Podcasts about cihangir

HEY! Beyoğlu: Yapılar, Mimarlar, Hikâyeler “Büyüdüğüm Yerden: Cihangir, Çocukluk, Mimarlık” Moderatör: Cem Sorguç  Konuşmacı: Han Tümertekin   Mimar Cem Sorguç'un hazırlayıp, sunduğu HEY! Beyoğlu: Yapılar, Mimarlar, Hikâyeler başlıklı podcast dizisi, ikinci sezondaki son bölümünde mimar Han Tümertekin'i ağırlıyor. Beyoğlu'nun geçmişi yüzyıllar öncesine uzanan semtlerinden Cihangir'de doğan ve bu semtte çocukluğunu geçiren Han Tümertekin, Cihangir'in 1960'lar ve sonrasında geçirdiği dönüşümlerden çocukluk anılarına, mahalle sakinlerinin günlük yaşantısından semtteki ilkokul yıllarına, Cihangir ve Beyoğlu'nun farklı yıllar arasındaki renklerini ve seslerini kişisel deneyimleri üzerinden anlatıyor. Beyoğlu'ndaki kişisel tarihinin yanı sıra bölgedeki birçok mimari eserin yeniden yapılandırılması sürecinde başarılı işlere imza atan Han Tümertekin bir mimar olarak bölgedeki deneyimlerini ve çalışmalarını da farklı perspektifler ve anlatılar üzerinden dile getiriyor.  

Türkiye'nin ikinci astronotu Tuva Cihangir Atasever'in 1,5 saatlik bilim misyonu kapsamında 8 Haziran'da başarılı bir şekilde gerçekleştirilen Yörünge Altı Araştırma Uçuşu görevini ele alıyoruz. Bu kapsamda 7 adet deney gerçekleştiren Atasever, sağ salim bir şekilde deneyleri gerçekleştirerek yeryüzüne iniş yapmıştır. Bu bölümümüzde bu uçuşun bir önceki astronotumuz Alper Gezeravcı'nın yapmış olduğu uzay misyonu uçuşundan farklarının ne olduğuna değiniyoruz. Bu uçuşun tam olarak nasıl olduğuna ve bu uçuş esnasında meydana gelen mikroyerçekimi ortamında yapılacak deneylere değiniyoruz. Herkese keyifli seyirler dileriz! #astronot #tuvacihangiratasever #türkiye #alpergezeravcı #vssunity #virgingalactic #space #uzay #yerli #milli #new #newvideo

Çetin Ünsalan'ın hazırlayıp sunduğu Reel Piyasalar programına DEİK Türkiye - Tacikistan İş Konseyi Başkanı Dr. Cihangir Fikri Saatçioğlu konuk oldu.

Çetin Ünsalan'ın hazırlayıp sunduğu Reel Piyasalar programına DEİK Türkiye - Tacikistan İş Konseyi Başkanı Dr. Cihangir Fikri Saatçioğlu konuk oldu.

Ad Verbrugge in gesprek met Sezgin Cihangir van het Nederlands Mathematisch Instituut over de stand van het rekenonderwijs in Nederland. Op 22 mei wordt er een bijeenkomst over het rekenonderwijs door het NMI. Meld je hier aan: https://www.mathematischinstituut.nl/artikelen/laat-je-stem-horen-over-de-toekomst-van-het-rekenonderwijs-op-22-mei/ Kom op 28 juni naar De Nacht van De Nieuwe Wereld. Bestel je kaarten hier: https://dnw.eventgoose.com/ - Een eerder gesprek met Sezgin Cihangir: https://www.youtube.com/watch?v=8K7L9bJDy3o - Een eerder gesprek over het rekenonderwijs met Peter Langerak: https://www.youtube.com/watch?v=yzXrz_gj4qQ - Het rapport van de onderwijsinspectie: https://www.onderwijsinspectie.nl/documenten/rapporten/2024/04/17/rapport-de-staat-van-het-onderwijs-2024- Beter Onderwijs Nederland: https://www.beteronderwijsnederland.nl/- Over de lesmethode 'Wetenswaardig': https://www.mathematischinstituut.nl/wetenswaardig/

