POPULARITY
Dilediğiniz gibi kızabilirsiniz bana yine bugün. Çünkü algıların yönettiği bir alanda tehlikeli cümleler kurmak istiyorum. Dahası kendimi buna mecbur hissediyorum. Şuradan başlayayım. “Aile içi şiddet” kavramının bir algısı, bir de olgusu var memlekette. Durum böyle olmasa anketlerde “Türkiye'de aile içi şiddet var mıdır?” sorusuna yüzde 86 ile “evet” cevabı verilmez. Üstelik anonim olarak “siz ya da birinci dereceden bir tanıdığınız aile içi şiddete maruz kaldı mı?” sorusuna verilen cevaba “evet” diyenlerin oranı, lütfen sıkı durun, yüzde 2,5 iken.
Iletisim için: @filminanatomisi ve @sanatntarihi
MAİDE SÛRESİ 54-64 MEALİ N112 M005 Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile 54 Ey iman edenler, sizden kim dininden dönerse Allah öyle bir kavim getirir ki Allah onları sever, onlar da Allah'ı sever. Mü'minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar, Allah yolunda cihat yaparlar ve kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu, Allah'ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah'ın lütfu boldur, O her şeyi bilendir. 55 Sizin dost ve idareciniz, Allah, Onun Rasülü ve rukü ederek namaz kılıp zekât veren mü'minlerdir. 56 Kim Allah'ı, Rasülünü ve iman edenleri dost ve yönetici edinirse, şüphesiz Allah'ın tarafını tutanlar, galip gelenlerin ta kendileridir. 57 Ey iman edenler, sizden önce kitap verilenlerden, dininizi oyun ve eğlenceye alanlarla, kâfirleri dost ve yönetici edinmeyin. Eğer iman ediyorsanız Allah'tan sakının. 58 Namaza çağırdığınızda onu oyun ve eğlenceye alırlar. Bu, akılsız bir toplum olmalarındandır. 59 Ey ehli kitap, sizin bizi cezalandırmanız, "Biz Allah'a iman ettik, bize indirilene, daha önce indirilene de iman ettik, sizin çoğunluğunuz yoldan çıkmıştır" dememizdendir. 60 De ki: "Allah katında yeri bundan daha kötü olanını size haber vereyim mi?” Allah'ın lanet ettiği ve üzerine gazap ettiği, ve onlardan bir kısmını maymun, hınzır ve tağuta (azgın kul'a) kul yaptığı kişilerin yeri daha kötü, yolu daha sapıktır. 61 Size geldiklerinde "İman ettik" derler. Halbuki onlar küfürle girip küfürle çıktılar. Onların gizlediklerini Allah daha iyi bilir. 62 Onların bir çoğunu günahta, düşmanlıkta ve haram yemede yarıştıklarını görürsün. Ne kötü şeyler yapıyorlar. 63 Rabbaniler ve bilginler, onları günah sözlerden ve haram yemekten engellemeli değil miydi? Ne kötü şeyler yapıyorlar! 64 Yahudiler: "Allah'ın eli bağlıdır, cimridir" dediler. Onların elleri bağlandı ve söylediklerinden dolayı lanete uğradılar. Hayır, onun iki eli açıktır, cömerttir. Dilediği gibi infak eder. Sana Rabbinden indirilen, onlardan birçoğunun azgınlığını ve küfrünü artırır. Kıyamete kadar biz onların arasına düşmanlık ve kin bıraktık. Harp ateşini her yakışlarında onu Allah söndürdü. Onlar yeryüzünde bozgunculuk için koşarlar. Allah bozguncuları sevmez. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/maide-suresi-54-64-tefsiri
MAİDE SÛRESİ 33-43 MEALİ N112 M005 Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile 33 Allah'a ve Rasülü'ne harp açanların, yeryüzünde bozgunculuk yapmak için çalışanların cezası, ancak ya öldürülmeleri, ya asılmaları, ya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi veya yerlerinden sürülmeleridir. İşte bu, dünyadaki rüsvaylıktır. Ahirette ise onlar için büyük azab vardır. 34 Ancak siz onları ele geçirmeden önce tevbe edenler müstesna. İyi bilin ki Allah afvedicidir, merhamet edicidir. 35 Ey iman edenler, Allah'tan sakının. Ona vesile arayın. O'nun yolunda cihat yapın ki kurtulasınız. 36 Muhakkak o kâfirler var ya, eğer yeryüzünde olanların hepsi ve bir o kadarı daha onların olsa da kıyamet gününün azabından kurtulmak için fidye olarak verseler onlardan kabul edilmez. Onlar için acıklı azap vardır. 37 Ateşten çıkmak isterler. Halbuki oradan çıkacak değiller. Onlar için devamlı azap vardır. 38 Hırsızlık yapan erkekle, hırsızlık yapan kadının ellerini Allah'tan bir ceza olarak kesiniz. Allah Aziz'dir, Hakim'dir. 39 Kim zulmettikten sonra tevbe eder, durumunu düzeltirse, şüphesiz Allah, onun tevbesini kabul eder. Muhakkak Allah bağışlayandır, esirgeyendir. 40 Bilmezmisin ki, göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'a aittir? Dilediğine azap eder, dilediğini afveder. Allah her şeye gücü yetendir. 41 Ey peygamber, kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyla "İman ettik" diyenlerle, küfür içinde koşuşturanlar, Seni üzmesin. Bir de Yahudilerin yalana kulak verenleri, Sana gelmeyen diğer bir toplum için casusluk yapanları, Seni üzmesin. Onlar kelimeleri yerlerinden değiştirirler. "Eğer size şu (lehinizde hüküm) verilirse alın, şu (lehinizde hüküm) verilmezse almayın" derler. Allah birinin fitneye düşmesini isterse sen Allah'a karşı onun lehine hiçbir şey yapamazsın. İşte onlar, Allah'ın kalplerini temizlemek istemediği kişilerdir. Onlar için dünyada rüsvaylık vardır. Ahirette de onlara büyük azab vardır. 42 Onlar yalana kulak verirler, haram yerler. Eğer Sana gelirlerse aralarında hükmet veya yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen Sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Eğer hüküm verirsen aralarında adaletle hüküm ver. Şüphesiz Allah adaletle hükmedenleri sever. 43 İçinde Allah'ın hükmü olan Tevrat yanlarında iken sana nasıl hükmettirirler? Sonra bunun arkasından da yüz çevirirler. Onlar (Tevrat'a da) iman etmemişlerdir. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/maide-suresi-33-43-tefsiri
ÂLİ IMRÂN SÛRESİ N089 M003 Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. 21 Allah'ın ayetlerini inkâr edenlere, haksız yere nebileri öldürenlere, insanlardan adaleti emredenleri öldürenlere acıklı azabı müjdele. 22 Dünyada da âhirette de onların amelleri boşa gitmiştir. Onların yardımcısı da yoktur. 23 Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Aralarında hükmetmeleri için Allah'ın kitabına çağırılıyorlar da, sonra onlardan bir kısmı yüz çevirerek dönüp gidiyor. 24 Bu, onların: "Ateş bize sayılı günlerden başka dokunmayacaktır" demelerindendir. Uydurdukları şeyler onları dinlerinde aldatmıştır. 25 Vukûunda hiç şüphe olmayan o günde, onları topladığımızda ve herkese haksızlığa uğratılmadan, kazandığı verildiğinde, onların hali nasıl olacak? 26 De ki: "Ey mülkün sahibi Allah'ım, sen mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden de mülkü çekip alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Sen her şeye kadirsin. 27 Sen geceyi gündüze katarsın, gündüzü geceye katarsın. Ölüden diriyi çıkarırsın, diriden ölüyü çıkarırsın. Dilediğine hesapsız rızk verirsin. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/ali-imran-suresi-21-27-tefsiri-ali-kucuk https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/sets/ali-imran-suresi-tefsiri-ali-kucuk
ÂLİ IMRÂN SÛRESİ 121-135 TEFSİRİ N089 M003 Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. 121 Hani sen, müminleri (Uhud'da) savaş için duracakları yerlere yerleştirmek için erkenden ailenden ayrılmıştın. Allah her şeyi işitendir, her şeyi bilendir. 122 Hani sizden iki takım, Allah yardımcıları olduğu halde, çözülüp geri çekilmeyi istemişti. Mü'minler ancak Allah'a tevekkül ederler. 123 And olsun ki siz Bedir'de düşkün bir durumda iken Allah size yardım etti. Allah'tan sakının ki şükredebilesiniz. 124 Sen mü'minlere: "Rabbinizin indirilen üç bin melekle yardım etmesi yetmez mi?" diyordun. 125 Evet, eğer siz sabreder ve sakınırsanız, düşman da size ansızın gelirse, Rabbiniz size nişanlı beş bin melekle yardım edecektir. 126 Bunu Allah size müjde olsun ve kalpleriniz bununla mutmain olsun diye yaptı. Yardım ancak güçlü ve hüküm sahibi Allah katındandır. 127 (Allah bu yardımı) Küfredenlerin bir kısmını kessin yahut onları tepe taklak getirsin de, isteklerine kavuşmadan dönüp gitsinler diye (yaptı). 128 İşten hiçbir şey sana ait değildir. Allah onların ya tevbelerini kabul eder veya zulmettiklerinden onlara azap eder. 129 Göklerde olanlar da yerde olanlar da Allah'a aittir. Dilediğini bağışlar. Dilediğine azap eder. Allah bağışlayandır, esirgeyendir. 130 Ey iman edenler, faizi kat kat olarak yemeyin. Allah'tan sakının. Umulur ki kurtulursunuz. 131 Kâfirler için hazırlanan ateşten sakının. 132 Allah'a ve rasüle itaat edin. Umulur ki rahmete kavuşturulursunuz. 133 Rabbinizin mağfiretine ve sakınanlar için hazırlanan, genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşuşun. 134 Onlar, bollukta ve darlıkta (Allah için) harcayanlar, öfkelerini yutanlar ve insanları afvedenlerdir. Allah iyilik yapanları sever. 135 Ve onlar, kötü bir şey yaptıklarında yahut kendilerine zulmettiklerinde, hemen Allah'ı zikrederler ve günahlarının bağışlanmasını isterler. Günahları Allah'tan başka kim bağışlar? Onlar yaptıklarında bile bile ısrar etmezler. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/ali-imran-suresi-121-135-tefsiri-ali-kucuk https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/sets/ali-imran-suresi-tefsiri-ali-kucuk
Biz biz olmaktan çıktık. Bizi biz yapan değerler giderek yok oluyor. Batı'nın değerleri baş tacı. Batı'nın kültürü, düşünme biçimi, giyim-kuşamı, hayat tarzı. Tek amacımız, Batı gibi, Batılı gibi olmak. Nesillerimizi bu amaç ve ülkü doğrultusunda yetiştirdik. Eğitim sistemimiz buna ayarlı. Gövdemiz Türk veya Kürt ve/ya da Arap. Sadece gövdemiz öyle. Zihnimiz ve aklımız Fransız, İngiliz, Yunan vs… Onlar gibi düşünüyor, onlar gibi inanıyor, onlar gibi kazanıyor, onlar gibi yaşıyor, onlar gibi tüketiyoruz. Bir Fransız ne kadar modern ise biz de o kadar modern olmak istiyoruz. Hatta onlardan daha fazla modern ve dahi medenî olmak istiyoruz. Peki, nedir modernlik veya medenilik? Kendimizi inkâr. Değerlerimizi toptan değersizleştirme. Geleneğimizi topyekûn reddetme. Geçmişimizi, tarihimizi, kısaca her şeyimizi. “Çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkmak” başka türlü mümkün değil çünkü. Müslümanım diyenlerimiz bile Batı'nın modern aklıyla düşünüyor. Batı kültürünün kodlarıyla düşünüyor. Kutsal Kitabın öğretisi ve Resûlün sözleri onun için sözde önemli. Prensipte reddetmiyor ama özde düşünme biçimini ve pratiğini Batı'nın kavramları oluşturuyor. Kutsal olan özde Batı'nın kavramları. Batı'nın değerleri ise her şeyin üstünde. Siz istediğiniz kadar Kur'an'dan akideyi eksene alan kardeşlik ayetlerini hatırlatın. Dilediğiniz kadar Peygamber hadisi koyun önüne, o reddetmeden dinler sadece ve hüküm cümlesini yine Batı'nın kavramları üzerinden oluşturur.
