POPULARITY
Tutuklu öğrencilerin son durumu, gözaltındaki hak ihlalleri, anayasal hakkını kullanarak sokağa çıkan halkın karşılaştığı hukuksuzluklar... Avukat Berçem Karataş ve Avukat Nilüfer Irmak Özkan ile konuştuk.
War DeepSeek tatsächlich der Sputnik-Moment? "In Wahrheit fand dieser 2015 statt, als Google den koreanischen Weltmeister Lee Sedol in AlphaGo geschlagen hat", rückt Baki Irmak zurecht. 300 Millionen Chinesen verfolgten damals die Partie. Europa hingegen war der Sieg der künstlichen Intelligenz über das menschliche Gehirn nur eine Randnotiz wert. Nicht viele Fondsmanager kennen sich hierzulande so fundiert mit Digitalunternehmen aus wie der Manager des The Digital Leaders Fund und Gründer von Pyfore Capital. Mit ihm gehen wir auf digitale Spurensuche bei Aktien wie Kaspi.kz, Nebius und Nu Holdings. Und wir gehen der Frage nach, mit welchen Unternehmen und Applikationen Europa doch noch auf den KI-Zug aufspringen könnte. Jetzt Aktien kaufen? Was tun bei Inflation und steigenden Zinsen? Wie tickt die Wirtschaft? Ihr interessiert Euch auch für alle Themen rund ums Geld? Dann ist unser neuer Podcast FOCUS-MONEY Talks garantiert etwas für Euch. Einmal pro Woche nimmt Euch die Wirtschaftsredakteurin Heike Bangert mit in die faszinierende Welt der Kapitalmärkte. FOCUS MONEY Talks findet Ihr überall da, wo es Podcasts gibt.
Seyir Terası'nın ilk bölümünde, 2000'lerle birlikte ülkemiz ana akım sinemasına damgasını vuran Çağan Irmak'ın baba figürüyle kurduğu ilişki irdeleniyor. Döneminde herkesi ağlatan Babam ve Oğlum, hem baba figürü hem de bir dönemi irdeleyen Dedemin İnsanları, baba yokluğuyla karakter temellerini atan Mustafa Hakkında Her Şey, baba figürünü değiştiren Prensesin Uykusu ve bu figürün az da olsa değişime uğradığı Tamam Mıyız filmleri; ilk bölümde incelenen filmler oldu. Sinema sohbetleri yapmayı çok seven iki yakın arkadaş Azra Çelenk ve Ozan Özkan'ın hazırladığı Seyir Terası'nın ilk bölümü yayında! İlerleyen bölümlerde yönetmenlerin değişmez temaları, tematik seçkiler ve daha nicesi sizlerle! #film #sinema #çağanırmak
sezon açılışı, hatırlayış, Irmak ile iş görüşmesi ve sonucu
şeylerin amacı dışı kullanıldığı alanlar, ırmak kendini gösteriyor, kamu spotu, artükülasyon, instagram: ensiberradyoproramı, hani havyardık hani bademdik, pazartesi gel başla
Türk pop müziğinin genç temsilcilerinden Irmak Arıcı Deşarj'a konuk oldu.
On this episode of our podcast, we dive into the world of sustainable building design with Dr. Irmak Turan, a trailblazer in sustainability and resilience. Discover how integrating sustainability into your projects from the get-go can transform energy efficiency, materials usage, and even enhance occupant well-being. Dr. Turan sheds light on key certifications like LEED and WELL that set the stage for sustainable design excellence. Join us as we explore the pivotal role of daylight, views, and early goal-setting in creating greener, more efficient buildings. Chapters 00:00 Introduction and Early Career Journey 06:03 Defining Sustainability and Resiliency 08:33 Collaboration between Engineering and Architecture 11:26 Setting Goals for Sustainable Building Design 16:08 Balancing Sustainability and Energy Efficiency 23:27 Challenges and Strategies for Implementation 29:27 The Value of Daylight and Views in Buildings 33:25 Implementing Sustainability Strategies 35:47 Early Design Decisions for Sustainable Buildings 40:20 Setting Design Standards for Multiple Buildings 44:31 Motivation for Sustainable Building Design
Öldü mü, yaşıyor mu, kaçırıldı mı, şimdi nerede, bilinmeyen biri var; 25 yıldan bu yana ABD'de. Bugünlerde nedamet denizinde yüzer görüntüsü veren ‘yeğen' Ebuseleme'nin kulağına iyice yaklaşmış. Dudakları yeğenin kulağına temas etmekteymiş. “Ebuseleme, bunları sakın kimseye söyleme” diyerek, yakın zamanda Türkiye'deki bütün kurumların el değiştireceğini haber vermiş. * ‘Yeğen' ayrıntısıyla anlatıyor. Yaklaşın dedi, dizinin dibine kadar girdik, kulağımıza eğildi “Arkadaşlar bir şey düşünmüş, yakında Türkiye'de bütün kurumlar el değiştirecek. Siz de çok önemli konumlara geleceksiniz. Sakın bu olduğunda bunu yapanların bizim arkadaşlar olduğunu belli etmeyin. Bulunduğunuz konumlarda mütevazı davranın, renk vermeyin. Müsaade sizin.” dedi. 15 Temmuz darbe teşebbüsünden bir süre öncesini anlatıyor ‘yeğen'. Biraz da renklendirelim. O sırada gramofondaki taş plakta Dalida'nın şarkısı çalmaktaymış: “Salma ya Seleme…” * Şarkı sözlerinin dilimize çevirisi şu şekilde: “Kumların, ağaçsız ovaların adamı / Kum yığınlarının ardında / Talihin peşinden koşarak / Ülkesinden gidiyor / Çünkü onun için cennet / Sadece yağmur altında bir bahçedir. Selam ey Seleme / Seni selamlıyorum ey Seleme / Seleme ile geri döneceğim. Fakat kumların adamının / Yolculuk yapmak için / Sadece kalbindeki umudu vardır / Bir gün gelir / Kıyıya ulaşır / Önünde çiçekleri ve / Büyük mutluluk ırmağını görür. Bu bir seraptı / Irmak yoktu ve / İyi, zengin ve yumuşak toprak / Sadece kumdu / Başka bir kaynağa doğru / Yeniden akmaya başlar / Sonunda özgürlük kuyusunu bulacak…” * Dalida, umut saçan o şarkıyı sanki bunlar için söylemiş. Şarkıları, rüyaları, planları hep dönmek üzerineydi ama kimse dönemedi. DARISI NETANYAHU'NUN BAŞINA İsrail'de soykırım kabinesinde istifalar başladı. Onlar kendilerine “Savaş kabinesi” dese de bizim gözümüzde katliam kabinesi, soykırım kabinesi. Kabinesi üyesi Benny Gantz'in istifasının ardından, eski Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot da kabineden ayrıldı. Tuğgeneral Avi Rosenfeld, Gazze sınırındaki bölgeleri koruma görevinde başarılı olamadığı için istifasını verdi. Askerî İstihbarat Dairesi Şefi Tümgeneral Aharon Haliva da bir buçuk ay önce istifa etmişti. Darısı Netanyahu'nun başına. Bu istifalar, izlenecek yol için iyi bir örnek. ÜFLESEN ÖTTÜREMEZSİN
Irmak Arıcı, Stüdyo D'de Çağlar Demirel'in konuğu oldu. ‘Razıyım' adını verdiği yepyeni parçası ve müzik hayatına dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
“Öfkemi, gönlümü, hislerimi ifade edebileceğim ya müzik ya da su oldu.” merak listesi'nin bu bölümünde konuğum bağımsız müzisyen ve yakın zamanda yeni Yüzleşme ismini verdiği üçlemesi piyasaya çıkan, merak listesi jingle'ını yaratan ve her bölümde duyduğunuz o sesin sahibi, kendini bildi bileli müzik ve sporun hayatının odağında olan sahne adıyla IrmakCa, söz ve şarkı yazarı Irmak Ayoğlu. Irmak ile müziğe başladığı ilk anlardan, ara vermek zorunda kalmasına, bağımsız müzisyen olarak yaşadığı zorluklardan kazandığı ödüllere ve tabii ki bu yolculukta yılmadan sürekli üretken olma haline kadar pek çok konuda konuştuk. Yüzleşme üçlemesini dinlemek için tıklayın. -- Bölüm akışı: (0:00) Irmak kimdir? (3:20) Müzik ve suyun yaratıcılığa etkisi (5:00) Irmak'ın yeni çıkan üçlemesi: Yüzleşme dinlemek için tıklayın (6:20) Ürettiğin müziği kimlerin, nasıl dinleyeceğini bilemiyorsun (7:40) Bağımsız müzisyenliğin zorluğu (13:00) Üretkenlik dönemi (15:00) Irmak ile tanışmamız (17:00) Irmak'ın yeni albümünden Yüzleşme şarkısı (19:30) “Bazen çok kolay pes ediyoruz. Sen ise yılmıyorsun. Sen tüm zorluklara rağmen yol alırken neleri hayal ediyorsun?” (21:30 ) Retro ve IF - Kendimi Kaybettim ile ödül aldı (25:30) Sporcu mentalitesinin müzisyen kimliğine katkıları (30:30) Irmak'ın konserleri için takip edin --> @irmakcayi (31:30) Rob Kapilow Mozart ve Liderlik (33:50) Yapay zeka Irmak şarkısını analiz ediyor (36:00) Bölümü dinleyenler hangi soru, merak ya da düşünce ile ayrılsınlar (40:20) Merak listesi'nde en zorlandığın anlarda motivasyonunu artıran nedir? 47:10) Yüzleşme - Irmak Ayoğlu --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/meraklistesi/message
8.sezonu açmışız gibi bir program. 8.sezon önü antrenmanları, Irmak gelmedi, ilk iş gününde izin alınır mı, birbirimize yeniden havyar ya da badem dememiz, siyaset ve seçimlere hızlı giriş çıkış, bu programı havyarın kırılan ve fakat sonra tamir de edilen bir yandan da eskisi gibi olmayacak olan gitarına adanmıştır. programı 20 martta kaydettik havyarbademlikten ancak şu an yayınlayabilidik. 8.sezonda düzen olcak söz.
Yüzde 74'ü madenlere ruhsatlı Ordu'nun tüm ilçeleri HES, deniz dolgusu, taş ocağı, atık tesisi, ya da enerji santralleri projeleriyle dolup taşıyor. Gittikçe ağırlaşan sorunlar ne, seçmen davranışına etkisi olacak mı? Bu podcastte şu sorulara cevap bulacaksınız: - Fatsa'da 10 yıldır faaliyet gösteren ve şimdi durdurulan altın madenine karşı nasıl bir mücadele yürütüldü? - Perşembe yaylasını da etkileyecek yeni altın, bakır, gümüş arama faaliyetleri neler? - Cumhuriyet mahallesi neden tehlike altında? - Melet ırmağına yapılan 13 HES yetmedi, üç tane daha planlanıyor… - Dünyada bir ilk: Irmak ağzına balıkçı barınağı inşası! - Belediyenin İlküvez'de, su kaynağına yaptığı katı atık tesisine neden yöre halkı karşı geliyor? - Ekoloji mücadelelerine destek yeter mi? Siyasetçilerin sahiplenmesi neden önemli?
Türk dizilerini izler misiniz? Peki ya orijinali varken çakmasını satmamız? Bu bir ticari başarımı
Kıraathane'de sinema ve ülke gündemini konuşuyoruz, bazen de gündem uyduruyoruz.
Nasıl Olunur'un 201'inci bölümünde konuğum senarist ve yönetmen Çağan Irmak.Irmak ile sohbete son üretimlerinden konuşarak başladık...Netflix'te gösterime giren dizisi, 15 yıllık hayali 'Yaratılan'dan girdik, öykü kitabı 'Gözümden Deliler Taştı' hakkında konuşarak çocukluğuna geçtik...Ardından anne ve babasından, Seferihisar'dan, denizden, zeytinyağlılardan, müzikten konuşurken eğitimi, yönetmenlik anlayışı, tercihleri, dönem filmi çekmenin zorlukları, bugün pek beğenmediği filmleri, Asmalı Konak'tan Issız Adam'a, Çemberimde Gül Oya'dan Babam ve Oğlum'a pek çok konudan da söz açtık...Daldan dala geçen, yeni düşünce kapıları açan güleç bir sohbet sizleri bekliyor...
Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Irmak Saraç, feminizmle tanışmasının jinekoloji pratiğine etkisini; cinsel haklarımızı; yoksulluğun cinsel haklarımıza erişimde yarattığı engelleri; 20 Eylül'de yayın hayatına başlayan ve sunumunu gazeteci Deniz Koloğlu ile beraber üstlendiği Bizim Bedenimiz podcast'ini; kendi bedenini tanımanın önemini; jinekolojik muayenenin nasıl olması gerektiğini; halk sağlığı bakış açısı ile kadın sağlığına yaklaşımı; kadın sağlığı söz konusu olduğunda yaygın olan cinsiyetçi kalıpları ve toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alan tıp eğitiminin önemini anlattı. 1 Ekim 2023 yayını
Önünü alamıyorum bu kör gidişlerin yollarda Herkes bir yere gidiyor önünü alamıyorum ~ •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim. Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz. ~ I. Önünü alamıyorum bu kör gidişlerin yollarda Herkes bir yere gidiyor önünü alamıyorum Çaresiz direniyorum bu dönüm noktalarında kimse elini uzatmıyor Bir gürültülü yaşamağa gidiyor dünya boşalan bir deniz gibi Bu sesler ormanında kaybolan bir çağ bu. Nereye gitsem hep apartmanlar çıkıyor önüme Alıp başımı duvarlara çarpıyor bu yollar Gidip gelmelerim bu dar sokaklarda İnsanların koşup dolduğu bu dar yapılarda Bir kısır döngüye girmek için bütün çabalar Biz bunun için mi geldik. II. Kara ağaç gibi bağlıyım katı bir çağ bu Her şey bir makine düzenine gidiyor - düzen diyorlar beni çağırıyorlar - Irmak yatağına sığınıyorum sınırlı bir çağ bu Baktığımız her şeyde bir yalan kabuğu Bir mercek düzenine bağlanıyor gözlerimiz. III. Şu zaman çıkmazında alıp beni bir altmış yaşa bağlıyorsunuz Doğmadan ölüme yöneldik gerisi yok diyenler var Sınırlı yıl oyunlarına inananlar var Sizin güveniniz bir güneş düzeninde Ben mezarların karanlık çağına dayanıyorum Bir ağacı büyütüyorum her yerimle Bir ağacı uyguluyorum - her şey bir ağaç düzeninde - Yerde gökte ve her her yerde Dallarında ben ağacın incecik köklerinde Boğuluyorum - bağlanıyorum - Ben mezarların karanlık çağına dayanıyorum. IV. Şu dar odanın katı yalnızlığında Ve her şeyin çıplaklığında Durup bir pencereyi deniyorum Gizliliğin dışına çıkıyorum Araçların İnsanların Şehrin ve meydanların ve kalabalığın ve herşeyin İçimde yalnız ve yapraksız Bir kavak ağacı büyüyor - Çıplak ve göğe doğru - Ama küskün ama yalnız ama yapraksız ve uzun Bir ağlama duvarı bu. Yatak ve yorganın kuru yalnızlığında Ve aklın dar yalnızlığında Şehrin ve herşeyin Ve kalabalığın yorgunluğunda Saçların ve parmakların Ve gözlerin ve gecenin bu bulanık çağında Ve aynaların sığ görünümünde Bunalıyorum. V. Susmanın kalesine sığınıyorum Önümde karanlıktan duvarlar Sırtımda insan yüklü bir gök var. Maraş 1959 Şiir: Erdem Bayazıt Müzik: Kıbrıs Zafere Doğru- Umut Hep Vardır, Seçil Akın Görsel yapay zeka tarafından oluşturuldu. ~ Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a ~ Sosyal Medya Hesaplarım: https://facebook.com/muhammetkalemm https://instagram.com/MuhammetKalemm https://twitter.com/MuhammetKalemm #ErdemBayazıt #KaranlıkDuvarlar #Şiir
Deniz Yüce Başarır, "Elim Kalem de Tutar Kadeh de"nin 4. bölümünde Irmak Zileli'yi ağırlıyor. Edebiyat dünyasına kitap dergilerindeki yazıları ve editörlükle giren Zileli, 2011 yılında yayımlanan ilk romanı Eşik ile Yunus Nadi Roman Ödülü'nü kazandı. Eserlerinde yazarın sesini mümkün olduğunca kısmaktan yana olduğunu anlatırken, ne yapmak istediğini çok net bilen bir yazar portresi çizen Zileli, Gözlerini Kaçırma, Gölgesinde, Bende Ölen Sensin ve 2019 Duygu Asena Roman Ödülü'ne layık görülen Son Bakış adlı romanların sahibi. Yazdıklarının kendilerini yalnız hissedenlere ulaşmasını arzu eden, bu ülkede kadın olmak dendiğinde aklına ilk “suskunluk” kelimesi gelen Irmak Zileli'nin edebiyattaki arayışını açık yüreklilikle anlattığı programda 2022 yılında yayımlanan son romanı Bende Ölen Sensin'den çarpıcı bir bölüm de Başarır'ın sesinden paylaşılıyor.
Erim Hısım'ın hazırlayıp sunduğu İşimi Çok SevErim programına Yeditepe Üniversitesi Kadın Doğum Kliniği Shift Sorumlu Hemşire Irmak Dönertaş ve Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Kadın Doğum Kliniği Sorumlu Hemşire Medine Erbil konuk oldu.
Erim Hısım'ın hazırlayıp sunduğu İşimi Çok SevErim programına Yeditepe Üniversitesi Kadın Doğum Kliniği Shift Sorumlu Hemşire Irmak Dönertaş ve Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Kadın Doğum Kliniği Sorumlu Hemşire Medine Erbil konuk oldu.
Bu masallar yapay zekaya yazdırılıp seslendirilmiştir. Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://s.cagrisarigoz.com/masal Küçük Verâ ve Irmak Arkadaşları Büyülü Amasya Yeşilırmak kıyısında sevimli küçük bir kız yaşardı. Adı Verâ’ydı ve henüz bir yaşındaydı. Verâ, saçları güneş gibi parıldayan annesi ve güçlü, kahraman babasıyla birlikte, Yeşilırmak’ın kenarındaki güzel evlerinde yaşardı. Ailesi ve arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi çok severdi. Verâ’nın neşeli bir yaşamı vardı. Komşuları Sima Abla, Nida Abla, Nisa Abla ve Efnan Abla, ona her zaman şefkatle davranıyor ve onunla oyunlar oynayarak vakit geçiriyorlardı. Verâ, büyüklerini sayarak ve küçükleri severek büyümeyi öğreniyordu. Bir gün, Verâ ve arkadaşları Dursuncan, sıcak yaz gününde ağaçların gölgesinde Yeşilırmak’ın kıyısında piknik yapmaya karar verdiler. Verâ’nın annesi, herkes için lezzetli yiyecekler hazırladı ve babası da eğlenceli oyunlar planladı. Piknik günü geldiğinde, güneş parlak bir şekilde yüzünü gösterdi ve hafif bir rüzgar esiyordu. Verâ ve arkadaşları, ırmak kenarında mükemmel bir yer buldular ve piknik örtülerini serdiler. Herkes mutlu bir şekilde sohbet ederek, yiyeceklerin tadını çıkardı. Büyükler, küçük Verâ’ya nasıl saygı gösterilmesi gerektiğini öğretiyor ve onu her daim sevgiyle kucaklıyorlardı. Bir süre sonra, Verâ ve Dursuncan, ırmak kenarında oynamaya başladılar. Birdenbire, güzel bir peri kızı ortaya çıktı. Peri kızı, Verâ ve Dursuncan’ı görünce gülümsedi ve onlara yaklaştı. “Merhaba, küçük arkadaşlar!” dedi peri kızı neşeyle. “Ben Yeşilırmak Perisiyim ve bu güzel ırmakta yaşıyorum. Sizlerle tanışmak için sabırsızlanıyordum.” İki küçük arkadaş, peri kızının güzelliği ve nazik tavrı karşısında şaşkına döndüler. Peri kızı, “Sizi burada gördüğüme sevindim. Beni de pikniğinize davet eder misiniz?” diye sordu. Verâ ve Dursuncan, memnuniyetle kabul ettiler ve peri kızını piknik alanına götürdüler. Orada