Podcasts about akp mhp

  • 28PODCASTS
  • 80EPISODES
  • 24mAVG DURATION
  • 1MONTHLY NEW EPISODE
  • May 17, 2025LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about akp mhp

Latest podcast episodes about akp mhp

Gerçek gazetesi
Sungur Savran: Dünyaya savaş açan adam

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later May 17, 2025 10:50


Donald Trump Nisan sonunda ABD başkanı olarak 100 gününü doldurdu. Bütün dünya bu 100 günü tartışıyor. Ama hiçbir şey anlayamadan. Tam körlerin fili tarifi öyküsündeki gibi: Herkes hangi nokta kendi dikkatini çekerse onu öne çıkarıyor. Trump ekonomiyi batırıyor, devlet adabını bozuyor, ABD'yi dünyadan koparıyor, demokrasiyi çiğniyor, Amerikan üniversite sistemini mahvedecek, göçmenlerin haklarını çiğniyor falan filan. Şu soruya cevap arayan yok: Neden?Bizim, Türkiye'de Trump'a karşı nasıl bir politika izlenmesi gerektiğini tartışabilmemiz için önce bunu anlamamız lazım. Trump neden bu kadar Amerika'nın da çıkarlarına aykırı olduğu iddia edilen bir politik program uyguluyor?Trump kaprisli ya da deli mi?Biz bu soruya Trump daha ilk dönemine başlarken cevap verdik. O yüzden şimdiki deli dolu politikaların her birini yerine oturtabiliyoruz. Trump'ın sapık politikaları dünya kapitalizminin ta 1970'li yılların ortalarından beri uygulamaya giriştiği neoliberal stratejinin, hem de Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra uygulamaya konulan “küreselleşme” olarak anılan politikalarla de güçlendirilmesine rağmen 2008'de yeniden çok derin bir ekonomik krize düşmesine bir yanıttır. Trump diyor ki, kapitalizmin sorunlarına dünya ölçeğinde bir cevap bulunamıyor. Ben Amerika'nın çıkarına bakarım. Amerika için iyi olan dünya için de iyidir.Altın kimdeyse…Trump savaşa sadece silahla gidilmeyeceğini biliyor. Ekonomik gücün savaşan ülkelerin en önemli kozu olduğunu, o olmadan silahların ve orduların gücünün ancak geçici olacağını anlıyor. Bunun son işaretini kendi kurduğu sosyal medya ortamı olan Truth Social'da son günlerdeki bir paylaşımı ile verdi. Yazdığı şu: “Altın kimdeyse kuralları o koyar.” (İngilizcesiyle “He who has the gold makes the rules.”) Bir bakıma “parayı veren düdüğü çalar” anlamına gelen bir söz. Amerikan popüler kültürünün çok içinden söylüyor bunu. Amerika'da savaş sonrası kapitalizmin en pürüzsüz gelişmekte olduğu 1960'lı yıllarda bir gazetede neşredilmeye başlanan, çok popüler olmuş “Wizard of Id” (yani “İd Büyücüsü”) başlıklı mizahi çizgi roman türü karikatür dizisinde “İd” ülkesinin kralının tebaasını toplayıp beyan ettiği bir “Altın Kural”a dayanıyor. Karikatürün orijinalini bu yazının başındaki fotoğrafta görüyorsunuz. Kral “Altın Kural'ı hatırlayın!” buyuruyor. Halktan biri “neymiş o?” diye soruyor. Bir başkası “Altın kimdeyse kuralları o koyar” diyor. Bu, Amerikan kültüründe yarım yüzyıl önce çok yayılmış ve hâlâ yaygın olarak konuşulan bir laf. Hani bizde diyelim Porof Zihni Sinir ya da Avanak Avni ya da Muhlis Bey hâlâ bilinir ya, öyle işte. Trump halkla iletişim kurmayı bilen bir milyarder. Popüler kültürden bir sayfa açmış. Zaten başka bir kültürü de yok.Trump karşıtı burjuva ve sözde sol cepheden sefalet manzaralarıABD'de güya sola yatkın Demokrat Parti nakavt durumda. Daha parmaklarını bile kıpırdatamadılar. Aralarında bir tek Bernie Sanders hayat emaresi gösteriyor: Bu beyefendi 2016 ve 2020'de bu partinin ön seçimlerine katılmış ve yenilse de epeyce başarılı olmuştu. ama sonunda Hillary Clinton ve Joseph R. Biden gibi Wall Street hizmetkârlarına biat etmiş, seçimlerde onları desteklemişti. Sınıf sorunlarını öne çıkaran ve kendine “demokratik sosyalist” sıfatı takan biri. Yanına aynı zamanda Democratic Socialists of America (Amerikan Demokrat Sosyalistleri) olarak anılan, ABD'nin en büyük sözde “sosyalist” örgütünün üyesi olan, Temsilciler Meclisi üyesi, Alexandra Ocasio-Cortez'i alarak Amerika'yı turluyor. On binlerce insanın katıldığı çok büyük toplantılar düzenliyor. Turun adı “Oligarşiyle Mücadele”. Dolar milyarderlerini (Elon Musk'ı, Jeff Bezos'u, Mark Zuckerberg'i ve benzerlerini) püskürtecek Sanders.“Komşuda pişer bize de düşer” mi?Filistin meselesi bizi Türkiye'ye getiriyor. Şimdi Trump, Esad'ı devirip yerine kravatlı tekfircileri geçirdiği için Erdoğan'ı övdü ya, AKP-MHP blokunun aklı evvelleri ellerini ovuşturuyor, “komşuda pişer, bize de düşer” hesapları yapıyorlar.

Gerçek gazetesi
Sungur Savran: Siz hâlâ anlayamadınız!

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Apr 8, 2025 5:43


“Adalet Yürüyüşü”nden “Altılı Masa”ya ve “Kent Uzlaşısı”na, Türkiye solu epeyce büyük bir çoğunluğuyla burjuva parlamenter düzene adaptasyonunu büyük bir kararlılıkla parlattı, pekiştirdi, perçinledi. Artık birçok siyasi partinin taraftarları günlük siyasi sohbetlerinde “bizim taraf” dediklerinde CHP'yi de kendi cephelerinde sayıyor, bir sonraki seçimde AKP'nin adayları karşısında CHP'ninkilere oy çağrısı yapacaklarına bir vazgeçilmez varsayım olarak bakıyorlar. Başka nasıl olsun ki? Türkiye sosyalist hareketinin bu çok geniş kanadı artık politikaya “kazanılması gereken seçimler” ölçeğinde bakıyor. “Ah, Erdoğan bu defa seçimleri kaybetse” özleminden ileri giden pek az şey var siyasi tahayyüllerinde. Ufkunuzu böyle bir amaçla sınırlarsanız, bugün var olan her türden devasa sorunun Erdoğan ve AKP'nin (ya da AKP-MHP koalisyonunun) seçimleri yitirmesiyle çözüme kavuşacağını hayal etmeye başlarsanız, tabii ki bugün var olan illetlerin anası olarak gördüğünüz siyasi hareketin ve önderinin yenilgisinden başka bir şey düşünemez hale gelirsiniz. O zaman da onun tek “gerçekçi” alternatifi olarak gördüğünüz ana muhalefet partisinin seçim zaferi, sizin için kurtuluş formülü olur.Bütün bunları bizim için güncel kılan, bizim soldaki CHP tutkusunu yeniden ele almamıza yol açan, elbette son dönemde Ekrem İmamoğlu'na hukuk peçesi altında düzenlenen siyasi saldırı dolayısıyla yaşanan ülke çapındaki siyasi kriz oldu. Öyle bir siyasi krizden söz ediyoruz ki, bizim partice “istibdad” olarak andığımız, solun çok önemli bir bölümünün ise ağız dolusu “faşizm” olarak nitelediği (ama seçimle tasfiye etmeyi hayal ettiği!) rejimi de geçici bir krize sürükledi. Haydi rejimin, ana muhalefet partisinin İstanbul Saraçhane'de veya başka kentlerde benzer mekânlarda düzenlediği kitlesel gösterilere dokunamamasını büyütmeyelim. Ama kriz CHP'den hızla uzaklaşan öğrenci gençliğin düzenlediği, son derecede radikal sloganların atıldığı yürüyüşlere dahi dokunamadığı bir atmosfer doğurdu. Müdahale ancak hareketin soluğu tükendiğinde geldi. Herkesin yaka silktiği siyasi rejim, Fransa'da ya da Amerika'da yapılan gösterilerde polisin gösterdiği hunharlığın onda birini uygulayacak cesareti bulamadı kendinde. Demek ki, şimdilik büyük ölçüde CHP'nin evcilleştirici denetimi altında kalmış olsa bile büyük kitle hareketleri istibdad karşısındaki en güçlü panzehirmiş.Ne gaflet! CHP, daha Millî Mücadele'nin bitişiyle birlikte başlayan bir süreç içinde, Türkiye'yi Avrupa emperyalizminin ideolojik kölesi haline getirerek, bu toprakların bütün değerlerini, kültürünü, kişiliğini bir sömürgeci gibi altüst ederek İkinci Dünya Savaşı sonrasında ülkenin NATO'ya ve Avrupa sistemine teslim olmasını hazırlamış, kendisi de cumhuriyetin yüz yılı boyunca bu topraklarda emperyalizmin en aktif ajanı, Siyonizmin en yakın dostu olmuş bir geleneğin mirasçısıdır. AKP emperyalizmin dümen suyundan ayrılmıyor, doğru. Ama CHP emperyalizmin dizinin dibinden ayrılmayan kölesidir.Siz hâlâ anlayamadınız! Çünkü anlamaya çaba göstermiyorsunuz. “Bu memleket nasıl bu hale geldi, anlamıyorum” diye şikâyet edip duruyorsunuz ama anlamaya çalışmadınız hiçbir zaman. Erdoğan neden çeyrek yüzyıldır Türkiye halkının önemli bir bölümünün desteğiyle ayakta kaldı? Neden halkı acından inlettiği halde bir türlü ülkenin başından düşürülemiyor? Çünkü bu halk Türkiye'yi gönüllü ideolojik sömürgeleştirme operasyonuna maruz kılan CHP'ye düşman da onun için. Siz bunu anlamıyorsunuz ve aslında sorunun kaynağı olan CHP'yi çözümün aracı haline çevirmeye bakıyorsunuz. O yüzden debeleniyorsunuz. Avrupa Birliği'ni, Batı dünyasını, emperyalizmi kıble bildiğiniz için körsünüz. Biz ise komplo teorisyenliğini reddeden anti-emperyalistleriz, Avrupa'ya meydan okuyoruz, Türkiye işçi sınıfını ve emekçi halkını er ya da geç kazanacağız ve ne AKP'nin ne CHP'nin köle ruhlu politikalarına teslim olmayan anti-emperyalist bir enternasyonalizmle sadece Türkiye'yi değil Ortadoğu'yu, Batı Asya'yı emperyalizmden ve kapitalizmden kurtaracağız.

DEMOS'tan Sesler
Barış mı Otoriter Çatışma Yönetimi mi?

DEMOS'tan Sesler

Play Episode Listen Later Oct 25, 2024 23:03


DEMOS'tan Sesler geri döndü! Güncel Barış'ın bu bölümünde Türkiye'nin harekeli barış gündemini konuşuyoruz. Devlet Bahçeli'nin Abdullah Öcalan'a yönelik çağrısı yeni bir çözüm sürecinin habercisi mi, yoksa AKP-MHP iktidarının çözümsüzlük politikasının son halkası mı? Araştırmacılarımızdan Dr. Güneş Daşlı'nın “Otoriter Çatışma Yönetimi Açısından 2015 Sonrası Değişen Dinamikleriyle Kürt Sorununu Anlamak” başlıklı politika raporu ışığında son haftanın gelişmelerini değerlendiriyoruz. Görüşlerinizi bizimle sosyal medya hesaplarımız üzerinden #DEMOStanSesler etiketi ile paylaşmayı unutmayın! #ÇözümSüreci #Barış #OtoriterÇatışmaYönetimi Prof. Ayşe Betül Çelik: Barış için tam da CHP tabanının ikna edilmesi gerekiyor, https://www.gazeteduvar.com.tr/prof-ayse-betul-celik-baris-icin-tam-da-chp-tabaninin-ikna-edilmesi-gerekiyor-haber-1729449 Doç. Dr. Arzu Yılmaz: 'Çözüm Süreci'nde muhatap Erdoğan değil Bahçeli gibi görünüyor', https://www.gazeteduvar.com.tr/doc-drarzu-yilmaz-cozum-surecinde-muhatap-erdogan-degil-bahceli-gibi-gorunuyor-makale-1729211 David Lewis, John Heathershaw and Nick Megoran, Illiberal peace? Authoritarian modes of conflict management, Cooperation and Conflict, Vol. 53, No. 4 (December 2018), pp. 486-506 https://www.jstor.org/stable/48512991  Müzik: Front Runner - Blue Dot Sessions

Gerçek gazetesi
Sungur Savran: CHP damgası

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Jul 14, 2024 5:45


Şu eleştiriye bir göz atar mısınız? “15 Temmuz'un ardından, ‘terörle mücadele' adına girişilen iki yıllık OHAL süreci, başkanlık referandumunun yolunu açarken, muhalefet 15 Temmuz sonrasında birçok kritik gündemde ‘Yenikapı ruhu' ile iktidarın arkasına dizildi.” Ya da şuna? “Hileli referandum olarak tarihe geçen 2017 Başkanlık Referandumunda yapılan hukuksuzluklara seçim sonrası itirazlar sürerken (…) Kemal Kılıçdaroğlu ise YSK kararı sonrası sessizliğini ‘Karşı tarafın silahları vardı' şeklinde açıklayacaktı.” Başka da var: “Bakanlar Kurulu iki yılda 36 Kanun Hükmünde Kararname yayınladı (…) Üniversitelerden sol görüşlü akademisyenler tasfiye edildi (…) Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Enis Berberoğlu gibi birçok milletvekili tutuklandı. (…) Tüm bunlar olurken, CHP ve yeni kurulan İYİ parti liderlikleri, halka ‘itidal' ve ‘seçimi bekleme' çağrısı yapmakla yetindi.” 2023 seçimleri bile: “Kişisel ikballerin ve parti çıkarlarının ön plana çıktığı aday belirleme süreçleri azınlığa düşmüş dinci gerici iktidar cephesine (…) yol açmış oldu.” Çıkarılan sonuç da firaklı: “Tüm kurumların çürüdüğü, Meclis'in göstermelik bir hale geldiği, yargının bağımsızlığının kalmadığı, ‘illegal faşist yargı çetelerinin' devreye girdiği bir ülkede tek umut halkın örgütlülüğü için uğraşacak olan devrimcilerdir.” Bunları okuyan okurlarımız soracaklardır: “Acaba yazarımız Gerçek gazetesinin eski sayılarından alıntılar mı yapıyor uzun uzun?” Bazıları, “yahu dil benzemiyor, ama söylenenleri biz Gerçek gazetesinde çok okuduk. Ne olsa gerek bu alıntılara dikkat çekilmesinin nedeni?” diyebilir Biz size anlatalım, değerli okurlarımız: Türkiye'nin Menşevik, yani burjuvazinin partilerini destekleyip ekmek ve hürriyeti onlardan bekleyen solu kendini manevralarla kurtarmaya çalışıyor. “Uyandı” diyeceğiz ama uyandığı falan yok. Bu tür fikirler, son zamanlarda Özgür Özel “normalleşme” patikasına gireli beri bu tür partilerin hepsinde görülüyor. Sol Parti'nin organı olduğunu hâlâ sadece Pazar Eki'nde hatırlayan, geri kalan sayfalarında hem CHP propagandası yapan hem CHP'li yazarların zehrini hitap ettiği emekçi halka yaymaya devam eden BirGün gazetesinde de sık sık dile getiriliyor. Evet, gazetemiz Gerçek ve partimiz Devrimci İşçi Partisi, farklı bir dille de olsa, AKP-MHP istibdadına, Türkiye'nin tepesine çökmüş bu gerici ittifaka karşı CHP'nin mücadele aracı olamayacağını yıllardır döne döne anlattı. Bu sözde “muhafelet”in, sonunda iktidarla uzlaşacağını çok daha zengin örneklerle, çok daha bütünsel, çok daha Marksist bir dille izah etti. BirGün'ün ekinde şimdi bir politik merkez görüşlerini ifade ediyor. Tarihî çağrışımlar yaratmak amacıyla kullandığı ad “Yol Politika Kolektifi”. Savunduğu politikanın Marksizmden, yani sınıf mücadelesinden fersah fersah uzak olduğunu anlamak için, yukarıda verilen alıntılarda OHAL dönemini nasıl tarif ettiğine bakmak yeter. Erdoğan'ın bizzat kendisinin patronlara, “biz OHAL'i grevleri engellemek için getirdik” dediğini ve o dönemde gerçekleşen çok sayıda tek imzalı grev yasağını zikretmeyi unutanlar, (kendisi de elbette önemli olan) üniversiteden uzaklaştırmaları hatırlıyorlar. Kürt halkının temsilcilerinden Demirtaş'ın yedi yıldır hapiste olmasına yolu açan dokunulmazlıkların toptan kaldırılması oylamasında, Kılıçdaroğlu'nun CHP milletvekilleri ile birlikte olumlu oy kullandığını unutuyorlar ama tarihte bir virgül olan CHP'li Enis Berberoğlu'nun adını zikretmeyi unutmuyorlar. Ne de olsa Kılıçdaroğlu'nun “Adalet Yürüyüşü”nde yanında yer aldılar! Proletarya sosyalizmi işçiye, emekçiye, halka sadece her zaman doğruyu anlatmaz. Aynı zamanda fikri ile zikri birdir. Gerekirse özeleştiri de yapar. Küçük burjuva sosyalizmi ise kendini manevralarla korumayı politikanın baş sanatı sayar. Kararı tarih verecektir.

