Podcasts about kapadokya

  • 42PODCASTS
  • 59EPISODES
  • 28mAVG DURATION
  • ?INFREQUENT EPISODES
  • Jan 24, 2025LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about kapadokya

Latest podcast episodes about kapadokya

Demode Podcast
Dörtlü Masa #91 | Demode

Demode Podcast

Play Episode Listen Later Jan 24, 2025 88:30


Dörtlü Masa 91. bölümüne ani bir şekilde Mehmet Atar'ın dahil olmasıyla başlıyor. Yalçın'ın İstanbul gezisi ve Önderizo'nun Kapadokya gezisiyle bölüme girizgah yapılıyor. Sorular ile birlikte hitap şekilleri, ulaşım araçları, overprice ürünler, kadın - erkek gelir dengesi, fake kız hesap teşhisi, kız arkadaşta olması beklenen özellikler, hayatı sorgulamak, hesap paylaşımı gibi birçok konuya değiniliyor.

Yeni Şafak Podcast
Ali Saydam - Türkiye Ateş Altında...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Sep 2, 2024 7:22


Bazıları dışarıdan... Bazıları da içeriden... Kurcalayıp duruyorlar. Durum hep aynı; Selçuklu'dan bu yana aynı... Selçuklu da Bizans'la boğuşmaktan çok, Bizans'ın yerleştirdiği fitne odaklarıyla uğraşırdı... Amaç; dışarıda Türkiye'nin tezlerinin çürütülmesi, içeride ise kaos çıkarılması... Son işaret fişeği, FETÖ'nün 15 Temmuz'a ilişkin kullandığı ifade edilen “Kapadokya” mesajının 30 Ağustos'ta CIA tarafından X'te paylaştıkları bir fotoğrafla yeniden gündeme gelmesiyle yakılmış olabilir mi?.. Üst üste yaşadığımız şu üç olayın birbirleriyle hiç mi bağlantısı yok acaba?..

Yeni Şafak Podcast
YUSUF DİNÇ - Enflasyonla Mücadeleyi Zamana Yaymak

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 20, 2024 6:04


Enflasyonla yaşamak ya da yaşamamak… Yaşamamak derken komple yaşamamayı kastediyorum. Türkiye için de tartışmıyorum. ABD'den başlayıp tüm dünyaya yayılacak herkesin birbirinden ucuza mal almak için uğraş vereceği bir iklimi kastediyorum. Kapitalizm ve enflasyon ilişkisi araba ile motor benzetmesiyle tarif edilir. Gelin ben size daha yerinde bir somutlaştırma yapayım; Kapadokya'nın bir sembolü haline gelmesiyle dünyada artık Türkiye'ye has bir binek olarak görülen sıcak hava balonu üzerinden örnek vereyim. (Bir bilgi; Türkiye'nin imajında çok büyük yeri olduğu halde ilk sıcak hava balonu uçuşu daha henüz denebilecek bir yılda 1984'te gerçekleştirilmiştir.) Kapitalizm bir balonsa enflasyon bu balonun açık ağzındaki ısı kaynağıdır. Deflasyonda balona ısı girmez ve yükselmez. Yani kapitalizm çalışmaz. Aksine ocağın altı çok açılır balon çok ısıtılırsa da zarar görür, düşüp çakılır. Bu nedenle ılıman enflasyon seviyesinin altındaysa ekonomi ısıtılır, yani bazı merkez bankaları enflasyonu yükseltmeye uğraşır; yok, ılıman seviyenin üzerindeyse enflasyon düşürülmeye çalışılır. Fakat tartışmadan anlaşılacağı üzere kapitalizmde esas olan balonu uçurmak yani enflasyonu çıkarmaktır, ılıman seviyeye kadar. Türkiye'de ekseriyetin enflasyonu düşürülecek bir olgu sanması her ekonomi için doğru olmayan bir sanrıdır. Merkez bankaları ve bugünkü para tasarımı enflasyon üretmek için var edilmiştir. Çünkü önceki para sistemi (değerli metal para) deflasyonisttir. Kapitalizm bunu sevmez. O simyacı Karun'un, ormanları yakan Nemrut'un tarafındadır. Şimdi bugünkü formunun sonuna gelen kapitalizm yaratıcısız yıkımını kavurucu bir enflasyonla gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Liderler bu süreci doğru yönetemezse kapitalizmin skolastisizmine teslim olanlar dünyayı yakacak. Tabi kapitalizmin dünyayı lidersiz bırakmış olmasını da bu girişim için önemli bir hazırlık olarak görmek lazım. Demokrasi, cumhuriyet, kapitalizm kardeştir amenna… Ama o eski kapitalizm. Yeni kapitalizm demokrasileri sorgulatacak… Dünyada seçimle iş başına gelenlere yahut daha doğru ifadesiyle getirilenlere bir bakın. Abidik gubidik örnekleri saymama sanırım gerek yoktur. Krallıkların son yıllarda demokrasilere göre güçlü karaktere sahip liderler ortaya çıkardığı insanlığın gözüne sanırım boşuna sokulmuyordur. Bugün kral durumundaki liderlerden en yetersizi dahi birçok demokrasinin başbakanlarını şunlarını bunlarını alt alta üst üste toplasanız her bakımdan daha üstün gelir.

Yeni Şafak Podcast
ÖZGÜR BAYRAM SOYLU - Deniz Kum Ekonomi

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 17, 2024 4:13


Türkiye sahip olduğu tarihi zenginlikler, kültürel miras ve doğal güzellikler ile dünya turizminin önemli destinasyonlarından biri. Turizm sektörü gerek istihdam gerek bölgesel kalkınma gerekse döviz gelirleri başta olmak üzere pek çok potansiyeliyle ülke ekonomisinin büyümesine önemli katkı sunuyor. Ama; her güzel cümlenin katili bağlacımız bu sektörde de kendini göstermekten geri durmuyor. SAYILARLA TURİZM 2023 yılında turizm gelirleri bir önceki yılda göre %16,9 artmış ve 54 milyar 315 milyon lira seviyesini yakalamıştı. 2024 yılının ilk çeyreğinde de artış trendi sürmüş, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre turizm gelirleri %5.4lük bir artış performansı göstermişti. Aynı zamanda ülkemizden çıkış yapan ziyaretçi sayısı yılın ilk çeyreğinde 9 milyon 10 bin 90 kişi olarak gerçekleşti. Kişi başına Ortalama harcama 975 $, gecelik harcama ise kişi başına 93 $ seviyesinde. Daha çok gezi, eğlence, ve sportif faaliyet amaçlı yapılan turistik ziyaretlerden elde edilen turizm gelirleri içerisinde ilk sırayı yeme içme harcamaları, ikinci sırayı uluslararası ulaştırma harcamaları, paket tur harcamaları ise üçüncü sırayı alıyor. Alaçatının tatlı esintisi, tarihi yarımadanın kültürel dokusu, peri bacalarının eşsiz manzarası, gün batımının vazgeçilmezi Nemrut'un gölge oyunları bu istatistiklere can veriyor. Türkiye ekonomisinin can damarlarından birisi olan turizm sektörü, vücuda kan pompalayarak Türkiye'deki ekonomik hayata canlılık getirme misyonunu taşıyor. Sahip olduğu geniş etki alanı ile milyonlarca insana istihdam alanı açıyor, yerel ekonomilere nefes alma imkanı tanıyor. DESTİNASYON ZENGİNİ STRATEJİ FAKİRİ Türkiye'nin zengin tarihini ve kültürel mirasını keşfetmeye gelen milyonlarca turist eşsiz deneyimlerle karşılaşıyor. Sahip olduğumuz destinasyon çeşitliliği Türkiye'nin dünya sahnesindeki imajını pekiştirme potansiyelini güce dönüştürüyor. Ancak aşırı gelir elde etme motivasyonu belirli bir noktadan sonra doğal cennetimizin zarar görmesine neden olabiliyor. Dolayısıyla çevresel ve kültürel sürdürülebilirliği ihmal eden, gelir odaklı hızlı ve plansız turizm, doğayı ve tarihi hatta gelecek nesillerin mirasını ellerinden alma riskini taşıyor. Türkiye ekonomisi için döviz kazandırma potansiyeli daha çok öne çıkan turizm sektörünün ekonomik, sosyal, kültürel faydalarının sürdürülebilirliği dünya turizminin parlayan yıldızlarından biri olma hedefine ulaşmada giderek önem arz ediyor. Alaçatı'dan Göbeklitepe'ye, Kapadokya'dan Tortum Şelalesine, Pamukkale'den Narman Peri bacalarına her köşesi dünya turizmine armağan edilen Türkiye değerli bir mücevher olma özelliğini koruyor. Türkiye'nin turizm gelirlerini arttırmak için hedef pazarların belirlenmesi ve çeşitlendirilmesi giderek stratejik bir hal alırken, Asya ile Latin Amerika gibi yükselen pazarlara yönelik etkili tanıtım kampanyaları, dijital pazarlama stratejileri, kullanıcı dostu rezervasyon sistemleri turizm potansiyelini maksimuma çıkarma yolunda yenilikçi adımlar olarak öne çıkıyor.

Sürdürülebilirliği Konuşalım
Sürdürülebilirlik Sohbetleri #61 Sürdürülebilir Turizm

Sürdürülebilirliği Konuşalım

Play Episode Listen Later Jun 27, 2024 48:18


Sürdürülebilirlik Sohbetleri'nde bu hafta Kapadokya Üniversitesi Sosyal ve Stratejik Çalışmalar Merkezi Proje Yöneticisi ve Sürdürülebilir Turizm Uzmanı Sinan Baran Bayar ile sürdürülebilir turizmde gelinen noktayı konuşuyoruz.

Voces de Ferrol - RadioVoz
Esta semana el ferrolano Miguel Biezma presenta las primeras canciones de su proyecto más personal. Hoy: Kapadokya

Voces de Ferrol - RadioVoz

Play Episode Listen Later May 15, 2024 4:10


Miguel lleva toda la vida haciendo música. Le conocimos como integrante de la banda ferrolana SuperGlú, aunque su relación con la musica viene de mucho antes. Siempre ha compuesto canciones, pero no fue hasta hace unos meses cuando decidió compartir su trabajo a través de las redes publicando dos primeros temas grabados en versión acústica, que comparte en plataformas digitales y que ha compuesto de principio a fin. A lo largo de esta semana escucharemos a Miguel con sus temas más personales. Él se define como cantante, guitarrista, amante de la música en general que profesa estilos dispares que van cambiando a cada momento.

