Podcasts about ezc

  • 9PODCASTS
  • 62EPISODES
  • 41mAVG DURATION
  • ?INFREQUENT EPISODES
  • Mar 10, 2025LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about ezc

Latest podcast episodes about ezc

Mevlana Takvimi
ASHÂB-I KİRAM (R.A.E.)'İN FAZÎLETİ-10 MART 2025 -MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Mar 10, 2025 2:49


Ashâb-ı Kiram (r.a.e.)'in menkıbe ve fazîletleri sayılamayacak kadar çoktur. Ehl-i Sünnet'in âlimleri, sahabe (r.a.e.)'in en fazîletlilerinin cennetle müjdelenen on kişi olduğunu, bu on kişinin en üstünlerinin de sırasıyla: Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali (r.a.e.) olduğuna dair icmâ etmişlerdir. Allâh hepsinden razı olsun. Bunda asla şüphe yoktur. Bu hususta şüpheye yalnız bid'at sahibi pis münâfık düşer. Irbaz b. Sâriye (r.a.)'in rivayet ettiği bir hadîs-i şerifte, Server-i Kâinat (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmaktadır: “Benim sünnetime ve benden sonra da mazhar-ı hidayet olmuş Hulefa-yı Râşidîn'in sünnetlerine bütün gücünüzle sımsıkı yapışın. (Tirmizî) Hulefa-i Râşidîn: Hz. Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali (r.a.e.)'dir. (Allâh onlardan râzı olsun. Amîn). Allâhü Teâlâ, Hz. Ebû Bekir (r.a.)'in fazîleti hakkında ayetler indirmiştir. Ezcümle: “Sizden dinde fazîlet ve dünyada servet sahibi olanlar akrâbasına, yoksullara Allâh yolunda hizmet edenlere vermelerinde kusur etmesin, affetsin, aldırış etmesin” (Nur s. 22) ayetiyle yine: “...İkinin ikincisinden ibaretti. O zaman onlar mağaradaydılar...” (Tevbe s. 40) ayetlerinin Hz. Ebûbekir (r.a.) hakkında nâzil olduğu hususunda hiçbir ihtilâf yoktur. Hz. Ömer (r.a.) şöyle diyordu: “İkinin İkincisinden kim daha üstün olabilir ki, üçüncüleri Allâh (c.c.)'dur.” Cenâb-ı Hâkk şöyle buyurdu: “Sıdk-u hakîkatı getirene ve onu tasdik edenlere (mü'minlere) gelince işte onlar takvâya erenlerin ta kendileridir.” (Zümer s. 33) Cafer-i Sadık (r.a.) bu ayetin tefsirinde şöyle demiştir: “Sıdk-u hakîkati getiren Hz. Peygamber (s.a.v.)'dir. “Onu tasdik” eden de Ebû Bekir es-Sıddık (r.a.)'dir. Allâh (c.c.) Ashâb (r.a.e.)'in hepsinden razı olsun! Amin. (İmâm Zehebî, Büyük Günâhlar,S.328)

Yeni Şafak Podcast
Tamer Korkmaz - Birleşik riyakârların resmigeçidi...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 18, 2024 4:13


“Bu yıl Kurban Bayramı, dünya çapında çok sayıda Müslüman için zor dönemde yaşanıyor. Binlerce çocuk dâhil, çok fazla masum insan öldürüldü… Acıları çok büyük… Savaşı bitirmek için, elimizden geleni yapıyoruz…” *** Yüzsüzlüğün daniskası bu sözler… -Joe Biden denilen Siyonist mendebura ait! *** Soykırımcı Adolf Netanyahu'nun suç ortağından söz ediyoruz… On binlerce masumun kanları, onun da ellerinde! *** Siyonist işgalcilere silah yağdırdı, hala daha yağdırıyor. Üstüne bir de zerre utanmadan, büyük bir pişkinlikle… -Savaşı bitirmek için ellerinden geleni yaptıklarını, söyleyebiliyor! *** Dokuz ayı aşkın süredir devam eden soykırıma bütün hücreleriyle destek veren Haydut Devlet'in Baş Düzenbazı… Daha fazla masumun, sivilin kanları dökülsün diye elinden geleni yaptı; halen daha yapıyor! *** Sahtekârlık, madrabazlık, riyakârlık… Yüzsüzlük, yalancılık, ahlaksızlık… ABD'nin “Pedofil Başkanı” Biden'ın karakteridir! YİNE DONDU Ayaklı Mumya Joe'nun bunaklığı iyice ilerledi… Ayakta dikilirken birden donup olduğu yerde kalıveriyor. *** Bu kez katıldığı bir etkinlikte, pat yine donuverdi… İki dönem yardımcılığını yaptığı Eski Başkan Barack Obama'nın müdahalesiyle gezegenimize döndürüldü! Pardon: Kolundan tutularak, sahneden indirildi. HEM SUÇLU, HEM GÜÇLÜ Amerikan Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ateşkes görüşmelerinin çıkmaza girmesinden dolayı Hamas'ı suçluyor! ABD ve İsrail Soykırım İkilisi… -Hamas'ı ateşkesin önünde engel olan tarafmış gibi göstermek için büyük gayret sarf ediyor. *** Önerdikleri ateşkes anlaşması, Hamas için tuzaklar içeriyor. ABD-İsrail Birleşik Terör Devletleri, Hamas'a “Tuzağa düşmüyor” diye bozuk çalıyorlar! *** Hamas, ateşkes teklifini kabul etmek için… “Kalıcı bir ateşkes ve İsrail güçlerinin Gazze şeridinden çekilmesi” hususlarında garanti istiyor. *** Ezcümle… -Siyonist olmakla övünen Blinken ile Biden çözümün değil, sorunun parçasıdır! BATILI DEĞERLER Yanki'lerin Cumhuriyetçi Senatörü Lindsey Graham, geçenlerde İsrail'e çağrı yaptı. “Gazze Şeridi'ni nükleer silahla yerle bir edin!” dedi. Yani, “Gazze'deki soykırımı nükleer silahla taçlandırın” demeye getirdi! *** Bunların “Batılı Değerler” dedikleri malum ilkeleri kazdığınız vakit, altından soykırım, katliam, kan, yıkım çıkıyor. UKRAYNA SEVGİSİ NEREDEN? Lindsey Graham -ABD'nin Rusya'ya karşı desteklediği Ukrayna için- bakınız ne diyor: “Ukrayna'da 10-12 trilyon dolarlık kritik maden var. Avrupa'nın en zengin ülkesi olabilirler… O parayı, Rusya'ya ve Çin'e versinler istemiyorum! Ukrayna'ya yardım edersek, hayalini kurduğumuz en iyi iş ortağı olabilirler. Ukrayna'daki 10-12 trilyonluk maden varlığı, Batı tarafından kullanılabilir.” *** Riyakâr Yanki'lerin, “Er Zelenski'yi Kurtarmak” filmini çevirmelerinin “asıl nedeni” neymiş, görüyorsunuz! *** Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline sekizde sekiz karşı çıkarlarken…

Yeni Şafak Podcast
TAMER KORKMAZ - Abidin'den Kalan Pek Manidar “fırça” Izleri...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 13, 2024 4:29


Ekrem İmamoğlu, Filistin'in Batı Şeria bölgesindeki Ramallah şehrinin Belediye Başkanı Kassis'i ağırladı. (Sözcü, 12 Mayıs) *** CNN International'a konuştuğunda... “Hamas'ı terör örgütü olarak görüyoruz” diyen Ekrem İmamson Efendi, bu! -Yani? -Komprador büyük sermayenin mavi boncuklusu Ekrem; Filistinli mevkidaşıyla poz verirken, riyakârlığın resmini çektirdi, Abidin! BİRLEŞİK OYALAMALAR Sam Amca'sının narkozcusu Hürriyet… 7 Mayıs'ta “Ateşkes Çok Yakın” diye manşet atmıştı. Aynen… Joe Biden'ın, Ramazan'dan önce “Altı haftalık ateşkes çok yakın” demesi gibi! *** 11 Mayıs'ta ise Hürriyet'in Dış Haberler sayfasında, “bir buçuk sütunluk” bir haber vardı: “-Ateşkes görüşmeleri çıkmaza girdi” *** Ne oluyor: Her defasında aynı “İllüzyon” yaşanıyor. Bu sütunda “ateşkes umudunun” sadece bir oyalamadan ibaret olduğunu yazıyoruz! *** Hamas Siyasi Büro üyesi İzzet er-Rişk, ne dedi: “İsrail, müzakereleri Refah kentini ve Refah sınır kapısını işgal etmek için bir kılıf olarak kullanıyor!” Ezcümle… Siyonist İsrail devleti, ateşkes lakırdısı ile masada oyalayıp Refah'ı işgalin peşinde!

Yeni Şafak Podcast
ERSİN ÇELİK - X'e Kısıtlama An Meselesi

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Apr 15, 2024 5:25


Elon Musk satın aldıktan sonra adı değiştirilen lakin kullanıcıları tarafından hâlâ Twitter olarak anılan X'e Türkiye'de erişimin kısıtlanması an meselesi. Öğrendiğim kadarıyla X için bant daraltması kapıda. Detaylarını vermeden önce kendimle ilgili bir bilgilendirme yapacağım. “İNŞALLAH DÖNMEM” Bir hafta önce X hesabımı kapattım. Uzun zamandır düşünüyordum ve zaman zaman yakın çevreme de söylemiştim. İhtimal vermeyenler, “Yapamazsın” diyenler oldu tabii. Ancak bir gazeteci, internet medyası yöneticisi ve içerik üreticisi olarak X'i kapatarak “kendime yatırım yaptığımı” şu bir haftada tecrübe etmiş oldum. Mesela ertelediğim, ihmal ettiğim mesleki okumalara geri döndüm. Bu motivasyonla yeni planlar yapmaya başladım. Tüm bunları yapmamın önünde X platformu elbette başlı başına engel değildi. Ancak büyük faktördü. Oyalayıcıydı. Güncel ile gündem ve gelişme ile son dakikaların sosyal medyada önemini yitirdiğini bir tek ben tecrübe etmemişimdir. En önemlisi de kaosu zihnime ve gündelik yaşamıma taşımadaki lokomotif olduğu netleşmiş oldu. Bu arada yaklaşık 6 aydır da Facebook'ta yokum. Öyle ki çift faktörlü doğrulamayı aşıp giremediğim için hesabı silemiyorum. Girmiyorum ve uygulama olarak da telefonumda yok. Facebook her ne kadar modası geçmiş gibi görünse de Türkiye'deki etkisini koruyor. Facebook'tan ayrılma tecrübeme şimdi X'i de ekledim. Böyle böyle minimalist bir sosyal medya düzeni kurmaya gayret edeceğim. Lakin 15 yıllık bir alışkanlığı, bağımlılık seviyesindeyken bırakmak kolay değil. “Telefonu masaya ya da bir kenara bıraktıktan sonra ne yapıyorsunuz?” sorusunun yanıtı “Bir dakika sonra yeniden elime alıyorum” ise eğer, artık bir karar vermek gerekiyordu. Şimdi sürece dair tecrübelerimi yazıyorum. Üzerine çalışıyorum ve okumalar yapıyorum. Ezcümle; Twitter'dan çıktım ve bir haftadır ihtiyacım olan gündemle yetiniyorum. Telefonla daha az vakit geçiriyorum. Bu arada daha azın ne kadar az olduğunun bilgisini de paylaşayım: Ekran sürem önceki haftaya göre yüzde 80 azalmış. Şu anda 1 saat 25 dakika ortalamasında. Bunun 52 dakikası hâlâ sosyal medya ve yüzde 65'i WhatsApp görünüyor. Instagram ise 14 dakika. Twitter'a girmeyince Instagram kullanım sürem de düşmüş. Yani Keşfet'e de düşmemişim. Sosyal medya döngüsünde zincirin bir halkası kopunca diğerlerine de erişim azalıyormuş meğer. Dediğim gibi hem gözlem yapıyor hem de notlar alıyorum. Sosyal medyanın insanları ve toplumları dönüştürmesine dair üzerine çalıştığım kitap projesine de büyük katkısı olacak gibi. Tecrübelerimi zaman zaman bu köşeden aktaracağım. Bu arada X'te olmadığımı öğrenince “Geri dönersin” diyenler de oldu. Başkaları ile değil de kendimle asla iddialaşmak istemiyorum. Fakat kararlıyım. Yanıt olarak; “İnşallah dönmem” diyorum.

