Podcasts about ayakta

  • 39PODCASTS
  • 77EPISODES
  • 19mAVG DURATION
  • 1MONTHLY NEW EPISODE
  • Nov 21, 2024LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about ayakta

Latest podcast episodes about ayakta

MenEmen
Yılın en güçlü podcast'leri, izlediğimiz platformlar, ayakta alkışlamanın anlamı -181

MenEmen

Play Episode Listen Later Nov 21, 2024 49:59


Men-E-Men Stüdyo tarafından hazırlanan yüz seksen birinci bölüm sizlerle. Dijital platformlardan bahsederek başladık bu bölüme. “Üç büyüklerden” söz ettik. Her geçen gün daha da yoğunlaşan rekabete katılan yeni oyunculara ve “niş” olarak adlandırabileceğimiz akış platformlarına değindik. Ardından, Power Group Podcast Festivali ve Ödülleri'ni masaya yatırdık. 7 Aralık 2024 Cumartesi günü sahiplerini bulacak ödüller için belirlenen adaylardan bahsettik. İzleyici olarak katılmak isterseniz mutlaka kaydınızı yaptırın, podcast'e doyacağınız bir gün olacak. Bölümümüzün son konusu, alkış. Ayakta alkışlamanın son zamanlarda bir standart haline geldiğinin, halbuki daha önceleri bunun çok istisnai bir durum olduğunun altını çizen bir yazıdan ilham aldık.

Yeni Şafak Podcast
MEHMET ŞEKER - Elebaşı öldü

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Oct 22, 2024 3:44


Ne zamandır ağır hasta olduğu biliniyordu. Ayakta duracak hâli yoktu. Oturduğu yerde bile elini kaldıramıyordu. Ölümü bekleniyordu, o gün geldi. Baydın, Tramp, Harris ve Obama'ya…

FOX Haber
Türkiye şiddete karşı ayakta...

FOX Haber

Play Episode Listen Later Oct 8, 2024 45:05


Günün en sıcak ve çarpıcı gelişmelerini bulabileceğiniz; güvenilir, tarafsız ve kaliteli haberin adresi NOW Ana Haber; deneyimli gazeteci Selçuk Tepeli'nin sunumuyla izleyicileriyle buluşuyor. Sıradanlaşmış bültenlerden çok daha farklı, interaktif bir sunum ile izleyiciye aktarılan NOW Ana Haber, her gün 19.00'da NOW'da! Daha fazla video için abone olun: @nowhaber_tr Bizi sosyal medyadan takip edin: X: https://twitter.com/nowhaber Facebook: https://www.facebook.com/nowhaber.tr Instagram: https://www.instagram.com/nowhaber.tr/ Podcast: https://anchor.fm/now-haber

SBS Turkish - SBS Türkçe
CFMEU mitingi: "Politikacılar gelip geçse de sendika daima ayakta kalacaktır"

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Aug 28, 2024 7:21


Binlerce İnşaat, Ormancılık ve Denizcilik İşçileri Sendikası üyesi, federal hükümetin sendikaya kayyum atama kararına karşı çıkmak üzere sokağa çıktı.

Yeni Şafak Podcast
YUSUF KAPLAN - ABD, Yahudilerin eseri; ABD, Yahudilerin esiri!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 26, 2024 4:47


Gazze kasabı Netanyahu, ABD Temsilciler Meclisi'nde terör devleti İsrail'in Gazze'de yaptığı katliamı, soykırımı öven bir konuşma yaptı ve Kongre'de dakikalarca ayakta alkışlandı! Amerikan Kongre üyelerinin bu tavırları, yüzyılın en büyük katili, soykırımcısı, Gazze kasabı olarak şimdiden tarihe geçen Netanyahu'yu dakikalarca ayakta alkışlamaları, bütün dünyayı ayağa kaldırdı, şaşkına çevirdi. Bu utanç verici konuşma ve Netanyahu gibi bir katilin ayakta alkışlanması başta Amerika olmak üzere bütün dünyada insanların, kitlelerin ABD'den de, İsrail'den de iğrenmesine yol açtı, lanetle karşılandı.   NETANYAHU DEĞİL DE HİTLER KONUŞSAYDI ABD KONGRESİ'NDE…  Netanyahu'nun başında bulunduğu hükümet, bütün uluslararası kurumlar, mahkemeler, BM gibi Batı hegemonyasını korumak ve meşrûlaştırmak için varolan örgütler tarafından bile açıkça “soykırımcı” olarak kınandı, “insanlık suçu” işlemekle suçlandı ve mahkûm edildi. BM katil Netanyahu yönetimini nasıl kınamayacaktı ki: Netanyahu'nun haydutları BM denetimindeki okulları, hastaneleri, kurumları hiç ayırım gözetmeksizin hedef hâline getirmekten ve teker teker yok etmekten çekinmemişti! Batılı kamuoyunun ve bütün dünyanın daha iyi anlaması için manzarada küçük bir değişiklik yapalım: Netanyahu'nun yerine Hitler'i yerleştirelim, Hitler'i Amerikan Kongresi'nde konuşturalım! Nasıl karşılanırdı Hitler'in konuşması Amerikan Kongresi'nde? Vereceğim cevap sizi, herkesi şaşırtacak: Ayakta alkışlanırdı Hitler de! Bundan hiç şüphem yok. Ama biz Hitler'in bütün insanlığın vicdanında yargılanıp mahkûm edildiğini bildiğimiz için bizim zihnimizde “Hitler, Amerikan Kongresi'nden içeri bile giremezdi” gibi bir yanlış algı, icat edilmiş bir yanılsama var. Hitler de zamanında her yerde ayakta alkışlandı bütün gittiği yerlerde, ülkelerde Avrupa'da! Aydınlar, akademi ve halk, Hitler'i daha sonra, çok sonraları soykırımcı olarak niteledi ama başlangıçta Hitler, büyük kahramandı. Türkiye'de bile! Açın 1930'lu yılların Cumhuriyet gazetelerini, Ulus gazetelerini, Hitler'e nasıl övgüler dizildiğini görünce, küçük dilinizi yutarsınız, şok yaşarsınız! Dönemin Türk medyası, 1920'lerin, 1930'ların ve 1940'ların Türk medyası ibretliktir! Tek parti iktidarının kutsanması, bu toplumun kültürünün, inançlarının, değerlerinin aşağılanması ve hatta kökünün kazınması gibi bir imha ve yok oluş felâketi yaşadı bu ülke! Faşizm aşağılanacak bir şey değil, hayranlık duyulan ve özenilen bir akımdı o zamanlar!   ABD, YAHUDİLERİN ESİRİ!  Netanyahu da, onun işlediği soykırımı meşrulaştıran konuşması da, bu utanç verici konuşmanın ayakta alkışlandığı Amerikan Kongresi de, ABD de lanetle anılacak ilerde, çok değil en fazla on yıl içinde! O kadar çok şey var ki söylenecek!

Yeni Şafak Podcast
NEDRET ERSANEL - Soykırımcıya ayakta alkışlar kime yarar?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 26, 2024 5:50


Netanyahu'nun Amerikan Kongresi'nde defalarca ve ayakta alkışlanması bizim basında da, köşe yazarları dahil salvo ateşine tutuldu. Aynı yazı ve haberlerde, Amerika'da ‘yükselen' İsrail karşıtı tonun koyulaştığı da teslim edildi… Yunanistan Başbakanı'nın aynı Kongre salonunda Mayıs 2022'de yaptığı konuşmada da benzeri olmuştu. ‘Bilmem kaç dakikada bilmem ne kadar alkışlandı' diye atılan manşetleri ve Ankara'nın duyduğu rahatsızlığı herhalde anımsıyoruz. Ankara bu sefer de rahatsız oldu… Aslında, Amerikan uçak gemileri Ortadoğu'nun Akdeniz kıyılarına dayandığında, Tel Aviv-Washington'un ‘bebek katilleri olarak ortaklığı' konusunda kesin karara vardıktan başka, ‘ne yapıyoruz o zaman' sorusunun da şimdiye yanıtlanmış olması gerekiyordu… Cevaplanmadıysa sorun var demektir ve “dış politikada çıkarlar vardır, ilelebet düşmanlık olmaz” başlıklı Batı öğretisinin ABD ve İsrail'e küfür ederken dahi zihin-altımızda yaşadığını gösterir… Bu yüzden Gazze krizinin başında, dış politikada “normalleşilemeyecek ülkeler kategorisi”nin oluşturulması üzerine düşünülmesini önermiştim… Dikkat ederseniz, “normalleşilmeyecek” değil, “normalleşilemeyecek”. Yani siz istesiniz bile doğası gereği bir noktada ilişkinin yine kırılacağı kabulünden hareketle… Tabii Türkiye gibi oturmuş devlet geleneği bulunan ülkelerin bu türden tarifleri uluslararası ilişkiler estetiğine uygun bulmayacağının farkındayım. Ama “gerçekçi” bulduklarını, geliştirdikleri şu formülden anlıyoruz… Amerikan Kongresi'nde yaşanan mide kaldırıcı ve tarihi “insanlık dışı üleşimi” sadece Ankara görmüyor! Bütün dünya, en çok da hegemonik düzene itiraz eden ülkeler de izliyor… Çirkin görüntü, en çetin çok kutupluluk tartışmalarının yaşandığı döneme denk geldiğinden, Amerikan siyasetçilerinin soykırımcı alkışlayarak koltuklarını sağlama alma, katledilen binlerce masumun bedeni üzerinden politik ikballerini realize etme hâyâsızlıkları yerkürenin gözüne iyice batıyor. Kendi kalelerine ‘altın gol' atıyorlar… Bu sırada “karşı tarafta” da bazı olaylar yaşanıyor… *** Filistinli grupların Çin'de bir araya gelerek ortak metin imzalamasıyla, Kongre'deki fotoğrafı yan-yana koyduğunuzda, şimdiye kadar teorik tartışmalar gibi gelen “çok kutupluluk” izahları bedenleniyor. Hangi karenin “kötüyü” temsil ettiği de…

Yeni Şafak Podcast
GÖKHAN ÖZCAN - Gazze'den capcanlı yayınlar

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 21, 2024 4:25


Gazze'de yıkıntılar arasında kısmen de olsa ayakta kalmış bir bina… Bombalar camı çerçeveyi indirmiş ama pencere yerinde, bej perdeleri de duruyor hatta. Pencereden harap olmuş Gazze'ye dalıp gitmiş gözlerle bakan orta yaşlı bir baba… Elinde beyaz porselen bir fincan… Muhtemel ki yıkıntılar arasından bulup çıkardığı çayını ya da belki kahvesini yudumluyor. Hemen yanında sekiz dokuz yaşlarındaki oğlu… O çekimi yapan kameranın farkında, gülümsüyor ve sağ eliyle zafer işareti yapıyor. Ajansların geçtiği çok dokunaklı bir fotoğraf bu… Yakıp yıkılmış, tarumar edilmiş bir şehrin asla yıkılmayan, dimdik ayakta insanlarına dair unutulmayacak bir kare… Ve bir video… Gazze'nin insanlarının yıkıntılar arasında hayata nasıl sımsıkı tutunduklarını gösteren hızlandırılmış çekimler… Kameraya el sallayan bir delikanlı… Elinde bir değnek… Nasıl olmuşsa ayakta kalmış evlerinin kapı önünü temizliyor. Evin kadraja girmeyen kısımları da sağlam mı? Zayıf ihtimal… Ama o delikanlının yüreği sapasağlam, gülümsüyor. Yine aynı videoda başka güleç yüzlü çocuklar da var. Yıkıntıların molozları arasında oluşturduğu küçük tarha sıraladığı yaralı çiçekleri suluyor onlardan biri. Bir başkası, üç beş tahtayı birbirine çakıp naylonlarla kaplayarak oluşturulmuş minik bakkalda bulabildiği şeyleri satıyor. Yine öyle derme çatma oluşturulmuş berber dükkânında tıraş oluyor bir diğeri… Baharatçı, oyuncakçı bile var o derme çatma dükkânlar arasında… Ayakkabı tamir edenler, buzlu içecek, yanında çörek, kurabiye satanlar… Nasıl bulunmuş bu malzemeler, nasıl denkleştirilmiş, ne hikâyeler var kim bilir ardında? Ne hayatlar var kim bilir dolu dolu yaşanmış, o yıkıntıların altında? Ayakta kalan direkler arasına gerili ipte renk renk çocuk çamaşırları göze çarpıyor, kurumaya bırakılmış. Adalet yok, insaf yok, merhamet yok, su yok, ekmek yok, ilaç yok Gazze'de! Ama bütün aydınlığıyla güneş, çamaşırları kurutacak tatlı Akdeniz yeli ve o çamaşırları yeniden kirletecek dünya güzeli çocuklar, yani hayat, yani güzellik, yani umut yerli yerinde… Ne çok şey anlatıyor tek bir kare değil mi? Tarumar edilmiş, aç, susuz, yalnız ve çaresiz bırakılmış bir şehrin yerinden sökülemezliği hakkında.