İnanmak ve inanmamak insan varoluşunun en temel meselesi… Sanıldığı gibi temelde akılla mantıkla ilgili bir konu da değil. Daha çok kalple ilgili… Ve kalpten bağımsız olmayan türden bir akılla ilgili… İnanma halinin, birilerinin kendi düz ve yine kendi sınırlarıyla sınırlı mantıkları üzerinden ilerleyerek varabilecekleri bir netice olmadığını bilmek gerekiyor. Dolayısıyla mantık tokuşturarak inançla ilgili ikilemi çözmenin bir imkanı olmadığını da kabullenmek icap ediyor. Böyle bir tartışma, münazara ya da mükaleme bir tarafın diğer tarafı inanmaya ya da inanmamaya ikna etmesi sonucunu doğursa bile bu aslında yanıltıcı bir görüntüden öte bir şey olmaz. Çünkü inanç, adı üstünde inanmakla olur. Her zaman görünür bir mantığı bulunmaz. Külli hakikat içinde anlamlı olan pek çok şeyin bizim sınırları olan mantığımız içinde bir karşılığı yoktur. Beş duyuyla, cari sebep sonuç açıklamalarıyla mantıksal bir izah getiremeyeceğimiz pek çok şey, inanç temelinde anlamlıdır ve o külli hakikatin bir parçasıdır. İman hidayetle ilgili bir meseledir; Hâdî olan, yani hidayet veren Allah Teâlâ'dır. Dilediğine hidayet veren odur. Bizler arayanlarız, yönelenler, düşünenleriz; bu gayretimizde halis olabilmeyi umarız. Buna karşılık varsa eğer imanımız, onu bize bağışlayan Rabbimizdir. Kitab-ı Mübin'de imanın bizim gayret ve samimiyetimiz neticesinde bize ‘lütfedildiği' kaidesi vardır, diğer her şey gibi… Yani iman aslında bir lütuftur. Gayret vardır ama bunun yine de imana varan bir neticesi olmayabilir. Hikmetini bilemeyiz, bundan sual de edemeyiz. İman ederken, her şeyin hakikatinin ne olduğunu, nasıl ve nice olduğunu, olanın içinde ne hikmet olduğunu her zaman bilemeyeceğimizi de kabul ederiz. Çünkü Allah ilmin mutlak sahibidir, her şeyin hakikatini, hakikatin eksiksiz halini ancak O bilir. O
*29 ANKEBÛT SÛRESİ 1-21 MEALİ N085 M029 69 âyettir Mekke döneminin son zamanlarında nazil oldu. Kâfirlerin kendilerini en güçlü gördükleri günlerde, küfre dayalı saltanatları, örümceğin ağına benzetilmiş. Sinekleri tutsa bile, şahinlere tuzak olamayacağına işaret edilmiş. Geçmişten Firavun'un saltanatı, Kârûn'un serveti, Hâmân'ın şeytani ilminin küfrün yıkılmasına engel olamadığı anlatılmış. Kâfirlerin işkencesinden korkmamayı, rızk endişesiyle birilerine boyun eğmemeyi namazla kötülüklerin engellenebileceğini öğretmektedir. Allah yolunda çalışanlara, Allah (c.c), birçok çıkış yolu vereceğini bildirmektedir. Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile. 1 Elif Lâm Mîm 2 İnsanlar, denenmeden (yalnız), iman ettik deyivermekle bırakılıverileceklerini mi sanıyorlar.? 3 And olsun onlardan öncekileri denedik. Elbette Allah, doğru söyleyenleri de, yalan söyleyenleri de bilir. 4 Yoksa kötülükleri yapanlar bizden kaçabileceklerini mi sanıyorlar? Ne kötü hükmediyorlar. 5 Kim Allah'a kavuşmayı ümit ederse, şüphesiz Allah'ın belirlediği vakit elbette gelecektir. O, her şeyi işitendir, her şeyi bilendir. 6 Cihat eden, ancak kendisi için cihat eder. Şüphesiz Allah, alemlerden (yaratılmışlardan) müstağnidir. (kimseye muhtaç değildir.) 7 İman edip, salih amel işleyenlerin elbette günahlarını örteriz ve yaptıklarını en güzeliyle mükâfatlandırırız. 8 Biz insana, anne ve babasına iyilik yapmasını tavsiye ettik. Eğer annen, baban bilgisizce, bana ortak koşman için çalışırlarsa, onlara itaat etme. Dönüşünüz Banadır. Yaptıklarınızı Ben size haber vereceğim. 9 İman edip, salih amel işleyenleri, elbette salihler arasına katacağız. 10 İnsanlardan bir kısmı, "Biz Allah'a iman ettik" derler. Arkasından Allah yolunda bir eziyet gördüklerinde, insanların işkencesini Allah'ın azabı gibi görürler. Eğer Rabbinden bir yardım gelirse; "Biz de sizinle beraberdik" derler. Allah, herkesin göğüslerindekini en iyi bilen değil mi? 11 Elbette Allah iman edenleri de bilir, münafıkları da bilir. 12 Kâfirler, iman edenlere: "Siz bizim yolumuza uyun, sizin hatalarınızı biz taşıyalım" dediler. Onlar iman edenlerin günahlarından hiçbir şeyi taşıyamazlar, şüphesiz onlar yalan söylüyorlar. 13 Elbette münafıklar kendi ağırlıklarını, kendi ağırlıklarının yanında daha nice (saptırdıklarının) ağırlıklarını taşıyacaklar. Şüphesiz kıyamet günü iftira ettiklerinden sorguya çekilecekler. 14 And olsun, Nuh'u kavmine peygamber olarak gönderdik. Onların arasında bin seneden elli sene eksik (dokuzyüzelli sene) kaldı. Onlar zulüm ederlerken, tufan onları yakalayıverdi. 15 Nuh'u ve gemi arkadaşlarını kurtardık ve onları alemlere bir âyet (ibret) kıldık. 16 İbrahim'i de (peygamber olarak gönderdik) kavmine: "Allah'a ibadet edin, O'ndan sakının. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır" demişti. 17 Siz Allah'ı bırakıp ancak putlara tapıyorsunuz ve yalan uyduruyorsunuz. Allah'tan başka taptıklarınız size rızk vermeye güçleri yetmez. Rızkı Allah katında arayın. O'na ibadet edin ve O'na şükredin. O'na döndürüleceksiniz. 18 Eğer size tebliğ edileni yalanlarsanız, sizden önceki ümmetler de yalanlamıştı. Peygambere düşen apaçık tebliğdir. 19 Görmüyorlar mı? Allah yaratışa nasıl başlıyor ve sonra onu iade eder. Bu, Allah'a çok kolaydır. 20 De ki; "Yeryüzünde geziniz, Allah yaratmaya nasıl başlamış görünüz. Sonra Allah, âhiret hayatını yaratacaktır. Şüphesiz Allah, her şeye kadirdir. 21 Dilediğine azap eder, dilediğine rahmet eder. O'na döndürüleceksiniz. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/ankebut-suresi-1-21-tefsiri-ali-kucuk
*30 RUM SÛRESİ 42-60 MEALİ N084 M030 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile. 42 De ki, "Yeryüzünde dolaşın da, daha öncekilerin sonu nasıl olmuş bir görün. Onların çoğunluğu müşrik idi. 43 Allah'tan gelmesi engellenemeyen (kıyamet) günü gelmeden önce, yüzünü doğru dine doğrult. O gün parça parça olacaklar. 44 Kim inkâr ederse, inkârı kendi aleyhinedir. Kim de salih amel yaparsa kendileri için (cennetteki yerlerini) döşemiş olurlar. 45 İman edip, salih amel işleyenleri, kendi fazlından mükâfatlandırmak içindir. Şüphesiz Allah kâfirleri sevmez. 46 Rüzgarları müjdeci olarak göndermesi, rahmetinden size tattırması, lûtfundan rızk aramanız için emriyle gemileri yüzdürmesi, O'nun âyetlerindendir. Olur ki şükredersiniz. 47 Senden önce, kavimlerine peygamberler gönderdik. Onlara açık delillerle geldiler. Bunun üzerine suç işleyenlerden intikam aldık. Mü'minlere yardım etmek üzerimize bir hak oldu. 48 Rüzgarları gönderip bulutu savuran, gökyüzünde dilediği gibi yayıp parça parça kılan Allah'tır. Bulutların arasından yağmuru çıkarken görürsün. Kullarından dilediğine o yağmuru isabet ettirdiğinde, onlar sevinirler. 49 Her ne kadar yağmur kendilerine indirilmeden önce ümitlerini kesmiş olsalar bile (yağmur yağınca seviniverirler.) 50 Allah'ın rahmetinin izlerine bir bak, ölümünden sonra yeryüzünü nasıl diriltiyor? Şüphesiz ölüleri işte böylece diriltir. O her şeye gücü yetendir. 51 Eğer biz, bir rüzgar göndersek, onu yeşillikleri de sararmış görseler, onun ardından hemen küfre başlarlar. 52 Şüphesiz sen ölüye duyuramazsın, sağıra da dönüp gittiğinde çağrıyı duyuramazsın. 53 Körleri, sapıklıklarından hidâyete erdirici değilsin. Sen ancak, âyetlerimize iman edeceklere işittirirsin de, işte onlar Müslüman olurlar. 54 Sizi zayıf olarak yaratan, zayıflıktan sonra kuvvetli kılan kuvvetten sonra zayıf ve ihtiyar kılan Allah'tır. Dilediğini yaratır. O her şeyi bilendir, her şeye gücü yetendir. 55 Kıyamet koptuğu gün suçlular, dünyada bir saatten başka kalmadıklarına yemin ederler. İşte onlar (dünyada da haktan) böyle döndürülüyorlardı. 56 Kendilerine ilim ve iman verilenler de; "Yemin olsun ki siz Allah'ın kitabında olduğu gibi, diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu diriliş günüdür, ancak siz bilmiyordunuz" dediler. 57 O gün zalimlere özür fayda vermez. Onlara tevbe fırsatı da verilmez. 58 And olsun insanlar için şu Kur'ân'da her türlü örneği verdik. Eğer sen, onlara bir âyet getirsen, kâfirler: "Siz ancak batıl şeylerle uğraşanlarsınız" derler. 59 İşte Allah, bilmeyenlerin kalplerini böylece mühürler. 60 Sabret, şüphesiz Allah'ın va'di haktır. Yakini bilgisi olmayanlar, sakın seni hafifliğe sevk etmesinler. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/rum-suresi-42-60-tefsiri-ali-kucuk
Yapay Zeka Zafer Algöz'den neden özür diledi ? | 183.Bölüm by Zafer Algöz Can Yılmaz
*82 İNFİTÂR SÛRESİ Mekke'de nâzil olmuştur. 19 âyettir. Kıyamet sahneleri gözümüzün önüne seriliyor. Âhirete hazırlık yapmamız isteniyor. Fotoğraf çektirir gibi kendimize çekidüzen vermemizi, yazıcı meleklere iyi şeyler yazdırmamızı öğütlüyor. Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 1 Gökyüzü yarıldığında, 2 Yıldızlar döküldüğünde, 3 Denizler fışkırtıldığında, 4 Kabirler boşaltıldığında, 5 Herkes önden neyi (yapıp) gönderdiğini ve neyi geride bıraktığını bilecek. 6 Ey insan, Kerim olan Rabbine karşı seni aldatan nedir? 7 O ki, seni yarattı, düzeltti ve dengeli yaptı. 8 Dilediği şekilde seni birleştirdi. 9 Hayır, siz ceza gününü yalanlıyorsunuz. 10 Şüphesiz sizin üzerinizde bekçiler vardır. 11 Değerli yazıcı (melek)ler vardır. 12 Yaptıklarınızı bilirler. 13 Şüphesiz iyiler naim (Cennetlerin) dedir. 14 Şüphesiz kötüler de cehennemdedir. 15 Ceza gününde cehenneme girecekler. 16 Onlar cehennemden kaybolmayacaklar. 17 Ceza gününün ne olduğunu sana hangi şey bildirdi? 18 Sonra o ceza gününün ne olduğunu sana hangi şey bildirdi? 19 O gün kimse kimseye fayda veremez. O gün emir Allah'a aittir. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/infitar-suresi-tefsiri-ali-kucuk
İnşallah yarın bayram! Bir Ramazan orucunu tutmayı ve bayramını yaşamayı daha bizlere lütfedecek olan Rabbimize şükürler olsun. “Rakamların diliyle, ABD-İsrail saldırıları altında 37.000 Müslümanın şehit düştüğü, 70.000'nin yaralandığı, 2 milyon insanın evsiz kaldığı Gazze'ye karşılık, 2 milyar Müslüman'ın Ramazan'a rağmen mışıl mışıl uyduğu şu zamanda bayram mı yapılır?” diyenler haklı oldukları kadar, “Dünyayı zulme, vahşete ve acıya boğan kafirlere inat Ramazan'ı yaşadık ve bayramı da yapacağız” diyenler de bize göre haklıdır. Çünkü “Ameller niyete göredir.” Yeter ki, niyette ve amelde Allah'ın rızasını gözetme şuuru müminlerde yerleşik olsun. Şah Veliyyullah Dihlevî (ö. 1176/1762), tam da bu şuurla, Hüccetullâhi'l-bâliğa'sında, müminin nefsine zor gelen oruç ibadetini tamamlamış olmasını; fakirlerin fıtr sadakalarını almalarını; bayrama muhatap kişilerin Allah'ın emrini yerine getirmelerini ve O'nun kendilerine, çoluk çocuğuna sağlık ve afiyet bahşetmiş olmasını… “aklı başında olan herkes için sevinmeyi gerektiren” nimetler olarak zikretmiştir. (Trc.: Mehmet Erdoğan, İz Yayıncılık) Biz de Dihlevî'nin bu yaklaşımına yaslanıp, “Bayram yapmanın sırası mı?” sorusuna mahsus iki ayrı tutumun ara'sında durarak, mezkur şuuru gözetmek ve gereksiz bir tartışmaya da düşmemek için, nasihat ehlinden Molla Murad en-Nakşibendî'nin (ö. 1264/1848) Kitâb-ı Mâ Hazar Şerh-i Alâ Pend-i Attar'ındaki şu cümlelere kaçalım: “-Nefis ve hevâsının peşinden koşan kimse, insanların en aptalıdır. -Bütün insanları uykuda bil, dünyadan ahirete giden uyanır. -Eğer kurtulmak istiyorsan sus ve nasihate kulak ver. -Akıllıların sanatı, meziyeti susmaktır; cahillerinse unutmaktır. -Ey süslü konuşmaya çabalayan insan, kalbin çehresine yara açıyorsun. -Git dilini ağzına hapset, mahlûkattan kendine hiçbir umut besleme. -Dilediğini Allah'tan iste, hayır ve şer yaratılanın elinde değildir. -Muradını sultandan başkasından dileme, isteğinin yerine gelmesini bekliyorsan hacetini kapıcıdan isteme. -Her kim düşmanından sakınmazsa, sonunda ondan zarar ve sıkıntı görür. -Ey gece gündüz uykuda olan kimse! Mezarın için bir ışık yak! -Şeytan dünyayı, dünya ehline süslü gösterir. Zira onlara tatlı ve yağlı yiyecekler gerektir. -Her kimde şan, şöhret sevdası varsa onu değerli ve özel sayma, o avamdandır. -Ey akıl sahibi kimse! Şeriatta makbul olmayan şeylerin etrafında asla dolaşma. -Allah Teâlâ'nın sana daha çok nimet vermesi için, O'nun verdiği nimetlere daima şükret. -Dünyadan ibret almayan talihsiz kişi, dünyanın nefretini toplar. -Akıllı kimsenin nazarında nasipsizlik, yolunu şaşırmak demektir. -Karga gül kokusundan uzak olduğu için, bülbülle sohbetten nefret eder. -Akılsız ilim günahtır; ilim bir kuş, akıl da onun kanadıdır. -Önce düşün, sonra söyle; önce temel at, sonra duvarı çık. -Düşmanı çok olanın, gözleri cihanı görmez olur, rahat ve huzuru kalmaz. -Şeref ve haysiyet, hafiflik üzere yaşayanlardan şikayetçi olur. -Gönül muradı için iş yapma ki peşinden pişmanlık yükü çekmeyesin. -Kanaat yoksunu olan kişiyi dünya malı nasıl zengin edebilir? -Evvela azılı düşmandan uzak dur, ahmak kimseyle arkadaşlıktan da kaçın.
