Podcasts about aynen

  • 19PODCASTS
  • 66EPISODES
  • 19mAVG DURATION
  • 1EPISODE EVERY OTHER WEEK
  • May 26, 2025LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about aynen

Latest podcast episodes about aynen

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Bu bölümde Emin ve Feyza değişen zevklerinden bahsettiler. Önceden sevip artık sevmedikleri şeyleri anlattılar. Sizlerin değişen zevkleri neler? Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:24] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin, bugünkü bölümümüzde Feyza ile beraberiz. Nasılsın Feyza? Feyza: [0:34] İyiyim Emin, sağ ol. Sen nasılsın? Emin: [0:36] Ben de iyiyim, teşekkür ederim. Nasıl bir gün geçirdin bugün? Feyza: [0:39] Bugün güzel, keyifli bir gün geçirdim. Aktif bir gün geçirdim fiziksel olarak. Güzel bir gündü. Senin günün nasıldı? Bugün şu an kaydettiğimiz gün resmî tatil. O yüzden onun böyle bir şeyi var... Bitmesinin bir üzüntüsü var. Emin: [0:55] Ben kendi işimi yaptığım için ben bugün de çalıştım. O yüzden benim için resmî tatil falan hiç fark etmiyor. Yorucu bir gündü benim için de. Evet, bu günü de bu podcast bölümüyle beraber artık kapatacağım gibi duruyor. Feyza: [1:10] Süper. Emin: [1:10] Heyecanlıyım ama bu bölüm için. Feyza: [1:12] Öyle mi? Emin: [1:13] Evet güzel bir konu hakkında, sürekli kendi arkadaş ortamlarımızda da konuştuğumuz bir konu hakkında konuşacağız bugün. Biraz bahsetmek ister misin? Konu başlığımız ne bugün? Yaşımızın ilerlemesiyle değişen zevklerimiz Feyza: [1:22] Olur bahsedeyim. Yaşımızın ilerlemesi ya da hayat koşullarımızın bir şekilde değişmesiyle aslında zevklerimiz de değişiyor. Biz bu değişen zevklerimizden bahsedelim diye düşündük bu bölümde. Eskiden sevdiğimiz, şu an sevmediğimiz ya da eskiden sevmediğimiz ama şu an sevdiğimiz şeylerden bahsedeceğiz. Emin: [1:43] Evet bu cümleyi ilk seferde anlayabildiyseniz... Bizi artık dinlemenize gerek yok daha. Feyza: [1:49] Ben de kurarken bir zorlandım. Emin: [1:53] Evet, alt yazıyı yazarken gerekli tırnak işaretlerini, virgülleri, noktalı virgülleri kullanmaya özen göstereceğim. Feyza: [1:59] Evet, süper o zaman. Emin: [2:01] Aynen, buradan da interaktif alt yazımızın reklamını yapmış olalım. Feyza: [2:05] Aynen öyle. Alt yazısız biraz zor anlaşılabilir gerçekten. Emin: [2:08] Eğer Türkçe öğreniyorsanız easyturkish.org/membership adresine gidip oradan podcast kademesine abone olarak bölümlerimizi alt yazıyla, interaktif alty azıyla takip edebilirsiniz. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Söylemesi kolay, dinlemesi zor bir bölümle karşınızdayız: Nasihat! Emin ve Berkin, Türk kültüründe yeri olan nasihat alma ve verme hakkında düşüncelerini paylaştılar. Bu ikili bakalım bu sefer aynı düşünüyor mu? Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:21] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin, bugünkü bölümümüzde Berkin'le beraberiz. Berkin bir süredir yoktun, hoş geldin öncelikle. Berkin: [0:33] Hoş buldum Emin ama podcastlere bence böyle girmemelisin. (Neden?) Direkt şey, bir podcast konumuzla bir giriş yapayım dedim yani. Sana bir nasihat vereyim dedim. Emin: [0:44] Bu bir nasihat miydi? Berkin: [0:45] Aynen bu bir nasihatti. Emin: [0:47] Evet bugünkü bölümümüz nasihatle ilgili olacak ama öncesinde biraz senin gelmenle ilgili de sohbet edelim. Berkin: [0:53] Direkt işi bitirip gitmek isteyişim falan... Normalde biz seninle podcastleri daha ileri saatlerde çekiyoruz ya bugün kafamız biraz daha açık herhâlde. Daha erken saatte çektiğimiz için. Bakalım nasıl bir podcast olacak. Emin: [1:07] Yoğunluğu fazla olacak herhâlde biraz. Berkin: [1:09] Bakalım. Girer girmez yormaya başladım ben zaten. Bakalım nasıl geçecek. Bir süredir yoktum değerli dinleyicilerimiz. Askerlik görevimi ifa ediyordum. Bu da döndükten sonraki ilk podcastım oluyor. Yani biraz paslanmış mıyım onu da göreceğiz yani aslında bugün. Askerlik Berkin'i nasıl değiştirdi? Emin: [1:27] Askere gitmeden önceki Berkin ile askerden döndükten sonraki Berkin arasındaki üç tane büyük farkı söyler misin bana? Berkin: [1:35] Ooo üç çok oldu. Emin: [1:38] Tamam bir tane söyle o zaman. Ani bir soru oldu çünkü. Berkin: [1:42] Evet çok ani bir soru oldu. Ya şöyle... Annem diyor ki "Daha düzenlisin." fakat ben bunu kabul etmiyorum. Yani böyle bir şeylere daha el atıyor gibiyim onun gözünde. Geçen gün sofradan tuzluk ve karabiberliği kaldırdım falan... Böyle çok etkilendi bu hareketimden. "Ooo askerlik sana neler katmış!" diyor. Fakat ben bunun böyle anlık bir şey olduğunu düşünüyorum. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Bazen mutluluk, hiç beklemediğimiz anda gelir. Cebimizde unutulan bir para, ansızın gelen bir hediye, hemen bulunan bir park yeri... Bugün Emin ve Emine hayatın küçük ama etkili mutluluklarını konuşuyorlar. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:27] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin, bugünkü bölümümüzde Emine ablamla beraberiz. Nasılsın Emine abla? Emine: [0:36] İyiyim Emin, sen nasılsın? Emin: [0:38] Ben de iyiyim, teşekkür ederim. Bugünkü bölümümüzde nelerden bahsedeceğiz? Hayatımızdaki küçük mutluluklar Emine: [0:43] Bugünkü bölümümüzde böyle ansızın gelen ufak durumlardan bahsedeceğiz, bizi mutlu eden. Emin: [0:50] Haz veren. Emine: [0:51] Evet, haz veren. Beklemediğimiz anda gerçekleşen daha çok. Bunlardan bahsedeceğiz. Emin: [0:56] Evet. Böyle deyince aklına ne geliyor, ilk? Emine: [1:00] Yani ilk aklıma gelen herhâlde iltifat almak olabilir. Emin: [1:08] Beklemediğin bir anda mı? Emine: [1:10] Evet, beklemediğin bir anda bir iltifat almak olabilir benim için. Senin? Park edecek yeri hemen bulmak! Emin: [1:14] Daha taze oldu. Yani daha doğrusu olmadı, aklıma geldi. Bir yere gittiğimde, özellikle İstanbul gibi bir yerde, tam gideceğim yerin önünde park yeri bulmak. Emine: [1:26] Evet. Emin: [1:27] Bu da mesela inanılmaz mutlu eder beni. Emine: [1:30] Kesinlikle. Çünkü park etmek İstanbul'da çok büyük bir mesele. Emin: [1:35] Evet. Emine: [1:35] Bazen arabayla bir yere gitmemek için bir sebep bile. Emin: [1:39] Aynen öyle. Emine: [1:40] O yüzden gerçekten bu güzel bir mutluluk. Emin: [1:44] Evet. Çok sık olmaz bana. Zaten dediğim gibi bana bugün olmadı. Ama bu bölümü çekelim dediğimizde aklıma geldi. Ah dedim, böyle bir şey olsaydı çok güzel olurdu gerçekten şu anda. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Bu bölümde sizler için birkaç ilginç bilgi derledik. Bu bilgileri birbirimizle paylaşıp üzerine sohbet ettik. Bakalım siz daha önce bu bilgileri duydunuz mu. İyi eğlenceler! Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:22] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Feyza ile beraberiz. Nasılsın Feyza? Feyza: [0:31] İyiyim Emin. Sağ ol. Sen nasılsın? Emin: [0:33] Ben de iyiyim. Teşekkür ederim. Senden daha çok merak ettiğim biri var ama... Berkin o da. Şu anda zorunlu askeri görevini yapıyor. Ne haberler var Berkin'den? Feyza: [0:44] Berkin, evet, bir ay yok. Askerde şu an. Yani farklı bir ortam tabii. Farklı bir deneyim. Alışmaya çalışıyor. Aslında çok da alışmasına gerek yok ama... Yani biraz koşulların zor olduğunu söylüyor. Onun dışında bakalım... Dönmesini bekliyoruz heyecanla. Emin: [1:04] Çok sevip devam ediyormuş askerliğe... Feyza: [1:07] Allah korusun. Emin: [1:09] Benim askerlik yaptığım dönemde yüzbaşımız hukuk mezunuydu mesela. Feyza: [1:13] Öyle mi? Emin: [1:14] Avukatlara özel bir ilgisi vardı. Evet. Feyza: [1:16] Allah Allah. Emin: [1:17] Aynen. Bırakıp askerlik yolunu tercih etmiş. Feyza: [1:21] Bu askerlik, zorunlu askerlik görevinden sonra? Emin: [1:24] Tabii tabii. Yüzbaşı olmuş yani. Feyza: [1:26] Çok acayip. Emin: [1:27] Tavsiye ediyordu bize. "Çok iyi yerlere gelirsiniz." diyordu. Feyza: [1:31] Berkin'in anlatmasından hiç öyle bir kariyer yolu seçeceğini düşünmüyorum. Emin: [1:36] Ama şöyle... Askeriyede eğer bir şey yapacaksan rütbeli olarak yapmanın havası, tadı bir başkadır bence. Feyza: [1:44] Tabii doğru söylüyorsun, evet. Çünkü sen de bahsetmiştin. Yaşın bir önemi olmadan hakikaten orada rütben neyse ona göre saygı görüyorsun. Emin: [1:55] Evet. Bir de hukuk mezunu olarak daha farklı bir sevgi, saygı görüyorsun. Onun haricinde bir de ben gerçekten... Kısa dönem, rütbesiz yapacağına uzun dönem rütbeli yapmayı tercih ederim mesela. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Çok paranız olsa yaşadığınız şehirden bir daha asla çıkmamayı kabul eder miydiniz? Ömrünüzden bir yıl eksiltmek karşılığında bir dilek hakkını kabul eder miydiniz? Bu bölümümüzde Emin ve Onur birbirine bu tarz bityeniği içeren cazip sorular soruyor. Bakalım neleri kabul ettiler, karşılığında neler feda ettiler? Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:25] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Onur'la beraberiz. Nasılsın Onur? Onur: [0:34] İyiyim Emin. Teşekkür ederim. Sen nasılsın? Emin: [0:36] Ben de iyiyim. Teşekkür ederim. Bugünkü bölümümüzde bize farklı bir şeyler hazırladın diye duydum. Onur: [0:41] Evet. Emin: [0:42] Neler hazırladığını anlatmak ister misin? Onur: [0:43] Doğru duymuşsun. Güzel bir oyun hazırladım. Oyun da değil aslında. Sadece birbirimizi tanıma gibi bir sistemi var soruların. Her seferinde bir soru soracağım sana. Güzel bir şey teklif edeceğim. Ama bu teklif ettiğim her şeyin içinde bir bit yeniği olacak. Sen de bana yapacaksın tabii ki. "Bu bit yeniğine rağmen kabul eder misin bu teklifi?" gibi bir şeyimiz olacak, oyunumuz olacak. Emin: [1:07] Bit yeniği kavramını açıklayabilir misin peki Türkçe öğrenen dinleyicilerimiz için? Onur: [1:12] Tabii ki. Bit yeniği kavramı güzel bir şeyin içinde aslında bir sıkıntı, bir sorun olması. Yani cazip görünen bir şey, istediğimiz bir şeyin aslında bize bir sorunla, sıkıntıyla, olumsuz bir şeyle birlikte gelmesi durumuna bit yeniği diyoruz Türkçede. Emin: [1:31] Genelde şöyle kullanırız hatta: "Bu işin içinde bir bit yeniği var." deriz mesela. Her şey çok güzel gözükür. İçimize sinmez bir şeyler ve biz deriz ki "Bu işin içinde bir bit yeniği var kesinlikle". Onur: [1:42] Aynen aynen. Kesinlikle bu şekilde ifade ediyoruz. Bu sorularımızda da bit yeniği olacak. Emin: [1:48] Evet. O zaman sen mi başlarsın ben mi başlayayım? Onur: [1:52] Ben başlayayım istersen. Emin: [1:53] Olur. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Günler su gibi akıp giderken zaman algımız neden değişiyor? Çocukken saatler geçmek bilmezken, yetişkinlikte yıllar göz açıp kapayıncaya kadar nasıl geçiyor? Bu bölümde, beynimizin zamanı nasıl algıladığını, yoğunluk, rutinler ve duyguların zaman hissimiz üzerindeki etkisini konuşuyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:22] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Berkin'le beraberiz. Nasılsın Berkin? Berkin: [0:31] İyiyim Emin. Sen nasılsın? İyi misin? Emin: [0:33] Ben de iyiyim. Teşekkür ederim. Heyecanlısın biraz. Berkin: [0:36] Sesim titriyor. Emin: [0:39] İlk bölüm de değil oysaki ama... Berkin: [0:40] Aynen. Yeni tanışıyoruz herhâlde. Onun verdiği bir heyecan. Berkin asker yolcusu! Emin: [0:46] Evet. Ufak bir telaş içerisindesin. Berkin: [0:48] Evet. Emin: [0:50] Açıklamak ister misin ne telaşı bu? Berkin: [0:52] Easy Turkish takipçileri bir süre benden uzak kalacak ama bunu çok bence hissetmeyecekler. Çünkü bu yayınlandığında ben zaten o uzak olduğum periyotta olacağım muhtemelen. Emin: [1:03] Evet. Berkin: [1:03] Askere gideceğim. Bedelli komando olarak. Çok güzel bir süreç beni bekliyor. Onun arefesindeyiz şu anda da. Bu podcast'ı dinlediğinizde bilin ki ben askerdeyim. Değil mi Emin? Emin: [1:16] Aynen öyle evet. Berkin: [1:18] O yüzden bunu dinlerken bana bir iyi dileklerinizi gönderirseniz sevinirim. Emin: [1:23] Evet bir Berkin için dua edelim bunu dinlediğiniz anda. Umarım her şey yolundadır diye. Berkin: [1:29] Aynen. Emin: [1:30] Evet bizde askerlik durumu birazcık değişik. Zorunlu askerlik var erkekler için. Bunu ya altı ay yapıyorsunuz minimum ya da ücretini ödeyip bir ay yapıyorsunuz. Ama her türlü yapıyorsunuz. Berkin: [1:43] Evet. Emin: [1:44] Berkin de bir ay olmayacak. Ama evet dediği gibi gerçekten eksikliğini hissetmeyecek yani takipçiler. Berkin: [1:51] Aynen aynen. Zaman çok mu hızlı geçiyor? Emin: [1:52] Evet biraz askerlikle de bence ilişkili bir konu çekeceğiz bugün. Zaman çok mu hızlı geçiyor diye. Bu konuyu sen buldun. Biraz gönderme mi var bu askerlik kavramına? Berkin: [2:04] Yok ya aslında tam olarak öyle değil. O askerlik kısmını sen yakaladın. O askerlikte zamanın geçme işinden şikâyetçi olduğun için muhtemelen. Benim son zamanlarda çok gündemimde olan bir şey bu. Zamanın aşırı hızlı akıp gitmesi. Çok yakın sandığımız olaylara bile bir bakıyorsun "Aa iki sene önceymiş." diyorsun. Bu konu benim son zamanlarda gündemimde ve biraz da canımı sıkan bir konu. Yani üzüldüğüm bir konu zamanın bu kadar hızlı geçmesi. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Berkin ve Emin, ünlü olmanın ne demek olduğunu ve bu yolda ilerlemek isteyip istemediklerini tartışıyorlar. Popülerliğin getirdiği sorumluluklar, özgürlük ve sınırlamalar üzerine düşüncelerini paylaşıyorlar. Kim bilir, belki bir gün onların da yolları ünlü olma noktasına gelir ve bu sohbeti geçmişteki bir anı olarak tekrar dinleriz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:22] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Berkin'le beraberiz. Nasılsın Berkin? Berkin: [0:31] Merhaba Emin. İyiyim. Teşekkür ederim. Seni sormalı? Emin: [0:35] Ben de iyiyim. Direkt bir konuya giriş yapalım. Sert bir giriş olsun. Kendimizi ünlü biri olarak görüyor muyuz? Berkin: [0:40] Olsun bakalım. Emin: [0:41] Yaklaşık olarak 75.000 abonesi olan bir YouTube kanalı sahibi olarak kendini ünlü biri olarak nitelendiriyor musun? Berkin: [0:51] Nispeten diyormuşum... Yok ya hiç öyle bir... O taraklarda bezimiz yok şu an bence. 3-5 kere tanınırlığımız oldu dışarıda. Böyle bir denk geldi. Egomuzu okşadı biraz ama kendimi hiç öyle ünlü falan görmüyorum. Emin: [1:06] Bizim kanal özelinde şöyle bir tezat var aslında: Evet abone sayısı yüksek ama bu abonelerin çoğu yurt dışında Türkçe öğrenmek isteyen insanlar. Azınlık bir kısmı Türk. Berkin: [1:16] Evet. Emin: [1:16] O yüzden hani 75.000 abone deyince, evet, biraz fazla gibi gözüküyor ama bu insanlar Türkçe öğrenmek isteyen, Türkiye'de olmayan insanlar genelde. Berkin: [1:24] Aynen. Emin: [1:26] O yüzden bizim özelimizde bu kadar aboneye sahip bir kanal için ünlü kategorisinde değiliz kesinlikle. Berkin: [1:32] Zaten dışarıda da birkaç kere tanıyan oldu. Onlar da hep yabancıydı yani beni açıkçası. Yurt dışından gelmiş kişiler veya Türkiye'de yaşayan yabancılar falandı yani. Emin: [1:43] Bizim apartmanda da tanımışlardı hatta seni galiba. Berkin: [1:46] Evet aynen. Size gelirken, girişte. Emin: [1:49] Aynen. Bizim kasap tanımıştı beni. Berkin: [1:52] Bak bu iki olay da kendimizi en ünlü hissedebileceğimiz an bence. Yani yaşadığımız yerde bile tanındıysak... Emin: [1:58] Aynen. Berkin: [1:59] Demek ki bir tık var yani bir şeyler. Emin: [2:02] Evet. İnsanın gittiği kasapta tanınması gerçekten garip bir his. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Bu bölümün konusu kötü alışkanlıklar… Emin ve Feyza kötü olarak nitelendirilebilecek çeşitli alışkanlıklardan ve bu alışkanlıklardan neden vazgeçemediklerinden bahsettiler. Sizin kötü alışkanlıklarınız var mı? Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Show Notes Easy Turkish Podcast 130: Israr, ısrar, ısrar! (https://www.easyturkish.fm/130) Turks Try Weird Asian Snacks (https://youtu.be/TTEpgr4lc4U) Foreigners React to Weird Turkish Snacks (https://youtu.be/XHkrXyGzxCw) Transcript Intro Emin: [0:25] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin, bugünkü bölümümüzde Feyza ile beraberiz. Nasılsın Feyza? Feyza: [0:34] İyiyim Emin, sağ ol. Sen nasılsın? Emin: [0:36] Ben de iyiyim, teşekkür ederim. Evet, nasıl gidiyor 2025 yılı genel olarak? Feyza: [0:41] 2025'in 2024'ten çok farkı yok şu ana kadar aslında. Yoğun geçiyor. Havalar bu aralar çok soğudu İstanbul'da. Kar yağdı bir ara, tekrar yağacak. O yüzden genelde iş, ev arası geçiyor. Senin nasıl geçiyor? Emin: [0:57] Benim de aynı şekilde. Hatta bu bölüm yayınlandığında biz karlar altında olabiliriz. Feyza: [1:02] Evet gerçekten. Emin: [1:04] Aynen. Tam karın en yoğun olacağı zamanlar herhâlde yayınlanacak bu bölüm. Feyza: [1:07] Doğru. Emin: [1:08] Bakalım İstanbullular olarak hasretiz kara. Senede bir kere, iki kere anca geliyor zaten. Onu da iyi değerlendirmek istiyoruz. Feyza: [1:16] Aynen öyle. Bakalım tutacak mı? Bayağı büyük bir beklenti var. Emin: [1:19] Evet bu beklenti genelde aslında boşa çıkmasıyla ünlü bir beklenti. Bu da İstanbulluların kötü bir alışkanlığı sanki. Feyza: [1:31] Bence de. Bence de. Emin: [1:31] Yani bağımlılık gibi. Olmayacağını biliyoruz ama yine de bir heves, bir umut bekliyoruz. Feyza: [1:37] Aynen öyle. Bir umuttur kar beklemek. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