Sima Abla, Nida Abla, Nisa Abla ve Efnan Abla, peri kızını sıcak bir şekilde karşıladılar ve ona güzel yiyecekler sundular. Peri kızı, onlara bir hikâye anlattı: “Bir zamanlar, Yeşilırmak boyunca yaşayan mutlu insanlar ve masum hayvanlar vardı. Hepsi birbirine yardım eder ve birlikte eğlenirlerdi. Ama bir gün, ırmakta yaşayan kötü bir yaratık ortaya çıktı ve ırmakta huzur ve mutluluk bozuldu.” Hikâyenin bu kısmında, herkes peri kızını dikkatle dinliyordu. Peri kızı devam etti: “Kötü yaratık, insanların ve hayvanların yaşamlarını zorlaştırmaya başladı. O kadar korkunçtu ki, kimse onunla savaşmaya cesaret edemedi. Ama bir gün, bir grup cesur insan ve hayvan, kötü yaratığa karşı bir araya geldi ve onu yenmeyi başardılar. Bu sayede, Yeşilırmak ve çevresinde huzur ve mutluluk yeniden sağlandı.” Peri kızının hikâyesinden etkilenen Verâ ve arkadaşları, ona dua etmek, sevmek ve el ele tutuşarak nasıl başa çıkabileceklerini sordular. Peri kızı onlara güzel bir dua öğretti: “Sevgili ırmak, bize huzur ve mutluluk getir,Bizi koru ve kolla, gücünle hep destek ver.Birlikte, el ele, yaratığa karşı duracağız,Dua ve sevgiyle, huzuru yeniden yaratacağız.” Verâ ve arkadaşları, peri kızının öğrettiği duayı tekrarlamaya başladılar. Gözlerini kapadılar ve ellerini tuttular. Dua ederken, içlerinde büyüyen bir sevgi ve güç hissettiler. O anda, kötü yaratığın yeniden ortaya çıkabileceği korkusunu yendiler. Peri kızı, “Teşekkürler, küçük arkadaşlar,” dedi. “Sizinle tanıştığıma çok sevindim. Artık Yeşilırmak ve çevresinde huzur ve mutluluk hâkim olacak. Unutmayın, dua etmek, sevmek ve birlikte olmak en güçlü silahlardır.” Verâ ve arkadaşları, peri kızına teşekkür ettiler ve vedalaştılar. Peri kızı, ırmakta kayboldu ve onlar da evlerine döndüler. O günden sonra, Verâ ve arkadaşları her
TARIK TOROS'LA MANŞET • İzmir mitinginde "eş" faktörü.. • Erdoğan'ın tek prodüksiyonla ortak TV yayını.. • İnce ve Oğan hangi partilerden "en çok oyu" alıyor • Demirtaş "muhalif görünümlü gazeteci" derken kimi kastetti? • “Erdoğan kimsenin burnu kanamadan gidecek” • Soylu halkı "darbeye" karşı direnmeye çağırdı..! • 1 Mayıs kutlu olsun
Cross-cultural sounds and influences are the calling cards of the Erdi Irmak protfolio. Born in the hubbub of cosmopolitan Istanbul where Asia meets Europe across the vast Bosphorous River, Irmak's rise to the higher echelons of the musical elite is as rapid as it is impressive. Thoroughly immersed in the sounds of his Turkish homeland from an early age, a combination of "chilled out west and far east sounds" became the fundamental tenets of a musical ideology that has brought success across a wide spectrum of labels and genres. Proficient in deep, organic and downtempo, a further foray into electronica has seen the development of a prolific talent. Support: www.facebook.com/erdirmakmusic www.instagram.com/erdirmak/ Connect with KX: www.facebook.com/kx.podcast www.instagram.com/kx.podcast
Bir Arkadaşlık Hikayesi: Genç İrisi Uygar ve Manisa Macerası Bölüm 1: Aile Tatiline Doğru Bir gün, Manisa’ya aile tatiline giden genç irisi Uygar, heyecanlıydı. Çünkü Uygar, bu tatil sırasında yeni arkadaşlar edinmeyi çok istiyordu. Ailesiyle birlikte yola çıktıklarında, önlerinde uzun ve eğlenceli bir macera olduğunu düşünüyordu. Uygar’ın ailesi, Manisa’ya vardıklarında, güzel bir evde konaklamaya karar verdiler. Evlerine yerleştikten sonra aile, şehri keşfe çıkmak istedi. Uygar, bu sırada yeni arkadaşlar edinmek için sabırsızlanıyordu. Aile, şehirde bir süre dolaştıktan sonra, güzel bir parka geldi. Uygar, burada arkadaş edinme şansının daha yüksek olduğunu düşündü ve ailesinden izin alarak parkta oynamak istediğini söyledi. Ailesi de Uygar’ın bu isteğini kabul etti ve parkta oynamasına izin verdi. Bölüm 2: Yeni Arkadaşlar ve Maceraya Başlama Uygar, parkta oynamaya başladıktan sonra, çevresindeki çocuklarla tanışmak için cesaretini topladı. İlk önce, Kamuran adlı bir çocukla tanıştı. Kamuran, Uygar’ın irisi olduğunu görünce çok şaşırdı ve onun hikayesini merak etti. Uygar, Kamuran’a kendisi hakkında anlattı ve arkadaş olmayı teklif etti. Kamuran da bu teklifi kabul etti ve ikisi hızlıca arkadaş oldular. Kamuran, Uygar’ı diğer arkadaşlarıyla tanıştırmak istedi ve onu Irmak, Kıvanç ve Çağan ile tanıştırdı. Uygar, bu çocuklarla da arkadaş oldu ve birlikte eğlenceli vakit geçirmeye başladılar. Aralarında hızla güçlü bir arkadaşlık bağı oluştu. Bir gün Uygar ve arkadaşları, parkta oynarken, Manisa’da yaşayan diğer çocuklarla büyük bir aile tatili düzenlemeye karar verdiler. Bu tatil sırasında, yeni yerler keşfetmek, maceralar yaşamak ve arkadaşlıklarını daha da güçlendirmek istiyorlardı. Bölüm 3: Kalabalık Aile Tatili ve Maceranın Sonu Uygar ve arkadaşlarının planladığı kalabalık aile tatili sonunda geldi. Aileleri de bu tatil fikrine sıcak baktılar ve çocuklarına katılmalarına izin verdiler. Manisa’nın güzelliklerini keşfe çıkan çocuklar, bu süre zarfında başlarına gelen olaylardan birlikte dersler çıkarttılar. İlk olarak, Uygar ve arkadaşları, Manisa’nın tarihi ve doğal güzelliklerini keşfettiler. Bu sırada, birbirlerine yardımcı olmayı, paylaşmayı ve birlikte çalışmayı öğrendiler. Ayrıca, doğayı ve tarihi değerleri korumanın önemini de kavradılar. Daha sonra, çocuklar bir köy ziyareti gerçekleştirdiler. Köyde yaşayan çocuklarla tanışan Uygar ve arkadaşları, onlarla da arkadaş oldular. Köy çocukları, Uygar ve arkadaşlarına köyde nasıl yaşadıklarını, tarım ve hayvancılıkla uğraşmayı öğrettiler. Bu sayede çocuklar, şehirde yaşayan çocuklar olarak, köyde yaşamanın zorluklarını ve güzelliklerini anladılar. Kalabalık aile tatilinin sonunda, Uygar ve arkadaşları bir macera parkına gittiler. Burada, zorlu parkurlar ve oyunlarla karşı karşıya kaldılar. Bu oyunlar sayesinde, birlikte eğlenmenin, iş birliği yapmanın ve birbirlerine güvenmenin önemini öğrendiler. Aile tatili sona erdiğinde, Uygar ve arkadaşları, birbirlerine veda etmek zorunda kalsalar da, bu tatil sayesinde güçlü arkadaşlık bağları kurduklarını ve birçok değerli ders öğrendiklerini biliyorlardı. Öğretici Yönü: Bu masal, çocuklara arkadaşlık, yardımlaşma, paylaşma, doğayı ve tarihi değerleri koruma, iş birliği ve güven gibi değerleri öğretirken, aynı zamanda eğlenceli bir macera hikayesi sunmaktadır. Çocuklar, Uygar ve arkadaşlarının yaşadığı deneyimlerden kendi yaşamlarına dair dersler çıkarabileceklerdir.