Yeni Şafak Podcast
Mahmut Ay - Oruç Ahlâkı -Beni Tutamayan Orucu Tutmuş Olur muyum?-

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Apr 6, 2024 10:22


Dünkü yazımızda, din anlayışımızda asırlardan beri var olagelen bir sorundan bahsetmiştik: Hukukun ahlâka; kuralların erdemlere; şeklin öze öncelenmesi. Bugünkü yazımızda, bu sorunu ve çözümü oruç ibadeti üzerinden anlatmaya çalışacağız. Öncelikle tüm samimiyetimizle, oruç ibadeti özelinde şu soruyu cevaplamaya çalışalım: Kendi oruçlarımıza ve çevremizdekilerin oruçlarına baktığımızda, “Oruç ibadeti; gerçekten manevî dünyamızda bize muazzam tecrübeler yaşatıyor, ahlâkımızı en yüksek seviyede güzelleştiriyor, nefsimizi terbiye etme noktasında bize çok büyük imkânlar sağlıyor.” diyebiliyor muyuz? Diyebiliyorsak, sorun yok. Diyemiyorsak, bunun sebepleri üzerinde düşünmemiz gerekmez mi? Kompleks bir varlık olan insanoğlunun eylemlerinin arka planını, tercihlerinde ve yönelimlerindeki temel sâikleri tek bir sebeple açıklayıvermek kolaycılık olacaktır. Dolayısıyla oruç ibadetinden lâyıkıyla manevî feyiz elde edemeyişimizin, onu bir nefs terbiyesi aracı haline yeterince getiremeyişimizin bütün sorumluluğunu fıkıh ilminin tahakkümüne ve fakihlere yüklemek, elbette insaflı olmayacaktır. Ancak meselenin, bir cihetten önemli ölçüde “din dilinin fıkıh dili hâline dönüşmesiyle” alâkalı olduğu da yadsınamaz bir hakikattir. Şöyle ki; dindarlığın özü, insanın Yüce Yaratan ile arasında kurduğu muhabbet bağıdır. Bu bağ ne kadar sağlamsa, dindarlık da o kadar sağlıklıdır. İslâm dininin öğretilerini, kul ile Allah arasındaki ilişkiyi, Müslümanın toplum içindeki vazife ve sorumluluklarını, zaman içerisinde çeşitli disiplinler kendilerine has bir dil ve yöntemle ele almışlardır. Bu konuda fıkıh ve tasavvuf, en önemli iki disiplin olarak karşımıza çıkmaktadır. Meseleleri ele alış yöntemleri ve kullandıkları dil, birbirlerinden oldukça farklıdır. Aslında sahaları farklı olduğu için; bunları, birbirlerinin alternatifi olarak değil, tamamlayıcı parçaları olarak düşünmek gerekir. Ezcümle; Fıkıh hukuktur, tasavvuf ahlâk. Fıkıh korkutur, tasavvuf sevdirir. Fıkıh zâhirî kuralı koyar, tasavvuf muhabbet bağı kurar. Şu halde, insanlara yalnız hukuku/fıkhı verir, ahlâkı/tasavvufu vermezseniz, aslında araç olan kuralı ve şekli, amaç haline getirmiş olursunuz. Yalnız hükmü öğretir, o hükmün hikmetini öğretmezseniz, hikmetsiz bir dindarlık üretmiş olursunuz.

Hizmetten
Eğer Ille De Dünyanın Dört Bir Yanına Açılacaksanız.. Mizan M. Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Mar 7, 2024 6:19


*Bediüzzaman Hazretleri ortaya koyduğu alternatif yolun dört esasına ilave ve tekmile olarak şefkat ve tefekkür disiplinlerini de sayıyor. *Şefkat mesleği, herkese karşı merhamet kollarını sonuna kadar açmayı gerektirir. Ezcümle, soluklarını bile insanlık için kullananlardan Mevlâna Celaleddîn Rûmî hazretleri döneminde bazıları ağızlarına ne gelirse söylemekte ve Hazreti Mevlânâ'ya hakaret etmektedirler. Bir gün bir tanesi, “Sen inançsızlara bile kucak açıyorsun, onlarla bir araya geliyorsun; günah işleyenlere dahi “gel” diyorsun… Böyle yapmakla İslam'ın onurunu iki paralık ediyor, dinin izzetine dokunuyorsun.” cümlelerinden oluşan ve daha bir düzine hakaretle dolu sözler sarfeder. Hazret, ona tek cümle ile cevap verir; “Sen de gel, sana da bağrımı açıyorum!” der. *Herkese diyecek bir sözüm ve herkese öğretebilecek değerlerim var; fakat, herkesten öğreneceğim şeyler de var. İşte bu espriye bağlı gitmezseniz; ukalalıkla, tiranlıkla “Size şu sistemi, şu anlayışı dikte etmeye geldik!” derseniz, tepki alırsınız. “Almaya geldik; bizden alınacak bir şey varsa şayet, vermeye de geldik!..” düşüncesi esastır. *Size düşen şey, bu şefkat ve vicdan enginliğidir. Bana düşen şey demiyorum; çünkü ben o işin ehli değilim ama size inancım tamdır, Allah'ın izniyle inayetiyle. Kirlenmemişsiniz; kirli mürekkep size bulaşmamış; ruh çehrenizi, kalb çehrenizi kirletmemiş Allah'ın izni ve inayetiyle. Gelecek size emanet!.. Bu disiplinler çerçevesinde herkese kucağınızı açmak şiarınız olsun. Dövseler bile, sövseler bile.. Yunus ifadesiyle, dövene elsiz, sövene dilsiz, derviş gönülsüz gerek. Gönül tamirine bakmak lazım.

Mevlana Takvimi
HZ. MAHMUD SÂMİ RAMAZANOĞLU (K.S.)-5 - 15 ŞUBAT 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Feb 15, 2024 2:52


Gönüller sultânı Hazret-i Sâmî (k.s.), kalbin Kur'ân-ı Kerîm'de beş sınıf olarak beyân edildiğini anlatırlardı. Ezcümle: 1. Ölü kalb, 2. Hastalıklı kalb, 3. Gâfil kalb, 4. Zâkir kalb, 5. Ma‘nen diri (hayy) kalb. Kalbimizi her türlü hastalık ve tehlikelerden koruyacak birinci şartın zikru'llâha devâm olduğunu her defasında tekrâr tekrâr beyân buyururlardı. Bunun da, az yiyip oruç tutarak ve şartlarına riâyetle yapılırsa netice hâsıl olacağını bildirirlerdi. Çünkü kul, hadîs-i şerîfte beyân buyurulduğu üzere: “Kişi kalben zikre muvaffâk olursa şeytân me'yûs olarak geri çekilir; zikirden gâfil olursa kalbe yeniden girer.” “Allâh Azîmüşşân'ı kalben zikreden ile zikretmeyenin farkı, cesed dirisi ile ölüsünün farkı gibidir.” buyururlardı. Bu yüzden insanlar, kendilerini Allâh (c.c.)'yü ve O'nun zikrini hatırlatanlarla berâber olmağa çağrılıyordu. Tevbe sûresinde Cenâb-ı Hâkk: “Ey îmân edenler, Allâh'tan korkun da sâlih ve sâdıklarla beraber olun.” diye emrediyor. Sâlihlerden bu dünyâda istifâde olacağı gibi kabirde ve mahşerde de istifâde olunacağını tefsîr ve hadîslerden misâllerle anlatırdı, Hazret-i Sâmî (k.s.). Bu husûsta kendilerine âid şu menkîbeyi anlatırlardı: “Çocukluğumda kız kardeşim yürüyemiyordu. Yakınlarımız Pozantı'ya yakın bir köyde Kaplanca Dede adlı bir zât var; kızı ona götürün; inşâallâh onun vesîlesi ile Allâh (c.c.) şifâ verir dediler. Ben, annem ve kız kardeşim o zâtın türbesine gittik. Geceyi orada geçirdik. Gece bir ara kız kardeşim bağırarak uyandı. Annem: “Kızım ne var, ne oldu, niye bağırdın?” dedi. Kız kardeşim: “Anne şu kabirdeki dede kalktı, geldi benim kalçamın üzerine oturdu” dedi. Bu hâlden sonra yürüyemeyen kız kardeşim Allâh (c.c.)'ün izni ile ayağa kalktı yürüdü. Ömrü boyunca da bir daha ayağı ağrımadı.” İşte sâlihlerden biiznillâh “kabirdeki istifâde.” Not:Yazının devamı 13-17 Kasım tarihlerindedir. (Ömer Muhammed Özt ür k, www.ramazanoglumahmudsamiks.com)

Yeni Şafak Podcast
Tamer Korkmaz - “Kibirli İmamson Efendi” ile “Himmete Muhtaç Manevi Dedesi” Mister Baydın!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Feb 9, 2024 5:22


Komprador Burjuvazi'nin “Mavi Boncuklu” siyasetçisi İmamson Efendi, birkaç gün arayla iki “iyi haber” aldı. İlki, Yeniden Refah Partisi'nin İstanbul'da aday çıkaracağını açıklamasıydı. Ekrem Müdafa “Yeniden Refah adayının AK Partili Murat Kurum'a gitmesi muhtemel oyları kayda değer seviyede böleceği” hesabı ile Fatih Erbakan'ın kararına dikkat kesilmişti ki; beklediği haber geldi. *** İkincisi ise Başak Demirtaş'ın DEM Parti İstanbul adaylığı beyanından çark edişiydi. İmamson Efendi, “DEM Parti'nin aday göstermemesini; gösterse bile işbu adayın Başak Demirtaş değil vasat bir aday olmasını” temenni ediyordu. Kandil'deki PKK elebaşlarından Mustafa Karasu'nun “ittifak” çağrısı yapmasından bir gün sonra, Başak Demirtaş aday olmayacağını açıkladı. Ezcümle: “Emir, demiri kesti!” ÇANTADA “KEKLİK” YOK İmamson Efendi, 2019'daki ortağı İP'in İstanbul'da aday göstermesiyle yara almıştı; son gelişmelerin ardından “ayakları yerden kesilmiş” gibi sevinçli! *** Muhtelif anketler ise İmamson'u “çok az farkla önde” gösteriyor ki; bu, İstanbul'daki yarışın kafa kafaya geçeceğinin habercisidir. Seçimlere daha elli gün var; İmamson'un şimdiden “zaferini garanti görmesi” yanıltıcı olabilir! PÜF NOKTASI

Hizmetten
Nice namaz kılanlar da vardır ki... | Mizan | M. Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jan 16, 2024 6:28