Yeni Şafak Podcast
Tamer Korkmaz - Birleşik riyakârların resmigeçidi...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 18, 2024 4:13


“Bu yıl Kurban Bayramı, dünya çapında çok sayıda Müslüman için zor dönemde yaşanıyor. Binlerce çocuk dâhil, çok fazla masum insan öldürüldü… Acıları çok büyük… Savaşı bitirmek için, elimizden geleni yapıyoruz…” *** Yüzsüzlüğün daniskası bu sözler… -Joe Biden denilen Siyonist mendebura ait! *** Soykırımcı Adolf Netanyahu'nun suç ortağından söz ediyoruz… On binlerce masumun kanları, onun da ellerinde! *** Siyonist işgalcilere silah yağdırdı, hala daha yağdırıyor. Üstüne bir de zerre utanmadan, büyük bir pişkinlikle… -Savaşı bitirmek için ellerinden geleni yaptıklarını, söyleyebiliyor! *** Dokuz ayı aşkın süredir devam eden soykırıma bütün hücreleriyle destek veren Haydut Devlet'in Baş Düzenbazı… Daha fazla masumun, sivilin kanları dökülsün diye elinden geleni yaptı; halen daha yapıyor! *** Sahtekârlık, madrabazlık, riyakârlık… Yüzsüzlük, yalancılık, ahlaksızlık… ABD'nin “Pedofil Başkanı” Biden'ın karakteridir! YİNE DONDU Ayaklı Mumya Joe'nun bunaklığı iyice ilerledi… Ayakta dikilirken birden donup olduğu yerde kalıveriyor. *** Bu kez katıldığı bir etkinlikte, pat yine donuverdi… İki dönem yardımcılığını yaptığı Eski Başkan Barack Obama'nın müdahalesiyle gezegenimize döndürüldü! Pardon: Kolundan tutularak, sahneden indirildi. HEM SUÇLU, HEM GÜÇLÜ Amerikan Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ateşkes görüşmelerinin çıkmaza girmesinden dolayı Hamas'ı suçluyor! ABD ve İsrail Soykırım İkilisi… -Hamas'ı ateşkesin önünde engel olan tarafmış gibi göstermek için büyük gayret sarf ediyor. *** Önerdikleri ateşkes anlaşması, Hamas için tuzaklar içeriyor. ABD-İsrail Birleşik Terör Devletleri, Hamas'a “Tuzağa düşmüyor” diye bozuk çalıyorlar! *** Hamas, ateşkes teklifini kabul etmek için… “Kalıcı bir ateşkes ve İsrail güçlerinin Gazze şeridinden çekilmesi” hususlarında garanti istiyor. *** Ezcümle… -Siyonist olmakla övünen Blinken ile Biden çözümün değil, sorunun parçasıdır! BATILI DEĞERLER Yanki'lerin Cumhuriyetçi Senatörü Lindsey Graham, geçenlerde İsrail'e çağrı yaptı. “Gazze Şeridi'ni nükleer silahla yerle bir edin!” dedi. Yani, “Gazze'deki soykırımı nükleer silahla taçlandırın” demeye getirdi! *** Bunların “Batılı Değerler” dedikleri malum ilkeleri kazdığınız vakit, altından soykırım, katliam, kan, yıkım çıkıyor. UKRAYNA SEVGİSİ NEREDEN? Lindsey Graham -ABD'nin Rusya'ya karşı desteklediği Ukrayna için- bakınız ne diyor: “Ukrayna'da 10-12 trilyon dolarlık kritik maden var. Avrupa'nın en zengin ülkesi olabilirler… O parayı, Rusya'ya ve Çin'e versinler istemiyorum! Ukrayna'ya yardım edersek, hayalini kurduğumuz en iyi iş ortağı olabilirler. Ukrayna'daki 10-12 trilyonluk maden varlığı, Batı tarafından kullanılabilir.” *** Riyakâr Yanki'lerin, “Er Zelenski'yi Kurtarmak” filmini çevirmelerinin “asıl nedeni” neymiş, görüyorsunuz! *** Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline sekizde sekiz karşı çıkarlarken…

NTVRadyo
Doğa Takvimi - 19 Mayıs 2024 - Atlar ayakta uyur

NTVRadyo

Play Episode Listen Later May 19, 2024 1:33


Bugün 19 Mayıs 2024 #doğatakvimi

Kendine Ait Bir Oda
Bizi Ayakta Tutan Sistemleri Nasıl Kurarız?

Kendine Ait Bir Oda

Play Episode Listen Later May 6, 2024 22:38


Bu bölümde başımdan geçen şahsi olaylarla hayatımın nasıl bir sisteme ihtiyacı olduğunu değerlendiriyorum. Ani gelen veya zamanla gelen değişimlere karşı ayakta durmak için hangi sistemlere ihtiyacımız var?

Kısa Dalga Podcast
Asgari ücretli bir iş: Avukatlar ayakta... | Berna Can - Parantez

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Apr 27, 2024 31:09


Artan hukuk fakülteleri, denklikle verilen diplomalar, sayıları 200 bine yaklaşan, mesleki kalite ve saygınlığın giderek azaldığı, yeni mensupları asgari ücrete çalışmak zorunda kalan avukatlar, sonunda isyan etti ve hakları için ortak miting düzenleme kararı aldı. Berna Can, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ile 27 Nisan'da gerçekleştirecekleri ' Büyük Savunma Mitingi'ni, iktidarın yeni Anayasa ısrarını, yasama organının sıkıntılarını, AİHM'in Demirtaş, Osman Kavala kararlarına uyulmaması ve Can Atalay'a uygulanan hukuksuzluğu konuştu.

Evrim Ağacı ile Bilime Dair Her Şey!
Erkeklerin Ayakta Çiş Yapması (İşemesi) Sağlığa Zararlı Mıdır?

Evrim Ağacı ile Bilime Dair Her Şey!

Play Episode Listen Later Apr 7, 2024 6:16


Yapılan hiçbir araştırmada erkeklerin ayakta işemesi ile prostat kanseri de dahil olmak üzere herhangi bir hastalık ile dikkate değer herhangi bir bağlantı bulunamamıştır.Ayakta işemekle ilgili iddiaların kökenlerini Orta Çağ öncesi mitolojilerine ve inançlarına kadar takip etmek mümkün olsa da, aslen… Seslendiren: Talha ÇAKIRCA

Yeni Şafak Podcast
GÖKHAN ÖZCAN - Her Nefes Bir Fırsat

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Mar 20, 2024 4:07


Hayatın içindeyiz, yaşıyor, nefes alıp veriyoruz. Ayakta kalmak için mücadele veriyor, yaşadıklarımızdan nimetlenmek için çaba sarfediyoruz. Bu hayat fani, bunu biliyoruz. Alıp verdiğimiz her nefesle ömrümüzün kum saatinden vaktimizin eksildiğinin şuurundayız. Bunu bilmeyen hiç kimse yok. Herkes adımlarını dünya hayatının sonuna doğru attığını biliyor. Allah'a iman edenler, bunun ötesinde, dünya hayatının sonunun her şeyin sonu olmadığına da inanıyor. Asıl hayat, sonsuza uzanan asıl büyük hikaye bu dünyanın bittiği yerde başlıyor. Burada yaşadığımız her şeyin geçici olduğunu, burada sahip olduklarımızın elimizden kayıp gideceğini, ancak her şeyin hesabının tutulduğunu, işlediğimiz her hayrın ve şerrin mahşer günü önümüze getirileceğini biliyoruz. Dolayısıyla hadiselere bakarken, idrakimizi bu dünyada başlayıp biten bir hikayeyle sınırlamıyor, iyilik ve kötülüğün sonsuza uzanan bir 'hayat'ın hasılası olarak sicilimize işlendiğini de hesaba katıyoruz. Bu bizi dünyadaki basit sebep sonuç ilişkilerinde takılıp kalmaktan, kısa vadeli faydacı yaklaşımların esiri olmaktan kurtarıyor. Yaptığımız her iyiliğin başka iyilikleri çağırdığının, sebep olduğumuz kötülüklerin başka kötülükleri bize doğru çektiğinin farkındayız. Bir şeyi yaparken, bir fiili işlerken, bir sözü söylerken, aynı zamanda hayat toprağına bir tohum bıraktığımızı, bunun bize dönen ya da başkalarını etkileyen sonuçları olacağını hatırımızdan çıkarmıyoruz. Yaşanan her şeyin başka şeylerle etkileşimi olduğunu, yapıp ettiklerimizin bütünün içindeki bir parça olarak bizim fonksiyonumuzu teşkil ettiğini; davranışlarımızın, sözlerimizin, fiillerimizin başkalarını de etkileyen kimi sonuçların sebebi olduğunu da unutmuyoruz. İyiliğin ve kötülüğün, sadece bizim hayatımızdaki sınırlı etkilerinin ötesinde, hayatın içindeki seyriyle yol açtığı olumlu-olumsuz etkilerin kaydını da kulluk defterimize düştüğünü kabul ediyoruz.

Mevlana Takvimi
NAMAZIN İÇİNDEN FARZLARI - 22 OCAK 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Jan 22, 2024 2:40


Namazın içinden olan altı farz şunlardır: İftitah Tekbiri; niyetin hemen arkasından elleri kaldırırken “Allâhü Ekber” diyerek yapılır. İmâm, “Allâhü Ekber” sözünü bitirmeden önce, uyan kişi “Allâhü Ekber” sözünü bitirse, namaza başlamış olmaz. Kıyâm; kıyâmın farz olması, farz olan namaza mahsûstur. Nafile olan namazda kıyâm farz değildir. Ayakta durmaya ve secde yapmaya kudreti olmayan kimse farz namazı da oturarak kılabilir. Kıraat; kırâatin farz olan miktarı, bir âyettir. Ancak bir âyet ile yetinilirse günahkâr olunur. Çünkü Fa tiha'yı okumak ve Fâtiha'ya bir sûre veya bir sûre miktarı âyet eklemek vâcibdir. Okuyuşun geçerli olabilmesi için en azın okuduğunu kendi işitebilmelidir. Ancak gürültü, sağırlık gibi bir engel olursa hükmen işitmiş sayılır. Anlaşılacak bir okuyuş olmalıdır. Bundan maksad çekilecek yerleri biraz olsun çekmektir. Aksi takdirde bu hızlı okuyuş haram olur. Rükû; namaz kılan kimse rükû'da, iki elleri ile iki dizleri üzerine daya nıp parmaklarını açar. Musallî (namaz kılan), sırtını düz tutarak rükû' eder. Hattâ rükûda sırtına su dökülse, su sırtında durmalıdır. Başını yukarı kaldırmayarak ve aşağı eğmeyerek rükû' eder. Secde; namaz kılan kimse, burnu ve alnı üzerine secde eder. Çünkü Resûlullâh (s.a.v.) böyle devam etmiştir. Namaz kılanın alnı, yerin sertliğini bulduğu za man secde caiz olur. Ayrıca secde yeri, ayakların basıldığı yerden 12 parmaktan yüksek olmamalıdır. Son Oturuş; “Tahiyyat”ın sonundaki “Abdühû ve Resûlühû”ya kadar oturmak farzdır. Tahiyyatı okumak ise vâcibtir. Namazın farzlarından biri de, kıyâmı rükûdan önce ve rükûyu secdeden önce yapmaktır. (Molla Gürânî, Gurer ve Dürer, s.123-143

Mevlana Takvimi
HEM DİNÎ, HEM DÜNYEVÎ BAKIMDAN ZARARLI VE FAYDALI BAZI ŞEYLER - 22 ARALIK 2023 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Dec 22, 2023 2:27


İbn-i Abbas (r.a.) şöyle demiştir: Beş şey unutkanlığı arttırır: 1. Ekşi elma yemek, 2. Durgun suya bevletmek, 3. Ense tarafından kan aldırmak, 4. Karıncaları toprak içine gömmek, 5. Kabir levhalarını çok okumak. Beş şey göz nurunu arttırır: 1. Mushafa bakmak (okumak), 2. Âlimlerin yüzüne bakmak, 3. Dostların yüzüne bakmak, 4. Yeşilliklere ve akarsuya bakmak, 5. Ana, baba yüzüne bakmak. Beş şey bedenin kuvvetini arttırır: 1. Az yemek ve az uyumak, 2. Güzel koku sürünmek, 3. Az cima etmek, 4. Temiz elbise giymek, 5. Kur'ân okumak. On şey ömrü uzatır: 1. Sadaka vermek, 2. Çok duâ etmek, 3. Ana, babaya itaat etmek, 4. Gece namazına devam etmek, 5. Seher vaktinde istiğfar etmek, 6. Kuşluk namazına devam etmek, 7. Kur'ân okumak, 8. Allâh (c.c.)'u çok zikretmek, 9. Başını gül suyu ile yıkamak, 10. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'e salavat getirmek. On şey çabuk ihtiyarlatır: 1. Ayakta su içmek, 2. Gece yarısı su içmek, 3. Yenlerini sıvamadan yüz yıkamak, 4. Çok cima etmek, 5. Muhasama esnasında konuşmak, 6. Avret yerine bakmak, 7. Gündüz çok uyumak, 8. Ölüye bakmak, 9. İçki mübtelası olmak, 10. Asılmış adama bakmak. (Hz. Mahmud Sâmî Ramazanoğlu (k.s.), Musahabe 4, s.123-125) BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ? Cuma ve bayram günlerinde, toplantılarda iyi ve güzel elbise giymek mubâhtır. Fakat böyle elbiselerle daima bezenip durmak uygun değildir. Bu bir gurur eseri olur ve çok kere muhtaç durumda olanların kinini çeker. Böbürlenmek ve büyüklenmek için elbise giymek ise mekruhtur. (Ömer Nasûhî Bilmen, Büyük İslâm İlmihâli)

Yeni Şafak Podcast
FATMA BARBAROSOĞLU - "ÜZGÜNÜM, ÇOK ÜZGÜN..."

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Dec 22, 2023 7:04


Vagon'un içi tenhaydı, yolcuların neredeyse tamamına yakını 50 yaş üstüydü. Ayakta duran biri iki kişi vardı sadece ve oturanların bazısında “pandemi maskeleri” takılıydı. Yüzünde maskesi olanların diğerlerine göre daha fazla sağlık haberlerine maruz kaldığını düşündüm . Çin'de görülen, Amerika'da ve Avrupa'da salgın şeklinde yayıldığı söylenen “gizemli zatüre”. “Gizemli zatüre”nin insandan insana geçtiği haberini, ekranı gün boyu açık olanlar kim bilir kaç defa izlemişti? Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın insanlar ikiye ayrılıyor: Ekrana kilitlenenler ve bir ekrandan başka ekrana kendini kilitleyenler. Dünyanın yeni “zamansal” ayrımı. Ekrana kilitlenenler en fazla ellerindeki kumanda ile başka bir kanala geçiyor. O başka kanalda da aynı haberlere rastlayacağını bilse de elinden başka bir şey gelmiyor. Elinden niye başka bir şey gelmiyor? Telefonu akıllı değildir mesela. Akıllı telefon kullanmaya hiç heves etmemiştir. Bildiği dünyada kalmayı istemiştir. Bilmediği dünyalara sadece tv ekranı üzerinden ulaşmayı emniyetli bulmuştur. Haberlerin sunduğu her şeyi bilir böylece. Türkiye'de, Hindistan'da, kutuplarda... tabii tercih ettiği kanalın “haber tercihine göre” bilir “her şeyi”. II- “Utanıyorum çok utanıyorum” diyor orta yaşlı kadın telefondaki muhatabına. “O çocukların yüzü gözümün önünden gitmiyor. Onca yokluğun içinde ne kadar mutmain her biri. Biz hiçbir şey yapmadan öylece seyrediyoruz... Onların tepesine bombalar yağarken... Elimizden hiçbir şey gelmiyor.” Telefonu kapatınca yanındaki emir verir gibi gürlüyor: “Boykot yap!” “ Ben zaten o boykot edilen şeylerin hiçbirini almıyordum ki.” “İyi ya işte sen zaten boykottaymışsın.” “Utanıyorum” diyen kadın “Kalbim mutmain değil” diyor muhatabının kendisini anlamayacağından neredeyse emin. “Dua et o zaman” diyor her durumdan kendisine vazife çıkaran seyyar nasihatçı kimliğini kartvizit yapıp yüzünde asılı tutan kadın. “Dua et o zaman” dediği kadının tepeden tırnağa haliyle edebiyle yürüyen bir dua olduğunu hiç fark etmeden... Kadın iki elini kalbine bastırıyor sanki kalbinden dışarı çıkacak olanlardan utanacakmış da çıkmasınlar orada öylece kalsınlar diye. “Bu kadar üzülme” diyor seyyar nasihatçı. Oysa kadın yeterince üzülmediği için kendini suçlu hissediyor. “Bu üzüntü mü! Ye iç. Sıcak yataklarda yat. Geç ekran başına seyret seyret.” Seyyar nasihatçi aman ne halin varsa gör deyip cep telefonundan bir vidyo açıyor. Açtığı vidyodan gelen kahkaha sesleri bütün vagona yayılmadan neyse ki telefonun sesini kısmayı akıl ediyor. III- Tren istasyona yaklaşırken aralarındaki buzdan duvarı son bir umut aşmak istercesine genç adam “üzgünüm” diyor. Öylesine söylenmiş bir cümle gibi değil. Üzgün olmayı tecrübe etmiş, üzgünlüğü harf harf inşa etmiş biri gibi. Vagondaki herkes “üzgünüm” diyen sese, sanki kendi üzgünlüğünü de katsın, katsın da muhatabına hiç cevap vermeyen şu kapşonlu kızın kalbine imece usulü bir pişmanlık tohumu atılmış olsun diye bakışları ile destek veriyor genç adama. Kapşonunu ve kara gözlüklerini kendine siper edinmiş genç kadın vagonun kapısı açıldığı sıra Ayten Alpman'ın sesinden dinlemeye alışkın olduğumuz o şarkıyı yükseklerden aşağı dökülen berrak bir su gibi söylemeye başlıyor: Üzgünüm acı sözlerim için/ Üzgünüm seni kırdığım için/ Haklısın bana darılsan bile/ Beni terketsen bile/ Ne yaparım ben böyleyim/ Üzgünüm bütün olanlar için/ Üzgünüm mutlu yıllarım için /Aşkımız gölgesiz olmalıydı /Şüphesiz olmalıydı Affedemem ben böyleyim.