Büyülü Ormanın Arkadaşları: Beren ve Ece’nin Sıra Dışı Maceraları Bölüm 1: Büyülü Ormanın Keşfi Bir zamanlar, güzel ve huzurlu bir köyde yaşayan sevimli bir kız çocuğu vardı. Adı Beren’di. Beren, her gün annesiyle birlikte köyün etrafındaki ormanda yürüyüş yapmayı çok severdi. Yürüyüşleri sırasında ormanın güzelliklerine hayran kalırdı ve ormanda yaşayan hayvanlarla arkadaş olurdu. Bir gün, Beren ve annesi, daha önce hiç gitmedikleri bir kısma gittiler ve orada büyülü bir orman keşfettiler. Büyülü ormanın içinde, Beren ve annesi bir nehir kenarında durdular. Nehir, berrak ve parlak sularıyla uçsuz bucaksız bir ormanın içinden akıyordu. Beren, nehrin karşısında gördüğü küçük bir köpeği fark etti. Köpek, yalnız ve üzgün görünüyordu. Beren, köpeğin neden orada olduğunu ve neden üzgün olduğunu merak etti. O anda annesi, köpeğin de yardımına koşmaları gerektiğini düşündü ve Beren’e yardım etmeyi teklif etti. Beren ve annesi köpeğin yanına gittiler ve onu sevindirdiler. Köpek, Beren ve annesine minnettar oldu ve onlara eşlik etmeye başladı. Beren, köpeğe “Dost” adını koydu ve onunla arkadaş oldu. Dost, Beren ve annesine ormanın derinliklerine doğru yol gösterdi. Ormanda ilerlerken, Beren ve annesi daha önce hiç görmedikleri çeşitli bitkiler, ağaçlar ve hayvanlarla karşılaştılar. Ormanın derinliklerine doğru ilerlerken, Beren ve annesi bir ışık hüzmesi fark ettiler. Işığın kaynağına doğru yaklaştıkça, orada bir peri olduğunu gördüler. Bu peri, Irmak adında güzel ve zarif bir periydi. Irmak Peri, Beren ve annesine ormanın sırlarını anlatmaya başladı. Büyülü ormanın içinde, arkadaşlık ve sevgiyle bir arada yaşayan pek çok yaratık olduğunu söyledi. Irmak Peri, Beren ve annesine, ormanda daha önce hiç görmedikleri olağanüstü güzellikler gösterdi. Bölüm 2: Kaybolma ve Buluşma Bir gün, Beren ve annesi büyülü ormana yine geldiler. Ancak bu sefer, Beren’in en yakın arkadaşı Ece de onlara katıldı. Beren, Ece’ye büyülü ormanı ve orada yaşayan arkadaşlarını göstermek istiyordu. Ece, Beren’in anlattıklarını merakla dinledi ve ormanda ona eşlik etmeye karar verdi. Ece, Beren ve annesi, büyülü ormanın içinde yürümeye başladılar. Dost köpek de onlara katıldı ve onlara yolda eşlik etti. Beren ve Ece, ormanın güzelliklerine hayran kalmıştı. Ormanın içinde, renkli kelebeklerin uçuştuğu, tatlı meyvelerin yetiştiği ve şarkı söyleyen kuşların olduğu harika bir yerdi. Ancak, o gün ormanın içinde bir şeyler farklıydı. Bir süre yürüdükten sonra, Beren ve Ece’nin annesi birden ortadan kayboldu. Beren ve Ece, annelerini aramaya başladılar. Fakat ne kadar çok arasalar da onu bir türlü bulamadılar. Beren ve Ece, annesinin kaybolduğunu fark edince çok üzüldüler ve endişelendiler. Beraber daha hızlı ilerlemeye karar verdiler ve ormanda kaybolmamak için ellerinden geleni yaptılar. Bu sırada, Beren ve Ece’nin yardımına Irmak Peri yetişti. Irmak Peri, annelerinin kaybolma nedenini ve onları nasıl bulabileceklerini anlattı. Annesinin kaybolmasının nedeni, büyülü ormandaki kötü bir büyücü olduğunu söyledi. Irmak Peri, Beren ve Ece’ye, annelerini kurtarmalarına yardımcı olmak için bir sihirli değnek verdi. Bu değnek, büyük güçlere sahipti ve büyücünün kötü büyülerini bozabilirdi. Irmak Peri, Beren ve Ece’ye, değneği kullanarak annelerini serbest bırakabileceklerini söyledi. Beren ve Ece, Irmak Peri’nin yardımıyla büyülü ormanda annelerini aramaya koyuldular. Bölüm 3: Kurtuluş ve Dönüş Beren ve Ece, Irmak Peri’nin yardımıyla büyülü ormanda ilerlediler. Yolda, daha önce hiç karşılaşmadıkları zorluklarla başa çıkmak zorunda kaldılar. Fakat Beren ve Ece, arkadaşlık ve cesaretleri sayesinde bu zorlukların üstesinden geldiler. Bir süre sonra, Beren ve Ece kötü büyücünün yaşadığı karanlık mağaraya ulaştılar. Mağaranın içinde, Beren’in annesi büyücünün sihirli bir kafese hapsedilmişti. Be
Hast Du Dich schon mal gefragt, was Fondsmanager den lieben langen Tag machen? Wenn es nach Baki Irmak geht, dreht sich alles um die Suche nach den stärksten Tech-Firmen von morgen. Als Manager des Digital Leaders Fund hat er sich vollends der digitalen Welt verschrieben und versucht, die besten Aktien aus dieser Branche zu fischen. Doch wie geht er dabei vor? Das erzählt Baki bei Aktien Royal. Hier findest Du seine Fonds
What makes “good” taste? Who decides? And what's it got to do with inequality? Sociologist Irmak Karademir Hazir grew up watching women in her parents' clothing boutique. She explains how her fascination for taste emerged from that and why talking about things like fashion, film and music is far from trivial – it's how we distinguish ourselves from others; how we're recognised, or dismissed.Irmak tells Rosie and Alexis how sociologists such as Pierre Bourdieu have theorised “distinction”, showing how “highbrow” taste is decided by those with money and other kinds of capital. They also discuss the idea of the “cultural omnivore” and ask: Is what looks like broad consumption – of everything from opera to grime – just elitism in disguise?Plus: Why are Marvel blockbusters Irmak's “guilty pleasure”? Why is “symbolic violence” as scary as it sounds? And do we have a moral duty to be honest about our tastes?Guest: Irmak Karademir HazirHosts: Rosie Hancock, Alexis Hieu TruongExecutive Producer: Alice BlochSound Engineer: David CracklesMusic: Joe GardnerArtwork: Erin AnikerFind more about Uncommon Sense at The Sociological Review.Production Note: This episode was recorded shortly before the devastating earthquake in southern and central Turkey and northern and western Syria.Episode ResourcesIrmak, Rosie, Alexis and