Medyascope.tv Podcast
AÇIK OTURUM | Erdoğan CHP'yi 22 yıllık faturaya ortak etmeye mi çalışıyor?

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Jun 14, 2024 52:49


Göksel Göksu'nun konukları Reform Enstitüsü'nden siyaset bilimci Mesut Yeğen, Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Vahap Coşkun ve siyaset bilimci Sezin Öney yorumluyor: İktidar 22 yıllık faturaya muhalefeti ortak etmek mi istiyor, bu tablo Cumhur İttifakı'nın sonu mu? Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasında “yumuşama” ya da “normalleşme” adıyla siyasi arenada açtığı yeni sayfayı değerlendiren Mesut Yeğen bu durumun bir AKP - CHP ortaklığı olarak yorumlanamayacağı değerlendirmesini yaptı. Erdoğan'ın 31 Mart yerel seçimlerinin sonuçlarıyla baş etmeye çalıştığını söyleyen Yeğen, siyasi aktörlerin yeni dönemde oluşan yeni dinamikler üzerinden pozisyon aldığını söyledi “AKP-MHP ilişkisinin yeniden dikiş tutacağını zannetmiyorum. MHP kendisine biçilen role razı olacak” dedi. Erdoğan'ın nihai hedefinin geleceğe yeni bir cumhuriyet bırakmak olduğunu söyleyen Sezin Öney yumuşama ile normalleşme arasındaki farka dikkat çekti. Erdoğan-Özel arasında başlayan müzakere sürecinde karşılıklı atılacak adımlarda iki tarafın da bu kelimelere yüklediği anlamların şekil vereceğini söyledi. Müzakere sürecinin devam edeceğini söyleyen Öney, MHP'nin rolü ve önemini değerlendirirken, partinin bürokrasideki gücüne dikkat çekti, Erdoğan'ın yeni siyasi süreçteki hamlelerini okurken bu gerçeğin de dikkate alınması gerektiğine vurgu yaptı. MHP'nin bürokratik iktidarda siyasi gücüyle kıyaslanmayacak bir etkiye sahip olduğuna dikkat çeken Vahap Coşkun yeniden şekillenen siyasi iklimde Bahçeli'nin bu gücü korumaya çalışacağına vurgu yaptı. Coşkun, Erdoğan'ın da buna karşı MHP'nin AKP üzerinde kurduğu ipoteği kaldırmaya yönelik bir hamle geliştirmek üzere siyasi aktörleri çeşitlendirdiğini söyledi.

Medyascope.tv Podcast
Ruşen Çakır ve Hanefi Avcı yorumluyor: Ankara'da neler oluyor? Kim, kime operasyon çekiyor?

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later May 15, 2024 45:07


İki önemli dava: Ayhan Bora Kaplan ve Sinan Ateş. Kaplan soruşturmasında görevli emniyet personellerinin görevden alındı, haklarında soruşturma başlatıldı. MHP lideri Devlet Bahçeli, "komplo" dedi; AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "kumpas" demedi. Yine de Emniyet'te yaşananlar, Yargıtay seçimi, Sinan Ateş dosyası gibi pek çok başlık AKP-MHP kavgasının sokağa taştığını gösteriyor. Peki cidden böyle mi? İttifak arasında bir kriz var mı, yoksa bu kriz göstermelik mi? Ruşen Çakır ve eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ile konuştuk. Göksel Göksu da son bilgileri aktardı.

Kısa Dalga Podcast
Politi-Cast 50 : İyi Parti ve Muharrem İnce neye hizmet ediyor?

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Jan 27, 2024 32:13


Sedat Bozkurt ve Çağrı Sarı, Politi-Cast'te DEM Partiyi hedef alarak CHP'ye yüklenen İYİ Parti ve Memleket Partisi'ni masaya yatırıyor. İYİ Parti 2018 ve 2023 seçimlerinde Erdoğan'ın kazanmasına katkı sağladı İYİ Parti'nin ne kadar oy aldığı belli, belediye başkanlığı kazanma ihtimali yok Merak Akşener'in parti içinde zaafiyeti var Akşener AKP-MHP'yi değil sürekli CHP'yi eleştiriyor Muharrem İnce, Erdoğan gibi yağmur nerede yağıyorsa tarlayı oraya götürüyor DEM Parti Selahattin Demirtaş ile cezaevinde görüştü Demirtaş, tabanın istediğini dinleyip ittifakın önünü kesiyor 'Kent uzlaşısı' şiarıyla Mersin'de yol alındı HDP 'ya demokrasi ya istibdat' demişti, katkısı da oldu.

Daktilo1984
Yeni müttefikimiz İsveç, AKP-MHP fırtınası yakın | Sesli Gazete #53

Daktilo1984

Play Episode Listen Later Jan 24, 2024 26:04


Meltem Suat ve Cem Özen Türkiye'nin İsveç'i NATO'ya kabul etmesini ve kaymakam - imam kavgasının ortaya çıkardığı AKP-MHP çekişmesini konuştu.

Aposto! Altı Otuz
Aposto Altı Otuz | 5 Ocak Cuma – ‘Kazanma azminin simgesi'

Aposto! Altı Otuz

Play Episode Listen Later Jan 10, 2024 7:12


Erdoğan, yerel seçim adaylarının AK Parti'nin kazanma azminin simgesi olacağını söyledi. Demirtaş, mahkeme heyetine "Cübbelerinizi çıkarın, AKP-MHP rozetlerini göreceğiz" dedi. İran'daki saldırıyı IŞİD üstlendi. Bu bölüm Dardanel hakkında reklam içermektedir. Dardanel, alternatif tatlar arayanlar için yepyeni bir lezzeti, meşe odununda fümelenmiş Dardanel Füme Ton'u sunuyor. Keşfinizi bekleyen Dardanel Füme Ton'a CarrefourSA ve Migros mağazalarından ulaşabilirsiniz.

Cevheri Güven
AKP-MHP çatışması artık gizlenemiyor? | Adem Yavuz Arslan, A'dan Z'ye

Cevheri Güven

Play Episode Listen Later Nov 28, 2023 29:31


AKP-MHP çatışması artık gizlenemiyor? | Adem Yavuz Arslan, A'dan Z'ye

art k akp mhp adem yavuz arslan
Cevheri Güven
SICAK.. 'BAHÇELİ'Yİ SIRTINDAN ATMAKTA KARARLI..'

Cevheri Güven

Play Episode Listen Later Nov 27, 2023 22:23


SICAK.. 'BAHÇELİ'Yİ SIRTINDAN ATMAKTA KARARLI..' AKP-MHP gerilimi: "Bahçeli'yi sırtından atmakta kararlı" • Genel merkezin "Ülkü Ocakları" operasyonundan haberi var mı? • Fatih Terim kadar konuşulması gereken isim: • Karşınızda banka genel müdürü değil, Denizbank patronu var! • Arda Turan'ın verdiği paranın simülasyonu • Yılmaz Güney olayına ilişkin tarihi bir tanıklık..

Cevheri Güven
ORTAYA ÇIKAN PİSLİKLERİN YÜKSELTTİĞİ TANSİYON, AKP-MHP İLİŞKİSİNİ DİNAMİTLİYOR!

Cevheri Güven

Play Episode Listen Later Nov 17, 2023 22:04


ORTAYA ÇIKAN PİSLİKLERİN YÜKSELTTİĞİ TANSİYON, AKP-MHP İLİŞKİSİNİ DİNAMİTLİYOR!

Gerçek gazetesi
DİP Bildirisi:Siyonist katliamlar karşısında Filistin halkının meşru müdafaa hakkını savunuyoruz!

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Oct 7, 2023 3:00


Hamas'a bağlı El Kassâm Tugayları 7 Ekim Cumartesi sabahı, işgalci İsrail'in son dönemde Filistinlilere yönelik artan katliamlarına bir yanıt olarak, Siyonist devlete karşı bir saldırı başlattı. Gazze'den çok sayıda roket işgalci İsrail'in elindeki topraklara atılırken, Filistin güçleri İsrail'in ilan ettiği sınırı geçerek Siderod gibi bazı kentlere girdi ve düşmana önemli kayıplar verdirdi. İlerleyen saatlerde Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) ve İslamî Cihad gibi diğer Filistinli gruplar da harekâta destek açıklamalarında bulundular. Hamas, Lübnan'daki Filistinli direnişçileri de Siyonistlere karşı harekete geçmeye çağırdı. Filistin halkının mücadelesinin çok önemli bir anını yaşamaktayız. Bir kez daha, Filistin halkının topraklarını işgal edip kendisine sistematik bir etnik arındırma uygulamış, kentlerini defalarca bombalamış, geride kalanlar için korkunç bir Apartheid rejimi inşa etmiş bulunan İsrail'e karşı direnişinin haklı ve meşru olduğunu vurguluyoruz. Dahası, bu operasyon, İsrail'in son aylarda Filistin halkına yönelttiği sayısız katliama açık ve haklı bir yanıttır. Öte yandan emekçi halkımız bu operasyonun sadece Siyonist İsrail'e yönelik olduğunu, sadece ona bir mesaj olduğunu sanmamalıdır. El Kassâm başta olmak üzere Filistinli örgütler, bu muazzam hamleleriyle, kendilerini sırtlarından bıçaklayan Arap liderlerine ve elbette Erdoğan'a da açık bir mesaj vermektedirler: Filistin halkı, sizin dolar hesaplarınıza uyarak direnişten vazgeçmeyecek! Emperyalistlerle ve Siyonistlerle saf tutmayacak! Siyonistlerle aşk yaşayan istibdad rejimi Filistin hareketinin hamlesine en az İsrail kadar hazırlıksız yakalanmıştır. Bu operasyon, işgalci İsrail'in yanısıra, Filistin gazının çalınmasında suç ortaklığına hazırlanan, Kafkaslar'dan Ortadoğu'ya Siyonistlerle derin bir ittifaka soyunan Erdoğan'ı ve AKP-MHP istibdadını da hedef almaktadır. Devrimci İşçi Partisi, Filistin direniş güçlerinin başlattığı El Aksa Tufanı operasyonunu haklı ve meşru bir hamle olarak görür ve destekler. Emekçi halkımızı ve tüm bölge halklarını Siyonizme karşı durmaya, Filistin halkına destek olmaya, Arapların ve Yahudilerin barış içerisinde bir arada yaşayabileceği demokratik, laik ve sosyalist bir Filistin'in inşası için, Ortadoğu Sosyalist Federasyonu'nun kurulması için mücadeleye çağırır. Siyonizm yenilecek, direnen Filistin kazanacak! Yıkılsın Siyonist İsrail devleti! Yaşasın laik, demokratik, sosyalist Filistin! Yaşasın Ortadoğu Sosyalist Federasyonu!

Kısa Dalga Podcast
Politi-Cast 39: Gezi kararı bize ne söylüyor?

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Sep 29, 2023 33:56


Gazeteciler Ayşe Yıldırım ve Sedat Bozkurt, Yargıtay'ın Gezi Davası hakkındaki kararını konuşuyor. Gezi'de yer alan MHP'nin alacağı tavra dikkat çeken Yıldırım ve Bozkurt, hem bu kararı hem de AKP-MHP ortaklığının geleceğini tartışıyor. Bu haftaki bölümde neler var? 03.00 ERDOĞAN, ÜLKEYİ NASIL YÖNETECEĞİNİ DÜNYAYA KABUL ETTİRDİ Mİ? 10.20 GEZİ'YE KATILAN MHP ŞİMDİ NE SÖYLEYECEK? 17.00 GEZİ KARARINDA MUHALEFETSİZLİĞİN ETKİSİ VAR MI? 20.00 İKTİDAR ORTAKLARI ARASINDA BİR GÜÇ SAVAŞI MI YAŞANIYOR? 22.00 BAHÇELİ, AKP'YE 'GÖZDAĞI' MI VERDİ? 27.00 ERDOĞAN, MHP'Yİ SIRTINDAN MI ATIYOR? 31.00 ÇETELERE OPERASYON SOYLU'YA UZANIR MI?

Cevheri Güven
Gene zam, zama zam, zamlara zam: Daha kötüsü kapıda | Adem Yavuz Arslan, Nöbetçi Editör

Cevheri Güven

Play Episode Listen Later Aug 1, 2023 31:57


10.334 görüntüleme 9 saat önce yayınlandı #zam #motorin #açlıksınırı#zam #motorin #açlıksınırı #akp #rant #chp #kemalkılıçdaroğlu #ekremimamoğlu Adem Yavuz Arslan gündemi Nöbetçi Editör'de değerlendiriyor. Motorin ve LPG'ye rekor zam Asgari ücret cebe girmeden eridi Açlık sınırı 11.658 TL Suç dünyasının koruma kalkanı : AKP-MHP ittifakı Troliçe Hilal Kaplan'dan beklenmedik çıkış Öğretmenlere takılan kelepçe katile, hırsıza takılmıyor Ev hanımlarını tahliye etmeyen yargı: 10 öğrenciye cinsel istismarda bulunan öğretmene tahliye Erdoğan Türkiyesi'nde sokaklar güvenli değil Ülke yanıyorken muhalefette koltuk kavgası Söz konusu rant ise AKP 24 saat mesai yapıyor Depremde gelmeyen asker rant için biber gazı sıkmaya geldi AKP'nin müteahhitleri halkın canına okumaya devam ediyor

daha zama akp lpg akp mhp adem yavuz arslan
Cevheri Güven
BİLAL ERDOĞAN OLTAYA GETİRİLDİ!

Cevheri Güven

Play Episode Listen Later Jul 1, 2023 61:25


Sansürsüz, Açık ve Net, Bahçeli'nin dili neden çözüldü? Bahçeli'den Erdoğan'a uyarı! Kılıçdaroğlu delegeleri kendi seçti CHP'nin işlevi rejime meşruiyet vermek Bahçeli neden Uygurlara sahip çıktı? Bahçeli, Erdoğan'a Uygur ayarı mı verdi? AKP-MHP arasında çatışma çıkar mı? Erdoğan Çin'den niye bu kadar korkuyor? ABD, Bilal Erdoğan üzerinden ayar mı verdi? CHP Can Atalay'a neden sahip çıkmıyor? #chp #bilalerdoğan #sondakika

Siyaset
Turkish Nationalism, Nietzsche, and the Culture War

Siyaset

Play Episode Listen Later Jun 8, 2023 33:41


Turkey has just had its second round presidental election, and Erdoğan has secured his third term - dashing the hopes of the Turkish opposition. But what does this mean for the deep divisions within Turkish society and how is life likely to look for half the country that didn't vote for the AKP-MHP alliance? To answer these questions, and more, is Selim Koru - a Fellow in the Eurasia Program at the Foreign Policy Research Institute and an analyst at the Economic Policy Research Foundation of Turkey (TEPAV). Selim has also recently launched Kulturkampf, a critical resource on modern Turkish politics.

Medyascope.tv Podcast
Kemal Can ile 5 Soru 10 Cevap (218): Seccade derken... Erdoğan sessizliğini bozdu!

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Apr 3, 2023 32:51


Kemal Can yeni bir 5 Soru 10 Cevap videosuyla karşınızda. Kemal Can'ın gündeminde bugün seccade tartışması var. Bugün bu sorulara cevap arıyoruz:   İktidarın saldırgan propaganda üslubunun gerekçesi ne? “Seccade tartışması” neyin göstergesi ve neye yol açar? İktidarın agresif kampanyasının ikincil hedefleri neler?  “Ayrı liste”, AKP-MHP arasında bir gerilimin işareti mi? İlerleyen haftalarda seçim atmosferi nasıl şekillenecek?

Cevheri Güven
ERDOĞAN'IN EN YAKININDAN DİPLOMA İTİRAFI!

