POPULARITY
Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nı konuk ettiğim programın bu haftaki konuğu Serpil Çakar. 1981 yılında Iğdır'da Azeri kökenli şifacı bir aileye doğan Serpil, daha küçük yaşlarda şifa yolculuğuna başladı. Iğdır'dan İzmir'e taşınmasıyla hayatında büyük bir kırılım yaşayan Serpil, 24 yaşına geldiğinde iletişim ajansında çalışmaya başladı. Ajans patronun kendisini reiki toplantılarına götürmesiyle reiki ile tanışan Serpil, farklı şifa teknikleri ile de çalışmaya başladı. Regresyon terapisiyle tanışan Serpil, Tülin Etmeyez ile çalışmaya başladı. Ardından yoga eğitimi için Hindistan'a giden Serpil, işten çıkarıldı ve Nepal'e gitmeye karar verdi. Burada yaptığı bir çalışmada kendiyle yüzleşen Serpil, seyahatini uzatarak bir yıl yolculuğunu uzatarak şifa yolculuğuna devam etti. Regresyondan, Geleneksel Çin Tıbbına, su terapisinden iç organ masajına kadar farklı eğitimler alan Serpil'in çalışmalarını ve paylaşımlarını https://www.instagram.com/butunsel_sifa_terapileri/ Instagram adresinden takip edebilirsiniz. Keyifli dinlemeler :)*****Nisan Ayı AŞK Buluşmasına Katılmak İster Misin?18 Nisan Cuma saat 20:30'de çevirimiçi (Zoom) gerçekleşecek buluşmamızda Sevgili Fulya Nanba ile AŞK Oyununda Sinir Sistemi Aktivasyonları, ardından Sevgili Aysu Erdoğdu ile farkındalıklı temas için elleri uyandırma yapacağız. Detaylar ve kayıt formuna aşağıdaki linkten ulaşabilirsin. https://forms.gle/TueUKWM1oCZTKT9q8*****Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nı Desteklemek İster Misin? :)Hiçbir maddi destek almadan 5 yıldır gönüllü sürdürdüğüm bu programın içeriğini beğeniyor ve hayatına bir katkı sunduğuna inanıyorsan, beni ve programı maddi olarak da desteklemek istersen, https://kreosus.com/ask üzerinden ister aylık, ister tek seferlik katkı sunabilirsin :)*****Artık Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nın Whatsapp Grubu var :)https://chat.whatsapp.com/D29r8vCHBN6ARYI6UTJtYpDuyuruları, geri bildirimleri paylaştığımız bu alanda olmak istersen, yukarıdaki linkten gruba dahil olabilirsin.*****Yazılarımı ve yolculuklarımı takip etmek istersen; https://www.instagram.com/didemmollaoglu/*****Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nı aynı zamanda Spotify ve Apple Music'den podcast olarak dinleyebilirsin. https://open.spotify.com/show/312t5k7BqvGSv7c9l88Y6Z https://podcasts.apple.com/tr/podcast/anadolunun-şifacı-kadınları/id1519077215*****Ben Kimim? 2016'da tüm eşyalarını satarak çıktığı yolculukta henüz kendine doğru bir yolculukta olduğunu bilmiyordu. Ta ki yuvasından binlerce kilometre uzaklıkta Anadolu onu çağırana kadar. Yuvasına dönüşüyle birlikte kendi şifa yolculuğu başladı. Çünkü bir ağacın yeşermesi için önce köklerinin iyileşmesi gerektiğini biliyordu ve kökleri bu kadim topraklardaydı. Çıktığı bu yolculukta Maya Şamanizmden yogaya, yogadan tasavvufa uzanan farklı ilimlerin peşinden gitti, birçok eğitim aldı. Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nı konuk ettiği bir podcast yapan Didem kendi deyimiyle Aşk'ı arayan bir aciz kul, yolcu. ***** Light Of Daytime by Vlad Gluschenko | https://soundcloud.com/vgl9 Music promoted by https://www.free-stock-music.com Creative Commons / Attribution 3.0 Unported License (CC BY 3.0) https://creativecommons.org/licenses/by/3.0/deed.en_US
İsrail dün on yıllardır Filistinli mültecilere yardım eden Birleşmiş Milletler kurumu UNRWA'yı terörist örgüt ilan edip sınırları içinde faaliyetini yasakladı. En yakın müttefiklerinin bir kınadığı bu karar Gazze Şeridi'ndeki zaten felaket olan durumu daha da kötü bir hale getirecek.
Gazze'de Birleşmiş Milletler Filistinlilere Yardım Ajansı'na ait bir okula yapılan saldırıda 6'sı BM görevlisi 18 kişi öldü. İsrail, okulun Hamas'ın kumanda merkezi olduğunu söylüyor…
Kısa Dalga Parantez'de, Berna Can'ın sorularını yanıtlayan İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökçe, İstanbul'un planlama ve gelişim süreçlerini anlattı. İstanbul'un neden bir planlama ajansına ihtiyaç duyduğundan başlayarak, nüfus, göçmen krizi ve kentsel dönüşüm gibi birçok önemli konuyu ele aldık. İşte İstanbul'un geleceğine dair planlar...