Nasıl Olunur'un bu bölümdeki konuğu sanat pratiğini, 50 yıldan uzun süredir, göç, bellek, kültürel kimlikler, aidiyet gibi toplumsal meselelere odaklanarak sürdüren Gülsün Karamustafa.Gülsün Hanım ile bugünlere nasıl geldiğini, ailesini, sanatı için neden o konuları seçtiği, bugünlerde neler yaptığı gibi konularda konuşmayı çok istiyordum; konuştuk da... Ancak sohbete onun isteğiyle, şehirlerimizden, semtlerimizden, o şehirlerin belleğimize bıraktığı hatıralardan bahsederek başladık.Gülsün Hanım, Cihangir'in ilk apartmanlarından Bazlamacı Apartmanı'nda oturmaktadır. Geçmişe hakimdir ancak geçmişin bir gün ete kemiğe bürünüp karşısına çıkması onda bambaşka etkiler yaratır. Bir gün alışverişten dönerken apartmanlarını bambaşka bir bakışla izleyen bir çift görür. Grigoris Bazlamacı, apartmanlarını yaptıran, Olimpos Gazoz Fabrikası sahibi Nikoli Vaslamatzis (Bazlamacı)'nın oğludur. 6-7 Eylül olaylarının ardından gittiği Atina'dan yıllar yıllar sonra, çekinerek, korkarak eşinin ısrarıyla İstanbul'a gelir. Apartmanlarının durduğunu görmek onu mutlu eder. Onu evi, binaya davet eden Gülsün Karamustafa ile dostlukları ise ikisi için de çok şey değiştirir...Bu gibi hikayeler bize neler söyler?Gülsün Hanımla bunları, değişen şehirleri, www.herumutortakarar.com projesini, beni çok şaşırtan sürpriz bilgilerle dolu aile üyelerini, öğrencilik ve öğretmenlik yıllarını, sinemadan diskotek memurluğuna farklı alanlarda yaptığı işleri konuştuk. Tabii, koordinasyonunu İKSV'nin üstlendiği Venedik Bienali Uluslararası Sanat Sergisi Türkiye Pavyonu'nda sergilenen "Oyuk ve Kırık Dökük: Bir Dünya Hâli" adlı yerleştirmesinin sohbetini yapmayı da ihmal etmedik. Gazeteci#Journalist ~ #Art- #Food- #Travel lover ~ #EnthusiastBooks:

İstanbul'un tarihi kütüphanelerinden birinin de Koca Ragıp Paşa kütüphanesi olduğunu ilimle, kitapla iştigal eden hemen herkes bilir. Bu kütüphanenin banisi Koca Ragıp Paşa hem Osmanlı devlet adamlarının en değerlilerinden biri olarak kabul ediliyor hem de divan edebiyatının gözde temsilcilerinden sayılıyordu. Merhumu ve kütüphanesini anlatmadan önce, beş buçuk yıl sadrıazamlığını yaptığı Sultan Üçüncü Mustafa'dan – bir iki cümleyle de olsa – söz etmek gerekiyor. Üçüncü Mustafa da, ecdadı olan diğer Osmanlı hükümdarları gibi şair, mütedeyyin, vatansever bir kimseydi. “Cihangir” mahlasıyla şiirler kaleme aldığı biliniyor. Bütün Osmanlı tarihleri onun sadrıazamı Koca Ragıp Paşa ile çok iyi anlaştığını kaydediyor. Padişahın kız kardeşi Saliha Sultanı bu sadrıazamıyla evlendirmesi böyle bir muhabbete zaten işaret etmektedir. Üçüncü Mustafa İstanbul'a biri Laleli Camisi, diğeri Ayazma Camisi, öteki Kadıköy'deki İskele Camisi ve Mercan'daki cami olmak üzere üç İslam mabedi kazandırdı. 1766 büyük depreminde Fatih Camisi de harap oldu. Padişah kalan kısımlarını da yıktırıp bugünkü bugünkü Fatih Camii'ni inşa ettirdi. Demek ki, bu padişahımızın İstanbul'da beş camisi bulunuyor. Kendisi de “binagerdesi” olan Laleli Camii'nin bitişiğindeki türbesinde oğlu Üçüncü Selim'le birlikte ebedi uykusunu uyuyor.

Bazı dostları üzme pahasına bunu böylece yazmam gerekiyor. Türkiye, belirli alanlarda sınıfsal ayrımların net şekilde görüldüğü tuhaf bir ülke. İş vatan yahut herhangi bir dava uğruna ölmeye geldiğinde ise bu sınıfsal ayrım çok daha net, çok daha sert şekilde çarpıyor yüzümüze. Anadolu irfanının “zenginimiz bedel verir, askerimiz fakirdendir” dediği. Önce işin bidayetinden başlayayım. Mesleğim gereği isimlerine “unvan” verilen 3 şehrimizin de kurtuluş hikayelerine vakıf oldum zaman içerisinde. Antep, Urfa ve Maraş'ın kurtuluş hikayelerinin ortaklaşan taraflarını böylece görebildim. Üç nokta her zaman dikkatimi çekti. Birincisi, direniş sürecinde eski askerlerin, medrese-dergah ahalisinin ve fukara halkın inisiyatif alması. İkincisi, kaideyi güçlendirmeye yarayan bazı istisnalar hariç, zengin eşrafın işgalci güçlerle “iyi geçinilmesinden” yana tavır alması. Üçüncüsü ise, kurtuluş sonrası oluşturulan anlatıların hemen hepsinde bu zengin eşrafın şehri kurtarmış pozu vermesi. Şimdi eski defterleri açıp kimsenin yüzünü kızartmanın alemi yok ama bugün Urfa'da, Maraş'ta, Antep'te cari “kurtuluş anlatıları”nın büyük oranda “sonradan kurgulanmış anlatılar” olduğunu, hatta şehirlerin hassasiyetlerine göre bu anlatıların zaman içerisinde evrilip devrildiğini de görüyorsunuz. Meraklısı için şahane bir çalışma alanıdır. Doğrusu bunun nasıl olduğunu, olabildiğini kanlı canlı gördüğümüz bir an da yaşadık hepimiz. Gezi Olaylarında “kurtuluş pozu kesen” ağırlıklı olarak ünlülerdi malum. Eşraf yani. Mis ya da Demir sokakta, Cihangir kafelerinde ya da Marmara Otel'in roofunda lattelerini yudumlayıp biralarını yuvarlayarak güya olayları sevk ve idare ettiler. Bu esnada Gezi'de hayatını kaybedenlerin tamamı fukara ahalinin fukara çocukları oldu. Bu zevat da “ölümsüzdür” tweetleri atıp kendilerine bir mitoloji, bir anlatı kurguladılar. Yeri gelmişken söylemem icap eder. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir asırlık tarihinde bu anlattığım durumun tek istisnası 15 Temmuz gecesi idi bence. 15 Temmuz şehitlerine baktığımızda toplumun tüm katmanlarından, tüm sınıflarından şehitler olduğunu görüyoruz. Bu da üzerinde durulması gereken bir başka konu bence... İyi de bütün bunları niçin yazıyorum? O fotoğraf yüzünden aslında. Pençe Kilit Operasyonu'nda pusuya düşüp şehit olan aslanlarımızdan birinin “bayrak asılmış baba evi”nin fotoğrafı yüzünden yani. Dokunulabilir, hissedilebilir bir yoksulluk var o fotoğrafta. İnsanın canını acıtacak kadar yoksulluk. Bu, burada bir dursun.