our producer Alice recommendedThe movies of the “Marvel Cinematic Universe”John Waters' film “Hairspray”Agnès Jaoui's film “Le Goût des autres” (The Taste of Others)The BBC documentary series “Signs of the Times”From The Sociological Review“Feminism After Bourdieu” – Lisa Adkins and Bev Skeggs [special issue editors]“Aesthetic labour, class and taste: Mobility aspirations of middle-class women working in luxury-retail” – Bryan Boyle and Kobe De Keere“Taste the Joy: Food, Family, Women and Social Media” – Smriti SinghBy Irmak Karademir Hazir“Cultural Omnivorousness”“How (not) to feed young children: A class-cultural analysis of food parenting practices”“Do Omnivores Perform Class Distinction? A Qualitative Inspection of Culinary Tastes, Boundaries and Cultural Tolerance” (co-author: Nihal Simay Yalvaç)“Exploring patterns of children's cultural participation: parental cultural capitals and their transmission” (co-authors: Adrian Leguina and Francisco Azpitarte)Further reading and viewing“Distinction: A Social Critique of the Judgement of Taste” – Pierre Bourdieu “Formations of Class & Gender: Becoming Respectable” – Bev Skeggs“Reading ‘Race' in Bourdieu? Examining Black Cultural Capital Among Black Caribbean Youth in South London” – Derron Wallace“Stuart Hall: Selected Writings” – Catherine Hall and Bill Schwarz [book series editors]“Cultural omnivores or culturally homeless? Exploring the shifting cultural identities of the upwardly mobile” – Sam Friedman“‘Anything But Heavy Metal': Symbolic Exclusion and Musical Dislikes” – Bethany Bryson“The Culture Industry: Enlightenment as Mass Deception” – Theodor Adorno and Max Horkheimer“Follow the algorithm: An exploratory investigation of music on YouTube” – Massimo Airoldi, Davide Beraldo and Alessandro Gandini“Pretty Woman” – Garry Marshall [film director]“Marvel's Defenders of The Status Quo” – Pop Culture Detective
Fatih Altaylı ile Bire Bir her Çarşamba 23:10'da Bloomberg HT'de!
Dinozorlar Ne olurdu sanki, sokaklarımızda oradan oraya koşuşturan dinozorlarımız olsaydı? Onları cinslerine göre ayırır, günlük hayatımızda onlara ayrı birer yer verirdik. Ne bileyim, cins dinozorlar, sokak dinozorları, polis ve hatta çoban dinozorları gibi. Bu arada hayvanları koruma derneğinin kliniğinde dinozorların sığabileceği muayene odaları falan... Her yıl dinozor yarışları düzenler, birinci gelene madalyalar takar, onları körpe dana etiyle ödüllendirirdik. Hatta en güzel dinozoru bile seçerdik. Bu pek zor olmazdı. Zira dinozor kuaförleri, hatta özel dinozor eğitim merkezleri olurdu. Tatile gideceğimiz zamanlar dinozorlarımızı yerleştireceğimiz dinozor otelleri bulunurdu ve özel dinozor mamaları üretilirdi. Mama dedim de, “DINOZOR GIREMEZ” çıkartmalarını kapısına yapıştıran lokantaları protesto ederdik... Ben dün gece rüyamda dinozorları gördüm. Saçmalamam bu yüzdendir. Ama yine de dinozorlar hakkında bir şeyler yazmak geldi içimden. Aslında amacım, rüyamı anlatmaktı. Üstelik rüyam, yukarıda yazıp döktüğüm saçmalıklarla ilgili olmayıp, insanı düşündüren, değişik bir bakış açısına sahipti. Doruklarında karların hiç eksilmediği, eteklere doğru beyazdan mora, mordan pembeye dönüşen ve hemen etek hizalarında yeşil çam ormanlarının kapladığı dağlarla çevrili kocaman bir vadi gördüm. Bu vadi zümrüt rengindeydi ve yer yer irili ufaklı beyaz kayalarla ve yine irili ufaklı göllerle ve yemyeşil, kıvrım kıvrım ırmaklarla donanmıştı. Irmak boylarında salkım söğütler kadifemsi geçişlerle suyu topraktan ayırıp, yerlerini daha gerilerdeki zeytin ağaçlarına bırakıyorlardı. Yer yer beyaz zambaklar fırlamıştı otların arasından. Küçük, sarı kertenkeleler beyaz kayaların sırtlarında güneşe bırakmışlardı kendilerini. Kıpkırmızı parlayan güneş, yakmıyor, ısıtıyordu yalnızca. Top top bulutlar, pembe gökyüzünde baş boş ilerleyip gidiyorlardı bilinmeyen ufuklara doğru. Farklı bir dünyaydı bu dünya, dinozorların dünyasıydı; ama içinde yine de tanıdık bir şeyler vardı. Örneğin, insanlar... Evet, biz insanlar dinozorlarla iç içe yaşıyorduk bu âlemde. Bizim için yalnızca iki konum vardı: Yaşamak ve ölmek. Yaşamak, insanlara göre günübirlik bir tatil gibiydi, sonrası sonsuzluktu. Sonsuzluğa gitmeden önce daha ne kadar yaşanacağı bilinmiyordu. Gerçekte biliyor muyuz, ne zaman öleceğimizi? Dinozorların dünyasında yaşayan insanlar çok mutluydu. İçinde yaşadıkları mağaralar, tam olarak onların rahat edeceği şekilde düzenlenmişti. İstedikleri her türlü rahatlığa sahiptiler. O mağaralar onların evleriydi ve apartman daireleri gibi rahatsız eden üst kat komşuları yoktu. Onlar için geçim derdi diye bir şey yoktu. Dinozorlar kendi aralarında organize olmuşlardı ve insanların beslenmesi, korunması, sağlığı için gereken önlemleri alıyorlardı. İnsanlara yapacak çok fazla iş kalmamıştı. Görevleri, iyi beslenmek, stresten uzak, sakin ve huzurlu yaşamak, eğlenmek ve gülmekti. Tüm insanlar, bir gün daha dünyaya gözlerini açabilmiş olmanın mutluluğu içinde uyanırlardı ve tek sorunları, sokakta oynayan çocuklarının, hamburger olmadan evlerine dönmeleri olurdu. Sağ salim evine geri dönen insanlar, bir gün daha yaşamdan nasiplerini alabilmiş olmanın şükran duygularıyla dolar, mutluluktan gözleri yaşarırdı. Askerlik nedir, bilinmiyordu. Dinozorlar kendi sınırlarını zaten gereğince koruyorlardı. Para pul da gerekmiyordu. Ne için gereksindi? Zaten satın alınacak bir şey yoktu ki? Kimse kimseyi kıskanmaz, kimse nefreti tanımazdı. Kariyer, ihtiras, yarın korkusu bilinmiyordu. Yarını, yarın düşüneceklerdi. Bugün yaşamak vardı, mutlu olmak vardı. Zaman, gülme zamanıydı, sevme zamanıydı, şükran zamanıydı. Ne o? Çok mu ürkünç geldi dinozorların dünyası? Yani ölümün bu şekli çok mu kötü? Peki bizler nasıl ölüyoruz? Trafik kazaları, AIDS, veba, kaza kurşunu, intihar, mantar, gaz zehirlenmesi, yanma, boğulma... Daha sayacak olsak, epeyce sürer gider bu liste. Hepsinin ortak adı da ecel. Evet, savaşta da ölsek ecel, yataktan da düşsek ecel, cinayete de kurban gitsek yine ecel. Yırtıcı hayvanlar da saldırsa veya yılan, akrep sokması gibi sebeple de olsa ecel her zaman eceldir. Ecelimiz bir dinozorun dişleri arasında bulsaydı bizi, yeter ki hayatımız korkusuz, kuşkusuz, pürüzsüz olsaydı. Yeter! Panik yapmayalım lütfen! Unuttuk mu, bu sadece bir rüyaydı. Zerrin OKTAY
