POPULARITY
Türkiye'nin gençlik sosyolojisi geleneksel aile yapılarından kariyer planlamalarına, ekonomik sıkışmışlıktan toplumsal beklentilere kadar her şeyin gençlerin evlilik kararlarını doğrudan etkilediği bir döneme doğru hızla ilerliyor. Marketing Türkiye adına Sia Insgiht'ın gerçekleştirdiği “Ev Genci Araştırması”, Youthall tarafından gerçekleştirilen “Gençlerin Beklenti ve Yönelimleri Araştırması” TÜİK'in İstatistiklerle Gençlik verileri bu konuda düşündürücü bir resmi sergiliyor.
Kısa Dalga yazarı İbrahim Ekinci, ekonomi gündemini yorumluyor. Haftanın ekonomik gelişmelerini öğrenmek ve gelecek için sağlıklı öngörüler yapabilmeniz için İbrahim Ekinci'nin hazırladığı haftalık ekonomi bülteni Marjinal Fayda'da ekonomideki genel manzara, piyasalardaki gelişmeler, Dünya'dan ve şirketlerden haberler var. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
ICRYPEX Yönetim Kurulu Başkanı Gökalp İçer ve Ekonomist Ali Perşembe küresel piyasalardaki önemli makroekonomik verileri ve kripto piyasalarındaki gelişmeleri ICRYPEX Podcast kanalında değerlendiriyor.
Bizde çok sık kullanılan sözdür… “Dağ fare doğurdu!”… Bu, yüksek düzeyde bir düş kırıklığının ifadesidir. Düş kırıklığının düzeyi, beklenti ile gerçekleşen arasındaki uçurumun derinliği ile düz orantılıdır… Derinlik ne kadar büyükse, düş kırıklığı da o kadar yüksek olur… İletişimin tek amacı vardır: İkna!.. İkna ise, yukarıdaki cümleden anlaşılabileceği gibi, ancak gerçekleşen ile ilgili algının beklentinin üzerinde tecelli etmesiyle mümkündür…
Daha önce de sözünü etmiştik… Şu ünlü formülü sadece iletişimciler değil, aslında herkesin sindirmesinde ve de yaşam pratiğine geçirmesinde çok büyük yarar var… Büyük düş kırıklıklarını önlemede hayli işe yarayabilir… Hatırlayalım: Tatmin düzeyi (eksi ya da artı) = Algılama – Beklenti… Çok basit değil mi? Yine de biraz açalım… Eğer iletişim kurduğunuz hedef kitlede, paydaşlarınızda ya da karşınızdaki kişide, bilerek – isteyerek ya da sehven aşırı derecede yüksek bir beklenti yaratmışsanız ve gerçekleşen algı o beklentinin altında kalmışsa, işte o zaman oluşturacağınız düş kırıklığı ve dolayısıyla tatminsizlik, algılama ile beklenti arasındaki fark oranında büyük olur… Örneğin; seçim öncesinde “Toplu taşıma araçları öğrencilere bedava olacak” derseniz ve seçimleri kazandıktan sonra tam tersine öğrencilere zam yaparsanız, istediğiniz kadar topu hükûmete, enflasyona, maliyetlere falan atmaya çalışın, kabak bir şekilde sizin başınızda patlar. İçimizdeki bazı İrlandalıların oluşturduğu WhatsApp gruplarında, sosyal medyada ve Saraçhane güdümlü yazılı ve görsel medyada, “40 yıl sonra altın almadan döndüğümüz” 2024 Olimpiyatları'ndaki başarısızlığın tek sorumlusu olarak Sayın Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı iktidarı gösteriliyor… Peki Gençlik ve Spor Bakanı kimi suçluyor? Federasyonları… “Devlet, imkân sağlar. Biz, Türkiye Cumhuriyeti olarak; spor federasyonlarımıza en üst düzey imkânları sunduk. Sağladığımız bu imkânlar, dünyanın pek çok ülkesinde yok. Buna rağmen; bu imkânları doğru ve verimli kullanamayan federasyonlar bunun hesabını verecektir”… Bu arada medyadan söz eden yok… Federasyonlar beklentiyi yukarı taşırken, medyamız da gaz verenlerin başını çekmeyi ihmal etmedi… Ne altınlar cepteydi, değil mi? Filenin Sultanları, okçularımız, karatecilerimiz başta tüm dövüş sporları yıldızlarımız olmak üzere boksörlerimiz, hatta yüzücülerimiz, atletlerimiz… Say say bitmez… Uçup gittik hep birlikte… Öte yandan Sultanlar, Avrupa Şampiyonu olurken ve Dünya Kupası'nı alırken, bu başarıları özel sektörün takımlarına yaptıkları yatırıma yoran içimizdeki İrlandalılar, Paris'te 4'üncü olan Sultanların başarısızlığının sorumluluğunu hemen iktidara yazdılar… Biz ise olayın eğitim sistemimizle doğrudan bağlantısı olduğunu düşünenlerdeniz… Gençlerimizin, akademik başarının yanında uluslararası düzeyde sportif başarı kazanabileceği ortamı, sporu hiçbir şekilde desteklemeyen, tersine köstekleyen bu eğitim ve özellikle sınav sistemi değil, çocukluklarından itibaren disiplin, çalışma ve motivasyon yüklemesiyle bireysel gelişime imkân sağlayan bir stratejinin hakim olduğu eğitim sistemi sağlayacaktır.
*Rasûl-ü Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz'in her zamanki mülayemet, hilm ve civanmertliğini Hudeybiye Sulhü ve Mekke Fethi esnasında da ortaya koyması neticesinde öyle insanlar Müslüman olmuşlardı ki, onlar katiyen harplerde dize getirilebilecek kimseler değillerdi. Mesela, Hazreti Hamza'nın şehit edilmesine sebebiyet veren Hind bile daha sonra mücahede meydanlarında hizmet eden bir kahramana dönüşmüştü. Yine, Siyer'de nakledildiğine göre, onun eşi Ebu Süfyan hazretleri, isabet eden bir okla gözü eline düşünce, “Şu kadar sene Peygamberini tanımadın, ne işe yararsın ki sen!” diyebilmişti. *Rasûl-ü Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz'in hadiseler karşısındaki tavrı engin bir siyer felsefesiyle yeniden ele alınıp toplumumuza kevser gibi içirilmeli. *Yananlarla yanmamak için içilmesi gerekli olan şeyi içmek lazım; o da mülayemet âb-ı hayatıdır; yumuşaklık, başkalarının hissiyatına saygılı olma, hırçınlığı terketme ve temkinli olma kevseri ve zemzemidir. *Dünyevî her beklenti insanın bünyesine düşmüş bir güve gibidir; bir gün onu yer bitirir.
Abdulkerim Durmaz, Melih Şendil moderatörlüğünde Fenerbahçe'nin lig ve Avrupa serüvenindeki performansını yorumluyor.Beklenti ve öngörülerini yorumluyor.
Perspektif'in yeni bölümünde ekonmomist Güldem Atabay Fitch'in Türkiye'ye ilişkin not arttırım kararının detaylarını, uluslararası kuruluşların dolar/TL tahminlerini ve gıda enflasyonunun düşündürdüklerini masaya yatırıyor.İyi dinlemeler...