Yeni Şafak Podcast
MEHMET AKİF SOYSAL - İHRACATÇIYA DESTEK EKONOMİYİ AYAKTA TUTUYOR

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Dec 7, 2023 4:29


Faizlerin kademeli olarak yükseltilip varıldığı nokta itibariyle yüzde 40'a gelmesi piyasalarda beklenen durgunluğu henüz yaratmadı. Üstüne üstlük üç çeyrek ard arda PMI verileri 50 rakamının az altında seyrediyor. Yani ihracat talebinde azalma var. 2024 yılında iç tüketimin biraz daha kısılacağı bir sene olacak bu nedenle ihracat temelli yol almak kritik. Nitekim, Bakan Şimşek'in daralan piyasa hakkında yorumu “yeni pazarlar” bulmak üzere odak olunması şeklinde oldu. Esasen amaç da iç tüketimi, ithalatı yavaşlatmak yoksa piyasanın geneli ile TCMB'nin bir sorunu yok. Bu nedenle hedeflenen yumuşak inişti, bu gerçekleşti mi? Buna şimdilik “evet” diyebiliriz. Yumuşak inişin temelinde gerçekleşen tercihler yatmakta olduğunu düşünüyorum. Bu tercihlerin doğru yapılması olası ağır bir şoku engellemişe benziyor. Umarım bu yorumumuz 2024 yılı için de geçerli olur. Tercihler dedik, neydi bu tercihler? Bir liste yaptık...  Eximbank'ın sermayesi 20,6 milyar liraya yükseltildi. Günlük reeskont kredi limiti de 10 katına, yani 3 milyar liraya çıkarıldı.  İhracat ve döviz kazandırıcı hizmet reeskont kredilerinde toplam faiz maliyetine üst sınır getirildi.  Reeskont kredisi kullanımında yüzde 30 ilave ihracat bedeli satışı koşulu kaldırıldı.  Reeskont kredisi vadesi boyunca verilen “döviz almama” taahhüdünden, ithalat ödemeleri kapsamındaki döviz alımları istisna tutuldu.  Hizmet ihracatından elde edilen gelirlere sağlanan kazanç istinasına yasal zemin oluşturmak için yasama çalışmaları sürdürülüyor. Bu kapsamda torba yasada şu destekler mevcut;  Aracılı ihracat sözleşmesine dayanarak imalatçı veya tedarikçi kurumlara ait dış ticaret sermaye şirketleri veya sektörel dış ticaret şirketleri üzerinden yapılan ihracattan elde edilen kazançlarda beş puan kurumlar vergisi indirimi yapılacak.  Ayrıca, yurt dışından elde edilen kar paylarından elde edilen gelirlerin tamamı ülkeye getirilirse, tutarın yarısı gelir ve kurumlar vergisinden istisna edilecek.  Torba yasa gerekçesinde verilen bilgiye göre, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, eğitim, sağlık gibi yurt dışına yapılan hizmet ihracatı sonrası, kazanç indirimi oranı, elde edilen gelirin tamamının Türkiye'ye getirilmesi kaydıyla yüzde 50'den yüzde 80'e yükseltilecek.

Mevlana Takvimi
SUYU OTURARAK İÇMENİN HİKMETLERİ - 22 EKİM 2023 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Oct 22, 2023 2:24


İki cihân saadeti, ancak kendisine uymakla temin edilebilen Nebî (s.a.v.) Efendimiz ayakta su içmemek konusunda bizleri 1400 sene önce uyarmışlar, suyu oturarak besmele çekip su bardağı sağ ele alınarak içmeyi tavsiye etmişlerdir. Günümüzde yapılan bilimsel çalışmalar da aynı sonuca dolaylı yoldan ulaşmıştır. İnsan midesinin ayakta ve oturur vaziyetteki pozisyonu farklıdır. Ayakta duran bir insan eğer sıvı gıda içerse doğrudan doğruya onikiparmak barsağına geçer. Midenin küçük eğriliğine uyan kısmında Waldeyerin (mide caddesi) denen bir oluk bulunur. Sıvı gıdalar bu yolu takip ederek zaten devamlı küçük bir açıklığı olan mide çıkışını (pilor) geçerek 12 parmak barsağına (duodenum) geçer. Eğer insan sıvı gıdayı oturarak içerse bunlar önce midede birikir asitle karışarak mikropları ölür ve sonra 12 parmak barsağına geçer. Bu durumda oturarak su içme usulüne uymakla insan kolera da dâhil birçok insan hastalıklarından korunmuş olur. Rastgele yerde meşrubatı alıp ayakta içenler bu tehlikeye daha fazla maruz kalırlar. Enes (r.a.)'in rivayetine göre Resûl-ü Ekrem (s.a.v.) bir kimsenin ayakta su içmesini yasaklamıştır. Râvi Katâde şöyle dedi: Biz Enes (r.a.)'e, “Ya ayakta yemek nasıldır?” diye sorduk. Enes (r.a.): “Ayakta yemek daha beter (veya kötüdür)” dedi. (Müslim) Ebû Hüreyre (r.a.)'dan rivâyet edildiğine göre Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdu: “Hiçbiriniz ayakta su içmesin. Unutarak içen de kussun!” (Müslim) İbni Abbas (r.a.) şöyle dedi: “Peygamber (s.a.v.)'e zemzem verdim. Onu ayakta içti.” (Buhârî) Labaratuar ortamında yapılan incelemeler, zemzem suyunun mikrop barındırmadığını tesbit etmiştir. (Dr. Hamit İspiroğlu, www.uzunhayat.com)

Mevlana Takvimi
KIYÂM VE RÜKÛNUN İNCELİKLERİ - 01 EYLÜL 2023 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Sep 1, 2023 2:31


Farz namazda kıyâm etmek yâni ayakta durmak namazın farzlarından biridir. Şüphesiz kıyâmın farz olması, farz olan namaza mahsustur. Nafile olan namazda kıyâm farz değildir. Hattâ nafile namazın edâsı kıyâmsız caizdir. Kıyâmda musallî (namaz kılan), göbeğinin altında, sağ elini sol elinin üzerine koyar. Elleri tarif edildiği sûrette koymanın şekli, sağ elinin avuç içini sol elinin avucunun sırtı üzerine koyup küçük parmağı ve baş parmağı ile bileği üzerine halka etmektir. İki ellerini, rukûdan kalktığı zaman salıverir. Yine bayram namazının tekbirleri arasında, iki ellerini salıverir. Sözün kısası, sünnet olan her kıyâmda iki ellerini bağlamasıdır. Böyle olmayan her kıyâmda da ellerini salıvermesidir. Namaz kılan kimse, “Sübhâneke” duâsını okur. İster imâm olsun, isterse tek başına kılan olsun “Sübhâneke” yi gizli okur. Gerek gizli okuyana uysun ve gerekse açıktan okuyana uysun. Eğer imâma, açıktan okumaya başladığı vakitte uysa, “Sübhâneke” duâsını okumaz. Namazlarda rükû da bir rükün olduğundan farzdır. Kıraatten sonra eğilerek rükûa varılır. Baş ile sırt düz bir doğrultuda bulunur. Eller dizlere kadar uzatılıp dizler kavranır. Rifâa b. Rafi (r.a.)'in nakline göre Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: “Rükûya vardığında avuç içlerini diz kapaklarının üstüne koy” buyurmuştur. Ayakta namaz kılan kimsenin rükû için yalnız başını eğmesi kâfi gelmez. Arkasını da eğerek doğru bir çizgi gibi düz bir durum almış bulunur. Bu, tam bir rükûdur. Rükûa giden kimse böyle bir vaziyet almaz da kıyâma daha yakın bir şekilde eğilirse, onun rükûu sahih olmaz. Fakat rükû vaziyetine daha yakın eğilmiş ise, rükûu sahih olur. (Gurer ve Dürer, Büyük İslâm İlmihâli, s.125-126, Eşref Ali et-Tehanevî, Hadislerle Hanefi Fıkhı, c.2, s.303)

Merdiven Altı Terapi
Zor Zamanlarda Ayakta Kalma Rehberi

Merdiven Altı Terapi

Play Episode Listen Later Jul 31, 2023 36:53


Geçirdiğim zor günler boşa geçmesin, hem benim hem de sizin işine yarasın dedim. Hayatın seri yumruklarına rağmen nasıl ayakta kaldığımı anlattığım bir rehber hazırladım. Umarım ihtiyacınız olmaz derdim ama yaşıyorsanız muhakkak olur.

Cevheri Güven
ÇARPICI İKAZ: EKONOMİ SEÇİME KADAR AYAKTA KALMAZ!-Tarık Toros

Cevheri Güven

Play Episode Listen Later Jul 26, 2023 33:51


TARIK TOROS'LA MANŞET • Çarpıcı ikaz: Ekonomi belki seçime kadar ayakta kalmaz! • "Önümüzdeki 1 yıl içinde en iyi günümüz bugün" • Büyük Türk yalanları: Lozan, KKTC, Vizesiz AB filan.. • TÜİK: Giden dönmüyor! • Rodos'tan Marmaris'e tahliye • 'Arka kapı' satışları durdu • Gazetecilere gözaltı.. • Maaşlı gazeteciler.. • CHP: İmamoğlu naftalinli ekiple mi yola çıktı? • Ülke dökülüyor, son mühim örnek.. • X markası bir takıntı mı?

Daktilo1984
Mission Impossible - Dead Reckoning Part One | SineKritik #85

Daktilo1984

Play Episode Listen Later Jul 21, 2023 31:08


Ayakta kalan en son ve en başarılı aksiyon serisinin en son ve en uzun ayağı.

Sinekritik
Mission Impossible - Dead Reckoning Part One | SineKritik #85

Sinekritik

Play Episode Listen Later Jul 21, 2023 29:39


Ayakta kalan en son ve en başarılı aksiyon serisinin en son ve en uzun ayağı.

Acilci.Net Podcast
Acil Serviste Pediatrik Akciğer Grafisi Yorumlama

Acilci.Net Podcast

Play Episode Listen Later Jul 3, 2023 10:30


Acil servise solunum semptomları ile başvuran veya toraks patolojilerinden şüphelendiğimiz pediatrik hastaların değerlendirilmesinde akciğer grafilerini sık kullanırız. Pediatrik yaş grubunun kendine özgü farklılıkları, akciğer grafilerini yorumlarken de aşina olmamız gereken özellikler taşır. Bu yazıda çeşitli kaynaklardan derlediğim bazı ipuçlarını sunmak istedim. ​1​ ​2​ ​3​ Giriş Çocuk hastalarda respiratuar yakınmalar sık görülür ve direkt grafiler daha az radyasyon içermesi, erişilebilirliği ve maliyet etkin oluşu ile tercih edilen tanı araçlarından biridir. Tanıda olduğu kadar tedavi yanıtının takibi ve girişimsel prosedürlerin doğrulanması amacıyla da kullanılır. Direkt grafiler; pnömoni, bronşiyolit, astım, plevral efüzyon, pnömotoraks ve yabancı cisim aspirasyonu gibi yaygın pulmoner patolojilerin tanımlanmasına, konjenital ve mediastinal anormalliklerin saptanmasına yardımcı olur. Elbette bir grafiyi doğru yorumlayabilmenin ilk anahtarı uygun teknikle çekimin sağlanmasıdır. Akciğer grafisi projeksiyonel bir grafi olduğu için anatomik yapılar birbiri üzerine süperpoze olur ve yorumladığımız dansiteler buna göre oluşur. Uygun bir grafide akciğer apekslerinden diyaframa kadar bütün alan değerlendirilebilir olmalıdır. Küçük yaştaki hastalarda doğru pozisyonda kalmayı ve yeterli inspirasyonla görüntü almayı sağlamak zor olacağı için bazı vakalarda hem inspirasyon hem de ekspirasyon görüntülerinin elde edilmesi gerekebilir. Radyografik bulguları hastanın klinik tablosu, öyküsü, fizik muayenesi ve diğer tanı testleri ile ilişkilendirmek esastır. Bu nedenle acil hekimleri radyolojik istem yaparken doğru yorumlanabilmesi için yeterli klinik bilgiyi aktarmayı da ihmal etmemelidir. Anatomik Yapılar Kaynak: slideshare.net Sağ Akciğer Lobları ve Yerleşimi Kaynak: wikiradiography.net Sol Akciğer Lobları ve Yerleşimi Kaynak: wikiradiography.net Projeksiyonlar Ayakta postero-anterior grafi (PA grafi): Yaşça büyük hastalarda tercih edilir. Ayakta antero-posterior grafi: Konumlandırma ve hareketsizleştirme kolaylığı nedeniyle koopere olabilen küçük çocuklar (yani 3-7 yaş arası) için idealdir. Sırtüstü antero-posterior grafi: Bilinci kapalı veya koopere olamayan küçük çocukları görüntülerken tercih edilir. Aynı hastada A. PA görüntü B. AP görüntü. (Görsel kaynağı: radrounds.com) PA görüntüde klavikulalar akciğer apekslerinin yüzeyinde yer alırken AP görüntüde üzerinde seyreder. PA görüntüde skapulalar akciğer parankiminden uzakta kalırken AP görüntüde lateral parankim alanlarının üzerinde yer alır. PA görüntüde arka kotlar, AP görüntüde ön kotlar belirgindir. AP görüntüde kardiyak gölge daha geniş izlenir. Uygun Teknik Bir akciğer grafisi yorumlanırken öncelikle doğru hastaya ait olup olmadığı, tetkikin yapılma tarihi ve çekimin teknik yeterliliği değerlendirilir. Simetri: Anterior kostal uçlar karşılıklı eşit açı yapmalı ve klavikulaların medial uçları orta hatta eşit mesafede olmalıdır. Simetrik olmayan ya da yeterli inspiryumun olmadığı bir filmde hatalı mediasten genişlemesi ya da kardiyomegali gibi yanlış tanılar konabilir. (Görsel kaynağı: slideshare.net) Penetrasyon: İntervertebral diskler kalbin arkasından seçilebilmeli, akciğer parankiminin en az 1/3'lük medial kısmında vasküler yapılar iyi tanımlanabilmelidir. Düşük doz filmde retrokardiyak alan ve ana hava yolu patolojileri kolaylıkla atlanır ve parankim alanları artmış dansiteli izlenir. Aşırı dozlu filmde parankim silineceği için hatalı havalanma fazlalığı düşünülür ve parankimal patolojiler atlanır. (Görsel kaynağı: slideshare.net) Yeterli İnspiryum: İnspiryumda diyafragma, 6. ön ve 8. arka kotlar seviyesinde olmalıdır. Yeterli inspiryum yapılmaz ise kardiyak silüet normalden büyük görülür ve timus transvers çapı artar. Ağlamanın hemen öncesinde derin inspiryuma bağlı havalanma artışı oluşacağından hem inspiryum hem ekspiryum grafileri elde edilmelidir.

Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?
“Antakya fiziki olarak büyük çöküntü yaşadı ama ruhu ayakta”

Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?

Play Episode Listen Later Feb 28, 2023 24:35


Kenan Yurttagül'le Antakya'da yaşanan yıkımın boyutlarını soruyoruz ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından buraya ilişkin yapılacağı söylenen yeni çalışmaları, Antakya için yazılmak istenen “yeni hikayeyi” değerlendiriyoruz. 

Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?
“Antakya fiziki olarak büyük çöküntü yaşadı ama ruhu ayakta”

Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?

Play Episode Listen Later Feb 28, 2023 24:35


Kenan Yurttagül'le Antakya'da yaşanan yıkımın boyutlarını soruyoruz ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından buraya ilişkin yapılacağı söylenen yeni çalışmaları, Antakya için yazılmak istenen “yeni hikayeyi” değerlendiriyoruz. 

Altın Saatler
Yönetmeliğe aykırı yapılan binalar ayakta kalamadı

Altın Saatler

Play Episode Listen Later Feb 8, 2023 53:48


Altın Saatler'de kalabalık bir kadroyla karşınızdayız. Konuklarımız Prof. Dr. Okan Tüysüz, Dr. Şeref Polat, Dr. Barış Erkuş ve Mustafa Munzuroğlu. Şeref Polat ve Barış Erkuş deprem mühendisleri. Mustafa Munzuroğlu, inşaat yüksek mühendisi ve Maraşlı olması nedeniyle bölgeden haberler alıyoruz.

Kısa Dalga Podcast
Bülten / Dünya ayakta

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Jan 23, 2023 12:02


Kılıçdaroğlu'ndan seçim tarihi açıklaması: 'Bizim için sorun yok'.../ Altılı masanın üç senaryosu.../ Kurak günler.../ Birleşik Kamu - İş: Meyve fiyatları yüzde 240, sebze fiyatları ise yüzde 343 oranında arttı.. / Borç yapılandırma paketinin detayları belli oluyor: Taksit sayısı artırılacak mı, hangi borçları kapsayacak?../ Irkçı politikacı Kuran'ı Kerim yaktı, Türkiye sert tepki gösterdi.../  Fransa, İsrail ve Almanya'da eylemler.../ Gündemin öne çıkan gelişmelerinden derleyerek hazırladığımız Kısa Dalga Bülten Başlıyor

Yeni Şafak Podcast
Mehmet Şeker - İşine bak aslanım

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Dec 12, 2022 3:34


A merika'nın olumsuzluklarına ve kötülüklerine dair, bir çırpıda, en az yüz madde sayabiliriz. Dünyanın neresinde olursa olsun böyle bir soru ile karşılaşanların hiçbiri zorlanmaz. Amerika dediğimizde kıtadan değil, bir ülkeden söz ettiğimiz malûm. Adaletsizlik, bencillik, kendilerini üstün görmeleri, herkesten akıllı geçinmeleri, her tarafa müdahale etmeye çalışmaları, darbeler kurgulayıp uygulamaları en başta gelir. Fakat iyi tarafları da var. Zaten o yüzden hâlâ liste başı. Ayakta durabildiği müddetçe öyle gidecek gibi görünüyor. Çökerse de çatırtısı büyük

Hizmetten
Namazda ayakta dururken ayakların arasını ne kadar açmak lazım? | Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Nov 28, 2022 6:59


Namazda ayakta dururken ayakların arasını ne kadar açmak lazım? | Fethullah Gülen Hocaefendi by

Hizmetten
Devrileceksiniz, hiç bir zalim ayakta kalamamıştır | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Nov 23, 2022 12:59


Bu video 25/05/2016 tarihinde yayınlanan “KİMİN PEŞİNDESİN?!.” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel... İnsanlığa âb-ı hayat sunacak olan diriltici ruh, Peygamberlerin ve vârislerinin temsil ettikleri beklentisizlik ve adanmışlık ruhudur. * اِتَّبِعُوا مَنْ لاَ يَسْأَلُكُمْ أَجْراً وَهُمْ مُهْتَدُونَ Kendileri hidayet üzerinde.. sizi de doğru yola götürüyorlar.. hedefi belli, yanıltmayacak bir güzergâhta yürütüyorlar; patikaya saptırtmıyorlar. Deyip anlattıklarında insan tabiatına ters bir husus yok. Hiçbir arızası olmayan bir güzergâha sizi çağırırken, aynı zamanda onun karşılığında da bir ücret istemiyorlar. İşte siz, size hizmet ettikleri halde bir bedel istemeyen, sizden aldıkları şeylerle saltanatlar kurmayan; evlad u ıyalleri için yatlar, gemiler, filolar oluşturmayan, yalılar, saraylar yapmayan insanların arkasından gidin, onlara uyun. Mefhum-u muhalif dilde çok önemli bir faktördür. Öyleyse sizden bir karşılık alan, hayat şeklini gecekonduda olduğunun dışında farklılaştıran; gecekonduyu yalıya, villaya, donanmaya, filoya çeviren insanlara uymayın; onların arkalarından gitmeyin!.. *İstiğnâ ve beklentisizlik, Peygamberlik mesleğinin şiarıdır; insanları kurtarmak için kendi hayatını istihkâr ederek her gün ölüp ölüp dirilme, sürekli çalışma, hep koşturma, zahmet çekip meşakkatlere katlanma ama bütün bunlara bedel hiçbir ücret istememe irşad yolunun hususiyetidir. Nitekim Hazreti Nuh, Hazreti Hûd, Hazreti Salih, Hazreti Lût ve Hazreti Şuayb (Allah'ın salat ve selamı Efendimiz'in ve bütün peygamberlerin üzerine olsun) hep aynı cümleyi tekrar etmiş; وَمَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ إِنْ أَجْرِيَ إِلَّا عَلَى رَبِّ الْعَالَمِينَ “Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan, ancak Rabbü'l-âlemîn'dir.” (Şuarâ, 26/109) diyerek, bütün peygamberlerin ortak duygu ve düşüncesini dile getirmişlerdir. İşte, insanlığa âb-ı hayat sunacak olan diriltici ruh, bu beklentisizlik ve adanmışlık ruhudur. https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

COSMO Köln Radyosu
Almanya: Enerji krizi dernek ve amatör spor kulüplerini vurdu

COSMO Köln Radyosu

Play Episode Listen Later Oct 18, 2022 22:12


Almanya'da artan gaz ve elektrik fiyatları sadece vatandaşları değil, bir çok üyeye sahip, Türkiye kökenlilere yönelik faaliyet gösteren dernekleri ve amatör spor kulüplerini de zora sokuyor. Enerji krizi yüzünden bir çoğu antrenman yaptıkları spor salonlarının, sahaların gaz ve elektrik masraflarını karşılayamayacak duruma geldi. Ayakta kalabicekler mi? Von Aydin Isik.

Yeni Şafak Podcast
Yaşar Süngü - ‘Mavi kuş'ların cıvıltısı

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Sep 25, 2022 4:40


ir ço B cuğun bir yetişkine her zaman öğretebileceği üç şey vardır.” Diyor Brezilyalı romancı ve şarkı sözü yazarı Paulo Coelho; 1. Nedensiz yere mutlu olmak. 2. Her zaman meşgul olabilecek bir uğraş bulmak. 3. Elde etmek istediği şey için var gücüyle savaşmak. Çocukluktan ergenliğe ve oradan yetişkin bir insan olmaya doğru yaptığımız yolculukta bu 3 şey tam tersine dönüyor: Mutsuz olmak için bahane üreten, farklı şeylerle meşgul olarak dinlenmek yerine hareketsizliği ve tembelliği tercih eden ve başarıyı terle, çalışarak emekle değil, bedava kazanmak isteyen bir canlıya dönüşüyoruz. Mesela hepimizin etrafında vardır böyle tipler, belki de bizizdir; insanlar ilgi çekmek için problem üretmeyi çok severler. Dünyada böyle aptalca düşünen başka bir canlı türü yoktur. «« Ayakta yeme çılgınlığından evdeki sofra veya masaya geri dönüş yapmaya çağırıyor bizi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta; “Sağlığımız ve kesemiz için hayatımızdan çıkmakta olan ‘ev yemeklerine' geri dönmemiz şart. Hele de çocuk sahibi olanların evinde mutlaka tencereler kaynamalıdır. Tüm ailenin bir masa etrafında toplandığı ev yemeklerinin lezzetini hiçbir ‘5 yıldızlı' Michelin restoranı veremez.” «« Kuş cıvıltısı anlamına gelen Twitter'da biri Türkiye'de fazlaca abartıldığını düşündüğü 12 şeyi şöyle sıralamış: 1-Kardeşlik edebiyatı, 2-Namus edebiyatı, 3-Evlilikler/Düğünler, 4-Türk dizileri, 5-Zenginlik muhabbetleri, 6- Giyim/Kuşam, 7-Ev dekorasyonları, 8-Ünlüler, 9-Yemekler, 10-Seçimler, 11-Okullar, 12-Evlat sevgisi. Liste daha da uzatılabilir ama ben hak verdim. Bu konularda rahatsız edici bir ölçüsüzlük var. Ya aşırı değer veriliyor ya da aşırı değersizlik yükleniyor. «« Twitter'da biri de şöyle tavsiyede bulunmuş takipçilerine; “Her zaman için yumuşak konuş, makul ye, derin nefes al, yeterince uyu, sorgula, güzel giyin, korkusuz hareket et, sabırla çalış, farklı düşün, hoşgörülü davran, dürüst kazan, düzenli biriktirmeye çalış, akıllı harca, her söylenene inanma.” Hz. Musa'ya “Firavun'a git ve onunla yumuşak konuş” diyor Allah. Tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır demiş eskiler. «« “En büyük sıkıntım bir kitabı okuduğumda onu okuyan başka biriyle tartışamamak.” Diyor köyde yaşayan ve kitap okumayı seven biri. Dışarıdan bakıldığında ya da daha farklı sorunları olanlara tarafından bunun sorun edilmemesi gereken küçük bir dert olduğu düşünülebilir ama öyle değil. Konuşamamak, bilgisini paylaşamamak, sürekli öğrenenler için dünyanın en büyük sıkıntılarından biridir. «« Taşıdığımız en ağır yükler kafamızdaki düşünceler ve kalbimizdeki kırıklıklar. Bilimsel verileri paylaşan hesaplardan birinde şöyle bir bilgi okudum; canımızı yakan kişileri beynimiz 6-8 ay içinde affeder. Beyin bu kişilerle ilgili kötü anıları silme eğilimindedir. Peki, beyin affediyorsa, insanlar kinlerini, öfkelerini neden yıllardır içinde taşıyor? Konu beyinle değil, kalple alakalı çünkü canı yanan beyin değil, kalp. Prof. D. Kemal Sayar da diyor ki; affetmek geçmişin zindanından çıkmaktır. «« Biri de Fransız filozof Diderot'un “Yalnız iyilik yapmak yetmez, iyiliği de zarafetle yapmak lazım.” Sözünü paylaşmış. İyilik, zarif insanlara has bir eylemdir. Zaten başa kakanlar, başa kakarak iyilik yolunun yolcusu olmadıklarını ilan ederler. “İyilik, insanın emniyet kemeridir.” Diyor Lokman Hekim. Cemil Meriç de kendine yakışanı söylemiş; iyilik eden mükafat bekliyorsa tefecidir. «« “Başardığında yanında büyük bir kalabalık olur ama başarana kadar yanında kimse olmaz.” Sözü de bir gerçeğin ilanıdır. Kimse başarıya giden yolda başına neler geldiğinle, o yolda ne fedakarlıklar yaptığınla, ne kadar yaralandığınla ilgilenmez. Başardıysan alkışlar. Biz başarıya giden yolda herkesi yanımızda görmek isteriz ama bu mümkün değildir doğru da değildir. Yola yalnız çıkılır. “Zirvesine göz koyduğum dağlara bak. Koşup takıldığım çitlere bak.” Diyordu Cahit Zarifoğlu

Hizmetten
"Benim ayakta durmam lazım" | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Aug 29, 2022 4:25


Bu video 11/12/2016 tarihinde yayınlanan " KALBE OKLAR SAPLANIRKEN" isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel... Zühd, dünyayı, kesben değil, kalben terk etmektir. “Zühd” kelimesi, lügat manası itibariyle de, sofilerin ıstılahı içinde de “dünyayı terk etmek” demektir; dünyayı terk edene de “zâhid” denir. Bazıları onu, “dünya ve mâfîhâ'yı bütün bütün kalbinden çıkarıp atmak” şeklinde yorumlamışlardır. Fuzûlî, o duygu ve o düşünceye tercüman olurken, enfes, altın gibi iki mısraında şöyle der: “Hikmet-i dünya ve mâfîhâyı bilen ârif değil / Ârif odur, bilmeye dünya ve mâfîhâ nedir!” Zâhid de dünya ve mâfîha'yı bilmeyen, bir yönüyle, ihtiyaç ve zaruret ölçüsünde hayatını sürdüren insandır. “Ben bunu alırsam, esasen, müteveccih bulunmam gerekli olan âlem için şarj olmuş olurum, beni ayakta tutar bu!..” O kadar. Böyle düşünür ve onunla iktifa eder. “Fakat bir şey için benim ayakta durmam lazım. Ayakta durabilmem için azıcık bir şey almam lazım, azıcık istirahat etmem lazım, azıcık beşerî garîzelerin isteklerini yerine getirmem lazım, azıcık bazı cismânî duygularıma cevap vermem lazım!..” İnsan, bunlardan sıyrılmak suretiyle asıl vazifesine yoğunlaşabilir; ancak o zaman konsantrasyon tam olur. Hazreti Pîr'in bu mevzudaki tarifi, zühd adına ortaya konulan tariflerin en enfesidir: Ona göre zühd, dünyayı, kesben değil, kalben terk etmektir. Bir yönüyle, esbaba riayet edersiniz; fakat olmuş-olmamış umurunuzda değildir. “Hamd olsun o Allah'a ki, O vermişti, O aldı!..” Hazreti Eyyûb'a (aleyhisselam) bir söz nispet edilir, mev'ize kitaplarında. “Dürretü'l-vâizîn” ve “Dürretü'n-nâsihîn” gibi kitaplarda Hazreti Pîr'in de “Sabır kahramanı” dediği o zâtın (aleyhisselam) genel durumu, sergüzeştisi anlatılırken, bütün musibetler ve dünyevî kayıplar karşısında اَلْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي أَعْطَى فَأَخَذَ “Hamdolsun o Allah'a ki, O vermişti, O aldı.” sözünü tekrar ettiği belirtilir. Mal gider, dudaklarından dökülen söz odur; اَلْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي أَعْطَى فَأَخَذَ “Hamdolsun o Allah'a ki, O vermişti, O aldı!” (Antrparantez; sizin şu anda Türkiye'deki Hizmet'iniz açısından dillendirebileceğiniz bir mülahaza.) Evlâd u ıyâl gider, O yine aynı sözü söyler. Belki şeytan vesvese vermeye çalışmıştır. Çünkü ayet-i kerimede şöyle buyurulmaktadır: وَاذْكُرْ عَبْدَنَا أَيُّوبَ إِذْ نَادَى رَبَّهُ أَنِّي مَسَّنِيَ الشَّيْطَانُ بِنُصْبٍ وَعَذَابٍ “Kulumuz Eyyûb'u da hatırla. Hani o, Rabbine şöyle yalvarmıştı: Şurası bir gerçek ki, şeytan yüzünden bir bitkinlik ve büyük bir ızdıraba düçâr oldum.” (Sâd, 38/41) Orada da ona îmâda bulunuluyor, işârî tefsir açısından. Belki şeytan geldi, fısıldadı onu.

