POPULARITY
#RadyoTiyatrosu
#RadyoTiyatrosu
Müzik insanın düşünme şeklini ve hissettiklerini yönlendirebilen bir sanat. Peki ya bir şehrin yaşantısı... Onu da etkileyebilir mi müzik? Bu soruya cevap bulmak için bir yolculuğa çıkıyoruz bu 111 Hz bölümünde. Farklı destinasyonlara uğrayıp, müzik ve şehir kültürünün birbirlerini nasıl etkilediğini birlikte inceliyoruz.Sunan: Barış ÖzcanHazırlayan: Özgür YılgürSes Tasarım ve Kurgu: Metin BozkurtYapımcı: Podbee Media------- Podbee Sunar -------Bu Podcast Parolapara hakkında reklam içerir.Parolapara'nın toplamda 2.600 TL kazanabileceğiniz tüm nakit iade avantajlarından faydalanmak için uygulamayı şimdi indirin. Ayrıntılı bilgi ve ek koşullar için; Parolapara.com'u ziyaret edin.Bu podcast, Hiwell hakkında reklam içerir.Podbee50 kodumuzla Hiwell'de ilk seansınızda geçerli %50 indirimi kullanmak için Hiwell'i şimdi indirin. 1400'ü aşkın uzman klinik psikolog arasından size en uygun olanlarla terapi yolculuğunuza kolaylıkla başlayın.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Rachele Macera - Mom to 2 and expecting her 3rd this month is a Birth & Postpartum Doula - Founder of Safe Haven Doula and childbirth educator. Rachele's birth experience impacted her so strongly that she decided to get into birth work and to support moms women through pregnancy, birth, postpartum and with breastfeeding. She also experienced some unexplained infertility and in her story she explains how she worked through those issues and have 3 children. Go to: https://www.safehavendoula.com/ Free monthly postpartum support group the first Wednesday of every month. Rachele's Virtual childbirth education course out now! https://www.safehavendoula.com/new-page Instagram: Brittany Olson @becomingamotherpodcast Rachele Macera @safehaven.doula
Zeki Eser'in Amerika gözlemlerini anlattığı bu bölümü kaçırmayın. Keyifli dinlemeler... organikbeyinlerpodcast@gmail.com https://www.instagram.com/organikbeyinlerpodcast/
See omnystudio.com/listener for privacy information.
Hey Friends hier kommt eine neue Episode meiner Indie Dance The Mix Series.... diesmal mit Dj & Producer AlesaDj aus Alcoy, Spanien. Viel Spaß Kurt Kjergaard Hey Friends here comes a new episode of my Indie Dance The Mix Series... this time with AlesaDj from Alcoy, Spain Enjoy It Kurt Kjergaard BIO She started late as a dj but she was always in love with music. Began as a pop or rock dj then she changed her way to electronic music until now. She moves easily between dark-disco, indiedance, disco, techno or trance , focused always on making people to dance and creating an atmosphere for fun. As a DJ she has played in some of the best clubs in Spain as El Sótano, Nicolette Club, Killing Time,,Café La Palma, Freedonia, Sidecar, El Sol, Macera... She has played in some festivals too , Visor Fest, Vida Festival and Erato Fest. As a producer she has released some tracks on her own and with other great djs an producers from Spain like Andy Grey dj, David Van Bylen or Idoipe, and some remixes . Now she is working with the dj and producer Ivan Smoka and some tracks are about to be released by a international labels very soon. LINK SOUNDCLOUD https://soundcloud.com/lesa8187009 INSTAGRAM https://www.instagram.com/alesadj/?hl=de BANDCAMP https://alesadj.bandcamp.com/ MIXCLOUD mixcloud.com/AlesaDJ Tracklist La Mverte - Ashram Temple (Theus Mago Remix) DC Salas - Safe Space (Original Mix) JGR & Yahaira - Pulso Electromagnético (Original Mix) Jex Opolis - Spooky Funk JGR - Acid Trama (Balam Remix) Etane - Ai `Toru´ (Aural Trace Remix) Kay-Chi & Marcus Christiansen - Life In A Loop feat. Kally Voo (Italo Brutalo Remix) Cosmosolar - Que Rico Joe Lewandowski - Cosmic Vaälha - Laser Shooting (My Secret Playground Remix) Pianopoli - Second Chance Mouissie - Therapy listen all episodes also on APPLE PODCAST podcasts.apple.com/de/podcast/kurt…E7vXOuDgX7Ga8z4 AMAZON MUSIC PODCAST Disclaimer: All material on this channel is posted with the explicit consent of the artist/labels and no copyrights are violated in any way. If you are a copyright owner and want your work to be removed from our channel please contact us with a personal message here and we will remove your material right away. Please note that we do not benefit from posting this material and have only the intention to help new and emerging artist to be heard by supporting & promoting podcasts. Thx a lot... Kurt Kjergaard play ☑ like ☑ share with your friends ☑ THANKS FOR YOUR SUPPORT
Biz soruyoruz, Orkestra Şefi Nisan Ak cevap veriyor. Dokuzuncu bölümde Nisan Ak ile Amerika ve Amerika'da müzisyen olmak üzerine konuşuyoruz.
“Hikayesi olmayan insanlar hikayesi olmayan nesnelerle birlikte yaşamayı seçebilirler.” Engin Geçtan Hikayen ne? Hikayeni nasıl anlatıyorsun? Hangi engellere sahipsin? Neler seni etkiliyor? Kendine anlattığın ve başkalarına anlattığın hikayelerinde farklar var mı? Bu bölümde uzun süredir merak ettiğim bir soruyu gelin birlikte düşünelim. (2:00) Nesnelerin hikayeleri (3:00) Macera çağrılarını ne kadar kabul ediyoruz? (3:40) Hikayende seni engelleyen ne? (4:20) Doğan Kökdemir ile Kırıngalığın Gücü --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/meraklistesi/message
Bir grubun üyesi olmak ve grupça hareket etmek, iletişim becerimizi geliştirmenin yanı sıra bize kendimizi güvende de hissettirir. Ne var ki bu ihtiyacımız bazen kendi düşüncelerimizden taviz vermemize sebep olabilir. 111 Hz'in bu bölümünde soluğu, her şeyi yapmakta özgür olduğumuz ıssız bir adada alıyoruz. Fakat bu macerada bizi bilinmez bir tehlike de bekliyor. Karanlık ve aydınlık arasında nerede durduğumuzuysa seçimlerimiz belirliyor.Sunan: Barış ÖzcanHazırlayan: Gülşah DimSes Tasarım ve Kurgu: Metin BozkurtYapımcı: Podbee Media------- Podbee Sunar -------Bu podcast, GetirAraç hakkında reklam içerir.GetirAraç'ı indirmek ve ilk kullanımda 500 TL indirimden faydalanmak için, tıklayın.Bu podcast, Hiwell hakkında reklam içerir.Hiwell'i indirmek ve "pod10" koduyla %10 indirimden faydalanmak için tıklayın.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Yöneticilik zordur. Hele ki apartmanınızda anlaşamadığınız kişiler varsa iyice çileden çıkarsınız. Yaşlı Kunduz da kendini böyle bir durumun içinde buluverdi. Bakalım bu çıkmazdan kendi yöntemleriyle kurtulabilecek mi?
Gezgin Hikayeleri'nin ilk konuğu: Yiğit Can İç. Bir Youtuber ve gezgin olan Yiğit'in Peru, Kolombiya, Nepal, Tayland ve diğer ülkelere yaptığı gezilerinde neler yaşadığını konuşuyoruz. Macera tutkunları, kampçılar, bisikletçiler, otostopçular, lüks seyahati tercih edenler. Dünya'yı gezen gezginlerle anıları ve yaşadıklarını konuştuğumuz eğlenceli bir sohbet Gezgin Hikayeleri serimizde sizleri bekliyor.
Bu masallar yapay zekaya yazdırılıp seslendirilmiştir. Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://cagrisarigoz.com/masal Read More
We've produced some bonus content such as bonus long form episodes for each season as well as having conducted interviews with some of our cast members. We bring to you now an excerpt episode of one of those interviews. You can watch the entire interview online through our Patreon page by visiting www.void-podcast.com and then by clicking on the Patreon link in the menu. Thanks again for listening to VOID, we hope you enjoy this interview excerpt with Norm Macera who plays "Council Seat Harris" from season 1! Support the showwww.void-podcast.com
En entrevista con Manuel López San Martín para MVS Noticias, Marco Baños, integrante del Comité Organizador del Frente Amplio por México, habló sobre el avance en la encuesta de la oposición. “De acuerdo con el cronograma, el día de mañana tendremos que dar los resultados de las dos encuestas que se aplicaron entre el viernes y domingo pasados, las cuales se hicieron vía domiciliaria y telefónica”, mencionó. De acuerdo con el exconsejero electoral, en la encuesta estuvo incluida una pregunta a la que catalogó como “determinante” dentro del proceso interno que está llevando a cabo la oposición, sin embargo, no dio a conocer de qué se trató. “Aquí estamos jugando un punto crucial para el futuro del país, pero esta pregunta fue discutida con puntualidad. No es un tema que el Comité lo haya resulto de manera unilateral con los partidos”, indicó. Tras conocerse los nombres de los tres finalistas, el próximo 17 de agosto arrancarán los Foros Regionales, en donde los aspirantes a la candidatura presidencial expondrán su visión sobre los problemas del país. Cabe mencionar que el próximo 3 de septiembre, el Frente Amplio por México dará a conocer quién será su abanderado o abanderada para las elecciones presidenciales de 2024. Actualmente, los aspirantes a la candidatura presidencial son: Xóchitl Gálvez, Santiago Creel, Beatriz Paredes y Enrique de la Madrid. Los perredistas Silvano Aureoles y Miguel Ángel Macera no cumplieron con los requisitos para continuar en el proceso interno, según el Comité Organizador.See omnystudio.com/listener for privacy information.
En entrevista con Manuel López San Martín para MVS Noticias, Miguel Ángel Macera, coordinador parlamentario del PRD en el Senado de la República, habló sobre sus intenciones de participar en el método del Frente Amplio por México. “Todos los que estamos participando tenemos opiniones y puntos de vista y quisiéramos hacer algunas adecuaciones, pero es el método que tenemos”, externó. El exjefe de Gobierno de la Ciudad de México informó que su registro lo realizará el próximo domingo 9 de julio.See omnystudio.com/listener for privacy information.