Beklenti içinde olmak,beklentisizlik,hayat,akış,bağ kurma ve yine hayata dair duyguları konuştuğumuz bir sohbeti bırakıyoruz buraya . --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/ozlmbstnci/message
William Von Osten isimli bir adam, sahip olduğu bir atın üstün zekalı olduğunu iddia ediyordu. Hans ismini verdiği bu at, onun iddiasını kanıtlıyor gibiydi. Sonrasıysa dallanıp budaklanan, bilim dünyasında yeni bir bakış açısı yaratan bir hikayenin yaşanmasına yol açmıştı. Hiçbir Şey Tesadüf Değil'in bu bölümünde, Hans'ın hikayesinden yola çıkıp beklentiler üzerine kafa yoruyor ve Pygmalion etkisini inceliyoruz. ------- Podbee Sunar -------Bu podcast, GetirAraç hakkında reklam içerir.GetirAraç'ı indirmek ve ilk kullanımda 500 TL indirimden faydalanmak için, tıklayın.Bu podcast, Hiwell hakkında reklam içerir.Hiwell'i indirmek ve "pod10" koduyla %10 indirimden faydalanmak için tıklayın.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Merhaba sevgili dostum :) Bu videoda hayat kaliteni düşüren ve hatta dibe vurduran 7 beklentiden bahsediyorum. Bunları tamamen ortadan kaldırmak mümkün değil ama birazcık değiştirebilirsin.
Kararlarımızı sandığımız kadar rasyonel veremiyor ve pek çok sefer kestirmeden giderek, çeşitli kısayollar kullanarak, farklı yanılgılara düşerek ilerliyor olabilir miyiz? Yaşayan en önemli psikologlardan Nobel ödüllü Daniel Kahneman'ın "Beklenti Teorisi"ne göre tam olarak bunu yapıyoruz.Salus'un desteğiyle hazırlanan bu bölümde "Karar Verme Süreçleri"ni ve bu süreçlere dair Kahneman ve Tversky'nin öne sürdüğü "Bekleti Teorisi"ni anlattım.Bu bölüme destek veren Salus bir kişisel sağlık uygulaması. Salus'a üye olarak psikolog, fizyoterapist ve diyetisyenlerle görüşebilir, online terapi alabilirsiniz. Tüm terapistlerinin klinik psikolog formasyonuna sahip olduklarını belirtmek isterim. Salus'a aşağıdaki linkten üye olabilir, bu hizmete YENIHALLER10 koduyla %10 indirimli sahip olabilirsiniz.https://salus.go.link?adj_t=179qe15n_17p9qbwd
Gazeteci İbrahim Ekinci, bir haftanın ekonomi gündemini yorumluyor... "Son açıklanan enflasyon verisine göre 2023 yılını MB ve OVP beklentisi seviyelerinde (%62 – 65) tamamlamak neredeyse imkansız hale geldi. Beklenti yüzde 70'in üzerini gösteriyor. Yıl sonuna 3 ay var. Tahminin tutması için aylık %3.3 civarı enflasyon gelmesi gerek. Ancak bunun gerçekleşmesi imkansıza yakın. Fiyat artışlarında coşku izliyoruz. Baz etkisi olmayacak. Geçen yıl, son üç ayında enflasyon %3,54, 2.88 ve 1,18 gelmişti. “Bedava gaz” etkisi kalkıyor. Elektrik zamları geldi. Petrol fiyatları yüksek seyrediyor. Gıda fiyatlarında da hızlı yükselişler beklemek gerekiyor. Antalya Ticaret Borsası verilerine göre meyve miktar endeksi yıllık % 67.33 azalırken fiyat endeksi %199.33 artış göstermiş."
Türkiye'de insanlar bir yerlerde tanımlayamadıkları yahut afili buldukları kelimelerle karşılaştıklarında bağlam daha çok ilgilerini çeker. Oysa birçok durumda sıradan gelen ve bildiğimiz kelimeler daha sırlıdır. Mesela ekonomi alanında rasyonel-irrasyonel gibi kavramlar hemen dikkat cezbetse de sarf, tasarruf, infak gibi kavramlar temel belirleyicilerdir. Bu kavramlara, özellikle de dikkatli kullanıldıklarında, okuyanın veya dinleyenin diğer kavramlara göre daha özenli kulak kabartması gerekir. Son dönemde tanıdık olup asıl dikkat verilmesi gereken kavramsa beklentidir. Beklenti, ekonomide neredeyse her modelin içinde kendisine yer bulur. Bazen ölçülmeye çalışılır, bazen ihmal edilir, bazen yorumlanabilir, bazense yorumlanamaz. Belki bazen modele yanlış sokulur, bazen doğru... Çünkü aslında beklenti söz konusuyken önemli olan beklentinin ölçülebilir ya da yorumlanabilir olup olmadığı değildir. Çokları bu hatayı yapar. Beklentiyi belirleyici kılan homojen olup olmamasıdır. Ölçümü yahut yorumlanması ikincil meseledir. Beklentiler homojense sorun yoktur model çalışır. Ama beklentiler homojen değilse, yani olumlu ile olumsuz iki nokta arasında bir tarafta kümelenmiyorsa ve aynı anda hem olumsuz hem olumlu beklentiler gözlemleniyorsa
Enflasyon rakamları açıklandı. TÜİK'e göre yüzde 38,21'e gerileyen yıllık enflasyon, bazı özel şirketlerin dikkate almaya başladığı ENAG'a göre ise yüzde 108,58... Yani arada 2,84 kat fark var... Bu da gösteriyor ki; yine bir ‘algılama kamaşası' ile karşı karşıyayız... Dün sabah, bizim TVNET'e konuk olan iki hocamız; Doç. Dr. Levent Yılmaz ve Prof. Dr. Murat Ferman durumu değerlendirdiler. Her ikisinin de mutabık olduğu tespit, biraz da bizim uzmanlık alanımıza girdiğinden, ilgiyle izledik. Levent Yılmaz Hoca şu önemli görüşleri dile getirdi: “Merkez Bankası ile Hazine ve Maliye Bakanlığı'nda yeni bir yönetim var. Hem Hafize Gaye Erkan hem de Mehmet Şimşek büyük beklentilerle görev başı yaptılar. Ama bir süredir bizim ‘sözlü yönlendirme' dediğimiz enstrümanı kullanmaktan imtina ediyorlar. Yani, piyasaları yönlendirecek şekilde uzun uzadıya bir açıklama yapmadılar. O açıklamalar gelmeyince; piyasa kendi kendine bir yön arıyor. Beklenti oluşturuyor; o beklenti gerçekleşecek mi, gerçekleyecek mi diye bakıyor... Özellikle döviz kuru tarafındaki yukarı yöndeki hareketin belirli bir plan dâhilinde olduğunun izah edildiği tablo başka sonuçlar doğururdu... Dolayısıyla bu sözlü yönlendirme meselesi son derece önemlidir... Merkez Bankası, mikro-makro ihtiyati tedbirleri zaman içerisinde kaldıracağını söyledi ama bunun algoritması nedir; bunu bilmiyoruz... ...Benim anladığım kadarıyla hem Sayın Şimşek hem de Sayın Erkan bugüne kadar konuşmamayı tercih ettiler ama 27 Temmuz'da yılın 2. enflasyon raporu toplantısı var. Orada Sayın Erkan'ın kameralar karşısına çıkıp, önce enflasyon raporunu açıklayıp, ardından da sorulara cevap vermesini bekliyoruz. Biz 27 Temmuz'a kadar sorularımıza cevap alamayacaksak, bu beklentilerdeki bozulmayı da doğal karşılamamız lazım. ...Bir taraftan bunu istismar edenler var, doğru. Diğer taraftan bütçe yapabilmek için önünü görmeye çalışanlar da var. ...Fakat, bekliyoruz, bekliyoruz; hiçbir yönlendirme, sinyal yok. Gece Resmî Gazete'de gördüğümüzde ertesi gün hesaplarımız şaşıyor. O yüzden bunun sözlü yönlendirmesinin daha önemli olduğunu, bu konudaki iletişimin daha güçlü olması gerektiğini ifade etmeye çalışıyorum...” Murat ve Levent hocaların birlikte altını çizdikleri tespit ise sözlü yönlendirmenin pek çok finansal, kurumsal, yasal uygulamadan daha güçlü, etkili ve önemli olduğuydu... Yani işin özü; iletişim ile algılama ve gelecek beklentisi yönetimi ile ilgidir... Hakikat, bir kez daha karşımıza çıkıyor: İletişim sürekli doyurulması gereken bir kanaldır. Eğer o kanalı siz doldurmazsanız başkaları ‘illaki' doldurur; o zaman da iletişim kanalizasyona döner... Günün sözü “Hiçbir şey kesin olmadığında, her şey mümkündür.” Margaret Drabble, İngiliz yazar Gözümüze takılanlar...
