Podcasts about hepsinin

  • 56PODCASTS
  • 90EPISODES
  • 19mAVG DURATION
  • ?INFREQUENT EPISODES
  • May 13, 2025LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about hepsinin

Latest podcast episodes about hepsinin

Yeni Şafak Podcast
İbrahim Karagül - PKK kendini feshetti. 47 yıllık kanlı tarih bitti. Son iki hafta: Hint-Pakistan savaşı, Rusya-Ukrayna barışı, ABD-Hamas görüşmesi, İsrail'in by-pass oluşu... Hepsinde Türkiye kazandı!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 13, 2025 10:49


Son iki haftada bütün dünyayı ilgilendiren olağanüstü şeyler yaşandı. Devam ediyor ve edecek. Yeni küresel güç yapılanmasının şekillenmesine dönük çok büyük adımlar atılıyor. Hepsinin merkezinde Türkiye var. Hepsinde kazanan tarafta Türkiye var. Hepsinde Türkiye akıl ve bilgelikle hareket ediyor. Hepsi Türkiye'nin güç inşasına çok büyük yığınaklar yapıyor. Hepsi Türkiye'nin “Süper Güç” gerçeğini tescil ediyor, ilan ediyor.

Radyo D
İlişkilerin Gizli Dili | 2. Bölüm

Radyo D

Play Episode Listen Later Jan 3, 2025 4:59


Kadın beyni ve erkek beyni arasındaki farklılıklar ve ilişkilere yansıması nedir, nasıl oluyor? ‘'Etkileri nedir? İletişimde neyi etkiliyor? Neden partnerimiz tarafından anlaşılamıyoruz? İlişkilerimizde neden bazen zorlanıyoruz?'' Hepsinin cevabı sizler için burada. Seansta yaşadığım bazı durumları ve bilimsel araştırmaları ele alarak sizlerle paylaşıyorum.

Yeni Şafak Podcast
ABDULLAH MURADOĞLU - 2025'e girerken..

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Dec 31, 2024 5:25


“20. Yüzyıl” geçmemiştir bile, bütün ağırlığıyla “21. Yüzyıl”ın içindedir. 2025'e girerken 20. Yüzyılın iki dünya savaşının sonuçlarıyla boğuşuyoruz hâlâ. Ukrayna-Rusya Savaşı, Filistin'de “soykırım”, Lübnan'da “devlet krizi”, Asya-Pasifik'te “Tayvan”. Liste uzayıp gidiyor. Hepsinin kökü 20 Yüzyıl'da. Her iki dünya savaşı da Kapitalist Batı uygarlığının krizlerinin sonucuydu. “Osmanlı İmparatorluğu”nun tasfiyesini ve modern Ortadoğu'nun sözde inşasını anlatan David Fromkin'nin kitabına “Tüm Barışlara Son Veren Barış” başlığını koyması gayet yerindeydi. “Osmanlı'nın Çöküşü: Ortadoğu'da Büyük Savaş 1914-1920” başlıklı kitabın yazarı Eugene Rogan ise kendisiyle yapılan bir röportajda “Avrupa'daki bir çatışmayı dünya savaşına dönüştürenin gerçekten de Orta Doğu olduğunu iddia ediyorum” diyordu.

Turkish Stories
TÜRKÇE OLİMPİYATLARI / Turkish Stories

Turkish Stories

Play Episode Listen Later Dec 23, 2024 3:47


TÜRKÇE OLİMPİYATLARI Avrupa'dan, Amerika'dan, Afrika'dan, Asya'dan ve Avustralya'dan gelen yüzlerce Türkçe sevdalısı genç, Türkiye'ye beşinci mevsimi yaşatıyor. Tam on iki yıldır Türkçe Olimpiyatları'na katılan gençler bizlere bu neşeyi, bu sevinci ve bu gururu tattırıyorlar. Bize benzemiyorlar ama bizim gibi konuşuyorlar, bizim şiirlerimizi, bizim şarkılarımızı okuyorlar. Sonra da ülkelerine dönüyorlar. Onları gözümüzle görmesek, seslerini duymasak bunun bir rüya olduğunu düşüneceğiz. Onları başka gezegenlerden gelmiş uzak akrabalarımız zannedeceğiz. Böyle sıra dışı güzelliklerin ancak hayallerde ya da rüyalarda olabileceğini düşünürüz. Ama o rüyayı çok uzun yıllar önce birileri görmüş ve bu hayali gerçeğe dönüştürmek için başka memleketlere gitmişler. Şimdi de bu gidişin bir meyvesi olan öğrenciler Türkçe Olimpiyatları'nda yarışmak için Türkiye'ye geliyorlar. Türkçe konuşan, şarkı söyleyen, şiir okuyan bu öğrenciler, beni duygulandırıyor ve bana gurbete gidişin hüznünü yaşatıyor. Bana “Eskici” hikâyesini hatırlatıyor. Bu acıklı hikâyede olaylar şöyle gelişir: O talihsiz savaş yıllarının ardından Hasan, önce babasını sonra da annesini kaybeder. Beş yaşındaki yetim Hasan, komşularının yardımıyla vapura bindirilir ve Filistin'deki halasının yanına gönderilir. Dilini bilmediği insanların yanında olan Hasan, hatırladığı üzere. Bir gün halası, sokaktan bağırarak geçen bir ayakkabı tamircisini çağırır. Küçük Hasan, bahçede ağzına bir avuç çivi doldurarak ayakkabıyı tamir eden adamı hayretle seyretmeye başlar. Bir aralık nerede, kimlerle olduğunu unutan çocuk, adamla Türkçe konuşmaya başlar: – Çiviler ağzına batmaz mı senin? Eskici, başını şaşkınlıkla kaldırıp Hasan'ın yüzüne bakar: – Türk çocuğu musun be? Hasan: – İstanbul'dan geldim… Eskici: – Ben de o taraflardan, İzmit'ten geldim, der. Altı aydan beri susan Hasan, durmadan, dinlenmeden, nefes almadan, o nazik sesiyle sürekli konuşur. Adam, artık erişemeyeceği yurdunun bir deresini, bir rüzgârını, bir türküsünü dinliyormuş gibi çocuğu dinler. Sonra işini bitirir ve kalkıp gitmeye hazırlanır. O zaman görür ki memleketlisi minik Hasan ağlıyor. Eskici, başka söz bulamaz. – Ağlama be, ağlama be! Hasan, bir daha Türkçe konuşacak birini bulamayacağı için ağlamaktadır. Hasan ve Hasan gibilerin yaşadığı karanlık rüyaların üzerinden çok yıllar geçti. Hasan konuşacak bir adam bulamadığı için sustuğu Arabistan çöllerinde, Afrika'da binlerce çocuk şimdi Türkçe konuşuyor. Şimdi yedi kıtanın herhangi bir yerine yolu düşen Türkler, mutlaka Türkçe konuşan birine rastlıyor. Peki, nasıl oldu bu? Dünya nasıl Türkçe konuşur oldu? Hepsinin cevabı bu misafirlerimizin ışıltılı gözlerinde saklı. Bu ışık ellerde, yüreklerde saklı. “Dünya dili, dünyada kalır.” diyen dillerde saklı. En önemlisi de o fedakâr Anadolu insanının gönlünde saklı. Şu anda bu olimpiyatlara 140 ülkeden 1500 öğrenci katılıyorsa; rüyalar, hayaller gerçeğe dönüşmüş demektir. Bize de beşinci mevsimin güzelliklerini yaşamak kalıyor. Ali ÇOLAK (Düzenlenmiştir.)

Dr. Gulec Radio
bir spordur bizim için "ertelemek"

Dr. Gulec Radio

Play Episode Listen Later Nov 22, 2024 28:05


İşte karşınızda; Queen of Procastination... Ertelemede bir dünya markası olduğum için bugün size bu konudan bahsetmek istedim. Neden bir şeyleri yapmayı erteliyoruz, erteleye erteleye nereye kadar, kim yapacak bu işleri, peki bu erteleme döngüsünden çıkmak mümkün mü, ya da ertelemeyi lehimize çevirebilir miyiz?Hepsinin cevabını bölümde verdim, kullandığım tüm teknikleri bir bir açıkladım. Gelin size de anlatayım...Kaynakça:The Role of Procrastination in Creativity and ProductivityWhy People ProcrastinateA Closer Look at the Relationships Among Trait Procrastination, Neuroticism, and ConscientiousnessDong-gwi Lee, Kevin R. Kelly, Jodie K. EdwardsPubMed linkUnderstanding Academic Procrastination: A Longitudinal Analysis of Procrastination and Emotions in Undergraduate and Graduate StudentsSonia Rahimi, Nathan C. Hall, Fabio SticcaPubMed linkProcrastination and Personality, Performance and MoodP. Steel, T. Brothen, C. WambachPubMed linkActive Procrastination and Passive Procrastination: The Differential Effects on Students' Academic AchievementJin Nam Choi, Angela Hsin Chun ChuPubMed link------ Podbee Sunar -------Bu podcast, Hiwell hakkında reklam içerir .Pod50 kodumuzla Hiwell'de ilk seansınızda geçerli %50 indirimi kullanmak için Hiwell'i şimdi indirin. .1500'ü aşkın uzman klinik psikolog arasından size en uygun olanlarla terapi yolculuğunuza kolaylıkla başlayın.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

MenEmen
SXSW Londra, Tyler, The Creator, Doğru Yanılt, Top Tarikatı bi de meleklerin dönüşü -177

MenEmen

Play Episode Listen Later Oct 25, 2024 42:26


Men-E-Men Stüdyo tarafından hazırlanan yüz yetmiş yedinci bölüm sizlerle. Giriş sohbetimizin ardından, bu bölüme özel hazırladığımız “Bi de Buna Bak” sepetini aktardık. Amerika'da gerçekleşen önemli bir konferans ve festivalin Avrupa'da başlayacak yeni versiyonunu anlattık. Sonrasında ilginç bulacağınız bir videoklipten, bir YouTube kanalından ve bir kitaptan bahsettik. Hepsinin linklerini açıklamamızın altında paylaşıyoruz. “Bi de Buna Bak” sepetimizin ardından yıllardır özlemle beklediğimiz Victoria's Secret Moda Şovu'nun geri dönüşünü kutladık. Hangi modellerin geri döndüklerini, hangilerinin bu şovda yer almadıklarını, marka hakkında yapılan eleştirileri anlattık. Sonunda da şovun müzikal performanslarına değindik.   Bi De Buna Bak Link'leri SXSW London  https://sxswlondon.com/ Doğru Yanılt www.youtube.com/@DoğruYanılt Tyler, The Creator - Noid https://www.youtube.com/watch?v=Qer3lwd5hyA Top Tarikatı - Bilgin Gökberk  https://kirmizikediyayinevi.com/product/top-tarikati/

TapirCast
#333. Kara ATMACA Füzesi Ateşlendi!

TapirCast

Play Episode Listen Later Aug 22, 2024 7:17


Herkese merhabalar! Bu içeriğimizde, Türkiye'nin yerli savunma sanayiinin en yeni ve en güçlü silahlarından biri olan Kara Atmaca Seyir Füzesi'ni derinlemesine inceleyeceğiz.

Yeni Şafak Podcast
YAŞAR SÜNGÜ - Aladdin'in Siyonist Lambası

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 4, 2024 4:27


Nasıl ki İsrail ile ABD'yi birbirinden ayrı görmek mümkün değilse, devletlerden büyük ve güçlü hale gelen küresel sermayeyi, kendilerinden başkalarının köle olarak yaratıldığına inanan Siyonist zihniyetten ayrı görmek mümkün değil. Birbirinden farklı hatta rakip gibi görünen yüzlerce hatta binlerce büyük küresel şirket aynı ailelerin elinde. Hepsinin de az ya da çok birbiriyle ortaklığı var. Ellerinin altındaki trilyon dolarlık nakit parayla gün içinde altın ve döviz piyasalarında, ürün ve finans borsalarında fiyatları istedikleri gibi hareket ettirebiliyorlar. Dünyanın bütün borsalarında hisseleri var. Günlük oynuyorlar. Para ve borsa piyasalarında istedikleri şirketleri kısa sürede batırabiliyor istediklerini de çıkarabiliyorlar. İstedikleri devletlerin ekonomileriyle oynayabiliyorlar. ** Küresel emeklilik şirketlerinden bahsediyoruz. Bunlardan bir tanesi BlackRock Inc. New York merkezli Amerikan global yatırım yönetimi şirketi. 1988'de başlangıçta bir risk yönetimi ve sabit gelir kurumsal varlık yöneticisi olarak kurulan BlackRock, 10 trilyon dolara ulaşan yönetilen varlıklar ile 2023 yılı itibarıyla dünyanın en büyük varlık yöneticisi. 2023 yılı IMF en büyük ekonomiler sıralamasına göre bu şirket, ABD ve Çin dışında kalan ülkelerin her birinin ekonomisinden daha yüksek bir varlığa sahip. 2023 yılında ABD 26 trilyon 185 milyar dolar gelire sahipken Çin 19 trilyon 244 milyar dolarlık gelire sahip. Üçüncü sıradaki Japonya'nın ekonomisi ise BlackRock şirketinin varlıklarının yarısı kadar bile değil.

Yeni Şafak Podcast
MEHMET ŞEKER - Ele geçen belge

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 23, 2024 3:58


Sürpriz sayılır mı sayılmaz mı karar vermek zor ama Baydın adaylıktan çekildi. Pek çok kişinin “Nihayet” dediğini duyar gibi olmadık, bizzat duyduk. Şimdi Tramp düşünsün. Bütün plan program değişecek. Amerika'da veya başka bir ülkede, bir daha hiçbir başkan adayı, böyle bir rakip bulamaz. * Baydın'ın çekilme kararı vermesi kolay olmadı. Gözü giderken bile o koltuğa dönük ayrılacak. Ayrılırken koltuğu evine götürmesi için izin vermelerini rica edebilir. Hatta bundan sonrası için böyle bir gelenek oluşması maksadıyla bir kanun teklifi verebilir. Ne sakınca olabilir ki? Her giden başkan koltuğunu yanında götürsün, yeni gelen başkan, kendine yeni bir koltuk seçsin. Neyse, geçmiş olsun. Biz bugün ABD'deki güvenilir kaynaklarımızdan aldığımız bilgiyi paylaşalım. Baydın kararını açıklamak için uzunca bir mesaj yayınladı malûm. Biz o mesajın orijinalini bulduk. Kâğıt imha makinesine atmayı ihmal etmişler. Kâğıtları parça pinçik eden makineye uğramayan her belge bir şekilde birilerinin eline geçer. Danışmanları görmeden Baydın'ın eliyle yazdığı mesajın ilk hâli şu şekilde. * “Amerikan dostlarım, canlarım benim… Son üç buçuk yılda millet olarak büyük ilerleme kaydettik. Bugün Amerika dünyanın en güçlü ekonomisine sahiptir. Ulusumuzu yeniden inşa etmek, yaşlılar için reçeteli ilaç maliyetlerini düşürmek ve uygun fiyatlı sağlık hizmetlerini yaymak için tarihî yatırımlar yaptık. Bildiğiniz gibi, benden bile yaşlılar var ülkemizde. Onları ve akranlarımı düşünmem gerekliydi. Hepsinin oy hakkı var. Başka neler yaptık, kısaca bahsedeyim. Bir milyon gaziye kritik düzeyde ihtiyaç duyulan bakımı sağladık. 30 yıl aradan sonra ilk silah güvenliği yasasını çıkardık. İlk Afrikalı Amerikalı kadını Yüksek Mahkemeye atadık. Amerika hiçbir zaman liderlik konusunda bugünkünden daha iyi bir konuma sahip olmamıştı. Çünkü bu kadar tecrübeli bir başkan bulmak kolay değil yeryüzünde. Bunların hiçbirinin siz Amerikan halkı olmadan yapılamayacağını biliyorum. Birlikte, yüzyılda bir görülen bir salgının ve Büyük Buhran'dan bu yana görülen en kötü ekonomik krizin üstesinden geldik. Dünyadaki ittifaklarımızı canlandırdık ve güçlendirdik. Başkanınız olarak hizmet etmek, hayatımın en büyük onuru oldu. Honore de Balzak olsa, bu kadar onur duymazdı. Bazen merdivende tökezledim, bazen bisikletten düştüm fakat iktidardan düşmedim. Dalgınlıkla elimi boşluğa uzattığım da oldu benim. Alkışı duydum, ihaneti gördüm. Sesim de oldu sessizliğim de… Öyle böyle bugüne kadar geldik. Artık hepsini geride bıraktık. Her ne kadar tekrar seçilme niyetim olsa da, yaşlısın çekil dediler. Çok direndim ama gördüğünüz gibi bir işe yaramadı.

NTVRadyo
Doğa Konuşmaları - 176.Bölüm - Şifalı bitkiden maksimum fayda için

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Jul 8, 2024 15:33


Konumuz şifalı bitkiler, konuğumuz Türkiye'de şifalı bitki deyince ilk akla gelen isimlerden Nazım Tanrıkulu. Tıbbi bitkiler araştırmacısı, BAÇEM'in yöneticisi. Herkes şifa peşinde. Her yerde her derde deva iddiasıyla bitkiler satılıyor. Tanrıkulu, "dikkat edin" uyarısıyla başladı söze, bitkilerden maksimum şifayı almak için neye dikkat etmek gerektiğini anlattı. Satın alırken neye bakacağız, nasıl yiyeceğiz ya da içeceğiz? Nerede saklayacağız? Mesela papatya, lavanta gibi çiçekli bitkiler var, bir de ebegümeci, hatmi, mürver, keten tohumu gibi müsilajlı bitkiler var. Hepsinin çayı yapılabilir ama usulleri farklı. Ayrıca taze baharat olarak yemeklerde kullanılabilir bitkiler de var. Tanrıkulu adaçayını hem salatada, hem patatesten yumurtaya kadar yemeklerde kullanabileceğimizi söylüyor. Ama uyarıyor, "Bunlar şifacı bitkiler. Gelişigüzel kullanmamalı. Zarar verebilir" diyor. Yani, "İhtiyacımız olduğu zaman, ihtiyacımız kadar kullanmalıyız" diyor. Eskilerin bitkiyi toplarken bitkiden "rızalık aldığını" hatırlatıyor. Mesela uykusuzluk varsa, eskilerin "yürek neşesi" dediği melisa çayının kullanılabileceğini söylüyor. Ama hepsinin süresi var. Nazım Tanrıkulu, evde şifalı bitkiler yetiştirmek isteyenler için bir "ecza balkonu" listesi de hazırladı. Kolay yetiştirilebilecek bitkileri saydı, neye yaradıklarını anlattı. Kendisi "ıtırcı". Balkonda özellikle ıtır yetiştirmeyi önerdi, ıtırdan kahve, çay ve dondurma tarifi de verdi. Son olarak, Tanrıkulu'nun "Tıbbi Bitkileri Doğru Kullanma Rehberi" adlı kitabı olduğunu, tüm bitkilerle ilgili ihtiyaç duyacağınız bilgileri bu kitapta bulabileceğinizi ekleyelim. İyi dinlemeler,

Doğa Konuşmaları
176.Bölüm - Şifalı bitkiden maksimum fayda için

Doğa Konuşmaları

Play Episode Listen Later Jul 6, 2024 15:33


Konumuz şifalı bitkiler, konuğumuz Türkiye'de şifalı bitki deyince ilk akla gelen isimlerden Nazım Tanrıkulu. Tıbbi bitkiler araştırmacısı, BAÇEM'in yöneticisi. Herkes şifa peşinde. Her yerde her derde deva iddiasıyla bitkiler satılıyor. Tanrıkulu, "dikkat edin" uyarısıyla başladı söze, bitkilerden maksimum şifayı almak için neye dikkat etmek gerektiğini anlattı. Satın alırken neye bakacağız, nasıl yiyeceğiz ya da içeceğiz? Nerede saklayacağız?   Mesela papatya, lavanta gibi çiçekli bitkiler var, bir de ebegümeci, hatmi, mürver, keten tohumu gibi müsilajlı bitkiler var. Hepsinin çayı yapılabilir ama usulleri farklı. Ayrıca taze baharat olarak yemeklerde kullanılabilir bitkiler de var. Tanrıkulu adaçayını hem salatada, hem patatesten yumurtaya kadar yemeklerde kullanabileceğimizi söylüyor. Ama uyarıyor, "Bunlar şifacı bitkiler. Gelişigüzel kullanmamalı. Zarar verebilir" diyor. Yani, "İhtiyacımız olduğu zaman, ihtiyacımız kadar kullanmalıyız" diyor. Eskilerin bitkiyi toplarken bitkiden "rızalık aldığını" hatırlatıyor. Mesela uykusuzluk varsa, eskilerin "yürek neşesi" dediği melisa çayının kullanılabileceğini söylüyor. Ama hepsinin süresi var.  Nazım Tanrıkulu, evde şifalı bitkiler yetiştirmek isteyenler için bir "ecza balkonu" listesi de hazırladı. Kolay yetiştirilebilecek bitkileri saydı, neye yaradıklarını anlattı. Kendisi "ıtırcı". Balkonda özellikle ıtır yetiştirmeyi önerdi, ıtırdan kahve, çay ve dondurma tarifi de verdi. Son olarak, Tanrıkulu'nun "Tıbbi Bitkileri Doğru Kullanma Rehberi" adlı kitabı olduğunu, tüm bitkilerle ilgili ihtiyaç duyacağınız bilgileri bu kitapta bulabileceğinizi ekleyelim. İyi dinlemeler,  