30'lu yaşlar gerçekten “kriz” mi, yoksa yeni bir başlangıç mı? Bu bölümde Emin ve Emine, yaş alma sürecini ve 30'lu yaşların getirdiği hislerden bahsediyor. Geç kalmışlık duygusu, toplumdan gelen baskılar, hayallerin ve gerçeklerin karşılaşma(ma)sı... Emin, 30'a bir adım kala neler hissettiğini paylaşırken, Emine bu sürecin içinden geçmiş biri olarak yaşadığı deneyimleri anlatıyor. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:25] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Emine ablamla beraberiz. Nasılsın Emine abla? Emine: [0:35] İyiyim Emin. Sen nasılsın? Emin: [0:36] Ben de iyiyim. Teşekkür ederim. 2025'e girmemizle beraber ben 30. yaşımdan gün almaya başladım resmî olarak. Sen zaten çoktan geçmiştin. Emine: [0:48] Sağ ol. Emin: [0:49] Sen geçeli bayağı bir oluyordu yani. Emine: [0:51] Bayağı. Yok canım şunun şurasında iki senecik... Emin: [0:55] İki sene! Yok artık. Emine: [0:57] Ne? Ben 32'ye yeni girdim ya Allah Allah. Emin: [1:00] Aramızda dört yaş var ama ben 30'dan gün alıyorum. Sen 30'a yeni girmişsin. Emine: [1:04] Aramızda bir kere 3.5 yaş var. Hatta 3 yaş diyebiliriz yani. 3.3. Lütfen ayların çok önemi var benim için. Emin: [1:14] Biraz benim üzerime 30'lu yaşların baskısı gelmeye başladı. (Öyle mi?) Aynen. Bana bir anlatır mısın bu baskı nasıl bir şey? Nasıl başa çıkılıyor bununla? Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Bu bölümde, bizi nelerin güldürdüğünü keşfe çıkıyoruz. İnternetin komediye etkisinden küfürün komiklikteki rolüne, yerli ve yabancı komedilerin karşılaştırılmasından günlük hayattaki mizaha kadar geniş bir yelpazede sohbet ediyoruz. Komediye dair düşündüren, eğlendiren ve bazen de şaşırtan tespitler yapıyoruz! Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:26] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Berkin'le beraberiz. Nasılsın Berkin? Berkin: [0:35] İyiyim Emin. Teşekkür ediyorum. Bir tık yorgunum. Sen nasılsın? Emin: [0:39] Ben de iyiyim. Yorgunluğunu tahmin edebiliyorum. Uzun bir süredir yoktun. Berkin: [0:43] Aynen. Emin: [0:44] Ne yaptın? Nerelerdeydin? Berkin: [0:45] Yokluğumu seyirciler çok hissetmiş midir sence? Emin: [0:48] Seyircilere çok çaktırmadık bence. Berkin: [0:50] Değil mi? Belki bir, iki podcast eksiktir böyle. Arada mesafe vardır. Onun dışında çok hissettiklerini düşünmüyorum. Yurt dışındaydım. Avrupa'daydım. Birkaç farklı ülkede yaklaşık otuz gündür... Benim için ilk kez bu kadar uzun bir yurt dışı seyahat serüvenim oldu. O yüzden biraz yorgunum. Emin: [1:09] Evet gerçekten uzun bir süre. Berkin: [1:10] Evet. Ya böyle çok tabii sürekli geze geze, yorucu bir 'gezgin' minvalinde bir şeyim olmadı ama... İnsan yattığı yeri özlüyor yani. İşin özü o bence. Emin: [1:23] Evet gerçekten öyle. Yani senin bundaki tecrüben neydi? Ülkenin gündemi de malum birazcık hızlı bir şekilde değişiyor. Berkin: [1:31] Ya tabii. Orada açıkçası Türkiye gündemini çok fazla takip etmedim. Yani o biraz bence akıl sağlığı sağladı bana. Biraz kafa sağlığımı toparlamış olabilir. Gelir gelmez ama bakıyorum yine bir sürü... Bir şeyler değişiyor. Olaylar oluyor vesaire... Kimi üzücü, kimi hoş. Yani ama bunda bir yabancılık çekmedim mesela. Emin: [1:54] O kadar uzun süre gitmedin. Berkin: [1:56] Aynen. Bir ay etkilememiş beni çok fazla. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Bu bölümde Emin ve Feyza, hepimizi çocukluk yıllarına götürüyor! Mahallede oynanan unutulmaz sokak oyunları, kahkaha dolu anılar ve eski günlerin sıcak sohbeti sizi bekliyor. Yakantop, saklambaç, körebe… Siz en çok hangisini severdiniz? Geçmişin o güzel günlerini birlikte hatırlamak için bu bölümü kaçırmayın! Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:24] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Feyza ile beraberiz. Nasılsın Feyza? Feyza: [0:34] Merhaba Emin. Biraz hastayım. Belki sesimden de anlaşılıyordur. Ama iyiyim. Sen nasılsın? Emin: [0:40] Ben de iyiyim. Teşekkür ederim. Geçmiş olsun. Neyin var? Feyza: [0:43] Galiba soğuk aldım bilmiyorum. Ben yurt dışındaydım yakın zamanda. Dönünce, hemen, döner dönmez hasta oldum. Herhâlde mevsim değişikliği mi artık... Hava değişikliği mi? Herkes öyle diyor. Hava değişikliği diyor. Ben de ona inandım herhâlde öyledir. Emin: [0:56] Orada mı hava soğuktu burada mı hava soğuktu? Feyza: [0:59] Orada hava çok soğuktu. Biraz zaten orada boğazımda bir şeyler hissetmeye başlamıştım. Allah'tan burada evimde oldum yani hasta. Daha güvenli bir alanda. Emin: [1:08] Evet yurt dışında hasta olmak biraz tatsız oluyor gerçekten. Feyza: [1:12] Evet ya. Evet. Emin: [1:14] Her ne kadar... Yani aslında bir şey olmasa da insan evinin konforunda bir hastalık geçirmeyi tercih eder herhâlde. Tabii hiç hasta olmak istemez insan ama olacaksa eğer evinin konforunda olmayı tercih eder yani. Feyza: [1:25] Aynen öyle. Bir de yazık yani kaç günlüğüne gidiyorum zaten... Can sıkıcı olur gerçekten. Emin: [1:31] Evet, geçmiş olsun diyelim o zaman. Feyza: [1:33] Sağ ol, sağ ol. Emin: [1:34] Bugünkü bölümümüzün konusu senden geldi. Biraz bahsetmek ister misin bugünkü bölümümüzde neler hakkında konuşacağız? Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Birlikte bilgisayar oyunlarıyla büyüyüp yetişkinliğe gelmiş iki kuzen olarak Emin ve Onur'un oyunlar hakkında anlatacak çok şeyi var! Bu bölümde Türkiye'de bilgisayar oyunu kültürünün geçmişini ve bugününü tartışıyor, aynı zamanda bu tarz oyunların faydalarına ve zararlarına değiniyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:24] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Onur'la beraberiz. Nasılsın Onur? Onur: [0:33] Teşekkür ederim Emin. İyiyim. Sen nasılsın? Emin: [0:35] Ben de iyiyim. Teşekkür ederim. 2025'e giriş yaptık. Bu hatta 2025'in ilk ayının ortalarında yayınlanacak bir bölüm. Onur: [0:44] Doğru. Emin: [0:44] Nasıl gidiyor şu ana kadar? Onur: [0:45] Şu ana kadar güzel gidiyor. Normalde herkes geride bıraktığı yıl hakkında kötü konuşur ama ben 2024'ü güzel geçirdiğimi düşünüyorum. Yani 2024 benim için güzeldi. Umarım 2025 de hem benim için hem herkes için, tüm dünya için daha güzel bir sene olur diyelim. Şimdilik iyi gidiyor gibi görünürde. Emin: [1:06] Umarım umarım. Böyle geçmiş sürekli özlenerek anılır ya bir yandan da... Öyle bir durum da var yani. Yaş ilerledikçe insan geçmişe dair güzel anıları hatırlıyor sadece. Onur: [1:19] Evet. Emin: [1:19] Öyle bir durum da oluyor bende. 30'a merdiven dayadığım şu günlerde. Onur: [1:23] Sen bir de 30'u geçmeyi bekle. Emin: [1:26] Evet abi çok hazır değilim. Bir senem daha var oyalanmak için. Onur: [1:31] Valla o 30 yaş güncellemesi bir anda geliyor. Söylemiştim herhâlde. Doğum gününden hemen sonra yani bir ağırlık çöküyor insana. Emin: [1:38] Aynen bahsetmiştin bir bölümde bundan. Evet bugünkü bölümümüzün konusuna geçelim. Bugünkü bölümümüzde ikimizin de hayatının, hem bireysel olarak hem de ortak olarak bir şeyler yaptığımız hayatımızın, çok büyük bir bölümünü oluşturan oyunlar hakkında konuşacağız. Oyun derken İngilizcedeki tabiri 'video games'. Yani video oyunları diye kullanmıyoruz biz. Bilgisayar oyunları olarak kullanıyoruz Türkçede. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Kibirli, bencil, asabi, huysuz... Herkesin elbette kusurları vardır. Peki kusuru nasıl tanımlarız? Diğer insanlarda gördüğümüz kusurlar kadar kendi kusurlarımızın da farkında mıyız? Bu kusurlar düzeltilebilir mi? Bu bölümümüzde Emin ve Onur tam da bu soruları ele alıyor. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:22] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Onur'la beraberiz. Nasılsın Onur? Onur: [0:31] Teşekkür ederim Emin. İyiyim. Bir süredir yoktum. Tekrardan buradayım. Emin: [0:36] Evet, hoş geldin. Onur: [0:37] Hoş bulduk. Emin: [0:38] Bir süredir podcastlerimizi üç kişilik değil de iki kişi yapıyoruz. O yüzden döngüde insanlara sıra gelme sıklığı daha azaldı. Onur: [0:50] Bana sıra geldi sonunda. Emin: [0:52] Aynen. Evet, bizim için nasıl bir konu buldun bugün? Ne konuşuyoruz? Kusurlarımızın ne kadar farkındayız? Onur: [0:57] Bugünkü konumuz biraz daha felsefi bir konu olacak. Kusurlarımızın farkında mıyız? Yani kusurlar hakkında konuşacağız genel olarak. Diğer insanlardaki kusurlar, bizi rahatsız eden şeyler, insanlardan soğutan şeyler ve aynı zamanda kendimizde gördüğümüz kusurlar. Şimdi hiç kimse mükemmel değildir ama bizi mükemmel yapmayan şeyleri de ele alalım istedim bu bölümde. Bakalım, değerlendirelim. Emin: [1:21] Evet. Kusuru nasıl tanımlarız bu arada? Onur: [1:25] Ya kusuru... Sanırım herkesin kendi göreceli bir tanımlaması olur diye tahmin ediyorum. Benim tanımlamam şöyle: Bir insanın değiştirebileceği ama değiştirmek istemediği ve etrafındaki insanları rahatsız eden huyları, davranışları veya kişilik özellikleri diyebiliriz sanırım. Benim en azından şahsi tanımım böyle olur diye düşünüyorum. Emin: [1:47] Türk Dil Kurumu'nun yaptığı açıklama şu şekilde: Eksikliği olma durumu. Bozukluk. Bilerek veya bilmeyerek bir işi gereği gibi yapmama. Şimdi buradan baktığımızda kusurda bilme durumu da var aslında. Yani sadece bilmeyerek bir hata, bir eksiklik yok ortada. Bilerek yapılan bir durumu da kapsıyor aslında kusur kavramı. Peki burada sence bilerek ya da bilmeyerek olmasının bir önemi var mı kusurun? Onur: [2:20] Kusur insanlar tarafından uyarıldıktan sonra bilerek yapılıyor hâline geliyor. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Bu bölümde ekibimiz, kişinin kendi isteklerine ne kadar öncelik verebildiğini masaya yatırdı. Kendi isteklerimize öncelik vermiyorsak kiminkine veriyoruz? Cevabını Emin ve Berkin'den dinleyelim. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:26] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Bugünkü bölümümüzde Berkin'le beraberiz. Nasılsın Berkin? Berkin: [0:35] Ben iyiyim Emin. Sen nasılsın? Emin: [0:37] Ben de iyiyim. Biraz bir yorgunluk, kırgınlık var üzerimde, tam sebebini anlayamadığım ama, iyiyim yani genel olarak bir şeyim yok. Biraz sesim biraz farklı gibi. Berkin: [0:47] Evet. Girişten anlar bence izleyicilerimiz de. İlk "Herkese merhaba."dan anlaşılır diye düşünüyorum. Emin: [0:53] Aynen. Bilenler anlar bende bir sıkıntı olduğunu. Berkin: [0:57] Aynen. O tok, net ses tonun yoktu. Bir tık daha böyle şeydi yani... Kırgınlığı hissettiriyordu. Emin: [1:03] Evet. Enerjim tam yerinde. Aslında yerinde amaböyle bir sesimde falan bir gariplik var. Öksürüyorum. Tam anlayamadığım bir durum var. Berkin: [1:12] Evet. Her şey yolunda giderken böyle kenardan, kıyıdan çıkan o şeyler biraz can sıkıcı oluyor. Mide bulandırıyor diyelim. Sinek de küçüktür ama mide bulandırır misali. Emin: [1:22] Aynen öyle. Yainsan hayatında kendi hariç bir sürü şeye odaklanınca böyle oluyor. Aslında biraz bugünkü bölümümüzün konusu da bununla alakalı. Berkin: [1:33] Evet çok iyi bağladın gerçekten. "Geçmiş olsun."unu araya sıkıştırayım ben. Sonra konumuza devam edebiliriz. Emin: [1:41] Teşekkür ederim. Evet, bugünkü bölümümüzde aslında Türk toplumunun bence sıkıntılı olduğu bir durum, başkasına göre tabii ki başka bir durum olabilir bu. Benim de yaşadığım, muhtemelen senin de yaşadığın, muhtemelen Türkiye'deki herkesin yaşadığı: Kendi isteklerini çok arka plana atma durumu. Yaşıyor musun? Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Bu bölümümüzde tam film tutkunlarına göre bir oyunla karşınızdayız. Onur filmlerden replikler söylüyor, Emin ve Feyza bu repliklerin hangi filmlere ait olduğunu tahmin etmeye çalışıyor. Bakalım kim kazanacak? Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:21] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin, bugünkü bölümümüzde Onur ve Feyza ile beraberiz. Feyza seninle başlayalım, nasılsın? Feyza: [0:33] İyiyim Emin, sen nasılsın? Emin: [0:35] Ben de iyiyim, teşekkür ederim. Onur sen? Onur: [0:37] Ben de iyiyim, sağ ol. Emin: [0:39] Biraz yorgun gibisiniz? (Yo.) Feyza: [0:41] Ya gün sonu artık böyle bir... Emin: [0:45] Ben yorgunum da o yüzden size de böyle bir gönderme yapayım dedim kendi üzerimden. Onur: [0:49] Yok ya ben bütün gün yattım. Hiç yorgun hissetmiyorum. Emin: [0:54] Abi şu an bir gün yatmaya o kadar ihtiyacım var ki... İnşallah hafta sonu. (İnşallah.) Onur: [0:59] Az kaldı. Sık dişini. Emin: [1:01] Az kaldı abi gerçekten. Bugün perşembe bu arada. Onur: [1:05] Evet. Emin: [1:07] Ama hafta sonunda sürekli bir şeyler çıkıyor illaki ya. (Değil mi?) Yetişkinlik böyle bir şey galiba. Onur: [1:13] Maalesef. Hep çocuk kalmalıydık değil mi? Emin: [1:16] Aynen. Çocuk taklidi yapsam yutarlar mı acaba? Feyza: [1:23] Yutarlar kesin. Bir dene bir gün. Videoya da çekersin olur mu bize de? Emin: [1:27] Size de atarım. Onur: [1:30] Cüsseden kurtaramayabilirsin Emin. Emin: [1:33] Böyle bir film var mı acaba, bununla alakalı? Benjamin Button. Onur: [1:37] Benjamin Button geliyor aklıma. Emin: [1:38] Aynen benim de aklıma o geliyor. Evet filmlerden bahsetmişken Onur, Evet. Bu bölümde bize neler hazırladın, filmlerle ilgili bir şeyler hazırladın diye kulağıma geldi ama. Onur: [1:48] Evet, sizi uyandırmak için güzel bir oyun hazırladım. Ben size film replikleri söyleyeceğim. Siz de bu filmin... Pardon. Bu repliğin hangi filme ait olduğunu söyleyeceksiniz. Böyle bir oyun oynayacağız. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Yeni Şafak Podcast
MEHMET METİNER - Şapka Devrimine Niçin Mi Karşıyım?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 30, 2024 9:17


İsterseniz evvela aşağıda sunduğum ilgili kanun maddesini okuyunuz. Bilmeden konuşanlardan, Atatürk tişörtü giyip yürüyenlerden olmazsınız. Aynen aktarıyorum… ŞAPKA İKTİSASI HAKKINDA KANUN Kanun Numarası : 671 Kabul Tarihi : 25/11/1925 Yayımlandığı Resmî Gazete : Tarih: 28/11/1925 Sayı: 230 Yayımlandığı Düstur : Tertip: 3 Cilt: 7 Sayfa: 108 Madde 1 – Türkiye Büyük Millet Meclisi azaları ile idarei umumiye ve hususiye ve mahalliyeye ve bilümum müessesata mensup memurin ve müstahdemin Türk milletinin iktisa etmiş olduğu şapkayı giymek mecburiyetindedir. Türkiye halkının da umumi serpuşu şapka olup buna münafi bir itiyadın devamını hükümet meneder. Madde 2 – İşbu kanun tarihi neşrinden itibaren meriyülicradır. Madde 3 – İşbu kanun Büyük Millet Meclisi ve İcra Vekilleri Heyeti taraflarından icra olunur. Dikkat buyurunuz: Sadece kamuda/devlet dairelerinde görevli olanlar için getirilmiyor bu kanun; herkes için getiriliyor. “Türkiye halkının da umumi serpuşu şapka olup” denilerek. Devlet zoruyla bir millete şapka giydiriliyor. İşin özü bu. Oradaki bir ibare daha var ki dikkatinizi çekerim: “Türkiye halkı.” “Türk halkı” değil “Türkiye halkı.” Şimdi bunu ben söylesem “Türkiye halkı yok, Türk halkı var!” diyeceklerin sayısı da az değil. Hatta hızını alamayıp cahilce bizi bölücü ilan edecek olanların sayısı da mebzul miktarda biliyorum. Neyse bu bahsi diğerdir. Şimdi geliyorum sorunun cevabına. Niçin mi karşıyım şapka devrimine? Hiç lafı eğip bükmeden diyeyim.