*Girdi ve çıktılar, en güzel sözleri bile hakiki manalarından uzaklaştırırır. Mesela, Rasûl -i Ekrem Efendimiz'in, رُبَّ صَائِمٍ لَيْسَ لَهُ مِنْ صِيَامِهِ إِلَّا الْجُوعُ وَرُبَّ قَائِمٍ لَيْسَ لَهُ مِنْ قِيَامِهِ إِلَّا السَّهَرُ “Nice oruç tutanlar vardır ki, nasipleri sadece açlık ve susuzluktur. Nice namaz kılanlar da vardır ki, nasipleri sadece yorgunluk ve zahmettir.” hadisinde “nice” anlamına gelen “rubbe” kelimesi cümlenin başından koparıldığı zaman ortaya bambaşka bir mana çıkar. (20:50) *İçleneceği içleyen ve dışlanacakları da dışlayan her huzur eri, ihsas ve ihtisaslarını değişik şekilde ifade etse de, besteler ve nağmeler aynıdır. Zira onların mir'ât-ı ruhlarına akseden, tecelli-i Zât envârı ve sübühât-ı vech şuâlarıdır. Vâkıa, aynaların ve kabiliyetlerin istidat ve istiâblarına göre bazen duyuş, seziş ve seslendirişler farklı farklı olabilir; hatta bazı fıtratlar bu durumda iltibaslara da düşebilir; burada esas olan temkin, teyakkuz ve “usûlüddîn” prensiplerine bağlılıktır. Bize düşen ise, onlara ait bir kısım farklı iltibaslara mâkul birer mahmil bularak, böyleleri hakkında suizan kapılarını kapalı tutmak olmalıdır. Mesela, Muhyiddin ibn Arabi'nin vücud mülahazaları ve “Ene'l-Hak” diyen Hallac-ı Mansur hazretlerinin sözleri hüsnüzanla te'vile tabi tutulmalıdır. Ezcümle, Muhyiddin İbn Arabî Hazretleri, Şam'da baskıya uğradığı bir zaman ayağını yere vurur ve “Sizin taptığınız tanrı, benim ayaklarımın altındadır.” der. Bazıları onun bu türlü sözlerini ilhadına bir sebep sayarlar. Hâlbuki hazret, muhataplarının Karun gibi gönüllerini paraya kaptırdıklarını ve âdeta ona tapmaya başladıklarını düşünmektedir. Onların taptıkları bu tanrının, ayaklarının altında olduğunu ifade etmesinin ise, ayaklarının altında gömülü bulunan büyük bir hazineye işaret olduğu nice zaman sonra anlaşılmıştır. Bu video 20/10/2013 tarihinde yayınlanan “Girdili-Çıktılı Aktarmalar ve Suizan Virüsü” isimli bamtelinden alınmıştır.

Yeni Şafak Podcast
Tamer Korkmaz - Haçlı-Siyonist “Sansüristan” İttifakı

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Nov 21, 2023 4:47


Gladio'nun kurucularından, dönemin İtalya Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga; casusluk romanlarının ünlü yazarı “John le Carre” takma adlı David Cornwell'ı Roma'daki Quirinal Sarayı'nda öğle yemeğine davet etmişti.  Yemekten önce, Cossiga Cornwell'a sarayın bazı özel kısımlarını gezdirdi... Grili adamlar ordusu (istihbaratçılar) belli bir mesafeden onlara eşlik ediyordu. Cossiga, bir an durdu; misafirine espri ile karışık şöyle dedi: “Sağ tarafımızdaki şu küçük odayı görüyorsunuz... Fikrini değiştirmesini beklerken, Galileo'yu kapadığımız oda orasıdır!”  Yüzyıllar önce... Engizisyon mahkemesi tarafından hapsedildikten sonra bile “Dünya, yine de dönüyor!” diyen İtalyan astronom Galileo hakkındaki bu ibretlik bahis... John le Carre'nin “Güvercin Tüneli” adlı hatıratında geçiyor. (Sayfa:222, Alfa) BATI'DA “FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ” Fransız Haber Ajansı AFP'nin Başkanı ve CEO'su Fabrice Fries, Galileo misali bir odaya kapatılmasa da... Dikkat buyurunuz; ondan da fikirlerini değiştirmesi istendi! Nasıl mı?  Mösyö Fries, kısa bir süre önce... AFP'nin “yeterince İsrail yanlısı bulunmayan” yayın politikasına ilişkin ifade vermek üzere Senato'ya çağırıldı!  Fries, Le Monde gazetesine “başına gelenleri” anlatırken şöyle dedi: “Haberlerimizde ‘Hamas teröristtir' ifadesi yerine... ‘Hamas; AB, ABD ve İsrail tarafından terör örgütü olarak tanınıyor' dediğimiz için; güya Yahudi karşıtlığını artırmakla suçlandık! Bu suçlamalar, ciddi ve alçakçadır.”  Macron'un “laik, demokratik, çağdaş” Fransa'sında fikir ve ifade özgürlüğü mü; Siyonist İsrail'e kadardır! EL CLASICO “Sen, Avrupa Birliği Kriterleri denilen düzenbazlığın resmini yapabilir misin, ey Abidin?” GARP CEPHESİNDE VAZİYET AB'nin “Süper Laik” liderleri, 2017'de Vatikan'a gidip, Papa'nın önünde el pençe divan vaziyette durmuşlar, “bağlılıklarını” sunmuşlardı!  Katolik Engizisyon mahkemesinden bu yana Avrupa'da değişen fazla bir şey yok: -Sadece odaya kapatmıyorlar... -Ya? -Artık, Senato'ya çağırıp fırçalıyorlar! Ezcümle: “Fikrini değiştir!” baskısı, aradan yüzyıllar geçse de aynen sürüyor.  Galileo, 2023'te yaşasaydı, ne derdi: “Yine de, Hamas terör örgütü değil!” BİN LADEN'E SANSÜR

Yeni Şafak Podcast
Süleyman Seyfi Öğün - Şiddet; nereden nereye? (1)

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Oct 2, 2023 6:17


Zihnimde hanidir olan ve yazmaya niyetlendiğim bir konu bu. Zannederim ki şiddet konusu herkesin şu veyâ bu derecede alâkasını çeker. Ama bu yazı en az iki bölümlü olacağa benziyor. Uzun gazete yazılarının fazlaca müşterisi olmadığını biliyorum. Ama yazmasam olmayacaktı. Meraklı, alâkalı bir azınlıkla fikirlerimi paylaşmak istedim. Meşrû müdafaa hâricinde âdemoğlunun hemcinsini öldürmesinin sayısız sâiki olduğunu biliyoruz. Meşrû müdafaaya dayalı cinâyetler, sebebi olan yegâne cinâyet türüdür. Burada hayatta kalma azim ve kararlılığımız devreye girer. Bu bir içgüdüdür. Bu dâire dışında kalan her cinâyet türü sebepsiz, lâkin sâiklidir. Hukûk, sebepli cinâyete anlayış gösterir; bununla da kalmaz ona meşrûiyet atfeder. Meselâ herhangi birisinin, kendisine karşı ölümcül bir tecâvüzde bulunan bir mütecâvizi erken davranıp öldürürse de, mahkemede beraat ettiğini biliyoruz. Aslında sâdece cinâyet değil, insan eylemelerinin kâhir ekseriyeti sebepli değil, sâiklidir. Bir sebepten çok, bir şey için eylemelerde bulunuruz. İnsana, neden diye değil, niçin diye sormak lâzım gelir. Kültürel dünyâlarımızda yer alan bir dizi anlam-değer seti bizim maddî çevremize, eşyâya, diğer canlı varlıklara, nihâyet hemcinslerimize hangi şartlarda nasıl davranacağımızı belirler. Çok defâ da bunlara göre göre davranırız. Ölümcül neticeleri olsun veyâ olmasın, fizikî veyâ lâfzî olsun, hâsılı tekmil çeşitlemeleriyle şiddet, kendi sâikleri olan temel insan eylemelerinden birisidir. Bu eylemenin arkasındaki sâiklerin duygularımızla alâkalı olduğunu biliyoruz. Bir şeyden, birinden nefret etmek, onu yok etmek arzusu vb duygulardır bunlar. Bu sâikler çok derinlerde birleşse de, farklı târihsel çevrelerde farklılaşabilir de... Zırâî-ticârî yapılar üzerine kurulan antik dünyâlarda şiddet, ikili bir mâhiyet kazanmıştır. Bir taraftan, müspet olarak, artığın yeniden üretimi, dolaşımı ve paylaşımını koruyan-kollayan meşrû şiddet desteklenir. Antik devletler bunun öznesidir. Diğer bir şiddet çeşidi ise, aynı artığın yeniden üretimi, dolaşımı ve paylaşımını tehdit eden kâidesiz, kontrol dışı şiddet menfî görülmüştür. Ezcümle, medeniyet, her şekilde kontrollü, yasal şiddeti desteklemiş; buna mukâbil kontrol dışı, keyfî, kâidesiz şiddetle sorunlu olmuştur. Dinler ve sâir ahlâk sistemleri, düzen bozucu fonksiyonları itibârıyla şiddeti men eder. Ben pek aynı kanaatte olmasam da, Hz. İsâ'nın, “Bir yanağına vurana diğerini uzat” dediği varsayılır. Öyle demiş veyâ dememiştir bilemem; ama çok sayıda Hristiyan mistiklerinin bunu şaşmaz bir ilke görüp hayatlarında tatbik etmeye gayret etmiş olduğunu biliyoruz. Benzer olarak Budizm ve Hinduizm, Ahimsa prensibinde olduğu gibi şiddetsiz bir hayâtı erdemlileştiren dinlerdir. Gelin görün ki, bu her zaman aynı yorumun konusu olmuş değildir. Kurulan düzenlere isyan edenler, zirâî-ticârî devletlerin men ettiği şiddeti kendileri için hak ve helâl gördüler. Karmatîler, Hâricîler, Haşhaşîler, Babaîler için şiddet vazgeçilmez bir haktı.

Yeni Şafak Podcast
SÜLEYMAN SEYFİ ÖĞÜN - Ekonomi ve Türkiye Yüzyılı

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 11, 2023 6:38


Bâzen acı acı 1990'ların baskın söylemlerini hatırlarım. Duvar çökmüş, Sovyet Bloku dağılmış , milyonlarca insanın üzerinden resmî sosyalizmin ağır baskıları kalkmıştı. Tam bir özgürleşme esrikliği yaşanıyordu. Hegel'den aşırma bir kavramlaştırmayla da olsa, artık târihin amacına ulaştığını; hattâ târihin sonunun geldiğini iddia edenler bile vardı. Bu aynı zamanda kapitalizmin zaferiydi. Sosyalizm yenilmiş, onun muarrızı olan kapitalizm kazanmıştı. Bir müddet sonra gördük ki, bu özgürleşme rüzgârı bizzat kendisini kapitalist olarak târif eden coğrafyalarda da esmeye başladı. Batı'nın o mâhut sosyal devlet yapılanması onun yeni hedefiydi. Devletçi sosyalizmden sonra sosyal devletler de tasfiye edilmeli, kamucu siyâsetler mârifetiyle ekonomiye müdahale edilmesinin önüne geçilmeliydi. İddialarına göre ekonomiyi boğan siyâsal müdahalelerdi. Sosyal devletler bunun en kuvvetli ajanlarıydı. Eğer ekonomiler serbest bırakılıp, siyâsetlerin müdâhalesinden âzad edilirlerse, verimlilik artacak ve refah seviyesi yükselecekti. Ezcümle, siyâsetler ekonomiyi değil, ekonominin kanunları siyâsetleri belirleyecekti. Ekonominin zarûretleri özgürlüklerin bittiği yerdi. İmlenen, bu zarûretlerin başladığı yerde kuzulaşmak ve ekonominin ulu kanunlarına boyun eğmekti.