Yeni Şafak Podcast
MEHMET ŞEKER - Yasakmış

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 5, 2024 2:37


“Nükleer silahlar yasak zaten” diye bir cümle duyduk karşımızdaki ekrandan. Şaka gibi. Söyleyen kişi o söylediğine inanıyor mudur, bilmem. Duyanlar “Madem yasakmış, rahatlayabiliriz” diye mi düşünecek? Fosfor bombası da yasak, misket bombası da yasak. Yine de hesapsızca kullanıyorlar. Kim hesap soruyor, kim hesap soracak, cezası nedir? Var mı öyle bir merci? * Kanuna göre birini öldürmek, gasp, hırsızlık da yasak. Hepsinin cezası belli. Kara kaplı kitapta neyse karşılığı, mahkemelerde hâkimler ona göre cezasını veriyor. Ama o bombaları kullananlar, bırakın hesap sorulmasını, el üstünde tutuluyorlar. Bugünün rezil dünyasında düzen böyle. İsrail'in attığı bombalara hangi makam ceza kesecek? Yarın birinin tepesi atacak olsa, nükleer başlıklı füzeleri ateşlese, karşı taraf birkaç dakika içinde aynı şekilde cevap verecek. Sonra ne olacak? VAHŞETİN KAYNAĞI Batı vahşidir. Bunun tartışması olmaz. Filmi bile var. Bakınız: Vahşi Batı. BMGK BMGK var BMGK'dan içeri. Biri Birleşmiş Milletler Genel Kurulu. Diğeri Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi. Bizim lisanımızda yazılışları aynı harflerle. Günün birinde “Dünya beşten büyüktür” sözünün hakkı verilirse, gereği yerine getirilirse, vaziyet değişecektir. Dünya daha güzel bir yer olmaya başlayacaktır. Bu tespiti benimseyenler halka halka genişlemekte. İleride etkisini göstereceğini ümit ediyoruz. İŞİN SIRRI CEKETTE Mİ? Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ara sıra giydiği mavi ceketin bir benzerini Özgür Bey de sırtına geçirmiş. “Seçim kazandıran ceket” diye tanımlayanlar oldu. İş cekette bitseydi, kolaydı. Bütün parti liderleri birer mavi ceketle çıkardı seçim döneminde meydanlara. * Cumhurbaşkanı Erdoğan o ceketi seçimi kazandığı zaman mı giyiyor yoksa ceketi giydiği için mi seçim kazanıyor? Taklit etmek isteyenlerin, öncelikle bunu çözmesi gerekir. Ceket değil ama mavi yelekle ilgili bir türkümüz var. “Mavi yelek mor düğme / Gine düştün gönlüme” sözleriyle başlar ve son kısmı şöyledir: “Gazel döktü güz oldu / Derdim birken yüz oldu / Ayağına kapandım / Gine dedi az oldu.” TAZİYE Değerli kardeşim Nesrin Çaylı'nın babası, Haşim Çaylı'nın kayınpederi Feridun Dülek vefat etti. Cenabı Allah rahmet eylesin, mekânı Cennet olsun.

Yeni Şafak Podcast
Mehmet Şeker - Akıncı İHA ayağınıza geldi

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 24, 2024 3:20


Polisiye romanlarda rastladığımız bir sahne vardır. Maktul, son anlarında katilin adını fısıldar veya yakınında kimse yoksa kanıyla yere yazar. İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin tören konuşmasındaki son sözleri şöyleydi: “Bizim bir araya gelmemizi istemeyenler var.” İran'ın Azerbaycan ve Türkiye ile yakınlaşmasından rahatsız olanların kimler olduğuna bakmak lâzım. * Azerbaycan ile ortak baraj inşa edilmiş, açılış töreni için bir araya gelinmiş, yeni iş birliği imkânları üzerinde durulmuş… Dönüş yolunda helikopter kazasında Reisi ile birlikte ülkenin en önemli isimleri hayatını kaybetmiş. Ardından malum sorulara cevap aranıyor. “Kaza mıdır, sabotaj mı? Hangi ülkenin parmağı olabilir? X ülke mi, Y ülke mi?” Hayır, Z ülke. İhtimaller konuşulurken kibarlık yapıp denklem çözer gibi X'lerle Y'lerle konuşanların nereyi kastettiği açık. ABD mi, İsrail mi demek istiyorlar. Bir de iç dengeler var tabii. Hepsinin yeterli gerekçesi var böyle bir operasyon için. * Helikopter eski, donanımsız. Sinyal vericisi bile yok. Kara kutunun varlığı meçhul. Ayrı uçması gerekenler aynı külüstür aracın içine bindirilmiş. Sabotaj varsa, İran yetkilileri ve kazada hayatını kaybedenler de epeyce yardımcı olmuş, zemin hazırlamışlar, fırsat vermişler. Çok eski devlet geleneği olan bir ülkeye yakışmayan tedbirsizlik söz konusu. * Dağlık bölgede helikopter düştükten sonra, beraber uçan diğer iki helikopterin durumu geç fark etmesi, yerini kurtarma ekiplerine sağlıklı şekilde bildirememesi ayrı bir gariplik. İran'ın AB ve ABD'den yardım istemesi, onların nazlanıp yan çizmesi ayrı bir gariplik. Öncelikle Türkiye'den yardım istenmesi gerekirdi. Akıncı İHA yola çıktıktan sonra iki saat içinde kaza yerini tespit etti ve döndü. Sonrasında Van Gölü üzerinde Ay yıldızlı bayrağımızı çizmesi ise muhteşem bir tabloydu. * İranlı yetkililer Türkiye'ye teşekkür ederken bazılarının bu gerçeği reddetmesi, kendi çabalarıyla ulaştıklarını, kendi İHA'larının bulduğunu iddia etmesi, basit ve sıradan bir şovenizm kapsamında değerlendirilemez. Türkiye'den hoşlanmayanların gerçeği tersyüz etmesinin altında yatan başka sebepler aranmalı. * Akıncı'nın hareketlerini canlı yayında bütün dünya izlediği ve rotası harita üzerinde adım adım çizildiği hâlde, inkâr yoluna gidenin aklına şaşmak yetmez, bir de niyetine bakmak gerekir. Bizim göze sokmak gibi bir tavrımız yok ama inkâr edip tersine çevirmek hiç sağlıklı görünmüyor. Ne kadar kötü bir niyet olduğu belli, o kötü niyetin ardında yatan sebepler ortaya çıkarılmalı.

Yeni Şafak Podcast
Aydın Ünal - Unutma sakın!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 9, 2024 5:27


İsrail'in Gazze'de yürüttüğü soykırım er ya da geç sona erecek. Sonra, hem İsrail, hem onu destekleyenler, hem de susup izleyenler, sanki hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam etmek isteyecekler. Hayır. Yaşananları unutma, sakın unutma! 40 bine yakın masum savunmasız sivil öldürüldü. Bunların 15 bini çocuk. Şehirler harabeye döndürüldü, okullar, üniversiteler, hastaneler yıkıldı. Doktorlar, öğretmenler, gazeteciler, yazarlar, bilim insanları, yardım gönüllüleri katledildi. Evlerini terk edip güvenli bölgelere sığınan milyonların ekmeğe, suya, ilaca erişimi engellendi. Hitler'in soykırımını dahi gölgede bırakacak, tarihin en büyük zulmü yapıldı. En başta bu soykırımın korkunç boyutunu sakın ha unutma! Soykırımı adına İsrail denilen terör devleti yaptı; Amerika Birleşik Devletleri soykırıma nakit ve silah desteği verdi. İngiltere, Almanya, Fransa başta olmak üzere Avrupa'nın hemen tamamı soykırıma açık destek sağladı. Hepsinin elinde soykırımın izi var, ellerinde kan var. Bunu sakın unutma.

NTVRadyo
Doğa Takvimi - 14 Nisan 2024 - Dünya Yunus Günü

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Apr 15, 2024 1:54


Bugün 14 Nisan 2024 #doğatakvimi

Gerçek gazetesi
Başyazı: Düzen siyasetinin haritasını değil, sınıf mücadelesi meydanlarını kızıl gelincik tarlasına çevirelim! (Nisan 2024)

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Apr 8, 2024 5:17


31 Mart yerel seçimlerinden hezimetle çıkan Erdoğan ilk konuşmasında “milletin sandıkta verdiği mesajları tartarak gerekli adımları mutlaka atacağız” dedi. Sonra da hâlihazırda emekçi halka kemer sıktırmakta olan ekonomik programı uygulamaya devam edeceğini “popülist adımlardan uzak durduk, ekonomi programımızın olumlu sonuçlarını görmeye devam edeceğiz” sözleriyle açık etti. Peşinden kemer sıkma programını yürütmek için emperyalizmin siparişi ile atanan Mehmet Şimşek (İngiliz Mehmet) ve aynı doğrultuda Cumhurbaşkanı Yardımcılığı'na getirilen Cevdet Yılmaz “durmak yok kemer sıkmaya devam” manasına gelen “enflasyonla mücadeleden taviz verilmeyecek” diye açıklamalar yaptı. Patron örgütleri TİSK, TÜSİAD, MÜSİAD hepsi neredeyse kelimesi kelimesine aynı açıklamaları yaptılar. Hepsinin dilinde aynı terane: “Dört yıllık seçimsiz dönemde ekonomiye odaklanalım!” Oysa Erdoğan'a sandıkta hezimeti yaşatan işçinin, emekçinin özellikle de emeklilerin mesajı başkaydı! İster muhalefet partilerine oy versin ister sandığa gitmeyerek ya da geçersiz oy atarak tepkisini göstermiş olsun emekçi halkın mesajı, “devam” değil “dur” olmuştur! Halk, emekliye vermediğini faize veren, kıdem tazminatı hakkına göz diken, esnek çalışma adı altında dizginsiz sömürüyü dayatan, sosyal sigorta sisteminin tasfiyesine yönelen İngiliz Mehmet'in Orta Vadeli Program'ına “dur” demiştir! “İsrail'le kanlı ticareti durdur” demiştir! Ama Erdoğan bu mesajı değil, patronların mesajını almakta ve o mesajın gereği olan adımları atmakta kararlıdır. Emekçi halk olarak kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorundayız. “Dört yıllık seçimsiz bir dönem” adı altında iktidara sermayenin ve emperyalizmin işlerini yürütmesi için bir konforlu ortam yaratmak yerine tam tersine iktidarın ensesinde boza pişirmeliyiz. Fabrikamızda, işyerimizde, mahallemizde örgütlenmeliyiz. Dün hangi partiye oy vermiş olursa olsun bugün ekmek kavgasında yan yana olduğumuz sınıf kardeşlerimizle omuz omuza vermeliyiz! Ayrı gayrı yok! İşimize, aşımıza, haklarımıza örgütlü mücadeleyle sahip çıkmalıyız! Seçim gecesinin karşılıklı centilmenlik gösterilerine kimse aldanmasın. Düzen siyasetinin kayıkçı kavgası elbet yine kızışacak. Bizi ayırmak ve birbirimize düşürmek için bildikleri yöntemleri kullanacaklar. Irkçılığı, mezhepçiliği, ayrımcılığı devreye sokacaklar. Herkesin birbirini teröristlikle suçladığı yalan rüzgârı senaryoları yine yayına sokulacak. Enflasyonla mücadele adı altında ekmeğimize çöküp haklarımıza saldırdıkları gibi, emekçi halkı bölmek ve birbirine düşman etmek için yaptıkları operasyonlara da “terörle mücadele” adını takacaklar. Yedi düvele karşı savaşıyoruz edebiyatı yapacaklar. Geçsinler bunları! Merkez Bankasını 65 milyar dolar eksiye düşürüp ülkeyi 70 sente muhtaç ettiler. Onlar için parayı veren düdüğü çalar. Bu halde onlar emperyalizme karşı operasyon yapmaz, emperyalizm adına operasyon yapar! Biz bu filmi defalarca gördük! Hep seçimlerden önce yaparlardı, şimdi randevuyu seçim sonrasına verdiler. Çünkü kıdem tazminatı gibi, emeklilik hakkı gibi işçi sınıfının kırmızı çizgilerine saldıracaklar, bıçak kemiğe dayandığı halde kemiği de kıracak bir ekonomik saldırı programı uygulayacaklar ve karşılarında Türküyle Kürdüyle el ele, omuz omuza vermiş, ayrı gayrı demeden iş, aş, hürriyet için birleşmiş emekçi halkın buna izin vermeyeceğini gayet iyi biliyorlar. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceksek, kendi hikayemizi de kendimiz yazacağız. Bu hikâyenin ana fikri işçilerin birliği ve halkların kardeşliği olacak! Sorunlarımızın çözümü için bize yıllar sonrasına verilmiş bir genel seçim randevusunu beklemeyeceğiz. Bugün, şimdi, örgütlenerek ve mücadele ederek işimize ve aşımıza sahip çıkacağız. Düzen siyasetinin iller haritasını kırmızıya boyayarak değil, sınıf mücadelesi meydanlarını kızıl gelincik tarlasına çevirerek hürriyeti kazanacağız! İşçi sınıfının uluslararası birlik ve mücadele günü 1 Mayıs'la başlayacağız!

Karanlık Öyküler: Gerçek Suç Hikayeleri
Jeffrey Epstein: Skandalın A'dan Z'ye İç Yüzü

Karanlık Öyküler: Gerçek Suç Hikayeleri

Play Episode Listen Later Feb 18, 2024 36:59


2024 yılının ilk günleriyle beraber halka açılan mahkeme kayıtları sebebiyle dünyanın gündemine oturan Jeffrey Epstein dosyasıyla alakalı podcast platformlarındaki en kapsamlı belgesele hoş geldiniz. Tüm coğrafyalarda büyük çapta ses getiren dev skandalın perde arkasında ne var? Olayın Türkiye bağlantısı mevcut mu? Kimlerin adları listelerde yer alıyor ve hangi suçlamalarla karşı karşıyalar? Hepsinin cevabını en detaylı şekilde Cem'den Dinle ve Karanlık Öyküler farkıyla bu yayında bulacaksınız. İyi dinlemeler...Burada dinlediğiniz vakalar üzerine hazırladığım belgeselleri izlemek için YouTube'a gelin.Cem'den Dinle YouTube: https://www.youtube.com/c/CemdenDinleInstagram: cemdendinleİletişim & İşbirliği: cemdendinle@gmail.comFon Müziği / Music:Music from https://filmmusic.io "Undaunted" by Kevin MacLeod (https://incompetech.com) License: CC BY (http://creativecommons.org/licenses/by/4.0/)

Dünya Hali
Hobi atçılığı

Dünya Hali

Play Episode Listen Later Jan 27, 2024 13:39


Hayali gitar çalmak... Örgü örerken kafa sallamak... Bataklıkta futbol oynamak… Cep telefonu fırlatmak… Hepsinin bir şampiyonası var, ev sahipleri de aynı ülke… Derya Acemoğlu anlatıyor, #DünyaHali

NTVRadyo
Dünya Hali - Hobi atçılığı

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Jan 26, 2024 13:39


Hayali gitar çalmak... Örgü örerken kafa sallamak... Bataklıkta futbol oynamak… Cep telefonu fırlatmak… Hepsinin bir şampiyonası var, ev sahipleri de aynı ülke… Derya Acemoğlu anlatıyor, #DünyaHali

Yeni Şafak Podcast
Bülent Orakoğlu - Akşener son grup toplantısında parti içinde ihanete uğradığını...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Nov 15, 2023 5:24


İyi Partide sular bir türlü durulmak bilmiyor. Bu kez de yine parti içinden şok isimler Akşener'i hedef alarak Banka hesaplarını gizlice ve illegal olarak incelemişler. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener parti içinde ihanete uğradığını belirtip, kendisini Kılıçdaroğlu gibi arkadan hançerleyen yakın partililerden hesap soracağını belirtip “Hepsinin ellerini kıracağım” sözlerinin hedefi belli oldu. Eğer İddialar doğruysa Akşener'in kuzeni Ümit Dikbayır, gizlice Meral Akşener'in banka hesaplarını inceletmiş. Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz ise parti içinde Akşener'in arkasından iş çevirip AK Parti'ye geçen Nebi Hatipoğlu'nu partiye getirmiş. Akşener'in banka hesaplarını Parti içinde gizlice incelettiği iddia edilen kuzeni Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır neden böyle bir incelemeye gerek görmüş veya inceleme yaptırdıysa sonuç ne olmuş? Kuzen Dikbayır'ın Akşener'in hesaplarını gizlice incelettiği iddiası doğruysa Dikbayır bu hesaplarda bir suç unsuru olup olmadığını neden açıklamıyor? neden savcılık ve Partinin bu konuyu incelemesini istiyor? Yoksa böyle bir incelemeden haberi olmadığını mı anlatmaya çalışıyor. Zira bu iddiaları dillendiren Meral Akşener'in Ümit Dikbayır ve Uğur Poyraz'ı kastettiğini söyleyen kişi Sözcü Gazetesi yazarı İsmail Saymaz'dan başkası değil! SÖZCÜ GAZETESİ YAZARI İSMAİL SAYMAZ İYİ PARTİDE SÜREN GERİLİMİN NEDENİNİ AÇIKLADI Sözcü'den İsmail saymaz, “Akşener, İYİ Parti'de haftalardır süren gerilimi açıkladı. Çünkü bu sözlerle grup toplantısı sırasında salonda bulunan ve konuşmaları alkışlayan Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır ile Ankara Milletvekili Uğur Poyraz'ı kastediyor. Yakın zamana kadar Akşener'in en yakınında bulunan iki isim şimdi liderleri tarafından suçlanıyor.” dedi. “Ümit Dikbayır, Akşener'in banka hesaplarını inceletmekle ve belediyelerle ticari ilişkilere girmekle itham ediliyor” diyen İsmail Saymaz, “Poyraz ise Akşener'in aleyhinde ve özel kalemi hakkında konuşmakla eleştiriliyor. Poyraz'ın AK Parti'ye geçen Nebi Hatipoğlu'nun milletvekili olmasını sağladığı da ileri sürülüyor.” bilgisini paylaştı. İsmail Saymaz sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “İyi Parti'de kriz büyüyor. İyi Parti Sakarya İl Başkanlığı, milletvekili Ümit Dikbayır'a yakın oldukları gerekçesiyle genel merkez tarafından dün gece istifa ettirildi. Sakarya'nın ilçelerinden de istifa haberleri gelebilir.” Eğer Akşener hakkındaki bu iddialar doğruysa İyi Partide ‘Büyük Kaos' yaşanabilir paylaşımı yaptı. DİKBAYIR'IN SAVCILIK VE PARTİ SORUŞTURSUN RESTİ Meral Akşener'in hesaplarını gizlice inceletmekle suçlanan Ümit Dikbayır, hem partiye hem de savcılığa başvurarak, soruşturma açılmasını isteyeceğini belirterek, şöyle dedi: “Bankaya başvurulsun. Hangi şubeden, hangi memur araştırdı, açığa çıksın. Böyle bir şerefsizlik olur mu? Suç bu. Genel başkan dedikodular ve kumpaslar içinde kaldı. Belediyelerle iş yaptığım yalan. Çıkarsınlar en ufak bir şey varsa. Milletvekilliğinden istifa ederim. Ben partinin kurucularındanım. Gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyorum.” Uğur Poyraz aynı zamanda Meral Akşener'in avukatlığını da yapıyordu. Uğur Poyraz “Beni kastettiğini düşünmüyorum. Üzerine alınacak bir durum yok” dedi. Poyraz, Hatipoğlu'nun iki buçuk yıldır İYİ Parti'de siyaset yaptığını ve temayülden çıkarak, milletvekili seçildiğini söyledi.