Cevheri Güven

Play Episode Listen Later Mar 27, 2023 48:53


Tayyibistan'dan Seçmeler. Tımarhanelik haberler. Alin Ozinian, Erkam Tufan Aytav. Hatay hastane temel atma skandalı. İmza toplama çabasında son durum. Yalnız goril hepsini geçti. Tarzan zorda. AKP MHP ittifakının icraatleri. Togg Fransız patenti çıktı. MHP li Kılavuz'un tutanağı kayboldu. Hırsız emniyet amiri telsizini kaçakçılara kiraya vermiş. Metin Külünk'ten diploma itirafı. Erdoğan ın sahte diploması ve skandallar. #diploma #kılıçdaroğlu #erdoğan fatih erbakan, kemal kılıçdaroğlu, meral akşener, yeniden refah partisi, recep tayyip erdoğan

Yön Radyo
Sesli Köşe-Orhan Bursalı-'Bu işbirliği AKP/MHP'ye oy kaybettirir'

Yön Radyo

Play Episode Listen Later Mar 14, 2023 3:29


Sesli Köşe-Orhan Bursalı-'Bu işbirliği AKP/MHP'ye oy kaybettirir'

Trend Topic
241: İki milliyetçilik kıskacında Kılıçdaroğlu'nun adaylığı

Trend Topic

Play Episode Listen Later Mar 10, 2023 31:09


Kemal Kılıçdaroğlu kısa süren bir krizin ardından Akşener'in masaya dönmesiyle Millet İttifakı'nın adayı ilan edildi. HDP ile ilişkinin nasıl yürütüleceği konuşulan konular arasında. Bu bölümde Türk milliyetçiliğinin fay hattı olan Kürtleri ve Türkiye'nin kutuplaşmış iklimini Amedspor-Bursaspor maçındaki utanç verici anları konuşarak anlamaya çalışıyoruz. Hani milliyetçilik kazanacak İYİP'inki mi AKP-MHP'ninki mi?Bu podcast, Kidly hakkında reklam içerir.Çocukların sosyal ve duygusal gelişimini destekleyen, eğitici ve çook eğlenceli Kidly kütüphanesini, ücretsiz deneme süresiyle keşfetmek için tıklayın.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Marksist.org yazar ve konuklarının sunumları
Faruk Sevim ile İşçilerin Gündemi #66

Marksist.org yazar ve konuklarının sunumları

Play Episode Listen Later Feb 19, 2023 26:02


Marksist.org yazarlarından Faruk Sevim, güncel sınıf mücadelelerini ve işçilerin taleplerini anlatıyor. - Büyük bir deprem yaşadık, sivil toplumun dayanışması sürüyor. - AKP-MHP koalisyonu ve kamu kurumları çok yetersiz. - Tüm sorumlular istifa etmeli. - Bilim insanları Maraş'ta deprem olacağını 3 yıl önce söyledi. - Deprem konusunda planı olmayana oy vermeyelim. - Patronlar depremi öne sürerek zam taleplerini bastırıyor. - Acilen servet vergisi konulmalıdır.

Daktilo1984
CHP Listeleri Gericiliğe Alan mı Açıyor? | Masa #15

Daktilo1984

Play Episode Listen Later Dec 24, 2022 47:03


Masa'da bu akşam, İpek Maya Saygın konuğu SPoD Genel Koordinatörü Av. Hatice Demir'le AKP/MHP milletvekilerinin anayasa değişikliği önerisini insan hakları ve gericilik siyaseti temelinde tartışıyor.

TR724 Podcasts
AKP - MHP Ülkeyi Böyle Bölüyor! [Mahmut Akpınar]

TR724 Podcasts

Play Episode Listen Later Dec 23, 2022 6:14


AKP - MHP Ülkeyi Böyle Bölüyor! [Mahmut Akpınar] by Tr724

evrensel podcast
Meslek odaları neden iktidarın hedefinde, yasa değişikliği ne anlama geliyor? - Dr. Ali İhsan Ökten | Sağlık Olsun

evrensel podcast

Play Episode Listen Later Dec 9, 2022 13:15


Sağlık Olsun'da Kübra Kırımlı'nın konuğu Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey 2'nci Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten. Dr. Ali İhsan Ökten, meslek odalarının neden AKP-MHP iktidarının hedefinde olduğu, TTB ve TMMOB'ye dair yasa değişikliğinin ne anlama geldiği, hekimlerin iktidarın bu saldırıları karşısında ne yapacağı ve TTB'nin halk sağlığı açısından öneminin ne olduğu konularında Kübra Kırımlı'nın sorularını yanıtladı. Sağlık Olsun her cuma Evrensel'de.

evrensel podcast
İktidarın zincir marketlerle kapışması, "Kurak Günler"den çekilen destek | Gündem Politika

evrensel podcast

Play Episode Listen Later Dec 8, 2022 19:53


Gündem Politika'da Çağrı Sarı'nın konuğu Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat. Çağrı Sarı ve Fatih Polat, AKP-MHP iktidarının zincir marketlerle girdiği kapışmayı, yapılan açıklamaları ve Yönetmen Emin Alper'in Kurak Günler adlı filmine Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından verilen maddi desteğin faiziyle geri istenmesini değerlendirdi. Gündem Politika her pazartesi ve perşembe Evrensel'de.

Kısa Dalga Podcast
Bülten/ İşte mutfağın enflasyonu

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Nov 23, 2022 12:35


Erdoğan'dan kara harekatı mesajı: En kısa sürede tankımızla askerimizle hepsinin kökünü kazıyacağız… / CHP lideri Kılıçdaroğlu: 3 Aralık'ı bekleyin… / Bahçeli: Esad'la da görüşülmeli…/ Buldan: Asıl tehlike AKP-MHP'nin dayattığı savaş politikaları… / Hablemitoğlu iddianamesinden detaylar: Fethullah Gülen azmettirdi, Levent Göktaş öldürttü… / MEB, okullarda ücretsiz yemek için 'fayda-maliyet analizi' yapıyormuş… / OECD: Eğitime en az kaynak ayıran ülkelerden biri Türkiye… / Halkın enflasyonu: Sebze fiyatları yüzde 434 arttı… Gündemin önemli gelişmeleri Demet Bilge Erkasap'ın hazırladığı bültende…

Mesele Ekonomi
Seçim Günlüğü (9): İmamoğlu'na yasak gelirse... & İktidarın HDP stratejisi değişti mi? | İbrahim Uslu

Mesele Ekonomi

Play Episode Listen Later Nov 9, 2022 18:03


Seçim Günlüğü programında her hafta siyasetin sıcak gündemini, haftanın önemli olaylarını ve tartışılanları Gülener Kırnalı soruyor, araştırmacı ve siyasi iletişim uzmanı Dr. İbrahim Uslu yorumluyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na ceza ve siyaset yasağı gelmesi halinde neler olabileceğini değerlendiren Uslu, aynı zamanda AKP-MHP görüşmesini ve Devlet Bahçeli'nin görüşme hakkındaki sözlerini ele aldı.

evrensel podcast
Sansür yasası - TGS İstanbul Şube Başkanı Banu Tuna | Geniş açı #70

evrensel podcast

Play Episode Listen Later Oct 4, 2022 19:17


Meclis Genel Kurulu'nda, AKP-MHP tarafından getirilen "Sansür yasası" teklifi görüşülüyor. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şube Başkanı Banu Tuna, yasayı Geniş Açı'da değerlendirdi. Geniş Açı her salı ve cuma Evrensel'de.

Gerçek gazetesi
Başyazı: Düzen siyasetinin kirli oyununu sınıf siyaseti bozar (Eylül 2022)

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Sep 21, 2022 4:56


İktidar halkın çoğunluğunun gündemi olan hayat pahalılığına, işsizliğe bir çözüm üretmiyor. Dolayısıyla da geleceğe dair herhangi bir umut veremiyor. Tabii ki ben yapamıyorum, yapabilen gelsin de demiyor. Çünkü düzen siyaseti söylendiği gibi bir hizmet yarışı değildir. Siyasi iktidarlar hâkim ve sömürücü sınıfların çıkarları doğrultusunda ülkeyi yönetirler ve ellerinde tuttukları gücün nimetlerinden de fazlasıyla yararlanırlar. Bol bol yolsuzluk ve suça da karışırlar. Hele demokrasiyi ayaklar altına almaya başlayan türden iktidarlar. Bu sebeple de iktidarı bırakmamak için ellerinden geleni yaparlar. AKP ve iktidarı paylaştığı asker sivil müttefikleri de bunu yapıyor. Emekçi halkın dertlerine çözüm üretmiyorlar, sadece kendi iktidar sorunlarıyla ilgileniyorlar. İktidarda kalmak için de çözümü işçiyi, emekçiyi, yoksulu provokasyonlarla birbirine düşürmekte, kardeş kavgasını körüklemekte buluyorlar. Halka umut veremiyorlar bunun yerine alabildiğine korkuyu yayıyorlar. İşçinin, emekçinin, yoksulun derdi ve gündemi yerine gündemi neler kaplıyor? Her konu bir din tartışmasına ya da yaşam tarzı kutuplaşmasına çekilmek isteniyor. Bir kadın şarkıcı ya da medyatik bir profesörün sözleri arşivlerden çıkartılıp servis ediliyor. Yolsuzluklar, hırsızlıklar, cinayetler olduğunda ıslık çalarak havalara bakan savcılar bu tür olayların üstüne atmaca gibi atlıyor. Yetmeyince bizzat Erdoğan devreye giriyor. Hiç gündemde yokken Alevilikle ilgili dini fikirlerini ortaya atıyor. Bunu Alevileri en fazla rencide edecek ve kışkırtacak şekilde yapıyor. Daha önce dokunulmazlığını kaldırdıkları HDP milletvekili Semra Güzel'i, ters kelepçeyle, saçlarını çekiştirerek onun nezdinde kendisine oy vermiş milyonlarca Kürdü aşağılamaya çalışarak ve kışkırtarak tutuklamaya sevk ediyorlar. Erdoğan muhaliflere neden sürekli küfür ediyor, argo kelimeler kullanıyor? Her konuşmasını prompterdan okuyan Erdoğan bu lafları ağzından mı kaçırıyor yoksa bilerek isteyerek ortamı kızıştırmaya mı çalışıyor? Oynanan oyun açık değil mi? Ekmek ve hürriyet isteyen işçiyi, emekçiyi yaşam tarzı, dinsel, mezhepsel ve etnik farklıkları kaşıyarak karşı karşıya getirmek istiyorlar. Kürdün hakkını savunana bölücü, Aleviyi savunana dinsiz, yolsuzlukları gündeme getirene dış güçlerin adamı ve hakkını arayan herkese terörist yaftası yapıştırıyorlar. Ama en çok da Türk işçi Kürt işçiye terörist olarak baksın, Sünni Aleviyi dinsiz olarak görsün, AKP-MHP seçmeni olan işçi emekçi muhalif görüşteki sınıf kardeşinden kuşku duysun istiyorlar. Bu oyuna gelirsek milyonların gündemi düzen siyasetinin sinkaflı gürültüsü içinde duyulmaz. İşçiler emekçiler oynanan oyunu görmeli. Ne derlerse desinler, Alevinin Kürdün hakkını hukukunu eşitliğini savunacağız. Erkek egemenliğine karşı kadınların haklarını ve yaşamını, dinin suistimal edilmesine karşı laikliği savunacağız. Hakkı yenen ezilen kim varsa zalimin karşısında, onun yanında olacağız. Ama istibdad rejimiyle hesaplaşma alanını, yani kavga meydanını biz belirleyeceğiz. İktidarın halkın içinde ayrımcılık yaratıp, ırkçı, mezhepçi provokasyonlarla kendini çoğunluğun temsilcisi, karşısındakileri de azınlık olarak göstermesine mâni olacağız. Bunu kardeş kavgasına karşı sınıf kavgasını geçirerek yapacağız. Çünkü çoğunluk biziz! Bizi bölmeye çalışanlar, halk arasında yaşam tarzı, kimlik ve inanç temelinde ayrımcılık çıkaran, kin ve nefret yayanlar bir avuç sömürücü azınlığın menfaati doğrultusunda hareket eden, sermayenin ve emperyalizmin çıkarlarını güdenlerdir. Çoğunluk işçidir, emekçidir, yoksul halktır. Çözüm sınıf kavgasında ve sınıf siyasetindedir!

Ankara Kulisi & Gazetelerde Bugün
AKP'den bilgiler sızdı: Yasa teklifi ertelendi

Ankara Kulisi & Gazetelerde Bugün

Play Episode Listen Later Jun 29, 2022 5:11


AKP-MHP'nin ‘dezenformasyonla mücadele' iddiasıyla Meclis'e gönderdiği kanun teklifi TBMM Adalet Komisyonu'nda kabul edilmişti. Ancak teklif Genel Kurul'a inemedi ve ekim ayına ertelendi.

venezuela ancak aday yasa meclis akp mhp abdulkadir selvi okullar ne zaman venezuela maske cumhur ittifaku
Ankara Kulisi & Gazetelerde Bugün
Bizi bir daha göremeyebilirsiniz!

Ankara Kulisi & Gazetelerde Bugün

Play Episode Listen Later Jun 21, 2022 7:08


AKP-MHP'nin ‘dezenformasyonla mücadele' iddiasıyla Meclis'e gönderdiği kanun teklifi TBMM Adalet Komisyonu'nda kabul edildi. Teklifin Meclis Genel Kurulu'nda da değişmeden kabul edilmesi halinde haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve iletişim alanında hayatımız kökten değişecek.

venezuela daha bizi aday meclis akp mhp abdulkadir selvi okullar ne zaman venezuela maske cumhur ittifaku
Medyascope.tv Podcast
Cumhur İttifakı dağılıyor mu? | Kur korumalı mevduat kime yaradı?

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Mar 24, 2022 47:15


Cumhur İttifakı'nın Seçim Kanunu teklifi TBMM Anayasa Komisyonu'nda kabul edildi. Şimdi Genel Kurul'da görüşülecek teklife göre seçim barajı yüzde 10'dan 7'ye indirilecek. Seçim barajının yüzde 7'ye düşürülmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan diplomasi trafiğini sürdürürken MHP lideri Bahçeli'nin söylemini sertleştirmesi, "Cumhur İttifakı'nda çatlak" iddialarına neden oldu. İddialar doğru mu, AKP ve MHP seçime ayrı ayrı girmeyi tercih eder mi? Ankara Enstitüsü Araştırma Direktörü Osman Sert, Gündem'de Şükran Şençekiçer'e yorumladı. Kur korumalı TL mevduatı sistemi, üç ayı doldurdu. Üç ay nasıl geçti? Sistem Türk Lirası'na güven sağladı mı? Mevduat Hazine'ye nasıl bir yük getirdi, mevduattan en çok kimler yararlandı? Prof. Dr. Kamil Yılmaz, Gündem'de yorumladı. 24.03.2022 00:00 Gündem'de neler var? 02:27 Seçim kanunu teklifi komisyondan geçti 07:38 Cumhur İttifakı'nda çatlak mı var? 12:01 Erdoğan'ın Batı'yla teması MHP'yi uzaklaştırıyor mu? 19:05 AKP-MHP ilişkisi nereye evrilir? 23:13 Kur korumalı mevduat üç ayı doldurdu 25:40 Prof. Dr. Kamil Yılmaz, kur korumalı mevduatı yorumluyor 31:30 Yap-işlet-devret yollar boş kalıyor 35:47 Mevduattan en çok zenginler mi faydalanıyor? 45:00 NATO Liderler Zirvesi toplanıyor 46:15 Bize destek olun

Medyascope.tv Podcast
Yoksa Cumhur İttifakı dağılıyor mu?

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Mar 24, 2022 18:35


eçim barajının yüzde 7'ye indirilmesi kime yarayacak? Erdoğan'ın Bahçeli'ye artık ihtiyacı kalmadı mı? Bahçeli, Erdoğan'ın koltuk değneği mi yoksa ittifakın gerçek patronu mu? Cumhur İttifakı dağılırsa Erdoğan eski ortaklarının kapısını çalar mı? Ruşen Çakır yorumluyor 00:00 Başlangıç 00:20 Cumhur İttifakı dağılıyor mu? 01:10 “Cumhur İttifakı dağılacak” beklentisinin üç nedeni 05:00 Furkan Vakfı olayından hareketle AKP-MHP ilişkisi 07:04 Batı'nın Erdoğan'la yeniden kurduğu yakın ilişki MHP'yi dışarı iter mi? 08:11 Erdoğan'ın iktidarda kalması için MHP yeterli değil 10:48 Erdoğan'ın “Türkiye İttifakı” çıkışı 11:28 Baraj neden yüzde 7'ye indirildi? 15:00 Bahçeli Erdoğan'ın koltuk değneği mi ittifakın gerçek patronu mu? 18:36 Kapanış #Cumhurİttifakı #ErdoğanBahçeli #AKPMHP #YeniSeçimYasasıTasarısı

Mesele Ekonomi
AKP'nin seçim planı tutmaz! & Seçim yasası Millet İttifakı'nı kenetler | Can Selçuki ile söyleşi

Mesele Ekonomi

Play Episode Listen Later Mar 24, 2022 14:41


AKP-MHP'nin seçim yasası değişikliği teklifi, siyaset tartışmalarını alevlendirdi. Seçim yasası değişikliği ile Cumhur İttifakı'nın planlarının neler olabileceğini, olası seçim senaryolarını ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın oy kaybeden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yarayıp yaramayacağını Türkiye Raporu Direktörü Can Selçuki değerlendirdi.

Geyik Muhabbeti
Türkiye katliamlara sürükleniyor!

Geyik Muhabbeti

Play Episode Listen Later Jan 4, 2022 3:58


Ülkü Ocakları'nda fotoğrafı çıkan Sütçü'nün ardından şimdi sıra, İzmir HDP il binasında Deniz Poyraz'ı öldürüp, işkence yapan ve gözaltında fotoğrafını paylaşan Onur Gencer de.. AKP-MHP koalisyonu bize bir şey söylemek istiyor. Bir katliam projesine girişen Sütçü'nün serbest bırakılması olsa olsa ‘yola devam edin, biz arkanızdayız' demek. Türkiye faili meçhul cinayetlerden faili meşhur katliamlara doğru sürükleniyor.

venezuela bir rkiye aday hdp akp mhp abdulkadir selvi okullar ne zaman venezuela maske cumhur ittifaku
Ahval
Krizden çıkışın tek yolu iktidar değişimi, muhalefetin tüm unsurları uzlaşmaya varmalı - Nesrin Nas

Ahval

Play Episode Listen Later Nov 23, 2021 39:33


'Kara Salı' olarak da anılmaya başlanan 23 Kasım Salı günü, dolar TL karşısında rekor bir yükselişle 13.50 seviyesine kadar çıktı. Ekonomik krizin giderek derinleştiği, fakirleşmenin arttığı bu tabloda, AKP-MHP iktidarından, "Ne yaptığımızı biliyoruz" açıklamaları peş peşe gelirken, döviz büroları kepenk indirdi, dolar satışı yapmadı. Pek çok ithal ürünün ise satışı durduruldu. Ankara Çankaya'da halkın sokaklara dökülerek, 'Hükümet istifa' sloganları atmasına neden olan dolardaki rekor artış, "Bundan sonra ne olacak" sorusunu da beraberinde getirdi. ANAP eski Genel Başkanı ve iktisatçı Nesrin Nas, doların gün içinde 13.50 seviyesine kadar çıkmasının ardından, ekonomik krizdeki derinleşmeyi, iktidar ve muhalefetin alması gereken aksiyonları yorumladı.

