Podcasts about cennete

  • 46PODCASTS
  • 198EPISODES
  • 16mAVG DURATION
  • 1MONTHLY NEW EPISODE
  • May 26, 2025LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about cennete

Latest podcast episodes about cennete

Mevlana Takvimi
AKRABA İLE ALAKAYI KESMEK- 26 MAYIS 2025-MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later May 26, 2025 2:40


İslam dini, akrâbalar arasındaki ilişkilerin sağlam, sıcak ve devamlı olmasını, akrâbaların birbirine hem maddi hem manevi her konuda destek olmayı ve birbirlerinin haklarını gözetmeyi emreder. Kim ki yakınları ile ilgisini keser, kendilerine üstünlük taslar, iyilik ve zengin olduğu halde yardım etmez ise, Cennete girmekten mahrum kalır. Resûlullâh (s.a.v.) Allâhü Teâlâ'nın kudsî bir hadiste şöyle buyurduğunu bildirir: “Ben Rahman'ım, Rahman da hısımlıktır. Her kim ki ona (sıla-i rahme) bağlı bulunursa ben de onu (rahmetime) erdiririm. Kim ki ondan alakasını keserse ben de ona rahmetimi keserim.”Bir hadîste Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Her hangi bir ferdin zayıf yakınları bulunur da onlara yardım etmez ve sadakalarını başkalarına verirse Allâh sadakasını kâbul etmez, kıyâmet günü de kendisine iltifat buyurmaz.” Şayet fakir iseler kendilerini ziyaret etmek ve durumlarını araştırmakla haklarına riayet edilmelidir. Çünkü Peygamberimiz (s.a.v.): “Yakınlarınızla, selâm göndermekle de olsa ilgileniniz” buyurmuştur. Resûlullâh (s.a.v.): “Kim ki Allâh'a ve âhiret gününe I etti ise sılâ-i rahimde bulunsun” Peygamber (s.a.v.)'e bir bedevî ya Resûlullâh (s.a.v.): “Beni cennete yaklaştıracak ve cehennemden uzaklaştıracak şeyi, bana bildir.” Peygamber (s.a.v.): “Allâh'a ibâdet edersin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmazsın, namazı kılarsın, zekâtı verirsin, akrâbaya iyilik edersin.” buyurdu. Resûlullâh (s.a.v.): “Kim rızkının bol olmasını ve ömrünün uzamasını severse, sıla-i rahim yapsın” buyurdular. Bir başka hadisinde ise “Sıla-i rahmi terk etme ile azgınlık günâhını işleyenin -âhirette ona hazırlanan azabla berâber- dünyada Allâh'ın acele olarak cezasını vermeye bunlardan daha lâyık bir günâh yoktur.”(Imâm Şemsüddin ez-Zehebî,İslâm Şeriatinde Büyük Günâhlar, s.48-50)

Mevlana Takvimi
CENNETE İLK GİRECEK ZÜMRE-05 NİSAN 2025-MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Apr 5, 2025 2:48


Hâkk (c.c.): “İnsanoğlu başıboş bırakıldığını mı zannediyor.” (Kıyâmet s. 36) buyuruyor. Bu dünyaya koyun gibi yiyip içip uyumaya gelmedik. Kulluk mükellefiyetimiz var. Yoksa kırık çömleğe döneriz. Ne tekrar toprak ne de yeniden çömlek oluruz. Yine Kur'ân-ı Kerîm'de: “Siz zanneder misiniz ki abes yaratıldınız” (Mü'minûn s. 115) buyuruluyor. İşe yaramayan yaşlı sığırları salıverirler. Bizim de bu durumda olmamamız lâzımdır. Boynumuzda kulluk halkası var. Cenâb-ı Hâkk, insanı mükerrem sıfatla yaratmış ve onu en büyük şerefle süslemiştir. İnsan “Ahsen-i Takvim” üzere yaratılmıştır. Bu yaratılmışların en şereflisi olan insan, sayısız nimetlere gark edilmiştir. Râbbül âlemin ayet-i kerîme'de; “Nimetlerimi tek tek saymak isteseniz, saymakla bitiremezsiniz.” (İbrahim s. 34) buyuruyor. Elhamdülillah, Hakk Teâlâ Hazretlerinin maddî ve manevî birçok nimetleri içinde yüzüyoruz. Bu yüzden bol bol Allâh (c.c.)'a hamdetmeliyiz. Râbbimiz, Kur'ân-ı Kerîm'de; “Eğer şükrederseniz ziyadeleştiririm (artırırım).” (İbrahim s. 7) buyuruyor.Cenâb-ı Hâkk'a bir defa duâ ve yakarışta bulunmak ve hamdetmek bütün dünya nimetlerinden üstündür. Çünkü dünya nimetleri geçici, Cenâb-ı Hâkk'ı zikir bakidir. Burada Cenâb-ı Hakk'ı zikirle ve ona hamd ile meşgul olanlar yarın kıyamet gününde altı yerde Cenâb-ı Hâkk'a hâmdedeceklerdir; 1. “Ey günâhkârlar bugün mü'minlerden ayrılın.” (Yâsîn s. 59) fermanı ile mahşer günü mücrimler, salihlerden ayrıldıkları zaman, 2. Mizanda sevâbları günâhdan ağır gelip beraat ettikleri zaman, 3. Sırat köprüsünü geçtikleri zaman, 4. Ebedî hayat suyu ile yıkandıkları zaman, 5. Cennete dahil oldukları zaman, 6. Hâkk (c. c.)'un mükemmel güzelliğini gördükleri zaman. Hakk cümlemizi bu ihsanlara mazhar olan kulları zümresine ilhâk buyursun (Âmîn). (Hz. Mahmud Sami Ramazanoğlu, Tasfiye-i Kalb ve Tezkiye-i Nefs,S.1)

Kerem Önder
Cennetteki kadınlar? - Vâkia 35, 38 tefsiri / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Feb 1, 2025 52:04


“Biz onları (kadınları) yepyeni bir yaratılışta yarattık.” Vakia 35 “Onları bâkireler yaptık.” “Kocalarına âşık yaşıtlar yaptık” “Bütün bunlar sağdakiler içindir.” Vakia 38 Allah, iki ruh yarattı. Birini dumanın içine koydu ve ona "Cin" dedi. Diğerini toprağın içine koydu ve ona "İnsan" dedi. Her ikisini de sınav etmeye devam ediyor... Abdullah b. Mes'ûd hazretleri şöyle demiştir: İyi olsun, kötü olsun, herkes için ölüm hayırlıdır. Çünkü, eğer insan iyi ise Yüce Allah böyleleri hakkında şöyle buyurmuştur: "Allah katındaki ni'metler, iyiler için daha hayırlıdır.” (Âl-i İmrân - 198) Eğer söz konusu olan kötü bir kimse ise, Yüce Allah böyleleri hakkında da şöyle buyuruyor: "Onlara mühlet vermemiz sadece daha çok günâha girmeleri içindir. Onlar için yüz kızartıcı bir azâb vardır" (Âl-i İmrân - 178) “Şuna da şaşılır ki, her gün, her gece ölüp dirilip dururken ba'si (yeniden dirilmeyi) inkâr eder...” (Razi) Ümmü Seleme, Peygamber (s.a.s)'e bir gün "Ya Rasûlüllah! dünyada ki kadınları mı, yoksa cennetteki hûrîler mi daha iyidir?" diye sorar. Rasûlüllah (asm); "Dünyadaki kadınların üstünlüğü, yüzün astara üstünlüğü gibidir." diye cevap verir. Ümmü Seleme; "Niçin?" deyince o (asm), şöyle cevap verir; "Dünyadaki kadınlar namaz kıldıkları, oruç tuttukları ve birçok ibadetlerde bulundukları için." (Tabarânî) "Kim üç kere Allah'dan Cenneti isterse bizzat Cennet; "Allah'ım! Bu adamı Cennet'e koy." der. Buna karşılık kim üç kere kendisini Cehennem'den uzak tutması için Allah'a yalvarırsa bizzat Cehennem; "Allah'ım! Bu adamı Cehennem'den uzak tut!" der." Cennetin tek nimeti din kardeşlerinin buluşması ve biraraya gelmesi bile olsa, Cennete girmek sırf bu yüzden mutlu ve sevindirici bir olay olurdu. Oysa, orada daha bir çok sayısız bağış vardır. "Cennet'te öyle çarşılar vardır ki, oralarda alış-veriş yapılmaz. Cennetlikler bu çarşılarda öbek öbek biraraya gelerek biribirlerine dünya hayatının nasıl geçtiğini, Allah'a nasıl ibâdet ettiklerini, dünyada fakirlerin ve zenginlerin nasıl yaşadıklarını, ölümün nasıl olduğunu ve uzun bir imtihan döneminden sonra nasıl Cennet'e girebildiklerini anlatırlar."

Mevlana Takvimi
ALLÂHÜ TEÂLÂ'YA HÂMD - 05 OCAK 2025 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Jan 5, 2025 2:26


Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Meşrû' işlere Allâh'a hamd ile başlanmazsa hayır ve bereketi kesilir.” “Allâh'a hamdetmek şükrün başıdır. Allâh'a hamdetmeyen bir kul O'na şükür etmemiştir.” “Cenâb-ı Hakk'ı senâ için elhamdülillâh demek, yâhûd Allâh'a hamd etmek zikirlerin efdalidir.” “Cenâb-ı Hakk'a en çok şükür edeniniz, insanlara teşekkürde kusur etmeyeninizdir.” “Allâh'a hamd ile başlanmayan herbir söz kesiktir.” “Cennete ilk girecek zümre «Hammadûn» zümresidir; yani Cenâb-ı Hakk'a çok hamdedip çok şükredenler.” “Hiçbir tarafı müstesnâ olmamak üzere bütün dünyâ ümmetten sâdece bir adama verilse ve sonra bu kimse ‘Elhamdülillâh' dese, muhakkak ki bu ‘Elhamdülillâh' bütün hepsinden daha kıymetli, daha efdal olurdu.” Cenâb-ı Hakk, insanı mükerrem sıfatla yaratmış ve onu en büyük şerefle süslemiştir. İnsan “Ahsen-i Takvim” üzere (en güzel sûrette) yaratılmıştır. Bu en şerefli mahlûku sayısız nimetlere gark etmiştir. Râbb'ül âlemin Âyet-i Kerîme'de; “Nimetlerimi tek tek saymak isteseniz, saymakla bitiremezsiniz.” (İbrâhîm s. 34) buyuruyor. Elhamdülillâh, Hakk Te'âlâ Hazretleri'nin maddî ve manevî birçok nimetleri içinde yüzüyoruz. Bu yüzden bol bol Allâh (c.c.)'a hamdetmeliyiz. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyuruyorlar: “Cenâb-ı Hakk'ın ni'metlerine hamd ü senâ, insanı ni'metin zevâlinden, elden çıkmasından emîn kılar, korur.” Not: Şükür, gelen bir nimet karşılığı memnuniyet göstermektir. Hamd ise herhangi bir nimet karşılığı olmaksızın yapılan senâdır. (Hz. Mahmûd Sâmi Ramazânoğlu (k.s), Tezkiye-yi Nefs, Tasfiye-yi Kalb, 2-3.s.;Duâlar ve Zikirler 69-

Sn.Adnan Oktar
Mümin ölür ölmez cennete mi gider?

Sn.Adnan Oktar

Play Episode Listen Later Dec 31, 2024 2:38


Öyle bir bekleme safhası yok. Toprak altında kalan beden bildiğin çürümüş bir beden, orqanik madde.... O mezarda insan yok... Ruhu derhal ya cennete, ya cehennem geçer....

Kur'an-i Kerim Tefsiri
036-HADIS CENNETE GOTUREN - Ali Kucuk

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Dec 23, 2024 50:06


036-HADIS CENNETE GOTUREN - Ali Kucuk by Hasan Göktaş

Mevlana Takvimi
ALLÂH (C.C.)'UN CENNETE SOKMAYACAĞI SINIF - 02 KASIM 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Nov 2, 2024 2:33


Hz. Ömer (r.a.)'in Peygamberimiz (s.a.v.)'e nisbet ettirdiği bir hadiste şöyle buyrulmuştur: “İnsanlar dinar ve dirhem hırsına kapılır, alışverişte birbirilerini aldatır, sığırların kuyruklarına tâbi olur yani ekme biçme işlerine dalar, Allâh yolunda cihadı terk ederlerse, Allah belâ indirir. Dinlerine dönüp, şeriata uygun şekilde yaşamadıkları sürece o belâyı kendilerinden kaldırmaz.” Resûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bir toplumda faiz yaygınlaşırsa muhakkâk içlerinde delilik çoğalır, bir millette zinâ zuhur ederse, içlerinde ölümler (farkedilir derecede çok ölüm) belirir. Bir kavim, tartı ve ölçüde hile yaparsa Allâh kendilerinden yağmuru keser (senelerce kıtlığa maruz kalırlar).” Şöyle rivâyet olunmuştur: “Bir beldede zina ve faiz yaygınlaştığı vakit, Allahü Teâlâ o beldenin yıkılmasını buyurur.” Bir hadîs-i şerifte şöyle buyurulur: ... Faiz yiyen kimse öldüğü andan kıyâmete kadar kan kırmızısı bir nehirde yüzdürülerek azâb olunur. Dünyada biriktirdiği haram mal kendisine zorla yutturulur. Kıyâmete değin kabirdeki azâbı budur. (Buharî) Allâh (c.c.)'un cennete sokmayacağı sınıflardan birinin de “faiz yiyenler” olduğu hadîs-i şerifte zikredilmiştir. Faiz yiyenler, faiz yemede çeşitli hilelere saptıklarından köpek ve domuz suretinde haşrolunacakları ifade olunmuştur. Nitekim eski kavimlerden biri, cumartesi günü balık avlamaları yasak edilince sahtekârlığa başvurarak cumartesi günü kanallar kazıp bu kanallara düşen balıkları pazar günü avlamaları üzerine hilelerinin cezası olarak Allâh (c.c.) tarafından maymuna dönüştürülmüşlerdi. Allâh (c.c.)'a hilekârların hud'aları (hileleri) saklı kalmaz. Hadis-i şerifte şöyle rivâyet etmiştir: “Allâh faiz yiyene, yedirene, faize şahidlik edenlere ve yazanlara lânet etsin! Bunlar kıyâmete değin Peygamber'in lânetine uğramışlardır.” (Tirmizî) (İmâm Zehebî, Büyük Günâhlar, s.64-65)