Bu masallar yapay zekaya yazdırılıp seslendirilmiştir. Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://cagrisarigoz.com/masal Read More
Bu masallar yapay zekaya yazdırılıp seslendirilmiştir. Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://cagrisarigoz.com/masal Read More
14 Haziran günü Yunanistan'ın Mora Yarımadası açıklarında batan ve şu ana kadar 82 kişinin cansız bedenine ulaşılan, can kaybının 300'ü aşacağı düşünülen mülteci gemisi meselesi dünya gündeminde. Macera arayan milyarderlerin Titanik Gemisi'nin batığını görmek için kişi başı 250 bin dolar ödeyip kiraladıkları denizaltının batması ve biri kaptan 5 kişinin ölmesi de dünya gündeminde. Böyle “paralel anlar”, her ne kadar iki facia çok trajik olsa da, başta Batı medyası olmak üzere dünya gündeminin tansiyonunu elinde bulunduran düzeneğin leş gibi ikiyüzlülüğünü ortaya sermesi bakımından eşsiz bir fırsat sunuyor bize. Şudur: Yunanistan açıklarında ölen 82 mültecinin ölmesi “doğal ve beklenir”, ikisi Pakistanlı 4 milyarderin ölmesi ise “anormal ve beklenmedik”tir. Zira dünyayı sarmalayan medya düzeni “öteki”ni görmemek konusunda söz birliği etmiştir ve ölen 82 mülteci kesinlikle ötekidir. Ölümleri normal, yaşamaları şaşırtıcıdır hatta. Bu bakımdan haber olma frekanslarının düşük olması da, haberlerdeki “normalleştirme çabası” da gayet anlaşılırdır. Diğer yandan ölen milyarderler, ikisi Pakistanlı olsa bile, “makbul kimlik” olarak kabul edildikleri için hem frekans bakımından hem de haberin ele alınışı bakımından köpürtüldükçe köpürtülmelidir. Bir tarafın ölümüne üzülmememiz, diğer tarafın ölümünü ise son derece trajik bir olay olarak içselleştirmemiz gerekmektedir çünkü dünyanın verili medya dili bunun böyle olmasını sağlamak üzere vazife başındadır. Aslına bakılırsa “makbul” ve “öteki” kimliklerin tanımlanması şu an dünyanın en önemli meselelerinden biri olarak karşımızda durmaktadır ve biz, bu kimlikleri belirleyen Batı merkezli düzeneğe karşı nerdeyse çaresiz durumdayızdır. Bu yalın gerçeği tespit etmek ve bu yalın gerçeği değiştirmek üzere sorumluluk almaksa üzerimize vazifedir. Şurası kesindir: Bugün merkez Batı'nın “öteki” olarak tanımladığı başat kimlik Müslüman kimliğidir. Hele bu Müslüman kimliği, vefat eden iki Pakistanlı milyarder gibi değil de fakir, çaresiz, emperyalizmin bütün yüzleriyle karşılaştığı için mağdur bir kimlikse yandı gülüm keten helva. Yok sayılmaktan nefret öznesi olarak tanımlanmaya kadar hemen her türlü muameleye maruz kalmayı hak etmişsiniz demektir bu durumda. Diğer yandan artık “son derece makbul kimlik”lerden biri “LGBT kimliği”dir Batı medyası için. “Kendilerinden hiçbir kötülüğün sadır olmadığı bir kimlik” olarak tanımlanan LGBT kimliği sürekli kayırılan, sürekli meşrulaştırılan bir kimliktir. Söz gelimi “cinsel kimliğini açıkça ifade edemediği için ülkesinden kaçan Pakistanlı bir eşcinsel”in teknesi Yunanistan açıklarında batmış olsaydı görürdük o zaman. Batı medyasının çığlıkları arşıâlâyı tutardı. Meselenin bir başka veçhesi de şudur. Yunanistan Komünist Partisi'nin gençlik kolları teşkilatı 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü dolayısıyla ve batan mülteci teknesi konusunda da dikkat çekmek amacıyla Pire'de oldukça büyük bir gösteri düzenledi. Mülteci hakları odaklı gösteride hem Batı'nın ikiyüzlülüğü hem de medyanın alçak tavrı bol bol protesto edildi. Bize düşen talihsizliğe bakın ki, ülkemizin solcu, solcumsu, sosyalist, sosyalistimsi bütün tiplemeleri için “öteki” dediğimiz insan teki sadece Batı'nın tanımladığı ötekidir. O yüzden bu tipitipleri hep LGBT konusunda duyarlılık gösterirken görürüz de söz konusu mülteciler, Müslümanlar, mazlumlar, mağdurlar olduğunda çokoprens almaya giderler. Türkiye'nin büyük talihsizliklerinden biri tam olarak budur. Attila İlhan'ın benzetmesiyle konuşacak olursak Çin'de Mao, Yugoslavya'da Tito, Arnavutluk'ta Tito, Küba'da Castro Marksizmi ülkelerine uyarlama başarısı göstermişlerdir. Bizim güzel ülkemizde ise bu uyarlamaların hepsinin başarısız distribütörlükleri açılabilmiştir sadece. Bu da bizim solcu ve solcumsuları “gündemleri sadece Avrupa tarafından belirlenen köksüz varlıklar”a dönüştürmüştür.
Bu masallar yapay zekaya yazdırılıp seslendirilmiştir. Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://s.cagrisarigoz.com/masal Eren ve Kedi Çocuk: Ormandaki Düzenli Macera Bir gün, küçük Eren ile ailesi ormanda piknik yapmaya karar verdiler. Eren’in ailesi, ona doğayı ve ormanın güzelliklerini öğretmek istiyordu. Bu yüzden, güzel bir hafta sonu günü, Eren’in annesi, babası, abisi ve küçük kardeşi ile birlikte, ormanın derinliklerine doğru yola çıktılar. Ormana vardıklarında, Eren ve ailesi şaşkınlıkla ormanın ne kadar büyük ve güzel olduğunu fark ettiler. Her yerde çeşitli renklerde çiçekler, ağaçlar ve hayvanlar vardı. Eren, ailesiyle birlikte ormanda dolaşırken, ormanın ne kadar düzenli ve temiz olduğunu görmeye başladı ve bu ona ormanda yaşayan canlıların düzenli olmanın önemini öğrendiği bir ders oldu. Eren ve ailesi, ormanda yürürken, bir Kedi Çocuk ile karşılaştılar. Kedi Çocuk, Eren’e ormanda yaşayan bir hayvan olduğunu ve tüm hayvanların düzen ve temizlik konusunda çok dikkatli olduğunu söyledi. Eren, Kedi Çocuk ile arkadaş oldu ve onunla ormanda daha fazla zaman geçirmeye karar verdi. Bu sırada, Eren’in abisi ve küçük kardeşi, ormanda oyun oynarken, yorulduklarında meyve yemek için çantalarını açtılar. Meyve yedikten sonra, çöplerini yere attılar ve oyun oynamaya devam ettiler. Eren ve Kedi Çocuk, bunu gördüklerinde, çöpleri toplamaya karar verdiler ve Eren’in abisi ile küçük kardeşi ormanda çöp bırakmamanın önemini anladılar. Eren ve Kedi Çocuk, ormanda daha fazla zaman geçirdikçe, başka hayvanlarla da karşılaştılar. Bir sincap, onlara ormanda yaşayan tüm canlıların düzenli olmanın önemini bildiğini ve bu sayede ormanın güzel ve temiz kalabileceğini söyledi. Eren, bu düşünceye katıldı ve ailesine de düzenli olmaları gerektiğini anlatmaya karar verdi. Bir süre sonra, Eren ve Kedi Çocuk, ormanın derinliklerinde, düzensiz ve dağınık bir köşe buldular. Burada, tüm oyuncaklar ve eşyalar yerlere saçılmıştı ve hiçbir şey düzenli değildi. Eren ve Kedi Çocuk, ormanın bu düzensiz bölümünü temizlemeye ve düzenlemeye karar verdiler. Eren ve Kedi Çocuk, oyuncakları ve eşyaları topladıktan sonra, onları düzenli bir şekilde yerleştirmeye başladılar. Bu işlemi tamamladıklarında, ormanın bu bölümü de tıpkı diğer bölgeler gibi düzenli ve temiz hale gelmişti. Eren, düzenli olmanın ne kadar önemli olduğunu anladı ve ailesine de düzenli olmaları gerektiğini anlatmaya karar verdi. Eren ve Kedi Çocuk, ormanın düzensiz bölümünü düzenledikten sonra, Eren’in ailesiyle buluşmaya gittiler. Eren, annesine, babasına, abisine ve küçük kardeşine ormanda yaşayan hayvanların düzenli olmanın önemini nasıl öğrendiklerini ve ormanın düzensiz bölümünü nasıl düzelttiklerini anlattı. Ailesi, bu hikayeyi duyduklarında şaşkın ve sevinçliydiler. Eren’in annesi ve babası, Eren’in ormanda düzenli olmanın önemini öğrenmesinden gurur duydular ve Eren’e teşekkür ettiler. Eren ve ailesi, o gün ormanda çok güzel ve eğlenceli bir gün geçirdiler. Eren, ormanın güzelliklerini ve düzenli olmanın önemini yaşayarak öğrenmişti. Bundan sonra, Eren ve ailesi her zaman düzenli olmaya özen gösterdiler ve ormanın güzelliğini korumak için ellerinden geleni yaptılar. Kedi Çocuk ise, Eren ve ailesinin ormanda düzenli olmalarına katkıda bulunduğu için mutlu oldu ve onlarla daha fazla macera yaşamak için sabırsızlandı. Ve böylece, Eren ve Kedi Çocuk, ormanın derinliklerinde düzenli maceralarıyla her zaman dost kaldılar. Eren, ormanda düzenli olmanın değerini öğrenerek, ailesine ve arkadaşlarına bu önemli dersi aktarmayı başardı. Ve bu sayede, ormanın güzellikleri ve düzeni, her zaman korunmuş oldu.
See omnystudio.com/listener for privacy information.
Bu masallar yapay zekaya yazdırılıp seslendirilmiştir. Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://s.cagrisarigoz.com/masal “Birlikte Başaramayacağımız Hiçbir Şey Yok!” – Melih ve Arkadaşlarının Okyanus Macerası Bölüm 1: Okyanusa Yolculuk Bir güzel şehirde, içinde bir okyanus haritası olan gizemli bir mesaj kutusu bulan beş yaşındaki Melih adında neşeli bir oğlan çocuğu yaşardı. Bu harita, çok eski ve değerli bir hazineyi bulmak için okyanustaki bir adaya gitmesi gerektiğini gösteriyordu. Melih, maceraya cesurca başlamak için kıyıya doğru yola çıktı. Yolda, Melih birbirinden yetenekli üç arkadaşı Uygar, Eylül ve Burçe ile karşılaştı. Bu dört arkadaş, maceraya birlikte devam etmek için bir anlaşma yaptılar. Uygar, zekasıyla ünlüydü; Eylül, okyanusun güzelliklerine ve inceliklerine hakimdi; Burçe ise, yetenekli bir alet ustasıydı. Okyanustaki adaya gitmek için büyük bir yelkenli gemi bulan arkadaşlar, deneyimli bir kaptanın yardımıyla seyirlerine başladılar. Gemi, masmavi okyanus sularında ilerlerken, arkadaşların yüzü hazine bulma heyecanı ile gülmeye başlamıştı. Bölüm 2: Okyanustaki Tehlike Okyanusun ortasında, yelkenli geminin önünde korkutan bir şey vardı: Kötü kalpli korsanlar! Melih ve arkadaşları, korsanların amacının da eski ve değerli hazineyi bulmak olduğunu öğrendiklerinde, geri dönmek için geç olduğunu anladılar. Korsanlar, arkadaşların hazineyi bulmasını engellemek için gemilerini onlarınkine doğru sürdüler. Melih ve arkadaşları, düşman gemisinden kaçmak için yeni bir plan yapmak zorunda kaldılar. Hızlı düşünen Uygar, Melih’e bir fikir verdi: “Eylül, okyanusun gizli yollarını biliyor, onun yönlendirmesiyle korsanlardan kaçabiliriz!” dedi Uygar. Melih, Uygar’ın fikrine katıldı ve arkadaşlarına, “Birlikte başaramayacağımız hiçbir şey yok! Hadi, korsanlardan kaçmak için bir plan yapalım!” dedi. Bir süre sonra, Eylül okyanusun sığ bölgelerine doğru gemiyi yönlendirdi. Korsanlar, okyanusun gizli yollarına girmeden önce gemiyi takip etmeye cesaret edemediler. Bu sayede, Melih ve arkadaşları korsanlardan kaçmayı başardı ve okyanusun öteki tarafındaki ada yolculuğuna devam ettiler. Bölüm 3: Hazineyi Bulma ve Kardeş Sevgisi Gemi, adaya yaklaştıkça, Melih ve arkadaşları hazineyi bulmaya bir adım daha yaklaştıklarını hissettiler. Ancak, hazine haritasında belirtilen alandaki kumların altında değerli eşyalar yerine, sadece eski bir sandık buldular. Hayal kırıklığına uğramış olan arkadaşlar, sandığı açmak için Burçe’nin yardımına başvurdular. Burçe, ustalıkla sandığın kilidini açtı ve içinde, her birinin adına yazılı bir mektup buldular. Mektuplar, Melih ve arkadaşlarının bu macerada gösterdikleri kahramanlık ve arkadaşlığı anlatıyordu. Gerçek hazinenin, birlikte başardıkları bu macera ve arkadaşlık olduğunu anladılar. Melih ve arkadaşları, bu değerli dersi öğrenerek, birbirlerine olan sevgi ve saygılarını daha da güçlendirdi. Sonunda, Melih ve arkadaşları geri döndüler ve okyanusun öteki tarafındaki hazineyi bulmak için yaşadıkları bu macera hikayesini anlattılar. Bu hikayede öğrendikleri kardeş sevgisi, onların dostluklarını daha da güçlendirdi ve herkes, birlikte başaramayacakları hiçbir şey olmadığını öğrendi. Melih ve arkadaşları, yaşadıkları bu maceranın ardından, arkadaşlarının değerini ve birlikte başaracakları şeylerin gücünü daha iyi anladılar. Macera dolu ve öğretici bu hikayeyi hatırlayarak, ömür boyu arkadaş olarak kaldılar. Ve hep birlikte, “Birlikte başaramayacağımız hiçbir şey yok!” dediler.
