstanbul'da yaşama alışmış birisi, başka bir şehre gittiğinde ne hissediyor?" ilk bölümün en düşündürücü sorusu. Bu bölümde, İstanbul'da yaşadığımız tecrübeleri anlatırken bir yandan da bu şehrin bayıldığımız ve nefret ettiğimiz yanlarını inceliyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Open the Interactive Transcript (https://play.easyturkish.fm/episodes/3bir15my27cbhe6) Download transcript as HTML (https://www.dropbox.com/s/3bir15my27cbhe6/easyturkishpodcast1_transcript.html?dl=1) Download transcript as PDF (https://www.dropbox.com/s/48i5uojsnhcub6x/easyturkishpodcast1_transcript.pdf?dl=1) Download vocab as text file (https://www.dropbox.com/s/sofwi3gde3pa6v9/easyturkishpodcast1_vocab.txt?dl=1) Download vocab as text file with semicolons (https://www.dropbox.com/s/4eq8iob9csmon8k/easyturkishpodcast1_vocab-semicolon.txt?dl=1) (for flashcard apps) Show Notes İstanbul | Easy Turkish 1 (https://youtu.be/DyNFWXjIH-8) (YouTube) Transcript Emin: [0:13] Herkese merhaba! Easy Turkish Podcast'in ilk bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugün Cihat bizimle birlikte. Nasılsın Cihat? Cihat: [0:23] İyiyim Emin, çok teşekkür ederim. Sen nasılsın? Emin: [0:26] Ben de iyiyim. Teşekkür ederim. Easy Turkish YouTube videolarını izleyen varsa beni tanıyor olma ihtimalleri var. Ancak sen ekibimize yeni katıldın. Bize kendini tanıtır mısın? Cihat: [0:37] Tabii ki. Söylediğin gibi ben Easy Turkish ekibine yeni katılıyorum. Benim bu ekipteki görevim de sana Podcast içeriğinde yardımcı olmak. Biz beraber bu Podcast'i yapacağız diye konuştuk. Uzunca yıllardır arkadaşız, her zaman sohbet etmeyi çok sevdik. Çok çeşitli konularda araştırmalar yapıp birbirimize anlatıp böyle "Abi ya gerçekten bu böyle miymiş?", "A böyle de mi bir şey varmış?" diye çok konuştuk. Dedik ki artık bunu bir içerik haline getirelim mi? Easy Turkish Podcast fikrini seninle konuştuğumuzda da bunu ikimizin güzel yapabileceğini düşünmüştük. Beni de insanlar zamanla fikirlerimi, olaylara karşı bakış açılarımı dinledikçe daha iyi tanırlar diye düşünüyorum. Çok heyecanlıyım. Bu bizim projemizin ilk bölümü. Uzunca zamandır deneme bölümleri çekiyorduk. Ama bu sahiden ilk bölümümüz. Bakalım nasıl olacak? Gerçekten merakla bekliyorum ben de herkes gibi. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Yeni Şafak Podcast
Hasan Öztürk - Eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Apr 8, 2022 5:17