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Linç kültürü, veya orijinal adıyla "cancel culture" günümüz dünyasında sıkça rastladığımız bir fenomen haline geldi. Bu bölümde Emin, Feyza ve Onur bu konuyu ele alırken linç kültürünün sosyal medyadaki yerini ve etkilerini tartıştılar. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Show Notes 19 Ağustos'ta kitap kulübümüz başlıyor! 1 ay sürecek kitap kulübümüze hepinizi bekliyoruz

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Easy Turkish podcastin bu bölümü, harcamalarımızı hangi yolla yaptığımızı masaya yatırıyor. Kredi kartı mı, yoksa nakit mi? Her ikisinin avantajları ve dezavantajlarının tartışıldığı bu bölümde, Berkin, Emin ve Onur'un düşüncelerine konuk oluyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Show Notes 19 Ağustos'ta kitap kulübümüz başlıyor! Kulübe katılmak için Easy Turkish üyesi olmanız gerekiyor. Detaylı bilgiye sayfamızdan ulaşabilirsiniz. (http://www.easyturkish.org/membership) Transcript Intro Emin: [0:22] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Onur ve Berkin'le beraberiz. Nasılsınız öncelikle? Berkin: [0:33] Ben iyiyim. Teşekkür ederim Emin. Sen nasılsın? Emin: [0:35] Ben de iyiyim. Onur sen nasılsın? Onur: [0:36] Ben de iyiyim Emin. Teşekkür ederim. Emin: [0:38] Bu bölümü çektiğimiz tarih itibariyle olimpiyatlar tam gaz devam ediyor. Hiç takip edeniniz var mı? 2024 Paris Olimpiyatları Berkin: [0:43] Ben çok az. Yani bugün biraz bakabildim. Bir de basketbol maçlarını az çok takip edebildim. Onun dışında çok takip edemedim. Emin: [0:52] Evet, ben de aynı şekilde. Bundan önceki olimpiyatlardaekranlarımdan olabilecek bütün müsabakalar açık olurdu ama... Artık çalışma hayatına iyice girmiş olmak, belli yoğunluklara, meşguliyetlere sahip olmak beni çok etkiledi. Türk sporcuları bile hiç takip etmiyorum neredeyse. Berkin: [1:10] Bir tane sporcumuz tabancayla hedef vurma da ikinci mi ne olmuş... Gümüş madalya kazanmış. Onu gördüm ben. Emin: [1:19] Aynen atıcılık. Takım olarak gümüş madalya kazanmışız. Berkin: [1:23] Takım olarak mıydı o? Emin: [1:24] Aynen. Berkin: [1:25] Okçulukta bronz aldık takım olarak galiba. Emin: [1:28] Takım olarak aynen. Bakalım daha madalya alırız inşallah. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Evlilik aşkı öldürür mü? Aşk ve sevgi farklı şeyler mi? Çocuk yapmak evliliği güçlendirir mi? Bu bölümümüzde Emin, Berkin ve Onur bu tarz sorulara cevap ararken evliliği etkileyen iç ve dış dinamikleri kendi bakış açılarından değerlendirdiler. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Show Notes Evlilik ve ideal evlenme yaşı ile ilgili Türklerin düşüncelerini merak ediyorsanız videomuza göz atabilirsiniz

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Bu bölümde Emin, Berkin ve Feyza Almanya'da düzenlenen EURO 2024 futbol turnuvası hakkında yorumlarını paylaşıyor. Türkiye'nin turnuvada daha önce neler yaptıklarını, şu an Türkiye'nin nasıl gittiğini ve gündeme dair diğer konuları konuşuyorlar. Türkiye - Hollanda maçı öncesi dinlemeyi unutmayın! Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:35] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Berkin ve Feyza ile beraberiz. Nasılsın Berkin? Berkin: [0:45] Biraz yorgunum Emin. Bugün tüm gün dışarıdaydım. Yeni eve geldim ve beni podcast çekmeye zorladın. O yüzden hem yorgunum hem biraz canım sıkkın. Emin: [0:57] Evet suçlu oldum biraz şu anda. Kötü hissettim. Berkin: [1:01] Yok yok. İyiyim iyiyim. Yani biraz yorgunum sadece o kadar. Sen nasılsın Emin? Emin: [1:06] Ben de iyiyim. Ben de sabahtan beri aslında işteyim ama yaklaşık 3-4 saattir evdeyim. O yüzden birazcık dinlenme fırsatım oldu senin aksine. Ama iyiyim yani şu an gayet enerjiğim. Berkin: [1:18] İyi süper. Emin: [1:19] Feyza sen nasılsın? Feyza: [1:20] Ben iyiyim. Ben de yorgunum. Şu an üçümüz de yorgunmuşuz... Berkin: [1:25] O zaman kapatıp gidelim istiyorsanız. Feyza: [1:28] Aynen öyle. Aynen öyle. Ama yarın tatil olduğu için biraz rahatım. Yani o bir rahatlatıcı bir şey. (Evet.) Emin: [1:36] Şu anda bu arada bölümümüzün konusundan bahsedelim önce. Malum, bir turnuva var Avrupa'da. Bir futbol turnuvası. Euro 2024. (Evet.) Avrupa'daki ülkeler, bu turnuvaya katılmaya hak kazanmış ülkeler kendi aralarına bir turnuva yapıyorlar ve Türkiye de bu takımlardan bir tanesi. Şu anda Türkiye'nin ana gündemlerinden birisi bu diyebiliriz. Hatta bütün Avrupa'nın ana gündemlerinden birisi bu. Biz de bunun hakkında bir video çekmek istedik. Neler düşünüyoruz? Neler hissediyoruz? Türkiye'nin bu turnuva hakkındaki tarihi nasıl vesaire... Bu konular hakkında konuşalım dedik. Öncelikle turnuvayı takip ediyor musunuz? Berkin, seninle başlayalım. Enter Text... Türkiye'nin gündemi: EURO 2024 Berkin: [2:15] Turnuvayı Türkiye maçları özelinde - büyük çoğunu olmak üzere - takip etmeye çalışıyorum ama tabii her maçı izleyemiyorum. Ama Türkiye'nin maçlarını hiç kaçırmadım. Diğer maçları da vakit buldukça izlemeye çalışıyorum. Emin: [2:30] Evet. Ben de %80'ini izledim ama hani pürdikkat izlemedim. En azından açık oldu yani %80'i. %20'sine hiç bakmadım da diyebilirim. Feyza sen? Feyza: [2:44] Neden güldün? Pardon? Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Özür dilemekte zorlanır mısınız? Peki ya affetmekte? Üzgünüz, bu bölümün konusu biraz ağır! Emin, Emine ve Onur bir araya gelerek özür dilemek ve affetmek kavramları hakkında konuştular; her iki kavramın da zorluklarını, detaylarını ve hayatımızdaki gerekliliğini ele aldılar. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Show Notes Günde ne kadar özür dilendiği üzerine yapılan araştırma: https://today.yougov.com/society/articles/45674-sorry-americans-apologize-something-out-of-control Transcript Emin: [0:24] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Onur ve Emine ablamla beraberiz. Emine abla öncelikle yeni mikrofonun hayırlı olsun. Emine: [0:36] Teşekkür ederim Emin. Emin: [0:39] Nasılsın? Emine: [0:40] İyiyim. Sen nasılsın? Emin: [0:42] Ben de iyiyim. İlk defa senin sesini bu kadar net ve pürüzsüz duyuyoruz. Emine: [0:46] Evet, aynen. Ben de onun için biraz mutluyum ve heyecanlıyım diyeyim. Emin: [0:51] Evet süper. Onur sen nasılsın? Onur: [0:53] İyiyim Emin teşekkür ederim. Aramıza dönmenin mutluluğunu yaşıyorum. Emin: [0:59] O kadar oldu mu ya? Onur: [1:01] O kadar olmuş gibi hissettiriyor diyeyim. Emin: [1:05] Duygulandık. Onur: [1:05] Evet. Emin: [1:06] Bursa'da da hava çok sıcak mı Onur? Onur: [1:08] Çok sıcak. Gerçekten çok sıcak. Ve beni şaşırtan olay aslında mevsimlerin artık takvimi takip etmesi. Haziran ayına girdiğimiz anda yaz geldi. Emin: [1:17] Evet çok planlı bir yaz girişi değil miydi? Emine: [1:20] Evet. Onur: [1:21] Çok böyle... Lojistiği stratejisi falan her şey ayarlanmış. Ve haziran ayına girdiğimiz anda böyle gökyüzünden o yaz mevsimi düştü gibi oldu. Emin: [1:29] Evet abi. Yağmur falan yağıyordu böyle... Bir anda sıcak hava dalgası. Onur: [1:34] Aynen. Evet. Emin: [1:35] Yani nefes aldığımda ciğerlerime sıcak hava dolduğunu hissediyorum. Emine: [1:39] Korkunç bir sıcak var. Emin: [1:40] Evet. Allah herkese kolaylık versin. Emine: [1:42] Amin. Onur: [1:42] Amin. Emin: [1:43] Evet bugünkü bölümümüz... Onur, sen buldun konusunu. Bahsetmek ister misin? Onur: [1:48] Tabii ki. Bugünkü bölümümüz daha çok özür dilemek üzerine olacak. Özür dilemenin incelikleri. İncelikleri demeyeyim de daha doğrusu özür dilemek kavramı hakkında. Affetmek kavramı hakkında. "İnsanları nasıl affederiz? Hangi konularda affetmeyiz?" gibi konuları ele alacağız bugün. Birazcık ağır bir konu gibi hissediyorum. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Yeni Şafak Podcast
YUSUF KAPLAN - Gazze Aynası, Bütün Oyunları Bozdu, Batılı Çocukları Ayağa Kaldırdı!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 30, 2024 6:11


Tarihin en ürpertici dönemlerinden birinin tam ortasından geçiyoruz: Tarihte benzeri olmayan, önceden yaşanmamış grotesk (=gülünç, kaba ve çirkin) hâdiselere tanık oluyoruz. Dünyanın gözü önünde, bütün insanlığın gözünün içine baka baka canlı yayında çocukları katlediyor İsrail terör devleti! Çocukları ve kadınları özellikle! Yaptıkları bu aşağılık katliamı, soykırımı izah ederken de açık açık Nazi dili ve taktikleri kullanmaktan çekinmiyorlar: “Bunlar insan bile değil, insanımsı, bizlere köle olarak yaratılmış mahlûklar!” (!) Aynen bunları söylüyorlar! Ama tastamam kendilerini tasvir ediyor bu aşağılık mahlûklar aslında böyle yapmakla! İsrail Savunma Bakanı adı bilmem ne belâ, aynen bunları söyledi, bütün dünyanın gözünün içine baka baka, bütün dünya ile adeta kafa bulurcasına! İsrail ahalisi de aynen bu şekilde düşünüyor! Filistinlilerin kendilerine hizmet eden köleler olduğunu söylüyorlar, bunları dillendiren videolar çekiyorlar! Evet, çok küçük birkaç istisnâî grup hariç İsrail halkı böyle düşünüyor ve hareket ediyor! Sanki “Yahu genelleme yapmayalım, İsrail yönetimi başka, İsrail halkı başka” diyen zavallı kişilerin her fırsatta dillendirdikleri o “Sıradan halk masumdur” söylemi bir ayartıdan başka bir şey değil, burada! İsrail'de sıradan halk da, yönetimden farklı düşünmüyor, farklı bir görünüm sergilemiyor. Aynen mazlum ve masum insan kasapları yöneticileri gibi düşünüyor! 7 Ekim'den önce de, sonra da sıradan halk dediğimiz İsrail halkının Filistinlilere nasıl muamele ettiklerini, nasıl evlerine el koyduklarını, nasıl yaka paça yağmalayarak kapı dışarı attıklarını, köpek muamelesi yaptıklarını dünya âlem görmüştü zaten.   ŞIMARMAK, AZMAK VE HADDİ AŞMAK…   Nietzsche'nin modern Avrupa'nın kurulmasında kilit rol oynadığını söylediği, bendenizinse Avrupa'nın yıkılmasında da kilit rol oynayacağını söyleyeceğim “hazımsızlık sorunu”, hiçbir şeyi tam olarak hakkıyla hazmedememe, hiçbir şeye hakkıyla nüfûz edemeyecek kadar entelektüel sığlık ve yüzeysellik sergileme, bütün bu arızaların (defect'lerin / noksanlıkların) neden olduğu görmemiştik ve şımarıklık sendromu bütün İsrail yönetiminde ve ahalisinde aynen mevcut! Hırsızlık, yağmacılık, tecavüzcülük, zorbalığın ve zulmün binbir türü, her şey var bu aşağılık adamlarda! Her şeye hâkim olma, herkese hükmetme, her şeye çekidüzen verme, güce sahip olma, gücü tepe tepe kullanma güdüsü, hırsızlığı, yağmacılığı, tecavüzcülüğü yaygınlaştırıyor, yaygınlaştıkça da normalleştiriyor. Sonuçta, emperyalistlerin tecavüz ve yağmaları ile her şeye hâkim oldukları, her şeye çekidüzen verdikleri bir dünya, başkalarına, başka kültürlere, inançlara hayat hakkı tanımadıkları, kendilerine boyun etmeyenleri gözünün yaşına bakmadan yok etmekten, katletmekten çekinmedikleri, güçlünün haklı olarak görüldüğü Darwinyen bir dünya. İşte bu tehlikelidir. Her şeyden önce güce sahip olmak, hâkim olmak, başlangıçta güven verir insanlara ve toplumlara; ama bu güven, sahte ve ayartıcı bir özgüvendir. İçi boş bir güven patlamasına yol açar bu her zaman. İşte bu şımarıklık ve bu şımarıklığın yol verdiği fütursuzluk, katliamların ve soykırımın aksamadan sürdürülmesine yetti de arttı bile! Paramparça olan bedenler… Kafası gövdesinden koparılan, yerlerde sürüklenen ceset parçaları… Cayır çayır yakılan sözümona güvenli, BM koruması altındaki çadırlar, o çadırlarda cayır çayır yanan insanlar, bebekler, kadınlar!

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Yarışma temalı podcastlerimiz devam ediyor! Bu bölümde Emin ve Onur birbirlerine genel kültür soruları soruyorlar. Siz de Emin ve Onur ile birlikte kendi bilginizi test etmeyi unutmayın. Bakalım kim daha iyi? Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Show Notes Sorular aşağıdaki linklerden alınmıştır. https://www.today.com/life/inspiration/trivia-questions-rcna39101 https://parade.com/living/trivia-questions Transcript Emin: [0:27] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in 90. bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Bu bölümümüzde Onur'la beraberiz. Nasılsın Onur? Onur: [0:35] Teşekkür ederim Emin. İyiyim. Sen nasılsın? Emin: [0:37] Ben de iyiyim. Teşekkür ederim. Bugünkü bölümümüzde Onur'la beraber birbirimize sormak üzere sorular hazırladık. Bu sorular genel kültür soruları olacak. Her şeyle ilgili olabilir. Ben Onur'un sorularını bilmiyorum. Onur benim sorularımı bilmiyor. Ben görece sanki böyle basit sorular hazırladım gibi. Onur sen nasıl şeyler hazırladın? Genel Kültür Yarışması: Emin vs. Onur Onur: [0:58] Ben de yani basitten zora doğru hazırladım gibi hissediyorum ama... Yani bazı sorular gerçekten absürt. Bazı sorular belki çok bilinen şeyler. Bakalım, eğlenmeye çalışacağız. Önemli olan o. Emin: [1:10] Evet yani bazı soruların cevabını bilememek çok normal. Aslında o soruları sormamızın sebebi de üzerine biraz daha konuşmak olacak aslında. Burada bilip bilmemek çok da önemli değil. Onur: [1:20] Aynen öyle. Emin: [1:21] Evet, o zaman başlamak ister misin? Onur: [1:23] Olur başlayayım ilk sorumla. Hazır mısın? Emin: [1:27] Hazırım. Onur: [1:28] İlk sorum geliyor. Ortalama... Bu arada çok basit bir soru bu. Yani tamamen ısınalım, ayağımız alışsın diye hazırladım. Çok aşırı basit bir soru. Emin: [1:38] Böyle dedikten sonra bilemezsem de... Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Yeni Şafak Podcast
Tamer Korkmaz - Tehlikenin farkında mıyız?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Feb 16, 2024 4:04


CIA'in Beslemesi, Gizli Kardinal Fetullah; Pensilvanya'daki ininden kafasını çıkardı! “Yeniden dirilişten” söz ederek, adreslere teslim “bilinçaltı mesajı” verdi. Aynen, 15 Temmuz 2016 darbe kalkışması öncesindeki “subliminal mesajları” gibi! KONTRGERİLLA YÖNTEMİ FETÖ elebaşının bu çıkışı, hangi kontra saldırıların ardından geldi? Sarıyer'deki kiliseye DEAŞ'ın… Çağlayan Adliyesi'ne DHKP-C'nin terör saldırılarından kısa süre sonra! *** Bunlara, aralık ve ocakta Kuzey Irak'ta peş peşe şehitler verdiğimiz PKK'nın terör saldırılarını ekleyelim! *** DEAŞ, DHKP-C, PKK ve FETÖ… Hepsi, ABD'nin kumandasındaki taşeron örgütlerdir. FETÖ, Türkiye'deki Gladyo'nun ‘lokomotif örgütü' olarak diğerleriyle işbirliği içinde, koordineli, zincirleme hareket eder. *** 28 Ocak 2024'teki Kilise saldırısı ile 28 Haziran 2016 tarihli Atatürk Havalimanı'na yönelik canlı bomba saldırısının bağlantılı olması bundan dolayıdır. İki terör eyleminde de kullanılan örgüt DEAŞ, her ikisinde de onlara “zemin hazırlayan, alan açan” ve de saldırıları organize eden FETÖ'dür. NEYİ GÖSTERİYOR?