Bu masallar yapay zekaya yazdırılıp seslendirilmiştir. Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://s.cagrisarigoz.com/masal ## Masal: Dinozorlar Ülkesinde Büyük Macera ### Bölüm 1: Gizemli Yolculuk Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, minik bir köyde Melih adında 5 yaşında bir çocuk yaşarmış. Melih, çok meraklı ve hayal dünyası geniş bir çocukmuş. En sevdiği şey, dinozorlar hakkında kitaplar okumak ve onların yaşadığı dünyayı hayal etmekmiş. Melih’in Uygar adında bir de küçük kardeşi varmış. Bir gün Melih, dinozorların yaşadığı dünyayı daha yakından görmeye karar vermiş. Bunun için, evlerinin arkasındaki ormana doğru ilerlemeye başlamış ve kardeşi Uygar da ona eşlik etmiş. İki kardeş, ormanda dolaşırken büyük bir ağaç görmüşler ve o ağacın etrafında dinozorların ayak izlerini fark etmişler. Melih ve Uygar, ayak izlerini takip etmeye başlamış ve içlerinden bir şeylerin onları dinozorlarla tanıştıracağını hissetmişler. İzlerin sonunda, büyük ve gizemli bir kapı bulmuşlar. Kapıda dinozorların yaşadığı dünyanın anahtarı olduğunu söyleyen bir yazı duruyormuş. İki kardeş, anahtarı çevirip kapıyı açtıklarında kendilerini bambaşka bir dünyada bulmuşlar. ### Bölüm 2: Dinozorlar Ülkesi Melih ve Uygar, dinozorların yaşadığı bu büyülü dünyada büyük bir şaşkınlık içinde dolaşmaya başlamış. Çevreye baktıklarında, devasa boyutlarda bitkiler ve ağaçlar görmüşler ve her yerde dinozorların esrarengiz sesleri yankılanıyormuş. Bir süre ilerledikten sonra, karşısında fil, su aygırı, timsah ve bir panda görmüşler. Hayvanlar, dinozorlar ülkesine hoş geldiniz diyerek onlara sıcak bir şekilde selam vermişler. Hayvanlarla tanıştıktan sonra, dinozorlar ülkesindeki maceralarına devam eden Melih ve Uygar, T-Rex ve Triceratops gibi heybetli dinozorlarla da karşılaşmışlar. Başta onlardan korkan iki kardeş, bu devasa yaratıkların aslında dost canlısı olduklarını fark etmişler. Fakat bir süre sonra, dinozorlar aniden etraflarını sarmış ve Melih ile Uygar’ı korkutmaya başlamış. İki kardeş, bu bilinmez dünyada ne yapacağını şaşırmış ve yardım istemişler. O sırada, daha önce tanıştıkları su aygırı, timsah ve panda gelip onlara yardım etmeye karar vermişler. Hayvanlar, dinozorlarla konuşarak onları sakinleştirmiş ve Melih ile Uygar’a zarar vermeyeceklerine ikna etmişler. Bu sayede, tüm dinozorlar dostça davranmaya başlamış ve Melih ile Uygar’ın korkuları da gitmiş. ### Bölüm 3: Dostluğun ve Paylaşmanın Gücü Melih ve Uygar, bu esrarengiz dünyada dinozorlar ve hayvanlarla güzel zaman geçirmeye başlamışlar. Yeni arkadaşlarıyla birlikte, dinozorlar ülkesinin güzelliklerini keşfetmişler ve oyunlar oynamışlar. Melih, Uygar’a kardeşine yardımcı olmanın ve paylaşmanın ne kadar önemli olduğunu anlatmış ve Uygar da bunu öğrenmeye başlamış. Bir gün, dinozorlar ülkesinde büyük bir şölen düzenlenmiş ve bütün dinozorlar ve hayvanlar orada buluşmuş. Melih ve Uygar da bu kutlamaya katılmış ve eğlenmişler. Şölenin sonunda, dinozorlar ve hayvanlar onlara gerçek dünyaya dönme yolu göstermiş ve vedalaşmışlar. İki kardeş, dinozorlar ülkesinde edindikleri dostlukları ve paylaşmanın önemini hiçbir zaman unutmayacaklarmış. Melih ve Uygar, gerçek dünyaya döndüklerinde hikayelerini anlatmış ve köyde yaşayan diğer çocuklar da onların maceralarını dinlemeye bayılmışlar. İki kardeş, bu yolculuğun ardından kardeşlik bağlarının daha da güçlendiğini anlamış ve birbirlerine her zaman yardımcı olmaya karar vermişler. Ve bu masal burada biter, Melih ve Uygar yeni maceralara doğru yol alırlar. Ve işte böylece, Melih ve Uygar’ın dinozorlar ülkesinde yaşadıkları macera son bulmuş. Çocuklar, bu hikayeden dostluğun, kardeşlik bağlarının ve paylaşmanın önemini öğrenmişler. Birlikte güzel zaman geçirip, birbirlerine yardım etmenin ne kadar değerli olduğunu anlamışlar. Melih ve Uygar’ın hikaye
Bayram tatilinde nereye gittin diye sorduk ,sonrasında devamı geldi .Seyahat ettiğimiz ülkeler,başımıza gelenler ,maceralar ve ortaya karışık şeklinde bir yayına hoş geldiniz :)
Bu masallar yapay zekaya yazdırılıp seslendirilmiştir. Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://s.cagrisarigoz.com/masal Bölüm 1: Helikopter ile Büyük Macera Bir varmış bir yokmuş, masallar diyarında ilginç bir macera yaşanmış. Masalın kahramanı, Asiye Beyza isminde tatlı mı tatlı, hayal dünyası geniş bir kız çocuğuymuş. Asiye Beyza’nın en büyük hayali ise, kardeşi Ahmet Berat ile beraber uçarak dünyayı gezmekmiş. Bir gün, Asiye ve Ahmet, babalarının helikopteriyle harika bir seyahate çıkmaya karar verirler. Asiye Beyza ve Ahmet Berat sabah erkenden uyanarak hazırlıklara başlar. İhtiyaçları olan yiyecekleri, malzemeleri ve oyuncakları toplayarak helikoptere yerleştirirler. İlk defa helikopter ile yolculuk yapacakları için çok heyecanlıdırlar. Bilmedikleri yerleri keşfetmek ve yeni arkadaşlar edinmek için sabırsızlanırlar. Ahmet Berat da en sevdiği oyuncağı, konuşan dinozoru yanına alır ve seyahate hazır olduklarını düşünür. Babalarının yardımıyla helikopteri çalıştırarak yavaşça yükselmeye başlarlar. Asiye ve Ahmet, yerden yüksele yüksele masmavi gökyüzünde süzülürlerken, kardeşliklerinin gücünü hissederler. İlk kez böyle büyük bir macerada beraber oldukları için birbirlerine daha sıkı sarılırlar. Bir süre uçtuktan sonra, birden bire karşılarına müthiş bir kartal belirir. Asiye Beyza ve Ahmet Berat, kartalın onlardan korktuğunu düşünerek tehditkar davranmayıp, dost canlısı bir şekilde yaklaşırlar. Kartal, onların iyi yürekli olduğunu anlar ve onlara yardım etmek ister. Kartal, isminin Kırlangıç olduğunu söyler ve onlara güzel yerler göstermeyi teklif eder. Asiye Beyza ve Ahmet Berat, Kırlangıç’ın teklifini kabul ederler ve harika manzaraların olduğu yerlere uçarak görmeye başlarlar. Kırlangıç’ın gösterdiği yerlerde ormanlar, dağlar ve denizler bulunur. Kardeşler, dünya üzerinde bu kadar güzel yerler olduğunu bilmedikleri için çok şaşırırlar ve bol bol fotoğraf çekerler. Bölüm 2: Fırtınalı Bir Yolculuk Masalın bu kısmında, Asiye Beyza, Ahmet Berat ve Kırlangıç harika yerler gördükten sonra, yorulurlar ve bir süre mola vermek isterler. Ancak havada birden fırtına çıkmaya başlar. Kardeşler, helikopterle bu kadar fırtınalı bir ortamda uçmanın güvenli olmadığını düşünerek daha güvenli bir yer bulmaya karar verirler. Fırtınanın şiddetini azaltmak için helikopteri alçaltmaya başlarlar ve ormanın içinde güvende olabilecekleri bir yer ararlar. Fakat helikopterle iniş yapma şansları olmadığı için, Asiye Beyza ve Ahmet Berat paraşütle inmeye karar verirler. Kırlangıç da onlara eşlik etmek ister ve üçlü güçbirliği yaparak, ormana doğru yönelirler. İniş sırasında kardeşler, birbirlerine destek olup cesaretlendirirler. Asiye Beyza, Ahmet Berat’ı korkmaması için sürekli konuşarak rahatlatır. Ahmet Berat da kız kardeşine güvendiği için korkusunu yener ve başarılı bir iniş yaparlar. Ormanda bir süre dinlendikten sonra tekrar yola çıkmaya karar verirler. Bölüm 3: Dinozorların Ormanı Asiye Beyza, Ahmet Berat ve Kırlangıç, ormanda ilerlerken birden karşılarına devasa bir dinozor çıkar. Kardeşler önce korkarlar, ama sonra Ahmet Berat’ın yanında getirdiği konuşan dinozor oyuncağı sayesinde, dinozorla arkadaş olurlar. Dinozor, isminin Dino olduğunu ve ormanda yaşayan diğer dinozorlarla oynadığını söyler. Asiye Beyza ve Ahmet Berat, dinozorların ormanında yeni dostluklar kurup, onlarla oyunlar oynarlar. Dinozorlarla oynadıkları oyunlar sayesinde, kardeşler, yardımsever olmayı ve eşyalarını paylaşmayı öğrenirler. Ayrıca zorda olanlara yardım etmenin önemini anlarlar. Bu sayede, Asiye Beyza ve Ahmet Berat’ın arasındaki bağ daha da güçlenir. Kırlangıç ve Dino ile yaşadıkları maceranın ardından, Asiye Beyza ve Ahmet Berat helikoptere geri dönerler. Helikopterle ormandan ayrıldıktan sonra, evlerine dönerler ve aileleriyle yaşadıkları maceraları paylaşırlar. Masalın s
Bu masallar yapay zekaya yazdırılıp seslendirilmiştir. Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://s.cagrisarigoz.com/masal Başlık: Ozi Bozi ve Melüs’ün Beynindeki Macera Bölüm 1: Ozi Bozi ve Melüs Ozi Bozi, dünyanın en sıcak kalpli ve yardımsever çocuklarından biriydi. Hiç kimseyi üzmeyi, kırmayı düşünmezdi. En iyi arkadaşı Melüs ise hassas bir kalbe sahip olan, etrafındaki herkesle iyi geçinen bir çocuktu. İkisi de birbirlerine güçlü bir arkadaşlıkla bağlıydılar. Bir gün, Melüs’ün başı çok ağrımaya başladı. Bu ağrı, Melüs’ün beyninde garip ve tehlikeli düşüncelerin dolaştığı anlamına geliyordu. Ozi Bozi, Melüs’ün başındaki bu ağrıyı hafifletmek için ona yardım etmeye karar verdi. Ozi Bozi, Melüs’ün beynine küçülerek girebileceğini öğrendi ve bu gücü kullanarak Melüs’ün beyninin derinliklerine daldı. İlk başta her şey normal gibi görünüyordu, ama sonra Ozi Bozi, Melüs’ün beyninde bazı kötü karakterler olduğunu fark etti. Bu karakterler; Tom, torbacı çato, dev kok parçası cemal okka ve deprem silahı haarp idi. Ozi Bozi, Melüs’ün beynindeki bu kötü karakterlerle savaşarak onların Melüs’ün düşüncelerine zarar vermesini engellemeye karar verdi. Öncelikle, Ozi Bozi’nin bu savaşı tek başına vermesi mümkün değildi. Bu nedenle Melüs’ün beynindeki iyi karakterlere yardım etmesi gerekiyordu. Melüs’ün beynindeki iyi karakterler, pofuduk unicorn, mozi ve Venegis 150 miligram’dı. Ozi Bozi, bu iyi karakterlerle bir araya gelerek onlardan Melüs’ün beynindeki kötü karakterlerle savaşmak için yardım istedi. İyi karakterler de Ozi Bozi’ye