Uzunca bir süre, “Küreselleşme, globalleşme” deyip durdular... “Dünya artık büyük bir köy... Sermaye hızlı hareket edebiliyor... Artık ulus devletlerinin bir önemi kalmadı” filan diye de devam ettiler. Geldikleri nokta, Avrupa Birliği'nde (AB) olduğu gibi ulus ötesi organizasyonları bile çatırdıyor. Ülkelerinde ırkçılık almış başını gidiyor. Dahası, 2'nci Dünya Savaşı öncesindeki pozisyonlarına geri dönmüş görünüyorlar. Rusya'yı ekonomik, siyasi ve askeri yönden bitirmek; hatta uzun vadede parçalamak niyetindeler. Buna mukabil, Rusya “Ukrayna meselesini” kendisi için beka meselesi olarak görüyor. Böyle olunca da Ukrayna sahasında kanlı bir hesaplaşma görülüyor. Amerika ve Batı, Ukraynalıları kurban verdi. Karşılığında Putin Rusya'sını her bakımdan çökertmeyi hedefliyorlar. Böylece, kendi hegemonyaları için çıban başı gördükleri başta Rusya ve Çin'i durdurabileceklerini öngörüyorlar. Kendilerine başka bir yol arayanlara da göz dağı veriyorlar. Çok kutuplu bir dünya düzenini istemiyorlar. Hegemonyalarından vaz geçmiyorlar. AMERİKA VE BATI HALA ESKİ STATÜKONUN PEŞİNDE Çin ellerini ovuşturup, küreselleşmenin keyfini çıkarıyor. Dünyanın her devletine, her şehrine, her mahallesine bir ürün satma becerisini kazanmış Çinli orta sınıf, üst orta sınıf olmanın iştahıyla tüketmenin hazzını yaşıyor. Amerika, Biden ile tekrar sahaya dönme hesabıyla, yeni düşmanlar icat ediyor. Buna mukabil, AB, güvenlikte Amerika'ya, enerjide Rusya'ya bağımlılığı nedeniyle ikircikli tutum sergiliyor. Sadece siyaseten değil ekonomik olarak da çok zorlanıyor. Büyük sorunlar yaşarken hiç kendine bakmıyor... Ötekini ötekileştirmeye devam ediyor! AB, üyesi olan Macaristan'a bile tahammül edemiyor. Seçimlerden zaferle çıkan Başbakan Orban yüzünden üyesine mali yaptırım kararı almayı bile dillendiriyor. ««« Memleketlerinde ırkçılık yükselişte. İslamofobi almış başını gidiyor. Yabancı düşmanlığını alenen yapıyorlar. Savaşlar yüzünden batıya göç etmek zorunda kalan doğunun çocuklarını insan yerine bile koymuyorlar. Ukrayna'dan kendilerine sığınanlara ise “mavi gözlü ve sarışın” diyerek kapılarını açıyorlar. Nereye kadar onlara tahammül edecekler göreceğiz. KÖTÜYE GİDİYORLAR, FARK ETTİKÇE “ÖTEKİ”NE SALDIRIYORLAR Kötüye gidiyorlar, fark ettikçe “öteki”ne bulaşıyorlar, hırslanıp saldırıyorlar! Bu kez öteki olarak ilan ettikleri Rusya'yı ekonomik, askeri ve siyaseten bitirmek için elbirliği yapıyorlar. Oysa, Putin Ukrayna'ya saldırmadan hemen önce, “Ben de sizdenim” anlamına gelecek afili cümleler bile kurmuştu... Ne fayda..! ««« Uzaktan salladıkları parmak çoktan kırıldı... Lakin hala parmak sallıyorlar. 2014'te Kırım'ı kurban verdiler, hala parmak sallıyorlar. 24 Şubat'tan bu yana Ukrayna halkını kurban veriyorlar hala sallıyorlar. Sanıyorlardı ki savaşlar ve yıkımlar hiç kapılarını çalmayacak. Ama şimdi yanı başlarında yıkım ve ölüm var. Parmak sallamaya devam ederlerse, bu yıkım kendilerini de vuracak.

MyMecra Podcast
Hızır'a Aşık Olan Adamın Hikayesi - B53 - Biri Bir Gün | Serdar Tuncer