Mevlana Takvimi
NEBÎ (S.A.V.)'İN DOĞUMU - 26 EYLÜL 2023 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Sep 26, 2023 3:21


Muhterem ve mübarek Âmine Hâtun birkaç kelime ile doğum gecesini şöyle anlatmıştır: “O gecenin ilk saatlerinde gök ehli birbirlerine şöyle bağırışıyordu: “Ey sema ve yer ehli! Bu gece öncekilerin ve sonrakilerin seyyidi, insan ve cinlerin Resûlü, Haremeyn'in nebîsi, iki kıblenin imamı, dünya ve âhirette şefaatçi, cihanın sultanı, Allâh (c.c.)'un Resûlü Muhammed Mustafa (s.a.v.) dünyaya gelecektir.” Bu sesi duyunca yukarı doğru baktım. Kendimi nur içinde boğulmuş vaziyette gördüm. Yer ile gök arasına ipekten bir döşek döşemişlerdi. Bir meleğin elinde üç sancak bulunmakta idi. Onun yanında yeşil kanatlı çok sayıda melek vardı. Hepsinin yüzü açıktı. Çok güzellerdi. Üç sancağın birini doğuya, birini batıya ve diğerini de Kâbe'ye diktiler. Sonra dünyaya bir gulgule düştü. Ondan önce melekler yeryüzüne indiler. Abdülmuttalib'in evini yedi defa tavâf ettiler. Hepsi sevinç içindeydiler. Birbirine o âlemlerin maksudu olan kişiyi “Bu gece gelecektir” diye müjdelemekteydiler. Âmine Hâtun şöyle anlatır: “Baktım, oğlum Muhammed (s.a.v.) başını secdeye koymuş duâ ediyordu. Yaklaşıp elime almak, bağrıma basmak istediğimde, şu sesin geldiğini işittim; “İnsanların gözünden koru. O (s.a.v.)'e Âdem'in ahlâkını, Şit'in mârifetini, Nûh'un şecaatini (cesaret), İbrâhim'in hil'atını, İsmâil'in lisanını, Sâlih'in fesahâtını (açık ve güzel ifâde), Lokman'ın hikmetini, Yâkub'un tebşîrini, Yûsuf'un güzelliğini, Eyyûb'ün sabrını, Mûsâ'nın şiddetini, Yunus'un taatini (itaat), Yûşâ'nın cihadını, Dâvûd'un nimetini, Süleyman'ın heybetini, Danyal'in muhabbetini, İlyas'ın vakârını, Hızır'ın ilmini, Yahyâ'nın ismetini, Îsâ'nın remlini, hâsılı bütün Peygamberler (a.s.e.)'in bütün ahlâkını ona verdik. O (s.a.v.) bütün âlemlerin göz bebeğidir.” Bu sözleri duyunca dilim tutuldu. Aklım gitti. İki gözüm görmekte, kulaklarım da işitmekte idi. Ancak bunları anlayamıyordum. Bir anda O (s.a.v.)'i göremez oldum. Ancak bir göz yumup açıncaya kadar tekrar getirdiler ve önüme koydular. Sünnetli idi. Gözleri sürmeliydi. Beyaz bir kumaşa sarmışlardı. Bir bölük melek de yanında durmaktaydı. (Erzurumlu Mustafa Darir, Siyer-i Nebî, c.1, s.249)

Yeni Şafak Podcast
Yusuf Kaplan - Mahşerin beş atlısı: Eğitim, gençlik, kültür, medya ve şehircilik

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 16, 2023 5:40


Seçimler yapıldı. 70 küsur yıllık parlamenter tarihimizin en zorlu seçimiydi bu seçimler. O yüzden kader seçimi olarak görüldü bütün toplum kesimleri tarafından. Türkiye, direkten döndü! Türkiye'deki siyasî seçimler değil, toplumun ve ülkenin gideceği yer, yön ve yörünge seçimi, kader seçimi olarak görülmeli asıl. Geleceğimizi belirleyecek mahşerin beş atlısı olarak adlandırdığım beş alan var. Bu beş alanın buluştuğu ortak ama hayatî nokta şu: Hepsinin öznesi de insan. Hepsi de, bir toplumun varlığının teminatı ruh mâcerasını yaşadığı, yaşattığı imkânlar, alanlar, dünyalar... EĞİTİM, ÖNCÜ KUŞAKLAR YETİŞTİREMEZSE, TOPLUMUN MEZARINI KAZMAKTAN BAŞKA BİR İŞE YARAMAZ! Eğitim, bir toplumun insan yeşerten bahçesi, tarlasıdır. Bir toplumun insan tipini, anlam haritalarını, ruh köklerini genç kuşaklara aktarır eğitim. Bir ülkenin umudunun ve ufkunun ipuçlarını ele verir. Eğitimde büyük atılımlar yapamayan toplumlar, geleceğe umutla bakamazlar. Eğitim, bir medeniyet meselesidir. Medeniyet iddiaları ve rüyaları üzerine bina edilen bir eğitim sistemi, güçlü tohumlar eker toprağa. Tohumlar, yeşerir, meyve verir, hayat sunar topluma ve insanlığa her alanda çığır açacak öncü kuşaklar yetiştirerek... Bir eğitim sistemi, çocuklarına medeniyet ruhunun ve dinamiklerinin özü, özeti demek olan şu beş temel özelliği kazandırmak zorundadır: 1-Ruh. 2-İdeal. 3-Ahlâk. 4-Tevazu (kendisi gibi düşünmeyenlere, yani başkalarına saygı). 5-Özgüven. Eğer eğitim sistemi, çocuklarına bu beş temel özelliği kazandırarak her alanda çığır açacak öncü kuşaklar yetiştiremezse, toplumun mezarını kazmaktan başka bir şe yaramaz! GENÇLERİNİ İHMAL EDENLER, GELECEKLERİNİ İMHA EDERLER! Gençlik, bir toplumun, geleceğini inşa edecek umudu, ufku ve yurdudur. Gençlik, benim gözümde biyolojik değil ahlâkî niteliği bakımından anlam ve değer ifade eder: Genç, isyan eder, isyan edendir: Yetişkinlerin duyarsızlıklarına, ruhsuzluklarına, vurdumduymazlıklarına, kaşarlanmışlıklarına, kanıksamışlıklarına başkaldırandır. Bütün bu insanî özelliklerin yitirilmesine başkaldırmıyorsa, isyan etmiyorsa, genç genç değildir, fosildir. Genç, zamanı durduran, hayatı karartan, mekânı solduran her şeye isyan ediyorsa, gençtir; diridir, yaşıyordur, diriltici bir heyecan ve ruh yeşertebilir demektir. Bir toplumun gençliği kültürünü, kültürel kimliğini koruyabilecek, diri tutabilecek, yaşatabilecek ve yeniden üretebilecek kadar yaşıyor ve yaşatabiliyorsa, o toplumun geleceği parlaktır, önünü görebilir demektir.

Acı, tatlı, mayhoş
Komşudaki börekler

Acı, tatlı, mayhoş

Play Episode Listen Later Jun 14, 2023 3:22


Taze peynir ile yapılan tuzlu tariflerin izinde bu kez Yunanistan'a uzanıyoruz. Geçen hafta bahsettiğimiz Nicholas Stavroulakis'in kitabından iki tarif tam da taze peynirli lezzetlere örnek. Yunanistan Yahudilerinin Şavuot bayramı için yaptığı tariflerden biri “kassates” Yanya'dan, “kassata” tarifi ise Selanik'ten. İlki küçük kaseler gibi küçük tartölet kalıplarında yapılıyor, ikincisi ise tek büyük bir kalıpta tuzlu bir turta gibi oluyor. Hamur ise sadece un, tuz ve zeytinyağı ile yapılıyor. İçine taze peynir ve yumurtalı bir harç konuyor, üzerine parmesan peyniri serpiliyor. Selanik “kassata” tarifinde ise maydanoz ve dereotu gibi yeşillikler de devreye giriyor. Bir başka tarif Komotini yani Gümülcine'den “pastelikos” veya “burekitas” denilen taze peynirli hamuru biraz farklı bir lezzet. Hepsinin özellikleri kayıtta…

NTVRadyo
Acı Tatlı Mayhoş - Komşudaki börekler

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Jun 14, 2023 3:21


Taze peynir ile yapılan tuzlu tariflerin izinde bu kez Yunanistan'a uzanıyoruz. Geçen hafta bahsettiğimiz Nicholas Stavroulakis'in kitabından iki tarif tam da taze peynirli lezzetlere örnek. Yunanistan Yahudilerinin Şavuot bayramı için yaptığı tariflerden biri “kassates” Yanya'dan, “kassata” tarifi ise Selanik'ten. İlki küçük kaseler gibi küçük tartölet kalıplarında yapılıyor, ikincisi ise tek büyük bir kalıpta tuzlu bir turta gibi oluyor. Hamur ise sadece un, tuz ve zeytinyağı ile yapılıyor. İçine taze peynir ve yumurtalı bir harç konuyor, üzerine parmesan peyniri serpiliyor. Selanik “kassata” tarifinde ise maydanoz ve dereotu gibi yeşillikler de devreye giriyor. Bir başka tarif Komotini yani Gümülcine'den “pastelikos” veya “burekitas” denilen taze peynirli hamuru biraz farklı bir lezzet. Hepsinin özellikleri kayıtta…

Kerem Önder
Allah'ı tanımanın yolu: Yakîn - Mektubât, 97. Mektup / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later May 23, 2023 43:55


Allah'ı tanımanın yolu: Yakîn - Mektubât, 97. Mektup Bu mektûb, şeyh Dervîşe yazılmışdır. İbâdet etmemizin emr olunması, yakîn elde etmemiz için olduğu bildirilmekdedir: “Hak teâlâ, Peygamberlerin en üstünü “salevâtullahi aleyhim” hâtırı için, bir işe yaramıyan bizlere, îmânın hakîkatini bildirsin! İnsanların yaratılmasına sebeb, emr olunan ibâdetleri yapmakdır. İbâdetleri yapmak da îmânın hakîkati olan, yakîni elde etmek içindir. Hicr sûresi, son âyetinin meâl-i şerîfi de, belki (Yakîn elde etmek için Rabbine ibâdet et!) demekdir. Çünki (hattâ) kelimesi, (ye kadar) demek olduğu gibi, (sebeb olmak, ya'nî, için) ma'nâsını da bildirir. Sanki, ibâdet yapmadan önce olan bu îmân, îmânın kendisi değil, görünüşüdür. Âyet-i kerîmede, (yakîn elde etmek için) ya'nî (Îmânın kendisini elde etmek için) buyuruluyor. Sûre-i Nisâ yüzotuzbeşinci âyetinde, (Ey îmân edenler! Îmân ediniz!) buyuruldu. Bunun ma'nâsı, (Ey! Îmânın sûretini edinenler! İbâdet yaparak, îmânın kendisine kavuşunuz!)dur. (Vilâyet), ya'nî Velî olmak, Fenâ ve Bekâ denilen iki ni'mete kavuşmak demekdir. Fenâ ve Bekâya kavuşmak, bu yakîni ele geçirmek içindir. Yoksa, Fenâ-fillah ve Bekâ-billah diyerek, Allahü teâlâ ile birleşmek, hulûl gibi şeyler anlamak, ilhâd ve zındıklıkdır. Evet, tesavvuf yolunda ilerlerken, Allahü teâlâya olan fazla aşk, sevgi sebebi ile serhoşluk gibi, ba'zı hâller hâsıl olur. Bu vakt, ba'zı bilgiler yanlış anlaşılır. Böyle hâlleri geçmek, atlamak lâzımdır. Böyle anlayışlar için tevbe, istigfâr etmek lâzımdır. Tesavvuf büyüklerinden İbrâhîm bin Şeybân-i Kazvînî “kaddesallahü teâlâ ervâhahüm” buyuruyor ki: (Fenâ ve Bekâ bilgileri, Allahü teâlânın bir olduğuna hâlis inananlarda ve ibâdetlerini doğru yapanlarda bulunur. Başkalarının Fenâ ve Bekâ olarak söyledikleri hep yalandır ve zındıklıkdır). Bu sözü, tâm yerindedir ve kendisinin doğru yolda bulunduğunu göstermekdedir. (Fenâ-fillâh) demek, Allahü teâlânın râzı olduğu, beğendiği şeylerde fânî olmak demekdir. Ya'nî hep Onun sevdiklerini sevmek, Onun sevdikleri, kendine sevgili olmakdır. (Seyr-i ilallah) ve (Seyr-i fillah) gibi sözler de böyledir. Size ve doğru yolda olanlara selâmlar olsun!” Rabbani Va'bud rabbeke hattâ ye/tiyeke-lyakîn Yakin: Kesin, sağlam, doğru bilgi. Fenâ, yokluk ve hiçlik ve geçici olmak; bekâ ise, kalıcı ve daimi olmak anlamına Kur'an kaynaklı bir tasavvuf kavramıdır. Rahman Suresi'nde: Yeryüzünde bulunan herşey fenâ bulacak; yalnız celal ve ikram sahibi Rabbının zatı baki kalacaktır.” buyurulmaktadır. Bir bölgede yağmur yağmıyordu, kuraklık çok sıkıntı vermeye başlamıştı. Herkes yağmur yağması için dua ediyorsa da; yağmur yağmıyordu. Evliyadan bir zat, ne yapacağını şaşıran insanlara dedi ki: “Bunun çaresi vardır. Sebeplerine yapışmadan yağmur yağmaz.” İmam Şafi'ye soruldu; "Allah'a karşı kötü zan nasıl olur?” Şöyle cevap verdi: "Vesveseli olmak, her an bir musibet gelecek gibi bir korku içine girmek ve elinde bulunan nimetin yok olacağını beklemek, Allah'a karşı kötü zandır." İnanç dediğimiz şey bazı fikir ve düşüncelere olan bağımlılıktır. Onları kesin doğrularımız olarak görürüz. Annemiz bize geçmişte bir şey söylemiştir; "sobayı elleme, elin yanar" denemiş veya denememiş ama deneyen birisini gözlemlemişizdir ve gerçekten de eli yanmıştır. Biz onu çok sağlam bir şekilde kodlarız, artık sobayı ellemeyiz. Ama yaz gelip de artık onun içinde ateş yanmıyor olsa bile, onun yakmadığını bilsek bile, yine de ona dokunmaktan kaçınırız, çünkü inancımız vardır. Size söylenenler, duyduklarımız, okuduklarımız, gördüklerimiz hepsi birer inanç oluşturur. Hepsinin doğru olduğuna inanır ve inandıklarınıza göre yaşarsınız. İnancı aşabilecek bir şey yoktur, beynimizi inançlarımıza göre programlarız. Eğer yanlış bir bilgiyi inanç halinde kodlamışsak, bize onun tamamen yanlış olduğu gözümüze sokarak gösteriliyor olsa bile ondan vazgeçemeyiz, inanmak ikna olmaktır. Kabul etmektir.

Yapay Zekadan Masallar
23 Nisan Sürprizi: Duru’nun Büyük Macerası – Türkçe Çocuk Masalı

Yapay Zekadan Masallar

Play Episode Listen Later Apr 23, 2023


Bu masallar yapay zekaya yazdırılıp seslendirilmiştir. Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://s.cagrisarigoz.com/masal 23 Nisan Sürprizi: Duru’nun Büyük Macerası – Türkçe Çocuk Masalı Bölüm 1: 23 Nisan Heyecanı Bir sabah, Duru gözlerini açtı ve bugünün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olduğunu hatırladı. Çok heyecanlandı ve hemen yatağından fırlayarak annesine seslendi: “Anne, bugün okulda ne kadar eğlenicez! Hadi, hazırlanmam lazım!” Annesi de onun bu heyecanına karşılık vererek, “Tabii canım, hadi hemen giyin de kahvaltıya inelim,” dedi. Okula giderken Duru’nun içinde bir heyecan vardı. Bugün okulda 23 Nisan gösterileri yapılacaktı ve tüm arkadaşlarıyla birlikte hazırlıklarını günler öncesinden tamamlamışlardı. Duru, sınıf arkadaşları Göze, Göktuğ, Uraz, Selçuk Ege ve Can ile birlikte halk oyunları sergileyeceklerdi. Özlem öğretmen onlara çok çalışmış ve en iyi şekilde hazırlanmalarını sağlamıştı. Duru, bu gösteriyi başarıyla tamamlamak için sabırsızlanıyordu. Okula vardıklarında sınıfta bir telaş vardı. Herkes kostümünü giyiyor, saçını tarıyor ve son hazırlıklarını yapıyordu. Duru da hemen kostümünü giydi ve arkadaşlarının yanına koştu. Özlem öğretmen ise herkesin hazır olup olmadığını kontrol ediyordu. Nihayet saat geldi ve tüm öğrenciler, öğretmenler ve veliler toplandı. Gösterinin başlamasına az kalmıştı. Duru ve arkadaşları, heyecanla sahneye çıkmaya hazırlanıyordu. Bölüm 2: Gösteri Başlıyor Gösterinin başlamasıyla birlikte, Duru ve arkadaşları sahnede yerlerini aldı. Müzik çalmaya başladığında, Duru’nun gözleri parlıyordu ve çok mutlu görünüyordu. Halk oyunlarını sergilemeye başladılar ve herkesin gözleri onların üzerindeydi. Duru ve arkadaşları, çok çalışmalarının karşılığını alarak muhteşem bir gösteri sergiliyordu. Gösterinin ortasında, Duru’nun arkadaşı Göze birden ayağı kayarak yere düştü. Duru hemen yanına giderek ona yardım etmeye çalıştı. Göze’nin ayağı birazcık acımıştı ama Duru’nun yardımıyla ayağa kalktı ve gösteriye devam ettiler. Bu küçük aksaklık, arkadaşlarının birbirlerine ne kadar önem verdiklerini ve yardımlaşmanın güzelliğini gösteriyordu. Gösterinin sonunda, tüm öğrenciler, öğretmenler ve veliler tarafından büyük alkış aldılar. Duru ve arkadaşları, başarıyla tamamladıkları gösteri için çok mutlu ve gururluydu. Özlem öğretmen, onların bu başarısı karşısında gözleri dolu dolu, “Sizlerle ne kadar gurur duysam azdır. Hepinizi çok seviyorum,” dedi. Bölüm 3: 23 Nisan Sürprizi Gösteri bitip herkes dağıldıktan sonra, Özlem öğretmen sınıfa dönerek öğrencilerine bir sürpriz hazırladığını söyledi. Sınıfta yer alan sandalyeleri bir çember şeklinde düzenleyerek öğrencilere oturmalarını istedi. Sonra bir kutu getirerek ortaya koydu ve her bir öğrenciden sürprizlerini alıp kutuya koymalarını istedi. Duru ve arkadaşları, Özlem öğretmenin bu sürprizine şaşırmıştı ama çok da heyecanlanmışlardı. Hepsinin kutuya koyduğu sürprizler, arkadaşlarına olan sevgilerini ve ne kadar değer verdiklerini gösteriyordu. Kutunun içinden çıkanlar arasında resimler, şiirler, mektuplar ve küçük hediyeler vardı. Nihayet tüm sürprizler kutuya konulduğunda, Özlem öğretmen öğrencilerine teker teker kutudan bir sürpriz seçmelerini söyledi. Duru, kutudan çıkardığı resimde arkadaşı Göktuğ’un çizdiği güzel bir çiçek buldu. Resmin üzerinde “Duru’ya, 23 Nisan’da gösterdiği cesaret ve arkadaşlık için teşekkürler” yazılıydı. Bu güzel sürpriz, Duru’nun gözlerinin dolmasına sebep oldu ve arkadaşlarına sarılarak onlara teşekkür etti. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın sonunda, Duru ve arkadaşları bir kez daha arkadaşlığın, yardımlaşmanın ve sevginin ne kadar önemli olduğunu öğrendi. Özlem öğretmen de onların bu değerleri anlamalarına ve öğrenmelerine vesile

Genel Sesler Podcast
Yazarak İyileşmek

Genel Sesler Podcast

Play Episode Listen Later Apr 6, 2023 25:59


Bu bölüm yazı yazmak üzerine konuşuyoruz. Yazıyı travmayı iyileştirmek, geleceği planlamak ve şimdiyi daha doyumlu kılmak için nasıl kullanabiliriz diye düşünüyoruz. Sizlerle birkaç farklı yazma pratiği paylaştım. Hepsinin ayrı ayrı alanlarda size yardımcı olacağını düşünüyorum. Şimdiden keyifli dinlemeler :) Kitap Kulübüne Katıl : https://superpeer.com/bilgesen/collection/kitap-kulubu-felsefe-edebiyat-ve-psikoloji-uzerine-okumalar Makaleler: https://psyche.co/guides/to-start-to-heal-from-trauma-in-your-life-write-about-it https://aeon.co/ideas/to-boost-your-self-esteem-write-about-chapters-of-your-life https://medium.com/@tommyscience/the-future-authoring-program-jordan-b-peterson-9edc24a2edc6 ******* Bana yazın: genelsesler@gmail.com INSTAGRAM: ⁠⁠genelseslerpodcast⁠⁠ --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/bilge56/message