ŞÛRA SÛRESİ 1-22 MEALİ N062 M042 Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. 1 HâMîm 2 AynSînKâf 3 Aziz ve Hakim olan Allah, sana ve senden öncekilere işte böyle vahy eder. 4 Göklerde ve yerdekiler O'nundur. O yücedir, büyüktür. 5 Üstlerindeki gökler neredeyse çatlayacak. Melekler de, Rablerini hamd ile tesbih ederler ve yeryüzündekilere istiğfar ederler. İyi bilinki; şüphesiz Allah afvedicidir, merhamet edicidir. 6 Allah'tan başkalarını dost edinenleri de Allah korumaktadır. Sen onlar üzerinde vekil değilsin. 7 Şehirlerin anası (Mekke'yi) ve çevresindekileri uyarman ve hakkında şüphe olmayan, toplanma (kıyamet) gününe karşı korkutman için, sana Kur'ân'ı Arapça olarak, işte böyle vahy ettik. Bir kısmı Cennettedir, bir kısmı ateştedir. 8 Allah dileseydi onları bir tek ümmet yapardı. O ancak dilediğini rahmetine sokar. Zalimlerin dostu da yoktur, yardımcısı da yoktur. 9 Yoksa ondan başka dostlar mı edindiler? Dost yalnız Allah'tır. O ölüleri diriltir. O her şeye gücü yetendir. 10 İhtilaf ettiğiniz her şeyin hükmü Allah'a aittir. İşte O Allah benim Rabbimdir. Yalnız O'na tevekkül ettim ve ben O'na yöneldim. 11 Göklerin ve yerin yaratıcısıdır. Size sizden eşler yarattı. Hayvanlardan çift çift verdi. Böylece sizi üretiyor. O'nun benzeri gibi bir şey yoktur. O işitendir, görendir. 12 Göklerin ve yerin kilidi O'nundur. Rızkı dilediğine açar, dilediğine kısar. Şüphesiz O her şeyi bilir. 13 "Dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye dinden Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahy ettiğimizi, İbrahim, Musa ve İsa'ya tavsiye ettiğimizi size Şeriat kıldı. Onları kendisine çağırdığın (Şeriat), müşriklerin (gözünde) büyümektedir. Allah dilediğini kendisine (Peygamber) seçer ve kendisine yöneleni hidâyete erdirir. 14 Onlara ilim (Kitap) geldikten sonra aralarındaki taşkınlıkları sebebiyle ayrılığa düştüler. Eğer belirli bir zamana kadar Rabbinin geçmiş bir kelimesi olmasaydı, elbette aralarında hüküm verilirdi. Onlardan sonra kitaba varis olanlar da, ondan (Kur'ân'dan) şüphe içindedirler. 15 O'nun için hemen davet et. Emr olunduğun gibi doğru ol. Onların hevalarına uyma. Söyle: "Ben Allah'ın indirdiği her kitaba iman ettim. Aranızda adalet yapmakla emr olundum. Allah bizim de Rabbimizdir, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size aittir. Bizimle sizin aranızda çekişmeye gerek yoktur. Allah hepimizi bir yere toplar. Dönüş yalnız Onadır. 16 Onun daveti kabul edildikten sonra, hâlâ Allah hakkında çekişenlerin delilleri Rableri katında batıldır. Gazab onların üzerinedir ve şiddetli azab onlar içindir. 17 Hak ile kitabı ve (adalet) terazisini indiren Allah'tır. Sana hangi şey haber verdi? Belki de kıyamet yakındır. 18 Kıyamete iman etmeyenler onun acele olmasını istiyorlar. Kıyamete iman edenler ise ondan korkuyorlar. Biliyorlar ki, o gerçekleşecektir. İyi bilin ki (Kıyamet) saati hakkında çekişenler uzak bir sapıklığın içindedirler. 19 Allah, kullarına karşı lütufkârdır. Dilediğine rızk verir. O güçlüdür, kuvvetlidir. 20 Kim âhiret ekinini isterse, onun ekinini artırırız. Kim dünya ekinini isterse, ona da ekininden veririz. Onun âhirette hiçbir nasibi yoktur. 21 Yoksa onların, Allah'ın izin vermediği şeyleri dinde şeriat yapan (kanun koyan) ortakları mı var? Eğer (haklarında verilmiş bir sûre) bir karar olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilirdi. Şüphesiz zalimler için acıklı azap vardır. 22 Yaptıkları şeyler başlarına düşerken, zalimleri yaptıklarından dolayı korkudan titrerken görürsün. İman edip, ameli salih işleyenler, Cennet bahçelerindedirler, onlar için Rableri katında istedikleri her şey vardır. İşte bu büyük bir lütuftur. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/sura-suresi-1-22-tefsiri-ali-kucuk
*41 FUSSILET SÛRESİ 29-54 MEALİ N061 M041 29 Kâfirler şöyle dediler: "Rabbimiz, cin ve insanlardan bizi sapıtanları bize göster de, biz onları ayaklarımızın altına alalım en altta kalanlardan olsunlar." 30 "Rabbimiz Allah" dedikten sonra dosdoğru olanların üzerine melekler iner ve: "Korkmayın, üzülmeyin ve size va'dolunan Cennette sevinin" (derler). 31 Biz, dünya hayatında da âhirette de sizin dostlarınızız. Orada canınızın çektiği herşey sizin için vardır. İstediğiniz herşey vardır. 32 Ğafur ve Rahîm'in (Allah'ın) bir ikramı olarak (verilecektir). 33 Allah'a da'vet eden, ameli salih işleyen ve "Ben Müslümanlardanım" diyenden daha güzel sözlü kim vardır? 34 İyilikle kötülük denk değildir. Sen kötülüğü en güzel olanla defet. Bir de bakmışsın ki, seninle arasında düşmanlık olan kişi sanki sıcacık bir dost oluvermiş. 35 Buna (kötülüğü iyilikle defetmeye) ancak sabredenler kavuşturulur. Buna ancak (Kur'ân'dan) büyük bir haz alanlar kavuşturulur. 36 Eğer şeytandan olan bir kötülük seni kışkırtacak/dürtecek olursa hemen Allah'a sığın. Şüphesiz O, her şeyi işiten, her şeyi bilendir. 37 Gece, gündüz, Güneş, ve Ay O'nun âyetlerindendir. Güneşe de, Aya da secde etmeyin. Eğer yalnız O'na ibadet ediyorsanız. Onları yaratan Allah'a secde edin.(Secde âyeti) 38 Eğer kibirlenirlerse... Rabbinin katındakiler hiç usanmadan gece gündüz O'nu tesbih ederler. 39 O'nun âyetlerinden biri de şudur: Sen Yeryüzünü kupkuru/boynu bükük görürsün. Onun üzerine su indirdiğimiz zaman harekete geçer, kabarır. O yeryüzünü dirilten, elbette ölüleri de diriltecektir. Şüphesiz O, her şeye gücü yetendir. 40 Ayetlerimiz hakkında sapanlar bize gizli değildirler. Ateşe atılan mı, yoksa kıyamet günü güvenle gelen mi daha iyidir? Dilediğinizi yapın. Şüphesiz O yaptıklarınızı görüyor. 41 Onlara zikir (Kur'ân) geldikten sonra inkâr ettiler. Elbette o değerli bir kitaptır. 42 Önünden de, arkasından da ona batıl bir şey giremez. O Hakim ve Hamid tarafından indirilmiştir. 43 Sana söylenenler, senden önceki peygamberlere söylenenlerdir. Şüphesiz senin Rabbin avf sahibidir, acıklı azabın sahibidir. 44 Eğer biz, Kur'ân'ı yabancı bir dille yapsaydık: "Ayetleri açıklanmalı değil miydi?, Arap'a Arapça olmayan bir dille söylenir mi?" derlerdi. De ki: "O, iman edenler için yol gösterendir ve şifadır. İman etmeyenlerin kulaklarında ağırlık vardır. O (Kur'ân) onlara körlüktür. (Hakkı göremezler). Onlara (sanki) uzak bir yerden bağırılıyormuş gibi (duymazlar). 45 And olsun, Musa'ya kitap vermiştik de onda ayrılığa düşülmüştü. Eğer Rabbinin geçmiş bir sözü olmasaydı, aralarında hüküm verilirdi. Şüphesiz onlar kuşku uyandıran bir şüphe içindedirler. 46 Kim ameli salih işlerse kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin kullara zulmedici değildir. 47 Kıyamet saatinin bilgisi O'na döndürülür. O'nun bilgisi olmadan hiçbir meyve kabuğundan çıkamaz, hiçbir kadın doğuramaz. Onlara: "Ortaklarım nerede?" diye bağırdığı gün "Bizden hiçbir gören yok diye sana bildiririz" derler. 48 Daha önce yalvardıkları (sahte ilâhlar) onlardan uzaklaşmıştır. Onlar kaçacak yer olmadığını anlamışlardır. 49 İnsan iyilik istemekten usanmaz. Ona bir kötülük dokunursa hemen karamsar ve ümitsiz olur. 50 Ona dokunan zarardan sonra, ona bizden bir rahmet tattırırsak "Bu benim hakkımdır. Kıyametin kopacağını da zannetmiyorum. Eğer Rabbimin huzuruna döndürülürsem O'nun katında da benim için güzel şeyler vardır." der. Kâfirlere yaptıklarını elbette açıklayacağız ve onlara katı bir azab tattıracağız. 51 İnsana bir nimet verdiğimizde yüz çevirir ve yan çizer. Ona bir kötülük dokunduğunda geniş bir duanın sahibi olur. 52 De ki: "Eğer (bu Kur'ân) Allah katından ise ve siz de onu inkâr etmişseniz söyleyin bakalım, çok uzak bir ayrılıkta olan o kişiden daha sapık kim var?”