Cevheri Güven
ERDOĞAN'DAN ÜMİT KESİLDİ-Moonstar Tv

Cevheri Güven

Play Episode Listen Later Nov 19, 2021 26:37


ERDOĞAN'DAN ÜMİT KESİLDİ-Moonstar Tv 19 KASIM 2021 TARIK TOROS'LA MANŞET GAZETELERİN GÖRDÜĞÜ GÖRMEDİĞİ HABERLER • Bülent Arınç: Bu işin sonu böyle olmamalı, böyle bitmemeli. Başkaları ümitlerini kesmiş olabilir ama.. • "Nas" cehaleti.. Faiz çarpıtması.. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı.. • Saray sözcüsü, "içeriden" bilgi verirken niyetleri faş etti.. • AKP-MHP anayasa anlaşmasında AYM detayı..

TR724 Podcasts
Mahmut Akpınar | AKP-MHP ÜRETİMİ HORTLAK! | 13.11.2021

TR724 Podcasts

Play Episode Listen Later Nov 12, 2021 5:16


Mahmut Akpınar | AKP-MHP ÜRETİMİ HORTLAK! | 13.11.2021 by Tr724

Kısa Dalga Podcast
BÜLTEN / KADINLARIN "KOLAY" KATLEDİLDİĞİ ÜLKE

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Nov 12, 2021 8:36


Türkiye'de bir kadın “öldürmesi daha kolay” diye katledildi... Lütfü Türkkan'a jet fezleke... Emniyet'in görüntü çekme yasağı yargıdan döndü... Kayıp silahlar önergesi AKP-MHP'lilerin oylarıyla reddedildi... Başak Demirtaş'a 2,5 yıl hapis cezası.... BM: 84 milyondan fazla insan yerinden edildi...

Gerçek gazetesi
Türk ve Yunan milliyetçileri eserinizle gurur duyun: Ege'de Amerikan işgali, Suriye'de Amerikan savaşı!

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Nov 10, 2021 3:49


Türk ve Yunan milliyetçileri eserinizle gurur duyun: Ege'de Amerikan işgali, Suriye'de Amerikan savaşı! Türk ve Yunan milliyetçiliği, Ege ve Doğu Akdeniz'de bir paylaşım mücadelesine hız verdi. Donanma gemileri karşı karşıya geldi, savaş uçakları it dalaşına girdi, iki ülkenin yöneticileri de üst perdeden birbirlerini suçladılar. Sonunda ne mi oldu? İki kardeş halkı birbirine kırdıran emperyalistler kazandı. Mavi Vatan doktrini büyük bir milli dava olarak pazarlandı. Özünde ise durum başkaydı. Türkiye Libya'daki İhvancı hükümetle 2019 yılı sonunda deniz yetki anlaşması imzaladı. ABD ve İngiltere, Libya'da Türkiye'yi İhvancı hükümetle savaşmakta olan General Hafter'i destekleyen Rusya'yla karşı karşıya getirdiği için bu hamleyi destekledi. 2020 yılının başında Bahar Kalkanı operasyonu ile Türkiye ve Rusya İdlib'te de savaşa tutuşuyordu. Mavi Vatan'ın rengini denizin değil NATO bayrağının mavisinden aldığı ortaya çıkıyordu. Yunan milliyetçileri maliyeyi Alman sermayesine topraklarını Amerikan ordusuna teslim etti! Yunanistan milliyetçileri hemen harekete geçtiler. Ege ve Doğu Akdeniz'de dengeyi sağlamak için onlar da aynı kapıya gittiler. ABD'ye yeni askeri üsler verdiler. ABD'den ve Fransa'dan milyarlık savaş uçağı, savaş gemisi siparişlerinde bulundular. Türkiye emekçi halkının gençleri Suriye'de Amerikan savaşında can verirken, ekonomik kriz içindeki Yunanistan'da emekçi halktan esirgenen kaynaklar emperyalistlere aktarılıyordu. Gelinen aşamada Yunanistan ABD ve Fransa'yla yeni askeri işbirliği anlaşmalarına imza attı. ABD'ye yeni askeri üsler açıldı. Ege'deki Sykors (İskiri) adasını da ABD'ye vereceklerdi de Amerika yeter dedi. Yine de Yunanistan milliyetçileri memnun! Ekonomik krizle ülkenin maliyesini Almanya'ya teslim ettikten sonra topraklarını da Amerikan işgaline açtılarsa ne olmuş! Türkiye'ye karşı “Avrupa'nın nükleer gücü Fransa'yı yanımıza aldık” diyorlar. “ABD, Türkiye'ye F-35 vermediği gibi F-16 bile satmıyor ama biz hem F-35'leri aldık hem de Fransa'dan Rafale uçakları getirttik. Ege'de denge Yunanistan lehine değişti.” diye böbürleniyorlar. Türk milliyetçisi AKP-MHP'nin tezkeresi yeni bir Amerikan savaşı için! Şimdi dengeyi sağlama sırası Türk milliyetçilerinde. Erdoğan, büyükelçileri istenmeyen adam ilan ederken, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar basına F-16 satın almak için teknik çalışmaların yapıldığına dair haber servis ediyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “F-16 vermezseniz Rus uçağı alırız” diye blöf yaparken, ordu ÖSO çetelerini teyakkuza geçirmiş Rusya'nın himayesindeki Tel Rıfat'a operasyon yapmaya hazırlanıyor. Emperyalistler de AKP iktidarına nasıl iş yaptıracaklarını biliyorlar artık: “Bırakın istediği gibi konuşsun nasıl olsa sonunda bizim istediğimizi yapıyor!” Meclisten geçirdikleri tezkere terörle mücadele adı altında Türkiye'yi Rusya'ya karşı savaştırma planına yakılan yeşil ışıktır. Erdoğan Biden ile son görüşmesinde Afganistan'da işgal ihalesini üstlenmişti. Taliban erken davranınca plan suya düştü. Şimdi yeni bir Biden görüşmesi öncesi Erdoğan yine bir emperyalist ihaleye talip oluyor. Ne tesadüf! Tezkerenin çıktığı gün bir Amerikan askeri heyeti F-35 konusundaki ihtilafın çözümü için Ankara'ya geliyor. Emperyalizme karşı halkların kardeşliği! Türk ve Yunan milliyetçileri eserinizle gurur duyun. Kışkırttığınız ırkçılık yüzünden her iki ülkede de emperyalist boyunduruk güçleniyor. Milliyetçiliğin emperyalist işbirlikçisi yöneticilerin taktığı bir maske olduğu ortada. Ege'nin iki yakasını bir araya getirecek olan ve Doğu Akdeniz'i barış denizi yapacak olan Türk ve Yunan halklarının kardeşliği ve anti-emperyalist mücadelede ortaklaşmasıdır.

Kısa Dalga Podcast
BÜLTEN / "VE SUİKAST İDDİALARI SAVCILIKTA..."

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Oct 14, 2021 10:04


Kılıçdaroğlu'nun "Siyasi cinayet" iddialarıyla ilgili soruşturma başlatıldı... Soylu: “Siyasi cinayet istihbaratı yok, bu FETÖ taktiği”... HDP'nin "10 Ekim katliamı araştırılsın" önerisi AKP-MHP'lilerin oylarıyla reddedildi... Bakan Koca'dan "Aşısız gençler" uyarısı...  Döviz alım-satımında kimlik tespiti zorunluluğu.. Kısa Dalga Bülten yayıda

Ankara Rüzgarı
Zülfikar Doğan: 'Erdoğan ve MHP oy kaybettikçe...'

Ankara Rüzgarı

Play Episode Listen Later Aug 29, 2021 12:47


Ankara Rüzgârı'nda ülke gündemini yorumlayan Zülfikar Doğan, Türkiye'nin Kabil havaalanını işletme konusundaki ısrarını sürdürdüğünü, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Taliban ile bu konuyu 3,5 saat görüştüklerini açıkladığını anımsatarak; ‘Cumhurbaşkanı Taliban ile yakın bir diyalog kurarak, AB ve ABD nezdinde, Rusya karşısında pozisyonunu güçlendirme, ağırlık kazanma peşinde. Ancak Rusya ve Çin zaten Taliban ile doğrudan kendileri diyalog kurmuş durumda. O nedenle Erdoğan'ın bu tutumunun Türkiye'ye fazla bir getirisi olacağını sanmıyorum. Şimdi Katar ve Birleşik Emirlikleri ile birlikte Kabil havaalanı için devreye girildiği iddiaları var. İktidar da bu iddiaları yalanlamadı. Taliban'ın parası olmadığına göre, muhtemelen bir anlaşma olursa işletme ve güvenlik için Türkiye'ye yapılacak ödemeyi Katar ve BAE'nin sağlayacağı öne sürülüyor' dedi.Erdoğan'ın Batı Balkan ülkeleri Bosna-Hersek ve Karadağ Cumhuriyeti'ne yaptığı ziyaret dönüşünde seçim yasası ve seçim barajı için açıklamalarda bulunduğunu kaydeden Doğan, barajın yüzde 10'dan 7'ye düşürülmesi konusunda hemen hemen MHP ile mutabakat sağlandığını ancak son kararın verilmediğinin dile getirildiğini, MHP'nin anketlerdeki oyunun yüzde 7-8 civarına inmiş olmasının bunda etkili olduğunun söylenebileceğini ifade etti. Erdoğan'ın sosyal medya kısıtlamalarını içeren yasa değişikliklerini de Ekim'de meclis getireceklerini yinelediğini hatırlatan Doğan ‘Seçime hazırlık sürecinde muhalefetin sesinin daha da kısılacağını, baskıların artacağını öngörmek yanlış olmaz' diye konuştu. AKP-MHP oylarının sert düşüşe geçtiğini son olarak MetroPoll Ağustos anketinde de Erdoğan'ın görev yapış tarzına onayın 10 puan birden gerileyerek yüzde 38'e indiğini vurgulayan Doğan, Erdoğan'a onay vermeyenlerin ise yüzde 51'in üzerine çıktığını söyledi. Doğan; ‘Anlaşılan şimdilik yüzde 7 üzerinde AKP-MHP arasında yürütülen seçim barajı pazarlığı, oylar düştükçe daha da düşebilir. Hazırlanan taslakla ilgili olarak herhangi bir ittifaka girmeyen partiler içinse barajın yüzde 3'e ineceği kulislerde konuşuluyor. Bu hazırlığın amacı Saadet Partisi, Demokrat Parti gibi Millet İttifakı ortaklarını kendi başlarına seçime girmeye heveslendirmek, Babacan ve Davutoğlu partilerini de Millet İttifakı'ndan uzak tutmak' yorumunu yaptı.Anayasa Mahkemesi'nin HDP hakkındaki kapatma davasında 60 günlük savunma hazırlığı süresinin 30 gün daha uzatılmasını talep eden HDP'nin başvurusunu bu hafta 2 Eylül'de görüşerek karara bağlayacağını, 3 Eylül'de de TÜİK'in Ağustos ayı enflasyon rakamlarını açıklayacağını vurgulayan Doğan, her iki tarihin de haftanın kritik günleri olacağını belirtti. AYM'nin HDP'ye yazılı savunması için 30 gün ek süre vermesinin beklendiğini ifade eden Doğan, TÜİK'in Ağustos enflasyonu rakamlarının da Merkez Bankası'nın faizle ilgili kararı açısından kritik olduğunu kaydetti.

Ahval
Zülfikar Doğan: 'Erdoğan ve MHP oy kaybettikçe...'

Ahval

Play Episode Listen Later Aug 29, 2021 12:46


Ankara Rüzgârı'nda ülke gündemini yorumlayan Zülfikar Doğan, Türkiye'nin Kabil havaalanını işletme konusundaki ısrarını sürdürdüğünü, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Taliban ile bu konuyu 3,5 saat görüştüklerini açıkladığını anımsatarak; ‘Cumhurbaşkanı Taliban ile yakın bir diyalog kurarak, AB ve ABD nezdinde, Rusya karşısında pozisyonunu güçlendirme, ağırlık kazanma peşinde. Ancak Rusya ve Çin zaten Taliban ile doğrudan kendileri diyalog kurmuş durumda. O nedenle Erdoğan'ın bu tutumunun Türkiye'ye fazla bir getirisi olacağını sanmıyorum. Şimdi Katar ve Birleşik Emirlikleri ile birlikte Kabil havaalanı için devreye girildiği iddiaları var. İktidar da bu iddiaları yalanlamadı. Taliban'ın parası olmadığına göre, muhtemelen bir anlaşma olursa işletme ve güvenlik için Türkiye'ye yapılacak ödemeyi Katar ve BAE'nin sağlayacağı öne sürülüyor' dedi. Erdoğan'ın Batı Balkan ülkeleri Bosna-Hersek ve Karadağ Cumhuriyeti'ne yaptığı ziyaret dönüşünde seçim yasası ve seçim barajı için açıklamalarda bulunduğunu kaydeden Doğan, barajın yüzde 10'dan 7'ye düşürülmesi konusunda hemen hemen MHP ile mutabakat sağlandığını ancak son kararın verilmediğinin dile getirildiğini, MHP'nin anketlerdeki oyunun yüzde 7-8 civarına inmiş olmasının bunda etkili olduğunun söylenebileceğini ifade etti. Erdoğan'ın sosyal medya kısıtlamalarını içeren yasa değişikliklerini de Ekim'de meclis getireceklerini yinelediğini hatırlatan Doğan ‘Seçime hazırlık sürecinde muhalefetin sesinin daha da kısılacağını, baskıların artacağını öngörmek yanlış olmaz' diye konuştu.  AKP-MHP oylarının sert düşüşe geçtiğini son olarak MetroPoll Ağustos anketinde de Erdoğan'ın görev yapış tarzına onayın 10 puan birden gerileyerek yüzde 38'e indiğini vurgulayan Doğan, Erdoğan'a onay vermeyenlerin ise yüzde 51'in üzerine çıktığını söyledi. Doğan; ‘Anlaşılan şimdilik yüzde 7 üzerinde AKP-MHP arasında yürütülen seçim barajı pazarlığı, oylar düştükçe daha da düşebilir. Hazırlanan taslakla ilgili olarak herhangi bir ittifaka girmeyen partiler içinse barajın yüzde 3'e ineceği kulislerde konuşuluyor. Bu hazırlığın amacı Saadet Partisi, Demokrat Parti gibi Millet İttifakı ortaklarını kendi başlarına seçime girmeye heveslendirmek, Babacan ve Davutoğlu partilerini de Millet İttifakı'ndan uzak tutmak' yorumunu yaptı. Anayasa Mahkemesi'nin HDP hakkındaki kapatma davasında 60 günlük savunma hazırlığı süresinin 30 gün daha uzatılmasını talep eden HDP'nin başvurusunu bu hafta 2 Eylül'de görüşerek karara bağlayacağını, 3 Eylül'de de TÜİK'in Ağustos ayı enflasyon rakamlarını açıklayacağını vurgulayan Doğan, her iki tarihin de haftanın kritik günleri olacağını belirtti. AYM'nin HDP'ye yazılı savunması için 30 gün ek süre vermesinin beklendiğini ifade eden Doğan, TÜİK'in Ağustos enflasyonu rakamlarının da Merkez Bankası'nın faizle ilgili kararı açısından kritik olduğunu kaydetti.

Geyik Muhabbeti
Ranttan uyuşturucuya Ankara öyküsü...

Geyik Muhabbeti

Play Episode Listen Later Jul 12, 2021 6:44


Ranttan uyuşturucuya bir Angara öyküsü… İçinde bakanlardan bakan çocuklarına, yargıdaki kritik isimlerden emniyete her şey var. Yasadışı bir sistemin, yasadışı yollarla yaratılan servetini korumak için son karede paramilitarizme sığınması. Ne yaparlarsa yapsınlar, biz silahların ancak ve ancak AKP-MHP'nin, yani iktidarın elinde patlayacağını öngörüyoruz. Zaman daraldı, etrafınız sarıldı.

venezuela ankara zaman aday angara akp mhp abdulkadir selvi okullar ne zaman venezuela maske cumhur ittifaku
Son Tahlilde
Dokunulmazlıklar kalkmayacak!