Synergy Kendiyas
GDO 02.04.2023 | Synergy Kendiyas |

Synergy Kendiyas

Play Episode Listen Later Apr 1, 2023 2:50


Bu akşam yapılan manevi toplantıyı sizlerle paylaşıyoruz. Selamünaleyküm iki Nisan 2023 bu akşamki manevi toplantıda Ali Semerkand hazretlerinin orada büyük manevi toplantı vardı. Orada bizim alındığımız kısımda Zülküf Aleyhisselam konuşma yapıyordu. Konuşması bittikten sonra bizi çıkardılar. Duymamız gerekeni aktarmamız gerekeni öğrendikten sonra çıkartıldık şöyle söylendi: İyi olan tüm insanların. Hepsinin gıdalarında ve vücutlarında ve şu anda yetişen arazilerdeki tüm GDO larla ilgili manevi temizlik başlatılıyor. Çünkü Kabe'nin ve Mescidi Aksa'nın yıkılacağı. Ama yıkılana kadar da gençliğin, iyilerin yani daha temiz ve pak olaraktan o zamanki mücadeleye hazır olması için gıdalara da manevi müdahale, temizlik edilmesine, manevi olaraktan, yani Rabbimin müsaade verdiği, bununla da ilgili manevi mücadelelerin başlayacağı anlatıldı. Seçimlerden sonra hava sıcaklığı bir süre yağmurlar olacak, ondan sonra yazın çok sıcak geçecek ancak manevi hal parlanması daha iyi hale de geleceği için muhtemelen o sıcaklardan sonra da yağmurlar yetişecek Rabbimin izniyle. Rabbim doğrusunu bilir. yetişecek ve insanların ucu ucuna gelen suyla ilgili problemimiz çözülmüş olacaktır. Bu senelik anladım ancak asıl bilmemiz gereken GDO lu yiyecekler ve vücudumuzdaki olan tüm olmaması. Gerekenlerle ilgili iyi olan tüm insanların burada dil, din ayrılmadı, iyi olarak söylendi. İyi olanlarla ilgili manevi tedaviler Rabbimin izniyle başlatılıyor. #synergykendiyas #gdo #yiyecek #tohum Facebook: ⁠⁠⁠⁠⁠https://www.facebook.com/SynergyKendiyas⁠⁠⁠⁠⁠ İnstagram: ⁠⁠⁠⁠⁠https://instagram.com/synergykendiyas⁠⁠⁠⁠⁠ Youtube: ⁠⁠⁠⁠⁠https://www.youtube.com/channel/UC_xe-4OhrGjeQkX9dWA96fQ⁠⁠⁠⁠⁠ TikTok: https://www.tiktok.com/@synergykendys Yaay: https://yaay.com.tr/SynergyKendiyas Twitter: ⁠⁠⁠⁠⁠https://twitter.com/SynergyKendiyas?t=rF3t1yDh7eLgUg_Djh5khQ&s=0⁠⁠⁠

Mevlana Takvimi
Mİ'RAC MUCİZESİ - 16 ŞUBAT 2023 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Feb 16, 2023 2:50


“Eksiklikten uzaktır O Allâh ki, geceleyin kulunu Mescid-i Haram'dan, çevresini bereketli kıldığımız Mescid-i Aksa'ya yürüttü. O'na ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye. Gerçekten O işiten görendir.” (İsrâ s.1) Âyette geçen kulunu (bi ‘abdihî) sözü, ruh ve cisimin birleşiminin adıdır. Bundan İsrâ hâdisesinde ruh ve bedenin birlikte bulunduğu anlaşılır. Nebî (s.a.v.), Mi'râcını Kureyşliler'e anlatırken, Kur'ân-ı Kerîm'de bildirildiği gibi, Mescid- i Aksâya uğradıklarını söyledi. Kureyşliler, Onun Mescid-i Aksâ'yı dahâ önce görmediğini biliyorlardı. Mescid-i Aksâ'nın şeklini sordular. O sırada Cebrâîl (a.s.) Mescid-i Aksâ'yı Resûlullâh (s.a.v.)'in gözlerinin önüne getirdi. Sorulan şeylere Mescid-i Aksâ'yı seyrederek cevâb verdi. Ayrıca Kureyşlilerin Şâm'a gitmiş olan bir kervânından haber sordular. “Kervân yoldadır. Ben onlara uğradığım zamân, falan kişi deve üstünde oturmuştu. Hava soğuk idi. Kölesinden kilim istedi. Ben susamıştım. Falan kimsenin bardağından su içtim. Bir kimse bir şey kaybetmişdi. Onu arayıp buldular. Bizim Burakımızdan kervândaki develer ürktü ve etrâfa dağıldılar. Eğer develeri toplamak için çok oyalanmazlarsa, falan gün güneş doğarken Mekke'ye gelirler” buyurdu. Kervânın geleceğini söylediği gün müşrikler iki grup oldular. Bir grubu kervânın geleceği tarafı, bir grup da güneşin doğacağı tarafı gözetlemeye başladılar. Kervânı gözetleyenler âniden, işte kervân geldi diye bağrıştılar. O anda güneşin doğuşunu gözetleyenler de, işte güneş doğuyor diye bağrışdılar. Kervânı karşıladılar ve anlatılanları ve başlarından geçen hâdiseleri tek tek sordular. Hepsinin doğru olduğunu öğrendiler. Fakat inâdlarından ve kibirlerinden dolayı îmân etmediler. İnkârları ve kibirleri arttı.Yûnus bin Bükeyr, bu rivâyete ilâveten şöyle demiştir: “O gün güneşin doğması, kâfilenin gelmesine kadar Allâhü Te'âlâ tarafından geciktirilmiştir.” Allâhü Te'âlâ'nın dalâletde bırakdığını, kimse hidâyete erdiremez. (Molla Câmi, Şevâhidü'n-Nübüvve, s.114-115)

Turkish Stories
Dinozorlar / Turkish Stories C1

Turkish Stories

Play Episode Listen Later Feb 9, 2023 6:00


Dinozorlar Ne olurdu sanki, sokaklarımızda oradan oraya koşuşturan dinozorlarımız olsaydı? Onları cinslerine göre ayırır, günlük hayatımızda onlara ayrı birer yer verirdik. Ne bileyim, cins dinozorlar, sokak dinozorları, polis ve hatta çoban dinozorları gibi. Bu arada hayvanları koruma derneğinin kliniğinde dinozorların sığabileceği muayene odaları falan... Her yıl dinozor yarışları düzenler, birinci gelene madalyalar takar, onları körpe dana etiyle ödüllendirirdik. Hatta en güzel dinozoru bile seçerdik. Bu pek zor olmazdı. Zira dinozor kuaförleri, hatta özel dinozor eğitim merkezleri olurdu. Tatile gideceğimiz zamanlar dinozorlarımızı yerleştireceğimiz dinozor otelleri bulunurdu ve özel dinozor mamaları üretilirdi. Mama dedim de, “DINOZOR GIREMEZ” çıkartmalarını kapısına yapıştıran lokantaları protesto ederdik... Ben dün gece rüyamda dinozorları gördüm. Saçmalamam bu yüzdendir. Ama yine de dinozorlar hakkında bir şeyler yazmak geldi içimden. Aslında amacım, rüyamı anlatmaktı. Üstelik rüyam, yukarıda yazıp döktüğüm saçmalıklarla ilgili olmayıp, insanı düşündüren, değişik bir bakış açısına sahipti. Doruklarında karların hiç eksilmediği, eteklere doğru beyazdan mora, mordan pembeye dönüşen ve hemen etek hizalarında yeşil çam ormanlarının kapladığı dağlarla çevrili kocaman bir vadi gördüm. Bu vadi zümrüt rengindeydi ve yer yer irili ufaklı beyaz kayalarla ve yine irili ufaklı göllerle ve yemyeşil, kıvrım kıvrım ırmaklarla donanmıştı. Irmak boylarında salkım söğütler kadifemsi geçişlerle suyu topraktan ayırıp, yerlerini daha gerilerdeki zeytin ağaçlarına bırakıyorlardı. Yer yer beyaz zambaklar fırlamıştı otların arasından. Küçük, sarı kertenkeleler beyaz kayaların sırtlarında güneşe bırakmışlardı kendilerini. Kıpkırmızı parlayan güneş, yakmıyor, ısıtıyordu yalnızca. Top top bulutlar, pembe gökyüzünde baş boş ilerleyip gidiyorlardı bilinmeyen ufuklara doğru. Farklı bir dünyaydı bu dünya, dinozorların dünyasıydı; ama içinde yine de tanıdık bir şeyler vardı. Örneğin, insanlar... Evet, biz insanlar dinozorlarla iç içe yaşıyorduk bu âlemde. Bizim için yalnızca iki konum vardı: Yaşamak ve ölmek. Yaşamak, insanlara göre günübirlik bir tatil gibiydi, sonrası sonsuzluktu. Sonsuzluğa gitmeden önce daha ne kadar yaşanacağı bilinmiyordu. Gerçekte biliyor muyuz, ne zaman öleceğimizi? Dinozorların dünyasında yaşayan insanlar çok mutluydu. İçinde yaşadıkları mağaralar, tam olarak onların rahat edeceği şekilde düzenlenmişti. İstedikleri her türlü rahatlığa sahiptiler. O mağaralar onların evleriydi ve apartman daireleri gibi rahatsız eden üst kat komşuları yoktu. Onlar için geçim derdi diye bir şey yoktu. Dinozorlar kendi aralarında organize olmuşlardı ve insanların beslenmesi, korunması, sağlığı için gereken önlemleri alıyorlardı. İnsanlara yapacak çok fazla iş kalmamıştı. Görevleri, iyi beslenmek, stresten uzak, sakin ve huzurlu yaşamak, eğlenmek ve gülmekti. Tüm insanlar, bir gün daha dünyaya gözlerini açabilmiş olmanın mutluluğu içinde uyanırlardı ve tek sorunları, sokakta oynayan çocuklarının, hamburger olmadan evlerine dönmeleri olurdu. Sağ salim evine geri dönen insanlar, bir gün daha yaşamdan nasiplerini alabilmiş olmanın şükran duygularıyla dolar, mutluluktan gözleri yaşarırdı. Askerlik nedir, bilinmiyordu. Dinozorlar kendi sınırlarını zaten gereğince koruyorlardı. Para pul da gerekmiyordu. Ne için gereksindi? Zaten satın alınacak bir şey yoktu ki? Kimse kimseyi kıskanmaz, kimse nefreti tanımazdı. Kariyer, ihtiras, yarın korkusu bilinmiyordu. Yarını, yarın düşüneceklerdi. Bugün yaşamak vardı, mutlu olmak vardı. Zaman, gülme zamanıydı, sevme zamanıydı, şükran zamanıydı. Ne o? Çok mu ürkünç geldi dinozorların dünyası? Yani ölümün bu şekli çok mu kötü? Peki bizler nasıl ölüyoruz? Trafik kazaları, AIDS, veba, kaza kurşunu, intihar, mantar, gaz zehirlenmesi, yanma, boğulma... Daha sayacak olsak, epeyce sürer gider bu liste. Hepsinin ortak adı da ecel. Evet, savaşta da ölsek ecel, yataktan da düşsek ecel, cinayete de kurban gitsek yine ecel. Yırtıcı hayvanlar da saldırsa veya yılan, akrep sokması gibi sebeple de olsa ecel her zaman eceldir. Ecelimiz bir dinozorun dişleri arasında bulsaydı bizi, yeter ki hayatımız korkusuz, kuşkusuz, pürüzsüz olsaydı. Yeter! Panik yapmayalım lütfen! Unuttuk mu, bu sadece bir rüyaydı. Zerrin OKTAY

Kerem Önder
Dosta kavuşmak ölümle olur! - Mektubat, 89. Mektup / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Jan 19, 2023 45:23


Bu mektûb, mirzâ Alî Cân için yazılmışdır. Ölüm için sabr dilemekdedir: “Hak teâlâ, hepimizi islâmiyyetin doğru caddesinde bulundursun “alâ sâhibihessalâtü vesselâmü vettehıyye”! Enbiyâ sûresi otuzbeşinci ve Ankebût sûresi elliyedinci âyetlerinde, (Her canlı, ölümün tadını tadacakdır!) buyuruldu. Bunun için her insan ölecekdir. Ölümden kurtuluş yokdur. Hadîs-i şerîfde, (Ömrü uzun, ibâdetleri de çok olana müjdeler olsun!) buyuruldu. Dostu dosta ölümle kavuşduruyorlar. Bunun için, Allahü teâlânın âşıkları, ölümü düşünerek tesellî buluyor, üzüntüleri azalıyor. Ankebût sûresinin beşinci âyetinde, (Allah'a kavuşmak istiyenler! Biliniz ki, Allah'a kavuşmak zamânı herhâlde gelecekdir) buyuruldu. Evet, biz geride kalanlar ve nefse esîr olanlar ve Allahü teâlânın rızâsına kavuşmuş olanların ve dünyâya düşkün olmakdan kurtulanların sohbetlerinden mahrûm kalanlar, zararda ve başı yerdeyiz. Ni'metlerini size saçan merhûme vâlideniz, günümüzün en kıymetli varlığı idi. Onun size olan ihsânlarına karşı, şimdi sizin de ona ihsân etmeniz lâzımdır. Düâ ederek ve sadaka vererek her ân yardımına koşunuz! Hadîs-i şerîfde, (Mezârdaki ölü, denizde boğulmak üzere olan kimse gibidir, babasından, anasından, kardeşinden ve arkadaşlarından gelecek bir düâyı hep beklemekdedir) buyuruldu. Bundan başka, onların ölümünü görerek, kendi ölümünü de düşünmeli. Bütün varlığı ile, Allahü teâlânın beğendiği şeyleri yapmağa sarılmalıdır. Dünyâ hayâtının insanı aldatmakdan başka birşey olmadığını düşünmelidir. Dünyâ kazançlarının Allahü teâlânın yanında az bir kıymeti olsaydı, düşmanı olan kâfirlere ondan kıl ucu kadar vermezdi. Allahü teâlâ, bizi ve sizi, kendisinden başka herşeyden yüz çevirmekle nimetlendirsin! Yalnız kendisine bağlanmakla şereflendirsin! Bu düâmızı, Peygamberlerin efendisi hurmetine kabûl buyursun “aleyhi ve alâ âlihi ve aleyhim minessalevâti efdalühâ ve minetteslîmâti ekmelühâ”! Vesselâm, vel ikrâm. Âfet-i gamdan aceb, dünyâda kim âzâdedir? Herkesin bir derdi var, mâdem ki, âdem-zâdedir. Bir hûmâ-yı zevki bin sayyâd-ı gam ta'kîb eder, Böyle bir mevhûma bilmem, halk neden üftâdedir?” İmam Rabbani Aklın en büyük paradoksu şudur: Ne elde edersen et ondan sıkılacaksın. Her neyi elde edemezsen, ona karşı büyük özlem duyacaksın. Aşk, vermek ister. Akıl, almak ister, menfaat ister. Kalp, muhabbetin zuhur ve yaşama yeridir. Bildiğimiz o dört odalı et parçası pompadan bahsetmiyoruz. Bu bir sembol. O doğruyu, nefs eğriyi teşvik ediyor. Akıl ise aklın içinde de nefs var hem süzecek, hem kullanacak, hem kendine tâbî olacak fakat Hz. Mevlâna'nın tâbiriyle akıl, aşk meselesinde batağa düşmüş eşek gibidir, sadece çırpınır. Çıkamaz içinden. Aşk meselesine akıl ermez. Çünkü aşk vermektir. Almak değildir. Akılda mutlaka menfaat vardır, almak ister. Yani, bir kişinin karşı cinse âşık oldum demesi için, ondan hiçbir şey talep etmemesi lazım. Gönülden talep etmemesi lazım. Ne varsa vermek... İnanç dediğimiz şey bazı fikir ve düşüncelere olan bağımlılıktır. Onları kesin doğrularımız olarak görürüz. Annemiz bize geçmişte bir şey söylemiştir; "sobayı elleme, elin yanar" denemiş veya denememiş ama deneyen birisini gözlemlemişizdir ve gerçekten de eli yanmıştır. Biz onu çok sağlam bir şekilde kodlarız, artık sobayı ellemeyiz. Ama yaz gelip de artık onun içinde ateş yanmıyor olsa bile, onun yakmadığını bilsek bile, yine de ona dokunmaktan kaçınırız, çünkü inancımız vardır. Size söylenenler, duyduklarımız, okuduklarımız, gördüklerimiz hepsi birer inanç oluşturur. Hepsinin doğru olduğuna inanır ve inandıklarınıza göre yaşarsınız. İnancı aşabilecek bir şey yoktur, beynimizi inançlarımıza göre programlarız. Eğer yanlış bir bilgiyi inanç halinde kodlamışsak, bize onun tamamen yanlış olduğu gözümüze sokarak gösteriliyor olsa bile ondan vazgeçemeyiz, inanmak ikna olmaktır. Kabul etmektir. Selefiler oy veren kafir olur dediler.

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

İstanbul'da ev kiralarının hayatımızı ne kadar zorlaştırdığını sorguluyoruz. Artan fiyatlardan doğan İstanbul'da yaşam zorluğunu inceliyoruz. Enflasyonun üzerimizde bıraktığı izleri takip ediyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Müzik Haftanın Konusu Emin: [0:20] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugün yine Cihat'la beraberiz. Bu bölümlük böyle ama Cihat'la bir karar aldık. Artık haftayaki bölümlerden itibaren podcastimize konuk almaya karar verdik. Evet, öncelikle ne düşünüyorsun bu konu hakkında Cihat? Cihat: [0:38] Ya ben çok heyecanlıyım çünkü bu bizim baş başa randevularımız gibi ilerliyor bir süredir. Birinin daha katılacak olması beni hem heyecanlandırdı hem de biraz üzdü. Yirmi yedi bölümdür haftada şu kadar saat geçirmişiz baş başa falan diye düşündüm. Ama şöyle düşünüyorum bu arada, bu işin mizahı bir yana, başka insanların perspektifi de bizim ufkumuzu çok açacaktır diye düşünüyorum. Bakalım kimler konuk olacak? Ne tür konular konuşacağız? Hepsinin planlamasını yapacağız. Ama böyle biraz yeni bir bölüm başlıyor 2023'te gibi düşünebiliriz bence. Emin: [1:14] Evet, bizim yeni yıl hedeflerimizden birisi de bu diyebiliriz belki. Cihat: [1:18] Evet, "Podcastimiz seviye atlıyor." olarak yorumladım. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Turkish Stories
Halk Gerçeğimiz Ağıtlar / Turkish Stories C1

Turkish Stories

Play Episode Listen Later Jan 12, 2023 5:39


Halk Gerçeğimiz Ağıtlar Gidenin ardından, Analar ağıt yakarmış Bizim ellerde. Ya gelene anam ya gelene Ateşler yakılmaz mı? Düğün bayram edilmez mi?.. Acının tarihi çok eskidir Anadolu'da. Anadolu, topraklarının halklara yurt olmasından bu yana nice yıkımlar, zulümler görmüş; acıların bıraktığı derin izlerle bugünlere kadar gelmiştir. Anadolu insanı da toprağı gibi acılarla yoğrulmuştur. İşte onun içindir ki, Anadolu'da acının tarihi kadar ağıtların tarihi de eskidir. Halk ağıt yakarken söz kaygısı, beste kaygısı gütmemiştir. Ağıtlar gerçek olaylara dayanır. Hepsinin bir öyküsü vardır. Olayın büyüklüğü oranında yaygınlaşır, kuşaktan kuşağa aktarılır. Kimi zaman ufak tefek değişikliklere uğrayarak da söylenir. Kimi ağıtların yazanı belli iken kimilerinin kim tarafından yazıldığı belli değildir. Tek bir kişi tarafından söylense de zamanla halka mal olmuş, dilden dile yayılmıştır. Anadolu'da gelenekselleşen ağıt türü, ölen kişinin ağzından ya da yakınları, babası, anası, sevdalısının ağzından söylenen törensel ağıtlardır. Ağıtçı, ölen kişinin övülecek yönlerini sayar; güzelliğini, yürekliliğini, yiğitliğini, boyunu-posunu över. Eğer yaşadığı sürece mutluluk görmemişse, ölenin yaşantısı boyunca çektiklerini, yaşadığı acıları, anılarını, ölüm şeklini anlatır. Doğal ölümler dışında olan ölümlere yakılan ağıtlar daha çok yaygındır. Örneğin; bir kişinin daha genç yaşta bir kaza sonucu ölmesi ya da düşman eliyle gelmiş bir ölüm, genç bir gelinin vakitsiz ölümü gibi... “Bu nasıl iştir bu nasıl hışım Arada mı kaldın belalı başım Hem yavrum gitti hem de yoldaşım Ben bu derdin hangisine yanayım.” Bu ağıt, aynı aileden altı kişinin hastalıktan ölümü üzerine bir yöre aşığı tarafından yakılmıştır. Bugün hâlâ söylenen ve çok bilinen bir ağıttır. Törensel ağıtlardan bir diğeri de evlenme törenlerinde yakılandır. Kına gecelerinde söylenen türkülere “gelin ağıtı” veya “gelin yası” denir. Bunlardan en bilineni gelinin ağzından söylenen kına türküsüdür: Kınayı getir aney Parmağın batır aney Bu gece misafirem Koynunda yatır aney Kimi zaman çaresizliğin dili olur ağıtlar. Doğal afetler karşısında çaresizdir halk. Çünkü doğal afetler karşı konulmaz olarak görülür. Yitirdiği sadece eşi-dostu, akrabası olmaz bu afetlerde. Evi, eşyası, varı-yoğudur yok olan. Umutları; nice acılara, nice yokluklara katlanarak kurduğu hayatıdır yitip giden. Bundan dolayıdır ki ağıtlar yok olana hayıflanmayı dile getirir. “Sana derim sana söngüm Erzincan Hani yeşil bağın şiirli otağın? Bağrına bastırdın nice yüz bin can İnsan gurhanası taşın toprağın.” Kimi zaman savaşlarda can verenlere duyulan acının dili olur ağıtlar. Yüzyıllardan bu yana birçok savaşa tanıklık etmiştir Anadolu toprakları. Halk, gün olmuş ülkesini düşmanından kurtarmak için savaşmış, gün olmuş zalimlerin zulmüne karşı isyan etmiş, gün olmuş savaşlara sokulmuştur. Her defasında da çok kayıp vermiş, çokça canlar yitirmiştir bu savaşlarda. Duyduğu acı, sınırsız ve tarifsizdir. Çünkü eşi, oğlu, kardeşi, bir daha dönmemiştir geriye. Çanakkale içinde vurdular beni Ölmeden mezara koydular beni Of! gençliğim eyvah Bugünlere kadar gelen ve yaygın olarak bilinen Yemen, Sarıkamış, Çanakkale ağıtları bu türden ağıtlardır. Bu kadar yaygın bilinmesinin nedeni Anadolu halklarının tümünü derinden etkilemesi ve günümüze kadar türküleşerek gelmesidir. Bunlar uzaklarda can vermiş bir yakınının ölümüne yanan bir tek kişinin; belki bir ananın, bacının, bir eşin sözleri, yakınışıdır aslında. Ama bir tek kişiye yakılsa da, artık aynı alın yazısını paylaşan on binlerin, yüz binlerin olur o ağıt. Adı Yemen'dir, gülü çemendir Giden gelmiyor acep nedendir?