yardım etmeye karar verdi. Bölüm 2: Kötü Karakterlerle Savaş Ozi Bozi ve iyi karakterler, Melüs’ün beynindeki kötü karakterlere karşı savaşmak için ellerinden gelen her şeyi yapmaya kararlıydılar. İlk olarak Tom’la karşılaştılar. Tom, Melüs’ün beyninde korku yaratmaktan sorumluydu. Pofuduk unicorn, Tom’a doğru koşarak onu etkisiz hale getirdi ve Melüs’ün beynindeki korku desenlerini yok etti. Sonraki düşmanları ise torbacı çato’ydu. Torbacı çato, Melüs’ün beynindeki kararsızlık ve çelişkileri temsil ediyordu. Mozi, torbacı çato’ya karşı özel güçlerini kullanarak onu alt etti ve Melüs’ün beynindeki çelişkileri yok etti. Dev kok parçası cemal okka, Melüs’ün beynindeki öfke ve hırsın canlandırdığı kötü karakterdi. Ozi Bozi, cemal okka ile zekice bir plan yaparak onu hapsedecek bir tuzak kurguladı. Tuzak cemal okka’yı yakaladığında, Venegis 150 miligram onu sakinleştirerek Melüs’ün beynindeki öfke ve hırsı azalttı. Son olarak, deprem silahı haarp ile savaşmaları gerekiyordu. Deprem silahı haarp, Melüs’ün beynindeki korkuların ve endişelerin temsilcisiydi. Ozi Bozi ve iyi karakterler, deprem silahı haarp ile zorlu bir savaşa giriştiler. Sonunda Ozi Bozi, haarp’ın kontrolünü ele alarak onun gücünü iyilik için kullanmaya başladı. Artık Melüs’ün beyninde kötü karakterler kalmamıştı ve Ozi Bozi ile iyi karakterler, Melüs’ün beyninde huzur ve mutluluk yarattı. Bölüm 3: İyilikle Savaş Ozi Bozi ve Melüs’ün beynindeki iyi karakterler, kötü karakterleri alt ettikten sonra Melüs’ün beyninde huzur ve mutluluk yaratmaya başladılar. Melüs, Ozi Bozi’nin beynindeki kötülükle savaşarak ona yardım ettiğini anladı ve Ozi Bozi’ye minnettar kaldı. Ozi Bozi ve Melüs, hayatta karşılaştıkları zorluklarda ne kadar büyük ve kötü olsa bile, birlikte ve arkadaşça savaşarak her şeyin üstesinden gelebileceklerini öğrendiler. İyi karakterler, Melüs’ün beynindeki huzuru ve mutluluğu korumak için orada kalmaya devam ettiler ve Ozi Bozi, Melüs’ün beyninden dışarı çıkarak eski haline döndü. Bu masal sayesinde, hayatın sevda karşısında ne önemi olduğunu, Ozi Bozi’nin Melüs i
Defne ve Ejdaha Mucizesi: Sihirli Çanta ile Macera Dolu Bir Masal BÖLÜM 1: Defne’nin Sihirli Çantası Bir varmış, bir yokmuş. Uzak bir köyde, altı yaşında Defne adında tatlı mı tatlı bir kız çocuğu yaşarmış. Defne, annesi ve babası ile büyük, güzel bir evde yaşarlarmış. Okuma yazmayı yeni öğrenen Defne, çok akıllı ve meraklı bir kızdı. Ailesi onu çok sever, ona değer verir ve her zaman yanında olurlarmış. Defne’nin en yakın arkadaşı olan Damla ise ona her zaman destek olur ve güzel vakit geçirirlermiş. Defne’nin bir de sihirli çantası varmış. Bu çanta, onun büyükannesi tarafından hediye edilmiş ve içinde her türlü araç gereç bulunuyormuş. Defne, bu çanta sayesinde kendine ve arkadaşlarına yardım etmeyi çok severmiş. Bir gün, Defne ve Damla, evlerinin bahçesinde oyun oynarken, uzaktan gelen büyük bir gürültü duymuşlar. Bu gürültü, adını Savasci Ömer koydukları bir ejderhadan geliyormuş. Ejderha, köydeki insanlara zarar veriyor ve herkes ondan korkuyormuş. Defne ve Damla, bu durumu öğrenince hemen harekete geçmeye karar vermişler. Defne, sihirli çantasını alarak, ejderhayı yenip köylerine huzur getirmeye karar vermiş. İki arkadaş, cesurca ejderhanın yaşadığı mağaraya doğru yola çıkmışlar. BÖLÜM 2: Ejdaha ile Karşılaşma Defne ve Damla, ejderhanın yaşadığı mağaraya yaklaştıkça, korku ile heyecan arasında gidip gelirlermiş. Mağaraya vardıklarında, gördükleri manzara karşısında şaşkınlıklarını gizleyememişler. Ejderha, büyük ve heybetli bir görünüme sahipmiş. Üstelik, ağzından çıkan alevlerle her yeri yakıp yıkıyormuş. İki arkadaş, bir an ne yapacaklarını bilememişler. Ama sonunda, Defne’nin aklına sihirli çantası gelmiş. Defne, sihirli çantasını açarak içinden bir yangın söndürücü çıkarmış. Ejderhanın ağzından çıkan alevlere doğru yangın söndürücüyü sıkarken, Damla da ona yardım etmiş. Ejderhanın ateşi söndükten sonra, Savasci Ömer adını verdikleri ejderha, şaşkınlıkla onlara bakmış. Defne ve Damla, bu fırsatı değerlendirerek, ejderhayı sakinleştirmeye çalışmışlar. Ejderha, Defne ve Damla’nın dostane hareketlerini görünce, onların kötü niyetli olmadıklarını anlamış. O da iki arkadaşa zarar vermemiş ve onlarla konuşmaya başlamış. Defne, ejderhanın neden köydeki insanlara zarar verdiğini öğrenmek istemiş. Ejderha, onlara aslında kötü bir varlık olmadığını, ancak köydeki insanların kendi yaşam alanına zarar verdikleri için onlara saldırdığını anlatmış. İnsanlar, ormanı keserek, mağaralarını yıkmış ve ejderhanın yaşam alanını yok etmişler. BÖLÜM 3: Barış ve Mutlu Son Defne ve Damla, ejderhanın yaşadığı sorunları dinleyince, ona yardım etmeye karar vermişler. İki arkadaş, köye geri dönerek, köyün ileri yaştaki bilge adamı ile konuşmuşlar. Ona ejderhanın yaşam alanına zarar veren insanların, ejderhanın saldırmasına neden olduğunu anlatmışlar. Bilge adam, bu durumu düşünerek, köydeki insanlara doğaya ve canlılara zarar vermemeleri gerektiği konusunda uyarılarda bulunmuş. Köydeki insanlar, bilge adamın uyarılarını dikkate alarak, ejderhanın yaşam alanına zarar vermemeye karar vermişler. Bundan sonra, Defne, Damla ve Savasci Ömer arasında güçlü bir dostluk başlamış. Ejderha, köydeki insanlara zarar vermemiş ve zamanla onlarla dost olmuş. Defne ve Damla, sihirli çanta sayesinde köylerine huzur getirmiş ve herkes onlara minnettar kalmış. İki arkadaş, daha nice maceralar yaşayarak, köylerindeki insanlara yardım etmeye devam etmişler. Sonunda, Defne, Damla ve Savasci Ömer ile birlikte yaşayan köy halkı, mutlu mesut yaşamaya devam etmişler. Bu masalda, çocuklar doğaya ve hayvanlara saygı göstermeyi, dostluk ve yardımlaşma değerlerini öğrenmiş. Ve böylece masal bitmiş, siz çocuklara ders niteliğindeki bu güzel masalı anlatan masalcı da yoluna devam etmiş.
Yaramaz Pony Ece ve Küçük Dostu Tuna: Gökyüzündeki Macera Bölüm 1: Meraklı Yaramaz Pony Ece Bir zamanlar, gökkuşağı ötesinde büyülü bir dünyada, Yaramaz Pony Ece adında sevimli, akıllı ve meraklı bir çocuk pony yaşardı. Ece, sıradışı bir ponydi, çünkü uçabilen tek boynuzlu bir attı! Ailesi ve arkadaşları onun bu özelliğiyle gurur duysalar da, Ece’yi sürekli uyardılar: “İnsanların dünyasına gitme, orası bizim gibi ponyler için çok tehlikeli!” Yine de Ece’nin içinde insanları ve dünyalarını merak etmekten alıkoyamadılar. Bir gün, cesaretini toplayarak, gökkuşağı sınırını aşmaya ve insanların dünyasına gitmeye karar verdi. Ece’nin bu gizli planını öğrenen iyi kalpli gök kuşağı sınır perileri, onu engellemeye çalıştılar. Ancak Ece, zekası ve hızı sayesinde, perilerin ellerinden kaçmayı başardı ve göz açıp kapayıncaya kadar insanların dünyasında buldu kendini. Bölüm 2: Küçük Tuna ile Tanışma İnsanların dünyasında, akıllı ve cesur bir kız çocuğu olan Tuna yaşardı. Tuna, okulu, arkadaşlarını ve dans etmeyi çok seven, çalışkan bir çocuktu. Ece, Tuna’nın bahçesinde gizlenirken onu gördü ve hemen onunla arkadaş olmak istedi. Tuna, başta Ece’den biraz korksa da, onun sevimli ve dost canlısı olduğunu anlayınca, arkadaş olmaya karar verdiler. Tuna, Ece’ye insanların dünyasının kötü olmadığını, sadece bazı insanların düşüncesiz ve bencil olduğunu anlattı. Bu insanlar, doğaya ve başkalarına zarar vermekten çekinmiyorlardı. Ece, Tuna ve arkadaşları Defne, Miray, Erin ve Yiğit ile tanışarak, insanların iyi ve kötü yönlerini öğrenmeye başladı. Ancak, Ece’nin insanlarla tanışmasının bir tehlikesi vardı. Kötü kalpli ve bencil Yaban Bey, Ece’yi ele geçirip onu bir sirk hayvanı gibi sergilemek istiyordu. Tuna ve arkadaşları bu durumu öğrenince, hemen Ece’yi koruma altına aldılar ve Yaban Bey’i durdurma planları yapmaya başladılar. Bölüm 3: Yaban Bey ve Büyük Mücadele Yaban Bey, Ece’yi ele geçirmek için harekete geçtiğinde, Tuna ve arkadaşları hazırlıklıydı. Ona karşı birleşerek, Yaban Bey ve adamlarını alt etmeyi başardılar. Ayrıca, Yaban Bey’in çevreye verdiği zararları belgeleyip, yetkililere bildirdiler. Bu sayede, Yaban Bey’in fabrikası ve sirk hayvanlarına kötü davrandığı sirki kapatıldı. Ne yazık ki, bu sırada büyük bir zehirli gaz bulutu Tuna’nın şehrine ilerliyordu. Tuna, Ece ve arkadaşları, bu tehlikeyi engellemek için ellerinden geleni yapmaya karar verdiler. Ece, Tuna’ya pony dünyasının yardımına başvurabileceklerini söyledi ve birlikte dostluk mesajları ile ponyleri insanoğlunu kurtarmaya çağırdılar. İki dünya arasındaki dostluk bağı sayesinde, binlerce pony gökyüzüne yükselerek, kanatlarıyla zehirli gazları uzaya atmosfer dışına süpürdüler. İnsanlar ve ponyler, birlikte bu tehlikeyi aşarak, birbirlerine karşı saygı ve sevgiyle yaklaşmaya başladılar. Yaban Bey ve adamları da hatalarını anlayarak, doğaya ve diğer canlılara daha saygılı olmaya söz verdiler. Tüm şehir, Pony Ece ve insan Tuna’ya minnettarlıkla dolup taştı. Onların örnek davranışları ve dostlukları, her iki dünyanın çocuklarına ve yetişkinlerine ilham verdi. Artık, iki dünya arasında köprüler kurulmuştu ve insanlar, ponyler ve diğer canlılar daha uyumlu bir şekilde yaşamayı öğrenmeye başladılar. Ve böylece, Yaramaz Pony Ece ve küçük dostu Tuna’nın gökyüzündeki macerası mutlu sonla bitti. Onların serüvenleri, dostluk, dürüstlük, cesaret ve merakın önemini herkese gösterdi. Bu masal sayesinde, çocuklar ve yetişkinler önyargıların kötü olduğunu, merakın olumlu bir duygu olduğunu ve insanın başkalarının mutluluğu ve huzuru için çalışmanın en güzel hayat amacı olduğunu öğrendiler.