TR724 Podcasts
Tarık Toros | Kim ayakta kalacak, kim ayaklar altında? | 24.08.2022

TR724 Podcasts

Play Episode Listen Later Aug 23, 2022 3:53


Tarık Toros | Kim ayakta kalacak, kim ayaklar altında? | 24.08.2022 by Tr724

COSMO Köln Radyosu
ÖZEL Türkiye'den Almanya'ya göçün 60. yılı - Bölüm 4

COSMO Köln Radyosu

Play Episode Listen Later Jul 20, 2022 45:55


29 Mayıs 1993'te Solingen'de aşırı sağcıların kundakladığı evde, iki evladı, iki torunu ve bir yeğenini kaybeden Mevlüde Genç, sonraki yıllarda gösterdiği kin değil sevgi içeren tavır ve sabır sayesinde ayakta kaldı. Ayakta kalmanın da ötesinde acısına rağmen sarfettiği birleştirici sözleriyle Almanya'da hoşgörünün sembolü oldu. Solingen saldırısı ülkede artan ırkçılığın ilk ayak seslerinin habercisiydi. Bir yıl önce Mölln ve Rostock'da da benzer saldırılar yaşanmıştı. Bu saldırılar sonraki yıllarda da devam edecekti. Türkiye kökenliler arasında korku öyle büyüdü ki, başka bir ülkeye ya da Türkiye'ye gitme planları yapılmaya başlandı. Yayına hazırlayanlar: Fulya Cansen ve Serap Doğan. Editör: Tuncay Özdamar Von Fulya Cansen /Serap Dogan.

Mevlana Takvimi
NAMAZIN İÇİNDEN FARZLARI - 20 HAZİRAN 2022 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Jun 20, 2022 2:31


Namazın içinden olan altı farz şunlardır: İftitah Tekbiri; niyetin hemen arkasından elleri kaldırırken “Allâhü Ekber” diyerek yapılır. İmâm, “Allâhü Ekber” sözünü bitirmeden önce, uyan kişi “Allâhü Ekber” sözünü bitirse, namaza başlamış olmaz. Kıyâm; kıyâmın farz olması, farz olan namaza mahsûstur. Nafile olan namazda kıyâm farz değildir. Ayakta durmaya ve secde yapmaya kudreti olmayan kimse farz namazı da oturarak kılabilir. Kıraat; kırâatin farz olan miktarı, bir âyettir. Ancak bir âyet ile yetinilirse günahkâr olunur. Çünkü Fatiha'yı okumak ve Fâtiha'ya bir sûre veya bir sûre miktarı âyet eklemek vâcibdir. Okuyuşun geçerli olabilmesi için en azın okuduğunu kendi işitebilmelidir. Ancak gürültü, sağırlık gibi bir engel olursa hükmen işitmiş sayılır. Anlaşılacak bir okuyuş olmalıdır. Bundan maksad çekilecek yerleri biraz olsun çekmektir. Aksi takdirde bu hızlı okuyuş haram olur. Rükû; Namaz kılan kimse rükû'da, iki elleri ile iki dizleri üzerine dayanıp parmaklarını açar. Musallî, sırtını düz tutarak rükû' eder. Hattâ rükûda sırtına su dökülse, su sırtında durmalıdır. Başını yukarı kaldırmayarak ve aşağı eğmeyerek rükû' eder. Secde; Namaz kılan kimse, burnu ve alnı üzerine secde eder. Çünkü Resûlullâh (s.a.v.) böyle devam etmiştir. Namaz kılanın alnı, yerin sertliğini bulduğu zaman secde caiz olur. Ayrıca secde yeri, ayakların basıldığı yerden 12 parmaktan yüksek olmamalıdır. Son Oturuş; “Tahiyyat”ın sonundaki “Abdühû ve Resûlühû”ya kadar oturmak farzdır. Tahiyyatı okumak ise vâcibtir. Namazın farzlarından biri de, kıyâmı rükûdan önce ve rükûyu secdeden önce yapmaktır. (Molla Gürânî, Gurer ve Dürer, s.123-143)

Turkish Stories
17 AĞUSTOS 1999 ADAPAZARI DEPREMİ / Turkish Stories

Turkish Stories

Play Episode Listen Later Jun 3, 2022 4:09


Turkish Stories for Learner Turkish AFETLER 17 AĞUSTOS 1999 ADAPAZARI DEPREMİ Hep aynı rüyayı görüyordum: Ailecek Türkiye'deki evimizdeyiz. Kocam, kızım ve oğlum... Gecenin derin sessizliğinde çıt yok. Birden yer gök sarsılıyor, evimiz yıkıldı yıkılacak... Telaşla dışarı fırlıyoruz, avluda bulunan araba garajına sığınıyoruz. Büyük bir gürültüyle yıkılıyor evimiz... Toz duman, çığlıklar... Bir kâbustan uyanır gibi yataktan doğruluyorum. Soluk soluğa, yüzüm terler içinde, etrafıma bakınıyorum. Aynı rüyayı üç kez görmüştüm. İkisini Almanya'da; üçüncüsünü ise Adapazarı'ndaki evimizde... Bir gün kocama anlattım. Dinledi “Hayır olsun!” dedi. Derken dünya işleri, vatanıma kavuşmanın heyecanı, neşesi rüyayı bana unutturdu. 1999 yılının temmuz ayıydı. Havalar öylesine sıcaktı ki! İnsanı bayıltan bir sıcaklıktı bu. Hani gölgeler de olmasa, kesin ölebilirdi insan, diye düşünüyordum. Yıllardır Almanya'dayız. Bu yüzden her temmuz ayında yollara düşüyor ve memleketimize geliyoruz. Bu yıl da Adapazarı'ndayız. Bazen rüyam geliyordu aklıma, dalıp gidiyordum. Ağustos ayının 16'sıydı. Unutmuştuk Almanya'yı... Memleketimizde, eş dost arasında çok güzel günler geçiriyorduk. Görülmedik bir yazdı. O ne sıcaktı! Giderek artıyordu sıcaklıklar... Bir ay önceki güneş tutulmasından sonra komşularımız havanın çok sıcak olduğunu söylüyordu. Gece saat 12:00'yi geçmiş olmalıydı. Sokaklarda kimseler yoktu. Uzaklardan acayip gürültüler ve köpek ulumaları geliyordu. Zamanla onların sesi de kesildi. Erken kalkmak için uyumalıydım. Ama gözümde uyku yoktu. Birden gördüğüm o kâbus gibi rüya aklıma geldi. Evet, evimiz yıkılmıştı. Ailecek dışarı fırlamıştık... Bu rüyayı zihnimden atmaya çalıştım. Hatırlamak istemedim. Yerimden kalktım. Yan odaya geçtim. En iyisi, uyumaktı. Yatağa girdim. Hafiften dalmışım. Derken, büyük bir gürültüyle uyandım. Önce rüya görüyorum sandım. Yine aynı kâbus diye düşündüm. Her şey sarsılıyordu. Yerimden zorlukla doğruldum. Ayakta duramıyordum. Evin içindeki eşyalar devriliyor, sallanıyordu. Deprem olmuştu. Eşyalar yerle bir olmuştu. Her yer darmadağınıktı. Evdekilere seslendim: “Haydi balkona!” diye bağırdım ve yürüdüm; ister istemez onlar da arkamdan koştular. Balkonun kapısını açınca şaşkınlıktan donakaldım. Hemen önümüzde bahçe vardı. Oysa evimiz zemin katta değil ikinci kattaydı. Nasıl bahçede olabilirdik! Hep birlikte balkondan bahçeye geçtik... Manzara korkunçtu. Apartmanın iki katı yere çökmüş, bizim balkonumuz da bahçe ile eşit seviyeye gelmişti. Dehşet içinde etrafımıza bakındık. Her taraf zifirî karanlıktı. İniltiler, feryatlar, uğultular duyuluyordu. Sabah, gün doğduğunda, o acı gerçeği öğrendik. Adapazarı'nda, Gölcük'te, İzmit'te ve İstanbul'da binlerce ev yıkılmış, on binlerce insan ölmüştü. Memleketimiz, tarihin en büyük depremlerinden birini yaşamıştı. Hâlâ şaşkınlıkla düşünüyorum: Almanya'da iken gördüğüm kâbus gibi rüya, aynen gerçekleşmişti.

Yeni Şafak Podcast
YASİN AKTAY - Leyla Muhammed'in yüzünde görün marifetinizi! Gurur duyabiliyor musunuz?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 31, 2022 5:47


Ayakta durmaktan, yürümekten yorulduğu için dinlenmek için bir banka oturmuş yaşlıca bir kadın. Hepimizin annesinden, anneannesinden, babaannesinden bir eser bulabileceğimiz kadar aşina bir sima. Görmüş geçirmiş belli ki, çekmiş dünyanın çilesini yüzünün bütün hücrelerine işlemiş. Annemizin, ninemizin en masum, en hak sahibi, en muhterem, en eli öpülesi, en sırtında taşınası haline rağmen dünyamıza taşan o ürkek bakış, o korkudan dona kalmış, kupkuru gözlerinde sıkışıp kalmış gözyaşları, bu ülkenin bağrına fırlatılmış bin düşman roketinden daha fazla yaralayıcı. O masum kadını bu hale getiren, o kadın üzerinden bizi de buna seyirci kılan aşağılık zihniyet epeydir bizi aşağılara çekip duruyor. Daha ne kadar düşürecek ne kadar alçaltacak ne kadar batıracak? İdeolojiler, iddiaları ve içerikleri ne olursa olsun fiili duruma geçtiğinde bir yaşlı kadının veya adamın, bir çocuğun, bir engellinin, bir hastanın karşısında en köşeli yanlarını törpüleyip askıya alamıyorsa eninde sonunda dönüp kendine batar. Ama ırkçılık en kötü ideolojiden de beter bir insanlık seviyesi. Esfel-i safilin bir seviye. İnsanlıktan çıkış seviyesi, ama herhangi bir hayvanlığa dahi uğramadan bir çıkış.

Yeni Şafak Podcast
Gökhan Özcan - Nedir insanı ayakta tutan?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 16, 2022 4:07


N edir insanı ayakta tutan? Bunca sendeleyişten, bunca yıkılıştan sonra nedir bizi yeniden ayağa kaldıran? Metruk binalar gibi aniden çöküp bir enkaza dönüşmeyenimiz var mı geçmiş zamanın bir yerinde. Ama bakın, bugün yine ayaktayız, yine istiyoruz, yine seviyoruz, yine arıyoruz ve yine olmuşlardan çok daha güzel şeylerin olacağı bir zamana dair ümitler besliyoruz koynumuzda. Nedir insana ve hayata dair inancımızı tazeleyip duran şey? Bizi düştüğümüz yerden kaldıran şey nedir? Dallarımızı çiçeklendirerek kara kışlarımızı sonlandıran nedir? Sönmeye her yüz tuttuğunda can ateşimizi yeniden ve yeniden ve yeniden harlayan nedir? Kanatlarımız her kırıldığında bize yeniden kanat olan şey nedir? Bizi küllerimizden doğuran

Yeni Şafak Podcast
Tamer Korkmaz - “Boş Çuval Ayakta Durmaz” (Yeni Bölüm)

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 9, 2022 3:51


Otobüsteki malum fotoğraf, İmamson'un VIP Tribünü'nde bile sarsıntıya yol açtı. Ekrem'in kendilerini “hayal kırıklığına uğrattığını” söyleyen... “Sürekli pohpohlanmayla da bir yere kadar” diye bozuk çalan... -Bir dolu serzeniş! “Ben bu otobüsten inerim arkadaş” diye rest çekenler de cabası! « Üstüne bir de, bu tribüne dönüp

Yeni Şafak Podcast
Tamer Korkmaz - Optik çarpıtmalar sarmış, dört bir yanımızı...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 2, 2022 4:26


Ülke sahipsiz. Vatanını satanlarla kavga edeceğiz!” « Ana muhalefet partisinin başı “Kontrollü” Kemal Bey, iktidara ediyor bu lafı... -Nedir? Deniz Baykal'dan mülhem söyleyelim; bunun adı “Optik Çarpıtmadır!” « 15 Temmuz 2016'da, aziz vatanımızı işgal etmek isteyenler nakavt olduğunda... “Kempinski'den Kontrollü” Mister Kemal, büyük bir hayal kırıklığına uğramış, karalar bağlamıştı! « Şayet, Zillet'in lokomotifi CHP iktidara gelirse... -Mister Kemal Türkiye'mizin anahtarlarını Sam Amca'sına teslim edecek! “Derin Görevi” budur... Ayakta uyuklayan, boşlukla tokalaşan Joe Biden Amca'sından medet umuyor! ALTILI GANYAN'A FISILDAYACAKLAR Kompradorların Kontrollü'sü; Sözcü'den Ruhat Mengi'ye “Ya bana katılın, ya da yolumdan çekilin” beyanının, bir adaylık açıklaması olmadığını söyledi. “Gerçekten büyük bir samimiyetle söylüyorum. Kararı, Altılı Masa verecek. Bir kişinin çıkıp ‘Adayım' demesi doğru değil” diye ekledi. « Peki, “Optik Çarpıtma” bunun neresinde? El Cevap: -Altılı Masadakilere kimi Cumhurbaşkanı adayı gösterecekleri sufle edilecek, yahu! « Şöyle de söyleyebiliriz: -Kontrollü Kemal Bey'i 2010'da kasetle CHP'nin başına getirenler, Zillet'in 2023'teki Cumhurbaşkanı adayını da belirleyecek olanlardır. « Yani, Batı Kulübünün Türkiye'deki temsilcisi olan Büyük Sermayenin Baba'ları! Kısaca “Baronlar Masası” diyebiliriz. İNFAZ EMRİ, NEREDEN GELDİ? Şimdi de, Cumartesi günkü Sözcü'nün manşetine bakalım... -Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın S.Arabistan ziyareti için böyle dedi: “Koşa koşa KATİLLE kucaklaşmaya gitti!” « -Nedir? -Yanki'lerin meşhur dedektifi Kemal Swordsman, “katili” eliyle koymuş gibi buldu; dağılabilirsiniz! « Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın dehşetengiz bir biçimde katledilmesi olayının perde arkasında CIA'in yer aldığını bu sütunda dört yıldır defalarca yazdık... CIA, cinayeti Suudi hanedanında konuşlanmış ve ABD için çalışan bir infaz ekibine uygulatmıştı! « Kaşıkçı'nın isminin de yer aldığı Suikast Listesi'ni hazırlatıp CIA'e ileten kişinin, eski Başkan Trump'ın Yahudi damadı Jared Kushner olduğu biliniyor. SARIMSAKLASAK DA MI, SAKLASAK? Sadece iki haberi hatırlat-makla yetinelim... Evvela, New York Times'ın 23 Haziran 2021'deki haberi: “Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın dört katili, infazdan önce ABD'de eğitim aldı!” Haberde, söz konusu eğitimin ABD Dışişleri Bakanlığından onaylı bir sözleşme kapsamında verildiğinden bahsediliyordu! « Şimdi de ikinci habere bakalım...