ABD Temsilciler Meclisi'ndeki “Demokratlar”ın neredeyse yarıya yakınını teşkil eden “İlerici- Sol” kanadında Biden Yönetimi'nin İsrail'e koşulsuz desteğine muhalefet devam ediyor. “Genç Demokratlar” arasında Filistin'e destek ise giderek artıyor. Daha önce “ateşkes” kelimesini telaffuz etmekten bile şiddetle kaçınan Biden Yönetimi'nin ateşkes için sözde girişimlerde bulunmasını tabandan gelen baskının bir yansıması olarak görmek gerekiyor. Ancak Biden'ın girişimleri Netanyahu'nun soykırım savaşında duraksamaya yol açmıyor. Netanyahu Amerikan bombalarıyla öldürmeye devam ediyor. İsrail Mayıs ayı sonlarında Refah'ta, Kuzey Gazze'den kaçan sivillerin yaşadığı çadır kampı vurmuştu. Keza İsrail Ordusu Çarşamba'yı Perşembe'ye bağlayan saatlerde “BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı”na (UNRWA) ait bir okulu vurarak, aralarında çocukların da yer aldığı kırktan fazla Filistinli'yi daha katletti. Her iki saldırıda kullanılan mühimmatlar ABD yapımı “GBU-39” bombalarıydı. “Genç Demokratlar” Biden Yönetimi'nin İsrail'i ateşkese zorlayacak önlemlerden kaçınmasına fena halde içerliyorlar. Senato ve Temsilciler Meclisi'ndeki Demokrat liderlik takımının Cumhuriyetçilerle el ele vererek “Soykırımcı Netanyahu”yu Kongre ortak oturumunda konuşma yapması için davet etmesi “İlericiler Grubu”nu daha da öfkelendirdi. Perşembe günü yapılan duyuruda Netanyahu'nun 24 Temmuz'da Kongre'de konuşacağı belirtiliyordu. Biden Yönetimi'nin İsrail'e verdiği koşulsuz desteğe Demokratlar'ın çantada keklik olarak gördükleri “Siyahî Amerikalılar” da tepki gösteriyorlar. “Genç Siyahîler”de tepkiler çok daha yüksek. 2020'de Siyahîler'in yüzde 90'dan fazlası Demokratlar'a oy verdi. Donald Trump'ın Siyahîler arasındaki desteğini artırdığına yönelik anketler Demokratlar'ı kaygılandırıyor. Yine anketlere bakılacak olur ise New York'ta görülen “sus payı” davasında jüri tarafından suçlu bulunması bile Trump'a verilen seçmen desteğini Demokratlar'ın umduğu ölçüde azaltmadı. Biden'ın seçilmesi seçmen katılımının artmasına bağlı. Katılımının artmasında en fazla rol oynayanlarsa Siyahî Amerikalı örgütler ve “Genç Demokratlar”. Bu unsurlara bazı kritik eyaletlerdeki “Arap-Amerikalılar”ı da eklemek gerekiyor. Demokratlar'ın ön seçimlerinde 500 bin civarında seçmen, aday adayları listesinde “boş oy” kullanarak Biden'ı protesto etti. Diğer yandan “Biden'ı bırak(Abandon Biden)” hareketinin yükselişi Demokratlar'ı bir hayli korkutuyor. “Biden'ı bırak” hareketi tarafından Perşembe günü yapılan açıklamada Biden'ın Gazze'ye ilişkin söylemlerinin diplomasi tiyatrosunu andırdığı, katliam devam ederken suçu başkasına atmanın çelişkilerle bezeli bir grotesk gösterisi olduğu ve İsrail'in ölüm makinesinin Biden'ın politikalarıyla beslendiği belirtiliyordu. “Abandon Biden” hareketinin söylemi İsrail'i durduracak politikalardan kaçındığı için Biden'a oy vermeyi tamamen reddetmeye dönüştü.
26 Mayıs gecesi önümüze bir görüntü düştü. İsrail, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı depolarının bulunduğu bölgede çadırlarda yaşayan yerinden edilmiş Filistinlileri savaş uçaklarıyla bombaladı. Alev alan çadırlarda onlarca kişi yanarak can verdi. Evleri yerle bir edilmiş, aileleri parçalanmış, binlerce bombardımandan kaçarak hayatta kalabilmiş, defalarca yerinden olmuş, güya güvenli bölge olduğu söylenen Refah'ta BM depolarının yakınında kendilerini güvende hissetmeye çalışan Gazzeliler yaşadı bu vahşeti. Tam da Uluslararası Adalet Divanı yeni bir tedbir kararı açıklamış, İsrail'in Refah'a yönelik saldırılarını derhal durdurmasını “emir” buyurmuştu. Lakin İsrail, Lahey'e yanıtını daha ağır bir katliamla, yeni soykırım delillerini mahkeme heyetinin gözlerinin içine sokarak verdi ve dünyanın tamamına meydan okumaya devam etti. İsrail soykırımı sürdüreceğini, hiçbir kuralın onu bağlamayacağını, hiçbir oluşumun onu engellemeye yetmeyeceğini kardeşlerimizi yakarak ilan etti. İsrail'in sekiz aydır yerlerinden edilen ve açlıkla, susuzlukla, ağır hastalıklarla mücadele eden insanları sığındıkları çadırlarda hedef alarak katletmesi, savaşı sosyolojik olarak Gazze'nin dışına taşıdığının ve tüm dünyayı karşısına aldığının ilanıdır aslında. Aynı zamanda, ‘uluslararası hukuk' mekanizmasının bir yaptırım gücünün kalmadığının da çaresizliği olarak kayıtlara geçti dünkü saldırı. Dünyaya ve devletlere diplomatik nizam vermek, barış sağlamak, haksızlıkları bitirmek gibi temel vazifeleri olan BM'ye de bir kez daha İsrail karşısında diz çökertilmiş oldu. Avrupa Birliği'nin ise esamisi bile okunmuyor. Peki, ne olacak? Uluslararası Ceza Mahkemesi yok hükmünde. Birleşmiş Milletler yok hükmünde. Barış görüşmeleri yok hükmünde. Diplomatik yaptırımlar yok hükmünde. Ticari kısıtlamalar halkların tepkisiyle hayata geçti lakin İsrail'e geri adım attıracak boyutta olmadı. Amerika'da ve Avrupa'da “İsrail nefretine” dönüşen tepkiler soykırımı durdurmaya yetmedi. Bu arada İsrail, hamisi ve silah tedarikçisi Amerika'yı da yok sayıyor artık. Ne demişti başkatil Netanyahu? “ABD'nin desteği olmazsa Refah'a tek başımıza gireriz.” Nitekim öyle de oldu. İsrail, Refah'a alevler saçarak girdi.