EN'AM SÛRESİ 83-90 N055 M006 Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile 83 İşte kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz delil budur. Dilediğimizin derecelerini yükseltiriz, muhakkak senin Rabbin Hakim'dir her şeyi bilendir. 84 Biz, ona (oğlu) İshak ile (torunu) Yakub'u verdik; hepsini doğru yola ilettik. Daha önce Nuh'u da doğru yola ilettik. O'nun neslinden olan Davud, Süleyman, Eyüp, Yusuf, Musa ve Harun'u da doğru yola ilettik. İşte iyilik yapanları böylece mükâfatlandırırız. 85 Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas'ı da doğru yola ilettik hepsi salihlerdendi. 86 İsmail, Elyasa, Yunus ve Lût'u da doğru yola ilettik. Her birini alemlere üstün kıldık. 87 Onların, babalarından çocuklarından ve kardeşlerinden peygamberler seçtik ve onları dosdoğru yola ilettik. 88 İşte Allah'ın yolu; O'na kullarından dilediğini ulaştırır. Eğer Allah'a ortak koşsalardı, yaptıklarının hepsi boşa giderdi. 89 İşte onlar kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiklerimizdendir. Eğer onlar, bunu (kitap, hüküm ve nübüvveti) inkâr ederlerse, bunları inkâr etmeyen bir kavmi onların yerine getiririz. 90 İşte bunlar, Allah'ın doğru yolu gösterdikleridir. Sen de onların yoluna uy. "Davetime karşılık ücret istemiyorum. Bu, alemlere öğütten başka bir şey değildir" de. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/enam-suresi-83-90-tefsiri
*85 BÜRÛC SÛRESİ N027 M085 Mekke'de nâzil olmuştur. 22 âyettir. İman etmekten başka suçu olmayanları, ateş çukurlarına, hendeklere atarak yakanları haber verir. Sonunda iman edenler iki dünyada da başarıya ulaşırlar. Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 1 Burçları olan gökyüzüne And olsun. 2 Va'd olunan (kıyamet) gününe And olsun. 3 Şahitlik edene ve şahitlik edilene And olsun. 4 Hendeklerin sahipleri geberip gitti. 5 Tutuşmuş ateş(le dolu hendek sahipleri) 6 O hendeklerin etrafında oturuyorlar. 7 Mü'minlere yaptıklarına (işkencelerine) bakıyorlar. 8 Mü'minler, Aziz ve Hamid olan Allah'a iman etmeleri sebebiyle, (kâfirler) intikam alıyorlardı. 9 O ki göklerin ve yerin mülkü O'na aittir. Allah her şeye şahitdir. 10 Şüphesiz mü'min erkeklerle mü'mine kadınlara işkence ederek dinden döndürmeye çalışanlar, sonra tevbe etmeyenler için cehennem azabı vardır. Onlar için yakıcı bir azap vardır. 11 Şüphesiz iman edip, ameli salih işleyenlere de altından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük kurtuluş budur. 12 Şüphesiz Rabbinin yakalaması şiddetlidir. 13 Şüphesiz ilk defa yaratan da, tekrar diriltecek olan da O'dur. 14 Afveden de seven de O'dur. 15 Yüce arşın sahibidir. 16 Dilediğini yapandır. 17 Sana orduların haberi geldi mi? 18 Firavun ve Semud'un 19 Fakat o inkâr edenler hala yalanlamakta... 20 Allah onları arkalarından kuşatmıştır. 21 Fakat O yüce bir Kur'ân'dır. 22 O, Levhi mahfuzdadır. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/buruc-suresi-tefsiri-ali-kucuk
.
.
NSW Avustralya Kuzey Kıbrıs Dostluk Derneği toplantısını mecliste gündeme getiren milletvekili Tina Ayad, geri adım attı. Kıbrıs Türk Derneği NSW Başbakanı'na Kıbrıs Büyükelçisi'ni şikayet etti.
“Ey cemaat! Allah'ı anlayın. O'nun şanına bilgisizlik yakışmaz; cahil olmayın. O'nu bilin ve itaat edin. Muhalefet ne demek?.. O'nun yoluna baş koyun. Allah'ın bütün hükümlerine razı olun; niza ve çekişme ayıp olur. Allah yaratıcıdır. Kullara rızık verir. Evvel ve sonra O'nun hâzinesi dışında yiyip içen yoktur. Zahir, bâtın hep O'dur ve O'nundur. O'nun varlığı kadîmdir. O'ndan evvel varlık başlamadı. Bu kadîm hâli, sonsuzlara kadar uzar. Hükmüne karşı duran yoktur. Dilediğini yapar; kimseye hesap vermek zorunda değildir. «Yaratıkları, toptan ve tek tek, kendi yaptıklarından Ona karşı sorumludurlar.» (Enbiya/23) Ey evlâd! O'nun hükmüyle iş tut. Doğru hattan çıkma. Ahdi unutma. Hepsini yapmaya gayret et. Şeytanı yık. Kötü olan tabiî arzularını yen. Allah'ın yardımından ümit kesme. Hak yardımı, senin sebat hâline göre gelir. Çünkü Allahü Teâlâ şöyle buyurdu: «Şüphesiz, Allah sabırlı kulları iledir.» (Enfal/46). «Uğrumuzda çalışanlara, yollarımızı elbette açarız.» (Ankebut/69) Nefsin dilini tut, Allah'ı kula kesmesin. Bu hâlde nefsine can düşmanı ol. Ona ve diğer kullara, Hak kulluğunu emret. Yasak olanları yaptırmamaya çalış. Onları bozuk hâllerden kurtar. Hak anlayışına ve tabiatına uymayan şeyleri bıraktır. Allah'ın kitabına ve Peygamberin âdetine çek onları. Ey cemaat! Allah'ın kitabına saygı gösteriniz. Onun saygı hakkını terbiyenizle ödeyiniz. O, Hak'la aranızda bir vuslat vesilesidir. Onu mahlûk ve bir kul tarafından yazılmış görmeyiniz. Allahü Teâlâ: - «Bu benim kelâm sıfatımın tecellisidir,» buyururken siz başka isnatlara yeltenmeyin. Her kim Kuran'ı mahlûk ve kul yapısı bilirse apaçık Hakk'ı inkâr etmiş olur; yazık olur. Şu Kur'an... Şu okunan Kur'an, şu işitiğimiz yüce kelâm ve mushaf sayfalarına yazılı yüce manalı sözler, O'nun kelâm tecellisindendir. îmam-ı Şafiî ve îmam-ı Ahmed o kadar titiz davranmışlardır ki, sadece yazının mahlûk olduğunu, ötesinin Allah kelâmı olduğunu söylemişlerdir. Buna misal olarak kalbin mahlûk olduğunu, içinde duranın mahlûk olmadığını söylemişlerdir. Ey cemaat! Kuran'ın nasihatlerini tutun. Bunu işinizle açığa vurun. O'nun karşısında mücadeleci olmayın. îman ve itikat kolaydır ve güç olmayan işlerdir. Çok da değildir; hemen yapılabilir. Yapılan işler bundan sonra gelir... Size en çok iman etmek düşer. Kalbinizle tasdik edin, dış varlığınızla iş görün. Size yararlı ne ise onu yapın. Kısa ve iptidaî görüşe sahip olanlardan uzak durun. Kalp bilgilerden ari olduğu zaman dilin kuru bilgisi yetersizdir. Peygamber (S.A.) efendimiz şöyle buyurdu: «Ümmetim için en çok korktuğum, içi bozuk bilginlerdir.» Ey evlâd! Çalış, kalbini temiz kıl; onda dünya sevgisi kalmasın. Zerresine kadar ayıkla. Bu bitince nefsine sahip çıkan olur. Bir an bile seni onun eline bırakmazlar. Unutursan hatırlatırlar. Gaflete düşersen, ayık kılarlar. Cümle eşyada Hakk'ı gösterirler. Başkasına baktırmazlar. Bu bir zevktir ki, tadan bilir. Bu cins hâle ermek zordur; halk arasında eren binde birdir. Bazı fertlerdir. Onlar, halka gidip gönül eğlendirmezler. Halk onlara sükûnet veremez. Ben, Hakk'ı arayanlara bakarım. Âhireti arayan kimseleri severim. Başkalarından pek hoşlanmam... Dünya bekçisi, nefsin ve şahsi arzusunun peşinde koşan benim işime yaramaz. Onlarla benim işim yok. Ancak, onlar hastadır; tedavi için yanıma gelmelerini arzu ederim. Hasta için en sabırlı sahip, doktordur. İşlerini benden saklı tutuyorsun; sana yazık oluyor. Benden saklı şey az olur. Sen saklıyorsun; halbuki o bana gözüküyor. Görüyorum: ‘Sen dünya arıyorsun ve ey şahıs, sen de âhiret arıyorsun...' diye söylüyorum. Bunlar bir hevestir. Bu hevesler kalbine yazılmış, sonra alnında açıkça gözükmektedir. İçin dışa vurmuş, her şeyin kıymetsiz bir hâl almış. İsyan hastalığına çare, itaatir. Zulmü, adalet yıkar. Hata bir hastalıktır; ilâcı ise doğruluktur. Hak Teâlâya isyan bir suçtur. Bundan kurtuluş çaresi ise günah sarhoşluğundan tevbedir. Ama asıl ilâçların tümü, halkı kalpden atmaktadır. Bunu yapabildiğin an, işlerin tamam olur.
"3 Nesne, 3 Zehir, 3 Erdem Tohumu 3 Nesne: Arkadaşlar, Düşmanlar, Nötr Oldukların 3 Zehir: İstek, İstememek, Kayıtsızlık 3 Erdem Tohumu: Bunlardan Özgürleşmeyi Dilediğinde Şefkat, Sevgi ve Anlayış Erdemlerinin Tohumu Olur."
Allâhü Teâlâ, birbirlerine karşı rahmet ve sevgi bağlarıyla bağlı olmaları sebebiyle, Peygamberimiz (s.a.v.)'in Ashâbı (r.a.e.)'i Fetih Sûresi 29. âyette övmüştür. Ashâb-ı Kirâm (r.a.e.)'in hepsi adaletli kimselerdir. Onların bize ulaştırdığı her şey de doğru ve gerçektir. Hz. Alî (r.a.)'in halifeliği zamanında meydana gelen hadiseler, Ashâb-ı Kirâm (r.a.e.)'in nefislerinden dolayı ve makâm mevki uğruna yapılmış değildir. Farklı ictihâd sebebiyle olmuştur. Onların hiçbirine dil uzatılmaz. Çünkü onlar Resûlullâh (s.a.v.)'in sahabeleridir ve bazıları Cennet ile müjdelenmişlerdir. İçlerinde Bedir Harbi'ne katılmış ve kendilerinden azâp kaldırılmış olanlar vardır. Hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor: “Allâhü Teâlâ Bedir ehlinin hâlini görüp bildiği için “Dilediğinizi yapın, sizleri affettim” buyurdu.” (Buhârî) Onların bazıları da Rıdvan ağacı altında biat ile şereflenmişlerdir. Onlar hakkında da bir hadis-i şerifte Peygamber (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Ağacın altında bîat edenlerden hiç kimse cehenneme gitmeyecektir.” (Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, c.3, Mektup: 24) Bir hadis-i şerifte, Abdullah b. Muğaffel (r.a.)'in rivâyetinde Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Ashâbım hakkında Allâh (c.c.)'dan korkun, Allâh (c.c.)'dan korkun! Benden sonra ashâbımın aleyhinde bulunmayınız. Kim onları severse benim sevgim de onunla beraberdir, ben de onu severim. Kim onlara kin ve buğz beslerse, ben de onlara buğzederim. Onlara ezâ eden, sıkıntı veren bana ezâ etmiş, sıkıntı vermiş demektir. Bana ezâ veren de Allâh (c.c.)'a ezâ vermiş olur. Allâh (c.c.)'a ezâ veren ise yakında hesâbını verir.” (Muhammed Alâüddin, El-Hediyyetü'l- Alâiyye, s.923)
#A30 BAKARA SÜRESİ 135-142 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla 135 "Yahudi veya Hıristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız" dediler. De ki: "Hayır, biz tek Allah'a inanan ve müşriklerden olmayan İbrahim'in dinine tabi oluruz." 136 "Biz, Allah'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa'ya verilen ile nebilere Rablerinden verilene iman ettik. Onlar arasında ayırım yapmayız. Ve biz O'na teslim olmuşuz" deyin. 137 Şayet onlar sizin inandığınız gibi inanmış olsalardı doğru yolu bulurlardı. Eğer yüz çevirirlerse, şüphesiz onlar bir ayrılık içindedirler. Onlara karşı Allah Sana kâfidir. O işitendir, bilendir. 138 Allah'ın boyasıyla boyanınız. Allah'tan daha güzel boyası olan kim var? Biz ancak O'na ibadet edenleriz. 139 De ki: O sizin de bizim de Rabbimiz olduğu halde Allah hakkında bizimle çekişiyor musunuz? Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız sizedir. Ve biz, samimiyetle O'na bağlanmışızdır. 140 Yoksa siz, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarının Yahudi veya Hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: "Siz mi, yoksa Allah mı daha iyi bilir? Allah tarafından bildirilen bir şeyi gizleyenden daha zalim kim vardır? Ve Allah yaptıklarınızdan gafil değildir." 141 Onlar bir ümmetti geçti gitti. Onların kazandığı onlara, sizin kazandığınız da sizedir. Ve siz onların yaptıklarından sorumlu tutulmayacaksınız. 142 İnsanlardan bir kısım beyinsizler: "Onları üzerinde bulundukları kıbleden çeviren ne?" diyecekler. De ki: "Doğu da, batı da Allah'ındır. Dilediğini doğru yola iletir."