Kur'an-i Kerim Tefsiri
Muhammed Suresi 1-18 Tefsiri Ali Kucuk N095 M047

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Oct 5, 2024 57:16


MUHAMMED SÛRESİ 1-18 MEALİ - N095 M047 Medine'nin ilk yıllarında nâzil oldu. Bedir harbinden önce mü'minleri harbe hazırladığı için bir ismi de "Kıtal sûresi" olan bu sûre ikinci âyette Muhammed ismi geçtiği için "Muhammed sûresi" diye isimlendirilmiştir. 38 âyettir. Harp sözü geçince baygınlık geçiren münafıklardan, davar sürüsüne benzetilen kâfirlerden bahseder. Küfrün iktidar olması halinde yeryüzünün bozulacağı, aileler arasındaki bağların kopacağını da haber verir. Yardımlaşmayı teşvik eder. Cimriliğin zararını yine cimrinin çekeceğini bildirir. بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. 1 İnkâr edenlerin ve Allah yolundan alıkoyanların amellerini (Allah) boşa çıkardı. 2 İman edip, ameli salih işleyenlere ve hakkın ta kendisinin, Rablerinden Muhammed'e indirildiğine iman edenlere gelince, onların günahlarını afvetti ve durumlarını düzeltti. 3 Bu, kâfirlerin batıla uymaları, iman edenlerin de Rablerinden olan hakka uymaları sebebiyledir. İşte Allah insanlara bu gibi misaller verir. 4 Kâfirlerle (harpte) karşılaştığınız zaman, hemen boyunlarına vurun. Onları sindirdiğiniz zaman bağı sıkı bağlayın (esirleri yakalayın). Ondan sonra, ya karşılıksız salıverin veya fidye karşılığında salıverin. Harp bütün ağırlıklarını bırakıncaya (harp sona erinceye) kadar bu böyledir. Allah dileseydi onlardan intikam alırdı. Ancak bu bazınızı bazınızla denemek içindir. Allah, yolunda öldürülenlerin amellerini boşa çıkarmayacaktır. 5 Onlara yol gösterecek ve durumlarını düzeltecek. 6 Onları tarif ettiği Cennete koyacak. 7 Ey iman edenler, eğer siz Allah'a yardım ederseniz, O da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar. 8 Kâfirlere gelince, onlar için yıkım vardır ve amellerini boşa çıkarmıştır. 9 Bu, Allah'ın indirdiklerini beğenmemeleri sebebiyledir. (Allah) onların amellerini boşa çıkardı. 10 Yeryüzünde gezip, daha öncekilerin akıbetinin nasıl olduğuna bakmadılar mı? Allah onları yerle bir etti. Bu kâfirler içinde benzerleri vardır. 11 İşte böyle. Allah iman edenlerin mevlâsıdır. Kâfirlerin mevlâsı yoktur. 12 Şüphesiz Allah, iman edip ameli salih işleyenleri altından ırmaklar akan Cennetlere koyacaktır. Kâfirler ise (bu dünyada) faydalanırlar, davarların yediği gibi yerler. (Ahirette) Onların yeri ateştir. 13 Seni şehrinden çıkaranlardan daha kuvvetli olan nice şehirleri helâk ettik de, onları kurtaran olmadı. 14 Apaçık bir delil üzerine olan kişi, hevasına uyan, yaptığı kötülük kendisine güzel gösterilen gibi olur mu? 15 Müttakilere va'd olunan Cennetin durumu şudur: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere lezzet veren şarap ırmakları, süzülmüş bal ırmakları vardır. Onlar için orada her türlü meyve ve Rablerinden mağfiret vardır. Hiç bu (Cennettekiler), ateşde ebedi kalan, kaynar su içirilen ve bağırsakları parça parça edilen gibi olur mu? 16 Onlardan bir kısmı seni dinler. Yanından çıkınca kendilerine ilim verilenlere: "O, biraz önce ne söyledi?" dediler. Allah onların kalplerini mühürledi de onlar hevalarına uydular. 17 Doğru yolu bulanlara gelince, Allah onların hidâyetini artırdı ve onlara takvalarını verdi. 18 Onlar (kıyamet) saatinin ansızın gelmesini mi bekliyorlar? Şüphesiz onun şartları geldi. Onlara (saat) geldiğinde öğüt almaları neye yarar? https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/muhammed-suresi-1-18-tefsiri

Kur'an-i Kerim Tefsiri
Hadid Suresi 20-29 Tefsiri Ali Kucuk

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Sep 30, 2024 64:17


*57 HADÎD SÛRESİ 20-29 MEALİ Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 20 İyi bilin ki, dünya hayatı bir oyun, eğlence, süs, aranızda öğünme, mal ve evlatta çoğalma yarışıdır. Bitkisi, çiftçinin hoşuna gittiği yağmur gibidir. (O bitki) olgunlaşır, sen onu sapsarı görürsün. Sonra çerçöp olur. Ahirette şiddetli azap vardır, Allah'tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı aldanma metâ'ından başka bir şey değildir. 21 Rabbinizden bir mağfirete ve genişliği gök ile yer genişliği gibi olan, Allah'a ve peygamberlerine iman edenlere hazırlanan, Cennete doğru yarış yapınız. Bu, Allah'ın dilediğine verdiği bir lütufdur. Allah büyük lütuf sahibidir. 22 Yeryüzünde ve nefislerinizde bir musibet gelmişse, biz onları yaratmadan önce bir kitapta (yazılmış) dır. Şüphesiz bu, Allah'a çok kolaydır. 23 (Her şeyi yazdı) Ki, kaybettiğinize yerinmeyesiniz, size verdiklerine de sevinmeyesiniz, Allah kendini beğenen, çok öğünen kimseleri sevmez. 24 Onlar cimrilik yaparlar ve insanlara da cimriliği emrederler. Kim (Allah'ın emirlerine) sırt dönerse şüphesiz Allah zengindir, öğülmüştür. 25 Yemin olsun ki, insanlar adaletle ayakta dursunlar diye, Peygamberlerimizi apaçık delillerle gönderdik ve yanlarında kitap ve (adalet) terazisini indirdik. Demiri de indirdik. Onda (demirde) şiddetli bir sertlik ve insanlar için faydalar vardır. Allah'a ve peygamberlerine gıyaben (görmediği halde) kimin yardım edeceğini belli etmek için (bunları indirdi). Şüphesiz Allah güçlüdür, galiptir. 26 Yemin olsun ki biz Nuh'u ve İbrahim'i Peygamber olarak gönderdik. Peygamberliği ve kitabı onların zürriyeti içinde kıldık. Onlardan bir kısmı hidâyeti buldu, bir çoğu da yoldan çıktı. 27 Sonra onların izleri üzerinde, art arda peygamberlerimizi gönderdik. Arkalarından Meryem oğlu İsa'yı gönderdik. Ona İncil'i verdik. Ona uyanların (Nasara'nın) kalplerine şefkat ve merhamet koyduk. Uydurdukları ruhbanlığa gelince, biz onu onlara yazmadık. Allah'ın rızasını aramak için yaptılar. Fakat buna da hakkıyla riâyet edemediler. Onlardan iman edenlerin mükâfatını verdik. Onların bir çoğu ise fasıktır. 28 Ey iman edenler, Allah'tan sakının ve Peygamberine iman edin ki, size rahmetinden iki kat versin, kendisiyle yürüyebileceğiniz bir nuru sizin için kılsın ve sizi afvetsin. Allah afvedicidir, merhamet edicidir. 29 Ehli Kitap, Allah'ın lütfundan hiçbir şeye güçlerinin yetmeyeceğini, lütfun Allah'ın elinde olduğunu ve onu dilediğine vereceğini bilmezlik etmesinler. Allah büyük lütuf sahibidir. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/hadid-suresi-20-29-tefsiri-ali-kucuk

Sn.Adnan Oktar
Cennete hazırlık nasıl yapılır?

Sn.Adnan Oktar

Play Episode Listen Later Sep 20, 2024 1:29


Cennete hazırlık sadece samimiyyetledir. Bakın bütün anormallik ne biliyormusunuz? İnsanın en büyük hatası, tüm belanın tek nedeni Allahdan şübhe etmesidir. Başka hiç bir bela yoktur. Ana konu budur.... Allahtan hiç şüphe olmaması lazım...

Kur'an-i Kerim Tefsiri
Nisa Suresi 11-19 Tefsiri - Ali Kucuk N092 M004

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Sep 12, 2024 56:53


*4 NİSA SÛRESİ 11-19 MEALİ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. 11 Allah, evlatlarınız hakkında, erkeğe iki kadın hissesi kadarını tavsiye eder. Eğer (erkek çocuk olmaz da) kadınlar ikiden fazla iseler, terekenin üçte ikisi onlarındır. Eğer kadın tek başına ise yarısı onundur. Eğer ölenin çocuğu varsa anne ve babasından her birine terekenin altıda biri vardır. Şayet ölenin çocuğu yoksa, anne ve babası ona varis olur. Annesi için üçte bir vardır. Eğer ölenin kardeşleri varsa annesine altıda bir vardır. (Bu hisseler) yaptığı vasiyyet ve borcu yerine getirildikten sonradır. Babalarınız ve çocuklarınızdan hangisi faydalı olmada size daha yakındır bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından belirlenmiş hisselerdir. Muhakkak Allah doğruyu en iyi bilen ve emirleri en sağlam ve hikmetli olandır. 12 Eğer ölen kadınlarınızın çocuğu yoksa, miraslarının yarısı sizindir. Şayet onların çocukları varsa, vasiyyet veya borçların ödenmesinden sonra geriye kalan malın dörtte birisi sizindir. Eğer sizin çocuğunuz yoksa geriye bıraktığınız malın dörtte biri kadınlarınızındır. Şayet çocuğunuz varsa yaptığınız vasiyyet veya borçlarınızdan arta kalanın sekizde biri onlarındır. Eğer bir erkek veya kadına kelâle olarak (baba ve evladı olmadan) varis olunursa, (anadan) erkek veya kız kardeşinden her birine altıda bir vardır. Eğer (kardeş) birden fazla olursa vasiyeti ve borcu ödendikten sonra kimseye zarar vermeden üçte birde ortaktırlar. Bunlar Allah'tan bir vasiyyettir. Allah alim'dir, halim'dir. 13 İşte bunlar Allah'ın koyduğu sınırlarıdır. Kim Allah'a ve Resulü'ne itaat ederse, onu altından ırmaklar akan Cennete koyacaktır. Orada ebedi olarak kalacaklardır. İşte büyük başarı budur. 14 Kim Allah'a ve Rasülü'ne isyan ederse ve sınırlarını aşarsa, onu ebedi olarak ateşe sokar. Ve onun için alçaltıcı azap vardır. 15 Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara, sizden dört şahit isteyin. Eğer şahitlik yaparlarsa, ölünceye kadar veya Allah onlara bir çıkış yolu verinceye kadar evlerde tutun. 16 İçinizden bu fuhşu yapanların her ikisine de eziyet ediniz. Eğer tevbe ederler ve durumlarını düzeltirlerse onlara eziyetten vazgeçin. Elbette Allah tevbeyi kabul edendir, rahîm'dir. 17 Bilmeden kötülük yaptıktan sonra hemen tevbe edenlerin tevbesini kabul etmek ancak Allah'a aittir. Allah onların tevbesini kabul eder. Allah alîm'dir, hakim'dir. 18 Ölüm kendilerine gelinceye kadar kötülük yapıp da, ölüm anında: "Ben şimdi tevbe ettim" diyenle, kâfir olarak ölenlerin tevbesi kabul değildir. Biz onlara elem verici azap hazırladık. 19 Ey iman edenler, kadınlara zorla varis olmak size helâl değildir. Apaçık fuhuşla gelmedikçe onlara verdiğinizin (Mehrin) bir kısmını götürmeniz için onları sıkıştırmayın. Onlarla hoşça yaşayın. Eğer onlardan hoşlanmıyorsanız, umulur ki, Allah hoşlanmadığınız şeyde birçok hayır kılmıştır. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/nisa-suresi-11-19-tefsiri-ali-kucuk

Mevlana Takvimi
CENNETE İLK GİRECEK OLANLAR- 13 TEMMUZ 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Jul 13, 2024 2:50


Cennet ehli cennete, cehennem ehli de cehenneme girdiğinde Resûlullâh (s.a.v.) ve mü'minler Allâh (c.c.)'a yönelirler ve derler ki: “Ey Rabbimiz! Bu kardeşlerimiz dünyada iken “La ilâhe illallâh” diyorlardı, bizimle beraber oruç tutuyorlar ve bizimle birlikte namazlarını edâ ediyorlardı. Böyle iken onları günâhları sebebiyle cehenneme attın.” Allâh (c.c.) onlara cevâben: “Gidiniz ve oradan tanıdıklarınızı çıkarınız” der. Mü'minler giderler ve suretlerinden tanıdıklarını oradan çıkarırlar ve şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bize emrettiğin kimseleri oradan çıkardık. Orada artık tanıdığımız kimse kalmadı. Allâh (c.c.): “Kalbinde bir dinar ağırlığında imânı olan kim varsa gidin oradan çıkarın” der. Onlarda gider ve çıkarırlar. Allâh (c.c.): “Kalbinde hardal tanesi ağırlığında imânı olan kim varsa gidin oradan çıkarın” der. Onlar da gider çıkarırlar. Daha sonra onları hayat nehrine atarlar ve yeniden hayat bulmalarını sağlarlar. Resûlullâh (s.a.v.) cehennemden en son olarak çıkarılıp cennete girecek olan kimseyi de bizlere şöyle haber vermiştir: “Cehennemden en son olarak çıkarılıp cennete konulacak kişi o kimsedir ki, cehennemden emekleyerek çıkar, gah yürür gah tökezler, gah cehennemin rüzgarı derisini yalar geçer. Ne zaman ki cehennemi tamamen gerisinde bırakır dönüp ona bir nazar eder ve şöyle der: “Beni senden kurtaran Allâh yüceler yücesidir. Kuşkusuz Allâh, evvelkilerden ve sonrakilerden hiç kimseye vermediğini bana vermiştir.” Bir menzileden başka bir menzileye geçe geçe sonunda en son cennete girenlerden olur.” (Müslim) Cennet ehlinden cennete ilk girecek olanlar, Resûlullâh (s.a.v.) ve onun ümmetinden olan salih mü'minlerdir. Çünkü onlar dünyada fitnenin kol gezdiği bir dönemde geldiler. Onlar yeryüzünde fitnenin alevlendiği bir zamanda yaşadılar. Öyle bir zaman diliminde yaşadılar ki yeryüzü fitneyle ve zevklerle doluydu. Bu Resûlullâh (s.a.v)'e ve ümmetine olan ikrâmdır. (İmâm Şarani, Ölüm-Kıyâmet-Ahiret, s.183-184)

Maksat 114
Cennete Layık Mıyım? | İZAH B3 | Serkan Aktaş

Maksat 114

Play Episode Listen Later May 27, 2024 9:11


Yaşamı kolaylaştıran her ne varsa onun için harcanmış emekler, çekilmiş çileler ve kaybedilmiş hayatlar söz konusudur. Dikkat ederseniz büyük nimetler hep büyük kederlerle yoğrulmuştur. En basitinden bir bitki tohumu çamurlu toprak altında mikroorganizmaların ve böceklerin ona musallat olması ve hatta suyun teması ile o narin tohumun kabuklarının çürümesi neticesinde karanlık ortamdan çıkıp bir sümbül veriyor ve farklı bir hayat mertebesine çıkıp ferahlıyor ama iş burada bitmiyor en güzel kıvama gelene kadar yaşam boyunca bedeller ödeyerek hayatta kalıyor... İnsanların bedeller ödeyerek layık olduğu makamlara ulaşması noktasındaki aşamalardan bahsettik ve asıl ulaşmamız gereken makam için başımıza gelebilecek imtihanlar üzerine konuştuk. * Video Linki: https://youtu.be/0KMyJpEzplE * Harun Serkan Aktaş * Takip Etmeyi Unutma: Instagram: @maksat114bursa⁠ YouTube: @maksat114 Spotify: Maksat 114 ⁠X: @maksat114bursa⁠⁠

Mevlana Takvimi
SABREDEN FAKİR, CENNETE ZENGİNDEN BEŞ YÜZ SENE ERKEN GİRECEK! - 03 MAYIS 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later May 3, 2024 2:49


Mâlik (r.âleyh) anlatıyor: “Fakirler, Resûlullah (s.a.v.)'a bir elçi gönderdiler. Elçi geldi, şöyle dedi: “Yâ Resûlallah! Ben fakirlerin sana yolladığı elçiyim.” Dedi ki: “Sana ve yanlarından geldiğin kimselere merhaba. Sen, Allâh (c.c.)'un sevdiği kimselerin yanından geliyorsun.” O zât dedi ki: Yâ Resûlallah, fakirler şöyle diyorlar: “Zenginler bütün hayrı topladılar. Onlar hacca gidiyorlar. Bizim hacca gitmeye gücümüz yetmiyor. Onlar sadaka veriyorlar. Bizim sadaka vermeye gücümüz yetmiyor. Bilhassa hastalandıkları zaman, fazla mallarını öbür âleme hazırlık için gönderiyorlar.” Bunu dinledikten sonra, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ”Fakirlere benim için söyle. İçinizden sabırlı olup, nefsine hâkim olana üç mükâfat vardır ki; bunlar zenginlerde bulunmaz. Birincisi şudur: Cennette kırmızı yakuttan bir köşk vardır. Cennet ehli onu, dünya ehlinin yıldızlara bakıp gördüğü gibi görür. Oraya, fakir peygamber, fakir şehit ve fakir Mü'min girer. İkincisi şudur: Fakirler, cennete zenginlerden yarım gün önce gireceklerdir. Bu ise dünya hesabına göre, beş yüz senelik bir zamandır. Orada, bu süre içinde, istedikleri gibi yiyip, içip yaşarlar. Halbuki Davud'un oğlu Süleyman, diğer peygamberlerden kırk yıl sonra cennete girecektir. Bunun sebebi, dünyada Allâhü Teâlâ'nın ona ihsân ettiği mülktür. Üçüncüsü şudur: Bir fakir halis niyetle, “Sübhânallâhi velhamdülillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber (Allah bütün noksan sıfatlardan münezzehtir, bütün hamdler ona mahsustur. Allah'tan başka ilah yoktur. Allah en büyüktür)” duâsını yaparsa, zengin de aynı tesbihi halis niyetle yapsa, üstelik onbin dirhem sadaka verse, yine de fakirlere yetişemez. Diğer iyi amelleri de buna göre hesap et.” O elçi gidip bu durumu fakirlere anlattığı zaman, hep bir ağızdan şöyle dediler: “Razı olduk; yâ Rabbi! Razı olduk; yâ Rabbi!...” (Ebû'l-Leys Semerkandî, Tenbihü'l-Gâfilin, s.259)

Osman Sungur Yeken
Bu 6 Özellik Kimdeyse Cennete Girer!