Fatih Altaylı ile Bire Bir her Çarşamba 23:10'da Bloomberg HT'de!
Yönetmen-senarist Çağan Irmak'ın uzun bir aradan sonra yönetmenliğini yaptığı yeni filmi 'Sevda Mecburi İstikamet'i izleyicilerle buluşuyor. Çağan Irmak, filmin oyuncuları Selçuk Yöntem, Selin Şekerci ve Kubilay Aka 'Sevda Mecburi İstikamet' filmini T24 ekranlarında Muammer Brav'a anlattı. 5 Ocak 2023 yayını
Aralarda minik minik konuştuğum format, bence iyi oldu daha iyi olabilir miydi tabi ki olabilirdi
Sera Tolgay, Hüseyin Irmak ve Taner Öngür ile Marmara Denizi'nin ve İstanbul'un doğayla değişen ilişkisi üzerine konuşuyoruz.
Born in Turkey and educated in the UK, Irmak Nur Sunal Lutkin is currently based in London, serving as Director of Digital Design at Reuters. She looks after a design team that contributes across Reuters News products and services.Previously she has worked with Atlantic Records, Sony Music, Puma, Adidas, CNN International, The Wall Street Journal, and XOXO Magazine. She cultivated more than 10 years of experience and insights in the design industry across the worlds of branded content, editorial publishing, news, and high-end digital, UX, UI, and print design.We talked about her journey – from struggling to find internships to being a design director at one of the largest media companies in the world. We spoke about how her work has evolved at a hands-on level, as she progressed from junior to director level, with the the methodologies and know-how that she's been deploying. For the benefit of our student audience, we talked about how to get hired as a designer, as well as her approach to hiring and team-buildling. This has been a rare and insightful look inside the head of a senior design leader, bringing value to all of us navigating design careers.https://designdisciplin.com/irmak:: Related Links+ ADPList: https://www.adplist.org/+ Atlantic Records: https://www.atlanticrecords.com/+ CNN International: https://edition.cnn.com/+ Loughborough University School of Design and Creative Arts: https://www.lboro.ac.uk/schools/design-creative-arts/+ Parallax Scrolling on Wikipedia: https://en.wikipedia.org/wiki/Parallax_scrolling+ Reuters: https://reuters.com/+ Sony Music: https://www.sonymusic.com/+ Sprint by Jake Knapp: https://geni.us/sprint-dd+ Strategy and Tactics in Design on Design Disciplin: https://www.designdisciplin.com/strategy-and-tactics-in-design/+ The Story of Design Thinking on Design Disciplin: https://www.designdisciplin.com/the-story-of-design-thinking/+ The Wall Street Journal: https://www.wsj.com/:: Connect with Design Disciplin+ Website: http://designdisciplin.com+ Podcast: http://podcast.designdisciplin.com+ Instagram: http://instagram.com/designdisciplin/+ Twitter: http://twitter.com/designdisciplin/+ YouTube: http://youtube.com/designdisciplin+ Bookstore: http://designdisciplin.com/bookstore:: Connect with Irmak+ LinkedIn: https://www.linkedin.com/in/irmaknursunal/:: Episode Bookmarks00:00 Intro04:10 Irmak's story: from struggling intern to director of design13:32 What does a design director do?19:16 Irmak's design approach, working with developers22:22 Should designers code HTML?24:49 Irmak's approach to hiring28:10 Irmak's advice to herself in the past: "Find mentors"30:51 Freelancing vs. employment32:47 What do UX designers and researchers contribute?34:42 How to procure UX insights: research vs. best practices36:36 Individuals' responsibilities and divisions of labor in design teams39:53 The power of being nice and finding the right culture44:52 Self-promotion and finding role models as a woman47:45 Closing
Baki Irmak runs the Digital Leaders Fund. At the start of this mini-series, we discuss how he manages his tech portfolio in turbulent times.
Bir Derdim Var Mor ve Ötesi Türk rock grubunun 5. albümü olan Dünya Yalan Söylüyor albümündeki 3. şarkısıdır. Şarkı, Dünya Yalan Söylüyor albümünde Cambaz ve Sevda Çiçeği ile birlikte video klibi çekilen 3. şarkıdır. Klibin yönetmenliğini Sevda Çiçeğinin de yönetmenliğini yapan Murad Küçük üstlenmiştir. Çekimleri iki gün süren klip, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nin fizik laboratuvarlarında çekilmiştir. Klip 35 mm kamera ile iki ve dört kat hızlı ritimler çalınarak çekilmiştir.[1] Dünya Yalan Söylüyor albümünde Bir derdim var'ın, albümün son 17 dakikalık kısmında, gizli şarkı olarak bir doğaçlaması bulunmaktadır. Şarkı, Mor ve Ötesi'nin 2008 yılında çıkardığı Başıbozuk albümünde, 15 Şubat 2008 tarihinde TRT Tepebaşı Stüdyolarında kayıtları Volkan Gürkan tarafından yapılan ve hiçbir ek kayıt kullanılmadan Chris Sheldon tarafından mikslenen bir canlı kaydı bulunmaktadır.[2] Şarkı, Çağan Irmak'ın ikinci sinema filmi olan Mustafa Hakkında Her şey'in soundtrack albümünde yer aldı, ayrıca 2004 yılında Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde 'En İyi Film Şarkısı' seçilerek Altın Portakal ödülünü kazanmıştır.