Nehir ve Ailesi Ormanda Macera Peşinde Bölüm 1: Aile Kampı Bir zamanlar, Nehir adında bir yaşında dünya tatlısı bir çocuk yaşarmış. Nehir, ailesiyle birlikte ormanın kenarında güzel bir köyde yaşarmış. Ailesi; babası Yaşar, annesi Neslihan ve iki sevimli kedisi Vırvır ile Dırdır’dan oluşurmuş. Bir gün, aile ormanın derinliklerinde kamp yapmaya karar verir. Nehir çok küçük olduğu için bu tür etkinliklere katkıda bulunamasa da, ailesinin yanında olmaktan ve doğayı keşfetmekten keyif alırmış. Aile, kamp yapmak için ormanın içinde sakin ve güzel bir alan bulur ve burada çadırlarını kurar. Nehir, annesi Neslihan’ın kucağında, babası Yaşar’ın da yardımıyla ormanın güzelliklerini izlermiş. Ormanda, çeşitli hayvanlar yaşarmış. Nehir ve ailesi, bu hayvanlarla tanışmak ve onları daha yakından tanımak için sabırsızlanır. Nehir, ailesiyle birlikte ormanda yürüyüşe çıktığında, kuşların şarkılarını dinler, sincapların ağaçlarda koşturmalarını seyreder ve kelebeklerin etrafında uçuşmasından büyülenirmiş. Gece olunca, aile çadırlarında uyumaya hazırlanır. Nehir, annesi ve babasıyla birlikte çadırda yatarken, kedileri Vırvır ve Dırdır da onların yanında uyurlarmış. Nehir, ailesi ve kedileriyle bir arada olmanın huzurunu hisseder ve mutlu bir şekilde uykuya dalar. Bölüm 2: Kediler Kayboluyor Ertesi sabah, Nehir ve ailesi güneşin doğuşuyla birlikte uyanır. Herkes kahvaltı için hazırlık yapmaya başlar. Nehir, annesi Neslihan’ın kucağında otururken, babası Yaşar da kahvaltı için ateş yakar ve menemen hazırlar. Aile, ormanın ortasında harika bir kahvaltı sofrası hazırlar ve keyifle yemeye başlarlar. Ancak kahvaltı sırasında, Nehir ve ailesi kediler Vırvır ve Dırdır’ın ortadan kaybolduğunu fark eder. Her yerde onları aramaya başlarlar ama ne yazık ki bulamazlar. Nehir, kedileri bulamamanın üzüntüsüyle gözyaşı döker. Ailesi, onu teselli etmek için söz verir: “Merak etme Nehir, kedilerimizi mutlaka bulacağız.” Yaşar, Neslihan ve Nehir, Vırvır ve Dırdır’ı bulmak için ormanın derinliklerine doğru yola çıkarlar. Ormanda, zorlu yollar ve tehlikeli hayvanlarla karşılaşsalar da, aile dayanışma içinde hareket eder ve birbirlerine destek olur. Nehir, annesi ve babasının bu birlikteliğini görünce, ailesine olan sevgisi daha da güçlenir. Bir süre sonra, aile Nehir’in dikkatini çeken bir uğultu duyar. Bu, Vırvır ve Dırdır’ın sesine benzer. Yaşar, Neslihan ve Nehir, sesin geldiği yöne doğru hızla ilerler. Bu sırada ormanın derinliklerinde, Vırvır ve Dırdır’ı bulurlar. Kediler, bir ağacın tepesinde sıkışmışlardır ve yardım istemektedir. Bölüm 3: Aile Birliği ve Mutlu Son Yaşar, ağaca tırmanarak Vırvır ve Dırdır’ı kurtarır. Aile, kedilerine kavuşmanın mutluluğunu yaşar ve birbirlerine sarılır. Nehir, annesi Neslihan’a ve babası Yaşar’a sarılırken, Vırvır ve Dırdır da onlara şefkatle sokulur. Nehir, ailesinin ve kedilerinin bir arada olduğunu görünce, içinde büyük bir mutluluk ve huzur hisseder. Aile, bu zorlu maceranın ardından ormanın içindeki kamp alanına geri döner. Nehir, babası Yaşar ile birlikte çadırı düzeltirken, annesi Neslihan da akşam yemeği için hazırlık yapar. Aile, akşam yemeğini birlikte yerken, ormanın güzelliklerini ve birbirlerine olan sevgi ve dayanışmalarını konuşur. Bu macera, Nehir ve ailesine önemli bir ders öğretir: Aile birliği ve dayanışma, her zorluğun üstesinden gelmeye yardımcı olur. Nehir, bu deneyim sayesinde ailesine olan sevgi ve bağlılığını daha da iyi anlar ve hayatının geri kalanında bu değerleri her zaman göz önünde bulundurur. Ve Nehir, ailesi ve kedileriyle birlikte ormanda mutlu bir şekilde yaşamaya devam eder. Onların bu maceraları da köy çocukları arasında dilden dile dolaşır ve herkese aile sevgisi, dayanışma ve birlikteliğin önemini anlatır. Nehir ve ailesinin masalı, birçok çocuğa ve yetişkine ilham kaynağı olur. Bir gün, siz de or
Yaz ve Hazar Dayı Ülkesi’nde: Macera, Dostluk ve Değerler Bölüm 1: Dayı Ülkesi’ne Yolculuk Bir varmış, bir yokmuş… Üç yaşındaki Yaz adında tatlı mı tatlı bir çocuk varmış. Yaz, annesi ve babasıyla mutlu bir şekilde yaşarken, bir gün ailesi ona büyük bir sürpriz yapmış. “Yaz, bugün seni Dayı Ülkesi’ne götüreceğiz!” demişler. Dayı Ülkesi, çocukların en çok gitmek istediği, renkli ve eğlenceli bir yer olarak bilinirmiş. Yolculuk başlamadan önce, ailesi Yaz’a sevimli bir dost hediye etmiş: Hazar adında sevimli bir köpek! Hazar, Yaz’ın en yakın arkadaşı ve yol arkadaşı olacakmış. Yola çıkan aile, sürekli şarkılar söyleyip, güzel anılar biriktirerek Dayı Ülkesi’ne varmışlar. Dayı Ülkesi’ne adım attıklarında, Yaz ve Hazar’ın gözleri fal taşı gibi açılmış. Çünkü orası, hayal ettiklerinden bile daha güzelmiş. Dayı Ülkesi’nin sokakları, rengarenk çiçeklerle doluydu ve her köşede çocuklar eğlenceli oyunlar oynuyormuş. Yaz ve Hazar, bu harika dünyada keşfe çıkmaktan heyecan duyuyorlarmış. Bölüm 2: Yeni Dostlar ve Başlarına Gelen Olaylar Yaz ve Hazar, Dayı Ülkesi’nde gezerken iki yeni arkadaşla tanışmışlar: Fiskos adında konuşan bir balık ve Boncuk adında uçabilen bir kedi. Bu dört arkadaş, Dayı Ülkesi’ni keşfe çıkarak masalsı maceralara atılmışlar. Bir gün, Fiskos ve Boncuk onlara heyecanlı bir hikaye anlatmış: “Dayı Ülkesi’nde, Yeşil Orman adında büyülü bir yer varmış. Orada yaşayan dayı, iyi kalpli çocuklara ve hayvanlara sihirli güçler hediye edermiş.” Yaz ve Hazar, bu hikayeyi dinlerken gözleri parlamış ve Yeşil Orman’a gitmeye karar vermişler. Yeşil Orman’a gitmek için yola çıkan dört arkadaş, oraya vardıklarında büyülü bir atmosferle karşılaşmışlar. Ağaçlar sanki şarkı söylüyor, çiçekler dans ediyormuş gibi görünüyormuş. Tam o sırada, karşılarına dayı çıkmış! Dayı onlara şöyle demiş: “Merhaba sevgili çocuklar ve hayvanlar, sizleri burada görmek ne güzel! Ben, iyi kalpli varlıklara sihirli güçler veren dayıyım. Ancak bunun için önce bir görevi başarmanız gerekiyor.” Dört arkadaş, görevi başarıyla tamamlamaya kararlıymış. Dayı, görevi anlatmış: “Bu görevde, ormanın derinliklerinde kaybolmuş, küçük bir yavru kuşu bulup ailesine kavuşturmanız gerekiyor. Ancak unutmayın! Bu görevde birbirinize yardım etmek ve dayanışma içinde olmak çok önemli.” Bölüm 3: Görev ve Öğretici Son Yaz, Hazar, Fiskos ve Boncuk, hemen görevlerini yerine getirmek için harekete geçmişler. Ormanın derinliklerinde ilerlerken, her biri farklı yeteneklerini kullanarak birbirlerine yardımcı olmuşlar. Hazar, koku alma duyusuyla yol bulmada; Fiskos, su altında keşif yaparak ipuçları toplamada; Boncuk ise uçarak yüksek noktalardan bakarak yardımcı olmuş. Yaz ise, cesareti ve zekasıyla tüm arkadaşlarını yönlendirmiş. Nihayet, dört arkadaş kayıp yavru kuşu bulmuş ve onu ailesine kavuşturmuşlar. Bu süreçte, arkadaşlığın, yardımlaşmanın ve dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu öğrenmişler. Görevi başarıyla tamamladıkları için, dayı onları tekrar çağırmış. Dayı, dört arkadaşın önünde sihirli güçlerini sergilemiş ve onlara şöyle demiş: “Siz, görevi başarıyla tamamladınız ve birbirinize ne kadar değer verdiğinizi gösterdiniz. Bu yüzden, hepinize birer sihirli güç hediye ediyorum. Unutmayın, bu güçlerin en önemli sırrı, onları başkalarına yardım için kullanmaktır.” Yaz ve arkadaşları, sihirli güçleriyle Dayı Ülkesi’nde daha da güzel maceralar yaşamışlar ve her zaman birbirlerine yardım etmeyi, arkadaşlığın değerini unutmamışlar. Sonunda, Yaz ve ailesi evlerine dönmüşler ve bu masalsı macerayı ömür boyu anlatmışlar. Ve sonra? Sonra ne mi oldu? İşte bu masal burada bitti ama onların dostlukları ve maceraları hep devam etti!