Osman Sungur Yeken

Play Episode Listen Later Apr 25, 2024 16:34


Kur'an-i Kerim Tefsiri
Zuhruf Suresi 57-89 Tefsiri Ali Kucuk N063 M043

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Mar 31, 2024 53:57


ZUHRUF SÛRESİ 57-89 MEALİ N063 M043 Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. 57 Meryem oğlu (İsa) bir örnek olarak anlatıldığında, bir de bakmışsın ki, senin kavmin buna gülüyorlar/gürültü çıkarıyorlar. 58 Ve dediler: "Bizim ilâhlarımız mı daha hayırlı yoksa o (İsa) mu? Bunu yalnız tartışma olsun diye söylediler. Doğrusu onlar kavgacı bir toplumdurlar. 59 O (İsa) kendisine nimet (peygamberlik) verdiğimiz ve İsrail oğullarına örnek kıldığımız bir kuldan başka bir şey değildir. 60 Dileseydik yeryüzünde sizin yerinize geçecek sizden melekler kılardık. 61 Şüphesiz o (İsa/Kur'ân) kıyamet saati için bir ilimdir. O kıyamet hakkında şüphe etmeyin ve bana uyun. İşte dosdoğru yol budur. 62 Sizi şeytan alıkoymasın. Çünkü o size apaçık bir düşmandır. 63 İsa apaçık delillerle geldiğinde şöyle dedi: "Muhakkak ben, size hikmetle ve ihtilaf ettiklerinizin bir kısmını açıklamak için geldim. Allah'tan sakının ve bana itaat edin. 64 Şüphesiz Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir. Artık O'na ibadet ediniz. İşte dosdoğru yol budur." 65 Partiler aralarında ihtilafa düştüler. Acıklı günün azabından zalimlerin vay haline. 66 Kıyamet saatinin onlar farkında olmadan ansızın gelivermesini mi bekliyorlar? 67 O gün, mûttakiler hariç, bütün dostlar birbirinin düşmanıdır. 68 (Allah, Mûttakilere) : ‘Ey kullarım, bu gün size korku yoktur ve siz üzülmeyeceksiniz de. 69 Âyetlerimize iman eden, Müslüman olan (kullarım), 70 Siz ve eşleriniz neşe içinde Cennete giriniz." (der) 71 Altından tepsiler ve kadehlerle onların etrafında dolanılır. Orada canların çektiği, gözlerin hoşlandığı her şey vardır. 72 İşte bu Cennet, yaptıklarınızın karşılığı olarak size miras verilendir. 73 Sizin için orada çok meyve vardır ve siz onlardan yiyeceksiniz. 74 Suçlular Cehennem azabında ebedî kalıcıdırlar. 75 Onların azabına ara verilmez ve onlar orada (kurtulma) ümitlerini kesmişlerdir. 76 Onlara biz zûlmetmedik. Onlar kendileri zalimdi. 77 (Cehennemdekiler) : "Ey Mâlik, Rabbin işimizi bitirsin (bizi öldürsün)" diye bağırırlar. (Mâlik de) : "Siz ebediyyen Cehennemde kalacaksınız" der. 78 And olsun ki, size hakkı getirdik. Ancak sizin bir çoğunuz haktan hoşlanmadı. 79 Yoksa onlar işi (din düşmanlığında gizli planlarını) sağlama mı almışlar? Biz de işi sıkı tutmaktayız. 80 Yoksa onların sırlarını ve fısıltılarını duymadığımızı mı sanıyorlar? Hayır!, elçilerimiz onların yanında (yaptıklarını) yazıyorlar. 81 De ki: "Eğer Rahmân'ın bir çocuğu olsaydı, ona ilk tapan ben olurdum." 82 Göklerin ve yerin Rabbi, Arşın Rabbi onların tariflerinden yücedir. 83 Bırak onları, kendilerine va'd olunan güne kadar dalsınlar, oynasınlar. 84 Gökte ilâh O'dur, yerde de ilâh O'dur. O Hâkim'dir, Alîm'dir. 85 Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin mülkü Ona ait olan ne yücedir. Kıyamet saatinin bilgisi, Onun katındadır. Siz Ona döndürüleceksiniz. 86 O'ndan (Allah'tan) başka dua ettikleri, onlara şefaat edemezler. Ancak bilerek hakka şahitlik yapanlar hariç. (Onlar, Allah'ın izniyle şefaat ederler.) 87 And olsun, onlara kendilerini kimin yarattığını sorarsan: "Elbette Allah" derler. Öyleyse nasıl döndürülüyorsunuz? 88 Onun (Peygamberin) : "Rabbim, bunlar iman etmeyen bir toplumdur" demesini de (bilir) 89 (Şimdi) sen onlardan vazgeç ve: "Selâm" de, onlar yakında (gerçeği) bilecekler. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/zuhruf-suresi-57-89-tefsiri-ali-kucuk

Kur'an-i Kerim Tefsiri
Zumer Suresi 54-75 Tefsiri Ali Kucuk N059 M039

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Mar 20, 2024 55:03


ZÜMER SÛRESİ 54-75 MEALİ N059 M039 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile. 54 Azap size gelmeden Rabbinize dönün ve O'na teslim olun. Sonra yardım olunmazsınız. 55 Siz farkına varmadan, ansızın, size azap gelmeden, Rabbinizden size indirilen en güzele (kitaba) uyun. 56 (Ki kıyamet günü) hiçbir kimse: "Allah'ın yanında yaptığım hatalardan dolayı yazıklar olsun bana, gerçekten ben (Kur'ân'ı) alaya alanlardandım" demesin. 57 Veya: "Eğer Allah bana hidâyet verseydi elbette ben müttekilerden olurdum" demesin. 58 Veya azabı gördüğünde: "Keşke benim için bir kere (dahi olsa dünyaya dönüş) olsaydı da ben iyilik yapanlardan olsaydım" demesin. 59 (Allah buyuracak): "Evet sana âyetlerim gelmişti de sen yalanlamıştın, kibirlenmiştin ve kâfirlerden olmuştun" 60 Allah hakkında yalan söyleyenleri, kıyamet günü yüzlerini kararmış olarak görürsün. Kibirlenenlere cehennemde yer olmaz mı? 61 Allah, sakınanları başarılarından dolayı koruyacak. Onlara hiçbir kötülük dokunmaz ve üzülmezler de. 62 Her şeyin yaratıcısı Allah'tır. O her şeye vekildir. 63 Göklerin ve yerin anahtarları O'nundur. Allah'ın âyetlerini inkâr edenler, hüsrana uğrayanların ta kendileridir. 64 De ki: "Ey cahiller, bana Allah'tan başkasına ibadet etmemi mi emrediyorsunuz." 65 And olsun ki, sana ve senden öncekilere de vahy vahyolunmuştur ki: "Eğer Allah'a ortak koşarsan amelin boşa gider ve sen hüsrana uğrayanlardan olursun." 66 Hayır! yalnız Allah'a ibadet et ve şükredenlerden ol. 67 Onlar Allah'ı hakkıyla takdir edemediler. Yeryüzünün tamamı kıyamet gününde, O'nun kabzasında (kudreti altında)'dır, gökler de O'nun kudretiyle dürülmüştür. Onların ortak koştuklarından, O (Allah) çok yücedir. 68 Sûra üflenince, Allah'ın diledikleri hariç göklerde ve yerde olanların hepsi bayılıp düşecek. Sonra sûr'a bir daha üflenecek bir de bakmışsın ki, hepsi kalkmış bakıyorlar. 69 Yer, Rabbinin nuruyla parlar. Kitap (ortaya) konur, nebiler ve şahitler getirilir. Aralarında hak ile hükmedilir. Onlara haksızlık yapılmaz. 70 Herkese yaptığı ödenir. Onların yaptıklarını O (Allah) daha iyi bilir. 71 Kâfirler cehenneme bölük bölük sevk olunur. Oraya vardıklarında cehennemin kapıları açılır ve cehennem bekçileri onlara şöyle derler: "Size sizden peygamberler gelip Rabbinizin âyetlerini okuyup, bu gününüze kavuşacağınızı uyarmadılar mı?" (Cehennemlikler) : "Evet geldiler." derler. Ancak kâfirlere azap sözü hak olmuştur. 72 "Ebedi olarak kalacağınız cehennem kapılarından girin; kibirlenenlerin yeri ne kötü! denir.” 73 Rablerinden sakınanlar, cennete bölük bölük sevk olunurlar. Cennete geldiklerinde, cennet kapıları açıldığında onlara: "Selâm size, hoş geldiniz, ebedi olarak cennete giriniz." derler. 74 (Cennete girenler): "Va'dinde doğru çıkan, bizi bu yere varis kılan, Allah'a hamd olsun. Cennette dilediğimiz yere yerleşiyoruz. Çalışanların mükâfatı ne güzelmiş!"derler. 75 Melekleri, arşın etrafını kuşatmış hamd ile Rablerini tesbih ederken görürsün. Onların (halkın) arasında hak ile hüküm olunmuştur. "Hamd, Âlemlerin Rabbi olan Allah içindir" denir. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/zumer-suresi-54-75-tefsiri

Osman Sungur Yeken
Namaz Kılma Yoksa Cennete Gidersin! Daha Önce Bunları Duymadınız..

Osman Sungur Yeken

Play Episode Listen Later Mar 19, 2024 10:52


Hizmetten
Cömertlik Cennete uzanan bir daldır | Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Mar 8, 2024 20:35


Cömertlik Cennete uzanan bir daldır | Fethullah Gülen Hocaefendi by

Kerem Önder
"Kıyameti gizleyecektim!" / Kerem Önder - TrabzonKıyameti gizleyecektim!'' / Kerem Önder - Trabzon

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Mar 1, 2024 46:43


Berat Gecesi “Kıyamet mutlaka gelecektir. Herkes işlediğinin karşılığını görsün diye, neredeyse onu gizleyecek (geleceğinden hiç söz etmeyecek)tim.” Taha 15 “Buna inanmayan ve nefsinin arzusuna uyan kimseler, seni ondan (ona hazırlanmaktan) sakın alıkoymasın, sonra helâk olursun!” Taha 16 “İşte Cenâb-ı Hak bundan ötürü, onun peşinden: "Hiç şüphesiz o kıyamet gelecektir" buyurmuştur. Çükü kıyamet mükâfaatlandırma ve cezalandırma zamanıdır. "Hiç şüphesiz saatin (kıyametin) bilgisi Allah katındadir" (Lokman 24) Ebu´l-Feth el-Mevsıli şöyle der: "Ayetteki bu tabir, "Ben onu neredeyse açıklayacağım" manasındadır. Bu ifadenin özü şudur. "Onun gizliliğini gidermem yakındır" Kıyametin ve ölüm vaktinin gizlenmesinin hikmeti nedir? Cevab: Çünkü Hak Teâlâ tövbelerini kabul edeceğini vadetmiştir. Kul şayet öleceği vakti bilebilseydi, bu vakit yaklaşıncaya kadar günahlarla meşgul olur, sonra tevbe eder ve günahlarının cezasından halas olup kurtulurdu. Böylece de ölümün zamanını bildirmek, günah işlemeye bir teşvik gibi olmuş olurdu ki, bu caiz değildir. Eğer kıyamet olmasaydı, itaatkâr, âsiden; iyilik yapan da kötülük yapandan ayırdedilemezdi. Bu ise caiz değildir. İşte Cenâb-ı Hak, "Yoksa Biz iman edip de güzel güzel amel edenleri, yeryüzünde fesad çıkaranlar gibi mi tutacağız? Yahut muttakileri, sapıklar gibi mi sayacağız?" (su, 28) ayetiyle kastetiği de budur. Ebu Müslim: Bunun, "Ona yani kıyamete inanmayan, seni ondan, yani sana emretiğimiz namazdan alıkoyup menetmesin" şeklindedir. Buna göre birinci zamir "namaza", ikincisi de kıyamete raci olmuş olur. Kâfirlerin alıkoymaları, insanın dini bakımdan gevşemesinin neticesidir. Bu tıpkı, insanın, birisini görmekten ve huzuruna gelmekten nehyetmek -aksadı ile, "seni burada görmeyeyim" demesi gibidir. İşte burada da böyledir. Sanki, "Gevşek olma. Dini hususlardan sebatlı, tavizsiz ve güçlü ol" denilmek denmiştir. Ayet, akaid ilmini öğrenmenin farz olduğuna delâlet eder. Çünkü ayetteki, "Seni alıkoymasınlar" ifadesi, o Peygamberin dini hususlarda taviz vermemesine vanp dayanır. Binâenaleyh bu salâbet-i diniyye ite, eğer takliden kastedilmiş olursa, o, bu hususta bâtıl yolda olan ile, hak yolda olanı birbirinden i. rdedemez. Binâenaleyh bununla, hasmı Kendisini dini bakımdan yanıltmayıp aksine Kendisinin, batılı savunanı batılından vazgeçirebilmesi için, delilleri ortaya koymada ve şüpheleri bertaraf etmede salâbetli {güçlü ve tavizsiz) olması kastedilmiştir.” Razi Tefsir "Allah'ın yaratmasını görüp durduğu halde. Allah'ın varlığından şüphe eden kimseye çok şaşarım; ilk yaratılmayı bildiği halde (kıyametin kopmasından sonraki) dirilmeyi inkâr edene şaşarım; her gün ve gece ölüyor ve tekrar diriİiyorken yani uyuyup tekrar uyanıyorken ölümden sonra tekrar dirilmeyi ve haşrı inkâr edene şaşarım. Cennete ve oradaki nimetlere inandığı halde, (sadece) aldanış yurdu olan bu dünya için koşuşturana şaşanm ve başlangıcının atılmış bir damla meni, sonunun da tiksindirici bir leş olduğunu bildiği halde kibirlenen ve övünen kimseye şaşarım." Hadis Ateistlerin her yerde ben ateistim diye belirtme ihtiyacı bir çığlıktır. Biri beni kurtarsın diyor! Mantıklı bir insan Allah'ın varlığına inanmalı. Eğer Allah varsa kazanacak çok şeyi var, eğer Allah yoksa kaybedecek hiç bir şeyi yok. Mantıksız olan bir insan Allaha inanmaz. Eğer Allah yoksa kazanıcak hiçbir şeyi olmaz. Ama eğer Allah varsa kaybedecek çoook şeyi var. “Cennet halkı kıyamet günü Âdem'in suretinde, otuz üç yaşında, bıyıklı, bedenleri kılsız ve karagözlü bir sima hâlinde haşr edilirler. Sonra cennette bulunan bir ağacın yanına götürülürler ve ondan elbise giyinirler, artık ne elbiseleri eskir ve ne de gençlikleri kaybolur.” (Kenzu'l-Ummal, H. No: 39383).