Courself Talks | E-Ticaret Sohbetleri
Courself Talks Bölüm 5 - İstikrar ve Disiplin

Courself Talks | E-Ticaret Sohbetleri

Play Episode Listen Later Nov 30, 2022 30:01


Bu bölümde sizlerle İstikrar, Disiplin ve Başarı üçgenini konuştuk. Hepsinin birbiri üzerinde gerçekten inanılmaz etkileri var. Başarının formülünü çıkarmaya devam ediyoruz :)

Socrates Dergi
Yeni Medya 451 #27 | Metaverse'ün Ne Kadarı Palavra?

Socrates Dergi

Play Episode Listen Later Oct 12, 2022 60:15


Yeni Medya 451'in 27. bölümünde Can Öz ve Ümit Alan, konukları Atlasverse'ün kurucusu Burçin Gürbüz'e Metaverse'ü soruyor. Metaverse'ün ne kadarı palavra, Atlas Space'in hikayesi nedir, gerçekçi grafik probleminin çözümü yolda mı, Metaverse'ten arsa alınır mı, Facebook'un "Meta" projesinin arkasında ne var, kripto para ve Metaverse ilişkisi nasıl işler, oyunların ve oyuncu kitlenin Metaverse ile bağlantısı nedir, iş hayatında ve ofislerde Metaverse nasıl bir kolaylık sağlayabilir ve tabi ki akıllardaki en önemli soru: Metaverse, internetin geleceği mi? Hepsinin ve akla gelen daha fazla sorunun cevapları bölümde sizleri bekliyor.

Yeni Medya 451
Yeni Medya 451 #27 | Metaverse'ün Ne Kadarı Palavra?

Yeni Medya 451

Play Episode Listen Later Oct 12, 2022 60:16


Yeni Medya 451'in 27. bölümünde Can Öz ve Ümit Alan, konukları Atlasverse'ün kurucusu Burçin Gürbüz'e Metaverse'ü soruyor. Metaverse'ün ne kadarı palavra, Atlas Space'in hikayesi nedir, gerçekçi grafik probleminin çözümü yolda mı, Metaverse'ten arsa alınır mı, Facebook'un "Meta" projesinin arkasında ne var, kripto para ve Metaverse ilişkisi nasıl işler, oyunların ve oyuncu kitlenin Metaverse ile bağlantısı nedir, iş hayatında ve ofislerde Metaverse nasıl bir kolaylık sağlayabilir ve tabi ki akıllardaki en önemli soru: Metaverse, internetin geleceği mi? Hepsinin ve akla gelen daha fazla sorunun cevapları bölümde sizleri bekliyor.

Mevlana Takvimi
SELEFİN SAHABELER ARASINDA GEÇEN FİTNELER HAKKINDAKİ AKİDESİ - 12 AĞUSTOS 2022 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Aug 12, 2022 2:52


Ahmed (r.âleyh), Müsedded Bin Müserhed'e şöyle bir mektup yazdı: “Resûlullâh (s.a.v.)'in ashâbı (r.a.e.)'in eksikliklerinden bahsetmekten uzak durup fazîletlerini anlatınız. Onların arasında geçenlerden kendinizi tutun. Dinin hakkında hiçbir bid'atçi ile istişare etme ve onunla beraber yolculuk yapma.” Ahmed (r.âleyh), Abdus Bin Malik'e sünnetin esasları hakkında şöyle yazdı: “Şunlar sünnetin esaslarındandır; Resûlullâh (s.a.v.)'in sahabeleri (r.a.e.)'den birine kusur bulan, ona buğzeden veya kötülüklerinden bahseden kişi, onların hepsine karşı hürmet edip kalbini onlara karşı selim tutuncaya kadar bid'atçidir.” Ebu Osman es-Sabunî (r.âleyh) diyor ki; “Resûlullâh (s.a.v.)'in ashâbı (r.a.e.) arasında geçenler hakkında uzak durmak, dilleri onlara kusur ve eksiklik içeren sözlerden temiz tutmak görüşündedirler. İbn Kudame el-Makdisî, Lum'atu'l-İtikad adlı eserinde der ki; “Sahabelerin eksikliklerinden ve onların arasında geçenlerden bahsetmekten uzak durmak, üstünlüklerine inanmak ve önceliklerini tanımak sünnettendir.” El-Eşari (r.âleyh), el-İbane'de der ki; “Ali, Zübeyr ve Aişe (r.a.e.) arasında geçenlere gelince, bu ancak onların içtihat ettiklerine yorumlanır. Ali (r.a.) imâmdır, hepsi de içtihada ehildir. Peygamber (s.a.v.) onların cennetlik ve şehit olduklarına şahitlik etmiştir. Bu onların hepsinin de içtihatlarında hak üzere olduklarını gösterir. Aynı şekilde Ali ile Muaviye (r.a.e.) arasında geçenler de böyle olup içtihat etmiş olmalarıyla yorumlanır. Sahabeler (r.a.e.)'in hepsi de güvenilir olup, dinde ithâm edilemezler.” Kadı İyaz (r.âleyh), Sahih-i Müslim Şerhi'nde şöyle der; “Muaviye (r.a.), sahabenin adaletlilerinden ve fazîletlilerindendir. Onunla Ali (r.a.) arasında meydana gelen savaşlar ve sahabeler arasında geçenler, içtihat ile yorumlanır. Hepsinin de isabetli hareket ettiğine itikad edilir.” (İbn Hacer el-Askalânî, el-İsabe (Seçkin Sahabeler), s.29-30)

Yeni Şafak Podcast
Süleyman Seyfi Öğün - Siyâsal yabancılaşma

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 14, 2022 5:24


Modern dünyâda siyâset, çok sıcak bir alan olarak tezâhür etti. Kadim feylozof Aristo'nun, zamânında, site nüfusunun çok küçük bir azınlığını meydana getiren “erkek-özgür” yurttaşların imtiyâzı olarak yücelttiği siyâset, modern dünyâda, “eşitlik” değeri üzerinden yeniden yorumlanıyor; ulusların ve sınıfların katılımına açılıyordu. Siyâsetin târihsel olarak var olan âletleri, daha da geliştirilecek, dünyâ, insanın mutluluğu ve refâhı için değiştirilecekti. Buna bağlı olarak siyâset ve ümit duygusu, derin bir heyecan üzerinden birleşti. Bu süreci ateşleyen ve derinleştiren, üretim ekseninde yükselen sanayi toplumu olmuştur. Ulus ve ister sermâye, ister emek açısından bakılsın, sınıflar açısından, ekonomik değerleri üretiyordu. O hâlde, siyâset, ulus ve sınıfların hakkıydı. Artık eskisi gibi sâdece devlet seçkinlerine âit olamazdı. Bu kadarı bile yurttaşların damarlarını tutuşturmaya yetiyordu. Nitekim 19. asır, o güne kadar siyâset dışı bırakılmış ne kadar toplumsal unsur varsa, onların siyâsete iştahla katılma irâdesi gösterdiği bir asır olmuştur. 20. asıra, bilhassa II. Genel Savaş sonrasına gelindiğinde, süreci taşıyan üretim toplumlarında tuhaf bir şey yaşanmaya başladı. Siyâsete dâir alâka hatırı sayılır bir şekilde düşüyordu. Tuhaflık şuradaydı: Artık siyâsal temsil ve siyâsal katılımın önündeki engeller kaldırılmış, demokratik kurum ve kuruluşlar İsviçre saati gibi çalışmaya başlamıştı. Daha ne isteniyordu ki? Dedelerin, babaların uğruna kanlarını döktükleri amaçlar hayâta geçirilmiş, garanti altına alınmıştı. Gelin görün ki, üretim toplumlarının, bilhassa da baby boomer nesli, siyâsete alâkasını hızla kaybediyordu. İşçi sınıfları hatırı sayılır bir refah artışı sağlamış, orta sınıflaşmıştı. Artık Marx'ın çağrısı manâsını kaybetmekteydi. Hepsinin “kaybedecek” bir şeyleri vardı. İşçi sınıflarının tercihi, daha iyi bir dünyâ için gayrete gelmekten uzaklaştı; güçlü garantilerle donatılmış bir rutinleşmenin ve refahın keyfini sürmek oldu. Stalin Sovyetizmi ise Bolşevik Devrimi'nin ilk başlarda uyandırdığı heyecânı söndürmek için elinden geleni yapıyordu. Resmî ve gayrı insânî uygulamalarıyla, heyecan bir tarafa, Batılı üretim toplumlarında nefret uyandırıyordu. Çin Devrimi, Lâtin Amerika'da yaşananlar ise, meselâ 1968'lilerde olduğu gibi heyecân doğursa da, bu ârızîydi. LSD bu heyecânı bambaşka yerlere sürükledi. Sistem, muhalefetin üstesinden geliyordu. Daha iyi bir dünyânın kurulması ideali, daha o günlerde sönümlendi. Batı dışı dünyâda, bilhassa sömürgeciliğin tasfiyesi sürecinde, siyâsetin halâ âteşin olduğu düşünülebilir. Bu düşünce de yanlıştır. Yaşanan süreçler, partitokrasiler veyâ bürokrasilerin kontrolüne girdi; resmîleşti ve yavanlaştı. Süreçlere istikâmet kazandıracak ideolojik yapılar ise alabildiğine dejenere oldu. Batı'da, siyâsete dâir alâkaların yerini daha çok, yeteri kadar yıpratıcı olan çalışma şartlarını rehabilite edecek siyâset dışı entelektüel ve başta her nev'i mistisizm olmak üzere kültürel alâkalar alıyordu. Aslında yaşanan diğerkâmcılığın sönümlenmesiydi. Meslâ Batılı bir münevverin gözünde Hindistan, kadınların, çocukların ağır bir sömürüye mâruz kaldığı, kast sisteminin doğurduğu insanlık dışı uygulamaların yaşandığı, alabildiğine fakir bir memleket değil, guruların cirit attığı, ruhsal kurtuluşun mümkün olduğu rengârenk bir diyârdı.

Yeni Şafak Podcast
Mehmet Şeker - Aday konusuna girmiyorsanız, buluşup buluşup ne konuşuyorsunuz?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 7, 2022 3:45


Koca koca adamlar, kimi profesör, kimi doçent, kimi emekli paşa, kimi yılların gazetecisi, oturup tartışıyorlar. Hem de çok uzun zamandan beri. “Altılı masa, cumhurbaşkanı adayını belirleyebilir mi?” “Altılı masa, adayımız Kılıçdaroğlu der mi?” Biz de ekran karşısında ayaklarımızı uzatıp seyrediyoruz. Onlar bizi göremedikleri için ayıp olmuyor, saygısızlık sayılmıyor. Önce ufak bir düzeltme yapalım. Altılı masa diye anılsa da dağdaki çoban dahil herkes biliyor ki o masa aslında yedili. Yedinci ortağın ya gölgesi düşüyor masanın üstüne yahut örtünün altında gizleniyor. İskambil kâğıtlarıyla bir numara yapmak isteyenler, göstermek istemedikleri bir kâğıdı, görünenlerden birinin arkasına saklar ya işte o hesap. Kartların hepsini açık açık gösterseler, o zaman yapacakları numaranın bir anlamı kalmaz. Çocuk bile anlar. Soru şöyle olsa gerek: “Altılı masa olarak anılan, fakat aslında yedili olan masa, cumhurbaşkanı adayını belirleyebilir mi?” Cevap verelim: Belirleyemez. “Adayımız Kılıçdaroğlu diyebilir mi?” Diyemez. Çünkü masalar konuşamaz. Etrafındakiler konuşabilir. Soruyu soran “Zaten onları kast etmiştik” dese ne yazar? Anlamamış gibi yapma hakkımızı kullandık. Nasıl ki masa etrafındakiler öyle davranıyor, aslında her biri en uygun adayın kendisi olduğunu düşünüyor fakat hiçbir sorun yokmuş gibi buluşma sürdürülüyorsa, biz de pekâlâ masa konuşmaz, etrafındakiler konuşur diyebiliriz. Hatta, etrafındakiler için de aynı cevaplar geçerli. O masadan bir ortak aday çıkması çok zor. Kemal Bey'in gösterilmesinin zorluğu, diğerlerinin zorluk derecesinden az değil. Altı aydan beri buluşuyorlar. Sonrasında basına yansıyan bilgi, masadaki yemeklerden öte geçmiyor. (Engin Ardıç bamya çorbasını bilmiyormuş. Kimsenin duymadığı yemekleri bilir fakat bundan habersiz. Ben de bunu yadırgadım. Ahmet Bey, acilen onu Konya'ya davet edip ikramda bulunmalı.) Her toplantı sonrasında “Masada aday konuşmadık” açıklaması yapılıyor. Yahu ayda bir toplanıyorsunuz. Aday konuşmuyorsanız, ne konuşuyorsunuz? Havadan sudan mı bahsediyorsunuz? Romatizmadan, siyatikten, diş tedavisinden, kıl dönmesinden mi konu açılıyor? Nedir mevzu? Emeklilere verilen bayram ikramiyesini ne zaman çekeceğiniz mi? Bankamatiğe beraber gitme kararı aldınız mı? “Adayımızı açıklarsak, yıpranır.” Aylardır bunu söylemekten usanmadılar. Yahu Kemal Bey on iki yıldır girdiği bütün seçimlerden yenik ayrıldığı hâlde koltuğunu korumayı başardı. Zerre kadar yıpranmadı. Adaylığı açıklanınca mı yıpranacak? Bir de “Niye bu kadar merak ediyorsunuz?” diye gazetecilere ve vatandaşlara çıkışmaları yok mu? Sanki sadece kendilerini ilgilendiren bir mesele. Meral Hanım kaç yıldan bu yana “Ben başbakan olacağım” deyip duruyor. Olmayan bir makamda gözü. Kaç yıl oldu başbakanlığın kaldırılması fakat o eski sisteme dönülebileceğini düşünüyor. Temel Amca da mübarek eliyle haşmetli sakalını sıvazlayıp “Ben de sadrazamlık istiyorum” derse... Şaka şaka... Öyle bir şey söylemez tabii. İkisi arasında bir fark olmadığını görmek için verdik bu örneği. Hepsinin gönlünde aynı aslan yatıyor. Zavallı aslan hangisinde yatacağını şaşırdı.

Gerçek gazetesi
Armağan Tulun: Hassasiyet

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Jun 7, 2022 5:27


Hassasiyet Erkek egemenliği ve istibdad yine el ele vermiş, dört bir koldan kadınları hedef alıyor. Son günlerde yaşadıklarımıza bakın. Hepsinin ortak noktası olan, bu zamana kadar olduğu gibi bugün de kadın düşmanı politika ve eylemlerin gerekçesi olarak öne sürülen laflar var: Örfi adet, gelenek, görenek en çok da ahlaki hassasiyetler! Ne oldu? Melek Mosso'nun Isparta'da vereceği konser bu gerekçe ile iptal edildi. Başka? Yıllardır kadın cinayetlerini durdurmak için mücadele eden, öldürülen kadınların faillerinden hesap sormak amacıyla davaları takip eden Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği'ne istibdadın mahkemeleri hiçbir somut gerekçe göstermeden ama yine aynı gerekçe ile, ahlaka aykırılıktan kapatma davası açtı. Sadece bunlar mı? Biz bu ahlaki hassasiyetleri, namus laflarını kadın cinayetlerinden de biliyoruz. Boşanmak istediği için, çalışmak istediği için, kendi hayatı ile ilgili bir karar almaya kalktığı zaman öldürülmüyor mu bu ülkede kadınlar? Kadınların sesine şarkılarına tahammül yok, mücadelesi baskı görüyor, yaşamları da tehdit altında… Düzen siyasetinin temsilcileri iktidarlarını korumak için işçi sınıfı ve emekçi halkı bölmeye çalışır. Bugün istibdad rejiminin ihtiyaç duyduğunda kardeş kavgasını körüklemeye çalışması, Alevi'yi Sünni ile, Türk'ü Kürt ile karşı karşıya getirmeye çalışması gibi. Amaç, işçi sınıfı ve emekçi halkın en yakıcı sorunlarının asıl kaynağının sermaye düzeni olduğunu anlamasına izin vermemek, işine, aşına, hürriyetine sahip çıkarak düzenin güçleri karşısında birleşmesini engellemektir. Aynı şey kadınlar açısından da geçerli. Yaşamlarına kast edenin erkek egemen kapitalist sistem olduğunu, kadınları şiddete karşı korunmasız bırakanın bizzat düzenin kendisi olduğunu gizlemek için “ahlaki hassasiyetler” lafını atıyorlar ortaya. Düpedüz bir katil olan bir erkek işlediği cinayete tüm toplumu işte bu ahlaki hassasiyetlerle ortak etmeye kalkıyor. İstibdad rejimi kadınların muhalefetini bastırmak ve sesini kısmak için türlü alanlarda yasaklamalara giderken, düpedüz keyfi, haksız ve hukuksuz olan uygulamalarını örf, adet, ahlaki hassasiyet kılıfına sokuyor. Küçük bir yobaz gruba şikâyet dilekçesi yazdırılıyor, o küçük grup bir anda halkın temsilcisiymiş gibi gösteriliyor ve en kaba baskı ve yasaklamalar halkın hassasiyetlerinin bir gereğiymiş gibi sunuluyor. İktidar burada bir başka amaç daha güdüyor. Emekçi halkın ve kadınların isyanının gerekçeleri, esaslı kökleri çok derinde olmasına rağmen meseleyi bir “yaşam tarzı” tartışmasına sıkıştırmayı hedefliyorlar. Çünkü muhalefet kendisini “yaşam tarzı” ve “kimlik” temelinde ortaya koyarsa, yükselen sesleri muhafazakâr ve erkek egemen “çoğunluk” ile boğabileceklerini düşünüyorlar. Bunu daha önce defalarca yaptılar. Bu oyuna gelmeyelim. Hayatımızı savunmak, geleceğimizi daha yaşanılır bir hale getirmek istiyorsak da bu düzenin ve istibdadın önümüze koyduğu gündemlere değil, gerçek gündemimize sahip çıkalım. Mücadelemizi “yaşam tarzı” ve “kimlik” temelinde değil sınıf temelinde ortaya koyalım. Bunu yaptığımız zaman zaten düzen siyasetinin de, erkek egemen kapitalist sistemin de, istibdadın da tüm pisliklerini görmek ve göstermek mümkündür. Bir küçük örnek… Sendikalaştığı için işten atılan ve fabrika önünde bir alan olmadığı için sanayinin orta refüjünde direnişe geçen Adkoturk işçisi kadınlara patron sadece orta parmağını göstermekle kalmamış, “onları otobanlara attık” da demişti. İşte patronların ve patron düzeninin ahlakı! O patron, kadınlardan “biz nasıl gece yarılarına kadar erkeklerle birlikte onurumuzla çalışabiliyorsak, hakkımızı savunmak için de aynı şekilde mücadele ederiz” diye cevabını almıştı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği'ne ahlaka aykırılıktan dava açılmasından hiçbir farkı yok patronun bu ithamının. Her ikisi de mücadeleyi kırmak, engellemek için atılan iftiralardır.