Organik Beyinler Podcast
304-TR/EN – Kapadokya ve Datça / Cappadocia and Datça

Organik Beyinler Podcast

Play Episode Listen Later Apr 22, 2024 37:58


Bayram tatili anılarımızı paylaştığımız bu keyifli bölümü kaçırmayın.  Don't miss this fun episode where we share our holiday memories. organikbeyinlerpodcast@gmail.com https://www.instagram.com/organikbeyinlerpodcast/

Yeni Şafak Podcast
Ayşe Böhürler - Hocam Alev Alatlı

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Feb 3, 2024 7:50


Alev Alatlı, murakabe yaparak bilgisini sürekli yenileyen Müslüman bir Türk münevveriydi. Öyle ki Kapadokya Üniversitesi için yaptığı programın adını Murakabe Günleri koymuştu. Ana akım anlatılara her zaman kuşkuyla bakar, çalı dibi karıştıra karıştıra arkasına, daha da arkasına bakmaya çalışırdı. Kendisini, ne yapmaya çalıştığını en iyi Nasihatname kitap serisinin girişinde yazdığı yazıda anlatmıştı: “Akil ömrümde yeminle bildiğim bir şey varsa; o da ayaklarımıza dolanan meselelerden, onları doğuran düşünce tarzımızı kullanarak kurtulamayacağımız. Öğretilmiş çaresizlikten silkinmenin yolu belirli bir konumdan kanatlanarak Google haritası misali yükselmek, görüş mesafemizi genişletmek, sorunların mümkün olduğunca çok veçhesiyle yüzleşmekten geçiyor.” Kelebek Etkisi söyleşileri kitabında da dünyaya hangi pencereden baktığını çok iyi anlatmıştı. “Burada yapmaya çalıştığımız belirli ipuçlarını verebilmek, ‘Dünyaya bir şuradan bakın, bir buradan bakın' demek. Bir küçük pencere, kelebek deliği açabilmek…” diyordu. “En küçük bir etki çok büyük değişimlere neden olabilir. Bir kelebek etkisi oluşturmak her şeyi kökten değiştirmeye yetecektir. İnan ve korkma!” Kömürlük penceresinden dünyaya bakmaktan vazgeçirmeye çalışıyordu biz inatçı Türkleri. 150 bölüm İhmal Edilebilir Nasihatler, 6 bölüm Mitolojinin Gücü (kendi verdiği başlıkla; Bana Masal Anlatma), 22 bölüm Kelebek Etkisi, Türk Kahvesi söyleşisi, on'a yakın gazete röportajı ve 30 yıla varan dostluğumuzda sayamayacağım kadar çok sohbet yaptık Alev Alatlı ile. Her seferinde mutlaka yeni bir bakış açısı ve bilgi koyardı ortaya. Gezi olayları esnasında yaptığım bir röportajda aydın despotizminden de yola çıkarak, “Okumuşların ambargosu altındayız… Klavyeleri iyi kullanıyorlar diye atar ergenlere ülkeyi bırakamayız”; sonrasında yaptığım bir başka röportajda ise “Varsa bir ambargo o da samimiyetsizliğin ambargosu olabilir” demişti. Safsata Kılavuzu'nun hazırlanmasına öncülük etmişti. Türkiye'de kutuplaşmanın sebeplerinin başına birbirini anlamamayı koyar, tartışılan konuyu bir yana bırakıp muhatabın kişiliği ile uğraşmak anlamına gelen ad hominem yapmayı da en büyük alışkanlığımız olarak görür, yönetim sorunlarımızın başına bunu koyardı. Edward Said'in Filistin Sorunu ve Haberlerin Ağında İslâm kitabını ilk olarak Alev Alatlı çevirmişti. Türk okuru ile Edward Said'i tanıştıran kişiydi. Yaser Arafat Tunus'ta sürgündeyken ona bir elbise ve özgürlük madalyası göndermişti. Pek çok ödül almıştı, ancak en çok onu sevmişti.

T24 Podcast
Ekşın // Mesut Süre: Yapımcı ne kadar harcamıştır, kredi çekip masrafları versem ve dönsem mi diye düşündüm

T24 Podcast

Play Episode Listen Later Nov 21, 2023 27:23


Başrollerini Mesut Süre, Anlatanadam, Fazlı Polat'ın paylaştığı ve yönetmenliğini Alper Mestçi'nin üstlendiği Meksika Açmazı filmi 17 Kasım'da seyirciyle buluşuyor. Aldıkları bir iş teklifi üzerine farklı motivasyonlarla Kapadokya'ya giden 3 arkadaşın başından geçenleri konu alan Meksika Açmazı'nı komedyenler Mesut Süre ve Anlatanadam, Muammer Brav'la Ekşın'da anlattı. Podcast serisi olarak başlayan ve 77 bölüm yayınlanan Meksika Açmazı, tiyatro sahnesinde de seyirciyle buluştu. Muhteşem Film Yapım'ın sahibi Muhteşem Tözüm'ün Meksika Açmazı oyununa gelmesiyle film fikrinin ortaya çıktığını ve işe koyulduklarını anlatan Süre ve Anlatanadam; filme giden süreci, sette yaşananlarla filme dair beklentilerini kendilerine has üsluplarıyla T24 takipçileriyle paylaştı. 12 Kasım 2023 yayını

Avto FM 107.7
Yalnız qadınların saçı olan muzey I Yol Əhvalatı #344

Avto FM 107.7

Play Episode Listen Later Nov 14, 2023 31:11


"Yol Əhvalatı"nda qonaq olan Aysel Zahidqızı Fransanın müsbət və mənfi tərəflərindən, fransız mətbəxinin zənginliyindən, Laplandiyada Santa Klaus səfərindən, Kapadokyada olan saç müzeyindən bəhs edib.

Socrates Dergi
Socrates GP #35 | Hollanda GP, Ferrari'de Kaos, Alevli Alonso

Socrates Dergi

Play Episode Listen Later Aug 29, 2023 49:30


Otoshops'un katkılarıyla hazırlanan Socrates GP'nin bu bölümünde Çağıl Özge Özkul'a yeni program partneri Emre Baltaoğlu eşlik ediyor. Hollanda Grand Prix'inin ardından mikrofonlarının başına geçen ikili, Lance Stroll'un potansiyel tenis kariyerinden, Hamilton'un Kapadokya tatiline uzanan sohbette Verstappen'in üst üste kazandığı dokuzuncu galibiyete de geniş yer veriyor. Her takıma ayrı parantez açılan bu bölümde haftasonunun heyecanı yeniden yaşanıyor.

Socrates GP
Socrates GP #35 | Hollanda, Ferrari'de Kaos, Alevli Alonso

Socrates GP

Play Episode Listen Later Aug 29, 2023 49:03


Otoshops'un katkılarıyla hazırlanan Socrates GP'nin bu bölümünde Çağıl Özge Özkul'a yeni program partneri Emre Baltaoğlu eşlik ediyor. Hollanda Grand Prix'inin ardından mikrofonlarının başına geçen ikili, Lance Stroll'un potansiyel tenis kariyerinden, Hamilton'un Kapadokya tatiline uzanan sohbette Verstappen'in üst üste kazandığı dokuzuncu galibiyete de geniş yer veriyor. Her takıma ayrı parantez açılan bu bölümde haftasonunun heyecanı yeniden yaşanıyor.

Bir bakışta
Kültür Yolu Festivalleri bu yıl nelere sahne olacak?

Bir bakışta

Play Episode Listen Later Aug 4, 2023 9:22


Bu yıl 11 farklı şehirde düzenlenecek olan Kültür Yolu Festivalleri 5 Ağustos'ta Kapadokya'da başlayacak. Festivaller boyunca gerçekleştirilecek etkinliklerle ilgili, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu ile konuştuk.

Mevlana Takvimi
“KADIN” MESELESİNE FARKLI BİR BAKIŞ - 23 HAZİRAN 2023 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Jun 23, 2023 2:30


“Türkiye'de kadın meselesi yok, erkek meselesi var” iddiasının sahibi Kapadokya Üniversitesi öğretim üyesi yazar Alev Alatlı ile yapılmış bir röportajı kısaltarak sunuyoruz: -Türkiye kadın sorunlarının yumak olduğu bir ülke. Siz bu sorunları nasıl değerlendiriyorsunuz? “Kadının ayrı bir faktör olarak ele alınmasını yadırgayan biriyim. Dünyanın neresinde olursa olsun kadın, yaşadığı kültürün ayrılmaz bir parçası. O yüzden uluslararası kadın dayanışması filan bana hep sakat gelmiştir. Bunun altında yine batı çıkışlı bir feminizm olduğunu düşünüyorum.” -Erken evlendirme meselesi nasıl çözülür? “Neyi çözeceksin Allâh aşkına? Çözecek bir şey yok ki. Ben dert nedir, onu anlamıyorum. 13 yaşında evlendirdiğin kızın kocası 14 yaşında. Hayat beklentisinin kısa olduğu dönemler. İnsanlar daha erken evlendirilir, töreler de bunu devam ettirir. Zamanla aşılacak şeylerdir. Şu da var, 18 yaşına giren çocuğun cinsel istekleri var. Müslüman toplumda ne olacak bunların hali? Cinsel ihtiyaçlarını karşılayacağı bir kız mı bulsun? Evlendiriyorsunuz, makul değil mi?” -Çile çekmek daha çok kadın için kullanılır… “Çünkü erkek daha naiftir ve kendine yediremez çile çekiyorum demeyi. Bu ülkenin erkeklerinin çok aşağılandığı, horlandığı kanısındayım.” -İslâm'ın kadın üzerinde baskı olduğunu iddialarına ne diyorsunuz? “Tümüyle yalan. Acı olan şu ki bizim ne müderrisimiz, ne imâmımız, Hıristiyanlığı, Yahudiliği biliyor. Bilmediğimiz için de böyle palavraları yutuyoruz. Tersine İslâmiyet sorumluluğu insanoğluna vererek batının ancak aydınlanmada gelebildiği bireyselliği baştan koymuştur.” -Batı feminizmine karşı olmanızın nedenleri neler? “Sadece öykünülmesine, dayatılmasına karşıyım. Ve bunun getirdiği yıkıma karşıyım. Unisex meselesi, kadına benzetilmeye çalışan erkekler, metroseksüellik... Bütün bunların müthiş tahripkâr olduğunu düşünüyorum. Erkeği kadınlaştırmanın kimseye yaramayacağını düşünüyorum son tahlilde.” (Alev Alatlı ile yapılan bir röportajdan alıntıdır)

LIBRE&LOCA

¿En qué nos diferenciamos cuando estamos de viaje de cuando estamos en casa? En que usualmente de viaje estamos abiertos a las experiencias y en casa lo damos todo por sentado. al darlo todo por sentado dejamos poco espacio para la espontaneidad e incluso se nos olvida decir que SI a cosas nuevas, lo cuál nos atrapa en un ciclo eterno de patrones, pensamientos, preocupaciones, actividades y personas que a veces distan de ser lo que queremos que sea nuestra vida. En Kapadokya entendí que quiero vivir mi vida con mentalidad de viajero, siempre abierta a nuevas experiencias, diciendo que si, viviendo en el presente con la certeza de que se acaba y con deseo de dejar la vida bien vivida. Pero todo eso empieza con aprender a decir que si. Por cierto no se olviden de checar mi nueva temporada EXCLUSIVA para PODIMO llamada REGRESA A TI aquí: https://go.podimo.com/latam/roberta