Yeni Şafak Podcast
Ali Saydam - Tıpış tıpış

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Feb 3, 2024 6:18


Siyasi iletişim, pazarlama iletişimi ve diğer tüm iletişim süreçlerinden farklı bir teknikle çalışmaz. Hepsindeki ortak yan, itibarın yönetilmesi, bunun sonucunda elde edilecek tanınma ve beğeninin gelişmesi sayesinde hedef kitlenin ikna edilmesi, nihayetinde de o ürün, hizmet ya da fikrin benimsenerek satın alınmasına dayanır. İkinci önemli nokta ise itibarın delege edilemeyişidir. Yani, “Al benim itibarımı sen yönet” denilemez… Aynen namusun devredilemeyeceği gibi… Üçüncü kritik nokta; itibarı kimin yöneteceğidir… Bunun sorumluluğu konusunda hiçbir teorik tartışma ve itiraz yoktur… İtibar, en üst düzeydeki kişi tarafından yönetilir. Tıpkı kriz yönetimi ve kriz iletişiminin yönetiminde olduğu gibi… Cumhur İttifakı'na ve Özgür Özel'in son uydurduğu kavram olan “Türkiye İttifakı”na bir göz atalım… Bilindiği üzere Özel, “Türkiye İttifakı partilerin ittifakı değil, kitlelerin ittifakıdır” demişti. Yani partilerin onayını almayacak, bu partilerin tabanları ise “Tıpış tıpış” CHP adaylarına oy verecekti. Aç tavuk kendini arpa ambarında sanırmış misali… Bu “Tıpış tıpış” ifadesini ne zaman duysam, aklıma hep CHP'nin seçim hezimetleri gelir… Cumhur İttifakı cephesinde; itibar yönetimi konusunda AK Parti'nin ve MHP'nin herhangi bir sorunları yok… Onlarda olduğu gibi Yeniden Refah Partisi ve Büyük Birlik Partisi cephelerinde de bir değişiklik görünmüyor. Uuyum üst düzeyde… Özgür Özel'in Türkiye İttifakı dediği tarafta ise CHP'den başlayıp sosyal paydaşlarına kadar uzanan bir kaos sürüp gidiyor… CHP'nin itibarından kim sorumlu? Partinin itibarını kimin yönetmesi lazım? Tabii ki seçilmiş genel başkan; yani Özgür Özel… Oysa, parti içi iktidar tamamen bölünmüş durumda… 2028'de Cumhurbaşkanlığına hazırlanan Ekrem İmamoğlu, esas liderin kendisi olduğunu, Özel'in ise partinin yöneticisi olarak işlev gördüğünü algılatmak için elinden geleni yapıyor…

Yeni Şafak Podcast
Tamer Korkmaz - Teröristan'ı kurmak isteyenler, sadece Güç'ten anlar!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jan 16, 2024 3:32


Kuzey Irak'ta 9 şehit daha verdiğimiz saldırıları PKK'lı teröristlere yaptırtan devletin azılı düşmanımız ABD olduğu gerçeği, herkesin bildiği sır!  Aynı bölgede 20 gün arayla yapılan her iki saldırıda da, ABD'nin tandemi İsrail terör devletidir. Gazze Savaşı'nda sahada fevkalade ağır bir yenilgi yaşayan Soykırım İkilisi, PKK'yı Türkiye'ye saldırtıyor.  YPG-PKK'nın Suriye'deki (Kamışlı ve Deyrizor) kamplarında ABD askerlerinin yaptırdığı tatbikatların ardından... PKK'lı teröristler, CIA ve MOSSAD unsurlarınca Irak'ın kuzeyinde sahaya sürüldü. Amerikan uydularının da, PKK'nın hizmetinde olduğunu ekleyelim!  “Müttefikimiz” olduğuna dair büyük yalan uzun yıllardır ısrarla tekrarlanan Haydut ABD, maşası PKK ile “istihbarat paylaşımı” yapıyor.  İsrail, Türkiye'nin MOSSAD ajanları ve köstebeklerine yönelik operasyonuna PKK eliyle karşılık veriyor. TERÖRİSTAN DEVLETİ Ankara “Hangi sebeple olursa olsun, güney sınırlarımız boyunca Teröristan kurulmasına izin vermeyeceğiz” dedi. -Peki, bu Teröristan'ı “İkinci İsrail” misali kurmak isteyen kim? -El Cevap: ABD!  Ankara, artık bu gerçeği üstü kapalı şekilde veya dolaylı olarak değil, açıkça söylemelidir. NATO'nun lokomotif devleti Haydut ABD'nin riyakârlığı, cümle âleme “ayan beyan” gösterilmelidir. Bu mevzuda, mebzul miktarda kanıt var!  Dahası... ABD & İsrail terör üretim tandemi, sadece güçten anlar! Türkiye, bunun gereğini yapmakta daha fazla gecikmemelidir. Yani, düşmanların anladığı dilden konuşmak şarttır! VAŞİNGTON PORTAKALLARI “Bölgede yalnızlaştık! PKK'ya karşı ABD'yi yanımıza çekmeliyiz!” gibi akla ziyan, trajikomik analizler fışkırtanlar... Ankara'yı, Washington'a eklemleme kafasındalar!  PKK'lı teröristlerin aslında ‘Amerikan Askerleri' olduğu ortada iken... Böylesine işbirlikçi ve de teslimiyetçi lakırdılar hezeyandır.  Şu ibretlik örneği de not edelim: PKK terörünü yorumlaması için hala daha “uzman” diye ekranlara çıkarılan bir emekli tümgeneralin; yakın geçmişte “Suriye'nin kuzeyinde laik PYD olsun” dediğini unutmuyoruz!  Bu şahsın “Laik PYD” dediği PKK'lı teröristleri; Haydut ABD, Mehmetçiğe saldırtıyor... O vakit, bu emekli tümgeneralin de aslında “Bir tür Yanki/Amerikan askeri” olduğu ortaya çıkıyor! Aynen, 15 Temmuz darbe girişimini yapan FETÖ'cü subaylar gibi! HAÇLI-SİYONİST TEHDİDİ

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Zaman ne çabuk geçiyor, değil mi? Bu bölümde aralarında belli bir yaş farkı olan Emin, Berkin ve Onur, zamanın getirdiği yaşlanmak gerçeğiyle yüzleşiyorlar. Yaşları ilerledikçe hayatlarında nelerin değiştiğini ele alıyor, yaşlanmanın olumlu ve olumsuz yönlerini tartışıyor ve yaşlanmak gerçeğiyle nasıl baş ettiklerini paylaşıyorlar. Üçünden de çok farklı bakış açıları duyacaksınız! Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Show Notes Filozof Atakan: https://youtu.be/Ze0VY6CdZnM?si=e8OmHGbv9AEl45Rz Transcript Intro Müzik Emin: [0:23] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Berkin ve Onur'la beraberiz. Nasılsın Onur? Onur: [0:33] İyiyim. Teşekkür ederim Emin. Sen nasılsın? Emin: [0:35] Ben de iyiyim. Berkin, sen nasılsın? Berkin: [0:37] Ben de iyiyim. Herkese merhabalar. Emin: [0:40] Evet, bu güzel pazar gününde üçümüz toplandık ve içimizi kurcalayan, bizi derin düşüncelere sevk eden bir konuyu konuşmak istiyoruz. Bu da "Acaba yaşlandık mı ?" konusu. Bunu eminim ki herkes hayatında biraz olsun düşünüyordur. Ben de yer yer düşünüyorum. Acaba bazı şeyleri yapmak için çok mu geç? Yoksa önümde daha çok fazla vakit var mı? Konuya girmeden önce şu bilgiyi verelim: Onur otuz yaşında. Ben yirmi yedi yaşındayım. Berkin de yirmi dört yaşında. Aramızda üçer yaş fark var. Berkin: [1:10] Evet, orantılı olarak. Emin: [1:12] Aynen. Onur seninle başlayalım büyüğümüz olarak. Berkin: [1:15] Ellerinizden öperiz. Emin: [1:17] Sence yaşlandık mı? Nasıl hissediyorsun? Öncelikle bunu dinlemek istiyorum senden. Onur: [1:23] Ya fiziksel olarak yaşlandığımı hissediyorum açıkçası. Bariz şekilde hissediyorum hatta. Otuz yaşına doğru insanda bazı şeyleri eskisi kadar çevik yapamadığını hissetme durumu başlıyor yavaş yavaş. Mesela yataktan kalkmak artık birazcık daha zor bir hâle geldi. Ne bileyim yürümek, bir yerlere gitmek bir tık daha zor bir hâle geldi.. Ama ruhen yaşlanmak dersen, belki benimle alakalı kişisel bir şeydir, ruhen çok yaşlandığımı düşünmüyorum ben. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

LAFOLA
2023'te Kulakların Bayram Etti

LAFOLA

Play Episode Listen Later Dec 3, 2023 33:27


Sezon 4, Bölüm 40Spotify sonuçlarınıza bakılacak olursa bizi seviyorsun. Biz de sana karşı boş değiliz. Aynen böyle bozmadan el ele yürüyeceğiz bu podcast macerasında…https://instagram.com/lafolapodcast

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin
66: Zamanda yolculuk yapabilsek hangi zamana gitmek isterdik?

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Play Episode Listen Later Nov 19, 2023 28:27


Zamanda seyahat edebilseydik çok güzel olurdu, değil mi? Bu bölümde Emin ve Onur böyle bir imkânları olsa neler yapacaklarını konuşuyorlar. Geçmişte nerelerin tarihini görmek ve hangi önemli olaylara tanıklık etmek istediklerini tartışıyor, gelecekte en çok neleri merak ettiklerini paylaşıyor, hatta geçmişe müdahale edip günümüzü değiştirmek gibi biraz tehlikeli fikirleri gündeme getiriyorlar. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Müzik Emin: [0:22] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugün Onur'la beraberiz. Nasılsın Onur? Onur: [0:31] İyiyim Emin, teşekkür ederim. Sen nasılsın? Emin: [0:33] Ben de iyiyim. Teşekkür ederim. Evet, bugün ilginç bir konuyla karşınızdayız bence. Onur bahsetmek ister misin? Bugün ne hakkında konuşacağız? Onur: [0:42] Evet, bugün zamanda yolculuk hakkında konuşacağız. Geçmişte ne zamanları, hangi olayları görmek isteriz veya gelecekte neler olacağını görmek isteriz? Zamanda nerelere seyahat etmek isteriz? Bu konu hakkında birazcık fikir alışverişinde bulunacağız. Emin: [0:58] Evet, yani bunun tabii ki gerçek olup olmayacağı... Şu an için aslında gerçek olmayacağı kesin. Ama ileride belli olmaz. Belki bir şeyler bulunur. Böyle bir şey mümkün olur. O yüzden biz hazırlığımızı yapalım. Planlarımızı yapalım. Eğer böyle bir şey gelişirse hemen ilk sıradan gireriz bence. Onur: [1:16] Doğru. Valizlerimizi toplayalım da hazır bulunsun. Emin: [1:19] Aynen öyle. Evet, başlamak ister misin? Zamanda yolculuk yapma şansın olsa hangi zamana gitmek isterdin? Onur: [1:27] Ya açıkçası benim ilgimi genelde büyük tarihsel olaylar çekiyor. Hani atıyorum Fransız Devrimi gibi ya da ne bileyim İstanbul'un fethi gibi böyle büyük olaylar benim çok ilgimi çekiyor. O yüzden herhâlde ilk adım olarak İstanbul'un fethini görmek isterdim. Yani gemiler nasıl karadan yürütülmüş? Koskoca Doğu Roma İmparatorluğu nasıl çökmüş? Gerçekten orada bulunup görmek isterdim. Şu anda yaş olarak benden küçük bir komutan nasıl koskoca İstanbul'u fethedebilmiş? Gerçekten buna bir tanıklık etmeyi yerinde çok isterdim, o zamana dönmeyi. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Special Guest: Onurhan.

Yeni Şafak Podcast
Tamer Korkmaz - Haçlı-Siyonist Katiller Birliği'ni bundan sonra ne bekliyor?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Nov 8, 2023 4:03


Bebek katillerinin hamisi Yüzsüz Blinken, haliyle Ankara'da yüz bulamadı. Amerikan Dışişleri Bakanı'na bir nevi “Haydi, ikile!” dendi.  Daha ilk günden “Yahudi” olduğunu vurgulayıp, mazlumlara karşı gardını alacaksın... İsrail'in soykırımını tüm hücrelerinle destekleyeceksin... Sonra, Ankara'da sarılma atraksiyonu ile “Türkiye'yi de kafalıyoruz” algısına oynayacaksın... -Seni gidi şarlatan: Yok, öyle!  Hakan Fidan'ın, madrabaz Blinken'ın sarılma girişiminden kaçınması mı; Yunan medyasına bile dert oldu: “Ankara'da hiç de hoş karşılanmadı... Amerikalılar, Türklerin hakaretlerini sineye çekiyor!” diye zırlıyorlar.  Şimdilik “Bu daha ne ki? Daha neler göreceksiniz!” diyelim ve devam edelim. SOYKIRIMIN SUÇ ORTAKLARI Açık Hava Hapishanesi Gazze'yi toplu mezarlığa çeviren İsrail terör devletinin katlettiği masumların sayısı 10 bini aştı.  7 Ekim'den bu yana, İsrail'in Gazze saldırılarında... 620 gündür süren Ukrayna-Rusya Savaşı'ndan daha fazla sivil katledildi!  Haydut ABD'nin başını çektiği Batılı devletlerin, Siyonistlerin gerçekleştirdiği soykırımın suç ortağı olduğu tescillendi. Batı Cephesi; İşgalci İsrail'i daha fazla sivili, masumu, bebeği, çocuğu ve kadını katletmesi için teşvik etti/halen ediyor.  Bebek Katili Binyamin Netanyahu, Tel Aviv'de Batılı diplomatlara... “Zaferden başka seçeneğimiz yok. Bizim savaşımız sizin savaşınızdır” diye seslendi!  Aynen İşbirlikçi Mahmud Abbas gibi ‘Abbas Yolcu' durumundaki Netanyahu... İşte bu lafıyla; hem yaşananın bir “din savaşı” olduğunu, hem de suç ortaklığını ilan ve itiraf etmiş oldu.  Alayını, finalde “zafer” değil, ibretlik bir yenilgi ve büyük hüsran bekliyor! SAHADAKİ DEVASA BOZGUN İşgalci İsrail'e karşı vatanını savunan Hamas'ın “Aksa Tufanı Operasyonu” bir ayını geride bıraktı. -İsrail kara harekâtında muazzam bir bozgun yaşıyor!  Çok büyük kayıplar vermeye devam ediyorlar... Bu kapı gibi gerçeğin üzeri -sadece dünya basınında değil- medyamızda da itina ile örtülüyor. “İsrail'in yenilmezliği” putu, şimdiden parça-pinçik oldu!

Onnet Radyo Podcast
Olcay'la Şamata - Nilay Dorsa Konuk

Onnet Radyo Podcast

Play Episode Listen Later Oct 17, 2023 17:29


Nilay Dorsa'nın, Aynen isimli teklisini konuştuk.

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Bu bölümde Onur ile birlikte ölmeden önce yapılacaklar listesi hazırladık. Hem makul hem de çılgınca hayallerimizi derledik ve bu hayaller hakkındaki düşüncelerimizi paylaştık. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Show Notes Aslanlarla yaşayan adam: https://www.youtube.com/@DeanSchneiderHakunaMipaka Transcript Intro Müzik Emin: [0:20] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Onur'la beraberiz. Nasılsın Onur? Onur: [0:29] Teşekkür ederim. İyiyim. Sen nasılsın? Emin: [0:31] Ben de iyiyim. Hatta çok iyiyim. Teşekkür ederim. (Öğrenebilir miyim niye çok iyisin?) Çünkü seninle bir podcast bölümü kaydediyorum. Onur: [0:40] Güzel. Sevindim. Burada artık birazcık müdavim olmaya başladım. Olumlu karşılanıyorsam ne mutlu bana. Emin: [0:47] Evet, kesinlikle öyle. Bilmiyorum. Ben podcast kaydederken nedense mutlulukla doluyorum. Bunu da yansıtmak istedim sadece. Onur: [0:55] Tabii ya. Podcast kaydetmek, sonuçta sohbet ortamındayız. Karşılıklı oturup kahve içiyormuşuz gibi. O yüzden benim de hoşuma gidiyor açıkçası. Bana da ani bir mutluluk geliyor podcast kaydedince. Emin: [1:06] Aynen öyle. Evet, bugünkü bölümümüzün konusu 'Ölmeden önce yapılması gerekenler' listemiz. Yani İngilizcedeki adıyla 'bucket list'imiz. Evet, Onur... Dolu mu senin bucket listin? Nedir durum? Onur: [1:21] Benim bucket list biraz hantal. Ama tamamından söz edemeyeceğim. Böyle ufak tefek, daha enteresan maddeleri ele almayı düşünüyorum. Ama bazıları yapım aşamasında, bazıları uzak, bazıları imkânsız. Ama söz etmek isterim açıkçası. Konuşması bile bir yapmış kadar hissettiriyor insanı. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Special Guest: Onurhan.