Yeni Şafak Podcast
Tamer Korkmaz - Seçmece tuhaflıklar, akla ziyan lakırtılar...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 31, 2023 4:19


Mister Kemal'in istifa etmesi için, acaba kaç seçim yenilgisi daha yaşaması gerekiyor? Evet, “Ben Kemal” yine gelemedi... Amma velakin, gitmiyor da! Hal böyleyken... İktidar, Bay Kemal'e ne kadar teşekkür etse azdır!  Bir defa daha kaybettiğini söyleyemiyor bile! Öylesine pişkin ki, sanki kazanmış gibi konuşuyor!  Kemal Bey'in yere göğe sığdıramadığı Batılı ülkelerde; bir, bilemediniz iki seçim kaybeden siyasi liderler istifalarını sunup sahneden çekiliyorlar. Ne var ki, Kılıçdarson onları bu konuda zinhar örnek almıyor!  Ekrem Müdafa İmamson ise “değişim” içerikli beyanlarıyla CHP genel başkanlığına oynayacağının işaretlerini veriyor. Günü gelir de, Kılıçdaroğlu'nun yerini alırsa şayet, Komprador Burjuvazi için kötü bir haberim var: –Boş çuval ayakta durmaz! AKŞENER'İN VAZİYETİ Saraçhane şovunda Ekrem kardeşinin boynuna atkı takan Pensilvanya Muhibbi Meral Abla... “13. Cumhurbaşkanı, Millet İttifakının adayı olacak!” diyerek iddialı konuşuyordu. Şimdilerde o laflarını hatırlamıyor!  “Masaya geri dönmekle nasıl bir siyasi yanlış yaptığını” görmüştür görmesine de... Dönülmez akşamın ufkunda artık, vakit çok geç!  “Ben sürekli ‘Seçilecek, kazanacak aday' diye ısrar ettim. İşte sonucu gördünüz, ben demiştim!” repliğini etrafındakilere ısrarla söyleyecektir! Amma velakin, “O vakit, neden masaya döndünüz?” yaman sorusuna verebileceği makul, ikna edici bir cevap yok!  İkinci büyük seçim yenilgisini alan Meral Hanım da istifayı düşünmüyor. Bırakmasını talep eden partililer olursa, muhtemelen olacaktır da... Onlara “İki turlu son seçimle birlikte şimdiye kadar tam 13 yenilgi alan Kemal Bey bırakmıyor da, ben mi bırakacağım? Gidin işinize!” diye sert çıkabilir! SİYASİ FIKRA Altılı Masa'nın ortaklarından DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, -lütfen, yazınızın ayarlarıyla oynamayınız- aynen şöyle dedi: “Bu seçim, kaybettiği zannedilen Millet İttifakı ile Sayın Kılıçdaroğlu'nun kazandığı bir seçimdir!” –Fıkra, bu kadar!  Washington Portakalı Cumhuriyet ise Kılıçdaroğlu için “Kaybederek, kazandı” manşetini attı! Ezcümle... Altılı Ganyan partileri de, eklentileri de, onların hararetli destekçileri de, bir türlü gerçeklerle yüzleşemiyor! ÇÖP TENEKESİNE GİDENLER

DJ Warna
45. Hard House Vinyl Mix B2B with EZC (Guest on His Hardcore Will Never Die Podcast)

DJ Warna

Play Episode Listen Later Mar 21, 2023 231:45


Up to nearly 4 hours of Hard House Anthem Bashing This is from when i was kindly invited by EZC for a B2B Guest Appearance, for a Hard House Bonus episode, on his renowned "Hardcore Will Never Die Podcast".

Hizmetten
"Hakir görülmemi Sana şikâyet ediyorum" | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Feb 9, 2023 5:49


Bu video 06/03/2016 tarihinde yayınlanan “Off Bile Demediler, Off Bile Demeyeceğiz!..” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel... “Ya Erhamerrahimîn! Sen hor ve hakir görülen biçarelerin Rabbisin; benim de Rabbimsin.. beni kime bırakıyorsun?!.” *Peygamber Efendimiz (aleyhi ekmelüttehâyâ) bilhassa Mekke döneminde çok büyük musîbetlerle karşı karşıya kalmıştır; kavmi tarafından yalanlanmış, işkencelere maruz bırakılmış, ölümle tehdit edilmiş ve hatta kendisine komplolar kurulmuştur. Diğer taraftan, kendisinin, ailesinin güzîde fertlerinin ve Ashâb-ı Kirâm'ın esaretten işkenceye, hastalıktan ölüme kadar pek çok imtihanına şahit olmuştur. Fakat Rehber-i Ekmel Efendimiz, hiçbir zaman kaderi tenkit manasına gelebilecek bir şikâyette bulunmamış; belki çok incindiği anlarda Mevlâ-yı Müteâl'e halini arz ederek O'nun rahmetine sığınmıştır. Ezcümle; bir ümitle gittiği Tâif'ten taşlanarak kovulunca, o müsamahasız atmosferden sıyrılıp bir ağacın altına iltica eder etmez, vücudundan akan kana, yarılan başına ve yaralanan ayaklarına aldırmadan Cenâb-ı Hakk'a el açarak söylediği sözler hem pek hazîn hem de kulluk âdâbı adına çok ibretâmizdir: اَللّٰهُمَّ إلَيْكَ أَشْكُو ضَعْفَ قُوَّتِي وَهَوَانِي عَلَى النَّاسِ، يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ أَنْتَ رَبُّ الْمُسْتَضْعَفِينَ وَأَنْتَ رَبِّي إلَى مَنْ تَكِلُنِي؟ إلَى بَعِيدٍ يَتَجَهَّمُنِي أَمْ إلَى عَدُوٍّ مَلَّكْتَهُ أَمْرِي. إِنْ لَمْ يَكُنْ بِكَ غَضَبٌ عَلَيَّ فَلاَ أُبَالِي، وَلَكِنْ عَافِيَتُكَ هِيَ أَوْسَعُ لِي. أَعُوذُ بِنُورِ وَجْهِكَ الَّذِي أَشْرَقَتْ لَهُ الظُّلُمَاتُ وَصَلَحَ عَلَيْهِ أَمْرُ الدُّنْيَا وَاْلآخِرَةِ مِنْ أَنْ تُنْـزِلَ بِي غَضَبَكَ أَوْ يُحِلَّ عَلَيَّ سَخَطُكَ. لَكَ الْعُتْبَى حَتَّى تَرْضَى وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِكَ “Allahım, güçsüzlüğümü, zaafımı ve insanlar nazarında hakir görülmemi Sana şikâyet ediyorum. Ya Erhamerrahimîn! Sen hor ve hakir görülen biçarelerin Rabbisin; benim de Rabbimsin.. beni kime bırakıyorsun?!. Kötü sözlü, kötü yüzlü, uzak kimselere mi; yoksa, işime müdahil düşmana mı? Eğer bana karşı gazabın yoksa, Sen benden razıysan, çektiğim belâ ve mihnetlere hiç aldırmam. Üzerime çöken bu musîbet ve eziyet, şayet Senin gazabından ileri gelmiyorsa, buna gönülden tahammül ederim. Ancak afiyetin arzu edilecek şekilde daha ferah-feza ve daha geniştir. İlâhî, gazabına giriftâr yahut hoşnutsuzluğuna düçâr olmaktan, Senin o zulmetleri parıl parıl parlatan dünya ve ahiret işlerinin medâr-ı salâhı Nûr-u Vechine sığınırım; Sen razı olasıya kadar affını muntazırım! İlâhî, bütün havl ve kuvvet sadece Sen'dedir.” *Hâşâ, biz Nebiler Serveri'nin kendi muhasebesini yaparken dile getirdiği bu ifadeleri lazımî manasıyla ele alamayız; bir yönüyle, O'nun kendi hakkındaki sözlerini zikrederken dahi su-i edepte bulunmuş sayılırız. Fakat O'nun tevazu, mahviyet ve kulluk edebine riayet gibi hasletlerini hesaba katarak meseleye baktığımızda, nefsini yerden yere vurduğunu, meseleyi -hâşâ ve kellâ- kendi yetersizliğine bağladığını ve Cenâb-ı Hakk'ın inayetine, vekâletine, kilâetine sığındığını görürüz. *Rasûl-ü Ekrem Efendimiz, Tâif dönüşü o hazin münacatı karşısında Hazreti Cebrail'in gelip “Ya Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem), istersen dağlar meleği şu dağı Taiflilerin başına geçirsin!” demesi karşısında adeta tir tir titremiş; “Hayır! Bu insanların neslinden yüz yıl sonra bile bir mü'min gelecekse, böyle bir şeyin olmasını istemem!” diye inlemişti. *Şimdi, Nebi bu işte!.. Sizin rehberiniz, pîşuvânız, pişdârınız bu!.. Arkasından gittiğiniz Zât bu!.. Dünyayı nura gark eden zat bu!.. Cennet'e giden yolları açan bu, Allah'ı tanıtan Zât bu!.. O'nun mülahazası buysa şayet, size, bize düşen vazife de o yolda sabit kadem olmaktır.

Yeni Şafak Podcast
Tamer Korkmaz - Boksör Mike Tyson, aslında kimlere sesleniyor?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Dec 21, 2022 3:13


"Bir parti, bir başka partinin iç işlerine karışmamalı! Her partinin kendi kuralları vardır.” ««« Bay Kemal bu sözleriyle Meral Hanım'a “Portakal, orda kal!” diyor. ««« Yani, “Bize İmamoğlu'nun adaylığını dayatamazsınız!” demeye getiriyor. MASA ÇATIRDIYOR Mister İmamson hakkındaki mahkeme kararına Almanya'da “yakalanan!” Herr Kılıçdarson... “Saraçhane'de Akşener'in de katıldığı buluşmayı sosyal medyadan öğrendiğini” söyledi! ««« Buna “çok bozulduğu” aşikârdır. ««« Meral Hanım, daha mahkeme kararı belli olmadan Ankara'dan İstanbul'a doğru otomobille yola çıkmıştı. ««« Saraçhane'deki o atkılı buluşmanın ve “çak bir beşlik” eşliğindeki neşeli, sevinçli kucaklaşmanın... “Akşener'in kendisini peynir ekmekle yemesi” anlamına geldiğini çok iyi biliyor, Bay Kemal! ««« Neredeyse iki lafının birinde İmamson için “İstanbul” vurgusu yapan Kılıçdarson... Bir bakıma “Gel bakalım Ekrem!” diyen Meral Hanım'a karşı... İmamoğlu'nun adaylığı bahsinde İP'in genel başkanına ısrarla ve dahi ihtimamla direnecektir! Bu tavrında, parti yönetimi ve teşkilatı ezici bir ekseriyetle arkasındadır. ««« Nitekim... “İmamoğlu'nun mahkemenin kararıyla aday olma olasılığını yükselttiğine” dair yorumlara... CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak “Adayımızı senaryolar değil, masa belirleyecek” demek suretiyle karşı çıktı. ««« “Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu görevine devam edecektir!” diyerek noktayı koydu. ««« Ezcümle... -Saraçhane akşamındaki siyasi rüzgârın yerinde yeller esiyor! BEKLENEN RESTLEŞME Altılı Ganyan masasındaki ortak adayın belirlenmesi aşamasında... Akşener'in Ekrem İmamoğlu için ısrar edeceğine kuşku yoktur. ««« Kılıçdaroğlu'nun ise bu teklifi kesinlikle kabul etmeyeceği bellidir. Dahası... Kendisinin ortak aday gösterilmesinde kararlı ve ısrarlı olacaktır! O vakit... Altılı Masa'dan, muhalefet partilerinin liderleri ile İmamoğlu ve Yavaş'ın –her biri için– Ortak Aday'lık şansı kalmayacaktır! ««« Meral Akşener'in... İmamoğlu'nu sevinçle kucaklarken... Her ne kadar kalpten gelen bir samimi davranış gösterse de... Aslında, son tahlilde “onu da yemesine

Mevlana Takvimi
KİŞİ ZEKÂTINI HANGİ GÜN VERMELİDİR? - 10 ARALIK 2022 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Dec 10, 2022 2:43