MyMecra Podcast

Play Episode Listen Later Mar 23, 2022 22:35


Her hafta birbirinden farklı hikayelerle izleyicilerini kıssadan hisse almaya davet eden Serdar Tuncer, bu hafta Biri Bir Gün'de "Hızır'a Aşık Olan Adam" hikayesini anlatıyor. Serdar Tuncer bu bölümde başlıca şunları anlattı; Selamın aleyküm erenler ve dahi erenlere gönül verenler hatta ve hatta Neyzen Tevfik merhumun; "Hızır'ı ararsan kendinde ara, bulamadım gibi rezalet etme" mısralarının ne manaya geldiğini bilenler. Uzunca bir zaman sonra tekrar MyMecra'da, stüdyodan sizi selamlıyoruz... İyi gezdik. Üsküp, Bakü... Farklı farklı bölümler, en son eve de... Nasrettin hocaya demişler ki: Hocam, senin hanım çok geziyor. Yok yav demiş, iftira ediyorsunuz. Hocam, vallahi çok geziyor. Yok yav iftira ediyorsunuz. Dediğiniz kadar çok gezse arada bizim eve de uğrar demiş... :) Arada eve de uğranıyor. Çıktık, eve de uğradık ve geldik. Nasrettin hoca... Nereden geldik Nasrettin hocaya? :) Tahir Büyükkörükçü hocanın (Allah rahmet etsin. Mekanı cennet, menzili mübarek, makamı âli, komşusu Efendimiz (a.s.v) olsun.) Hizmeti çok bir hocamızdı. Nev-i şahsına münhasır üslubu ile çok güzel vaazlar eden bir zat-ı şerifti. Ümmet-i Muhammed'e hizmeti çoktur, Mevla gani gani rahmet eylesin. Tahir hocanın bir vaazında anlattığı hadiseyi anlatacağım bugün size... Hızır'a (a.s) aşık olan bir adamı anlatıyor, pek de güzel anlatıyor. Onu arz edeceğim... Tahir hocanın anlattığı mevzu şudur... Adamın birisi bir gün Hızır'ı (a.s) görme arzusu düşmüş kalbine. Hızır'a (a.s) aşık olmuş. Gönlüne bir Hızır'ı (a.s) görme arzusu düşmüş. Ah bi nasip olsa da görsem, bi yüzünü görsem... Böyledir, hani Hızır'la (a.s) karşılaşsanız ve bir şey isteseniz Hızır'da (a.s) elini açıp dua etse, rivayet o ki Mevla onun duasını geri çevirmezmiş, onun duası bereketiyle muradınız hasıl olurmuş. Adamın derdi bu da değil. Aşık, Hızır'a (a.s) aşık... Leyla ile Mecnun gibi... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...

Amerika Günleri
Yıllar sonra sinemaya gitmek

Amerika Günleri

Play Episode Listen Later Mar 6, 2022 12:00


Uzunca bir aradan sonra sinema salonlarında Batman filmini izledim.

Sosyal Çalışma Podcast
Turgay Çavuşoğlu ile Sosyal Hizmet Tarihi (15)- Darü'l-Hayr-ı Âli

Sosyal Çalışma Podcast

Play Episode Listen Later Jan 25, 2022 43:30


Uzunca bir aradan sonra Turgay Çavuşoğlu ile Sosyal Hizmet Tarihi programı kaldığı yerden hızla devam ediyor. Yeni sezonun ilk bölümünde gerçekleştirdiği sosyal hizmet uygulamalarıyla incelenmesi gereken bir konu olan Darul Hayr-i Ali'yi ele aldık. Sedef Ünver'in sunumuyla Turgay Çavuşoğlu ile Sosyal Hizmet Tarihi her ay yeni bölümlerle sizlerle. --- Send in a voice message: https://anchor.fm/sosyalcalisma/message

Unsal Unlu
Siyaset, halka yol açmaya başlamalı.

Unsal Unlu

Play Episode Listen Later Dec 7, 2021 34:08


Farkında mısınız? Uzunca bir süredir olması gereken şeyler olmaya başladı...Tuhaf olan insanlarda bunun tedirginlik yaratması...