Son Tahlilde

Play Episode Listen Later Apr 15, 2021 20:00


CHP'lilerin dokunulmazlıkları kalkar mı? AKP-MHP nasıl bir seçim kurguluyor? Son Tahlilde'de Onur Öncü'nün konuğu akademisyen-yazar Fatih Yaşlı. Yaşlı: CHP'lilerin dokunulmazlıkları kaldırılır mı? Fatih Yaşlı: “Ben Dokunulmazlığın kaldırılmasını düşünmüyorum. Sadece demokrasinin bir kılıcı olarak kullanılacak. Bu kadar siyasal alanın daraltıldığı bir ortamda milletvekillerinin söz söyleme haklarının ellerinden alınması daraltılmış siyasete katkı sağlıyor. Halkın önüne bir sandık konulur, ama o halkın önüne konulacak sandığın, ne kadar sandığa benzeyeceği sorusu bence siyasetin temel sorusu olmalı…AKP-MHP bloğu seçimden başka her şeye benzeyecek bir seçimi kurguluyor....”

Bahar Solukları
Erkam Tufan - ERDOĞAN BAŞINA GELECEKLERİ BİLİYOR! #Erdoğan #Bahçeli #AKP #MHP #StopErdoğan #Akşener

Bahar Solukları

Play Episode Listen Later Mar 10, 2021 74:13


Erkam Tufan - ERDOĞAN BAŞINA GELECEKLERİ BİLİYOR! #Erdoğan #Bahçeli #AKP #MHP #StopErdoğan #Akşener by Bahar Solukları

Medyascope.tv Podcast
Ayşe Çavdar & Aysuda Kölemen ile Şimdiki Zaman (33): Muhalefet bize küçük zaferler verse

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Feb 25, 2021 54:30


Muhalefet partileri, kutuplaşmayı da bertaraf edecek etkili muhalefetin formülünü buldular mı? Toplumsal muhalefetin itirazlarını duyarak ve doğru bilgiyle hareket ederek, her biri siyasi yelpazede bulundukları yeri genişleterek etkili muhalefet edebilir ve iktidar karşısında kazandıkları küçük zaferlerle kendi tabanları arasında da duygudaşlık yaratabilirler. Fakat bunun için AKP-MHP koalisyonunun ne düşündüğü ya da planladığı sorusundan vazgeçmeleri, hem birbirlerini hem toplumsal muhalefeti daha çok muhatap almaları gerekiyor. Peki bunu nasıl yapacaklar? Örnekleri neler?

Gerçek gazetesi
Düzen siyasetinde çözüm yok: Muhalefetin istediği erken seçim iktidarın silahına dönüşebilir

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Feb 9, 2021 6:27


Düzen siyasetinde çözüm yok: Muhalefetin istediği erken seçim iktidarın silahına dönüşebilir Erdoğan ve müttefikleri ellerinde olsa elbette 2023'e kadar herhangi bir erken seçim olmadan iktidarda kalmak isterler. Ancak ekonomideki çöküş tablosu ile AKP-MHP'nin seçmen tabanına da sirayet eden ve giderek artan hoşnutsuzluk bunun hiç de kolay olmayacağını gösteriyor. Ekonomideki kötü gidişi durduracak hiçbir çözümleri yok. Kapitalist sisteme ve sermayenin sınıf çıkarlarına tamamen bağlı olan Erdoğan ve iktidarının yapabildiği, kaçınılmaz çöküşü “ağrı kesici” yöntemlerle ertelemek ve emekçi halkın tepkisini istibdadın şiddetiyle bastırmaktan ibaret. Ama artık ne ekonomik krizin yıkıcı sonuçları daha fazla ertelenebilir ne de emekçi halkın tepkisi sonsuza kadar bastırılabilir durumda. Bunu en iyi istibdad cephesi görüyor. Erdoğan ve Bahçeli'nin sene başında baş başa yaptıkları ev toplantılarının başlıca gündeminin bu olduğuna şüphe yok. Ellerinde kendileri için hiç de hoş olmayan epey anket birikmiş durumda. Muhalefet de aynı anketleri görüyor ve bu yüzden en yüksek sesle “erken seçim” talebini gündemde tutuyorlar. Erdoğan'ın havucu Bahçeli'nin sopası Erdoğan ve Bahçeli bu baskıyı kırmak amacıyla uzunca bir süredir alttan alta muhalefeti bölmek ve parçalamak için yürüttükleri faaliyetleri hızlandırdılar. Son yerel seçimlerde büyükşehirleri kaybetmelerine neden olan HDP'nin Millet İttifakı'na dışarıdan destek verdiği modeli parçalamayı hedefliyorlar. CHP'de Kılıçdaroğlu-Kaftancıoğlu eksenine karşı Muharrem İnce'yi; İyi Parti'de ise Meral Akşener-Koray Aydın merkezine karşı Ümit Özdağ'ı kopartmayı başardılar. Erdoğan'ın, Milli Görüş'ün önde gelen isimlerinden Oğuzhan Asiltürk'ü ve “hocaefendi” olarak hitap edilen Nedim Urhan'ı ziyareti, Saadet Partisi'nin de hedefte olduğunu gösteriyor. Erdoğan ve Bahçeli'nin bu isimleri, Cumhur İttifakı'na katmaları zor. Amaçları da söylendiği gibi Cumhur İttifakı'nı genişletmekten ziyade karşı tarafı bölmek. Bunun için de ellerindeki en etkili yöntem düzen muhalefeti cephesi içindeki her türlü ırkçı, mezhepçi ön yargıyı kaşımak, HDP'yi şeytanlaştırmak ve yerel seçimlerde muhalefete kazandıran modelin tekrarını imkânsız hâle getirmek. Tabii bu konuda manevi ve siyasi baskı her zaman yeterli olmuyor. Gelecek Partisi'nden Selçuk Özdağ'a, Yeniçağ gazetesi (İyi Parti çizgisi) yazarı Orhan Uğuroğlu'na ve KRT televizyonu programcısı eski Ülkü Ocağı reisi Afşin Hatipoğlu'na yönelik “faili belli” seri dayak ve saldırı vakalarının “ikna edici” rolü küçümsenmemeli. Elbette ki HDP'nin kapatılması tartışması da bu gündemin bir parçası. HDP'yi (Kürt hareketini) olası bir erken seçime katılmasını engelleyecek bir zamanlama ile kapatmak, HDP kapatılırsa yerine bir değil, birden fazla parti kurulmasını sağlamak ya da HDP'yi hazine yardımından mahrum bırakıp bölünmesine yol açmak, olası seçenekler olarak karşımıza çıkıyor. Ayhan Bilgen ve Altan Tan'ın yeni muhafazakâr Kürt partisi eğilimi bu anlamda istibdad cephesinden büyük bir ilgi ve destek görüyor. Hulusi Akar'ın Erbil ziyareti ile Kürt siyasi hareketi içinde Barzaniciliğin önünün açılacağı sinyalleri veriliyor. Yani kapatma tehdidi, baskılar, tutuklamalar, kayyımlar ile yürütülen sopa politikasının yanında bir havuç politikası da devrede. Erdoğan ve Bahçeli'nin muhalefetin Millet İttifakı kanadını HDP umacısıyla, HDP'yi de havuç sopa politikasıyla bölme çabası karşılık bulduğu ölçüde, siyasi partiler yasası ve seçim sisteminde yapılacak ince ayarlarla birlikte bir anda muhalefetin erken seçim taktiği istibdad cephesinin silahına dönüşebilir. Tek alternatif emekçi halkın tepkisini örgütlemek Halkın istibdada karşı ekmek ve hürriyet isteğini suistimal eden Amerikan muhalefetine asla güvenilmemesi gerektiğini söylüyoruz.

Ahval
Zülfikar Doğan: 'Yeni yasayla sadece dernekler değil, futbol kulüpleri bile kapatılabilir'

Ahval

Play Episode Listen Later Dec 20, 2020 14:46


Türkiye’deki iç ve dış politika, ekonomi gelişmelerini değerlendiren Zülfikar Doğan, iktidar ve muhalefetin karşılıklı suçlamalarıyla artık siyasette darbecilik iddiasının sıradanlaştığını, ucuzladığını söyledi. Mecliste Dışişleri bütçesi görüşülürken, muhalefet vekillerinin ‘bütçeyi idareli kullanın, yılın ikinci yarısı alacağız’ diye laf atmaları üzerine ‘2021’de seçim yok. Seçim olsa da iktidarın size verilmeyeceğini biliyorsunuz. Darbe mi yapacaksınız’ karşılığını verdi. Çavuşoğlu’nun bu sözlerine tepki gösteren Muhalefet sözcüleri seçim olsa da iktidarın verilmeyeceği ifadelerini darbe, sandığı ortadan kaldırmak iması şeklinde değerlendirerek tepki gösterdi. Bütçenin kabulü sonrasında ise CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun sosyal medyadaki ‘TBMM’den geçecek bir sonraki bütçe halkın bütçesi olacak’ paylaşımına MHP’den ‘darbe ve kalkışma’ iması suçlaması geldi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın seçimlerin 2023’te olduğunu belirterek, zillet ittifakı diye adlandırdığı Millet İttifakı ortaklarının darbe peşinde olduğunu öne sürdü. Darbe ve darbecilik suçlamalarının böylesine sıradanlaşmasının dikkat çekici ve tehlikeli olduğu yorumunu yapan Doğan ‘Sanki olağan bir şeymiş gibi herkes birbirini darbecilikle suçluyor, darbe istediğini, darbe yapacağını söylüyor. Oysa asıl demokrasinin savunulması gerek. Çok yanlış bir yola gidiliyor’ dedi. AKP Grubu’nun meclis gündemine getirdiği Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının ve Finansmanının Önlenmesi yasa teklifinin sadece 6 maddesinin bu konuya yönelik olduğunu vurgulayan Doğan, 43 maddelik teklifteki diğer maddelerin Cumhurbaşkanına mal varlıklarına el koyma yetkisini ve İçişleri Bakanına yargı kararı olmaksızın, dernek, vakıf, sivil toplum örgütlerini terör bağlantısı gerekçesiyle kapatma, el koyma, yönetimlerini görevden alma, kayyum atama gibi geniş yetkilerle donatılmasını içerdiğini kaydetti. OECD bünyesindeki, Mali Eylem Gücü’nün (FATF) kara para aklama, siyasi nüfuz ticareti, terörün finansmanı, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele gibi 40 madde ve 12 kriterde Türkiye’yi eleştirdiğini, 2021 başına kadar bu konularda yasal düzenlemeye gidilmezse ‘gri listeye’ alma uyarısı yaptığını hatırlatan Doğan şu değerlendirmeyi yaptı: “İktidar bu yaptırımdan kurtulmak için alelacele bu yasa teklifini getirdi ama diğer kriterlere yönelik uyarılarla ilgili hiçbir düzenleme yok. 43 maddelik yasa teklifine sivil toplum örgütleri, derneklere dönük kısıtlamalar, yasaklar doldurulmuş. Muhalefet tepki gösterdi ancak hemen komisyona getirip, AKP+MHP oylarıyla bu maddeleri geçirdiler. Büyük ihtimalle bu hafta genel kurula getirip yasalaştıracaklar. Kapsam ve İçişleri Bakanına verilen yetkiler o kadar geniş ki, CHP’li Utku Çakırözer’in komisyonda dediği gibi bir gecede TÜSİAD’dan Mazlum-Der’e varana kadar pek çok derneği, STK’yı, hatta dernek statüsündeki kimi futbol kulüplerini bile mesela AMEDSPOR gibi, Atatürk’le ilgili açtıkları pankartlardan ceza alan Fethiyespor gibi kapatabilirler, yönetimlerini görevden alıp kayyum atayabilirler, binasına, banka hesabına el koyabilirler. Hatta Türk Tabipleri Birliği’nden TMMOB’ye kadar, bu iş genişleyebilir. Sadece valinin, emniyet müdürünün, kaymakamın terör bahanesiyle bir soruşturma talimatı vermesi yeterli” Yargıda bu haftanın kritik olduğunu dile getiren Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AYM’ye yeni üye ataması yapacağını, Yargıtay üyesi yapılan Ankara ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılarının yerine de yeni isimlerin atanmasının beklendiğini, HSK, Yargıtay ve Danıştay üyeliklerine yeni atamaların yapılacağını kaydetti. Yargı dizaynı yanında, Para Politikası Kurulu’nun 24 Aralık’ta alacağı faiz kararıyla ekonominin de dizayn edileceğini belirten Zülfikar Doğan, Irak Başbakanı Mustafa el Kazımi’nin Ankara ziyaretinin ilişkilerin normalleşmesi adına kritik önemde olduğunu vurguladı.

Ankara Rüzgarı
Zülfikar Doğan: 'Yeni yasayla sadece dernekler değil, futbol kulüpleri bile kapatılabilir'

Ankara Rüzgarı

Play Episode Listen Later Dec 20, 2020 14:47


Türkiye’deki iç ve dış politika, ekonomi gelişmelerini değerlendiren Zülfikar Doğan, iktidar ve muhalefetin karşılıklı suçlamalarıyla artık siyasette darbecilik iddiasının sıradanlaştığını, ucuzladığını söyledi.Mecliste Dışişleri bütçesi görüşülürken, muhalefet vekillerinin ‘bütçeyi idareli kullanın, yılın ikinci yarısı alacağız’ diye laf atmaları üzerine ‘2021’de seçim yok. Seçim olsa da iktidarın size verilmeyeceğini biliyorsunuz. Darbe mi yapacaksınız’ karşılığını verdi. Çavuşoğlu’nun bu sözlerine tepki gösteren Muhalefet sözcüleri seçim olsa da iktidarın verilmeyeceği ifadelerini darbe, sandığı ortadan kaldırmak iması şeklinde değerlendirerek tepki gösterdi.Bütçenin kabulü sonrasında ise CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun sosyal medyadaki ‘TBMM’den geçecek bir sonraki bütçe halkın bütçesi olacak’ paylaşımına MHP’den ‘darbe ve kalkışma’ iması suçlaması geldi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın seçimlerin 2023’te olduğunu belirterek, zillet ittifakı diye adlandırdığı Millet İttifakı ortaklarının darbe peşinde olduğunu öne sürdü.Darbe ve darbecilik suçlamalarının böylesine sıradanlaşmasının dikkat çekici ve tehlikeli olduğu yorumunu yapan Doğan ‘Sanki olağan bir şeymiş gibi herkes birbirini darbecilikle suçluyor, darbe istediğini, darbe yapacağını söylüyor. Oysa asıl demokrasinin savunulması gerek. Çok yanlış bir yola gidiliyor’ dedi.AKP Grubu’nun meclis gündemine getirdiği Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının ve Finansmanının Önlenmesi yasa teklifinin sadece 6 maddesinin bu konuya yönelik olduğunu vurgulayan Doğan, 43 maddelik teklifteki diğer maddelerin Cumhurbaşkanına mal varlıklarına el koyma yetkisini ve İçişleri Bakanına yargı kararı olmaksızın, dernek, vakıf, sivil toplum örgütlerini terör bağlantısı gerekçesiyle kapatma, el koyma, yönetimlerini görevden alma, kayyum atama gibi geniş yetkilerle donatılmasını içerdiğini kaydetti. OECD bünyesindeki, Mali Eylem Gücü’nün (FATF) kara para aklama, siyasi nüfuz ticareti, terörün finansmanı, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele gibi 40 madde ve 12 kriterde Türkiye’yi eleştirdiğini, 2021 başına kadar bu konularda yasal düzenlemeye gidilmezse ‘gri listeye’ alma uyarısı yaptığını hatırlatan Doğan şu değerlendirmeyi yaptı:“İktidar bu yaptırımdan kurtulmak için alelacele bu yasa teklifini getirdi ama diğer kriterlere yönelik uyarılarla ilgili hiçbir düzenleme yok. 43 maddelik yasa teklifine sivil toplum örgütleri, derneklere dönük kısıtlamalar, yasaklar doldurulmuş. Muhalefet tepki gösterdi ancak hemen komisyona getirip, AKP+MHP oylarıyla bu maddeleri geçirdiler. Büyük ihtimalle bu hafta genel kurula getirip yasalaştıracaklar. Kapsam ve İçişleri Bakanına verilen yetkiler o kadar geniş ki, CHP’li Utku Çakırözer’in komisyonda dediği gibi bir gecede TÜSİAD’dan Mazlum-Der’e varana kadar pek çok derneği, STK’yı, hatta dernek statüsündeki kimi futbol kulüplerini bile mesela AMEDSPOR gibi, Atatürk’le ilgili açtıkları pankartlardan ceza alan Fethiyespor gibi kapatabilirler, yönetimlerini görevden alıp kayyum atayabilirler, binasına, banka hesabına el koyabilirler. Hatta Türk Tabipleri Birliği’nden TMMOB’ye kadar, bu iş genişleyebilir. Sadece valinin, emniyet müdürünün, kaymakamın terör bahanesiyle bir soruşturma talimatı vermesi yeterli”Yargıda bu haftanın kritik olduğunu dile getiren Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AYM’ye yeni üye ataması yapacağını, Yargıtay üyesi yapılan Ankara ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılarının yerine de yeni isimlerin atanmasının beklendiğini, HSK, Yargıtay ve Danıştay üyeliklerine yeni atamaların yapılacağını kaydetti. Yargı dizaynı yanında, Para Politikası Kurulu’nun 24 Aralık’ta alacağı faiz kararıyla ekonominin de dizayn edileceğini belirten Zülfikar Doğan, Irak Başbakanı Mustafa el Kazımi’nin Ankara ziyaretinin ilişkilerin normalleşmesi adına kritik önemde olduğunu vurguladı.