dünyanın gözü Türkiye'nin üzerinde... Biden'dan Macron'a, Putin'den Schultz'a sıraya girmiş vaziyetteler... Beklenti ‘tavan' yapmış gibi! İnsanımızın da beklentisi onlardan aşağı kalmıyor. Sayın Cumhurbaşkanı durumun farkında... Bakanlar Kurulu'nu teşkil ederken beklentilerle ilgili hangi ‘birincil mesajı' vereceğini biliyor... Her zaman belirttiğimiz gibi vaatlerin olmazsa olmaz ‘partneri', güvendir... Cumhurbaşkanı'mızın şahsında sağladığı ‘sınanmış güven' ortamını, tüm kabine üyeleriyle tüm hükûmet süreçlerine teşmil etmek amacıyla büyük bir çaba içinde olduğunu gözlemlemek zor değil... Ekonomi, yatırımlar, dış ticaret, enflasyon (özellikle ev kiraları), cari açık gibi ‘sert konular' (hard issues); dış politika, millî kültür, eğitim, adalet sistemi, ülkenin marka değeri gibi ‘yumuşak konular' (soft issues) “Türkiye Yüzyılı”nın kilometre taşları olarak karşımıza çıkacak.
ICRYPEX Yönetim Kurulu Üyesi Gökalp İçer ve Ali Perşembe, Trading Sohbetleri podcast programında bu hafta bu hafta açıklanan ekonomik verilerin piyasalara ve riskli varlıklara etkisini sizler için değerlendirdi.
Herkese merhaba! Bu bölümde mükemmeliyetçilik, içerik üretmenin tahminimden daha zor olması ve şu ana kadarki süreçte yaşadığım zorluklar, özgüven, eleştirilmek, eleştiri kabul etmek, linç kültürü v.b konulara yer verdim. Bugün bir konuğum var. Berk ile birlikte bahsettiğim tüm bu konular hakkında konuştuk. Daha fazlası için bölümü dinlemeye davet ediyorum. Keyifli dinlemeler dilerim.------------------------------------------Bu bölüm konuğum:Berk Öztoprak------------------------------------------Podcast'in devamlılığına katkıda bulunmak isterseniz. Buy me a coffee platformu aracılığıyla bir kahve ısmarlayabilirsiniz.https://www.buymeacoffee.com/gelecekistasyon------------------------------------------Twitter - Durmuş KavcıoğluInstagram - Durmuş KavcıoğluReklam ve iş birlikleri için: info@gelecekistasyon.net
ABD'de perakendecilerin büyük indirimlerle karlarını arttırmaya çalıştığı, tüketicilerin ise avantajlardan faydalandığı Kara Cuma satışları başladı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Türkiye'ye İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılımı konusunda, "ne kadar erken olursa o kadar iyi olur" açıklaması yaptı. Almanya'da Olaf Scholz hükümeti çifte vatandaşlık yasasında reforma gidiyor ve özellikle Türk kökenli göçmenlerin yıllardır yerine getirilmeyen beklentilerine cevap verme hedefiyle çifte vatandaşlığı kolaylaştıran düzenlemenin yakın zamanda hayata geçirilmesi bekleniyor. Ayrıntılar Stüdyo VOA yayınında
Küresel ekonomi tarafında işler iyiye gitmiyor. Özellikle bu kış ekonomilerin yaşayacağı olumsuzlukların çok daha kötüleşeceğine yönelik fikir birliği de giderek güçleniyor. Dahası ve en önemlisi bu endişeler şimdiden bazı göstergelere yansımaya başladı. İLK GERÇEK ENERJİ KRİZİ Küresel enerjide yaşanan gelişmelere ilişkin en doğru veri akışını Dünya Enerji Ajansı yapıyor. Bildiğiniz üzere bu ajansın başkanı da Dr. Fatih Birol var. Kendisinin enerji alanındaki değerlendirmeleri altın niteliğinde çünkü resmin tamamını okuma konusunda ciddi bir tecrübesi var. Bu bakımdan Birol'un son değerlendirmesine bir göz atmakta fayda var. Birol, küresel sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) piyasalarında arzın talebi karşılayamayacağı endişesi ve başlıca petrol üreticilerinin üretimi kısmasının dünyada yaşanan “ilk gerçek enerji krizine” neden olduğunu belirtiyor. Birol, OPEC+ ülkelerinin üretimi azaltma kararını da resesyon endişelerinin arttığı bir dönemde “tehlikeli” olarak değerlendiriyor. ABD VE AB'DE PMI VERİLERİ PMI verileri imalat sanayii performansının değerlendirilmesinde en hızlı ve güvenilir referans kaynaklarından birisidir. Söz konusu endeks şirket satın alma yöneticilerinin mal-hizmet satın alma eğilimlerini inceler ve ekonomide büyüme veya daralma sinyalini görmek için öncü göstergelerden birisidir. Şimdi bu önemli veri için ABD ve AB tarafına bakalım. ABD'nin son PMI verisi 50'nin altına düştü. 50 kritik eşik zira PMI verisinde 50'nin altı daralmaya üstü ise büyümeye işaret ediyor. Bu bakımdan ABD'nin PMI verisinin 49,9 olarak gerçekleşmesi son dönemdeki resesyon endişeleri ile paralel bir görünüm sergiliyor. AB tarafında ise işler daha riskli görünüyor. Euro Bölgesi PMI Endeksi de beklentilerin altında geldi. Beklenti 47,5 iken gerçekleşme 47,1 oldu. Almanya özelinde bakarsak Bileşik PMI verisi 2020 Mayıs ayından bu yana en düşük seviye olan 44,1'e geriledi. Fransa'nın imalat PMI verisi de 47,4 oldu. Özetle büyük ülkeler için PMI verileri resesyon beklentilerini artıracak şekilde oluşmaya devam ediyor. TÜRKİYE'DE ÜRETİM VERİLERİ Yazımın başında da belirttiğim üzere küresel ekonomik gelişmelerden ve maalesef olumsuz olanlardan etkilenmemek mümkün değil. Bu bakımdan özellikle Avrupa'nın daralıyor olması Türkiye ekonomisi için de bazı verilerin dikkatle takip edilmesi gerekliliğini gösteriyor. Örneğin son açıklanan İmalat Sanayii Kapasite Kullanım Oranı verisi bir önceki aya göre 0,5 puanlık bir düşüş göstererek %76,9 oldu. Benzeri şekilde her ne kadar halen artış devam ediyor olsa da Sanayi Üretim Endeksi tarafındaki belirginleşen yavaşlamayı da bir kenara not edelim. Elbette verilerdeki son gelişmeleri tek başına değerlendirmek doğru olmasa da diğer gelişmeleri de göz önüne alarak söz konusu verileri yakından takip etmeye devam etmemiz gerekiyor.