Dünyanın gözü kulağı İsrail - Filistin çatışmasında. 7 Ekim'de Hamas'ın Aksa Tufanı operasyonu ile başlayan ve İsrail'in verdiği cevap ile devam eden İsrail-Filistin çatışması yedinci gününe geliyor. İsrail ordusu, Gazze'nin kuzeyinde yaşayan 1,1 milyon kişiye 24 saat içinde Gazze'nin güneyine çekilmesini söyledi. Birleşmiş Milletler, “Böyle bir hareketin yıkıcı insani sonuçlar doğurmadan gerçekleşmesinin mümkün olmadığının” altını çizdi. Son gelişmeleri ve neler olduğunu / olacağını birazdan konuğum Cihangir İslam ile değerlendireceğiz. Yeşil Sol Parti 15 Ekim'de 4. Olağan Kongresi'ni gerçekleştirecek. Kongrede partinin ismi, tüzük ve eşbaşkanların seçilmesi gibi değişiklikler yapılacak. YSP'nin yeni isminin Demokratik Halklar Partisi (DHP) olması bekleniyor. Medyascope Muhabiri Berfin Bayır birazdan bizlerle olacak. Kongrede neler beklendiğini bizlere aktaracak. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan ve yaklaşık 7 aydır cezaevinde bulunan iş insanı Osman Kavala'nın derhal serbest bırakılması kararını kabul etti. Eğer Kavala, Ocak 2024'e kadar serbest bırakılmazsa Türkiye'ye yaptırımlar uygulanacak. Konuğum Ahmet İnsel bizlerle beraber olacak kendisiyle kararı değerlendireceğiz. Editör: Aliye Altınışık 13.10.2023