Cevheri Güven
DEVLETİN KURDUĞU MAFYA CENNETE ÇÖKTÜ-CEVHERİ GÜVEN

Cevheri Güven

Play Episode Listen Later Feb 27, 2024 30:26


DEVLETİN KURDUĞU MAFYA CENNETE ÇÖKTÜ Devlet eliyle bir mafya kuruldu ve Türkiye'nin gözbebeği yerlerine çöküyorlar. Organizasyonda AKP'liler MHP'liler ve Rizeli İşadamları var. Resmi mafya olur mu demeyin, bunlar devlet eliyle kurulmuş resmi bir mafya organizasyonu. Yaptıkları doğa katliamı ve talan dahil herşeyi videolarıyla gösteriyorum...

Mevlana Takvimi
TEVBE VE İSTİĞFAR NAMAZI KILMANIN ÖNEMİ - 20 ŞUBAT 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Feb 20, 2024 2:25


Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'in bizlere emir ve vasiyetlerinden biri, kusur ve kabahâtler yaptıkça tevbe ve istiğfar namazı kılmamız hakkındadır. Şâyet bu kabahât ve kusurlar, günde yetmiş kez veya daha fazla tekrarlanırsa, yine o nisbette namaz kılmalıyız. Zira namazdan önce abdest almak şart olduğu gibi, günâhlardan sıyrılmak da bütün tâatlardan önde gelir. Ben bu namazı iki sene müddetince devamlı kılmıştım, işlemiş olduğum kusur ve kabahâtleri bir deftere yazardım. Kabahâtlerimin çoğaldığını görünce ve her kabahât için tevbe namazı kılmaya gücüm yetmeyince, bu namazları kılamaz oldum. Genç yaşta ölenler ne mutludurlar, ömrü uzun olup genç yaşta ölmeyen günâhkârlar ne kadar bedbahttırlar. Hâkk Teâlâ şöyle buyurur: “Allâhü Teâlâ çok tevbe edenleri ve çok temizlenenleri sever.” (Bakara s. 222) Şu bir gerçektir ki, tevbenin çeşitli yeri ve makâmları vardır. Bu makâm, kişi ölünceye kadar bir dost gibi onunla birliktedir. Bu yüzden Hâkk Teâlâ kitabında, “Ey mü'minler! Hepiniz Allâh'a tevbe edin ki, umduklarınıza ermiş olasınız” buyurmaktadır. Cennete girecek makâm ve derecede âmel etmiş imân sahibi hiçbir kul yoktur ki, Hâkk Teâlâ'un adı olan “Tevvâb” sıfatı kalkıncaya kadar, yani Kıyâmet gününde cennete girecek duruma gelinceye kadar tevbeden müstağni olsun. Bir hadis-i şerif şöyledir: “Kişi bir kabahât işleyince güzelce abdest alır, kimsenin bulunmadığı veya kimsenin görmeyeceği karanlık bir köşeye çekilerek iki rekât namaz kılar, işlemiş olduğu suçtan istiğfarda bulunursa Hâkk Teâlâ bunu kabul ederek o kişinin suçunu af eder.” (Beyhaki) Hâkk Sübhânehu ve Teâlâ daha iyisini bilir. (İmâm Şarani, Büyük Ahidler, s.144-147)

Yeni Şafak Podcast
HAYRETTİN KARAMAN - Zekâtın Ihyâsı Ümmetin Ihyâsıdır

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Feb 11, 2024 6:16


İslâm'ın ibadet ve sosyoekonomik düzeninin sütunlarından biri olan zekât, hemen bütün İslâm dünyasında felçli bir vücut haline gelmiştir. Çeşitli mallarda nisabın doğru hesaplanması, havaic-i asliyenin doğru tespiti, zekât matrahından nelerin düşüleceği (en önemlisi de alacak ve borç konusu), günümüz şartları ve gelişmeler karşısında zekâtın nasıl, kimlere, nerelere ödeneceği, (temlîk) zekâtın sarfedileceği sekiz yerin bugünün şartlarında yeniden tanımlanması… işte böyle birçok konu çözülmemiş durmaktadır. Her kafadan bir sesin gelmesi çözüm değildir. Çözüm, güven ve itaat sağlayacak kurum ve kuruluşlar (bugünkü şartlarda sivil örgütlenme) sayesinde olabilecektir. Burada meselemiz, zekât ibadetini yerine getirmek isteyen bir ferdin, itimat ettiği bir kaynaktan bilgi alarak uygulama yapması değildir; bu elbette yapılacaktır. Bu yazıda meselemiz düzensiz, fertlerin “keyfine bırakılmış” uygulama değil, “ümmeti ihyâ edecek” zekât uygulamasıdır. Zekâttan önce “İslâm kardeşlik ve dayanışma düzeninde zekâttan başka ödeme yükümlülüğü var mı” konusuna kısaca temas edip geçeceğim. “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir (“Cennete giremez”, “Bana iman etmiş olmaz” ifadeleri de vardır)” mealindeki hadis, bu konuda fazla söz söylemeye yer bırakmıyor. İslâm toplumunda herkes, maddi refah seviyesi bakımından eşit olacak değildir; ama herkes temel ihtiyaçlarını sağlayacaktır; bu “herkese” dini, mezhebi, etnik kökeni… ne olursa olsun her “İslâm toplumunda yaşama hakkı olan” kişi dâhildir. Bu seviyeyi zekât sağlarsa ne a'lâ, sağlamazsa sıra kırkta ikiye gelir ve devam edip gider. Peki, zekât yukarıda işaret ettiğim felçli durumdan çıkarılıp ihya edilse bu ihtiyaca cevap verebilir mi? Hesaptan anlayan bir zata bazı ön bilgiler sunarak bunu sordum, şöyle kabaca bir hesap yapmasını rica ettim. Verdiği bilgiyi ve aramızda geçen soru ve cevapları sunuyorum: Türkiye Ekonomisi ve Değerleri (2023) GSYH (Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla): 1 trilyon 154,6 milyar dolar. ( Bu oran IMF tahminidir. TÜİK henüz açıklamadı) Bu tutarın yaklaşık 300 milyar dolarlık kısmı kârı temsil ediyor. Yastık Altı Altın: Değeri yaklaşık 300 milyar dolar. Vadeli ve Vadesiz Mevduatlar: Toplamda 502 milyar dolar.

Kerem Önder
Cennet ve Cehennem hakkında en zor sorular! / 27.10.2022 / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Jan 20, 2024 37:47


Huriler Cin mi, Melek mi, İnsan mı? İnsanların tamamı Cehenneme girecek mi? Cennetteyken Cehennemdeki eşimizi kurtarabilir miyiz? Cennette karı – kocanın birbirini istememe hakkı var mı? Cehennemde 7 derece varken, neden Cennette 8 derece var? Erkeklere Huri varken kadınlara ne var? YANAR ÇIKARIZ DİYENLER AHMAKTIR! Cennette insan öldürmek mümkün mü? Cennet ve Cehennem arasında, Araf'ta kimler kalacak? Hurilerin güzelliğini nasıl tarif edersin? Cennete girenler en çok ne ile meşgul olacak? Cennete gidersem peygamberime söyleyeceğim ilk söz? Cennetin en alt ve en üst seviyesinde bulunanlar kimlerdir? Ölen yakınlarımız şu an ne yapıyorlar? CENNETTE CİNSELLİK VAR MI? Cehennemin en şiddetli tabakasında kimler olacak? Cennette uyku var mı? Cehennemin yaratılması Allah'ın rahmetine ters değil mi? Kerem Önder bu gün ölse Cennete gider mi? Cennette çocuk doğurma var mı? Cennette Allah ile konuşabilecek miyiz? Cenneti tek bir cümle ile tarif edebilir misin? Cennete en son giren adam ne olacak?

Kerem Önder
Bu gece bütün işlerimiz düzelecek! / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Jan 15, 2024 41:33


“Ki Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve Resûlüne itaat ederse, muhakkak büyük bir başarıya ulaşmıştır.” 71 Cenâb-ı Hak, daha sonra bu kimselere bu iki emrine karşılık şu iki vaadde bulunmuştur: Mü´minlerin hayır ve güzel olan işlerine karşılık, işlerinin iyiye götürülmesi... Çünkü kişi Allah´tan itikâ etiği için, amellerini düzeltir. Amel-i sâlih de göğe kaldırılır ve orada muhafaza edilir. Böylece de amel-i sâlih yapan, cennette ebedî bırakılır. Kişinin doğru söylemesine karşılık da günahlarının bağışlanması vaadedilmiştir. Daha sonra Cenâb-ı Allah, "Kim Allah´a ve Resulüne itaat ederse, muhakkak ki o, en büyük kurtuluşla kurtulmuştur" buyurmuştur. O halde Allah´a itaat, peygambere itaat demektir. Fakat Cenâb-ı Hak, bu iki itaati, itaat edenin fiilinin çok kıymetli olduğunu göstermek için birlikte zikretmiştir. Çünkü bu kimse, bu tek hareketiyle, Allah katında bir ahd, Resul katında da bir "el" edinmiştir. Allah Teâlâ, "Muhakkak ki o, en büyük kurtuluşla kurtulmuştur" buyurmuştur. Cenâb-ı Hak bu kurtuluşu şu iki sebebten dolayı "büyük" olarak nitelemiştir: a) Bu, büyük bir azabtan kurtuluştur. Azabtan kurtulma ise, azabın büyüklüğü nisbetinde büyük olur. Öyle ki bir kimse birisine bir kamçı vurmak istese ve o birisi bundan kurtulsa, bu hususta, "O, büyük bir kurtuluşa erdi" denilmez. Çünkü onun kurtulduğu bu azab, tahakkuk edecek olsaydı da, durum pek fazla farklı olmayacaktı. b) Bu kimse büyük bir mükâfaata ulaşmıştır. Bu da, ebedî olan bir mükâfaatır. Receb'in ilk cuma gecesine Regaib Gecesi denir. Her cuma gecesi kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, daha kıymetli oluyor. Allah Teâlâ, bu gecede, müminlere ragibetler (ihsanlar, ikramlar) yapar. Bu geceye hürmet edenleri affeder. Peygamberimiz (a.s.m)'ın Ramazan ayından sonra en çok oruç tuttuğu ay Receb ayıdır. "Allah'ım! Recep ve Şaban'ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/259) "Recep ayı Allah'ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır." (Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, 1/423) "Allah'ın yaratmasını görüp durduğu halde. Allah'ın varlığından şüphe eden kimseye çok şaşarım; ilk yaratılmayı bildiği halde (kıyametin kopmasından sonraki) dirilmeyi inkâr edene şaşarım; her gün ve gece ölüyor ve tekrar diriİiyorken yani uyuyup tekrar uyanıyorken ölümden sonra tekrar dirilmeyi ve haşrı inkâr edene şaşarım. Cennete ve oradaki nimetlere inandığı halde, (sadece) aldanış yurdu olan bu dünya için koşuşturana şaşanm ve başlangıcının atılmış bir damla meni, sonunun da tiksindirici bir leş olduğunu bildiği halde kibirlenen ve övünen kimseye şaşarım." Hadis Seni yücelten kalbindeki davadır. Bir genç bir kızı almak ister şiddetle sever. Kızı alamadığı için intihar eder. Bu davadır. Halbuki dünyada tek kız mı vardı ne bu saplantı? İslamı yüceltme davan kalbinde böyle olacak. İzmir'den sizi izlemeye gidiş geliş 8000 lira harcıyorum hocam benzin 6000 hgs 2000 lira Küfür hep varolacak. Bizim gibi milyon tane vaiz de olsa küfrü yok edemeyecek. Bünyamin gibi milyon tane soykırımcı olsa İslamı yokedemeyecek. Herşey zıddıyla bilinir ve anlaşılır. İslamın zıddı dünyada olmazsa İslamın kıymeti anlaşılmaz. Modası gecmeyen tek elbıse dıkıssız baskısız kefen. Buna hazır ol. Beyazidi Bistami: Gunah ısleme hastalıgına bı recetenız varmı. Tovbe ve nedamet atesıyle gunahları kavurmak. Uyuşturucu mübtelası oğlunu öldüren baba hapse atıldı! Cahil ölene acır; Alim öldürene acır. Cahil malını çaldırana acır; Alim malı çalana acır. Balıkları boyayan sahtekar balıkçı. Muskaya uyuşturucu saklayan adam. Aranamaz olduğu için uyuşturucu taşıyan avukat. Korkularının üstüne git! Agresif ol ve yüzleş onlarla. Sert saldır! Vücudunda bir yer tutulup ağrıdığında, masör kişi o bölgeye sert bir masaj yapar, ödeme dönüşmüş olan kas yapını yumuşatır ve ağrı biter. Hz. Ali'nin felçli gence Kabe'de dua etmesi.