Dutch'ça sie, FOMO'm azdı, AS-OSSS, inş AFL olmazsınız
Salını ırmağa atıp ‘hadi beni evime götür!' diyebilir misin? Irmağa dizgin vurup gittiğin yere götürebilir misin? Irmağın akışı senin akışından büyüktür, onun akışı senin akışını içine alır, içinde eritir, sana hükümran olur. Hakikatte ırmağın da içinde aktığı bir felek vardır; ırmak da akmaya tâbi ve teslim olduğu bir yatakla, bir istikamet üzere, bir akıbete doğru akar. Mademki ırmak yatağında akar, yatağı nereye doğruysa ırmak da oraya gider? Üstündeki salı da gittiği yere götürür. İnsanın ırmağa istikametini söylemek gibi bir gücü, kudreti, imkanı yoktur. Bunu bilirse ırmağı yolundan çevirmek için boşa debelenmez; ırmakla bir olmanın, ırmakla beraber akmanın şuuruyla teskin olur, sükuna erer, teslimiyet içinde onunla birlikte akıp gider. Irmakla ahenk içinde akıbetine doğru yol alır, ki kaderi de budur. Bugün, salını ırmağa atıp ‹hadi beni evime götür» diye bağırıp çağıran insanlarla dolu dünya. Sebebin farkında olmadan, olanın hikmetini bilmeden, akıbetin fermanını yazmaya kalkan insanlarla dolu. Halbuki, sebepler akıbete müntesiptir. İnsan ne kadar bağırıp çağırsa, ırmak yine akacağı yere akar, gideceği yere gider. Ama ne tarafa giderse gitsin nihai istikameti yine ummandır, nereye doğru akarsa aksın yolun sonu her daim ummana çıkar.
In dieser Bonus-Episode geht es darum, Zuversicht zu schüren. Zu prüfen, ob der große Ausverkauf bei den Tech-Aktien womöglich vorüber ist. Zu Gast ist Baki Irmak, Technologieexperte der ersten Stunde und heute erfolgreicher Fondsmanager. Er nennt die Gewinner, die Verlierer und die Aktien, welche “schreien vor billig” – und die Papiere, von denen man weiter besser die Finger lässt. Wir freuen uns an Feedback über aaa@welt.de. Disclaimer: Die im Podcast besprochenen Aktien und Fonds stellen keine spezifischen Kauf- oder Anlage-Empfehlungen dar. Die Moderatoren und der Verlag haften nicht für etwaige Verluste, die aufgrund der Umsetzung der Gedanken oder Ideen entstehen. Für alle, die noch mehr wissen wollen: Holger Zschäpitz können Sie jede Woche im Finanz- und Wirtschaftspodcast "Deffner&Zschäpitz" hören. Impressum: https://www.welt.de/services/article7893735/Impressum.html Datenschutz: https://www.welt.de/services/article157550705/Datenschutzerklaerung-WELT-DIGITAL.html
Chatting With Sherri welcomes Turkey native and USC student, Ms. Irmak "Max" Cavun she's the winner in the international illustration contest; The Illustrators of the Future ! She is currently living in Los Angeles and enrolled in The University of Southern California School of Cinematic Arts. Irmak Çavun, also known as Max, was born in 2000 in Albany, New York, but has lived most of her life in Turkey. Since there were no influential artists near her, Max's inspiration has been based solely on her imagination. She grew up drawing and was interested in any and all forms of art. That is, until her contact with the gaming community. She was astonished by the level of design and the illustration aesthetics with such a welcoming community. So she shifted her focus toward game art and design, which she wants to pursue in college. Max's winning art is, "Yellow and Pink," and appears in L. Ron Hubbard Presents Writers of the Future Volume 36.
Irmak (Max) Cavun has been creating art all her life, using anything she could draw with on anything she could draw on. She now runs creative teams in creating games at USC and loves working with artists to bring out their best in creating art. Discover the art of Irmak at irmakcavun.com or email her at irmakcav@gmail.com.
Irmak (Max) Cavun has been creating art all her life, using anything she could draw with on anything she could draw on. She now runs creative teams in creating games at USC and loves working with artists to bring out their best in creating art. Discover the art of Irmak at irmakcavun.com or email her at irmakcav@gmail.com.
Irmak (Max) Cavun has been creating art all her life, using anything she could draw with on anything she could draw on. She now runs creative teams in creating games at USC and loves working with artists to bring out their best in creating art. Discover the art of Irmak at irmakcavun.com or email her at irmakcav@gmail.com.
BURSA DEVLET TİYATROSU OYUNCULARINDAN DERYA GÜMRAL ve IRMAK BAVKIR BOL BOL TİYATRO KONUŞACAĞIMIZ KEYİFLİ SOHBETLERİ İLE 12 OCAK 2022 ÇARŞAMBA SAAT 14:00'DE RADYOAKTİF GÜNEBAKAN'DA TUNCAY AKTAŞ'IN STÜDYO KONUĞU OLDU...!!! www.radyoaktif.com.tr #radyoaktif #radyoaktif926 #radyoaktifbursa #günebakan #tuncayaktaş #müzik #türkpop #bursa #avptiyatrosu #deryagümral #ırmakbavkır
Irmak Arıcı, Müzik Habercisi'nde Michael Kuyucu'ya 2021 yılında yayınladığı trap-pop şarkıları "Toparlanmam Lazım" ve "Asık Suratım"ı anlatıyor."Asık Suratım" şarkısında kendisini bulduğunu söyleyen Irmak Arıcı, Müzik Habercisinde trap ve rap müzik hakkındaki düşüncelerini anlatıyor.
Açık Dergi'de dijital sanat çalışmaları ve disiplinler arası buluşmalara kapılarını açan Kalyon Kültür'e misafir oluyoruz ve Arkman kardeşlerle mekânı, yeni sergilerini ve NFT tartışmalarını değerlendiriyoruz.
SHOW TV'nin sürükleyici dizisi 'Yalancı'da rol alan Şahin Irmak ile hem diziyi hem de kendisini konuştuk. Irmak, dizinin senaryosu hakkında, "Temel insan duyguları üzerine ahkam kesmekten ziyade soru sordurtan ve izleyiciyi o duygularla yüzleştire...
"Bu bitmemiş şiirler senin ayakbileklerin."
This week featuring: Air Jackson, Mano Le Tough, Element 108, Radio Slave, Blue Amazon, Cinthie, My Friend x Tommy Farrow, Galaxy 82, Junior Jack, Erdi, Irmak, Volen Sentir, Shai T, Elninodiablo.