Acilci.Net Podcast
KOAH Alevlenmesi Yönetimi, Klinik Uygulama Rehberi – 2021

Acilci.Net Podcast

Play Episode Listen Later Nov 13, 2021 29:04


Herkese merhabalar. Uzunca bir süredir beklediğimiz, Türkiye Acil Tıp Derneği ve Türk Toraks Derneği'nin çalışmasını ortaklaşa yürüttüğü kanıta dayalı KOAH Alevlenmesi Yönetimi, Klinik Uygulama Rehberi, sonunda Turkish Journal of Emergency Medicine dergisinde yayınlandı. Bu değerli çalışmayı Acilci.net bünyesinde incelemekten onur duyduğumu belirttikten sonra, lafı çok uzatmadan konuya giriş yapmak istiyorum. Oldukça detaylı olan bu kılavuzu, mecbur olmadıkça metin içerisine girmeden, yalnızca önerileri sıralayarak özetlemeye çalışacağım.​1​ Metodolojiye Dair Kılavuzun amacının yazarlar tarafından “KOAH alevlenmelerinin acil yönetiminde klinisyenlere yardımcı olabilmek” olarak sınırlandırıldığını görmekteyiz. Bu amaca yönelik detaylıca anlatılmış bir metodolji ile toplamda 22 klinik soruya cevap verilmiş. Bu cevaplardan 16'sı narrative review olarak, klinikte daha önemli olduğu düşünülen 6'sı ise kanıta dayalı olarak yapılandırılmış ve yeterli sayıda randomize kontrollü çalışma bulunan klinik sorular için metaanaliz yapılmış. Karşımızda oldukça fazla mesai harcanmış ve bölgemizde fazlaca karşılaşmadığımız düzeyde kaliteli bir çalışma olduğunu vurgulamak isterim. Kılavuzdaki öneriler, yukarıda da bahsettiğim üzere ikiye ayrılmış. “Klinik soruların kanıta dayalı önerileri” başlığı altında belirtilen öneriler yüksek öneri düzeyi, “Panel önerisi” başlığı altında belirtilen öneriler ise nisbeten daha düşük öneri düzeyine sahip olarak sınıflanmış. 1. Giriş Kılavuz KOAH alevlenmesi tanımlarından bahsederken ilk olarak 1987'de ortaya atılan ve KOAH alevlenmelerine semptomlara göre üçe ayıran şu tanımlama ile başlamış; Tip 1: Dispne, balgam miktarı ve pürülansında artış Tip 2: Bu semptomlardan ikisinin bir arada bulunması Tip 3: Bu semptomlardan birisinin bulunması ve son 5 gün içinde üst solunum yolu enfeksiyonu, başka nedeni olmayan ateş, hışıltı artışı, öksürük artışı, solunum sayısı veya kalp hızında bazale göre %20 artıştan herhangi birinin eşlik etmesi. Sonrasında ise KOAH alevlenmesi için kişiselleştirilmiş tedavi prensipleri, KOAH kliniği ve alevlenme fenotipleri de göz önünde bulundurularak alevlenmeler için önerilen ancak henüz validasyonu yapılmamış yeni bir tanımdan da bahsetmiş; - Dispne artışı ≥5 (0-10 arasında değişen vizüel analog skalasında) olması ve - Stabil dönemdeki oksijen saturasyonunda en az %4 düşme veya bazal değer yoksa O2 saturasyonunun %90'ın altında olması ve - CRP ≥3 mg/dl ve - Periferik kan nötrofilleri ≥9000/mm3 veya periferik kan eozinofillerinin %2'nin üzerinde olması ve - Akciğer görüntülemesinde kalp yetersizliği, pnömotoraks, plevral efüzyon, pnömoni olmaması. Panel Önerisi 1 KOAH alevlenmeleri hastaların solunumsal bulgularında (nefes darlığı, öksürük ve/veya balgam) günlük değişimlerin ötesinde fark edilebilir, kalıcı bir kötüleşme hissetmeleridir. Alevlenmelerin ortak bir araç ile standardize edilmeleri önemlidir. Bununla birlikte panel, alevlenmelerin tanısında semptom temelli tanımın kullanılmasını önermektedir.  2. Hastane Öncesi Tıbbi Bakım Panel Önerisi 2 Hastane öncesinde KOAH alevlenmesi düşünülen tüm hastalar öncelikle havayolu, solunum ve dolaşımın stabilize edilmesi (ABC) prensibine göre değerlendirilmelidir. Hastaların havayolu güvenliği sağlanmalı ve solunum sıkıntısının ciddiyeti değerlendirilmelidir. Hastane öncesinde akut solunum sıkıntısı olan hastaların ilk değerendirilmesinde hasta güvenlik çemberine alınmalıdır. Bunun için intravenöz damar yolu açılmalı, devamlı kardiyak monitrizasyon sağlanmalı ce 12 derivasyonlu EKG değerlendirilmelidir. Hastane öncesinde akut solunum sıkıntısı olan hastaların müdahalesinde stabilizasyon ve birçok ayırıcı tanının arasından olası tanıların daraltılmasına odaklanılması doğru yaklaşımdır. KOAH alevlenmesi düşünülen, olay yerinde tedavi başlatılan hastalar kesin tedavi için hastaneye transfer edilmelidir. Kanıta Dayalı Öneri 1

KENDINI KULLANMA KILAVUZU
Manipülatörlerin Kullandığı 8 Yöntem ve Farkına Varamadığımız Pozitif Manipülasyon - Nilgün Bodur / Kişisel Gelişim