Mutlu Kafa
Ne Var Ne Yok

Mutlu Kafa

Play Episode Listen Later Oct 22, 2022 27:41


Bu yayınımızda hem üzücü hem de keyifli konular hakkında sohbet ettik. Öncelikle sektörümüz ve kaçınılmaz olarak ülkemiz açısından üzücü bir haberi, Kapadokya'da yaşanan ve iki yabancı turistin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan balon kazasını, kazanın detaylarını, pilotun ilk ifadesini, balon pilotu olmak için gereken eğitimleri ve balon turunun nasıl bir aktivite olduğunu konuştuk. Akabinde değerli meslektaşımız Pelin Erhan'ın geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği İtalya seyahatini, bir turizmcinin gözünden dinleme fırsatı bulacağız. Uluslararası seyahatin covid sonrası aldığı şekli de değerlendirdiğimiz yeni bölümü bu gece saat 12'yi gösterdiğinde dinleyebilirsiniz. Sadece kanalımıza gidip yeni bölümü oynat tuşuna basmanız kâfi

Turkish Stories
Kapadokya Gezisi / Turkish Stories C1

Turkish Stories

Play Episode Listen Later Oct 20, 2022 5:46


Kapadokya Gezisi Karın beyazlığı asfaltı aydınlatırken gökyüzünü delerek doğan ay turuncu bir mandalina şekerlemesi gibi gökte asılı kalıyor. O her hâlimi bilen ay ile birlikte en keyifli gece yolculuklarımdan birini yaparak sabah gün ışıdıktan bir süre sonra Nevşehir'e varıyorum. Damat İbrahim Paşa'nın şehridir, Nevşehir. Lale Devri'nin bu ünlü sadrazamının doğduğu kentten tek dileğim karla kaplı vadilerinde dolaştırdığı rüzgârın balonla uçmamıza izin vermesi. Ama önce karlı vadileri, peri bacalarını, yokuşlu yolları yürümeliyim. Kar güvercinlerle birlikte benim de üzerime yağmalı. Yol kenarında beyaz atkısını sarınmış kayısı ağaçlarını görmeli, karın ezilen sesinin rüzgârın sesine karışmasını dinlemeli, yağan karın oluşturduğu siste kaybolmalıyım. İliklerimde karın sevinci, kara gömülerek yürüyorum. Kar farklı şekillere bürüyor ortalığı. Üzeri bembeyaz kaplanmış peri bacalarına bakıyorum. Hepsi de bir şeye benziyor. Kimi kremalı pastaya, kimi iki gözü, ağzı ve burnuyla kukuletalı bir adama benziyor. Paşa bağları bir başka güzel olmuş yine. Şapkalarına kar düşmüş kayalar diyarıdır orası. Saçlarına nazar boncukları takılmış kadınlara benzer ağaçları. Dallarında kem gözlerden sakınmak için asılmış mavi beyaz şans topları vardır. Peribacalarının dibindeki üzüm bağları kar altındadır şimdi. Kırk odalı saraylara benzeyen Uçhisar Kalesi, üzerindeki karla daha da etkileyici. Karın tül gibi örttüğü kalesinin tepesine çıkanlar güvercinlerin gözüyle görürler tüm vadiyi. Kaleye tırmanan üç kişi yukarıdan el sallıyor bana. Ben de göremediğim güneşin peşinden giden güne... Kapadokya'nın en güzel saatleridir gün batımları ve gün doğumları. Buna bir de kar eklendi mi bir başka büyü kaplar ortalığı. Bir yandan karın üzerinde parlayan ay, bir yandan kayaların oluşturduğu gölgeler, göz göz güvercin yuvaları ve bir de ara sıra duyulan bir güvercinin kanat çırpması. Ortahisar'ın sokak araları dardır. Kara bata çıka yaptığım yürüyüş, karlı pencereler, üşümüş güvercinler, tüten bacaların hissettirdiği sıcak yuvalar ruhuma iyi geliyor. Evlerin arasından vadiyi görebileceğim bir aralığa çıkıyorum. Aşağıda uzayıp giden buğulu bir manzara var. Vadinin içerisinde ip gibi kıvrılan nehir donmuş, akmıyor, kıyısında kavak ağaçları; boyları güvercin yuvalarını geçmiş. Yuvaların ağzına kar birikmiş. Karın sessizliği her yerde. Anlıyorum... Karda sessizce uyur vadiler... Karlı Kapadokya'nın en etkileyici görüntüsü nedir diye düşündüğümde, aklım, hayalim aynı cevabı verir hep; Sinasos... Bir başka yağar Sinasos'a kar, bir başka tutar yerleri. İnsanların hâli de başkadır kar altında. Evlerin cephelerini süsleyen taş oyuntularında minicik yığınlar yapar kar. Tepeleri basan sis, ani bastıran karın etkisiyle aşağılara inince vadilerde göz gözü görmez olur. Sonunda sabah uyandığımda omzuma dokunan güneş balonla uçabileceğimizi müjdeliyor. Mevsim kış, dışarıda kar var bu nedenle de balon uçuşu için sabahın karanlığında uyanmamız gerekmiyor. Oysa yaz mevsiminde hava ısınmadan balon uçuşu yapmak gerekiyor. Uçuş için uygun zaman ve uygun yer ayarlandıktan sonra balonları şişiriyoruz. Sonra gezi ekibimizle balonda karın kristalleri arasında yükseliyoruz. Kuş bakışı evler, kıvrım kıvrım yollar, ağaçlar olağanüstü ince bir işçilik ürünü sanki. Kar bütün fazlalıkları örtmüş, yalnızca güzellikleri bırakmıştır ortada. Dantel gibi işlemiştir Ürgüp'ü, Göreme'yi, Avanos'u, Zelve'yi... Güneşin önünü incecik bulutlar kaplıyor aniden. Girintili çıkıntılı vadilere, ağaçlara, karlara uzanan güneşin kolları gittikçe zayıflıyor. İnce ince yağan kar bir perde gibi iniyor güvercin yuvalarının, ağaçların, evlerin üstlerine. İster yaz, ister kış, Kapadokya bölgesinin tüm güzelliklerini güvercinlerin gözüyle görmek için yavaşça gökyüzüne yükselen balonun içinde olmanız yeterli. Şansınız varsa çevrenizde sizinle uçan birkaç balon daha vardır ve kaya tepelerinin ardından çıkıverir bir başka balon, oyun oynarcasına. Güvercinler uçan balonları görünce, zavallı bir baloncunun sıkı sıkıya tuttuğu balonların iplerini elinden kaçırdığını düşünürler mi bilmem; ama siz bir gün mutlaka, gökyüzünde süzülen o balonlardan birinde olun ve güvercinlerin gözüyle görün Kapadokya'yı, ister yaz güneşinde, ister kar yağışında.

Hizmetten
En tehlikeli şey: Şeytanın, münafığı, Müslüman göstermesidir | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Oct 19, 2022 6:45


İslam coğrafyasında en büyük tehlike, nifaktır!.. En tehlikeli şey, şeytanın kâfiri, kâfir yapması değildir; münafıkı, Müslüman göstermesidir. En tehlikeli şey, odur. Haçlının ülkenizi işgal etmesi, çok tehlikeli değildir; çünkü sizin ve onların arasında kırmızı çizgiler vardır. Bir kere onlar, sizin kadınlarınıza kızlarınıza ilişmezler, mâbedinize ilişmezler; ilişmemiş Haçlılar. Fakat münafık, meseleyi öyle bir karıştırır ki, Müslümanlık ile kâfirlik, bir harcın parçaları gibi, farklı kimyevî şeylerin bir araya gelmesi gibi olur. O güzellik, o beriki çirkinlikle bir araya gelince, kömür-elmas birbirine karışır. Siz, anlayın artık meselenin ne olduğunu!.. Günümüzün İslam dünyasında, bu şenaat, bu denaet yaşanıyor. Bazı yerlerde de katmerli yaşanıyor. Bazı yerlerde “müfret” yaşanıyor; bazı yerlerde “müza'âf” yaşanıyor, bazı yerlerde, -Kapadokya gibi- “mük'ab” yaşanıyor. Münafıklar, gemi azıya almış öyle gidiyorlar ki, hakiki Müslümanlara fırsat vermeme, canlarını alma, “Aman vurun, iflah etmeyin!” mülahazasıyla yaşama adetâ şiar haline, ideal haline, gâye-i hayal haline getirilmiş. Böyle bir dünyada, dış dünyadaki insanların Müslümanlığa imrenmesine imkân yoktur. Onun mübarek, dırahşan çehresini, değişik terör örgütleri gibi, bu değişik terör devletleri de öyle kirlettiler ki!.. Zannediyorum yarım asır, bu kirleri yıkamak için uğraşacaksınız, yine de dıştakilerine Müslümanlığın gerçek çehresini göstermede çok zorlanacaksınız; göbeğiniz çatlayacak, şakaklarınız zonklayacak, kasıklarınızı tutacaksınız, Üstad Necip Fazıl ifadesiyle, “öz beyninizi burnunuzdan kusacaksınız!” Bunları dedim ama… “Ger günahım Kuh-i Kaf olsa ne gam yâ Celil / Rahmetin bahrine nisbet ennehû şey'un kalîl”. Belki de bizim günahlarımızdan, münafıklar böyle yüz aldı ve yol aldılar, mesafe aldılar, fırsat buldular. Şimdi hadiselerin lisanıyla “Niye firasetinizi kullanmadınız? Neden doğruyu doğru, eğriyi eğri göremediniz?” deniyor ve dolayısıyla Allah, zâlimin eliyle ensenize şamarlar indirmeye başladı, kulağınızı çekmeye başladı. Adeta, “Mü'min, bu kadar aptal olmamalı! Münafığın arkasından gitmemeli! Aptal koyunlar gibi kurdun arkasından sürüklenmemeli! Karanlık derelere yuvarlanmamalı! Aklınızı başınıza alın da, bir daha münafıkların arkasından sürüklenmeyin! Kendi yolunuzda yürüyün!.. Yürüyün ve önünüzde her zaman Ebu Bekir u Ömer u Osman u Ali'nin sesini-soluğunu duyun!” deniyor. Onların sesi-soluğu, parçalanmış Hazreti Ruh-u Seyyidi'l-Enâm'ın sesi-soluğudur; bir derinliğiyle Ebu Bekir'de, başka bir derinliğiyle Ömer'de, başka bir derinliğiyle Osman'da, başka bir derinliğiyle Haydar-ı Kerrâr, Şâh-ı Merdân, Dâmâd-ı Nebî Hazreti Ali'dedir. Onları (radıyallahu anhüm ecmaîn) takip ederseniz, O (sallallâhu aleyhi ve sellem) rehbere ulaşabilirsiniz. O'na ulaştığınız zaman, Allah'la aranızdaki münasebeti tesis etmiş olabilirsiniz. Sadece, yarım yamalak namazla değil, yarım yamalak oruçla değil, “Müslümanım!” demekle değil, “Biz, İslamî bir idare istiyoruz!” demekle değil… Gerçek Müslüman olmakla.. gerçek Müslüman olmakla, Râşid halifelere ulaşırsınız… Onlar da, elinizden tutarlar, Hazreti Ruh-u Seyyidi'l-Enâm'a götürürler. “Referansız Yâ Rasûlullah!” derler. Onlar referans ise şayet, Allah Rasûlü, dergâh-ı nebevisinden sizi kovmaz. Rasûlullah'ın referans olduğunu da, Allah, dergâhından kovmaz. https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Kafa Radyo Podcast
Turizm Kafası (15 Ekim 2022) - Kapadokya Koşuyor

Kafa Radyo Podcast

Play Episode Listen Later Oct 17, 2022 38:43


Turizm Kafası (15 Ekim 2022) - Kapadokya Koşuyor by Kafa Radyo

Boş Yapma Enstitüsü
Kobra Gündem #87 - Heterodoks Ülke

Boş Yapma Enstitüsü

Play Episode Listen Later Oct 15, 2022 45:15


Kobraların gündeminde bu hafta; Bartın'da yaşanan maden patlaması, ojeleriyle konuşulan Uraz Kaygılaroğlu, balon fiyatları güncellenen Kapadokya, mülteci ödülü alan Merkel, sticker projesiyle Zafer Partisi, meclisten geçen sosyal medya yasası ve 29.madde, Uganda'nın sosyal medya yasası, Erdoğan'ı örnek alan Macron, parti değiştirmeyi seven Mehmet Ali Çelebi, enteresan açıklamaları ve öğrencilere düzenlediği umre turuyla Diyanet, "ben de buradayım" diyen Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı, bu haftaki açıklamalarıyla Süleyman Soylu, Amerika çıkartmasıyla Kılıçdaroğlu, bu geziyle ilgili yazılarıyla Oray Eğin, Ahmet Hakan, %90'ın üzerine çıkan işlilik oranları, yastık altındaki dolarlar açıklamasıyla Metin Külünk, 13 yıl bamya yiyen adam var. Cumhurbaşkanı köşesinde; heterodoks ülke, Akp vekili gibi çalışan Putin var. Sinirlerin gevşediği yeni bölüm yayında!