Türkiye' deki yerel seçimlerin sonucu tüm dünyada yankılanırken, Arnavutluk'un başkenti Tiran'dan yayın yapan 'Frekuenca.net' haber portalında analiz yazan Malik Hasa, "Erdoğan'ın yerel seçimde kaybederek birçok şey kazandığını" yazdı. Eski başbakanlar, belirli makamlarda bulunanlar, analistler, gazeteciler ve kamuoyu tarafından bilinen isimler bu yaşananları değerlendirerek, kendi deyimleriyle “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mağlubiyetine” saldırıp kin kusma fırsatını yakaladılar. Sevinçleri o kadar büyük ki sanırsın Türkiye'nin solcuları değil, kendileri kazandılar. Bugün başka, yarın başka konuşan, dürüstlükten yoksun, yüzsüz insanların bu seçimler örneğinde de farklı davranmaları beklenemezdi. İyi ki türlü türlü ayyaşlar, sübyancılar, LGBT destekçileri, yağcılık çekenler ve bilgisizler ellerinde davulla ortaya çıkıp daha önce tükürdüklerini yalamadılar. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir dış gücün kuklası olma zincirini kırmayı başardığı, altyapıya fazlasıyla yatırım yaptığı ve Erdoğan hükümetinin bu cumhuriyet için son 80 yıllık tarih boyunca yapılandan daha fazlasını yaptığı, askerî gücün zirveye ulaştığı, ülkenin kendi otomobilini, uçaklarını, tanklarını ve daha önce hayal bile edemeyeceği birçok teknolojiyi ürettiği bu dönemde 31 Mart yerel seçimlerinde AK Parti neden hezimet bile sayılabilecek bir sonuçla karşılaşmıştı? “'ÜST KURUL'' HAKKINDAKİ İDDİALAR Üst kurul Ak Partili üst düzey yetkililerden oluşuyordu. İddialar başından itibaren Üst kurul içinde bazı yetkililerin MHP ile birlikte yürünmesine de Cumhur İttifakı'na da sıcak bakmadığı çok konuşulmakta. MHP ve AK Parti'nin ayrı adaylar göstermesi yüzünden muhafazakâr ve milliyetçi seçmenlerin toplamının neredeyse yüzde 80'i bulduğu dört ilde YRP ve CHP adaylarının kazanmasının sebebi de buna bağlanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, MYK konuşmasında bu dört ilde neler olduğunun da ayrıca incelemeye tabi tutulacağını söylemişti! Üst kurulun kontrolündeki bir şirket ve ajans Ak Partinin tüm aday belirlemelerinde İstanbul ve Ankara başta olmak üzere tüm kampanyalar bu şirkete emanet edilmişti. AK Parti'de özellikle Başkan Erdoğan'a yakın çevreler yenilginin sebepleri arasında bu şirket veya Ajansın önerdiği isimleri de sıralıyorlar. ERDOĞAN: BİRİLERİ YİNE SOKAKLARI TERÖRİZE ETMEYE KALKTI Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik mensupları ile bir araya geldiği iftar programında açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Bazı illerimizde sokaklarımızı karıştırma hadiseleri yaşandı. Birileri yine sokaklarımızı terörize etmeye kalkmıştır. Emniyet güçlerimiz olayların büyümesini engellemiştir. Türkiye Cumhuriyeti bir çadır devleti değildir, olmayacaktır" dedi. Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na seçilen, Hendek olayları esnasında “PKK sizi tükürüğüyle boğar” diyerek terör örgütü propagandası yapmaktan ceza aldığı için il seçim kurulunun Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı mazbatasını vermekten imtina ettiği Terör muhibbi Abdullah Zeydan'a Haçlı Batı sahip çıktı. Van'da mazbata absürtlüğüne yol açan kripto hukuki madrabazlıklar üzerine aportta bekleyen PKK-FETÖ ve bu terör örgütlerinin legal görünümlü “siyasal” uzantılarının başlattıkları sokak çatışmalarının diğer şehirlere de yayılması üzerine Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum 3 Nisan günü bir açıklama yaptı ve bunu X'te paylaştı. ‘' Bu seçim sonuçlarını Türkiye'yi batının egemen güçlerine teslim edilme koşullarını oluşturduğu şeklinde okuyanlara Milli Devlet iradesi haddini
ABD Başkanı Joe Biden 8 Mart'taki “Birliğin Durumu” konuşmasında, “Gazze'de 30 binden fazla Filistinli öldürüldü, bunların çoğu Hamas üyesi değildi; binlerce masum kadın ve çocuk öldürüldü” dedi. 30 bin insan bir günde öldürülmedi. İsrail ABD uçak gemilerinin koruması altında ve Amerikan silahlarıyla gün be gün işledi bu cinayetleri. İsrail'e silah sevkiyatını durdurmayı düşüneceğini bile telaffuz edemeyen Biden BM'deki ateşkes tasarılarına engel olmayacağını söylemedi. Biden her yıl ABD'den 3.8 milyar Dolar askerî yardım alan İsrail'e ilave olarak 14.5 milyar Dolar daha verecek tasarıyı desteklemeyeceğini de taahhüt etmedi. “Washington Post” gazetesinde 6 Mart'ta yayınlanan habere göre Biden Yönetimi son dört ay içerisinde İsrail'e “100 ayrı askerî satış” onaylayarak tedarik etti. Silah satışlarını “acil durum yetkisi”ni kullanarak, Kongre'yi atlayarak gerçekleştiren Biden “Birliğin Durumu” konuşmasında son 4 ayda İsrail'e toplamda ne kadar silah gönderdiğini açıklamadı tabii. Biden Yönetimi Gazze'ye yönelik insanlık dışı saldırıların engellenmesi gerektiğine ilişkin çağrıları İsrail'in egemen bir devlet olduğu gerekçesiyle savuşturdu. En meşhur vasfı diğer devletlere ne yapacaklarını dikte etmek olan ABD, konu İsrail'e geldiğinde resmen körleşiyor. Biden Yönetimi İsrail'in düzmece gerekçelerine dayanarak “BM-Filistinli Mültecilere yardım Ajansı”na ABD'nin malî katkısını askıya aldı. Gazze kıyılarına yardım iskelesi kurma vaadinde bulunan Biden, Filistinlilere en sağlıklı şekilde yardım ulaştıran en önemli uluslararası kuruluş olan Ajans'a malî katkıları askıya alma kararından bahsetmedi. Netanyahu Hükümeti işgal altındaki Batı Şeria'da 3 bin 500 yeni yasa dışı yerleşim plânını onayladı. “Birliğin Durumu” konuşmasında Biden yasa dışı yerleşimler için İsrail'e müeyyide getireceğini de söylemedi. Joe Biden birçok ülkeye yaptırım uygulayan ve müttefiklerini de çoğun bu yaptırımlara iştirak ettiren bir devletin başkanı. Biden uluslararası hukuku istediği gibi eğip büken, bu hukukun kurallarını kendisi ve müttefikleri için bağlayıcı görmeyen, geri kalan ülkeleriyse bu kurallara uymaya zorlayan bir devletin başkanı. Peru'nun eski devlet başkanlarından Mareşal Oscar Benavides “Dostlarım için her şey; düşmanlarım için kanun!” demişti. Bu cümle ABD'nin sözde kurallara dayalı liberal uluslararası düzenden ne anladığını sarih bir biçimde özetliyor. Milyonlarca Amerikalının tepkisine rağmen Biden Yönetimi İsrail'e silah göndermeye devam etti. ABD Dışişleri Bakanlığında "müttefikler ve ortaklara silah tedariki" biriminde en üst düzeyde görev yapan Josh Paul yasal mevzuatlara aykırı olarak gerçekleştiren sevkiyatları eleştirerek istifa etti. ABD Hava Kuvvetlerinde görev yapan Aaron Bushnell adındaki asker ise “soykırıma ortak olmayacağım” diyerek Washington'daki İsrail elçiliği önünde kendini yaktı. Biden partisinin tabanında ciddi kayıplar yaşıyor. Arap asıllı seçmenlerin yoğunlukta olduğu Michigan eyaletindeki ön seçimlerle başlayan “protesto oyları” diğer eyaletlere de yayıldı. 5 Mart'ta 15 eyaletteki ön seçimlerde “protesto oyları”nın oranları ikinci sıradaydı. Protesto oyları sadece Arap seçmenlerden değil, Demokratlar'ın en dinamik tabanını oluşturan gençlerden de geliyor. Anti-Siyonist Yahudiler de bu protesto hareketinin içinde yer alıyorlar.