Arif Yaman ve Sarıkamış Dağlarında Macera: Cesaret, Akıl ve Özgüven İle Tehlikeleri Yenme Hikayesi Bölüm 1: Sarıkamış Dağlarında Kayboluş Bir zamanlar, Arif Yaman adında küçük bir çocuk vardı. Arif, 4 yaşında enerjik ve meraklı bir çocuktu. Arif’in en iyi arkadaşları Zeynep, Dide Naz ve Gülizar ile birlikte büyük bir maceraya atılmak için can atıyordu. Bu yüzden aileleri, çocuklarına özel bir hafta sonu tatili planladı. Hedef: Sarıkamış dağları! Bir sabah erkenden yola çıkan Arif ve arkadaşları, Sarıkamış dağlarında büyük bir kamp macerası yaşamaya hazırdı. Aileleri, çocuklarının güvenliğinden emin olmak için onlara eşlik etti. Ancak, Arif ve arkadaşları hep beraber büyük bir ağaç gördüklerinde, onun arkasına saklanarak ailelerinden gizlice ayrıldılar. Onların fark etmeden ormanın derinliklerine doğru yürümeye başladılar. Arif ve arkadaşları daha önce hiç görmedikleri kadar güzel çiçekler, kelebekler ve kuşlar gördüler. Eğlenceli bir macera yaşadıklarını düşünerek, yollarına devam ettiler. Ancak, zaman geçtikçe çevrelerini tanıyamaz hale geldiler ve nereye gideceklerini bilmeden ormanda dolaşmaya başladılar. Arif, Zeynep, Dide Naz ve Gülizar, artık korkmaya başladıklarında, gökyüzünde uçan bir karga gözlerine ilişti. Arif, kargaya seslenerek onlara yardım etmesini istedi. Karga, akıllı ve yardımsever bir hayvandı. Karga, onların kaybolduğunu anladı ve yardım etmeye karar verdi. Bölüm 2: Tehlikeler ve Zekice Çözümler Karga, çocuklara bir plan önererek, onları Sarıkamış dağlarında dolaştı. Arif ve arkadaşları, karganın önderliğinde ilerlemeye başladılar. Ormanda ilerledikçe, daha önce hiç görmedikleri hayvanlar ve bitkilerle karşılaştılar. Bu, onların macerasını daha da heyecanlı hale getirdi. Bir süre sonra, yolları üzerinde büyük bir ayıyla karşılaştılar. Ayı, çocukları görünce öfkeli bir şekilde bağırmaya başladı. Arif ve arkadaşları korkarak ne yapacaklarını bilemez halde kaldılar. Tam o sırada karga, onlara cesaret, akıl ve özgüvenle hareket etmelerini söyledi. Arif, karganın önerisini dinleyerek, özgüvenle ayıya doğru yaklaştı. Ayının neden bu kadar öfkeli olduğunu sordu. Ayı, yanlışlıkla üzerine basarak yaraladığı tırnağını gösterdi. Arif, ayıya yardım etmek için ilaç bulma fikrini öne sürdü ve ayı da kabul etti. Arif ve arkadaşları, ormanda doğal ilaçlar bulmak için karganın rehberliğinde yola çıktı. İçlerinden Dide Naz, bitkilere karşı çok meraklıydı ve hangi bitkinin iyi gelip gelmediğini biliyordu. Kısa süre içinde, ayının yaralı tırnağına iyi gelecek bitkileri buldular ve ayıyı tedavi ettiler. Ayı, Arif ve arkadaşlarının kendisine yardım etmelerine çok şaşırdı ve minnettar oldu. Ayı, onların kaybolduğunu öğrenince, onlara Sarıkamış dağlarında yol göstermeye karar verdi. Öylece, ayı ve karga işbirliği yaparak, çocukları güvenli bir yere götürmeye başladılar. Bölüm 3: Dönüş ve Öğrenilen Dersler Arif, Zeynep, Dide Naz ve Gülizar, ayı ve karganın yardımıyla güvende olduklarını hissettiler. Yorulduklarında, ayı onlara ormanda nasıl uyuyabilecekleri ve dinlenebilecekleri hakkında ipuçları verdi. Çocuklar, ayının deneyimlerinden faydalandılar ve güzel bir uyku çektiler. Sabah olduğunda, çocuklar ve hayvan dostları, Sarıkamış dağlarında güzel bir kahvaltı yaparak enerjilerini topladılar. Daha sonra, ayı ve karga, çocukları tekrar ailelerine kavuşturmaya kararlıydı. Ormanın çıkışına doğru ilerleyen ekip, sonunda ailelerine kavuştu. Arif ve arkadaşları, ailelerine sarılarak onlara olan özlemlerini dile getirdiler. Aileleri de çocuklarını buldukları için çok mutlu oldular. Arif, Zeynep, Dide Naz ve Gülizar, bu macera sayesinde cesaretlerini, aklını ve özgüvenlerini kullanarak, tehlikelerden kurtulmayı başardıklarını öğrendiler. Arif Yaman ve arkadaşları, bu macera sayesinde büyüdüler ve hayatlarının geri kalanında öğrendikleri dersleri uygulamaya söz verdiler. Artık biliyorlardı ki, tehlikelerden kurtulmak i
Çizgi Film Krallığında Büyük Macera: İlke ve Kaan’ın Karlar Ülkesi Serüveni Bölüm 1: Karlar Ülkesine Yolculuk Bir varmış, bir yokmuş, evinin bahçesinde oyun oynayan İlke adında bir çocuk varmış. İlke’nin yaşında bir erkek kardeşi ve yaşında iki yakın arkadaşı olan Kaan ve Duru bulunuyormuş. İlke ve arkadaşları, öğleden sonraları çizgi film izlemeye bayılırlarmış. Ama bu sefer başlarına o kadar ilginç ve eğlenceli bir macera geldi ki, onlar bile inanamadılar! Öğleden sonra İlke, Kaan ve Duru evlerinde çizgi film izlerken birden bir portal açıldı ve onları içine çekti. Başı dönen çocuklar, gözlerini açtıklarında kendilerini Karlar Ülkesi adında büyülü ve güzel bir yerde buldular. Burada karlarla kaplı her yer bembeyazdı ve havada süzülen kar taneleriyle dolu. İlk başta şaşıran çocuklar, kısa süre sonra bu yeni dünyada heyecanla dolaşmaya ve keşfetmeye başladılar. Karlar Ülkesinden geçerken, İlke, Kaan ve Duru, bir zürafa, köpek ve geyikle tanıştılar. Bu hayvanların hepsi çok dost canlısıydı ve çocuklarla hemen arkadaş oldular. Bu yeni hayvan arkadaşlar, çocuklara Karlar Ülkesinde yapılabilecek eğlenceli etkinlikler ve maceralar hakkında bilgi verdiler. İlke, Kaan, Duru ve hayvan arkadaşları, karlar ülkesinde birlikte heyecanlı ve eğlenceli zaman geçirdiler. Bölüm 2: Krallık Tehlikede Aradan birkaç gün geçtikten sonra, İlke ve arkadaşlarının yine çok eğlendikleri bir günün ardından, Karlar Ülkesi krallığının başına büyük bir sorun geldi. Çizgi Film Krallığı, kötü bir büyücü tarafından lanetlenmişti. Bu lanet, tüm dünya üzerinde eğlenceyi ve neşeyi yok edecekti. İlke, Kaan, Duru ve hayvan arkadaşları, bu laneti çözmek için harekete geçmeye karar verdiler. Öncelikle, çocuklar ve hayvanlar kötü büyücünün yaşadığı yere gitmeye karar verdiler. Oraya vardıklarında, büyücüyü yenmek için önce onun yapbozlarını ve bulmacalarını çözmeleri gerektiğini öğrendiler. İlke ve arkadaşları, zekalarını kullanarak bu bulmacaları çözmeye başladılar. Bu sırada, köpek, zürafa ve geyik de yardımcı oluyor ve bazen çocuklara rehberlik ediyordu. Her bulmacayı çözdükçe, kötü büyücünün gücü azalmaya başladı. Bu sayede, çocuklar ve hayvanlar, büyücüyü yavaş yavaş yenmeye başladılar. İlke, Kaan ve Duru, birlikte güçlerini kullanarak, tüm bulmacaları çözdüler ve büyücünün lanetini kırdılar. Böylece, Karlar Ülkesi ve Çizgi Film Krallığı tekrar eğlence ve neşeyle dolmaya başladı. Bölüm 3: Eğlencenin Önemi ve Evlerine Dönüş Bu olaydan sonra İlke ve arkadaşları, eğlencenin ve neşenin hayatlarında ne kadar önemli olduğunu anladılar. Aynı zamanda, çocuklar, fazla telefon ve televizyon kullanmanın da zararlı olabileceğini öğrendiler. İlke ve arkadaşları, bundan sonra teknolojiyi daha az kullanmaya ve dışarıda oyun oynamaya daha fazla zaman ayırmaya karar verdiler. İlke, Kaan, Duru ve hayvan arkadaşları, Karlar Ülkesindeki maceralarının sonunda, evlerine dönmeye karar verdiler. Onları bu güzel dünyaya getiren sihirli portal tekrar açıldı ve İlke, Kaan, Duru, köpek, zürafa ve geyik içinden geçerek kendi dünyalarına geri döndüler. Çocuklar ve hayvanlar, bu büyülü serüvenin sonunda evlerine döndüklerinde, daha önce hiç yaşamadıkları kadar mutlu ve huzurlu hissettiler. İlke, Kaan ve Duru, artık dışarıda daha fazla zaman geçirerek arkadaşları ve hayvanlarla daha çok eğlendiler. Ve böylece, bu hikayenin sonunda, hepsi mutlu mesut yaşadılar. Evet, bu masalda çocuklar çizgi film izlemeyi ne kadar çok sevdiklerini anladılar ancak dışarıda oyun oynamanın da ne kadar eğlenceli ve önemli olduğunu öğrendiler. Bu sayede hayatlarında daha fazla dengeli bir şekilde eğlenceli zaman geçirebildiler. İlke ve arkadaşlarının bu serüveni sayesinde, siz de çocuklarınıza teknoloji kullanımının dengeli bir şekilde yapılması gerektiğini anlatabilirsiniz.