Hizmetten
“Allah sabredenlerle beraberdir!” | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Jul 14, 2023 8:01


“Allah sabredenlerle beraberdir!..” *“Allah her sabredenin yardımcısıdır” deniyor. Sabır, Cenâb-ı Allah'ın bize mükellefiyet olarak yüklediği şeylere dişini sıkıp sonuna kadar, ölesiye katlanmak… Bela ve musibetler karşısında sarsılmamak.. tıpkı arzın üstünde yüz, iki yüz metre boy atmış ve yerin derinliklerine doğru da yüz, iki yüz metre kök salmış ağaçlar gibi dimdik durmak… Günahların ve masiyetlerin çağlayanlar haline gelerek çoklarını seylaplar önünde sürüklenen kütükler gibi önüne katıp sürüklediği dönemde bohemliğe düşmemek, garize-i beşeriyeye esir olmamak, şehevât-ı nefsaniyenin güdümüne girmemek, bedenin güdümünde yaşamamak… Hep mealiye müştak, gözleri O'nda, O'nun nazarının kendi üzerinde olduğu mülahazasıyla yaşamak. Bunların hepsi, sabır çeşitlerindendir. *Evet, sabredilen konular itibarıyla sabır çeşit çeşittir; ibadetlere devam hususunda sabır, günahlara girmeme mevzuunda sabır ve musibetlere karşı sabır en çok bilinen sabır çeşitleridir. Dünyanın göz alıcı güzellikleri karşısında duygu ve fikir değişikliğine düşmeme, düşünce kaymaları yaşamama ve hep Kur'ânî çizgide yol alma da farklı bir sabır türüdür. Bunlara ilaveten bir de zaman isteyen ve bir vakte bağlı cereyan eden işlerde, “zamanın çıldırtıcılığına karşı sabır” söz konusudur. Zamanın Çıldırtıcılığına Karşı da Sabretmeli!.. *Öyle meseleler vardır ki, arzulanan netice kader tarafından belli bir takvime bağlanmıştır ve o takvim bizim için gizli tutulmuştur. Böyle bir projeyi realize etmeye çalışırsınız fakat o çok zaman isteyebilir. Zamanın uzunluğu kısalığı biraz da insanların gücü-kuvvetiyle, yani manevi immün sistemiyle, iman-ı billah, marifetullah, zevk-i ruhani, aşk u iştiyak ve yakin-i tam gibi donanımlarıyla mebsuten mütenasiptir (doğru orantılıdır). Bu açıdan da zaman isteyen hadiselere karşı dişini sıkıp sabretmek lazımdır. *Cenâb-ı Allah, bir yumurtanın civcive dönüşmesini bile haftalara yaymış ve bize bu konudaki ilâhî ahlâkı talim etmiştir. Şayet bu tedricîliği ve zaman faktörünü hesaba katmaz, kuluçkaya yatmış tavuğu yumurtaların üzerinden vakitsiz kaldırırsanız sağlıklı civcivler elde edemezsiniz; dahası, yumurtaların da cılkını çıkartmış olursunuz. Aynen öyle de, bir milletin özüne dönmesi, yığınların insanî değerlere yönelmesi, ideal insanın, ideal neslin ve ideal toplumun yetişmesi birkaç ayda, birkaç senede olabilecek şey değildir. *İnsanlığın İftihar Tablosu, cihanda eşi-menendi görülmemiş, melekutî bir mimardı; duygu ve düşünce dünyamızı, Allah'la münasebetimizi, ebedi hayata ait her şeyimizi ve kalbî hayatımızı imar eden, Allah'ın seçkin mimarıydı. Beşerin En Mükemmeli'nin (aleyhi ekmelü't-tehâyâ) eliyle şekillenen ve Kur'an'ın mucizesi olan ısmarlama bir cemaatle bile yeni tip bir insanlığın oluşması ve huzur toplumunun olgunlaşması ancak yirmi üç senede gerçekleşebilmişti. Eğer böyle bir meselenin doğumu bile yirmi üç senede olmuşsa, onun “ba'sü ba'de'l-mevt”i de bu zaviyeden değerlendirilmeli ve bu mevzuda kat'iyen acûliyete girilmemelidir. İşte bu da ayrı bir sabrı gerektirmektedir. Bu video 08/11/2015 tarihinde yayınlanan “Allah, Sabredenlerin Yardımcısıdır!..” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

İstanbul halkının bayramda şehri terketmesi üzerine konuşuyoruz. Trafikteki azalma, restoran ve kafelerin boşluğu üzerine ne kadar rahatladığımızı tartışıyoruz. 9 günlük tatilin bize hissettirdiklerini inceliyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Müzik Emin: [0:20] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ufak bir aradan sonra tekrar geri geldim. Nasılsın Cihat? Cihat: [0:29] İyiyim Emin. Teşekkür ederim. Sen nasılsın? Sesin kötüydü geçen haftalarda, şimdi daha iyi gibi geliyor. Emin: [0:35] Evet daha iyiyim. Yani iyileştim tam anlamıyla. Bensiz nasıldı? Cihat: [0:41] Güzeldi. O hafta tam üniversite sınavı olduğu için onları konuşmak bayağı keyifliydi Feyza'yla. Tekrar teşekkür ediyoruz katıldığı için programa. Onu da tekrar konuk alırız. Onur ve Feyza böyle şey konuklarımız olur gibi hissediyorum... Düzenli konuklar. Emin: [0:55] Evet. Almak istediğimiz başka konuklarımız da var bu arada. Sadece bazı teknik sebeplerden ötürü alamıyoruz. Editörümüz Emine ablam, YouTube videolarımızın diğer ekran yüzlerinden Berkin... Cihat: [1:06] Evet, Emine ablayı yine aldık da... Berkin'i hiç almadık. Emin: [1:08] Evet. Emine ablamı daha iyi bir mikrofon ekipmanıyla bir daha almak istiyoruz. Berkin de yine aynı şekilde mikrofon bekliyor. Biraz ses kalitesine önem verdiğimiz için onların o şekilde katılmasının bekliyoruz şu anda. Cihat: [1:21] Hadi bakalım. Önümüzdeki bölümlerde onları da görmek istiyoruz aramızda. Emin: [1:24] Aynen öyle. Bu bölümümüzün konusu İstanbul'un aslında ne kadar yaşanabilir bir şehir olduğu. İki gün sonra Kurban Bayramı var. Ama siz bunu dinlediğinizde Kurban Bayramı'nın üçüncü günü olmuş olacak. Neredeyse İstanbul'un yüzde ellisi gitmiştir diyebilir miyiz Cihat? Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

TR724 Podcasts
Alper Ender Fırat | Oyuna aynen devam | 23.06.2023

TR724 Podcasts

Play Episode Listen Later Jun 23, 2023 5:47


Alper Ender Fırat | Oyuna aynen devam | 23.06.2023 by Tr724

Maksat 114
Kulluğumuz Kuluçkada Mı?

Maksat 114

Play Episode Listen Later Jun 11, 2023 0:53


Sabır nedir? Sabır hiçbir şey yapmamak veya tembellik değildir. Kuluçkada olan bir yumurta ilk bakıldığında hareket etmiyormuş gibi gözükür; oysa o hareketsiz yumurta, tavuk olma yolculuğundadır. Aynen öyle de musibet ve sıkıntılara sabreden birisi, kulluğa erme yolculuğuna çıkmıştır. Yaşadığımız sıkıntı ve zorlukları teslimiyet ve tevekkül ile karşılamak duasıyla… * Takip Etmeyi Unutma: Instagram: @maksat114bursa⁠ Twitter: @maksat114bursa⁠ YouTube: @maksat114 Spotify: Maksat 114

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Bir fincan kahveye ne dersiniz? Kahve tüketme alışkanlıklarımızı inceliyor, Türk kültüründe kahve kültürünün yerini konuşuyoruz. Türk kahvesini özgün kılan özellikleri ve tüketilme rutinini tartışıyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Show Notes How To Make Turkish Coffee - https://youtu.be/SKvCRBIkNHo Do Turks Prefer Tea or Coffee? - https://youtu.be/p8ICykTmf9Y Transcript Intro Müzik Emin: [0:22] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hoş geldiniz. Bugünkü bölümümüzde de yeni bir konuğumuz var ve bu bölümümüzün konusu kahve olacak. Evet, Emine abla hoş geldin. Emine: [0:33] Hoş buldum. Merhaba herkese. Emin: [0:36] Bize kendini tanıtır mısın? Emine: [0:38] Tabii, tanıtırım. Ben Emine. Easy Turkish ekibinde video düzenleme işlerini yapıyorum. Bir de son birkaç bölümdür podcast düzenlemelerini yapıyorum. Daha çok kamera arkasında çalışıyorum Easy Turkish ekibinde. Birkaç videoda bulundum. Bu da ilk podcastim. Sizi keyifle dinliyordum. Yanınızda, sizinle konuşuyor olmak şu an çok heyecanlı birazcık. Emin: [1:01] Evet, teşekkür ediyoruz. Kamera arkası çalışmaya devam. Emine: [1:05] Aynen öyle. Emin: [1:07] Evet... Seni unuttum sanma Cihat. Nasılsın? Cihat: [1:09] İyiyim ben. Teşekkür ederim. Hoş geldin Emine abla. (Hoş buldum.) Bu arada sizin abla - kardeş olduğunuzdan bahsediyor muyuz? Ben bu detayın hiç verilmediğini fark ettim. Emin: [1:20] Ya bu bir sır değil ama... Hani bunu ekstradan belirtmenin gerektiği bir yer olmadı henüz. O yüzden... Cihat: [1:26] Tamam, okey. Merak ettim sadece. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Special Guest: Emine.

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Hayırlı iftarlar! Ramazan ayının Türk kültüründe ve hayatımızda nasıl bir yere sahip olduğunu inceliyoruz. Oruç, sahur, iftar gibi Ramazan ayında yapılması gerekenleri konuşuyoruz. Ramazan bayramının yapı taşlarını tartışıyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Müzik Emin: [0:26] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugün her zaman olduğu gibi Cihat'la beraberiz. Nasılsın Cihat? Cihat: [0:36] İyiyim Emin teşekkür ederim. Sen nasılsın? Emin: [0:39] Ben de iyiyim. Teşekkür ederim. Bugün, bildiğin üzere, ramazan ayının kaçıncı günü oluyor? Bildiğin üzere dedim ama ben de bilmiyormuşum. (Dördüncü günü galiba.) Evet, dördüncü günü galiba. Ramazan ayı aslında Türkiye Cumhuriyeti'nin kullanmış olduğu miladi takvimde bulunmayan bir ay. Hicri takvimde bulunan bir ay. Ramazan ayının bize öneminden bahseder misin? Türkiye için neden ramazan ayının önemi var? Ramazan ayında neler yapılıyor bize anlatır mısın? Cihat: [1:14] Tabii. Yani aslında şöyle başlamak lazım diye düşünüyorum: Bizim iki tane önemli dini bayramımız var. Biri Ramazan Bayramı, biri de Kurban Bayramı. Şu an ramazan ayı içerisindeyiz. Otuz gün sürecek bu. Tam olarak otuz gün oluyor mu emin değilim ama bir ay sürüyor diyelim. (Yirmi dokuz gün.) Aynen. Sonrasında da bayramını kutlayacağız. Şeker Bayramı diye de geçiyor yanlış bilmiyorsam. Bu ayın bizim için önemi şu, bizim en önemli kültürel etkinliğimiz, tüm toplumun ortak olarak paylaştığı şey bu ayda bizim oruç tutuyor olmamız. Ne demek istiyorum? Sabah ezanıyla yani Güneş doğmadan hemen önce ile Güneş batana kadar arasında yemek yemediğin ama bunun dışında akşam boyunca yemek yiyebildiğin bir dönem. Bu böyle çok inançlı olmayan insanların bile yaptığı bir şeydir oruç tutmak. Çünkü dediğim gibi, kültürel bayağı önemli bir yanı var bence. Hem onu paylaşıyoruz toplum olarak genellikle bu ay içerisinde hem de camilerin üzerine asılan yazılar olur ya... Neydi adı? Anımsamıyorum. Bir ismi var onların. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Bölümlerimize konuk almaya devam ediyoruz! Easy Turkish ekibinden Feyzayı konuk ettiğimiz bu bölümün konusu yalanlar. İnsan ne için yalan söyler sorusuna yanıt aradığımız bu bölümde, yalan söylemenin bir ihtiyaç olup olmadığı, birbirimizi yanıltma eğilimimiz ve daha bir çok şey hakkında konuşuyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Show Notes Kısmetse Olur: https://www.youtube.com/@kismetseoluraskingucu Transcript Intro Müzik Emin: [0:22] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Bu bölümümüzde geçen bölümlerimizden birinde olduğu gibi bir konuğumuz daha var. Hatta bu konuğumuz az önce podcastin başındaki seslendirmenin sahibi olan Feyza bizimle. Feyza, nasılsın? Bize kendini tanıtır mısın? Feyza: [0:41] Merhaba. İyiyim Emin, teşekkürler. Ben de Easy Turkish'in ekran yüzlerinden biriyim. Berkin'le beraber sunuculuğu yapıyorum. Genelde röportajlarda, Super Easy Turkish'lerde yer alıyorum. Onun dışında kanalda bir yılımı doldurdum daha çok yeni. Sen nasılsın Emin? Emin: [1:00] Ben de iyiyim. Teşekkür ederim. Bu bölümümüzün konuğu aslında Berkin olacaktı. Ama Berkin'in herhalde kulaklığı kırılmış. Acil bir oyuncu değişikliği oldu ve Feyza bu bölümde bizlerle. Cihat, ne düşünüyorsun? Artık introlardan sonra sana paslamıyorum. Sana nasılsın diye sormuyorum. Bu kıskançlığın devam ediyor mu? Cihat: [1:19] Evet. Ezberlediğim o giriş cümlemi artık söyleyemiyorum, ezberlediğim tonla. Ama ben şuna çok tutuldum şimdi: Niye yedek oyuncu falan dedin ki yani? Bunu çok güzel yönetebilirdin. Şimdi biraz böyle şey yaptın... Aslında Berkin'i istiyorduk da... falan gibi oldu. (Evet.) Emin: [1:36] Hayır, hayır. O manada söylemedim. Sadece hiyerarşik düzen... Feyza: [1:39] Biraz kalbim kırıldı. Emin: [1:40] Yani hiyerarşik düzende, atıyorum Berkin'i bekleyen izleyicilerimiz olursa, dinleyicilerimiz olursa onun bir açıklamasını yaptım. Neden yaptım ben de bilmiyorum ama... Feyza: [1:50] Nasıl bir hiyerarşiden bahsediyoruz? Kıdem mi? Emin: [1:52] Kıdem. Kıdem hiyerarşisi. Aynen. Feyza: [1:55] Evet, evet. Ben de aslında Berkin'den ve Emine abladan sonra çıkmayı tercih ederdim. Hani onların ne söyleyeceğini duymak benim için belki daha rahatlatıcı olabilirdi ama... İyi gidiyor şu an. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Special Guest: Feyza.

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Kendimizi yaşadığımız yere ait hissediyor muyuz? Yaşam alanlarımızı nasıl kişiselleştirdiğimizi, bir yere ait hissetmek için nelere ihtiyaç duyduğumuzu konuşuyoruz. Konfor alanları ve yeni tecrübeler arasında nasıl karar verdiğimizi tartışıyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Müzik Haftanın Konusu Emin: [0:21] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Her bölümde olduğu gibi bugün yine Cihat'la beraberiz. Nasılsın Cihat? Cihat: [0:31] İyiyim Emin. Teşekkür ederim. Ya senin bu ses tonundaki keskinlik, kelimelere vurgun falan fark ediyorum ki her tanıtımda bir şov yapıyorsun aslında. Sonra ben normal konuşma dilimle geliyorum. Böyle iki farklı seviyede konuşuyoruz sanki. Onu fark ettim şu an. Emin: [0:49] Ya başlangıçta biraz kasıyorum. O doğru. Ama ondan sonra ben de normale dönüyorum. Cihat: [0:54] Şey zannedebilir dinleyenler, bu kaydedilmiş bir şey. Podcast'in başına koyuyoruz zannedebilir. (Aynen.) Çünkü cümle hep aynı yani. Emin: [0:59] Aynen. Her bölüm başında aynı şeyi söylüyoruz. Cihat: [1:05] Aynı vurguyla, aynı şekilde gerçekten. (Aynen.) İyiyim bu arada. Umarım sen de iyisindir. Direkt konuya girmek istiyorum. Çünkü çok kısa süreli bir 'deadline'ı olan bir işim var. Askerlik başvurusu. Emin: [1:20] Aaa! Başvurdun mu? Cihat: [1:21] Bedelli askerliğe başvuruyorum. (Hayırlı olsun.) Önümdeki sekmede açık yani. Şimdi ama şu an bunu yapmayacağım tabii ki. Ama bir sorum var. Askere hangi zamanda gidilir? Askerlik tecrübesi olan bir insan olarak bana biraz bu konuda bilgi vermeni istiyorum. Çünkü ben buraya Aralık yazdım en başa. Emin: [1:40] Şimdi aralık bence en kötü gidilebilecek aylardan biri. Çünkü çok büyük ihtimalle Türkiye'nin doğusundaki yerlerden birinde askerlik yapacaksın. Aralık ayında da o yerler çok soğuk olacağından ötürü birazcık zorlayacağını düşünüyorum. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Yeni Şafak Podcast
Yasin Aktay - Ne diyeceğimi biliyor musunuz?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Nov 23, 2022 6:06