Kerem Önder
"Benim düşmanlarımı dost edinmeyin!" / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Jan 3, 2024 46:27


“Ey İman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Hâlbuki onlar size gelen hakkı inkâr ettiler. Rabbiniz olan Allah'a inandınız diye Resûlü ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer rızamı kazanmak üzere benim yolumda cihad etmek için çıktıysanız (böyle yapmayın). Onlara gizlice sevgi besliyorsunuz. Oysa ben sizin, gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa, mutlaka doğru yoldan sapmıştır.” (Mümtehine 1) Gerçekten Hâtıb'ın annesi, oğulları ve kardeşleri Mekke'de bulunuyorlardı ve mektubun içeriği de bir münafıklık unsuru taşımıyor, aksine Resûlullah'a olan güçlü inancını ifade ediyordu. Bir rivayete göre mektupta şöyle bir ifade vardı: “Bilin ki Allah'ın peygamberi (s.a.) gece misali sel gibi akacak bir orduyla size doğru gelmeye hazırlanıyor. Allah'a yemin ederim ki o yalnız başına da gelecek olsa Allah onu size karşı muzaffer kılacaktır; çünkü Allah ona olan vaadini mutlaka yerine getirir.” Bununla birlikte önemli bir sırrın böyle bir yolla düşmana haber verilmesi müslümana yaraşmayan bir davranış, büyük bir suç ve günah idi. Nitekim Hâtıb'ın cevabı üzerine Hz. Ömer onun idamını teklif etti. Ama Hz. Peygamber onun Bedir Savaşı'na katılanlardan olduğunu ve Allah'ın onlarla ilgili müjdelerini hatırlatıp buna müsaade etmedi. “Zeccac ve Kerâbisî'den rivayet olunduğuna göre, "düşmanım" ifadesi, "Dinimin düşmanı" manasındadır. Hz. Peygamber (s.a.s), "Kişi, arkadaşının dini üzeredir. Binâenaleyh her biriniz, kimi arkadaş edindiğine iyi dikkat etsin" "Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan da size düşman olanlar vardır, onlardan sakının." (Teğâbûn 14) "Benim ilmimde, bir işi gizli ya da açık yapmanızın değişmediğini bildiğiniz halde, onlara gizli gizli dostluk beslemenizde ne fayda vardır?" Allah Teâlâ, "Gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da çok iyi bilenim..." buyurarak, aksi söz konusu olmaksızın, zâten bu gerektirdiği halde, gizliyi bilmesini açık olanı bilmesinden önce getirmiştir (niçin)? Biz deriz ki, bu bizim bilmemize nisbetledir, yoksa Allah'ın bilmesine nisbetle değil. Çünkü, az önce de geçtiği gibi, Allah'ın ilminde bu iki durum aynıdır. Bir de, bundan maksat, daha gizli olanı ki, o küfürdür beyân etmektir. Dolayısıyla da önce zikredilmiştir. Buradaki "sizden" ifâdesinin manası, "siz mü'minlerden" şeklinde olursa, bunun manası gayet açıktır. Çünkü, bu fiili kim yaparsa, artık o, mü'min olmaz.” Razi "Allah'ın yaratmasını görüp durduğu halde. Allah'ın varlığından şüphe eden kimseye çok şaşarım; ilk yaratılmayı bildiği halde (kıyametin kopmasından sonraki) dirilmeyi inkâr edene şaşarım; her gün ve gece ölüyor ve tekrar diriİiyorken yani uyuyup tekrar uyanıyorken ölümden sonra tekrar dirilmeyi ve haşrı inkâr edene şaşarım. Cennete ve oradaki nimetlere inandığı halde, (sadece) aldanış yurdu olan bu dünya için koşuşturana şaşanm ve başlangıcının atılmış bir damla meni, sonunun da tiksindirici bir leş olduğunu bildiği halde kibirlenen ve övünen kimseye şaşarım." Hadis Seni yücelten kalbindeki davadır. Bir genç bir kızı almak ister şiddetle sever. Kızı alamadığı için intihar eder. Bu davadır. Halbuki dünyada tek kız mı vardı ne bu saplantı? İslamı yüceltme davan kalbinde böyle olacak. Küfür hep varolacak. Bizim gibi milyon tane vaiz de olsa küfrü yok edemeyecek. Bünyamin gibi milyon tane soykırımcı olsa İslamı yokedemeyecek. Herşey zıddıyla bilinir ve anlaşılır. İslamın zıddı dünyada olmazsa İslamın kıymeti anlaşılmaz. Vazgeçmek yok! Sıkılmak ve bırakmak yok! Dünyayı değiştireceksin! İstanbul 28 kez kuşatıldı ama fetih 29. kuşatmaya, Sultan Mehmed ve ordusuna nasib oldu. Denediler, ısrar ettiler, inad ettiler, vazgeçmediler. Şeytan seni cehenneme götürme konusunda hiç vazgeçti mi söyle? Hep ısrar ediyor, hep deniyor ve hiç sıkılmıyor. İzmir'den sizi izlemeye gidiş geliş 8000 lira harcıyorum hocam benzin 6000 hgs 2000 lira Adana'dan uçakla dönerken İstanbulda aşırı rüzgar vardı ve uçağı hiç olmadığı kadar çok salladı.

Mevlana Takvimi
ABDURRAHMAN B. AVF (R.A.)'İN CÖMERTLİĞİ - 12 ARALIK 2023 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Dec 12, 2023 2:31


Hicretten sonra Hz. Peygamber (s.a.v.) Abdurrahman b. Avf (r.a.)'i Sa'd b. Rab'î (r.a.) ile kardeş yapmıştı. Hz. Sa'd (r.a.) Medine'nin zenginlerindendi. Kardeş olduktan sonra Hz. Sa'd (r.a.), Abdurrahman b. Avf (r.a.)'a dönerek: “Sen artık sahip olduğum her şeyde benimle ortaksın. Hatta ben iki hanımla evliyim. Eşlerimden birisini boşayayım, sen onunla evlen. Ben böyle bir şey yapmayı kardeşlik adına arzu ediyorum” dedi. Abdurrahman b. Avf (r.a.) bu yüksek fedakârlığa şöyle mukâbele etti: “Allâh (c.c.) eşini, çoluk çocuğunu ve mal varlığını sana mübarek eylesin. Bana çarşıyı göstermen yeterlidir.” Abdurrahman b. Avf (r.a.) çarşıyı öğrendikten sonra yaptığı alışverişler sonrasında büyük zenginlerden birisi oldu. Rivâyet olunduğuna göre Hz. Peygamber (s.a.v.) ona şöyle buyurmuştu: “Ey Abdurrahman! Sen zenginlerdensin. Cennete ancak dört ayak emekleyerek gireceksin. Varlığından Hz. Allâh (c.c.)'a ödünç ver ki Allâh (c.c.) ayaklarını serbest bıraksın.” Resûlullâh (s.a.v.)'in bu sözünden sonra o, servetinden daha çok dağıtmaya başladı. Bol bol dağıtmayı çok seviyordu. Rivâyet olunur ki o bir keresinde malının yarısını sadaka olarak vermişti de bunun üzerine şu âyet inmişti: “Mallarını Allâh yolunda harcayıp da arkasından başa kakmayan, fakirlerin gönlünü kırmayan kimseler var ya, onların Allâh katında has mükâfatları vardır. Onlar için korku yoktur, üzüntü de çekmeyeceklerdir.” (Bakara s. 262) Abdurrahman b. Avf (r.a.)'in cömertliği ve keremi bu olaydan sonra birbirini izleyerek devam etti. Çünkü o cennete emekleyerek girmek istemiyordu. Onun arzusu, ayakları üzerinde yürüyerek ve süratli bir biçimle cennetin yükseklerine ulaşmaktı. (Muhammed Mütevelli Şaravî, Cennetle Müjdelenen On Sahâbî, s.188-189)

Kerem Önder
Kalbinin ürpermesinin zamanı gelmedi mi? / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Dec 8, 2023 47:01


"İman edenlerin Allah'ı zikretmekten ve inen haktan dolayı kalplerinin saygı ile ürpermesinin zamanı gelmedi mi? Daha önce kendilerine kitap verilip de üzerinden uzun zaman geçen, böylece kalpleri katılaşanlar gibi olmasınlar. Onlardan birçoğu fasık kimselerdir." (Hadid 16) “Müminler o kimselerdir ki, Allah'ın adı anıldığında yürekleri titrer, kendilerine Allah'ın âyetleri okunduğunda bu onların imanlarını arttırır.” Enfal 2 “Belki de, bir kavmin içinde, ileri derecede huşu sahibi kimseler bulunuyordu. Daha sonra bu kimselerden, o mükemmel huşu zail olup silindi de, böylece onlar, bu ayetle o huşûyu yeniden elde etmeye teşvik edildiler. Çünkü A'meş, şöyle demektedir: "Sahabe, Medine'ye gelince, bolluk ve refaha kavuştular. Böylece de, daha önce üzerinde bulundukları dinî hal ve tavırlar konusunda bir gevşeklik gösterdiler. Bu sebeple de, bu ayetle kınandılar." Hz. Ebû Bekir (r.a)'in de şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Bu ayet, Resûlüllah'ın huzurunda okundu. O sırada, onun yanında Yemâmeliler'den bir grup bulunuyordu. Bunun üzerine onlar, adamakıllı ağladılar. Bunun üzerine de Ebû Bekir onlara baktı da, "Biz de böyleydik; ama kalblerimiz katılaştı artık..." dedi. Onların, Tevrat ve İncil'i duyup dinlemelerinden sonra, aradan çok uzun zaman geçti. Böylece de, Tevrat ve İncil'in saygınlığı onların kalblerinden zail oldu. Derken de, kaçınılmaz olarak kalbleri katılaştı" demektir. Böylece Cenâb-ı Hakk adeta mü'minleri, böyle olmaktan men etmiştir. Daha sonra Cenâb-ı Hak, "Onlardan birçoğu fasıklardır" buyurmuştur. Bu, "Onlar dinlerinden çıkmışlar ve her iki kitabta olan şeyi terketmişlerdir" demektir. Bu adeta, işin başında huşû'un bulunmamasının, neticede, fıska götüreceğine dair bir işarettir.” Razi Reisi cumhur, birini saraya davet ettiğinde, davetiyede lütfen cevap veriniz yazmaz! Bu davet bir emirdir. Onun yönetiminde yaşayan herkes bu davete gitmek zorundadır. Allah bize bu daveti her gün beş kez yapıyor ve bizi muhatab alıyor. Allah'ın davetiyesi Kuran'dır. Bu davetiyede de l.c.v. Yazmıyor! Namaz davetine gelmeyenin, ateşin davetine gideceğini yazıyor. Tavuk bile insana hizmet ediyor. Bir kadın hayatında ortalama iki üç çocuk doğurur. Tavuksa hergün yumurta doğuruyor. Bu yüksek miktardaki acıya hergün insan için katlanıyor ve vazifesini yapıyor. Vazifesini yapmayan bir tek insan görünüyor! “Ben cehennemden korkuyorum” cümlesi benim ateşten korktuğumu isbat eder mi? Yanmaktan korktuğumu delillendiren işler yapmalıyım Size verdiğim tüm nimetleri geçici olarak verdim. Ev verdim, araba verdim, sağlık verdim, çocuk verdim, para verdim. Bu verdiklerimi bana geri vermeniz gerekiyordu ama siz onları sahiplendiniz! Ölümü kendıne yakıştıramıyor kimse. Babam nüktedan bir adamdı. Kardeşim rüyasında ön dişinin düştüğünü görmüş. Babam tabir yapmış; amcana söyle ölecek, hazırlık yapsın kızım. Çöpçüler, sokakları temiz tutmaları sebebiyle halkı bulaşıcı hastalıklardan korudukları için en az doktorlar kadar sevap kazanırlar Cenâb-ı Hakk, "zikr" ile elde edilen bir huşûyu, nazil olan Kur'ân'la elde edilen huşû'dan önce getirmiştir. Çünkü, "huşu" ve haşyet ancak Allah anıldığı zaman elde edilir. Bunların, Kur'ân dinlenirken elde edilmelerine gelince, bu, Kur'ân'ın da yine, "Allah'ın zikr"ini şâmil olması sebebiyledir. "Allah'ın yaratmasını görüp durduğu halde. Allah'ın varlığından şüphe eden kimseye çok şaşarım; ilk yaratılmayı bildiği halde (kıyametin kopmasından sonraki) dirilmeyi inkâr edene şaşarım; her gün ve gece ölüyor ve tekrar diriİiyorken yani uyuyup tekrar uyanıyorken ölümden sonra tekrar dirilmeyi ve haşrı inkâr edene şaşarım. Cennete ve oradaki nimetlere inandığı halde, (sadece) aldanış yurdu olan bu dünya için koşuşturana şaşanm ve başlangıcının atılmış bir damla meni, sonunun da tiksindirici bir leş olduğunu bildiği halde kibirlenen ve övünen kimseye şaşarım." Hadi

Sözler Köşkü Kitaplığı
Cennete Veya Cehenneme Gideceğimiz Zaten Belliyse Neden Yaşıyoruz? | Çapraz Sorgu - Sözler Köşkü Podcast

Sözler Köşkü Kitaplığı

Play Episode Listen Later Dec 6, 2023 9:29


Bugünkü podcastimizde Çapraz Sorgunun bu bölümünde Kader Hakkında Konuştuk. Kader Nedir? Kaderim Yazılmışsa Benim Suçum Ne? Bu Gibi Soruları Ele Aldık. Keyifli Dinlemeler...

Synergy Kendiyas
SORU CEVAP - RABBİM CENNETE VEYA CEHENNEME GİDECEĞİMİZİ BİLİYORSA NEDEN DÜNYAYA GÖNDERDİ BİZLERİ? | Synergy Kendiyas |

Synergy Kendiyas

Play Episode Listen Later Nov 15, 2023 33:10


SORU CEVAP - Rabbim Cennete veya Cehenneme Gideceğimizi Biliyorsa Neden Dünyaya Gönderdi Bizleri? #synergykendiyas #sorucevap #cennet #cehennem #dünya Facebook : ⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠https://www.facebook.com/SynergyKendiyas⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠ İnstagram: ⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠https://instagram.com/synergykendiyas⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠ Youtube: ⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠https://www.youtube.com/channel/UC_xe-4OhrGjeQkX9dWA96fQ⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠ TikTok: https://www.tiktok.com/@synergykendys Yaay: https://yaay.com.tr/SynergyKendiyas Twitter: ⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠https://twitter.com/SynergyKendiyas?t=rF3t1yDh7eLgUg_Djh5khQ&s=0

Kerem Önder
Gazze'de tarafsızlık münafıklıktır! / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Nov 6, 2023 43:40


“İnsanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde «Allah´a ve ahiret gününe inandık» derler.” “Bunlar Allah'ı ve mü'minleri aldatmaya çalışırlar. Oysa sadece kendilerini aldatırlar da farkında değillerdir.” “Kalplerinde münafıklıktan kaynaklanan bir hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını artırmıştır. Söyledikleri yalana karşılık da onlara elem dolu bir azap vardır.” Bakara 8-9-10 Açık inkârcılardan ve bilinen İslâm düşmanlarından, gizli olanlar daha tehlikeli oldukları ve bunların doğru yolu bulma ihtimalleri daha zayıf bulunduğu için kâfirlerin en aşağı tabakada olanları bunlardır. Münafıkların ebedî âlemdeki cezaları da diğer inkârcılardan daha ağır olacaktır. İman yönünden münafıklık yanında bir de ahlâk bakımından münafıklık vardır ve Hz. Peygamber müminlerin bundan da sakınmalarını istemiştir. “Münafığın üç belirtisi vardır: Haber ve bilgi verdiğinde yalan söyler, söz verdiğinde yerine getirmez ve kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder” (Buhârî, “Şehâdât”, 28; Müslim, “Îmân”, 25) “İkinci kısım: Kalbte, dil ile inkâr etmekle beraber, bilginin meydana gelmesidir. Bu inkâr, mecburî olursa, sahibi, Cenâb-ı Hakk'ın "Kalbi imanla dopdolu olduğu halde, zorlanan kimse hariç" (Nahi, 106) buyurduğu için, müslümandır. Eğer bu inkâr, kendi isteğiyle olursa, bu kimse İnatçı bir kâfir olur. "Kalbinde zerre ağırlığınca iman bulunan kimse, ateşten çıkar (orada ebedî kalmaz)" "Bedevi Arablar, iman ettik, dediler, de ki: Siz iman etmediniz. Ama, müslüman olduk deyin. Çünkü, iman henüz kalbinize girmedi" Sonra münafık, kâfire nisbetle, çirkin olan bazı şeylerle de muttasıfdır. a-) O, insanların düşüncelerini karıştırmaya yeltenmişken, kâfir ise buna yönelmemiştir. b-) Kâfir, erkeklik tabiatı üzerinedir. Münafık ise, kancıktık tabiatı üzerinedir. c-) Kâfir kendisinin yalan söylemesine razı olmamış, bundan kaçınmış ve sadece doğruyu söylemeye razı olmuşken, münafık ise yalan söylemeyi tercih etmiştir. d-) Münafık, aslî kâfirin aksine, küfrüne bir de alay etmeyi ilâve etmiştir. Küfrünün fazla olmasından ötürü de, Cenâb-ı Hakk, "Muhakkak ki münafiklar, ateşin en alt tabakasmdadıtiar." (Nisa, 145) buyurmuştur. İbn Abbas: “İnsan, insan diye adlandırıldı. Çünkü, ondan bir ahid alındı ama o bu ahdini unuttu.” "Sana beyat edenler yok mu, muhakkak ki onlar Allah'a beyat etmektedirler” (Fetih 10). Bunun tersini ifade etmek içinse, "Biliniz ki, ganimet olarak elde ettiğiniz herşeyin beşte biri Allah'ındır" (Enfal 4) buyurarak, Resulünün almış olduğu hisseyi kendi zâtına nisbet etmiştir. İşte, münafıklar peygamberi aldattıklarında, "Onlar Allah'ı aldattılar" aldatmaya çalıştılar" denilmiştir Şüphesiz Cenâb-ı Hak, iblîs ve zürriyetinin kökünü kazımaya kadirdi. Ne var ki, onları olduğu gibi bırakarak, üstelik onları güçlendirdi. Bu, ya Allah dilediğini yapar ve dilediği hükmü verir olduğundandır veya kendisinden başka hiç kimsenin bilemiyeceği bir hikmetten dolayıdır.” Razi "Allah'ın yaratmasını görüp durduğu halde. Allah'ın varlığından şüphe eden kimseye çok şaşarım; ilk yaratılmayı bildiği halde (kıyametin kopmasından sonraki) dirilmeyi inkâr edene şaşarım; her gün ve gece ölüyor ve tekrar diriİiyorken -yani uyuyup tekrar uyanıyorken- ölümden sonra tekrar dirilmeyi ve haşrı inkâr edene şaşarım. Cennete ve oradaki nimetlere inandığı halde, (sadece) aldanış yurdu olan bu dünya için koşuşturana şaşanm ve başlangıcının atılmış bir damla meni, sonunun da tiksindirici bir leş olduğunu bildiği halde kibirlenen ve övünen kimseye şaşarım." Hadis Ticarette yalan söleme. 8 kilo düşük gösteren ayna! Erimişim hemen sporu bırak Kerem. Tanınmak bazen garip oluyor! Salonda koşarken instaya bakan gençler bu o mu diyor. Yok ya bu çok fit diyor. Muhtar kimle tanıştırsa hocamı tanıyor musun diyor. Hayır diyene hangi dine mensupsunuz diyor. Fifa 24 hediye ettiler indirdim açtım. Ne göreyim? Kadın futbolcularla erkek topçular aynı takımda oynuyor! İzmirden sizi izlemeye gidiş geliş 8000 lira harcıyorum hocam benzin 6000 hgs 2000 lira

Mevlana Takvimi
CEHENNEMDEN EN SON OLARAK ÇIKARILIP CENNETE GİRECEK OLAN KİMSE - 04 KASIM 2023 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Nov 4, 2023 2:32


Cennet ehli cennete, cehennem ehli de cehenneme girdiğinde Resûlullâh (s.a.v.) ve mü'minler, Allâh (c.c.)'a yönelirler ve derler ki: “Ey Rabbimiz! Bu kardeşlerimiz dünyada iken “La ilâhe illallâh” diyorlardı, bizimle beraber oruç tutuyorlar ve bizimle birlikte namazlarını edâ ediyorlardı. Böyle iken onları günâhları sebebiyle cehenneme attın.” Allâh (c.c.) onlara cevâben: “Gidiniz ve oradan tanıdıklarınızı çıkarınız” der. Mü'minler giderler ve suretlerinden tanıdıklarını oradan çıkarırlar ve şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bize emrettiğin kimseleri oradan çıkardık. Orada artık tanıdığımız kimse kalmadı.” Allâh (c.c): “Kalbinde bir dinar ağırlığında imânı olan kim varsa gidin oradan çıkarın” der. Onlar da gider ve çıkarırlar. Allâh (c.c.): “Kalbinde hardal tanesi ağırlığında imânı olan kim varsa gidin oradan çıkarın” der. Onlar da gider çıkarırlar. Daha sonra onları hayat nehrine atarlar ve yeniden hayat bulmalarını sağlarlar. Resûlullâh (s.a.v.) cehennemden en son olarak çıkarılıp cennete girecek olan kimseyi de bizlere haber vermiştir. İbn-i Mes'ud (r.a.)'den rivayetle Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Cehennemden en son olarak çıkarılıp cennete konulacak kişi o kimsedir ki, cehennemden emekleyerek çıkar, gah yürür gah tökezler, gah cehennemin rüzgarı derisini yalar geçer. Ne zaman ki cehennemi tamamen gerisinde bırakır dönüp ona bir nazar eder ve şöyle der: “Beni senden kurtaran Allâh (c.c.) yüceler yücesidir. Kuşkusuz Allâh, evvelkilerden ve sonrakilerden hiç kimseye vermediğini bana vermiştir.” Bir menzileden başka bir menzileye geçe geçe sonunda en son Cennet'e girenlerden olur.” (Müslim) (Muhammed Mütevelli Şaravî, Kur'ân'da Kıyâmet Sahneleri, s.183-184)

Yeni Şafak Podcast
Ersin Çelik - Gazzeli çocuklar tek, siz hepiniz!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Oct 22, 2023 2:24


Kundaktaki bebekleri. Parkta top oynayan çocukları. Babasının son giydiği gömleği koklayan kızları. Arka-daşları şehit olan deli-kanlıları. Camda füze gözetleyen anneleri. Az önce komşusunu defneden babaları. Enkaz-da sahibini arayan kedileri. Cennete uçan çocuğun kucağındaki oyuncak ayıyı. Gazze'nin son sakinlerini. İnsanlığın son nöbetçilerini. Direnişin son kalesini. Geride kalan herkesi. İzzeti. Şerefi. Onuru. Ahlâkı. Yer yüzünün tüm değerlerini. Vurdular! Vuruyorlar! Vuracaklar! Gazze'yi vahşice katlediyorlar. Gazze yalnız! Gazze sahipsiz! Bir avuç Müslüman küffara göğüs geriyor. Birleşti dünyanın egemenleri. Katiller sürüsünden ordular kuruldu. Üşüştüler şehrin üzerine. Füzeler attılar. Yetmedi. Yalan haberler fırlattılar. Yetmedi. Büyük boy bardak bombaları yağdırdılar. Yetmedi. Hamburger yiyip saldırdılar. Yetmedi. Kumanya paketleri patlattılar. Yetmedi. Uzaktan çok sert vurdular Gazze'yi. Yetmedi. Çocukları hastanelere gömdüler. Yetmedi. Sansürlediler. Nefes boşluğu bırakmadılar. İsrail vurdu! Amerika vurdu! İngiltere vurdu!

Osman Sungur Yeken
Cennete giren son Insan

Osman Sungur Yeken

Play Episode Listen Later Oct 12, 2023 12:05


Adnan Oktar
Cennete gireceğimizden emin olmalımıyız

Adnan Oktar

Play Episode Listen Later Jul 18, 2023 0:58


Mümin tahirdir, temizdir. Temizlik cennete olan özlemden kaynaklanır. Bilinçaltımızda cennetin temizliğini bildiğimiz için sürekli o temizliğe ulaşmak için gayret ederiz.

Mevlana Takvimi
CENNETE İLK GİRECEK OLANLAR - 20 HAZİRAN 2023 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Jun 20, 2023 2:34


Cennet ehlinden Cennet'e ilk girecek olanlar, Resûlullâh (s.a.v.) ve onun ümmetinden olan salih mü'minlerdir. Çünkü onlar dünyada fitnenin kol gezdiği bir dönemde geldiler. Onlar yeryüzünde fitnenin alevlendiği bir zamanda yaşadılar. Öyle bir zaman diliminde yaşadılar ki yeryüzü fitneyle ve zevklerle doluydu ayrıca kıyâmet de yeryüzü bütün süslerini geri aldıktan sonra onların üzerine kopmuştu. Öyleyse bu şartlarda Resûlullâh (s.a.v.)'e tabi olanlar elbette ki cennet ehlinden olmak durumundadırlar. Bu Resûlullâh (s.a.v.)'e ve ümmetine olan ikrâmdır. Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmaktadır: “Allâhü Teâlâ Hazretleri Cennet'i yarattığı zaman Cibril (a.s)'a: “Git ona bir bak” buyurdular. O da gidip cennete baktı ve “Ey Râbbim! Senin izzetine yemin olsun, onu işitip de ona girmeyen kalmayacak, herkes ona girecek” dedi. Allâhü Teâlâ Cennet'in etrafını mekruhlarla çevirdi. Sonra “Hele git ona bir daha bak” buyurdu. Cebrail (a.s.) gidip bir daha baktı. Sonra da “Korkarım ona hiç kimse girmeyecek!” dedi. Cehennem'i yaratınca Cebrail (a.s.)'a: “Git bir de şuna bak” buyurdu. O da gidip ona baktı ve “İzzetine yemin olsun, işitenlerden kimse ona girmeyecektir” dedi. Allâhü Teâlâ onun etrafını şehvetlerle kuşattı. Sonra da “Git ona bir kere daha bak” dedi. O da gidip ona baktı. Döndüğü zaman “İzzetine yemin olsun ki tek kişi kalmayıp herkesin ona gireceğinden korkuyorum!” dedi.” (Ebû Davud) Hadiste bahsedildiği şekilde Cennet'in zorluklarla kuşatılmış olması, oraya girmenin ancak Allâh (c.c.)'a ve Resûlullâh (s.a.v.)'e tâbî olmak, nehiylerinden kaçınmak, nefsin hevâ ve heveslerine karşı koymak ve bu yolda karşılaşılacak bütün meşakkâtlere katlanmakla mümkün olduğunu ifade etmektedir.(Muhammed Mütevelli Şaravî, Kur'ânda Kıyâmet Sahneleri, s.167-168)

Kerem Önder
Öfkeli olma, yumuşak ol! – Mektubat, 98. Mektup / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Jun 15, 2023 42:55


Öfkeli olma, yumuşak ol! – Mektubat, 98. Mektup Bu mektûb, şeyh Zekeriyyânın oğlu Abdülkâdire yazılmışdır. İnsanlara karşı sert olmağı değil, yumuşak davranmağı, çeşidli hadîs-i şerîfler göstererek bildirmekdedir: “Allahü teâlâ hepimizi tâm orta yolda bulundursun! Va'z etmekde, nasîhat etmekde ve Allahın kullarına müslimânlığı öğretmekde gözetilmesi lâzım gelen şeyleri bildiren birkaç hadîs-i şerîf yazıyorum. Hak teâlâ, bunlara uygun davranmamızı nasîb eylesin! Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Allahü teâlâ refîkdir. Yumuşaklığı sever. Sertlik edenlere vermediği şeyleri ve başka hiçbir şeye vermediğini, yumuşak davranana ihsân eder). Bu hadîs, İmâm-ı Müslimin “rahmetullahi aleyh” (Sahîh)inde vardır. Yine (Müslim)de bildiriliyor ki, Âişeye “radıyallahü anhâ”, (Yumuşak davran! Sertlikden ve çirkin şeyden sakın! Yumuşaklık insanı süsler. Çirkinliğini giderir) buyurdu. [(Müslim)deki] hadîs-i şerîfde, (Yumuşak davranmayan, hayr yapmamış olur) buyuruldu. [(Buhârî)deki] hadîs-i şerîfde, (İçinizde en sevdiğim kimse, huyu en güzel olanınızdır) buyuruldu. [İmâm-ı Ahmed ve Tirmüzînin “rahimehümüllah” bildirdikleri] hadîs-i şerîfde, (Kendisine yumuşaklık verilen kimseye dünyâ ve âhıret iyilikleri verilmişdir) buyuruldu. [İmâm-ı Ahmed, Tirmüzî, Hâkim ve Buhârînin “rahimehümullah” bildirdikleri] hadîs-i şerîfde, (Hayâ, îmândandır. Îmânı olan Cennetdedir. Fuhş, kötülükdür. Kötüler Cehennemdedir) buyuruldu. [İmâm-ı Ahmed ve Tirmüzînin bildirdikleri] hadîs-i şerîfde, (Cehenneme girmesi harâm olan ve Cehennemin de onu yakması harâm olan kimseyi bildiriyorum. Dikkat ediniz! Bu kimse, insanlara kolaylık, yumuşaklık gösterendir) buyuruldu. [Ahmed ve Tirmüzî ve Ebû Dâvüdün bildirdikleri] hadîs-i şerîfde, (Yumuşak olanlar ve kolaylık gösterenler, burnuna yuları takılmış deve gibidir. Yürütmek istenirse, hayvan ona uyar. Taşın üzerine oturtmak istenirse, hayvan oraya oturur) buyuruldu. [(Buhârî)deki] hadîs-i şerîfde, (Kızdığı zemân istediğini yapabilecek [müslimân] bir kimse, kızmazsa, Allahü teâlâ kıyâmet günü onu herkesin arasından çağırır. Cennetde istediğin yere git der) buyuruldu. [Bütün kitâblarda yazılı olan hadîs-i şerîfde], bir kimse Resûlullahdan nasîhat istedikde, (Kızma, sinirlenme!) buyurdu. Birkaç kerre sordukda, hepsine de (Kızma, sinirlenme!) buyurdu. [Tirmüzî ve Ebû Dâvüdün “rahime-hümallah” bildirdikleri] hadîs-i şerîfde, (Cennete gidecek olanları haber veriyorum, dinleyiniz! Zaîfdirler, güçleri yetmez. Birşey yapmak için yemîn ederlerse, Allahü teâlâ, bunların yemînlerini, muhakkak yerine getirir. Cehenneme gidecek olanları bildiriyorum, dinleyiniz! Sertlik gösterirler. Acele ederler. Kendilerini üstün görürler) buyuruldu. [Tirmüzî ve Ebû Dâvüdün “rahime-hümallah” bildirdikleri] hadîs-i şerîfde, (Bir kimse ayakda iken kızarsa, otursun. Oturmakla geçmezse yatsın!) buyuruldu. [Taberânî, Beyhekî ve İbni Asâkirin “rahime-hümullah” bildirdikleri] hadîs-i şerîfde, (Sarı sabır maddesi balı bozduğu gibi, kızgınlık da îmânı bozar) buyuruldu. [Beyhekî ve Ebû Nu'aymın “rahime-hümallah” bildirdikleri] hadîs-i şerîfde, (Allah için aşağı gönüllü olanı, Allahü teâlâ yükseltir. Bu, kendini küçük görür. Fekat, insanların gözünde büyükdür. Bir kimse, kendini başkalarından üstün tutarsa, Allahü teâlâ onu alçaltır. Herkesin gözünde küçük olur. Kendini yalnız kendisi büyük görür. Hattâ köpekden, domuzdan dahâ aşağı görünür) buyuruldu. [Beyhekînin “rahime-hullah” bildirdiği] hadîs-i şerîfde, (Mûsâ bin İmrân “alâ nebiyyinâ ve aleyhissalevâtü vetteslîmât”, Yâ Rabbî! Kullarının en kıymetlisi kimdir? dedikde, gücü yetdiği zemân afv edendir, buyuruldu) buyurdu. [Ebû Ya'lânın “rahime-hullah” bildirdiği] hadîs-i şerîfde, (Bir kimse, dilini tutarsa, Allahü teâlâ onun utanacak şeylerini örter. Gazabını tutarsa, kıyâmet günü Allahü teâlâ azâbını ondan çeker. Bir kimse, Allahü teâlâya yalvarırsa, kabûl eder) buyuruldu.