Medyascope.tv Podcast
Açık Oturum – Erdoğan ve Bahçeli: Bir vesayet ilişkisi mi?

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Dec 3, 2020 87:08


Medyascope Açık Oturumu’nun 272’nci bölümünde Edgar Şar, konukları siyasetbilimciler Prof. Dr. Murat Somer, Doç. Dr. Burak Bilgehan Özpek ve Dr. Ayşe Çavdar ile Erdoğan – Bahçeli ve AKP – MHP ilişkileri üzerinden Cumhur İttifakı’nın iç dinamiklerini tartıştı.

Ahval
Nesrin Nas: Erdoğan, MHP ile bir kopuşa doğru gidiyor

Ahval

Play Episode Listen Later Nov 28, 2020 43:23


ANAP eski Genel Başkanı ve iktisatçı Nesrin Nas, Konuşa Konuşa’da, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın reform açıklamalarını, Bülent Arınç’ın istifaya zorlanmasını, İYİ Parti’nin AKP ile olası bir ittifakı gözönünde bulundurup bulundurmadığını ve AKP-MHP ilişkisini değerlendirdi.

Konuşa Konuşa
Nesrin Nas: Erdoğan, MHP ile bir kopuşa doğru gidiyor

Konuşa Konuşa

Play Episode Listen Later Nov 28, 2020 43:24


ANAP eski Genel Başkanı ve iktisatçı Nesrin Nas, Konuşa Konuşa'da, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın reform açıklamalarını, Bülent Arınç'ın istifaya zorlanmasını, İYİ Parti'nin AKP ile olası bir ittifakı gözönünde bulundurup bulundurmadığını ve AKP-MHP ilişkisini değerlendirdi.

Medyascope.tv Podcast
Ön Libero: Vesayetin ideolojisi, aktörleri ve stratejileri

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Nov 26, 2020 19:28


Türkiye’de yasal olmayan fakat fiilen etkili olan vesayet kurumu, tek adam kültü ve milli güvenlikten beslenen bir ideolojiye; AKP-MHP-İletişim Başkanlığı vb. gibi aktörlere ve Batı karşıtlığı-kutuplaştırma-itibarsızlaştırma-şeytanlaştırma gibi stratejilere sahiptir. PATREON'dan Medyascope'a destek olabilirsiniz → https://www.patreon.com/medyascopetv Teşekkürler!

Ahval
AKP-MHP vuruşarak ayrılıyor

Ahval

Play Episode Listen Later Nov 21, 2020 17:14


AKP-MHP vuruşarak ayrılıyor

Son Tahlilde
Olası bir seçimde muhalefet cephesi ne durumda?

Son Tahlilde

Play Episode Listen Later Oct 12, 2020


Kılıçdaroğlu ‘erken seçim' dedi, AKP-MHP ‘erken seçim yok' dedi. Olası bir seçimde muhalefet cephesi ne durumda? Onur Öncü'nün konuğu siyasal iletişimci Evren Barış Yavuz. Yavuz: “Kemal Bey erken seçim isteyerek bir özgüven alanı açmış oluyor. Kılıçdaroğlu, ‘hamleyi yapan siyaseti belirleyen biz olalım, tartışan biz değil, tartıştıran biz olalım' diyor. Kendine sürekli hikaye arayan bir AKP görüyoruz. Bir gün Kızıl Elmacı, öbür gün NATO'cu, sonra ümmetçi oluyor. Her gün sürekli argümanlarını değiştirerek kendine nefes arayan bir AKP görüyoruz..."

Yankılar
Hüseyin Aykol: CHP içinde ‘seçimde HDP ile resmi ittifaklar yapabilir miyiz’ tartışması var

Yankılar

Play Episode Listen Later Sep 10, 2020 17:57


Türkiye’de AKP-MHP ittifakının baskıcı rejimine demokrasi ittifakı tartışmaları giderek yükseliyor. Bu konuda CHP içinde de tartışmaların yaşandığını söyleyen gazeteci Hüseyin Aykol “HP’nin içinde ‘seçimde HDP ile resmi ittifaklar yapabilir miyiz’ tartışması var. Ama işleri İYİ Parti’den dolayı çok zor” diyor. Aykol’a göre, AKP ne zaman sıkışsa Kürtlere yönelik saldırılarla muhalefeti susturuyor.

Ahval
Hüseyin Aykol: CHP içinde ‘seçimde HDP ile resmi ittifaklar yapabilir miyiz’ tartışması var

Ahval

Play Episode Listen Later Sep 10, 2020 17:56


Türkiye’de AKP-MHP ittifakının baskıcı rejimine demokrasi ittifakı tartışmaları giderek yükseliyor. Bu konuda CHP içinde de tartışmaların yaşandığını söyleyen gazeteci Hüseyin Aykol “HP’nin içinde ‘seçimde HDP ile resmi ittifaklar yapabilir miyiz’ tartışması var. Ama işleri İYİ Parti’den dolayı çok zor” diyor. Aykol’a göre, AKP ne zaman sıkışsa Kürtlere yönelik saldırılarla muhalefeti susturuyor.

Medyascope.tv Podcast
Şimdiki Zaman (2) – AKP-MHP: Neyin ittifakı?

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Jul 22, 2020 42:05


Gazeteci ve antropolog Ayşe Çavdar ile siyasetbilimci Aysuda Kölemen, Şimdiki Zaman‘ın ikinci bölümünde AKP ile MHP’nin ittifakını yorumladı.

Ahval
Zülfikar Doğan: Baro başkanları polis ablukasında, Ayasofya’da namaz yakında!

Ahval

Play Episode Listen Later Jul 9, 2020 24:31


Baroların bölünmesini de içeren Avukatlık Yasası değişiklikleriyle ilgili AKP-MHP teklifinin Meclis Genel Kurulu'ndaki görüşmelerinin oldukça sert tartışmalara sahne olduğunu belirten Zülfikar Doğan oturumu yöneten MHP’li Meclis Başkanvekili Celal Adan’ın bu yüzden sık sık oturuma ara vermek zorunda kaldığını söyledi.

Ankara Rüzgarı
Zülfikar Doğan: Baro başkanları polis ablukasında, Ayasofya’da namaz yakında!

Ankara Rüzgarı

Play Episode Listen Later Jul 9, 2020 24:32


Baroların bölünmesini de içeren Avukatlık Yasası değişiklikleriyle ilgili AKP-MHP teklifinin Meclis Genel Kurulu'ndaki görüşmelerinin oldukça sert tartışmalara sahne olduğunu belirten Zülfikar Doğan oturumu yöneten MHP’li Meclis Başkanvekili Celal Adan’ın bu yüzden sık sık oturuma ara vermek zorunda kaldığını söyledi.

Ahval
İktidardan muhalefete dört koldan baskı dalgası: CHP tam hedefte

Ahval

Play Episode Listen Later May 21, 2020 14:56


AKP-MHP iktidarı son günlerde siyasi muhalefet ve eleştirel medyaya baskı dozunu alabildiğine artırıyor.  HDP temsilcilikleri ve bağlantılı kadın örgütlerine gözaltı dalgasının yanı sıra CHP'den Banu Özdemir'in tutuklanması, ayrıca Cumhuriyet ve Birgün'e Basın İlan Kurumu yasakları, hep birlikte görüldüğünde, manzara çok vahim bir gidişi gösteriyor.  Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, ana muhalefet partisinin artık rejimin radarına iyice girdiğini vurguluyor ve bundan sonra en çok CHP'nin nasıl bir yol haritası sergileyeceğinin merak edildiğini belirtiyor.

Ankara Rüzgarı
Zülfikar Doğan: İnfaz yasası AKP+MHP imzalı, muhalefetin talepleri reddedildi

Ankara Rüzgarı

Play Episode Listen Later Apr 5, 2020 15:42


Ankara Rüzgârı’nda haftanın gelişmelerini değerlendiren Zülfikar Doğan, bu hafta TBMM Genel Kurulu’nda ele alınacak Cezaların İnfazı Yasa teklifinin tamamıyla AKP-MHP tarafından şekillendirildiğini söyledi.AKP’nin teklif öncesi muhalefet partilerini ziyaret ederek ortak bir zemin arama görüntüsü vermesine karşılık, gerek hazırlanan 70 maddelik teklifte gerekse bu teklifin Adalet Komisyonu’ndaki görüşmelerinde muhalefet partilerinin hiçbir öneri ve talebinin yer almadığını vurgulayan Doğan, gazeteciler, siyasi tutuklular, düşünce suçluları için muhalefetin talep ettiği tahliye ve salıverme önerilerinin de AKP ve MHP tarafından kabul görmediğini belirtti.Eski Başbakan ve AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi de yedi başlık altında düzenlemeye itirazlarını ve eksik gördüklerini açıkladı.Genel Kurul’da da muhalefetin vereceği değişiklik önergelerinin ret edileceğinin açık şekilde görüldüğünü dile getiren Zülfikar Doğan’a göre, geçmiş yıllarda çıkartılan benzer yasaların anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bulunarak anayasa mahkemesi tarafından iptal edilerek ceza indirimlerinin herkese yansıtıldığı anımsandığında, CHP’nin bu amaçla anayasa mahkemesine iptal başvurusunda bulunması beklenmeli.Burada da Anayasa Mahkemesi’nin daha önce başka bazı kararlarda eski içtihatlarını dikkate almadığını dile getiren Doğan “Değişen dengeler, anayasa mahkemesinin üye yapısı, Cumhurbaşkanının ve iktidar ortaklarının tutumu olası iptal davasından geçmiştekine benzer sonuçların alınmasını güçleştirebilir.” diyor.Koronavirüs salgınında bugün yaşamını yitiren 73 kişiyle birlikte toplam ölü sayısının 574’e yükseldiğini söyleyen Zülfikar Doğan’ın ekonomi, dış politika ve diğer güncel olaylarla ilgili değerlendirmelerini buradan dinleyebilirsiniz.

Ahval
Zülfikar Doğan: İnfaz yasası AKP+MHP imzalı, muhalefetin talepleri reddedildi

Ahval

Play Episode Listen Later Apr 4, 2020 15:41


Ankara Rüzgârı’nda haftanın gelişmelerini değerlendiren Zülfikar Doğan, bu hafta TBMM Genel Kurulu’nda ele alınacak Cezaların İnfazı Yasa teklifinin tamamıyla AKP-MHP tarafından şekillendirildiğini söyledi. AKP’nin teklif öncesi muhalefet partilerini ziyaret ederek ortak bir zemin arama görüntüsü vermesine karşılık, gerek hazırlanan 70 maddelik teklifte gerekse bu teklifin Adalet Komisyonu’ndaki görüşmelerinde muhalefet partilerinin hiçbir öneri ve talebinin yer almadığını vurgulayan Doğan, gazeteciler, siyasi tutuklular, düşünce suçluları için muhalefetin talep ettiği tahliye ve salıverme önerilerinin de AKP ve MHP tarafından kabul görmediğini belirtti. Eski Başbakan ve AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi de yedi başlık altında düzenlemeye itirazlarını ve eksik gördüklerini açıkladı. Genel Kurul’da da muhalefetin vereceği değişiklik önergelerinin ret edileceğinin açık şekilde görüldüğünü dile getiren Zülfikar Doğan’a göre, geçmiş yıllarda çıkartılan benzer yasaların anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bulunarak anayasa mahkemesi tarafından iptal edilerek ceza indirimlerinin herkese yansıtıldığı anımsandığında, CHP’nin bu amaçla anayasa mahkemesine iptal başvurusunda bulunması beklenmeli. Burada da Anayasa Mahkemesi’nin daha önce başka bazı kararlarda eski içtihatlarını dikkate almadığını dile getiren Doğan “Değişen dengeler, anayasa mahkemesinin üye yapısı, Cumhurbaşkanının ve iktidar ortaklarının tutumu olası iptal davasından geçmiştekine benzer sonuçların alınmasını güçleştirebilir.” diyor. Koronavirüs salgınında bugün yaşamını yitiren 73 kişiyle birlikte toplam ölü sayısının 574’e yükseldiğini söyleyen Zülfikar Doğan’ın ekonomi, dış politika ve diğer güncel olaylarla ilgili değerlendirmelerini buradan dinleyebilirsiniz.

Gidişat
Gökhan Bacık: Erdoğan, toplum sadece AKP-MHP’lilerden ibaret gibi davranıyor

Gidişat

Play Episode Listen Later Apr 2, 2020 49:28


Gidişat'ta Ergun Babahan ile Gökhan Bacık Türkiye'nin korona ile mücadelesini, Erdoğan'ın açıklamalarını değerlendiriyor...

Ahval
Gökhan Bacık: Erdoğan, toplum sadece AKP-MHP’lilerden ibaret gibi davranıyor

Ahval

Play Episode Listen Later Apr 1, 2020 49:27


Gidişat'ta Ergun Babahan ile Gökhan Bacık Türkiye'nin korona ile mücadelesini, Erdoğan'ın açıklamalarını değerlendiriyor...

Nar
Yavuz Baydar: Terkoğlu ve Kılınç’ın tutuklanması kararan kriz sürecinde haberciliğe saldırıdır

Nar

Play Episode Listen Later Mar 5, 2020 9:28


Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve gazeteci Hülya Kılınç savcılık tarafından tutuklama talebiyle sevk edildikleri Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nce tutuklandı. Bu gelişme ile, Türkiye hapishanelerinde tutuklu ve hükümlü bulunan gazeteciler listesine iki kişi daha eklenmiş bulunuyor. Mevcut rejimin niteliği ve işleyiş biçimi göz önüne alındığında bu son tutuklamalarla ilgili şaşırtıcı bir yön yok. Çok yakın bir tarihte Freedom House ve Sınır Tanımayan Gazeteciler gibi uluslararasın kuruluşlar bir kez daha Türkiye hükümetini mevcut kaygı verici veriler üzerinden dünyanın en baskıcı yönetimleri arasında göstermeye devam edecekler, haklı olarak. Freedom House'un ülkemizi 'özgür olmayanlar' kategorisinde tutmaya devam edeceğini şimdiden öngörebiliriz.Öte yandan, bu iki gazetecinin tutuklanmasına ilişkin gelişmeler ilginç. Çünkü hadisenin merkezinde Libya'da öldürülen ve rütbesinin albay olduğu anlaşılan bir MİT mensubuyla ilgili cenaze haberi var. Bu da ister istemez, yıllar önce yine merkezinde MİT'in bulunduğu ve işin içine jandarmaların da karıştığı, Suriye'ye gönderilen silah ve mühimmat yüklü kamyonlarla ilgili gelişmeleri hatıra getirmekte.Ona geçmeden önce, her iki gazeteciye yöneltilen suçlamalara bakalım:1. İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri elde etmek (2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu 27/1)2. İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgelerin ele geçirilmesine sebebiyet vermek (2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu 27/2)3. İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek (2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu 27/3-1)Gazeteci Terkoğlu uzun savunmasının bir bölümünde şunları söylüyor, aktarıyorum:''Benim yargılandığım bu haber vatanından çok uzakta şehit olmuş bir MİT’çinin şahadetinin ardından kendisine yapılan cenaze töreninin haberleştirmekten ibarettir. Bu haberin hali hazırda şehit olmuş bir yurttaşımızın görevi ile gizli görevi ile sırları ile ne ilgisi vardır? Buna ilişkin bir tek cümle gösterebilir misiniz?''Bu savunmanın bu kadarının bile, haklılık içerdiğini anlatmaya gerek dahi yok. İster MİT kanunu olsun, ister başka bir kanun, bir devlet görevlisinin cenazesiyle ilgili haberi veren kişiye normal şartlarda ucunun asla değmemesi gerekir. Bu bir haberdir, halkın bu gelişmeden haberdar edilmesi kadar doğal bir gazetecilik hakkı olamaz. Kaldı ki, habere konu olan bilgiler evvelce muhalefet partilerinden İYİ Partinin milletvekilşi olan Ümit Özdağ tarafından üstelik merhumun ismi de zikredilerek Meclis kürsüsünden dile getirildi, ve bazı internet sitelerinde de yer aldı. Kısacası burada hukuk ve yargı kisvesi altında yeni bir göz korkutma, caydırma ve sansürleme hamlesi söz konusu. Öte yandan, Suriye ve Libya siyasetlerinin geldiği nokta bakımından, genel Ankara resmine baktığımızda, bu iki tutuklamanın devlet güvenlik ve istihbarat mekanizması içinde genişleyen bir kavgaya veya ucu belirsiz bir hesaplaşmaya işaret ettiği de söylenebilir. Sıkışan iktidar odakları, tabir caizse, bu kritik dönemde hiçbir çatlak sesin çıkmasını istemiyor ve bunun için mengeneleri daha da sıkmaya kararlı görünüyor. Gözaltıların apar topar tutuklamaya çevrilmesi ancak böyle okunabilir.AKP-MHP ittifak yapısının şu ana kadar ikna edici gözükmeyen Suriye ve son olarak da Libya sınırötesi örtülü faaliyetleri, iktidarın yumuşak karnı. Buna şüphe yok. Bu açıdan, MİT Tırları olarak bilinen hadisenin ürettiği gelişmeler de hatırlanmalı. Malumunuz, Suriye'de cihadçı grupları adres aldığı öne sürğlen silah ve mühimmat sevkıyatında olduğu öne sürülen MIT Tırlar ile ilgili haberlerin ilki, Hatay Kırıkhan'daki ilk grup tırlar ile ilgili olanı, Ocak 2014 başında Fatih Yağmur imzasıyla Radikal'de yayınlanmıştı. Bunu daha sonra Adana'daki ikinci grup MIT tırları ile ilgili olarak Aydınlık, DHA ve en son olarak da videoları içerecek şekilde Cumhuriyet haberleri izlemişti. Bunların sonucunda, Fatih Yağmur, bizzat Erdoğan'ın baskıları sonucunda Radikal gazetesi yönetimi tarafından işten çıkarılmış, daha sonra da Cumhuriyet gazetesi aleyhinde, mahkumiyetlerle sonuçlanan büyük bir dava açıılmıştı.Bu son tutuklamaları da böylesi büyük bir çerçevede, halen gelişmekte olan karanlık bir sürecin parçası olarak görmek gerekir. Gazetecilerin görevi de burada bir kez daha devreye giriyor: Sonucu ne olursa olsun, elbette ki sorumluluğu da elden bırakmadan, ama önceliği daima halkın doğru bilgilendirilmesine vererek, devletin hesap vermekten kaçındığı karanlık işleri de açığa çıkarmak. Bu muazzam bir sistem krizi yaşamakta olan Türkiye'nin bugünü ve yarını için en önemli mesleki görev.Son olarak şunu da ekleyeyim: neresinden bakarsak bakalım, son tutuklamalar doğrudan haberi ve haberciliği hedef almakta. Gerisi boş laf. Kim saklanan gerçekleri haber yaparsa, bu saldırıların hedefi ve böyle olmaya devam edecek. Ahval, iki kez Berat Albayrak bir kez de Suriye ile ilgili yayınladığı doğru haberler nedeniyle tam üç kez erişime engellenmişti. Haberciliğin peşinde koşan hepimiz, siyasi meşrebimiz ne olursa olsun, bu yönetimin ayrım gözetmeyen baskısı altındayız. Dolayısıyla, medya içinde didişmenin, devlet dilini kabul etme anlamına gelen damgalamanın ve yaftalamanın, meslek ortak zemininde buluşmaktan kaçınmanın, sadece ve sadece sansürcü iktidarın ve onu destekleyen odakların işine yaradığını da vurgulamak gerek. Şimdi dayanışma zamanı. Haberi halka ulaştırmak için çabaları daha da yoğunlşatırma zamanı.

