Podcasts about yeni zelanda

  • 46PODCASTS
  • 111EPISODES
  • 16mAVG DURATION
  • ?INFREQUENT EPISODES
  • Apr 11, 2025LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about yeni zelanda

Latest podcast episodes about yeni zelanda

SBS Turkish - SBS Türkçe
Okyanuslar iklim değişikliğini yavaşlatmaya yardımcı olabilir mi?

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Apr 11, 2025 6:35


Yeni deneyler, okyanusun iklim değişikliğini yavaşlatmanın anahtarını elinde tutabileceğini öne sürüyor. Deniz karbondioksit giderimi Kuzey Amerika'dan Yeni Zelanda'ya kadar olan sularda test edildi, ancak bildirildiğine göre, teknolojinin tam potansiyeli henüz net değil.

SBS Turkish - SBS Türkçe
'Yeni Zelanda'da Müslüman Maoriler iki kere ayrımcılığa uğruyor'

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Dec 14, 2024 16:32


Yeni Zelanda'nın yerli halkı Maoriler arasında müslümanlığın yaygınlaşmasıyla ilgili bir araştırma yürüten siyaset bilimci Ayça Arkılıç, Müslüman Maorilerin sayısının özellikle 2019'da gerçekleşen Christchurch saldırısından sonra arttığı söylüyor.

SBS Turkish - SBS Türkçe
Yeni Zelanda'da Maoriler neyi protesto ediyor?

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Nov 22, 2024 11:21


Yeni Zelanda'da ülkenin yerli halkı Maorilerin haklarına yönelik yasa tasarısı ülke tarihindeki en büyük protestolardan birine yol açtı. Wellington'da yaşayan siyaset bilimi uzmanı Ayça Arkılıç, Maori toplumunun protesto sebeplerini SBS Türkçe'ye anlattı.

Yeni Şafak Podcast
SELÇUK TÜRKYILMAZ - Hiçbir zaman Akdenizli olamadılar

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 22, 2024 5:10


Sadece işgal altındaki bölgelerde değil, bir zamanlar Filistinlilere ait bütün topraklarda Siyonist İsrailliler yerleşimci kolonyalist yayılmacılardı. Bunun ne anlama geldiğinin bilindiğini zannetmiyorum. Siyonist İsrail'le ilgili tartışmalara bakıldığında yanılmadığımız anlaşılıyor. Yerleşimci kolonyalizm bir kavramdır ve on dokuzuncu yüzyıl Avrupa yayılmacılığının devamı olarak görülmelidir. Daha da özelleştirdiğimizde yerleşimci kolonyalizm Anglosakson ve Fransız kolonyalizminin bir özelliğidir. Tamlamada geçen yerleşimci kavramının farklı anlamlara çekilmesinin tabiî sonucu, bu kavramın taşıdığı fikrin ve ideolojinin tartışılmamasıdır. Modern tarihin en önemli kavramlarından biri olarak yerleşimcilik, kolonyalizmin bir özelliğidir ve yerleşimcilerin yayılma sürecinde ortaya çıkan şiddeti ancak köle ticareti ile kıyaslayarak tasavvur edebiliriz. Ne yazık ki bu kavramın gösterdiği durum tasvir edilmediği için Türkiye'de tuhaf tepkiler ortaya çıktı. İşgal altındaki bölgelerde İsrail'in yayılmacı politikalarının asıl temsilcileri yerleşimcilerdir ve bu kavramı yok saydığımızda Siyonistlerin yayılmacı saldırganlığı belirsizlik içinde kaybolur. Kavrama itiraz edenlerin bunu bilmesi gerekir. Kolonyalizm bir yapıdır ve bütün yönleriyle ele alınmalıdır. Mevcut küresel sorunları da aynı bağlam içinde ele almak gerekir. Örneğin Anglosakson kolonyalizmi Hindistan örneği ile sınırlı tutulursa anlaşılmaz. Hatta Afrika örneği de tek başına Anglosakson kolonyalizmini açıklamak için yeterli değildir. İngilizler Kuzey Amerika'da koloniler kurduktan sonra tedricen yerliler aleyhine topraklarını genişlettiler. Anglosaksonlar toprağı tam manasıyla İngilizleştirmek için üstünde yaşayan yerlileri etnik temizliğe tabi tuttu. Böylelikle uzaktaki topraklarda yeni Avrupalar icat ettiler. Yerleşimci kolonyalizmi ve yerleşimcileri tasavvur edebilmek için ABD, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda örneklerine bakmak gerekir. Bu bölgelerde tatbik edilen sistemi göstermek bakımından “sömürgecilik” kavramı yanlış ve yanıltıcıdır. ABD, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda hiçbir zaman İngiltere'nin sömürgesi olmadı. Orada koloniler kurdular ve yayılmacı yerleşimcilerin şiddetiyle yerlilerin kökünü kazıdılar.

Botanitopya
William Colenso

Botanitopya

Play Episode Listen Later Aug 5, 2024 19:03


Adı, Yeni Zelanda'ya özgü kimi bitkilerde yaşayan, misyoner ve botanikçi William Colenso (1811-1899), Maorileri Hıristiyanlaştırmaya çalışırken bir yandan da bitki avcılığı yapmayı ihmal etmemiş

Yeni Şafak Podcast
SELÇUK TÜRKYILMAZ - İspanya, İrlanda Ve Norveç Niçin Bir Adım Öne Çıktı?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 29, 2024 5:04


İsrail İngiltere'nin eseridir. Bu, tartışma götürmez bir gerçek. İsrail'i ortaya çıkaran Siyonizm de kolonyalist bir ideolojiydi. Temel fikirler itibarıyla Alman ırkçılığı ile birçok bakımdan örtüşüyor olsa da Siyonizm İngiltere'nin eseridir. İngiltere'nin özellikle ABD, Avustralya ve Yeni Zelanda'daki kolonizasyon faaliyetlerine ve bunların sonuçlarına bakılırsa Siyonizm ile Anglosakson yayılmacılığı arasındaki benzerlikler ortaya çıkarılır. Her ikisinin hedefleri de birbirine çok benzer. ABD'nin Osmanlı-İslam coğrafyasıyla ilişkisini ne İkinci ne de Birinci Dünya Savaşı ile başlatabiliriz. Bu ülkenin faaliyetlerini doğru bir bağlama yerleştirmek için 19. yüzyıla bakılmalı. Misyonerlik faaliyetleri ve bu çerçevede gelişen ABD okullarının ideolojisini kolonyal yayılmacılık bağlamında ele almadan anlamak mümkün değil. Aynı bağlama dâhil edilmesi gereken diğer unsurlar da çok önemlidir. Örneğin büyüklü küçüklü şirketlerin Levant'taki faaliyetlerinin ideolojik çizgisini ortaya çıkardığımızda geçmişi ve bugünü daha iyi anlayabiliriz. Fakat öncelikle ideolojik çizginin nelerden ibaret olduğunu ortaya koymamız gerekir. Avrupa'yı bir bütün olarak aynı torbaya koyduğumuzda gerçeklikten uzaklaşıyoruz. Bu bakımdan İngiltere-ABD çizgisinin temel unsurlarına yönelmek ve bunların diğerleriyle farkını belirginleştirmek gerekir. Çünkü çok uzun bir zamandan sonra özellikle İngiltere ve ABD'nin kabullenilmesi oldukça zor ideolojik bir katılıkla hareket ettiğini görebiliyoruz. Bu ideolojik katılığı analiz etmek gerekir. ABD de İngiltere gibi İsrail'in kuruluşuna fiilî olarak Birinci Dünya Savaşı'nda katıldı fakat Doğu Akdeniz'deki faaliyetleri 19. yüzyıla dayanır. İngiltere ve ABD ilişkisinin mahiyeti bu yazının boyutlarının oldukça üstündedir fakat İsrail söz konusu olduğunda hem halef selef ilişkisini hem de iç içe geçmişliği hatırda tutmamız gerekir. Bu ikiliye dâhil olmak bakımından Almanların heveskâr adımları da dikkat çekicidir. Onlar da Birinci Dünya Savaşı'nda İsrail'in ortaya çıkma sürecine dâhil olmuşlardı. O dönemde İstanbul'daki kimi Alman temsilcilerin bizimle müttefik oldukları hâlde Kanal Harekâtı'nın başarısından endişe duyduklarını biliyoruz. Fakat bunlar İngiltere ve ABD'nin İsrail projesinde bütün Avrupa'yı arkasına aldığını göstermiyor.

SBS Turkish - SBS Türkçe
On binler Anzak Günü'nde atalarını andı

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Apr 25, 2024 4:41


Avustralya ve dünya çapında on binler Anzak Günü'nde anma törenlerinde bir araya geldi. 25 Nisan 1915'te Avustralya ve Yeni Zelanda güçlerinin Gelibolu'ya çıkarma yapmasının yıldönümünde savaşlarda ölenler anılıyor.

SBS Turkish - SBS Türkçe
Türkiye'den emekli maaşıyla dünyayı gezen Özlem Gökçen'in son durağı Brisbane

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Mar 28, 2024 10:45


Seyahatini Avustralya ve Yeni Zelanda'da popüler olan “Wwoofing” denen gönüllü çalışma yöntemiyle gerçekleştiren Özlem Gökçen, “Hayat 50'de başlar” diyor.

SBS Turkish - SBS Türkçe
Bengisu Avcı, Yeni Zelanda'daki Cook Boğazı'nı geçen ilk Türk sporcu oldu

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Feb 29, 2024 10:54


28 yaşındaki ultra maraton yüzücüsü Bengisu Avcı, Yeni Zelanda'daki kuzey ve güney adaları arasındalki Cook Boğazı'nı yüzerek geçen ilk Türk yüzücü oldu. 7 Okyanusu yüzerek geçmeyi hedefleyen sporcu, böylece 4'ncü parkurunu tamamlamış oldu.