Hizmetten
20.BÖLÜM | '' Bize hicret beldelerimizi ve kardeşlerimizi sevdir'' GÖNÜLLERİN EFENDİSİ

Hizmetten

Play Episode Listen Later May 4, 2023 26:02


Gönüllerin Efendisi programımızda Peygamber Efendimiz 'in (sav) hayatı görüntüler, fotoğraflar, haritalar, krokiler eşliğinde anlatılacak! Kainatı şereflendirmesinden ruhunun ufkuna yürüdüğü âna kadar bu şerefli hayat, kronolojik olarak siyer felsefesi eşliğinde ilgili kaynaklara müracaat edilerek sunulacak! Bu bölümde: MEDİNEDE İLK TAVSİYELER "Ey insanlar. Selamı yayın. Yemek yedirin. Akrabalık bağını koparmayın. İnsanlar uykudayken namaz kılın. Cennete de esenlikle girin." (Tirmizi, 3/313; MAce,3251, Darimi, 1/340) MEDİNEYE YAPILAN DUA Efendimiz (sav) ise yeni memleketleri Medine için o kadar dua ettiği toplansa belki bir kitap oluşur.. İşte o dualardan bir tanesi: “Allah'ım! Şüphe yok ki İbrahim (as) Senin kulun, halîlin ve peygamberindi. Ben de Senin kulun ve peygamberinim! O sana Mekke için dua etmişti. Ben de, Sana Medine için dua ediyor; onun Mekke için yaptığı duasında Senden dilediğinin bir mislini, bir kat daha fazlasıyla birlikbe Medine için Senden diliyorum” Ve daha bir çok detayı İsmet Macit Beyin anlatımıyla Gönüllerin Efendisi programında bulacaksınız.

Mevlana Takvimi
DİLİN EN BÜYÜK ÂFETLERİNDEN: GIYBET - 26 NİSAN 2023 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Apr 26, 2023 2:35


Gıybet, doğru olsa bile bir kimsenin arkasında ondan bahsedip, duyduğu zaman üzüleceği şekilde konuşmaktır. Yalan söylerse, iftira ve bühtan olur. Bu da ekseri dil ile olur. Allâhü Teâlâ'nın korudukları hariç bundan kimse kurtulamaz. Çok büyük günâhtır. Allâhü Teâlâ Kur'ân-ı Kerîm'de bunu, ölü kardeşinin etini yemeye benzetiyor. Resûlullâh (s.a.v.) buyurdu ki: “Gıybetten sakınınız; zira gıybet, zinâdan daha şiddetlidir. Çünkü zinâ eden kimse tevbekâr olur, Allâh da kendisini afveder. Fakat gıybet edilen, afvedilinceye kadar, gıybet eden afvedilmez” Yine buyurdu: “Mi'raç gecesi bir grup insanlar gördüm, tırnakları ile yüzlerinin etlerini kazırlardı. Bunlar kimdir? dedim. İnsanlan gıybet edenlerdir, dediler.” Süleyman ibn Câbir (radıyallahü anh) anlatır: Resûlullâh'a, (s.a.v.) bana, beni koruyacak bir şey öğretiniz, dedim. “Kendi kovandan başkasının kabına su doldurmak olsa bile iyi işi küçük görme, Müslüman kardeşine doğru ol, yanından kalkınca gıybet etme” buyurdu. Allâhü Teâlâ Musa (a.s.) vahiy gönderdi: “Gıybet edip tevbe etmeyen Cehenneme girenlerin birincisi olur. Tevbe edip de ölen ise Cennete girenlerin sonuncusu olur” Câbir (r.a.) anlatır: Resûlullâh (s.a.v.) ile seferde idik. İki kabre uğradı ve “İkisi de azabtadır. Biri gıybet ettiği için, diğeri de elbisesini bevilden (sidikten) korumadığı için” buyurdu. Sonra yaş bir dalı ikiye böldü, mezarlann üzerine koydu ve “Bu dallar yaş kaldıktan müddetçe bunların azâbı hafifler” buyurdu. Kalb ile gıybet etmek, dil ile etmek gibi haramdır. Bir kimsenin noksanını, kusurunu başkasına söylemek doğru olmadığı gibi, kendi kendine söylemek de caiz değildir. Gıybeti dinleyen de (kalb ile muhalefet etmemesi hariç) gıybeti yapan gibi gıybete ortaktır. (İmam-ı Gazâli, Kimya-yı Saadet, s.441)

Mevlana Takvimi
HESAPSIZ CENNETE DÂHİL OLACAK ZÜMRE - 20 NİSAN 2023 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Apr 20, 2023 2:32


Nebî (s.a.v.) Allâh (c.c.)'u çok zikredenlerin hesapsız cennete gireceğini söylemişlerdir. Bunlar Azhâb Sûresi'nde de Allâh (c.c.)'u çokça zikreden kadın ve erkekler olarak geçmektedir. Hayatı boyunca Allâh (c.c.)'u unutmadan yaşayan ve Hâkk Teâla hazretlerinin Müzzemmil Sûresi'nde beyân ettiği üzere gece teheccüd namazına kalkıp, hanımını da kaldırıp teheccüd namazını kılıp, Cenâb-ı Hâkk'ı zikirle meşgul olan kişilerdir. Allâh (c.c.) hepimizi kalbini tasfiye ve nefsini tezkiye edip, kendisini unutmadan, her daim kendisinin huzurunda olduğumuzu bilerek, onu görürmüşcesine ibâdet eden kulları zümresine dâhil eylesin. Böyle olunca Allâh (c.c.); “Rahman'ın kulları, cahillere rastladığında “Selâmet üzerine olsun.” derler, geçer giderler.” (Furkan s. 63) buyuruyor. Yani neticede insan o seviyeye erişince cahilin söylediğine cevâp bile vermez. Allâh (c.c.) rızasından ayırmasın ve sırât-ı müstakimden ayırmasın. Hepimize Ehl-i Sünnet Ve'l Cemaat itikâdı üzere yaşayıp öyle ölmeyi nasip eylesin. Resulullah (s.a.v.) “Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak. Bunlardan yetmiş ikisi dalâlettedir, birisi hidâyet üzeredir.” (Ebû Davud) buyurmuşlardır. Orada bulunan Sahâbe-i Kirâm “Onlar kimlerdir Ya Resulullah?” diye sorunca Nebi (s.a.v.) “Benim ve Ashâbımın yolunda bulunanlardır.” buyurmuşlardır. Allâh (c.c.) hepimize Nebi (s.a.v.)'in, Sahâbe-i Kirâm (r.a.e.)'in ve o sahabeyi bize anlatan âlimlerin yolunda olmayı nasip eylesin. İslâm düşmanlarının dediği gibi bu din ulemânın dini değildir; bu din Allâh (c.c.) ve Resûlü (s.a.v.)'in dinidir. Ulemâ bu din için hayatlarını fedâ etmiş insanlardır. Bizim onların hepsini tâzimle anmamız ve onların yanında komutanı yanında bulunan asker gibi olmamız gerekmektedir. (Ömer Muhammed Öztürk, Sohbetler-2, s.34-35)

Kur'an-i Kerim Tefsiri
A024 Ali Küçük - Bakara Suresi 106-112. Ayetler Tefsiri

Kur'an-i Kerim Tefsiri

Play Episode Listen Later Apr 9, 2023 55:43


#A024 BAKARA SÜRESİ 106-112 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla 106 Biz bir âyetin hükmünü değiştirir veya unutturursak, ondan. Daha hayırlısını veya benzerini getiririz. Bilmez misiniz ki, Allah her şeye kadirdir. 107 Bilmez misiniz ki, göklerin ve yerin mülkü Allah'a aittir ve size Allah'tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır. 108 Yoksa siz, daha önce Musa'nın sorguya çekildiği gibi rasulünüzü sorguya mı çekmek istiyorsunuz? Kim imanı küfürle değişirse, o dosdoğru yoldan sapmış olur. 109 Ehli kitaptan çoğu, gerçek kendilerine açıklandıktan sonra nefislerindeki haset nedeniyle sizi imandan sonra küfre çevirmek isterler. Fakat size Allah'ın emri gelinceye kadar onları bırakın ve afvedin. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir. 110 Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. Kendiniz için önceden hayır olarak neyi takdim ederseniz, Allah katında onu bulacaksınız. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı görüyor. 111 Yahudi ve Hıristiyan olanlardan başkası Cennete giremeyecek dediler. Bu onların kuruntularıdır. Onlara söyle: "Doğru iseniz haydi delilinizi getirin." 112 Hayır, kim muhsin olarak (Allah'ı görmediği halde görür gibi) yüzünü Allah'a teslim ederse, işte ona Rabbi katında ecir vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/a024-ali-kuecuek-bakara-1

Vel Asr
ESMA'ÜL HÜSNA İLAHİSİ ALLAH'ın 99 ADI VE ANLAMI

Vel Asr

Play Episode Listen Later Mar 27, 2023 13:25


#allah #dua #esmaülhüsna #ramazan #muhammed #islam ALLAH`ın doksan dokuz ismi vardır. Kim bunları ezberlerse Cennete girer. Esmaül Hüsna ne demek? Esmaül Hüsna ile ilgili ayet ve hadisler nelerdir? Allah'ın kaç ismi vardır? Esmaül Hüsna'nın anlamları ve faziletleri nelerdir? İşte Esmaül Hüsna (Allah'ın 99 ismi) ve anlamları… İsmin çoğulu olan esma ile “güzel, en güzel” anlamındaki hüsna kelimelerinden oluşan esma-i hüsna (El-esmaül-hüsna) terkibi naslarda Allah'a nisbet edilen isimleri ifade eder. Allah'ın 99 ismi ve anlamları... Hadis-i şerifte buyrulur: “Allah'ın 99 ismi vardır. Kim bunları sayarsa (ihsâ) Cennet'e girer.” (Tirmizî, De'avât, 83)

MyMecra Podcast
Padişahı Cennete Almayacağım - B89 - Biri Bir Gün | Serdar Tuncer

MyMecra Podcast

Play Episode Listen Later Mar 2, 2023 23:13


Her hafta birbirinden farklı hikayelerle izleyicilerini kıssadan hisse almaya davet eden Serdar Tuncer, bu hafta Biri Bir Gün'de "Padişahı Cennete Almayacağım" hikayesini anlatıyor. Serdar Tuncer bu bölümde başlıca şunları anlattı: Selamın aleyküm erenler ve dahi erenlere gönül verenler hatta ve hatta çayı sevenler ve dahi son nefesinden emin olmayanlar, son nefesinde kendi akıbetinden emin olamadığı için de bir başkasını teraziye çıkartıp tartma hususunda haddini bilenler... Hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Padişahın biri bir gün tebdil-i kıyafet yanına kölesini de almış şöyle bir şehri kolaçan etmeye çıkmış... Allah bu padişahlardan razı olsun. Tebdil-i kıyafeti de ilk kim yaptıysa Allah ondan da bin defa razı olsun. Niye? Padişahlar tebdil-i kıyafet şehrin içine çıktıkları vakit bize o kadar çok menkıbe ve kıssa birikmiş ki onlar bunu yapmasaydı biz şimdi ne anlatacaktık bilmiyorum... Padişahların tebdil-i kıyafet sokağa çıkışlarını çekiversek kıssalar tarihinden anlatacak kıssa bulamayacağız ümmet-i muhammede... Bunu ilk yapandan Allah razı olsun. Tabi devir de güzel devir kardeşim. Instagram yok, Twitter yok, Facebook yok, TikTok yok... Tebdil-i kıyafet ne demek bu arada? Kıyafet değiştirmek. Padişah, padişah kıyafetiyle çıksa salınarak o hünkarım diyecekler ve olanı olduğu gibi göremeyecek hazretim, bunun için ne yapıyor? Bi derviş kılığına giriyor, bi molla kılığına giriyor, bi tüccar kılığına giriyor. Tanınmak, bilinmek de olmadığı için halk ne ise o şekilde oluyor padişahın yanında da, hadiseyi olduğu gibi seyrediyor yani... Padişahın biri bir gün soğuk bir kış günü yanına kölesini de almış tebdil-i kıyafet şöyle bir şehri kolaçan etmeye çıkmış... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...

Kardelen
Cüz'î irade şart-ı âdidir. Dua hayır eğilimine kuvvet verir tevbe şer eğilimini keser [Risale-i Nur - 81 | 26. Söz - 11]

Kardelen

Play Episode Listen Later Sep 22, 2022 20:19


https://www.youtube.com/watch?v=zuOkFO3BkOc YİRMİ ALTINCI SÖZ İkinci Mebhas Ehl-i ilme mahsus, ince bir tetkik-i ilmîdir. Eğer desen: Kader ile cüz-ü ihtiyarî nasıl tevfik edilebilir? Elcevap: Yedi vech ile. … Yedincisi: İrade-i cüz'iye-i insaniye ve cüz-ü ihtiyariyesi, çendan zayıftır, bir emr-i itibarîdir. Fakat Cenâb-ı Hak ve Hakîm-i Mutlak, o zayıf, cüz'î iradeyi, irade-i külliyesinin taallûkuna bir şart-ı âdi yapmıştır. Yani, mânen der: "Ey abdim, ihtiyarınla hangi yolu istersen, seni o yolda götürürüm. Öyle ise mes'uliyet sana aittir." Teşbihte hata olmasın, sen bir iktidarsız çocuğu omuzuna alsan, onu muhayyer bırakıp "Nereyi istersen seni oraya götüreceğim" desen; o çocuk yüksek bir dağı istedi, götürdün. Çocuk üşüdü yahut düştü. Elbette "Sen istedin" diyerek itab edip, üstünde bir tokat vuracaksın. İşte, Cenâb-ı Hak, Ahkemü'l-Hâkimîn, nihayet zaafta olan abdin iradesini bir şart-ı âdi yapıp, irade-i külliyesi ona nazar eder. Elhasıl: Ey insan! Senin elinde gayet zayıf, fakat seyyiâtta ve tahribatta eli gayet uzun ve hasenatta eli gayet kısa, cüz-ü ihtiyarî namında bir iraden var. O iradenin bir eline duayı ver ki, silsile-i hasenatın bir meyvesi olan Cennete eli yetişsin ve bir çiçeği olan saadet-i ebediyeye eli uzansın. Diğer eline istiğfarı ver ki, onun eli seyyiâttan kısalsın ve o şecere-i mel'unenin bir meyvesi olan zakkum-u Cehenneme yetişmesin. Demek, dua ve tevekkül meyelân-ı hayra büyük bir kuvvet verdiği gibi, istiğfar ve tevbe dahi meyelân-ı şerri keser, tecavüzâtını kırar.

Beyazperde: Fragmanlar
Cennete Bilet Altyazılı Fragman

Beyazperde: Fragmanlar

Play Episode Listen Later Sep 2, 2022


Kısa bir süre önce Chicago Üniversitesi'nden mezun olan Wren Butler, ey yakın arkadaşı Lily ile Bali'ye gider. Burada yaşayan bir adamla tanışan Lily, ani bir evlilik kararı alır. Bunun üzerine Lily'nin ebeveynleri, kendilerinin 25 yıl önce yaptığı hayatı çocuklarının yapmasını engellemek için harekete geçer. Bu sırada düğün hazırlıkları için Bali'de kalan Wren de hayatının aşkı ile karşılaşır.