Mükemmelliyetçi Beklenti ile Edilgenleştirme Pedagog Adem Güneş
Bir yıl önce muhalefetin en temel politik argümanı “128 milyar dolar nerede” sorusu idi. Aslında sorunun cevabı basitti. TL'si olan dövizi satın aldı. Zaten tartışmalar CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici'nin, “Merkez Bankası bilançosundan bakarsınız. Rakamlar ne yapıyor, başka rakamlar nereye geldi, nereye gitti. O bilgilerin üstüne bir tahminimiz var. Ama söylersem kendi sorduğumuz soruyu kırmış olurum. Para kaybolmaz, bilanço okumayı bilen insanlar, dolar alımları-satımları nasıl olmuş, ne zaman olmuş, her iş görülür” açıklamalarından sonra bıçak gibi kesildi. Kesici'nin bu açıklaması siyasi hayatına mal oldu. Her dönem adı cumhurbaşkanlığı adayları arasında zikredilen Kesici, bu cevaptan sonra unutuldu. Konumuz “128 milyar dolar nerede” sorusu değil ama o günlerde verilmesi gereken bir cevabı vereyim ki, bugünlerde yaşanan tartışmalara da katkısı olsun. YANLIŞ SORU SORDUNUZ Sorulması gereken, “128 milyar dolar nerede” sorusu değil, “2018 yılında yabancıların elinde Türkiye'deki mevduatın 2 katı kadar TL niye var” sorusuydu. Sendeki mevduatın iki katı kadar TL var ellerinde adamların. O TL ile dolar satın almaya başladılar. Hatta ellerindeki TL ile yetinmediler, yüksek faizle borçlanarak daha fazla TL bulup, daha fazla dolar almanın gayretine düştüler. Bizim muhalefet de “128 milyar dolar nerede” diye soruyor. Nerede olacak, TL'si olanlar satın aldı. Peki, bunu yapanların derdi neydi? Türkiye'yi ekonomik dara düşürüp, iktidarı zorda bırakmak. Bir ileri aşama Erdoğan'ı iktidardan indirme. 6'lı Masa'nın derdi de küresel foncuların derdi de Erdoğan'ın iktidarına son vermek. Kılıçdaroğlu etrafında kümelenen muhalefet, bu ekonomik kriz tezine o kadar inandı ki, bütün yumurtalarını ekonomik kriz sepetine koydu. Finansal terör operasyonu netice getirmeyince “128 milyar dolar nerede” diye perdeleme yapmaya kalkıştılar. Hâlbuki İlhan Kesici'nin dediği gibi nerede olduğunu çok iyi biliyorlardı. 2018 Ağustos ekonomik saldırısından beri bir beklentiye girdiler: Türkiye büyük bir kriz yaşayacak, vatandaş isyan edecek. Beklenti gerçekleşmedi. Bu yüzden iktidar olma hayali içinde olan CHP merkezli muhalefet hareketi, son zamanlarda kâbus görmeye başladı. KASAYA GİREN HER KURUŞTAN RAHATSIZLAR Kovid salgını ve Rusya-Ukrayna savaşı başta olmak üzere her olumsuz küresel kaostan medet umanlar, her geçen gün hüsran yaşıyor. Önce Karadeniz'deki doğal gaz keşfini küçümsediler, sonra baktılar iş ciddi, görmezlikten geldiler. Ukrayna-Rusya savaşının bunlarda oluşturduğu bahar havası da kısa sürdü. Türkiye'nin duruşu dünyada takdir topladı. Antalya'da, İstanbul'da diplomasi masaları kuruldu.Bir yıl önce muhalefetin en temel politik argümanı “128 milyar dolar nerede” sorusu idi. Aslında sorunun cevabı basitti. TL'si olan dövizi satın aldı. Zaten tartışmalar CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici'nin, “Merkez Bankası bilançosundan bakarsınız. Rakamlar ne yapıyor, başka rakamlar nereye geldi, nereye gitti. O bilgilerin üstüne bir tahminimiz var. Ama söylersem kendi sorduğumuz soruyu kırmış olurum. Para kaybolmaz, bilanço okumayı bilen insanlar, dolar alımları-satımları nasıl olmuş, ne zaman olmuş, her iş görülür” açıklamalarından sonra bıçak gibi kesildi. Kesici'nin bu açıklaması siyasi hayatına mal oldu. Her dönem adı cumhurbaşkanlığı adayları arasında zikredilen Kesici, bu cevaptan sonra unutuldu. Konumuz “128 milyar dolar nerede” sorusu değil ama o günlerde verilmesi gereken bir cevabı vereyim ki, bugünlerde yaşanan tartışmalara da katkısı olsun. YANLIŞ SORU SORDUNUZ
"Beklenti tüm hayal kırıklıklarının anasıdır."
Henry Kissinger ne zaman konuşsa küresel basının ilgi odağı olur.. Tabii bizim matbuatın da... Son olarak yeni yazdığı kitap vesilesiyle ('Liderlik') Wall Street Journal'a röportaj verdi ve tabii yer kürenin aktüel durumu ile ilgili de konuştu... Özü şu; 'ABD, bir amacı da olmadan, Rusya ve Çin'le savaşın eşiğine geliyor'... Medyanın doğal dürtüsü onu 'savaş'a yönelttiği için başlıklara da bu çıktı ama hem tehlikeli hem de ilgiyi hak eden kısım, “amacı olmadan” okumasıdır... Eğer ABD, kendini hem Rusya'nın hem Çin'in karşısına yerleştiriyorsa.. Dahası aynı anda bunu yapıyorsa.. Daha da dahası, ittifaklarını bu cepheye sürü(klü)yorsa.. Beklenti; yaşanmakta olan “yeni dünya düzenine geçiş sürecine”, yani küresel akıntıya karşı vaziyet alıyor' olur. Amerika bu.. Plansız/hedefsiz/amaçsız olması düşünülebilir mi?
Satış beklentilerin yüksek olduğu bir iş. Beklenti ise stratejinin mükemmel olduğu yerde daha etkindir. Dinleyin, dinletin. Haydi başlayalım.
Geçtiğimiz Perşembe günü iki kritik konuyu yakında izledik. İlki ABD ekonomisinin büyüme verisiydi. İkincisi de TCMB'nin Enflasyon Raporu. ABD EKONOMİSİ YİNE DARALDI Bir önceki yazımda ABD ekonomisin resesyona girme ihtimali üzerine bir yazı kaleme almış ve resesyon kavramının teknik tartışmalarını detaylı bir şekilde anlatmıştım. Burada söz konusu tartışmaları tekrarlamayacağım. Ancak o yazıdan bu yana açıklanan veri ABD ekonomisinin teknik olarak resesyona girdiği anlamında geliyor. ABD ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde %1,5 daralmıştı. Hatta oran sonradan %1,6 olarak revize edildi. Beklenti ise daralmanın tersine %1,1 büyümeydi. İkinci çeyrekte ise piyasa beklentisi %0,4 iken ekonomi %0,9 daraldı. RESESYON MU DEĞİL Mİ? İktisadi literatürdeki yaygın kanı, bir ekonominin iki çeyrek üst üste daralmasının resesyon olduğu yönünde. Ancak Amerikan Ulusal Ekonomi Araştırma Bürosu (NBER) resesyonu “ekonominin tüm alanlarına yayılan ve birkaç aydan fazla süren ekonomik aktivitedeki önemli düşüş” olarak tanımlıyor. Ayrıca ABD ekonomisinin resmi olarak resesyonda olup olmadığını da NBER ilan ediyor. Yani ABD ekonomisi iki çeyrek üst üste daralmış olsa bile NBER “ekonomi resesyonda değil” diyebilir. FED'İN KARARI POWELL'IN KONUŞMASI ABD büyüme verisinden bir gün önce de Fed'in faiz kararını ve Fed Başkanı Powell'ın konuşmalarını takip ettik. Fed, beklentilere paralel bir şekilde 75 baz puanlık faiz artışı yaptı. Sonrasında ise Powell'ın “Faiz artışlarını bir noktada yavaşlatmak uygun olacaktır.” açıklaması piyasalarda olumlu karşılandı. Powell ABD ekonomisi için resesyon beklemediğini de tekrarladı. Ancak takip eden günkü veri ABD ekonomisinin iki çeyrek üst üste daraldığına işaret etti. Bakalım Powell'ın ABD ekonomisi için öngördüğü “yumuşak iniş” senaryosu gerçekleşecek mi? Zira daha önceki dönemlerde Fed Başkanı Greenspan 2008 öncesinde “kriz riski yok” demişti. Yine Hazine Bakanı Yellen enflasyona “geçici” derken Powell da “resesyon yok” ifadelerini kullanmıştı. Hepsinde tam tersi oldu. Umarım bu kez öyle olmaz. TCMB'NİN ENFLASYON TAHMİNİ Perşembe günü takip ettiğimiz bir diğer önemli gelişme de TCMB'nin Enflasyon Raporu'ydu. Raporda TCMB'nin 2022 yılı sonu için enflasyon tahminini %42,8'den %60,4'e güncellediğini gördük. Ayrıca yine yıl sonu için gıda enflasyonu tahmini %49'dan %71,3'e güncellendi. 2021 yılı Aralık ayındaki enflasyonun %36,08 olduğunu düşünürsek yıl sonu için %60,4'lük tahmin dengeli olarak değerlendirilebilir. Ancak yıl sonuna kadar kurdaki ve küresel enerji fiyatlarındaki gelişmelerin olası seyrini göz önüne alırsak bir sonraki enflasyon raporunda yeniden yukarı yönlü bir güncellemenin yapılma ihtimali de oldukça kuvvetli.