Yeni Şafak Podcast
TAHA KILINÇ - 1683

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Feb 27, 2024 4:35


Geçtiğimiz perşembe akşamı (22 Şubat), çok sevdiğim bir dostumun stadyumdan gönderdiği fotoğraf olmasaydı, -futbola uzaklığım sebebiyle- Galatasaray'ın Sparta Prag'la oynadığı maç muhtemelen gündemime hiç girmeyecekti. Ve tabii, sonra ikinci bir fotoğraf daha: Sparta Praglıların açtığı “1683-Avrupa Savaşı” pankartını gösteren o kare… Galatasaray'ın 4-1 mağlup ayrıldığı maçtan yansıyan diğer fotoğraflara bakarken, buna özellikle takılmamak ve üzerinde düşünmemek mümkün değildi. Sparta Prag taraftarlarının altını çizdiği ve Türk muhataplarına hatırlattığı bu tarih, meşhur İkinci Viyana Kuşatması'na işaret ediyordu. Osmanlı sultanı IV. Mehmed döneminde, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın komutasında başlayan kuşatma, 14 Temmuz'dan 12 Eylül'e kadar tam iki ay sürmüş, nihayet Osmanlı ordusu Birleşik Haçlı kuvvetleri karşısında geri çekilerek kuşatmayı sona erdirmek zorunda kalmıştı. Avrupa ordusu Avusturya, Cermen, Çek, Slovak, Sloven, Leh, İtalyan, Fransız ve diğer birçok unsurdan oluşuyordu. Viyana'nın Müslümanlar tarafından ele geçirilme ihtimali Hristiyan Batı'da ciddi bir korkuya neden olmuş, bu büyük tehlikeyi bertaraf edebilme adına Avrupa'nın hemen her bölgesinden 90 bine yakın asker toplanmıştı. Bizim “Viyana Kuşatması” dediğimiz hadisenin Hristiyan dünyada “Avrupa Savaşı” olarak anılmasının nedeni buydu. Galatasaraylı oyuncular ve taraftarlar, karşı tribünlerde bu tarihî mesajı ve anıştırmayı gördüklerinde ne hissettiler, bilinmez. Ancak “1683-Avrupa Savaşı” yazılı pankart, tarihin tarihte kalmadığının, normal bir futbol maçının bile adeta “Türklerle savaş” şeklinde algılandığının, şuuraltına yerleşmiş olan korku ve endişelerin her vesileyle hortlamaya hazır biçimde tetikte beklediğinin bir göstergesiydi. Tam bu noktadan, dünyanın öbür ucuna, Yeni Zelanda'nın Christchurch kentine ve 15 Mart 2019 tarihine gidelim: O gün, Brenton Tarrant adlı bir beyaz terörist, Müslümanların cuma namazı kılmakta olduğu iki camiye arka arkaya silahlı saldırı düzenlemiş, 51 kişiyi katlederek 40 kişiyi de yaralamıştı. Bütün dünyada şok etkisi meydana getiren bu hadisede esas dikkat çekici unsur, Tarrant'ın kullandığı saldırı aletlerinin üzerindeki yazı ve notlarla, yayınladığı manifestoda işaret ettiği referanslardı. Müslümanlarla Hristiyanlar arasında yüzyıllar boyunca yaşanan bütün önemli savaşları isim ve tarihleriyle birlikte şarjör ve silahlarının üstüne kazıyan Tarrant, 732'deki Puvatya Savaşı'ndan 1189'daki Akkâ Kuşatması'na, 1389'daki Birinci Kosova Savaşı'ndan 1683'teki Viyana Kuşatması'na kadar hiçbir ayrıntıyı atlamamıştı. Tarrant ayrıca kendisine “Turkofagos” lakabını da takmıştı. Bu ifade, Yunanların Osmanlı İmparatorluğu'na isyanı (1821-1829) sırasında sahneye çıkan önemli aktörlerden Nikitaras'ın unvanıydı ve “Türk-yiyici” anlamına geliyordu. Tarrant'ın 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nın en önemli aşamalarından Şıpka Geçidi Muharebeleri'ni bile es geçmemiş olması hayret vericiydi.

SBS Turkish - SBS Türkçe
Avustralya ve Yeni Zelanda bakanları ANZMIN'de bir araya geldi.

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Feb 2, 2024 4:22


Avustralya ve Yeni Zelanda'nın Dışişleri ve Savunma Bakanları bölgesel güvenliği görüşmek üzere bir araya geldi.

SBS Turkish - SBS Türkçe
Binlerce Maori Yeni Zelanda hükümetini protesto için toplandı

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Jan 22, 2024 5:55


Yeni Zelanda'da binlerce kişi, Maori haklarına yönelik tutumu nedeniyle yeni muhafazakar hükümeti protesto etmek üzere toplandı.

Yeni Şafak Podcast
SELÇUK TÜRKYILMAZ - YENİ EMPERYALİZMİ ANLAMAK İÇİN İSRAİL'E BAKMAK GEREKİR

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jan 3, 2024 5:20


Sömürgecilik kavramının yanlışlığını göstermek için İsrail açıklayıcı bir örnektir. Eğer kolonyalizm, müstemlekecilik kavramıyla karşılanmaya devam edilseydi daha isabetli olurdu. Böylelikle fikir dünyamız muğlaklık ve anlam karmaşası üzerinden kolonize edilmezdi. Fikir dünyamızın kolonize edilmesi ile “zihnî sömürge” arasındaki farkın üzerinde de durmamız gerekiyor. Hem “sömürge” hem de “zihnî sömürge” kavramları Türkçeye mahsustur ve karşılığını bulmak kolay değildir. Eğer koloni kavramının Türkçedeki karşılığı doğru olsaydı İsrail'e sömürge dememiz gerekirdi. Hâlbuki İsrail, bir Anglosakson kolonisi olarak kuruldu ve bu durumu sömürge kavramıyla tanımlamak mümkün olmadığı için koloni kavramı kullanılamadı. Bu da İsrail'in Anglosakson kolonisi niteliğini gündemden düşürdü. Herhangi bir kimse İsrail'i sömürge olarak düşünemez. ABD kolonilerden oluştu ve hiçbir zaman sömürge olmadı. İngiltere emperyal merkezine bağlı vilayetler birleştiğinde ABD ortaya çıktı. Bu sebeple Kuzey Amerika'daki İngiliz kolonilerini birer sömürge olarak görmek gerçekliği belirsizliğe mahkûm etmektir. Eğer öyle olsaydı bu koloniler sömürge olmaktan kurtulmuş olurlardı. Tam aksine, vilayetler daha fazla toprağı kolonize etmek için emperyal merkezden bağımsızlığını ilan etti. ABD'de yaşayan yerleşimci kolonyalistler, İngiliz kolonyalizmini daha ileri bir seviyeye taşıdılar. Böylelikle “Vahşi Batı'yı uygarlaştırdılar.” Ne yazık ki aydınlarımız arasında, geçmişte ABD'nin İngiliz sömürgesi olduğunu düşüneneler vardı. Hâlâ böyle düşünmeye devam edenler var. Hâlbuki koloniciler bugün ABD ve Kanada'da yaşayanların atalarıydı. Hatta onlar yerleşimci kolonicilerdi. Yerleşimci kolonyalizm, kolonyalizmin bir çeşididir. İsrail'i de yerleşimci kolonyalist Anglosakson eyaleti olarak düşünmek gerekir. Bu, İsrail'in muhtemel adımlarını tahmin etmek açısından son derece önemlidir. Bu açıdan ABD, Kanada, Yeni Zelanda ve Avustralya'nın tarihine yeniden bakmak gerekir. İsrail, ABD ve İngiltere'nin ne yapmak istediklerine dair bir fikir oluşturabilmek için bu, oldukça önemlidir. Zira İsrail Anglosakson kolonyalizminin bir uzantısıdır.

Yeni Şafak Podcast
SELÇUK TÜRKYILMAZ - BİDEN'İN KORKUSU GERÇEĞE DÖNÜŞECEK Mİ?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Dec 13, 2023 5:31


Gazzeliler ve elbette Filistinliler son dönemdeki insanüstü direniş ile nerdeyse bütün halkların ve milletlerin önüne İsrail ve genel olarak da Batı gerçeğini sermiş oldular. Artık bu gerçek ile nasıl boğuşacaklarına ve üstesinden gelip gelemeyeceklerine milletler ve halklar kendileri karar verecektir. Eğer bu gerçeğin kendilerine yansıyan yüzü ile Batılı milletler ve halklar da boğuşmak isterse hadiseler biraz daha farklı bir boyut kazanabilir ama bunun kolay olmadığını söylemeye gerek yok. Dünyanın en saygın üniversitelerinde dahi Filistinlilerin direnişi ile ortaya çıkan gerçekliğin üzerini örtmek için hiç alışık olunmayan baskı ve şiddet politikalarından medet ummaları gelecek hakkında birtakım ipuçları sunmaktadır. Görünmeyen yüz kendi içlerinde bile şaşkınlıkla karşılanacaktır. Filistinliler İsrail ile en azından 1948'den itibaren ama İngiliz müstemleke yönetimi ile 1922'den itibaren mücadele ettiği için bugünkü insanüstü direniş tesadüfî olarak ortaya çıkmış değildir. Fakat bu direniş son yıllara kadar sürmesine rağmen yaklaşık yüz yıllık dönemde İsrail ve Batı gerçekliğini gözler önüne serecek bir ortam oluşmamıştı. İsrail'in 19. yüzyıl kolonyalizminin bir mirası olarak Filistin'de uyguladığı yerleşimci yayılmacılık bugün ilk defa bütün boyutlarıyla ortaya çıkarıldı. Bunu başaran da Gazzelilerdir. Eğer bu direniş olmasaydı ne İngiltere ve Almanya İsrail'i bu kadar açıktan destekleyecekti ne de ABD silah ve mühimmat desteği ile savaşın doğrudan içinde yer aldığını gösterecekti. Elbette ortaya çıkan gerçeklik İsrail'e silah ve mühimmat desteğinden ibaret değildir. Kolonyalizmin diğer unsurları da Gazzelilerin direnişi ile birer birer açığa çıktı. İsraillilerin İngilizler gibi yerlilere karşı sistemli bir politika takip ettikleri ve öldürmekten zevk aldıkları gerçeği de bütün dünyanın gözleri önüne serildi. Ne yazık ki İsrailliler de öldürmekten zevk alıyor. Böylelikle Anglosakson müstemlekeciliği üzerine gerilmiş perde aralandı. Tarihin derinliklerine gömülmüş hakikatler yıllar sonra tekrar hatırlandı. Bilinenin aksine olmak üzere Anglosaksonlar farklı bölgelerdeki yerli halklara karşı çok daha acımasız politikalar takip etmiş fakat bunu gizlemeyi başarmışlardı. Artık Kuzey Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda'da yaşayan yerli halkların esamisi de okunmuyor. Bu, uygulanan şiddetin boyutlarını zihnimizde canlandırabilmemiz açısından oldukça önemli bir veridir. Filistin'de de benzer bir politika takip ettiler fakat gerçeğin ortaya çıkmasına izin vermediler. Bugün de eskiden farklı olmayacak şekilde ABD ve İngiltere İsrail üzerinden sergiledikleri dehşet ile bütün dünyaya korku salmak istedi. Bunu bilerek yaptıkları çok açıktır. Fakat Gazzeliler diz çöküp teslim olmadığı için saldıkları korku kendilerine dönmeye başladı. Bu çok önemli bir gelişmedir. ABD Başkanı Joe Biden'ın son açıklamaları halkların ve milletlerin yüreğine saldıkları korkunun yön değiştirmekte olduğunun çok açık göstergesidir.