Ahval
Yavuz Baydar: Terkoğlu ve Kılınç’ın tutuklanması kararan kriz sürecinde haberciliğe saldırıdır

Ahval

Play Episode Listen Later Mar 4, 2020 9:28


Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve gazeteci Hülya Kılınç savcılık tarafından tutuklama talebiyle sevk edildikleri Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nce tutuklandı. Bu gelişme ile, Türkiye hapishanelerinde tutuklu ve hükümlü bulunan gazeteciler listesine iki kişi daha eklenmiş bulunuyor. Mevcut rejimin niteliği ve işleyiş biçimi göz önüne alındığında bu son tutuklamalarla ilgili şaşırtıcı bir yön yok. Çok yakın bir tarihte Freedom House ve Sınır Tanımayan Gazeteciler gibi uluslararasın kuruluşlar bir kez daha Türkiye hükümetini mevcut kaygı verici veriler üzerinden dünyanın en baskıcı yönetimleri arasında göstermeye devam edecekler, haklı olarak. Freedom House'un ülkemizi 'özgür olmayanlar' kategorisinde tutmaya devam edeceğini şimdiden öngörebiliriz. Öte yandan, bu iki gazetecinin tutuklanmasına ilişkin gelişmeler ilginç. Çünkü hadisenin merkezinde Libya'da öldürülen ve rütbesinin albay olduğu anlaşılan bir MİT mensubuyla ilgili cenaze haberi var. Bu da ister istemez, yıllar önce yine merkezinde MİT'in bulunduğu ve işin içine jandarmaların da karıştığı, Suriye'ye gönderilen silah ve mühimmat yüklü kamyonlarla ilgili gelişmeleri hatıra getirmekte. Ona geçmeden önce, her iki gazeteciye yöneltilen suçlamalara bakalım: 1. İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri elde etmek (2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu 27/1) 2. İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgelerin ele geçirilmesine sebebiyet vermek (2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu 27/2) 3. İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek (2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu 27/3-1) Gazeteci Terkoğlu uzun savunmasının bir bölümünde şunları söylüyor, aktarıyorum: ''Benim yargılandığım bu haber vatanından çok uzakta şehit olmuş bir MİT’çinin şahadetinin ardından kendisine yapılan cenaze töreninin haberleştirmekten ibarettir. Bu haberin hali hazırda şehit olmuş bir yurttaşımızın görevi ile gizli görevi ile sırları ile ne ilgisi vardır? Buna ilişkin bir tek cümle gösterebilir misiniz?'' Bu savunmanın bu kadarının bile, haklılık içerdiğini anlatmaya gerek dahi yok. İster MİT kanunu olsun, ister başka bir kanun, bir devlet görevlisinin cenazesiyle ilgili haberi veren kişiye normal şartlarda ucunun asla değmemesi gerekir. Bu bir haberdir, halkın bu gelişmeden haberdar edilmesi kadar doğal bir gazetecilik hakkı olamaz. Kaldı ki, habere konu olan bilgiler evvelce muhalefet partilerinden İYİ Partinin milletvekilşi olan Ümit Özdağ tarafından üstelik merhumun ismi de zikredilerek Meclis kürsüsünden dile getirildi, ve bazı internet sitelerinde de yer aldı. Kısacası burada hukuk ve yargı kisvesi altında yeni bir göz korkutma, caydırma ve sansürleme hamlesi söz konusu. Öte yandan, Suriye ve Libya siyasetlerinin geldiği nokta bakımından, genel Ankara resmine baktığımızda, bu iki tutuklamanın devlet güvenlik ve istihbarat mekanizması içinde genişleyen bir kavgaya veya ucu belirsiz bir hesaplaşmaya işaret ettiği de söylenebilir. Sıkışan iktidar odakları, tabir caizse, bu kritik dönemde hiçbir çatlak sesin çıkmasını istemiyor ve bunun için mengeneleri daha da sıkmaya kararlı görünüyor. Gözaltıların apar topar tutuklamaya çevrilmesi ancak böyle okunabilir. AKP-MHP ittifak yapısının şu ana kadar ikna edici gözükmeyen Suriye ve son olarak da Libya sınırötesi örtülü faaliyetleri, iktidarın yumuşak karnı. Buna şüphe yok. Bu açıdan, MİT Tırları olarak bilinen hadisenin ürettiği gelişmeler de hatırlanmalı. Malumunuz, Suriye'de cihadçı grupları adres aldığı öne sürğlen silah ve mühimmat sevkıyatında olduğu öne sürülen MIT Tırlar ile ilgili haberlerin ilki, Hatay Kırıkhan'daki ilk grup tırlar ile ilgili olanı, Ocak 2014 başında Fatih Yağmur imzasıyla Radikal'de yayınlanmıştı. Bunu daha sonra Adana'daki ikinci grup MIT tırları ile ilgili olarak Aydınlık, DHA ve en son olarak da videoları içerecek şekilde Cumhuriyet haberleri izlemişti. Bunların sonucunda, Fatih Yağmur, bizzat Erdoğan'ın baskıları sonucunda Radikal gazetesi yönetimi tarafından işten çıkarılmış, daha sonra da Cumhuriyet gazetesi aleyhinde, mahkumiyetlerle sonuçlanan büyük bir dava açıılmıştı. Bu son tutuklamaları da böylesi büyük bir çerçevede, halen gelişmekte olan karanlık bir sürecin parçası olarak görmek gerekir. Gazetecilerin görevi de burada bir kez daha devreye giriyor: Sonucu ne olursa olsun, elbette ki sorumluluğu da elden bırakmadan, ama önceliği daima halkın doğru bilgilendirilmesine vererek, devletin hesap vermekten kaçındığı karanlık işleri de açığa çıkarmak. Bu muazzam bir sistem krizi yaşamakta olan Türkiye'nin bugünü ve yarını için en önemli mesleki görev. Son olarak şunu da ekleyeyim: neresinden bakarsak bakalım, son tutuklamalar doğrudan haberi ve haberciliği hedef almakta. Gerisi boş laf. Kim saklanan gerçekleri haber yaparsa, bu saldırıların hedefi ve böyle olmaya devam edecek. Ahval, iki kez Berat Albayrak bir kez de Suriye ile ilgili yayınladığı doğru haberler nedeniyle tam üç kez erişime engellenmişti. Haberciliğin peşinde koşan hepimiz, siyasi meşrebimiz ne olursa olsun, bu yönetimin ayrım gözetmeyen baskısı altındayız. Dolayısıyla, medya içinde didişmenin, devlet dilini kabul etme anlamına gelen damgalamanın ve yaftalamanın, meslek ortak zemininde buluşmaktan kaçınmanın, sadece ve sadece sansürcü iktidarın ve onu destekleyen odakların işine yaradığını da vurgulamak gerek. Şimdi dayanışma zamanı. Haberi halka ulaştırmak için çabaları daha da yoğunlşatırma zamanı.

Nar
Baydar: 2019 medyanın kanının içildiği, zifiri karanlık bir baskı yılı oldu

Nar

Play Episode Listen Later Dec 28, 2019 27:20


2019’u geride bırakırken Türkiye medyasındaki tablo, daha da karanlık bir boyuta evrildi.El değiştiren büyük medya gruplarının tamamen iktidarın kontrolü altına girmesi ile gazeteci tasfiyelerinin dozunu artırması ve işsiz gazetecilerin korkutucu boyutlara ulaşması 2019’da artarak devam etti.Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar ile AhvalPod Nar programında yılın son medya değerlendirmesi üzerine konuştuk.Yavuz Baydar, “2019 medyanın kanının içildiği, zifiri karanlık bir baskı yılı oldu” ifadesini kullanıyor.Sınır Tanımayan Gazeteciler gibi uluslarası gazeteci örgütlerinin Türkiye’de 2019 itibarıyla 150’nin üzerinde gazetecinin tutuklu olduğuna dair raporlarına dikkat çeken Baydar, yüzlerce gazetecinin de; çoğu asılsız suçlamalarla “firari” etiketlemesiyle sürgün edildiğine vurgu yapıyor. Onlarca yabancı gazetecinin de hedef alınarak sınır dışı edilmesi bu karanlık tablo içinde kayıtlara geçmiş durumda.Baydar ayrıca Türkiye’de 150’ye yakın haber sitesinin erişime engellendiğini ve yüz binlerle ifade edilen internet adreslerinin yasaklandığını belirtiyor. Bu noktada Türkiye’deki yargının da baskı ortamına katkı sağladığını kaydeden Baydar, “2019 bu anlamda da bir faciaydı” diyor. Emir komuta zincirinde işleyen yargı olduğunun altını çizen Baydar, “Bu yargıdan bir umut beslemek abesti. Biraz Anayasa Mahkemesi’nde bir kıpırdanma vardı ancak Ahmet Altan kararında gördük ki, yüksek mahkeme kararları tanımayan orta ve alt mahkemelerin varlığı bu kıpırdanmayı engelliyor” görüşünü dile getiriyor.Erişim engeli getirilmeyen/yasaklanmayan, sayıları çok az olan bazı muhalif basına da Basın İlan Kurumu eliyle cezalandırma yoluna gidildiğine işaret eden Baydar, uzun süredir dile getirdiği Basın Kartı uygulamasında gelinen noktanın da yeni bir karar alma yoluna gidilmesi için bir kapı araladığını kaydediyor.Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın verdiği rakamlara göre, Kasım 2019 itibarıyla "milli güvenliğe tehdit oluşturan yapılarla aidiyeti, irtibatı veya iltisakı olduğu" iddiasıyla 685 gazetecinin basın kartının iptal edilmesi bu durumu açıkça ortaya koyuyor. Baydar, daha önce de dile getirdiği üzere gazetecilerin devlet basın kartı uygulamasını reddedip Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın oluşturacağı bir basın kartı düzenine geçmesinin olmazsa olmaz olduğunu söylüyor.Son olarak Türkiye medyasında okuyucu kitlesindeki değişime de ayrı bir parantez açan Ahval Genel Yayın Yönetmeni, Bekir Ağırdır’ın genel müdürlüğünü yaptığı KONDA’nın son medya raporundan bazı önemli verileri aktarıyor.Rapora göre Türkiye halkının yüzde 74'ü artık gazete okumuyor. İnternete ve sosyal medya araçlarına güven artıyor.Baydar, bu rakamların, Türkiye’de yazılı basının bittiği anlamına geldiğini ifade ediyor ve ekliyor:“Burada meslektaşlarımızın mevcut durumu göz önünde bulundurarak devletin prangası altında kalmaktan ziyade alternatif yol arayışlarını hedef olarak belirlemeleri gerekir. İnternet gazeteciliği, artık halkın haber alma konusunda yöneldiği en önemli mecra hâline geliyor.”KONDA raporundaki Türkiye'nin yüzde 20’ye yakının haberleri TV'den takip etmediği verisinin manidar olduğunu söyleyen Baydar, bu verilere biraz kuşkuyla da baksa önemli bir kırılmanın işareti olduğunu belirtiyor ve şöyle devam ediyor:“Dijital medyaya kayma varsa yepyeni bir durumla karşı karşıyayız demektir. Şehirleşmenin artmasıyla internete evrilme olabilir ancak yine de AKP-MHP iktidarını ayakta tutan önemli bir kesim, taşrada yaşıyor ve o seçmen tabanının internetle olan ilişkisi hâlâ çok zayıf. Dolayısıyla sözü edilen şey, kutuplaşmanın bir parçası gibi gözüküyor. Erdoğan-Bahçeli iktidarının değişmesini isteyen kesim, giderek daha fazla internet haber sitelerine yöneliyor gibi bir durum söz konusu.”

Yankılar
Ferhat Tunç: Kürt aydınları dört parçadaki partilere ulusal birlik için baskı yapmalı