Übeyy b. Ka'b (r.a.) şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v.) gecenin üçte ikisi geçtiğinde kalkar: “Ey insanlar! Allâh (c.c.)'u zikrediniz! Allâh (c.c.)'u zikrediniz! Sûr'a birinci kez üfürüldü (râcife); bunun arkasından da ikincisi (râdife) gelecektir. Ölüm tüm acılarıyla gelip çatmıştır!” derlerdi. Bir gün; “Ey Allâh'ın Resûlü (s.a.v.)! Ben sana çok salât ü selâm getiriyorum. Duâlarımın ne kadarını size ayırayım?” dedim. “Dilediğin kadarını” buyurdular. “Dörtte birine ne dersiniz?” dedim. “Dilediğin kadarını ayırabilirsin. Ancak ne kadar çok ayırırsan senin için o kadar hayırlı olur!” dediler. Bu kez “Yarısına ne dersiniz?” diye sordum. O (s.a.v.) yine: “Dilediğin kadarını ayırabilirsin. Ancak ne kadar çok ayırırsan senin için o kadar hayırlı olur!” buyurdular. “Üçte ikisine ne buyurursunuz?” dediğimde yine aynı cevâbı verdiler. Bunun üzerine “Ey Allâh'ın Resûlü (s.a.v.)! Bütün duâlarımı (salevât getirmek) sana ayırıyorum” dedim. O zaman şöyle buyurdular: “Bu durumda bütün ihtiyaçlarından ve üzüntülerinden kurtulursun. Ayrıca günâhların da bağışlanır.” Bir gün sahabe Nebi (s.a.v.)'e nasıl salavât getirileceğini sordular. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed, kemâ salleyte alâ İbrahime ve bârik alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed kemâ bârekte alâ İbrahime fi'l-alemin, inneke hamîdün mecîd (Rabb'im! İbrâhim ve âline getirdiğin salevât gibi Muhammed (s.a.v.)'e ve O'nun âline de salavât getir. Âlemler arasında İbrâhim'i bereketlendirdiğin gibi Muhammed (s.a.v.)'i ve O'nun âlini de bereketlendir. Sen övülmeye lâyık yüce bir zât'sın)” deyiniz. Selâmsa bildiğiniz gibidir.” Nesâi'de Ebû Talhâ (r.a.)'dan gelen bir rivâyet şöyledir: “Bir gün Resûlullâh (s.a.v.), yüzünde bir sevinç olduğu hâlde geldi. Kendisine: “Yüzünüzde bir sevinç görüyoruz!” dedik. “Bana melek geldi ve şu müjdeyi verdi: “Ey Muhammed (s.a.v.)! Râbbin diyor ki: “Sana salâvât okuyan herkese benim on râhmette bulunmam, selâm okuyan herkese de benim on selâm okumam sana (ikrâm olarak) yetmez mi?” (Nesai) (M. Yusuf Kandehlevi, Hayatü's-Sahabe, c.4, s.54-56)
#MedyadaBugün #haber #sondakika #altay #göztepe Bülent Korucu ve Mahmut Filizer 29 Kasım 2022 Salı günü medyada öne çıkan manşetleri, köşe yazılarını ve satır arasında kalmış haberleri MEDYADA BUGÜN'de ekranlarınıza taşıyor... 00:00 Giriş 00:30 Altay Göztepe maçında çıkan olayların arka planı 05:40 Gülten Matur'u MİT bu yıl da tutukladı 10:33 Bulgaristan iade etmedi; Yandaş medya Ergenekoncu Levent Göktaş'ı Cemaatçi yaptı 38:00 Eksi iki netle üniversiteye kayıt dönemi
Hayatta şunu anladım: Ne derseniz deyiniz, kıskançlık, önüne geçemeyeceğiniz bir olgudur. Dilediğiniz kadar şeytani bir haslettir deyiniz, istediğiniz kadar üstüne vaazlar veriniz, ayet ve hadisler sıralayınız, ne yazık ki bu böyle bir gerçeklik. Aynı şey kibir için de geçerli. Kibir öyle bir şeydir ki bazen onu lanetleyenin bile vasfına dönüşür. Başka bir deyişle, tevazu postuna bürünür. Sahibi tevazudan bahsederken bile aslında kibirlidir. Kibir, kıskançlığı özünde taşır. Hep en başta olma, herkes tarafından sevilme ve herkesin en önemli gördüğü kimse olma isteği, kaçınılmaz olarak kıskançlığı tetikler. Başkalarının kendinden gayrısına yürekten meylini gören kibirli insan, haset duygusuyla sevilen ve önemsenen o kişiyi artık boy hedefi haline getirir. Amacı itibarsızlaştırmak olunca, bir yolunu ne yapıp edip bulur. Olmadık iddialarda bulunur. Çoğu zaman da sureti haktan görünerek. Hz. Adem'in oğlu Kabil kardeşi Habil'i kıskanmıştır. Hz. Yusuf kardeşleri tarafından çöldeki bir kuyuya atılmıştır. Demek istediğim, meleklerin başı bile olsanız, Adem'i kıskandığınız için iblise dönüşebilirsiniz bir anda. Peygamberin evladı bile olsanız katil olmanız an meselesi. xxxxx Ülke için hayırlı bir iş yapayım diyorsunuz. Bismillah deyip yola koyuluyorsunuz. Üstelik yaptığınız iş, sonuçta ağır bedeli olan bir iş. Herkesin “Niye yapmıyorsunuz, vebal altındasınız “ dediği bir iş. Birden bire siyasetin leş kargalarından tutunuz da, kıskançlıklarından ötürü şahsınızı itibarsızlaştırmayı marifet sanan kifayetsiz muhterislere varıncaya kadar bir sürü insanın üstünüze üşüştüğünü görürsünüz. “Madem çok gerekli bir işti, buyrun siz başa geçin, arkanızdan gelelim!” dediğinizde risk almaktan korkan o insanların sıra sizi itibarsızlaştırmaya geldiğinde nasıl aslan kesildiğini gördüğünüzde üzülürsünüz elbet. Yaptığınız işten dolayı kimseden takdir beklemezsiniz ama karşılaştığınız köstek fena halde canınızı acıtır. Sizi olduğunuzdan farklı gösterenlerin gerçekte sizi herkesten çok tanıyanlar olduğunu gördüğünüzde o kıskançlık illetinin nemenem tehlikeli olduğunu canınız acıyarak anlarsınız, lakin iş işten geçmiştir gayrı. Niyetiniz sorgulanır birden. Şahsi ikbal arayışında olduğunuza dair dedikodular tedavüle sokulur usul usul. Siyasette bir yere gelmek için bir şeyleri araçsallaştırdığınız veya birilerini kullanmak istediğiniz ve/ya da kendinizi göstermek için bu yola koyulduğunuz dedikodusunu yayarlar namertçe. İnsan bu işte. Kendi içindekini sızdırır. Başkalarını kendi gibi bilir. Kendi niyeti üzerinden niyet okumaları yapar. Sonra da rastladığınızda karşınızda gerdan kırar. Hesabiliğini hasbilikle sarıp sarmalar. Sizi ne çok sevdiğinden dem vurur. Riyakarlığını bilirsiniz ama yüzüne vurmazsınız. Birlikte omuzladığınız dava zarar görmesin diye. Lakin bunun dahi kadrini-kıymetini bilmez. Huyu değişmez. Arkanızı döndüğünüz anda hançerini saplamaktan geri durmaz. Hakikaten anlarsınız ki hasedin bir tedavisi yoktur. xxxxx Yaşadıkça tanıyorsunuz bazılarını. Deneyimledikçe görüyorsunuz o birilerinin gerçek suretlerini. O yüzden haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden Allah'a sığınmak en doğrusu. Başkaca yapabileceğiniz hiçbir şey yok zira. Hasedini kırmak için başınıza dahi geçirmeyi teklif edersiniz, lakin hasetçi, başta olmanın riskini göze alamadığı yetmezmiş gibi bir de başınızı almaya kalkışır. Bu tür insanlar iflah olmazlar.
Güney Sınırlarımızdaki Güvenliği Yeni Harekatlarla Tamamlayacağız, Cumhurbaşkanı Erdoğan LGS'ye Girecek Öğrencilere Başarılar Diledi, Suriye'nin Kuzeyinde 16 Terörist Etkisiz Hale Getirildi, Sağlık Bakanı Koca: Türkiye'de Maymun Çiçeği Tanısı Konmuş Hasta Yok, Terör Örgütü YPG/PKK Tel Rıfat Ve Çevre Köylerde Tünel Kazıp Silah Saklıyor, 2 Terörist Daha Teslim Oldu, DTÖ'de Turkey Yerine İlk Kez Türkiye Kullanıldı, Atina'nın Güneyinde Ormanlık Alanda Yangın: Yerleşim Bölgesine Sıçradı,
Güney Sınırlarımızdaki Güvenliği Yeni Harekatlarla Tamamlayacağız, Cumhurbaşkanı Erdoğan LGS'ye Girecek Öğrencilere Başarılar Diledi, Suriye'nin Kuzeyinde 16 Terörist Etkisiz Hale Getirildi, Sağlık Bakanı Koca: Türkiye'de Maymun Çiçeği Tanısı Konmuş Hasta Yok, Terör Örgütü YPG/PKK Tel Rıfat Ve Çevre Köylerde Tünel Kazıp Silah Saklıyor, 2 Terörist Daha Teslim Oldu, DTÖ'de Turkey Yerine İlk Kez Türkiye Kullanıldı, Atina'nın Güneyinde Ormanlık Alanda Yangın: Yerleşim Bölgesine Sıçradı, --- Send in a voice message: https://anchor.fm/haluk-kurtuncuoglu/message
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, sosyal medya hesapları Twitter'den Yurt genelindeki on binlerce öğrencinin ter dökeceği LGS sınavı için başarı dileklerini paylaştı
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezi sınava girecek öğrencilere başarı diledi
İndirdiğiniz Zip uzantılı dosyayı Winrar benzeri bir program ileaçarak klasör içerisinde bulunan TCA-VideoCreator.exe dosyasını çalıştırmanız yeterli olacaktır. İlk çalıştırdığımızda: Bir defa Alt tuşuna, İki defa sağ ok tuşuna, Bir defa aşağı ok tuşuna, Bir defa sağ ok tuşuna, Bir defa aşağı ok tuşuna basarak Turco seçeneğini seçerek enter tuşuna basıyoruz. Çıkan uyarıya evet diyoruz ve program kendiliğinden kapanıp tekrar açıldığında Türkçe olarak bizleri karşılayacaktır. Program ile .Avi, .FLV, .MP4 ve .WMV video biçimlerini birbirine dönüştürebiliyoruz. Bu biçimlerdeki iki video dosysını tek bir video dosyası olarak birleştirebiliyoruz. Listede bulunan video dosyasının üzerinde Uygulama tuşuna veya Shift + F10 basarak içerik menüsünü açtığımızda sesi ayıkla seçeneğini seçtiğimizde, farklı kaydet penceresi açılıyor. Ardından konumu ve istediğimiz bir adı giriyoruz. Enter tuşuna bastığımızda dosya mp3 formatında sadece ses olarak kaydediliyor. Video yönünü Döndür seçim kutusunda: 90 derece sağa, 90 derece sola veya 180 derece olarak döndürebiliyoruz. Video içerisindeki sesi azaltıp, arttırabiliyoruz. Ses dosyası ile video dosyalarını listeye ekliyoruz. Ardından Ses ve videoyu birleştir diyerek video dosyamıza ses ekleyebiliyoruz. Dilediğimiz .jpg, .mpg v.b. görüntü dosyalarını ve .mp3. .wav ses dosyalarını ekliyoruz. Ardından da slaytlar arasındaki süre kutucuğundan da görüntülerin geçiş süresini yazıyor ve Video oluştur butonuna basarak yukarıdaki biçimlerde video oluşturabiliyoruz. İnanın o denli kolay ki, kurcaladığınızda hak vereceksiniz. Notlar: Türkçe diline çevirebilmem için gerekli dosya yeni oluşturulduğu için eksik yerler olabilir. Çeviri hatası ile karşılaşırsanız. umutkork@gmail.com mail adresime yazmaktan çekinmeyin İşlem başında ve sonundaki sesli uyarılar halen İspanyolca. Ses dosyalarını çeviremedim. Bir işlem başlattığınızda: ALT+Ş ile veya sekme tuşu ile işlenen kutucuğuna giderseniz işlemin sürecini erişilebilir olarak okuyabilirsiniz. Faydalı olmasını diliyorum. Saygılarımla, Umut KORKMAZ Programı indirmek için: 32 bit: https://drive.google.com/uc?id=1Hqd6mcaxSY9Ol4CcHZ2bnwua116_hWrS&export=download 64 bit: https://drive.google.com/uc?id=1QWQuxJXypOnWthUD6hgC8gvX9zaVoPdW&export=download
Bu programda yalan da yok algı da! Gündem masaya yatırılıyor, arka planlar detaylıca analiz ediliyor. Net Bakış'a bu hafta Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, Gazeteci Yazar Nedim Şener, Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Ali Saydam konuk oldu. İç kavga büyüyor Neden ‘vız gelip tırıs' gitmedi? Otobüse binmeden indiler mi? Karadeniz turundan ne umuyordu ne buldu? Kılıçdaroğlu gözdağı verdi, İmamoğlu rest çekti İmamoğlu neyi hesap edemedi? Kime rest çekti, kimden özür diledi? İmamoğlu'nun ‘adaylık' gezisi ters mi tepti? CHP seçmeni Kılıçdaroğlu'na nasıl bakıyor? Siyasette 2023 senaryoları Yine mülteciler, yine aynı oyun Yeni bir ‘kaos' oluşturma çabası mı? Ümit Özdağ'ın amacı ne, neye hizmet ediyor? Sığınmacıların geri dönüşü nasıl olacak? Mülteci provokasyonu hangi merkezden yönetiliyor? Serhat İbrahimoğlu ile Net Bakış her Pazartesi 20.45'te TVNET'te.