Yeni Şafak Podcast
Selçuk Türkyılmaz - İsrail'in kolonyalist bir yapı olarak görülmesi niçin önemlidir?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Nov 27, 2023 4:39


İsrail bir Yahudi devleti midir yoksa kolonyalist bir yapı mıdır? Bu sorunun cevabı oldukça önemlidir. Soruyu her ikisi diye cevaplamak mümkün. Türkiye'de İsrail daha çok Yahudi devleti olarak tanımlanıyor ve faaliyetleri bu tanım üzerinden değerlendiriliyor. İsrail'in Yahudi devleti olarak tanımlanması, İsrail projesini yürütenler için oldukça kullanışlı bir tanımdır. Çünkü bu tanım özellikle İkinci Dünya Savaşı bağlamında Almanya merkezli dünyada Yahudilere yönelik soykırımcı siyasetin dışına çıkılmasına imkân vermemektedir. İsrail'in Filistin'de ya da diğer komşu devletlerle ilişkilerinde herhangi bir saldırgan tutumu değerlendirilirken konunun mutlaka antisemitizm ile ilişkilendirildiği bilinmektedir. Zaten bir kere o alana girilirse amaç kendiliğinden hâsıl oluyor ve İsrail'in insanlık karşısındaki suçları dahi gündemden düşüyor. Yahudi devleti bağlamından hareket edildiğinde din savaşları da aklîleşiyor. İsrail bir Yahudi devleti midir yoksa kolonyalist bir yapı mıdır sorusuna her ikisi şeklinde cevap vermek de konunun muğlaklaşmasına yol açar. Kayzer Wilhelm dahi İsrail'i kolonyal bir yapı olarak desteklemişti. Bu destek bugünkü Almanya'nın siyasetini anlamak açısından oldukça önemlidir. Hitler dönemi uygulamaları Almanya ve diğer kıta Avrupası devletlerinin İsrail'e desteğini açıklamak için elverişli bir zemin oluştursa da bu, İngiltere'nin pozisyonuna açıklık kazandırmaz. İngiltere için geçerli olan durum Hollanda'yı da kapsar. ABD'nin İsrail'e desteğini ise zaten Yahudilere yönelik soykırım suçlamalarıyla ilişkilendirmek mümkün değildir. Zaten İsrail'in Filistin'de Filistinlilere yönelik tüm politikası Anglosaksonların ve Avrupalıların Kuzey Amerika yerlilerine reva gördükleriyle birebir örtüşmektedir. Bu da Yahudi devleti fikrinin özellikle ortaya atıldığını gösterir. Yahudi devleti de ideolojik bir kavramdır ve Batı'nın on dokuzuncu yüzyılda icat ettiği uygarlaştırma misyonu ile eşanlamlıdır. Anglosaksonların Kuzey Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda'daki takip ettiği yöntem İsrail'in siyasetini anlamak için oldukça önemlidir ve bu ikisi birebir örtüşmektedir. Bu da Yahudi devletini ideolojik bir kavram olarak görmemiz için yeterlidir.

Yeni Şafak Podcast
ABDULLAH MURADOĞLU - ANGLOSFER'İN 5 GÖZÜ GAZZE'NİN ÜZERİNDEYMİŞ!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Nov 27, 2023 5:20


‘'Beş Göz”, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda'dan oluşan “Anglosfer” ülkeleri arasındaki “Elektronik istihbarat ittifakı”na verilen bir isim. ABD Avustralya'daki “Pine Gap” üssündeki Ulusal Güvenlik Ajansı(NSA)'nın uyduları aracılığıyla büyük bir bölgeyi izliyor. Orta Doğu ve Afrika da bu üssün kapsam alanı içerisinde. Avustralya merkezli “Declassified Australia”nın haber sitesinde “Filistin'i hedef almak: Avustralya'nın Pine Gap aracılığıyla İsrail'in Gazze saldırısına verdiği gizli destek” başlıklı bir haber yer aldı. Peter Cronau imzalı haberde “Pine Gap” ve “NSA”da uzun yıllar görev yapan David Rosenberg'in verdiği bilgiler yer alıyordu. Bu bilgilere göre “Pine Gap” Gazze şeridinde elde ettiği iletişim ve elektronik istihbarat verilerini İsrail ordusuna aktarıyor imiş. “Pine Gap” hakkında yazdığı kitaplarla tanınan David Rosenberg üs personelinin Gazze'de “komuta ve kontrol” merkezlerinden yayılan sinyalleri toplamakla da görevlendirildiğini söylüyordu. Oysa İsrail detay bilgilerle ilgilenmiyor. İsrail'in hedefi, daracık Gazze şeridine sıkıştırılmış 2 milyondan fazla Filistinli. Peter Cronau, Avustralya Savunma Bakanlığı'na Pine Gap'ın İsrail-Gazze savaşındaki rolü ve “savaş suçu” işlendiğine dair yasal suçlamalar olması halinde üs personelini savunmak için hangi gerekçelere başvurulacağını sormuş, ancak cevap alamamış. “Declassified UK” sitesindeyse ABD'nin İngiltere'nin Kıbrıs Rum kesimindeki askerî üssünden İsrail'e gizlice silah sevkiyatı yaptığına dair haberler yer alıyordu. Aynı sitede Phil Miller imzalı “İsrail Ordusunda İngiliz savaşçılar: Bu yasal mı?” başlıklı haberdeyse yüzlerce İngiliz vatandaşının İsrail Ordusu'na katıldıkları belirtiliyordu. İngiltere eski Başbakanı Boris Johnson 5 Kasım'da Kudüs'te silahlı, askerî üniformalı İngiliz vatandaşlarıyla poz vermişti. Haberde İngiliz vatandaşlarının işgal altındaki “Batı Şeria” ve Golan Tepeleri'nde görev yaptıkları da belirtiliyordu. Oysa İngiliz hükümeti İsrail'in Golan Tepeleri'ni ilhâk kararını tanımadığını 2019'de BM'ye bildirmişti. Keza ABD gibi İngiltere de Batı Şeria'yı işgal edilmiş topraklar olarak görüyor ve bu bölgedeki Yahudi yerleşimlerini yasa dışı olarak niteliyor. Diğer bir meseleyse, ABD'nin İsrail'e verdiği “M4” saldırı tüfeklerinin Batı Şeria'daki yasa dışı yerleşimcilere dağıtılması. Ekim ayı sonlarında İsrail'in Ulusal Güvenlik Bakanı İtimar Ben-Gvir bir siyasi etkinlikte sivillere saldırı tüfekleri dağıttığını gösteren fotoğraflar bile yayınlamıştı. ABD Dış İşleri Bakanlığı'nda silah satışlarını denetleyen ofislerden birinin direktörü olan Josh Paul Biden Yönetimi'nin İsrail'e koşulsuz silah desteğini protesto amacıyla görevinden istifa etmişti. ABD silahlarının sivillere karşı kullanılacağına dikkat çeken Paul şunları söylüyordu: “İsrail'in talep ettiği silahların sadece Gazze'de değil, Batı Şeria'da da uygulanabilirliği vardı. Örneğin şu anda Instagram'da İsrailli yetkililerin yerleşimcilere M4 ateşli silahlar dağıttığı videolar var. Bunun çok endişe verici olduğunu düşünüyorum. Bizim için endişe verici olmalı çünkü yerleşimcilerin Filistinli sivillere karşı uyguladığı şiddetin bir sicili var.”

Yeni Şafak Podcast
ABDULLAH MURADOĞLU - BATI MEDYALARININ SEFALETİ

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Nov 26, 2023 5:17


İsrail'in Gazze'de yürüttüğü soykırıma dair bilgiler ABD başta olmak üzere Batı dünyasının ana akım medya organlarında sadece çarpıtılarak yer buluyor. Batı medyalarının içine düştüğü bu rezilliğin tarihi epeyce gerilere gidiyor. Filistin asıllı Amerikalı bilim adamlarından Prof. Edward Said 1981'de yayınladığı, dilimize de “Haberlerin Ağında İslam” veya “Medyada İslam/ Gazeteciler ve Uzmanlar Dünyaya Bakışımızı Nasıl Belirliyor?” başlıklarıyla çevrilen kitabında bu rezilliği derinlemesine bir şekilde inceleyerek dünya kamuoyuna arz etmiş idi. Batı medyalarının öteden beri “Filistin meselesi”nde İsrail'in yalanlarını yansıtmakta çok daha ileri gittikleriyse, aşikâr. 7 Ekim'den bu yana Batı ana akım medyaları İsrail'in uzantısı gibi hareket ettiler. Böylece İsrail'in Gazze'de işlediği savaş suçlarına, soykırım suçlarına da iştirak etmiş oldular. Olayları gerçeklere uygun şekilde yansıtmaya çalışan gazetecilereyse “suçlu” muamelesi yaptılar, haberlere de, haber diline de iğrenç sansürler uyguladılar. En son, İngiltere merkezli yarı-resmi haber yayımcısı “BBC”de çalışan bir grup gazeteci “El Cezire” kanalına gönderdikleri mektupta kurumun “katliam” ve “vahşet “gibi terimleri sadece “Hamas” için kullandığını, “Hamas”ın bölgede şiddetin tek kışkırtıcı ve faili olarak gösterildiğinden şikâyet ediyorlardı. Geçtiğimiz Ekim ayı ortalarında, “BBC”nin Kuzey Afrika haberlerine imza atan kıdemli muhabirlerinden Bassam Bounenni kurumun İsrail'in dümen suyunda haber yapmasına tahammül edemeyerek istifa etmişti. 18 Ekim'de “X” hesabından yayınladığı mesajında “meslekî vicdanımın gereği olarak BBC'den istifamı sundum” demişti. BBC'nin iki yüzlü yaklaşımı Avustralya ve Yeni Zelanda dahil olmak üzere İngilizce konuşan “Anglosfer” dünyasının diğer ülkeleri için de geçerli tabii. “Yeni Zelanda Radyosu(RNZ)” izleyicilerin değerli zamanlarını çalacağı gerekçesiyle Filistinli bir konuğun sözlerini yayınlamama kararı aldığını duyurmuştu. “BBC” gibi uluslararası haber ajanslarıyla çalışan “Anglosfer”in diğer medya kuruluşları, soykırıma “soykırım” dememek için direniyorlar. Bu kuruluşlar İsrail'in yalanlarını gerçek haber gibi yansıtmak içinse adeta yarış halindeler. İsrail'in bariz yalanlarından birisi Gazze'deki hastanelerin Hamas'ın karargâhları olduğu şeklindeydi. Biden Yönetimi de, Batı dünyasının yönetimleri de, medyaları da ciddi hiç bir kaynağa dayanmaksızın, İsrail'in hastaneleri yok etmeye yönelik yalanını da desteklediler. Meşhur polisiye yazarlarından Eric Ambler'in “Dimitrios'un Maskesi” romanında gazeteci Marukakis, hikayenin baş kahramanı Charles latimer'e yazdığı bir mektupta, “Yalanları destekleyecek olaylar yoksa, olaylar yaratılır” diye bir cümle kullanmıştı. İsrail de başta “El Şifa” olmak üzere Gazze'deki hastanelere ilişkin kurgulanmış görüntülere başvuruyordu.