İlim adamlarını, sanat erbabını ve bunların peşinden gidenleri öne çıkararak söyleyecek olursak, İstanbul'un cazibe merkezlerinden birini de -kütüphanelerin yanı sıra- kitapçılar ve sahaf dükkânları teşkil ediyordu. Özellikle bazı sahafların dükkanları aynı zamanda bir sohbet meclisi halinde de faaliyet gösteriyordu. Beyazsaray Çarşısı'ndaki Enderun Kitabevi de bunlardan biriydi. Burada yapılan sohbetlerin tadına doyum olmuyordu ve Ali İhsan Yurt Hoca'nın tam bir sohbet şeyhi edasıyla yaptığı konuşmalar dinleyicileri tiryaki haline getiriyordu. Şükürler olsun ki, ben de o tiryakilerdendim. Keza Sahaflar Çarşısı'ndaki Elif Kitabevi de aynı özelliği taşıyordu. Müdavimlerini daha çok musıki erbabı teşkil etmekle beraber tarihi ve edebi konulara da sık sık temas ediliyordu. Ayaklı Kütüphane diyebileceğimiz merhum Şevki Çanka, bu meclisin başaktörüydü. Aynı çarşıyı süsleyen Muzaffer Ozak merhumun dükkânını ve burada yapılan sohbetleri anlatmak için -muhakkak ki- ayrı bir kitap yazmak gerekiyor. Günümüzde ise bu geleneği biri Kadıköy'de, diğeri Üsküdar'da olmak üzere iki dükkân devam ettiriyor. Evet, Kadıköy'de Sakallı Lütfü'nün, Üsküdar'da da Yüksel Gölpınarlı'nın dükkânçelerinde, öncekiler kadar geniş kapsamlı olmasa bile tarih, edebiyat, şiir ama bilhassa kitap üzerine konuşmalar yapılıyor. Geçenlerde Yüksel Bey'e ve yanı başındaki kitapçıya bir kere daha uğradım. Raflara şöyle bir göz atınca Prof. Dr. Süheyl Ünver merhumun “Kırkambar”ıyla karşılaştım. Kırık kalplere şifa olsun diye bir kere daha okudum. Beni hem tebessüm ettiren, hem düşündüren bu gül bahçesinden bir demeti de siz değerli okuyucularıma takdim etmek istiyorum. Öyleyse önce gülümseten bir anekdotla, bir Nasreddin Hoca fıkrasıyla başlayalım. Timurlenk Anadolu'yu istila ettiği sırada Akşehir'de bir gün, misafir kaldığı bir yerde oturuyormuş. Nasreddin Hoca da, huzurunda bulunuyormuş. Topal Timur, yanında bulunan bir aynaya bakarak “Ben ki, cihangir bir padişahım. Bütün dünya emrimin altında. Gel gör ki, çok çirkin biriyim” demiş ve başlamış ağlamaya. Topal'ın ağladığını gören Nasreddin Hoca da gözyaşı dökmeye başlamış. Timur, ağlamış ağlamış ve tabii ki susmuş. Fakat Hoca susmuyor, ağlamaya devam ediyor. Timur dayanamayıp Hoca'ya demiş ki: “Aynaya baktım, çirkinliğime ağladım. Sen de karşımdasın, ayıp olmasın diye sen de ağladın. Ben ağladım, ağladım ama sonunda sustum. Fakat sen hâlâ ağlıyorsun. Halbuki çirkin olan benim. Hâlâ ağlayışının sebebi nedir?” Hoca merhum şöyle cevap vermiş: “Biz ağlamayalım da kim ağlasın? Siz, bir an kendi çirkinliğinizi görerek ağladınız ve sustunuz. Oysa biz bu çirkin yüzünüzü her gün görüyoruz!” Bakınız dünyanın en büyük mizah üstadı, çirkin yüzü nasıl güzel anlattı. Yavuz Sultan Selim'in üzüntüsünü dile getiren bir anekdot ise şöyle: Cihangir hükümdar, daha şehzade iken âlimlerle, fazıllarla akademik toplantılar yapıyordu ve bu toplantılar belirli aralıklarla devam ediyordu. Bu ilim meclisinin en önemli temsilcilerinden biri de padişahın hocası Halimi Çelebi idi. Yavuz, padişah olunca artık o şehzadenin, bu değerli dostları toplantılara gelmez oldular. Yavuz, bir gün, ‘Halimi Çelebi gelsin' diye haber yollar. Emri alınca Çelebi de gelir. Daha kapıdan girer girmez Yavuz ona şöyle der: ‘Halimi Çelebi! Gerçi padişah olduk. Ama ahval-i yârândan (dostlardan) haber alamaz olduk. Dört gündür ben seni göremiyorum. Böyle saltanatın tadı mı olur?'

Onur Ünlü Cihangir Solcusu Değildir! | Hariçten Gazel B02 by GENÇ Podcast

Hakan Ömer Gider'in hazırlayıp sunduğu FRANCHISING ve MARKALI BAYİLİK programına Waffle Planet Kurucu Cihangir KARTAL konuk oldu.

Hakan Ömer Gider'in hazırlayıp sunduğu FRANCHISING ve MARKALI BAYİLİK programına Waffle Planet Kurucu Cihangir KARTAL konuk oldu.

Travmanın içinden geçerken yakın dostum ve aynı zamanda terapistim olan canım süpürgemle kahve içtiğim bölüm ☕️

Gotham, BIFA ve Avrupa Film Ödülleri adaylarının açıklanmasının ardından sezona girizgah yapıyor O Podcast. Cici’yi enine boyuna konuştuktan sonra Netflix gecesinde neler oldu diyerek de dedikodu kazanını kaynatıyor. 02:48 Paul Mescal ve Aftersun'ın ödül sezonundaki yükselişi 07:02 Kurak Günler'in EFA adayı olamaması ve korkunç afişi 10:50 Triangle of Sadness'ın olası sezon başarılarından The White Lotus'a ... #905: New York da Aslında Büyük Bir Cihangir yazısı ilk önce Oscar Boy üzerinde ortaya çıktı.

Promosyoncu abimiz Levent Gültekin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Alevilerle ilgili olarak yapılacak düzenlemeleri kamuoyu ile paylaşmasının ardından kendince çok kritik bulduğu bir soru sormuş: “Gezi'de niçin sadece Alevi gençler öldü?” Doğrusu bu ya, soruyu acayip beğendim. Bendeki cevabı şu sorunun: “Düzeni değiştirmek için kendi pembiş mabatlarına güvenemeyen beyaz madrabazlar Mis Sokak'ta, Firuzağa'da, Cihangir'de kahve içerek Gezi olaylarına katıldıklarından ve o esnada yasadışı örgütlerin tarlasına döndürülmüş Alevi gençler polisle çatıştığından olabilir mi?” İnancım şudur ve hiç değişmeyecektir: Beyaz madrabazlar hiçbir zaman Alevilerin dostu olmadı, olmayacaklar da. Onları “kullanışlı bir aparat” olarak görmeye devam edecekler. Aleviler, bu zinciri kırmaksızın rahatlayamayacaklar. Bu, burada bir dursun. Geçenlerde yakın dönem Konya tarihini çok iyi bilen kadim