Dünyada bir çok farklı alanlarda bir çok uluslararası kurum ve kuruluşlar bulunmaktadır. Bir çok ülke, kendi başına baş edemediği problemlerde meselenin muhatabı olarak bu kurum ve kuruluşlara başvuruyorlar. Ülkeler arasında çıkan anlaşmazlıkta ve savaşlarda gözler BM'ye çevrilirken, ülkelerin karşılaştığı finansal krizlerin üstesinden gelmek ve kısa dönemli finansal kaynak sağlanması için IMF'den yardıma başvururken ve gerçekleştirilecek
Basit Türkçe ile Haberler / News in Simple Turkish by skypeturkish.com Bugün 15 Temmuz 2022 Cuma. Basit Türkçe ile Haberler'in yeni bölümüne hoş geldiniz. Çin Ekonomisi İkinci Çeyrekte Küçüldü Çin ekonomisi karantina önlemleri nedeniyle yılın ikinci çeyreğinde daraldı. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla, ilk çeyreğe kıyasla yüzde 2,6 oranında düştü. Yıllık bazda ise yüzde 0,4 oranında büyüdü. Beklenti yüzde 1'di. Yani yıllık büyüme, beklentinin altında kaldı. Çünkü nisan, mayıs ve haziran aylarında Çin'in birçok büyük kentinde koronavirüs kısıtlamaları vardı. Çin, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ve ülkede "Sıfır Covid" politikası var. Fakat bazı iyi göstergeler var. Kısıtlamaların kalkması ile haziran ayında Çin ekonomisi biraz iyileşti. Ülkede tüketici güveni yüksek. Ekonomideki küçülmeye rağmen işsizlik düştü. Yine de ekonomistler, “Sıfır Covid” politikası devam ederken hızlı bir iyileşme beklemiyor. Ülkede önceki yıllarda çok hızlı büyüyen emlak sektörü eskisi kadar iyi değil. Ayrıca küresel ekonomik görünüm de zayıf. Dinlediğiniz için teşekkürler! Lütfen bu bölümü Türkçe öğrenen diğer kişilerle de paylaşın! Yeni bölümde görüşmek dileğiyle, hoşça kalın!
NATO Zirvesi'ne damga vuran ‘üçlü muhtıra'dan rahatsız olanlar var... Biri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu... “[Cumhurbaşkanı] yelkenleri suya indirdi... Başta kaldığım sürece asla giremezler. E ne oldu? Gittin, bastın imzayı, çıktın geldin” demiş... Meral Hanım'ın “Beklenti karşılamıyor, bu bir tavizdir” ifadesinden Kılıçdaroğlu ile aynı görüşü paylaştığı anlaşılıyor. İsveç'ten de gelmiş... Sosyal Demokrat Parti ve terör örgütü YPG/PKK destekçisi olduğu söylenen bağımsız milletvekili Amineh Kakabaveh “Kara bir gün” demiş... İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde ise “Erdoğan'a boyun eğmedik”. Türkiye'nin çıkarına bir işin bazılarını memnun etmeyeceğini biliyorduk elbette ama ülkemiz muhalefetinin bir kez daha terör örgütüyle aynı ağızdan konuşmayı kendine nasıl yakıştırdığını hiç bilemedik... Anlayamadık... Oysa sonuçları itibarıyla NATO Zirvesi'nin “Türkiye'nin diplomatik zaferi” olduğu çok açık... Bu, Ukrayna-Rusya görüşmelerindeki kilit pozisyonundan sonra “Yalnızlaştı” denilen, “itibarsızlaştığı” iddia edilen ülkemizin, uluslararası platformda, son dönemdeki ikinci ‘dev' başarısı... Ve bu başarının Madrid'de geçen iki verimli günden ibaret olmadığı, aylar süren çalışmaların sonucu olduğu da ortada. Dışişleri Bakanlığı ve bürokratlarının ilmek ilmek ördüğü bir süreç söz konusu... Sayın Cumhurbaşkanı'nın şimdi ‘aleyhte delilmiş' gibi kullanmaya çalışılan “Ben olduğum sürece teröre destek veren ülkeler NATO'ya giremezler” sözü de bu süreçte yürütülen stratejinin kamuoyuna yansıyan adımlarından biriydi.