Yeni Şafak Podcast
Yaşar Süngü - Satın alma/ma gücü

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Nov 15, 2023 4:09


Syasetten uzak duran hukukun egemen olduğu sivil örgütlerin çatısı altında toplanmış bir çoğunluk iş dünyasını yönetebilir. Bugün küresel şirketlerin bu kadar şımarmalarının ve küstahlaşmalarının altında tüketicinin gücünü kullanmaması yatmaktadır. Tüketici denilen müşteri yani insan, ne yazık ki satın alma gücünü şirketlere karşı kullanmamaktadır. Onun tembelliği de iş dünyasında hukuk tanımayan küresel şirketlere yaramaktadır. Boykotlar aynı zamanda şirketlerin sosyal denetimini sağlayan önemli ve gerekli eylemlerdir. Oysa vatandaş, seçimlerde nasıl ki oylarıyla siyasal karar alma sürecine katılıyorlarsa, tüketici veya müşteri kimliği ile satın alma ya da almama tutumuyla iş dünyasını yönlendirebilir. Tüketici denen insan, iradesindeki satın almama gücü ile şirketleri hukuka uygun davranmaya zorlayabilir, halkın menfaatine uygun sosyal sorumluluk projelerine yönlendirebilir. Hatta satın almama gücü ile bugün israilin çocukları öldürmesine engel olabilir, devletlerin siyonist soykırımcıların yanında yer almalarını engelleyebilir. “Çocukları öldür para bizden” diyen küresel şirketlerin ürünlerini almayarak büyük zarara sokabilir.  Hindistan'ı şiddete başvurmadan sadece kararlı bir boykotla İngiliz sömürgesinden kurtaran Gandhi der ki; “Pasif direniş ya da şiddet içermeyen direniş (ahimsa), insanoğlunun sahip olduğu en büyük güçtür. İnsanoğlunun tasarladığı en güçlü silahtan da daha güçlüdür.” Tüketici boykotlarını sadece bir şirketin veya ülkenin ürününü almamak şeklinde anlamamak gerekiyor. İş dünyasında çevreye zarar verme, çocuk işçi çalıştırma, çalışanlarına psikolojik baskı, haksız rekabet, fiyat pahalılığı, zararlı gıda veya ürün gibi topluma ve toplumsal ilişkilere olumsuz yansıyan her durumda, çözüm amacıyla şiddet içermeyen bir tepki göstermesi her insanın yapması gereken toplumsal bir vazifesidir.  Son yıllarda gerçekleştirilen önemli boykotlardan birisi 1995 yılında Fransa'nın Güney Pasifik'te gerçekleştirdiği nükleer denemelere karşı yapılmış. Avustralya, Yeni Zelanda, Japonya ve Kore başta olmak üzere dünya çapında yapılan boykot çağrısında tüketicilerden, şarap, peynir, kozmetik ve şişelenmiş su gibi Fransız ürünlerini boykot etmeleri istenmiş. Bunun yanında üç Avustralyalı pazarlama yöneticisinin farklı Fransız otomobil üreticilerine kota koyması (Ettenson / Klein, 2003: 203) nükleer denemelere sessiz kalan Fransız şirketlerinde büyük bir şok dalgası oluşturmuş. Fransız malı olarak algılanan birçok ürünün ve markanın boykot edilmesinden olumsuz etkilenen Fransız şirketleri, nükleer denemelerin durdurulması için hükümete baskı yapmak zorunda kalmışlar. Bunun üzerine hükümet, politik ve ekonomik sonuçları da göz önünde bulundurarak nükleer denemeleri durdurma kararı almış.

Botanitopya
Maorilerin kutsal ağaçları

Botanitopya

Play Episode Listen Later Nov 5, 2023 19:40


Maorilerin kutsal ağaçlarını konuşuyoruz; Pōhutukawa (Metrosideros excelsea), Tōtara (Podokarpus totara) ve Kauri (Agathis avustralis). Bir zamanlar Yeni Zelanda'da geniş ormanlar oluşturan bu ağaçlar, artık koruma altında.

Mitolojik Hikayeler
Maori ve Pasifik Mitolojisi: Yeni Zelanda'nın Kökleri

Mitolojik Hikayeler

Play Episode Listen Later Oct 2, 2023 12:34


Ses: Mert Dağdeviren Bu bölümde, Yeni Zelanda'nın yerli halkı olan Maorilerin zengin mitolojik dünyasını keşfedeceğiz. Gök Baba ve Toprak Ana'dan, Savaş Tanrısı Tumatauenga'ya ve Yarı Tanrı Maui'ye kadar birçok ilginç karakter ve öykü sizi bekliyor. Ayrıca, ahşap oymaların ve mitolojinin nasıl birleştiğini öğrenecek ve ölüm tanrıçası Hine-Nui-Te-Po'nun hikayesine birlikte bakalım. ✔️ Maori halkının inanışları ve kültürleri (00:00) Maori'lerin kökeni (00:32) Maori mitolojisi Yaradılış miti (03:14) Ahşap Oyma sanatının Maori'ler için önemi (05:17) Savaş Tanrısı (06:24) Prometheus (06:50) Yarı tanrı Maui ve Yeni zelanda yaradılış hikayesi (09:10) Ölüm ve Gün batımı tanrıçası (08:56) Yaşayanlar arasında ilk ölen Maui'nin ölümü (10:50) Yeni Zelanda Yerli halkının kültürünün değerleri ➤Etiketler: Mitoloji, Maori Tanrıları, Maori Kültürü, Maori Hikayeleri, yeni Zelanda Mitolojisi, Maui'nin Balığı, Gök Baba ve Toprak Ana, Tumatauenga ve Savaş Tanrıları, Yarı Tanrı Maui, Ahşap Oymalar ve Maori Sanatı, Hine-Nui-Te-Po ve Ölüm Tanrıçası, Pasifik Mitolojisi, Yeni Zelanda Tarihi, Polinezya Mitolojisi, Mitoloji ve Doğa İlişkisi, hawaii mitolojisi Kaynak: Mark Daniels SOSYAL MEDYA & DİĞER BAĞLANTILARIMIZ ▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀ Spotify: Mitolojik Hikayeler Instagram: @ Mitolojik.Hikayeler Tiktok: tiktok.com/@mitolojik.hikyeler Resmi İnternet sitesi: www.mitolojikhikayelerim.com Mail (contact): Mitolojik_Hikayeler@outlook.com --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/mitolojik-hikayeler00/message

SBS Turkish - SBS Türkçe
Can Atalay: Cezaevindeki TİP Milletvekili için gözler Anayasa Mahkemesi'nde

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Aug 17, 2023 10:11


Gezi davasının tutuklu sanıklarından avukat Can Atalay, 14 Mayıs seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) milletvekili seçildi ancak henüz hapisten çıkmadı. TİP Avustralya ve Yeni Zelanda temsilcisi Muzaffer Tekin, Hatay milletvekili Atalay için özgürlük çağrısında bulundu.

VOA Türkçe
Trump'tan hakkında yöneltilen suçlamalara tepki – 19 Temmuz - Temmuz 20, 2023

VOA Türkçe

Play Episode Listen Later Jul 19, 2023 29:32


Eski Başkan Donald Trump, hakkındaki suçlamalara seçim gezisini yaptığı Iowa'dan yanıt verdi. İsrail Cumhurbaşkanı İzak Herzog ilerici Demokratların protestoları arasında Kongre ortak oturumda konuştu. ABD Maliye Bakanı Yellen Hindistan'da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'le görüştü. Biden'ın İklim Temsilcisi John Kerry Çin temaslarını tamamladı. Küresel ısınma ABD'yi kavururken okyanusların rengini de değiştiriyor. Dünya Kadınlar Futbol Şampiyonası Avusturalya ve Yeni Zelanda'da başlıyor. Kadın futbolcular erkek meslektaşları gibi yüksek ücret istiyor

SBS Turkish - SBS Türkçe
2023 FIFA Kadınlar Dünya Kupası'na günler kaldı

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Jul 18, 2023 4:01


Avustralya ve Yeni Zelanda'nın ev sahipliğini yaptığı FIFA Kadınlar Dünya Kupası'na birkaç gün kaldı. 32 yıldır düzenlenen kadınlar kupasının en büyüğü olacak. Yine de erkekler turnuvasının oldukça gerisinde.

COSMO Köln Radyosu
FIFA Kadınlar Dünya Kupası: Kadın futboluna destek neden az?

COSMO Köln Radyosu

Play Episode Listen Later Jul 18, 2023 19:46


FIFA Kadınlar Dünya Kupası, 20 Temmuz - 20 Ağustos 2023 arasında Avustralya ve Yeni Zelanda'da yapılacak. Almanya turnuvaya katılan 32 takım arasında, Türkiye ise yok. Kadın futbolu dünyanın pek çok ülkesinde erkek futboluna göre geri planda. Berlin Türkiyemspor oyuncusu Leyila Aydın, kadın futboluna daha çok destek verilmesi gerektiğini söylüyor. Kulüp Başkanı Durmuş Ali Matur ise ailelerde hala kız çocuklarının futbol oynamasına karşı bir önyargı olduğundan şikayetçi. Mikrofonda Hülya Topcu ve Ceyhun Kara var. Von Hülya Topcu.