Editör: Gamze Elvan Zafer Partisi Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya meydan okumuştu. Dün saat 11:00'de İçişleri Bakanlığı önüne gelmek isteyen Özdağ'a polis engel oldu. Meclis önünde açıklama yaparak Soylu'ya seslenen Özdağ, “Sen korktun. Süleyman, senden korkan senin gibi olsun. Sen cumhuriyet tarihinin en büyük kriminalisin. Görevin bittiği zaman tutuklanacaksın kardeşim. Bundan sonra bu iş birimiz ölene kadar devam edecek. Ya sen bu milletin önünde özür dileyeceksin ya da bu kavga sonuna kadar devam eder” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Karadeniz gezisinde Nagehan Alçı ve Ertuğrul Özkök'ün de aralarında bulunduğu bir grup gazeteciyle çektirdiği fotoğrafla ilgili “Vız gelir tırıs gider” yanıtından dolayı özür diledi. Haber Hafta Sonu'nda bu akşam Burak Bilgehan Özpek, siyasetin gündemini değerlendirdi. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3weozye
Günün öne çıkan haberlerini tarafsız bir bakış açısıyla ve FOX Haber farkıyla dinleyin! Güvenilir, tarafsız ve kaliteli haberin adresi FOX Haber; podcast yayınlarıyla sizlerle. Hayatın içinden haberler, Gülbin Tosun ile FOX Ana Haber Hafta Sonu podcast yayınlarında sizlerle! FOX Türkiye Resmi Web Sitesi: www.fox.com.tr Facebook: https://www.facebook.com/foxhaber Twitter: http://www.twitter.com/FOXhaber
Hastanelerde Tarama Amaçlı PCR Testi Uygulaması Kaldırıldı, Türk Askeri 17 Düzensiz Göçmeni Kurtardı, Mayıs Ayında Kar Yağıyor, Müsilaj Tedbirleri İlk Meyvesini Verdi, Putin, İsrail Başbakanı'ndan Özür Diledi, Rusya, Petrol Ve Gaz İhracatından Beklediğinden Az Gelir Elde Etti
Hastanelerde Tarama Amaçlı PCR Testi Uygulaması Kaldırıldı, Türk Askeri 17 Düzensiz Göçmeni Kurtardı, Mayıs Ayında Kar Yağıyor, Müsilaj Tedbirleri İlk Meyvesini Verdi, Putin, İsrail Başbakanı'ndan Özür Diledi, Rusya, Petrol Ve Gaz İhracatından Beklediğinden Az Gelir Elde Etti --- Send in a voice message: https://anchor.fm/haluk-kurtuncuoglu/message
Günaydın, perşembe sabahından herkese merhaba! Ben Gamze Elvan, Medyascope'un podcast'i “Güne Başlarken” ile karşınızdayım. Türkiye ve dünyanın gündemini, hava durumunu, ekonomide son verileri, yani güne başlarken bilmeniz gereken her şeyi size aktaracağım. O zaman, başlayalım!
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iki defa ertelenen 'helalleşme' ziyareti için Diyarbakır'da. Kılıçdaroğlu, Diyarbakır ziyaretinin son gününde (11 Mart) Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi'nin (DİTAM) “Tigris söyleşileri” toplantısına katıldı. Sabah saatlerinde de Kılıçdaroğlu, Diyarbakır'da Yamaç aşireti mensupları ile kahvaltıda bir araya geldi.
İnstagram: Ortamlarda Satılacak Bilgi Kod: Ortam6 Link: https://cambly.biz/ortam6 6 aylık abonelikler kısa süreliğine tekrar Cambly'de ve tam %40 indirimli! Ayrıca aynı kodla ilk dersiniz ücretsiz! Uzun zamandır beklenen 6 aylık paketler kısa süreliğine Cambly'ye geri döndü. Unutmayın sadece 13 Mart'a kadar geçerli olacak ve günde sadece 100 kişi kullanabilir bu kodu. Dilediğiniz saat ve gün, dilediğiniz eğitmenle İngilizcenizi geliştirebilirsiniz. İsterseniz filmlerden iş İngilizcesine, çok çeşitli ders programlarından birini takip edin, İsterseniz sadece ilgi alanlarınıza göre bir eğitmenle sohbet ederek İngilizcenizi geliştirin. 12 ay size çok uzun, 3 ay çok kısa geliyorsa bu nadir gelen fırsatı kaçırmayın ve 6 aylık paketler varken abone olun derim. Hazır aynı kodla ilk dersiniz de ücretsizken mutlaka deneyin!
Mail bültenimize abone olmak için tıklayın. 5 Dakikada Teknoloji Gündemi Tarih: 25 Şubat 2022 Twitter, Ukrayna ile alakalı içerik paylaşan hesapları askıya aldığı için özür diledi. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı ardından Kripto para birimlerinde yüksek düşüşler yaşandı. Apple, Siri'ye cinsiyetten bağımsız yeni bir ses geleceğini duyurdu. Antarktika deniz buzu, 1979'da ölçümlerin başlamasından bu yana en düşük seviyeleri gördü. Podcast Boş İşler'de Önceki Bölümlerimiz
#Facebook grubu, yani nam-ı diğer #Meta geçen hafta açıkladığı 2021 Üçüncü çeyrek finansal tabloları ve gelecek öngörülerinden sonra tek günde piyasa değerinin %26'sını kaybetti. 220 Milyar$'ın üzerindeki bu kayıp, finansal pazarlar tarihinin en büyük tek günlük değer kaybı. Peki bu Facebook'un batmakta olduğunu anlamına mı geliyor? Hani Facebook'un #Metaverse projeleri vardı dünyayı değiştirecek olan? Bu bölümde Facebook'u nasıl bir geleceğin beklediğini bir yatırımcı gözlüğü ile yorumluyorum. UYARI: Anlattıklarım bir yatırım tavsiyesi değildir ve sadece eğitimsel amaçlıdır. Hisse senedi gibi riskli alanlarda yatırım yaparken mutlaka kendi araştırmanızı kendiniz yapmalısınız. ÜCRETSİZ “FİNANSAL ÖZGÜRÜK” E-REHBERİ: https://www.haddinias.net/ucretsiz-e-... NASDAQ HİSSELERİNE NASIL YATIRIM YAPILIR EĞİTİMİ: https://www.haddinias.net/event-detai... METAVERSE HANGİ ŞEYTAN MONOPOLÜN ELİNE GEÇECEK VİDEOSU: https://www.youtube.com/watch?v=1kU7e... Video biraz uzun olduğundan bölümlere böldüm. Dilediğiniz bölüme direkt olarak gidebilirsiniz ama ben videonun tamamını izlemenizi tavsiye ediyorum. E-BÜLTENİME ÜYE OLUN: Yazılılar da dahil olmak üzere ürettiğim içeriklerin tamamına ulaşmak web siteme gelebilir, ücretsiz e-bültenime abone olabilirsiniz ⇒⇒ https://www.haddinias.net HADDİNİ AŞ KULÜBÜ: Kişisel dönüşüm yolculuğunuzda canlı seminerler, özel eğitimler, yol gösteren e-rehberler, birebir mentorluk hizmetleri ve benzer amaçları olan insanlar burada ⇒⇒ https://bit.ly/2XN3bCM PODCAST: Kanalımın yayınlandığı tüm video ve podcast platformlarına şu linkten ulaşabilirsiniz ⇒⇒ https://www.haddinias.net/podcast SOSYAL MEDYA: Linkedin: https://lnkd.in/gt97snS Twitter: https://lnkd.in/gKRwr5d Instagram: https://lnkd.in/gmc7Yk8 İLETİŞİM Bana Ulaşmak İsterseniz... Email adresim: haddinias@ozkent.co Kişisel web sitem: https://www.boraozkent.com
Uzun zamandır #Metaverse ile ilgili hem yayınlar, hem de araştırmalar yapıyorum. Vardığım sonuç Metaverse'in ilk önce iki boyutlu oyunlarda büyüyeceği. Bu çerçevede #Gala Games benim en ilgimi çeken projelerden birisi. Bu bölümde bu #token 'a neden yatırım yaptığımı detaylarıyla açıklıyor, Gala'nın güçlü ve riskli yönlerini ortaya koyuyorum. UYARI: Anlattıklarım bir yatırım tavsiyesi değildir ve sadece eğitimsel amaçlıdır. Metaverse ve #Kripto gibi riskli alanlarda yatırım yaparken mutlaka kendi araştırmanızı kendiniz yapmalısınız. Video biraz uzun olduğundan bölümlere böldüm. Dilediğiniz bölüme direkt olarak gidebilirsiniz ama ben videonun tamamını izlemenizi tavsiye ediyorum. 00:00 00:23 Önemli uyarılar 02:44 Metaverse blockchain oyunlarıya büyüyecek 03:12 Oyun seçim kriterlerim 04:33 Gala Games güçlü yönleri 04:42 Tek oyun değil, blockchain üzerinde çalışan oyunlar ekosistemi 05:16 Gala Games kurucu ekibi 06:31 Gala Games misyonu 07:25 Gala Games'in finansman şekli 08:18 Gala Games Side Chain 09:50 Kurucu Node (Founder Node) yapısı 12:20 Gala Games 'e yatırım yöntemleri 14:59 Gala token iyi bir yatırım mı? 15:20 Gala Games topluluğunun gücü 15:57 Sonuç ve yatırım stratejim 16:55 Riskler 17:17 Kapanış ve son yorumlar En Önemli Metaverse Yatırımım Videosunu İzleyin: https://www.youtube.com/watch?v=h4YpS5ZrZTE Gala Games Web Sitesi: https://app-galaplay.games/play.php 2022'nin İLK 1.000$'lık KRİPTO YATIRIMINI YAPTIM VİDEOSUNU İZLEYİN: https://www.youtube.com/watch?v=DOYfEYDLIVw HAFTADA 100 LİRA YATIRIMLA ZENGİN OLABİLİRSİNİZ: https://www.youtube.com/watch?v=pfVJIE3_F9I NASDAQ HİSSELERİNE NASIL YATIRIM YAPILIR EĞİTİMİ: https://www.haddinias.net/event-details/nasdaq-hisselerine-nasil-yatirim-yapilir-4-tekrar E-BÜLTENİME ÜYE OLUN: Yazılılar da dahil olmak üzere ürettiğim içeriklerin tamamına ulaşmak web siteme gelebilir, ücretsiz e-bültenime abone olabilirsiniz ⇒⇒ https://www.haddinias.net HADDİNİ AŞ KULÜBÜ: Kişisel dönüşüm yolculuğunuzda canlı seminerler, özel eğitimler, yol gösteren e-rehberler, birebir mentorluk hizmetleri ve benzer amaçları olan insanlar burada ⇒⇒ https://bit.ly/2XN3bCM PODCAST: Kanalımın yayınlandığı tüm video ve podcast platformlarına şu linkten ulaşabilirsiniz ⇒⇒ https://www.haddinias.net/podcast SOSYAL MEDYA: Linkedin: https://lnkd.in/gt97snS Twitter: https://lnkd.in/gKRwr5d Instagram: https://lnkd.in/gmc7Yk8 İLETİŞİM Bana Ulaşmak İsterseniz... Email adresim: haddinias@ozkent.co Kişisel web sitem: https://www.boraozkent.com #bitcoin #yatırım