“BM-Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı(UNRWA)” yaklaşık 6 milyon Filistinli mülteciye 1950'den itibaren insanî yardım sağlıyor. Ajansın 13 bini Gazze'de olmak üzere bölgede 30 bin civarında çalışanı bulunuyor. İsrail ise öteden beri Ajansın kapatılması için çalışıyor. İsrail, Ajansın 12 çalışanın Hamas'ın 7 Ekim 2023'te gerçekleştirdiği operasyonlara katıldığı iddiasıyla, Batılı ülkelerden Ajansa malî katkılarını kesmelerini istemişti. ABD ve çoğu Avrupa'dan 18 ülke, İsrail'in düzmece iddialarına dayanarak katkılarını derhal askıya almıştı. Ajans yönetimi de kanıt beklemeden ikisi hayatta olmayan 12 çalışandan 9'unu kovmuştu. Yüzde 70'i çocuk ve kadın 30 binden fazla insanı katleden İsrail'e “dur” diyemeyen ABD ve Batı yönetimleri milyonlarca mültecinin yaşamlarını tehlikeye atan böyle bir kararı rahatlıkla alabildiler. Dünyaya insan hakları, adalet ve hukuk vazeden Batı yönetimleri suç ve cezanın şahsiliği gibi evrensel bir hukuk kuralını bile çiğneyerek, dört yandan abluka altındaki daracık alana sıkıştırılan milyonlarca sivili cezalandırma yoluna gittiler. İsrail Gazze'yi bombardıman ederken Avrupalı ülkeler Ajans'ın boğazını sıkarak durumu çok daha fecî bir hale getirdiler. . ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ABD Kongresi'ndeki bir oturumda İsrail'in saldırılarında 25 binden fazla kadın ve çocuğun öldürüldüğünü itiraf etmişti. 25 binden fazla kadın ve çocuğu katleden İsrail'e hassas güdümlü mühimmat dahil silah ve cephane gönderen de ABD idi. İsrail'in arkasında duran ABD ve Batı yönetimleri, sadece Gazze'ye değil, tüm Filistinli mültecilere yardım ulaştırmada hayatî rol oynayan “Yardım Ajansı'na(UNRWA)” ödenekleri durdurdular. ABD Dış İşleri Bakanı Antony Blinken ise İsrail'in Ajans ile ilgili iddiaları için "Kendimiz araştırma imkânımız olmadı. Ancak bu iddialar son derece inandırıcı" diyebildi. 21 Şubat tarihli “Wall Street Journal” gazetesinde yayınlanan bir haberdeyse “ABD Ulusal İstihbarat Konseyi”nin dört sayfalık bir raporuna dikkat çekiliyordu. Raporda Ajans'ın 12 çalışanının 7 Ekim saldırılarına katılması muhtemel görülüyor, ancak bu ihtimalin bağımsız olarak doğrulanamadığı belirtiliyor imiş. Rapora göre İsrail'in suçlamaları “düşük güven” kategorisinde. Haberde İsrail'in ham istihbarat verilerini paylaşmadığı da belirtiliyordu. 27 Şubatta Strazburg'daki “Avrupa Parlamentosu” genel kurulunda Ajans fonlarıyla ilgili tartışmalar yaşandı. “Avrupa Birliği Komisyonu”nun kriz yönetimi ve insani yardımlardan sorumlu üyesi Janez Lenarcic İsrail'in AB üyesi ülkelere 12 Ajans personelinin 7 Ekim saldırılarına karıştığı yönündeki iddialarını destekleyen kanıtlar sunmadığını vurguluyordu. İsrail'in iddiaları üzere BM bünyesinde soruşturma başlatılmıştı. BM sözcüsü Stephane Dujarric 29 Şubat'ta yaptığı açıklamada İsrail'in “Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı”nın 12 çalışanıyla ilgili ‘kanıtları' paylaşmadığını vurguluyordu. Norveç Mülteci Konseyi Genel Sekreteri Jan Egeland da 29 Şubatta “Financial Times”da yayınlanan yazısında İsrail'in hiçbir kanıt sunmadığını dikkat çekiyordu. Yardım Ajansı'na mali katkıları askıya alan ülkeleri
Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı uyardı. 2050 yılına kadar kanser hastası sayısı 35 milyonu aşacak. Peki vakalar neden artışta? En çok hangi kanser türünde artış var? Kişiye özel tedavide süreç nasıl işliyor ve en etkili yöntem ne? Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof.Dr. Özge Gümüşay NTVRadyo'da anlattı.
Edibe Yuca Gider'in hazırlayıp sunduğu Konuşan Yazılımlar programına BDM İs Geliştirme ve Sürdürülebilirlik Ajansı İs Geliştirme ve Proje Yönetimi Danışmanı Makina Mühendisi Münevver Olcaysoy konuk oldu.
Edibe Yuca Gider'in hazırlayıp sunduğu Konuşan Yazılımlar programına BDM İs Geliştirme ve Sürdürülebilirlik Ajansı İs Geliştirme ve Proje Yönetimi Danışmanı Makina Mühendisi Münevver Olcaysoy konuk oldu.
İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de gerçekleştirdiği terör politikalarına yönelik uluslararası bir müdahalenin mümkün olmaması, her geçen gün derinleşerek farklı yönleriyle müşahede ettiğimiz bir trajediyi ortaya çıkartmaktadır. Küresel ölçekteki kitlesel protestoların güçlü etkisine rağmen özellikle ABD ve Avrupa'nın koşulsuz desteği, Netanyahu'nun saldırgan politikalarını sürdürmede etkili olmaktadır. Son dönemde İsrail'in Gazze'ye yönelik ortaya koyduğu askeri politikaların istenilen sonuçları vermemesi, iç kamuoyunda Netanyahu'ya yönelik eleştirileri artırmaktadır. Bu eleştirilerin geldiği nokta, bugün seçim yapılsa iktidarın değişeceğini gösteren çok güçlü kamuoyu araştırmaları desteklenmektedir. Güney Afrika tarafından Uluslararası Adalet Divanı'na açılan davada ortaya çıkan ara kararlar da Netanyahu'nun daha fazla sıkışmasına neden olmaktadır. Öyle ki son günlerde İsrail'in çatışmayı bölgeye yaymak suretiyle azalan kamuoyu desteğini artırmaya dönük bir çaba içerisinde olduğu görülmektedir. Benzer bir çaba da Batı Kamuoyunda İsrail'i aklayacak argümanlar üretme ve Hamas'ı şeytanlaştırma söylemi üzerinden görülmektedir. Özellikle hükümet sözcüsü Eylon Levy'nin Batı başkentlerindeki yoğun medya diplomasisi ve görünürlüğü bu çabanın en somut göstergesidir. Son günlerde dikkat çeken diğer bir husus da İsrail'in Birleşmiş Milletler ile girdiği diyalog. Özellikle Nakba sonrası yaşanan demografik müdahalelerin yarattığı tahribatı engellenmeye dönük kurulan Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) yönelik baskı, Gazze'de her geçen artan trajedinin derinleşmesine neden olmaktadır. Yaklaşık 6 milyon Filistinli mülteciye yardım amacıyla kurulan söz konusu kurum gıda, eğitim ve barınma gibi konularda ciddi faaliyetler icra etmektedir. İsrail'in baskısı nedeniyle bölgede temel ihtiyaç maddelerine yönelik erişim neredeyse imkânsız hale gelmekte ve soykırımı mümkün hale getirecek ortam teşekkül ettirilmektedir.