Kobra Kobra
Kobra Gündem #87 - Heterodoks Ülke

Kobra Kobra

Play Episode Listen Later Oct 15, 2022 45:15


Kobraların gündeminde bu hafta; Bartın'da yaşanan maden patlaması, ojeleriyle konuşulan Uraz Kaygılaroğlu, balon fiyatları güncellenen Kapadokya, mülteci ödülü alan Merkel, sticker projesiyle Zafer Partisi, meclisten geçen sosyal medya yasası ve 29.madde, Uganda'nın sosyal medya yasası, Erdoğan'ı örnek alan Macron, parti değiştirmeyi seven Mehmet Ali Çelebi, enteresan açıklamaları ve öğrencilere düzenlediği umre turuyla Diyanet, "ben de buradayım" diyen Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı, bu haftaki açıklamalarıyla Süleyman Soylu, Amerika çıkartmasıyla Kılıçdaroğlu, bu geziyle ilgili yazılarıyla Oray Eğin, Ahmet Hakan, %90'ın üzerine çıkan işlilik oranları, yastık altındaki dolarlar açıklamasıyla Metin Külünk, 13 yıl bamya yiyen adam var. Cumhurbaşkanı köşesinde; heterodoks ülke, Akp vekili gibi çalışan Putin var. Sinirlerin gevşediği yeni bölüm yayında!

Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?
Ortahisar-Göreme Karayolu inşaatı

Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?

Play Episode Listen Later Sep 19, 2022 26:05


Eşref Atabey ile Kapadokya alanında tüm itirazlara rağmen devam eden Ortahisar-Göreme Karayolu inşaatını konuşuyoruz.

Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?
Ortahisar-Göreme Karayolu inşaatı

Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?

Play Episode Listen Later Sep 19, 2022 26:05


Eşref Atabey ile Kapadokya alanında tüm itirazlara rağmen devam eden Ortahisar-Göreme Karayolu inşaatını konuşuyoruz.

Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?
Bu sefer Dünya Mirası Kapadokya'nın göbeğinde!

Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?

Play Episode Listen Later Sep 5, 2022 24:29


Dünya Miras Alanı eşsiz Kapadokya'nın göbeğinden geçirilen bu otoyol ile ilgili Mükremin Tokmak ile görüşüyoruz.

Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?
Bu sefer Dünya Mirası Kapadokya'nın göbeğinde!

Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?

Play Episode Listen Later Sep 5, 2022 24:29


Dünya Miras Alanı eşsiz Kapadokya'nın göbeğinden geçirilen bu otoyol ile ilgili Mükremin Tokmak ile görüşüyoruz.

Beyazperde: Fragmanlar
Kaygısız Baş Fragman

Beyazperde: Fragmanlar

Play Episode Listen Later Aug 8, 2022


Kaygısız Baş, işinden kovulduktan sonra yeni bir hayat kurmak için memleketine dönmeye karar veren bir adamın yaşadıklarını konu ediyor. İstanbul'da yaşayan Murat, işinden kovulunca, memleketi Kapadokya'ya geri dönmeye karar verir. Memleketinde yeni bir iş kurmak isteyen Murat'ın yolu bu sırada işledikleri suçtan kurtulmaya çalışan kuzenleri Bedri ve Fehmi ile kesişir. Ancak kasaba ve ortalıkta dolaşan Kaygısız Baş, Bedri ve Fehmi'nin kaçmasına engel, Murat'ın yeni bir iş kurmasına destek olacaktır.

Hizmetten
"Cansız posterler gibi geliyor bana!" | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jul 5, 2022 4:35


Bu video 19/02/2017 tarihinde yayınlanan "DERİN VE CANLI MÜSLÜMANLIK" isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel... Maruz kaldığımız musibetleri aşabilmemiz için sığlıktan kurtulmamıza ve daha derin bir kulluk ortaya koymamıza ihtiyaç var!.. Cenâb-ı Hak, bizleri, dinde derinleşmeye muvaffak eylesin!.. Farzıyla, imanın erkân-ı esâsiyesiyle ve İslam'ın esâsâtıyla; yani, sağlam inanmak ve onu sağlam yerine getirmekle!.. Buna Üstad Necip Fazıl, “iman ve aksiyon” sözüyle yaklaşırdı. “Aksiyon”, “amel”i tam karşılar mı? Fransızca bir kelime; münakaşası yapılabilir; kendisi de sorguluyordu onu. Antrparantez burada bir şey söylemek istiyorum: Hutbe, Cuma'nın şartlarındandır, dinlenilmesi lazım. Dolayısıyla hutbe okunurken, salat ü selam yeri geldiği zaman bile, yani Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)'in adı anıldığında dahi salat u selam getirilmez. Bu, meselenin (hutbeyi dikkatle dinlemenin) önemini ortaya koymaktadır. Bazıları diyorlar ki, “Böyle, içinden söylese acaba olur mu?” Kütüb-i Fıkhiye'de. İçinden… Onun (hutbenin) kemâl-i hassasiyetle dinlenilmesi lazım. Hutbede okunan, Kur'an, hadis-i şerif veya onlardan süzülmüş her ne ise şayet, onu kemâl-i hassasiyetle, Ramazan'da iftar vaktinde size sunulmuş bir içecek gibi yudumlamak lazım. Limonatayı mı çok seversiniz, portakal suyunu mu, soğuk bir suyu mu? “Mâ-i bârid”, Efendimiz'in beyanında da içilmesi gerekli olan şey diye tavsiye edilir. Her neyi seviyorsanız şayet, onu yudumluyor gibi hutbeyi yudumlamak lazım! İmam, Kur'an'ı okurken, onu yudumluyor gibi yudumlamak lazım!.. Cenâb-ı Hak, namazı, tabiatımıza göre, numarası-drobu uygun, tam bize göre bir şey olarak emretmiş. Hakikaten bu el, bu ayak, bu mafsallar… Vücutta, üç yüz küsur mafsal… Namaz kılmak için ne kadar da yakışıyor, başka varlıklara baktığımız zaman. Her defasında derinlemesine onu duymak, namazlaşmak… Dün, aklımdan geçiyordu ki, ara sıra namazla alakalı bir bahsi okusalar; İmam Gazzalî'den mi, Hazreti Pîr'den mi, yoksa daha dûn olan insanlardan mı, namaza ait bir bahsi, tekrar tekrar bize anlatsalar da biz de namazlaşarak namaz kılsak!.. Oruçlaşarak oruç tutsak!.. Allah yolunda tamamen “kul”laşarak, kulluğumuzu “ibâdet” şeklinde değil, “ubûdiyet” şeklinde de değil, ubûdiyet üstü “ubûdet” şeklinde, vücudumuzun bütün derinliklerinde duyarak yerine getirsek!.. Sığlıkla, şu anda yürüdüğümüz yol, yürünmez. Ve bizim, şu andaki sığlığımızla, maruz kaldığımız şeylerden sıyrılma imkânı olmaz! Onları gönül rahatlığıyla atlatamayız. Daha derin kulluğa ihtiyaç var; Peygamberâne bir bakışa, O'nun yolunda, sahabî anlayışında bir bakışa… O camilerde namaz kılan insanları, mübarek kandil gecelerinde veya Cuma namazlarında gördüğüm zaman… Ama İslam dünyasının her yerinde, hususiyle de Kapadokya'da… Camideki cemaati görünce, cansız posterler gibi geliyor bana!..

Hizmetten
İkiyüzlü zâlimlerin dine ve diyanete verdiği zarar | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jul 3, 2022 5:13