KENDINI KULLANMA KILAVUZU

Play Episode Listen Later Aug 29, 2021 23:49


Bugün konumuz, Manipülatörler ve Manipülasyon Yöntemleri Olumsuz Manipülasyon artık farkındalığmızın arttığı bir konu ama ben bugün farkına varamadığımız hatta varmak istemediğimiz tüm mutsuzluğumuzun sebebi olan zehirli bir manipülasyondan uzun uzun bahsettim :Pozitif Manipülasyon Uzunca bir video oldu. Bu sebeple konu başlıkları için zaman bilgilerini aşağıda paylaştım. İstediğiniz bölüme o dakikaya tıklayarak geçiş yapabilirsiniz. İyi dinlemeler! NİLGÜN BODUR WEB SİTESİ İÇİN TIKLAYIN < 00:00 Giriş 00:45 Tüm Kötülüklerin Anası Manipülasyon 01:25 Manipülasyonun Sözlük Anlamı 02:25 Manipülatörlerin Hedef Aldığı Duygular 04:01 Manipülatörlerin Hedef Aldığı Kişiler 04:28 Olumsuz Manipülasyon ve Pozitif Manipülasyon Tanımları 05:34 Olumsuz Manipülasyonu 8 Yöntemi 14:05 Asıl Sorun "Olumlu Manipülasyon --- This episode is sponsored by · Anchor: The easiest way to make a podcast. https://anchor.fm/app --- Send in a voice message: https://anchor.fm/nilgun-bodur/message

Politik Merkez - Robot Okuyucu Yayını

Ülkeler savunma ve refah problemlerini çözerek gelişirler ve bir güç mücadelesi içindedirler. Olan kaynakları kullanmanın bir adım ötesinde, ülkeler, başkalarından önce davranarak kazanım elde etmek adına, kıyasıya bir rekabet içindedirler. Rekabet sonucu elde edilenlerle beraber ülkelerin gelişme hızı ve etkisi rtaya çıkar. Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir. Uzunca süredir savunma alanında enerjisini harcamaktadır. Savunma alanındaki Türkiye'yi incelemek başlı başına önemli bir konudur. Bu önemli konuyu Soğuk Savaş döneminden başlayarak ele alacağız ve yakın gelecek için bugün çözülmesi gereken problemleri tanımlayarak analizimizi tamamlayacağız. Özellikle Türkiye'nin savunma alanında ABD dahil dünya sistemine kattığı değerleri bu şekildeki bir takdimle ilk defa okuyacaksınız.

Kulak Uleması
Beşi Bir Yerde Troia

Kulak Uleması

Play Episode Listen Later Jun 15, 2021 27:02


Uzunca anlattığım efsanelerin ardından, bilimsel verilerle gerçek Troia'yı nihayet ele almaya başladım. Zaman içinde dokuz katman şeklinde yıkılıp yapılan Troia'nın ilk beş katmanı ve bu kentin kuruluşu öncesi kısa bir Homo Sapiens 101 dersi sizlerin huzurunda. İyi Dinlemeler

Drag Race Halk Kütüphanesi
RuPaulmark Channel ve Rats the Rusical (w/ Matt Göktuğ Sarı)

Drag Race Halk Kütüphanesi

Play Episode Listen Later Jan 25, 2021


Uzunca bir süredir yapmak için can attığım RuPaul’s Drag Race recap podcastlerine artık bu sezon startı veriyorum. Zamanında Asya Ki ile içerisine RPDR katarak da kaydetiğimiz birkaç bölümlük macerasıyla akıllarda yer edinen Geyik, bu sefer benim moderatörlüğünü üstlendiğim bir formatta geri dönüyor bahaneyle. Her hafta başka konuklar alarak mevcut Drag Race bölümlerini, kendi favorilerimizi, bu ...

Dr. Altay Cem MERİÇ
Mektubatı Rabbani 'de Nacizane İtiraz Ettiğimiz Noktalar

Dr. Altay Cem MERİÇ

Play Episode Listen Later Dec 13, 2020 18:10


Uzunca ele aldığımız Mektubatı Rabbani derslerimizin sonuncusunu yayınlıyoruz. Ümmeti bulduğundan daha güzel bir hale getirdiğini düşündüğümüz İmam Rabbani 'ye bir talebesi gibi itirazlarımızı yönelttik. Bununla ne düşmanlık kastettik ne de hocasına olan sevgisinin hakkı çiğneteceği biri gibi davrandık. Umarım bu tavrımız anlaşılmıştır. Allah onu ve bizi cennetlerinde buluştursun. Amin.