VOA Türkçe
ABD devlet kurumlarının e-posta hesaplarına saldırı – 13 Temmuz - Temmuz 14, 2023

VOA Türkçe

Play Episode Listen Later Jul 13, 2023 28:09


Microsoft açıkladı, ABD Dışişleri Bakanlığı doğrulamadı; Çinli hackerlar 25 ABD devlet kurumunun e-postalarını hackledi. Mağdurlar arasında ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo da var. Başkan Biden Helsinki'ye geçti “Putin savaşı zaten kaybetti” dedi. Amerika'da işsizlik başvurularında düşüş var. ABD Kadın Milli Takımı Dünya Kupası için Yeni Zelanda'da

Yeni Şafak Podcast
Selçuk Türkyılmaz - Fransa: Medenîleştirme misyonuna evet ama banliyölere hayır

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 5, 2023 5:10


20. yüzyılın başlarında imparatorluklar ve milliyetçilikler arasındaki karşıtlık Birinci Dünya Savaşı'nı tetikleyen esas amillerden biriydi. Bu karşıtlığın yoğunlaştığı alanda ise Osmanlı ve Avusturya-Macaristan imparatorlukları vardı. Büyük Savaş, tahmin edilen sürede bitmedi ve atalarımızın savaş meydanlarında gösterdiği olağanüstü gayret Fransa ve İngiltere gibi büyük devletleri yerlerinden etti. Birinci Dünya Savaşı'nda İngiltere ve Fransa'nın müstemlekelerden topladığı maddi kaynaklar savaşın sürdürülmesi açısından hayatî öneme sahipti. Fakat savaştan sonra tahmin edilmeyen asıl hadise ise bu ülkelerin müstemlekelerden topladıkları askerlerin Fransa ve İngiltere anavatanına yerleşmiş olmasıdır. İkinci Dünya Savaşı'nda müstemleke askerleri Avrupa kıtasındaki savaşlara da katıldı. O zamana kadar geçen yaklaşık dört yüzyıllık dönemde Avrupalılar Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi kıtaların ve ülkelerin demografik açıdan altını üstüne getirmişti. Göç yoluyla ülkeleri istila etmişler ve medeniyetlerin kendilerine olan inancını yok etmişlerdi. Fakat zamanla onlar da benzer sorunlar yaşamaya başladı. Fransa ve İngiltere anavatanına getirilen “yabancılar” bir türlü ortadan kalkmıyordu. Şimdi onlar tehdit edildiklerini düşünüyor. Bugünün göç olgusunu anlamak için Avrupalıların diğer kıtalara gitmesini ve diğer kıtaların Avrupa'ya taşınmasını birlikte düşünmek gerekir. Her iki olayın bağlamı kolonyalizmdir. Bugün Fransa'da meydana gelen olaylar kabaca 19. yüzyıl kolonyalizminin neticesidir. Konunun doğru anlaşılması ve anlam belirsizliğinin ortadan kaldırılması açısından tekrar edelim: Sömürgecilik kavramı, kolonyalizmi karşılamaz. Müstemleke, müstamere, manda gibi rejimlerin anlaşılması içim sömürgecilik kavramı doğru bir tercih değildir. Bu vesile ile kolonyalizmin liselerde hususi bir ders olarak okutulması yönündeki öneriyi de tekrar etmiş olalım. Fakat bundan önce basınımızın kolonyalizm üzerinde derinlemesine durması gerektiği de çok açıktır. Zira bu cenahta Fransa'da meydana gelen olaylar üzerinde durulurken asimilasyon ve entegrasyon gibi kavramlar

Osman Sungur Yeken
Yeni Zelanda: Cami Saldırısının Arkasındaki Gerçek!

Osman Sungur Yeken

Play Episode Listen Later Apr 27, 2023 3:33


Kısa Dalga Podcast
Yeşil Dalga 19: Türkiye siyasetinde “yeşil” rüzgar esecek mi?

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Apr 23, 2023 32:29


Cumhuriyet tarihinde ilk kez adında “yeşil” olan bir siyasi parti ve yeşil siyasetçiler doğrudan seçime katılıyor. Bu da ancak HDP'nin kapatılma ihtimaline karşı bir önlem olarak Yeşil Sol Parti'den milletvekili adaylarını göstermesiyle oldu. Mahkeme kararına rağmen genel seçimlere parti olarak katılamayan Yeşiller Partisi eşsözcüleri ise TİP'ten aday gösterildi.  Dünyada ekolojik ve yeşil siyasi partilerin miladı konusunda eskilere gitmemize gerek yok. İlk yeşil partilerin 1972 yılında Avustralya, Yeni Zelanda ve Birleşik Krallık'ta kurulduğunu görüyoruz. Almanya'da ise 1980 yılında Die Grünen'in (Yeşiller) kurulmasıyla başladı süreç.  Avrupa'da son dönemde yeşiller, genel ve yerel seçimlerde önemli başarılar kazandı: ·   * Almanya Yeşiller Partisi'nin popülerliği arttığını ve 2019 Avrupa Parlamentosu seçimlerinde %20'nin üzerinde oy aldı. Yeşil parti liginde açık ara önde gidiyor. 2021 federal seçimlerde ise %15'in üzerinde oy alarak üçüncü büyük parti oldu ve SPD ile bir koalisyon hükümeti kurarak yönetime direkt giren güzel bir örnek olarak yeşil partiler tarihine girdi. Fransa'da Avrupa Ekoloji – Yeşiller'in, son zamanlarda popülerliğinde bir artış yaşandığı görülüyor. Parti, 2019 Avrupa Parlamentosu seçimlerinde %13,5 oy oranıyla parlamentoda 74 sandalyenin 13'ünü kazandı. Avustralya Yeşiller Partisi ise 2019 federal seçimlerinde %10,4 oy aldı ve Senato ile Temsilciler Meclisi'nde birer sandalye kazandı. Kanada Yeşiller partisi ise 2019 seçimlerinde %6,55 oy oranı yakalarken 2021 seçimlerinde bu oranın %2,33'düştüğünü görüyoruz.  Dünyada yeşil siyasete ve parlamentodaki temsiline bakınca, özellikle gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin, aşağı yukarı Türkiye ile aynı düzeyde olduğu bir gerçek.  Doğa bilimci ve sürdürülebilirlik uzmanı Ferdi Akarsu ile bu haftaki podcastte şu sorulara yanıt aradık: Yeşil siyaset nedir? Neden Avrupa'da güçlendi?  Gelişmemiş ülkelerde yeşil siyasi parti veya yeşil siyasetçi var mı? Yeşil partilerin avantaj ve dezavantajları neler? Bu podcast için Alphan Telek'in, Yeşiller Partisi kurucularından İklim Bilimci Ümit Şahin'le yaptığı röportajdan da yararlandık.

Bir bakışta
2019'daki Christchurch cami katliamı, Yeni Zelanda'da nasıl bir etki bıraktı?

Bir bakışta

Play Episode Listen Later Mar 15, 2023 10:42


Yeni Zelanda'nın Christchurch şehrinde iki camide toplam 51 kişiyi katleden ırkçı teröristin gerçekleştirdiği saldırının üzerinden 4 yıl geçti. Peki, Müslüman toplum şu anda neler hissediyor? İslamofobi ne seviyede? Christchurch'ten gazeteci Ömer Kablan'la konuştuk.

Yeni Şafak Podcast
Süleyman Seyfi Öğün - Medeniyetin çamurlu sularında yıkanmak

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Dec 29, 2022 5:03


Paris saldırısı ve akabinde yaşanan kitlesel ölçekli tahripkâr tepkiler son derecede düşündürücü. Ama bunlardan daha mühim olarak, hâdiselerin nasıl değerlendirildiği, yorumlandığına bakmak gerekiyor. İlk tepki olarak, tıpkı daha evvel Norveç'deki Brevnik, Yeni Zelanda'daki Tarrant üzerinden yapıldığı gibi bu da münferit bir hâdise olarak bir “deliye” mâl edildi. Evet, hukukta suçun şahsîliği bir prensiptir. Âdi suçlarda mesele yok. Bu prensibi işletmek son derecede kolay olabilmektedir. En fazla -o da varsa- azmettiricilik, yardım ve yataklık etmek dâiresinde dâireyi bir miktar genişletmek kâbil olabilir. Ama siyâsal ve örgütlü suçlar devreye girdiğinde manzara biraz değişir. Daha toplu bir bakış ve değerlendirme gerekir. Bu durumda bile en fazla örgüt mensupları ve onunla iltisaklı olan çevrelere kadar uzanabiliriz. Ama en büyük sıkıntı, veri topluluklarda bir karşılığı olabilecek bâzı hassasiyetler temelinde işlenmiş olsa da bir suçun ne kadar fâil ile sınırlı tutulabileceği ile alâkalıdır. Uluslararası göç hareketlerinin alabildiği yoğunlaştığı bir devirde yabancı düşmanlığı olarak bilinen duygular temelinde işlenen suçlar karşımıza sıklıkla örgütsüz, münferit bir şekilde çıkabilmektedir. Bilhassa, hoşgörü, açık kültür, ve demokrasi gibi incelmiş medenî değerlerin toplumsal ölçekte tutunum başarısı gösterdiği iddiasında olan Batı dünyâsında, aşağıdan gelen, sokakta karşılığı olan anonim, kitlesel bir yabancı düşmanlığı duygusunun varlığı gittikçe büyük bir sorun olmaktadır. Bu durumu halının altına süpürmekte ısrarlı göründükleri de bir vakıadır. Batı toplumlarının kâhir ekseriyetinin bu değerlere sâhip olduğu, yabancı düşmanlığının ise dar bir çevrede tutunduğunu iddia etmeyi bir itiyad hâline getirdiklerini görüyoruz. Buna göre, yabancı düşmanlığı bir ekâliyet meselesi olarak marjinalize edilmekte, toplumun ekseriyeti bunun dışında tutularak yıkanmaktadır.. Deliler işte tam da burada çok iş görüyor. Lâkin yapılan araştırmalar Batılı kamuoylarında yabancı düşmanlığının ortalama olarak %40 civârında olduğunu gösteriyor. Bu oranların partileşerek, giderek siyâsette de son derecede tesirli olmaya başladığını da biliyoruz. Yâni toplumları yıkma işi devâm etse de bu işte kullanılan su artık hayli çamurlu akıyor.

SBS Turkish - SBS Türkçe
COVID olan turistik gemi yolcularına Sydney'de toplu taşıma kullanmamaları talimatı verildi

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Nov 14, 2022 4:57


Sydney'de demirleyen ve 800 dolayında Covid -19 hastasının bulunduğu turistik geminin yolcularına, gemiden ayrılırken toplu taşıma araçlarını kullanmamaları talimatı verildi. Yeni Zelanda'dan yola çıkan Majestic Princess adlı yolcu gemisinin 12 günlük yolculuğunun ortalarında çok sayıda yolcuya Covid bulaştığı tespit edildi.

Vasıtalar
#91 Singapur

Vasıtalar

Play Episode Listen Later Oct 4, 2022 47:59


Galaxy Z Fold4'ün destekleriyle yayınlanan Vasıtalar'ın 91. bölümünde Barkın Kızıl ve Mali Selışık, üç yıl sonra Singapur'u ziyaret eden Formula 1'de Sergio Perez'in galibiyetiyle sonuçlanan yarış hafta sonunu değerlendiriyorlar. Günün Pilotu ödülünün yanına bir de “haftanın hızını ikiye katlayan pilot” unvanı eklediğimiz Checo'nun performansını, Mercedes'in hayal kırıklığını, yarışı 4-5 bitirerek takımlar klasmanında Alpine'i geride bırakan McLaren'ı ve Leclerc-Sainz ikilisinin sezonunu konuştuktan sonra, Kâhin Ahtapot Barkın'la 2023 gridine yeniden bakıyoruz. Yeni Zelanda'da kazanarak tarihin en genç Dünya Ralli Şampiyonu olan Kalle Rovanpera ve Moto3'te şanssız bir hafta sonu geçiren Deniz Öncü de gündemimizde… #HayatıİkiyeKatla #GalaxyZFold4 

Varyete
Varyete - Bölüm 56 (Çocuğu Youtube'a kurban vermek, Yeni Zelanda'nın yerel İlhan Cavcav dansı)

Varyete

Play Episode Listen Later Sep 13, 2022 26:03


Alper Çelik, Ömür Okumuş ve Nuri Çetin ile varyantlı hususlara yolculuk

Yeni Şafak Podcast
Ali Saydam - Kraliçeyi nasıl bilirdiniz?..