Bu video 26/02/2017 tarihinde yayınlanan "SİZ NEREDESİNİZ EY MÜ'MİNLER!.." isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel... İkiyüzlü zâlimlerin dine ve diyanete verdiği zarar, ehl-i küfrün tahribinden çok daha feci olmuştur. Bir de değişik dönemlerde, değişik çağlarda, hususiyle enâniyetin dolu-dizgin gittiği yirminci asırda, hususiyle İslam dünyasında ve bilhassa Kapadokya'da; insanların kendi düşüncelerine, kendi dediklerine taptıklarını görünce, insanın midesi bulanıyor. Özür dilerim, “Bulanıyor!” deyince, mideniz bulanmasın. Hakikaten… Çünkü mideyi bulandıracak kadar!.. Öyle bir şenâat, bir denaet, bir mesâvî, bir meâsî nümâyân ki, hiç sormayın!.. Damlasını deryaya atsan, bütün balıkların midesi bulanır!.. Evet, mü'min, emniyet ve güven insanıdır. Herkesin kendisine karşı güven duyduğu insandır, Allah'a inanmanın gereği olarak… Âlem bana güven duymuyorsa, benden kaçıyorsa, ben, insanları Allah'tan uzaklaştırıyorum, demektir. Değişik vesilelerle ifade ettiğim bir hususu, müsaade ediyor musunuz, bir kere daha ifade etmeme: Allah göstermesin!.. Ben, o diyanete mensubiyeti de imâ eden kelimeyi kullanmayacağım, onlar da rahatsız olmasın diye. “Kütüb-i sâlife” falan demek, belki onunla da yine aklınız bir tarafa kayabilir. Fakat sizin din ve diyanetinizin dışında, çok farklı anlayışa, dünya görüşüne, inanç sistemine sahip bir milletin haziresinde neş'et etseydiniz.. sonra hâlihazırdaki İslam dünyasına baksaydınız.. başınızı kaldırıp Kapadokya'ya baksaydınız… Rica ederim, İnsanlığın İftihar Tablosu'yla temsil edilen, mebdei “semâ”ya dayanan, arkasında “vahy-i semâvi-i İlahî” olan İslam dinini seçme mevzuunda bir fikirde bulunur muydunuz?!. Şu, insanların canavarlaştığı, birbirini yediği.. kuvvetin hâkim olduğu.. adaletin ayaklar altında pâyimal olduğu.. hukuk sisteminin işletilmediği.. kimsenin, kendi hakkını müdafaa edemediği.. karar veren hâkimlerin bile kendilerini zindanda bulduğu.. avukatların müdafaa ettikleri insanlar adına kendilerini zindanda bulduğu… Böylesine kirlenmiş, levsiyât haline gelmiş, damlası okyanusa düşse balıkları öldürecek hale gelmiş bir ülkeye baktığınız zaman -“Bunların sahip olduğu dinin mebdei ‘semâvî' imiş, Allah'tan gelmiş.” Bunu bilseniz bile.- o istikamette bir tercihte bulunur musunuz?!. Vicdanlarınıza sesleniyorum. Bir şeye bakarak konuşmayın; Allah için, vicdanlarınızın sesini ortaya koyun! Kapadokya'yı seçme mevzuunda bir tercihte bulunur muydunuz?!. Hayır!.. Emniyet ve güvenin pâyimal olduğu.. Allah'a iman meselesinin kendini ifade etmediği.. mü'minin mü'mince davranmadığı.. hakkın-adaletin yeryüzünde tek temsilcisi olarak kendisini göstermediği bir yere, bu kirli dünyaya bakan insanlar, sadece burunlarını tutar geçerler; istifrağ etmemek için, gözlerini kaparlar. Bu, insanları Allah'tan öyle bir kaçırmadır ki, kâfir, Müslümanlığa bunun kadar zararlı olmamıştır. Çünkü kırmızı çizgilerle, durduğu yer bellidir; ona karşı senin de metafizik gerilimin olur. Ama bir taraftan sana ait argümanları kullanırken, bir taraftan da kâfirin yapmadığını yapan insanlar, öyle bir kaçırırlar ki Allah'tan, Hazreti Rûh-u Seyyidi'l-Enâm'dan, Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali yolundan… عَلَيْكُمْ بِسُنَّتِي وَسُنَّةِ الْخُلَفَاءِ الرَّاشِدِينَ الْمَهْدِيِّينَ “Siz, Benim ve doğru yolda olup hep doğru yolu gösteren Râşid Halifeler'in yoluna yapışın!..” buyurulan o yoldan öyle bir kaçırırlar ki, hafizanallah, ne emniyetten bahsedilebilir ne de güvenden.

Avto FM 107.7
Çexiyanın məşhur şirniyyatları, Kapadokyada hava şara ilə səyahət I Yol Əhvalatı #101

Avto FM 107.7

Play Episode Listen Later Jun 10, 2022 21:49


Sevinc Səfərova I Yol Əhvalatı #101 I Tam Vaxtı #284

Nasıl Olunur
155- Faruk Pekin

Nasıl Olunur

Play Episode Listen Later May 17, 2022 74:10


Bu bölümde konuğum turizmci, profesyonel rehber Faruk Pekin.Ben "Turizmci" desem de, Türkiye'de binlerce insan onu Fest Travel ya da Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı'yla tanısa da Faruk Bey'in hayatının yarısı bambaşka uğraşlarla geçmiş. Bir yaşa kadar eğitimci, gazeteci ve sendikacı olarak geçmiş...Hepsine azar azar değindik ama sonuçta en çok turizmi konuştuk.İyi bir turist rehberi ya da gezgin nasıl olmalı? Türkiye ve dünyada en ilginç gezi rotaları nereler? Turizm-tüketme ilişkisinden girdik Kapadokya'nın öneminden çıktık; Adım Adım İstanbul turlarından da bahsettik turlardaki kadın sayısının çokluğundan ya da fıkraların öneminden de... Hızlı düşünen ve çok farklı konulara atlayan keyifli bir bölüm sizleri bekliyor.

Laflijazz
Laflijazz 62. Bölüm - Prof. Dr. Mehmet Ömür

Laflijazz

Play Episode Listen Later Apr 8, 2022 121:19


7 Nisan 2022, Laflijazz bu hafta çok kıymetli bir konuğu ağırlıyor. Sevgili Mehmet Ömür bizlerle. Lise yıllarından girdik, tıp eğitimi ve çok başarılı doktorluk kariyerinden sonra her zaman yaptığımız gibi hobilere yelken açtık. Fotoğrafçılık, yeme-içme, şarap, şiir, Kapadokya ve Paris hakkında çok güzel hikayeler dinledik. Birbirinden değerli kitaplarından bahsettik hatta imza almayı da ihmal etmedik. Biz çok keyif aldık, sizleri de bu güzel programa bekleriz.

Turkish Stories
Turizm Cenneti Türkiye

Turkish Stories

Play Episode Listen Later Feb 21, 2022 3:10


Turkish Stories for Learner Turkish TURİZM CENNETİ TÜRKİYE Uzungöl, doğal güzelliği ile turistlerin ilgisini çekmektedir. Bu göl dağlardan düşen kayaların, Haldizen Deresinin önünü kapatmasıyla oluşmuştur.  Denizden 1090 metre yükseklikte bulunan Uzungöl, muhteşem bir orman örtüsüne sahiptir. Bölgeye yayılmış ahşap evler, doğanın güzelliğini tamamlamaktadır.  Çevrede dağ yürüyüşü ve botanik amaçlı turlar düzenlenmektedir. Daha yükseklerdeki dağların arasındaki göllere veya diğer yaylalara geziler düzenleme imkânı da vardır.  Çevresindeki dağlarda ayı, kurt, yaban keçisi, tilki gibi çeşitli hayvan türleri, Uzungöl'de ise alabalık yaşamaktadır. Türkiye'nin güneyinde bulunan Antalya, sahip olduğu arkeolojik ve doğal güzellikler sayesinde bir turizm merkezi olmuştur. Deniz, güneş, tarih ve doğanın bir uyum içinde bütünleştiği Antalya, Akdeniz'in en temiz kıyılarından birine sahiptir.  Kent, tarih boyunca içinde hep değişik kültürleri, değişik sanatları ve değişik mitolojileri yaşatmıştır.  Toros Dağlarının güneyinden beslenen çok sayıda irili ufaklı akarsu, geçtikleri yerlerde şelaleler oluşturur.  Uludağ, Olimpos Dağı olarak da bilinir. 2.543 metre yüksekliği ile Türkiye'nin en büyük kış ve doğa sporları merkezidir. Uludağ, Marmara Bölgesi'nin en yüksek dağıdır.  Uludağ'ın yüksek yerlerinde buzul gölleri bulunmaktadır. Bu göllerin mavi temiz suları, hemen aşağısında başlayan yemyeşil ormanları, yükseklerdeki beyaz kar yığınları buraların güzelliğine güzellik katmaktadır. Yükseklere çıkıldıkça kar yağışı ve miktarı artar. Dağın en yüksek noktasındaki karlar yaz kış erimez. Her mevsim kar bulunması ve dağdaki doğal güzellikler buraya turist çekmektedir.  Kapadokya, “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelir.  Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Peri bacaları coğrafi olaylar sonucunda meydana gelmiştir. Zamanla insanlar peri bacalarının içine ev, mabet, sığınak yaparak, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu'nun da önemli kavşaklarından biridir.  Kendini Test Et. İnteraktif Videoları İzle - Takip et - Düşün - Bilmediğin kelimeleri araştır - sorulara cevap ver - Turizm Cenneti Türkiye : https://nilecenter.org/turkce-ogreniyorum-b1-ders-3/

Cero en Cordura Podcast
Polifrikis T3E09 - 10/11/21

Cero en Cordura Podcast

Play Episode Listen Later Nov 10, 2021 60:34


Programa semanal de actualidad, entrevistas y novedades sobre juegos de mesa, rol, cómics, ciencia ficción, fantasía y ocio alternativo del equipo de Cero en Cordura. En el programa de esta semana hablamos de: - Libros: “El derecho de los lobos”, de Edgardo Fiorillo y Stefano De Bellis https://www.elcellerdellibres.com/es/products/361867-el-derecho-de-los-lobos.html - Juegos de mesa: "Kapadokya", de Alberto Millán - Juegos de rol: "Alien" de FL en castellano (Edge) y "Destroyer of worlds" - Cómic: "Ojo de Halcón", de David Aja y Matt Fraction https://www.elcellerdellibres.com/es/comic-y-novela-grafica/246296-ojo-de-halcon-seis-dias-en-la-vida-de.html - Cómic: "Stranger Things D&D" https://www.elcellerdellibres.com/es/products/362453-stranger-things-y-dungeons-dragons.html - Cómic: "Blacksad #6" https://www.elcellerdellibres.com/es/products/362455-blacksad-6-todo-cae-primera-parte.html - Cine: "Free Guy" (Disney+)

Avto FM 107.7
Şəbnəm Abdulla | Yol əhvalatı #19 | Tam vaxtı #202

Avto FM 107.7

Play Episode Listen Later Oct 13, 2021 18:55


Bu gün "Yol əhvalatı" rubrikasında qonağımız Şəbnəm Abdulla Türkiyənin bilmədiyimiz turistik şəhərlərindən danışdı.

Kıraathane
Hikâyemiz-Müziğimiz: NikoTeini

Kıraathane

Play Episode Listen Later Aug 16, 2021 39:25


İstanbul'da yaşayan Yunanistanlı müzisyenler Asineth Fotini Kokkala ve Nikos Papageorgiu, 2020 yılının sonundan beri, NikoTeini ikilisi olarak yaptıkları icra kayıtlarını İnternet üzerinden dinleyicilerle paylaşıyor. İkili, "Hikâyemiz Müziğimiz" serimiz kapsamındaki buluşmamızda hem hikâyelerini anlatacak hem Ege'den ve Kapadokya'dan Rum şarkıları söyleyecek.