Allah sizi de öyle yıldızlar topluluğu yapsın; “nûrun ala nûr” olan bu yolda sabit-kadem eylesin!.. “Değildir hâle çıkmış cami içre kürsi-i vâzâ, Gürûh-u encüme Nûr ayetin tefsir eder mehtap!” Edebiyatla meşgul olanlar bilirler; Urfalı Nâbî'nin bu. Çok beğendiği bir nâsihin kürsüdeki durumunu anlatırken söylemiş. Ben onu alıp, bir yönüyle, o sözleri Efendimiz'e tevcih ediyorum, min gayri haddin. Kıtmîr'in tevcihine bakıp da, ona değer vermeyin siz, amma O'na çok yakışıyor: “Değildir hâle çıkmış…” “Hâl”, kamerin etrafındaki o parlak hâleye denir. “Değildir hâle çıkmış, cami içre, kürsi-i vaaza” Minber-i vaaza… “Gürûh-i encüm”e.. Yıldızlar topluluğuna… Allah sizi de öyle yıldızlar topluluğu yapsın, inşaallah!.. Yıldızlar topluluğu… أَصْحَابِي كَالنُّجُومِ، بِأَيِّهِمْ اِقْتَدَيْتُمْ اِهْتَدَيْتُمْ “Benim sahabîlerim yıldızlar gibidir; hangisine tutunursanız, hidayete erer, Bana ulaşırsınız!” “Gürûh-i encüme Nur ayetin tefsir eden Mehtâp!..” O Mehtâp, “Kamer-i Münîr”, yıldızlar topluluğuna Nûr ayetini tefsir ediyor: اللهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ Münevvirü's-semâvâti ve'l-Ard.. اللهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ اَلْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ اَلزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِنْ شَجَرَةٍ مُبَارَكَةٍ زَيْتُونَةٍ لاَ شَرْقِيَّةٍ وَلاَ غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللهُ لِنُورِهِ مَنْ يَشَاءُ وَيَضْرِبُ اللهُ الأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ “Allah göklerin ve yerin nûrudur. O'nun nûrunun misali, tıpkı içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. Lamba bir sırça (cam) içinde, o sırça da sanki parlayan incimsi bir yıldız! Bu lamba, ne yalnız doğuya, ne de yalnız batıya mensup olmayan kutlu, pek bereketli bir zeytin ağacından tutuşturulur. Bu öyle bereketli bir ağaç ki, nerdeyse ateş değmeden de yağ ışık verir. Işığı pırıl pırıldır. Allah dilediği kimseyi nûruna iletir, gerçeği anlamaları için insanlara böyle temsiller getirir. Allah her şeyi bilir.” (Nûr, 24/35) نُورٌ عَلَى نُورٍ Allah, sizi “nûrun ala nûr” olan o yolda sabit kadem eylesin!.. يَا نُورَ النُّورِ، يَا مُنَوِّرَ النُّورِ، يَا مُصَوِّرَ النُّورِ، يَا مُقَدِّرَ النُّورِ؛ نَوِّرْ قُلُوبَنَا، نَوِّرْ عُيُونَنَا، نَوِّرْ أَبْصَارَنَا، نَوِّرْ عُقُولَنَا، نَوِّرْ كُلَّ شَيْءٍ لَنَا؛ يَا عَزِيزُ يَا جَبَّارُ، يَا جَلِيلُ يَا قَهَّارُ، يَا ذَا الْجَلاَلِ وَاْلإِكْرَامِ، يَا حَنَّانُ، يَا مَنَّانُ، يَا اَللهُ يَا هُو، يَا اَللهُ اْلأَحَدُ الصَّمَدُ، يَا اَللهُ الْحَيُّ الْقَيُّومُ، يَا اَللهُ الرَّحْمَنُ الرَّحِيمُ؛ اِسْتَجِبْ دَعَوَاتِنَا، وَلاَ تُخَيِّبْ رَجَاءَنَا، وَلاَ تَرُدَّنَا خَائِبِينَ؛ آمِينَ، أَلْفَ أَلْفَ آمِينَ، وَصَلَّى اللهُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلَّمَ (Ey nurların nuru.. ey nurları nurlandıran.. ey nurlara sûret ve şekil veren.. ey nurları takdir eden Rabbimiz!.. Kalblerimizi nurlandır.. gözlerimizi nurlandır.. basar ve basiretlerimizi nurlandır.. akıllarımızı nurlandır.. bizim her şeyimizi nurlandır!.. Ey Aziz, ey Cebbâr, ey Celîl, ey Kahhâr, ey Zülcelâli ve'l-ikrâm, ey Hannân, ey Mennân, ey Allah, ey Hû!.. Ey Ehad ü Samed Allah, ey Hayy ü Kayyûm Allah, ey Rahman ü Rahîm Allah!.. Dualarımızı kabul buyur!.. Beklenti ve ümitlerimizde bizi hüsrana uğratma!.. Sana açılan ellerimizi ve gönüllerimizi mahrum ve nasipsiz olarak geri çevirme!.. Âmin… Binlerce, milyon kere âmin!.. Efendimiz Hazreti Muhammed'e, O'nun güzîde ailesine ve Ashâb-ı Kirâmına salat ü selam edip bunu vesile kılarak talebimizi seslendiriyoruz Rabbimiz!..)
Bu video 12/03/2017 tarihinde yayınlanan "İDEAL DÜNYANIN HAK ÜÇGENİ" isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel... Allah sizi de öyle yıldızlar topluluğu yapsın; “nûrun ala nûr” olan bu yolda sabit-kadem eylesin!.. “Değildir hâle çıkmış cami içre kürsi-i vâzâ, Gürûh-u encüme Nûr ayetin tefsir eder mehtap!” Edebiyatla meşgul olanlar bilirler; Urfalı Nâbî'nin bu. Çok beğendiği bir nâsihin kürsüdeki durumunu anlatırken söylemiş. Ben onu alıp, bir yönüyle, o sözleri Efendimiz'e tevcih ediyorum, min gayri haddin. Kıtmîr'in tevcihine bakıp da, ona değer vermeyin siz, amma O'na çok yakışıyor: “Değildir hâle çıkmış…” “Hâl”, kamerin etrafındaki o parlak hâleye denir. “Değildir hâle çıkmış, cami içre, kürsi-i vaaza” Minber-i vaaza… “Gürûh-i encüm”e.. Yıldızlar topluluğuna… Allah sizi de öyle yıldızlar topluluğu yapsın, inşaallah!.. Yıldızlar topluluğu… أَصْحَابِي كَالنُّجُومِ، بِأَيِّهِمْ اِقْتَدَيْتُمْ اِهْتَدَيْتُمْ “Benim sahabîlerim yıldızlar gibidir; hangisine tutunursanız, hidayete erer, Bana ulaşırsınız!” “Gürûh-i encüme Nur ayetin tefsir eden Mehtâp!..” O Mehtâp, “Kamer-i Münîr”, yıldızlar topluluğuna Nûr ayetini tefsir ediyor: اللهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ Münevvirü's-semâvâti ve'l-Ard.. اللهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ اَلْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ اَلزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِنْ شَجَرَةٍ مُبَارَكَةٍ زَيْتُونَةٍ لاَ شَرْقِيَّةٍ وَلاَ غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللهُ لِنُورِهِ مَنْ يَشَاءُ وَيَضْرِبُ اللهُ الأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ “Allah göklerin ve yerin nûrudur. O'nun nûrunun misali, tıpkı içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. Lamba bir sırça (cam) içinde, o sırça da sanki parlayan incimsi bir yıldız! Bu lamba, ne yalnız doğuya, ne de yalnız batıya mensup olmayan kutlu, pek bereketli bir zeytin ağacından tutuşturulur. Bu öyle bereketli bir ağaç ki, nerdeyse ateş değmeden de yağ ışık verir. Işığı pırıl pırıldır. Allah dilediği kimseyi nûruna iletir, gerçeği anlamaları için insanlara böyle temsiller getirir. Allah her şeyi bilir.” (Nûr, 24/35) نُورٌ عَلَى نُورٍ Allah, sizi “nûrun ala nûr” olan o yolda sabitkadem eylesin!.. يَا نُورَ النُّورِ، يَا مُنَوِّرَ النُّورِ، يَا مُصَوِّرَ النُّورِ، يَا مُقَدِّرَ النُّورِ؛ نَوِّرْ قُلُوبَنَا، نَوِّرْ عُيُونَنَا، نَوِّرْ أَبْصَارَنَا، نَوِّرْ عُقُولَنَا، نَوِّرْ كُلَّ شَيْءٍ لَنَا؛ يَا عَزِيزُ يَا جَبَّارُ، يَا جَلِيلُ يَا قَهَّارُ، يَا ذَا الْجَلاَلِ وَاْلإِكْرَامِ، يَا حَنَّانُ، يَا مَنَّانُ، يَا اَللهُ يَا هُو، يَا اَللهُ اْلأَحَدُ الصَّمَدُ، يَا اَللهُ الْحَيُّ الْقَيُّومُ، يَا اَللهُ الرَّحْمَنُ الرَّحِيمُ؛ اِسْتَجِبْ دَعَوَاتِنَا، وَلاَ تُخَيِّبْ رَجَاءَنَا، وَلاَ تَرُدَّنَا خَائِبِينَ؛ آمِينَ، أَلْفَ أَلْفَ آمِينَ، وَصَلَّى اللهُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلَّمَ (Ey nurların nuru.. ey nurları nurlandıran.. ey nurlara sûret ve şekil veren.. ey nurları takdir eden Rabbimiz!.. Kalblerimizi nurlandır.. gözlerimizi nurlandır.. basar ve basiretlerimizi nurlandır.. akıllarımızı nurlandır.. bizim her şeyimizi nurlandır!.. Ey Aziz, ey Cebbâr, ey Celîl, ey Kahhâr, ey Zülcelâli ve'l-ikrâm, ey Hannân, ey Mennân, ey Allah, ey Hû!.. Ey Ehad ü Samed Allah, ey Hayy ü Kayyûm Allah, ey Rahman ü Rahîm Allah!.. Dualarımızı kabul buyur!.. Beklenti ve ümitlerimizde bizi hüsrana uğratma!.. Sana açılan ellerimizi ve gönüllerimizi mahrum ve nasipsiz olarak geri çevirme!.. Âmin… Binlerce, milyon kere âmin!.. Efendimiz Hazreti Muhammed'e, O'nun güzîde ailesine ve Ashâb-ı Kirâmına salat ü selam edip bunu vesile kılarak talebimizi seslendiriyoruz Rabbimiz!..)