İnsanı insan yapan, insanlık yolculuğunda ilerleten şey birşeyler işitmeye, işittiklerinden öğrenmeye, öğrendiklerinden kendini değiştirmeye açık olma seviyesidir. Ama hepimiz de biliriz ki insan her zaman işitmiyor, işitse öğrenmiyor, öğrense de bunu eyleme dönüştürmüyor. Nedir bu farkı oluşturan şey? Kimden ne işiteceğimize, işittiklerimizden ne öğreneceklerimize, öğrendiklerimizden neyi eyleme geçireceğimize kadar geçen süreçte kendi farkımızı ortaya koyuyoruz. Bir kulağımız var ve bu istesek de istemesek de birşeyleri bize işittiriyor. İstemeden işittiklerimiz ile “bile-isteyerek, arayarak” işittiklerimiz arasında hangi ses, kimin sözü, neremize ne kadar ulaşır? “Biri ötekinin gelişine nasıl hazırlanmalı? Öteki, öteki olarak, insanın tam olarak hazırlanmadığı kişi değil midir? Hazırlık, ötekini kendi başkalığından kurtarmıyor mu, yani biz hazırsak, o zaman gelen şey öteki değil aynı olan, yani tam da beklediğimiz şey olmuyor mudur? Ötekine karşı gerçek konukseverlik, kişinin her şeye hazırlıklı olduğu, yani aslında hazırlıklı olmadığı anlamına gelen belirli bir şartsızlığa sahip olmayı gerektirmez mi? Ötekinin gelişi için yeterli olan tek hazırlık, gelecek olana hazırlıklı olamayacağımızı itiraf etmek midir? O halde nasıl hazır(lıksız) olunabilir, yani asla hazır olamadığımız birinin ilerleyişi için nasıl hazırlıklı olunabilir?” John D. Caputo'nun bu soruları Öteki'ne karşı, aslında dosta karşı, onun gelişine veya onun bize seslenişine nasıl ve ne kadar hazır olduğumuza dair sorulmuş oldukça uyarıcı sorular. Tam bu sorular nedense bende Nasrettin Hoca'nın meşhur düşündürücü fıkrasında yaptığını andırır. Hoca'nın bir gün camide vaaz kürsüsüne çıkıp cemaate sorduğu soruyla başlayan fıkra: “cemaat, bugün size ne diyeceğimi bilir misiniz?” Cemaat şaşkın, hiç beklemedikleri ve bir anlam vermedikleri bir soru. Nereden bileceklerdir ki? Aynen öyle derler: “hayır hoca, bilmiyoruz”. Bu cevap üzerine Hoca şöyle bir bakar cemaate “iyi, o halde anlatmayayım” der. Cemaat iyice şaşkın. Biliyoruz mu demeliydik? Hoca bilmediğimizi anlatmak için yok muydu zaten orada? Neyse, aradan bir hafta daha geçiyor, cemaat ve hoca tekrar biraraya gelirler, Hoca yine kürsüde etrafına tekrar bakındıktan sonra aynı soruyu tekrarlar: “Cemaat, ne diyeceğimi biliyor musunuz” Cemaat yine şaşkın, geçen haftaki olayın tekrarlamasını hiç beklemediği için hazırlıksız ama o anda herkeste bir refleks olarak geçen haftaki cevabı verdikleri taktirde hocanın konuşmayacağını düşünerek hepsi birden “biliyoruz” deyiverirler. Hoca bu söz üzerine de “iyi o halde, madem biliyorsunuz, anlatmama gerek yok”. Cemaat iyice şaşırmıştır. Bu sefer bir hafta sonrasını iple çekmişlerdir çünkü iki defa tekrarlayan mutlaka üçüncü defa da tekrarlar diye düşünerek hazırlığını yapmıştır. Hoca tekrar kürsüye çıkıp “cemaat ne diyeceğimi biliyor musunuz?” diye sorunca cemaat hazırlık yapmakta isabet ettiklerini düşünür. Hemen kararlaştırdığı gibi, bir kısmı “biliyoruz” der, bir kısmı da “bilmiyoruz” der. Ne var ki, Hocanın cevabı değişmemiştir. Bu sefer “iyi o vakit, bilenler bilmeyenlere anlatsın” diyerek yine hiçbir şey anlatmadan kürsüden iner. Hiçbir şey anlatmadan üç hafta yaptığı bu hareketle aslında İsmet Özel'e göre de hoca çok şey anlatmıştır (Zor Zamanda Konuşmak). Hocanın kürsüden söyleyeceği şeyi, söyleyebileceği şeyleri hiç bilmeden camiye gelenler ne aradıklarına dair hiçbir fikirleri olmayan, işi tamamen rutine bağlamış insanlar. Hoca ne anlatsa zaten hiç bilmediği için hiçbir şey de duymayacak, öğrenmeyecektir. Hocayla arasındaki iletişim gelmekte olan dostu karşılamaya hazır bir insanın iletişimi değildir. Burada camideki vaaz ne söylese söylesin, kendi rutininde hareket eden cemaatin hayatını değiştirmeyecektir. Onlara bir şeyler anlatarak, bilmedikleri ve bilmeyecekleri şeyleri söyleyerek kendini harap etmenin anlamı yok.

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Berber tecrübelerimizi konuşuyoruz. Türkiye'de berberlerde yaşadığımız ilginç anları ve berberlere dair tespitlerimizi paylaşıyoruz. Berber ve kuaför arasındaki farkı anlamaya çalışırken, Avrupa'da popülerleşen Türk berberleri takdir ediyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Müzik Haftanın Konusu Emin: [0:20] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugün yine her zamanki gibi Cihat'la beraberiz. Nasılsın Cihat? Cihat: [0:30] İyiyim Emin. Teşekkür ederim. Geri aldın sunuculuk işini. (Beğenmedim seni.) Geçen bölümden sonra... O yüzden mi oldu? Tüh. Emin: [0:35] Şaka yapıyorum tabii ki. Sadece... Yani beş saniye önce sormam üzerine sen dedin ki "Sen yap.". Ben de yaptım. Cihat: [0:47] Evet, doğru. Ya bunun arka planını bilmedikleri için, bunun hakkında bir rekabet olması fikri çok komik gelmişti bana. Emin: [0:53] Evet, sanki ben böyle çok hırslı biriymişim, ben başlatmalıymışım gibi bir izlenim oluşturma lütfen. Cihat: [0:59] Tamam. Dinleyicilerimizi yanlış yönlendirmeyelim. Zaten lise hayatımız bu yanlış yönlendirmelerle geçti. Emin: [1:05] Aynen öyle. Eee, ne yapıyorsun bugün? Cihat: [1:09] Bugün... Ya bugün çalıştım. Sonra gittim tıraş oldum. Yani günün en önemli noktası benim çalışmayı bırakıp "Ben tıraş olacağım." dediğim andı. Heyecanla bu anı bekledim. Çünkü... Gerçi sen uzun zamandır görmedin. Saçım ve sakalım uzamıştı yani bir miktar. Saçım değil de sakalım çok uzamıştı. (Geçen görüştük ya?) Ondan sonra da uzadı işte. (E yani.) İki hafta falan oldu yani. Uzadı, uzadı, uzadı. Dedim ki "Benim bu karmaşıklıktan kurtulmam lazım. Bir berbere gideyim.". Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Gerçek gazetesi
Sungur Savran: Emeğin ve kardeşliğin yüzyılı

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Nov 9, 2022 4:57


Kapansın el kapıları bir daha açılmasın yok edin insanın insana kulluğunu Bu davet bizim! Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür Ve bir orman gibi kardeşçesine Bu hasret bizim! Nâzım Hikmet Recep Tayyip Erdoğan'ın “Türkiye Yüzyılı” olarak adlandırılan vizyon toplantısı, bizim bu köşede bir süredir işlemekte olduğumuz “içe çökme” sürecinin sanki cisimleşmiş bir ifadesiydi. “İçe çökme”den ne anladığımızı daha önce şöyle izah etmiştik: Erdoğan ve partisi AKP iktidara geldiklerinde Türkiye'nin 20. yüzyılın başında Osmanlı'nın İslam dünyası üzerinde sahip olduğu hâkimiyeti yeniden kazanmasını hedefliyordu. 2011'de başlayan bir süreç içinde İhvanı Müslimin (Müslüman Kardeşler) hareketinin birçok Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkesinde hep birlikte yükselişiyle birlikte bu harekete dayanarak bu ülkeler üzerinde nüfuz kurmak AKP'nin ana stratejisi oldu. Bizim Rabiacılık adını verdiğimiz bu strateji çökünce AKP iktidarı kendi içine doğru bir çöküntü yaşamaya başladı. İstibdad rejimi müttefiklerini yitirdi, kendi içinde bölünmeye başladı, çeşitli bileşenleri birbirine omuz atmaya başladı, rejim istikrarsızlaştı ve ufku daraldı. “Türkiye Yüzyılı” vizyonu silkinmek, bu çöküntü durumundan kurtulmak için yapılmış bir atak gibi görünüyordu. Daha ilk adımda içinin bütünüyle boş olduğu ortaya çıktı! Erdoğan ve yardımcıları yeni tek bir nokta bulamamışlardı. Erdoğan, somut projelerin seçim döneminde ortaya konulacağını söyledi. Şimdilik ailemizi “sapkın” akımlardan korumak, Kanal İstanbul'la bölgeyi ve Marmara Denizi'ni tarumar etmek, 12 Eylül 2010'da zaten son verdiğini iddia etmiş olduğu 12 Eylül askeri rejiminin anayasasının yerine yenisini yapmak gibi, zaten ortada dolaşmış olan birtakım fikirler yeniden ısıtılarak masaya konuldu. Bir alay edebiyattan başka hiçbir şey yoktu bir buçuk saatlik konuşmanın içinde. Bu, “içe çökme” sonucunda Erdoğan'ın ve AKP'nin ufkunun da kapandığının resmidir! Bu “Türkiye Yüzyılı” meselesi, AKP etrafında toplanmış, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve daha sonra Kara Afrika bölgelerine göz koymuş, İslam'ı da bu “fütuhat”ın örtüsü haline getirmek isteyen bir ekibin 2011'den beri savunduğu fikirlerin mantıksal (ve mantıksız!) sonucu. Bunlar yıllardır “dünya yeniden paylaşılmaya başladı, Türkiye de payını almalıdır” deyip duruyorlar. Bundan önceki paylaşımların on milyonlarca insanın hayatına mal olması bunları hiç tereddüde sürüklemiyor. Evet, insanlık NATO'nun emperyalist çıkarları savunma kararlılığı dolayısıyla yeniden bir dünya savaşının eşiğine geldi, doğru. Ama bu “vizyon”, yani yağmaya katılma sıtması bütün ülkeleri kavrarsa, bu sefer insanlığı yok oluş tehlikesi bekliyor. Aynen ilk iki dünya savaşında olduğu gibi bu felaketi sadece bütün ülkelerin işçilerinin devrimde birleşmesi engelleyebilir. Birinci Dünya Savaşı'nı Rus ve Alman devrimleri bitirdi. İkinci Dünya Savaşı'nı Sovyet işçi devleti ve Fransa'dan Çin'e komünist partizanlar ve gerillaların faşizme karşı mücadelesi. Bu sefer de öyle olması gerekiyor. Devrim olmazsa insanlık yok olacak. Devrim olursa kimsenin hâkimiyetinin değil ulusların nihayet kardeşçe yaşamasının koşulları oluşacak. Yani 21. yüzyıl ya olmayacak ya da emeğin ve kardeşliğin yüzyılı olacak. Bu bizim davetimiz işte!

MyMecra Podcast
Beyin Göçü Bir Ülkenin Felaketidir - Savaş Şafak Barkçin | Bi' De Buradan Bak

MyMecra Podcast

Play Episode Listen Later Nov 3, 2022 23:43


Bi' De Buradan Bak yine çok çarpıcı, yine çok gerçekçi! Savaş Şafak Barkçin, Bi' De Buradan Bak programında, tarihte iz bırakan olayları, kendine has üslubu ve tüm gerçeklikleriyle enine boyuna anlatıyor... Savaş Şafak Barkçin yeni bölümde başlıca şunları söyledi: İnsanlar deli değil, niye göç etsinler ki? Bir insan durduğu yerden niye gitsin ki? Atalarının yeri, ekmek yediği yer, tanıdığı yer, dilini biliyor, adetini biliyor, kültürünü biliyor, insaları tanıyor, çevresi var, işi var, gücü var... Bir insanın göç etmesi zorla olur. O zorla illa birileri gelip sopayla, değnekle kovması demek değil. Bir insan, bir toplum, kavimler, milletler bugün de yaşıyoruz bunu. Afrika, Orta Doğu'dan, Afganistan, Orta Asya'dan batıya doğru, Avrupa'ya doğru akış kitlesel bir göç, kişisel bir göç değil. Çok kritik bir olay. Şu anda biz dünya tarihinin şekillendiği bir dönemin içindeyiz. Aynen ırmağın içinde olmak gibi nereye aktığını göremiyoruz ama çok büyük bir gelişmenin içindeyiz çünkü göç dalgaları hem yoğunlaştı hem hızlandı hem de göç eden kitlelerin sayısı çok büyük. Dolayısıyla bunun önünde durulamayacak kesinlikle. Avrupa şu anda kitleler tarafından işgal ediliyor. Peki bu insanlar Afganistan'ı niye terk ediyor? Suriye'yi niye terk ediyor?... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...

Kerem Önder
Hep gülüyorsun ama hiç ağlamıyorsun! / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Oct 28, 2022 48:05


“Şimdi siz bu söze (Kur'an'a) mı şaşıyorsunuz?” Necm 59 “Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?” Necm 60 “Ve siz gaflet içinde oyalanmaktasınız!” Necm 61 “Artık secdeye varın, Allah'a kulluk edin.” Necm 62 “Artık secdeye varın, Allah'a kulluk edin.” Necm 62 “Ayetteki, "söze" ifadesi ile, "Kur'ân" kastedildiği söylenmiştir. Buradaki "bu" ism-i işaretinin, "âzlfe" (yaklaşan kıyamete) işaret olması da muhtemeldir. Çünkü müşrikler, dağıtıp bozulduktan sonra, insanın etinin-kemiğinin bedeninin, yeniden meydana getirileceğine ihtimal vermiyorlardı. Ayetteki "gülüyorsunuz" ifadesinin, "Bu söze gülüyorsunuz" manasında olması muhtemeldir. Nitekim Cenâb-ı Hak, Musa (a.s) hakkında "O onlara ayetlerimizi getirdiğinde, onlar gülüveriyorlardı" (Zuhruf,47) buyurmuştur. İşte bu müşrikler de, Hz. Peygamber (s,a.s)'in dediklerine ve Kur'ân'a gülüyorlardı. Ayetin bu ifadesinin, kıyamet hadisesinin duyulmasına karşı, mutlak manada gülmeyi kabul etmeyen bir ifade olması da muhtemel olup, "Siz kıyametin yaklaştığını duyduğunuz halde güler misiniz? Halbuki bu durumda gülmemeniz gerekir" demektir. Ayetteki, "Ağlamıyorsunuz da" ifadesi, "Size düşen, bundan dolayı ağlamanızken, bunu bırakıp da aksini yapıyorsunuz" manasınadır. Ayetteki, "Sâmidûn" kelimesi, "gafiller" manasınadır. Bu kelime ism-i fail sigasıyla getirildi. Çünkü gaflet, devamlı olan bir şeydir. Ama gülmek ve şaşmak, olup olup kaybolan bir şeydir.” Razi Ölümden, ancak bir bebeğin doğumdan korktuğu kadar korkuyorum! "Hüzne yapışın. Zira hüzün, kalbin anahtarıdır." Hadis “Bana az önce şu duvarın kenarında cennet ve cehennem gösterildi. Hayrın yapılmasının ve şerden kaçınılmasının önemli sonuçları olduğunu bu günkü kadar görmedim. Eğer benim bildiğimi bilseydiniz az güler, çok ağlardınız.” (Buhârî, Salât, 51; Müslim, Fezâil, 134) Abdullah b. eş-Şihhir (RA.): Bir gün Resulullah (s.a.v.)'in yanına vardım. Namaz kılıyordu. Ağlamaktan göğsünde, kaynayan tencerenin sesi gibi bir inilti vardı. “İki göz var ki, onlara asla ateş dokunmaz; bunlardan biri Allah korkusundan gözyaşı döken göz, diğeri ise Allah yolunda nöbet tutarak geceyi geçiren (ve uykusuz kalan) göz.” (KenzuTummal, h. no: 5875) "Gülene neden gülüyorsun diye sorulmaz ama ağlayana neden ağladığı sorulur. Sen de dualarında ağla ki, Rabbin sebebini sorsun. İçteki kiri su değil, ancak gözyaşı temizler." (Mevlânâ Celaleddin Rûmi) “Müminler ancak kardeştirler...” (Hucurât, 10) “Mü'min kardeşinin derdiyle dertlenmeyen bizden değildir.” (Hâkim, IV, 352; Heysemî, I, 87) “Güler yüzle insanlara selâm vermen sadakadır.” (Câmiü's-Sağîr, 4/1513) “Allah yumuşak ve güler yüzlü kimseyi sever.” (Câmiü's-Sağîr, 2/503) “İki çeşit gülme vardır: Bir gülme vardır ki, Allah sever. Bir gülme vardır ki, Allah gazap eder. Allah'ın sevdiği gülme şudur: Kişi görmeyi arzuladığı bir din kardeşiyle karşılaşır ve onu gördüğünden dolayı sevinir. Allah'ın gazap ettiği gülme ise, kişi incitici, eziyet verici, küçük düşürücü, alay edici, kaba veya batıl bir sözü hem gülmek ve hem de başkalarını güldürmek amacıyla söyler. Bu yüzden yetmiş kat Cehennem uçurumundan aşağı yuvarlanır.” (Câmiü's-Sağîr, 3/1149) "Mü'min bir günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta belirir. Eğer o günahtan el çeker, Allah'tan günahının affını dilerse, kalbi o siyah noktadan temizlenir. Eğer günaha devam ederse, o siyahlık artar. İşte Kur'ân'da geçen 'günahın kalbi kaplaması' bu mânâdadır." İbni mace Yine mi günah işledin? Yine tövbe et o zaman. Vazgeçme, pes etme, teslim olma şeytana hemen. Yoldan geçen bir taksi, çamur birikintisini üstüne sıçrattığında hemen eve koşar ve elbiseni değiştirirsin değil mi? Aynen bu telaş ile Allah'ına tövbe et ve hemen değiştir halini. Eve gidip gidemeyeceğin de belli değil, toparla kendini. "Allah, sizin tevbenizi kabul etmek istiyor. Halbuki şehvetlerine uyanlar ise, sizin doğru yoldan büyük bir meyil ile sapmanızı istiyorlar." (Nisa 27)

Hizmetten
“Biz, evet, sizin gibi ancak birer beşeriz ” | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Oct 22, 2022 7:21