Askıda Kitap
Ülül'azm Peygamberleri!

Askıda Kitap

Play Episode Listen Later Feb 1, 2022 0:32


Muhammed aleyhisselâm Habîbullahdır. İbrâhîm aleyhisselâm Halîlullahdır. Mûsâ aleyhisselâm Kelîmullahdır. Îsâ aleyhisselâm Rûhullahdır. Âdem aleyhisselâm Safiyyullahdır. Nûh aleyhisselâm Neciyyullahdır. Bu altısı, diğer Peygamberlerden dahâ üstündür. Bunlara (Ülül'azm) denir. Hepsinin üstünü, Muhammed aleyhisselâmdır. Fâideli Bilgiler | Sayfa : 9

Yine Yeni Yeniden 90'lar
Bölüm 52.5 - Sezen Aksu.

Yine Yeni Yeniden 90'lar

Play Episode Listen Later Jan 22, 2022


Bu sürpriz bölümde Sezen Aksu'nun 2017'de yaptığı Şahane Bir Şey Yaşamak şarkısının sözleri etrafında çıkan tartışma hakkında kısa bir sohbet ediyoruz. Tüm bunlar olurken neler hissettik, neler düşündük? Sezen Aksu'nun şarkılarla verdiği cevapta en ilgimizi çeken kısımlar neler? Bu duygu yoğunluğu daha nelere gebe? Hepsinin cevabı için sizi 52.5. bölümümüze bekliyoruz.

Gerçek gazetesi
Sungur Savran: Sosyo-ekonomik mutasyon şart!

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Jan 16, 2022 4:43


Sosyo-ekonomik mutasyon şart! Bazen gerçekleri en çiğ haliyle, süslemeden, işin edebiyatına kaçmadan haykırmak gerekiyor. Eğer işçi sınıfı kendi gücüne güvenip dünyanın gidişatına el koymazsa, en azından en hassas alanlardaki üretim araçlarını kamulaştırıp planlanmış bir ekonomi kurmazsa, felaket kapımızda. İnsanlık uçurumun kenarında. İklim değişikliği bunu gösteriyor, dünya çapında yükselen faşizm tehlikesi bunu gösteriyor, yeni bir dünya savaşı tehdidi bunu gösteriyor. Hepsinin ardında kapitalizmin piyasa kumarhanesinde her şeyi kâr hırsına bağlayan ekonomik yapısının artık teklemesi yatıyor. Koronavirüs badiresinin insanlığı getirdiği nokta da bunu gösteriyor. Onun ardında da kapitalist ekonomi sisteminin akıl dışı doğası var. Bakın bundan tam bir yıl önce, 16 Aralık 2020 tarihinde Devrimci İşçi Partisi'nin öncülüğünde bölgemizin 11 Marksist parti ve örgütü yayınladıkları bildiride ne demişler? “Bilim bu korkunç salgın karşısında insan hayatının korunması için çözüm buldu. Kapitalist üretim ilişkilerinin, insan aklının keşiflerinin ve insan hayatının kurtarılmasının önünde durmasına izin vermeyelim! Hastalığın kökünün kurutulmasını yıllar boyunca engelleyecek olan şey tekelci kâr hırsı olacaktır. İlaç devleri kamulaştırılsın! Halk için anlaşılmaz olsun diye "fikrî mülkiyet hakları" olarak adlandırılan ve aslında bu tekellerin halkı yağmalama ve yaşam hakkından mahrum bırakma olanağı anlamına gelen şey yok edilsin! Tüm dünya nüfusuna aşı sağlamak için tüm kaynaklar seferber edilsin!” Demek ki aşının ilk uygulandığı an olan Aralık 2020'de “Perşembenin gelişi çarşambadan belli” imiş! Bundan sadece iki ay sonra gazetemizin Şubat sayısındaki yazımızda yeni bir unsura işaret ederek tehlikeyi şöyle anlattık: “Afrika'da bugüne kadar kaç kişi aşı oldu dersiniz? Toplam 25! Yazıyla yirmi beş! Bu, sonunda bir intikam olarak virüsün zengin ülke insanlarına geri dönmesi demek. Herkes kurtulmadıkça kimse kurtulamaz virüsten bu bütünleşmiş 21. yüzyıl dünyasında. Üstelik, çözüm geciktikçe yeni “varyant”lar çıkıyor: “İngiliz varyantı”, “Güney Afrika varyantı” derken aşının etki yapamayacağı başka “varyantlar” gelecek. Virüs kendini korumak için biyolojik mutasyon geçiriyor. İnsanlığın kendini koruması için sosyo-ekonomik mutasyon yaşaması şart!” Haziran ayında Hindistan'da ölülerin nehirlere atılmasına yol açacak kadar korkunç bir salgın yaşanınca bu doğrulandı ve Delta varyantı dünyaya dehşet saçtı. Ama kuzey yarıküre yaza giriyordu. 24 Haziran'daki yazımızda yine uyardık: Yaz mevsimi, “bizde, Avrupa'da, Amerika'da, bütün kuzey yarıkürede virüsü temizler! Sonra kış gelince ver elini Delta varyantı, Epsilon varyantı, Zeta varyantı!” Yanılmışız! Yeni varyantın adı Omicronmuş! Nasıl? Afrika'da nüfusun sadece yüzde 8'i aşılı olunca orada patlak veren salgında üreyen yeni varyant gelip zengin ve bizim gibi orta halli ülkeleri vuruyor muymuş? “Perşembenin gelişi” bir kez daha belli miymiş? Armağan Tulun yoldaşımız geçen ay Omicron ortaya çıkar çıkmaz bu sayfalarda yazdı. Afrika'yı aşısız bıraktınız, dünyanın en çok aşı uygulamış Hollanda'sı felaket yaşıyor, alın size dedi. Şimdi Omicron bize geldi. Artık hepimiz nasıl bir fırtına yaşandığını biliyoruz. İşçiler! Tablo açık değil mi? Bu salgın bir “doğal afet” değil. Kapitalizmin yarattığı bir felaket! Öyleyse kendimizi, çocuklarımızı ve insanlığı korumak için iş başa düşüyor. İlk sağlık tedbiri, maske-mesafe-temizlik olabilir. İkincisi kapitalizmi devirmek!

Askıda Kitap
Ona Muhtaçsınız!

Askıda Kitap

Play Episode Listen Later Dec 23, 2021 2:01


Siz, adem diyârından, bu varlık âlemine, kendiliğinizden gelmediğiniz gibi, oraya, kendiniz gidemezsiniz. Gördüğünüz gözler, işitdiğiniz kulaklar, duygu edindiğiniz organlar, düşündüğünüz zekâlar, kullandığınız eller ve ayaklar, geçeceğiniz bütün yollar, girip çıkdığınız bütün mahaller, hulâsa, rûh ve cesedinize bağlı bütün âletler, sistemler, hepsi ve hepsi, Allahü teâlânın mülk ve mahlûkudur. Siz Ondan hiçbir şey gasb edemez, mülk edinemezsiniz! O, hayy ve kayyûmdur. Ya'nî, görür, bilir, işitir ve her var olan şeyi, her ân varlıkda durdurmakdadır. Hepsinin idâresinden, hâllerinden bir ân gâfil olmaz. Mülkünü kimseye çaldırmaz. Emrlerine uymayanların cezâsını vermekden de, âciz kalmaz. Meselâ, Ayda, Merihde ve diğer yıldızlarda insan olmadığı gibi, bu Erd küresinde de bulunmasaydı, birşey lâzım gelmezdi. Bundan dolayı, büyüklüğünden birşey eksilmezdi. Hadîs-i kudsîde buyuruyor ki, (Önce gelenleriniz, sonra gelenleriniz; küçüğünüz, büyüğünüz; dirileriniz, ölüleriniz; insanlarınız, cinleriniz; en müttekî, itâ'atli kulum gibi olsanız, büyüklüğüm artmaz. Aksine olarak, hepiniz, bana karşı duran, Peygamberlerimi “aleyhimüsselâm” aşağı gören, düşmanım gibi olsanız, ülûhiyyetimden bir şey eksilmez. Allahü teâlâ, sizden ganîdir, Ona hiçbiriniz lâzım değildir. Siz ise, var olmanız için ve varlıkda kalabilmeniz için ve her şeyinizle, hep Ona muhtâcsınız). Tam İlmihal Se`âdet-i Ebediyye | Sayfa : 74

Fularsız Entellik
Annenle Nasıl Tanıştım (Efsane Noel Hikayeleri 1)

Fularsız Entellik

Play Episode Listen Later Dec 22, 2021 22:13


Hem podcastin akışından hem de çılgın Türkiye gündeminden biraz soluklanalım dedim. Sadece ben değil, siz de dediniz: Twitter'da anket yapmıştım, çoğunluk "artık biraz hafif/geyik içerik olsun"dan yana oy kullandı.Madem öyle, henüz hiçbir bölümünü izlemediğim HIMYM dizisinden al(ma)dığım ilhamla, size 3 gün 3 gece boyunca, en az %90'ı doğru ve yüzde 100'ü de legen...wait for it...DARY! hikayeler anlatacağım. Hepsinin uzaktan da olsa Noel ile alakası var, zamanlama da manidar yani.***Bu podcast, TAKK hakkında reklam içerir.TAKK, size sade ve sürdürülebilir bir kişisel bakım dünyası vaad ediyor. İçerikler vegan. Hayvan deneyi yok. Takk.com.tr'ye girin, sadece ihtiyacınız olan kaliteli ürünler kapınıza gelsin, sadeleşmeye başlayın.***Bölümler:(01:35) Couchsurfing.(03:15) Santarchy.(07:50) Dünyanın en sıkıcı insanı Noah.(11:27) Ateşböceği şovu.(12:50) Kore hamamları ve batık maliyet hatası.(16:56) Zıçtın mavisi.(17:46) Şömine elitliğin gizli düşmanıdır.(21:20) Patreon Teşekkürleri.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Bir bakışta
NATO'nun Rusya'ya uyarıları ne anlama geliyor?

Bir bakışta

Play Episode Listen Later Dec 2, 2021 6:57


Ukrayna, Belarus, Bosna-Hersek gibi birçok kritik konu NATO bakanlar toplantısının gündemini işgal etti. Hepsinin de ortak yönü Rusya'nın bir şekilde sorunların tarafı olmasıydı. NATO neyi amaçlıyor, Türkiye'nin yaklaşımı ne? Riga'daki toplantıları AA adına izleyen Ömer Tuğrul Çam ile konuştuk.

Mutlu Kafa
Nev'i Şahsına Münhasır Milletler

Mutlu Kafa

Play Episode Listen Later Nov 27, 2021 20:42


Yıllar içinde pek çok milletten binlerce insanla karşılaştık. Hepsinin de türlü türlü huyu, alışkanlığı var. Biz de ona göre yeri geldi otellerimizde önlem aldık yeri geldi şaşırmamayı öğrendik yeri geldik gülümsedik. Ama bazen çok garipsediğimiz alışkanlıklar da oldu. İşte bu yayınımızda türlü milletlerin türlü türlü huylarını konuştuk. Elbette maksadımız kimseyi yermek ya da kırmak değil; farklılıkların muzip yanlarını ortaya çıkartıp birlikte gülümsemek. Programın sonlarına doğru çuvaldızı kendimize de batırdığımız bu eğlenceli sohbete siz de ortak olsanıza hadi

Askıda Kitap
Resûlullaha Benzemek! “sallallahü aleyhi ve sellem”

Askıda Kitap

Play Episode Listen Later Nov 26, 2021 3:24


Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” tâbi' olmak yedi derecedir: Birincisi, ahkâm-ı islâmiyyeye inanarak, bunları öğrenmek ve yapmakdır. Bütün müslimânların ve âlimlerin ve zâhidlerin ve âbidlerin “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma'în” tâbi' olması, bu derecededir. Bunların nefsleri îmân etmemişdir. Allahü teâlâ, merhamet ederek, yalnız kalbin îmânını kabûl etmekdedir. İkincisi, emrleri yapmakla berâber, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” bütün sözlerini ve âdetlerini yapmak ve kalbi kötü huylardan temizlemekdir. Tesavvuf yolunda yürüyenler bu derecededir. Üçüncüsü, Resûlullahda “sallallahü aleyhi ve sellem” bulunan hâllere, zevklere ve kalbe doğan şeylere de tâbi' olmakdır. Bu derece, tesavvufun (Vilâyet-i hâssa) dediği makâmda ele geçer. Burada, nefs de îmân ve itâ'at eder ve bütün ibâdetler, hakîkî ve kusûrsuz olur. Dördüncüsü, ibâdetler gibi bütün hayrlı işler hakîkî ve kusûrsuz olmakdır. Bu derece, (Ulemâ-i râsihîn) denilen büyüklere mahsûsdur. Bu râsih ilmli âlimler, Kur'ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîflerin derin ma'nâlarını ve işâretlerini anlar. Bütün Peygamberlerin Eshâbı “radıyallahü teâlâ anhüm ecma'în”, böyle idi. Hepsinin nefsleri îmân etmiş, mutmainne olmuşdur. Böyle tâbi' olmak, yâ tesavvuf ve vilâyet yolundan ilerleyenlere veyâ bütün sünnetlere yapışarak bütün bid'atlerden kaçanlara nasîb olur. Bugün, dünyâyı bid'at kaplamış, sünnetler gayb olmuşdur. Bugün, sünnetleri bulup yapışmak ve bid'at deryâsından kurtulmak, imkân hâricinde kalmışdır. Bid'atler, âdet hâlini almışdır. Hâlbuki, âdetler ne kadar yerleşmiş ve yayılmış olsalar ve ne kadar güzel görünseler de, din ve ahkâm-ı islâmiyye olamaz. Küfre sebeb olan ve harâm olan şeyler, âdet hâlini alsalar, halâl ve câiz olmazlar. [Demek ki, bu dereceye kavuşmak için, tesavvuf yolundan ilerlenir. Bu yola, tarîkat denir. İlk asrlarda, sünnetlerin hepsine uymak kolay idi. Tesavvufa lüzûm yokdu.] Beşincisi, Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” mahsûs kemâlâta, yüksekliklere tâbi' olmakdır. Bu kemâlât, ilm ve ibâdet ile ele geçemez. Ancak, Allahü teâlâdan, lutf ve ihsân ile gelir. Bu derecede olanlar, büyük Peygamberler “salevâtullahi teâlâ aleyhim ecma'în” ve bu ümmetin pek az büyükleridir. Altıncısı, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” mahbûbiyyet ve ma'şûkıyyet kemâlâtına tâbi' olmakdır ki, Allahü teâlânın çok sevdiklerine mahsûsdur ve lutf ile ele geçmez, muhabbet lâzımdır. Yedinci derece, insan vücûdünün her zerresinin tâbi' olmasıdır. Tâbi' metbû'a o kadar benzer ki, tâbi' olmaklık aradan kalkar. Bunlar da, sanki Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” gibi, aynı kaynakdan, herşeyi alır. Tam İlmihal Se`âdet-i Ebediyye | Sayfa : 53

Mevlana Takvimi
SELEFİYİM DİYENLER NEYE ALET OLUYOR? - 18 EYLÜL 2021 MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Sep 18, 2021 2:42


Selef sıfatı, bir hadîs-i şeriîten yola çıkarak; Sahabe, Tabiun ve Tebeuttabiin (r.a.e.)'e yani hayırlı nesil olarak Resûlullâh (s.a.v.)'in övdüğü bu ilk üç nesle verilir. Bunların itikadda amelde ve din anlayışındaki tutumlarına da “selef yolu” veya selef-i salihin (geçmişteki iyilerin) mezhebi demek adettir. Ve yine Ehl-i Sünnet anlayışında, bu yol, Maturidi ve Eş'ari mezhepleri, Ehl-i sünnet velcemaat olarak sürer. İbn-i Teymiye'nin başlattığı selefilik anlayışı ise, bu salih kuşakların tavrına sadece sloganlarla benzeşir: Ayetlerin zahirini ve Sünnet'i eksen alıp akla yer vermemek. Bid'atlerle yani sonradan ortaya çıkan şeylerle savaşmak. Mezheplere bağlanmamak gibi. Halbuki, bunlar aşikâr şekilde İbn-i Teymiye mezhebindedirler. Sünnet adına da en belli bid'atları yaparlar. Meselâ; evinde otururken namazları cem ederler. Her sözün başında “kale ibnu Teymiyye” diye senetlendirirler. Bir de; Cemaleddin Afganî ve izleyicilerinin selefilik iddiası var. Tamamen akılcı olan, batıyı kopyalayan rejimleri meşrulaştıran, laik anlayışı yani sekulerizmi benimseyen kesimdir. Aslında bu selefilik; aşağıda sayacağımız şu altı salgın hastalığa alet ve perde edilmekte; her müzmin hasta bu unvânı kullanmaktadır. Ama hepsi Selefi olma; dini aslına döndürmek iddiasındadır. Bu hastalıklar: 1. Şiilik (Ehl-i beyt istismarcılığı). 2. Gayri müslim dostluğu, hayranlığı. 3. Son peygamberden sonra peygamberlik özentisi veya beklentisi. 4. Akılcılık. Felsefe ve kuru akılla dini uzlaştırma, yozlaştırma çağdaşlaştırma çabası. 5. Irkçılık, Milliyetçilik. Her millete göre İslâm arayış veya iddiası. 6. Mürtedlik: Dinin bazı hükümlerinden; ya da yaşama şansından şüpheye düşmek. Ve hepsinin sonucu veya müşterek meyvesi de dini örseleyip keyfe göre düzenlemek oluyor. Hepsinin sermayesi de Selefilik... (Ali Nar, İslâm Akâidi, s.58)

Muhammet KALEM
30 Ağustos • Ahmet Kutsi Tecer

Muhammet KALEM

Play Episode Listen Later Aug 29, 2021 2:39


Sen Mehmetçik, söyle büyük kahraman, Sana zafer kadar yakışan ne var? ~ •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim. Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz. ~ Her yıl bugün olur, Otuz Ağustos İçime bir ordu havası dolar. Başlar dimdik, gözler çelik, yüzler pos, Bayrak imil imil, geçer ordular… Geçer tunç adımlar demir göğüsler, Geçer Mehmetçikler, geçer subaylar, Hepsinin alnında zaferden süsler. Geçer hayalimde bir bir alaylar. Geçer toplar, geçer atlar, yağız, al, Geçer dağlar, geçer yollar, şehirler… Yangınlar üstünde ince bir hilal!.. Yaralılar düşe kalka geçerler. Çılgın bir istekle bu şan akını Afyon'dan, İzmir'e kaçlar çağıldar. Unutmuş at gemi, kılıçlar kını, Can canı unutmuş zafere kadar. Ne var bu dünyada sana yakışan, Alnında bir zafer sabahı kadar; Sen Mehmetçik, söyle büyük kahraman, Sana zafer kadar yakışan ne var? Her yıl bugün olur, Otuz Ağustos, İçime bir zafer havası dolar. Başlar dimdik, gözler çelik, yüzler pos, Bayrak imil imil, geçer ordular… Şiir: Ahmet Kutsi Tecer Müzik: https://youtu.be/56Wc3ynEqJ4 ~ Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a ~ Sosyal Medya Hesaplarım: https://facebook.com/muhammetkalemm https://instagram.com/MuhammetKalemm https://twitter.com/MuhammetKalemm

Yeni Şafak Podcast
Yasin Aktay - Kim Kutuplaşıyor, Kim, Neden Kutuplaştırıyor?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 6, 2021 5:05


Toplum, doğası itibariyle birbirinden farklı insanların, farklı ekonomik, sosyal ve kültürel özelliklere siyasi eğilimlere sahip insanların yaşadığı bir yapıdır. Bu farklılıkların bir arada belli bir uyum ve ahenk, hatta bir işbölümü içerisinde yaşayabilmeleri biraz da o toplumun siyasi düzeninin kurduğu denge ile mümkün olabiliyor. Bu denge siyasi erkin toplumda sağladığı rıza düzeyi ile temin edilir. Toplumda mutlak rızayı temin etmek ise bütün kesimlerin tatmin edilmesi ile mümkün olur ki, bu zaten en zor hatta imkânsız bir şey. Bu kadar farklılığın oluşturduğu beklentileri hangi birleştirici unsur bir arada tutabilir? Belki bu yüzden toplumda birbiriyle telafisi mümkün olmayan çıkarları ve beklentileri birleştirici-tutkal bir ideoloji, bir toplum hikayesi, bir millet tanımı, dolayısıyla ortak bir değerler bütünü bir arada tutabilir. Millet kavramı belki bu yüzden bir arada yaşaması mümkün olmayan toplumu bir arada tutan en önemli harçlardan biri olarak çıkar ortaya. Bu milletin ırk, dil, hanedan, din veya bambaşka yeni bir hikâyeye dayanması mümkün. Önemli olan insanların bir arada yaşayabilmek için kendi çıkarlarından birliği temin etmeye yetecek kadar feragat edebilmeleridir. Bu, aslında insanın toplumda yaşamasının bir nimet olduğunu idrak etmesi ve bu nimetin de bir borçlanma ürettiğini, bu borcu ödeyebilmek için de bir miktar tahammüllü, hoşgörülü olması gerektiğini görmesi demek. Medeniyet bu borçluluğu idrak edenlerin kurabildiği bir yapıdır. Hepimiz birbirimize borçluyuz. Tabiata borçluyuz. Hepsinin üstünde Allah'a borçluyuz. Toplumsal işbölümü herkesi herkese borçlu kılıyor. Medine, yani medeniyetin özü olan şehir hayatı bu borçluluğumuzun en önemli ifadesi.