Cihan ve Ümit Aktaş, Hayko Bağdat, Mehmet Bekaroğlu, Ayhan Bilgen, Aydın Çubukçu, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Şebnem Korur Fincancı, Gençay Gürsoy, Cihangir İslam, Hüda Kaya, Jülide Kural, Ömer Laçiner, Nuray Mert, Sırrı Süreyya Önder, İzzettin Önder, İslam Özkan, Şebnem Sönmez, Nur Sürer, Altan Tan, Sezgin Tanrıkulu, Ahmet Faruk Ünsal ve Beyza Üstün‘ün de aralarında bulunduğu sol, İslami hareket ve Kürt hareketinden çok sayıda isim 3 Eylül 2013'te “Suriye'de üçüncü yol mümkün” başlıklı bir bildiri yayımladı. Bildiri, o dönem iktidara yakın medya organlarında “Esad yanlısı” ve “Baas'çı tezler” denilerek eleştirildi, bildiride imzası bulunan isimler hedef gösterildi, aforoz edildi. Suriye'de 2011'den bu yana süren iç savaşta binlerce insan yaşamını yitirdi, milyonlarcası ülkelerini terk etti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 11 Ağustos'ta 13. Büyükelçiler Konferansı'nda “Muhalefetle Suriye'deki rejimi bizim bir şekilde anlaştırmamız lazım” dedi. İktidar 11 yıl sonra Suriye politikasını değiştiriyor mu, Suriye'de “üçüncü yol mümkün” müydü? Ruşen Çakır değerlendirdi. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3QKmSC1

Bugün 15 Temmuz darbe girişiminin altıncı yıldönümü. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İstanbul-Saraçhane Meydanı'nda 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Programı'na katıldı. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Saraçhane'deki başkanlık binası girişinde yer alan Şehitler Panosu önünde anma töreni düzenlendi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB'nin 15 Temmuz Anma Programı'nda konuştu. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Meclisi, Türkiye'ye F-16 satışını kısıtlayan bir tasarıyı onayladı.179'a karşı 244 oy ile kabul edilen tasarıya göre ABD Başkanı Joe Biden, Türkiye'ye satılacak savaş uçaklarının Yunanistan hava sahasını ihlal etmeyeceğine ve ABD'nin çıkarlarına uygun olacağına dair garanti vermek zorunda. Türkiye Hahambaşılığı Vakfı, Hasköy Yahudi Mezarlığı'nda 36 mezar taşının kırıldığını duyurdu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, saldırıyla ilgili iki zanlının gözaltına alındığını açıkladı. İstanbul Valiliği'nden yapılan açıklamada ise 81 mezar taşının tahrip edildiği belirtilerek, “Güvenlik kamerası görüntülerinin incelenmesi neticesinde olayın mezarlık çevresinde ikamet eden (Y.Y), (Y.B.G), (K.G), (H.S.Ç) ve (H.R.E) isimli 11-13 yaşlarındaki çocuklar tarafından gerçekleştirildiği belirlenmiştir. Adı geçen şüpheliler yakalanmış olup, konuyla ilgili başlatılan tahkikat devam etmektedir. Musevi vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz” denildi. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, Medyascope muhabiri İbrahim Yayan ile Saraçhane'deki 15 Temmuz anma programını, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Cihangir İslam ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ile altıncı yılında 15 Temmuz darbe girişimini konuştuk. Editör: Egemen Gök Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3o4MtZs

Editör: Sara Balıkçı Prodüktör: Özgün Özgül Medyascope'un LGBTİ+'ların gündemini ekrana taşıdığı “Gökkuşağı Bülteni“nde bu hafta, Avukat İrem Yener ve KAOS GL'den gazeteci Yunus Emre Demir ile İstanbul Onur Haftası Yürüyüşü'nü ve polisin yürüyüşe sert müdahalesini konuştuk. ABD Yüksek Mahkemesinin kürtaj kararını protesto eden aktivistlerden Beliz İmge Bayülgen ise yaşananları Medyascope'a ABD'den aktardı. Sanatçı Mabel Matiz'in yeni parçası “Karakol”, hedef gösterildi. Onur Ayı'nı geride bıraktık. Dünya çapında güzel kutlamalara şahit olduk. Fakat Türkiye'de onur ayı etkinlikleri çok sayıda yasak, baskı ve gözaltı ile karşılaşıyor. Geçtiğimiz hafta saldırı, tehdit ve yasaklarla yapılması engellenen Datça ve Gaziantep'teki etkinliklerden sonra Eskişehir'de de Onur Haftası etkinlikleri yasaklandı. İzmir'de ise onuncusu gerçekleştirilen Onur Yürüyüşü polis engeliyle karşılaştı, yürüyüşe katılan 12 kişi gözaltına alındı. Beyoğlu Kaymakamlığı'nın izin vermediği 20. İstanbul Onur Yürüyüşü için Sıraselviler Caddesi'nde toplanmak isteyenlere polis, Cihangir sokaklarında müdahale etti. 373 kişinin gözaltına alındığı yürüyüşte basın açıklaması Beyoğlu'nun farklı noktalarında okundu. Üniversite öğrencisi Elif Şahin, rahim ağzı kanserine karşı koruyuculuğu olan HPV aşısını üç yıl önce kendi imkanlarıyla satın almaya başladı. Şahin, ücretsiz olması gerektiğini öne sürdüğü HPV aşısının bedelinin ödenmesi için dava açtı. 28 Haziran Salı günü davanın ilk duruşması yapıldı. Mahkeme bilirkişi raporu istedi. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3NF1hbq

DUVAR - Av. Umut Rojda Yıldırım yasaklanan Onur Haftası etkinliklerini ve Cihangir'deki gözaltıları Haklara Raporu'nda değerlendirdi.