Günümüzde zekât verenlerin birçoğu Şer'an ne zaman zengin olduğunu ve zekât gününü bilmeden genellikle Ramazan ayında olmak üzere zekâtını vermektedirler. Acaba zekât vermesi gereken günü bilmeyenler yani hicri takvime göre ne gün zengin olduğunu, nisaba ulaştığını bilmeyen kişiler kendilerine Ramazan ayından bir gün seçebilirler mi, yoksa ne yapmalıdırlar? Kişinin kanaatinde şu gün “Şer'an zengin sayılacak nisaba ulaşmıştım” diye bir zan mevcut ise ona göre amel etmesi gerekir. Hatta şu ay gibi tahmini üç aşağı beş yukarı bir gün belirleyebiliyorsa ona göre amel eder. Veya da zengin olduğu tarihi yaklaşık olarak ifade edecek harici deliller, ipuçları veya herhangi bir belge, makbuz varsa ona göre hareket ederek zekât gününü belirlemesi gerekir. Bu günü; varsa, kendisinin devamlı verdiği bir gün yoksa günümüz teamüllerine binaen alışılagelmiş bir ay olan Ramazan ayından belirli bir gün olarak tespit etmesi gerekir. Artık belirlediği bu güne ömrünün sonuna kadar riayet etmelidir. O günden önce zekât verebilir. Fakat o güne göre zekâtını hesaplayacaktır. O gün borçlarını düşerek elinde olan para ve ticaret mallarını hesaplayacak ve zekâtını tespit edecektir. Artık yıl içerisinde kira olarak alacakları veya maaşının zekâtı nasıl olacak diye ayrı bir hesap yapmayacaktır. Ezcümle, her bir zengin Müslüman'ın zekât fıkhını gereği gibi uygulayabilmek için kendisine ait bir zekât günü belirlemesi gerekir. Allâhü Teâlâ kullarına zorluğu değil, kolaylığı murad eder. (Sualli-Cevaplı İslâm Fıkhı, c.3, s.282-283) PRATİK FIKHÎ BİLGİLER Hanefî mezhebinde; İmâm Ebî Hanîfe ve İmâm Ebû Yusuf'a göre kolonya kullanmakta bir sakınca yoktur. Fakat diğer mezheplerin ve İmâm Muhammed'in ihtilâfı da dikkate alındığında, ihtiyaç olmadığı durumlarda kolonya ve emsâli şeyleri kullanmamak ihtiyattır, diyebiliriz. Ayrıca kolonyanın değdiği mahalli yıkamak da bu ihtiyatın gereğidir. (Sualli-Cevaplı İslâm Fıkhı, c.1, s.320-321)

Hizmetten
Onlar sövmüşler, siz sövmeyin; onlar küfretmişler, etmeyin | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Dec 2, 2022 11:04


Bu video 01/05/2016 tarihinde yayınlanan “RAHMÂN'IN KULLARI” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel... Amerika'nın göbeğinde düzenlediğiniz Uluslararası Dil ve Kültür Festivali'ne olan büyük ilgi de aleyhinizdeki cinnet hareketlerinin maşeri vicdan tarafından reddedildiğini gösterdi. *Kötülükleri dahi iyilikle savmaya çalışmak bir mü'min ahlakıdır. Kur'an-ı Kerim'de bu husus farklı şekillerde nazara verilmektedir. Ezcümle, şöyle buyurulmaktadır: وَلَا تَسْتَوِي الْحَسَنَةُ وَلَا السَّيِّئَةُ اِدْفَعْ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ فَإِذَا الَّذِي بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ عَدَاوَةٌ كَأَنَّهُ وَلِيٌّ حَمِيمٌ “İyilikle kötülük bir olmaz. O halde sen kötülüğü en güzel tarzda uzaklaştırmaya bak. Bir de bakarsın ki seninle kendisi arasında düşmanlık olan kişi candan, sıcak bir dost oluvermiş!” (Fussilet, 41/34) *Size bakan insanlar gerçek Müslümanlığı görmeliler. “Karınca basmaz efendiler.. sineğe dokunmaz efendiler.. arının ölümü karşısında hıçkıra hıçkıra ağlayan insanlar.. bir yılanı öldürene karşı küs ilan eden insanlar; ekosistem karşısında bile bu kadar hassas davranan insanlar… Bunların insanlığa fenalık yapması, onlar için fena projeler oluşturması, onları realize peşinde koşturması kat'iyen mümkün değildir.” Bu hakikati anlamalılar. Arkadaşlarınız bunu belli ölçüde gösterdiler, sergilediler, ifade ettiler. İnşaallah bundan sonra da benlik girdaplarına takılmadan bu meseleyi ihlasla samimiyetle temsil ederler. *Onlar sövmüşler, siz sövmeyin; onlar küfretmişler, etmeyin; “paralel” demişler, demeyin; “sülük” demişler, demeyin!.. Bunların hiçbirisine maşerî vicdan dünyada inanmamıştır. Aklı başında olan insanlar, akıllarını peynirle yememişlerse, bunlara gülüp geçmişlerdir. Çünkü insanlık sizi süzdü, defaatle eleklerden geçirdi, sizi tam tanıdı. *Ben gitmedim, arkadaşların dar bir çerçevede ifade ettikleriyle haberdar oldum: Her şeye rağmen Amerika'nın göbeğindeki festivalde bile, insanlık bu meseleye karşı tavrını ortaya koydu. Neye rağmen? Paralar dökerek, buradaki bütün yabancı misyon şeflerini harekete geçirerek, “Aman buna mani olun, yaptırmayın!” demelerine rağmen!.. Maşerî vicdan bu türlü cinnet hareketlerini elinin tersiyle itti. “Hayır, bunlar insanlık adına çok önemli şeyler; biz bunların çehresinde insanlığı okuyoruz, bütün insanlığı kucaklamayı okuyoruz, kötülükleri iyilikle savma ahlak-ı âliye-yi İslamiye'sini okuyoruz.” dediler. https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Geocaching in 100 Sekunden
07.11.22 - Cache of the weekend: Die Flut

Geocaching in 100 Sekunden

Play Episode Listen Later Nov 7, 2022 1:36


Der Echtzeitcache "Die Flut" GC68CEC in Hamburg ist definitiv eine Reise wert. Dabei sind aber Köpfchen und Ausdauer gefragt und es gibt viel vorzubereiten. Wenn ihr nicht wisst, was ein EZC ist, hört doch mal HIER rein. --- Send in a voice message: https://anchor.fm/cacher-reisen/message

Hizmetten
“Yalana evet demeyin!” | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Sep 17, 2022 4:41


Bu video 06/11/2016 tarihinde yayınlanan " DEFİNEYE MÂLİK VİRÂNELER VE ÇAĞIN GARABETİ" isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel... Bize şah damarımızdan daha yakın olan Allah'a kurbetin yolu kendi uzaklığımızı aşmamızdan geçer. Kudsî hadis olarak rivayet edilen bir mübarek söz: “Ey insanoğlu! Nefsini bilen Beni bilir. Beni bilen, Beni arar. Beni arayan, mutlaka Beni bulur. Ve Beni bulan, bütün arzularına ve dahasına nâil olur. Nâil olur ve Benden başkasını Bana tercih etmez!” Evet, hadis-i kudsî diye rivayet ediliyor; hadîs-i kudsî diye. Kur'an-ı Kerim'de bu meseleyi te'yid eden hususlar var; mesele pozitif yanıyla ele alınarak veya negatif yanıyla ele alınarak. Ezcümle, نَسُوا اللهَ فَأَنْسَاهُمْ أَنْفُسَهُمْ “Onlar Allah'ı unuttukları için, Allah da öz canlarını kendilerine unutturdu.” (Haşir, 59/19) Onlar, Allah'ı unuttular, göz ardı ettiler; Allah da onlara, unutma mukabelesinde bulundu. Buna “mukabele” denir, belagat ilmine göre; “müşâkele” de diyebilirsiniz. Onlar nasıl O'nu unuttular, O da öyle bir mukabelede bulundu. O'nu bilme, çok önemlidir. O'nu bilmeme, O'ndan kopma demektir; kendi uzaklığımızı hazırlama demektir. O, bize, şah damarından daha yakındır. Cismaniyetimiz, hayvaniyetimiz, beşerî garîzelerimiz ve hevâ-i nefsimiz açısından uzaklığı biz kendimiz icat ediyoruz. Aşmamız gerekli olan da “kendi uzaklığımız”dır. O, yakındır; o Yakın'a (celle celâluhu) yakın olmanın yolu, kendi uzaklığımızı aşmaktan geçer. Kendi uzaklığına takılan ne kadar çok insan var!.. Hüsn-ü zanna binaen, namazını kılan/kaçırmayan, orucunu tutan, hacca giden, yalan söylemeyen, iftira etmeyen, zulümde bulunmayan, irtikâpta bulunmayan, ihtilasta bulunmayan şahıslar hakkında “Bunlar, yakınlıklarını koruyan insanlar!” diye düşünmek lazım. Böyle düşünmek, حُسْنُ الظَّنِّ مِنْ حُسْنِ الْعِبَادَةِ “Hüsn-ü zan sahibi olması, kişinin kulluğunun güzelliğindendir.” fehvasınca, mü'minin hüsn-ü zannının gereğidir ve o en güzel bir ibadettir.

Yeni Şafak Podcast
Tamer Korkmaz - Tencere-kapak, Pelosi, Barkey, KPSS, cinayet!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 8, 2022 3:39


15 Temmuz 2016 darbe girişiminin başarısız olmasından sonra yurtdışına kaçan FETÖ mensubu Deniz Kurmay Albay Mustafa Koç Amerikan vatandaşı olmuş. Sosyal medya hesabından “Hayatımda yeni bir devre mi? Umarım. Artık yeni bir bayrağım var” diye yazmış. Amerikan bayrağıyla poz verdiği fotoğrafını da paylaşmış, Paralel Hain... Yani, tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş! « Vatanımıza kasteden Fetullahçılar, TSK içinde konuşlanmış bir nevi Amerikan Askerleri idi... Şimdi, Paralel kaçaklardan biri işte bu vaziyeti resmiyete geçirdi. -Resmen “Amerikan Malı” oldu! YERİ GELMİŞKEN Kaşar CIA ajanı Graham Fuller'ın talebesi Henri Barkey'in Şubat 2017'de söylediklerini hatırlayalım: “Türkiye ile NATO arasındaki asıl problem, 15 Temmuz'un ardından 100'den fazla general ve amiralin Türk Ordusu'ndan atılmasıdır. Ordu ile münasebeti kesilenler, ABD'ye yakın ve NATO'ya inanan komutanlardı. Onların yerlerine gelen subayların milliyetçi tavırda olduklarını görüyoruz. Bu durum, Türkiye-NATO ilişkileri açısından tehlikelidir.” « Mister Barkey mi; 15 Temmuz (2016) günü Büyükada'daki Splendid Otel'de yapılan gizli toplantıya katılanlar arasında yer alıyordu. İki gün sonra otelden ayrılırken... Resepsiyona üzerinde “Pennsylvania” yazılı bir “çan” bırakmıştı! DEMOKRASİ İLLÜZYONU Tayvan'ı ziyaret ederek ABD ile Çin'i savaşın eşiğine kadar getiren Nancy Pelosi şöyle dedi: “Tayvan'da ve tüm dünyada demokrasiyi koruma kararlılığımız değişmemiştir.” « Bunu söyleyen ABD Temsilciler Meclisi'nin Başkanı... Türkiye'deki 15 Temmuz darbe teşebbüsünün başarısız olmasından dolayı büyük hayal kırıklığı yaşayanlardan biriydi. Haydut ABD'nin FETÖ'sü eliyle, Türkiye'nin Demokrasisi askıya alınmak istenmişti! « ABD “dünyada demokrasinin hamisi” rolünü oynamayı pek seviyor. Oysa... Yerküremizin herhangi bir tarafında “kendi kontrolünden çıkan” bir ülkenin demokrasisini hedef almak, bunların devlet politikasıdır. « Washington'dakiler, demokrasiyi korumaktan söz ettiğinde irkilmek gerekiyor. Çünkü “Demokrasiyi getireceğiz” dedikleri ülkelere bomba yağdıran ve milyonlarca masumu katleden bunlardır. Piyonlarına yaptırttıkları darbelerle de “hedef aldıkları ülkelerin demokrasilerini” vuruyorlar. KONTRA ATAK Son KPSS Skandalı... FETÖ'nün kripto unsurlarıyla gerçekleştirdiği bir operasyondur. « “FETÖ gitti ama bakın sorular yine çalınıyor” dedirterek destekledikleri muhalefet eliyle faturayı iktidara kestiriyorlar. Bir diğer yandan da, “Halen daha güçlüyüz. İstediğimizi yaptırabiliyoruz” demek istiyorlar. FETÖ'nün kontra atağında “meydan okuyan” bir saldırı var! « Ezcümle... Sınavlar bahsinde FETÖ temizliğinin eksikliği aşikârdır.