Bu video 21/08/2016 tarihinde yayınlanan "TEVEKKÜL İÇİNDE SABREDECEĞİZ!.." isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel... “Allah, kulları içinde her kimi dilerse ona hususî bir ihsanda bulunur.” Onlar ise şöyle karşılık verdiler: قَالُوا إِنْ أَنْتُمْ إِلاَّ بَشَرٌ مِثْلُنَا تُرِيدُونَ أَنْ تَصُدُّونَا عَمَّا كَانَ يَعْبُدُ آبَاؤُنَا فَأْتُونَا بِسُلْطَانٍ مُبِينٍ “Dediler ki: Siz de bizim gibi ancak birer beşersiniz; bizi atalarımızın tapageldiği ‘ilâh'lardan vazgeçirmek istiyorsunuz. (Eğer iddianızda doğru iseniz,) haydi bize açık ve karşı çıkılmaz bir delil (bizi inanmaya mecbur edecek bir mucize) getirin!” (İbrâhîm Sûresi, 14/10) “Siz de bizim gibi insansınız!” Sathî bakış öyle.. Doğru; el-ayak, göz-kulak, dil-dudak görünce, öyle diyor; bu, sathî bakış.. bakıp görememe. تُرِيدُونَ أَنْ تَصُدُّونَا عَمَّا كَانَ يَعْبُدُ آبَاؤُنَا “Sizin derdiniz, bizi, babalarımızın ibadet edegeldiği (hani meşhurları olan Lat, Menat, Uzza, İsaf, Nâile) bu putlara tapmaktan alıkoymak.. (Kâbe'nin çevresini ve içini kirleten) 360 küsur putlara tapmaktan alıkoymak; derdiniz bu!” (Efendimiz için olunca böyle..) فَأْتُونَا بِسُلْطَانٍ مُبِينٍ “Bize apaçık, gözü açan, bâriz, beyyin bir bürhan, bir delil, bir sultan getirin!” “Sultan” kelimesine, Kur'an-ı Kerim tefsirlerinde, bu manaların hepsi veriliyor; “bürhan” deniyor, “ilzam edici bir şey” deniyor, “bir mucize” deniyor, “bir harika” deniyor. Hani “gökten bir taş gelsin!” (İsrâ Sûresi:92; Şuarâ Sûresi:187), “Ay parçalansın!” diyorlar. Bütün bunların hepsi, o sultan. Kâfirler, münafıklar, putperestler, mülhitler, böyle diyedursunlar; Peygambere gelince: قَالَتْ لَهُمْ رُسُلُهُمْ إِن نَّحْنُ إِلاَّ بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ وَلَكِنَّ اللّهَ يَمُنُّ عَلَى مَن يَشَاء مِنْ عِبَادِهِ وَمَا كَانَ لَنَا أَن نَّأْتِيَكُم بِسُلْطَانٍ إِلاَّ بِإِذْنِ اللّهِ وَعلَى اللّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ “Rasûlleri onlara şöyle karşılık verdi: Biz, evet, sizin gibi ancak birer beşeriz. Fakat Allah, kulları içinde her kimi dilerse ona hususî bir ihsanda bulunur. Sonra, Allah izin vermedikçe size herhangi bir delil getirmemiz de söz konusu olamaz. Mü'minler, (her meselede) ancak Allah'a dayanıp güvenmelidirler.” (İbrâhîm Sûresi, 14/11) Bu ayetlerde قَالَتْ “Kâlet” denilerek kelimenin müennes olarak kullanılması insanın kafasına takılabilir. Evet, niye müennes kelimeyle ifade edilmiş? Hani كُلُّ جَمْعٍ مُؤَنَّثٌ filan dersiniz. “Cem-i müzekker-i sâlimin gayrı her cemi, cemaat tevili ile te'nis hükmündedir.” denir. Fakat enbiya-i izâm için, “cem-i müzzekker-i gayr-ı sâlim” demek doğru değildir. Allahu A'lem, onlar kavimleri karşısında, zâhiren, bir zaafa uğradıklarından dolayı, “cemaat halinde” ama öyle bir cemaat halinde, “Hiç olmazsa öyle bir cemaati dinleyin!” manalarına işaret edilmektedir. Ayette رُسُلُهُمْ “Rusülühüm” denilmek suretiyle, aynı zamanda bütün Peygamberlerin de mesajı olduğu yeniden vurgulanıyor. قَالَتْ لَهُمْ رُسُلُهُمْ إِنْ نَحْنُ إِلاَّ بَشَرٌ مِثْلُكُمْ “Biz, evet, sizin gibi ancak birer beşeriz.” Bu doğru. Bakın, objektif; birine bir şeyi anlatırken, onların doğrularını da doğrulamak lazım; tâ bir yönüyle sizin insafınız, objektif düşünceniz, aynı zamanda, onları da objektif düşünceye sevk etsin. Doğru, o açıdan doğru. قَالَتْ لَهُمْ رُسُلُهُمْ إِنْ نَحْنُ إِلاَّ بَشَرٌ مِثْلُكُمْ Biz de sizin gibi birer insanız, “misl”iniziz… Fakat burada da aynı zamanda “misl” kelimesi kullanılıyor; mesela إِنْ نَحْنُ إِلاَّ بَشَرٌ عَيْنُكُمْ değil. “Aynen sizin gibi” değil, “misil”; dış ve heykel itibarıyla, fizyolojik ve anatomik açıdan bakınca, “Evet, sizin gibi; el-ayak, göz-kulak, dil-dudak bakımından “misl”iniziz; fakat “aynı” değiliz sizinle. Onu da müşrik kafası anlar mı, anlamaz mı? Amma, Kur'an-ı Kerim, anlasınlar diye söylüyor.

Yeni Şafak Podcast
Serdar Tuncer - Okumak yazmaktan daha zor geliyor

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Oct 22, 2022 4:38


Bir kitap fuarının dinlenme salonunda yazdığı iki kitabı fakire hediye eden genç bir yazar dostumuzla aramızda şu minval bir konuşma geçti: -Kitap okuyor musunuz dostum? -Okuyorum hocam -Kimleri okuyorsunuz peki? -Necip Fazıl, Mevlana... -Necip Fazıl'ın hangi kitaplarını okudunuz? -Çile ve O ve Ben... Zaten biliyorsunuz Üstad'ın bütün kitapları Çile'de vardır. -Bütün şiirleri deseniz tamam ama bütün kitapları derken neyi kast ettiğinizi anlayamadım! Üstelik yüz küsur kitabı var Üstad'ın. Ben sadece bu ikisini okusam Necip Fazıl okudum diyemezdim. -Yani Çile'de hepsi yok mu hocam? -Yok elbette. Bütün kitaplarında ızdırabını çektiği nazlı fikir, tefekkürüne yön veren asil çizgi, anlatma derdine düştüğü hakikat şiir formunda Çile'de mündemiçtir deseniz tamam ama bütün kitapları Çile'de vardır gibi bir hüküm cümlesi kurmak çok abartılı ve tembelliğimizi gizlemeye süslü bir kılıf gibi değil mi sizce de? Öyle okuyanları var ki Üstad'ın, külliyatı birkaç kez devirmekle yetinmeyip Necip Fazıl'ın kitaplarında işaret ettiği yazarların kitaplarını da bir bir mütalaa etmişler de hâlâ Necip Fazıl okudum diyemiyorlar... - Aynen... -Peki Mevlana'nın hangi kitaplarını okudunuz? -Sinan Yağmur'un yazdıklarını... -Öyle mi? Sinan yağmur kitaplarında Mevlana'dan anladıklarını anlatır, onlar Mevlana'ya dair Sinan beyin yazdıklarıdır malum; ama siz Mevlana okudum diyorsunuz. Mesela Mesnevî, Fîhi mâ fîh, Divan-ı Kebir, Mektûbat; bu kitaplara şöyle bir göz attınız mı? -Okumadım. -Mevlana okudum diyebilmek için hiç olmazsa Mesnevî-i Şerîf'i birkaç ayrı şârihin kaleminden okumak gerekir, hatta o da yetmez; bir Mesnevihanın önünde diz kırıp talim etmek icap eder, yanılıyor muyum? -Peki başka okuyup beğendiğiniz kimler var? -Ha deyince aklıma gelmiyor hocam. Bu konuşmanın benzerlerini pek çok farklı mekanda yazar ve şair olduğunu ifade eden dostlarla yapmak zorunda kalan birisi olarak yaşadığım hayal kırıklığını kelimelerle tarif etmeme imkan yok. Bazen mahzun bir tebessüm, bazen sitemle karışık bir nasihat ve bazen de ‘ormanları seviyorsan yazma kardeşim' cümlesiyle içim acıyarak mukabele ettim bu dostlara. 35 senedir okuyan, okuduğu kendisine hâlâ yetmeyen, okumaktan laf açıldığında iyi bir okur olamadığını mahcubiyetle ifade etmek durumunda kalan, takribi yirmi beş senedir bu işlerin içinde yer alan, yayınlanmış altı kitabı olan ve hâlâ kendisinden bahisle yazar denilecek olsa yüzü mahcubiyetle kızaran bir adam olarak, yirmili yaşlarına yeni basmış insanların hayran olunası ve fakat içi boş bir özgüvenle ellerinde tuttukları karalamaları kitap; kendilerini yazar olarak takdim etmelerine bendeniz alışamayacağım sanırım.

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin
13: İnternetten alışveriş mi, geleneksel alışveriş mi?

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Play Episode Listen Later Oct 7, 2022 33:20


Mağazalara gidip ürün satın aldığımız günlerden, evden hiç çıkmadan ihtiyaçlarımızı giderdiğimizi günlere geldik. Geleneksel alışveriş yöntemlerinin, yerini yeni nesil alışveriş yöntemlerine bıraktığı çağımızda, kendi tüketim alışkanlıklarımızı inceliyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Show Notes Avrasya Maratonu 1.si Rambo Okan: https://youtu.be/tK_4vvEFIBc Transcript Intro Müzik Haftanın Konusu Emin: [0:20] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugün yine Cihat'la beraberiz. Nasılsın, Cihat? Cihat: [0:28] İyiyim, Emin. Teşekkür ederim. Sen nasılsın? Emin: [0:31] Ben de iyiyim. Tam anlamıyla iyileştim diyemem ama biraz daha iyiyim. Evet, bugünkü bölümümüzün konusunu bizimle paylaşır mısın? Cihat: [0:39] Tabii ki. Bugün tüketim alışkanlıklarımızdan bahsedeceğiz biraz. Geleneksel yöntemlerle mi alışveriş yapıyoruz hala yoksa internet alışverişi hayatımızın merkezine oturdu mu? Bugünün konusu bizim için bu? Emin: [0:51] İnternet alışverişi hayatımın merkezine oturdu diyorum ve bugünkü bölümü sonlandırıyoruz. Cihat: [0:56] Hemen haftanın tavsiyesi kısmına geçelim. Çünkü benim de yanıtım aynı. Emin: [1:00] Aynen öyle. Ya şunu söylemek istiyorum öncelikle: İnternetten alışveriş olmadan önce de ben geleneksel alışveriş yöntemini sevmiyordum ve mecbur kalmadıkça yapmıyordum. Cihat: [1:13] Ne demek istiyoruz? "Geleneksel alışveriş" yöntemi dediğimiz şey ne ama onu da bir belirtelim. Emin: [1:18] Mağazaya gidip fiziksel olarak orada bulunarak, deneyerek, dokunarak görerek alışveriş yapmak. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Boş zamanlarımızda neler yapmaktan hoşlanıyoruz? Bugün, hobilerimizden ve sahip olduğumuz tutkulardan bahsediyoruz. Seyahat etmek, yürümek, müzik yapmak, kitap okumak... Hobilerimizden bahsederken, yıllar içerisinde zevklerimizin nasıl değiştiğini inceliyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Show Notes Haruki Murakami - Koşmasaydım Yazamazdım:https://en.wikipedia.org/wiki/WhatITalkAboutWhenITalkAboutRunning Dolu Kadehi Ters Tut - Hiç İyi Değilim: https://www.youtube.com/watch?v=PrYfHWtYb-Q Büyük Ev Ablukada - Güneş Yerinde: https://www.youtube.com/watch?v=ZXYaTnyaJok Transcript Intro Müzik Haftanın Konusu Emin: [0:20] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugün yine Cihat'la beraberiz. Nasılsın Cihat? Cihat: [0:29] İyiyim Emin. Teşekkür ederim. Sen nasılsın? Emin: [0:32] Ben de iyiyim. Artık podcast bölüm sayımız 11'e geldi. Onlu sayılardayız. Darısı yüzlere ve binlere diyelim. Cihat: [0:41] Bin tane bölümde konuşacak konu bulmakta biraz güçlük çekebiliriz ama umarım bir gün oraya ulaşırız gerçekten. Emin: [0:48] Bence bu dünya gündemiyle çok da zor olmaz ya. Cihat: [0:52] Evet ama biraz böyle genelgeçer, çok yaygın konular üzerine de konuşmaya çalışıyoruz. Bu bir noktada bitecek ve çok daha detay şeyler bulmamız gerekecek gibi geliyor bana. Emin: [1:02] Evet, bence onun da sonu gelmez ya. Bir de, bir kere konuştuğun konu hakkında ileride, atıyorum bir sene sonra, tekrar konuşulabilir. Mesela "Yazın neler yaptın?" sorusu her sene çekilebilecek bir konu. Cihat: [1:15] Sezonluk olarak bu bölümler tekrar tekrar çekilebilir. Doğru söylüyorsun. Emin: [1:19] Aynen öyle. Tabii tekrara çok düşmemek lazım ama... Cihat: [1:22] Buluruz ya bir şeyler. Bunun için uğraşırız yani. Emin: [1:27] Evet. O zaman bugünkü konumuz? Cihat: [1:30] Evet, bugün "Hobilerimiz neler? Neler yapmaktan hoşlanıyoruz boş zamanlarımızda?" onlardan bahsedelim dedik. Direkt başlayalım istersen. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Yeni Şafak Podcast
Tamer Korkmaz - Yüzleşemediğimiz mevzular...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Sep 20, 2022 3:03


“Monarşi, Birleşik Krallığı bir arada tutan bir tür yapıştırıcı güçtür.” ««« Aynen böyle demiş, İngiltere'nin Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Ajay Sharma! (Milliyet, 18 Eylül 2022) VAZİYET İçimizdeki İngiliz Muhiplerinin, “Kraliçe Güzellemeleri” gırla gidiyor. Doksan altı yaşında hayata veda eden İkinci Elizabeth, onların büyükanneleriymiş de haberimiz yokmuş! ««« 1922'de son bulan Osmanlı'ya “küfür kıyamet” ve kurşunlar... 2022'de berdevam İngiliz Monarşisine ise sevdanın yolları! ««« Tunç Soyeropulos'un kulakları çınlasın! NARKOZ Dolmakalemi akıtınca; “Çiçeği Burnunda Kral” Üçüncü Charles, sinirlenmiş... Birleşik Krallığın & İngilizlerin, bunca zamandır dünyanın dört bir yanında akıttığı masum insanların kanları ne olacak, peki? -Dolmakalem muhabbeti varken, onları kim hatırlar ki! ATRAKSİYON Kraliçe, İran'dan dönüşünde Türkiye'ye ilk ziyaretini birkaç saatliğine yaptığında (1961)... Esenboğa Havalimanında 27 Mayıs 1960 darbesinin başı Cemal Gürsel'e “idamların infaz edilmemesi” için ricada bulunmuş! İlber Ortaylı, “Majesteleri'nin Ardından” bu kısacık ziyaretin sebebini hatırlatırken, 2022'de bile Kraliçe'yi sempatik gösterme etme gayreti kusursuzca işliyor. Bir başka deyişle... 1961'de Kraliçe'nin yaptığı atraksiyon veya “PR Çalışması” halen daha tedavülde! ««« Eh, bizler milletçe alışkınız... Atmış bir yıldır “İsmet Paşa, idamları engellemeye çalıştı” hikâyesini dinliyoruz! HAKİKAT “Made in U.S.A” 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin temel gayesi Adnan Menderes'in infaz edilmesiydi. Şöyle de söyleyebiliriz: Başvekil Menderes 17 Şubat 1959'daki uçak “kazasından” sağ kurtulmamış olsaydı; 27 Mayıs darbesine gerek duymayacaklardı! ««« Menderes, İngiltere-Türkiye-Yunanistan görüşmeleri için Londra'ya gidiyordu... Başvekil ve Türk heyetini taşıyan uçak, Londra'nın güneyindeki Gatwick Havaalanı yakınlarında düşüp parçalandı. Heyetteki 14 kişi hayatını kaybederken, Menderes sağ-salim kurtuldu. “Kaza” değildi; sekizde sekiz sabotajdı! ACABA Sabotajın “derin belgeleri” ne zaman gün ışığına çıkacak? Dahası var... İdamından sadece birkaç gün öncesinde Adnan Menderes'in yaşadığı “iğrenç, vahşi, korkunç ve dehşet hadise” bir gün gelip de orijinal belgesiyle birlikte ortaya çıkar mı? İLLÜZYON 16 ve 17 Eylül 2022... Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın idam edilişlerinin Altmış Birinci Yıldönümüydü. ««« Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Kaftancıoğlu da Topkapı'daki anıt mezarı ziyaret edenler arasındaydı. ««« Bunlar, kim mi? -1961'de, üç masumu –27 Mayıs 1960 darbesinin zalim cuntasına– astırtan Haydut Devlet ABD'nin... Günümüz Türkiye'sindeki işbirlikçileri, siyasi temsilcileri!

Yeni Şafak Podcast
Tamer Korkmaz - Geliyor, gelmekte olan: Bakınız, nasıl?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 26, 2022 4:42


“Türkiye seçeneksiz ve çaresiz değildir. NATO'dan ayrılmak bile alternatif bir tercih olarak gündeme alınmalıdır... NATO ile var olmadık. NATO'suz da yok olmayız...” « « « Aynen böyle dedi, MHP lideri Devlet Bahçeli! Dikkat... Bu sözler; öyle heyecanla söylenmiş, hamasi, yarın bir gün kolayca unutulup gidecek duygusal sözlerden değildir! -Ya? 21. Yüzyıl'da Washington'dan

Banu Avar ile Yorum
#78 - Eşref Bitlis Komutan!

Banu Avar ile Yorum

Play Episode Listen Later Feb 16, 2022 2:53


Eşref Bitlis Komutan! Youtube'dan İzleyin : https://youtu.be/j4Gi3Hwmlow Eşref Bitlis Komutan 29 yıl önce katledildi. 1993'ün bir şubat günüydü, Uğur Mumcu cinayetini Eşref Bitlis'in uçağının düşürülmesi takip etti. Sebebi gayet açıktı. Her ikisi de çekiç güç denilen Amerikan kolposunun ‘ne olduğunu', ‘neye evrileceğini' çok önceden görmüştü. Çekiç güç adı verilen operasyonun amacı kukla Kürdistan ya da 2. İsrail'in kurulmasıydı! Eşref Bitlis bu yüzden katledildi. Aile dostumuzdu. Eşi annemin en sevdiklerindendi… Kıbrıs'da görev yaparken annem sık sık ziyaretlerine gitmişti. Katlinden bir yıl evvel Turgut Özal'a yazdığı mektupta: “Çekiç Güç PKK ile hareket ediyor!” demişti… Aynen bugün olduğu gibi Amerikan askerleri Irak'a yerleşir yerleşmez PKK'yı en yakın müttefikleri ilan etmişlerdi. Eşref Bitlis, kukla Kürdistan devleti kurulması sürecini deşifre etmişti ayrıca özel kuvvetler içindeki işbirlikçilerin isim isim bilen bir komutandı. Yani ortadan kaldırılmalıydı! Hatırlayın 1991'deki körfez savaşı, İncirlik'e Çekiç Güç'ün yerleşmesiyle sonuçlanmıştır. İsrail istihbaratı, CIA ve bunların maşaları PKK, Barzani ve ilintili ‘iş' adamları ve siyasiler bir dizi katliama imza atmışlardır. Çekiç Güç'e karşı çıkan asker, sivil, aydın birçok kişi faili meçhul cinayetlerle yok edilmiştir. Güneydoğuda Jandarma Bölge Asayiş Komutanları Hulusi Sayın, İsmail Selen Çekiç Güç'e karşı çıkan iki korgeneraldir. Eşref Bitlis gibi onlar da öldürülmüşlerdir. Cem Ersever ve Mustafa Deniz ve Tuğgeneral Bahtiyar Aydın da katledilmiştir. Ortak özellikleri; Çekiç Güç'e karşı olmaları ve emperyalist hedefi açıklamış olmalarıdır. Kanları yerde kalmayacaktır! Tarih laboratuarı bize gösteriyor ki tek dünya devleri baş aşağı gelmektedir. Dünyanın gidişi farklı yöndedir.