Breadcrumbs
198: Neanderthal Nostalgia Trip

Breadcrumbs

Play Episode Listen Later Jun 16, 2021 20:20


Sean spends a week in a (very nice) cave and recounts his exploration of Cappadocia/Kapadokya.Links and Show NotesRock-cut architecture of Cappadocia - WikipediaTuff - WikipediaGöreme Open Air MuseumChurches of Göreme - WikipediaApse - WikipediaTransept - WikipediaNave - WikipediaDerinkuyu underground city - WikipediaBasilica Cistern - WikipediaAynalı Church Photo Gallery by Dick Osseman at pbase.comTranscriptSean: So remember how we joked that time about me pretending to record in a cave?Elias: Yeah. It was when we were talking about my trip to Wilhemshaven, and I was walking with all the background noise, and you were mimicking that. You did a great job on that in post. And then when we re-released the episode as a shorter version, it was the darling we couldn't cut, but probably should have.Sean: So, I actually am coming to you from a cave this time, sort of.Elias: Okay. So like a cave cave? Like I'm either picturing some fancy hotel, which tries to be a cave, or like some neanderthal nostalgia kind of trip that you're on. But it's probably the first, because I don't think you're wearing a loincloth and going hunting game and sitting around a fire in a damp, cold cave.Sean: No, tempting, but no. Megan and I are staying in a cave hotel. This is five levels carved into the hillside. Reception's actually on top and then you have these levels of rooms terraced down to the valley floor. So we're on the fourth of those.Elias: Okay. Impressive. But of course the most important question is, does it come with cave acoustics? Otherwise you can just forget it.Sean: Yeah. So if I pick up my laptop and my mic here, I walk back into our bathroom, which is pretty recessed into the hill, and particularly back here in our shower—yeah, there's a lot of echo here and I'm not doing it in post.Elias: Yeah, that sounds impressive. I mean, not just the natural reverb, but the whole fact that you're staying in a cave and it's a cave hotel and that, so are these all new things carved into the rock side, or are they old caves that are now being remodeled?Sean: No ours is new. Most of the hotels are new or that there've been some remodeled from older things. And the hotels themselves are all patterned after much, much older caves. And those were not hotels. Those were churches or monasteries or homes and, some even like whole underground cities.But yeah, these cave hotels—we're in one of easily dozens that are an iconic part of this region of central Turkey called Cappadocia.This is Breadcrumbs. I'm Sean.Elias: And I'm Elias. Sean and I grew up abroad and still enjoy seeing new places and thinking about how different cultures interact.Sean: Today, I'm sharing about what I've seen, experienced, and learned about the historical caves of Cappadocia.So both of us were on the road when we recorded that intro. But that was a couple of weeks ago. We're back home now. I'm recording from my studio again with considerably less reverb.But anyway, how familiar are you with Cappadocia?Elias: Well, the first thing that comes to mind is the address in 1 Peter, the letter in the New Testament. It's a region in what's modern day Turkey, that Peter wrote this letter to, and as far as I know, I don't think Paul ever made it there. But that's my context to Cappado-kia, -chia? This is a good question. So I've always known it as Cappado-chia.Sean: Yeah. I had always called it Cappado-shia before coming here. But then since being here we've taken on the Turkish—so the Turkish spelling is Kapadokya, and that's how it's pronounced, even though I continue to spell it the English way most of the time.But anyway, so this region is a major tourist destination. It's known for, again, as we talked about its cave hotels, but also balloon rides and rock formations. But it was also a major center of Christianity back in the Roman and Byzantine eras, going back to that church you mentioned in 1 Peter, and what's really interesting to see today is how that history intersects with the geography of the region, specifically like you have these dwellings for monks and hermits and you have churches and you have even entire underground cities carved into the living rock.Elias: So I'm trying to wrap my head around this, that I'm sure I heard what you said right. Okay, hotels and other things, but like underground cities and all carved into rock? How am I supposed to picture this? What's this rock like, that you're not building a house next to the mountain, but into the mountain?Sean: Yeah, so I had to look this up while we were there because we wondered that too. It's actually this volcanic rock known as tuff—T-U-F-F—made of ash that's lithified. It is a very gritty kind of texture, almost like rough concrete or something, so it is very different from a lot of other rock.And so apparently in Cappadocia, there were eruptions from several volcanoes in the region over centuries in prehistoric times, and these blanketed the whole region. After that, you had flowing water eroding that rock away and carving out these iconic spires that the area's known for now. Despite its name, tuff seems to be a pretty soft rock to dig into, which is why the hillsides and all those rock formations that make up the landscape are dotted with caves—only a handful of which are natural.Elias: So I get the idea that the rock is soft enough that you can cut into it, but it doesn't completely fall apart. And of course, right away, I'm thinking this must have incredible architectural consequences, so these must look very different than your normal run-of-the-mill house or dwelling or anything, really, just because of the way that they're made by basically subtracting stuff, rather than adding stuff to where there isn't anything. Yeah, so like, what are the caves like?Sean: Yeah. it's a little bit of a two-edged sword because it's so easily carved and eroded, a lot of the definition of those shapes is pretty rounded off. So I feel like, yeah, there may have been a time when you had sharper edges and you could have had a better sense of what things looked like, but you basically have a whole range of shapes and sizes here.We saw a lot of these in what they call the Open Air Museum, which is this whole settlement full of hermitages and monasteries and churches. There's a big spire, when you first come in, that's just peppered with holes on every side and going all the way up. And they say this was like a nunnery or something. And then there are a bunch of other cliff faces and rocks with all these other caves in them. A lot of these are just little one or two room dwellings. And so, like you said more subtractive: you had beds or shelves just carved into the walls, or you had holes dug into the floor that could have a fire or a wine press or whatever.And then one particular interesting feature we saw was: a number of the bigger rooms had this kind of raised platform with these long round troughs cut into it—basically the shape of a race track, if you can picture that. And it took us a while to figure out that these were actually dining tables for a large group of people. Like you could easily fit 20 people around this. And so you end up sitting around the edge of this with your feet dangling into the trough and the negative space in the middle of this racetrack was the table. But we, we did wonder like how does this work if someone's on that back wall and needs to get out in the middle of the meal? Do they go all the way around? Do they have to crawl across the table? I don't know.Elias: Yeah. So this is, this is fun also thinking of that modern problem that we all know so well and how they might've dealt with that, or I dunno, if it even was a problem. But of course, what I'm way more interested in here is like that table design, like, oh my goodness. Like, yes, it wouldn't have won some, I don't know, Red Dot or iF Design Award or whatever, but it's brilliant. It's so cool because it's a novel way to think of what a table even is.The first thing that came to my mind was this thing that we had in an engineering class, which was actually one of the few design classes we had. It was about how to come up with ideas, and so you take what you're making or what you're kind of trying to come up with, an element of it, and then you basically go through the different extremes, like the different types or ways or shapes that you could make it, or simply just the number.And one of the examples there was the table and how many legs you could have on the table. And you can picture this: a table with one leg and then a table with, well, two legs can be fastened on the wall; table with three legs is less common, but four, you can see, and five and six and whatever, if it's longer. And then of course, just because you got to go to the extremes, you think of a table with zero legs and then you, you know, hang it with chains on the roof. And it's kind of, I don't know, it's just with zero legs, and then you can basically work at this table and you can, I don't know, raise it or lower it, or you can swing it back and forth, and might be useful to be able to sweep underneath easily. I'd never thought about this though. And I think that's always cool, when you think of like, oh, I've actually used my system to think of every possible table in the world. Yeah, and then you visit Cappadocia, or your friend does, and you see that people made a table that your system didn't come up with.So I guess my question here now is really important. Is this a table with one leg or is this a table with infinite legs?Sean: Yeah, I definitely, I think I saw you going to the infinite legs, as you're extrapolating here, because it does kind of feel like that—they all merge into one or something, right?Elias: So now that you've led with such an amazing table design, what other cool stuff did you see there that they made?Sean: I don't know. I don't know if I can top that. We did see a lot of churches. It was actually kind of surprising just how many of these were in this pretty small area and throughout the whole region. But those too again, because they're carved into the rock, you get some different things there.A lot of these little chapels were not much different from the homes, except they were decorated to clearly be some sort of chapel. But you had the larger ones that actually replicated that traditional cruciform shape that was common for much of Christianity, with the nave and the transept and the apse. And the biggest of these even had the three-aisle basilica plan with two sets of columns, running lengthwise.Elias: Slow down, slow down. So you're using a lot of churchy technical terms here that I'm not sure our listeners are so aware of. I've heard these names before, but like, just to get the, like: nave, transept, and apse is basically cross from top to bottom?Sean: Reverse that. So yeah. So cruciform does refer to, like, shape of a cross. And then yeah, typically the apse is actually like a semicircle behind the altar. And then—you can get really pedantic with these. I actually, since living in Turkey, I've looked up the Wikipedia articles for these to actually get them all straight and those have very helpful floor plans with highlights on them and stuff. So I'll link all those.So you know, that kind of covers the range of architecture you saw. We also saw three distinct styles of artwork. This is all what's now thought of as Eastern Orthodox Christianity, which has a lot of emphasis on art as part of worship and liturgy.The most basic of these just had kind of a few isolated panels on the walls, which might be illustrating different biblical scenes or later historical scenes, and otherwise were pretty bare. A number of them had more just like geometric lines and shapes following the curvature of the rocks, all in this like dark red paint. But then the most elaborate were the full plaster, like floor to ceiling, painted ones with icons and everything. These are like the really beautiful ones that you see pictures of and you just really have to see.I think the crown jewel of this Open Air Museum was the Dark Church—or the Turkish name for it is the Karanlık Kilise. Basically, it was, like, recessed even farther into the rock, with just one little shaft of light, hence the “Dark Church”. So there wasn't really any natural light in there. Which meant that this artwork from centuries and centuries ago is still incredibly well-preserved.Elias: Yeah, that sounds really amazing. And yeah it's really cool to think that like that is language back then. Like I dunno, post- Reformation and everyone being literate now, we kind of tend to forget that most people couldn't read, and so this was very much a way of communicating stories and meaning through art and the walls of churches.So I'm getting very much of a Moria vibe here. You said something about underground cities.Sean: I don't think any of them had any dwarves or Balrogs, but there are a bunch of these in the area. A lot of them were even connected by kilometers of underground tunnels. The one we saw was Derinkuyu. It dates back to the Phrygians in like the seventh or eighth century BC. And it was expanded over time, and came to its current form in the Byzantine era.Elias: So this is people's everyday lives? Why are people living underground? How deep does this go? Is this like basically a modern mall and, I guess, apartment building all underground?Sean: Yeah, the main reason for this, I think, is really defensive, and I'll come back to that. The deepest one of these was five levels deep. So there was a 55-meter ventilation shaft from the bottom level up to the surface, and that also functioned as a well, both for the people in the city and for those actually on the surface.So apparently it could fit up to 20,000 people inside, but those people probably weren't living there all the time. There was a village on the surface and really this was shelter that people could retreat to with their livestock and their food and everything in the case of invaders and war and stuff going on above ground.So you had stables and kitchens on the first level, wine and oil presses, storage rooms, and another large cruciform church down on the bottom level. We did at one point stumble into this long vaulted room with all these little side rooms off of it, and again, found out later that this was apparently some sort of religious school.I mentioned this was largely defensive. The one defensive measure we saw besides just being underground was these big stones that could be rolled across each of the passageways that were going up to the surface. And then like each floor also could be shut off by stones in all of the various passages.Elias: I'm getting very much like a stone rolled away before Jesus' tomb kind of picture here?Sean: Yeah, exactly. If that doesn't mean anything to you, like, this is basically a large round millstone. It was maybe a meter and a half across and at least a foot thick. It was kind of up on a perch or some of these were kind of in actually a dedicated, like kind of slit for this, so it could be pushed with relatively little effort and it would fall into place across the door or the passageway. And then it would take a whole team of people to get it back open from the inside, and until they did that nobody was ever getting in from the outside. Today, the ones that were still open were cemented open so that, with all the people coming through, somebody wouldn't accidentally trap everybody inside.Elias: That's cool. It's really cool to picture that and to think about like the engineers who came up with that, and then the people who actually didn't just carve the whole cities into rocks, but then carved round stones as well to work as doors. You've got to, you know, get that right, because you do want a couple people to be able to lift it back up, and if you do wrong calculations or whatever, it's a bad mistake to make.So that like I'm kind of blown away. Also just thinking back, one of my highlights in Istanbul actually was seeing basically the big Moria hall under the ground—I'm not sure if you've been there—with basically what was a water-collecting cave. So this sounds very spectacular.It's been really cool hearing about this trip and the different things you were able to see. Wrapping up here, what would you say was the highlight of the trip?Sean: So remember how we did that episode on serendipity a few years back now?Elias: Yes, yes. That was my trip in Portugal. I had a lot of great, serendipitous moments there.Sean: Yeah. So most of these churches and, caves and cities that, I've been talking about, I looked these up in advance to some degree or other, or at least had them on the agenda. Like these are things I want to see.But there was one church that was not on the itinerary at all. Our taxi driver recommended it, on the way back to the hotel, just kind of in passing and even offered to stop the meter and let us go in and wait for us. In contrast to all these other places we'd been going to, like, this was just a guy sitting at a table collecting a pretty small entrance fee. And he pretty much just handed us a flashlight and sent us inside. My family and I—and Megan's like this too like—we've always been more inclined to go and see places ourselves, at our own pace, and not worry about a tour guide. That's mostly what we'd been doing this trip, but this felt like taking it to another level. He just kind of hands us this flashlight and it feels like we're being given a charter to go and explore the unknown. We had the place pretty much ourselves, and that flashlight was certainly needed because we were mostly walking or crawling through, like, pitch dark rooms.There were three levels to this place and, the staircases, if you could call them that, were basically just little passageways, that you had to crouch all the way down in, or almost crawl in, to get through. The steps were pretty much eroded away. You did have little handholds cut into the walls. But it was just cool to like walk through this with a flashlight and not even know where is this thing gonna pop out, for however long this tiny little passageway is going. And then at the top of each one of these, like you emerge into a little room and there was another one of those empty tomb stones at the top of them. So they could retreat in here and seal it off and be pretty secure in there.So this was just a really cool find. This was the Aynalı Kilise. They translate it as like mirrored or symmetrical church. Like I said, the serendipity of it kind of the mystery, the discovery, that feeling of venturing in the dark was just really what made that.I think this kind of adventure is exactly what I love about living in Turkey and visiting old ruins and stuff here, because—I've said before, in the States, it's like you have anything that's more than a hundred years old and there's a rope around it and, sure, you can appreciate it from a distance, but don't even think about touching it. But here, you can literally climb all over ruins that are centuries or even millennia old. Like we were doing that all week. And sometimes you're just handed a flashlight and told to go explore.@breadcrumbsfm | @splunsford | @muffinworks

