POPULARITY
Staffel 4 – Folge 1: Facereading im Vertrieb: Glaubst du an Umsatz auf den ersten Blick?!In dieser Folge sprechen Christian Maier (MAIER FENDLER CONSULTING) und Thorsten Plößer über die Kunst des Facereadings – und wie Verkäufer mit Menschenkenntnis schneller zum Abschluss kommen.Dazu: brisante Analysen u. a. von Alice Weidel & Mehmet Göker.Was verrät das Gesicht über Denkweise, Verhalten und Kaufwahrscheinlichkeit?Spoiler: Mehr als du denkst!
Am 19. Oktober 2024 diskutierten wir mit Anna Rosenwasser einen Samstag lang über Liebe und Hass, über Krieg und Frieden vor unserer Haustüre. Wir sprachen über Gräben und Schubladen, vor allem aber über Überforderungen in den verschiedenen Winkeln der Gesellschaft und wie wir alle gemeinsam damit klarkommen können. Moderation: Heidi Bühler-Naef Technik: Ueli Ingold, Adrian Stoian, Mehmet Gökmen #AnnaRosenwasser
Figür resminin duayeni, ressam, yazar ve tiyatrocu Mehmet Güleryüz bugün aramızdan ayrıldı. Açık Radyo'yla birçok temasından, kendisini anmak için seçtiğimiz iki tanesine kulak veriyoruz; ilki, 2010 yılında radyomuzun 15. yılında yayınlanan Açık Kitap'ın özel edisyonları için çizdiği desenler üzerine Ömer Madra ve Eraslan Sağlam'la sohbetinden bir kesit; diğeri ise 2002 yılındaki 'Dur Bir Bakayım' sergisi vesilesiyle, Küçük Bir İş İçin Yaşlı Bir Palyaço Aranıyor oyununun provalarına da rastgelen bir zamanda, Eşber Güvenç'le söyleşisi.
Episode Notes Are you as excited as we are? A whole new season of new dizis is upon us and TV channels have started to launch plot summaries, share cast members and even teasers. This week in our season finale of the Dizi Friends Podcast Season 2-Maha and Eda talk about these new projects, share some details you might have missed, and share which ones they are excited for. "Leyla" (previously known as Hayat Hırsızı) is directed by Hilal Saral (known for Kara Sevda, Fatmagül'ün Suçu Ne, Aşk-ı Memnu, Kuzey Güney) , written by Aybike Ertürk (Düğün Şarkıcısı, Kızlar Yurdu, Emret Komutanım). It is adapted from Avenida Brasil. Starring: Cemre Baysel, Alperen Duymaz, and Halil İbrahim Ceyhan. The X thread we mention about Leyla is this one: https://x.com/lixzolys/status/1824653353197912314 "Siyah Kalp" (Black Heart) is directed by Uluç Bayraktar (known for Çarpışma, Ezel, Karadayı) and written by Ayfer Tunç (known for Binbir Gece, Paramparça and Aliye). Starring: Ece Uslu, Aras Aydin, Leyla Tanlar and Hafsanur Sancaktutan. "Deha" is directed by Umut Aral (Mostly known for recent Netflix projects; Who Were We Running From, The Protector, Love 101, Yakamoz S245). The writer is Damla Serim known for, Çukur, 3 Kuruş and Babil. Starring: Aras Bulut İynemli, Taner Ölmez, Ahsen Eroglu, and Melis Sözen. "Bir Gece Masalı" is directed by Emre Kabakuşak, he is known for; Sefirin Kızı, Kaderimin Oyunu, Aşk Taktikleri, Bir Küçük Günışığı. The writer Eda Tezcan is known for Hercai and Aziz. Starring Burak Deniz and Su Burcu Yazgı Coşkun. "Kötü Kan" is directed by M. Çağatay Tosun known for Suskunlar and Merhamet. It is written by Barış Erdoğan (Afili Aşk, Mutlu Ol Yeter) and İlker Aslan (Afili Aşk, Tatlı İntikam). Starring: Ertan Saban and Damla Sönmez. "Annem Ankara" is directed by Faruk Teber (Bir Zamanlar Çukurova, Hanımın Çiftliği) and written by Başak Angigün (Hercai, Ben Bu Cihana Sığmazam). Starring: Bergüzar Korel and Mehmet Günsür. "Kör Nokta" is directed by Yusuf Ömer Sınav (Sen Anlat Karadeniz, Yalnız Kurt). It is written by Funda Alp (Leyla and Mecnun) and Didem Kaplan (Sevgili Geçmiş). Starring: Ismail Ege Saşmaz and Rabia Soytürk. "Kalpazan" is directed by Mehmet Ada Öztekin (Atatürk, Fatma, The Club) and written by Sema Ali Erol, Mahir Erol, Ayşenur Sıkı. Story by Mahir Erol known for Hercai. Starring: Çağlar Ertuğrul, Deniz Baysal, and Timuçin Esen. "Bir Aşk Masalı" is directed by Recai Karagöz (Adım Farah) and the writers are Emre Özdür (Azize)and Hazar Kozice (Azize). At the time of episode recording, the writers have not yet been disclosed. Starring: Murat Yıldırım and Ebru Şahin. "Holding" is directed by Deniz Yılmaz Sayir (O Kız, Gençliğim Eyvah) and the Limon Yapım writing team. We don't exactly know who they are yet. Starring: Bade İşçil, Musa Uzunlar, and Ali İl. "Kara Dut" is directed by Murat Saraçoğlu (Aldatmak, Bir Zamanlar Çukurova), written by Sırma Yanık (Masumiyet, Zalim, Kardeş Çocukları). Starring: İrem Helvacıoğlu and Şükrü Özyıldız. "Güzel Atlar Diyarı" is directed by Mahsun Kırmızıgül and the writer has not been disclosed yet. Starring: Özgü Kaya and Burak Berkay Akgül. Time Stamps 00:00 - 00:40 Introduction 00:40 - 09:41 "Leyla" 09:41 - 15:20 "Siyah Kalp" 15:20 - 20:59 "Deha" 20:59 - 30:38 "Bir Gece Masalı" 30:38 - 35:35 "Kötü Kan" 35:35 - 42:01 "Annem Ankara" 42:01 - 46: 06 "Kör Nokta" 46:06 - 51:41 "Kalpazan" 51:41 - 56:34 "Bir Aşk Masalı" 56:34 - 01:02:22 "Holding" 01:02:22 - 01:05:25 "Kara Dut" 01:05:25 - 01:09:00 "Güzel Atlar Diyarı" 01:09:00 - 01:14:00 Recipe for a Turkish Dizi :) 01:14:00 - 01:16:28 We want to hear more from you
Hamas'ın Siyasi Büro Şefi İsmail Heniyye'yi uğurlamak için Katar'a akın edenler arasındaydım. Yeni Şafak, İnternet Servisi, TVNET, GZT ekipleri ve yabancı diller muhabirimiz ile Albayrak Medya'dan 7 arkadaş gittik. Açıkçası habercilik yapmakta zorlandık. Çünkü güvenlik önlemleri üst düzeydeydi ve gazetecileri cami içerisine hatta avluya kadar bile sokmadılar. Zaten bir tek Katar TV yayın yaptı. Ben ve muhabirimiz Burak Doğan ise bir yolunu bulup camiye girmeyi başardık. Sanırım içeride bizden başka gazeteci yoktu. Dünyanın en büyük camileri arasında gösterilen Doha'daki Muhammed bin Abdülvehhab Camisi'ni dolduran kalabalığın çok daha fazlası avludaydı. Sıcaklık dışarıda 45, hissedilen ise 50 dereceydi. İsmail Heniyye'nin cenazesi önceki gün öğleden sonra ulaşmıştı Katar'a. Aynı saatlerde dünyanın her tarafından Müslümanlar ülkeye akın ettiler. İsmail Heniyye'nin eşi, evlatları, torunları, dava arkadaşları, Hamas'ın üst düzey kadrosu ve neredeyse tüm teşkilatı cenaze namazında hazır bulundu. Filistin davasına gönül veren, ortak olan, Heniyye'nin mücadelesini omuzlayan tanıdık bildik kim varsa Abdülvehhab Camisi'ndeydi. Türkiye ise TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un öncülüğünde kalabalık bir heyetle katıldı cenazeye. Katar'ın ev sahipliği ve Türkiye'nin siyasi iradesi Şehit İsmail Heniyye'nin son yolculuğunda vücut bulmuştu. Bu vefa ve duruş dünyanın geri kalanına ve Filistin davasından sapanlara da açık mesajdı. Caminin içerisindeki havayı gözlemledim bir süre. Türkiye'den gelen heyetle konuştum. Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Görmez Hoca'yı gördüm, yanına gittim. Dünya Müslüman Âlimler Birliği heyetinin arasındaydı. Geceden gelmiş ve İsmail Heniyye'nin ailesi tarafından misafir edilmiş. TBMM Filistin Dostluk Grubu Başkanı Hasan Turan ile yan yana oturduk. Dostluk grubunun değişik partilerden 21 üyesi varmış, tamamını davet etmişler. Büyük çoğunluğu gelmiş. Cuma hutbesinde imam Filistin davasının önemine değindi. Katar Emiri Temim bin Hamed es-Sani ve TBMM Başkanı Kurtulmuş namazı en ön safta kıldılar. Namazdan sonra cemaate hitap eden Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadaği Hoca, Filistin davasını anlatırken dünyadaki bütün yöneticilerin, âlimlerin ve halkların sorumluluklarını hatırlattı. Cenaze namazından önce ise Hamas'ın dava arkadaşı halefi ve şimdi geçici selefi Halid Meşal, hem can yoldaşını toprağa vermenin hüznüyle hem de Filistin davasının omuzlarına yüklediği iradeyle kararlı ve zaman zaman hiddetli bir konuşma yaptı. Hamas'ın kurucuları Şeyh Ahmet Yasin ile Abdülaziz er-Rantisi'nin şehadetlerini hatırlattı ve İsrail'in suikastlarla kendilerini asla yıldıramayacağının altını bir kez daha çizdi. Meşal, şehadetlerin kendilerini yıldıramayacağını, davalarından geri alım attıramayacağını, tam tersine şehitlerin kanlarının Filistin'in özgürleşmesine vesile olacağını söyledi. Cenaze namazı kılınırken caminin havası büyük bir hüzne boğuldu. Sadece imamın tekbirleri ve cemaatin hıçkırıkları duyuluyordu. Ağlamayan yok gibiydi. Adlarının anılması dahi İsrail'e büyük korku salan Hamas'ın o dağ gibi liderlerini de ancak İsmail Heniyye gibi bir yoldaşın yoksunluğu böylesine ciğerden ağlatabilirdi. Sonra dakikalarca süren tekbirler. Arka saflardaki Filistinli gençler, öfkelerinin asla dinmeyeceğini uzun süre beyan ettiler.
İslam dünyasının çok değerli düşünürü, bilge insan Taha Abdurrahman geçtiğimiz hafta Türkiye'deydi. Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi ve Prof. Dr. Mehmet Görmez hocamızın başkanlığında önemli çalışmalar gerçekleştiren İslam Düşünce Enstitüsü tarafından düzenlenen bir konferansa katıldı. Yazık ki geç haberim oldu ve orada olamadım. Ancak konferansın videosu ve medyada yayınlanan haber metinlerinden orada dile getirdiği ve Gazze meselesine ufuk açıcı açılımlar getiren fikirlerini öğrenme fırsatım oldu. Daha fazla insana ulaşabilmesi açısından sözlerinin bir kısmını buraya da alıntılamak istiyorum. "Gazzeli murabıtlar… Onlar dünya çapında mücadele erleridir. Orada bir Filistinliye zarar verilmesi, incitilmesi dünyaya acı vermektedir. Bir modelden bahsediyorsak ilahi modelden başka bir modelden bahsedemeyiz. Dolayısıyla Gazzeli murabıt aslında bir modeldir. Onun için Filistinli, Gazzeli insan bir dünya insanıdır. Aslında onlar insanlık adına iki görevi üstlenmek üzere seçilmişlerdir. Birincisi 'insanlık değerlerini yenilemek', ikincisi ise 'dünyada insanları özgürleştirmek.' İşte Gazzelilerin görevi budur.” “Filistinli murabıtın görevi herhangi bir insanın görevine benzemez. Filistin toprakları içerisinde kutsallığın argümanları bir araya gelmiştir. Filistin mutlak değerlerin kemalin değerlerinin tecelli ettiği bir topraktır. Filistinli murabıtın yaşadığı dönem bir başka insanın yaşadığı dönemden farklıdır. Çünkü Filistin'in hafızası içerisinde manevi güç ve eserler vardır. Çünkü manevi eserler olmazsa değer olmaz, değer olmazsa kemal olmaz. Ne olursa olsun Filistinli hangi sıkıntılılarla, hangi belalarla boğuşursa boğuşsun en nihayetinde bugün Gazzeli insan kamildir.” Filistinli bir murabıta ya da Gazzeli modeline insanlığın değerlerini yenileme görevi verildiyse, kutsallığı ortaya çıkarma gücüne sahip olduğu içindir. Ve varlığıyla bunu yapabilme gücüne sahiptir. Çünkü kutsallığı koruyabilme gücü Filistinliye bütün dünyada yaşayabilir, dirençli olabilir özelliği katmaktadır. Allah'a yakınlaşmasının sırrı ilahi aşktır, ilahi sevgidir. Ne olursa olsun bu böyledir."
Türk okuyucusunun kitaplarıyla son 4-5 yıldır (Pınar Yayınları) tanışmaya başlamış olduğu ünlü Mağripli (Faslı) düşünür Taha Abdurrahman geçtiğimiz hafta içinde Türkiye'den arka arkaya verdiği konferanslarla adeta bir rüzgâr gibi geçti. Prof. Dr. Mehmet Görmez'in başkanlığını yaptığı İslam Düşünce Enstitüsü tarafından organize edilen programlarla önce İstanbul İSAM'da “Özgün bir İslam Felsefesini Nasıl Kurarız?” başlığı altında bir konferans veren Abdurrahman, ertesi gün Ankara'da "Müslümanca Düşünmek Nasıl Olur?: Tefkir ve Tefekkür" başlığı altında Gazi Üniversitesi'nin Konferans Salonunda bir konuşma yaptı. Sonraki günlerde de Cumhurbaşkanı Millet Kütüphanesinde, sonraki gün de yine Cumhurbaşkanlığı konferans salonunda bu sefer Gazze üzerine “Mutlak Kötülük ve Sınır Boylarında Fikir Nöbeti” başlığını verdiği bir konuşma yaptı. Aralarda İslam Düşünce Enstitüsü'nde ilgililerle yaptığı buluşmalarda yaptığı sohbetler cabası. Bu ziyareti esnasında Cumhurbaşkanı tarafından da kabul edilen Abdurrahman İslam Düşünce Enstitüsü'nce takdir edilen "2024 İDE Büyük Mütefekkir Ödülü" kendisine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından takdim edildi. Türk okuyucusunun kitaplarıyla sadece 4 buçuk yıl önce tanışmış olduğu Taha Abdurrahman'ın konferansları hakkında akla ilk gelebilecek şey gördüğü olağanüstü ilgi. İSAM'daki konferans salonu konuşmasının başlamasına saatler kala doldu mesela. Konuşma başladığında çok sayıda insanın ayakta izlediği konferansa yeterince erken gelemediği için katılamayan çok sayıda insanın olduğu görüldü. O yüzden programın organizatörü Mehmet Görmez hoca konuşmasının başında bu ilgiye duyduğu şaşkınlığı ifade etmek durumunda kaldı. Hatta bunu tahmin etmiş olsa daha büyük bir konferans salonu ayarlayabileceğini de söyledi. Gazi Üniversitesi'ndeki konferansta da siyasetten, bürokrasiden, entelektüel dünyadan neredeyse bütün tanıdık simalar hazır bulunuyordu ve salon yine bütün katılımcıları alamadı. Gerçi İDE hem konferansların metinlerini önceden Türkçeye çevirmiş ve isteyenlerin okuyabileceği bir formatta yaymış hem de konferanslar canlı olarak sosyal medya üzerinden izlenebiliyordu. Ama bu imkân bile insanların bir Müslüman Mütefekkiri görmek ve konuşmasına canlı olarak şahit olma arzusunu engellememişti. Bence ilginç olan ve bir şekilde anlamaya çalışmamız gereken bir durum bu. Anlamaya çalışmamız gereken tarafı, uzun zamandır İslami fikriyat alanında bu kadar çok insanı aynı anda böyle bir takdimi izlemek üzere toplayan böyle bir entelektüel vesilemizin olmayışı. Taha Abdurrahman'ı eserleri Türkçeye çevrilmeden önce de, yıllardır tanırım. Mağrib'in zengin entelektüel ortamında yetişmiş gerçekten kendine özgü bir düşünce çizgisi, imzası oluşturabilmiş müstesna şahsiyetlerden biridir.