Muhammet KALEM
Leylım • Ahmed Arif ( Leylim Leylim)

Muhammet KALEM

Play Episode Listen Later Apr 30, 2022 2:03


Kulluğum, divaneliğimle ellerini, gözlerini öperim. Öpüyorum ama doyamıyorum. Mutluluk ya da cehennem bu galiba. Sana doymak, korkunç ahmaklık olur. Hadi gel... ~ •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim. Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz. ~ Leylım, Nicesin gene? Beyninde mi, yüreğinde mi, başka bir yerinde mi, nerendeyse o İNAT yönünü yaratan doku ları öpmek isterim. Evrende seni özler, seni isterim. Başkaca hiç. Ne taktığım, ne de vurulacağım bir nen yok. Seni. Sade seni. Ben iyiyim. O i...lerden henüz bir haber çıkmadı. Beklettiklerine göre, sonu iyi sanırım. İyi olmasa da takmam. Her dilediklerini yapsınlar. İsterlerse sinirle rimi, etlerimi, kemiklerimi, adımı, sanımı, cımbızlarla tek tek alsınlar. Unuttum. Korkmayı, sakınmayı. SENİ ALAMAZLAR BENDEN. Tılsım bu işte. Ayakta, fir tina gibi beni tutan bu. Kalem tutan ellerine kurban olurum. Yaz Ahmet kuluna iki satırcık. Ha! İş bilen tuttum. Tuğla yapıyorum. Ekmek çıkı yor. Sonbahara -olmazsa ilkbahara-kitabımızı mutlak çıkarıcam. Abstrait resimlerini biriktir. Desenlerin varsa yitirme. Kitabımıza alırız. Ne diyon? Kulluğum, divaneliğimle ellerini, gözlerini öperim. Öpüyorum ama doyamıyorum. Mutluluk ya da cehennem bu galiba. Sana doymak, korkunç ahmaklık olur. Hadi gel... ~ Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a ~ Sosyal Medya Hesaplarım: https://facebook.com/muhammetkalemm https://instagram.com/MuhammetKalemm https://twitter.com/MuhammetKalemm #AhmedArif #LeylimLeylim #Mektup

LAFOLA
Small Talk

LAFOLA

Play Episode Listen Later Apr 10, 2022 41:34


Sezon 3, Bölüm 9: Ayakta onlarca insanı esir alanlarından, ağzınıza lafı tıkayıp uzaklaşanlarına dek bu hafta small talk'u konuştuk. Oradan hayranı olduğumuz insanlarla ne konuşurduk mevzusuna sektik ve son olarak da uyuduğumuz en saçma yerler üzerine lafladık. Afiyet olsun efendim. https://www.instagram.com/lafolapodcast/

Kısa Dalga Podcast
BÜLTEN / UKRAYNA'DA KORKULAN OLDU, DÜNYA AYAKTA

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Feb 25, 2022 12:05


Putin, savaş ilan etti... Dünya yeni bir savaşla karşı karşıya...  Ukrayna, vatandaşları orduya çağırdı, dünyadan "ittifak" istedi... Biden: Dünya Rusya'dan hesap soracak... Türkiye'den Rusya'ya tepki: Askeri harekat kabul edilemez... Ukrayna, Türkiye'den "Boğazları Ruslara kapatmasını" istedi.. Piyasalar operasyon haberiyle çalkalandı... Dolar, euro, altın arttı...

Evrim Ağacı ile Bilime Dair Her Şey!
Bir Gaz Devi Olan Jüpiter Üzerinde Ayakta Durabilir Miydik?

Evrim Ağacı ile Bilime Dair Her Şey!

Play Episode Listen Later Feb 20, 2022 7:23


Jüpiter, devasa bir gaz küresidir. Yani bizim Dünya'mız gibi kaya yapılı değildir. Hal böyle olunca, akla gelen ilginç sorulardan birisi, bu dev üzerinde ayakta durup duramayacağımız oluyor. Cevaplamaya çalışalım:

Beyazperde: Fragmanlar
Dalgalar ve İzler Fragman

Beyazperde: Fragmanlar

Play Episode Listen Later Dec 21, 2021


Dalgalar ve İzler, hayata tutunmaya çalışan bir anne ve kızının hikayesini konu ediyor. Suna'nın kocasının ölümü, o ve kızı Funda'nın hayatını alt üst eder. Anne kız için artık hayat sınavı başlar. Türlü zorluklarla karşılaşan Suna ve kızına kimse çare olamaz. Ayakta kalmak için varlıklı oldukları zaman aldığı eşyaları satan Suna, başlarına geleceklerden bihaber yol almaya devam eder. Dalgalar, onların yaşadığı kötü anıları silmeyi başarabilecek midir?

NTVRadyo
Doğa Takvimi - Atlar ayakta uyur

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Dec 18, 2021 1:05


#doğatakvimi

Medyascope.tv Podcast
Ruşen Çakır yazdı: Otoriter rejimlerde direnerek ayakta kalabilmek için -Sürdürülebilir cesaret

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Dec 8, 2021 3:56


Medyascope Podcast'ten herkese merhaba. Hafta Sonu Yazıları köşemizde yayınlanan yazılarımızın seslendirmesiyle karşınızdayız. Ruşen Çakır'ın “Otoriter rejimlerde direnerek ayakta kalabilmek için -Sürdürülebilir cesaret” başlıklı yazısını ben Senem Görür sizler için seslendirdim. Beğenerek dinlemenizi umuyorum.

Artı Tv
Ünal Koçak: Kitap Satışlarıyla Ayakta Duruyoruz | Nazım Alpman Ile Gün Başlıyor

Artı Tv

Play Episode Listen Later Nov 3, 2021 47:17


Ünal Koçak: Kitap Satışlarıyla Ayakta Duruyoruz | Nazım Alpman Ile Gün Başlıyor by Artı TV

Artı Tv
Foggo: Sosyal Yardımlarla Ayakta Kalmak Imkansız | Kemal Göktaş Ile Medya Kritik

Artı Tv

Play Episode Listen Later Nov 2, 2021 43:15


Foggo: Sosyal Yardımlarla Ayakta Kalmak Imkansız | Kemal Göktaş Ile Medya Kritik by Artı TV

Artı Tv
"Haksız Bir Sistemi Ayakta Tutuyorsanız Artık Hakkı Konuşamazsınız" | Nil Mutluer Ile Başka Düşünce

Artı Tv

Play Episode Listen Later Oct 25, 2021 48:29


Kutuplaşmaya sıkışmış her düşünce, her topluluk, her yapı Başka Düşünce'de buluşuyor. Nil Mutluer konuklarının yaşam öykülerinden hareketle, bizleri Türkiye'nin yakın tarihini düşünmeye, belleklerde kalanlarla dünü ve bugünü tartışmaya ve ortak çözüm üzerine birlikte kafa yormaya davet ediyor. Nil Mutluer ile Başka Düşünce Artı TV'de.

Dördüncü Duvar
DD:S4E1 Ozan Demircioğlu, Pandemi Döneminde Ayakta Kalmak

Dördüncü Duvar

Play Episode Listen Later Oct 7, 2021 29:24


Bambu Tiyatro'nun ve aynı adlı sahnenin kurucusu Ozan Demircioğlu'nu ağırladığımız bu yayında, dergisinden tiyatrosuna Bambu'yu, pandemide bir sahne olarak neler yaşadıklarını, bakanlık izniyle perdeleri açtıklarından beri salgında da üretişlerini konuştuk. Önümüzdeki sezon hakkında ipuçlarını bizimle paylaşan Ozan Demircioğlu'na bu keyifli sohbet için teşekkür ederiz.Dördüncü Duvar yayınlarına erken erişim için fongogo sayfamızı ziyaret edebilirsin. Fongogo sayfamız https://bit.ly/dorduncu-duvar07 Ekim 2021 | tiyatro.co

Daktilo1984
SPQRCAST #11 | Düşmüş Bir Şehir Ayakta Kalmaya Çalışıyor!

Daktilo1984

Play Episode Listen Later Sep 24, 2021 17:49


Galyalılar Roma'yı yağmaladıktan sonra şehir oldukça zor durumdaydı. Şehrin tamamen terk edilmesi fikri hala sıcak bir tartışma konusuydu. Ölüm kalım mücadelesi veren şehre eski düşmanlarının yanı sıra müttefikleri ve dostları da saldırmaya başlamıştı, herkes düşmüş kurdun bir parçasını kendisine istiyordu. Roma bu altüst oluştan inadı, inancı, sistemi, kahramanları ve esnekliği sayesinde güçlenerek çıktı.

Yeni Şafak Podcast
SELÇUK TÜRKYILMAZ - Ayakta durmakta zorlanan Biden ve ondan medet uman Türkiye'nin neoconları

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 29, 2021 4:58


İkinci Dünya Savaşı'nda Avrupa devletleri önemli ölçüde güç kaybettiği için koloni toplumlarının bağımsızlaşma mücadelesi hız kazanmıştı. Afrika'da ve Asya'da birçok bağımsız devlet ortaya çıkmaya başladı. Kongo gibi bağımsızlığına kavuştuktan hemen sonra devlet başkanları suikasta kurban giden ülkelerin tecrübeleri dönemin zorluklarını anlamak açısından önemlidir. Kolonyalist Batı ülkeleri siyasî bağımsızlığa kavuşan ülkelerin iktisadî açıdan bağımlı kalmasını istiyordu. Bu sebeple Gana Devlet Başkanı, yazdığı kitaba “Neokolonyalizm” adını vermişti. Kwame Nkrumah, kolonyalizmin yeni biçimlerde devam ettiğini söylemiştir. Çok hareketli bir dönemdi ve İslam coğrafyası da sürecin tam merkezindeydi. Avrupa'nın geriye çekilmeye başladığı 1950'lerde ABD emperyalizmi başladı. ABD etkisi Türkiye'de de kurumsallaşmaktaydı.

Yeditepe Fatih Dergisi
Yedikule Hisarı ve Restorasyonu Hakkında

Yeditepe Fatih Dergisi

Play Episode Listen Later Aug 25, 2021 25:24


İstanbul çok katmandan oluşan “palimpsest” bir şehir. Farklı medeniyetlere yüzyıllarca ev sahipliği yapmış bu olgun şehrin, her dönemde farklı bir anlayış, kültür ve üslupla yeniden yorumlandığı görülür. Ayakta kalmayı başarabilmiş tarihî yapılarla günümüz yapıları arasındaki farklar buna örnek verilebilir. Yerini bugünkü binalara bırakmış nice mimari eserden geriye birkaç fotoğraf, gravür ya da çizim kalır sadece. Yedikule Hisarı ise şehirde örneklerine hâlâ rastlayabileceğimiz müstesna yapılardan, eski ve nispeten yeni dönemlerin birbirine eklemlenmesiyle oluşmuş, şehrin güzide anıt eserlerinden biri. Yedikule Hisarı, geç Roma dönemi kara surlarına eklemlenen bir Osmanlı yapısı. Bu iki tarihî dönemin ortak yapımı neredeyse. İstanbul'un en önemli giriş kapısını [Altın Kapı / Porta Aurea] da içine alacak şekilde yapılan bu “iç kale”, mükemmele yakın yıldız şeklinde bir plana sahiptir. Bu beşgen yıldızın geometrik merkezinde bugüne minaresi, sarnıcı ve çeşmesi kalan, sur içinin ilk mescitlerinden biri vardı. Zamanla bu mescidin etrafında bir mahalle oluştu ve hisarın iç kısmı, kendini dış dünyadan 20 m yüksekliğinde duvarlarla ayıran bir şehir tahayyülünü oluşturdu. --- Send in a voice message: https://anchor.fm/yeditepe-fatih/message

Artı Tv
Faruk Bildirici: Medya Kuruluşları Ayakta Kalamıyor Fon Almak Zorundalar | Gün Başlıyor

Artı Tv

Play Episode Listen Later Jul 30, 2021 44:03


Faruk Bildirici: Medya Kuruluşları Ayakta Kalamıyor Fon Almak Zorundalar | Gün Başlıyor by Artı TV

Yeni Şafak Podcast
Süleyman Seyfi Öğün - Tunus Ve Sırıtanlar

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 29, 2021 5:44


Tunus son derecede kritik günler yaşıyor. Cumhurbaşkanı ve ordu üzerinden bir karşı devrim, bir “darbe” girişimi tezgâhlanıyor. Henüz durum vuzuha kavuşmuş değil. Ama kuvvetli ihtimâllerden birisi de bu tezgâhın başarılı olacağı istikâmetinde. Tunus Arap Baharı'nın başladığı yer. Dahası, düne kadar şöyle, böyle “Bahar'ın” devâm ettiği yer olarak biliniyordu. Eğer Tunus'ta darbe başarılı olup, başta Ennahda ve Gannûşi olmak üzere karşı çıkan unsurları sindirirse, 2021 Temmuz sonu îtibârıyla, zâten Mısır'daki darbeden ve Suriye savaşının kördüğümünden sonra zaten hayli zayıflamış olan Arap Baharı'nın nihâyete erdiğini söyleyebileceğiz. Tabiî ki bu gidişâtın Türkiye açısından da çok mühim neticeleri olacağını en başta kestirmek zor değil. Arap Baharı'nın mütecânis bir hareket olduğunu iddia etmiyoruz. Elbette Bahreyn ve Yemen ile Tunus, Mısır, Libya, hattâ Suriye çizgisinde yaşananlar farklıydı. Ama Türkiye îtibârıyla ikinci çizgide yaşananlar daha mühimdi. Eğer başarılı ve tutunumlu olsaydı, bugün bambaşka bir Ortadoğu'yu konuşuyor olacaktık. Öyle olmadı. Evet Hüsnü Mübârek, Kaddafi ve Zeynel Âbidin gibi BAAS kalıntısı diktatörler devrildi. Ama neticeten Libya kaosa sürüklendi. Mısır'da ise kısa vâdeli bir İhvân iktidârı Sîsi tarafından kanlı bir şekilde tasfiye edildi. Kaos Sûriye'ye sıçradı. Esad çok yıpransa da ayakta kalmaya muvaffak oldu. Ayakta kalan tek unsur Tunus'tu. Ümit vermeye devâm ediyordu. Türkiye'nin Libya operasyonu, ilk bakışta çok berrak görülmese de, sırtını Tunus'a dayamaktaydı. Son gelişme, kabûl etmeliyiz ki Türkiye'nin bu ileri hamlesini zora sokacak bir potansiyel taşıyor. Hafter güçleri ve Sisî durumdan çok mes'ud olsa gerekir. Zâten belirsizliğe sürüklenen Cenevre süreçleri, yakın zamanda bir topyekûn hesaplaşmayı gündeme koyuyordu. İşbu gelişmeyle berâber bu kuvvetli ihtimâlin daha da öne çekilebileceğini tahmin etmek zor olmasa gerekir.