M. Fethullah Gülen
Cömertlik cennete uzanan bir daldır l Bir Hasbihal

M. Fethullah Gülen

Play Episode Listen Later Mar 28, 2022 12:59


Cömertlik cennete uzanan bir daldır l Bir Hasbihal by Çınar Medya

MyMecra Podcast
Şeytan da İnsanı Cennete Götürür - B55 - Biri Bir Gün | Serdar Tuncer

MyMecra Podcast

Play Episode Listen Later Mar 23, 2022 19:07


Her hafta birbirinden farklı hikayelerle izleyicilerini kıssadan hisse almaya davet eden Serdar Tuncer, bu hafta Biri Bir Gün'de "Mağaraya Sığınan 3 Arkadaş" hikayesini anlatıyor. Serdar Tuncer bu bölümde başlıca şunları anlattı; Selamın aleyküm erenler ve dahi erenlere gönül verenler hatta ve hatta darlık zamanında olduğu gibi genişlik zamanında da Rabb'ini anması gerektiğini bilenler... Sadece bilmem yeter mi? Yetmez. Bunun da hakkını verenler... Efendimiz Aleyhissalatü Vesselam bir Hadis-i Şerif'lerinde buyuruyor ki; Genişlik zamanlarınızda yani rahat olduğunuz, keyfinizin gıcır olduğu her şeyin tamam olduğu, oh dediğiniz zamanlarda Allah'ı zikredin, Allah'ı anın. O anından kasıt nedir acaba? Namazınızı kılın, orucunuzu tutun, zekatınızı verin, tesbihatınızı yapın, emredilenleri yapın, Hakk'ı zikredin ki darlık zamanınızda da Allah sizi ansın. Allah kulunu nasıl anar? İşte dara düştüğü vakit imdadına yetişmesi Allah'ın kulunu anmasıdır. Bi' sıkıntısı, bi' haceti olupta el açtığında Mevla'nın onu lutfedivermesi Allah'ın kulunu anmasıdır. Allah'ta kulunu anar. "Siz beni anın ki bende sizi anayım!" Ayet-i Celile'si belki birazcıkta buna işaret etmektedir. Resul-ü Ekrem Efendimiz (s.a.v) bir gün Sahabe-i Kiram Efedilerimiz ile otururken onlara bir menkıbe anlatıyor... Hani bazen kıssalardan örnek verdiğinizde, menakıbtan bir şey anlattığınızda bazı bu işi çok bilmeyenler dönerler ve şöyle derler; ya kardeşim hep mi kıssa, hep mi menkıbe bu ne böyle! Menkıbe dini, kıssa dini falan... Bu hoş bir yaklaşım değildir. Şundan dolayı değildir; Cenab-ı Hakk Kur'an-ı Kerim'de menkıbe anlatmaktadır, kıssa anlatmaktadır. Hz. Yusuf'unu anlatır, Hz. Musa'sını anlatır, Hz. İbrahim'ini anlatır... Şöyle kabaca bir hesapla baktığınız vakit belki Kur'an-ı Kerim'in %70'i kıssalardan oluşmaktadır. Dolayısıyla kıssa anlatan birisi Allah-u Teala'nın Kur'an-ı Mübin'inde yaptığını yapmaktadır. Ve Resul-ü Ekrem Efendimiz Aleyhissalatü Vesselam zaman zaman Sahabe-i Kiram Efedilerimize zaman zaman bir kıssa ile bir menkıbe ile geçmiş ümmetlerden birinin başına gelen bir iş ile bir doğruyu tarif eder. Bu da şu demektir; Kıssa anlatan birisi sadece Allah-u Teala'nın Kur'an-ı Kerim'de yaptığını değil aynı zamanda Resul-ü Ekrem Efendimiz'in (s.a.v) yaptığı bir şeyi de yapmaktadır... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...

Kur'an Mealleri
43.ZUHRUF Sûresi KHMK (Arapça: سورة الزخرف) Hasan Basri Çantay sesli meali

Kur'an Mealleri

Play Episode Listen Later Oct 30, 2021 16:27


Zuhruf Suresi (Arapça: سورة الزخرف), zuhruf kelimesi, "süslenmek" anlamına gelen "zahrefe" fiilinden türemiştir. "Mücevher" anlamına gelmektedir. Tabiatın güzelliği için "yeryüzünün süsü" şeklinde mecazi anlamda da kullanılmaktadır. Bu surede bahsedilen en önemli olay, nimet ile inkâr arasındaki ilişkinin gözler önüne serilmesidir. 35. ayette "zuhruf" kelimesi geçtiği için bu ismi almıştır. 89 ayetten oluşan Zuhruf Suresi, Mekke'de, Şûra Suresi'nden sonra inmiştir. Mushaf'ta 43, iniş sırasına göre ise 63. suredir. Surenin Tanıtımı Surenin, Zuhruf Suresi olarak adlandırılmasının nedeni, bu tür dünyevi süslerin değersizliğinden (33. Ayetten 35. Ayete kadar) bahsettiğinden dolayıdır. [1]Bu kelime Kur'an'da 4 kere geçmiştir. Bu surede ise 35. Ayette geçmiştir. Mukatta harflerle başlayan (ha-mim) yirmi dördüncü, havamim surelerinin ise dördüncüsüdür. Ayrıca yeminle başlayan dördüncü suredir.[2] Ayet sayısı 89'dur, ancak bazı karilere göre 88'dir, doğru olan ise birinci görüştür. 838 kelime, 3.609 harften oluşmaktadır. Mushaf sıralamasına göre kırk üçüncü, nüzul sırasına göre ise altmış üçüncü suredir. Sure Mekke'de nazil olmuştur. [3]Hacim olarak mesani surelerden ve bir hizipten biraz daha fazladır.[4] İçeriği Bu surede kavmi tarafından inkâr edilen peygamberlerden bahsedilmekte, müşriklerin yersiz itirazları zikredilerek onlara gerekli cevap verilmektedir. Sure'de Firavun ve Hz. İbrahim kavminin ibret verici hikayelerine değinilmekte, mead konusu ele alınmakta ve yeniden dirilme sahnesi ortaya konulmaktadır. Ayrıca salih insanlar için hazırlanan cennet anlatılmakta ve az da olsa Hz. İsa'nın (a.s) hikayesine yer verilmektedir.[5] Zuhruf Suresi'nin içerdiği konuları 7 ana başlık altında toplayabiliriz: Peygamber Efendimizin (s.a.a) Nübüvveti ve Kur'an'ın ehemmiyeti. Afakî Tevhid'in bazı delilleri ve Allah'ın insanlara bahşetmiş olduğu nimetlerin hatırlatılması. Şirk ile mücadele, Allah'a reva görülmeyecek nispetlerin nefyedilmesi ve körü körüne taklit. Geçmiş peygamberler ve kavimlerinin hikayeleri. Mead, müminlerin mükâfatı, kâfirlerin kaderi, mücrimlere uyarı. İmansız şahısların onları yanlışa sevk eden batıl ölçüleri. Nasihat ve korkutmak.[6] Tefsir Ayet 3; Kur'an, Arapça'dır: Zuhruf Suresi 3. Ayet-i kerimede, Kur'an-ı Kerim'in Arapça olarak, nazil olduğu beyan edilmektedir. Kur'an'ın Arapça olması ya; Kur'an'ın Arapça nazil olması veyahutta Fesahat anlamına gelmesi demektir. Zira Arapça'nın manalarından bir diğeri de Fasih demektir. Yani; tüm herkesin Kur'an-ı daha iyi anlayabilmesi ve hakikatlerin kelimeler ve cümleler arasından zahir olabilmesi için Kur'an-ı son derece Fasih olarak karar kıldık. [8] Allame Tabatabai, Kur'an'ın nazil olmadan önce, beşer aklının ulaşamayacağı merhalede olduğuna inanmaktadır. Ancak Kur'an, Arapça kalıbında nazil olduktan sonra beşer için anlaşılabilir olmuştur. Ayette; Kur'an-ı Arapça olarak nazil ettik ki düşünesiniz denilmesinden maksat yani; Kur'an-ın Arapça nazil olması ile birlikte, Kur'an beşer için anlaşılır olmuştur demektir. [9] Fazilet ve Özellikleri İmam Bakır'dan (a.s) şöyle bir rivayet nakledilmiştir: Her kim, Zuhruf Suresi'ni okumayı devam ettirirse, Yüce Allah'ın huzuruna çıkana ve Zuhruf Suresi gelip o şahsı Allah'ın emriyle Cennete sokana dek, Allah Teâlâ onu kabirde haşerelerden ve kabir azabından âmânda kılar. [10] Peygamber Efendimizden (s.a.a) şöyle bir hadis-i şerif nakledilmiştir: Her kim, Zuhruf Suresi'ni okursa, kıyamet gününde o şahıslara şu şekilde hitap edilecektir: Ey benim kullarım! Bugün size ne bir korku ve ne de bir üzüntü vardır; sorgusuz sualsiz Cennete giriverin. [11] Tarihi Rivayetler ve Öyküler Hz. İbrahim'in (a.s) putperestlikten beri olması. 26-28. Ayet-i kerimeler. Hz. Musa'nın (a.s) Firavun'u davet etmesi, Firavun'un kendisini büyük görmesi, halkın Firavun'a itaat

MyMecra Podcast
Şeytan da Adamı Cennete Götürür - Dinle Neyden - B26 | Ömer Tuğrul İnançer

MyMecra Podcast

Play Episode Listen Later Aug 30, 2021 21:20


Ömer Tuğrul İnançer Dinle Neyden'in bu bölümünde tesirden, zerafetten, samimi olmaktan, kendin olmaktan vb. bir çok incelikten bahsetti. Ömer Tuğrul İnançer bu bölümde başlıca şunları anlattı; Eskiden ama eskimemiş eskiden bahsederken günümüzde o kıdemli zamanlarının zerafetinin, nezahetinin, inceliğinin olmadığından şikayet edenler var. Doğru bir tespit ama her şikayet edilenin bir çaresinin olduğunu bilerek o çareyi bulmak lazım. Tabi çarenin yüzde ellisi doğru teşhistedir. Efendim hayatımız değişti bugünkü hız ve haz dünyasında zerafete, nezakete, nezahete pek yer kalmadı gibi gözüküyor çünkü hız meselesi, pek basit bir misal arz edeyim; devlet başkanları, hükümet başkanları, kibar ricali devlet eskiden bir vakar içinde yürürlerdi şimdi merdivenleri koşa koşa çıkmak 60-70 yaşındaki adamlara enerjik gözükmek gibi bir olduğundan başka türlü gözükmek riyası yapıyor. Riya olunca tesir olmaz efendim, tesir olmaz. Tesir, samimiyetle olur. Pekala normal adımlarla yürüsek ne olur? Enerjik olacakmış. Halbuki beyin fonksiyonları, beyin salgıları üzerinde inceleme yapan bütün alimler biliyorlar ki insanın en icad edici yaşı 60'da başlar. 90'larda da yükselir. Tabi ondan önceki hayatını insani ölçüler içinde geçirdiyse... Yani amiyane tabirle morukluk normal yaşayan insanda olmaz bilakis fiili üreticilik değil ama fikri üreticilik yükselir. İşte olduğundan başka türlü gözükerek, kendini olduğundan başka tanıtarak bir şeyler yapılmak isteniyor ama farkındayız dimi efendim, olmuyor. Çünkü arz ettiğim gibi samimi olmayan davranışlar muhataba tesir etmez. Çünkü tesir bedenin algılama gücü veya algılama kapıları olan beş duyuyla değil, gönülle olur. Gönül, riyayı ve samimiyeti hemen anlar. Nasıl anladığını da anlatmaz... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...

MyMecra Podcast
Cennete Gitmek Çok Kolay - Biri Bir Gün - B27 | Serdar Tuncer

MyMecra Podcast

Play Episode Listen Later Aug 30, 2021 22:41


Her hafta birbirinden farklı hikayelerle izleyicilerini kıssadan hisse almaya davet eden Serdar Tuncer bu hafta Biri Bir Gün'de "Hazreti Musa'nın (a.s) Cennetteki Komşusu" hikayesini anlatıyor. Serdar Tuncer'in Biri Bir Gün'de anlattığı hikaye; Musa Aleyhisselam bir gün: “Ya Rabbi, Cennet'te benim komşum kim olacak, bana bildir de gidip onunla görüşeyim.” dedi. Musa Aleyhisselam'a şöyle vahiy edildi: "Falan beldeye git! Orada çarşının başında bir kasap dükkanı var. O dükkanın sahibi olan kasabı gör! O veli bir kulumdur. Yalnız bilesin ki, onun çok önemli bir işi vardır. Çağırırsan gelmez. İşte o senin cennetteki komşundur." Musa Aleyhisselam hemen bildirilen yere gitti. Kasabı buldu ve ona: “Ben sana misafir geldim.” dedi. Kasap, Musa Aleyhisselam'ı tanımıyordu. Ona ‘Hoş geldin' deyip bir kenara oturttu. Dükkandaki işi bitince de alıp evine götürdü. Evinin baş köşesine oturtup çok ikramda bulundu. Musa Aleyhisselam, ev sahibini dikkatle takip ediyordu. Ev sahibi kasabın ocakta çömlek içinde et pişirdiğini gördü. Et pişince çömlekteki eti küçük küçük parçalara ayırdı. Bunları bir tabağa koyup bir kenara bıraktı. Sonra bir et parçası daha çıkartıp, onu da misafiri Musa Aleyhisselam'a ikram ederek dedi ki: “Benim önemli bir işim var. Sen beni bekleme yemeğini ye!” Sonra da yanından ayrıldı. “Önemli bir işim var.” deyince, Musa Aleyhisselam, ‘önemli işi nedir' diye merak etti ve gizlice kasabı takip etti. Kasap, Musa Aleyhisselam'ın yanından ayrıldıktan sonra, yandaki odaya geçti. Duvarda asılı duran büyük bir zembili indirdi. Zembilde çok ihtiyar, mecalsiz bir kadın vardı. Kadına küçük küçük parçaladığı etleri yedirdi. Karnını güzelce doyurduktan sonra, altındaki kirlenmiş bezleri aldı, yerine temizlerini koydu. Sonra kirli bezleri yıkayıp astıktan sonra ellerini yıkayıp Musa Aleyhisselam'ın yanına geldi. Daha yemeğe başlamadığını gören kasap sordu. “Niçin yemeğe başlamadınız?” Musa Aleyhisselam, “Sen bana zembildeki sırrı söylemedikçe bir lokma bile yemem.” dedi. “Mademki merak ettin anlatayım: Ey misafir, bu zembildeki benim yaşlı annemdir. Çok yaşlı olduğu için takatten düştü. Evde bakacak başka kimsem de yok. Evleneceğim; fakat hanımım annemi incitir, onu üzer diye evlenemiyorum. İşe gittiğimde herhangi bir hayvanın kendisine zarar vermemesi için onu gördüğün gibi bir zembile koydum. Her gün gelip iki öğün yemek yediriyorum. Diğer hizmetlerini de görüp gönül rahatlığıyla işime gidiyorum.” Bunun üzerine Musa Aleyhisselam dedi ki: “Ancak anlamadığım bir şey daha var. Sen annene yemek yedirip su içirdikten sonra, dudaklarını kıpırdatıp bir şeyler söyledi, sen de AMİN dedin. Annen ne söyledi ki amin dedin?” “Annem, her hizmet edişimde ‘Allah seni Cennet'te Musa Aleyhisselam'a komşu eylesin' diye dua eder. Ben, hiç ihtimal vermediğim halde, bu güzel duaya ‘amin' derim. Ben kimim ki, o büyük peygamberle komşuluk edebileyim. Onunla komşuluk edebilecek ne amelim var ki?” O zamana kadar kim olduğunu saklayan Musa Aleyhisselam, buyurdu ki: “Ey Allah'ın sevgili kulu, ben Musa'yım. Beni sana Allah–u Tealâ gönderdi. Annenin rızasını kazandığın için Cennet–i Â'lâ'yı ve orada bana komşu olmayı kazandın.” Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...