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Sep 10, 2022 4:43


1926 doğumlu Kraliçe 2. Elizabeth önceki gün hayatını kaybetti... 27 yaşındayken taç giyen Elizabeth, 70 yıl hüküm sürdü... Tahta çıktığında ülkesinin Başbakanı Winston Churchill idi... 15'i İngiltere'de olmak üzere kendisini hükümdar kabul eden ülkelerde 150'den fazla başbakan gördü. Bol mücevherli magazin sayfalarının takipçileri, Saray'daki özel yaşamı merak edenler için ‘sempatik' sayılabilecek bir figür olsa da Kraliçe, Oxford Üniversitesi öğrencilerinin deyişiyle “Resmi sömürgecilik sembolü” idi (https://www.britishturks.com/oxford-universitesi-ogrencileri-somurgeci-gecmisi-hatirlattigi-gerekcesiyle-kralice- elizabethin-portresini-kaldirdi/)... Gittiği ülkelerdeki emeğin ve doğal kaynakların sömürülmesi başta olmak üzere Hindistan'dan Afrika'ya, Asya'dan Ortadoğu'ya ve Avustralya'ya kadar kapitalist sistemin en zalim yüzünü sergileyen Krallığın, “Üzerinde güneş batmayan imparatorluk” diye anılması da bundandı... 1963'te İngilizlere karşı ayaklanan Yemenlilerin üstüne askerlerini yollayan Kraliçe'nin neden olduğu zulmün video kayıtları sosyal medyada dolaşıyor... Elizabeth'in döneminde yaşanan yalnızca savaşlar ve çatışmalara ilişkin bir listeye de rastladık... Bunlar arasındaki Kıbrıs'la ilgili ikiyüzlü tutumları elbette bizi yakından ilgilendiriyor. Diğerleri ise şöyle: Kenya “Mau Mau ayaklanması” (1952-1960), Umman “Cebelitarık savaşı” (1954-1959), Süveyş Krizi (1956-1957), İrlanda “Sınır kampanyası” (1956-1962), İzlanda “morina savaşları” (1958-1961, 1972-73, 1975-76), Yemen “Yukarı Yafa olayları” (1959), Umman “Dhofar ayaklanması” (1962-1975), Borneo “Endonezya-Malezya çatışması” (1963-1966), Yemen “Aden gerilimi” (1963-1967), İrlanda sorunu (1968-1998), Arjantin “Falkland savaşı” (1982), Lübnan'daki çok uluslu güce katılım (1982-1984), Irak “Körfez Savaşı” (1990-1991), Bosna savaşı (1992-1995), Irak “Çöl Tilkisi Operasyonu” (1998), Kosova savaşı (1998-1999), Sierra Leone iç savaşı (2000-2002), Afganistan savaşı (2001-2021), Irak savaşı (2003-2009), Libya iç savaşı (2011), Irak ve Suriye “Shader operasyonu” (2014-...) Daha bir ay önce, Avustralya yerlisi senatör Lidia Thorpe parlamentoda yemin ederken İngiltere Kraliçesi Elizabeth'e “sömürgeci” dediği için yeminini tekrarlaması istenmişti... Britanya; İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda Cumhuriyeti'nden meydana geliyor. Kraliçe İkinci Elizabeth Britanya'nın yanı sıra İngiliz Milletler Topluluğu'na üye ülkelerin de kraliçesi sayılıyor. Bu ülkeler; Antigua ve Barbuda, Barbados, Saint Kitts ve Nevis, Saint Vincent ve Grenadinler, Jamaika, Avusturalya, Papua Yeni Gine, Yeni Zelanda, Kanada ve Grenada'dır... Kanada'da geçen yıl ortaya çıkan, sayısı bini aşkın çocuk mezarı da İngiliz monarşisinin, hüküm sürdüğü topraklara acı bir hatırasıydı... Tabii 1984-1985 arasında İngiltere'de süren, 120 bin madencinin grevini de unutmamak lazım... Bunlar resmi kayıtlara geçenlerin bir bölümü... Bir de kayıtlarda olmayan Büyük Britanya'nın gizli servisi MI6'in icraatları var tabii... Onlar da ‘Kraliçe adına' öldürüyordu... Yani, İkinci Elizabeth ‘gelinleriyle uğraşan tonton ihtiyardan' çok daha fazlasıydı... Ellerinde dünya halklarının kanlarıyla gömülüyor... Biz öyle bilirdik... Gözümüze takılanlar...

NTVRadyo
Dünya Hali - Kaçış planları ve ayak izleri

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Sep 3, 2022 12:56


Kimi ada alıyor, kimi cephane yığıyor! Süper zenginlerin kıyamet senaryolarına karşı kendilerini koruma önlemleri dudak uçuklatıyor, felaketi yaklaştırıyor. İklim felaketinden kaçmak için nereye gidiyorlar, ne yapıyorlar? Peki bunu yaparken yarattıkları kirlilik, büyüyen karbon ayak izi? Yeni Zelanda'nın tercih edilmesinin nedeni ne? Açlıktan, sellerden, isyanlardan nasıl korunabileceklerini düşünüyorlar? Derya Acemoğlu kaçış planlarını ve bıraktıkları ayak izlerini anlatıyor. İyi dinlemeler Dünya Hali arşivinden, Derya Acemoğlu'nun anlatımıyla hobbitlerin ülkesi yeni Zelanda'yı özel notlarla dinleyin. https://soundcloud.com/ntvradyo/yeni-zelandadan-kadinlar-ve-yerliler

Dünya Hali
Kaçış planları ve ayak izleri

Dünya Hali

Play Episode Listen Later Sep 3, 2022 12:56


Kimi ada alıyor, kimi cephane yığıyor! Süper zenginlerin kıyamet senaryolarına karşı kendilerini koruma önlemleri dudak uçuklatıyor, felaketi yaklaştırıyor. İklim felaketinden kaçmak için nereye gidiyorlar, ne yapıyorlar? Peki bunu yaparken yarattıkları kirlilik, büyüyen karbon ayak izi? Yeni Zelanda'nın tercih edilmesinin nedeni ne? Açlıktan, sellerden, isyanlardan nasıl korunabileceklerini düşünüyorlar? Derya Acemoğlu kaçış planlarını ve bıraktıkları ayak izlerini anlatıyor. İyi dinlemeler Dünya Hali arşivinden, Derya Acemoğlu'nun anlatımıyla hobbitlerin ülkesi Yeni Zelanda'yı özel notlarla dinleyin.  

NTVRadyo
Doğa Takvimi - Gözler bu kuşta

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Aug 29, 2022 1:06


Bugün 29 Ağustos 2022 #doğayıdinliyoruz

SBS Turkish - SBS Türkçe
Avustralya ve Yeni Zelanda'dan farklı COVID-19 stratejisi

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Jul 22, 2022 2:32


Mevcut COVID-19 dalgası hem Avustralya hem de Yeni Zelanda'yı eşit seviyede etkiliyor gibi. Avustralya nüfusunun yaklaşık beşte birine sahip Yeni Zelanda'da Günlük vaka sayısı da beşte bir seviyesinde.

Mundo Sabah Bülteni

Salı gününden günaydın! Dünya'dan ipuçları ile başlıyoruz:-Mısır Cumhurbaşkanı Sisi: Enerji tedariği konusunda Almanya ile çalışmaya hazırız.-Fransa ile BAE, enerji alanında kapsamlı stratejik ortaklık anlaşması imzaladığı bildirildi.-Yeni Zelanda‘da enflasyon haziranda yüzde 7.3 ile son 32 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.-BM: Tahran'daki üçlü görüşmeyi yakından takip edeceğiz.-Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Pakdil: Çayır tırtılı nedeniyle rekolte kaybı olmayacak.

Yeni Şafak Podcast
Abdullah Muradoğlu - Bireysel silahlanma ve beyaz ırkçı terör...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 10, 2022 4:17


ABD'de bireysel silahlanmanın kısıtlanmasına yönelik girişimlerin “ABD Kongresi”nde çoğun akametle sonuçlanmasının bedelini masum insanlar ödüyor. Öyle ki kitle hedefli silahlı saldırılar Amerika'da neredeyse olağan hale geldi. En son Illinois eyaletindeki Highland Park'ta düzenlenen “4 Temmuz Bağımsızlık Günü” kutlama töreni sırasında İtalyan asıllı 22 yaşındaki Robert Crimo 7 kişiyi silahla vurarak öldürmüş, onlarcasını ise yaralamıştı. Önceki birçok saldırı “beyaz ırkçı” güdülenmeyle gerçekleştirilmişti. “Crimo örneği”nde görüldüğü gibi bazı saldırılarsa bu tür güdülenmelerle ilgili görünmüyor. Şimdi Amerikalılar bu genç katilleri üreten sebepleri tartışıyorlar. En önemli etkenler, ‘Amerikan Rüyası'nın sönümlenmesi, gelir ve servet dağılımındaki çarpıcı eşitsizlik, giderek derinleşen siyasi ve kültürel kutuplaşma, silahı kutsayan toplumsal kültür ve yanısıra siyaset kurumunun bireysel silahlanmaya kısıtlamalar getirilmesi konusunda gösterdiği zaaf. ABD'deki silah lobisiyse silah yanlısı siyasetçilerin seçilmesi için büyük paralar harcıyor. Amerikalıların insanlık kültürüne zarar veren bu olumsuz katkıyı ciddi olarak sorgulamaları gerekiyor. Anders Behring Breivik isimli ırkçı katil 2011 yılında Norveç'te, 77 kişiyi öldürmüştü. Yeni Zelanda'da cami katliamını gerçekleştiren cani Brenton Tarrant başta olmak üzere birçok ırkçı katil için Breivik ‘rol model' olmuştu. “Beyaz ırkçı terör” Norveç'te başlamış değil elbette. Kökleri Siyahî Amerikalılar'a yönelik korkunç cinayetlerle anılan “Ku Klux Klan”a kadar uzanıyor. Günümüzde “beyaz ırkçı terör” uluslararası sosyal medya ağlarından besleniyor. Dikkatli bir göz, ırkçı saldırıların arkasında bir mimarî olduğunu anlayabilir. FBI Başkanı Cristopher Wray ise, İngiliz İç Güvenlik kuruluşu “MI5” Direktörü Ken McCallum ile birlikte Cuma günü Londra'da gazetecilere yaptığı açıklamalarda ırkçı saldırganların biribirinden ilham aldıklarını belirtmiş. Teknolojinin dış ve iç tehditler arasındaki çizgiyi bulanıklaştırdığına dikkat çeken Wray, Batı dünyasında gerçekleştirilen ırkçı saldırılar arasında örgütsel bir bağlantı saptanamadığını söylüyor. ABD'de olduğu gibi İngiltere'de de nefret suçlarında artış söz konusu. Bu konuda da ABD ve İngiltere birbirine pek benziyor. Wray ile birlikte gazetecilerin karşısına çıkan MI5 Direktörü Ken McCallum İngiltere'de ırkçılık, neo-nazizm veya diğer nefret dolu ideolojiler tarafından motive edilen bireyler hakkında yürütülen soruşturmaların sayısının arttığına dikkat çekiyordu. Irkçı söylemlere rağbet eden gençler arasında silahlara saplantılı bir ilgi duyulduğunu aktaran McCallum'a göre bu gelişme büyük bir dikkatle yönetilmesi gereken çok zor bir risk kokteyli oluşturuyor. FBI Direktörü Christopher Wray daha önce ABD'nin iç terör vaka yükünün 2020 baharından bu yana “patladığını” söylemişti. Hatta Wray FBI'ın 6 Ocak 2021'de gerçekleşen ABD Kongresi'nin işgal edilmesi olayını bir iç terör eylemi olarak gördüğünü belirtmişti. Amerikalı siyasetçiler ise ırkçı saldırıları federal bir terör suçu olarak nitelemek konusunda da anlaşamıyorlar. Hem ABD'de, hem Avrupa'da yükselen göçmen karşıtı ırkçı söylemlerin ana akım partileri de aynı yönde dönüştürücü rol oynadığını yeri gelmişken hatırlatmak gerekiyor.