Paradoks
15: Sağ Beyin / Sol Beyin

Paradoks

Play Episode Listen Later Dec 11, 2020 41:00


Uzunca bir süredir topluluklarda tartışılan bir kavram, analitik ve duygusal zeka olarak da ele alınan bu başlığı, Kalfa ve Çırak birlikte tartışıyorlar.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Kimsenin Kimseye Şeyi Yok
24. Bölüm | Hayalimizdeki Odaya Mimari Dokunuşlar

Kimsenin Kimseye Şeyi Yok

Play Episode Listen Later May 24, 2020 25:09


Bu bölümü çok güzel bir Murat Kekilli şarkısıyla açıklamayı istedik. Uzunca düşündük. Vazgeçtik. Ama şu çılgınlı olandan bahsediyoruz. Evet. Öyle bir bölüm.

Büyübozumu | Girişimcilik Podcast
#16 | Video ile SEO dünyası nasıl fethedilir?

Büyübozumu | Girişimcilik Podcast

Play Episode Listen Later May 13, 2020 40:04


Uzunca bir aranın sonunda yeni bölümümüzde video ve bu yeni içerik modelini nasıl arama motorlarında öne çıkarabileceğimizi konuştuk. İyi dinlemeler. Bize ulaşmak için: Büyübozumu email: büyübozumu2019@gmail.com Emre Twitter: https://twitter.com/kodlamadan Ekin Twitter: https://twitter.com/khrmnekn

LeBoom
LeBoom S2.B1. - Her Şey Yolunda

LeBoom

Play Episode Listen Later Apr 7, 2020 78:43


Uzunca bir aradan sonra yepyeni bir konseptle karşınızdayız. Evde kaldığımız şu günlerde bol bol dizi ve film izleme fırsatını da yakalıyoruz. LeBoom olarak biz de izlenilesi, devamı beklenilesi, uzak durulası bir çok dizi ve filmi sizlerle paylaşıyor, yorumlarımızı yapıyoruz. Değerlendirmelerimizin ilkini bu bölümüzde dinleyebilirsiniz.

Historia Podcast
Biraz Havadan Biraz Sudan

Historia Podcast

Play Episode Listen Later Apr 5, 2020 44:57


Uzunca bir aradan sonra yeniden birlikteyiz. Bu bölümde günlük diyebileceğimiz bir sohbet gerçekleştirdik. Ayrıca ikinci sezonumuzun da ilk bölümünün kaydını almış olduk.

O Podcast
#703: Televizyon Özel Bölüm (feat. Elçin Yahşi)

O Podcast

Play Episode Listen Later Apr 4, 2020


Uzunca bir süredir sadece televizyon üzerine konuşmak istediğimiz bir O Podcast bölümü çıkarmak istiyorduk biliyorsunuz ki. Kimi konuk alsak olur diye düşünürken olabilecek en iyi ihtimalin teklifimizi kabul edip katılması üzerine podcast tarihimizin içeriği en dolu kayıtlarından biri çıktı ortaya. Seda’yla stüdyomuza (Skype) konuk olan sayın Elçin Yahşi sağolsun, piyasadaki belli başlı yeni dizileri bir ...

Açık Bilim Podcast
BİLİMFİLİ PODCAST #15: MANTIKSAL SAFSATALAR

Açık Bilim Podcast

Play Episode Listen Later Feb 10, 2020 76:52


İnsan beyni, bazı yönlerden, süper bilgisayarların en güçlülerinden bile daha üstün bir performans gösteren harika bir “makinedir”. Ancak, beynimiz, hassas mantığa özel biçimde evrimleşmemiş olarak görünüyor. Zihinlerimizin, içine düşmesi muhtemel pek çok mantıksal tuzak vardır. Eğer bu tuzakların bilinçli olarak farkında olmaz ve onlardan kaçınmak için çaba göstermezsek, kendimizi çukurda bulmamız kaçınılmazdır. Herhangi bir tartışma içerisinde, bazen bilerek, bazen de bilmeyerek mantıksal safsataları neredeyse hepimiz kullanıyoruz. Ancak eğer bir tartışmaya girecekseniz, geçerli argümanlar üretmeniz gerektiğini bilmelisiniz. Daha da özelde, bilimsel bir tartışmada, sarılacağınız şeyin bilimsel veriler olduğunu ve safsatalara başvurmuş halde yakalanmanızın doğru dahi olsa bütün argümanlarınızın çöpe gitmesine sebep olabileceğini unutmayın. Bu yayınımızda gündelik hayatta sıklıkla karşılaştığımız mantıksal safsataların neler olduğunu örneklerle açıkladık. Umuyoruz ki, bu safsatalara aşinalığınızın olması, bir tartışma içerisinde onları kolaylıkla saptamanıza ve rakibinizi ayakta tutan “koltuk değneklerini” elinden almanıza yardımcı olacaktır. Bir sonraki yayınımızda "Uzunca bir aradan sonra tekrar merhaba!" girişi yapmamak adına şimdiden çalışmalara başladık bile. Keyifli Dinlemeler.