O, sadece adıyla anıldığında bile tanınan bir "rock star"; Teoman. Bugüne kadar sıkı çalıştı, pek çoğunun sözü ve müziği kendisine ait, birçok hit şarkı çıkardı. Film de yaptı, kendisi filmlerde de rol aldı, otobiyografik bir kitap da yazdı. Son senelerde her şeyini kendi tasarladığı özel projeler yapıyor, medyada az görünüyor, sıkılıyor, sıkılmaktan kaçıyor, yeni bir kitap daha yazıyor. Ve çok güzel konuşuyor!Okuyor, düşünüyor, izliyor, değerlendiriyor belki az ama öz konuşuyor.Etkileyici, sık sık güldüren hatta kahkahalar attıran, çok samimi bir söyleşi dinlemek istiyorsanız Teoman Yakupoğlu'na kulak verin.

dünyanın en pahalı kahvesi, mahkemede tape dinleme & amortisörlü kasap

Eski zamanlarda, Keşmir ülkesi şahı Cihangir'in şahın güzeller güzeli kızı Şahinaz Sultan varmış. Şahinaz Sultan o kadar güzelmiş ki, saraydan yüz cariye arasında çıkar, onların etrafını da askerler sararmış. Halk Şahinaz Sultan'ı görmek için o kadar gayret gösterirmiş ki, bu hengame sırasında yaralananlar hatta ölenler olurmuş. Sonunda Cihangir Şah hem halkını hem de kızını korumak için Şahinaz Sultan'ın saraydan çıkmasını yasaklamış. Bu haber başka ülkelerde de duyulmaya başlamış. Şehzadeler daha Şahinaz Sultan'ı görmeden ona aşık olmaya başlamışlar ve bunu belli etmek için Keşmir'e elçi yollamaya başlamışlar. Bir gün Şahinaz Sultan rüyasında bir erkek geyiğin tuzağa düştüğünü ve dişi geyiğin onu kurtardığını, ancak sonra erkek geyiğin tuzağa yakalanan dişi geyiği bırakıp kaçtığını görmüş...

Enerjisinin içinizi ısıtacağından emin olduğumuz, Türkiye'nin ilk %100 vegan ürünler satan dükkanı Vegan Dükkan'ın kurucusu ve Binevi'nin de kurulduğu ilk günlerden beri dostu Tarkan, podcast'imizin ilk konuğu! Vegan Dükkan'ı kurmak için kendisine ilham olan sırt çantalı yolculuklarından başlayan sohbetimiz, Tarkan'ın gücünü şiddetsizlik ilkesinden alan veganlık felsefesi ile ilerliyor; farklı beslenme çeşitlerinden bahsettiğimiz konuşmamız, toprağın bizi beslemek için yeterli olduğu farkındalığıyla bütünselliğe ulaşıyor. Vegan Dükkan'ı ziyaret ettiğinizde, yıllardır tek çalışanı olduğu işletmesinde sohbetten keyif alacağınız Tarkan, bu bölümde bizi de hem bilgilendiriyor, hem de pozitif enerjisiyle yine ruhumuza iyi geliyor. Gıdadan kozmetiğe, giyimden ev ürünlerine ulaşan hayvan istismarının günümüzde ulaştığı boyuta dur demek için alabileceğimiz önlemlerden bahsederken, Tarkan dikkat etmemiz gereken yöntemleri bizimle paylaşıyor. “Neden bitki bazlı? Neden şimdi?” sorumuza, tüm bölüm boyunca cevaplar alabileceğimiz bu konuşma, umarız size de iyi gelecek. @vegandukkan - vegandukkan.ccom - Tarkan Apari, the founder of Turkey's first 100% vegan shop, was the first guest of our restaurant and now he's the first guest of our podcast! Our conversation starts with the backpacking trips he took that ultimately inspired him to set up a vegan shop upon his return to Turkey, and gets into Tarkan's personal vegan philosophy, which draws its strength from respecting all living beings. In discussing different types of diets we ultimately settle on the understanding that Mother Earth provides us with all the nutrition we need. If you've never visited Vegan Dükkan in Cihangir, just know it is a tiny shop with everything you could possibly need to stock a vegan pantry or beauty counter. If you visit the store in person you may find yourself chatting about Veganism with Tarkan, who has also been the sole employee of the shop since its inception. During our chat he informs us about the measures we can take towards making sure our food or cosmetic purchases do no harm to animals and shares with us the daily attitude we can embrace to combat harmful practices. You can find a myriad of answers to our routine question “Why plant-based? Why now?" throughout this episode, and we hope Tarkan's positive attitude will warm your soul too! @vegandukkan - vegandukkan.ccom