Taha Abdurrahman (d. 1944, Fas / Cedide), İslam Düşünce Enstitüsü'nün davetiyle bir konferans vermek üzere İstanbul'a geldi ve nasipse bugün saat 18:00'de TDV İslam Araştırmaları Merkezi'nde (İSAM) dinleyicilerine hitap edecek. İslam Düşünce Enstitüsü'nün kurucusu Mehmet Görmez Hocamızın, Taha Abdurrahman'ın eserlerinin Türkçe çevrilmesi konusundaki yoğun arzusunun, Cevat Özkaya Ağabeyimizin yönetimindeki Pınar Yayınları'nda karşılık bulmasından hareketle, şimdi müellifin mezkur enstitünün daveti ve ev sahipliğiyle İstanbul'a teşrifini o arzu ve karşılığın taçlanması olarak yorumlayabiliriz. Pınar Yayınları, son dört yılda Taha Abdurrahman'ın şu dokuz kitabını yayımladı: Bilgi Ahlaktan Ayrıldığında; Dini Amel ve Aklın Yenilenmesi; Ahlak Sorunsalı -Batı Modernitesinin Ahlaki Eleştirisine Bir Katkı; Amel Sorunsalı -Bilim ve Düşüncenin Pratik Temelleri Üzerine Bir Araştırma; Dinin Ruhu – Selülarizmin Sığlığından İlahi Sözleşme ve Emanet Paradigmasının Enginliğine; Modernlik Ruhu -İslami Bir Modernlik İnşasına Giriş; Dilsiz Olmaz – Dil ve Mantık Üzerine Bir söyleşi; Seküler Ahlakın Sefaleti – İlahi Emanet Paradigmasının Seküler Ahlak Eleştirisi; Hakikat Arayışı – Geleceği İnşa Ufkunda Konuşmalar. Bunlara ilaveten, Wael B. Hallaq imzalı, Modernitenin Reformu – Abdurrahman Taha'nın Felsefesinde Ahlak ve Yeni İnsan adlı kitabı da (Ketebe 2020) zikretmemiz yerinde olacaktır. Zira bu kitap Taha Abdurrahman'ın tefekkürünü topluca ele alma tahtında -yer yer ciddi eleştirileri de ihtiva etmekle- bize göre Hazretin külliyatına dahildir. Taha Abdurrahman'ın -inşallah- bugün vereceği konferansa Özgün Bir İslam Felsefesi Nasıl İnşa Edilir? başlığı uygun görülmüş. Muhtevasına ancak dinlememiz nasip edildiğinde vakıf olabileceğimiz bu başlığın özgünlük, İslam Felsefesi ve inşa terimlerinin ilk kullanılışlarından beri kendileriyle birlikte var olagelen ve çoğu hâlen çözülemeyen problemleri açık etmesi bakımında da önemli olacağını düşünüyorum. Bu bağlamda Gazzâlî'nin (rahimehullâh) Tehâfütü'l-Felâsife'sine en ciddi itirazlardan birinin Batı'dan İbn Rüşd'ün Tehafütüt-Tehafüt'üyle gelişindeki ironiye işaret ederek, Taha Abdurrahman'ın Batıcılığın değilse de Batının ürettiği refah ve özgürlüğün bir kültürel hat halinde getirildiği Fas'ta Batı felsefesiyle hesaplaşmayı Gazzâlî'nin hareket merkezi olarak seçtiği felsefeden ahlâka taşıması (ki, ilginç bir tevafukla Bü'sü'd- Dehrâniyye: en-Nakdu'l-İ'timani li Fasli'l-Ahlâk ‘ani'd-Din adlı kitabının Türkçe basımına Seküler Ahlakın Sefaleti – İlahi Emanet Paradigmasının Seküler Ahlak Eleştirisi adının verilmesine de dikkat çekelim) yukarıda zikrettiğimiz önemi pekiştirmektedir. Öte yandan, mümkündür ki Gazzâlî ile Taha Abdurrahman tefekkürü arasında yaptığımız bu kısmi ayrıma, Gazzâlî'nin her şeyden önce bir ahlâk alimi olması bakımından itiraz edilebilirse de bizim burada Fas, Tunus, Cezayir ve Endülüs Müslümanları arasında modern zamanlarda tartışılmaya başlanan “Batıcı olmadan Batı ile olmak” meselesinde, Taha Abdurrahman'ın görüş beyan eden en ciddi ve en tutarlı isimlerden biri olması da zikrettiğimiz özel öneme dahildir. Zira, Taha Abdurrahman babasının klasik eğitimi sürdüren bir medresede müderris olması hasebiyle ilk eğitiminde ona tabi olmuş, bu sayede Mağrip'te tevarüs edilegelen dinî kültürle yetişmiştir. Orta eğitimini Dâr-ı Beydâ' kentinde yapmış, ardından Rabat'taki V. Muhammed Üniversitesinde felsefe bölümünü kazanarak mantık ilmiyle uğraşmış ve mezun olmuştur (1970). Sonra akademik eğitimini tamamlamak üzere Fransa Oxford ve Sorbonne üniversitelerine gitmiş, 1972 yılında Sorbonne Üniversitesinde Dil Felsefesi alanında Ontoloji Sorunsalının Dilsel Yapısı başlıklı teziyle doktorasını tamamlamış, 1985'te aynı üniversitenin Edebiyat ve İnsanî Bilimler kısmında Doğal ve Argümantatif İstidlalin Mantığı isimli teziyle ikinci doktorasını yapmıştır.