Yeni Şafak Podcast
Tamer Korkmaz - Ödü Kopan Miço, Tatilci İmamson, Zombi Boris, Bunak Baydın; alayı bu filmde...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 13, 2022 3:52


Ülkü Ocakları Başkanı'nın Devlet Bahçeli'ye hediye ettiği harita, Atina'yı fena korkuttu. Girit dâhil pek çok adanın Türkiye'ye ait olarak yer aldığı... “Denizlerdeki Misak-ı Millimiz” başlıklı harita, Miçotakis'e resmen “üç buçuk” attırdı! Ege'deki adaları uluslararası anlaşmalara aykırı olarak silahlandıran Yunanistan'ın... Şovmen Başbakanı, ikide bir Türkiye'ye “kabadayılık” taslıyordu. Miço, MHP liderine hediye edilen haritayı görünce kafayı yedi! Twitter'dan aynen şöyle zırladı, Miçotakis: “Bu harita, aşırılıkçıların ateşli rüyası mı, yoksa Türkiye'nin resmi politikası mı? Başka bir provokasyon mu, yoksa gerçek hedef mi? Erdoğan, küçük koalisyon ortağının son maskaralıklarına dair tutumunu netleştirmeli.” KONUŞAN HARİTA Devlet Bahçeli, bir süre önce Erdoğan'a bir harita hediye etmişti... Şimdi de kendisine hediye edilen manidar bir harita var... İkisini birlikte düşünmek gerekiyor. Bunlar fantastik işler değil: Derin anlamlar taşıyor! Mesela, Ege Haritası üzerinden... Batı'nın Şımarık Veledi Yunanistan'a, Bir G Günü'nde başlarına gelecek olanları haber veriyor, Bahçeli! EKREM TATİLOĞLU İstanbul'daki son selde, Mr.İmamson yine yoktu; Fethiye'de tatildeymiş... İstanbul'u uzaktan kumandayla yönetiyor! Başkan, vaktiyle “Müdafa” olan soyadını İmamoğlu'na çevirdiği için... Her falsosunda zaruri soyadı değişikliğine gidiyoruz! -Ekrem “Tatiloğlu” dememiz bundandır. BAŞKANLIK KARİYERİ İstanbul'daki son selde Fethiye tatilinde... Kar fırtınasında İngiliz büyükelçi ile balık ziyafetinde... Elazığ depreminde, Erzurum'da kayakta! Göreve başladığında, İstanbul'daki ilk sel felaketinde ise Bodrum tatilindeydi. Ezcümle: Üç yıllık İBB reisliğinde müthiş bir kariyer! Hal böyleyken... Bu akla ziyan kariyeri, tersinden tercüme etmek gerekiyor: “Dilek & Ekrem İmamson, İstanbul'umuzu o kadar beğendiler ki; bir dahaki tatilde yine ziyarete gelecekler!” ASPARAGAS RÜYA Ha, bu arada... “Millet İttifakının Cumhurbaşkanı Adayı” ilan edilme hayaliyle yanıp tutuşan Ekrem “Tatiloğlu” İmamson...

Yeni Şafak Podcast
Tamer Korkmaz - Kontrollüler!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 7, 2022 5:07


Ekrem İmamson, Türkiye'yi İngilizlere şikâyet etmiş! Financial Times gazetesine “Erdoğan bir kez daha seçilirse, görevden alınabilirim!” demiş... CHP Sözcüsü Faik Öztrak ise İmamson'a şu sözlerle “Portakal, orada kal!” mesajı verdi: “Erdoğan bir daha seçim kazanamayacağına göre, endişeye de mahal yoktur... İBB Başkanımız, yeni dönemde belediye hizmetlerini çok daha rahat yerine getirecektir.” Ezcümle... Kemal Bey'in Dublajcısı; İmamson'a “Aday değilsin!” demeye getirdi. EVVELİYAT Beş buçuk ay öncesine gidersek... Ekrem Müdafa Bey'in, İngiltere Büyükelçisi ile balıkçıda görüşürken

Yeni Şafak Podcast
Süleyman Seyfi Öğün - Batı kamuoylarının hâl-i pür melâli

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 22, 2022 5:34


Ekonomiyi iyi bilen bir ahbabım, bir defâsında bana, biraz da muzip bir edayla, “Ekonomi dediğin , sağından bak arz; solundan bak taleptir” demişti. Derinlikler, çok defâ basit gibi görünen bir şeylerin içinden gelir. Bu, basit; lâkin derinlikli ifâdeyi zaman içinde anladığımı zannediyorum. Modern dünyâya her boyutuyla şekil veren kapitalizm de, kendisini üretim ve tüketim aksında ortaya koyar. Üretim ve tüketim kavramları, arz ve talebin bir başka yüzüdür. Lâkin burada bir ince meseleye dikkât etmek gerekir. Üretim ve tüketim sâdece kapitalizme has değildir. Târih, tekmil, bir üretim ve tüketim târihidir. Kapitalizme has olan hâdisenin, bu ikisi arasındaki dengesizliği akıl almaz bir şekilde derinleştirmek ve içinden çıkılmaz hâle getirmesi olmalıdır. Binlerce senelik zaman içinde, insanlığın ortaya koyduğu üretim, ne fazlaca artmış, ne de azalmıştır. İnkaların uzun târihi içinde üretim hacmi sarsıcı artışlar yaşamış mıdır? Veyâ 5000 senelik târihi içinde kadim Çin'in veyâ Mısır'ın üretimi, “şuradan buraya geldi” kabilinden tantanalı bir grafik gören var mı? Haydi o kadar uzağa gitmeyelim; mirasçısı olduğumuz Osmanlı'nın üretim hacmindeki artışlar, fetihlerle kazanılan yeni toprakların üretim süreçlerine eklemlenmesinin hâricinde bir karşılık bulmaz. Kapitalizm, üretim sürecini, özgür fiyatlama ve değişim değerini yaygınlaştırarak ve kârın maksimizasyonu ilkesi ile kamçılayarak “sonsuza” evriltti. Bununla iribatlı olarak bilimler ve teknolojiler çılgınca desteklendi. Neticede, bilhassa sanayi kapitalizmi üzerinden üretim hacmi hem nitelik hem de nicelik olarak insafsızca şişti. Kapitalizme eşlik eden temel sâik kârın maksimizasyonu olduğu için bu büyüme, bilhassa emek olmak üzere mâliyetleri baskılayarak hayâta geçirildi. Ezcümle, üretim veyâ arzdaki şişme, potansiyel talebin baskılanması üzerinden gerçekleşti. Modern târihin, insanlığı geçici bolluk devirleri ile buhranlar arasında yaşamaya mahkûm eden temel çatlağı da budur. Kapitalizm- akılcılık ilişkisi şâibelidir. Onun için bâzı felsefecilerin çıkıp, Batı aklına düzdüğü övgüleri, en hafifinden târih umursamazlığı ile açıklayabiliriz. Bilhassa, modern felsefe, bilim seviyesinden Batı aklına yapılan övgüler üzerinden, olsa olsa derindeki akıl dışılığı örtmek adına kozmetik sayılabilecek bir gayrettir. Arz ile talep, yâni üretim ile tüketim arasındaki çelişkiyi gidermek için bugüne kadar üç temel çözüm yolu hayâta geçirildi. İlk ikisi, daha evvelki pek çok yazımda belirttiğim üzere, “savaş” ve “yeniden bölüşüm”dür. İlkinde talep bastırılmakta, ikincisinde ise üzerindeki barajın kapakları bir miktar açılarak serbestleştirilmektedir. Modern demokrasiler bu kapak kaldırmanın fonksiyonudur. Arzdaki fazlayı, orta sınıflaşmalara emdirmektir bu. Ama bu da yetmedi. Kapitalizm, nihâyet üçüncü yol olarak ABD mahreçli, borç kapitalizmi olarak da tescil edilen , kitleleri krediler üzerinden borçlandırarak tüketimi azgınlaştırmak yolunu seçti. Tüketim kapitalizmi veyâ tüketim toplumu olarak târif gören bu süreçler, aslında kapitalizme mündemiç derin bir çelişkinin farklı sûretleri olarak anlaşılmalıdır. Pekiyi, mesele çözüldü mü? Hayır. Bir defâ ister yeniden bölüşüm üzerinden olsun, ister borçlandırma ağları üzerinden olsun, açığa çıkarılan tüketim hâdisesi bizzât üretim süreçlerinin altını oymaya başladı. Açalım: Yeniden bölüşüm kapitalizmi, emeği donattığı garantiler üzerinden onu uyuşturdu. (1960'larda yaygınlaşan uyuşturucu meselesi sâdece bir ilâç meselesi değil, aynı zamanda kültürel bir meseleydi).

Yeni Şafak Podcast
Yusuf Kaplan - Ramazan, ümmîleşme seyrüseferi; bayram, ümmetleşme zaferi!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 1, 2022 4:49


Ramazan, arınma ve toparlanma iklimi, yenilenerek doğrulma ve yeniden doğma mevsimi... Diriltici bir ümmîleşme seyrüseferi: Zihni, kirlerden temizleme; insanı, özüne döndürme, kendine getirme; özetle, taze bir ruhla donanma seferi... Bayramsa, toparlayıcı, kenetleyici ve yekvücut kılıcı ümmetleşme zaferi: Taze bir heyecanla ve kanatlandırıcı bir neşeyle seküler / bölmeli zamanı durdurma, bütün ayrıcalıkları ortadan kaldırarak bütünleşme, hâlleşme, helâlleşme, rahmetleşme, kardeş olma ve coşma zemini... Bugün bir bayram yazımı taze bir ruhla yenileyerek sizlere sunuyorum. ZAFERE ODAKLANMAK HEZİMETLE, SEFERDE OLMAK SAMİMİYETLE SONUÇLANIR... İnsanın varoluş amacı, zafer değildir. Amaç, zafer olduğunda, sonuç hezimet olacaktır. Ontolojik olarak kaçınılmazdır bu. Maksadı zafer olan insan, samimiyetini yitirir, kendini herkesin ve her şeyin önüne geçirir ve hakikati bitirir. Aslolan samimiyettir; samimiyet, bizatihî seferde olma hâli'dir ve hakikat, seferde olanlara lütfedilir. ÜMMÎLEŞEREK DOĞRULUR, “YALNIZLAŞARAK” KENDİNİ VE HAKİKATİ BULUR İNSAN... Ümmîleşme, “yalnızlaşma”, yalnızlaşarak “kendini hatırlama, kendine b/akma” demektir aslında: Kendine doğru sefere çıkma, içine yönelme, kendine çeki düzen verme, kendini hatırlama, kendine ulaşma ve hakikati bulma kaygısı... Başka zamanlarda hayatın akışına kapılır, oraya buraya sürüklenir ve kendini unutur insan: Hakikati unutur: Yaratıcı'yı unutur... Ramazan'da durur: İçine yönelir ve durulur: Kendini bulur... Yapıp ettiklerini, her şeyi muhasebeye koyulur... İtikâf, işte bu yüzden emrolunmuştur... Ancak o zaman insan, nefsinin insanı kendinden, kendi hakikatinden ve bizatihî hakikatin kendisinden, kendi fıtratından ve özünden uzaklaştıran tuzaklarından kurtulur... “Yalnızlaşarak” ümmîleştikçe, kendini bulur insan: “Yalnızlaşarak” ümmîleştikçe, kirlerinden arınır, nefsinden uzaklaşır; özüne, kendine, özgürlüğüne, kendi hakikatine ve hakikatin hakikatine yaklaşır... “Yalnızlaşmak”, kişinin kendiyle başbaşa kalmasıdır, ilk bakışta. Ama gerçekte “yalnızlaşmak”, kişinin kendinden başkasıyla, Yaratıcı'yla başbaşa kalmasıdır aslında: Yaratıcı'yla buluşması... İNŞA ÇABASI İMHA EDER, İBADET KAYGISI İHYA EDER... Tanpınar'dan esinle ve besinle söylersek: Mü'min, inşa etmez, ibadet eder: Maddeye, imanın nurunu, hakikatin ruhunu nakşeder; eşyaya ancak o zaman tasarruf eder. İbadet, kurucu bir eylem değil, kurtarıcı bir eyleyiş'tir. İnşa'da mücadele vardır; ibadet'te mücahede. Ne muazzam, ne muazzez, ne muhteşem bir seyrüsefer hâlidir mücahede: Kişi hem ibadet eder, kulluk vazifesini ifa eder; hem emanet'i üstlenen mü'min olarak halife olma yükümlülüğünün yüklediği Hakk'a vekâlet mükellefiyetini yerine getirir, yeryüzünde emniyeti teminat altına almaya girişir; hem de bu seyrüseferin sonucunda yenilenir, temizlenir ve kendine gelir. İnşa çabasının gerisinde zafer hırsı yatar: Merkezde, ben / ego vardır: İnsanın eşyayı, dünyayı, hatta insanları, başkalarını yenme, tahakkümü altına alma patolojisi hükmünü icra eder alttan altta... O yüzden inşa çabası, insanın samimiyetini yok eder. O yüzden yaşanabilir bir dünya inşa edemez inşa çabasıyla çabalayıp duran beşer. Şaşar. Ve imha eder her şeyi, sonuçta... Oysa ibadet'in kaygısı, sürekli sefer hâlinde olmaktır; sefer'de, ben / ego, merkezde değildir. O yüzden benini, nefsini yenebilen; çıkarlarını düşünmeyen; başkalarını, başkalarının iyiliğini, hayrını, güzelliğini düşünen insanların işidir sefer. Ezcümle: Bütün ibadetlerin özetlendiği, örneklendiği bir ümmîleşme mevsimidir Ramazan. Bütün ibadetlerin bidayeti ümmîleşmek, nihayeti ümmetleşmektir. Bu zihin açıcı meseleyi, ayrı