Akbank Sanat
Distopya Ses Sanatı Sergisi Konuşmaları: Dr. Emrah Atasoy, Dr. Thomas Horan

Akbank Sanat

Play Episode Listen Later Jun 1, 2021 70:59


Distopya: Edebi Mirasların ve Cehennemsi Geleceklerin Haritalandırılması Dr. Emrah Atasoy Dr. Thomas Horan Emrah Atasoy, Kapadokya Üniversitesi Beşeri Bilimler Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde Dr. Öğr. Üyesi olarak görev yapmaktadır. En son yayınları arasında Ankara Üniversitesi Diller ve Tarih-Coğrafya Dergisi tarafından yayınlanan “Spekülatif Kurguda Salgın Teması”(2020) ve “Epistemological Warfare(s) in Dystopian Narrative: Zülfü Livaneli's Son Ada and Anthony Burgess's The Wanting Seed” (tırnak yönü kontrol edilmeli) sayılabilir. Akademik ilgi alanları arasında spekülatif kurgu, distopya, ütopya, bilim kurgu, apokaliptik kurgu, Türk ütopyacılığı ve yirminci yüzyıl edebiyatı sayılabilir. Dr. Atasoy, TÜBİTAK 2219 Yurt Dışı Doktora Sonrası Araştırma Burs Programı desteği ile Eylül 2021-Eylül 2022 arasında Oxford Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde doktora sonrası çalışmalarını yürütmek üzere misafir araştırmacı olarak bulunacaktır. Thomas Horan, Charleston'daki Güney Karolina Askeri Koleji'ndeki Citadel'de İngilizce Profesörüdür. Öğretim ve araştırma ilgi alanları distopik edebiyat, yirminci yüzyıl İngiliz ve İngiliz Milletler Topluluğu edebiyatı ve modern ve çağdaş dramadır. Desire and Empathy in Twentieth-Century Distopian Fiction adlı monografisi 2018'de Palgrave Macmillan tarafından yayınlandı. Critical Insights: Nineteen Eighty-Four (2016) ve Critical Insights: Animal Farm (2018) kitaplarının editörlüğünü yaptı. Çalışmaları Modern Drama, Extrapolation, The Arthur Miller Journal ve çeşitli düzenlenmiş koleksiyonlarda yer almaktadır.

NTVRadyo
İçinden köy geçen tesis

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Apr 3, 2021 12:44


Yeşil bina ne demek? Ya sürdürülebilir menü? Doğa Konuşmaları’nda bugün Kapadokya’da içinden köy geçen, doğa dostu tesisteyiz. Ne yaptılar, nasıl yaptılar sorduk. Aynur Altunkaş'ın konuğu Argos in Cappadocia Genel Müdürü Deniz Karkın. İyi dinlemeler.

Doğa Konuşmaları
İçinden köy geçen tesis

Doğa Konuşmaları

Play Episode Listen Later Apr 3, 2021 12:44


Yeşil bina ne demek? Ya sürdürülebilir menü? Doğa Konuşmaları'nda bugün Kapadokya'da içinden köy geçen, doğa dostu tesisteyiz. Ne yaptılar, nasıl yaptılar sorduk. Aynur Altunkaş'ın konuğu Argos in Cappadocia Genel Müdürü Deniz Karkın. İyi dinlemeler. kapadokyaargosdoğadostusürdürülebilirturistikmerkezkompostüretimköyeuyumlutesisatıklarıdönüştürdoğayasaygıduyargosincappadocia

Lafın Gelişi
Cavit Abi ile Anadolu-Uzay Seferi

Lafın Gelişi

Play Episode Listen Later Feb 15, 2021 70:25


Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden Kapadokya'yı, Berker'in izlenimleri öncülüğünde ele alan ekip, uzaya gitme gündemine roket fırlattıktan sonra macera rotasına geri dönüyor...

Açık Mimarlık
Kapadokya'daki altın arama çalışmaları

Açık Mimarlık

Play Episode Listen Later Feb 11, 2021 27:46


Mimar Aslı Özbay ve Kapadokya Siyanüre Karşı Platformu sözcüsü Mükremin Tokmak bu programda konuklarımız. Kapadokya'da Avanos'a bağlı Özkonak ve Göynük köylerinde toplam 306 hektarlık alanda altın aramak için Kanadalı Centerra maden şirketi, Enerji Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nden ruhsat almıştı. Şirket sondaj çalışmalarına başladığında Kapadokya Siyanüre Karşı Platformu uluslararası bir örgütlenme başlatarak şirketin altın arama faaliyetlerine karşı yoğun bir kampanya yürüttü. İki aylık sürecin ardından, geçen günlerde Avanos Belediyesi şirketin çekilme kararını duyurdu. Bu programda konuklarımızla örgütlenme sürecini, doğal ve kültürel miras alanı olan bölgede altın arama çalışmalarının tehlikelerini, güncel durumu konuşuyoruz.

Açık Mimarlık
Kapadokya'daki altın arama çalışmaları

Açık Mimarlık

Play Episode Listen Later Feb 11, 2021 27:46


Mimar Aslı Özbay ve Kapadokya Siyanüre Karşı Platformu sözcüsü Mükremin Tokmak bu programda konuklarımız. Kapadokya'da Avanos'a bağlı Özkonak ve Göynük köylerinde toplam 306 hektarlık alanda altın aramak için Kanadalı Centerra maden şirketi, Enerji Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nden ruhsat almıştı. Şirket sondaj çalışmalarına başladığında Kapadokya Siyanüre Karşı Platformu uluslararası bir örgütlenme başlatarak şirketin altın arama faaliyetlerine karşı yoğun bir kampanya yürüttü. İki aylık sürecin ardından, geçen günlerde Avanos Belediyesi şirketin çekilme kararını duyurdu. Bu programda konuklarımızla örgütlenme sürecini, doğal ve kültürel miras alanı olan bölgede altın arama çalışmalarının tehlikelerini, güncel durumu konuşuyoruz.

Podgek
Podgek #1 - WandaVision 5. Bölüm, Golden Globes, Ant-Man Türkiye'de, Jennifer Lawrence'ın gözüne cam saplandı, Secret Invasion

Podgek

Play Episode Listen Later Feb 8, 2021 67:27


POPGEK ekibi olarak haftalık gündemi değerlendirdiğimiz ve o hafta belirlediğimiz filmi/diziyi konuştuğumuz podcast serisi Podgek'in ilk bölümünde; Golden Globes adaylıklarını, Ant-Man'in Kapadokya'da çekilmesini, Don't Look Up çekimleri sırasında Jennifer Lawrence'ın gözüne cam saplanmasını, Fantastic Beasts 3 çekimlerinin durdurulmasını, The CW'nin 12 diziye yeni sezon onayı vermesini, Willem Dafoe'nin Spider-Man 3 setinde gözükmesini, Secret Invasion söylentilerini ve WandaVision'ın 5. bölümünü konuştuk.

Ahval
‘Nedir bu Kanadalı şirketlerden çektiğimiz?’ – Mavi Yeşil

Ahval

Play Episode Listen Later Dec 13, 2020 57:32


Mavi-Yeşil’in bu bölümünde Duygu Yıldız ve Ali Abaday, Kapadokya’daki altın madeninin bölgeye vereceği zararları, Artvin’deki HES’leri, Aydın’da JES karşıtı mücadeleyi, Siirt’teki Zorava Çayı üzerine yapılan HES projesini, Istranca ormanlarındaki ağaç kesimini, İstanbul başta olmak üzere birçok şehri bekleyen susuzluk problemini konuşuyor

Tarihin İzleri
Kapadokya Satılık Değildir!

Tarihin İzleri

Play Episode Listen Later Dec 8, 2020 3:25


Kanadalı bir maden şirketi Kapadokya'da altın aramak niyetiyle ağaç kesmeye ve sondaj çalışmasına devam ediyor. Kapadokya Satılık Değildir... Seslendirme: Ebrar Büyükçolak İletişim; İnstagram: tarihinizleri Gmail: tarihinizlericoncact@gmail.com

Bağzı Şeyler Üzerine
Atiye ve Kapadokya

Bağzı Şeyler Üzerine

Play Episode Listen Later Sep 15, 2020 11:17


Atiye dizisinin 2. Sezonu üzerine spoiler ihtiva eden kelime ve cümleler.

Bisiklet Podcast
# 9 - Bisikletle Kapadokya

Bisiklet Podcast

Play Episode Listen Later Dec 27, 2019 36:56


Bisikletle Türkiye Serinin ilk bölümü peri bacalarıyla ünlü Kapadokya. Kapadokyayı bisikletleriyle gezen Bisikletname bizimle deneyimlerini paylaşıyor. Bu podcast'te başlıca neler konuştuk? Kapadokyada nerelerde kalınır? Müze kart'ın harikaları Kapadokyaya hangi mevsimde gidilir? Ihlara vadisi ile ilgili bilgiler. Yeraltı şehirleri ile ilgili bilgiler. Bölgedeki en uygun gezi rotaları.