Cumartesi sabahına, Ali Ekrem Çınar'ın mesajıyla başladım. “Utanmaktan utanmamak” yazımla ilgili olarak “biliyor musunuz, Faslı düşünce adamı Taha Abdurrahman, son üç kitabını haya ve utanma bahsi ile ilgili olarak kaleme aldı” diyerek, Abdurrahman'ın yakınlarda Türkçede de yayımlanacak “Haya Dini” adlı kitabının çevirisini paylaştı benimle. Bu üç kitap da Mehmet Görmez hocanın riyasetinde çevriliyormuş halihazırda. Gelelim “Haya Dini” kitabının “toplumsal sözleşme yerine emanet sözleşmesi” başlığını taşıyan genel giriş bölümündeki bence çok önemli tespitlere. İşte size bir paragraf: “Çağdaş insan kimdir, sorusuna uzun süredir, hep şu cevap veriliyor: Çağdaş insan şüphe yok ki batılı insandır. Başka kim olabilir ki? Çağdaş medeniyetin, hatta çağın kendisinin yaratıcısı o değil mi? Gerekçesi doğru olan bu cevabın iddiası doğru değildir. Çağdaş medeniyeti, hatta bir bakıma çağın kendisini batılı insanın oluşturduğu doğrudur ancak ‘çağdaş insanın varlığı'nı tek başına temsil etmekten çok uzak bir görünümdedir. Durum buyken denebilir ki ‘çağdaş insan' denildiğinde akla belirli bir kişi ya da birey değil doğrudan ‘zihinsel' ve ‘soyut olmayan bir davranış modeli' gelmektedir. Bu yanıyla dünyanın her bir köşesine yayılma gücü ve imkanı da bulmuştur.” Abdurrahman'ın bu derli toplu tespiti, bir yandan İslam dünyasının bütün “çağdaşlık tartışmaları”nı da izaha olanak veriyor bize. Çağdaşlığı batılı olmakla eşitleme fikrinin İslam dünyasında oluşturduğu semptomları tespit ve tedavi etme mücadelesi verenler açısından durum tam da böyle çünkü. Abdurrahman, bu noktadan sonra işi hepimiz açısından daha da basitleştiriyor: “Bugün çağdaşlık fikrini karakterize eden temel özelliğin ‘fıtrata aykırılık' olduğunu söylemeliyiz. Aslında çağdaş insan ‘fıtratsız' biridir. Fıtratı olmayanınsa bir dini ve canlı bir kalbi yoktur. İş de burada çetrefil hal alır. Ölü, fıtratsız çağdaş insan her kalpte, nerede ve nasıl olursa olsun yaşamaya başlayan asalak insandır.”
Après être revenu de la mort en 2016, sa vie professionnelle prend un tournant radical. Il passe de cadre-dirigeant à coach et formateur d'entrepreneur. Sa spécialité, le mindset. Depuis, il a accompagné plus de 200 entrepreneurs. Dans cet épisode, découvre les 5 points forts qui font de cette conversation un incontournable pour tout coach, consultant ou formateur en ligne qui veut grandir : Les 3 croyances limitantes les plus courantes chez les entrepreneurs et comment s'en libérer.Comment la liberté dans le couple peut être obtenue en permettant à chaque partenaire de se recharger individuellement.Renaissance : Mehmet explore son parcours de transformation, depuis le sacrifice constant pour les autres jusqu'à la prise de conscience salvatrice.Comment le "quart d'heure du pire" te permet d'affronter tes peurs et tes défis.Réorientation des valeurs : Mehmet partage l'importance de revoir ses valeurs régulièrement pour une croissance continue. Prépare-toi à être inspiré et transformé par cette conversation fascinante avec Mehmet. Rejoins-nous pour découvrir comment surmonter tes obstacles et atteindre de nouveaux sommets dans ton parcours professionnel et personnel. Retrouve Mehmet sur les réseaux ici : LINKEDIN : https://www.linkedin.com/in/mehmet-gul/FACEBOOK : https://www.facebook.com/mehmet.mgrf/YOUTUBE : https://www.youtube.com/channel/UCoJ8D2bGum688fX6vQGresw?view_as=subscriber Pour suivre Gaël sur les réseaux sociaux, c'est ici : Facebook : https://bit.ly/facebookgaelLinkedin : https://bit.ly/linkedingaelInstagram : https://bit.ly/instagramgael 00:00 Présentation de Mehmet Gül 01:13 Les croyances limitantes 04:20 Les conséquences des croyances limitantes 06:49 L'importance de l'intention 09:04 Les croyances limitantes et les besoins psychologiques 12:10 Être et intention 14:53 La réalité et la perception 25:24 Les valeurs de Mehmet 27:30 Travailler sur les valeurs 29:09 La liberté dans le couple 32:47 Les croyances limitantes 51:23 Le filtre à particules 55:08 Le différenciateur inné 57:26 Invitation à Julien Ridouard 58:26 Être soi-même
Herkese merhabalar. Bu yazımızda, Amerikan Kalp Cemiyeti (AHA) tarafından yayınlanan Kardiyopulmoner Resüsitasyon ve Acil Kardiyovasküler Bakım kılavuzunun yetişkin ileri kardiyak yaşam desteği ile ilgili güncellemesinin üçüncü bölümünü sizlerle paylaşacağız. Bu bölümün konuları; sıcaklık kontrolü, nöbet ve diğer epileptiform aktiviteler olacak. Dr. Mehmet Göktuğ Efgan'ın yazdığı ilk bölüme buradan, Dr. Sena Özge Aslan'ın yazdığı ikinci bölüme ise buradan ulaşabilirsiniz. Sıcaklık Kontrolü Sıcaklık yönetimi; on yıllardır arrest sonrası bakımın odak noktası olmuştur. Son yıllarda yapılan klinik çalışmalar, hedef sıcaklığın kardiyak arrest hastalarında mortalite ve fonksiyonel sonuçlar üzerindeki etkisini titizlikle test etmektedir. 2020 ALS (ileri yaşam desteği) Kılavuz Komitesi, HYPERION çalışması da dahil olmak üzere verileri gözden geçirmiştir. 2020 ALS kılavuzunun tamamlanmasından bu yana iki önemli çalışma yayınlanmıştır. TTM2 çalışması, 1900 hastayı randomizasyondan sonraki 28 saat boyunca 33°C'ye veya erken ateş tedavisi (37,8°C) ile normotermiye randomize etmiştir. 6 ayda Serebral Performans Kategorisi 1 veya 2'nin birincil sonuçlarında hiçbir fark görülmemiştir. CAPITAL CHILL çalışması 389 hastayı 24 saat boyunca orta (31°C) ve hafif (34°C) terapötik hipotermiye randomize etmiştir. 6 ayda mortalitenin veya kötü nörolojik sonlanımın primer sonucu, birincil veya önceden belirlenmiş alt grup analizlerinde kollar arasında farklılık göstermemiştir. Her iki çalışmada da, kayıtlı hastaların çoğunda primer kardiyak arrest nedenleri vardı. 2021'de ILCOR CoSTR, 2015 sistematik incelemesini, TTM2 de dahil olmak üzere Ekim 2022'ye kadar yayınlanan önemli çalışmaları içerecek şekilde güncelledi. Bu derlemede, incelenen popülasyonlar arasında normotermi ile karşılaştırıldığında 32° C ila 34° C sıcaklık yönetimi sonuçlarında herhangi bir fark bulunmamıştır. HYPERION: Therapeutic Hypothermia After Cardiac Arrest in Non-shockable Rhythm/Şoklanamayan Ritimde Kardiyak Arrest Sonrası Terapötik Hipotermi TTM2: Targeted Temperature Management 2/Hedeflenen Sıcaklık Yönetimi 2 CAPITAL CHILL: Effect of Moderate vs Mild Therapeutic Hypothermia on Mortality and Neurologic Outcomes in Comatose Survivors of Out-of-Hospital Cardiac Arrest/Hastane Dışı Kardiyak Arrestten Komada Kurtulanlarda Orta ve Hafif Terapötik Hipoterminin Mortalite ve Nörolojik Sonuçlar Üzerine Etkisi Sıcaklık Kontrolü EndikasyonlarıCORLOEÖneriler1B-R1. ROSC (Spontan dolaşımın geri dönüşü) sonrası komutlara uymayan tüm yetişkinlerin, arrestin yeri veya mevcut ritminden bağımsız olarak, sıcaklık kontrolü için bilinçli bir strateji içeren tedavi almasını öneriyoruz. Tavsiyelere Özel Destekleyici Metin Yakın zamanda tamamlanan çalışmalar, arrest sonrası sıcaklık kontrolü için bir dizi hedef sıcaklığın güvenli olduğuna dair düşünceyi güçlendirmiştir. TTM2'nin de eklenmesiyle, 2020 kılavuzunun yayınlanmasından bu yana önerilen hedef sıcaklık aralığı genişlemiştir. 