Ormanda Aşkın Büyüsü: Eda ve Ömer’in Maceraları Bölüm 1: Ormanda İlk Karşılaşma Bir zamanlar güzel bir orman köyünde 12 yaşındaki Eda adında zeki ve meraklı bir kız çocuğu yaşarmış. Eda, köydeki diğer çocuklarla birlikte ormanda keşfe çıkmayı ve yeni maceralar yaşamayı çok severmiş. Bir gün, köydeki çocuklarla birlikte ormana keşif için gitmeye karar verirler. Ormanda, ağaçlardan sarkan sarmaşıklarda salıncak yaparak sallanır, kelebekleri izler ve kuşların şarkılarını dinlerler. Eda, ormanın derinliklerine doğru ilerlerken arkadaşlarından ayrı düşer ve ormanın içinde hiç bilmediği bir bölgeye gelir. Burada, Ömer adında başka bir köyden gelen akıllı ve maceracı bir çocukla karşılaşır. Ömer, Eda gibi ormanı keşfe çıkmış ve burada onunla tanışmıştır. İki çocuk birbirlerine sempati duyar ve aralarında güzel bir arkadaşlık başlar. Bu arkadaşlık, çocukların ormandan çıkmalarına ve birlikte daha fazla macera yaşamalarına vesile olur. Bölüm 2: Büyük Macera ve Aşkın Büyüsü Eda ve Ömer, ormanda keşfe çıktıkları bir gün, eski ve gizemli bir ağacın köklerinde parıldayan bir ışık keşfederler. Merakla yaklaştıklarında, ışığın kaynağının büyük ve güzel bir kristal olduğunu görürler. İki çocuk, kristalı alıp incelemeye başlarlar. Bu sırada, kristalin içinden köylerini kurtarmalarını isteyen gizemli bir ses duyarlar. Eda ve Ömer, sesin söylediğine göre iki köy arasında yaşayan kötü kalpli bir cadı, köylerindeki çocukları ve hayvanları büyüleyerek ormanın derinliklerine sürükleyip ortadan kaybetmiş. İki çocuk, bu büyüyü çözmenin ve köylerini kurtarmanın yolunu öğrenmeye karar verirler. Bu sayede, birlik ve beraberlik içinde hareket edip köy halkının gücünü bir araya getirip cadıya karşı savaşabileceklerdir. Eda ve Ömer, ormanın içinde dolaşarak cadının izini sürer ve onun yaşadığı gizli mağarayı bulurlar. Mağarada, cadının tuttuğu bebekleri ve hayvanları görürler. İki çocuk, kristalin gücünü kullanarak cadının büyüsünü çözmeyi başarırlar ve köylerindeki herkesi kurtarırlar. Bölüm 3: Aşkın Gücü ve Mutlu Son Eda ve Ömer, maceranın sonunda köylerine geri dönerler ve köy halkının büyük sevgi ve saygısıyla karşılanırlar. İki çocuk, köylerini kurtardıktan sonra aralarındaki arkadaşlık güçlenir ve birbirlerine karşı duydukları sevgi artar. Bu sevgi, zamanla aşka dönüşür ve Eda ile Ömer, birlikte daha pek çok macera yaşayarak büyürler. İki çocuğun aşkı, köy halkında da birlik ve beraberlik duygusunu pekiştirir. Köydeki herkes, Eda ve Ömer’in aşklarından ve maceralarından ilham alarak daha birbirine bağlı ve güçlü hale gelirler. Köy halkı, artık birbirlerine daha fazla yardımcı olmak ve zor zamanlarda bir arada durmak için çaba gösterirler. Eda ve Ömer’in aşkı, ormanın ve köyün güzelliklerini daha da ön plana çıkartır. Ormanda yaşayan herkes, aşkın ve birlikteliğin gücünü anlayarak daha huzurlu ve mutlu bir yaşam sürer. İşte böylece, Eda ve Ömer’in ormanda yaşadıkları aşk macerası, köy halkının da hayatını değiştirir ve orman köyünde hep birlikte mutlu mesut yaşarlar. Ve böylece, bu güzel çocuk masalı Eda ve Ömer’in aşkının gücü sayesinde birlik ve beraberliği anlatarak son bulur. Herkes için mutlu bir yaşam ve huzurlu bir gelecek dileriz.
Umut Erdem ve Paylaşmanın Gücü: Ayvalık’ta Büyülü Bir Macera Bölüm 1: Ayvalık’ta Güzel Bir Gün Bir zamanlar, Ayvalık adında güzel bir sahil kasabasında yaşayan dört yaşındaki tatlı bir çocuk vardı. Adı Umut Erdem’di. Umut Erdem, ailesiyle birlikte güzel, sıcak ve huzurlu bir hayat sürüyordu. Anne ve babası, ona her zaman paylaşmayı, sevgiyi ve saygıyı öğretirlerdi. Umut Erdem’in en yakın arkadaşı Adem Eymen’di. Adem Eymen de aynı yaşta ve aynı mahallede yaşayan sevimli bir çocuktu. İkisi beraber oyunlar oynar, maceralara atılır ve birbirlerine her zaman destek olurlardı. Onlar için hayat çok güzeldi ve arkadaşlık, her şeyin üstündeydi. Bir sabah, Umut Erdem ve Adem Eymen, Ayvalık’taki güzel plajlardan birine gittiler. Güneşli ve sıcak bir gündü. Denizin mavisi, gökyüzünün mavisine karışıyor ve kumsalın altın rengi, güneşin ışığıyla parlıyordu. İki arkadaş, kumda kaleler yaparak ve denizde yüzerek eğleniyorlardı. Bir süre sonra yoruldular ve kumsalda, güneşin altında dinlenmeye karar verdiler. Bölüm 2: Büyülü Deniz Kabuğu Umut Erdem ve Adem Eymen, kumsalda dinlenirken, Umut Erdem’in gözüne parlak ve renkli bir şey ilişti. Merakla yaklaşıp baktığında, büyülü bir deniz kabuğu gördü. Kabuk, gökkuşağının tüm renklerine sahip, sıradışı ve büyüleyiciydi. Umut Erdem, deniz kabuğunu arkadaşı Adem Eymen’e gösterdi ve ikisi de bu güzel kabuğun sırrını çözmeye karar verdiler. Kabuğu inceledikten sonra, üzerinde bir yazı keşfettiler. Yazı şöyle diyordu: “Büyülü Deniz Kabuğu’nun gücünü kullanabilmek için, paylaşmanın ve dostluğun önemini anlamalısın.” İki arkadaş, bu büyülü deniz kabuğunun sırrını çözmeye kararlıydı. Önce, paylaşmanın ve dostluğun önemini anladıklarını düşünerek kabuğu birlikte tuttular. Birden, kabuktan güçlü bir ışık saçıldı ve ikisi de başka bir dünyada olduklarını hissettiler. Bu yeni dünyada, etraflarında sevimli ve renkli yaratıklar vardı. Onlar da paylaşmayı ve dostluğu çok seven varlıklardı. Umut Erdem ve Adem Eymen, bu yaratıkların dünyasında, paylaşmanın ve dostluğun değerini daha da iyi anladılar. Yaratıklar, Umut Erdem ve Adem Eymen’e, büyülü deniz kabuğunun sırrını çözmelerine yardımcı olacak ipuçları verdiler. İlk ipucu, paylaşmanın ve dostluğun, insanları daha mutlu ve huzurlu kıldığıydı. İkinci ipucu ise, gerçek arkadaşlar her zaman birbirlerine destek olur ve fedakarlık yaparlar. Bölüm 3: Paylaşmanın Gücü Umut Erdem ve Adem Eymen, bu ipuçlarıyla ve yaratıkların yardımıyla, büyülü deniz kabuğunun gücünü kullanabileceklerini anladılar. Kabuğun gücü, ihtiyaç duyduklarında, paylaşarak ve arkadaşlıkla, her türlü zorluğun üstesinden gelebilmeleriydi. İki arkadaş, bu gücü kullanarak, Ayvalık’taki evlerine geri döndüler. Bu büyülü macerayla birlikte, paylaşmanın ve dostluğun ne kadar değerli olduğunu daha iyi anlamışlardı. Artık her zaman birbirlerine destek olacak ve paylaşmanın gücüyle her türlü zorluğun üstesinden geleceklerdi. Umut Erdem ve Adem Eymen, bu macerayı aileleriyle paylaştılar ve onlar da paylaşmanın ve dostluğun önemini kavradılar. Artık tüm aile, dostluk ve paylaşma değerlerine daha sıkı sarılıyor ve sevgi dolu bir hayat sürüyorlardı. Böylece, Umut Erdem ve Adem Eymen’in Ayvalık’taki büyülü macerası sona erdi. İki arkadaş ve aileleri, paylaşmanın ve dostluğun gücünü asla unutmayacak ve bu değerleri her zaman yaşatacaklardı. Ve onlar, sonsuza kadar mutlu ve huzurlu bir hayat sürdüler. Umut Erdem ve Adem Eymen’in bu masalı, hepimize paylaşmanın, dostluğun ve sevginin ne kadar değerli olduğunu öğretiyor. Unutmayalım ki, gerçek dostlar ve paylaşılan güzellikler, hayatımızı daha anlamlı ve güzel kılar.