Telefonunuzda kullanabileceğiniz basit, hızlı ve güvenli mesajlaşma uygulamasıdı DEDİ Güvenli Haberleşme Uygulaması, Android ve diğer akıllı telefonlarda kullanılabilen ÜCRETSİZ bir mesajlaşma uygulamasıdır. Dedi, aileniz ve arkadaşlarınıza mesaj alıp göndermenizi sağlamak için telefonunuzun İnternet bağlantısını veya varsa Wi-Fi kullanır. Mesaj, sesli arama, fotoğraf, video, belge ve konum gönderip alabilmek için SMS'ten Dedi'ye geçiş yapın. Neden Dedi Kullanmalısınız? ★ DEDİ ÜCRETSİZDİR ★ DEDİ, arkadaşlarınız ve ailenizle mesajlaşabilmeniz veya onları arayabilmeniz için telefonunuzun internet bağlantısını veya varsa Wi-Fi kullanır. DEDİ tamamen ücretsizdir. ★ ÜCRETSİZ HD GÖRÜNTÜLÜ ARAMA ★ Dünya'nın herhangi bir yerinden, ailenizi ve arkadaşlarınızı ücretsiz sesli arayabilir ya da canlı görüşme yapabilirsiniz. Üstelik yurt içi ya da yurt dışı tüm görüşmeleriniz HD kalitesinde! ★ DEDİ KAYBOLAN MESAJLAR ★ Ayrıca bir sohbet içerisinde "Kaybolan Mesajlar" özelliğini aktif hale getirdiğinizde, gönderdiğiniz mesajın karşı taraf okuduktan belli bir zaman sonra silinmesini sağlayabilirsiniz. ★ DEDİ KAYITLARINIZI ASLA TUTMAZ, HER ŞEY ŞİFRELENİYOR! ★ DEDİ özel teknolojisi ile hiçbir şekilde yazışma ve görüşme kayıtlarınızı herhangi bir yerde tutmaz. Diğer haberleşme uygulamalarından ayıran en önemli özelliğidir. ★ UÇTAN UCA ŞİFRELİ, GÜVENLİ HABERLEŞME★ Tüm sesli ve görüntülü aramalarınız, dosya paylaşımlarınız, kısacası uygulama içinde gerçekleşen her şey üst düzey güvenlik protokolleriyle uçtan uca şifreleniyor. ★ GRUP SOHBETLERİ ★ Dedi Gruplar'da kişi limiti yoktur. Dilediğiniz kadar arkadaşınızı grubunuza ekleyebilirsiniz. Sevdiklerinizle grup sohbetlerinin tadını çıkarabilir, böylece ailenizle ve arkadaşlarınızla kolayca haberleşebilirsiniz. Dilerseniz çalışma grupları da oluşturabilirsiniz. ★ VE ÇOK DAHA FAZLASI ★ Konumunuzu paylaşın, notlarınızı kaydedin, çeviri servislerimizi kullanın, bildirimleri ayarlayın, tek seferde birçok kişiye toplu mesaj gönderin ve çok daha fazlasını yapın! * Veri kullanım ücretine tabi olabileceğinden bir veri planı kullanmanızı veya Wi-Fi'a bağlanmanızı öneririz. --------------------------------------------------------- Sizden görüş almak bizi her zaman mutlu eder! Eğer bir öneriniz, sorunuz veya merak ettiğiniz konu varsa lütfen bize e-posta ile ulaşın: dedidestek@btider.org.tr Ve bizi sosyal medyada takip edin: https://www.facebook.com/dedisocial/ https://www.instagram.com/dedisocial/ http://twitter.com/dedisocial ---------------------------------------------------------
Şöyle Garip Bencileyin'in bu bölümünde Mehmet Çelik, Yunus Emre Hazretlerinin "Benim Ol Aşk Bahrisi" Nutk-u Şerif'ini şerh ediyor. Yunus Emre Enstitüsü'nün katkılarıyla hazırlanan 'Şöyle Garip Bencileyin' Pazartesi günleri saat 19:33'te MyMecra'da. Mehmet Çelik'in bu bölümde şerh ettiği Yunus Emre şiiri; 1 Benem ol ‘ışk bahrîsi denizler hayrân bana Deryâ benüm katremdür zerreler ‘ummân bana 2 Kâf Tagı zerrem degül ay u güneş bana kul Aslum Hak'dur şek degül mürşiddür Kur'ân bana 3 Çün dosta gider yolum mülk-i ezeldür ilüm Hak'dan söyler bu dilüm ne kul ne sultân bana 4 Yogıdı bu bârigâh varıdı ol pâdişâh Âh bu ‘ışk elinden âh derd oldı dermân bana 5 Âdem yaradılmadın cân kalıba girmedin Şeytân la'net olmadın ‘Arşıdı sayvân bana 6 Diledi göre yüzin işide kendü sözin Nazar kıldı bir kezin anda cân virdi bana 7 Yaradıldı Mustafâ yüzi nûr gönli safâ Ol kıldı Hakk'a vefâ andandur ihsân bana 8 Togdı ol dîn metâ'sı andan oldı kamusı Âdem Halîl ü Mûsâ hüccet ü bürhân bana 9 ‘Âşık dilin bilmeyen yâ delüdür yâ dehrî Ben kuş dilin bilürem söyler Süleymân bana 10 Yûnus Emrem bu yolda eksükligin bildürür Mest oluban çagırur dervîşlik bühtân bana Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
Muhammed Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, mahbûb-i Rabbil'âlemîndir. Ya'nî Allahü teâlânın sevgilisidir. Her şeyin en iyisi, sevgiliye verilir. [Seyyid Abdülhakîm efendi buyurdu ki: (Her Peygamber, kendi zemânında, kendi mekânında, kendi kavminin hepsinden, her bakımdan üstündür. Muhammed “aleyhisselâm” ise, her zemânda, her memleketde, ya'nî dünyâ yaratıldığı günden, kıyâmet kopuncaya kadar, gelmiş ve gelecek, bütün varlıkların, her bakımdan en üstünüdür. Hiç kimse, hiçbir bakımdan Onun üstünde değildir. Bu güç birşey değildir. Dilediğini yapan, her istediğini yaratan, Onu böyle yaratmışdır. Hiçbir insanın Onu medh edecek gücü yokdur. Hiçbir insanın, Onu tenkîd edecek iktidârı yokdur). Allahü teâlânın, (Sen olmasaydın, gökleri yaratmazdım!) buyurduğu, (Ma'rifetnâme) önsözünde ve (Mevâhib-i ledünniyye)nin 6. cı ve 13. cü ve (Envâr-ı Muhammediyye)nin 13. cü ve 15. ci sahîfelerinde yazılıdır. Allahü teâlâ, bir insanda bulunabilecek, görünür görünmez bütün iyilikleri, bütün üstünlükleri, bütün güzellikleri, sevgilisinde toplamışdır. Meselâ, insanların en güzel yüzlüsü ve gâyet nûrânî benizlisi idi. Mubârek yüzü, kırmızı ile karışık beyâz olup, ay gibi nûrlanırdı. Sözleri gâyet tatlı olup, gönülleri alır, rûhları cezb ederdi. Aklı o kadar çokdu ki, Arabistân yarım adasında, sert, inâdcı insanlar arasında gelip, çok güzel idâre ederek ve cefâlarına sabr ederek, onları yumuşaklığa ve itâ'ate getirdi. Çoğu dinlerini bırakıp müslimân oldu ve dîn-i islâm yolunda babalarına ve oğullarına karşı harb etdi. Onun uğrunda mallarını, yurtlarını fedâ edip, kanlarını akıtdı. Hâlbuki, böyle şeylere alışık değildiler. Güzel huyu, yumuşaklığı, afvı, sabrı, ihsânı, ikrâmı, o kadar çokdu ki, herkesi hayrân bırakırdı. Görenler ve işitenler seve seve müslimân olurdu. Hiçbir hareketinde, hiçbir işinde, hiçbir sözünde, hiçbir zemân, hiçbir çirkinlik, hiçbir kusûr görülmemişdir. Kendisi için kimseye gücenmediği hâlde, din düşmanlarına, dîne dil ve el uzatanlara karşı sert ve şiddetli idi. Herkese karşı yumuşak olmasaydı, Peygamberlik heybetinden, büyüklük hâllerinden, kimse yanında oturmağa ve sözünü dinlemeğe tâkat getiremezdi. Kimseden birşey okumamış, öğrenmemiş, hiç yazı yazmamış iken ve seyâhat etmeyen ve geçmişlerden ve etrafdakilerden haberi olmayan insanlar arasında hâsıl olmuş iken, Tevrâtda ve İncîlde ve bütün başka kitâblarda yazılı şeyleri bildirdi. Geçmişlerin hâllerinden haber verdi. Her dinden, her meslekden ileri gelenlerin hepsini huccet ve burhânlar söyliyerek susdurdu. En büyük mu'cize olarak Kur'ân-ı kerîmi ortaya koydu ki, altıbinikiyüzotuzaltı âyetinden biri gibi söyliyemezsiniz diye meydân okuduğu hâlde, kimse, bindörtyüz bu kadar seneden beri, dünyânın her tarafında bütün islâm düşmanları elele vererek, mallar, servetler dökerek uğraşdıkları hâlde, söyliyemedi. Kur'ân-ı kerîmde kimsenin yapamıyacağı, söyliyemiyeceği şeyler sayılamıyacak kadar çokdur. ... Demek oluyor ki, büyük bir şehrde, herkesin arasında doğup, yetişmiş, kırk sene birlikde yaşayıp, bir kitâb okumamış, seyâhat etmemiş, şi'r söylememiş ve nutk vermemiş iken, birdenbire, kimsenin söyliyemiyeceği ve altısını bildirdiğimiz incelikleri ile, her sözün ve her kitâbın üstünde bir kitâb getiren ve güzel huyları ve üstün hâlleri ile, bütün insanların ve Peygamberlerin “salevâtullahi teâlâ aleyhim ecma'în”, her bakımdan en iyisi olan bir kimsenin, Allahü teâlânın sevgili Peygamberi olduğu, akl ve vicdân sâhibleri için, pek açık bir hakîkatdir. Tam İlmihal Se`âdet-i Ebediyye | Sayfa : 33 - 34
ABD Başkanı Joe Biden, iklim değişikliğinin halihazırda dünyaya büyük zarar verdiğine dikkati çekerek, "Şu anda dünya tarihinde bir dönüm noktasındayız." uyarısında bulundu. Biden, Donald Trump'ın başkan olduğu dönemde ABD'yi Paris İklim Anlaşması...