2021 yılında yapılan bir sistematik inceleme, mevcut en son çalışma verilerini içeren ILCOR CoSTR'yi desteklemiş ve alt popülasyonların 32°C ila 34°C'ye kadar hipotermiden fayda sağlayıp sağlamadığına dair belirsizliği kabul ederek ateşin önlenmesini tavsiye etmiştir. Ancak incelenen popülasyonda daha yüksek ve daha düşük bir sıcaklık hedefi seçmenin faydasının olmadığını kabul etmektedir. Hedef sıcaklığın 32°C'de kalan alt aralığını değiştirmek için yeterli kanıt yoktu. Bu revize edilmiş bildiri aynı zamanda AHA 2020 ALS kılavuzuna kıyasla hastane içi kardiyak arrest, OHCA (hastane dışı kardiyak arrest), şoklanabilir ritimler ve şoklanamayan ritimler arasındaki ayrımları birleştirmektedir.Klinik çalışmalardan elde edilen mevcut bilgilerimiz resüsitasyon sonrası bakım alan genel popülasyona uygulandığında, bazı önemli hususların vurgulanması gerekmektedir. Hem şoklanabilir hem de şoklanamayan ritimleri içeren uygunluk kriterlerine rağmen,
Hayreddin Karaman ve Bekir Topaloğlu hocalarımızın birlikte hazırladıkları Arapça-Türkçe Yeni Kamus, Yozgat İmam- Hatip Okulu'ndaki öğrenimimden kalan tek kitaptır. Yeni Kamus'un (üçüncü) baskı yılı olan 1969 aynı zamanda okula başlayış yılımdır ve aradan geçen yarım asra rağmen al-Mavrid vb. lûgatların üstünde duran Yeni Kamus'un, bende bugünkü kelime şuurunu (“ben de bir kelimeyim”) doğurmuşluğu yadsınacak bir durum değildir. Çünkü büyüklerimiz bize hak zihniyetimizi ona mahsus kelimelerle kurmamızı öğütlediler ve dediler ki: “Kendi kelimeleriyle konuşmayan başkalarının kelimeleriyle, yani aklıyla konuşmaya mahkûm olur.” Öyle ki önceki yazıma kelime ve meleke ile başlayışım özel bir planlama değildir; bunun kendiliğinden öz-el bir yönelişi izlemesi, şahsi ve fakir sîretimin, Yıldırım Belediyesi'nce düzenlenen vefa buluşması vesilesiyle zihnimde yenilendiğini beyan ettiğim Hayreddin Karaman Hocamızın sûretine ilişmesi de demek ki bir tesadüf değildir. Bundan hareketle söyleyebileceğim şey ise, Karaman Hocamızın bendeki karşılığının Müslüman kelimelerinin ve dolayısıyla din dilinin kuşatılmasına mahsus bir yükümlülüğü, ödevi işaret ediyor olmasıdır. Büyüklerimiz insanı âlem kelimesiyle eşitlemişlerdir. Zira insan âlemi kendisinde toplayan, kendisinde ayrıştıran ve yine kendisinde cemeden yegâne tevhit ehlidir. Mehmet Görmez Hocamızın mezkûr programdaki konuşmasında Karaman Hocamızın düşünce ve eylem dünyasını sûretlendirirken “âlim ve âlem” kelimelerini birlikte ele almasının sebebi de bu olsa gerektir. Âlim ve âlem “ilm” kökünde müşterektir; ikisinin de evvelinde Allah'ın “alîm” oluşu vardır. Alîm olan Allah'ın yarattığı âlem ise, insan topluluğu içinde âlimlerin keşfine sunulmuş olandır. Bu manada insanı ve sair varlık düzeylerini -gaybî olanlarla birlikte- hem hâl hem de hâller mekânı âlem(ler) olarak tanımak, ondaki manevî ve fizikî ihtiyaçları gözetmek, değişmelerindeki hakikatleri anlamak ve ilgili problemleri çözmek de âlimin işidir. Bu esaslarda âlim din ve dünya, madde ve mana, insan ve toplum, yöneten ve yönetilen... arasında bir ayrım gözetmez ve aynıyla bir fildişi kuleye çekilerek toplumu terk edemez; insanların din ve dünya meselelerine duyarsız kalamaz; onların adalet ve ahlak üzere bir mutluğu elde etme çabasına bigâne kalamaz. İbnü'l-Heysem'in kelimeleriyle, mutluluğu istenmemesi söz konusu olmayan ve her surette tercih edilen şeyi idrak etmek şeklinde anladığımızda âlimin hayatın tam da orta yerinde duruyor olması beklenir. Bu manda mezkûr sorumlulukların, görevlerin öncelikle ilim grupları içinden fakihlere yüklenmesi ise boşuna değildir.
Prof. Dr. Hayreddin Karaman için Bursa'da, Yıldırım Belediyesi'nin düzenlediği vefa programındaydım. Çok değerli konukların katıldığı, özlemlerin giderildiği, hasbihallerin yapıldığı müstesna bir akşam yaşadık. Yaşım öğrencisi olmaya yetmedi ancak onun öğrencileri benim hocalarım oldu. Yeni Şafak'ta 12. yılımın içindeyim, son üç yılı ise ayrı tutuyorum. Çünkü gazetede düzenli yazmaya başladığımdan beri Hayreddin Karaman ve Mustafa Kutlu gibi asra dayanan ömürlerini; ilme, dine, memlekete, edebiyata ve gençlere vakfeden dava insanlarıyla aynı gazetede yazmanın heyecanını yaşıyorum. 28 Şubat sürecinin en şedit günlerinde İstanbul İmam Hatip'te okuyor, hem medya hem kamuoyu baskısı altında eziliyor hem de bize sahip çıkmayan, zulümler karşısında susan ‘sözde dava insanları'na hayıflanıyorduk. ‘Sahipsizlik duygusu'nu aşmak için Yeni Şafak okuyor, Kanal 7 izliyorduk. Haklı mücadelemizin peşinden koşarken hata yapmamamız ve içinde bulunduğumuz zor sürece yenilip savrulmamamız için adeta kendini siper eden, bir taraftan da cesaretlendirip yönlendirmeleriyle yolumuzu çizen meslek dersi hocamız Ragıp Küçüker, bir gün derste Hayreddin Karaman'ın ‘duruşundan' bahsederek, “Sizler için kimseler bir şey yapmıyor sanmayın. Bakın Hayreddin Hoca İlahiyat'tan istifa etti. Memleketteki başörtüsü zulmüne ortak olmayı reddetti” demişti. Karaman Hoca, ilahiyat fakültelerinde uygulanan başörtüsü yasağını protesto etmek ve o günlerde ülkeyi yönetenlere karşı politik bir tavır sergilemek üzere Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Öğretim Üyeliği görevini bırakmıştı. Kendimce çok önemli olan, bir lise talebesinin direnişine güç veren bu anekdotu Bursa'daki programa katılmak için yurt dışı programını değiştiren Yasin Aktay ağabeyden cesaretle aktardım. Aktay, konuşmasında Hayreddin Karaman Hoca'dan kendisine düşen payı şöyle ifade etti: “İlahiyat okumadım ama ilahiyata yakın bir şey sosyoloji okudum. Hangi ilmi okuduysam, sayın hocamın rol modelliğini benimseyerek almış olduğum o disiplin benim hayatımı hakikatten yorumlamıştır.” Vefa gecesine, Hayreddin Karaman Hoca'nın değişik dönemlerde ve farklı şehirlerde talebesi olan günümüzün değerli ilim adamları katıldı. Önceki dönem Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez, Milli Eğitim Bakan Yardımcı Nazif Yılmaz, Prof. Dr. Mürteza Bedir, Prof. Dr. Mustafa Ağırman ve Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz altı çizilecek, biyografi belgesellerinde kayıt altına alınması gereken konuşmalar, tespitler yaptılar. Hayreddin Karaman Hoca'yı sadece talebelerinden dinlemedik. Evladı Prof. Dr. İhsan Karaman ve damadı Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz da gölgesinde büyüdükleri, yetiştikleri asırlık çınarın hocalığını çok samimi duygularla paylaştılar.