Yankılar

Play Episode Listen Later Dec 19, 2019 19:50


“Kürtlerin birlik ve çözüm arayışı” konulu podcast yazı dizisinin bugünkü konuğu sanatçı Ferhat Tunç. Özgün müziğin tanınan ismi Kürt sanatçı Tunç, hakkındaki davalar ve baskılardan dolayı Almanya’da yaşıyor. Kürtlerin tarihinin katliamlarla dolu olduğunu söyleyen Ferhat Tunç, “Acılarda bile ortaklaşamadık” sözüyle Kürtler arasındaki parçalanmışlığı özetliyor. Sanatçı Ferhat Tunç, Türkiye’nin mevcut iktidarından oldukça umutsuz, “Kötülüğün zirveleştiği ve giderek, deyim yerindeyse, 1940’ların Almanya’sını aratmayan bir iktidardan bahsediyoruz” diyor. Kürtlerin şu anda içinde bulunduğu durumu nasıl yorumluyorsunuz?Suriye, Türkiye, Irak ve İran’da Kürtler öteden beri egemen güçlerin pazarlıklarına kurban edilmek istenir. Son günlerde de bu politikaların daha kirli hal aldığı görülüyor. Bu güçler, Kürtleri dört parçada baskı ve daha sert saldırılar altında tutmak istiyor. ABD, Suriye’de askerlerini çekmekle aslında saldırıların önünü açmış oldu. Türkiye’nin başlattığı operasyonlar da bunun bir boyutu oldu. Kürtler Ortadoğu’da istikrarı, huzuru sağlıyor ve kendi topraklarında demokratik bir sistemde yaşamak istiyor. Başka ne yapmak istesin ki? Ayrıca IŞİD gibi karanlık bir örgütü, sadece bölgede değil, dünyada etkisiz kılacak mücadele yürüttü, hala yürütüyorlar. Ne var ki, Dünya’nın bir bakıma borçlu olduğu Kürtler, yine egemen güçlerin pazarlıklarının sonucu hedef alınıyor. Çünkü Ortadoğu’da barışın, istikrarın ancak Kürtlerle olacağını biliyorlar ama bunu istemiyorlar. Türkiye ise kaostan beslenen bu emperyalist politikanın aleti oluyor. Kendisi için tehdit içermeyen, dahası aslında her türlü müzakereye açık, Kürt güçlerine saldırarak, kendi yanlış politikalarının ardından sürüklenen ülke durumda. Avrupalı birçok devlet ve kamuoyu için şu andaki bölgedeki karmaşada en meşru güç olarak Kürtler görünüyor. Kürtler olmadan Ortadoğu’nun kaostan kurtulamayacağını biliyorlar. Kürtlerin, kendilerini de korkutan, endişeye sevk eden IŞİD’i bitirebileceğinin farkındalar. Kürtler, demokratik çağdaş yapıya sahip, bu pozitif durumun farkındalar ve bunu görüyorlar. AKP/MHP hükümeti terörize etmek için elinden geleni yapsa da, Kürtlerin dünyadaki meşruiyeti artmış durumda. Dünyanın saygınlığı önemli ama yeterli değil. Zafer yine bölgedeki halkların elinde. Peki, Kürtler ne yapmalı? Kürtleri uluslararası arenada güçlü kılacak konu, ulusal birliktir. Ulusal birlik sağlanırsa, Kürtler çok daha güçlü ve saygın konuma kavuşmuş olacaklardır. Ortadoğu’da 40 milyon nüfusa sahip halk olarak Kürtler, kendi kaderlerini belirleme, güç ve iradesine her zamandan bugün çok daha güçlü bir şekilde sahipler. Hiçbir devlet bu gerçeği görmezden gelemiyor, bunu böyle gördüğü için de farklı arayışlar içerisine giriyor, yanlış politikalar geliştiriyor. Bu da halklar arasında çok ağır tahribatların ortaya çıkmasını beraberinde getiriyor. AKP bunun farkında ve Rojava’daki demokratik gelişmenin Türkiye’deki Kürtleri etkilemesinden korkuyor. Çok yersiz ve anlamsız bir korku ama AKP bu korkuyu politik bir argüman haline getirmiş durumda. Bugün Kürt halkının iradesine saldırıyor. Belediyelere kayyım atamasıyla bu iradeyi tanımıyor. Kürtler demokrasi istiyor. Kimsenin toprağına, hakkına el uzatmıyor, iradesine saygı gösterilmesini istiyor. Kürtler dört ayrı parçada yaşıyor ve aynı zamanda farklı parti ve ideolojik yapılara sahipler. Sizce Kürtleri temsil eden parti ve kurumların ulusal birliğin sağlaması için ne yapması gerekiyor ve siz bu birliğin olabileceğine inanıyor musunuz? Dört farklı parçada farklı anlayışlar olabilir, farklı yönetim anlayışları normal ama bence uluslararası güç haline gidecek yol, uluslararası birlikten geçiyor. Kürtlerin, kendi aralarındaki her türlü farklı düşüncelerini bir tarafa bırakmaları gerekir. Dünyanın da beklediği bu, Kürtlerden yana en birincil beklentisi bu yönde. Kürtlerin bu birliği sağlanması gerekir. Hem Kürtleri temsil eden partiler arasında, hem de Kürtler arasında ciddi bir iletişim sorunu yaşanıyor. Kürt aydınları, sanatçıları sıcak iletişimi sağlamak zorundalar. Önce kendi aralarında iletişimi sağlarlarsa, doğru olanı hızlı şekilde almış alırlar. Bu iletişim kopukluğu öteden beri sorun olarak hep karşımıza çıktı. Kürtlerin bir tarihi var ve bu tarih katliamlar tarihidir. Acıların yaşandığı bu tarihte bile ortaklaşamıyoruz. Bunu aşmak lazım. Bunun için ulusal birlik elzemdir. Bu tartışmaların nihayete kavuşması gerekir. Bu anlamda sanatçılar, Kürt aydınları, bulundukları her parçada halkı temsil eden partiler üzerinde baskı kurabilir, bu tartışmaların daha güncel hale gelmesi konusunda yoğunlaşabilirler. AKP-MHP ittifakının yaşandığı bir süreçte, Türkiye’de siyaset Kürtler için bir gelecek vaat ediyor mu? Türkiye’de yerel ve genel seçimler artık göstermelik hale geldi. Seçilen vekil tutuklanıyor, belediyeye kayyım atanıyor. Türkiye’de Kürtler açısından böyle bir tablo var. Siyasi partiler özellikle sistem dışı partiler sadece halkı temsil eder. HDP de halka yaslanan bir parti ve onun temsilcilerini baskı altında tutmak, görevden almak, tutuklamak, halkın iradesini açık açık hiçe saymaktır. Bu da demokrasinin temel karakterini sarsıyor. Mevcut durum herkes için gelecek vaat edecek pozisyon olmaktan çoktan çıktı. AKP kendi seçmeni için de bir şey vaat edemez durumda artık. Artık toplumun lehine söyleyecek ve yapacak bir şeyi kalmadı. Kaostan, kutuplaşmadan, savaştan beslenen bir iktidar varlığını korudukça, Kürdünden emekçisine, kadınından gencine kadar kimsenin geleceği garantide olmaz. Siyaset Kürtler açısından böyle karanlık bir tablo ama ısrarcı olmak, kazanılmış olan mevzilerin korunması Kürtlerin aleyhine değil lehine bir durumdur. Bu mevzilerin kazanılması çok kolay değil. 30-40 yıllık tarih bunu bize gösterdi. Bugün de bunu istiyorlar. HDP, sadece Kürtler için umudu haline gelmiş bir parti değil, Türkiye’de demokratik muhalefetten yana tavır olan çok geniş halk kesimlerinin de umudu haline gelmiş bir partidir. Bu anlamda siz HDP’nin mecliste kalma kararını doğru mu buluyorsunuz? Meclisten çıkarsa, meclis kadar daha güçlü bir zemin bulamayacaktır. Onun yerine ne koyacaktır? Bunu düşünmek lazım. Kötü de olsa bugünkü koşullarda mecliste varlığını sürdürmesi lazım. Erken seçim talebi de önemli seçenek. Sadece HDP’yi değil, diğer muhalefet partilerini de dâhil edecek bir sürece dönüşebilir. Mevcut iktidar bugün ittifaklara dayanarak varlığını sürdürür durumda, kendi gücünü korumaya çalışıyor ama bence hükümet dağılmıştır. Fiilen böyle bir durum yaşanıyor. AKP, zorla, baskı ve şiddetle bu süreci uzatmaya çalışıyor. Bu mevziler kolay kazanılmadı ve mutlaka HDP mecliste olmalı. Eksikleri vardır belki, bunu toplumda görüyor, tartışıyor. Daha aktif pozisyonda olmalı, bu sürece daha güçlü etki yapacak önemli çalışmalar, politik çıkışlar yapmalı. Hepimizin beklentisi bu yönde ve hepimizin destek vermesi gerekiyor. Bildiğiniz gibi AKP iktidarı döneminde Kürt hareketiyle başlatılan çözüm sürecinde Türkiye biraz nefes almıştı, silahlar susmuştu, barış konusunda umut da vardı. Ancak Kürt meselesinde yeniden güvenlik konsepti devreye girdi. Sanki tarih yeniden tekerrür edermiş gibi, Ahmet Kaya’nın linç edilmesi sonrası sürgün hayatını seçmesinden 20 yıl sonra bu kez Kürt sanatçı olarak siz sürgün hayatı yaşıyorsunuz. Bu anlamda 20 yıllık fark sanki hiç yaşanmamış gibi düşünüyor musunuz? Ben, bu süreçten ders çıkartan bir iktidar çıkar diye düşünüyordum. AKP, 17 yıllık bir iktidar. Bunlar iktidara ‘Türkiye’nin kangren haline gelen sorunlarını çözeceğiz, Kürt sorununu, Alevi sorununu çözeceğiz, Türkiye’de demokrasi sorunu olmayacak, barış olacak, demokratik siyasetin gereğini yapacağız’ vaatleriyle geldiler. Toplumun önemli kesimini de inandırdılar. Biz de inandık. Hangi iktidar olursa olsun, 100 yıllık bir sorun var ve bunun bir an önce çözülmesi herkesin beklediği bir durumdu. Sanatçılar olarak, bu sürece bu anlamda çok önemli destekler sunuldu. Hepimiz kendi cephemizden önemli katkılar sunduk. Çözüm süreci döneminde, “Bu süreç devam etmeli, inatla, ısrarla kalıcı olmalı, nihayete ulaşması gerekir” dedik. Bunun için çaba içerisinde olduk ama maalesef Kürt sorunu öyle bir noktaya geldik ki bugün artık mevcut iktidar ‘Kürt sorunu nasıl çözülmez’i dayatıyor. Sorunu çözmekten ziyade kendisi sorun olan bir iktidardan bahsediyoruz. Türkiye’nin Kürt sorunu ile birlikte yeni bir sorunu daha var. Kendi vaatlerini yerine getirmeyen, verdiği sözleri tutmayan, giderek süreci terörize eden, kriminalize eden bir iktidardan bahsediyorum. Hakikaten kötülüğün siyasetini yapan bir iktidardan bahsediyorum. Kötülüğün zirveleştiği ve giderek, deyim yerindeyse 1940’ların Almanya’sını aratmayan bir iktidardan bahsediyoruz. Ülkemizin bu yapısı için umutlu şeyler söylemek zor ama umudumuzu da yitirmiyoruz.

Mercek
''Bu savaşa hayır diyen sadece bizleriz.''

Mercek

Play Episode Listen Later Oct 10, 2019 13:00


Sezai Temelli, Pervin Buldan, Gülistan Koçyiğit ve Leyla Güven ile ilgili soruşturma başlatıldı. HDP Milletvekili Gülistan Koçyiğit son gelişmeleri aktarıyor: ''Bu savaşa hayır diyen ve işgal olarak değerlendiren, bölge barışını bozacağını ve ülke olarak kötü bir döneme adım atacağımızı ifade eden sadece bizleriz. 7 Haziran'dan bu yana aynı ablukada yaşıyor ve mücadele ediyoruz. Afrin sürecinde de bu süreci yaşadık. AKP-MHP çözülmeyi engellemek için böyle bir savaşa ihtiyacı vardı. Bizim varlık amacımız zaten barış ve daima barışı sürdürmeye devam edeceğiz. Bu soruşturmalar da bizi yıldıramayacak.''

FÖŞ
Atilla Yeşilada: Anketler Babacan ve Davutoğlu için ne diyor?

FÖŞ

Play Episode Listen Later Sep 23, 2019 9:29


AKP çok zor bir dönemden geçiyor. Seçmen ekonomi ve Suriye’li göçmenlerden rahatsız. Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu parti kurarak belki de 10 yıldan bu yana ilk kez AKP içinde Erdoğan’a rakip olma cesareti gösterdiler.Eğer hükümet ekonomiyi toparlayamazsa, seçmen partiyi terk edebilir. Bu videoda son anketleri sıralayarak Ali Babacan ve Davutoğlu’nun siyasette şansları var mı sorusuna cevap aradım. Bu konu ekonomi açısından da çok önemli. AKP’de kargaşa ekonomik güveni olumsuz etkiliyor. Ekonomide siyasi belirsizlikten talep eksikliğne giden bir kısır döngü başladı.Erdoğan bu kış ekonomiyi düzeltemezse, TBMM’de AKP-MHP’den kopmalar olabilir. Bu durumda 2020’de erken seçim senaryosu gündeme gelir ki, TL’den kaçış ve derin bir resesyonu tetikleyebilir.

Gidişat
Gökhan Bacık: Devlet, Kürtlerin meşru yoldan kazandığı güçten rahatsız…

Gidişat

Play Episode Listen Later Sep 11, 2019 46:06


Erdoğan’ın belediye başkanlarını Saray’a davet etmesi siyaseten sıkışmışlığının göstergesi. Meşrutiyet oluşturmak zorunda…Gökhan Bacık ile AKP-MHP İttifakı’nın Kürt meselesinde geldiği noktayı, Kürtlere karşı kullandığı dilin açabileceği sorunları ve Suriye’de oynayabileceği rolün sınırlarını konuştuk. Ayrıca Ali Babacan’ın kuracağı partinin AKP’ye nasıl zorlayabileceğini, anketlerin neler anlattığını ve Erdoğan’ın başkanları neden Saray’a davet etmek zorunda kaldığını ele aldık… İşte başlıklar:Anketlerdeki düşüş, ekonominin tablosu, Erdoğan’ın istediği rejimi kuramamış olması bu daveti zorunlu kıldıDevletin Kürtlere önerdiği tek çözüm yolu, asimile olun… Parlamentoda olmayın, Erdoğan’a karşı güç oluşturmayın, belediye kazanmayın…Kürtler bugün Türkiye’deki siyasi dengeleri değiştirecek bir güç oldularO zaman kimse Kürtlerle biraraya gelmesin, Kürtler şeytanlaştırılsın diye bir siyaset uygulanıyor, böyle bir dil kullanıyor. Devletin kullandığı bu dil sokakta, kahvede katlanarak büyüyor…Kürtlere siyasi yeteneklerini kullandırmama yolunda bir siyaset izleniyor, bu uzun vadede çok sıkıntı yaratacak bir yolBugün Türkiye’nin Kürt meselesi az gelişmişlik meselesi değil. Önce demokrasi meselesi oldu, bugün artık kimlik meselesi haline geldi…Artık demokrasiyi verseniz de kimlik aşamasına ulaştı Kürt meselesi…Türkiye’nin gücü Suriye’de tek yanlı ajanda dayatmaya yetecek boyutta değil…Rusya’nın Suriye’ye bu kadar müdahil olmasının nedeni, İslamcı radikalizm endişesindendi ve Türkiye’nin bu grupların arkasında olduğunu biliyorduAvrupa’nın hangi ülkesine giderseniz gidin, Türkiye radikalizmle eşleştirmiş durumdadır. Doğru veya gerçek, algı bu…

FÖŞ
Atilla Yeşilada: Politik türbülans ekonomiye zarar verecek

FÖŞ

Play Episode Listen Later Sep 9, 2019 14:08


Seçimlerin sonuçlanması Türkiye’ye huzur getirmedi. AKP-MHP ve muhalefet arasında tırmanan gerginlik yakında sıcak çatışmaya dönüşebilir.Canan Kaftancıoğlu’na verilen hapis cezası ve Ekrem İmamoğlu’nu görevden alma tehditleri Erdoğan’ın sabrının tükendiğini gösteriyor. Onu kızdıran nedir?Eğer ilişkiler daha da gerilirse ekonomi ve piyasalar nasıl zarar görür?

Gidişat
Fehim Taştekin: Muhalefeti tarumar edecek bütün yolları deniyorlar

Gidişat

Play Episode Listen Later Aug 20, 2019 44:51


AKP-MHP İttifakı Fırat’ın Doğusu’ndan umduğunu bulamayınca Türkiye’nin Doğusu’na yöneldi ve Kürt halkının seçimde ortaya koyduğu iradeyi, evdeki paralar gibi sıfırladı. Türkiye’de yasama-yürütme-yargı ayrılığının sonu anlamına gelen bu karar tek adam rejiminin ülkenin barış, huzur ve birliği için de bir tehdit olduğunu ortaya koydu. Türkiye’de bunlar yaşanırken Ankara’nın Suriye’deki planları arka arkaya darbe yemeye devam etti. İdlib’deki Türk Silahlı Kuvvetleri gözlem noktaları riske girerken Fırat’ın Doğusu’nda da istenilen hedef gerçekleşmedi. Pençe Harekâtı’nın akıbeti ise meçhul çünkü ülkenin atıldığı maceraları sorgulayıp denetleyecek bir Meclis ve iktidar-devletten bağımsız bir güvenlik ve dış politika geliştirecek ergenlikte bir muhalefet yok.Fehim Taştekin ile bu hafta bütün boyutlarıyla Kürt meselesini konuştuk...

Editör Masası
İstanbul'un seçimi, Türkiye'nin seçimi

Editör Masası

Play Episode Listen Later Jun 21, 2019 33:42


Yavuz Baydar, İlhan Tanır ve Ergun Babahan Editör Masası’nda İstanbul’un seçimi ve öncesinde AKP-MHP cephesinde tanıklık edilen çaresizlik görünümünü konuştu. Sonuçları Türkiye’nin geleceği açısından önem taşıyan bu seçimde son kartlar da ortaya saçıldı. Pazar günü yapılacak seçimin ne gibi sonuçları olacak?

evrensel podcast
Gazetelerde 'Ne Var Ne Yok?' - 25 Nisan 2019 Perşembe

evrensel podcast

Play Episode Listen Later Apr 25, 2019 31:20


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ya yönelik linç girişimi ve ardından yaşanan skandallar, 31 Mart yerel seçimleri sonrası AKP-MHP ikilisinden yükselen "Türkiye ittifakı" söylemleri, 24 Nisan Ermeni soykırımı, istismar ve taciz vakalarına karşı yükselen öfke, 1 Mayıs gündemi ve daha fazlası Mithat Fabian Sözmen'le "Ne Var Ne Yok?"ta. Gazeteleri didik didik ediyoruz; "Ne var ne yok" bakarak sabahın fotoğrafını çekiyoruz. Mithat Fabian Sözmen'le "Ne Var Ne Yok?" hafta içi her sabah 09:00'da Evrensel Web Tv'de. 25 Nisan Perşembe günü, gazetelerde "Ne Var Ne Yok?" https://evrn.sl/uYhjNN?a=00909

mart nisan kemal k chp genel ba akp mhp ne var ne yok mithat fabian s
evrensel podcast
Gazetelerde 'Ne Var Ne Yok?' - 26 Mart 2019 Salı

evrensel podcast

Play Episode Listen Later Mar 26, 2019 21:59


Yerel seçime günler kala AKP-MHP ittifakının giderek artan saldırıları, Golan tepelerindeki İsrail egemenliği tartışması, açlık grevi ve intihar eylemleri, ekonomik veriler, işsizlik rakamları ve daha fazlası "Ne Var Ne Yok?"ta. Gazeteleri didik didik ediyoruz; "Ne var ne yok" bakarak sabahın fotoğrafını çekmeye çalışıyoruz. Mithat Fabian Sözmen'le "Ne Var Ne Yok?" hafta içi her sabah Evrensel Podcast'te. 26 Mart Salı günü, gazetelerde "Ne Var Ne Yok?".

mart golan yerel akp mhp ne var ne yok mithat fabian s
BirGün Medya
Berkant Gültekin ve Güven Gürkan Öztan ile Haftaya Bakış

BirGün Medya

Play Episode Listen Later Feb 5, 2018 43:04


Chp'nin 36. olağan kurultayını, TTB'ye yapılan operasyonu, Soçi zirvesinin ardından Suriye'yi, AKP-MHP ittifakını ve Afrin operasyonunu konuştuk.