Yeni Şafak Podcast
Faruk Beşer - On Yıllık Kurban Yazılarımızın Birer Cümle İle Özeti

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 18, 2021 4:32


Yaklaşık on senedir her Kurban'da yazdıklarımı tekrarlama şansım yok. Hepsinin en önemli bir cümlesini alarak faydalı bir özet yapmayı deneyeceğim. Kurban, isminden de belli ki, Allah'a yaklaşmak için kesilir. Kurban, herkesin İsmail'ini yani en değerli varlığını Allah'a feda edebileceğini göstermesinin sembolüdür. ‘Kurbanlarınızın etleri ya da kanları Allah'a ulaşmaz, Allah'a ancak sizin takvanız ulaşır' (Hac, 37). Kurban kesmek Ebu Hanife'ye göre vacip, diğerlerine göre önemli bir sünnettir (sünnet-lazime). Şu andaki haliyle ise Hanefiler kurbanı biraz abartmışlar, diğerleri ise önemsizleştirmişlerdir. İşin ortasına dönmek lazım. Kurbanın Hz. Adem'den beri bir şekilde var olagelmesi Ebu Hanife'nin görüşünü destekler. Abartmamız ise işin içine et yeme arzusu ve bazen de gösteriş duygusu girmesi sebebiyledir. Tabiinden bir zat, ‘aslında bir eve bir kurban yeter, ama insanlar zenginleşince gösteriş duygusuna kapıldılar' demişti.

Karar TV Podcast
Bütün Kanallardan Kovuldum, Hepsinin de Sebebi Siyasi | Konuk: Turgay Yıldız

Karar TV Podcast

Play Episode Listen Later Jun 24, 2021 64:57


Hande Kumru, Oyuncu Yazar ve Yönetmen Turgay Yıldız ile birlikte Hayat Güzeldir dedi. Yıldız, tiyatro hayatına nasıl başladığını, tiyatro ve hayata bakış açısını izleyiciler ile paylaştı. İnancın özel alan, ahlakın ise 'zorunluluk' olduğunu belirten Yıldız, Kapitalist düzene karşı olduğunu söyledi ve "Kapitalizmin ahlakı, ahlaksızlık üzerine kuruludur" dedi.

Bu Mu Yani?
61 | Dunning Kruger: Cahil Cesareti

Bu Mu Yani?

Play Episode Listen Later May 18, 2021 24:33


"Dünyanın en büyük sorunu, aptallar özgüven içindeyken akıllı insanların kuşkuyla dolu olmasıdır." diyen Bertrand Russell'ın yıllar öncesiden açıkladığı Dunning-Kruger etkisi nedir? Daha çok öğrendikçe özgüvenimiz neden azalır? Hayat yarışında aptallar akıllıların önüne nasıl geçer? Hepsinin cevabı yeni bölümüzde. Bölümü Youtube'dan izlemek için -> https://www.youtube.com/watch?v=6iDsDpwkwFI İnstagram: https://www.instagram.com/bumuyanipodcast Twitter: https://twitter.com/bumuyanipodcast Destek: https://patreon.com/bumuyani İletişim: bumuyanipodcast@gmail.com Website: https://bumuyanipodcast.com

Mevlana Takvimi
ASHÂB-I KİRÂM (R.A.E.)'İN HEPSİ HAK ÜZEREDİR - 11 MAYIS 2021 MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later May 11, 2021 2:36


Geçmiş ulema Resûlullâh (s.a.v.)'in Ashâbı (r.a.e) arasında geçen olaylar hakkında uzak durmak, dilleri onlara kusur ve eksiklik içeren sözlerden temiz tutmak görüşündedirler. İbn Kudame el-Makdisî, Lum'atu'l-İtikad adlı eserinde der ki; “Sahabelerin kötülüklerinden ve onların arasında geçenlerden bahsetmekten uzak durmak, üstünlüklerine inanmak ve önceliklerini tanımak sünnettendir.” Ahmed, Müsedded bin Müserhed'e şöyle bir mektup yazmıştır: “Resûlullâh (s.a.v.)'in Ashâbı (r.a.e.)'in kötülüklerinden bahsetmekten uzak durup fazîletlerini anlatın. Onların arasında geçenlerden kendinizi tutun. Dinin hakkında hiçbir bid'atçi ile istişare etme ve onunla beraber yolculuk yapmayın.” Ahmed (r.âleyh), Abdus bin Malik'e sünnetin esâsları hakkında şunları yazmıştır: “Şunlar sünnetin esaslarındandır; Resûlullâh (s.a.v.)'in sahâbelerinden birine kusur bulan, ona buğzeden veya kötülüklerinden bahseden kişi, onların hepsine karşı hürmet edip kalbini onlara karşı selim tutuncaya kadar bid'atçidir.” el-Eşari, el-İbâne'de der ki; “Ali, Zübeyr ve Âişe (r.a.e.) arasında geçenlere gelince, bu ancak onların içtihat ettiklerine yorumlanır. Âli (r.a.) imâmdır, hepsi de içtihâda ehildir. Peygamber (s.a.v.) onların cennetlik ve şehit olduklarına şahitlik etmiştir. Bu onların hepsinin de içtihatlarında hak üzere olduklarını gösterir. Aynı şekilde Ali ile Muaviye (r.a.e.) arasında geçenler de böyle olup içtihat etmiş olmalarıyla yorumlanır. Sahâbelerin hepsi de güvenilir olup, dinde ithâm edilemezler.” Kadı İyaz, Sahih-i Müslim şerhinde şöyle der; “Muaviye (r.a.), sahâbenin adâletlilerinden ve fazîletlilerindendir. Onunla Ali (r.a.) arasında meydana gelen savaşlar ve sahabeler arasında geçenler, içtihat ile yorumlanır. Hepsinin de isabetli hareket ettiğine itikad edilir.” (İbnu Hacer el-Askalânî, el-İsabe (Seçkin Sahabeler), s.29-30)

Medyascope.tv Podcast
Koronavirüs salgınıyla mücadelede başarılı ülke örnekleri - Konuklar:Ümit Kartoğlu ve Nuriye Ortaylı

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Apr 20, 2021 50:14


Birleşmiş Milletler çatısı altındaki kurumlarda uzun yıllar görev yapmış olan halk sağlığı uzmanları Doç. Dr. Ümit Kartoğlu ve Dr. Nuriye Ortaylı, koronavirüs salgınıyla mücadaleyi başarıyla yürüten ülkelerden bazılarını (Güney Kore, Vietnam, Tayland, Danimarka, Finlandiya, Rwanda ve Uruguay) bu yayında mercek altına alıyorlar. Hepsinin kendi koşullarına uygun birer stratejisi olmasına rağmen, ortak noktalarının kararlı bir politik liderlik, merkezi koordinasyon, yerel katılım, bilimin yol göstericiliği, şeffaflık ve toplum katılımı olduğu görülüyor.

Sürekli İyileştirme Yolculuğu
Podcast #40: Problem Çözme - PUKÖ döngüsü nasıl çalışır?

Sürekli İyileştirme Yolculuğu

Play Episode Listen Later Mar 29, 2021 8:21


Farklı deneyimlerden yararlanmayı sevenler, yolda giderken, yemek yaparken bu deneyimlere kulak vermek isteyenler için Sürekli İyileştirme Yolculuğu başlıyor. Bu podcasti Youtube'da izleyebilirsiniz. Youtube linki: https://www.youtube.com/watch?v=u796BPgh_dU&t=6s Kaizen, 6 sigma metodolojisi ya da kalite çemberleri problem çözerken başvurduğumuz uygulama alanları. Hepsinin ortak noktası PUKÖ (Planla-Uygula-Kontrol et-Önlem al) döngüsünü kullanması. PUKÖ döngüsünün hangi adımında ne yapmalı, hangi araçları kullanmalı? Adımları doğru atmak için gereken ne? #operasyonelmükemmellik​ #sürekliiyileştirmeyolculuğu​ #yalindunya​ #problemçözme​ #PUKÖ​

Bu Mu Yani?
55 | Popüler Kültür

Bu Mu Yani?

Play Episode Listen Later Mar 29, 2021 51:37


TV, sinema, reklamlar, sosyal medya... Dört bir yanımızı sarıp sarmalayan popüler kültür hayatımızı ne ölçüde etkiliyor? Peki ya popüler kültür nasıl ortaya çıktı, nasıl bugünlere geldi? Hepsinin cevabı ilk videolu bölümümüzde! Bölümü Youtube'dan izlemek için: https://www.youtube.com/watch?v=zil_v7J-G38 Youtube: https://www.youtube.com/c/BuMuYani/ Instagram: https://www.instagram.com/bumuyanipodcast​ Twitter: https://twitter.com/bumuyanipodcast​ Destek: https://patreon.com/bumuyani​ İletişim: bumuyanipodcast@gmail.com Website: https://bumuyanipodcast.com

Hukukta Metot
Tez Yazmak - 1

Hukukta Metot

Play Episode Listen Later Feb 28, 2021 14:29


Konu Bulmak - Bazı Araştırma Yöntem ve Araçları - İçindekiler Oluşturmak İlerde daha detaylı ve pratik yöntemler için ek kayıtlar yapacağım. Türk hukuk dergilerinin linkleri ile birlikte listesi için: https://www.notion.so/T-rk-Hukuk-Dergileri-9a4039d43d0a48f5952830634630f8a3 Endnote / Mendeley / Zotero : Bu üçü dışında da aynı işini gören birçok program mevcut. Hepsinin işlevi hemen hemen aynı, Endnote ücretli bir program, eğer okulunuz, kurumunuz anlaşmalı ise ücretsiz de edinebilirsiniz. Mendeley ücretsiz, fakat depoloma alana Endnote'a göre daha sınırlı. Zotero da ücretsiz bir alternatif fakat her işletim sistemi için uygun değil. Bunların detaylı kullanımına ilişkin videolara youtube'dan ve çeşitli bloglardan erişebilirsiniz. Mendeley için: - https://youtu.be/82CoEX6i4as - https://library.bilgi.edu.tr/tr/mendeley-kullanim-kilavuzu/ Endnote için: - https://www.alperdemirdogen.com/yeni-baslayanlar-icin-endnote Zotero için: https://kutuphane.sakarya.edu.tr/sites/kutuphane.sakarya.edu.tr/file/zotero2015.pdf İletişim: Mail: hkcanan@gmail.com Twitter: https://twitter.com/hkcanan --------------- Townie Loop Kevin MacLeod (incompetech.com) Licensed under Creative Commons: By Attribution 3.0 License http://creativecommons.org/licenses/by/3.0/

Bunu ben de yaparım
Komplo Teorileri Seri 2 - Bölüm 2

Bunu ben de yaparım

Play Episode Listen Later Feb 17, 2021 15:01


Bu bölümümüzde Kayıp Malezya uçağının peşine düşüyoruz. Yıllardır gizemi çözülemeyen uçağı biz buluyoruz! Uçağı kimler neden kaçırdı? İşin içinde uzaylılar var mı? Yoksa biz ekipçe iyice paranoyak mı olduk? Uçakta kimler vardı? Koltuk araları sadece bizim uçaklarda mı bu kadar dar? Hepsinin cevabı bu bölümümüzde! 

Kısa Dalga Podcast
İktidarın var olma stratejisi: Herkes terörist

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Feb 4, 2021 23:51


Devletin başındakiler, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ile Cudi ve Gabar’dakileri kıyasladı, başları ezilmesi gereken teröristler olduğu söyledi. Bu yeni bir söylem değil.Yunus Kara, tiyatrocu. Melis Alphan gazeteci. Dinçer Demirkent akademisyen. Adalet Kaya kadın hakları savunucusu. Günal Kurşun Ceza Hukuku hocası. Hepsinin ortak noktası, terör bağlantılı suçlar nedeniyle yargılanmaları. Tıpkı sadece iki yılda terör suçlamaları ile soruşturma geçiren 1 milyonun üzerindeki insan gibi.Akademisyen Dinçer Demirkent’e göre terör söyleminin iktidar tarafından bu kadar yaygın kullanılması stratejik bir dönüşüm ve yakında yargı başta olmak üzere devlet kurumlarının tamamen başkalaşacağı korkutucu bir rejim değişikliğinin de habercisi. Mehveş Evin’in podcasti.

Saat Yönü Podcast
Alan Kontrolü Oyunları Turnuvası! - Part 2

Saat Yönü Podcast

Play Episode Listen Later Feb 1, 2021 51:39


Geçtiğimiz bölümde kaldığımız yerden alan kontrolü oyunlarını kapıştırmaya devam ediyoruz! Twilight Struggle mı kazanacak acaba, ya da Root mu? Yoksa Blood Rage veya Lords of Hellas mı? Hepsinin cevabı bu bölümde :) Keyifli dinlemeler! --- Send in a voice message: https://anchor.fm/saatyonupodcast/message

Taner Turna
Ben öfkelenemez miyim?

Taner Turna

Play Episode Listen Later Dec 22, 2020 22:22


Uyumlu olmak. Çıkıntılık yapmamak. Ortamı bozmamak. Tat kaçırmamak. Hepsinin zihnimde uzun uzun kamp kurduğu dönemler var. Kötücül olarak adlandırdığım hislerimin tümü bu sözlere yem oldu. Birçoğu “gel bak, sonra hallederiz” sözüne kandı. Toplum olabilmenin benzerliklere ve tek bir etiketin altına doluşmuş kümelere dayatıldığı bir yaşamın köşesizi olarak çoğu defa kendi sınırlarımı yuttum, örttüm, kapattım ya da gizledim. Daha yeni ortaya çıkıyor çizgilerim. Tıpkı gülümseyince aynadaki yüzümün de hatırlattığı gibi.. Hisler vardır. İyi ya da kötü değil. Ben, sen ve o olarak vardır. Ve evet, ben öfkeliyim.

Fularsız Entellik
7/24 Podcast: Dünya Podcast Günü Şerefine 7 Türkçe, 24 İngilizce Yapım

Fularsız Entellik

Play Episode Listen Later Oct 4, 2020 22:36


Selam Fularsızlar! "Fake" sponsorlu bölümümüze hoşgeldiniz. Önce biraz kitap goygoyu yapıyorum, sonra da 30 Eylül Dünya Podcast Günü'nü kutlamak için biraz geç kalmış olsam da, takip ettiğim 7 Türkçe, 24 İngilizce podcast öneriyorum. Hepsinin linkleri -podcast appiniz destekliyorsa- aşağıda bulunuyor. (01:40) "Fake" Sponsor: Safsatalar Ansiklopedisi . (04:00) Blog Yazısı: Kefil Olduğum 49 Podcast . (05:00) Türkçe podcastler: Nasıl Olunur.Yeni Haller.Anormal Şartlar Altında.İlk Sayfası.Karanlık Bölge.Zihnimin Kıvrımları.42 Dakika. (06:40) Yabancı podcastler: Talking Politics: HISTORY OF IDEAS .Heist With Michael Caine .The Missing Cryptoqueen .We Need to Talk About the British Empire .The Bomb .(09:40) Eski Tavsiyeler: Freakonomics .Stuff You Should Know .Surprisingly Awesome .TED Radio Hour .Free Thinking .Science Friday .Star Talk .Hidden Brain .Rationally Speaking .You Are Not So Smart .This American Life . Invisibilia .The Big Broadcast .The History of Rome .Revolutions .A History of the World in 100 Objects .In Our Time .Wait Wait Don't Tell Me! .Intelligence Squared . (19:30) İngilizce öğrenmek için en iyi 12 podcast .(20:35) Patreon senelik destek .(21:15) Teşekkürler.

DunksNTalks
DunksNTalks #2 | Kevin Durant Twitter'da, Lillard-PG ve TJ Warren-Butler Atışmaları, Batı 8'incisi Kim Olacak?

DunksNTalks

Play Episode Listen Later Aug 11, 2020 32:04


Kevin Durant yine twitterda rahat durmadı. Kiminle tartıştı? Lillard-PG ve TJ Warren-Butler atışmalarının derininde neler yatıyor? Draymond Green, Devin Booker'ın aklına mı girmeye çalışıyor? Batı 8'incisi kim olacak? Hepsinin cevapları bu podcastte!!!

DunksNTalks
DunksNTalks #1 | Butler Forması, Embiid-Milton Kavgası, Tatum Saçı, Lakers Dolar Kuru

DunksNTalks

Play Episode Listen Later Aug 5, 2020 30:46


Butler'ın forması neden çıkartıldı? Embiid ile Milton neden kavga etti? Tatum saçını kestirdi de ne oldu? Los Angeles Lakers en son playofflara kaldığında dolar kuru ne durumdaydı? Hepsinin cevabı bu podcastte!

Bando Talks
Bando Talks'da Neler Konuşuluyor? (TANITIM)

Bando Talks

Play Episode Listen Later Jun 18, 2020 2:23


Biz neler konuşuyoruz ya da konuşmuyoruz, neye gülüyoruz ya da gülmüyoruz. Hepsinin cevabı bu tanıtımda değil. Bunların cevabı tüm bölümlerde var. Ama öncesinde fikir edinmek için bu kısa tanıtımı dinleyebilirsiniz. İstersem lafı biraz daha uzatabilirim. Öptük.

Daktilo1984
AKP ile Büyüyenler | Nazlıcan Kanmaz & Barış Ertürk | Açık Toplum #6

Daktilo1984

Play Episode Listen Later May 19, 2020 61:26


Açık Toplum'un 6. bölümünde Barış Ertürk & Nazlıcan Kanmaz "AKP ile Büyüyenleri" konuşuyor. AKP iktidara geldiği yıl doğanlar bu yıl reşit oluyor ve hem toplumsal hayatta hem de seçimlerde önemli bir kitleyi oluşturuyor. Bu kuşak hem yerel hem global etmenlerden nasıl etkilendi? Türkiye'de lise profilleri nasıl dönüştü? AKP'nin politikaları bu kuşağı nasıl şekillendirdi? Hepsinin cevabı bu bölümde! Web sitemizi ziyaret etmeyi unutmayın!www.daktilo1984.comBizi desteklemek için:https://www.patreon.com/Daktilo1984Daktilo1984 Twitter adresi: https://twitter.com/daktilo1984Nazlıcan Kanmaz Twitter: https://twitter.com/nazlicankanmazBarış Ertürk Twitter: https://twitter.com/bariserturk_

Queer Troublemakers
S01E13 - Aldatma ve Tekeşlilik II

Queer Troublemakers

Play Episode Listen Later Mar 15, 2020 31:24


Merhaba! Bu bölümde geçen bölümde bıraktığımız yerden devam ediyoruz. Aldatma duygusal şiddet midir? Heteroseksist dünyanın kuralları bize işler mi? Peki ya romantik ilişkiler ile arkadaşlık ilişkileri arasındaki hiyerarşi nasıl şekillenir? Hepsinin cevabı bu bölümde! İyi dinlemeler! Bölümde bahsettiğimiz linkler: https://www.multiamory.com/podcast https://kitap.solaunitas.com/otobanda-kaybolanlar Bölümle ilgili düşünceler, dinlerken aklınıza gelenler ve yeni bölüm fikirleri için queertroublemakers@gmail.com'a mail atabilirsiniz! Bize ulaşın: www.queertroublemakers.com / https://twitter.com/qtroublemakers / https://www.instagram.com/queertroublemakers / https://www.facebook.com/Qtroublemakers

Kısa Dalga Podcast
Deniz Kandiyoti ile söyleşi 2: Erkekliğin yeniden dirilişi

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Mar 3, 2020 28:41


Erkek ile kadın arasındaki sözleşmeye dayalı ‘ataerkil pazarlık’ neden bitti? Yeni dönem, yani “eril restorasyon (erkekliğin yenilenmesi) dönemi” ne anlama geliyor? Devletten ve sokaktan gelen “eril restorasyonun” özellikleri ne, kadına karşı şiddetin biçimini nasıl değiştirdi? İktidarda toplumsal cinsiyet konusunda nasıl tavırlar alınacağı konusundaki ayrılıklar neden oluyor? İslamcılaşma ve otoriterleşmeye rağmen toplumsal cinsiyet alanında direniş ve karşı eğilim nasıl büyüyor? Genç kuşaktaki yeni eğilimler, kimliklerin dönüşümü, İslami kesimdeki sekülerleşme eğilimleri ne anlama geliyor? Hepsinin yanıtı Alev Özkazanç ile Arka Pencere’de "Deniz Kandiyoti ile Söyleşi" dizisinin 2. bölümünde…Söyleşiyi https://www.kisadalga.net/okuyun/ adresinden okuyabilirsiniz.