(Âmentü billâhi) demek, Allahü teâlânın varlığına ve birliğine inandım, îmân etdim, kalbimle tasdîk, dilimle ikrâr etdim demekdir. Allahü teâlâ vardır ve birdir. Bir sözünün, lügatda iki çeşid ma'nâsı vardır. Birincisi, sayı bakımından, ikinin yarısı olup, sayıların evvelidir. Diğeri, ortağı ve benzeri olmamak bakımından birdir. İşte Allahü teâlâ sayı bakımından değil, ortağı ve benzeri olmamak bakımından birdir. Ya'nî zâtında ve sıfatlarında hiçbir şeklde Ona ortak yokdur. Bütün mahlûkâtın zât ve sıfatları, kendilerini yaratanın zât ve sıfatlarına benzemediği gibi, yaratanın zât ve sıfatları da, yaratdıklarından hiçbirinin zât ve sıfatlarına benzemez. Bütün mahlûkâtın her uzvunun, her hücresinin yaratıcısı, yokdan var edicisi yalnız Allahü teâlâdır. Allahü teâlânın zâtının hakîkatını hiçbir kimse bilemez. Akla ve hayâle gelenlerin hepsinden münezzehdir, berîdir. Zâtını akla, hayâle getirmek câiz değildir. Ancak, Kur'ân-ı kerîmde beyân buyurulan sıfatlarını, ismlerini ezberleyip, ülûhiyyetini bunlarla tasdîk ve ikrâr etmelidir. Bütün sıfatları ve ismleri ezelîdir, ebedîdir. Zâtı, hiç bir yerde durmadığı gibi, bilinen altı cihetden de münezzehdir. Ya'nî önde, arkada, sağda, solda, üstde, altda değildir. Onun için ancak (Her yerde hâzır ve nâzırdır) söylenebilir. Allahü teâlânın sıfatları ondörtdür. Altısına Sıfât-ı zâtiyye, sekizine de Sıfât-ı sübûtiyye denir. Bunların ma'nâlarını bilmek ve ezberlemek çok lüzûmludur: SIFÂT-I ZÂTİYYE Vücûd: Allahü teâlâ vardır. Varlığı ezelîdir. Vâcib-ül vücûddür, ya'nî varlığı lâzımdır. Kıdem: Allahü teâlânın varlığının evveli yokdur. Bekâ: Allahü teâlânın varlığının sonu yokdur. Hiç yok olmaz. Ortağı olmak muhâl olduğu gibi, zât ve sıfatları için de yokluk muhâldir. Vahdâniyyet: Allahü teâlânın zâtında, sıfatlarında ve işlerinde ortağı, benzeri yokdur. Muhâlefetün-lilhavâdis: Allahü teâlâ, zâtında ve sıfatlarında hiçbir mahlûkun zât ve sıfatlarına benzemez. Kıyâm bi-nefsihi: Allahü teâlâ zâtı ile kâimdir. Mekâna muhtâc değildir. Madde ve mekân yok iken O var idi. Zîrâ her ihtiyâcdan münezzehdir. Bu kâinâtı yoklukdan varlığa getirmeden önce, zâtı nasıl idi ise, sonsuz olarak, hep öyledir. SIFÂT-I SÜBÛTİYYE Hayât: Allahü teâlâ diridir. Hayâtı, mahlûkların hayâtına benzemeyip, zâtına lâyık ve mahsûs olan hayât, ezelî ve ebedîdir. İlm: Allahü teâlâ herşeyi bilir. Bilmesi mahlûkâtın bilmesi gibi değildir. Karanlık gecede, karıncanın, kara taş üzerinde yürüdüğünü görür ve bilir. İnsanların kalbinden geçen düşüncelerini, niyyetlerini bilir. Bilmesinde değişiklik olmaz. Ezelî ve ebedîdir. Sem': Allahü teâlâ işitir. Vâsıtasız, cihetsiz işitir. İşitmesi, kulların işitmesine benzemez. Bu sıfatı da, her sıfatı gibi ezelî ve ebedîdir. Basar: Allahü teâlâ görür. Âletsiz ve şartsız görür. Görmesi göz ile değildir. İrâdet: Allahü teâlânın dilemesi vardır. Dilediğini yaratır. Her şey Onun dilemesi ile var olur. İrâdesine engel olacak hiç bir kuvvet yokdur. Kudret: Allahü teâlâ, herşeye gücü yeticidir. Hiçbirşey Ona güç gelmez. Kelâm: Allahü teâlâ söyleyicidir. Söylemesi âlet, harfler, sesler ve dil ile değildir. Tekvîn: Allahü teâlâ yaratıcıdır. Ondan başka yaratıcı yokdur. Her şeyi O yaratır. Allahü teâlâdan başkası için yaratıcı dememelidir. Allahü teâlânın sıfatlarının hakîkatlerini anlamak da muhâldir. Hiçbir kimse ve hiçbir şey Allahü teâlânın sıfatlarına ortak ve benzer olamaz. Namâz Kitâbı | Sayfa : 18 - 19 - 20
Ra'd sûresindeki, (Allahü teâlâ, dilediğini siler. Dilediğini değişdirmez. Ümm-ül-kitâb, Ondadır) meâlindeki âyet-i kerîmede, levh-i mahfûz bildirilmekdedir.Ümm-i kitâb, ezelî olan kelâm-ı ilâhînin ismidir. Melekler, bunu anlıyamaz. Zemânlı değildir. Ya'nî burada zemân yazılı değildir. Allahü teâlâdan başka, kimse bilmez. Hiç yok olmaz. Levh-i mahfûzda ise, değişiklik olur. Bunu melekler görür. İnsanın, işine göre, ömrü ve rızkı değişir. İyiler kötü, kötüler iyi olarak değişdirilebilir. Böylece birine ölümüne yakın, iyi işler yapdırıp, son nefesde îmân ile gönderir. Başkasına kötü amel işledip, îmânsız gönderir. Bunun için, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” her zemân, (Allahümme, yâ mukallibelkulûb, sebbit kalbî, alâ dînik) düâsını okurdu [ki, Ey büyük Allahım! Kalbleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren, ancak sensin. Kalbimi, dîninde sâbit kıl, ya'nî dîninden döndürme, ayırma! demekdir]. Eshâb-ı kirâm “aleyhimürrıdvân” bunu işitince: (Yâ Resûlallah “sallallahü aleyhi ve sellem”! Sen de, dönmekden korkuyor musun?) dediklerinde: (Mekr-i ilâhîden, beni kim te'mîn eder?) buyurdu. Çünki, hadîs-i kudsîde: (İnsanların kalbi Rahmânın kudretindedir. Kalbleri, dilediği gibi çevirir) buyurulmuşdur. Ya'nî, Celâl ve Cemâl sıfatları ile, kötüye ve iyiye çevirir. Levh-i mahfûza ilk olarak, (Benden başka Allah yokdur. Muhammed “aleyhisselâm” benim resûlümdür ve habîbimdir ve herşey benim mahlûkumdur. Herşeyin Rabbiyim, Hâlıkıyım) yazıldı. Tam İlmihal Se`âdet-i Ebediyye | Sayfa : 698
Hz. Peygamber (s.a.v.)'in: “Kimin rızkının bereketlenmesi, bakiyye-i ömrünün uzaması kendisini sevindirirse, o kimse sıla-i rahim etsin” buyurduğunu Enes (r.a.), işittim demiştir. (Buhâri) Sıla-i rahim vâcibdir. Terki, mesûliyeti mûcibdir. Bu husûsta müteaddid hadis-i şerîfler vardır. Sıla-i rahim, yakın akrabanın derecesine göre sevâbı da fark ettiği gibi ziyâret edilen zâta yapılan iltifât, selâm veya yardım, hizmet ve muâvenetin derecesine göre değişir. Bazı sıla-i rahim vâcibdir, bazısı müstehâbdır. Hz. Alî (r.a.), Resûlullâh (s.a.v.)'e: “Allâh (c.c.) dilediği şeyi mahveder, dilediğini de isbât eder” kavl-i şerîfinin manâsını sormuş. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) cevaben: “Bununla maksad Allâh (c.c.) rızâsı için sadakadır. Anaya, baba'ya birr-u ihsândır, sıla-i rahimdir. Yâ Alî! Bu hasâilden (hasletlerden) her biri şekâveti (bedbahtlığı) saadete tahvîl, ömrü ziyâde etmeğe, fenâ kimselerle karşılaşmaktan vikâyeye (korumaya) vesîle olur” buyurmuştur. Bu hadîs-i şerîf, Hz. Ömer, İbn-i Ömer, İbn-i Abbâs, Câbir (r.a.e.)'den rivâyet edilmiştir. (Buhârî) “Bir kimse sıla-i rahim eder de ömründen üç gün kalmış bulunursa, Allâh (c.c.), onun ömrünü otuz seneye uzatır. Bir kimse de kat-ı rahim eder de otuz sene ömrü bulunursa, Allâh (c.c.) bunun ömrünü kısaltır da üç güne indirir.” (Buhârî) Bu hadîs-i şerîf, Kadir-i Mutlak Hâkk Te‘âlâ hazretlerinin mukadderât-ı beşerden dilediğini mahvetmesi ve dilediğini de isbât etmesi esâsını müeyyiddir (doğrulayan). Dilediğini tekvînde (yaratma) veya tesrî'de (çabuklaştırma) siler, mahveder, hükümden ıskât eder, eserini izâle eder. Dilediğini de sâbit kılar değiştirmez, hâli üzere kalır. (Hz. Mahmûd Sâmî Ramazanoğlu (k.s.), Musâhabe, c.1, s.92-95)
Adana'nın Kozan ilçesinde Mustafa K.´nin (28) evinin önünden zorla araca bindirip kaçırdığı Z.G. (17) adlı genç kız, jandarma tarafından kurtarılarak, ailesine teslim edildi.
- Varlığı ve sistemi anlamak için en kolay yol, Tek'ten çoka bakmak sûretiyledir. - "Dilediğini yaratır..." (42.Şûrâ: 49) “...Kesinlikle Allâh irade ettiğini yapar.” (22.Hac: 14) “...Allâh dilediğini yapar!” (14.İbrahiym: 27) "...Muhakkak ki Allâh kimi dilerse onu hakikate yönlendirir, hidâyet eder." (22.Hac: 16) “...Allâh dilediği kimseyi kendi nûruna erdirir!” (24.Nûr: 35) "Allâh kime hidâyet eder ise, odur hakikate eren!.." (7.A'raf: 178) "...Allâh dilediğini kendine seçer; kendine yönelenleri de hakikate erdirir!" (42.Şûrâ: 13) “...İşte bu Allâh'ın fazlıdır ki onu dilediğine verir!..” (57.Hadiyd: 21)
İnsanın varoluşu, Allâh'ın dilediği şekilde meydana gelmiştir, her birimiz O'nun dilediği gibi meydana geldik. Abdullah ibn Mes'ud (r.a.) şöyle dedi: Rasûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurdu: – Sizin birinizin ana-baba maddeleri 40 gün anasının karnında toplanır. Sonra o maddeler o kadar zaman içinde katı bir kan pıhtısı hâlini alır. Sonra yine o kadar zaman içerisinde bir çiğnem ete tahavvül eder. (120. günde) ona bir melek gönderilir de bu melek ona ruhu nefheder. Ve melek dört kelime ile yani rızkını, ecelini, amelini, saîd ve şakî olduğunu yazmakla emrolunur. Kendisinden başka Hak ilâh olmayan Allâh'a yemin ederim ki: Sizden biriniz cennet ehlinin ameliyle amel etmekte devam eder. Nihayet kendisi ile cennet arasında bir zirâ'dan başka mesafe kalmaz!.. Bu sırada yazı o kişinin önüne geçer!.. Bu defa o kişi cehennem ehlinin ameliyle amel etmeye devam eder. Ve yine sizden biriniz cehennem ehlinin ameliyle amel eder, nihayet kendisiyle cehennem arasında ancak bir zirâ mesafe kalır. Bu sırada yazı önüne geçer!.. Bu defa da o kimse cennet ehlinin ameliyle amel eder ve cennete girer!
"Görmez misiniz ki Allah, bulutları sürüyor, sonra onları bir araya getirip sonra üst üste yığıyor. Sen de onların arasından yağmur yağdığını görüyorsun. Gökten, içinde dolu bulunan dağlar gibi bulutlar indirir. Dilediğine onu uğratır, dilediğinden de uzak tutar. Bulutların şimşeğinin parıltısı neredeyse gözlerini kör edecektir!" Nur Suresi 43. Ayet --- This episode is sponsored by · Anchor: The easiest way to make a podcast. https://anchor.fm/app
HIDIRELLEZ DUASI Sevdiğim kim varsa, kendim de dahil, sevebileceğim herkes de dahil..Bu duayı okusun. Kendi sesiyle duysun. Dileği gerçek olsun…Her kelimesine şükretsin…Tek satırına nazar değmesin..Tüm dilekleriniz gerçek olsun…. Sevdikleriyle birarada olsun. Nesi varsa, bölüşücek biri olsun; nesi yoksa, bulup getiricek biri olsun. Bu birileri az ama öz olsun. Bazıları dünyada tek olsun. Sevgisinin tamamını harcasın. Harcasın ki, ona büyük bir miras kalsın.. Neşesi bol olsun. Kendini mutlu etsin, durduk yere neşelenmek nedir bilsin. İçinde birşey durup durup zıplasın. Duydukları, gördükleri onu gıdıklasın, kahkaha attırsın. Sağlığı iyi olsun. Kalbi ritmini çalsın. Yanakları kiraz pembesi, dudakları bal olsun. Teni sıcak kalsın, enerjisi dışına taşsın. Kanı bol olsun, damarlarında dönüp dönüp dolaşsın. Yapmaktan bıkıp usanmayacağı bir işi olsun. Başarının gerçek adının bu olduğunu unutmasın. İbadet eder gibi, bu keşfini hergün yeniden kutlar gibi, onu yapıp dursun. Değiştirmek istedikleri değişsin. İçte ve dışta, iyi günde ve kötü günde tadilat yapsın. Eskilerini atsın, ruhunu havalandırsın. Kapıda hep kamyonu dursun. Dilediği yere taşınsın. Kendinden taşınmak isterse, içindeki güç, dışındaki sevgi ona yardımcı olsun Bir şey ona sürpriz olsun. Günlerinden bir günü, bir pakete sarılı olsun. Açılınca, içinden hiç beklemediği güzel bir haber çıksın. Bu gün üçyüzaltmışbeş'ten herhangi biri olsun. Öylesine bir pazartesi, arkaya kavuşturduğu ellerinde, unutulmaz bir salı saklasın. Öyle tahmini mümkün olmayan birşey olsun ki bu, hayatın zekasını anlatsın. Bir hayali gerçek olsun. Bir hayale gözünü yumsun. Peşinden koşup, onu sobelesin. Hayalini kendinden saklamasın. Bir çizgi filmde olduğunu, herşeyin mümkün olduğunu unutmasın