Yeni Şafak Podcast
Tamer Korkmaz - Hesap içinde hesap, oyun içinde oyun...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Apr 13, 2022 3:52


Mansur Yavaş, Cumhurbaşkanı adaylığı bahsinde bugüne kadar itina ile “topa girmedi!” “İsabetli bir strateji” tutturdu. « Gelgelelim... Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ çıktı: “Mansur Yavaş'ı Cumhurbaşkanı Adayı olarak gördüklerini” pat diye söyleyiverdi! « Bu çıkış, adayını henüz belirlememiş olan Altılı Ganyan cephesini dalgalandırdı. « Yavaş, önceki gün İP lideri Akşener ile görüşmesinin ardından medyaya aynen şöyle dedi: “Ben, siyasetin içinde bir insan değilim. Kendimi kamu görevlisi olarak görüyorum... Açıklamalar, benim rızam dışındadır... Görevimin başındayım... Bir Belediye Başkanı, seçildiği andan itibaren sadece işini yapmalı...” OYNATALIM Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın sözlerinden, şu hususları çıkarmak mümkündür: BİR: Özdağ'ın açıklamasından “memnun olduğu” kat'iyyen söylenemez! İlk duyduğu anda: “Beni öne sürerek ne yapmaya çalışıyor, bu Ümit Özdağ?” demiş bile olabilir. İKİ: Kendisini sahaya çekme gayretlerine karşı “topa girmeye” niyeti yok... Stratejisini bozup da bir anlamda ofsayta düşmek istemiyor! ÜÇ: Asıl işinin dışında ne varsa yapan Ekrem İmamson'a dolaylı olarak “inceden” dokunduruyor. ASLINDA NEDİR? “Ümit Özdağ, bir taşla yedi kuş birden vurdu” diyenler oldu. Oysa... Bu çıkıştaki asıl hedefin “Ters Manyel” yöntemiyle Yavaş'a tuzak kurmak olduğunu hesaba katmak gerekir. Topa girmekten özenle kaçınan Yavaş'a, Özdağ'ın dublajıyla “Mansur, pabucu yarım; çık dışarı oynayalım” denildi! « Peki, sahnenin arkasındaki bu sufle veya replik kime aittir? Ekrem İmamson'a “Mavi Boncuk” taktığı düşünülen Güç Odağına (Kompradorlara) ait olabilir mi, mesela? ŞU HUSUS YANILTMASIN Şayet, burada Özdağ'ın siyasal çizgisinin bu malum odakla örtüşmediği öne sürülürse, işte bu yüzeysel bir değerlendirme olacaktır. –Film makarasını, yakın yıllarda Kapalı Kapıların Ardında olup bitenlere doğru şöyle bir sarmamız; derine inmek bakımından kâfi gelecektir de, bugünkü konumuz o değil! PÜF NOKTASI Şöyle bir düşünelim... –Özdağ'ın “Adayımız Yavaş” çıkışı; İP'ten kavgalı ayrıldığı Akşener'e ne hissettirir? « Teklif ettiği adayı kabullenip de, Zafer Partisi liderine “siyasal güç” vermeyi aklının ucundan bile geçirmeyeceğine göre... -Malum çıkış; Akşener'i nereye, hangi potansiyel adaya daha ziyade yaklaştırır? « Cevabı bulmamız, hiç de zor değildir: Heyecanla “İkinci Fatih!” ilan ettiği... Üstüne, ablasının “yüzünde Rabbi yessir gördüm” dediği... Ezcümle, şu ana kadar adaylığına sıcak baktığı, yeşil ışık yaktığı Ekrem kardeşine... –İyi'ce yaklaştırır, Meral Akşener'i! GÖSTERMELİK ABD ve İngiltere ile AB büyükelçilerinin gözbebeği Ekrem İmamson'un “Benim de adayım Kılıçdaroğlu'dur” açıklaması yasak savma kabilindedir. İmamson'un göstermelik bu lafı, adaylık ibresinin Kemal Kısakılıçdaroğlu'na döndüğü manasına falan gelmiyor. ADAY “FISILDAYAN” KARARGÂH Evet, Mister Kemal “aday olmayı” acayip istiyor. Çünkü: Cumhurbaşkanı seçilmeyi ikinci turda Çantada Keklik yani garanti görüyor!

Yeni Şafak Podcast
Süleyman Seyfi Öğün - Coğrafyalar üzerine âfâkî bir yazı...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Apr 6, 2022 5:29


“Coğrafya kaderdir” lâfı, hanidir dillere pelesenk oldu. Pek çok stratejist bu lâfı, olur olmadık yerlerde kullanıyor. Bahsedilen coğrafyanın ne olduğu husûsuna gelindiğinde ise her kafadan başka bir ses çıkıyor. Kimileri Ortadoğu'dan, kimileri Yakındoğu'dan, kimileri de Avrupa veyâ Asya'dan bahsediyor. Ezcümle, gâliba aslında coğrafyamızdan pek de emin değiliz. Lâfa îtibâr edecek olursak, yâni eğer coğrafya kaderse, herkesin keyfe mâyeşâ târif ettiği, emin olunmayan bir coğrafya ,ister istemez emin olunmayan bir kader doğuracak demektir. Bir coğrafyadan emin olmak, en başta onun maddî çevresinden, meselâ iklimi veyâ bitki örtüsünden emin olmayı icap ettirir. Trakya ve Marmara havâlisi bu îtibârla Balkanlar'dan uzun boylu bir farklılık göstermez. Balkanlar, Trakya ve Marmara'da devâm eder. Ege ise, tabiî dokusu cihetinden komşumuz Yunanistan'ın tıpkısının aynısıdır. Akdeniz havâlisi olarak bildiğimiz kuşak ise, Kıbrıs, Sûriye, Lübnan, Malta, Mısır, Libya, temil güneyleriyle Fransa, İspanya, İtalya, kuzeyleriyle de Tunus ve Cezâyir'in deniz ile bağlantılı kuşağından hiç de farklı değildir. Karadeniz ise, bu havâlide yer alan bir kısım Balkan coğrafyaları ve bilhassa Kafkasya ile örtüşür. İç Anadolu'nun bozkırları ve kesif dağları ise, Asya'yı çağrıştırır. Modernleşme süreçleri, fizikî coğrafya bilgisi ile siyâsal veyâ coğrafya bilgisinin derin kopukluğunu armağan etti bizlere. Modern siyâsal - kültürel oluşumlar fizikî coğrafyanın ortaklıklarından, yakınlıklarından beslenen târihsel mukadderat bağlarını, ilişki ve etkileşimleri aşındırdı. Kadim siyâsal ve kültürel oluşumlar, elbette mutlak olarak değil, lâkin modern olanlar ile kıyaslandığında fizikî coğrafyanın sunduklarıyla daha fazla uyuşumluydu. Modern siyâsal haritalar, farklı jeokültürel bagajlara sâhip olan modern ideolojilere göre şekillendi. Bu şekillenme ise târihsel mukadderat bağlarını hiçe saydı, ektiği husûmet tohumlarıyla bunları paramparça etti. Hâsılı coğrafya kader olmaktan çıktı. Coğrafyalara sun'i, başka başka mukadderatlar giydirildi. Konumuza dönelim... Türklerin coğrafyası bir veçhesi olan Batısıyla Avrupa'yı; diğer veçhesi olan Doğusuyla Asya'yı çağrıştırır. Osmanlı mülkü düşünüldüğünde ise Rumeli ve Anadolu alt coğrafyaları olarak, Türkler hem Avrupa hem de Asya arasındadir. Moda tâbirle bu, herkesin ezbere bildiği bir konumlanmadır. Mesele bu konumlanmanın zihinlerde nasıl bir temsil karşılığı olduğuyla alâkalıdır. Kimileri Türkiye'yi Batı ile Doğu arasında bir köprü olarak değerlendirir. Çift yoruma açıktır bu bakış. Türkiye ne Doğudur ne de Batıdır hükmü de çıkarılabilir; Türkiye hem Doğudur hem de Batıdır hükmü de. Köprü metaforu deşildiğinde, içinde bir tuhaflık, hattâ tâlihsizliğin yattığı hemen anlaşılabilir. Köprü araçsal bir varlıktır. Üzerinden gelinir geçilir. Köprü, ne gelene ne de gidene âittir. Olsa olsa üzerinden geçilir. Bu benzetmenin biraz da bu geliş geçişlerden nemâlanmayı bekleyen basit bir fırsatçılığın mahsulü olduğunu düşünürüm.