Artı Tv
Fon Almadan Bir Medya Kuruluşu Ayakta Kalabilir Mi? | Mustafa Sağlamer Ile Artı Hafta Sonu

Artı Tv

Play Episode Listen Later Jul 26, 2021 50:46


Fon Almadan Bir Medya Kuruluşu Ayakta Kalabilir Mi? | Mustafa Sağlamer Ile Artı Hafta Sonu by Artı TV

Ahval
Zülfikar Doğan: Çalışanlardan sonra, tütün üreticisi de ayakta, Erdoğan zorda

Ahval

Play Episode Listen Later Jul 4, 2021 17:45


Ankara Rüzgârı'nda Türkiye gündemini değerlendiren Zülfikar Doğan, hafta başında yapılacak kabine toplantısında yeni korona önlemleri, aşılama kampanyası ve Kurban Bayramı tatilinin uzatılıp uzatılmaması gibi konuların ele alınacağını belirterek, 19 Temmuz pazartesi gününe denk gelen arefe gününün tatil ilan edilmesi ve 23 Temmuz Cuma gününe denk gelen bayramın son gününü izleyen hafta sonu tatillerinin birleştirilerek 9 günlük tatil ilan edilmesinin beklendiğini söyledi. İktidarın bu yolla iç turizmi de canlandırmayıı planladığını kaydeden Doğan, CHP lider Kemal Kılıçdaroğlu için düzenlenen yeni dokunulmazlık fezlekesi ve HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu için Anayasa Mahkemesi tarafından verilen hak ihlali ve tahliye kararlarının da siyasrtin önemli gündem başlıkları olduğunu belirtti. Varlıık Barışı adıyla uygulamaya konulan kaçak, kara, kayıt dışı servetlerin yurt dışından getirilerek sorgusuz-vergisiz aklanmasına olanak sağlayan uygulamanın süresinin CB Erdoğan tarafından 6 ay daha uzatıldığını vurgulayan Doğan, Çiftlik Bank CEO'su ve 1 milyar liralık dolnadırıcılıktan yurt dışına kaçan Mehmet Aydın'ın da bu uzatma sonrası teslim olarak yurda döndüğüne dikkat çekti. 2017 yılında çıkartılan ve Tütün ticaretine ağır kısıtlamalar ve yaptırımlar getiren yasada yer alan üretici belgesi olmayanlara 6 aydan 3 yıla kadar hapis maddesinin 1 Temmuz'da yürürlüğe girmesinin tütün üreticileri tarafından yollar kesilerek protesto edildiğini vurgulayan Doğan, söz konusu yasa sonrası hem yerli tütün üretiminin 450 bin tondan 150 bin tona gerilediğini hem de yerli üretici sayısınıın 150 binden 50 bin dolayıına indiğini söyledi. Türkiye tütün ve sigara piyasasının yabancı sigara tekellerine teslim edildiğini dile getiren Doğan, kısa çalılma ödeneği uygulamasının da 30 Haziran'da sona ermesi nedeniyle milyonlarca yeni işsizin ortaya çıkması endişesi yaşandığını ifade etti. Zülfikar Doğan'ın sıcak gündeme dönük yorumlarının yer aldığı Ankara Rüzgârı'nıı buradan dinleyebilirsiniz.

Ankara Rüzgarı
Zülfikar Doğan: Çalışanlardan sonra, tütün üreticisi de ayakta, Erdoğan zorda

Ankara Rüzgarı

Play Episode Listen Later Jul 4, 2021 17:46


Ankara Rüzgârı'nda Türkiye gündemini değerlendiren Zülfikar Doğan, hafta başında yapılacak kabine toplantısında yeni korona önlemleri, aşılama kampanyası ve Kurban Bayramı tatilinin uzatılıp uzatılmaması gibi konuların ele alınacağını belirterek, 19 Temmuz pazartesi gününe denk gelen arefe gününün tatil ilan edilmesi ve 23 Temmuz Cuma gününe denk gelen bayramın son gününü izleyen hafta sonu tatillerinin birleştirilerek 9 günlük tatil ilan edilmesinin beklendiğini söyledi.İktidarın bu yolla iç turizmi de canlandırmayıı planladığını kaydeden Doğan, CHP lider Kemal Kılıçdaroğlu için düzenlenen yeni dokunulmazlık fezlekesi ve HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu için Anayasa Mahkemesi tarafından verilen hak ihlali ve tahliye kararlarının da siyasrtin önemli gündem başlıkları olduğunu belirtti.Varlıık Barışı adıyla uygulamaya konulan kaçak, kara, kayıt dışı servetlerin yurt dışından getirilerek sorgusuz-vergisiz aklanmasına olanak sağlayan uygulamanın süresinin CB Erdoğan tarafından 6 ay daha uzatıldığını vurgulayan Doğan, Çiftlik Bank CEO'su ve 1 milyar liralık dolnadırıcılıktan yurt dışına kaçan Mehmet Aydın'ın da bu uzatma sonrası teslim olarak yurda döndüğüne dikkat çekti.2017 yılında çıkartılan ve Tütün ticaretine ağır kısıtlamalar ve yaptırımlar getiren yasada yer alan üretici belgesi olmayanlara 6 aydan 3 yıla kadar hapis maddesinin 1 Temmuz'da yürürlüğe girmesinin tütün üreticileri tarafından yollar kesilerek protesto edildiğini vurgulayan Doğan, söz konusu yasa sonrası hem yerli tütün üretiminin 450 bin tondan 150 bin tona gerilediğini hem de yerli üretici sayısınıın 150 binden 50 bin dolayıına indiğini söyledi. Türkiye tütün ve sigara piyasasının yabancı sigara tekellerine teslim edildiğini dile getiren Doğan, kısa çalılma ödeneği uygulamasının da 30 Haziran'da sona ermesi nedeniyle milyonlarca yeni işsizin ortaya çıkması endişesi yaşandığını ifade etti.Zülfikar Doğan'ın sıcak gündeme dönük yorumlarının yer aldığı Ankara Rüzgârı'nıı buradan dinleyebilirsiniz.

FOX Haber
Krediyle ayakta kalma mücadelesi...

FOX Haber

Play Episode Listen Later Jul 3, 2021 118:44


Günün öne çıkan haberlerini tarafsız bir bakış açısıyla ve FOX Haber farkıyla dinleyin! Güvenilir, tarafsız ve kaliteli haberin adresi FOX Haber; podcast yayınlarıyla sizlerle. Türkiye'nin lider sabah haber programı Çalar Saat Hafta Sonu, podcast yayınlarıyla sizlerle! FOX Türkiye Resmi Web Sitesi: www.fox.com.tr Facebook: https://www.facebook.com/foxhaber Twitter: http://www.twitter.com/FOXhaber İnstagram: https://www.instagram.com/FOXhaber

ayakta fox t fox haber
KONU BELLİ PODCAST
TÜRK SAHİL GÜVENLİK BOTU YUNAN GEMİSİNİN İÇİNDEN GEÇTİ !! [ HANIM ABLA YİNE AYAKTA !! ]

KONU BELLİ PODCAST

Play Episode Listen Later Jun 14, 2021 10:48


Youtube Konu Belli Kanalı Podcast Serisi #188

Dr. Sertaç Doğanay İle Canlı Yayın
Klinik Psikolog Beyhan Budak ile Zor Dönemlerde Ayakta Kalma Üzerine Konuştuk

Dr. Sertaç Doğanay İle Canlı Yayın

Play Episode Listen Later May 13, 2021 59:11


Klinik Psikolog Beyhan Budak ile Zor Dönemlerde Ayakta Kalma Üzerine Konuştuk.

Mevlana Takvimi
HADİSLERİN BİLİME IŞIK TUTAN YÖNLERİ - 4 MAYIS 2021 MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later May 4, 2021 2:15


Efendimiz (s.a.v.): “On şeyin fıtrattan olduğunu ifade eder ve bunlardan birisi olarak da sünnet olmayı” sayar. (Buhârî) Günümüzün bilim adamları da, sünnette kesilen derinin pislik ve mikrop toplaması neticesinde, sahibinin kansere yakalanmasına neden olacak kadar tehlike arz edebileceğini ifade etmekte ve böylece Efendimiz (s.a.v.) mucize ifadesini teyit etmektedirler. Efendimiz (s.a.v.): “Bir sineğin yemek veya su kabına düşmesi durumunda, sineğin her tarafının batırıldıktan sonra çıkarılıp atılmasını, çünkü kanatların birinde hastalık diğerinde şifa olduğunu” bildirmiştir. (Buhârî) Öncelikle sineğin mikrop taşıyabileceğini o devrin insanları bilemezken, Efendimiz (s.a.v.)'in bilmesi ve bu konuda uyarı yapması tek başına zaten bir mucizedir. Yemeğe veya suya düşen sinek, genelde tek kanadıyla çıkmaya çabalar. Bu durumda onu tekrardan batırmak diğer kanadındaki panzehiri de oraya bırakmasını sağlayacaktır. Efendimiz (s.a.v.): “Ayakta idrar yaparken idrarın sıçrayacağını, dolayısıyla ayakta idrar yapmanın uygun olmadığını” buyurmuştur. (Buhârî) Yine zaman göstermiştir ki, ayakta idrar yapmak bedenen ciddi tehlikeler doğurmaktadır. Sıçrayan idrar partiküllerinin solunan havayla ciğere yapışması, bu tehlikelerin ilkidir. Diğer bir tehlike de idrar kesesinin tam boşalmamasından kaynaklanan bazı mikro organizmalar çoğalalarak prostat iltihabı gibi hastalıklara neden olurlar. Ayrıca idrar kesesinde tam boşalmayan idrarda bulunan bazı maddeler çökerek mesane taşı oluşmasına neden olur. Burada verilen örnekler, denizden bir damla mesabesindedir. Zaman ilerledikçe, ilim dalları geliştikçe, ilim erbâbı daha pek çok konuda Efendimiz (s.a.v.)'i tasdik ederek doğruluğunu teyid edeceklerdir. (Basından Derleme)

Synergy Kendiyas
Non-healing wound | Ayakta geçmeyen Yara | Synergy Therapy | Şifahane Kendiyas

Synergy Kendiyas

Play Episode Listen Later Apr 24, 2021 0:29


Şuarâ Suresi - 80 وَاِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْف۪ينِۖ ٨٠ Hastalandığım zaman bana şifa verendir. Âl-i İmrân Suresi - 103 وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَم۪يعاً وَلَا تَفَرَّقُواۖ وَاذْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ اِذْ كُنْتُمْ اَعْدَٓاءً فَاَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَاَصْبَحْتُمْ بِنِعْمَتِه۪ٓ اِخْوَاناًۚ وَكُنْتُمْ عَلٰى شَفَا حُفْرَةٍ مِنَ النَّارِ فَاَنْقَذَكُمْ مِنْهَاۜ كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَكُمْ اٰيَاتِه۪ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ ﴿١٠٣﴾ ﴾103﴿ Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirine düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O'nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız. #alternatiftıp #gözhastalıkları #cin #dua #altarnativemedicine #versesoftheQuran #supernatura Facebook: https://www.facebook.com/SynergyKendiyas İnstagram: https://instagram.com/synergykendiyas Youtube: https://www.youtube.com/channel/UC_xe-4OhrGjeQkX9dWA96fQ

MyMecra Podcast
Mankurtlar Başarılı Olamazlar - Nurullah Genç | Başarı Bedel İster

MyMecra Podcast

Play Episode Listen Later Mar 19, 2021 23:05


Nurullah Genç ile “Başarı Bedel İster” kaldığı yerden devam ediyor. Bu bölümde Nurullah Genç, mankurt ne demek ve mankurtlar neden başarılı olamaz konularını açıklıyor. Her hafta başarıya dair farklı konu başlıklarını ele alan Nurullah Genç bu bölümde mankutların neden başarılı olamayacağını anlatıyor. Nurullah Genç başlıca şunları söyledi; Mankurtlar başarılı olamaz, neden? Çünkü hafızaları kendilerine ait değildir. Mankurtlar başarılı olamaz çünkü tarihlerinden uzak yaşarlar. Mankurtlar başarılı olamaz çünkü iradeleri kendi elinde değildir ve efendileri vardır. Efendileri onlara ne derse onlarda onları yapar. Yıl 1987. Erzurum'da verdiğim ilk konferansın adı mankurtlardır. İlk okul öğretmenim gelmiş konferansa, beni dinledikten sonra çıkışta dedi ki; Nurullah'cım, çok güzeldi ama neden konuşmanın ismini mankurtlar koydun dedi. Ben de ona şu cevabı verdim; Hocam, gelecekte bu kavrama ihtiyacımız olacak. Bu kavram, hem ülkemizde hem dünyada çokça kullanılacak çünkü insanlık büyük bir mankurtlaşmanın eşiğinde. Ülkemde zaten yıllardır, ülkemin insanları mankurtlaştırılıyorlar. Ben mankurt kavramını ilk defa 1980'li yıllarda okuduğum Cengiz Aytmatov'un “Gün Olur Asra Bedel” romanında görmüştüm. Romanı birkaç defa okudum ama özellikle onun yaptığı mankurt tanımlaması üzerinde çokça düşündüm çünkü başarıyla birebir özdeşmiş bir kavram mankurt kavramı. Mankurt ise bir insan ondan asla başarı bekleyemezsiniz o sadece köledir, söyleneni yapar. Kendisine bir şeyleri dikte ettirirler, bir şeyleri ezberletirler o ezberlenenle yaşar. Bu mankurt hikayesini, bu ülkede herkesin bilmesi lazım diye düşünüyorum. Herkesin öğrenmesi lazım çünkü mankurt demek kendisinde olmayan insan demektir. Cengiz Aytmatov orada böyle anlatıyor, diyor ki; eski yüzyıllarda, Orta Asya da kabileler birbirleriyle savaşırlardı ve aldıkları esirleri köleleştirme yarışına girerlermiş. Bu köle yarışını JuanJuan diye bir kabile kazanıyor çünkü aldığı esirleri mankurtlaştıran kabilenin adı bu, JuanJuan. Bunlar değişik kabilelerle yaptıkları savaşlarda, aldıkları esirleri genç kızları, genç delikanlıları mankurtlaştırırken şöyle bir işlemden geçiriyorlar; ellerini ayaklarını bağlıyorlar, boyunlarına demir ya da tahta halkalar geçiriyorlar onları kızgın çölün içerisine bırakıyorlar, birkaç gün orada bekletiyorlar, onların hazır hale geldiklerini düşündükleri an kafa derilerini canlı canlı yüzüyorlar ve çıkarıyorlar ve hemen oracıkta kesilmiş bir devenin boyun derisinden bir parçayı alıp onların yüzülmüş kafalarına dikiyorlar ve onları tekrar kızgın çölün ortasına bırakıyorlar. 100 kişiden 3 kişi, 5 kişi, 10 kişi ya sağ kalıyor ya kalmıyor. Ölmek istiyor insanlar. Kafalarını yerlere vurarak kendilerini öldürmek istiyorlar. Ayakta kalanlar kimler biliyor musunuz? Onlar sadece ve sadece artık hafızalarını kaybedenler. Ayakta kalanların hafızası siliniyor. Nerden geldiğini bilmiyor, kim olduğunu bilmiyor, anasını bilmiyor, babasını bilmiyor, tarihinden haberi yok. Kimi tanıyor biliyor musunuz? Sadece ve sadece kafa derisini yüzen o adamı tanıyor, o ne derse onun izinden gidiyor, o ne derse onun yolundan gidiyor, onun emrinin dışına asla çıkmıyor. Bu adama mankurt deniyor işte. Köleleştirilmiş insan. Hafızası, benliği, tarihi, inancı ortadan kaldırılmış insan. Adeta kendisini efendisinin yarattığını zannediyor… Gelin, Beraber Yürüyelim...