Çetin Ünsalan'ın hazırlayıp sunduğu İşte Bunu Konuşalım programına Belgeselci Yazar Esra Alkan ve B2B Prestige Kurucusu Mehmet Gözcü konuk oldu.
Çetin Ünsalan'ın hazırlayıp sunduğu İşte Bunu Konuşalım programına Belgeselci Yazar Esra Alkan ve B2B Prestige Kurucusu Mehmet Gözcü konuk oldu.
"Das Leben ist eine riesige Torte und ich wollte mehr als nur einen Krümel vom Kuchen abhaben." Mit 25 hat Mehmet E. Göker mit dem Vertrieb privater Krankenversicherungen am Telefon seine erste Million verdient.
Merhaba arkadaşlar... 6 Şubat depremlerinden bu yana ara verdiğimiz röportajlarımıza çok değerli bir isim, Prof Dr Mehmet Görmez hocamız ile başlıyoruz. 15 Yıl Diyanet İşleri Başkanlığı'nda başkan yardımcısı ve başkan olarak görev yapmış, toplumun geniş kesimlerinden değer görmüş, fikirleri, önermeleri, söylemleri ve icraatleri ile ise takdir toplamış bir isim olan Mehmet Görmez Hoca ile geniş zamanlı bir sohbet gerçekleştirdik. Ben hem çok bilgilendim hem de fazlasıyla keyif aldım. Umarım sizler de Mehmet Görmez hoca ile gerçekleştirdiğimiz sohbetimizi beğenirsiniz. Şimdiden herkese iyi seyir dilerim.
Handelsblatt Crime - spannende Wirtschaftskriminalfälle unserer Zeit
Mehmet Göker war schon in jungen Jahren eine der schillerndsten Persönlichkeiten der deutschen Versicherungsbranche. Mit 23 Jahren gründete er seinen Versicherungsvertrieb MEG, kurze Zeit später wurde er Millionär. Die MEG vermittelte private Krankenversicherungen verschiedener Anbieter und erhielt dafür eine Provision. Den Versicherern brachte Göker viel Geld ein. Sie überhäuften ihn mit Aufträgen und Geld. Doch Mehmet Göker wollte mehr. Seine Gier bescherte ihm erst Reichtum, dann Schulden und schließlich einen Haftbefehl. Die MEG ging pleite und Göker hätte sich eigentlich wegen Untreue und Insolvenzverschleppung vor Gericht verantworten müssen. Diesem Schicksal entging er, indem er sich in die Türkei absetzte. Von dort aus narrt Göker die Versicherungsbranche bis heute – und hat noch immer Anhänger. Türkei-Korrespondent Ozan Demircan hat vor seiner Zeit in Istanbul viele Jahre für das Handelsblatt die Versicherungsbranche beobachtet. Erst als Finanzkorrespondent, später als Investigativ-Reporter. Er besuchte Mehmet Göker 2014 als erster Journalist in seinem Exil. Im Podcast Handelsblatt Crime zeichnet er den Lebensweg des Mannes nach, der sehr hoch flog und dann stürzte. Mehr zum Thema: Mehmet Göker ist wieder da: Wie der Skandalmakler im Ausland weitermacht: https://www.handelsblatt.com/finanzen/vorsorge/versicherung/ex-versicherungsmakler-mehmet-goeker-ist-wieder-da/10364182.html Göker-Autobiografie: „Ich stehe wieder auf“: https://www.handelsblatt.com/finanzen/vorsorge/versicherung/mehmet-goeker-ich-steh-wieder-auf-/12279212.html Jagd auf den König der Provisionen: https://www.handelsblatt.com/finanzen/vorsorge/versicherung/mehmet-goeker-jagd-auf-den-koenig-der-provisionen/11599082-all.html *** Das exklusive Abo-Angebot für Sie als Hörerinnen und Hörer von Handelsblatt Crime: www.handelsblatt.com/mehrjournalismus Helfen Sie uns, unsere Podcasts weiter zu verbessern. Ihre Meinung ist uns wichtig: www.handelsblatt.com/zufriedenheit
Handelsblatt Crime - spannende Wirtschaftskriminalfälle unserer Zeit
Ein Anruf, nur wenige Minuten – und Mehmet Göker war um 8.000 Euro reicher. So hoch waren die Provisionen, die der einstige Star des Versicherungsvertriebs in der Spitze pro Vertragsabschluss verdiente. Für seine Kunden oft ein teurer Deal: Bis zu 800 Euro Prämie kostet manche eine solche private Krankenversicherung. Für die Versicherer ein lukratives Geschäft: Ihre Umsätze stiegen dank Göker in die Höhe. Zum Dank überhäuften sie ihn regelrecht mit ihrem Geld. Ein System, das zum Größenwahnsinn verleitet. Mehmet Göker wollte immer mehr. Seine Gier bescherte ihm erst Reichtum, dann Schulden und einen Haftbefehl. Der Vorwurf: Untreue und Insolvenzverschleppung. Doch auch nach seiner Verurteilung und Flucht in die Türkei macht Göker aus dem Exil weiter – und dokumentiert damit die perfiden Strukturen im Finanzvertrieb. Türkei-Korrespondent Ozan Demircan hat vor seiner Zeit in Istanbul viele Jahre für das Handelsblatt die Versicherungsbranche beobachtet. Erst als Finanzkorrespondent, später als Investigativ-Reporter. Er hat Mehmet Göker als erster Journalist in seinem Exil in der Türkei besucht. Im Podcast Handelsblatt Crime zeichnet er den Lebensweg des Mannes nach, der Täter und Opfer zugleich zu sein scheint. Der es jahrelang schaffte eine ganze Branche zu täuschen. Der dennoch bis heute seine Anhänger um sich schart. Mehr zum Thema: [Das große Dossier: Der Fall Göker](https://www.handelsblatt-shop.com/downloads/der-fall-mehmet-goeker-p5075.html) [Mehmet Göker ist wieder da: Wie der Skandalmakler im Ausland weitermacht] (https://www.handelsblatt.com/finanzen/vorsorge/versicherung/ex-versicherungsmakler-mehmet-goeker-ist-wieder-da/10364182.html) [Göker-Autobiografie: "Ich stehe wieder auf."](https://www.handelsblatt.com/finanzen/vorsorge/versicherung/mehmet-goeker-ich-steh-wieder-auf-/12279212.html) [Jagd auf den König der Provisionen](https://www.handelsblatt.com/finanzen/vorsorge/versicherung/mehmet-goeker-jagd-auf-den-koenig-der-provisionen/11599082-all.html) *** Das exklusive Abo-Angebot für Sie als Hörerinnen und Hörer von Handelsblatt Crime: www.handelsblatt.com/mehrjournalismus
In this interview, Chef Mehmet Gürs discusses the role of olive oil in Turkish cuisine. Mehmet Gürs is the chef and owner of 10 successful restaurants in Istanbul, Turkey, including the unique Mikla. He was credited by many as being the one “kicking off the contemporary restaurant scene in Istanbul” when he returned from the U.S. to start his first restaurant in 1996. His company, the Istanbul Food & Beverage Group, is at the forefront of the culinary world in Turkey. He is most known for his recent introduction of the visionary “New Anatolian Kitchen.” In this new approach, traditional and true “noble” products are treated with the utmost respect while being transformed with a blend of new and ancient techniques. Years of extensive research and a dedicated creative process together with a team of chefs, a full-time anthropologist, villagers, mothers, and grandfathers have resulted in an extensive network and a deep knowledge of the traditional habits, products, and techniques of the area. The result has been a successful cooperation between the keepers of the land and the chefs in the city. This recipe and video were produced by The Culinary Institute of America as an industry service, thanks to the generous support of the International Olive Council. Learn more about olive oil at https://www.plantforwardkitchen.org/olive-oil-and-the-plant-forward-kitchen
Çetin Ünsalan'ın hazırlayıp sunduğu Reel Piyasalar programına Vale Elektrikli Şarj İstasyonları CEO'su Mehmet Göksu konuk oldu.