Ankara’nın Küçük Kahramanı Duru: Macera Dolu Bir Gün Bölüm 1: Duru ve Lila’nın Arkadaşlığı Ankara’nın güzel ve sıcak bir gününde, altı yaşındaki Duru, annesiyle birlikte parka gitmek için sabırsızlanıyordu. Dışarı çıktığında güneşin sıcaklığı ve kuşların şarkılarıyla karşılaştı. Duru, annesinin elini tutarak parka doğru yürümeye başladı. Parka vardıklarında, Duru’nun gözüne çarpan ilk şey, kumlu alanda oyun oynayan Lila adındaki minik köpekti. Duru, Lila’nın neşeli hareketlerine hayran kalmıştı ve hemen annesine dönerek, “Anne, Lila ile oynamama izin verir misin?” diye sordu. Annesi de gülümseyerek, “Tabii kızım, ama dikkatli ol ve Lila’ya nazik davran” dedi. Duru, Lila ile oynamaya başladığında, iki arkadaş arasında çok güçlü bir bağ oluştu. Lila, Duru’nun her komutuna kulak veriyor ve iki arkadaş birbirlerini çok seviyorlardı. Duru, Lila ile oynarken, köpeğin özel bir yeteneği olduğunu fark etti: Lila, Duru’nun düşüncelerini anlayabiliyor ve ona yardımcı olmak için her şeyi yapıyordu. Gün boyunca Duru ve Lila, parkta pek çok maceraya atıldılar. Ağaçlara tırmanıyor, gölette balık tutuyor ve güzel çiçekler arıyorlardı. Ancak günün sonunda, Duru’nun annesi ona eve dönmeleri gerektiğini söyledi. Duru, Lila’ya sarılıp vedalaştı ve annesiyle birlikte eve döndü. Bölüm 2: Kayıp Cüzdan Macerası Ertesi gün Duru, okuldan eve dönerken annesinin telaşlı olduğunu gördü. Annesi cüzdanını kaybetmiş ve ne yapacağını bilemiyordu. Duru, annesine yardım etmek için hemen Lila’ya seslendi. Lila, Duru’nun yardım çağrısını duyunca hemen yanına geldi. “Lila, annemin cüzdanını bulmamız gerekiyor. Acaba bize yardımcı olabilir misin?” diye sordu Duru. Lila, sevimli bir şekilde başını sallayarak yardımcı olabileceğini belirtti. Duru, Lila’ya cüzdanın kokusunu alması için annesinin çantasından bir mendil verdi. Lila, mendili koklayarak cüzdanın kokusunu aldı ve iki arkadaş yola koyuldu. Duru ve Lila, cüzdanı aramak için Ankara’nın sokaklarında dolaşmaya başladılar. Her yerde cüzdanı aradılar ama bir türlü bulamadılar. Duru, üzülerek “Lila, galiba cüzdanı bulamayacağız” dedi. Ama Lila, Duru’ya güçlü bir arkadaşlıkla destek olarak onun umudunu tazeledi ve aramaya devam etti. Nihayet, bir süre sonra, Duru ve Lila’nın yolu bir çiçekçi dükkanına düştü. Dükkanın önünde, annesinin cüzdanının üstünde uyuyan büyük bir kedi vardı. Duru, önce ne yapacağını bilemedi ama sonra Lila’ya dönerek, “Lila, bize yardımcı olmak için burada olman çok önemli. Şimdi sana güveniyorum ve bu kediyi uyandırarak cüzdanı almamız gerekiyor” dedi. Lila, gözlerindeki kararlılıkla Duru’ya baktı ve dikkatlice kediyi uyandırmaya çalıştı. Kedi, uyandığında şaşkın bir ifadeyle etrafına bakındı ve cüzdanı bıraktı. Duru ve Lila, cüzdanı alarak annelerine geri döndüler. Duru’nun annesi cüzdanı görünce çok sevindi ve Duru’ya sarılarak, “Sen ve Lila harikasınız. Sizin sayenizde cüzdanımı geri aldım” dedi. Bölüm 3: Arkadaşlığın Gücü ve Öğretici Yönü Bu macera, Duru ve Lila’ya önemli bir ders öğretti: Arkadaşlık, her zaman birlikte hareket ederek zor durumların üstesinden gelmeyi sağlar. Duru ve Lila, arkadaşlıkları sayesinde birbirlerine destek olarak başarıya ulaştılar ve bu sayede Duru’nun annesi de cüzdanını geri aldı. Ayrıca, Duru ve Lila’nın yaşadığı bu macera, onlara başkalarına yardım etmenin önemini de öğretti. Yardımseverlik, insanların ve hayvanların karşılaştığı zorluklara çözüm bulmalarına yardımcı olur ve birlikte çalışarak daha güçlü olabileceklerini gösterir. Ankara’da geçen bu masal, Duru ve Lila’nın arkadaşlığı sayesinde birçok macera daha yaşayacaklarını ve birlikte nice güzel anılar biriktireceklerini anlatır. İki arkadaş, arkadaşlığın ve yardımseverliği
Bu masallar yapay zekaya yazdırılıp seslendirilmiştir. Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://s.cagrisarigoz.com/masal Büyük Sıçan Evi’nde Sihirli Macera: Sarp ve Arkadaşlarının Hikayesi Bölüm 1: Büyük Sıçan Evi’yle Tanışma Bir gün, küçük Sarp ve en yakın arkadaşı Bilgehan, ormanın içinde yeni maceralar aramaya çıkmışlardı. Dolaşırken, önlerine bir anda devasa bir sıçan evi çıktı. Ev, tüm ağaçların üzerinde yükseliyor ve etrafta büyülü bir hava yayıyordu. Sarp ve Bilgehan, bu evin kimin olduğunu merak ediyor ve içine girip neler olduğunu öğrenmek istiyorlardı. Fakat, Sarp başlarında büyük belalar açabilecek bir şey yapmayı istemiyor ve Bilgehan’a karşı dürüst olmayı seçiyordu. Sarp, “Bilgehan, bu evin içine girmemeliyiz. Belki başımıza bela açarız ve arkadaşlarımızı da tehlikeye atarız.” dedi. Bilgehan ise, “Sarp, cesaretini göster ve içeri girelim. Belki bizi kimse fark etmez ve bu büyülü evin sırrını öğreniriz.” karşılığını verdi. Sarp, arkadaşını kırmamak için onunla birlikte eve doğru ilerledi. Büyük sıçan evinin kapısı açıldığında, içerideki manzara ikisini de çok şaşırttı. Ev, tam bir sıçan kralı ve onun tebaası tarafından yönetiliyordu. Muhafız fareler, evin her köşesinde dikkatle nöbet tutuyor ve herhangi bir tehlikeye karşı uyanık olmaya çalışıyorlardı. Bölüm 2: Sihirli Yere Hapsolma ve Farelerin Sihirleri Sarp ve Bilgehan, büyük sıçan evinde dolaşmaya başladılar. Dikkat çekmemeye çalışarak, evin içindeki farklı odaları ve sihirli köşeleri keşfediyorlardı. Ama her şey yolunda gitmedi. Bir anda, köşeden döndüklerinde, Emir Asaf ve Poyraz isimli iki genç sıçanla burun buruna geldiler. Bu durumda, Sarp ve Bilgehan bir seçim yapmak zorundaydı: Ya kaçıp kendilerini kurtaracaklar ya da dürüst davranıp kim olduklarını ve neden orada olduklarını açıklayacaklardı. Sarp, arkadaşını cesaretlendirdi ve dürüstlüğün her zaman kazandığını söyledi. Emir Asaf ve Poyraz’a kim olduklarını ve sadece macera aramak için orada olduklarını anlattılar. Sıçanlar, Sarp ve Bilgehan’ın dürüstlüğünü takdir ettiler ve onları krala götürmeye karar verdiler. Fakat, oraya vardıklarında, Sarp ve Bilgehan’ı büyük bir sürpriz bekliyordu. Fare kral, onları sihirli bir yere hapsedip, oradan çıkabilmeleri için imkânsız bir görev verdi: Karanlık ormanda, Zalim büyücüyle savaşıp, krallığı tehdit eden büyülü yaratıklardan kurtulmaları gerekiyordu. Eğer başarılı olurlarsa, Sarp ve Bilgehan serbest bırakılacak ve büyük sıçan evine geri döneceklerdi. Sarp ve Bilgehan, kararlılıkla görevi kabul ettiler ve karanlık ormana doğru yola koyuldular. Farelerin sihirleri sayesinde, ormanda daha hızlı ilerleyebiliyor ve tehlikelerden kaçınıyorlardı. Ancak, Zalim büyücü ve onun yaratıkları, Sarp ve arkadaşlarının peşini bırakmıyor ve onların başarısız olmasını istiyorlardı. Bölüm 3: Zalim Büyücüyle Savaş ve Öğretici Yön Sarp, Bilgehan, Emir Asaf ve Poyraz, ortak bir plan yaparak Zalim büyücüyü alt etmeye ve krallığı kurtarmaya karar verdiler. Cesaretlerini topladılar ve Zalim büyücünün karşısına çıktılar. Büyücü, onları küçümseyerek güldü ve başarılı olamayacaklarını söyledi. Ama Sarp ve arkadaşları, birlikte hareket etmek ve paylaşarak güçlerini birleştirmek sayesinde, en zor anlarda bile başarıya ulaşabileceklerini biliyorlardı. Zalim büyücünün büyülerine karşı koymayı başardılar ve onu alt ettiler. Böylece, krallığı tehdit eden yaratıklardan kurtuldular ve sihirli yere hapsolma durumunu da sonlandırdılar. Fare kral, Sarp ve arkadaşlarının başarısını öğrendiğinde, onların dürüstlük, cesaret, kararlılık ve paylaşma değerlerine saygı duydu ve bunların her zaman başarıya götüren yollar olduğunu kabul etti. Sarp ve arkadaşlarını serbest bıraktı ve onlara büyük sıçan evinde diledikleri gibi dolaşma izni verdi. Bu macera sayesinde, Sarp ve arkadaşları, değerli der
Nesse espisódio especial de WITcast, Andrea Macera, Secretaria de Competitividade e Política Regulatória do Ministério da Indústria e Comércio Exterior, explica como a recente Consulta Pública sobre Redução de Custo foi estruturada, como a sociedade civil pode participar e quais os resultados esperados. Link para consulta pública: https://www.gov.br/participamaisbrasil/plano-de-reducao-do-custo-brasil-2023-2026. Entrevistaram: Marina Carvalho e Carolina Matos. www.womeninsidetrade.com
Genç bir sıçanın yanlış yönlendirilmiş dileği, sadece memleketi Sanctuary City'nin tamamını dondurmakla kalmaz, aynı zamanda orada yaşayan herkesin hayatını tehdit eder. Dilek Ağacı sonsuza kadar yok olmadan önce, dileğinin sonuçlarını geri almak ve şehrini kurtarmak için zorlu bir maceraya atılmalıdır.
Şeker Kız ve Arkadaşları Macera Adasında, küçük bir kızın maceralarını konu ediyor. 8 yaşındaki Şeker Kız, annesinin çalınan anılarını kurtarmak için macera dolu bir yolculuğa çıkar.
In this episode, pulmonary hypertension patient, Cat Macera, discusses her diagnosis that happened during Covid and how her background in the medical field helped her become a strong advocate for herself and others. Learn more about pulmonary hypertension trials at www.phaware.global/clinicaltrials. Follow us on social @phaware Engage for a cure: www.phaware.global/donate #phaware Share your story: info@phaware.com
Tohumlar temel ihtiyaçlarımızdan sosyal yaşantımıza kadar birçok alanda etkili bir role sahip. Küçük ve işlevsiz görünen bu varlıkların, tarihin seyrine nasıl yön verdiklerini konuşacağız bu bölümde. Tohumlarla birlikte insanlık tarihinde bir zaman yolculuğuna çıkacağız.Sunan: Barış ÖzcanHazırlayan: Özgür YılgürSes Tasarım ve Kurgu: Metin BozkurtYapımcı: Podbee MediaBu podcast, Cambly hakkında reklam içerir.Cambly hakkında daha detaylı bilgi almak ve Black Friday'e özel 111Hz koduyla %60 indirimden faydalanmak için aşağıdaki linke tıklayın.cambly.biz/111hzSee Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Kuzey Akım doğal gaz boru hattına saldırı düzenlendi, Drujba petrol boru hattında sızıntı ortaya çıktı. Alman demir yolu ulaşımına sabotaj yapıldı... Önceki yıllarda da Almanya'da hastanelere ve federal meclise siber saldırı düzenlenmişti. Vatandaşları tedirgin eden bu tür müdahalelere hibrit savaş deniyor. Macera filmlerinden bildiğimiz bu tür saldırılar korona pandemisi veya Ukrayna savaşı gibi kriz dönemlerinde mi ortaya çıkıyor? Yoksa gelecekte çoğalacak mı? Von Aydin Isik.
In today's episode, I connect with Jessica Macera from Business Dynamix Solutions in Naples Florida, and talk about their services for resellers.Many bookkeeping agencies provide resellers with services, but coupled with fulfillment services, I see this as a game changer for my business.The website for BDS is https://businessconsultinghelp.com/. Check it out.I did mess up on some of the audio (about 30 seconds or so), please excuse the mistake. But fulfillment services are going to revolutionize reselling on eBay I believe.
Hopper ve Çılgın Çetesi Büyük Macera, ünlü bir tavşan maceracısı olan Kral Peter tarafından evlat edinilen, yarı tavuk ve yarı tavşan olarak dünyaya gelen genç bir kahraman olan Chickenhare'ın maceralarını takip ediyor. Farklılıklarına rağmen uyum sağlamaya ve sevildiğini hissetmeye istekli olan Chickenhare, ne kadar sakar olursa olsun maceraya saplantılıdır. Krallığın en büyük kötü adamı hapisten kaçıp babasını devirmekle tehdit ettiğinde Chickenhare, alaycı bir kaplumbağa olan Abe ve dövüş sanatları uzmanı bir kokarca olan Meg ile birlikte destansı bir maceraya atılır.
El director del Instituto Peruano de Economía, dijo que la medida no está focalizada a los hogares con menores recursos económicos.
El director del Instituto Peruano de Economía, dijo que la medida no está focalizada a los hogares con menores recursos económicos.
Şövalyelerden sınır aşan tüccarlara, muzla yetinmeyen maymunlardan mamut avlayan atalarımıza, uzaydan kutuplara, dağlardan yarış pistlerine, maceraperestlerin psikolojisinden, kurup yıktığı düzenlere maceranın peşine düştük. Maceraya neden düşkünüz? Maceraperestlerin ortak özellikleri neler? Ölüm korkusuna rağmen neden maceraya atılmaktan çekinmiyoruz?1.52: Maceraperest kişilik kaç çeşit6.50: Kuşla armutla yetinmeyip gözü mamuta neden diktik?7.47: Don Kişot'un trajedisi9.45: Kahramanın yolculuğu ve Eray'ın tembelliği14.30: Macera paradoksu. Maceranın sonunda sıkılmak.16.22: Maceranın özellikleri19.48: İşin psikolojisi nedir?24.04: Kaşiflerin ortak özellikleri28.02: İnsan neden maceraya atılır?31.21: Meselede çok dualite var