Deneyimli gazeteciler yorum, analiz ve en sıcak kulis bilgilerini ekranlardan paylaşıyor… FOX Haber Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk, gazeteciler Murat Yetkin, Çiğdem Toker, Nevşin Mengü ve Deniz Zeyrek ile birlikte orta sayfayı yeniden yazmaya başlıyor. Orta Sayfa her Cuma 23.30'da FOX'ta! Facebook: https://www.facebook.com/foxhaber Twitter: http://www.twitter.com/FOXhaber İnstagram: https://www.instagram.com/FOXhaber/
Elbette hepimiz bir iş görüşmesinden, ilk randevudan, okul sınavından veya büyük bir seyahatten önce, şu veya bu zamanda beklenti kaygısı […]
Hafta ortasından günaydın! Dünya'dan ipuçları ile başlıyoruz:-Rusya‘nın Ankara Büyükelçisi: NATO'nun Ukrayna'ya gelişmiş taarruz silahları konuşlandırmasına izin vermemeye kararlıyız.-Japonya, vatandaşlarının Ukrayna topraklarını acilen terk etmesini istedi.-Belarus devlet başkanı: Ben de, kuvvet komutanlarımız da savaş istemiyor.-ABD‘nin Ukrayna'ya 300 Javelin tanksavar füzesi teslim ettiği iddia edildi.-Beyaz Saray: Biden'ın Ukrayna'ya asker gönderme gibi bir niyeti yok.-FED faiz kararını bugün açıklayacak. Beklenti yıl içerisinde dört artırım olması yönünde.-Suudi Arabistan ile Irak elektrik şebekelerini birbirine bağlayacak.-THY, İstanbul Havalimanı'nda iniş ve kalkışların başladığını bildirdi.
Hrant Dink, katledilişinin 15. yılında anıldı: 15 eksik yıl… Rakel Dink'ten Hrant Dink'e: eni toprağa verirken buradan yükselen isyan ve itiraz sesi susmadı, susmayacak... HDP'nin Hrant Dink cinayetinin aydınlatılması önergesi reddedildi.. Muhtarların maaşı asgari ücret seviyesine çıktı... 6 partinin güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışması tamamlandı, son söz genel başkanlarda... Prof. Dr. Naci Görür, Ege Denizi'ndeki depremi değerlendirdi: Bardağı taşıran son damla gibi... Gözler Merkez Bankası'nda... Beklenti faizin sabit tutulacağı yönünde.. Fransa'da 1 günde yaklaşım yarım milyon vaka... Ukrayna gerilimi büyüyor, ABD: Rusya her an Ukrayna'ya saldırabilir İhale iptal edildi: Anadolu koyun ve keçileri kurtuldu... Bülten yayında..
MediaMarkt'ın sunduğu Potacast'in 490. bölümünde Orkun Çolakoğlu ve Kaan Kural, ilk olarak, Neil Olshey'nin görevine son veren Portland Trail Blazers'ı ve Lillard-McCollum ikilisini nasıl bir geleceğin beklediğini konuşuyorlar. Taşların yerinden oynaması beklenen Indiana Pacers'taki gelişmelere de değindikten sonra, takımlar yaklaşık 25 maçı geride bırakmışken, beklentilerin altında sezon geçiren oyunculardan bir liste çıkarıyoruz. / Ses Tasarımı: Vadi Sound (00:45) Power Podcast Ödülleri (06:50) Portland (18:05) Indiana (25:05) Sezonu beklenti altında geçiren oyuncular
MediaMarkt'ın sunduğu Potacast'in 490. bölümünde Orkun Çolakoğlu ve Kaan Kural, ilk olarak, Neil Olshey'nin görevine son veren Portland Trail Blazers'ı ve Lillard-McCollum ikilisini nasıl bir geleceğin beklediğini konuşuyorlar. Taşların yerinden oynaması beklenen Indiana Pacers'taki gelişmelere de değindikten sonra, takımlar yaklaşık 25 maçı geride bırakmışken, beklentilerin altında sezon geçiren oyunculardan bir liste çıkarıyoruz. / Ses Tasarımı: Vadi Sound (00:45) Power Podcast Ödülleri (06:50) Portland (18:05) Indiana (25:05) Sezonu beklenti altında geçiren oyuncular
“Şimdiki Zaman” programının 65. bölümünde Ayşe Çavdar ve Aysuda Kölemen, “belirsizlik” kavramından yola çıkarak, belirsizliğin insanı ya da ülkeyi hasta eden, psikolojiyi alt-üst eden ve geleceği karartan bir yönü olduğuna dikkat çekerek, içinde bulunduğumuz belirsizlik ortamında ve sonrasında muhalefetin ne gibi bir yol izleyebileceğini değerlendirdi.
Beklenti yönetimi, tüm iletişim faaliyetleri için 'kritik başarı faktörleri'nden biridir. Hem farklılaşmayı hem de algılamayı yönetme açısından büyük önem taşır. Seçmen beklentiye oy verir. Gelin adayı beklentiye göre karar verir. Ürün ve hizmet satın alımının başrolünde yine beklenti vardır. Bu işin bir formülü bile var: TATMİN = ALGILAMA – BEKLENTİ Yani, yüksek beklenti karşısında algılama düşük olursa; sonuç tatminsizliktir, düş kırıklığıdır... Bu sonuç da bilindiği üzere agresyona neden olur...
Business Channel Tv'de yayınlanan YEŞİM ÖZÇELİK ile İLİŞKİLENDİREMEDİKLERİMİZ programı sizlerle... Yeşim Özçelik, her zaman olduğu gibi bu hafta yine ilişkiler üzerine merak edilenleri anlatmaya devam ediyor. Beklenti nedir ? Öğrenmek için bu yayını kaçırmayın... #ilişkiler #communacation #beklenti
Merhabalar! Profesör Trelawney'in kehanetinden, kendini gerçekleştiren kehanetten ve mitolojideki pygmalion'dan bahsediyorum. Keyifli dinlemeler! https://tr.wikipedia.org/wiki/Beklenti_etkisi mösyö taha'nın bölümde bahsettiğim videosu: https://youtu.be/ZoGqTTTc37U art: pygmalion ve galatea, louis gauffier (1797)
Haziran ayı enflasyon rakamları açıklandı. TÜİK'in hesaplamalarına göre Haziran'da TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) aylık %1,94 ve yıllık %17,53 artış gösterdi. Diğer yandan Yİ-ÜFE (Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi) de artış göstermeye devam ediyor. Son veriye göre Yİ-ÜFE aylık %4,01 ve yıllık %42,89 artış göstermiş. Verilere göz attıktan sonra kısaca analizine bakalım.