Çetin Ünsalan'ın hazırlayıp sunduğu Reel Piyasalar programına Vale Elektrikli Şarj İstasyonları CEO'su Mehmet Göksu konuk oldu.
Umut, Muhsin Bey, Kapıcılar Kralı… Türk sinemasının başyapıtları. Çiftçilik yaparken yolu Yılmaz Güney'le kesişen yapımcı Abdurrahman Keskiner'in hikayesini belgeselleştiren Görkem Yeltan ve Mehmet Güreli “Bir Yeşilçam Hikayesi: Abdurrahman Keskiner” belgeselini Pencere'de anlatıyor.
Ressam Mehmet Güleryüz, aramızdan ayrılan ressam dostu Komet'i anlatıyor. Bu yayında yer alan ses ilk olarak 26.09.2022'de Gazete Duvar'da yayımlanmış olup, burada Sn. Güleryüz ve Gazete Duvar izniyle Açık Radyo'yla da paylaşılmıştır.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), terör örgütü PKK/YPG'nin sözde Fırat bölgesi sorumlusu "Rojhat Karakoçan" kod adlı Mehmet Gürbüz'ü Suriye'nin kuzeyindeki Ayn İsa'da düzenlediği SİHA operasyonuyla etkisiz hale getirdi.
Berkok Yüksel sunuculuğunda Rakılı Podcast'te rakının az konuşulan, konuşulmamış veya yeni keşfedilen yanlarını konuşuyoruz. Alıştığımız (ve biraz da gına gelmiş) meyhane kültürü, adab-ı muaşeret, rakı balık muhabbetlerinin dışına yelken açtık. İlk konuklar için ipucu: Proto… Tamam tamam, söylüyoruz. Mevzu: rakının rönesansı. Konuklar: Cemre Narin & Mehmet Gürs. Yemek yazarı Cemre Torun ve şef Mehmet Gürs kolları sıvayıp anason çuvallarına, üzüm sepetlerine daldırdı. Türkiye'nin en genç küçük üretim rakısı Prototip'in ikinci “lot”u bu yaz raflarda yerini buldu. Biz de yeni nesil rakı üreticileriyle yeni bir rakı üretme sürecini, rakının geleceğini, yurt dışında nasıl görüldüğünü konuştuk. Başka ne var: mevzuatın geleceği, rakı bardağı çalıştayı, Michelin Rehberi hakkında yorumlar…Rakının rönesansını yaşamaya başladığımız bu dönem için nur topu gibi bir sofra kurduk. Bekleriz. Rakılı Podcast'in 0'ıncı ve 1'inci bölümlerini Aposto mobil uygulaması üzerinden dinleyebilirsiniz. İki haftada bir pazar günü saat 15.00'te yeni bölümle pazar rakısından önce. Afiyetler!
How can plants adapt to a changing climate and strange volcanic soils. By tracking the divergent evolution of Thale Cress, scientists can track the genetic changes needed to thrive in weird soil. Volcanic soil can have benefits along with risks, but how can plants adapt quickly to odd soil types? How did plants learn to thrive on a volcanic island, Pico de Fogo. What can a long running study tell us about plants adapting to a changing climate. Extra CO2 is good for plants...to up to a point. For plants in wetlands its a race between rising sea levels and extra CO2. Emmanuel Tergemina, Ahmed F. Elfarargi, Paulina Flis, Andrea Fulgione, Mehmet Göktay, Célia Neto, Marleen Scholle, Pádraic J. Flood, Sophie-Asako Xerri, Johan Zicola, Nina Döring, Herculano Dinis, Ute Krämer, David E. Salt, Angela M. Hancock. A two-step adaptive walk rewires nutrient transport in a challenging edaphic environment. Science Advances, 2022; 8 (20) DOI: 10.1126/sciadv.abm9385 Chunwu Zhu, J. Adam Langley, Lewis H. Ziska, Donald R. Cahoon, J. Patrick Megonigal. Accelerated sea-level rise is suppressing CO 2 stimulation of tidal marsh productivity: A 33-year study. Science Advances, 2022; 8 (20) DOI: 10.1126/sciadv.abn0054
Altı muhalefet partisi liderinin 28 Şubat'ta açıklayacağı güçlendirilmiş parlamenter sistem yönetim sistemi modelinin ayrıntıları beklenirken, sistem içinde hukuk devleti ve bağımsız ve tarafsız yargının nasıl tesis edilebileceği konusunda hangi önlemlerin alınabileceği de merak konusu. “Refah İçin Hukuk” programının 24. bölümünde Av. Mehmet Gün, güçlendirilmiş bir demokraside yargının yeri ve rolünü irdeliyor.
Mehmet Gürs ve Dr. Banu Taşçı Fresko yediklerimizin veya yemediklerimizin vücudumuzu nasıl etkilediğini konuşuyor. Ağrı, enflamasyon, beyin sağlığı, hareketin önemini ve gıda takviye meselesini ele alıyorlar…
Sezen Aksu ve Sedef Kabaş olayları ile birlikte ifade özgürlüğü, Türkiye'de gündemin yine en çok tartışılan meselesi haline geldi. “Refah İçin Hukuk” programının 23. bölümünde Av. Mehmet Gün, Türkiye'de ifade özgürlüğünü ve ifade özgürlüğünün hukuk devleti ile, bu ikisinin refah ile ilişkisini irdeliyor.
Mehmet Gürs iklim krizinin en etkili konularından olan gıdayı sorguluyor. Yemekle olan ilişkimiz ve yaptığımız tercihlerimizin doğaya, iklime ve geleceğe olan etkilerini kurcalıyor.
Mehmet Gürs ve Cemre Torun yemekle olan ilişkimizi konuşuyor. Daha doğmadan başlayan ve hayatımızın sonuna kadar devam eden ve bu arada sürekli değişen, şekillenen bir ilişki. Çok temel ama bir o kadar da karmaşık bir konuyu ele alıyorlar…
Mehmet Gürs ve Prof. Dr. Zafer Yenal Yemek ve Statü'yü konuşuyor. Yediklerimizin nasıl statü sembolü olduğunu, lüks kavramının nasıl değiştiğini ve gastronomi alanında da nasıl kamplaştığımızı ele alıyorlar.
Refah İçin Hukuk (22): Hukuk ekonomide öngörülebilirliği nasıl etkiler? Türkiye'de Aralık 2021'de devam eden döviz kurundaki aşırı dalgalı durum ekonomik belirsizliği körüklüyor. "Refah İçin Hukuk" programının 22. bölümünde Av. Mehmet Gün, karar alım süreçleri ve kurumsal yapı üzerinden Türkiye'nin yaşadığı bu belirsizliğin hukuk ile ilişkisini irdeliyor.
Mehmet Gürs yıllardır lokantacılık ile ilgili kendisine sorulan soruları cevaplıyor. Lokantacılık nedir, işin ticaret tarafı nasıl, zorlukları ve keyifleri nedir…
Mehmet Gürs ve Alp Pir doğanın dinamiklerini, doğal sistemin bütünlüğünü, medeniyetin anlamını, rejeneratif tarımı ve işlevsel ormanların ekseninde yaşamı beslemeyi konuşuyorlar...
Refah İçin Hukuk (21): Yönetim hukuku ve ekonomik kriz Türkiye'de Kasım 2021 itibariyle döviz kurundaki aşırı dalgalı durum sebebiyle ekonomik kriz derinleşiyor. Refah İçin Hukuk programının 21. yayınında Av. Mehmet Gün, ekonomik krizin yönetim hukukuyla ilişkisini irdeliyor.
Mehmet Gürs ve Dr. Mehmet Tekinel uzun ve kaliteli hayatı konuşuyor. Hayatın sürekli uzadığını biliyoruz ama konu sadece uzun yaşamaktan ziyade kaliteli yaşamaya çalışmak. İyi yemeğin, uykunun, hareketin önemini ve stres, hava kirliliği ve diğer dış etkenlerin zararlarını konuşuyorlar...