BilimFili Podcast
#15: Zihnimizin Düştüğü Hatalar: Mantıksal Safsatalar

BilimFili Podcast

Play Episode Listen Later Dec 21, 2019 76:52


Uzunca bir aradan sonra kaldığımız yerden devam ediyoruz. Yine BilimFili projeleri adına güzel haberler verdiğimiz bir yayınla karşınızdayız. Dönüşümüzün şerefine yayın içerisinde ufak da bir sürprizimiz var

Yalansavar
Yalansavar 20 - Alkali Diyet

Yalansavar

Play Episode Listen Later Sep 29, 2019 57:53


Uzunca bir aradan sonra podcast yayınlarımıza son dönemde oldukça popüler olan Alkali Diyet kavramını irdeleyerek devam ediyoruz. İçinde kafa karıştıran pek çok kimyasal kavram ve terminoloji barındıran bu moda diyetin iddialarının geçerliliğini inceliyor, bu diyetin tarihteki çıkış noktasını anlatıyor ve neden pek çok kişinin bu mucize diyetten medet umduğu hakkında sohbet ediyoruz. Temel kimya bilgisi: asit, baz ve pH nedir? Alkali diyet kavramı ilk ne zaman ortaya çıktı? Homeostaz nedir? Alkali diyet iddiaları için bilim ne diyor? Neden bu kadar popüler? Bu diyeti takip etmenin zararı var mı?

Evrim Ağacı ile Bilime Dair Her Şey!
Manyetik İnsanlar Gerçekten Var Mı?

Evrim Ağacı ile Bilime Dair Her Şey!

Play Episode Listen Later Sep 16, 2019 7:44


Uzunca bir süredir, sahte bilimin ve okültün durgun sularında "manyetik" insanlar hakkında iddialar olmuştur. Dışarıdan bakıldığında bu durum saçma bir iddia olarak görünmektedir. İnsanların bedenlerinden yayılan kuvvetli bir manyetik alan üretebileceklerine dair sağlam bir nedenimiz bulunmamaktadır.… Seslendiren: Ekin Baran Sunar

Onbironsekiz
Geç Kalmış Günlük

Onbironsekiz

Play Episode Listen Later May 11, 2017 27:54


Her fırsatta çatallanan, her dönemecin, iki yeni tercih ile bizi baş başa bıraktığı bir yol düşünelim. Bir tarafta hayalleriniz, öteki tarafta sorumluluklarınız. Bir yanda, sadece sicil numaranızdan ibaret olduğunuz plaza yaşamı ve diğer yanda renkli görünen ama sonsuz bir bilinmezlik... "Ben henüz işe başlamadan bu giriş kartları bana çok havalı gelirdi. Prezantabl abiler, ablalar asarlardı yakalarına, dolanırlardı etrafta. Uzunca bir süre sandım ki, o kartlardan yakama takmayı başarırsam ben de önemli biri olacağım. Meğer benim o mucizevi kart, işe kaç dakika geç kaldığımı hesaplamaya yarıyormuş."

Yalansavar
Yalansavar 14 - Dünya Dışı Yaşam (1)

Yalansavar

Play Episode Listen Later Feb 16, 2017 48:27


Podcastımızın bu bölümünde dünya dışı yaşam ihtimalinden ve sıklıkla medyada duyduğumuz UFO (tanımlanamayan uçan cisim) gözlemlerinden bahsediyoruz. Uzunca bir sohbet olduğu için, bu konuyu arka arkaya iki bölüm halinde işleyeceğiz. Dünya dışı yaşam mümkün mü? Drake eşitliği  nedir? Evren ne kadar büyük?Yaşanabilir gezegen arayışı ve Kepler misyonu. Belirli başlı UFO gözlemleri, Roswell olayı.