Temiz enerji, 2023 yılında Çin ekonomisine 11,4 milyon yuanı (1,6 milyon ABD doları) aşan rekor bir katkı sağlayarak yatırımlardaki büyümenin tamamını ve ekonomik büyümenin diğer tüm sektörlerden daha büyük bir kısmını oluşturmuştur. Temiz enerji yatırımlarındaki artış, Çin'in gayrimenkul sektörü üst üste ikinci yıl küçülürken gerçekleşti. Bu değişim, temiz enerji sektörünü yalnızca Çin'in enerji ve iklim çabalarının değil, aynı zamanda daha geniş ekonomi ve sanayi politikasının da önemli bir parçası olarak konumlandırıyor. Mal ve hizmetlerin değeri de dahil olmak üzere, temiz enerji sektörü 2023 yılında Çin ekonomisine tahmini 11,4 milyon yuan (1,6 milyon dolar) katkıda bulunarak bir önceki yıla göre %30'luk bir artış sağlamıştır. Bu, 2022'de %7,2 olan temiz enerjinin 2023'te Çin'in GSYH'sinin %9,0'unu oluşturduğu anlamına gelmektedir. Temiz enerji sektörlerinin 2023 yılında Çin'in ekonomik büyümesine katkısı olmasaydı, ülkenin GSYH'si gerçekte kaydedilen %5,2 yerine sadece %3,0 oranında artacaktı.(CREA 20024) Bu durum, devam eden emlak krizi ve azalan nüfus nedeniyle ülkenin ekonomik beklentilerine ilişkin endişelerin arttığı bir dönemde hükümetin büyüme hedeflerini ıskalamış olmasına sebep olacaktı. Temiz enerji çabaları bilhassa bizim gibi AB ile yoğun ticaret ilişkisi olan bir ülke için kaçınılmaz. Üstelik fosil yakıt konusunda fakir olan ülkemizin verdiği cari açıkta enerji ana kalem. Son yirmi yılda atılan çabalar ile yenilebilir enerjide yüzde 60 oranı yakalayan Türkiye bu işin farkında. Sanayi alanında yapılan yatırımlar da bunun etkisinde ilerliyor. Solar panel üretiminden tutun da rüzgar enerjisi için gerekli olan elektronik ve yapısal ekipmanlara kadar geniş bir yelpazede üretime soyunan bir Türkiye “Türkiye Yüzyılı” mottosu ile karşımızda parıldıyor. Geldiğimiz nokta itibarıyla Türkiye'nin toplam kurulu gücünün yüzde 11'ini rüzgâr enerjisi karşılıyor. Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA), Denizüstü Rüzgâr Enerjisi Derneği (DÜRED) ve Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği'nin (GİSBİR) koordinasyonu; İzmir Kalkınma Ajansı'nın destekleriyle hazırlanan “Denizüstü Rüzgâr Enerjisi Yol Haritası ve Sanayi Envanteri ayın başında açıklandı.
İklim krizi genellikle 20-30 yıl sonra hayatımızı kötü etkileyecek bir risk olarak algılanıyor. Peki durum gerçekten böyle mi? Halihazırda gündelik hayatta iklim krizi nasıl etkilere yol açıyor? Sıcak dalgalarını toplumun farklı kesimleri nasıl deneyimliyor? Bu soruları araştırdığımız “Ev İçi Isı Konforu” projemiz kapsamında yeni bir podcast serisiyle karşınızdayız: “Aşırı Sıcağın Şakası Olmayan Etkileri”.Yurttaşların sıcaktan etkilenme deneyimlerini görünürleştirmeyi amaçladığımız bu serinin ilk bölümünde proje katılımcılarımızdan Tuğba Uçar ile 14-15 Temmuz 2023 aşırı sıcak döneminde yaşadıkları üzerine sohbet ettik. İklim göçü, betonlaşma, mahalle kültüründeki eski sosyalleşme/serinleme pratiklerini ele aldık.Mekanda Adalet Derneği - - - - - Görünürlük Beyanı: IMPETUS projemizi destekliyor. IMPETUS, 101058677 numaralı hibe sözleşmesi kapsamında Avrupa Birliği'nin Horizon Europe araştırma ve inovasyon programı tarafından finanse edilmektedir. Bununla birlikte, ifade edilen görüşler ve fikirler yalnızca yazar(lar)a aittir ve Avrupa Birliği'nin veya Avrupa Araştırma Yürütme Ajansının (REA) görüşlerini yansıtması gerekmez. Bunlardan ne Avrupa Birliği ne de hibe veren makam sorumlu tutulamaz.
İklim krizi genellikle 20-30 yıl sonra hayatımızı kötü etkileyecek bir risk olarak algılanıyor. Peki durum gerçekten böyle mi? Halihazırda gündelik hayatta iklim krizi nasıl etkilere yol açıyor? Sıcak dalgalarını toplumun farklı kesimleri nasıl deneyimliyor? Bu soruları araştırdığımız “Ev İçi Isı Konforu” projemiz kapsamında yeni bir podcast serisiyle karşınızdayız: “Aşırı Sıcağın Şakası Olmayan Etkileri”.Yurttaşların sıcaktan etkilenme deneyimlerini görünürleştirmeyi amaçladığımız bu serinin ikinci bölümünde İstanbul Çeperi'nde Toprağa Dönüş video serimizi izleyenlerin hatırlayacağı Akasya Tarım'dan Yusuf Kahveci ile sıcakların çalışma süreçlerini nasıl etkilediği üzerine sohbet ettik. Sıcak çarpması, topluluk destekli tarım, ve süreçte karşılaştıkları diğer zorlukları ele aldık.Mekanda Adalet Derneği- - - -Görünürlük Beyanı: IMPETUS projemizi destekliyor. IMPETUS, 101058677 numaralı hibe sözleşmesi kapsamında Avrupa Birliği'nin Horizon Europe araştırma ve inovasyon programı tarafından finanse edilmektedir. Bununla birlikte, ifade edilen görüşler ve fikirler yalnızca yazar(lar)a aittir ve Avrupa Birliği'nin veya Avrupa Araştırma Yürütme Ajansının (REA) görüşlerini yansıtması gerekmez. Bunlardan ne Avrupa Birliği ne de hibe veren makam sorumlu tutulamaz.
Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayları dördüncü tartışmada yeniden kozlarını paylaşmaya hazırlanıyor. Tartışmaya Trump yine katılmayacak. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski Amerikalı senatörlere neden yardıma ihtiyaç duyduğunu anlattı. Washington, Uluslararası Kalkınma Ajansı aracılığıyla Filistin halkına 21 milyon dolardan fazla yardım yapacak. Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Örgütü OECD tarafından düzenlenen Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı PISA, Covid-19 salgını döneminde, dünya genelinde matematik ve okuma alanında gerileme olduğunu ortaya koyuyor. New York şehrinin baş denetçisi, Belediye Başkanı Eric Adams'ın göçmenlere hizmet için davet usulü ihale vermesine olanak tanıyan hakkı iptal etti. Eric Adams, göçmenlere hizmet veren firma anlaşmalarını yapmak için şehrin acil durum bütçesini kullanarak ihaleye çıkmaksızın davet usulüyle anlaşmalar yapabiliyordu
Randevou: 29 Septanm 2023: 1-Etazini: Pifò Ajans Federal Ameriken yo Kapab Fèmen 2- Ayiti: Plizyè Òganizasyon Feminen Manifeste Kont Lwa Ki Anpeche Yo Jete Timoun
Bu bölümde konuştuğumuz konulara ait bağlantı ve videolar:Türkiye, Avrupa'da gökdelen sayısı bakımından ilk sıraya yükseldiHer üç yetişkinden birinin e-bisiklet kullandığı ülke (İngilizce)Avrupa'da en az kırmızı et, tavuk ve balık yenebilen ülke TürkiyeGoogle çevresine dikkat eden bilgisayar üstünde çApple Iphone'ları POS haline getiriyorl daha çok almaya razı ediyor? (İngilizce)Sahte online tasarım ajansı (İngilizce)Apple Iphone'ları POS haline getiriyor (İngilizce)Freelancer'ın Kahve MolasıAkbank KOBi Hareketi
Grossi, hafta başında gerçekleştirdiği Tahran ziyaretini "nükleer tesislere giremediklerini" söyleyerek "sonuçsuz" olarak nitelendirdi.
Paribu'nun katkılarıyla hazırlanan İki Film Arası'nın yeni bölümünde Emre Eminoğlu'nun konuğu Ali Ercivan oldu. İkili, Filmekimi deneyimleri üzerine sohbet etti. Editör: Enzel Yılmaz Kurgu: Abdurrahim Kınıklı
Epilog'da bu hafta Zeynep Pınar Uçar ve Erhan Tan'ın gündeminde Filmekimi'nde izledikleri filmler, Antalya Film Festivali ve ödül töreninde yaşananlar, Ridley Scott'ın yeni filmi The Last Duel ve Dave Chappelle'in “Closer” isimli son gösterisindeki transfobik söylemlerin etkisi vardı. Editör: Ant Arın Şermet Kurgu: Çağrı Akoğlu
Paribu'nun katkılarıyla hazırlanan İki Film Arası'nın yeni bölümünde Emre Eminoğlu'nun konuğu yönetmen Tunç Şahin oldu. İkili, hem Filmekimi hem de Antalya Film Festivali anıları üzerine sohbet etti. Editör: Enzel Yılmaz Kurgu: Abdurrahim Kınıklı
Epilog'un bu bölümünde Zeynep Pınar Uçar ve Erhan Tan'ın gündeminde Pedro Almodovar'ın çekeceği ilk İngilizce film, Game of Thrones'tan bir spin-off “House of the Dragon”, dur durak bilmeyen yeni Dune fragmanlarının sonuncusu, Filmekimi partisi ve HBO Max'in Türkiye pazarına girişi var. Editör: Ant Arın Şermet Kurgu: Çağrı Akoğlu
Emre Eminoğlu'nun hazırlayıp sunduğu İki Film Arası, Filmekimi Özel Serisi Antalya Film Festivali Özel Bölümü ile yayında. Özel bölümün konuğu Oğuzhan Durmuş ile hem Filmekimi hem de Antalya Film Festivali deneyimleri üzerine sohbet ediyorlar. Editör: Enzel Yılmaz Kurgu: Abdurrahim Kınıklı
Enzel Yılmaz ve Muhammed Özçelik'in sinema ve televizyon gündemini harmanlayarak hazırladıkları Sepet'in yeni bölümü yayında! İkili, James Bond serisinin Daniel Craig'li son filmi No Time to Die ve Jane Campion'ın uzun bir aradan sonra yönetmen koltuğuna oturduğu The Power of the Dog filmi hakkında konuşuyor. Editör: Enzel Yılmaz Kurgu: Abdurrahim Kınıklı
Katarsis'in yeni sezondaki ilk bölümünde Ayça Yönyül ve Gülşah Özük, klasikleşmiş “Kitabı mı? Romanı mı?” sorusunu soramıyorlar çünkü keşke filmi olsa dedikleri kitapları seçiyorlar. Ayça Yönyül, Ursula K.Le Guin'in “Mülksüzler”ini önce bir film olarak görmek istese de ardından dizi olması yönünde karar kılarken Gülşah Özük, Kazuo Ishiguro'nun “Uzak Tepeler”ini seçiyor. Ayça'ya ulaşmak için: Instagram: @aycayonyul Twitter: @aycayyl Gülşah'a ulaşmak için: Instagram: @gulsahozuk Twitter: @gulsahozuk Editör: Ant Arın Şermet Kurgu: Abdurrahim Kınıklı
Epilog'un bu bölümünde Zeynep Pınar Uçar ve Erhan Tan'ın gündeminde Paul Thomas Anderson'ın yeni filmi Licorice Pizza, The Weeknd'in de yer alacağı “Euphoria”nın yaratıcısı Sam Levinson'ın yeni HBO dizisi “The Idol”, Filmekimi'nde yer alan filmler, Scarlet Johanson ve Disney'e açmış olduğu dava, Squid Game, Apple Tv'nin akıbeti ve Ridley Scott'ın Gladiator 2'yu çekmek istemesi hakkında ikilinin düşünceleri yer alıyor. Editör: Enzel Yılmaz Kurgu: Çağrı Akoğlu
Paribu'nun katkılarıyla hazırlanan İki Film Arası'nın yeni bölümünde Emre Eminoğlu'nun konuğu, oyuncu Nazlı Bulum'du. İkili, Filmekimi anıları, izledikleri filmler ve bu seneki filmekimi programı üzerine konuştular. Editör: Ant Arın Şermet Kurgu: Abdürrahim Kınıklı
Enzel Yılmaz ve Muhammed Özçelik'in sinema ve televizyon gündemini harmanlayarak hazırladıkları Sepet geri döndü. İkili, günlerdir herkesin çok konuştuğu Netflix yapımı Squid Game dizisini, yine Netflix yapımı olan The Chair dizisini ve bol ödüllü bir yapım olan Ted Lasso dizisini konuşuyor. Editör: Enzel Yılmaz Kurgu: Abdurrahman Kınıklı