Sezgin Cihangir, directeur Nederlands Mathematisch Instituut.''Kansen kun je verprutsen,  mogelijkheden hou je altijd''

CyprusScene review by Richard Beale of the CİHANGİR GSK v ESENTEPE KKSK football match...Click below to see pictures This episode is also available as a blog post: https://cyprusscene.com/2021/09/03/super-league-cihangir-put-on-a-super-performance/ Don't forget to select FOLLOW on our channel listing to hear more news and reviews from Northern Cyprus CyprusScene Podcasts can be found on the following apps Anchor, Google Podcasts, Spotify, RadioPublic, PocketCasts, Breaker, Castbox, Apple Itunes

Medyascope yayınında Gülçin Karabağ, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Cihangir İslam ve 25. Dönem Halkların Demokratik Partisi (HDP) Erzurum Milletvekili, sosyolog ve insan hakları savunucusu Seher Akçınar Bayar'ı konuk etti. Yayında şu sorulara cevap arandı: Demokratik seçimlerle siyasi iktidarın el değiştirmesi durumunda muhafazakar seçmen sonraki süreç için endişe duyuyor mu? Çoğulcu demokrasinin tesisi için nelere dikkat edilmesi gerekir?

10 yılı aşkın bir süredir Cihangir'de yaşayan oyuncu Çetin Altay, Bahçeşehir'e taşındı. Önceki gün eski semtinde objektiflere takılan Altay, "Buna rağmen Cihangir'den kopamıyorum... Dostlarım, arkadaşlarım burada... Arada da olsa uğramadan yapamıy...

Çalışmak, vicdan, dinlemek, babalık, diyalog, yolda olmak, anlamak, empati, emek, lezzet, arkadaşlık, saygı, ölçü, kültür, hafıza, dönüşmek, merak, hareket etmek, idare etmemek... Oyuncu ve yönetmen Ahmet Mümtaz Taylan ile bunlar ve daha pek çok kavram üzerinden hem onu ve hayatını, hem de yaşadığımız bu günleri masaya yatırdık. Pek çok yerinde duygudaşlık kuracağınız bir yayın sizleri bekliyor.

Hayko Bağdat Ile Bağdat Cafe | Cihangir İslam İktidar Adeta Fakiri Azarlayan Hale Gelmiş by Artı TV

Siluet Yazan: Cihangir Karaege Seslendiren: Yalçın Altın Bu güzel kısa öyküyü #solamniyafanzin dergisinin ilk sayısından okudum. Dergi yöneticilerine ve eser sahibi Cihangir beye teşekkür ederim verdikleri izin için. Keyifli dinlemeler. Daha fazlası için https://solamniyafanzin.wordpress.com sitesini takipte olun. "Yukarıdan gelen gürültü üzerine kadın hızla üst katta ki çalışma odasına koştu. Kapıyı açtığında kocasının karşısında ayakta görünce rahatladı ama yine de sorma gereği duydu ‘’İyi misin? O ses neydi?’’ Adam bir miktar kadının gözlerinin içine baktı ve cevapladı ‘’Bir şey yok. Sadece bir böceği öldürdüm. Sen benim için değil, çocuğumuz için endişelen.’’" #Siluet #CihangirKaraege #solamniya #solamniyafanzin #fanzin #SeslendirenYalçınAltın #SesliÖykü #SesliKitap #SesliKitap #SesliKitapDinle --- Send in a voice message: https://anchor.fm/yalcin/message

In deze podcast ga ik in gesprek met Sezgin Cihangir, directeur van het Nederlands Mathematisch Instituut en voorvechter van beter reken- en leesonderwijs op de basisschool. Sezgin schrijft regelmatig over de staat van het onderwijs in Nederland. Eén van de punten die mij opviel is zijn constatering dat ‘pure wiskunde’ en aandacht voor cijfers stilaan... Het bericht Hoe komt het dat zoveel Nederlandse kinderen minder goed kunnen rekenen en schrijven? Tjipcast 120 met Sezgin Cihangir verscheen eerst op Tjipcast.

Ankara Gündemi’nin 93. bölümünde, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Cihangir İslam, Okan Yücel’in sorularını yanıtladı. Programda koronavirüs salgınının seyri ve emekli amirallerin Montrö Sözleşmesi ile tekkede görüntülenen muvazzaf denizcilere ilişkin yaptığı yazılı açıklama konuşuldu.

#KonuşmakLazım'da bu hafta Mehmet Metiner, Metin Özkan, Ekrem Kızıltaş, Hakan Bayrakçı’yı konuk ediyoruz. ◼#2023'e doğru ittifakların geleceği ve partilerin stratejileri ◼ #MHP'de Kurultay heyecanı ◼ Siyasette 'Andımız' tartışmaları ◼CHP’de ‘Cihangir İslam’ krizi ◼ #Seçim barajı kaça düşecek? #KonuşmakLazım her Çarşamba 21.00'da #TVNET'te.