Böyle Buyurdu Zerdüşt
Hayat Daha Mı Tatsız?

Böyle Buyurdu Zerdüşt

Play Episode Listen Later Jan 9, 2022 33:00


Bir yandan ekonomik dertlerle boğuşurken, bir yandan da pandemi öncesine göre aktivitelerimiz benzer olsa bile daha anlamsız, daha heyecansız, daha önemsiz gelmeye başladı. Tek başımıza bu hislerle boğuşmadığımızı düşünüyor ve "Aynen bende de benzer hisler var" diyen insanlara ulaşmaya çalışıyoruz.

Hizmetten
Ye'se kapılmamak lazım! | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Sep 16, 2021 8:04


#mizan​ #hocaefendi​ #fethullahgulen​ Bu video 06/08/2017 tarihinde yayınlanan "SÜFYÂNİYET ÇAĞI, TOPLUMSAL CİNNET VE HUKUK MÜCADELESİ" isimli bamtelinden alınmıştır. Yayının tamamını buradan izleyebilirsiniz:https://herkul.org/bamteli/bamteli-su... Bence, ye'se kapılmamak lazım. Çünkü tarihi tekerrürler devr-i dâimi içinde hadiseler, hep böyle cereyan edegelmiş. Mehmet Âkif, “Kânun-i İlâhî, göreceksin ki, değişmez.” diyor; göreceksin ki, değişmez âdet-i İlahî. Eğer değişseydi, Ulû'l-azim Peygamberler hakkında değişirdi. “Diğerlerini bırak!” sözü ile demeyeceğim, onların hepsi başımızın tacı; fakat şimdilik bahis-mevzuu etmeyelim onları. Hazreti Nuh (aleyhisselam); Kur'an, Ulû'l-azim peygamber olarak ifade buyuruyor mu, buyurmuyor mu? Hazreti İbrahim (aleyhisselam), Hazreti Musa (aleyhisselam), Hazreti İsa (aleyhisselam) ve medâr-ı iftihar, şeref-i nev'-i insan, ferîd-i kevn u zaman, Hazreti Ruh-u Seyyidi'l-Enâm, Hazreti Muhammed Mustafa (sallallâhu aleyhi ve sellem). Şimdi -zannediyorum- Alvar İmamı'nın ifadesiyle, “İnsanlığın İftihar Tablosu'nun başına gelenlerin onda biri eğer sizden birinizin başına düşseydi, araya kılıç girerdi!” Ne demekse?!. Ona (Alvar İmamı'na) göre böyle; ben bunu, kulaklarımla duymuştum. Fakat çevirip şöyle diyeyim; “O'nun (sallallâhu aleyhi ve sellem) başına gelenler, Everest tepesinin başına inseydi, o tepe Lût gölünün dibine dönerdi!” Evet, O'na her şeyiyle medyunuz. “Medyûndur o ma'sûma bütün bir beşeriyyet / Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret.” Hazreti Nuh, katlanmış. Bir yerde iş son kerteye gelince, رَبِّ إِنِّي مَغْلُوبٌ فَانْتَصِرْ “Rabbim, ben mağlup oldum, ne olur bana yardım et!” demiş. Arz-ı hâldir, bu. “Allah'ım! Yenik düştüm. Ne olur, nusretin! Nusretin!..” Tabiatıma mal edeceğim nusretin. “İfti'âl” kipinden alacak olursanız; “Tabiatıma mal edeceğim nusretin, Allah'ım!” O zaman, “Nâçâr kalacak yerde / Nâgâh açar ol perde / Dermân olur her derde / Mevlâ görelim neyler / Neylerse güzel eyler.” (Erzurumlu İ. Hakkı hazretleri) Hazreti Nuh, رَبِّ إِنِّي مَغْلُوبٌ فَانْتَصِرْ deyince, Cenâb-ı Hak, “o sebeple” mi, fâ-i sebebiyye veya “onu müteakip” mi, fâ-i tâkibiyye şöyle buyuruyor: فَفَتَحْنَا أَبْوَابَ السَّمَاءِ بِمَاءٍ مُنْهَمِرٍ * وَفَجَّرْنَا الْأَرْضَ عُيُونًا فَالْتَقَى الْمَاءُ عَلَى أَمْرٍ قَدْ قُدِرَ “Biz de (duasını kabul buyurup), göğün kapılarını açtık da, sular boşalmaya durdu. Yeri de göz göz yarıp, suları fışkırttık. Nihayet, (gökten boşalan, yerden fışkıran) sular, takdir buyurulan işin yerine gelmesi için yükselmesi gereken noktaya kadar yükseldi.” (Kamer, 54/11-12) Gökten boşalan, yerden fışkıran… Bunlar iltika edince, bir araya gelince, yeryüzü -bir yönüyle- seylaplara yenik düşüyor. Ancak onun (Hazreti Nuh'un) “sefine-i necât”ına binenler kurtuluyor, ona inananlar kurtuluyor. Hazreti İbrahim, nâr-ı Nemrud'a atılıyor. Hanginiz nâr-ı Nemrud'a atıldınız? Hazreti Musa -haşa ve kella- bir mücrim gibi adım adım takip ediliyor. Adım adım, tâ zalimler denizde, deryada boğulacakları âna kadar. Seyyidinâ Hazreti İsa (aleyhisselam), yine o Ulû'l-azim peygamberlerden. Nâsıralı genç. Kaçamak, oradan oraya seyahat ediyor; orada burada nasihat ediyor; adım adım takip ediliyor. En sonunda kaldığı yeri keşfediyorlar. Bir dönemde sizin evleri keşfedip baskınlar yaptıkları gibi… Şimdi evleri keşfedip, miting meydanlarında “Tanıdıklarınızı haber verin, baskını biz yapalım. Tanıdıklarınızı haber verin, baskını biz yapalım!..” dedikleri gibi. Aynen öyle…

Yeni Şafak Podcast
Mehmet Metiner - Kontrollü Yangın...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 2, 2021 5:37


Bu ülkede bir güruh var ki onlar ülkenin felaketinden memnuniyet duyarlar. Bu güruhun tek derdi vardır: Erdoğan düşmanlığı. “Erdoğan gitsin de ne olursa olsun, isterse ülke batsın!” diyen bir güruhtur bu. Bu güruhun içinden bazı gazeteciler vardır ki onlar açık açık Erdoğan'ın gitmesi için çok büyük bir sel veya yangın felaketinin olması gerektiğini bile söylemekten çekinmezler. Bu güruh, ülkemizin başta turizm beldeleri olmak üzere pek çok ilinde meydana gelen devasa yangın faaliyetlerinin PKK tarafından yapıldığını söyleyenlere karşı nedense ateş püskürüyorlar. “Fail” olarak PKK'yı gösteren yorumlar karşısında ateş püsküren bu PKK sever güruh ne yazık ki Erdoğan'a demediğini bırakmıyor. PKK'ya laf dokundurmayan, dahası PKK eleştirileri karşısında adeta rahatsızlık duyanlar, ülkedeki yangın felaketini siyasi amaçları doğrultusunda kullanmak için adeta yangın siyaseti izlemekten kaçınmıyorlar. İşin tuhaf ve üzücü yanı şu: “Bu işi PKK niye yapsın?” diye soran o güruh, nedense “Yandaşlara imar izni çıksın diye o yerler yakılıyor?” diyerek doğrudan Erdoğan'ı ve hükümetini suçlayıcı bir dil kullanmaktan kaçınmıyorlar. Yani fail olarak PKK'nın adı geçince anında rahatsızlık duyanlar, büyük bir memnuniyetle Erdoğan'ı bu şekilde vicdan ve iz'anla bağdaşmayacak bir şekilde suçlayabiliyorlar. 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi için “kontrollü darbe” diyenler şimdi de belli bir merkezden organizeli ve intikam amaçlı yapıldığı besbelli olan yangınlar için “kontrollü yangın” demeye başladılar. “Kontrollü darbe” için ürettikleri argüman şuydu: “Erdoğan kendi diktatörlüğünü tahkim etmek için kontrolü dahilinde bir darbe girişiminde bulundu.” Peki, “kontrollü yangın” için dedikleri ne? Aynen şu: “Yakılan yerleri imara açmak için.” 1982'de üç bakanlık arasında kanunla belirlenen turizmle ilgili yetkilerin bürokrasiyi ortadan kaldırmak amacıyla tek bir bakanlığın, yani konuyla ilgili Turizm Bakanlığı'nın uhdesine verilmesini “kontrollü yangın” söyleminin altlığı için kullanmaları hakikaten çarpıtmanın ötesinde hazin bir saflaşmanın ürünüdür. Ortada yeni bir kanun yok. Yeni bir kanunla verilen yetki yok. Geçmişte üç ayrı bakanlığa verilmiş yetkilerin tek bir bakanlıkta toplanması olayı var. Hadi o birileri için daha açık diyelim: Yanan yerleri yeni bir kanun çıkartarak ormanları yapılaşmaya açmak gibi bir durum asla söz konusu değil. Bu aleni gerçekliği çarpıtmaktan geri durmayanların “kontrollü darbeciler” güruhundan olmaları elbette dikkatten kaçmıyor. Yani bu güruhun alttan alta demek istediği şu: “Erdoğan iktidarı kendi yandaşlarına turizm beldelerinde imar izni sağlamak için ormanların bile bile yakılmasına göz yumuyor, bunun yasal altlığını da oluşturuyor.” Millet olarak yüreğimiz yanıyor bizim. Devletimiz tüm imkânlarını seferber etmiş durumda. Ama o birilerinin dediklerine ve yaptıklarına bakın hele! Bu mudur yurtseverlik, bu mudur milliyetçilik, bu mudur siyaset Allah aşkına? Yangından mal kaçırmaya kalkışan siyasetçiler “erken seçim” isteyecek kadar ileri gidebiliyorlar. Birileri “istifa” çığlıkları atmaya başlayabiliyor. Bu mudur muhalefet, bu mudur siyaset?

Yeni Şafak Podcast
Yusuf Kaplan - Üstad Sezai Karakoç'un Kurban Bayramı Mesajı

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 25, 2021 4:29


Sezai Karakoç, bu ülkenin medar-ı iftiharı, bilge insanı. Yaşayan sahabemiz: Bu dünyada yaşayan ama bu dünyayı yaşamayan, bu dünyayı aşacak bir çağrıda bulunan, çağrısı çağını kuracak bir düşünürümüz. Sevgili Celâl Fedai kardeşimizin o şair dikkatiyle hatırlattığı gibi, dünyanın yaşayan iki büyük şairi (diğeri İsmet Özel elbette) bu ülkenin çocuğu ama sanki onlar yokmuş, yaşamıyormuş gibi hareket ediyoruz. Oysa bu, bizim yok olduğumuzun, yok olmanın eşiğine savrulduğumuzun ürpertici göstergesi! Üstad Sezai Karakoç, insanı silkeleyip kendine getirici bayram mesajları yayınlıyor. Bu Kurban Bayramı'nda da böyle güzel, yol gösterici, ufuk çizgisi çekici güzel bir bayram mesajı yayınladı. Aynen paylaşıyorum...

Ahmed Hulusi
Evrenin Aslı Bilgidir - Twitter Sohbetleri

Ahmed Hulusi

Play Episode Listen Later Mar 10, 2021 2:17


- Evrenin aslı, Allâh'ın Hayat ve İlim sıfatı diye dinde anlatılmış olan bilgi ve canlılıktır. Aynen beyin gibi! - Beyinde bilgi, sûretleri meydana getirerek, görülen ve içinde yaşanılan dünyayı meydana getirir. - Bilgi-datanın kendi içindeki bir software ile meydana getirdiği varlıklar, algılayan varlıklar halinde tespitler yapar. - Biz gerçekte; ilimden-şuurdan ibaret varlıklarız! Bedensiz, ölümsüz varlığız...

Yaramızda Kalsın
"Düş Yakamdan Taklitçi Kezban"

Yaramızda Kalsın

Play Episode Listen Later Nov 19, 2020 9:38


Yaramızda Kalsın'ın neyi eksik şiarıyla hareket edip herkesin konuştuğu, birbirinin boğazına yapıştığı Bir Başkadır ile ilgili fikirlerimizi beyan ederek başlıyoruz bu bölüme. Aynen abi bir başkadır.. Hemen ardından parmak uçlarımızda yürüyerek Banu Alkan'ın Kylie Jenner'a açtığı kezbanlık davasına uzanıyoruz. Biraz da Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi deyip Mehmet Akif Alakurt'un ölümle tehdit ettiği takipçisine şaşırıyor, Serenay Sarıkaya'dan bornoz ve sweatshirt linki alıyoruz. Bitirişi ise 'Yaşamayanlar' setinde taciz ve hakarete uğrayan Elit İşcan'ın açtığı dava detaylarıyla kişilere yazıklar olsun yağdırıyoruz. (0:11) Ülkeyi birbirine karıştıran Bir Başkadır yorumları ve Nihal Yalçın tepkisi (4:21) Afrodit Banu Alkan'ın Kylie Jenner'a diss atması (5:28) Mehmet Akif Alakurt'un takipçisini ölümle tehdit etmesi (6:26) Serenay Sarıkaya'nın Kerem Bürsin ile aynı olan bornoz ve sweatshirt açıklaması (7:37) Elit İşcan'ın taciz ve hakaret davası açtığı Efecan Şenolsun'a birkaç cümle Yaramızda Kalsın'ı Sosyal Medyadan Takip Edin! Zeynep Karakurt Twitter ve Instagram Yaramızda Kalsın Twitter, Instagram ve Medium Blog.

Gerçek gazetesi
Sungur Savran: Lenin'in küçük kardeşi Trotskiy

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Aug 18, 2020 4:53


Trotskiy sanki Lenin'in küçük kardeşidir. On yaş kadar küçüktür ondan. Onu belki biraz kıskanmıştır küçük kardeşlerde yaygın olduğu gibi, onunla uzun süre kavga etmiştir. Ama Lenin'i kimse onun kadar iyi anlayamamıştır. Anladığı andan itibaren de iki numarası olmuştur. Aynen devrimin iki numarası olduğu gibi, o Finlandiya'da gizlenirken Ekim ayaklanmasının önderliğini yaptığı gibi.

G.A.F. (Gayriresmi Artistik Faaliyet)
S01E16 - Her Güzel Şey Bitermiş, Podcast Nedensiz Zevzeklikmiş

G.A.F. (Gayriresmi Artistik Faaliyet)

Play Episode Listen Later Jun 26, 2020 24:49


Bu bölümü, Efe'nin bölüm girişinde yaptığı daha doğrusu çıkardığı sesler sonucunda bölümü orada kapatarak giden dinleyicilerimize adıyor ve bu açıklama vesilesiyle kendilerinden özür dilemiyoruz zira girdikleri hiç bir beklenti ile ilgili sorumluluk taşımıyoruz. Aynen böyle devam Efeé. Efe'den not: Murat'ın typolarını aynen böyle bırakıyorum siz düşünün.

Radyo Cantık
Aynen veyahut da Evet

Radyo Cantık

Play Episode Listen Later Apr 2, 2020 19:46


Aynen John Wayne

evet aynen
alternatif peron
Konusuzluk Problemi, Jet Kasa, Para ve Aynen Öyle - Kafa Muhabbetleri #5

alternatif peron

Play Episode Listen Later Dec 16, 2019 15:35


Konusuzluk Ayata için bir problem mi? Bizce değil. Yine saçma sapan bir podcast sizlerle.

Virgin Radio - Modern Sabahlar
Modern Sabahlar 648 B: 26.07.2018 Perşembe | İyi kalpli insanların gen haritalarını çıkarmak (sözlü beyan) için soruyoruz: ‘Annenizin babanızın eleştirdiğiniz hangi huyu aynen size geçmiş?..' Organik tarım yapmak için 2 sene stüdyoda

Virgin Radio - Modern Sabahlar

Play Episode Listen Later Jul 26, 2018 37:48


Virgin Radio - Modern Sabahlar
Modern Sabahlar 642 B: 18.07.2018 Çarşamba | İyi kalpli insanların günlük hayatlarını merak ediyor ve soruyoruz: ‘Birinden / bir yerlerden duyup kendi lafınız gibi kullandığınız laf / laflar hangisi?..' Bu sekansımızda da aynen devam ed

Virgin Radio - Modern Sabahlar

Play Episode Listen Later Jul 18, 2018 31:43


Çağlayan Dergisi
Lenfatik Sistemdeki İlahi Sanat / 2018 Haziran

Çağlayan Dergisi

Play Episode Listen Later Jun 14, 2018 9:36


Kılcal damarlarda, kan ile doku arasında alışveriş olur. Kılcal damarlarımızı bahçemizi sulayan hortumlar gibi düşünelim. Bilindiği gibi, bahçeye su verilmezse, bitkiler ölür. Aynen bunun gibi, kalp motoru veya pompası, hayat suyu olan kanı sürekli olarak organlara, dokulara ve dolayısıyla hücrelere gönderdiği için hücreler canlı kalabilir. Ancak bizim bahçelerimizde kullandığımız hortum, bahçedeki kirli şeyleri ve atıkları toplamada kullanılmaz, yani sadece verir, geri almaz.Hâlbuki kılcal damarların dokuya ulaşmadan önceki kısmında şeker, yağ gibi gıdalar çokken dokuyu terk eden kısmında bunların miktarı azalır. Oksijen azalır, karbondioksit artar. Hücrelerin çöpleri olan üre, ürik asit, kreatinin gibi atıklar temiz kanda çok az miktarda bulunurken kirli kanda bunların miktarı çoğalır. Demek ki kılcal damarlarımız sadece beslemez aynı zamanda temizler ve çöpleri toplar. Bu durum, Rabbimizin Kuddûs İsminin bir tezahürüdür.

Virgin Radio - Modern Sabahlar
Modern Sabahlar 540 A: 22.02.2018 Perşembe | Soru: Günlük konuşmalarımızda kaç farklı kelime kullanıyoruz? Cevap: aynen abi... Türkiye'nin ilk frişopunun açılışının yıldönümü yani dati fri... Septum ve sekresyon kelimelerini işin uz

Virgin Radio - Modern Sabahlar

Play Episode Listen Later Feb 22, 2018 41:00