Stratcom Konuşmaları
#6 Communication Strategies and Media | Tarek Cherkaoui | StratcomTalks

Stratcom Konuşmaları

Play Episode Listen Later Jun 28, 2022 21:46


How is the news that affects the world transmitted via the news networks of various countries? What is the importance of social media, where we have instant access to current information for the public? How does the public shape social media? Tarek Cherkaoui conveys his assessments about today's news media within the framework of his book "The News Media at War", which deals with the differences and some approaches in the publications related to the 2003 Iraq War. Dr Tarek Cherkaoui is the Manager of the TRT World Research Centre. He holds a PhD in media and communication studies from Auckland University of Technology (New Zealand). He has written several books and academic articles, including "The News Media at War: The Clash of Western and Arab Networks in the Middle East" (I.B. Tauris, 2017). His areas of expertise are media, strategic communication, public diplomacy and news framing. Dünyayı etkileyen haberler çeşitli ülkelerin haber ağlarından nasıl iletiliyor? Güncel bilgilere kısa sürede ulaştığımız sosyal medyanın kamuoyu için önemi nedir? Kamuoyu, sosyal medyayı nasıl şekillendiriyor? Tarek Cherkaoi 2003 Irak Savaşı ile ilgili yayınlarda yaşanan farklılıkları ve bazı yaklaşımları ele alan “Savaşta Haber Medyası” kitabı çerçevesinde bugünkü haber medyası ile ilgili değerlendirmelerini aktarıyor. *Dr. Tarek Cherkaoi TRT World Araştırma Merkezi Müdürü. Auckland Teknoloji Üniversitesinden (Yeni Zelanda) medya ve iletişim çalışmaları alanında doktora derecesine sahip. “The News Media at War: The Clash of Western and Arab Networks in the Middle East” (I.B. Tauris, 2017) dâhil olmak üzere birçok kitap ve akademik makale yazmıştır. İlgi alanları; medya, stratejik iletişim, kamu diplomasisi ve haber çerçevelemedir.

Bugünün Ötesi
BTK Fişleme Mi Yapıyor? Neden, Niçin, Nasıl?

Bugünün Ötesi

Play Episode Listen Later Jun 12, 2022 37:11


Bugünün Ötesi podcast serisinin yeni bölümünde Özcan Yazıcı ve Dağhan Uzgur, Dünya'da ve Türkiye'de ön plana çıkan güncel konuları analiz ediyor, ‘Bugünün Ötesi'ni yorumluyor.•CHP'den BTK kişisel verileri topluyor iddiası… BTK sessiz…•Paylaştığınız mesaja dikkat: Tek tıkla 3 yıl hapis gelebilir…•Amazon'dan Tesla'ya gönderme: Mars'ın İmparatoru sizi istemiyorsa, bize gelin!•Yazılı metini görüntüye çeviren yapay zeka “Dall-E Mini” ile tanışın…•Teslimatta Drone'dan sonra şimdi de PVC tüp geliyor.•Ayda madencilik dönemi mi başlayacak?•Apple Carplay'dan 2 dev yenilik…•Japon bilim insanları robotlar için canlı deri geliştirdi. •Yeni Zelanda'da hayvanların geğirme ve yellenmesi için çiftçilere vergi geliyor.“Bugünün Ötesi” podcast'ini Spotify, Google Podcasts, Apple Podcasts, Deezer gibi podcast platformlarından takip edebilir ve dinleyebilirsiniz.

Yeni Şafak Podcast
Nedret Ersanel - Köşeler ve kırıntılar...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 11, 2022 5:33


Ne jeopolitik ne de strateji köşelerle kırıntıları sevmez. Geniş alanlarda oynamayı sever. Satranç tahtasının merkezindeki '4 ana kare'yi tutanın, sınırları ve köşeleri yöneteceğine inanır... Bu anlamıyla Ukrayna ve Yunanistan köşedir. Suriye kırıntı... NATO'nun Madrid'deki zirvesine sayılı günler kaldı ve toplantı, tarihindeki en ciddi iç tartışmalar sürerken İttifak'ın yüzleşmesi gereken güvenlik sorunlarını baştan tarif edecek, buna göre de politik ve askeri görevleri belirleyecek. Zaman içinde de üyelere 'senaryoya' uygun rol dağıtımı yapılacak!.. Avro-Amerikan akıl, Avrupa ve Asya'daki güvenlik risklerinin birbirine bağlı olduğunu düşünüyor. Yanlış değil ancak bu basitlemeye getirilen çözüm, 'hepsinin tek elden yönetilmesi' için 'NATO sistemi'ni öneriyor... Nihayetinde, 'Soğuk Savaşı' ve 'NATO'yu Pasifik'e taşıma' planı var ortada ama dünyanın gerçekleri öyle mi? Her bedene her pantolonun olmayacağı unutulmuş görünüyor. 'Taşımak' imkânsız. Orada yenisini yapmanız gerekiyor! Önce 'geniş alanların' işaretlerini kırıntı ve köşelerden toplayalım... ««« Son Yunanistan-Türkiye gerginliğinin birden çok nedeni var ama geleneksel Atina-Ankara krizleri arasında savaşa yakınlık açısından ayrı bir yer tuttuğunu görmek lazım. Miçotakis'in coşmasında; ABD desteği, Suriye harekâtı, Yunanistan seçimlerinin teşviki var ama temelde yatan, “Batı'nın sınırının” işaretleniyor olması! Tıpkı, Rus Dışişleri Bakanı'nın uçağına üç küçük NATO ülkesi tarafından geçiş izni verilmemesi gibi. Bu da 'işaretlemedir'; Sırbistan Batı'nındır!.. Veya 7-9 Haziran'da Akdeniz'de gerçekleşen NATO tatbikatına Japonya'nın katılması? Tatbikatın/hazırlığın yapıldığı yer Akdeniz ama hedef Pasifik... Amerika hem eğitiyor hem yönlendiriyor. Öğrenciler içinde çok hevesli olanlar da mebzul miktarda bulunduğundan böyle garip tablolar ortaya çıkıyor... Yeni Zelanda isteksiz. Washington ikna etmeye çalışıyor ve başarır da. Avustralya zaten var. Ama Japonya herkesi geçmiş durumda. Hırsı inanılmaz. Kendisini 'Pasifik NATO'sunun lider ülkesi olarak konumlandırıyor ve tıpkı Avrupa'daki 'hologramı' Almanya gibi delicesine silahlanıyor... Bu arada hem NATO yöneticileri dikkat çekici biçimde Tokyo ziyaretleri gerçekleştiriyorlar hem de Japon temsilciler NATO toplantılarına katılıyor. Japonya Savunma Bakanı Nobuo Kishi; “Avrupa ve Asya'nın güvenliği iç içe geçmiş durumda”. Başbakanı da Madrid'deki toplantıya katılacak. Böyle olduğu için Rusya'ya da ağızlarına geleni söylüyor, ellerinden geleni ardlarına koymuyorlar. Tüm yaptırımlara katılıyor, kendileri ayrıca yaptırım getiriyor, Moskova'yı uluslararası mahkemelere veriyorlar, Kuril Adaları'nın Japon toprağı olduğunu, Rusya tarafından işgal edildiğinin altını çiziyorlar, Ukrayna'ya silah gönderiyorlar. Kısaca, Rusya-Japonya arasında da işler kıvılcıma bakar hale kadar geldi. Elbette Tayvan konusu da bu parantezin içinde. Bunlar, ABD ortakları ve Rusya ve Çin'e vaziyet almaya hazır 'ham NATO' yumurtaları. Ama bir de... ««« İngiltere en başta. ABD, Avustralya, Japonya tamam. Zaten Rusya'ya da karşılar ve aktif rol alıyorlar. Peki Hindistan? Ya da Endonezya? Asya'daki bir seri başka ülke, Ukrayna konusunda cepheye katılmadılar hatta Rusya'nın yanında yer aldılar. Bu ülkelerin büyük çoğunluğu yaptırımlara katılmadı. Katılmayıp, kımıldamadı da değil. Mesela Hindistan Rusya'dan daha çok enerji satın almaya başladı... Rusya da Çin de Asya'da yerleşik, son derece etkili ülkeler. Aktif üye olmadıkları bir tane bölgesel kritik organ yok. Bazen muhatap oldukları ülkelere ezici de olabiliyorlar ama tüm ülkeler iki süper gücü de önemsiyor. Detayı çok ama özü şu; Rusya-ASYA, Çin-Pasifik mimarisi, ABD'nin bu ülkeleri, NATO'daki gibi veya 'Batı değerleri' üzerinden kurmasına imkân vermiyor. Kaldı ki artık bu ülkeleri heveslendirecek 'parası da' yok!.. Yani üç nüfuz ayağından ikisi bitkisel hayatta. Değerler ve ekonomi. Geriye sadece 'asker ' kalıyor...

SBS Turkish - SBS Türkçe
Yeni Zelanda terör kurbanı Ataçocuğu barış yürüyüşünü tamamladı.

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Mar 23, 2022 15:51


Saldırıda dokuz kurşun yarası alan Temel Ataçocuğu, 360 km'lik yürüyüşün sekizinci gününde hastaneye kaldırıldı, iki gün hastanede kaldı, yürüyüşünü bisikletle tamamladı. 