Mehmet Gürs ve koku uzmanı Vedat Ozan lezzetli yemeği konuşuyor. Çoğu kişi tarafından derinlemesine pek bilinmeyen bir konu olan kokunun lezzete olan etkisini, tadın ne olduğunu, kokunun ne olduğunu ve hafızamızla olan ilişkisini ele alıyorlar.
Mehmet Gürs ve Ömer Zülfü Livaneli, adalet, açgözlülük, hakkaniyet ve dengenin ekseninde hayatı konuşuyorlar…
Mehmet Gürs ve Tangör Tan “iyi, çok iyi yemeği” konuşuyorlar. Yirmi sene önce birlikte çalışmaya başladıkları zamanı ve sonrasında hammadde arayışı için çıktıkları yolculuğu anımsarken, üreticiyi, tohumu, tarımı ve çiftçinin geldiği durumu ele alıyorlar.
Türkiye'nin 2017 referandumu ile değişen rejimi, iddia edildiği gibi dertlere çare olmuş görünmüyor. Parlamento ve yürütmenin refah üretebilmesi için düzenlemeye ihtiyaç var. Refah İçin Hukuk programının 20. yayınında, Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Av. Mehmet Gün, bu düzenlemelerin neler olabileceğini anlattı.
Mehmet Gürs ve Şef Somer Sivrioğlu mutfaktaki böbürlenmeleri konuşuyorlar. Birçok konunun arasında, bu konuları konuşmanın zorluklarını, mikro-milliyetçiliğin verdiği zararı, yerli ve yereli ele alıyorlar.
Mehmet Gürs ve Akdeniz Koruma Derneği kurucusu ve başkanı Zafer Kızılkaya denizi konuşuyor. Denize olan tutkularını, okyanusun Dünyanın dengesini nasıl koruduğunu ve biz insanların ona neler yaptığımızı.
Mehmet Gürs'ün yeni podcast serisi başlıyor.
Türkiye'nin daha iyi bir yargı sistemine kavuşması için uğraş veren Daha İyi Yargı Derneği, bu amaçla geliştirdiği ve “A'dan Z'ye Türk Yargı Reformu” adını verdiği reform önerilerini bu sabah kamuoyuna duyurdu. Refah İçin Hukuk programının 19. yayınında, Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Av. Mehmet Gün, reform önerilerini anlattı.
85. Bölümde Mehmet Gözetlik konuğum oldu, kendisi Türkiye'nin en etkili tasarımcılarından biridir. 'Maksimalist piyasada minimalist etki' adlı projesiyle dünya çapında birçok kişiyi etkiledi. Bu olguyu onlarca şekilde uygulayarak küresel gündemin dönüşümüne katkıda bulunmuştur. Son dönemde dijital dünyada eserlerini ölümsüzleştiren Gözetlik ile NFT konusunu konuştuk. (00:00) - Açılış (02:37) - Herkes NFT yapabilir mi? https://www.redbubble.com/shop/nft https://mehmetgozetlik.com/Art-Projects (06:41) - NFT nasıl satılır? (10:03) - NFT'leri kimler kullanıyor? Yasal kafa karmaşası. (11:06) - Sanat için mi yoksa yatırım için mi? (12:00) - NFT Kültürü üzerine. (16:40) - Mintlemek nedir? (18:08) - NFT yakmak nedir? https://www.instagram.com/banksy/ (24:51) - NFT yıllar içerisinde yaşar mı? (26:34) - İklim değişikliği üzerine etkileri neler? https://www.imdb.com/name/nm0634240/ https://jobs.netflix.com/culture (32:24) - NFT markalar için neden önemli? https://mediacat.com/nftler-markalar-icin-neden-onemli-mehmet-gozetlik/ (35:02) - Podcast NFT yapılabilir mi? (36:00) - Film önerileri Exit Through the Gift Shop - https://www.imdb.com/title/tt1587707/ Abstract: The Art of Design - https://www.imdb.com/title/tt6333098/ Love, Death & Robots - https://www.imdb.com/title/tt9561862/ (38:08) - Son sözler (38:30) - Kapanış Mehmet Gözetlik - https://linktr.ee/antrepo Sosyal Medya Hesaplarımız; Twitter - https://twitter.com/dunyatrendleri Instagram - https://www.instagram.com/dunya.trendleri/ Linkedin - https://www.linkedin.com/company/dunyatrendleri/ Youtube - https://www.youtube.com/c/aykutbalcitv Goodreads - https://www.goodreads.com/user/show/28342227-aykut-balc aykut@dunyatrendleri.com Bize Bağış Yapmak İsterseniz Patreon hesabımız - https://www.patreon.com/dunyatrendleri
83. Bölümde Mehmet Gözetlik konuğum oldu, kendisi Türkiye'nin en etkili tasarımcılarından biridir. 'Maksimalist piyasada minimalist etki' adlı projesiyle dünya çapında birçok kişiyi etkiledi. Bu olguyu onlarca şekilde uygulayarak küresel gündemin dönüşümüne katkıda bulunmuştur. Son dönemde dijital dünyada eserlerini ölümsüzleştiren Gözetlik ile NFT konusunu konuştuk. (00:00) - Açılış (06:03) - Mehmet Gözetlik Kimdir? Neler yapıyor? https://mehmetgozetlik.com/Minimalist-effect-in-the-maximalist-market https://linktr.ee/antrepo (09:10) - NFT' nin tarihi gelişimi nasıl oldu? Jack Dorsey - https://www.theverge.com/2021/3/22/22344937/jack-dorsey-nft-sold-first-tweet-ethereum-cryptocurrency-twitter Beeple -https://www.theverge.com/2021/3/11/22325054/beeple-christies-nft-sale-cost-everydays-69-million https://www.larvalabs.com/cryptopunks https://nbatopshot.com/ Murat Pak - https://undream.net/ (14:55) - NFT neden yükselişte? (16:05) - NFT nedir? Ne işe yarıyor? (18:33) - NFT sadece sanat değildir! (21:00) - Nasıl çalışır? (22:45) - NFT nerede satılıyor? Sadece kripto para ile mi alınır? Refik Anadol - https://refikanadol.com/ (27:54) - En önemli NFT pazar yerleri? (30:00) - Bölümün özeti (30:17) - Bir sonraki bölümde neler konuşacağız? (30:55) - Kapanış Mehmet Gözetlik - https://linktr.ee/antrepo Sosyal Medya Hesaplarımız; Twitter - https://twitter.com/dunyatrendleri Instagram - https://www.instagram.com/dunya.trendleri/ Linkedin - https://www.linkedin.com/company/dunyatrendleri/ Youtube - https://www.youtube.com/c/aykutbalcitv Goodreads - https://www.goodreads.com/user/show/28342227-aykut-balc aykut@dunyatrendleri.com Bize Bağış Yapmak İsterseniz Patreon hesabımız - https://www.patreon.com/dunyatrendleri
Doğal dil işleme ve derin öğrenme alanında çalışan ve semantik teknoloji girişimi PragmaCraft'ın kurucusu Fatih Mehmet Güler'le, PragmaCraft'ın çalışmalarını, Türkiye'den yapay zeka ve doğal dil işleme konusunda başarılı girişimler çıkması için atılması gereken adımları konuştuk. KodluyoruzTürkiye'de yapay zeka ekosistemini yeşertmek, bu alanda çalışacak gençleri yetiştirmek için dünyanın önde gelen 13 uzman/girişimci/akademisyenini Kodluyoruz Yapay Zeka Danışma Kurulu'nda bir araya getiriyor. Sunucular: Aykut İbrişim :Kodluyoruz & Podfresh Kurucu Ortağı Gizem Aşıcı: Kodluyoruz Community Engagement Specialist Konuklar: Fatih Mehmet Güler: PragmaCraft, Kurucu Yayın Sponsoru: Garanti BBVA Podcast Prodüksiyon: Podfresh