Güne Bakış’ta bu akşam, gazeteci Levent Gültekin ile kalabalık bir grubun saldırısına uğramasını, Saadet Partisi’nden istifa eden Bağımsız Milletvekili Cihangir İslam ile Cumhuriyet Halk Partisi’ne katılma kararını konuştuk. Editör: Egemen Gök

Bu bölümde evde temizlik yapmanın rahatlatıcı etkileri ve nelerin ''terapi'' olup olamayacağı üzerine konuştuk.

Ara vermenin iyileştirici etkisi ve verdiğimiz aralar üzerine...

Haber Hafta Sonu’nda bu akşam Cihangir İslam ile 24. yılında 28 Şubat’ı ve etkilerini, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan ile salgında yüz yüze eğitimi, okulların bu sürece hazır olup olmadığını konuştuk.

28 Ocak 2021, Galatasaray ve Milli Basketbol takımı ile başlayan, oradan da hepimizin müdavimi olduğu yerlerin patronluğuna varan, bugünlerde ise tasarım ekseninde şekillenen bir serüven. Leb-i Derya'dan girip, Cihangir'deki Dükkan'dan çıkacağız.

Güne Bakış’ta bu akşam, Bağımsız İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Cihangir İslam ile Millet İttifakı’nın geleceğini, İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip ile aşılama çalışmalarını ve koronavirüs salgınında son durumu konuştuk. PATREON'dan Medyascope'a destek olabilirsiniz → https://www.patreon.com/medyascopetv Teşekkürler!

Açık fikirli görünmek, açık fikirli olmayı tercih etmek ya da etmemek, açık fikirli olabilmek ya da olamamak üzerine...

14 Ocak 2021, bale'den matematik eğitimine, oradan da tasarıma varan bir serüven. Şarap sektöründen girip, Lokanta Armut'a uğrayıp, "Cihangir'deki Dükkan"dan çıkacağız.

Bilmek İstiyorum - Oriah Mountain Dreamer

Sevginin fedakarlıkla ne gibi bir ilişkisi olabilir?

İnsanın karşılıksız sevmesi mümkün mü? Peki ya hayvanların? Peki bu ne kadar önemli?

Gülçin Karabağ, konukları TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ve TBMM AB Uyum Komisyonu Üyesi bağımsız İstanbul Milletvekili Cihangir İslam ile 2020 yılı insan hakları ve hukuk ihlalleri üzerine konuştu.

Sorularını Sor: https://forms.gle/eSL6mxUxSm78pvsJ6 Geri ildirim Formu: https://forms.gle/GPCVU4QQorJhkjvMA Canlı yayın linki: https://bit.ly/KesisenYollarCanliYayin Kariyer sohbetlerini takip etmek için: https://bit.ly/2HuqQya Websitemiz: https://kesisenyollar.org/ Youtube kanalımızı takip etmek için: http://bit.ly/KesisenYollarYoutube CİHANGİR SAVAŞ 2007'de Kuleli Askeri Lisesi'nden, 2011'de de Hava Harp Okulu'ndan -bilgisayar mühendisliği derecesi ile- mezun olan Cihangir Savaş, ilk olarak Tart New Media'da yazılım mühendisi olarak Türkiye'nin en büyük internet servis sağlayıcısı için e-ticaret sistemini uygulamaya koymuş sonrasında yine aynı yerde araştırma ve geliştirme mühendisi olarak görev yapmıştır. Buradaki iki yıllık serüveninden sonra San Francisco'daki Koding şirketinde backend ve sistem mühendisi olarak çalışmaya başlamış olan Cihangir Savaş, üstlendiği birçok görev ile birlikte başarılı bir kariyer basamağını daha atlayarak 2018'in Haziran ayında Twitter'ın San Francisco ofisinde yazılım mühendisi olarak çalışmaya başlamış olup kariyerine halen burada devam etmektedir.

Socrates FC'nin 32. bölümünde İnan Özdemir ve Atahan Altınordu, Kutay Ersöz'ü yeni Socrates ofisinde ağırlıyorlar. Eski bir tartışmayı ziyaret eden Atahan ve Kutay, Süper Lig'de şimdiye dek VAR uygulamasının nasıl gittiğini yorumluyorlar ve ufak bir güncelleme yapıyorlar. İnan, olan biteni Cihangir'deki bir ocakbaşı sofrasından takip ediyor. Halen yedi takımın iddia taşıdığı Süper Lig'deki zirve yarışına dair tahminlerini paylaşan üçlü, Tolga Ciğerci'nin iyimser şutlarını, şampiyonluğun kazanılıp kaybedildiği ayları, toplu taşıma ücretlerini ve ançüezin hayatlarındaki yerini yorumlayarak sohbeti kapatıyor.

Sulardır sesinDağ başları karAçar gibi çiçekÇatlar gibi tohumSızar gibi dilinden baharSözlerinKelebeklerdirKondukça kalplereFırtınalar koparDurup dinleyince…Sulardır sesinDokunur bamteline kalbinŞakır gibi bülbülYürür gibi tavusSesin bestedir aşkaÇargâhKanar susuz kervanlar, kumlar daSöyleyince…