Okan Dedeoğlu ile Taze Gündem
İş Hayatında Ayakta Kalmanın Sırları

Okan Dedeoğlu ile Taze Gündem

Play Episode Listen Later Feb 3, 2021 105:41


Okan DEDEOĞLU ile Taze Gündem Kanalımızda ‘'İş Hayatında Ayakta Kalmanın Sırları'' konusunu konuştuk. Uzman konuğumuz; “Yalın Dönüşüm Koordinatörü Hakan ACAR.''

Mevlana Takvimi
İSLÂM ÇADIRINI AYAKTA TUTMAK - 3 ARALIK 2020 MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Dec 3, 2020 2:27


Abdullah ibn-i Ömer (r.a.)'den, Resûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurdu: “İslâm beş şey üzerine bina edilmiştir. Allâh'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allâh'ın Resûlü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hac etmek ve Ramazan orucunu tutmaktır.” (Müttafakun âleyh) Bu beş şey imânın büyük temelleri ve önemli rükunlarıdır. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) bu mübarek hadisten örnek alarak İslâm'ı beş direk üzerine kurulan bir çadıra benzetmiştir. Kelime-i şehadet bu çadırın orta direği, diğer dört rükün ise çadırın dört köşesinde bulunan direkler gibidir. Ortadaki direk olmazsa çadır kurulamaz. Ancak ortadaki direk bulunur da köşelerdeki direklerden herhangi biri eksik olursa çadır ayakta durabilir. Fakat direk bulunmayan taraflarda çöküntü ve eksiklik olur. Bu mübarek hadisi duyduktan sonra kendi halimize bakmamız gerekir. Acaba biz bu İslâm çadırını ne derece ayakta tutmaktayız? Acaba İslam'ın herhangi bir rüknünü tamamen yerine getirebiliyor muyuz? İslam'ın bu beş rüknü son derece önemlidir. Bunlar İslâm'ın temelleri olarak kabul edilmişlerdir. Bir Müslümanın, Müslüman olduğundan dolayı bunların hepsine dikkat göstermesi son derece gereklidir. Bunlar arasında imândan sonra en önemli şey namazdır. Hz. Abdullah b. Mes'ûd (r.a.) diyor ki: “Allâh (c.c.) indinde en sevimli amel hangisidir?” diye Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'e sordum, “Namazdır.” buyurdu. “Sonra hangisi?” dedim. “Anne ve baba ile iyi geçinmektir.” buyurdu. “Sonra hangisi?” dedim. “Allâh (c.c.) yolunda cihâddır.” buyurdu. Molla Aliyyü'l-Kâri diyor ki; “Bu sahih hadis, alimlerin “İmândan sonra en önemli ibâdet namazdır” görüşüne delildir. Bu görüşü şu hadis desteklemektedir: “Allâhü Te'âlâ'nın kullarına emrettiği en üstün amel namazdır.” (Muhammed Zekeriyya Kandehlevi, Fezail-i A'mal, Amellerin Fazileti, 262-263.s.)

CKARE
Türkiye'nin Hikayesi - 20

CKARE

Play Episode Listen Later Oct 16, 2020 23:26


1940'lar "Her Şeye Rağmen Köy Ayakta"

Mevlana Takvimi
SANDALYEDE NAMAZ KILINIR MI? - 1 EKİM 2020 MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Oct 1, 2020 2:28


Fetevâyı Hindiye'de “Hastaların namazı” babında şöyle bir kaide var: “Secde yapamayan bir hasta, rükû ve secde için aynı seviyede eğilirse, o kimsenin namazı caiz olmaz.” Rükû ve secde için aynı seviyede eğilince namaz caiz olmayınca, secde için rükûdan daha az eğilince namaz hiç caiz olmaz. Namazın caiz olması için, secde için muhakkak rükûdan daha fazla eğilmek icap etmektedir. Günümüzde camilerde görüldüğü üzere sandalyede namaz kılanlar, ayakta tekbir alarak namaza başlıyorlar. Rükûyu bildiğimiz şekilde yapıyorlar. “Semiallâhü limeh hamideh” diyerek doğrulup ayağa kalkıyorlar. Sonra normal namaz kılanlar secdeye giderken, onlar secde için sandalyeye oturuyor ve biraz eğilerek secde yapıyorlar. Yani secde için, rükûdan daha az eğiliyorlar. Bu durumda, fıkıh kaidesine göre bu şekilde kılınan namaz caiz olmuyor. Camilerde sandalyede namaz kılan kimseler evlerinden merdivenden inip, yürüyerek camiye gelebildiklerine göre ayakta durabiliyorlar. İslâm fıkhına göre ise ayakta durabilen fakat secde yapamayan kimselerin, ayakta îmâ ile namaz kılmaları caizdir. (Fetevâyı Hindiyye) Öyleyse, dizlerini bükemedikleri için sandalyede namaz kılanlar, namazlarını sandalyede değil de ayakta îmâ (kafa işaretiyle) kılabilirler. Peki sandalyede namaz hiçbir şekilde mi caiz olmaz? Olabilir. Öyle bir kimse ki, hayatı tekerlekli sandalyededir. Yani tekerlekli sandalyeye mahkum olmuştur. Bu kimse, tabii ki namazlarını üzerinde bulunduğu tekerlekli sandalyede kılacaktır. Fakat bu sandalye üzerinde namazını îmâ ile kılarken, o da mutlaka secde için rükûdan daha fazla eğilmelidir. Rükû için eğilmesi secde için eğilmesinden daha fazla veya aynı seviyede olursa, namazı caiz olmaz. Nimet-i İslâm'da “Ayakta durabildiği halde, bir özürden dolayı secde edemeyen kimse, namazını ayakta îmâ yaparak kılar.” deniliyor. (Muhammed Alaaddin b. İbn-i Abidin, Üç Boyutuyla İslâm İlmihâli, 297-298.s.)

Arda Meriç'le Teknoloji Gündemi
Birol Bali ile "Türkiye ve Dünyada Sosyal Medya'nın Geldiği Nokta, Sosyal Medya Düzenlemesi, Dijital Dünyada Ayakta Kalmanın Püf Noktaları,Sosyal Medyanın Doğru Kullanımı ve Dijital Pazarlama" Üzerine

Arda Meriç'le Teknoloji Gündemi

Play Episode Listen Later Jul 10, 2020 55:15


Arda Meriç'le Teknoloji Gündemi programının bu bölümünde konuğum; Ünlü Instgram Influencer Birol Bali (@balibey) oluyor. --- Send in a voice message: https://anchor.fm/ardameric/message

ikartıbir konuşmalar
6- zehirsiz üretimle de ayakta kalmak mümkün

ikartıbir konuşmalar

Play Episode Listen Later Jun 28, 2020 32:30


Bu yayında Aydın/Kuşadası'na bağlı Kirazlı köyünde ekolojik tarım ve restoran işletmeciliği yapan Nihat Fırat ile çiftçilik süreçlerini, ekolojik tarımı ve köylü örgütlenmelerini konuştuk. Nihat Fırat Çiftçiler Sendikası üyesi, ayrıca Zehirsiz Sofralar kampanyası ve ağı katılımcısı. Uzun zamandır biriktirdiği deneyimlerini bizimle paylaştı. Keyifli dinlemeler. Dicle Dilan Salman Umut Kocagöz ve Nihat Fırat

Mevlana Takvimi
YEMEK ÂDÂBI - 25 NİSAN 2020 MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Apr 25, 2020 2:30


Resûlullâh (s.a.v.) her işine Allâhü Te'âlâ`nın ism-i şerifini zikrederek başlamayı severdi. Bu mübarek âdetleri, yemeğe başlarken de aynıydı. Yemekten evvel ellerini yıkamayı ihmâl etmez, sağ eliyle ve önünden yerdi. Başlarken “Bismillâh” veya “Bismillâhirrahmânirrahîm” derdi. (Buhârî) Hz. Peygamber (s.a.v.), yemeğe başlarken besmele çekmeyi unutan kimsenin “Bismillâhi evvelehu ve âhırahu” demesini tavsiye buyurmuştur. Hz. Peygamber (s.a.v.) yemeğin önünden yenmesini isteyerek, aynı tabaktan yemek yenilen bir sofrada, başkasının önüne uzanmanın çok çirkin olduğunu belirtmiştir. Yine kendileri buyurmuşlardır ki: **“Ben yaslanarak yemek yemem. Kul gibi oturur, kul gibi yerim.”** Gecelemiş, kokmuş, ekşimiş, çok tuzlu ve çok acı olan yemekleri yemezdi. Bu sayılanlardan hiçbirini yememiştir. Yemeğin peşinden uyumayı yasaklardı. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, İbni Cihan'ın bahçesine girince, **“Su kabında suyunuz var mı?”** diye sordular. **“Yoksa avuçlarımızla içelim”** buyurdular. Burada, zaruret olmadıkça avuçla içilemeyeceğine dair işaret vardır. Resûlullâh (s.a.v), otururken içerdi. Ayakta içmekten nehyederdi. Suyu üç seferde içerdi. Yine buyurdular ki, **“Çanakların üstünü örtün, su kaplarının ağzını bağlayın. Bir yılda öyle bir gece vardır ki, veba o gece iner, örtülmemiş bir çanak, bağlanmamış bir kap yoktur ki, onlara uğrayıp bu hastalığı doğuracak mikrobu düşürmüş olmasın.”** Bardağın kırık yerinden içilmemesini emrederdi. Bazen safi süt içerdi. Bazen de su ile karıştırıp içerdi. Buyururlardı ki, **“Suyun yerini tutan hiçbir yemek ve meşrubat yoktur.”** Balı içmesine gelince, onu gayet soğuk olan su ile karıştırıp içerdi. Balın ilahi vahyin sonucu olarak, ilim adamları tarafından meşrubatın en iyisi olduğu oy birliği ile açıklanmıştır. **(Firuzâbâdî, İbadetleriyle Peygamberimiz (s.a.v.), s.337)**

Mevlana Takvimi
KABİRDE İLK SORULACAK TAHARETTİR - 4 Ocak 2020 Mevlana Takvimi

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Jan 4, 2020 2:30


Temizlik, bütün ibadetlerin başlangıcıdır. Kabirde ilk sorulacak şeyin temizlik olduğuna delil Peygamber (s.a.v.)'in şu hadîsidir: **“Bevlden (idrardan) sakının! Çünkü kulun kabirde ilk sorguya çekileceği şey odur.” (Taberani)** Mahşerde ilk sorulacak şey ise namazdır. Bunun delili ise : **“Kıyamet gününde kulun amellerinden ilk sorguya çekileceği şey namazdır.”** Hadîs-i şerifidir. (Tirmizi) Namaz kılacak kişinin bedeninin, elbisesinin ve namaz kılacağı yerin temiz olması gerekir. Temizliğin en önemli aracı temiz sudur. Sol elinde bir özrü yokken sağ eli ile taharetlenmek de tahrîmen mekruhtur (harama yakın mekruhtur). Yıkanan şeyin temizlenmesiyle birlikte el de temiz olur. Ama elden ve pisliğin çıktığı yerden kokuyu gidermek şarttır. Abdest bozduktan sonra, yürümek, öksürmek veya sol tarafına yatıp uyumak sureliyle istibra yapmak erkeklere vaciptir. Ayakta idrar yapmak mekruhtur. Yatarken veya özrü olmadığı halde soyunarak çıplak halde idrar yapmak da mekruhtur. Bu işler Yahudiler ile Hıristiyanların âdeti olduğu içindir. Oturarak abdest bozmanın hikmetine gelince; bevl etmek üzere çömelince karın kasları kasılır ve mesane tamamen boşalır. Bu ise idrar yolları ve mesâne taşlarının oluşmasını önlediği gibi, prostat hastalığı olanlarda şikâyetlerin azalmasında da etkili olur. Çömelerek idrar yaparken hafîf sol tarafa meyil edilmelidir. İdrar yollarının anotomisine en uygun olan bu pozisyonda, idrar yollarının ve mesânenin tam boşalması mümkün olmaktadır. Hanefî Mezhebi'ne göre; idrar yoluna pamuk tıkamakta hiçbir beis yoktur. Hatta şeytanın kişiye vesvese vermesi durumunda müstehaptır. Şayet idrar sızıntısını engellemek ancak oraya pamuk tıkamakla mümkün oluyorsa namaz kılacağı süre miktarınca pamuk tıkamak vaciptir. **(İbn Abidin, _Reddü'l-Muhtar_; Dr. Ali Hatay, _İstibra Usûlü_)**

Virgin Radio - Modern Sabahlar
Modern Sabahlar 425 A: 11.09.2017 Pazartesi | Tertemiz bir stüdyo, sesler mükemmel... Ayakta yolcu alımları başladı, çökmek yok... Yasal uyarı: parlak beyinlere sesleniyoruz, batıya gitmeyin... Okinawa adasından kişisel ikigailerimizi tespit e

Virgin Radio - Modern Sabahlar

Play Episode Listen Later Sep 11, 2017 31:18


Altın Saatler
Yönetmeliğe aykırı yapılan binalar ayakta kalamadı