Próximo Oriente - Far Eastern Suites
#85 Purple Haze Over Kapadokya

Próximo Oriente - Far Eastern Suites

Play Episode Listen Later Nov 10, 2019


Be sure to wear some flowers in your head. Music by: Hamid El Shaeri, Seld Bagcan, Gulcan Opel, and more."Próximo Oriente" is a show on Rádio Macau about what "Asia" or "oriental" convey in musical terms. It consists on weekly expeditions in search of the Orient, an image constructed and fantasised through sound. We will be wandering across different soundscapes and exoticism, under the spell of music from far away and mysterious lands.

Tarihin İzleri
Bölüm 3: "Gülen Meryem Ana ve Çocuk İsa" Freski dünya da eşi benzeri olmayan; Gümüşler Manastırı

Tarihin İzleri

Play Episode Listen Later Oct 21, 2019 3:02


1973 yılında arkeolojik sit alanı kabul edilen manastır, Niğde turizminin en gözde yerlerindendir. Gümüşler Kasabası'nın Orta Çağ’daki adı ve tarihi hakkında dönem kaynağı bulunmamaktadır. Büyük bir kaya kilisenin içine oyulan manastır Kapadokya bölgesindeki günümüze iyi korunarak gelmiş ve en büyük manastırlardan birisidir. instagram: https://www.instagram.com/tarihinizleri/ SoundCloud: https://soundcloud.com/tarihin-zleri Gmail: tarihinizlericoncact@gmail.com Twitter: https://twitter.com/tarihinizleritw Patreon: https://www.patreon.com/tarihinizleript Dailymotion: https://www.dailymotion.com/tarihinizleridl

Soyut Şeyler Ekonomisi
Viktoriya Şener ile Soyut Şeyler Ekonomisi, A. Selim Tuncer

Soyut Şeyler Ekonomisi

Play Episode Listen Later Oct 5, 2019 48:38


A. Selim Tuncer'in sunduğu Soyut Şeyler Ekonomisi'nin 38. bölümünün konuğu Viktoriya Sener'di. Ukraynalı bir turizm yazarı, fotoğrafçı ve Instagram fenomeni olan, farklı ülkelerde ve konferanslarda turizm bakanlıkları ile birlikte projelerde yer alan, paylaşımları dünya turizm tanıtımlarında da kullanılan, özellikle İstanbul ve Kapadokya fotoğraflarıyla dikkat çeken, Instagram hesabı Türkiye'yi ziyaret etmek isteyenler için rehber niteliği taşıyan Viktoriya Sener'le Türk kültüründen Türkiye deneyimlerine, yabancıların Türkiye izlenimlerinden beklentilerine, paylaşımlarına aldığı tepkilerden ülkemizin turizm potansiyeline kadar birçok konu üzerine konuşuldu.

Ukrayna'nın Sesi
Kapadokya ve Kayseri eşsiz güzellikleriyle Kiev'de

Ukrayna'nın Sesi

Play Episode Listen Later Oct 5, 2018 5:28


Ukrayna'dan, Türkiye'yi geçtiğimiz yıl bir milyon üç yüz bin turist ziyaret etti, bu yıl ise bu sayı bir buçuk milyona ulaşabilir. Ülkemiz yalnız güneşi ve deniziyle değil, eşsiz doğası ile de ön plana çıkmalı. Turistlerin bölgelere yayılması, kültür, inanç ve doğa turizminde çeşitlendirmeye gidilmesi stratejisinde önemli bir adım bu noktada Kiev'de atıldı. Kayseri ile Kiev arasında doğrudan uçuşlar başlarken, Kapadokya ve Erciyes Ukrayna'da güzel bir organizasyonla tanıtıldı.

IWSA - International Wine & Spirits Academy
21- Emir üzümünün özellikleri nelerdir?

IWSA - International Wine & Spirits Academy

Play Episode Listen Later Aug 6, 2018 0:49


Emir, Kapadokya bölgesine ait bir üzüm aslında başka pek bir yerde de yok. Hani yarın öbür gün birisi çıkıp Trakya’da Ege’de Emir yapmazsa bugün bildiğimiz başka bir örneği yok. Kapadokya bölgesinin biliyorsunuz çok özel bir toprağı var ve bu toprakta yetişen Emir de o toprağın özelliklerini inanılmaz güzel yansıtıyor. Aslında Emir genel olarak yeşil meyve aromaları taşıyan yani daha ekşi meyve aromaları taşıyan yüksek asitli şaraplar yapıyor. Alkol miktarı çoğunlukla orta düzeylerde. Yine çok uzun yıllar yıllanmayan, iki sene civarı ömrü olan şaraplar yapıyor. Meşe fıçıyla pek uyumlu değil. Yeşil erik yani o can erik, o ekşi ekşi baharda çıkan o erik, ondan sonra da yeşil elma gibi aromalar en ön planda olan aromalardır diyebiliriz Emir için.

IWSA - International Wine & Spirits Academy

Filoksera vastatrix Latince adıyla yani Türkçe’de “asma biti” olarak geçen canlı. 1860-1900 yıllarında, Avrupa ve Türkiye bağlarını tehdit eden, omcanın kök sistemine saldırarak, kuruyarak ölmesine neden olan zararlıdır. Amerika’dan geliyor bu zararlı, Türkiye’ye 1871 yılında ulaşıyor. Avrupa’ya öncelikle Bordeaux’dan giriyor ve bütün Bordeaux’daki asmaları kuruttuktan sonra Avrupa’nın tamamına saldırıyor. Türkiye’ye ise 1871 yılında ulaşıyor. Bu filoksera’nın yaşayamadığı belli koşullar var. Küçük parçacıklı topraklardan çok hoşlanmıyor, aynı zamanda yüksek rakımlı bölgelerden de hoşlanmıyor o yüzden mesela Şili’ye giremiyor. Ülkemizde Kapadokya’da yaşayamamıştır, varlığını sürdürememiştir diyebiliriz. Bu canlıdan kurtulmanın yolu ise filoksera’ya karşı direnci yüksek olan Amerikan kökler üzerine vitis vinifera’ları aşılamaktan geçmektedir. Dünyanın birçok yerinde zaten bu yapıldı, birçok üzüm filoksera yüzünden yok oldu ülkemizde de. Kalecik Karası mevzusunda da bahsetmiştik aslında. Bugün ülkemizda halen Diyarbakır’daki bazı Boğazkere bağlarında yaşamını sürdürüyor filoksera.

IWSA - International Wine & Spirits Academy
17- Öküzgözü üzümünün özellikleri nedir?

IWSA - International Wine & Spirits Academy

Play Episode Listen Later Aug 6, 2018 0:55


Öküzgözü Türkiye’nin en kıymetli kırmızı şaraplık üzümlerinden bir tanesidir. Doğduğu bölge Elazığ ama Elazığ dışında da Malatya, Diyarbakır, Tunceli, Erzincan vb. yerlerde bulunuyor. Tabii ki batıda da mevcut; Kapadokya, Denizli, Manisa gibi bölgelerde şu an Öküzgözü bulunuyor. Eylül sonu, Ekim sonuna kadar olgunlaşan, tanen miktarı yüksek bir üzüm. Çoğunlukla çok koyu renkli şaraplar vermez ama bir Pinot Noir kadar da, bir Kalecik Karası kadar da açık şaraplar yapmaz. Orta koyulukta bir rengi vardır diyebiliriz. Oldukça dengeli ve meyvemsi şaraplar yapar. Türk şarapçılığında bir klasik olan Öküzgözü- Boğazkere kupajında kullanıldığı gibi tek başına da şarap üretimine uygundur. Orta ile tam gövdeli diyebiliriz şaraplar için, bolca siyah kiraz, vişne ve karadut aromaları taşıyan şaraplar karşımıza çıkarır.

IWSA - International Wine & Spirits Academy
19- Kalecik Karası üzümünün özellikleri nelerdir?

IWSA - International Wine & Spirits Academy

Play Episode Listen Later Aug 6, 2018 0:59


Kalecik Karası Ankara’nın Kalecik Kasabası’na ait bir üzümdür ama bugün hem Denizli hem Kapadokya civarında bulunuyor. Ankara Kalecik Karası 1970’lerin sonuna doğru Anadolu’ya giren floksera sebebiyle yok olmakla yüz yüze kalmış üzümlerden bir tanesi. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin girişimiyle hayata döndürülüyor. Yine bugün Ankara’nın Kalecik Kasabası’nda yetiştirilmeye devam ediyor. Genellikle açık renkli, düşük tanenli ve yüksek asitli şaraplar yapar. En tipik kokusu, herkesin çocukluğundan bildiği pamuk şekeri kokusu. Onun dışında kırmızı kiraz, ahududu ve çilek aromaları da tipik kokuları arasında. Çok fazla yıllanmaya uygun şaraplar yapmaz. Nadiren meşe fıçıya girer, çok iyi roze şarapları olur. Bu bahsettiğimiz kırmızı meyve aromaları roze şaraplarda çok daha fazla ortaya çıkar.

Açık Mimarlık
Aslı Özbay ve Ömer Selçuk Baz ile Kapadokya üzerine

Açık Mimarlık

Play Episode Listen Later Jul 6, 2017 27:13


Açık Mimarlık: 6 Temmuz 2017

Açık Mimarlık
Aslı Özbay ve Ömer Selçuk Baz ile Kapadokya üzerine

Açık Mimarlık

Play Episode Listen Later Jul 6, 2017 27:13


Açık Mimarlık: 6 Temmuz 2017

Podcast – Koşturmaca
Bölüm 30 – Runfire Kapadokya Ultramaratonu

Podcast – Koşturmaca

Play Episode Listen Later Jul 25, 2012


Burada dinle: Bilgisayarına indir: bölüm 30 Bu bölüm 47 dakika. Birkaç hafta önce Ilgaz’ın ekipmanları ve Mert’in kendisi Runfire Kapadokya Ultramaratonu’nu (Runfire Cappadocia Ultramarathon) koştular. Bu bölümde yarış ve organizasyon hakkında konuştuk. Tabii Mert’in deneyimleri, yaşadıkları ve aldığı dersler konusu da gündeme geldi. Gelecek sene bu yarışa … Okumaya devam et Bölüm 30 – Runfire Kapadokya Ultramaratonu

Podcast – Koşturmaca
Bölüm 28 – Zamana Karşı Ultralar ve Runfire Kapadokya Öncesi

Podcast – Koşturmaca

Play Episode Listen Later Jun 29, 2012


Burada dinle: Bilgisayarına indir: bölüm 28 Bu bölüm 42 dakika. Bu bölümde iki ayrı konuyu ele aldık. İlki zamana karşı yapılan ultramaraton yarışları ve geçtiğimiz hafta sonu İstanbul’da denemesi yapılan bir 6 saat yarış organizasyonu. Genel anlamda 6, 12 ve 24 saat yarışlarından ve bunların rekorlarından konuştuktan … Okumaya devam et Bölüm 28 – Zamana Karşı Ultralar ve Runfire Kapadokya Öncesi