Kısa Dalga Podcast
Küçük Bilgelikler: Burak Tamdoğan ile söyleşi

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Feb 18, 2020 30:11


Küçük Bilgelikler'de Ahmet Orhan konuğu oyuncu Burak Tamdoğan ile tiyatro tutkusunu, doğaçlamayı, meddah geleneğini ve seyircinin oyuna interaktif katkısını konuşuyor. Doğaçlama sahnede aklına geleni söylemek midir? Aktif dinleme nedir? İnsanlar neden dinlemekten çok karşıdakinin söylediklerini tamamlama eğilimindedir? Öykümüzü dayatmak neden insanlığın temel sorunlarından biri? Burak Tamdoğan, neden haftada bir hiç konuşmadan, hiçbir kelime kullanmadan günü geçirmeye çalışıyor? Hepsinin yanıtı bu podcastte...

White Collar Can't Jump
Bölüm 4: Oscar'lar, İTÜ Basket ve Harun Erdenay ve kimsenin izlemediği All-Star Weekend

White Collar Can't Jump

Play Episode Listen Later Feb 15, 2020 35:17


Moto-kuryeler kısırlaştırılmalı mı? 41 yaşındaki Harun Erdenay'a küfür eden Balıkesirli kim? En boynu bükük takım Memphis Grizzlies mi? Hepsinin cevabı bu podcastte...

GZT Podcast
Doğu Türkistan: Toplama kampının tanıkları anlatıyor…

GZT Podcast

Play Episode Listen Later Feb 13, 2020 8:57


GZT, Uygur Türkleri'ne karşı #Çin'in uyguladığı zulmü 'İçerisi' ve 'Dışarısı' ile mini belgeselde gözler önüne seriyor. Özellikle Doğu Türkistan'ın başkenti Urumçi'de yaşananlar yaşananları gözler önüne seriyor. Katliamı olayın tanıklarından dinleyerek Doğu Türkistan'da neler oluyor sorusunu cevaplandırmaya çalıştık. DOĞU TÜRKİSTAN'DA NELER OLUYOR? Zahide Ruizi: Yani haberler geliyor. Çok işkence var içeride diyor. Kadınlar çırılçıplak orada diyor. Erkeklerle beraber diyor. Yiyecek yok diyor. DOĞU TÜRKİSTAN NEREDE? Gülbahar Celilova: Orada 14 yaşından 80 yaşına kadar bayanlar gördüm. Hepsinin ayaklarında 5 kiloluk zincirler vardı. Niye pranga taktılar dedim, biz de bilmiyoruz bizi de buraya kapattılar dediler https://www.youtube.com/watch?v=cDUN2CHpGGA&t=58s

Kolay Değil
Soru - Cevap | Kısa ve Öz 080

Kolay Değil

Play Episode Listen Later Jan 23, 2020 11:04


Soru - cevap zamanı! Ticaret hakkında sizlerden gelen soruları yanıtladık. Toptan ve perakendeden hangisi tercih edilmeli, perakendede stok devir hızı nasıl olmalı, zararına satış yapmak mantıklı mı, franchising taleplerini nasıl değerlendirmeli, e-ticaretin ve AVM mağazalarının geleceği nedir? Hepsinin cevabı bölümümüzde!

Acilci.Net Podcast
2019’un en önemli çalışmaları

Acilci.Net Podcast

Play Episode Listen Later Jan 13, 2020 7:23


2020 yılının bu soğuk günlerinde geçen sene neler oldu diye elimde bir okuma listesi olsun diyenlerdenseniz, doğru yere geldiniz. Acil Tıp-Kritik Bakım alanında olan biten, en çok tartışılan, makale saatlerinde işlenen ve muhtemelen önümüzdeki yıllarda da hep konuşulacak olan yılın önemli çalışmalarını, kılavuzlarını, gündelik pratiğimize etki edecek net sonuçları olan makaleleri derleyip topladık. Hepsinin orijinal kaynakları için kaynakçaya bakabilirsiniz. Sonra zaten siz sci-höt üzerinden falan derken makaleye ulaşırsınız. Herkese iyi okumalar... Sedo-Analjezi/Havayolu Back-up-head-elevated (BUHE) pozisyonu direk laringoskopide glottik açıklığı koklama pozisyonuna göre daha iyileştirmekte. Levitan’ın TATD’nin davetiyle bu sene ülkemizde yaptığı kursta da bu pozisyonu öne çıkardığını görmüştük. BUHE pozisyonunu kontraendikasyon yoksa denemekte fayda var.​1​Doğru pediyatrik ETT boyutu hesabı formülü ne? Kaflı tüp ile (Yaş/4) + 3.5, anatomik olarak daha uygun bir hesap gibi görünüyor.​2​ Kardiyoloji Düşük Kanada Senkop Risk Skoru + acilde 2 saatlik EKG monitörizasyonu 30 gün içinde ciddi aritmi geliştirecek hastaları %99,8 oranında tanımlayabiliyor.​3​COACT Çalışması – STEMI olmayan post-arrest hastalarda hemen ya da geç anjiyografi arasında 90 günlük sağkalım ve diğer sonlanımlar açısından fark yok.​4​https://acilci.net/post-resusitasyon-anjiyografi-kime-ne-zaman/AF’de erken ya da geç defibrilasyon – 48. saatte geç defibrilasyon erken defibrilasyondan daha kötü değil (non-inferior).​5​Florokinolon antibiyotikleri alımdan sonraki 7 ila 90 gün içinde ciddi aritmik olay riskini arttırıyor.​6​Compass MI aracı ile kullandığınız troponin kiti, kontrol trop zamanı, kullandığınız kesit değer ve net değişim miktarını girerek beklenen tanısal performansı hesaplayabiliyorsunuz.​7​SVT için Adenozin 6 mg 20 cc SF içinde puşe uygulamasının önce Adenozin 6mg püse ardından 20 cc SF puşe’den daha kötü olmadığı gösterildi (non-inferior).​8​https://acilci.net/supraventrikuler-tasikardi-kilavuzu-2019/ Kritik Bakım PReVENT Çalışması - ARDS olmayan YBÜ hastalarında düşük ya da orta tidal volüm stratejileri uygulaması YBÜ sonlanımlarını değiştirmiyor.​9​PreVent Çalışması – RSI’de ambu-maske – RSI’nin apneik fazında ambu maske ile ventilasyon sağlanması standart RSI ile karşılaştırıldığında oksijenasyonu arttırmış ve komplikasyon oranını yükseltmemiş – yılın tartışmalı konularından.​10​ANDROMEDA-SHOCK – Kapiller dolum mu Laktat mı? – Bu çalışmada fark gösterilememiş olsa da kapiller dolum işe yaramıyor demeden önce sonradan yapılan Bayesyan analize bir göz atmakta fayda olabilir.​11​https://acilci.net/septik-sok-hastalarinda-resusitasyon-hedefi-olarak-kapiller-dolum-zamani-ve-laktat-duzeyinin-karsilastirilmasi/SMART Çalışması – Sepsisde dengeli sıvıların kullanımı – YBÜ’deki sepsis hastalarında dengeli kristalloid sıvıların kullanılması 30 günlük hastane içi mortalitede azalma ile ilişkili çıktı.​12​https://acilci.net/dengeli-solusyonlar-mi-salin-mi/Periferden norepinefrin infüzyonu – Tahmini risk 10bin hastada 1-8 ekstravazasyon gibi görünüyor, ve ciddi komplikasyon rastlanmamış.​13​PrePARE Çalışması – Kritik hastalarda entübasyon öncesi 500 cc sıvı bolusu verilmesi kardiyovasküler kollaps oranını azaltmamış.​14​ Dahiliye Yaşlı hastalarda bayılayazma ile bayılma arasında 30 günlük ciddi yan etkiler açısından fark yok.​15​VAPI - Buharlı Elektronik Sigaralar (Vaping) İlişkili Pulmoner Hastalık – Tek kelime ile (ya da 3) tehlikeli, gereksiz, anlamsız. Bırakın şu illeti…​16​2019 IDSA-ATS Toplumdan Kazanılmış Pnömoni Kılavuzu – Kan kültürünü azalt, prokalsitoninden kurtul, aspirasyon için anaerob etkili ilaçlara yüklen, ampirik kortikosteroid artık yok, vs vs.​17​https://acilci.net/toplum-kokenli-pnomoni-2019-ats/Strep Farenjitinde 5 gün penisilin 10 güne denk.​18​ Nöroloji/İnme EXTEND Çalışması – Alteplaz süresi 9 saate kadar çıktı – İnme ile uyanan ya da 4,5-9 saat aralığında gelen ve perfüzyon görüntülemede kurtarıla...

Acilci.Net Podcast
2019’un en önemli çalışmaları

Acilci.Net Podcast

Play Episode Listen Later Jan 12, 2020 7:23


2020 yılının bu soğuk günlerinde geçen sene neler oldu diye elimde bir okuma listesi olsun diyenlerdenseniz, doğru yere geldiniz. Acil Tıp-Kritik Bakım alanında olan biten, en çok tartışılan, makale saatlerinde işlenen ve muhtemelen önümüzdeki yıllarda da hep konuşulacak olan yılın önemli çalışmalarını, kılavuzlarını, gündelik pratiğimize etki edecek net sonuçları olan makaleleri derleyip topladık. Hepsinin orijinal …

Bunu ben de yaparım
Güzellik - 2

Bunu ben de yaparım

Play Episode Listen Later Dec 10, 2019 18:48


Tarihteki Güzellik yolculuğumuza devam ediyoruz. Bu sefer 20'lerin Holywoodundayız bakalım baş döndüren yıldızların güzellik sırları nelermiş? 40'lar 60'lar ve 90'larda neler olmuş? Şişmanlar hangi yıllarda rencide edilmeye başlamış? Kısa boylu erkeklerin hiç mi yüzü gülmemiş? Karın kasım olmadan 90’lara giremez miyim? Hepsinin cevabı bu bölümde

FÖŞ
Atilla Yeşilada: İran ve Irak’ta yangın, Türkiye’yi nasıl etkiler?

FÖŞ

Play Episode Listen Later Nov 20, 2019 8:57


Irak’ta gösterilerde 150 kişi öldü, 15 bin kişi yaralandı.  İran’da ölü sayısı bilinmiyor, ama en az bin kişi tutuklandı.Gösterilerin ortak yönü geçim sıkıntısı ama siyasi boyutları da var. Bu iki komşunun kaderi Türkiye’yi çok yakından ilgilendiriyor.Siyasi olarak zayıflayan bir İran Suriye’de bize daha az sorun çıkartır. Ama siyasi karmaşa petrol fiyatlarında kaos yaratabilir.Peki, ya ekonomik ilişkiler?Hepsinin cevabı bu podcastte...

Hayat Kaçık Bir Uykudur
#17 Benzersiz Rotalar II - Sırbistan ve İsviçre

Hayat Kaçık Bir Uykudur

Play Episode Play 30 sec Highlight Listen Later Nov 3, 2019 29:24


Bu bölümde, Cihan (İstanbul) ve Samet (Kaliforniya) unutamadıkları seyahat tecrübelerini birer ülke seçerek paylaştıkları Benzersiz Rotalar'ın ikinci bölümüyle karşınızda. Hayatın kaçık uykusundan uzaklaşmak için nerelere gitmeyi seçtiler? Görmeye değer neler paylaştılar? Hepsinin cevabı ve fazlası bu haftaki yayında!

NBA Fantezi Podcast
Bölüm 1: Mock Draft. En iyi 40 oyuncu. İlk sıradan kimi seçmeli?

NBA Fantezi Podcast

Play Episode Listen Later Sep 29, 2019 29:43


Bu bölümde, 14 takımlı bir ligde Mock Draft yapıp ilk 3 turun analizini yapıyoruz ve top 40 oyuncuyu değerlendiriyoruz. İlk sıradan kimi seçmeli? Harden mi, AD mi, KAT mı? Hepsinin cevabı burada.

Farklı Kaydet.
Tottiler Messiler #119 - STSL | 4 BÜYÜĞÜN 4 ÖNEMLİ DERDİ (GS KISMINDA FRITZ'IN KATILIMIYLA)

Farklı Kaydet.

Play Episode Listen Later Sep 17, 2019 58:19


Fenerbahçe %71 ile topla oynarken neden Tolga-Gustavo ikilisini kullanıyor? Rotasyonsuz TS bu baskıyı kaldırır mı? Abdullah Avcı'nın oyununu oturtması için kaç milli araya daha ihtiyacı var? Galatasaray'ın kötü oyununun sebepleri dönemsel mi, yapısal mı? Hepsinin cevabı Tottiler Messiler'in yeni bölümünde! 2 yıldır dinlediğiniz için teşekkürler, yine bekleriz :)

Bakış Açın Hayatını Yönetir!
Dış Koşulların Yönetilebilirliği: "Su gibi ol!"

Bakış Açın Hayatını Yönetir!

Play Episode Listen Later Sep 1, 2019 9:24


- Dış koşulları nasıl yönetebiliriz? - Dış koşullara nasıl uyum sağlayabiliriz? - Hangi durumlarda kaçınmalıyız; hangi durumlarda şartları zorlamalıyız? Hepsinin cevabı ve daha fazlası için hemen dinlemeye başla!

Hayat Kaçık Bir Uykudur
#8 Benzersiz Rotalar - İzlanda ve Çekya

Hayat Kaçık Bir Uykudur

Play Episode Play 30 sec Highlight Listen Later Sep 1, 2019 19:42


Bu bölümde, Cihan (İstanbul) ve Samet (Kaliforniya) unutamadıkları seyahat tecrübelerini birer ülke seçerek paylaşıyorlar. Hayatın kaçık uykusundan uzaklaşmak için nerelere gitmeyi seçtiler? Görmeye değer neler paylaştılar? Hepsinin cevabı ve fazlası bu haftaki yayında!

Cinayet Masası - Sevin Okyay'la polisiye roman
Elmore Leonard: "Bücürü Ayarla"

Cinayet Masası - Sevin Okyay'la polisiye roman

Play Episode Listen Later Jun 2, 2019 25:15


Sevin Okyay bu yabancı bir polisiye romanla yayında. Kara para aklayan sözde yapımcılar, ulaşılması imkânsız film yıldızları, eski dublörler, menajerler, kumarbazlar, tefeciler ve katiller: Hepsinin yolu, suç romanlarının efsanevi yazarı olarak kabul edilen Leonard'ın Hollywood'unda kesişiyor. Sevin Okyay kitaptan bir bölüm okutuyor, romana ve yazarına ilişkin yorumlar yapıyor.

Beylik Mevzular Podcast
Beylik Mevzular Podcast #5 : Gömlek Mevzusu

Beylik Mevzular Podcast

Play Episode Listen Later Apr 23, 2019 12:32


Gömlekler, gömleklerimiz. Gömlek giyerken nelere dikkat etmeli, ne tür gömlekler var, bu işin doğrusu yanlışı var mı? Hepsinin cevabı ve fazlası bu bölümde. Aklınıza takılan bir durum olursa haberleşelim. Ses kalitemiz ilk bölümlerde çok iyi değil, bunun için üzgünüz. Kameramızın aldığı ses var ilk bölümlerde. Sonrasında mikrofonlanmış bölümler var, o yüzden az sabır rica ediyoruz. YouTube'da izlemek için: youtube.com/beylikmevzular siteden okumak için www.beylikmevzular.com adreslerine bekleriz.

Psikoyorum.tv - Podcast
Unutkanlığı oluşturan faktörler nelerdir?

Psikoyorum.tv - Podcast

Play Episode Listen Later Jan 9, 2019 41:06


Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın HABERTÜRK TV ekranlarında sunduğu Nevzat Tarhan ile Duygu Okulu programında bu haftanın konusu Unutkanlık. Unutkanlığı oluşturan faktörler neler? Alzheimer ne demek? Belirtileri neler? Hepsinin ve daha fazlasının cevabı HABERTÜRK Tv'de

Açık Bilim Podcast
BİLİMFİLİ PODCAST #11: %10 Efsanesi. Gerçekte Beynimizin Ne Kadarını Kullanıyoruz?

Açık Bilim Podcast

Play Episode Listen Later Jan 4, 2019 51:22


Beyni anlama yolunda büyük adımlar atmış olsak da hâlâ çözülemeyen büyük sırlar var. Az bilginin tehlikeli olabileceği söylenir; beyinle ilgili efsanelerin artmasına sebep olan da bu galeyan ve bilgisizlik ortamıdır. Beyin efsaneleri ifadesiyle, beyin ve beyinle ilgili, bazılarının gerçekliği toplumun geniş kesimleri tarafından sorgulanmadan kabul edilerek gündelik konuşmalara yerleşmiş hikâyelerden ve yanlış kanılardan söz ediyoruz. Etrafta çok sayıda yanlış kavram uçuşurken gerçek nörobilimi beyin mitolojisinden ya da bir bilim blog yazarının dediği gibi nöro-abartılar, nöro-anlamsızlıklar, nöro-palavra ya da nöro-saçmalık olarak bilinen nöro-zırvalardan ayırt etmek gittikçe zorlaşıyor. Nöro-liderlikten tutun da, nöro-kuantuma kadar aklınıza gelebilecek her faaliyetin önüne “nöro” önekini getirerek beyin bilimi modasını sermayeye dönüştürmeye çalışanlar, kişisel gelişim propagandalarının kafa karıştırıcı bir karışımını yayıyor. * Gelecek nesilleri eğiten insanlar bile beyin efsaneleriyle ayartılabiliyorsa, toplumun nöro-palavrayla gerçek nörobilim arasındaki farkı anlaması için daha fazla uğraşmamız gerekecek. Bazı efsanelerin modası geçer ya da sadece popüler inanışın sınırlarında var olurlar. Ama bazıları da çarpıcı biçimde zombi benzeri kalıcılık gösterir, bilime rağmen yayılmaya devam eder. Bazı klasik efsanelerin dayanıklılığı ise baştan çıkarıcı cazibelerini de destekler, doğru olmuş olsalar harika olabilecek olguları göklere çıkarırlar. Bir düşünsenize; beyninizin %10’unu kullanıyorsunuz ve geride keşfedilmeyi bekleyen %90’lık bir alan var. Yüzde 10’unu kullandığınız beyninizle yapabildikleriniz bunlarken, tamamını kullandığınızda neler yapamazsınız ki? Duvarların ardını görmek, insanların düşüncelerini okuyabilmek, zihninizle nesneleri hareket ettirmek, vb. aklınıza gelebilecek daha bir sürü psişik yetenek… Oldukça cezbedici geliyor değil mi? Beyninizin tamamını kullanmayı vaat eden çok pahalı eğitimler, seminerler, çok satan kitaplar, kişisel gelişim zırvaları… Hepsinin hedefindeki; beyniniz değil, cüzdanınızdır. Bu yayınımızda beynimizin %10’unu kullandığımızı ileri süren popüler ve yaygın efsaneyi ele aldık. Efsanenin geçmişi, ortaya çıkışı ve hakikat üzerine konuştuk. Keyifli dinlemeler...

KreatifBiri.com Yazılar
Neden Kreatif Olmalıyız?

KreatifBiri.com Yazılar

Play Episode Listen Later Nov 12, 2018 2:26


Kreatif garip kelime değil mi? Peki, kreatif olmanın kazanımları neler? Kimler kreatif olmak zorunda? Neden kreatif olmak lazım? Hepsinin cevabı bu podcastte!KreatifBiri.com için kaleme alan: Enes ÖZLEN

Unutulmaz Podcastler
S1E01: Pilot

Unutulmaz Podcastler

Play Episode Listen Later Feb 11, 2018 58:15


Unutulmaz Podcastler'in ilk bölümünde, orta yaşlı beyaz heteroseksüel cis erkek sanatçılar tarafından heder edilen kadın karakterleri konuştuk! IETT, Aronofsky ve Paul Thomas Anderson’a nasıl tepki koyuyor? Anderson, sinema güzellemesi yaptığı Phantom Thread ile dikiş tutturabilecek mi?mother!’ın ve Phantom Thread’in heder ettiği kadın karakterlerin kurtuluşu nerede? Başyapıt yaratma uğrunda her yol mübah mı? Disaster Artist aslında gizli bir Aronofsky hicvi mi? Pekiiii Ezhel’in, mother!’daki tanrı tasviri ile ne ilgisi var? Hepsinin cevabı ilk bölümümüzde!

Virgin Radio - Modern Sabahlar
Modern Sabahlar 291 A: 17.02.2017 Cuma | Dünya Kediler Günü'müz kutlu mutlu olsun... Kuyu iş buldu, peki son durumu ne?.. Anneannesiyle babaannesiyle hepsinin hastasıyız... Japonya'dan mini anket: yoğuşmuyorlar ama bizim çözüm önerilerimiz

Virgin Radio - Modern Sabahlar

Play Episode Listen Later Feb 17, 2017 31:08