AA-09.04.2021
Başbakan Merkel ile eyalet başbakanları arasında yapılan görüşmede 16 Aralık'tan 14 Şubat'a kadar alınan Corona önlemlerinin 14 Mart'a kadar uzatılması bekleniyor. En azından Başbakan Merkel'ın talebi bu yönde. Eyaletler ise halka geleceğe yönelik perspektif sunan bir kademeli gevşeme planı istiyor ve bazı eyaletlerin bu yönde hazırlıkları var. İlk etapta kuaförlerin açılması bekleniyor. Okullar ve KITA lar da açılması gerekenler listesinde ön sırada yeralıyor. Audio : Ayrıntıları Tuba Tuncak aktarıyor
Gerçekleşmesini istediğimiz şeyler bizim beklentilerimizdir. Beklenti içerisinde olmak doğamız gereği, ancak dozunu ayarlamayı bilmek gerekir. Beklentilerimiz yüksek olursa veya düşük olursa ne olur? Bu durumlarda ne yapmak gerekir? Kimler beklenti içine girer? Daha fazla detayı bu bölümde bulabilirsiniz. Keyifli dinlemeler:) organikbeyinlerpodcast@gmail.com https://www.instagram.com/organikbeyinlerpodcast/
Potacast’in 453. bölümünde Orkun Çolakoğlu ve Kaan Kural, NBA sezonunun ilk ayındaki görüntüsüyle alarm veren bazı takımları sıralıyorlar. Ayrıca Boston Celtics’in zaaflarına ve hızlı bir yükselişe geçen Jaylen Brown’a değiniyorlar. (02:35) Bulls (05:00) Raptors (10:10) Heat (14:10) Wizards (24:40) Pelicans (31:00) Kings (32:40) Mavericks (36:45) Jaylen Brown & Celtics
Potacast'in 453. bölümünde Orkun Çolakoğlu ve Kaan Kural, NBA sezonunun ilk ayındaki görüntüsüyle alarm veren bazı takımları sıralıyorlar. Ayrıca Boston Celtics'in zaaflarına ve hızlı bir yükselişe geçen Jaylen Brown'a değiniyorlar. (02:35) Bulls (05:00) Raptors (10:10) Heat (14:10) Wizards (24:40) Pelicans (31:00) Kings (32:40) Mavericks (36:45) Jaylen Brown & Celtics
Potacast'in 453. bölümünde Orkun Çolakoğlu ve Kaan Kural, NBA sezonunun ilk ayındaki görüntüsüyle alarm veren bazı takımları sıralıyorlar. Ayrıca Boston Celtics'in zaaflarına ve hızlı bir yükselişe geçen Jaylen Brown'a değiniyorlar. (02:35) Bulls (05:00) Raptors (10:10) Heat (14:10) Wizards (24:40) Pelicans (31:00) Kings (32:40) Mavericks (36:45) Jaylen Brown & Celtics
Türk Lirasına ‘beklenti’ Dopingi [Yusuf Dereli] by Tr724
Euroleague Podcast bu bölümünde geçen hafta söylediğim gibi tamamen Fenerbahçe Beko'yu konuştum. Gherardini'den Kokoskov'a yeni transferlerden Fenerbahçe Beko'nun yeni sezondaki Play-Off ve Final Four şansına kadar görüş ve tahminlerimi sundum. Buyursunlar, --- This episode is sponsored by · Anchor: The easiest way to make a podcast. https://anchor.fm/app
X-Cast'in yeni bölümünde ikilimiz enteresan bir haftadan geçiyor. Beklenti altında kalanlar, üstüne çıkanlar ve mutlu edenler. Bunun yanında bu sezonun daha ilk bölümünde başlattığımız bir hikayeyi bu bölümde tamamlıyoruz.
Proses Podcast Versiyon NBA’in yeni bölümünde OKC, Bulls, Grizzlies ve Timberwolves konuştuk. Ayrıca açıklanan All-Star kadrolarının ardından kendi tahminlerimizi değerlendirdik.
Saat Farkı | NBA'den 2020 için 7 Beklenti by Farklı Kaydet.
"Yargılamadan, beklenti içinde olmadan, sadece gözlemle. Kendine dışardan bir göz ol ve ağırlıklardan uzaklaş, serbest bırak. Tutunacak hiç bir şey yok. Her şey dengede ve uyumda, fark et!" Bu bölümde Ece uyguladığı meditasyonu dinleyicileriyle paylaştı. Kargaşa ve kaostan biraz olsun uzaklaş ve kendine kulak ver. En basitiyle başla, bu soruyu uzun zamandır kendine sormadın: Nasılsın? Gelecek bölümleri kaçırmamak için abone olmayı unutmayın!Airbnb indirimi için tıkla.Ece'yi Instagram'da takip et
Pembe sıçmaktan vazgeçtik ve hayal kırıklıklarımızdan konuştuk. Buzluktaki dondurma kabından çıkan sarmadan, flörtün -de/da ları yazamamasından yola çıkıp beklentiler ve hayal kırıklıkları üzerinden sohbet ettik. Mail: durdurbiseydicem@gmail.com Instagram : durdurbiseydicempodcast
¤ Herşey düzgün olmalı! ¤ Herşeye yetişmeye çalışıyorsunuz ama bitmek bilmiyor.¤ Dışarıdan bakıldığında herşey mükemmel işte ama size öyle gelmiyor.¤ Başarılarınız ya da sahip olduklarınız size yetmiyor, bunlar zaten olağan geliyor.¤ Ayrıntılar sizin için hemen herşeyden önemli.¤ Herşey yolunda gitse bile kendinizi sürekli gergin hissediyorsunuz.¤ Sürekli bir koşturmaca halindesiniz. Zaman size yetmiyor.¤ Çevrenizdekiler, hızınıza ve taleplerinize yetişemiyor.¤ Bazı işleri sürekli erteliyorsunuz.¤ Bel, sırt, baş ağrısı, kolit, ülser, astım, kalp, cilt sorunları, panik atak, kronik uykusuzluk, yorgunluk nedeniyle gittiğiniz doktorlar şikayetlerinizin stres kaynaklı olduğunu düşünüp psikiyatriye yönlendiriyorlar. Ama sizin psikiyatrik bir sorununuz yok!¤ Aslında sadece elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorsunuz ama bitmek bilmiyor. Buna gücünüz varken niye yapmayasınız? Ama o İYİye bir türlü ulaşamıyorsunuz.* Mükemmeliyetçilik şeması nedir?* Genetik yönü var mıdır?* Kişinin yetiştiği ortam ya da çevreden mi kaynaklanır?* Toplumun beklentileri ne kadar belirleyici? * Ebeveynlerin çocuklarından beklentileri neler olmalıdır?* Bu şema kişiye ve çevresine ne kadar zarar verir?* Tedavi gerektirir mi? Tedavi olur mu?
Ana, baba ve öğretmenlerin öğrenciden genel beklentisi, onların "derslerine çok çalışıp, başarılı olmaları" yönündedir. Beklenti böyle olunca başarısızlığın nedeni, "yeterince çalışmamak" olarak görülmekte ve öğrenciden sürekli daha çok çalışması istenmektedir. Oysa gerekli olan "bilinçsizce çok çalışmak" değil; verimli ders çalışma yollarını iyi bilerek ve bunlardan gereğince yararlanarak etkili çalışmaktır. Verimli ders çalışma yollarını öğrenmek isteyen öğrencinin, önce bu yönde olumlu alışkanlıklar kazanmaya kararlı ve niyetli olması gerekir.