Christian Medical and Dental Association of Nigeria - CMDA Nigeria

EZC 2019 - Conference Theme Song

theme songs conference theme ezc
Christian Medical and Dental Association of Nigeria - CMDA Nigeria
EZC 2019 - Career Pursuit - Residency or Academia or Industry or What

Christian Medical and Dental Association of Nigeria - CMDA Nigeria

Play Episode Listen Later Jan 19, 2022 49:28


EZC 2019 - Career Pursuit - Residency or Academia or Industry or What

Christian Medical and Dental Association of Nigeria - CMDA Nigeria
EZC 2019 - CMDA Secretariat - Dr. Chukwuebuka Ugwu

Christian Medical and Dental Association of Nigeria - CMDA Nigeria

Play Episode Listen Later Jan 19, 2022 18:34


EZC 2019 - CMDA Secretariat - Dr. Chukwuebuka Ugwu

Christian Medical and Dental Association of Nigeria - CMDA Nigeria
EZC 2019 - Excelling in family dynamics and relationships

Christian Medical and Dental Association of Nigeria - CMDA Nigeria

Play Episode Listen Later Jan 19, 2022 98:55


EZC 2019 - Excelling in family dynamics and relationships

Christian Medical and Dental Association of Nigeria - CMDA Nigeria
EZC 2019 - Fulfilment! Purpose driven life for career positioning - Prof. Chima Onoka

Christian Medical and Dental Association of Nigeria - CMDA Nigeria

Play Episode Listen Later Jan 19, 2022 30:39


EZC 2019 - Fulfilment! Purpose driven life for career positioning - Prof. Chima Onoka

Christian Medical and Dental Association of Nigeria - CMDA Nigeria
EZC 2019 - Going global - the best of both worlds. Prof. Martin Meremikwu

Christian Medical and Dental Association of Nigeria - CMDA Nigeria

Play Episode Listen Later Jan 19, 2022 51:01


EZC 2019 - Going global - the best of both worlds. Prof. Martin Meremikwu

Christian Medical and Dental Association of Nigeria - CMDA Nigeria
EZC 2019 - In the footsteps of the great physician - Dr. Valentine Oje

Christian Medical and Dental Association of Nigeria - CMDA Nigeria

Play Episode Listen Later Jan 19, 2022 75:57


EZC 2019 - In the footsteps of the great physician - Dr. Valentine Oje

Kardelen
İktisat bereket sebebi ve güzel geçim vesilesidir; zillet ve sefaletten korur [Risale-i Nur - 027 | İktisat Risalesi - 3]

Kardelen

Play Episode Listen Later Jul 9, 2020 24:16


https://www.youtube.com/watch?v=Z6EBjtx9aX8 ON DOKUZUNCU LEM'A - DÖRDÜNCÜ NÜKTE "İktisat eden, maişetçe aile belâsını çekmez" meâlindeki لاَ يَعُولُ مَنِ اقْتَصَدَ hadis-i şerifi sırrıyla, "iktisat eden, maişetçe aile zahmet ve meşakkatini çok çekmez." Evet, iktisat kat'î bir sebeb-i bereket ve medar-ı hüsn-ü maişet olduğuna o kadar kat'î deliller var ki, had ve hesaba gelmez. Ezcümle, ben kendi şahsımda gördüğüm ve bana hizmet ve arkadaşlık eden zatların şehadetleriyle diyorum ki: İktisat vasıtasıyla bazan bire on bereket gördüm ve arkadaşlarım gördüler. Hattâ dokuz sene (şimdi otuz sene) evvel [1926'da] benimle beraber Burdur'a nefyedilen reislerden bir kısmı, parasızlıktan zillet ve sefalete düşmemekliğim için, zekâtlarını bana kabul ettirmeye çok çalıştılar. O zengin reislere dedim: "Gerçi param pek azdır. Fakat iktisadım var, kanaate alışmışım. Ben sizden daha zenginim." Mükerrer ve musırrâne tekliflerini reddettim. Câ-yı dikkattir ki, iki sene sonra, bana zekâtlarını teklif edenlerin bir kısmı, iktisatsızlık yüzünden borçlandılar. Lillâhilhamd, onlardan yedi sene sonra, o az para, iktisat bereketiyle bana kâfi geldi, benim yüz suyumu döktürmedi, beni halklara arz-ı hâcete mecbur etmedi. Hayatımın bir düsturu olan "nâstan istiğnâ" mesleğini bozmadı. Evet, iktisat etmeyen, zillete ve mânen dilenciliğe ve sefalete düşmeye namzettir. Bu zamanda isrâfâta medar olacak para çok pahalıdır. Mukabilinde bazan haysiyet, namus rüşvet alınıyor. Bazan mukaddesât-ı diniye mukabil alınıyor, sonra menhus bir para veriliyor. Demek, mânevî yüz lira zararla maddî yüz paralık bir mal alınır. Eğer iktisat edip hâcât-ı zaruriyeye iktisar ve ihtisar ve hasretse, اِنَّ اللهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ ["Şüphesiz ki rızık veren, mutlak kudret ve kuvvet sahibi olan ancak Allah'tır." Zâriyat Sûresi, 51:58] sırrıyla, وَمَا مِنْ دَۤابَّةٍ فِى اْلاَرْضِ اِلاَّ عَلَى اللهِ رِزْقُهَا ["Yeryüzünde hareket eden hiçbir canlı yoktur ki, onun rızkını vermek Allah'a ait olmasın." Hûd Sûresi, 11:6] sarahatiyle, ummadığı tarzda, yaşayacak kadar rızkını bulacak. Çünkü şu âyet taahhüt ediyor. Evet, rızık ikidir: Biri hakikî rızıktır ki, onunla yaşayacak. Bu âyetin hükmü ile, o rızık taahhüd-ü Rabbânî altındadır. Beşerin sû-i ihtiyarı karışmazsa, o zarurî rızkı herhalde bulabilir. Ne dinini, ne namusunu, ne izzetini feda etmeye mecbur olmaz. İkincisi, rızk-ı mecazîdir ki, sû-i istimâlâtla hâcât-ı gayr-ı zaruriye hâcât-ı zaruriye hükmüne geçip, görenek belâsıyla tiryaki olup, terk edemiyor. İşte bu rızık taahhüd-ü Rabbânî altında olmadığı için, bu rızkı tahsil etmek, hususan bu zamanda çok pahalıdır. Başta izzetini feda edip zilleti kabul etmek, bazan alçak insanların ayaklarını öpmek kadar mânen bir dilencilik vaziyetine düşmek, bazan hayat-ı ebediyesinin nuru olan mukaddesât-ı diniyesini feda etmek suretiyle o bereketsiz, menhus malı alır. Hem bu fakr u zaruret zamanında, aç ve muhtaç olanların elemlerinden ehl-i vicdana rikkat-i cinsiye vasıtasıyla gelen teellüm, o gayr-ı meşru bir surette kazandığı parayla aldığı lezzeti, vicdanı varsa acılaştırıyor. Böyle acip bir zamanda, şüpheli mallarda, zaruret derecesinde iktifa etmek lâzımdır. …

Mevlana Takvimi
HZ. MAHMUD SÂMÎ RAMAZANOĞLU (K.S.)-5 - 10 Ocak 2020 Mevlana Takvimi

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Jan 10, 2020 2:35


Gönüller sultânı Hazret-i Sâmî (k.s.), kalbin Kur'ân-ı Kerîm'de beş sınıf olarak beyân edildiğini anlatırlardı. Ezcümle: 1- Ölü Kalb, 2- Hastalıklı Kalb, 3- Gâfil Kalb, 4- Zâkir Kalb, 5- Ma‘nen Diri (hayy) Kalb. Kalbimizi her türlü hastalık ve tehlikelerden koruyacak birinci şartın zikru'llâha devâm olduğunu her defasında tekrâr tekrâr beyân buyururlardı. Bunun da, az yiyip oruç tutarak ve şartlarına riâyetle yapılırsa netice hâsıl olacağını bildirirlerdi. Çünkü kul, hadîs-i şerîfte beyân buyurulduğu üzere: “Kişi kalben zikre muvaffak olursa şeytân me'yûs olarak geri çekilir; zikirden gâfil olursa kalbe yeniden girer.” “Allâh azîmüşşânı kalben zikreden ile zikretmeyenin farkı cesed dirisi ile ölüsünün farkı gibidir.” buyururlardı. Bu yüzden insanlar, kendilerini Allâh (c.c.)'yü ve O'nun zikrini hatırlatanlarla berâber olmaya çağrılıyordu. Tevbe Sûresi'nde Cenâb-ı Hakk: “Ey îmân edenler, Allâh'tan korkun da sâlih ve sâdıklarla beraber olun.” diye emrediyor. Sâlihlerden bu dünyâda istifâde olacağı gibi kabirde ve mahşerde de istifâde olunacağını tefsîr ve hadîslerden misâllerle anlatırdı, Hazret-i Sâmî (k.s.). Bu husûsta kendilerine âit şu menkîbeyi anlatırlardı: “Çocukluğumda kız kardeşim yürüyemiyordu. Yakınlarımız Pozantı'ya yakın bir köyde Kaplanca Dede adlı bir zât var, kızı ona götürün, inşâallâh onun vesîlesi ile Allâh (c.c.) şifâ verir, dediler. Ben, annem ve kız kardeşim o zâtın türbesine gittik. Geceyi orada geçirdik. Gece bir ara kız kardeşim bağırarak uyandı. Annem: “- Kızım ne var, ne oldu, niye bağırdın?” dedi. Kız kardeşim: “- Anne şu kabirdeki dede kalktı, geldi benim kalçamın üzerine oturdu.” dedi. Bu hâlden sonra yürüyemeyen kız kardeşim Allâh (c.c.)'ün izni ile ayağa kalktı yürüdü. Ömrü boyunca da bir daha ayağı ağrımadı.” İşte sâlihlerden bi-iznillâh “kabirdeki istifâde.” Not: Yazının devamı 10-15 Şubat tarihlerindedir. **(www.ramazanoglumahmudsamiks.com)**

House On Wax
House On Wax #27

House On Wax

Play Episode Listen Later Jun 20, 2016 61:27


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

House On Wax
House On Wax #26

House On Wax

Play Episode Listen Later Jun 6, 2016 63:38


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

House On Wax
House On Wax #25

House On Wax

Play Episode Listen Later May 31, 2016 56:28


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

House On Wax
House On Wax #24

House On Wax

Play Episode Listen Later May 23, 2016 59:41


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

House On Wax
House On Wax #23

House On Wax

Play Episode Listen Later May 23, 2016 60:17


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

House On Wax
House On Wax #22

House On Wax

Play Episode Listen Later Jan 20, 2016 60:39


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

House On Wax
House On Wax #20

House On Wax

Play Episode Listen Later Dec 14, 2015 86:23


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus. Live Radio Show With Mark Biggus

House On Wax
House On Wax #20

House On Wax

Play Episode Listen Later Oct 12, 2015 123:33


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus. Live Radio Show With Mark Biggus

House On Wax
House On Wax #19

House On Wax

Play Episode Listen Later Jul 3, 2015 80:00


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

House On Wax
House On Wax #18

House On Wax

Play Episode Listen Later Jun 10, 2015 121:39


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus. Live Radio Show With Jason Warner

House On Wax
House On Wax #17

House On Wax

Play Episode Listen Later Apr 25, 2015 76:05


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus. Live Radio Show With Mark Biggus

House On Wax
House On Wax #16

House On Wax

Play Episode Listen Later Apr 18, 2015 65:41


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

House On Wax
House On Wax #15

House On Wax

Play Episode Listen Later Mar 19, 2015 60:56


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

House On Wax
House On Wax #14

House On Wax

Play Episode Listen Later Feb 22, 2015 63:03


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

House On Wax
House On Wax #13

House On Wax

Play Episode Listen Later Feb 10, 2015 101:38


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

House On Wax
House On Wax #10

House On Wax

Play Episode Listen Later Dec 19, 2014 64:04


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

House On Wax
House On Wax #09

House On Wax

Play Episode Listen Later Dec 12, 2014 56:43


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

House On Wax
House On Wax #08

House On Wax

Play Episode Listen Later Dec 5, 2014 76:12


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

House On Wax
House On Wax #07

House On Wax

Play Episode Listen Later Nov 28, 2014 51:15


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

House On Wax
House On Wax #06

House On Wax

Play Episode Listen Later Nov 21, 2014 65:52


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

House On Wax
House On Wax #05

House On Wax

Play Episode Listen Later Nov 14, 2014 58:06


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

House On Wax
House On Wax #04

House On Wax

Play Episode Listen Later Nov 7, 2014 59:45


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

House On Wax
House On Wax #03

House On Wax

Play Episode Listen Later Oct 31, 2014 59:25


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

House On Wax
House On Wax #02

House On Wax

Play Episode Listen Later Oct 24, 2014 63:42


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

House On Wax
House On Wax #01

House On Wax

Play Episode Listen Later Oct 17, 2014 73:00


The biggest club hits of the 90's, mixed by EZC and Biggus.

Edinburgh Zombie Club
Eurocrime Podcast

Edinburgh Zombie Club

Play Episode Listen Later Jun 6, 2010 72:43


A bit late with this one but I hope you’ll forgive us. This month we cover two EZC evenings, Eurocrime and 1974 as well as announcing our upcoming all day event. There’s even going to be a special guest there. More info in the podcast and here as well, once I get around to typing […]