News in Simple Turkish/Basit Türkçe ile Haberler

Basit Türkçe ile Haberler / News in Simple Turkish by skypeturkish.com Bugün 17 Ocak 2022 Pazartesi. Basit Türkçe ile Haberler'in 2022'deki ilk bölümüne hoş geldiniz. Dünyanın En Zengin 10 Erkeğinin Serveti Pandemide İki Katına Çıktı Yardım kuruluşu Oxfam'a göre pandemi, dünyanın en zenginlerini çok daha zengin ederken daha fazla insanı yoksulluğa itti. Dünyanın en zengin 10 erkeğinin toplam servetleri Mart 2020'den bu yana iki katına çıktı. Bu kişilerin servetlerinin toplamı pandemi döneminde 700 milyar dolardan 1.5 trilyon dolara yükseldi. Gelişmekte olan ülkeler ise salgın nedeniyle sosyal harcamalarını kısmak zorunda kalıyor. Buna bağlı olarak toplumdaki eşitsizlikler derinleşiyor. Örneğin; çalışan kadınların sayısı 2019'a kıyasla azaldı. Bazı ülkelerde kız çocukları tekrar okula gidememe riski altına girdi. Covid'den en çok azınlık gruplar etkilendi. Oxfam CEO'su Danny Sriskandarajah, daha yüksek servet vergilerini savunuyor. Bu vergilerin gelirlerinin sosyal korumaya harcanması gerektiğini söylüyor. 2021'de Avrupa'da Yapılan Uçak Seferi Sayısı Arttı Eurocontrol verilerine göre, geçen yıl Avrupa'da toplam 6.2 milyon iç ve dış hat seferiyle yaklaşık 900 milyon yolcu seyahat etti. Sefer sayısı 2020'de 5 milyondu. Havacılık uzmanları, hava trafiğinin Covid-19 salgını öncesine 2023 yılında dönmesini bekliyor. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü verilerine göreyse, İstanbul Havalimanı yolcu sayısı 2021 yılında 2020'ye göre yüzde 59 arttı. Sabiha Gökçen Havalimanı'ndaki yıllık yolcu sayısı artışı da yüzde 47 oldu. Before we continue, we have a new announcement: If you have grammar questions in Turkish, e-mail them to turkishlearnersnetwork@gmail.com, and we will answer the most common questions in the coming weeks in our blog and social media. Please remember to share our episodes with other Turkish learners and follow our show on your podcast platform. For the best private Turkish lessons out there that you can take literally anywhere in the world on Skype or Zoom, please visit skypeturkish.com. Tonga'da Yanardağ Patlaması Avustralya'nın doğusundaki adalar ülkesi Tonga yakınlarında, önceki gün su altında dev bir yanardağ patlaması oldu. Patlama o kadar büyüktü ki patlamayla oluşan tsunami ABD ve Japonya'ya kadar ulaştı. Patlamanın gürültüsü, Tonga'dan yaklaşık 2400 kilometre uzaklıktaki Yeni Zelanda'da duyuldu. Tonga külle kaplandı. Kül nedeniyle yetkililer, vatandaşlara şişe suyu içmelerini ve maske takmalarını söylüyor. Ülkede elektrikler ve iletişim kesildi. Şu ana kadar herhangi bir ölüm bildirilmedi. Ancak bilgiler henüz sınırlı. Yeni Zelanda ve Avustralya, hasarın boyutunu değerlendirmek için adaların üzerinde keşif uçuşları yapıyor. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu'ndan Katie Greenwood, acil yardıma ihtiyaç olduğunu söyledi. Greenwood, "Tonga'da patlamadan veya tsunamiden etkilenen 80 bin insan olabileceğini düşünüyoruz" dedi. 2021'de Youtube'un En Çok Kazananı MrBeast Oldu Amerikan iş dünyası dergisi Forbes, her yıl “YouTube'dan En Çok Kazananlar Listesi” yapıyor. Bu listeye sponsorluklar ve ürün satışları yoluyla YouTube içeriklerinden en çok para kazananlar giriyor. Dergiye göre, bu yıl listedeki ilk 10 YouTuber 2021'de platformdan toplam 300 milyon dolar gelir elde etti. MrBeast olarak bilinen 23 yaşındaki Amerikalı Jimmy Donaldson, 2021'de YouTube'un en çok kazanan içerik üreticisi oldu. MrBeast'in gösterilerinin YouTube'daki izlenme sayısı 10 milyarı geçti. Donaldson bu şekilde 2021'de 54 milyon dolar kazandı. Dinlediğiniz için teşekkürler! Lütfen bu bölümü Türkçe öğrenen diğer kişilerle de paylaşın! Yeni bölümde görüşmek dileğiyle, hoşça kalın!

Medyascope.tv Podcast
Koronavirüs salgını ile mücadelede dünyadaki stratejiler

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Dec 20, 2021 24:06


Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu Üyesi, toplum sağlığı ve genombilim uzmanı Dr. Tomris Cesuroğlu ile dünyada koronavirüs salgını ile mücadeledeki stratejileri konuştuk. Salgınla mücadele stratejilerinde dünyada farklı ekollerin bulunduğunu söyleyen Cesuroğlu, bunların temel olarak ikiye ayrıldığını aktardı. Cesuroğlu, Güneydoğu Asya ülkeleri, Avustralya ve Yeni Zelanda'nın “sıfır vaka” stratejisini uyguladığını, İngiltere, Hollanda ve İsveç'in salgına karşı kontrollü yayılmacı bir politikayı benimsediğini belirtti.

Medyascope.tv Podcast
Büyükelçilerden "Kavala serbest bırakılsın" çağrısı - Emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu yorumluyor

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Oct 19, 2021 18:26


Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda büyükelçilikleri, dört yıldır tutuklu olan iş insanı Osman Kavala'nın serbest bırakılması için çağrı yaptı. Büyükelçiler Dışişleri Bakanlığı'na çağrılarak uyarıldı, ardından bakanlık “Hadsiz açıklama kabul edilemez” açıklamasında bulundu. Emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu, yaşananları Şükran Şençekiçer'e yorumladı. Büyükelçilerin çağrısından rahatsızlığını dile getiren Loğoğlu, çağrıyı “hukukun siyasileştirilmesi” olarak tanımladı ve Türkiye'nin siyasi bir cevap vermesi halinde “hukukun kaybedeceğini” söyledi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının Türkiye için bağlayıcı olduğunu hatırlatan Loğoğlu, “Türkiye hukuk dilini kullanmalı” diye konuştu.

Anadolu Ajansı Podcast
Yeni Soğuk Savaş'ın 3. cephesi Asya-Pasifik'te genişliyor: AUKUS üçlüsünden nükleer denizaltı atağı

Anadolu Ajansı Podcast

Play Episode Listen Later Sep 20, 2021 4:24


ABD, 1951 tarihli ANZUS (Avusturya, Yeni Zelanda ve ABD) paktından 70 yıl sonra yine üçlü bir güvenlik paktı ile ABD'nin Asya-Pasifik'teki varlığını farklı bir noktaya taşıma ihtiyacı hissetmiş görünüyor.

News in Simple Turkish/Basit Türkçe ile Haberler

Basit Türkçe ile Haberler / News in Simple Turkish by skypeturkish.com Bugün 19 Nisan 2021 Pazartesi. Basit Türkçe ile Haberler'in yeni bölümüne hoş geldiniz. Ingenuity Adlı Helikopter Kızıl Gezegen'de İlk Kez Uçtu Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) Mars'a bir helikopter gönderdi. Bu helikopterin adı Ingenuity, yani "Deha". NASA, helikopteri bugün ilk kez uçurdu. Bu uçuş, motorlu bir hava aracının başka bir gezegende ilk kontrollü uçuşu. İlk verilere göre Deha bir dakikadan daha az süre havada kaldı. Bilim insanlarının amacı sadece buydu. İlerleyen günlerde helikopterin uçuş süresi ve yüksekliği kademeli olarak artacak. Helikopter yaklaşık 1.8 kilogram ağırlığında. Türkiye saati ile 10:30'da havalandı. Verinin dünyaya ulaşması ise birkaç saat sürdü. A68 Eridi Bir zamanlar dünyanın en büyük buz dağı olan A68 eridi ve birçok parçaya ayrıldı. ABD Ulusal Buz Dairesi'ne göre, uydu görüntüleri buz dağının çok sayıda parçaya ayrıldığını gösteriyor. Bu nedenle buz dağı artık takip edilemiyor. Buz dağının ortalama yüksekliği yaklaşık 230 metreydi. Birçok buzulbilimci diyor ki A68'in Antarktika'dan ayrılması doğal bir süreçti. Bu nedenle A68'in parçalanması insan kaynaklı iklim kriziyle doğrudan ilgili değil. Avustralya ve Yeni Zelanda Arasında Karantinasız Uçuşlar Başladı Avustralya ve Yeni Zelanda'da yaşayanlar artık karantinaya girmeden iki ülke arasında seyahat edebilir. Geçen yılın mart ayından bu yana iki ülke arası seyahatlerde karantina zorunluydu. Ancak iki ada ülkesinde de vaka sayıları düştü. Qantas, Jetstar ve Yeni Zelanda Hava Yolları iki ülke arasında uçuyor. Avustralya Başbakanı ve Yeni Zelanda Başbakanı ortak bir açıklama yaptılar ve seyahat özgürlüğü sayesinde ekonomik hareket beklediklerini söylediler. Yeni Zelanda'nın turizm gelirlerinin yüzde 40'ı Avustralyalı turistlerden geliyor. Avrupa Süper Ligi: 12 Büyük Kulüp Yeni Bir Lig Kurdu Avrupa'nın önde gelen 12 futbol kulübü, Avrupa Süper Ligi'ni kurduklarını duyurdu. FIFA ve UEFA bu girişimi kınadı ve bu ligde oynayan futbolcuların diğer liglerde oynamasını yasaklayabilir. İngiltere'de taraftarlar karara tepki gösterdi. Kurucu takımlar İngiltere, İspanya ve İtalya'dan. Real Madrid Başkanı Florentino Perez, Avrupa Süper Ligi'nin başkanı oldu. Kurucu kulüpler yaklaşık 3 buçuk milyar avro alacak. Lige 3 kulübün daha kurucu olarak katılması bekleniyor ama bu kulüplerin adları açıklanmadı. Dinlediğiniz için teşekkürler! Yeni bölüm 21 Nisan Çarşamba günü geliyor! If you like this episode, please don't forget to subscribe to our channel. If you are looking for online private Turkish lessons, please visit skypeturkish.com. Görüşürüz!

Virgin Radio - Modern Sabahlar
Modern Sabahlar 253 A: 23.12.2016 Cuma | 'Sıfır derecenin üzerinden bi isteğiniz var mı' diye soran radyocu kim?... Yeni Zelanda gündemi ve market fiyatları... Futbol dünyasına giriyoruz ve Yılmaz Vural'ın mest eden vaadlerine bakıyoruz...

Virgin Radio - Modern Sabahlar

Play Episode Listen Later Dec 23, 2016 28:44