Epilog'un ilk bölümünde Zeynep Pınar Uçar ve Erhan Tan'ın gündeminde, TIFF, The Tragedy of Macbeth, Spencer, Daniel Craig'in ‘Yeni Bond' açıklaması, Innaritu'nun beklenen filmi Bardo'ya dair gelişmeler ve ödül sezonu başlangıcındaki hareketlenmeler var. (00:30) TIFF (05:50) The Tragedy of Macbeth (11:46) Spencer (15:23) David Cronenberg'in NFT olarak çıkardığı kısa filmi “The Death of David Cronenberg” (21:02) Innaritu'nun yeni filmi Bardo (24:45) Daniel Craig'in ‘Yeni James Bond' açıklaması Editör: Ant Arın Şermet Kurgu: Abdürrahim Kınıklı
Emre Eminoğlu'nun hazırlayıp sunduğu İki Film Arası, Filmekimi Özel Serisi ile geri döndü. Serinin ilk konuğu ise Umur Çağın Taş. İkili, Filmekimi anıları ve izledikleri filmler üzerine sohbet ediyorlar. Editör: Enzel Yılmaz Kurgu: Çağrı Akoğlu
Esen Tan ve Utku Ögetürk'ün son kez kayda girdiği Ajans'ın final bölümünde ikili, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'ne kayyum olarak atanan rektör Handan İnci'nin gelmesiyle birlikte Prof. Sami Şekeroğlu Sinema-TV Merkezi'ndeki gelişmeleri bu kez yerinde gözlemliyorlar. Yeni yönetimin işleyişi, Handan İnci'nin verdiği sözler ve önümüzdeki süreçte arşivin ve merkezin gereksinimleri hakkında çağrıda bulunuyorlar. Editör: Enzel Yılmaz Kurgu: Abdurrahim Kınıklı
Katarsis'in 13. bölümünde Ayça Yönyül, Jose Saramago'nun Kopyalanmış Adam romanını ve sinemaya uyarlaması olan Enemy filmini masaya yatırıyor. Editör: Enzel Yılmaz Kurgu: Abdurrahim Kınıklı
Enzel Yılmaz ve Muhammed Özçelik'in sinema ve televizyon gündemini harmanlayarak hazırladıkları Sepet'in sezon finali bölümü yayında! İkili, Marvel Sinematik Evreni'nde geçen Loki dizisini ve Pixar'ın merakla beklenen yeni animasyon filmi Luca'yı konuşuyor. Editör: Enzel Yılmaz Kurgu: Abdurrahim Kınıklı
Enzel Yılmaz ve Muhammed Özçelik'in sinema ve televizyon gündemini harmanlayarak hazırladıkları Sepet'in yeni bölümü yayında! İkili, beğeniyle karşılanan ilk sezonunu geçtiğimiz günlerde tamamlayan Hacks dizisini ve Lin-Manuel Miranda'nın merakla beklenen müzikal filmi In the Heights'ı konuşuyor. Editör: Enzel Yılmaz Kurgu: Abdurrahim Kınıklı
Emre Eminoğlu'nun hazırlayıp sunduğu İki Film Arası'nın bu haftaki konuğu başarılı yönetmen Ümit Ünal. Altın Lale ödüllü Ümit Ünal, bu kez jüri koltuğuna geçerek kendi ödülünü Federico Fellini'nin La Dolce Vita'sına veriyor. Editör: Enzel Yılmaz Kurgu: Abdurrahim Kınıklı
Enzel Yılmaz ve Muhammed Özçelik'in sinema ve televizyon gündemini harmanlayarak hazırladıkları Sepet'in yeni bölümü yayında! İkili, Netflix'in kısa sürede büyük ilgi gören yeni dizisi Sweet Tooth'u, MUBI seçkisinde yer alan 2020 yapımı Exil filmini ve Müslüman kadınlardan oluşan bir punk müzik grubu etrafında dönen We Are Lady Parts dizisini konuşuyor.
Emre Eminoğlu'nun hazırlayıp sunduğu İki Film Arası'nın bu haftaki konuğu Taha Şahin. Taha Şahin'in Altın Lale'si Emin Alper'in Kız Kardeşler filmine gidiyor; ikili festival anılarını paylaşarak bizleri peşlerine takıp keyifli bir festival turuna çıkarıyor. Editör: Enzel Yılmaz Kurgu: Abdürrahim Kınıklı
WWF Market'in katkılarıyla hazırlanan Ajans'ın yeni bölümünde Esen Tan bu kez Utku Ögetürk'ü karşısına alıyor ve sinema salonlarının durumuyla ilgili merak edilenleri soruyor. Sinema salonları neden kapandı? SİSAY haklı mı? Beyoğlu Sineması'nda neler oluyor? İkili bu soruların cevabını tartışıyor, program sona ermeden Cannes'ın iştah açan programını da konuşmayı ihmal etmiyor. WWF Market'ten ürünleri keşfetmek ve üretim süreçleri hakkında bilgi almak için; https://wwfmarket.com Editör: Enzel Yılmaz Kurgu: Abdurrahim Kınıklı
Enzel Yılmaz ve Muhammed Özçelik'in sinema ve tv gündemini harmanlayarak hazırladıkları Sepet'in yeni bölümü yayında! İkili, Netflix'te yayınlanan Bo Burnham'ın yeni showu Bo Burnham: Inside'ı, Emma Stone'un başrolünde yer aldığı Cruella filmini ve Apple TV'de yayınlanan The Mosquito Coast dizisi hakkında konuşuyor. Geçtiğimiz günlerde final yapan Mare of Easttown'dan bahsetmeyi de ihmal etmiyorlar. Editör: Enzel Yılmaz Kurgu: Abdurrahim Kınıklı
Emre Eminoğlu'nun hazırlayıp sunduğu İki Film Arası'nın bu haftaki konuğu sinema yazarı Nil Kural. Kural, programın klasikleşen bölümünde kendi Altın Lale'sini Roy Andersson'ın Songs from the Second Floor'una verdi. Festival ruhunu yansıtan ve maalesef artık sadece anılarımızda yaşatabildiğimiz Rexx ve Emek Sineması'ndan bahseden ikili, sinema salonlarında film izlemeyi ne kadar özlediğimizi bir kez daha hatırlatıyor. Editör: Enzel Yılmaz Kurgu: Abdürrahim Kınıklı
Enzel Yılmaz ve Muhammed Özçelik'in sinema ve tv gündemini harmanlayarak hazırladıkları Sepet'in yeni bölümü yayında. İkili bu bölümde önceliği Ümit Ünal'ın son filmi Aşk, Büyü vs.'ye veriyor, son zamanların en dikkat çeken televizyon işlerinden The Underground Railroad'u da konuşmayı ihmal etmiyor. 02:56 Aşk, Büyü vs. 14:45 The Underground Railroad 34:51 The Killing of Two Lovers Editör: Enzel Yılmaz Kurgu:Abdurrahim Kınıklı
Emre Eminoğlu'nun hazırlayıp sunduğu İki Film Arası'nın bu haftaki konuğu Melis Behlil. İkili, Melis Behlil'in ilk festival deneyiminden Ian Mckellen, Lynne Ramsay gibi dünyaca ünlü isimlerle yaptığı söyleşilere kadar uzanan festival anıları üzerine sohbet ediyor. Editör: Enzel Yılmaz Kurgu: Abdurrahim Kınıklı
Sepet'in yeni bölümünde Enzel Yılmaz ve Muhammed Özçelik'e başarılı illüstratör ve grafik tasarımcı Ethem Onur Bilgiç eşlik ediyor. İkili, konuklarıyla Netflix'te yayınlandığı günden beri büyük ilgi gören The Mitchells vs. The Machines animasyonu üzerine sohbet ediyorlar. Netflix'in adından çokça söz edilen bir başka yapımı Love, Death and Robots'a değinmeyi de ihmal etmiyorlar. Editör: Enzel Yılmaz Kurgu: Abdürrahim Kınıklı
WWF Market'in katkılarıyla hazırlanan Ajans'ın yeni bölümünde Esen Tan ve Utku Ögetürk, BluTV'deki Friends dizisinin bölümlerinden birinde korsan yayın yapan bir internet sitesinin isminin duyulması üzerine Türkçe dublajlı versiyonun bu izleme sitesinden alınmış olma ihtimalini konuşuyor. İkili, bir dijital platformun böyle bir skandala nasıl imza atabileceğine cevap ararken, "şimdi korsan yayıncı kim?" sorusunu masaya yatırıyor. WWF Market'ten ürünleri keşfetmek ve üretim süreçleri hakkında bilgi almak için; https://wwfmarket.com Editör: Enzel Yılmaz Kurgu: Abdurrahim Kınıklı
WWF Market'in katkılarıyla hazırlanan Katarsis'in on ikinci bölümünde Ayça Yönyül ve Gülşah Özük, A.J. Finn'in 2018 yılında yayımlanan ve uzunca bir süre çok satanlar listesinde kalan kitabı Penceredeki Kadın'ı konuşuyor; Joe Wright'ın spekteküler bir oyuncu kadrosuyla Netflix için uyarlandığı film uyarlamasını roman üzerinden yorumluyor. Penceredeki Kadın'ın hikayesini üzerine kurduğu gizem unsurunun neden işlemediğini tartışan ikili, romanı okurken büyütecinizi kenara koymanızı ve ipuçlarını bilboardlardan takip etmenizi öneriyor.Ürünleri keşfetmek ve üretim süreçleri hakkında bilgi almak için: https://wwfmarket.comEditör: Oğuzhan DurmuşKurgu: Gülşah Özük
Emre Eminoğlu'nun hazırlayıp sunduğu İki Film Arası'nın bu haftaki konuğu Eray Yıldız. İkili, festival müdavimlerinin favori bölümlerinden olan Mayınlı Bölge ve Antidepresan filmlerini konuşurken Türkiye sinemasının gelişimi açısından önemli bir yerde duran Köprüde Buluşmalar atölyesinden de bahsetmeyi ihmal etmiyor. İki Film Arası, İstanbul Film Festivali'nin ev heyecanını yaşamaya devam ediyor ve günbegün fiziki festivalleri ne kadar özlediğimizi hatırlatıyor. Editör: Oğuzhan Durmuş Kurgu: Abdurrahim Kınıklı
Sepet'in yirmi birinci bölümünde Enzel Yılmaz ve Muhammed Özçelik, Netflix arşivine eklenir eklenmez çok izlenenler listesinde yer The Disciple filmini konuşuyor; sepetlerine Netflix'ten En inocente dizisi ve Things Heard & Seen filmini de eklemeyi ihmal etmiyor. Ayrıca ikili Who Wants To Be A Millionaire yarışmasında yaşanan skandalı konu edinen ve beinconnect'te yayınlanan 3 bölümlük mini dizi Quiz'i de sohbetlerine dahil ediyorlar. 01:35 Quiz 05:29 El inocente 09:29 Things Heard & Seen 18:31 The Disciple
Basit Türkçe ile Haberler / News in Simple Turkish by skypeturkish.com Bugün 5 Mayıs 2021 Çarşamba. Basit Türkçe ile Haberler'in yeni bölümüne hoş geldiniz. Türkiye ve Mısır Kahire'de Hangi Konuları Görüşüyor? Türkiye Dışişleri'nden bir heyet, iki günlük görüşmeler için bugün Mısır'ın başkenti Kahire'ye gitti. Mısır'da 2013 yılında bir askeri darbe oldu. Şu anki Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi bu darbeyle yönetime geldi. Bu darbeden beri Türkiye ve Mısır ilişkileri iyi değil. Bugün başlayan görüşmeler gerilimi azaltmayı ve ilişkileri düzeltmeyi amaçlıyor. Çünkü Türkiye ve Mısır, Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları için işbirliği yapabilir. Görüşmelerin en önemli konuları Doğu Akdeniz'deki yetki alanları, Libya'daki yabancı askerler ve İstanbul'dan yayın yapan Mısırlı muhalif kanallar. Before we continue, we have some reminders. If you are enjoying our episodes, please share them with other Turkish learners and follow our show on your podcast platform. If you prefer the video format or want to see our beginner-level content, follow our Youtube channel, Turkish Learners Network. If you are looking for online private Turkish lessons, please visit skypeturkish.com. Avrupa İlaç Ajansı'nın Sinovac Kararı Bekleniyor Avrupa İlaç Ajansı EMA, Çin şirketi Sinovac tarafından üretilen CoronaVac aşısı için hızlandırılmış inceleme süreci başlattı. Bu durum Türk vatandaşları için önemli çünkü Türkiye'de pek çok kişi CoronaVac aşısı oldu. Eğer Avrupa İlaç Ajansı bu aşının korona virüse karşı etkili olduğuna karar verirse, bu aşıyı olan Türk vatandaşları Avrupa Birliği üyesi ülkelere seyahat edebilecekler. Avrupa Komisyonu, EMA tarafından onaylanmış aşılardan yaptıran herkesin AB üyesi ülkelere seyahat edebilmesini istiyor. EMA'ya göre, CoronaVac analizlerindeki ilk sonuçlar umut verici. Bu verilere göre CoronaVac, virüse karşı antikor üretimini artırıyor. Bu nedenle ajans, Çin aşısının hastalığa karşı etkili olabileceğini düşünüyor. Devletler Sözlerini Tutarsa Dünya 2.4 derece Isınacak Climate Action Tracker (İklim Eylemi Takipçisi) adlı çevre örgütüne göre, gelişmiş ülkelerin yeni iklim vaatleri, dünyanın biraz daha az ısınmasını sağlayacak. Eski vaatlerle ortalama sıcaklığın 2100 yılına kadar 2.6 derece artması bekleniyordu. Yeni vaatlerle ise artış 2.4 derece olacak. Paris İklim Anlaşması'ndaki hedef 1.5 dereceydi. Yani yeni vaatler bile Paris İklim Anlaşması'ndaki hedefin çok üzerinde ısınmaya neden olacak. Paris'teki hedefe ulaşılması için ülkelerin 2030 karbon salımı vaatlerini yüzde 11 ila 14 arasında azaltması gerekiyor. Karbon salımını azaltma konusunda en büyük sözleri veren ülkeler ABD, AB ülkeleri, Çin ve Japonya oldu. Ancak 2015'teki Paris İklim Anlaşması'ndan bu yana karbon salımında büyük bir azalma yaşanmadı. Ülkeler bugünkü karbon salımına devam ederse 2100'de dünya 2.9 derece daha sıcak olacak. Yani Paris'teki hedefin neredeyse iki katı. Dinlediğiniz için teşekkürler! Yeni bölüm 7 Mayıs Cuma günü geliyor! Görüşürüz!